Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Lezzet

Kapsül Haber Ajansı - Lezzet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Lezzet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Seçer: “Tarsus Gastronomisi Bir Tarih Kitabı Kadar Değerli Haber

Seçer: “Tarsus Gastronomisi Bir Tarih Kitabı Kadar Değerli

Etkinlik ile Tarsus’un tarih kokan sokaklarında bir kez daha kültür, sanat ve lezzet bir araya geldi. Birgül, Mersin’in eşsiz lezzetlerinden biri olan tantuni ile humusu modern tekniklerle yeniden yorumlarken, ortaya ‘Tarstuni’ adında bir lezzet çıkardı. Festivalin büyük bir coşkuyla başladığını söyleyen Başkan Seçer, “Çok güzel bir 3 gün geçireceğiz. Tarsus benim anlatmamla bilinecek bir yer değil, dünyanın bildiği bir yer. Mersin’in en kadim yerleşim yerlerin başında da Tarsus geliyor” diyerek, Tarsus tarihinin çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını vurguladı. Bir Tarsuslu olarak Tarsus’un çok özel bir kent olduğunu söyleyen Seçer, “Amacımız Tarsus’u dünyanın gelip gördüğü açık hava müzesi haline getirmek” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl ‘Toprakta Tarih, Sofrada Tat, Sokakta Neşe’ sloganıyla 4.’sü gerçekleştirilen ‘Uluslararası Tarsus Festivali’ 7-8-9 Kasım tarihlerinde sürecek şekilde tüm coşkusu ve enerjisi ile başladı. Festival kapsamında, Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer ve Refika’nın Mutfağı’nın kurucusu Refika Birgül’ün ‘Kadim Lezzetleri ile Yenilikçi Tarsus Mutfağına Fikirler’ adlı ‘Gastronomi Show’u ilk güne renk kattı. St. Paul Meydanı’nda gerçekleştirilen söyleşi tadındaki Gastronomi Show’u Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de dinledi. Bu festivalde kültür, sanat ve lezzet bir arada Gerçekleşen etkinlikte Tarsus’un tarih kokan sokaklarında bir kez daha kültür, sanat ve lezzet bir araya geldi. Meral Seçer ve Refika Birgül’ün gerçekleştirdiği etkinlik, Tarsus’un köklü mutfak mirasını modern dokunuşlarla harmanladı. Meydanı dolduran katılımcılar, hem görsel hem de lezzet anlamında unutulmaz bir deneyim yaşadı. Tarsus’un yöresel tatlarının çağdaş gastronomiyle buluştuğu etkinlikte, geçmişten bugüne uzanan tantuni ve humus yeniden yorumlandı ve ortaya eşsiz bir lezzet şöleni çıktı. Katılımcılar, hem Birgül’ün keyifli sunumuyla hem de Meral Seçer’in sohbetiyle unutulmaz bir Gastronomi Show izledi. ‘4. Uluslararası Tarsus Festivali’, kadim lezzetlerin yenilikle harmanlandığı bu özel buluşmayla damaklarda olduğu kadar gönüllerde de iz bıraktı. Tantuni modern tekniklerle yeniden yorumlandı, ortaya ‘Tarstuni’ çıktı Bir taraftan tantuniyi ve humusu yapan Birgül bir taraftan da katılımcıların sorularını yanıtladı. Birgül’e mutfakta Meral Seçer ve şefler Burak Arpak ile Adile Sarıtaş eşlik etti. Tarsus’un çok kadim bir şehir olduğunu ifade eden Birgül, Tarsus’un daha çok tanıtılması gerektiğini anlattı. Yaptığı tantuniye ‘Tarstuni’ adını veren Birgül, Meral Seçer ile Mersinden Kadın Kooperatifi’nin çalışmaları ve faaliyetleri hakkında da sohbet etti. Meral Seçer de gastronomi alanının gelişmesi için kooperatiflere büyük önem verilmesi gerektiğini ifade etti. Mersin’de çok sayıda kadın kooperatifi olduğunu vurgulayan Meral Seçer, her bölgenin kooperatifinin kendi bölgesindeki ürünlerini öne çıkararak koruma ve kayıt altına aldığını söyledi. Meral Seçer bu gibi lezzetlerin unutulmaması gerektiğini kaydederek, Birgül gibi değerli şeflerin elinde bu lezzetlerin yeniden yorumlanmasını kıymetli bulduğunu söyledi. Başkan Seçer: “Mersin’in en kadim yerleşim yerlerinin başında Tarsus geliyor” TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, festivalin coşkuyla başladığını