Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kurum Kültürü

Kapsül Haber Ajansı - Kurum Kültürü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kurum Kültürü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Folkart’ın İnsan Odaklı Yönetim Yaklaşımına Büyük Ödül Haber

Folkart’ın İnsan Odaklı Yönetim Yaklaşımına Büyük Ödül

Saya Holding’in İzmir merkezli gayrimenkul şirketi Folkart, Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen İnsana Değer Ödülleri’nde “İnsana Değerde Liderlik – Büyük Ödül” kategorisinin sahibi oldu. Folkart, insana odaklı yönetim anlayışını, kurum içi gelişim modellerini ve çalışan bağlılığını destekleyen İK uygulamalarıyla ödüle değer bulundu. Kurum kültürü ve insan kaynakları politikalarında yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken şirket, çalışma ortamının iyileştirilmesi, yetenek gelişimi, katılımcı iletişim mekanizmaları ve sürdürülebilir İK yatırımlarıyla ödül sürecinde örnek gösterilen kurumlar arasında yer aldı. Mesut Sancak’tan Teşekkür Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, “Folkart’ın yürüttüğü çalışmalar, hayata geçirdiği projeler ve çalışan deneyimine verdiği önemin Peryön jürisi tarafından takdir edilmesi bizleri gururlandırdı. Saya Holding bünyesindeki Folkart’ın, insana değer veren yönetim anlayışı bir kez daha öne çıkmış oldu. Bu yolculuğa katkı sunan Saya Holding İnsan ve Kültür Direktörümüz Kezban Sancak Elay ile Folkart İnsan ve Kültür Müdürümüz Adile Kutludağ nezdinde tüm ekip arkadaşlarımıza teşekkür ederim” dedi. Başarıyı Getiren İK Yaklaşımı “İnsana değer veren yaklaşımımızın karşılık bulması bizim için kıymetli,” diyen Saya Holding İnsan ve Kültür Direktörü Kezban Sancak Elay, Folkart’ın ödüle uzanan yolculuğunu şu sözlerle değerlendirdi: “Çalışanlarımızın gelişimini desteklemek ve ilerleme fırsatları sunmak, bizim için yalnızca bir yönetim tercihi değil; sürdürülebilir başarıya inanan bir yaklaşım. Folkart’ın bu ödüle uzanması, Saya Holding’in insan odaklı politikasının etkisini net biçimde ortaya koyuyor. Bundan güç alarak çalışan deneyimini daha da ileri taşıyacağız.”

Mitsubishi Electric Türkiye’ye “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” Alanında İki Ödül Haber

Mitsubishi Electric Türkiye’ye “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” Alanında İki Ödül

GPTW “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” araştırması ve listesi, insan ve kültür profesyonellerinin liderlik yaklaşımlarını; iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, çalışan refahı ve kurum kültürü gibi kriterleri analiz ederek bu alandaki en iyi liderleri belirlemeyi amaçlıyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Mitsubishi Electric Türkiye İnsan Kaynakları – Kurumsal İletişim – İdari İşler & Satın Alma Direktörü Kaan Gürışık, insan kaynakları uygulamalarını ileri taşıyan çalışmaları ve etkili liderliğiyle “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” listesinde en üst derece olan “Altın” ödüle layık görüldü. Ayrıca Gürışık, “İş Sağlığı ve Güvenliği ile İş ve Sosyal Güvenlik” alanlarındaki dikkat çeken başarılarıyla “En İyi Mevzuat Uyumu ve İş Yeri Güvenliği” özel ödülünün de sahibi oldu. Kaan Gürışık, ödüllerle ilgili yaptığı değerlendirmede, çalışan memnuniyeti ve refahını en üst seviyede tutma kararlılıklarının kendileri için en büyük motivasyon kaynaklarından biri olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Mitsubishi Electric Türkiye olarak, insan odaklı bakış açımızla çalışanlarımızı sürekli dinliyor ve onları süreçlerimizin aktif bir parçası haline getiriyoruz. Yeni yetenekleri sektöre kazandırmak ve onların gelişim süreçlerini desteklemek adına özveriyle çalışmaya devam ediyoruz. İşe alım süreçlerimizde çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerini odağımıza alarak farklı yetenekleri şirketimize katıyor ve çalışanlarımızı süreçlerimizin aktif bir parçası haline getiriyoruz. Bununla birlikte dijitalleşme ve teknoloji yatırımlarımız sayesinde çalışanlarımıza uluslararası deneyimler sunmayı ve gelişimlerini küresel bir perspektifle desteklemeyi amaçlıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanında da uluslararası standartları referans alarak güvenli, konforlu ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturmak her zaman önceliğimiz.” Gürışık, “Bu iki ödüle layık görülmek benim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı. Great Place To Work Türkiye’ye takdirleri için teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Mitsubishi Electric Türkiye, çalışan deneyimini sürekli geliştirmeye yönelik insan odaklı yaklaşımını sürdürerek, kurum kültüründe mükemmelliği gelecekte de kararlılıkla ileri taşımayı hedefliyor.

