Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Küresel Ekonomi

Kapsül Haber Ajansı - Küresel Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Küresel Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EY-Parthenon, CEO Görünüm Araştırması Yayımlandı ​​​​​​​ Haber

EY-Parthenon, CEO Görünüm Araştırması Yayımlandı ​​​​​​​

EY-Parthenon CEO Görünüm Araştırması’na göre; CEO’ların %57’si, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin bir yıldan uzun süreceğini düşünürken, %72’si yerelleşmeyi uzun vadeli bir stratejik dönüşüm olarak görüyor. %48’i bu yıl birleşme ve satın alma (M&A) işlemi gerçekleştirmeyi planlıyor; ortak girişimler ve stratejik iş birliklerine yönelik ilgi ise %73 ile kayda değer bir artış gösteriyor. Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri firması EY (Ernst&Young) çatısı altında faaliyet gösteren EY-Parthenon’un (EYP) gerçekleştirdiği CEO Görünüm Araştırması (CEO Outlook Pulse) sonuçları yayımlandı. 21 ülkeden perakende, sağlık, finansal hizmetler, sanayi, enerji, altyapı, teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren ve yıllık küresel gelirleri 500 milyon ila 5 milyar ABD dolarından fazla olan şirketlerden 1.200 CEO’nun katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, dünyanın önde gelen şirketlerini etkileyen mega trendler ve gelişmeler ile iş liderlerinin gelecekteki büyüme ve uzun vadeli değer oluşturma beklentilerine dair içgörüler veriyor. Araştırmaya katılan CEO’ların, belirsizliklerle dolu ekonomik ortamda yön bulma konusunda güçlü bir dayanıklılık ve güven sergiledikleri görülüyor. Katılımcıların %57’si mevcut jeopolitik ve ekonomik belirsizliğin bir yıldan uzun süreceğine, %24’ü ise bu sürecin üç yıl veya daha fazla devam edeceğine inanıyor. Buna rağmen, CEO’ların farklı alanlardaki küresel duyarlılıklarını 1’den 100’e kadar ölçen CEO Güven Endeksi 83 seviyesinde bulunuyor. Mevcut endeks seviyesi, bir önceki araştırmaya kıyasla 7puan artışı da vurguluyor. Araştırma verilerine göre bu güven artışı; liderlerin belirsizliğe uyum sağlaması, iş modellerini yeniden yapılandırması, değişimi benimsemesi ve daha çevik hale gelerek küresel ekonominin değişken ortamında yeni yollarla başarılı olmayı bulmasıyla açıklanıyor. CEO’lar değişimi ve dönüşümü benimsiyor Araştırma sonuçlarına göre, CEO’lar değişimi ve dönüşümü benimsiyor. CEO’ların %52’si önümüzdeki 12 ay içinde portföy dönüşümünü hızlandırmak için yatırımlarını artırmayı planlarken, %39’u ise dönüşüm seviyesini son yıllarla tutarlı bir düzeyde sürdürmeyi hedefliyor. Araştırma, küresel ekonomi yapısının değiştiği konusunda fikir birliği olduğunu ve yerelleşme ile bölgeselleşmenin önemli ölçüde benimsendiğini gösteriyor. Araştırmaya katılan CEO’ların %72’si, şirket faaliyetlerini ve stratejilerini yerel düzeyde konumlandırmayı uzun vadeli stratejik bir dönüşüm olarak görüyor. %63’ü ise bu yaklaşımın bölgesel ölçekte de geçerli olduğunu belirtiyor. Katılımcıların %38’i yerelleşme planlarını şimdiden tamamladıklarını belirtirken, %36’sı ise uygulama sürecinin devam ettiğini ifade ediyor. %21’i bölgeselleşme planlarını tamamladıklarını, %35’i ise uygulamanın ortasında olduklarını belirtiyor. Jeopolitik belirsizlik tarafında ise katılımcılar arasında görüşler ayrılıyor: %57’si bunun önümüzdeki 12 ayı aşacağını öngörürken, %24’ü üç yıldan çok daha uzun süreceğini tahmin ediyor. Buna rağmen, yalnızca %19’u belirsizliğin hedeflerini ciddi şekilde aksatacağına inanıyor. CEO’ların karşılaştıkları zorlukları kabul ederek, bu zorlukların üstesinden gelme konusundaki güvenlerinin de arttığı ortaya koyuluyor. Katılımcıların %79’u, önümüzdeki yıl boyunca enflasyonun önemli bir operasyonel engel olarak kalacağı konusunda hemfikir; %78’i ise tarifelerin de zorluk teşkil