belirterek, “Tarsus’ta çok güzel bir 3 gün geçireceğiz. Tarsus benim anlatmamla bilinecek bir yer değil, dünyanın bildiği bir yer. Hep Mersin-Tarsus ayrımı yapılıyor, açıkçası biraz tuhafıma gidiyor. Çünkü Mersin’i gezmek için Anamur’a kadar 250 kilometre yoldan gitmeniz, 320 kilometre de kuş gibi sahilden uçmanız lazım. Mersin coğrafyasının en kadim yerleşim yerlerinin başında da Tarsus geliyor” diyerek, Tarsus tarihinin çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını vurguladı. “Tarsus’u açık hava müzesine dönüştürmek istiyoruz” Bir Tarsuslu olarak Tarsus’un çok özel bir kent olduğunu söyleyen Seçer, “St. Paul Meydanı gibi yapılar Tarsus’un eski merkezi ve bu programı burada yaptık. Çok uzun yıllardır yenileniyor ama yenileme zaman alıyor. Bu bölgeler yenileme, koruma ve sit alanları. Prosesi oldukça uzun oluyor ama tarihimize sahip çıkmamız lazım. Bu çalışmalar kolay değil. Umarım biz ve bizden sonraki jenerasyonlar daha iyi çalışacaklar. Amacımız Tarsus’u dünyanın gelip gördüğü açık hava müzesi haline getirmek” sözlerine yer verdi. Gastronomik açıdan kadim bir yer olan Tarsus’ta tantuninin yeniden yorumlanmasının çok önemli olduğunu söyleyerek, bunu yapan Birgül’e teşekkürlerini ileten Seçer “Çok değerli bir program yaptınız. Bizler sizi Tarsus’ta ağırlamaktan da mutlu olduk, onur duyduk. Tarstuni’yi Büyükşehir’in kafelerinde menüye koyacağız” diye konuştu. Meral Seçer: “Tarsus gastronomisi bir tarih kitabı kadar değerli” Tarsus gastronomisini; ‘Tarih kitabı’ olarak betimleyen Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer de Refika Birgül ile gerçekleştirdiği etkinliğin heyecan verici olduğunu dile getirerek, “Medeniyetlerin beşiği Tarsus’ta gastronomi; hikâyeleri olan yemeklerden oluşuyor ve bu nedenle de çok kıymetli. Refika Hanım’ın geleneksel yemeklerimizi çağa uygun bir şekilde değiştirmesi ve başka bir konsept ile ele alması çok güzel oldu. Humus ile tantuninin karışımı olan harika bir yemek ortaya çıkardı. Bu yemeği Mersin’de ve Tarsus’ta deneyerek yeni bir lezzet kazandırmış olacağız” dedi. Gastronominin sadece yemekten ibaret olmadığını belirterek, kurulan sofraların insanların birlikteliğini güçlendirdiğini vurgulayan Meral Seçer, “Sofralar; insanları bir araya toplar, mutlu ve üzüntülü günlerinde dostlarıyla bir araya getirir. Bunun kıymetini bilmemiz ve sahip çıkmamız gerekiyor” sözlerini kaydetti. Birgül: “Tarsus’a özel bir lezzet armağan ettik, ‘Tarstuni’” Yerel malzemeleri ve yerel teknikleri dünyaca tanınan, popüler ve daha lezzetli hale getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Birgül, Tarsus’a özel bir yemek armağan ettiklerini belirterek, bu yemeğe ‘Tarstuni’ adını verdiklerini ifade etti. Mersin’in çok güzel bir şehir olduğunu, özellikle sıcak insan ilişkilerinin buraya ayrı bir değer kattığını dile getiren Birgül, “Bazılar diyor ki; ‘Bu yemek zaten başka yerde vardı.’ Açıkçası bu tür tartışmaları sevmiyorum. Çünkü bir şeyi sahiplenmenin en güzel yolu, onu gerçekten yapmaktan geçiyor. Üretmek, yaşatmak o zaman anlam kazanıyor. Mesela Bodrum’un çökertmesi var, o da böyle çıkmış bir yemek aslında. Hepimizin evinde, bir şekilde sofralarda yer buldu. Ben istiyorum ki, Tarsus’un yemekleri de öyle olsun. Herkes tatsın, sahip çıksın, yaşatsın” sözlerine yer verdi. Tarsus’a ilk defa geldiğini söyleyen ve bu kadim kenti çok uzun zamandır merak ettiğini söyleyen Refika Birgül, “Tarsus’ta bu ülkenin ve yörenin insanlığının ne kadar pırıl pırıl olduğunu, hem zeki hem bilgili hem de çok sıcak kanlı olduğunu gördüm. Tarsus’un her noktasında farklı sıcaklıklar var” diyerek, kentin her yanının tarih koktuğunu belirtti. Tarsus’un eşsiz lezzetlerini