QNB Sigorta, Great Place To Work® 2025 Liderlik Programında Gold Ödülün Sahibi Oldu Haber

QNB Sigorta, Great Place To Work® 2025 Liderlik Programında Gold Ödülün Sahibi Oldu

QNB Sigorta, çalışan deneyimi ve güven temelli kurum kültürü alanındaki güçlü uygulamalarıyla insan ve kültür yönetimindeki liderliğini bir kez daha tescilledi. Great Place To Work® tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Best People & Culture Leaders™ 2025 programında, QNB Sigorta İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Nadire Yücetürk, En İyi İnsan ve Kültür Liderleri arasında yer alarak Gold Ödül’e layık görüldü. Program kapsamında, güveni, aidiyeti ve çalışan deneyimini merkeze alan liderlik yaklaşımıyla öne çıkan yöneticiler değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda, çalışan odaklı uygulamaları, kapsayıcı liderlik anlayışı ve kurum kültürüne kattığı değerle öne çıkan QNB Sigorta İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Nadire Yücetürk’ün de arasında yer aldığı Türkiye’nin En İyi İnsan ve Kültür Liderleri, 19 Kasım’da Wyndham Grand İstanbul Levent’te gerçekleşen törenle açıklandı. Ödülle ilgili mutluluğunu dile getiren QNB Sigorta İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Nadire Yücetürk; “QNB Sigorta olarak çalışan deneyimini merkeze alan, güvene dayalı ve kapsayıcı bir kurum kültürü oluşturmak için sürekli gelişmeye odaklanıyoruz. Türkiye’nin En İyi İnsan ve Kültür Liderleri arasında yer almak, bu yolculukta doğru adımlar attığımızın güzel bir göstergesi oldu. Bu başarıda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.

