Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Liderlik

Kapsül Haber Ajansı - Liderlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Liderlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Altın Lider Ödülleri Beş Yaşında  Haber

Altın Lider Ödülleri Beş Yaşında 

Altın Lider Ödülleri Platformu, Büyülü Gala Geceleri ile Türkiye'nin En Beğenilen Liderlerini Ağırlamaya Hazırlanıyor. Yirmi üç yıldır Türkiye'nin önde gelen toplantı ve etkinlik şirketi KREA M.I.C.E. tarafından, 2021 yılında hayata geçirilen 'Altın Lider Ödülleri' platformu, her sene büyüyerek daha geniş kitlelere ulaşıyor. İş dünyasının rekor oyları ile belirlenen Türkiye'de 2025 Yılının En Beğenilen 50 CEO'su, 50 CFO'su, 50 CMO'su ve 50 CHRO'su, dört ayrı görkemli gece ile Altın Lider ödülünün sahibi olacak. Demokratik - Teknolojik Seçim Altyapısı ve Ücretsiz Oy Kullanımı ile Türkiye'de İlk ve Tek Altın Lider Ödülleri; demokratik bir seçim alt yapısı ile kurgulanması, iş hayatındaki her çalışanın kendi beğendiği lider - şirket ismini "açık uçlu olarak yazarak', ücretsiz olarak aday gösterebilmesi, oyların cep telefonuna gelen SMS şifresi ile kullanılabilmesi, mükerrer oyların engellenmesi, seçimin iş dünyasının "ortak aklı" ile yapılması, törenlere sponsor firma kabul edilmemesi, iş dünyasından her yıl rekor katılımın olması, dört gece arka arkaya düzenlenen "kırmızı halı" temalı büyülü gala geceleri sebebi ile iş çevreleri tarafından 'Türkiye'nin En Prestijli Liderlik Ödülleri' olarak kabul ediliyor. Altın Lider Ödülleri şirketlerin İşveren Markaları için de büyük önem taşıyor. Altın Liderler ve Kıymetli Ekiplerini Ödül Töreninin Ardından, Murat Boz, Buray, Derya Uluğ ve Nilüfer'in Unutulmaz Performansları Bekliyor Altın Lider Ödülleri 2025 Büyülü Gala Gecelerinde sahne alacak sanatçılar belli oldu: 09 Şubat'da gerçekleşecek CHRO Gala Gecesi'nde Murat Boz, 10 Şubat'da gerçekleşecek CMO Gala Gecesi'nde Buray, 11 Şubat'da gerçekleşecek CFO Gala Gecesi'nde Derya Uluğ ve 12 Şubat'da gerçekleşecek CEO Gala Gecesinde Nilüfer sahne alacak. "Altın Liderlerden Başarının Sırları" Kitabının 2.Baskısı Çıktı İş dünyasının oyları ile seçilen Altın Lider CEO'ların başarı hikayelerinin anlatıldığı 'Altın Liderlerden Başarının Sırları' kitabı sevilen bir yeni yıl hediyesi oldu. İkinci baskısı yapılan kitapta liderlerden iş hayatına dair önemli ipuçları bulunmakta. Liderlerle yapılan video röportajların da izlenebileceği kitap, bilgi ve tecrübenin gelecek nesillere aktarılması konusunda büyük bir değer katıyor. Kitabın tüm geliri ise deprem bölgesindeki ilkokullara bilgisayar sınıfı yaptırmak için bağışlanıyor. Altın Lider Ödülleri Platformu Kurucusu Seda Mızraklı Ferik: "Şubat ayında şirketlerinin geleceğine yön veren liderlerin emeklerini ve vizyonunu hep birlikte kutlayacağız." 