harmanlayarak ortaya ‘Tarstuni’ isimli başka bir lezzet çıkardıklarını dile getiren Birgül, “Tarsus’un sıcak humusu, pastırması, fıstığı ve üzerine de tantuni etinden pastırma koyarak yaptığımız aşırı doyurucu bir lezzet ortaya çıktı. Umarım herkes tarafından sevilir” diye konuştu. Türkiye’nin her yanının zengin bir kültürü olduğunu ifade eden Birgül, “İnsanların festival için bu kente geliyor olması ve bu tür festivallerin keşif adına insanlara bir fırsat oluşturması müthiş bir duygu. Ayrıca festivalin bu yıl 4.’sünün gerçekleştirilmesi de çok önemli. Nice 4, 8 ve 10. yıllara diyorum. 10. yılında insanlar muhtemelen sokaklarda yürüyemeyecek ve öyle kalabalıklar olacak. O günlerde de yine beraber olmak dileğiyle” diye belirtti. Bu festivallerin yapılmasında emeği geçen yerel yönetimlerin de kıymetine değinen Birgül, “Halkımız bilmeli ki belediye başkanlarının bütçeleri artık sınırlanıyor. Bunları yapabilmek için gerçekten dişten, tırnaktan artırmak gerekiyor ve bu bir özveri. Bu festival aslında uzun vadeli bir festival, bir gelenek haline geldi. Bu festival, Vahap Başkan’ın kentin geleceğini düşündüğünün en büyük kanıtı ve bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla da bizim zaten kendi oylarımızla seçilen başkanlara sahip çıkmanın da önemli bir sebebi” diyerek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Fotoğraflarla gastronomi hikâyesi... St. Paul Meydanı’nda ayrıca Serkan Sarıkef’in ‘Tarsus Lezzetleri Gastronomi Hikayesi Fotoğraf Sergisi’ de yer aldı ve Tarsus’un birbirinden lezzetli yiyecek ve içeceklerinin hikayeleri ile birlikte fotoğrafları sergilendi.Tarsus Lezzetleri Gastronomi Hikayesi Fotoğraf Sergisi’nin sahibi Serkan Sarıkef, festivalin ilk gününü değerlendirerek, “Festival çok iyi geçiyor. Özellikle gastronomi bu alanda büyük dikkat çekiyor. Ve ben 2 yıl boyunca çalışmış olduğum Tarsus Lezzetleri Gastronomi Hikayesi Fotoğraf Sergisi’yle yer aldım. Oldukça dikkat çekti. Katılım çok iyi, çok verimli bir festival oluyor. Umarım daha sonraki festivalle de bu denli keyifli ve güzel geçer” dedi. Kendisinin de Tarsuslu olduğunu söyleyen Sarıkef, festivalin Tarsus’a renk kattığını sözlerine ekleyerek, “4 yıldır yapılan festival inanılmaz akıcı ve gastronomi üzerine dolu dolu geçiyor. Bundan sonraki süreçlerde de festivalde görev almaya devem edeceğim” diye belirtti. Tarsus’un tarihi dokusundaki lezzet şöleni katılımcıları büyüledi Tarstuni’yi deneyen ve çok sevdiğini söyleyen Tarsuslu Arzu Kaya, “Festivale her yıl katıldım hiç kaçırmadım, her etkinliğe de katılmaya çalışıyorum. Tarsus’un böyle bir festivallere ihtiyacı vardı, çünkü önceden etkinlik hiç olmuyordu, o yüzden çok seviyorum” diyerek, Başkan Seçer’i her yıl düzenlediği coşkulu festivalden dolayı tebrik etti. Başkan Seçer’e böyle güzel bir festivali Tarsus’a kazandırdığı için teşekkür eden Zeynep Yılmaz, “Tarsus’ta herkes çok coşkulu ve heyecanlı. Tarsus bir medeniyetler şehri, ben de bu medeniyetleri yeniden yaşatan ve hatırlatan festivallere her yıl katılıyorum” diyerek, emek veren herkese teşekkür etti. Birgül, etkinlik sonunda Meral Seçer’e; ‘Miras Türk Mutfağı Teknikleri’ adlı kitabını hediye etti. Etkinlikte katılımcılara da çeşitli hediyeler verildi. Ortaya çıkan tantuni ve humusun tadına katılımcılar da baktı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) PM Üyesi Engin Özkoç ile CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış tarafından Birgül’e etkinlik sonunda çiçek ve plaket takdimi yapıldı. Gastronomi Show’un ardından, Başkan Seçer ve protokol üyeleri Serkan Sarıkef’in fotoğraf sergisini ve TADEKA Binası’ndaki ‘Plastik Sanatlar Kurulu Karma Resim Sergisi’ni gezdi.