Şirketlerin Üçte Biri Yapay Zeka Stratejisini Tanımladı Haber

Şirketlerin Üçte Biri Yapay Zeka Stratejisini Tanımladı

Stratejisini yönetim kurulu düzeyinde tanımlayan şirketlerin oranı yüzde 37,6 olurken, kurumların en çok zorlandığı alanlar yetenek (yüzde 58), bütçe (yüzde 57) ve kurum kültürü (yüzde 55) olarak öne çıktı. Üretken yapay zekada en çok kullanılan modeller ise OpenAI (yüzde 80), Microsoft Copilot (yüzde 44) ve Google Gemini (yüzde 42) oldu. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI), Türkiye’deki kurumların yapay zeka yolculuğunu ortaya koyan Yapay Zeka Araştırması 126 kurumun katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye’de şirketlerin yapay zeka stratejilerini, uygulama alanlarını ve karşılaştıkları zorluklara ışık tutan araştırma, Türkiye’de her 6 şirketten birinin yapay zekayı aktif olarak kullandığını beş ve üzeri proje yürüten kurum oranının ise yüzde 32,8 olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 37,6’sı yapay zekayı yönetim kurulu düzeyinde onaylanmış bir stratejiyle ele alıyor. Ancak kurumların önemli bir kısmı hâlâ “hazırlık” veya “taslak” aşamasında. Raporda, yapay zekanın stratejik olarak en çok “operasyonel verimliliği artırma”, “maliyet düşürme” ve “karar destek sistemlerini güçlendirme” amacıyla konumlandırıldığı vurgulanıyor. Yapay zekayı organizasyonel yapısına entegre eden şirket sayısı artarken, dedike yapay zeka ekibine sahip kurum oranı yüzde 15,2’ye yükseldi. Bu ekiplerin yüzde 42’si 4 ila 10 kişiden oluşuyor ve çoğu veri analitiği birimleriyle entegre biçimde çalışıyor. Bu tablo, şirketlerin yapay zekayı bireysel inisiyatiflerden çıkararak kurumsal bir uzmanlık alanı haline getirmeye başladığını gösteriyor. Üretken yapay zekada farkındalık yükseliyor TRAI raporu, Türkiye’de üretken yapay zeka (GenAI) alanında önemli bir hareketlilik yaşandığını ortaya koyuyor. Şirketlerin büyük bölümü, içerik üretimi, kurumsal eğitim, müşteri iletişimi, kodlama ve raporlama gibi alanlarda üretken yapay zekayı test ediyor. Kurumların yüzde 80’i OpenAI, yüzde 44’ü Microsoft Copilot, yüzde 42’si ise Google Gemini modellerini tercih ediyor. Bununla birlikte, Anthropic Claude, Meta Llama ve Mistral gibi alternatif modellerin de giderek yaygınlaştığı görülüyor. Bu tablo, Türkiye’de kurumların artık “tek kaynaklı” model anlayışından uzaklaştığını, farklı modellerle hibrit yaklaşımlara yöneldiğini gösteriyor. Rapora göre, üretken yapay zekanın en çok kullanıldığı alanlar arasında chatbotlar ve kurumsal asistanlar, copilotlar ve kodlama destekleri, içerik üretimi ve özetleme araçları, RAG tabanlı çözümler ve kurumsal bilgi yönetimi sistemleri yer alıyor. Ajan tabanlı yapay zeka uygulamaları yükseliyor Araştırmada “bir sonraki dalga” olarak nitelendirilen ajan tabanlı yapay zeka sistemleri, Türkiye’de yeni bir dönemin habercisi olarak öne çıkıyor. Henüz erken aşamada olan bu alanda, şirketlerin yarısından fazlası pilot projeler yürütüyor veya kavramsal kanıt (PoC) çalışmaları gerçekleştiriyor. Kurumların en çok tercih ettiği platformlar arasında Microsoft Copilot Studio, LangChain ve Google AI Agent Builder öne çıkıyor. Uygulama alanlarında ise HR Agent, Finance Agent, CRM Agent ve Doküman Asistanı gibi örnekler dikkat çekiyor. Bu bulgular, Türkiye’de şirketlerin üretken yapay zekadan “düşünen ve aksiyon alan sistemler”e geçiş sürecinde olduğunu, ajan mimarilerin giderek stratejik bir dönüşüm aracı haline geldiğini gösteriyor. Yapay zeka yolculuğunda üç temel engel: yetenek, bütçe ve kültür Araştırma, kurumların yapay zeka dönüşümünde en çok zorlandığı üç alanı yetenek (yüzde 58), bütçe (yüzde 57) ve kurum kültürü (yüzde 55) olarak sıralıyor. Katılımcıların en çok desteğe ihtiyaç duyduğu konular ise “doğru kullanım alanlarını belirleme”, “uygulama ve geliştirme süreçlerini yönetme” ve “organizasyonel adaptasyon” oldu. Ayrıca, kurumların önemli bir bölümü hâlâ veri güvenliği, yönetişim ve etik çerçeveler konusunda gelişim ihtiyacı duyduğunu belirtti. Rapora göre, kurumların büyük çoğunluğu yapay zeka projelerinde Microsoft Azure altyapısını kullanıyor; bunu Google Cloud ve AWS izliyor. Hibrit modellerin artması, bulut tabanlı çözümlerle birlikte yerel altyapıların da etkin biçimde değerlendirildiğini ortaya koyuyor. “Türkiye’nin potansiyeli büyük, ama vizyoner liderliğe ihtiyaç var” Araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan TRAI Kurucusu Halil Aksu, şunları söyledi: “Yapay zeka artık yalnızca bir teknoloji değil, geleceğin dili, ekonomilerin motoru, rekabetin yeni ölçüsü. Türkiye’de kurumlar bu dönüşümün farkında; ancak strateji, yetkinlik ve kültür dönüşümü alanlarında hâlâ gelişim alanlarımız var. Bu rapor, Türkiye’nin yapay zeka yolculuğuna ayna tutarken, aynı zamanda bir çağrı niteliğinde. Potansiyelimiz büyük ama bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için vizyoner liderliğe, güçlü iş birliklerine ve kararlı adımlara ihtiyaç var.