edeceğini öngörüyor. Katılımcıların %69’u, siber güvenlik tehditlerinin yenilikçi faaliyetlere duyulan güveni olumsuz etkilediğini belirtiyor. %70’i ise dijital dönüşümün önündeki temel engelin teknolojinin kendisi değil, bölgeler arasındaki eksik ve tutarsız düzenlemelerden kaynaklanan zorluklar olduğunu belirtiyor. Birleşme ve satın almalar güçleniyor, odak stratejik iş birliklerine kayıyor Katılımcı CEO’ların %48’i, geleneksel birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerini gerçekleştirmeyi bekliyor. Organik olmayan büyümenin diğer bir göstergesi olarak, katılımcıların %73’ü ortak girişimler veya stratejik iş birliklerine girmeyi öngörüyor. Bu belirgin artış, şirketlerin, belirsiz piyasa koşullarında büyük satın almalara yönelmek yerine, yenilik ve büyümeyi destekleyen çevik inorganik dönüşüm stratejilerini tercih ettiklerini gösteriyor. Öne çıkan bir diğer nokta ise, M&A gerçekleştiren katılımcı CEO’ların %41’inin şirketleri için teknoloji ve fikri mülkiyet (IP)alanlarına odaklanan şirketleri hedeflediği görülüyor. Bu durum, günümüzün rekabetçi ortamında teknolojik inovasyonun kritik rolünü vurguluyor. EY -Parthenon Türkiye Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Araştırmadan elde edilen veriler, dalgalanmaların risk değil, fırsat olarak görülmesi gerektiği yeni bir liderlik dönemine girildiğini ortaya koyuyor. CEO’lar artık istikrarı beklemek yerine, değişime uyum sağlıyor; çevik, cesur ve yenilikçi adımlar atıyorlar. Dönüşümü benimseyen CEO’ların, önümüzdeki 12 ay için küresel, sektörel veya şirket görünümü hakkında iyimser olma olasılıkları 1,5 ila 2 kat daha fazla olduğu gözlemleniyor. Ayrıca, CEO’lar büyüme stratejilerinde M&A gibi yaklaşımların yanı sıra iş birliklerine, ortak girişimlere ve seçici yatırımlara da odaklanıyorlar. Bunun yanı sıra, yerelleştirme birçok CEO için jeopolitik baskılara karşı kritik bir strateji olarak görülüyor. CEO’lar değişimleri fırsata dönüştürerek geçmişe kıyasla daha fazla dayanıklılık ve güven ortamı oluşturuyorlar.

TÜGİAD BURSA’da “Dünya ve Türkiye Ekonomisine” Yakından Bakış Haber

TÜGİAD BURSA’da “Dünya ve Türkiye Ekonomisine” Yakından Bakış

TÜGİAD Bursa Şubesi’nin geleneksel hale gelen “Ekonomi Buluşmaları” tüm hızıyla sürüyor. Üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, küresel ekonomik eğilimler, enflasyon ve faiz politikalarının olası etkileri, Türkiye’nin büyüme potansiyeli ve sektör bazlı fırsatlar üzerine önemli değerlendirmeler paylaşıldı. İş Bankası İktisadi Araştırmalar Birim Müdürü H. Erhan Gül, özellikle 2025-2026 döneminde finansal istikrar, yatırım ortamı ve dış ticaret dengesi konularında öngörülerde bulunarak katılımcılara güncel ekonomik veriler ışığında kapsamlı bir perspektif sundu. “CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINDA ÜLKEMİZE DEĞER KATMAYA DEVAM EDİYORUZ” Selamlama konuşmasını gerçekleştiren TÜGİAD Bursa Şubesi Başkanı Selim Baykal, Cumhuriyetin 102. yılını büyük bir gururla kutladıklarını belirterek, “Türkiye İş Bankası iş birliğiyle çok değerli bir programda bir araya geldik. Başta TÜGİAD ailesinin kıymetli üyeleri olmak üzere, İş Bankası çalışanlarına ve tüm misafirlerimize katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Cumhuriyetimizin 102 yılı dile kolay… Bu yüzyıl içinde ülkemiz büyük mücadelelerden geçti, çok önemli kazanımlar elde etti. Türkiye hiçbir dönemde kolay bir ülke olmadı; her zaman zorluklarla karşılaştı ama her defasında güçlenerek yoluna devam etti. Bizler de bu mirası geleceğe taşıyacak genç iş insanları olarak, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ülkemize değer katmaya devam ediyoruz.” dedi. “AMERİKA’DAKİ HOUSTON ŞUBEMİZİ AÇTIK” TÜGİAD olarak ismimizin başında “Türkiye” ifadesini taşımanın sorumluluğunu hem