Uluslararası 4.Bursa Gastronomi Festivali 1 Milyon Kişiyi Ağırladı Haber

Uluslararası 4.Bursa Gastronomi Festivali 1 Milyon Kişiyi Ağırladı

Bursa, 26-27-28 Eylül tarihlerinde lezzetli bir festivale ev sahipliği yaptı. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından “Rota Yeniden Oluşturuluyor” temasıyla düzenlenen ve Merinos Park’ta üç gün süren Uluslararası 4. Bursa Gastronomi Festivali;Bursalı ziyaretçilerinin yanı sıra şehir dışından ve sınırlar ötesindengelen 1 milyon konuğu ağırladı. Festivalde; panel, gastrosöyleşi, sunum, özel oturum, Coğrafi İşaretler Zirvesi gibi sektörel ve akademik etkinliklerin yanı sıra lezzet atölyeleri ve yarışmalar gibi birçok program da gerçekleştirildi. 145 konuk konuşmacı ve şefin katıldığı 100’e yakın etkinliğin içinde yarışma, gastro söyleşi, tadım ve lezzet atölyeleri ve 4 konserin de olduğu programlar gerçekleştirildi. 8 yabancı ülke standının olduğu Merinos Park’ta, 11’i gastronomi alanında olmak üzere 40 sivil toplum kuruluşu yer aldı. Bu STK’ların çoğunluğunun kadın kooperatifi ve dernekleri olduğu gözlemlendi. 50 restoran ve işletme,markasının daha da fazla tanınmasına olanak sağlarken ziyaretçilere de lezzetlerini ulaştırdı. 7 farklı üniversiteden akademisyen ve öğrencilerin de destek sunduğu programlar, 6 farklı etkinlik sahnesinde gerçekleştirildi. 1. Bursa Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin de düzenlendiği festivalde; Rotam Bursa Lezzetleri Ulusal Fotoğraf Yarışması, Tescilden Tabağa Bursa Gastronomisi kitabının lansmanı ve iki de fotoğraf sergisi gerçekleştirildi. Kentin tescilli lezzetlerini dünyaya tanıtarak gastronomi markasını ulusal ve uluslararası düzeyde güçlendirmeyi, yerel üreticiyi, şefleri, zanaatkârları ve sanatçıları destekleyerek ekonomik değer yaratmayı hedefleyen festival, enerjisi ile hem katılımcılarına hem de ziyaretçilerine; heyecanı,coşkusu,üretkenliği ve dinamizmi yüksek üç gün yaşattı. Etkinlikler; Ana Sahne, Gastro Söyleşi Alanı, Yarışma Alanı, Lezzet Atölyesi, Alternatif Sahne ve Çocuk Sahne olmak üzere birçok alanda paralel şekilde organize edildi. Dostluk Çorbası ile Açıldı! Birçok ülkeden ve şehirden getirilen malzemelerle yapılan, Aşçılar Derneği tarafından organize edilen Dostluk Çorbası ateşinin yakılması ve ardından Merinos Parkı B Kafe önünden Ana Sahne’ye gerçekleştirilen Kortej Yürüyüşü ile start alan festival, üç gün boyunca yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yaptı. “Bursa’dan Dünyaya Lezzet Sunumu” isimli Açılış Gastro Sahnesinde yerel ve uluslararası şefler; Atakan Özen, Alparslan Bayrak, Emre Uslu, ShunichiHorikoshi, Rudolf Van Nunen ve ChrisMaxwell Ana Sahne’de iki farklı istasyonda Bursa ürünleri ile tabaklarını hazırladı. Uluslararası şeflerin “Izgara Keles Kuzu Küşleme, Karacabey Soğanlı Kestane Püresi ve Üzüm Şırası Çektirmesi”, yerel şeflerin ise “Karamelize İncirli Kuzu Sırtı” hazırladığı gastro sahnede gastronomi dünyasının duayenlerinden Cüneyt Asan, coşkusu ile etkinliğe renk kattı. “Bursa’yı dünya gastronomi rotalarının vazgeçilmez duraklarından biri yapmak istiyoruz” Festivalin ilk oturumunda sahneye Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey çıktı. İletişim Stratejisti ve Gastronomi Yazarı Zeynep Kakınç moderatörlüğünde gerçekleşen “Bursa’nın Gastronomi Vizyonu” oturumunda Başkan Bozbey, Bursa’nın gastronomi yolculuğuna dair vizyonunu ve hedeflerini paylaştı. Kentin