Türkiye'nin Yapay Zeka Nabzı Ölçüldü: Şirketlerin Yüzde 15,2’si Yapay Zekayı İş Süreçlerine Entegre Etti Haber

Türkiye'nin Yapay Zeka Nabzı Ölçüldü: Şirketlerin Yüzde 15,2’si Yapay Zekayı İş Süreçlerine Entegre Etti

126 kurumun katılımıyla hazırlanan rapora göre, yapay zekayı aktif olarak kullanan şirketlerin oranı yüzde 15,2’ye, beş ve üzeri proje yürüten kurumların oranı yüzde 32,8’e ulaştı. Stratejisini yönetim kurulu düzeyinde tanımlayan şirketlerin oranı yüzde 37,6 olurken, kurumların en çok zorlandığı alanlar yetenek (yüzde 58), bütçe (yüzde 57) ve kurum kültürü (yüzde 55) olarak öne çıktı. Üretken yapay zekada en çok kullanılan modeller ise OpenAI (yüzde 80), Microsoft Copilot (yüzde 44) ve Google Gemini (yüzde 42) oldu. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), “Zekanın Ötesi” temasıyla düzenlediği Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’nde, Türkiye’deki kurumların yapay zeka yolculuğunu ortaya koyan Yapay Zeka Araştırması sonuçlarını açıkladı. 126 kurumun katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de şirketlerin yapay zeka stratejilerini, uygulama alanlarını ve karşılaştıkları zorluklara ışık tuttu. Bulgular, Türkiye’de her 6 şirketten birinin yapay zekayı aktif olarak kullandığını beş ve üzeri proje yürüten kurum oranının ise yüzde 32,8 olduğunu ortaya koydu. Kurumların üçte biri yapay zeka stratejisini tanımladı Araştırmaya göre, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 37,6’sı yapay zekayı yönetim kurulu düzeyinde onaylanmış bir stratejiyle ele alıyor. Ancak kurumların önemli bir kısmı hâlâ “hazırlık” veya “taslak” aşamasında. Raporda, yapay zekanın stratejik olarak en çok “operasyonel verimliliği artırma”, “maliyet düşürme” ve “karar destek sistemlerini güçlendirme” amacıyla konumlandırıldığı vurgulanıyor. Yapay zekayı organizasyonel yapısına entegre eden şirket sayısı artarken, dedike yapay zeka ekibine sahip kurum oranı yüzde 15,2’ye yükseldi. Bu ekiplerin yüzde 42’si 4 ila 10 kişiden oluşuyor ve çoğu veri analitiği birimleriyle entegre biçimde çalışıyor. Bu tablo, şirketlerin yapay zekayı bireysel inisiyatiflerden çıkararak kurumsal bir uzmanlık alanı haline getirmeye başladığını gösteriyor. Üretken yapay zekada farkındalık yükseliyor TRAI raporu, Türkiye’de üretken yapay zeka (GenAI) alanında önemli bir hareketlilik yaşandığını ortaya koyuyor. Şirketlerin büyük bölümü, içerik üretimi, kurumsal eğitim, müşteri iletişimi, kodlama ve raporlama gibi alanlarda üretken yapay zekayı test ediyor. Kurumların yüzde 80’i OpenAI, yüzde 44’ü Microsoft Copilot, yüzde 42’si ise Google Gemini modellerini tercih ediyor. Bununla birlikte, Anthropic Claude, Meta Llama ve Mistral gibi alternatif