Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Küresel Zorluklar

Kapsül Haber Ajansı - Küresel Zorluklar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Küresel Zorluklar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor Haber

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor

Bakan Şimşek, "Küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 16'ncı Boğaziçi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. Konuşmasına küresel ekonomideki son durumu tarif ederek başlayan Şimşek, "Küresel ekonomik politika belirsizliği bu yılın başlarında zirve yaptı. Küresel ticaret politikası belirsizliği de benzer bir tablo ortaya koyuyor. Bu kadar yüksek düzeyde belirsizliğe yol açan zorluklar neler? Ticaretin parçalanması, yüksek küresel borçluluk oranları, yaşlanan nüfuslar... Elbette yapay zeka verimliliği artırmak için muazzam bir potansiyele sahip, ancak teknolojilerin paylaşımı konusunda bölgesel dengesizlikler söz konusu olduğunda tablo karmaşıklaşıyor. Yaklaşan iklim felaketi de bir diğer endişe kaynağı. Ayrıca çevremize ve ötesine baktığımızda pek çok çatışma ve gerilim görüyoruz. İşte bu tablo, bu yılki zirvenin ana temasını da oluşturuyor." dedi. Yaşanan bu durumun IMF'nin büyüme projeksiyonlarına da yansıdığını kaydeden Şimşek, "IMF her yıl beş yıllık büyüme projeksiyonları yayınlıyor ve son birkaç yıldır küresel büyüme tahminleri yüzde 3 civarında sıkışmış durumda. Eski güzel günlerde, küresel finans krizinden önce, korumacılığın artmadığı dönemlerde beş yıllık büyüme tahminleri yüzde 4,5 ila 5 civarındaydı. Düşük büyüme artık ‘yeni normal’ olarak görülüyor." dedi. 'TİCARETTE KORUMACILIK PROBLEMİNİ SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI İLE AŞIYORUZ' Küresel ticarette korumacılığın artmasının yeni norm haline geldiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin bu duruma nasıl uyum sağladığını ise şu sözlerle anlattı: "Tamamen bağışık değiliz ama görece daha az kırılganız çünkü ticaretimizin büyük kısmı serbest ticaret anlaşması yaptığımız ülkelerle gerçekleşiyor. Şu anda 54 ülke ile STA’mız var. Ayrıca yakın coğrafyamızdaki dost ülkelerle olan ticaretimizle birlikte toplam ihracatımızın yüzde 80’inden fazlası bu ağ içinde. Dolayısıyla, ticaretin bölünmesine karşı daha dayanıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Bununla birlikte, sadece bekleyip izlemiyoruz. Bölgesel entegrasyonu küresel ticaret parçalanmasına karşı bir çözüm olarak görüyoruz. Bu kapsamda, Körfez’den Irak üzerinden Türkiye’ye uzanacak ‘Yeni Kalkınma Yolu’ projesine yatırım yapıyoruz. Bu hat, Körfez Ülkeleri ve Irak’ı Londra ve Pekin’e bağlayacak. Ayrıca mevcut serbest ticaret anlaşmalarını hizmetler, tarım ve kamu alımlarını da kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. Bu noktada Birleşik Krallık ile kapsamlı bir anlaşma tamamlanmak üzere. Avrupa Birliği ile mevcut Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekiyor. Körfez Ülkeleriyle yeni anlaşmalar yürürlükte. Japonya ile de görüşmeler sürüyor. Türkiye’nin Asya ticaretinde konumu çok güçlü; coğrafi olarak en kısa ve en verimli güzergâh bizden geçiyor. Bu yüzden bu yeni bağlantılara yatırım yapmak sadece Türkiye için değil, bölgenin refahı ve ticareti için de kritik öneme sahip." EN GÜÇLÜ POTANSİYEL HİZMET İHRACATINDA Türkiye'nin şu anda dünyada turist sayısında dördüncü sırada olduğuna işaret eden Şimşek, "İnşaat sektöründe Çin’in ardından dünya ikincisiyiz. Sağlık turizminde küresel