mutfak kültürünün geleceğini şekillendirecek bu oturum, festivalin en dikkat çekici buluşmalarından biri oldu. Kakınç ile sohbetinde Bursa’nın gastronomi yolculuğunda oldukça iddialı bir kent olduğunu vurgulayan Bozbey, “Bursa, sadece tarihiyle ve sanayisiyle değil; aynı zamanda gastronomisiyle de Türkiye’nin kalbi. Vizyonumuz, geleneksel tariflerimizi koruyarak, modern sunumlarla harmanlayıp dünyaya taşımak. Önümüzdeki 5-10 yılda hedefimiz, Bursa’yı Lyon, Barselona ya da Tokyo gibi gastronomiyle anılan kentler arasında görmek. Çünkü̈ bizim mutfak kültürümüz, topraktan tabağa uzanan köklü bir hikâyeye sahip. Bu hikâyeyi uluslararası sahneye taşıyarak, Bursa’yı dünya gastronomi rotalarının vazgeçilmez duraklarından biri yapmak istiyoruz” dedi. Kentin Gezek kültürü, Bursa Dostluk- GezekMusîki Derneği katkıları ile festivalde hayat buldu. Bursa’nın geçmişi ile geleceği arasında bir köprü oluşturma felsefesine dayanan 650 yıllık kültürü Gezek ile ziyaretçiler keyifli anlar yaşadılar. Gastro Söyleşi Alanında gerçekleştirilen Coğrafi İşaretler Zirvesi, konuyu birçok yönü ile ele aldı. İki oturum şeklinde gerçekleştirilen Zirve’nin moderatörlüğünüYÜciTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu yaptı. Akşam Atatürk Kültür Merkezi Merinos Park Yerleşkesi büyük terasında düzenlenen Gala Yemeği menüsü, açılış töreninde tanıtımı yapılan “Tescilden Tabağa Bursa Gastronomisi” kitabındaki tariflerden hazırlandı. Bursalı Şef Atakan Özen’in son dokunuşları ile oluşturulan menü, katılım sağlayan özel konuklar tarafından beğeni gördü. Kardeş Sofralar Bursa’da Buluştu Bulgaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ukrayna, Belarus, Tataristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Moldova gibi ülkelerden katılımla gerçekleştirilen olan “Kardeş Sofralar Bursa’da Buluşuyor” etkinliği, gastronomi açısından kıymeti kadar diplomasi ve kültür bakımından da dikkat çekici oldu. Bu ülkelerden gelen şefler, festival boyunca düzenledikleri gastro sahneleri ile kültürlerarası bir gastronomi köprüsü kurdu. Yerli ve yabancı şeflerin gastro sahneleri ve Bursa’ya özgü ürünlerle yaratılan lezzetlerin sunumu, üç gün boyunca ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Maria Ekmekçioğlu, Cüneyt Asan, Yunus Emre Akkor, Rafet İnce, Doğa Çitçi, Yaren Çarpar, Ömer Bozyap, Asuman Kerkez, Memet Özer, Murat Özipek, Gökhan Çilak ve Eyüp Kemal Sevinç gibi tanınan birçok şef, Bursalı şeflerle birlikte sahne alarak; ‘Keles Kuzusu’ndan ‘Kestane Şekeri’ne, ‘Gürsu Bamyası’ndan ‘GedelekTurşusu’na, ‘İnegöl Köftesi’nden ‘Tahinli Pide’ ve ‘Cevizli Lokum’a kadar birçok lezzeti sahnede hazırladı. Kadının Gücü! Panel ve söyleşiler Cumartesi günü Mutfak Dostları Derneği, Pazar günü ise Gastro-Der iş birliği ile gerçekleştirildi “Kadının Gücü: Mutfağın Değişen Dengeleri” paneli ile kadın şeflerin görünürlüğü ve ilham verici deneyimleri paylaşıldı. Festival boyunca “Bursa Mutfağının Bilinmeyenleri”, “Sosyal Gastronomi: Sosyal Değişimde Gıdanın Üretim ve Sunum Boyutlarıyla Rolü”, “Gastronomi Kültürü, Sanat ve Zanaat”, “Gastronomi Kültürünün Yeme-İçme Sektöründeki Gelişmeye Etkileri”, “Yemek Kültürünün İletişimi: Gelenekselden Dijitale Geçiş”, “Gastronomi Diplomasisi: Sofradan Kültürel Markaya”, “Türkiye’de Zeytin ve Zeytinciliğin Durumu; Marmara Zeytinciliği”, “Tarımda Kaynak Kullanımı; Su ve Toprak Sağlığı İçin Adımlar”, “Gastronomi Rotası