yurt içinde hem yurt dışında büyük bir gururla üstlendiklerini ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm şubelerimizle ülkemizin dört bir yanında iş fırsatlarını geliştirmek, üyelerimizin ticari ağlarını güçlendirmek için çalışıyoruz. Aynı zamanda yurt dışında da Türk iş insanlarını yeni pazarlara açmak için önemli adımlar atıyoruz. Bu yıl yurt dışı yapılanmamızda çok önemli gelişmeler yaşandı. Nisan ayında Çin Şubemizi, Ekim ayında ise Amerika’daki Houston Şubemizi açtık. Çin’de daha çok devlet kurumlarıyla ortak projelere odaklanırken, Houston’da tamamen farklı bir iş modeliyle ilerliyoruz. Houston’ı özellikle tercih etmemizin sebebi, sanayi yapısının Bursa’ya benzemesi ve üretim, lojistik, yatırım anlamında ciddi potansiyel taşıması. Teksas, hem Amerika içinde göç alan ve büyüyen bir eyalet olması hem de iş dünyasına sunduğu avantajlarla bizim için stratejik bir merkez niteliğinde.” “TÜRK İŞ İNSANLARINA YENİ KAPILAR AÇMAK İSTİYORUZ” Atılan adımlarla Türk iş insanlarını dünyada daha görünür kılmak ve onlara yeni kapılar açmak istediklerini ifade eden Baykal, “Önümüzdeki dönemde de bu vizyonla hareket edeceğiz. Ocak ayında Türk Cumhuriyetleri’nde benzer bir şubeleşme çalışmasına başlamayı planlıyoruz. Avrupa, Amerika, Çin ve Orta Asya gibi bölgelerde oluşturduğumuz yapılarla her biri kendi dinamiği içinde üyelerimize yeni fırsatlar sunacağız. Bizim hedefimiz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da üretimi, ihracatı ve girişimciliği güçlendirerek Türkiye’yi global iş dünyasında hak ettiği noktaya taşımak. Bayrağımızı hem yurt içinde hem de yurt dışında gururla dalgalandırmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı. GÜL, “MERKEZ BANKALARI FAİZ İNDİRİMİNE TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR” Program, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Birim Müdürü H. Erhan Gül’ün sunumu ile devam etti. Dünya ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan H. Erhan Gül, “Küresel ekonomi pandemi, tedarik zinciri, enerji krizi, yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamından çıkmaya çalışıyor” dedi. Gül sözlerine şöyle devam etti: “ABD ekonomisi özellikle iş gücü piyasasındaki güçlü seyir ve tüketim harcamalarının etkisiyle resesyona girmeden yumuşak iniş gerçekleştirdi. Avrupa’da büyüme oldukça zayıf kaldı, özellikle Almanya sanayi üretimindeki düşüşle dikkat çekti. Küresel enflasyon düşme eğiliminde ancak hizmet enflasyonu hâlâ katı. Merkez bankaları faiz indirimine temkinli yaklaşıyor.” “ENFLASYON YÜKSEK SEVİYELERDE KALACAK” H. Erhan Gül, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin olarak ise, “Yılın ilk yarısında iç talep oldukça güçlüydü. Sıkı para politikası adımlarıyla birlikte kredi büyümesinde yavaşlama görüldü. İthalatın gerilemesi ve ihracatın artışıyla cari dengede iyileşme başladı. Döviz rezervlerinde artış eğilimi devam ediyor. Kur tarafında daha istikrarlı bir seyir izleniyor. Enflasyon yılın son çeyreğinde baz etkisiyle düşüşe geçecek ancak hâlâ yüksek seviyelerde kalacak” değerlendirmesinde bulundu. “FİNANSAL İSTİKRAR GÜÇLENİYOR” Konuşmasında finansal istikrara da değinen Gül, “Risk primi ve enflasyon beklentilerinde gerileme yaşanıyor. Yabancı sermaye girişlerinin artmasıyla birlikte finansal istikrar güçleniyor. Türkiye ekonomisi dengelenme sürecinde, büyüme kompozisyonu daha sağlıklı bir yapıya evriliyor” dedi. Programda ayrıca, küresel risklerin özellikle jeopolitik gelişmeler ve enerji fiyatları kaynaklı olarak yakından izlenmesi gerektiği vurgulandı. H. Erhan Gül, “Ekonomi politikalarında öngörülebilirlik ve istikrarın korunması, fiyat istikrarının kalıcı hale gelmesi için kritik önemde” diyerek konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından, soru cevap kısmına geçildi. Program, hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bakan Bolat Ödemeler Dengesi Verilerini Değerlendirdi Haber