modellerin de giderek yaygınlaştığı görülüyor. Bu tablo, Türkiye’de kurumların artık “tek kaynaklı” model anlayışından uzaklaştığını, farklı modellerle hibrit yaklaşımlara yöneldiğini gösteriyor. Rapora göre, üretken yapay zekanın en çok kullanıldığı alanlar arasında chatbotlar ve kurumsal asistanlar, copilotlar ve kodlama destekleri, içerik üretimi ve özetleme araçları, RAG tabanlı çözümler ve kurumsal bilgi yönetimi sistemleri yer alıyor. Ajan tabanlı yapay zeka uygulamaları yükseliyorAraştırmada “bir sonraki dalga” olarak nitelendirilen ajan tabanlı yapay zeka sistemleri, Türkiye’de yeni bir dönemin habercisi olarak öne çıkıyor. Henüz erken aşamada olan bu alanda, şirketlerin yarısından fazlası pilot projeler yürütüyor veya kavramsal kanıt (PoC) çalışmaları gerçekleştiriyor. Kurumların en çok tercih ettiği platformlar arasında Microsoft Copilot Studio, LangChain ve Google AI Agent Builderöne çıkıyor. Uygulama alanlarında ise HR Agent, Finance Agent, CRM Agent ve Doküman Asistanı gibi örnekler dikkat çekiyor. Bu bulgular, Türkiye’de şirketlerin üretken yapay zekadan “düşünen ve aksiyon alan sistemler”e geçiş sürecinde olduğunu, ajan mimarilerin giderek stratejik bir dönüşüm aracı haline geldiğini gösteriyor. Yapay zeka yolculuğunda üç temel engel: yetenek, bütçe ve kültür Araştırma, kurumların yapay zeka dönüşümünde en çok zorlandığı üç alanı yetenek (yüzde 58), bütçe (yüzde 57) ve kurum kültürü (yüzde 55) olarak sıralıyor. Katılımcıların en çok desteğe ihtiyaç duyduğu konular ise “doğru kullanım alanlarını belirleme”, “uygulama ve geliştirme süreçlerini yönetme” ve “organizasyonel adaptasyon” oldu. Ayrıca, kurumların önemli bir bölümü hâlâ veri güvenliği, yönetişim ve etik çerçeveler konusunda gelişim ihtiyacı duyduğunu belirtti. Rapora göre, kurumların büyük çoğunluğu yapay zeka projelerinde Microsoft Azure altyapısını kullanıyor; bunu Google Cloud ve AWS izliyor. Hibrit modellerin artması, bulut tabanlı çözümlerle birlikte yerel altyapıların da etkin biçimde değerlendirildiğini ortaya koyuyor. “Türkiye’nin potansiyeli büyük, ama vizyoner liderliğe ihtiyaç var” Araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan TRAI Kurucusu Halil Aksu, şunları söyledi: “Yapay zeka artık yalnızca bir teknoloji değil, geleceğin dili, ekonomilerin motoru, rekabetin yeni ölçüsü. Türkiye’de kurumlar bu dönüşümün farkında; ancak strateji, yetkinlik ve kültür dönüşümü alanlarında hâlâ gelişim alanlarımız var. Bu rapor, Türkiye’nin yapay zeka yolculuğuna ayna tutarken, aynı zamanda bir çağrı niteliğinde. Potansiyelimiz büyük ama bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için vizyoner liderliğe, güçlü iş birliklerine ve kararlı adımlara ihtiyaç var.