pazarın yüzde 5’ine sahibiz. Eğitimde yeni ama yükselen bir oyuncuyuz. The Economist dergisine göre, Türkiye dizi ihracatında dünyada üçüncü. Oyun sektöründe ise İstanbul, Londra’nın ardından ikinci sırada. Türkiye hizmet ihracatında dünyanın 20. büyük ülkesi, ancak önümüzdeki on yılda büyümenin en güçlü potansiyelinin burada olduğunu düşünüyoruz." dedi. Küresel borçluluk oranlarının son 10 yıllarda ciddi şekilde arttığını vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin bu alandaki avantajını şöyle anlattı: "Bu oranlar özel sektör, hane halkı, kamu ve finansal sektör borçlarını kapsıyor. Türkiye’nin toplam borçluluk oranı yüzde 89 seviyesinde. Bu oran dünya genelinde yüzde 240, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 320 civarında. Bu, Türkiye’nin geniş bir mali manevra alanına sahip olduğu anlamına geliyor. Düşük borçluluk ve güçlü mali yapı, beklenmedik zorluklar karşısında dahi kaynak yaratma kapasitesi sunuyor. Bu çerçevede verimliliği artıracak altyapı yatırımlarına öncelik veriyoruz. Büyük organize sanayi bölgelerini limanlara demiryolu ile bağlamayı hedefliyoruz. Bu hem rekabet gücümüzü artıracak hem de karbon ayak izimizi azaltacak." 30 YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNÜNE 30 MİLYAR DOLAR KAYNAK Yapay zekanın insanlık için verimliliği artırmanın en önemli yolu olacağını belirten Şimşek, "Her teknolojik devrimde olduğu gibi iş kayıplarına dair endişeler olsa da tarih bunun uzun vadede verimlilik artışına dönüştüğünü gösteriyor. Türkiye, IMF’nin “AI preparedness index” sıralamasında gelişmekte olan ülkelerin önünde. Önümüzdeki yıllarda fiber altyapının genişletilmesi, 5G+ yatırımları, veri merkezleri ve nükleer enerjiye yatırım planlanıyor. Türkiye, ‘Yüksek Teknoloji 30’ programıyla 2030 yılına kadar 30 yüksek teknoloji ürününü desteklemek için 30 milyar dolarlık kaynak ayırıyor. Ayrıca, genç nüfusun mühendislik ve yazılım alanındaki yetkinliği Türkiye’ye büyük avantaj sağlıyor. Küresel ısınma gerçeğiyle mücadelede de Türkiye ciddi adımlar atıyor. Son 20 yılda sulama ve su koruma yatırımları için 90 milyar dolar harcandı. Parlamento, bu yıl İklim Yasası ve Yenilenebilir Enerji Yasası’nı kabul etti. Oxford ve Cambridge üniversitelerinin araştırmasına göre, Türkiye dünyayı daha ‘yeşil’ hâle getirme potansiyeli en yüksek altıncı ülke." dedi. ‘KÜRESEL ZORLUKLAR AYNI ZAMANDA TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR SUNUYOR’ Türkiye’nin ekonomik reform programının üç temel öncelik üzerine kurulu olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: "Fiyat istikrarı, güçlü mali yapı ve sürdürülebilir cari denge. Üç aşamalı programın ikinci fazında dezenflasyon, mali disiplinin güçlendirilmesi ve cari açığın azaltılması adımları uygulanıyor. Enflasyon yüzde 60’lardan yüzde 30’lara düştü ve önümüzdeki üç yılda tek haneli seviyelere inmesi hedefleniyor. Yirmi yıllık ortalama bütçe açığı GSYH’nin yüzde 2,4’ü. Deprem harcamaları nedeniyle artan açık, yeniden yüzde 3’ün altına indirilecek. Harcama kontrolü, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, vergi reformu ve kamu maliyesi reformları planlanıyor. Türkiye’nin risk primi 460 baz puan azaldı; bu da borçlanma maliyetlerinin ciddi biçimde düştüğü anlamına geliyor. Ülke, yatırım yapılabilir seviye için not artırımlarını sürdürüyor. Moody’s son yıllarda Türkiye’yi üç kademe, S&P ise iki kademe yükseltti. Sonuç olarak, küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek."