Deneyimleri”, “Kooperatiflerden Kent Sofralarına: Kadın Emeğinin Gastronomideki Yeri”, “Bursa’nın Turizm ve Gastronomi Geleceği”, “Gastronomiyi Dijitalde Tatmak”, “Bursa Gastronomisinde Yeni Vizyon”, “Gastronomi Turizmini Şekillendiren Kent Markaları”, “Balkanlardan Gelen Sıcak Mutfak Akımı”, “Gastronomide Yeterlilik, Sürdürülebilirlik ve Sorumlu Tüketim”, “Bursa Gastronomisinin İzleri”, “Bursa’nın Lezzet Ekonomisi: Tarım, Üretim ve Yerel Kalkınma”, “Bursa’da Gastronominin Turizme Olan Etkisi” ve “Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım” başlıklı panel ve söyleşilerde sadece Bursa’nın değil gastronominin her disiplini konunun uzmanlarınca mercek altına alındı. “Mutfak Mirasına Sahip Çık!” Festival öncesinde İzmir, Antalya, Hatay ve Bursa’dan akademisyen ve gastronomi öğrencileri, “Mutfak Mirasına Sahip Çık!” projesi ile köylerde kayıp reçetelerin peşine düştü ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri, proje kapsamında kayıt altına aldı. Kaybolmaya yüz tutmuş yemeklerin keşfi ve envanter çalışması; Dokuz Eylül Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Doç. Dr. Turgay Bucak, Akdeniz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Doç. Dr. Adem Arman, Bursa Uludağ Üniversitesi Aşçılık Programı’ndan Öğr. Gör. Fatih Yıldırım ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Aşçılık Programı’ndan Öğr. Gör. Dr. Duygu Babat tarafından festivalde paylaşıldı. Kreatif Direktörlüğünü İletişim Stratejisti-Gastronomi Yazarı Zeynep Kakınç, Proje Koordinatörlüğünü BM Dünya Gıda Programı Sorumlusu Yalçın İnam’ın yaptığı proje ile Bursa’nın zengin gastronomi mirası yerinde incelenerek kayıt altına alındı, unutulmaya yüz tutmuş mutfak pratiklerini gelecek kuşaklara aktarmak amaçlandı. Çalışma kapsamında hem Girit göçmen mutfağı hem de Tirilye’nin tarihsel mutfak kültürü, alan araştırmaları aracılığıyla ayrıntılı biçimde ele alındı. Dopdolu İki Gün! Bursa’nın cantık, tahinli pide, cevizli lokum, Gedelek turşusu, süt helvası gibi yerel lezzetler üzerine atölyeler gerçekleştirildi. Kadın kooperatiflerinin de etkin rol aldığı birçok atölyede, ustalar yerel lezzetleri baştan yarattı. Bu yıl Bursa’da, gastronomi yalnızca damakta değil; kültürde, sinemada ve anlatıda da iz bıraktı. Farklı sahne ve mekânlarda düzenlenen yemek sunumları, gastro sahneler, yarışmalar, atölyeler, gastronomi temalı film gösterimleri, yönetmen-yapımcı katılımlı sohbetler ve konserlerle ziyaretçiler dopdolu ve eğlenceli bir organizasyon yaşadı. Festival süresince katılımcıların İstanbul Bursa arası transferleri, İDO ve BUDO tarafından karşılanırken; ziyaretçilere İDO tarafından yüzde 15, BUDO tarafından ise yüzde 16 indirim uygulandı. Uluslararası 4.Bursa Gastronomi Festivalikatılımcıların ve ziyaretçilerin hafızasında; gelenek ile geleceği aynı sofrada buluşturan asırlık lezzetler, sunum ve tadım etkinlikleri, söyleşiler, Bursa’nın köklü lezzet durakları, kadın üreticilerin el emeği lezzetleri, atölyeler, yarışmalar, konserler ve çok daha fazlasıyla yer etti. Bir açık hava müzesini andıran 8 bin 500 yıllık tarihi ile somut ve somut olmayan kültürel ve turistik değerlerinin yanı sıra köklü gastronomisi ve mutfak kültürüne sahip olan Bursa,bu sene 1 milyon kişiyi ağırladı ve seneye düzenlenecek Uluslararası 5.Bursa Gastronomi Festivali’ne şimdiden hazırlanmaya başladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bursa Dünya Gastronomi Rotasına Giriyor Haber