Bakan Bolat Ödemeler Dengesi Verilerini Değerlendirdi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, küresel ekonomide yaşanan zorluklara rağmen ekonomi programının olumlu etkileriyle cari işlemler açığında 2024'te önemli azalma sağlandığını bildirdi.   Bakan Bolat, sosyal medya hesabından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Aralık 2024 dönemi ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.   Cari işlemler açığında kaydedilen hızlı düşüş ve dengelenmenin, Türkiye'nin uluslararası kredibilitesinin yükselmesine, finansal istikrara, dış borç ihtiyacının azalmasına, enflasyonla mücadeleye ve makroekonomik istikrara katkı sağladığını belirten Bolat, Bakanlıkça uygulanan mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin de bunda etkili olduğunu aktardı.   Ticaret Bakanı Bolat cari işlemler açığının 2023 yılında 39,9 milyar dolardan Aralık 2024 itibarıyla 10 milyar dolara gerilediğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:   "Bu iyileşme ve olumlu gelişmede, parasal sıkılaşma ve aşırı talebi baskılamanın yanında Bakanlığımızca alınan tedbirlerin etkisi olmuştur. Mal ve hizmet ihracatımız 2024'te bir önceki yıla göre yüzde 4,1 artışla 377,1 milyar dolara yükselerek Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Küresel ekonomide yaşanan zorluklara rağmen uygulamakta olduğumuz ekonomi programının olumlu etkileriyle cari işlemler açığında 2024'te önemli azalma sağlanmıştır. Cari işlemler hesabındaki olumlu gelişmeler, ülkemizin risk priminin gerilemesine ve döviz rezervlerinin güçlenmesine olumlu katkı vermektedir. Ayrıca makroekonomik istikrarı güçlendirerek enflasyonun düşürülmesi sürecini desteklemektedir."   - "Çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz"   Mayıs 2023'te tepe noktası olan 55,1 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 45,1 milyar dolar azaldığını belirten Bolat, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabının ise 2024'te 52,7 milyar dolar fazla vererek güçlü seyrini koruduğunu bildirdi.   Bakan Bolat, böylece cari işlemler açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 1'in altına gerilediğine işaret ederek, mal ihracatının geçen yıl yüzde 2,4 artışla 262 milyar dolara yükseldiğini, aynı dönemde ithalatın ise yüzde 5 azalışla 344 milyar dolara gerilediğini anımsattı.   Dış ticaret açığının aynı dönemde yüzde 22,7 azalışla 82,2 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranının da 5,5 yüzde puanlık artarak yüzde 76,1'e yükseldiğini aktaran Bolat, Mayıs 2023'te 122,2 milyar dolar olan yıllık dış ticaret açığının son 19 ayda 40,1 milyar dolar azaldığına dikkati çekti.   Ticaret Bakanı Bolat mal ihracatındaki başarıya hizmet ihracatındaki artışın da eşlik ettiğini bildirerek, şunları kaydetti:   "Hizmet ihracatı, 2024'te bir önceki yıla göre yüzde 8,1 artarak 115,2 milyar dolarla rekor seviyeye ulaşmıştır. Bu dönemde seyahat gelirlerimiz 56,3 milyar dolara, taşımacılık gelirlerimiz ise 39,9 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin etkisiyle cari işlemler açığında önemli azalış sağlanmıştır. Ticaret Bakanlığı olarak bu başarıyı daha da ileriye taşımak ve ekonomimizin büyüme hedeflerine katkı sağlamak için kararlılıkla çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Cari işlemler açığındaki düşüşler, bir taraftan makroekonomik istikrarı güçlendirerek enflasyonun düşürülmesi sürecini desteklerken, diğer taraftan ekonomik büyümenin daha dengeli gelişmesini sağlamaktadır. Bu başarıyı daha da ileriye taşımak ve ekonomimizin büyüme ve istikrar hedeflerine katkı sağlamak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz."