60'tan Fazla Ülke Boğaziçi Zirvesi İçin Türkiye'ye Geldi Haber

60'tan Fazla Ülke Boğaziçi Zirvesi İçin Türkiye'ye Geldi

Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen ve bu yıl “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla gerçekleştirilen zirve, iki gün boyunca küresel ekonomideki dönüşüm, siyasi dengeler, teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilirlik ekseninde kritik başlıkları ele alacak. Zirvenin açılış konuşmasını yapan UİP Kurucusu Cengiz Özgencil, yaşadığımız çağın krizlerden doğan yeni bir gerçekliğe birlikte uyum sağlama dönemi olduğunu belirterek, Boğaziçi Zirvesi'ni sadece fikirlerin değil, ortak çözümlerin ve karşılıklı öğrenmenin bir platformu olarak gördüklerini kaydetti. Zirvenin açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir mesaj göndererek iş birliği ve diyalog vurgusu yaptı. 6–7 Kasım tarihleri arasında düzenlenen zirve, 60'tan fazla ülkeden eski cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, büyükelçiler, diplomatlar, akademisyenler, yatırımcılar ve iş dünyasının liderlerini İstanbul’da buluşturdu. Etkinlikte 70’e yakın yabancı ve 50’ye yakın yerli konuşmacı yer alıyor. Türkiye ekonomisine yön veren iş insanlarıyla birlikte dünya siyasetinin önemli figürlerini aynı çatı altında buluşturan Boğaziçi Zirvesi, iki gün boyunca İstanbul’u küresel fikir alışverişinin, ticaretin ve diplomatik temasların merkezi haline getirecek. Zirvede, dünyanın son yıllarda karşı karşıya kaldığı savaşlar, ekonomik belirsizlikler, güvenlik tehditleri ve ticaret savaşları gibi sorunların küresel ekonomiye etkileri tartışılıyor. Katılımcılar, jeopolitik gerilimlerin ve değişen ticaret dinamiklerinin dünya ekonomisinde yarattığı dönüşümü değerlendirirken, ülkelerin bu yeni gerçeklere nasıl uyum sağlayabileceği üzerine fikir alışverişinde bulunacak. Organizasyon kapsamında ayrıca pandemi sonrası toparlanma süreci, finansal sistemlerdeki değişim, dijitalleşme, enerji güvenliği, yapay zeka ve iklim krizi gibi konular da masaya yatırılacak. 'YENİ BİR GERÇEKLİĞE UYUM SAĞLAMA DÖNEMİNDEYİZ' Zirvenin açılış konuşmasını yapan UİP Kurucusu Cengiz Özgencil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan zirve dolayısıyla gelen mesajını paylaştı. Erdoğan'ın mesajında zirvenin stratejik iş birlikleri ve sonuç odaklı fırsatları değerlendirme ve yeni fırsatlar üretip işbirliği imkanlarına katkı sağlayacağına inandığını ifade ettiğini kaydeden Özgencil, şunları söyledi: "Bu seneki ana mottomuzu “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” olarak belirledik. Yaşadığımız çağ, krizlerle tanımlanan bir dönem değil; aksine, bu krizlerden doğan yeni bir gerçekliğe birlikte uyum sağlama dönemidir. Teknolojik, ekonomik, çevresel ve toplumsal dönüşümler birbirine geçmiş durumda. Bu nedenle, bu zirveyi sadece fikirlerin değil, ortak çözümlerin ve karşılıklı öğrenmenin bir platformu olarak görüyoruz." Küresel zorluklara karşı en güçlü yanıtın diyalog ve iş birliği olduğunun altını çizen Özgencil, zirvede iki gün boyunca farklı alanların liderlerinin