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi Haber

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi

DHL Express, Great Place to Work® ve Fortune tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın En İyi İşvereni olarak seçildi. Mevcut çalışanlarla yapılan ve gizli anketler sonucunda verilen bu ödül, DHL’in Avrupa genelinde çalışan bağlılığına, takdire ve gelişime öncelik veren kurum kültürünü yansıtıyor. Avrupa’da yaklaşık 45 bin çalışanıyla DHL Express, kapsayıcı, güçlendirici ve motive edici bir çalışma ortamı oluşturmak için yatırımlarına devam ediyor. Şirket; Certified International Specialist (CIS) - Sertifikalı Uluslararası Uzman olarak tanımlanan öğrenme ve gelişim platformunun yanı sıra, esenlik (wellbeing) programları ve çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet yaklaşımlarıyla, 60’tan fazla ülkede ortak bir değer kültürü inşa ettiği programlar yürütüyor. DHL Express Avrupa CEO’su Mike Parra konuyla ilgili şunları söyledi: “Great Place to Work tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın en iyi iş yeri olarak seçilmek büyük bir gurur ve Avrupa genelindeki harika çalışanlarımızın tutkusunun, adanmışlığının ve ekip birlikteliğinin bir göstergesi. DHL Express’te güven, kapsayıcılık ve sürekli gelişim kültürünün yalnızca çalışanlarımız için değil; müşterilerimize mükemmel hizmet sunmak ve sektörümüzde en yüksek performans standartlarını yakalamak açısından vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, insan odaklı yaklaşımımızın ve herkesin değerli ve yetkin hissettiği çalışma ortamı inşa etme çabamızın güçlü bir yansıması. Bu başarıya katkı sağlayan 45 bin çalışma arkadaşımıza teşekkür ediyorum.” DHL Express Avrupa İK Kıdemli Başkan Yardımcısı Eva Leitner ise: “İş stratejimizin en önemli unsurunu ve başarımızın temelini insanlar oluşturuyor. Avrupa’daki iş gücümüz son derece çeşitli bir yapıya sahip ve bunun bize kattığı gücü kutlamak için sürekli çalışıyoruz. Great Place to Work sıralamalarında bir kez daha zirvede yer almamız, gerçekten harika bir işveren olma yolunda doğru adımları attığımızı gösteriyor” dedi. Great Place to Work® Avrupa’nın Çalışmak İçin En İyi 100 Şirketi listesi, çalışanların anonim geri bildirimlerine ve kurum kültürü, güven ve liderlik unsurlarının titiz analizine dayanıyor. Bu ödül, çalışanların iş yerleri hakkında ne hissettiklerine odaklanan tek değerlendirme olarak öne çıkıyor. Great Place to Work, çalışanlardan aldığı anonim geri bildirimleri, katılımcı şirketlerin İK verileriyle eşleştirerek değerlendiriyor. Trust Index™ Anketi’ni oluşturan 60 soruda tutarlı şekilde yüksek skorlar elde eden şirketler listeye girmeye hak kazanıyor. DHL Hakkında 1969 yılında kurulan DHL, lojistik sektöründe lider küresel markadır. İş birimleri, yurtiçi ve uluslararası paket teslimatından e‑ticaret lojistiği ve fulfillment çözümlerine, uluslararası ekspres, kara, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar geniş bir lojistik portföyü sunmaktadır. Dünya genelinde 220’den fazla ülke ve bölgede yaklaşık 602.000 çalışanıyla DHL, müşterilerinin sınırları aşmasına, yeni pazarlara ulaşmasına ve işlerini büyütmesine yardımcı olur. “Dünya için lojistik şirketi” konumuyla, DHL teknoloji, yaşam bilimleri, sağlık, mühendislik, üretim ve enerji, perakende ve otomotiv dahil birçok büyüyen pazar ve sektöre özel çözümler sunmaktadır. DHL, sürdürülebilir ticaret uygulamaları ve topluma ve çevreye karşı sorumluluk anlayışıyla dünyaya olumlu katkı sağlayan DHL Grubu’nun bir parçasıdır ve 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedeflemektedir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet" Haber

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet"