2021 yılından beri hedeflerinin, şirketlerini her zaman daha ileriye taşımak için gece -gündüz demeden, büyük bir özveri ile çalışmalar gerçekleştiren C-Level Liderler için, iş dünyasının tüm paydaşlarını 360 derece kapsayan; şeffaf, demokratik ve teknolojik bir ödüllendirme platformu oluşturmak olduğunu anlatan Altın Lider Ödülleri Platformu Kurucusu, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO'su Seda Mızraklı Ferik, "Değişen piyasa koşullarında, şirketlerin başarısında liderlerin özellikleri öne çıkıyor. C-Level Liderler için oluşturduğumuz demokratik ve şeffaf ödüllendirme sistemimiz beş yılda tüm sektörlerin büyük beğenisini kazandı. Katılım şartları, teknolojik alt yapı farklılığı ve her yıl kullanılan binlerce oy sebebi ile 'Türkiye'nin En Prestijli Liderlik Ödülleri' olarak tarif edilen 'Altın Lider Ödülleri'nin heyecanını bizlere de yürekten taşıyoruz. "Liderlerin şirketlerinde ve iş dünyasında bıraktıkları 'anlamlı izleri' destekliyoruz, her sene iş dünyasından katılımın artması; liderlerin ve tüm çalışanların yarışmaya büyük ilgisine teşekkür ederiz." dedi. Altın Lider Seçim Kriterleri Altın Lider seçiminde başarı kriterinin ise sadece rakamsal olmadığının altını çizen ve Altın Liderlerin ortak özelliklerini de belirten Mızraklı Ferik, "Altın Liderler görevlerinde 20-25 yıllık sürelerde emek veren, görev aldıkları kurumda kendilerini seven ve sayan ekipler yetiştiren, yaptıkları özverili çalışmalar ile 360 derece iz bırakan, tüm paydaşları ile olumlu iletişimleri olan, şefkatli liderlik tanımına uyan, vizyonu ile hem bulundukları şirkete ve pozisyona değer katan, hem de ekiplerine örnek olarak gönüllerde yer edinen başarılı iş insanlarıdır." dedi. Global Liderler Zirvesi 2026; 11-12 Şubat tarihinde gerçekleşecek Önümüzdeki seneden itibaren Global Liderler Zirvesi'ni Altın Lider Ödülleri ile aynı hafta içerisinde gerçekleştireceklerini belirten Seda Mızraklı Ferik, 11-12 Şubat 2026'da Mandarin Oriental Bosphorus, İstanbul'da ekonomi – finans, liderlik ve sürdürülebilirlik konularında önemli guruların sahne alacağı, bilgi dolu, muhteşem bir Zirve hazırlandıklarını belirtti.