EGİAD’dan küresel ekonomi ve siyaset semineri Haber

EGİAD’dan küresel ekonomi ve siyaset semineri

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), iş dünyasının önde gelen isimlerini Uluslararası Siyasetin Uzman isimlerinden Doç Dr. Sinem Ünaldılar ile biraraya getirerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin küresel ekonomi ve uluslararası ilişkiler üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere önemli bir seminer düzenledi. Trump’ın ikinci döneminde, ABD'nin izlediği politikaların küresel düzende nasıl yankı bulacağı ve Türkiye ile ilişkilerde hangi dinamiklerin devreye gireceğinin tartışıldığı toplantı iş dünyasından büyük ilgi gördü. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı’nın açılış konuşması yaptığı seminerde, Ünaldılar ABD’nin Çıkarlarını Odağına Alan Dış Politika, Küresel Ekonomide Korumacılık, Yükselen Güçlerle Artan Rekabet ve Yeni Ekonomik Bloklar, Transatlantik Ruhtaki Yıpranma, Ortadoğu, Suriye’deki Gelişmeler ve Türkiye başlıklarında önemli değerlendirmeler de bulundu. Dayanışma ve Bilgi Paylaşımı Toplantı EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacının açılış konuşmasıyla başladı. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Özhelvacı, EGİAD olarak böyle bir belirsizlik ortamında dayanışmanın önemine dikkat çekerek, "Böyle bir dönemde bilgiyi paylaşmak, iş dünyası olarak birlikte hareket etmek kritik önem taşıyor. EGİAD olarak, önümüzdeki dönemi daha dirençli ve bilinçli bir şekilde atlatmak için çeşitli bilgilendirme etkinlikleri düzenlemeye devam edeceğiz" dedi. Dünya Ticaret ve Ekonomi Yeni Bir Belirsizlik Döneminde Kaan Özhelvacı, konuşmasında iş dünyasının önündeki ekonomik zorluklara dikkat çekerek, çalkantılı bir küresel dönemden geçildiğini vurguladı. VUCA (Değişkenlik, Belirsizlik, Karmaşıklık, Muğlaklık) döneminin ötesine geçildiğini belirten Özhelvacı, artık büyük çalkantılar ve belirsizliklerin damgasını vurduğu BANI (Kırılgan, Kaygılı, Doğrusal Olmayan, Anlaşılmaz) bir ekonomik ve siyasi ortamın içinde olunduğuna dikkat çekti. Trump’ın ikinci dönemine dair değerlendirmelerde bulunan Özhelvacı, "Özellikle Trump’ın yeni ticaret politikaları, küresel ticaret dengelerini ve uluslararası ilişkileri yeniden şekillendiriyor. Gümrük tarifelerinin artırılması, yeni ticaret savaşlarının habercisi olarak görülürken, çok sayıda ülkeyi etkileyebilecek bir ekonomik dönemin içine giriyoruz. İçinde yaşadığımız günlerin ekonomik ve siyasal açısından başlıca gündemlerini, ikinici kez seçilen ABD Başkanı Trump’ın politikalarının belirlediğini görüyoruz. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta içinde Trump, seçim dönemindeki söylemlerinde de bahsettiği gümrük tarifelerinin yükseltilmesi konusunu zaman kaybetmeden hayata geçirdi. Tüm otoriteler bu durumu yeni bir “Küresel Ticaret Savaşları” dönemi olarak nitelendiriyor. Çok açık görülüyor ki ticaret açısından bir savaş dönemine giriyoruz. Uluslararası siyasi ilişkilerin de oldukça gerilim içinde olduğu bu dönemde, bunların üzerine Trump’ın politikalarının oluşturacağı yeni belirsizlikler ve çalkantılar ekleniyor. Trump'ın uygulamaya koyduğu ve koymayı planladığı politikaların, genel olarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği tahmin ediliyor. Özellikle, Çin, Meksika ve Kanada'dan yapılan ithalatlara uygulanan son gümrük tarifelerinin ABD'nin ekonomik çıktısını azaltacağı ve iş kayıplarına yol açacağı belirtiliyor. Bu tarifelerin AB ülkelerine dahi uygulanabileceği Trump’ın söylemleri arasında. Trump’ın bu uygulamalarının, tüketici fiyatlarını artırarak enflasyona yol açabileceği belirtilmekte. Ayrıca, Trump’ın başlattığı yeni küresel ticaret savaşlarının, tedarik zincirlerinde aksamalara neden olabileceği