İşte o keyifli ve ilham verici röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Efsun Ergöçün. 25 yıllık İnsan Kaynakları profesyoneliyim. Kurumsal iş hayatında farklı pozisyonlarda insan kaynakları alanında edindiğim deneyimin ardından, edindiğim bilgi ve tecrübeyi kendi girişimime dönüştürerek Lotus Danışmanlık’ı kurdum. Bugün, hem insan kaynakları profesyoneli hem de danışman olarak şirketlere stratejik İK yönetimi, liderlik gelişimi ve kurum kültürü dönüşümü konularında hizmet veriyorum. Amacım, organizasyonlara insan odaklı ve veriye dayalı sürdürülebilir bir yönetim anlayışını yerleştirmek. Aynı zamanda ICF Koç, birçok KYS sistemlerinde iç tetkikçi ve Bilirkişiyim. Peryön ve Kalder üyesiyim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında farklı sektörlerde İnsan Kaynakları departmanlarında görev alarak deneyim kazandım. Tabii İnsan Kaynakları süreçlerinin, 2000’li yılların başında şirketlerde adı geçmeye başladı. O zamana kadar bordro yapılan personel birimleri vardı. Personel yönetiminden İnsan Kaynakları yönetimine geçiş dönemini de yaşadım. Zamanla kariyerim yönetsel pozisyonlara evrildi. Tek lokasyon ve çoklu lokasyonlarda ekipler yönettim. Hem yerel hem global şirket deneyimleri edindim. En önemli dönüm noktası ise kurumsal hayattan girişimciliğe geçişimdi. Lotus Danışmanlık’ı kurmak, kendi vizyonumu hayata geçirme fırsatı sundu ve danışmanlık bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı gerçek bir motivasyon. Kişilerin potansiyellerini ortaya çıkarabildiğim ve kurumlara sürdürülebilir değer yaratabildiğim zaman bu motivasyona ve başarıya eriştiğimi görüyorum. Beni farklı kılan strateji; insana dokunan çözümleri analitik verilerle birleştirmek, duygusal zekayı iş zekasıyla dengelemektir. Ayrıca sürekli öğrenmeye açık olmak ve değişimi tehdit değil fırsat olarak görmek en güçlü yanlarımdandır. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, yine İNSAN. J Değişime direnç gösteren çalışan ve organizasyonlar çok zorluyor elbette. Hele ki jenerasyon/kuşak farklılıkları ve ayak uydurmamız gereken dijital geçişler oldukça zorlayıcıydı. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinize yatırım yapın. Sürekli öğrenin, gelişin ve merak duygunuzu asla kaybetmeyin. İnsanlarla güçlü ilişkiler kurun ve işinizi severek yapın. Başarının temeli tutarlılık, güven ve sabırdır. Ayrıca İnsan Kaynakları özelinde belirtmem gerekir ki insan artık kaynak değil kıymet. Önce kendimizin sonra çalışanların potansiyellerine güvenmek ve doğru yönetmek gerekiyor. Farkındalık ve nereye gideceğini biliyor olmak çok değerli. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim liderlik anlayışım, güven temeline dayanır. İnsanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, hataların öğrenme fırsatı olduğu bir ortam yaratırım. Ekibimi motive etmek için onları sadece yönlendirmem, aynı zamanda ilham vermeye çalışırım. Şeffaf iletişim ve takdir kültürü benim liderlik anlayışımın merkezindedir. Motivasyonum ve enerjim genelde yüksektir. Ekip üyelerinin de sinerji ile çalışmasını önemserim. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Lotus Danışmanlık olarak vizyonumuz, insan odaklı ve dijital dünyaya uyumlu insan kaynakları stratejileri üretmek ve süreçleri oluşturmak. Misyonumuz ise kurumlara sadece danışmanlık değil, dönüşüm yol arkadaşlığı sunmak. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ destekli İK süreçleri ve liderlik programlarını geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefliyorum. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Lotus Danışmanlık’ı esnek, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yapıda konumlandırıyorum. Her kurumun ihtiyacına göre özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Ayrıca etik değerlere bağlılık ve insana saygı, rekabet gücümüzün temelini oluşturuyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Sürdürülebilirlik anlayışım, sadece çevreyle sınırlı değil; toplumsal ve insani boyutu da kapsar. Kadın istihdamını desteklemek, genç yetenekleri mentorluk programlarıyla geliştirmek ve etik değerlere dayalı çalışma modelleri oluşturmak önceliklerim arasında. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Yapay zekâ, insan kaynakları süreçlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Biz de Lotus Danışmanlık olarak bu dönüşümü etik ve insan merkezli bir yaklaşımla yönetiyoruz. Veri analitiği, işe alım süreçlerinden çalışan deneyimine kadar birçok alanda stratejik karar desteği sağlıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere hangi tavsiyeleri verirsiniz? Kariyer yolculuğunuzda cesur olun. Konfor alanınızdan çıkın, hata yapmaktan korkmayın ve her hatadan öğrenin. Kendinizi sadece teknik anlamda değil, iletişim, empati ve yaratıcılık yönünden de geliştirin. Ve en önemlisi; işinizi tutku ile yapın. Başarı zaten gelecektir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet" Haber

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet"