2026’da Çalışma Hayatındaki Yeni Trendler Neler? Haber

2026’da Çalışma Hayatındaki Yeni Trendler Neler?

Yapay zekâ yatırımları hızlanırken, organizasyonların karşı karşıya kaldığı asıl mesele bu dönüşümün insan tarafını nasıl yönettikleri oluyor. 2026 İş Gücü Görünümü araştırmasına göre, şirketlerin büyük bölümü önümüzdeki dönemi yeniden yapılanma, rol dönüşümü ve belirsizlikle tanımlıyor. Aynı araştırmada 2025’te yönetici kitlesinin %62’si, ekiplerdeki donma ve küçülme nedeniyle iş yükünün belirgin biçimde arttığını ifade ediyor. Bu veriler, çalışan deneyiminin ve liderlik yaklaşımının iş sonuçları üzerindeki etkisini daha görünür hale getiriyor. Bugün yetenekleri çekmek ve elde tutmak, ücret, yan haklar ya da esneklik tek başına yeterli değil. Liderliğin tonu, yöneticinin iletişim biçimi ve çalışan deneyiminin tutarlılığı işyerine bağlılığı arttırıyor. Teknolojik dönüşüm hızlandıkça, bu sürecin çalışanlar tarafından nasıl algılandığı ve ne ölçüde sahiplenildiği daha çok önem kazanıyor. Kurumların söylediği ile sahada yaşanan arasındaki fark, işveren algısını doğrudan etkiliyor. 2026, İnsani Liderliğin Geri Dönüş Yılı Olacak Korn Ferry’nin yayımladığı liderlik araştırmasına göre, liderlerin yaklaşık %70’i yapay zekâyı kurumlar için en önemli trendlerden biri olarak görürken, yalnızca %40’tan azı duygusal zekâyı en önemli beceriler arasında sayıyor ve sadece %20’si çalışan bağlılığını öncelik olarak konumlandırıyor. Bu yaklaşım, belirsizlik dönemlerinde ekiplerin yön duygusunu ve güvenini zayıflatıyor. 2026’da öne çıkacak lider profili, yalnızca hedef koyan ve performans ölçen değil, belirsizliği yönetebilen, açık iletişim kuran ve ekipleriyle bağ kurabilen yöneticilerden oluşacak. Liderliğin insani tarafı, sürdürülebilir performansın temel belirleyicilerinden biri haline geliyor. İK’nın Stratejik Konumu Güçleniyor Bu dönüşüm İK’nın rolünü de yeniden tanımlıyor. Küresel değerlendirmeler, İK liderlerinin gündeminin uzun süredir işe alım ve süreç yönetiminin ötesine geçtiğini ortaya koyuyor. İK sorumlulukları, giderek daha fazla biçimde iş gücü tasarımı, beceri dönüşümü ve organizasyonel dayanıklılık başlıklarıyla ilişkilendiriliyor. KPMG’nin 2025 sonunda yayımladığı küresel iş gücü analizine göre de ise şirketlerin %62’si önümüzdeki dönemde İK ve iş gücü teknolojilerine yatırımını artırmayı planlıyor. Aynı analiz, organizasyonların %43’ünün halihazırda İK süreçlerinde yapay zekâ destekli çözümler kullandığını ortaya koyuyor. Bu veriler, İK’nın yetkinlik haritalarını görünür kılan, öğrenme kapasitesini artıran ve organizasyonel dayanıklılığı destekleyen bir mimari kurmakla sorumlu hale geldiğini gösteriyor. Ünvanlardan çok yetkinliklerin, sabit görev tanımlarından çok öğrenme çevikliğinin öne çıktığı bir döneme giriliyor. Bu yaklaşım, hem iç yetenek kullanımını artırıyor hem de belirsizlik dönemlerinde organizasyonel dayanıklılığı güçlendiriyor. Güçlü Sonuçlar Güçlü İnsan Yönetimiyle Mümkün İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, değerlendirmesinde 2026’ya girerken liderliğin yalnızca çalışan deneyimi üzerinden değil, liderlerin kendi dayanıklılığı üzerinden de yeniden ele alınması gerektiğini vurguluyor. “Son dönemde yayımlanan küresel araştırmalar, üst düzey yöneticilerde tükenmişlik hissinin belirgin biçimde arttığını gösteriyor. Gözlemlerimize göre, sürdürülebilir performans için hedefler ve verimlilik yanı sıra, liderleri destekleyen yapılar artık bir gereklilik. 2026’da güçlü sonuçlar üreten kurumlar, performans odağını korurken güveni, bağlılığı ve insani liderliği yeniden merkeze alanlar olacak. İnsan kaynakları ekipleri ise organizasyonların gelecekteki dayanıklılığını inşa eden stratejik bir rol üstlenecek. Günümüzde güçlü liderlik sadece bireysel dayanıklılıkla sınırlı değil. Kurumların da liderleri destekleyen yapılar kurması gerekiyor. Belirsizlik dönemlerinde başarılı olan yöneticiler sadece hedef koyan değil, aynı zamanda ekiplerine netlik ve güven duygusu veren kişilerdir. Bu nedenle 2026’da öne çıkacak liderlik anlayışı, hem insan odaklı hem de sistemli destekle beslenen bir model olacak.”