Bursa Dünya Gastronomi Rotasına Giriyor

Bu yıl ‘Rota Yeniden Oluşturuluyor’ temasıyla düzenlenen 4. Bursa Uluslararası Gastronomi Festivali, Merinos Parkı’nda şehir içinden ve şehir dışından gelen binlerce misafiri ağırlıyor. Birçok renkli etkinliğe, atölyelere ve yarışmalara sahne olan festival, ziyaretçilere birbirinden farklı lezzetleri tatma imkanı sunuyor. Moderatörlüğünü Gastronomi Yazarı Zeynep Kakınç'ın üstlendiği özel oturumun konuğu ise, Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu. “Yemekleri hikayeleriyle sunmalıyız” Bursa’nın 8500 yıllık tarihi birikime sahip olduğunu ve Osmanlı’ya başkentlik yaptığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, Bursa’nın tarihi, tarımı ve sanayisinin yanında gastronomisiyle de Türkiye’nin kalbi konumunda olduğunu vurguladı. Geleneksel tarifleri koruyup, modern sunumlarla geleceğe aktarmayı hedeflediklerini anlatan Başkan Bozbey, “Her yemeğin bir hikayesi var. Bizler yemekleri hikayeleriyle birlikte sunmalıyız. Böylece geleceğe önemli bir miras bırakabiliriz. Bursa’yı gastronomi kenti yapma konusunda da önemli bir adım atıyoruz. Bursa’yı dünya gastronomi rotalarından biri yapmak istiyoruz” dedi. “Gastronomiyle ilgili birçok rota hazırladık” Bursa’nın zengin ürün çeşitliliğine sahip olduğunu dile getiren Başkan Bozbey, “Ekiplerimiz tarafından gastronomiyle ilgili birçok rota hazırlandı. Bu rotalar, coğrafi ürün sayımızın artmasıyla birlikte daha da artacaktır. Bursalılar, kentin değerlerini bilir ve sahip çıkarsa tanıtım daha kolay olur. Bunu Bursalılar yapmaya başladı” diye konuştu. “‘Bursa Lezzet Durağı’ unvanı verilecek” Bu yıl 3 önemli konuda önemli adımlar attıklarını anlatan Başkan Bozbey, birincisinin ‘Tescilden Tabağa Bursa Gastoronomisi’ kitabı olduğunu söyledi. İkincisinin ise ‘Bursa Lezzet Durakları Projesi’ olduğunu belirten Başkan Bozbey, “Bursa’ya özgü ürünlerin aslına sadık kalarak üreten ve kullanan restoranlara bir unvan verilecek. Unvanı alan işletme, Bursa’nın ürünleriyle yapılan lezzetleri anlatacak, tarif edecek. Gelen misafirlerimiz Bursa’nın ürünleriyle yapılan sunumların tadına bakma imkanı bulacak. Hem reçeteler hazırlanıyor hem de rotalar belirleniyor. Festival bittikten sonra talepleri alacağız. Ardından ‘Bursa Lezzet Durağı’ unvanı vereceğiz” dedi. “Çiftçiye ve kadın emeğine ayrı bir sayfa açıyoruz” Çiftçilere, kadın derneklerine ve kadın kooperatiflerine her alanda ve her zaman destek verdiklerini söyleyen Başkan Bozbey, eşi Seden Bozbey’in kadın dernekleri ve kadın kooperatifleriyle yakından ilgilenerek sürece destek verdiğini vurguladı. Kadın kooperatiflerinin ürünlerini, BESAŞ Satış Mağazalarında satmaya başladıklarını da hatırlatan Başkan Bozbey, “İleride kadın kooperatiflerinin reçeteyle hazırladığı ürünleri, ‘Bursa ürünleri’ olarak satmayı düşünüyoruz. Kadın emeğini ne kadar yükseltirsek o kadar değerli bir kent oluruz. Çiftçilere ve kadın emeğine ayrı bir sayfa açıyoruz. Ürettiklerinin değerlenmesini sağlamayı ve pazar paylarını artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Bursa yemeklerinin yaşatılmasını istiyoruz” Geleneksel tarifleri kayıt altına aldıklarını ve genç nesillere de aktardıklarını belirten Başkan Bozbey, ‘Rota Yeniden Oluşturuluyor’ temasının da geçmişle geleceği birleştiren bir ifade olduğunu ifade etti. “Bursa yemeklerinin, yeni yorumlarla günümüzde de yapılmasını ve yaşatılmasını