önderliğinde fikir alışverişleri gerçekleşeceğini, 60’tan fazla ülkeden devlet adamları, diplomatlar, akademisyenler ve iş dünyası liderleriyle oluşan çeşitliliğin Boğaziçi Zirvesi’nin en büyük gücü olduğunu kaydetti. Bu yıl zirvede çok önemli paneller yapılacağını belirten Özgencil, "Örneğin, yapay zekanın etik sınırlarını tartışacağımız “Zekâ Çağı: Güç, Etik ve İnsanlığın Geleceği”, iklim değişikliğine karşı tarım ve gıda güvenliğini ele alan “Bolluğun Ötesinde: Dayanıklı Bir Gelecek İçin Tarımı Yeniden Düşünmek” ve enerji, finans, yönetişim, kadın liderliği gibi alanlarda düzenlenecek paneller, bu uyum sürecinin çok boyutlu doğasını ortaya koyacak. Yapay zeka, iklim krizi, finansal dijitalleşme, güvenlik ve toplumsal eşitsizlikler... Bunların hepsi, insanlığın aynı anda hem sınav hem fırsat yaşadığı alanlar. Bizler, bu dönüşümün edilgen izleyicileri değil, etik, adil ve sürdürülebilir bir geleceğin inşacıları olmalıyız. Türkiye, coğrafi ve kültürel konumuyla bu diyaloğun tam merkezinde yer alıyor. Asya ile Avrupa’yı, Afrika ile Avrasya’yı buluşturan bu topraklarda, her yıl olduğu gibi, köprü kurmaya devam ediyoruz." diye konuştu. 'DÜNYA BÜYÜK ZORLUKLARLA KARŞI KARŞIYA' UİP Onursal Başkanı Dr. Talal Abu-Ghazaleh, dünyanın zor günlerden geçtiğini belirterek, karşı karşıya kalınan temel zorluklardan bahsetti. Bunlardan ilkinin iklim konusu olduğunu belirten Abu-Ghazaleh, bu konuya ilk kez 1999 yılında dikkat çektiklerini ve dünyanın devamlılığı için mutlaka bu konuda önlemler alınması gerektiğini söyledi. İkinci konunun Birleşmiş Milletler'in artık paralize olması ve devre dışı kalması olduğunu kaydeden Abu-Ghazaleh, BM'nin mutlaka kendi içerisinde reformlar yapması gerektiğini iletti. Üçüncü problemin ABD ile Çin arasında yaşananlar olduğunu ve Tayvan ve Güney Çin Denizi üzerindeki tartışmaların çok önemli bir problem olduğunun altını çizen Abu-Ghazaleh, dünyadaki bir diğer meydan okumanın da bilgi devriminin sonuçları üzerinden gerçekleştiğini ifade etti. Yaşanan dijitalleşmeyle birlikte karşımıza yapay zekanın çıktığını söyleyen Abu-Ghazaleh, "Bu alanda çok ciddi gelişmeler yaşanıyor ve bilgisayar programları giderek daha akıllı hale geliyor. Makineler, makinelerin arkasındaki beyinlerden daha da zeki ve akıllı hale gelmeye başlıyor. Şu anda uzmanlar bilgisayarların ya da yapay zekanın dünyanın yöneticisi olmasını engellemeye çalışıyorlar. İnsanlar yapay zekanın çalışanları olmasın diye uğraşıyorlar, Bu şaka değil, gerçek." dedi. BOĞAZİÇİ ZİRVESİ, EKONOMİK DİPLOMASİNİN MERKEZİ OLMAYA DEVAM EDİYOR 16 yıldır aralıksız olarak düzenlenen Boğaziçi Zirvesi, yalnızca ekonomik bir etkinlik değil aynı zamanda uluslararası ekonomik diplomasi ve iş birliği platformu olarak öne çıkıyor. Her yıl farklı ülkelerden ticaret heyetlerini ve yatırımcıları ağırlayan zirvede, geçmiş yıllarda yapılan görüşmeler neticesinde milyonlarca dolarlık ticari anlaşmalara imza atıldı. Bu yıl da zirve kapsamında çok sayıda B2B görüşme ve ikili temas gerçekleştirilmesi bekleniyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.