"Doğru İşe Doğru İnsanı Koymak, En Pahalı Alarm Sisteminden Daha Etkilidir" Haber

"Doğru İşe Doğru İnsanı Koymak, En Pahalı Alarm Sisteminden Daha Etkilidir"

16 yıllık İK birikimini güvenlik sektörüne taşıyan Arven Özel Güvenlik'in Kurucusu Melike Çalışır'ın, disiplinler arası liderlik hikayesi ile sizleri baş başa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Melike Çalışır 1986 Tarsus doğumluyum. Kariyerime 2004 yılında Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri eğitimiyle başladım ve tam 16 yıl boyunca İnsan Kaynakları alanında çalıştım. Bu süreçte binlerce çalışanın motivasyonunu, gelişimini ve başarısını yönettim. Ancak bir noktada fark ettim ki, en değerli kaynağımız olan insanı koruma misyonunu, doğrudan iş modelinin kalbine taşımalıyım. İşte bu vizyonla, son 4 yıldır Arven Özel Güvenlik' in kurucusu olarak, insan kaynakları prensiplerini güvenlik sektörünün liderliğine entegre ediyorum. Amacım: “Sadece tesisleri değil, oradaki insanı güvence altına almaktır." Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Arven Özel Güvenlik'in kurucusu olmadan önce, stratejik İK deneyimimi Kafkas Kestane Şekeri ve Güneş İnsan Kaynakları gibi köklü markalarda olgunlaştırdım. Bu süreçte öğrendiğim en büyük ders, en iyi operasyonel başarının bile temelinde yüksek nitelikli ve motive edilmiş insan kaynağı olduğu gerçeğiydi. Kafkas'ın yüz yıllık mirasından gelen kalite hassasiyeti ve Güneş İK'dan gelen stratejik personel planlama yetkinliği sayesinde, güvenlik sektöründeki geleneksel İK sorunlarını (düşük motivasyon, yüksek sirkülasyon) çözmeye odaklandım. Bugün Arven'de uyguladığımız insan odaklı güvenlik modeli, işte bu köklü ve çapraz disiplinli İK geçmişimin bir ürünüdür ve bizi sektörde farklılaştıran temel güçtür. "Kendi şirketimi kurmak ise en büyük dönüm noktamdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu adımın kariyerimdeki en doğru karar olduğunu açıkça söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, sadece finansal hedeflere ulaşmak değil, sektör standartlarını yukarı çeken kalıcı bir değişim yaratmak ve bu değişimi etik insan sermayesiyle gerçekleştirmektir. Beni diğerlerinden farklı kılan ve başarımı garantileyen temel strateji, İK disiplinini, girişimcilik çevikliği ve operasyonel hassasiyetle birleştirmemdir. Yani Rakiplerim operasyonel riskleri teknik veya fiziki boyutta yönetirken, ben önce personel riskini yönetirim. Güneş İnsan Kaynakları'nda öğrendiğim gibi, doğru işe doğru insanı koymak ve onu yüksek motive tutmak, en pahalı alarm sisteminden daha etkilidir. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Kariyerimde karşılaştığım en büyük zorluk, kurumsal dünyanın stratejik İK uzmanlığından, özel güvenlik sektöründe sıfırdan bir girişimci olmaya geçiş yapmaktı. Çünkü Güvenlik sektörüne adım attığımda gördüm ki, sektördeki yaygın bakış açısı, güvenlik personelinin düşük ücretli, yüksek sirkülasyonlu ve genellikle son çare olarak görülen bir iş gücü olmasıydı. Güneş İK'da öğrendiğim yetenek yönetimi prensiplerini uyguladım. İşe alım süreçlerimizi, sadece fiziki yeterliliğe değil, iletişim, problem çözme ve kriz yönetimi becerilerine odaklanacak şekilde yeniden yapılandırdım. İK uzmanlığımı kurucu vizyonuyla birleştirerek ve insan kalitesine tavizsiz yatırım yaparak aştım. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinizi tanıyıp ne istediğinizi biliyor olmanız ilk önerim olabilirim. Çünkü İnsanın olduğu her yerde önce iletişim sonra sabır devreye giriyor bunu bilerek yaşamınızı şekillendirmeniz diyebilirim. İkinci önerimse; "Her şeyi biliyorum" fikrinden vazgeçin. Değişen ve gelişen hayata karşı direnmeyin. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik anlayışımı, Dönüştürücü ve Hizmetkar Liderlik modellerinin birleşimi olarak tanımlayabilirim. Dönüştürücü Liderlikten amacım, sadece görevleri dağıtmak değil, vizyon yaratmak ve bu vizyonu takip edenleri ilham vererek yetkilendirmektir. Sürekli öğrenme ve gelişim kültürünü teşvik ederim. Hizmetkar Liderlikten amacımsa ekibimin (altyapımın) başarılı olması için gereken tüm kaynakları, bilgiyi ve engelleri ortadan kaldırmaktır. Ben, ekibimin başarısının bir kolaylaştırıcısıyım. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Bölgesinde ve ulusal çapta, teknoloji, proaktif risk yönetimi ve insan kaynağının kusursuz entegrasyonuyla tanınan, sektörde güvenilirliğin mutlak standardı olmakla birlikte değişen ve karmaşıklaşan tehdit profillerine karşı sadece fiziksel koruma sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda stratejik risk danışmanlığı sunarak onların iş sürekliliğini, huzurunu ve itibarını garanti altına almak. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Küresel ekonomik belirsizlikler ve yoğun rekabet, güvenlik sektöründe maliyet hassasiyetini ve aynı zamanda risk yönetimi ihtiyacını artırmaktadır. Arven olarak, bu ortamda kendimizi maliyet etkin, teknoloji odaklı ve proaktif risk ortağı olarak konumlandırıyoruz. Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için; Arven olarak hem maliyet baskılarına yanıt veriyor hem de güvenlikte teknoloji ve insan kalitesini birleştirerek üstün bir değer teklifi sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Arven Özel Güvenlik olarak, sürdürülebilirliği sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda uzun vadeli iş sürekliliğinin ve itibar yönetiminin temel bir direği olarak görüyoruz. İş dünyasının sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusundaki sorumluluğunu sadece bir zorunluluk değil, varoluşsal bir gereklilik olarak görüyoruz. İş dünyası, kaynakları tüketen değil, yenileyen ve toplumu güçlendiren bir kuvvet olarak hareket etmelidir. Arven olarak biz de güvenlik hizmetlerimizi bu bakış açısıyla tasarlamaya devam edeceğiz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve Yapay Zekâ (YZ), özel güvenlik sektörünü reaktif (olay sonrası müdahale) bir modelden, proaktif (olay öncesi önleme) bir modele dönüştürüyor. Arven için bu, sadece yeni kameralar almak değil, hizmetin ve personelimizin niteliğini yeniden tanımlamak anlamına geliyor. Bu köklü değişime adapte olmak için üç aşamalı stratejik bir yol haritası izliyoruz: Yetenek ve Zihniyet Dönüşümü, Teknolojik Pilot Uygulamalar ve Ölçeklendirme, Sürekli Araştırma ve İş Birliği. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Bugünkü dinamik ve belirsizliklerle dolu iş dünyasında kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmek isteyen gençlere vereceğim en kritik tavsiyeler, geleneksel yetkinliklerin ötesine geçen, adaptasyon ve kalıcı öğrenmeye odaklanan üç ana prensipte tavsiye verebilirim. 1-"T Şekilli" Olun, Tek Bir Alanla Yetinmeyin Artık sadece bir alanda uzmanlaşmak yetmiyor; uzmanlığınızı çevrenizdeki diğer disiplinlerle bağlayabilmeniz gerekiyor. 2- "Öğrenmeyi Öğrenin" ve Hızla "Unutun" Bilgi ve teknoloji hızla eskidiği için, bir şeyi ne kadar bildiğiniz değil, ne kadar hızlı yeni bir şey öğrenebildiğiniz önemlidir. 3-"Değer Yaratmaya ve İletişime Odaklanın" Teknik yetkinlikler sizi işe sokar, ancak iletişim ve değer yaratma yeteneği sizi zirveye taşır.