istiyoruz” diyen Başkan Bozbey, “Bursa’nın sahip olduğu gastronomi potansiyelini uluslararası düzeyde görünür kılacağız. Gastronomi deneyimimizi kültürel mirasımızla harmanlamalıyız. Bursa’nın döner kebabı, cantığı, kestane şekeri, süt helvası ve daha birçok ürünü dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşabilir. Bunun için ürünlerimizi markalaştırmalıyız. Uluslararası iş birliklerini de geliştirmeliyiz. Bursa, gastronomi turizminden hak ettiği payı almalı” dedi. “Bursa mutfağının geleneksel tariflerini koruyoruz” ‘Mutfak Mirasına Sahip Çık’ programına önem verdiklerini anlatan Başkan Bozbey, sürdürülebilirlik konusunu da her alanda uygulamaya dikkat ettiklerini belirtti. SEDES adında bir kurul oluşturduklarını anlatan Başkan Bozbey, “Gastronomide sürdürülebilirlik, kültürümüzü ve yerel üreticilerimizi geleceğe taşımak anlamına geliyor. Organik üretimi ve yerel tarımı destekliyor, çiftçilerimize sürdürülebilir tarım eğitimleri veriyoruz. Gastronomi vizyonumuzun önemli bir ayağı kültürel sürdürülebilirlik” diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Gençlerin aromatik lezzetlere ilgisi artıyor Haber

Gençlerin aromatik lezzetlere ilgisi artıyor

The Coffee Factory, kahve tutkunları ile yeni adreslerde buluşmaya devam ediyor. Kaliteli kahve çekirdekleri ve özel tarifleriyle 6 yıl önce ilk şubesini açan marka bu kez İstanbul’un en gözde merkezlerinden Karaköy’de kapılarını açtı. The Coffee Factory Yönetim Kurulu Başkanı Erol Şahin ve Genel Müdürü Rıza Batuhan Şahin’in ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa vatandaşlar ve turistler büyük ilgi gösterdi. “Her Fincanda Mutluluk” yolculuğu devam ediyor Açılışta konuşan The Coffee Factory Genel Müdürü Rıza Batuhan Şahin, markanın büyüme sürecine vurgu yaparak şunları söyledi: “2018 yılından bu yana ‘her fincanda mutluluk’ mottosuyla yola çıktık. Bugün 32. şubemizi Karaköy gibi özel bir lokasyonda açmanın gururunu yaşıyoruz. Misafirlerimize en kaliteli hizmeti, sıcak bir atmosferde sunma hedefiyle çıktığımız bu yolda, özel kahve harmanlarımız ve samimi hizmet anlayışımızla kısa sürede sektörde önemli bir yer edindik.” Şahin, Karaköy şubesinin bu başarının bir devamı niteliğinde olduğunu belirterek hedeflerinin Türkiye genelinde 150 şubeye ulaşmak ve yurt dışına açılmak olduğunu ifade etti. Genç neslin aromatik lezzetlere ilgisi artıyor Türkiye’de kahve tüketiminin hızla arttığını vurgulayan Şahin, özellikle genç nesil tarafında aromatik ve soğuk kahvelere olan ilginin yükseldiğini dile getirdi. Şahin ‘’Eskiden kültürümüzde çay baskınken, bugün kahve giderek öne çıkıyor. Özellikle gençlerin etkisiyle kahve alışkanlıkları değişiyor. The Coffee Factory olarak biz de gençlerin bu talebine eşsiz kahve seçenekleri ve sıcak atmosferimizle yanıt veriyoruz. Artan bu ilgi ile 2025 yılında 30 şube daha açmayı planlıyoruz’’ dedi. Konsepti ile de fark yaratıyor Karaköy’de açılan yeni şube, sadece kahve sunumuyla değil, çalışma alanları,ve pet-friendly konsepti ile de fark yaratıyor. Karaköy’ün tarihi dokusunu modern tasarımla harmanlayan mekânda, özel kahve harmanlarının yanı sıra lezzetli tatlılar ve atıştırmalıklar da kahve severlerle buluşuyor. Kaliteli kahve çekirdekleri, özel tarifleri ve misafir memnuniyeti odaklı hizmet anlayışıyla öne çıkan marka Türkiye’nin dört bir yanında kahve tutkunlarını ağırlamaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.