İşte o keyifli ve ilham verici röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Efsun Ergöçün. 25 yıllık İnsan Kaynakları profesyoneliyim. Kurumsal iş hayatında farklı pozisyonlarda insan kaynakları alanında edindiğim deneyimin ardından, edindiğim bilgi ve tecrübeyi kendi girişimime dönüştürerek Lotus Danışmanlık’ı kurdum. Bugün, hem insan kaynakları profesyoneli hem de danışman olarak şirketlere stratejik İK yönetimi, liderlik gelişimi ve kurum kültürü dönüşümü konularında hizmet veriyorum. Amacım, organizasyonlara insan odaklı ve veriye dayalı sürdürülebilir bir yönetim anlayışını yerleştirmek. Aynı zamanda ICF Koç, birçok KYS sistemlerinde iç tetkikçi ve Bilirkişiyim. Peryön ve Kalder üyesiyim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında farklı sektörlerde İnsan Kaynakları departmanlarında görev alarak deneyim kazandım. Tabii İnsan Kaynakları süreçlerinin, 2000’li yılların başında şirketlerde adı geçmeye başladı. O zamana kadar bordro yapılan personel birimleri vardı. Personel yönetiminden İnsan Kaynakları yönetimine geçiş dönemini de yaşadım. Zamanla kariyerim yönetsel pozisyonlara evrildi. Tek lokasyon ve çoklu lokasyonlarda ekipler yönettim. Hem yerel hem global şirket deneyimleri edindim. En önemli dönüm noktası ise kurumsal hayattan girişimciliğe geçişimdi. Lotus Danışmanlık’ı kurmak, kendi vizyonumu hayata geçirme fırsatı sundu ve danışmanlık bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı gerçek bir motivasyon. Kişilerin potansiyellerini ortaya çıkarabildiğim ve kurumlara sürdürülebilir değer yaratabildiğim zaman bu motivasyona ve başarıya eriştiğimi görüyorum. Beni farklı kılan strateji; insana dokunan çözümleri analitik verilerle birleştirmek, duygusal zekayı iş zekasıyla dengelemektir. Ayrıca sürekli öğrenmeye açık olmak ve değişimi tehdit değil fırsat olarak görmek en güçlü yanlarımdandır. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, yine İNSAN. J Değişime direnç gösteren çalışan ve organizasyonlar çok zorluyor elbette. Hele ki jenerasyon/kuşak farklılıkları ve ayak uydurmamız gereken dijital geçişler oldukça zorlayıcıydı. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinize yatırım yapın. Sürekli öğrenin, gelişin ve merak duygunuzu asla kaybetmeyin. İnsanlarla güçlü ilişkiler kurun ve işinizi severek yapın. Başarının temeli tutarlılık, güven ve sabırdır. Ayrıca İnsan Kaynakları özelinde belirtmem gerekir ki insan artık kaynak değil kıymet. Önce kendimizin sonra çalışanların potansiyellerine güvenmek ve doğru yönetmek gerekiyor. Farkındalık ve nereye gideceğini biliyor olmak çok değerli. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim liderlik anlayışım, güven temeline dayanır. İnsanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, hataların öğrenme fırsatı olduğu bir ortam yaratırım. Ekibimi motive etmek için onları sadece yönlendirmem, aynı zamanda ilham vermeye çalışırım. Şeffaf iletişim ve takdir kültürü benim liderlik anlayışımın merkezindedir. Motivasyonum ve enerjim genelde yüksektir. Ekip üyelerinin de sinerji ile çalışmasını önemserim. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Lotus Danışmanlık olarak vizyonumuz, insan odaklı ve dijital dünyaya uyumlu insan kaynakları stratejileri üretmek ve süreçleri oluşturmak. Misyonumuz ise kurumlara sadece danışmanlık değil, dönüşüm yol arkadaşlığı sunmak. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ destekli İK süreçleri ve liderlik programlarını geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefliyorum. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Lotus Danışmanlık’ı esnek, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yapıda konumlandırıyorum. Her kurumun ihtiyacına göre özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Ayrıca etik değerlere bağlılık ve insana saygı, rekabet gücümüzün temelini oluşturuyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Sürdürülebilirlik anlayışım, sadece çevreyle sınırlı değil; toplumsal ve insani boyutu da kapsar. Kadın istihdamını desteklemek, genç yetenekleri mentorluk programlarıyla geliştirmek ve etik değerlere dayalı çalışma modelleri oluşturmak önceliklerim arasında. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Yapay zekâ, insan kaynakları süreçlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Biz de Lotus Danışmanlık olarak bu dönüşümü etik ve insan merkezli bir yaklaşımla yönetiyoruz. Veri analitiği, işe alım süreçlerinden çalışan deneyimine kadar birçok alanda stratejik karar desteği sağlıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere hangi tavsiyeleri verirsiniz? Kariyer yolculuğunuzda cesur olun. Konfor alanınızdan çıkın, hata yapmaktan korkmayın ve her hatadan öğrenin. Kendinizi sadece teknik anlamda değil, iletişim, empati ve yaratıcılık yönünden de geliştirin. Ve en önemlisi; işinizi tutku ile yapın. Başarı zaten gelecektir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.