ve bu durumun da fiyat artışlarına ve ekonomik belirsizliğe katkıda bulunabileceği görülmekte. Diğer ülkelerin de misilleme tarifeler uygulaması ve bu durumun da küresel ticarette genel bir gerilemeye yol açabileceği söylenebilir.” dedi. Trump’ın uluslararası ilişkilerde de dikkat çekici politikalar uyguladığına dikkat çeken EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, “NATO'ya yönelik yeni talepler, Ukrayna Savaşı'nı Rusya lehine olacak şekilde sonlandırma girişimi, Grönland'ı Danimarka’dan Satın Alma Talebi, Panama Kanalı'nı geri alma tehdidi, Meksika uyuşturucu kartellerine karşı askeri operasyonlar başta olmak üzere, hepsi kısa vadede ABD'nin çıkarlarını korumayı hedeflese de, uzun vadede müttefiklerle ilişkilerin zedelenmesine, küresel istikrarsızlıklara yol açabilecek görünüyor.” dedi. Teknoloji Oligarklığının Güçlenmesi Diğer yandan, Trump’un ikinci döneminde Elon Musk gibi, dünyanın en zengin insanlarının da arasında yer aldığı büyük teknoloji girişimcilerinden destek almasının tartışmalara sebep olduğunu hatırlatan Özhelvacı, “Bu durum “teknoloji oligarklığının güçlenmesi” olarak ifade ediliyor, otoriter rejimlerin güçlenmesi, liberal demokrasiye olan güvenin azalması, alternatif güç merkezlerinin yükselmesi, ülkeler arası dijital egemenlik yarışının büyümesi gibi sonuçları olması bekleniyor.” diye konuştu. Korumacı Ekonomi ve Yeni Ekonomik Bloklar Konuk konuşmacı Doç. Dr. Sinem Ünaldılar ise ABD’nin uluslararası politikadaki yeni dönemini detaylı bir şekilde ele aldı. Trump'ın ikinci döneminde korumacılık politikalarının sertleşeceğini belirten Ünaldılar, Meksika, Kanada ve Çin'e getirilen ek gümrük tarifelerinin Kore, Tayvan ve Vietnam gibi ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletileceğini vurguladı. BRICS, Şangay İşbirliği Örgütü ve ASEAN gibi yapıların giderek güçlenmesiyle birlikte, Trump'ın ABD dolarını rezerv para birimi olarak kullanmayan ülkelere yaptırım uygulayabileceği ifade eden Ünaldılar, "ABD dolarsız ticaret yapan BRICS ülkelerine %100 vergi getirme tehdidi, küresel ticaret sistemini yeniden şekillendirebilir. Bloklar arası rekabet artacak. Bu uygulamalar sadece ticaret dengesizlikleri yaratmakla kalmayacak, aynı zamanda yeni ekonomik bloklaşmalara da neden olacak." dedi. Trump’ın ABD çıkarlarını merkeze koyan politikasının, ABD'nin çıkarlarını önceliklendiren bir yaklaşımının, çeşitli ülkeler için ekonomik sarsıntılar yaratabileceğine dikkat çekti. NATO Gerilimleri Trump'ın, Avrupalı NATO üyelerinden daha fazla savunma harcaması yapmalarını isteyeceğini vurgulayan Ünaldılar, bu baskıların NATO içinde yeni gerilimlere neden olabileceğini belirtti. BRICS ülkeleri ve Asya-Pasifik bölgesi ile gerginliğin artmasının muhtemel olduğunu vurgulayan Ünaldılar, ABD ve AB ilişkilerinin de baskı altında olacağını belirtti. "Özellikle ABD-AB ilişkilerinde NATO ve savunma harcamaları konusunda yeni gerilimler yaşanabilir. Trump, Avrupalı müttefiklerden daha fazla katkı bekleyecek, ancak bu sürecin AB içinde de çatışmalara neden olması olası." diye ekledi. Ortadoğu ve Türkiye ile İlişkiler Trump’ın ikinci döneminin Türkiye ile olan ilişkileri nasıl etkileyeceğine de değinen Ünaldılar, ABD-Türkiye ilişkilerinin Trump döneminde Biden'a göre daha olumlu seyredeceğini ifade ederek, "Ancak PYD/YPG konusu ve ABD'nin bölgedeki askerî varlığı, ilişkilerin belirleyicisi olacak." dedi. Ayrıca, Trump’ın Ukrayna savaşını bitirme planlarının da AB ve NATO müttefikleri ile yeni çatışmalara yol açabileceğine dikkat çeken Ünaldılar, "ABD’nin Ukrayna savaşında barışı zorlayıp zorlamayacağı ve bunu ne şekilde yapacağı, uluslararası siyasetteki en büyük belirsizliklerden biri olacak." ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.