"Doğru İşe Doğru İnsanı Koymak, En Pahalı Alarm Sisteminden Daha Etkilidir" Haber

"Doğru İşe Doğru İnsanı Koymak, En Pahalı Alarm Sisteminden Daha Etkilidir"

16 yıllık İK birikimini güvenlik sektörüne taşıyan Arven Özel Güvenlik'in Kurucusu Melike Çalışır'ın, disiplinler arası liderlik hikayesi ile sizleri baş başa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Melike Çalışır 1986 Tarsus doğumluyum. Kariyerime 2004 yılında Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri eğitimiyle başladım ve tam 16 yıl boyunca İnsan Kaynakları alanında çalıştım. Bu süreçte binlerce çalışanın motivasyonunu, gelişimini ve başarısını yönettim. Ancak bir noktada fark ettim ki, en değerli kaynağımız olan insanı koruma misyonunu, doğrudan iş modelinin kalbine taşımalıyım. İşte bu vizyonla, son 4 yıldır Arven Özel Güvenlik' in kurucusu olarak, insan kaynakları prensiplerini güvenlik sektörünün liderliğine entegre ediyorum. Amacım: “Sadece tesisleri değil, oradaki insanı güvence altına almaktır." Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Arven Özel Güvenlik'in kurucusu olmadan önce, stratejik İK deneyimimi Kafkas Kestane Şekeri ve Güneş İnsan Kaynakları gibi köklü markalarda olgunlaştırdım. Bu süreçte öğrendiğim en büyük ders, en iyi operasyonel başarının bile temelinde yüksek nitelikli ve motive edilmiş insan kaynağı olduğu gerçeğiydi. Kafkas'ın yüz yıllık mirasından gelen kalite hassasiyeti ve Güneş İK'dan gelen stratejik personel planlama yetkinliği sayesinde, güvenlik sektöründeki geleneksel İK sorunlarını (düşük motivasyon, yüksek sirkülasyon) çözmeye odaklandım. Bugün Arven'de uyguladığımız insan odaklı güvenlik modeli, işte bu köklü ve çapraz disiplinli İK geçmişimin bir ürünüdür ve bizi sektörde farklılaştıran temel güçtür. "Kendi şirketimi kurmak ise en büyük dönüm noktamdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu adımın kariyerimdeki en doğru karar olduğunu açıkça söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, sadece finansal hedeflere ulaşmak değil, sektör standartlarını yukarı çeken kalıcı bir değişim yaratmak ve bu değişimi etik insan sermayesiyle gerçekleştirmektir. Beni diğerlerinden farklı kılan ve başarımı garantileyen temel strateji, İK disiplinini, girişimcilik çevikliği ve operasyonel hassasiyetle birleştirmemdir. Yani Rakiplerim operasyonel riskleri teknik veya fiziki boyutta yönetirken, ben önce personel riskini yönetirim. Güneş İnsan Kaynakları'nda öğrendiğim gibi, doğru işe doğru insanı koymak ve onu yüksek motive tutmak, en pahalı alarm sisteminden daha etkilidir. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Kariyerimde karşılaştığım en büyük zorluk, kurumsal dünyanın stratejik İK uzmanlığından, özel güvenlik sektöründe sıfırdan bir girişimci olmaya geçiş yapmaktı. Çünkü Güvenlik sektörüne adım attığımda gördüm ki, sektördeki yaygın bakış açısı, güvenlik personelinin düşük ücretli, yüksek sirkülasyonlu ve genellikle son çare olarak görülen bir iş gücü olmasıydı. Güneş İK'da öğrendiğim yetenek yönetimi prensiplerini uyguladım. İşe alım süreçlerimizi, sadece fiziki yeterliliğe değil, iletişim, problem çözme ve kriz yönetimi becerilerine odaklanacak şekilde yeniden yapılandırdım. İK uzmanlığımı kurucu vizyonuyla birleştirerek ve insan kalitesine tavizsiz yatırım yaparak aştım. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinizi tanıyıp ne istediğinizi biliyor olmanız ilk önerim olabilirim. Çünkü İnsanın olduğu her yerde önce iletişim sonra sabır devreye giriyor bunu bilerek yaşamınızı şekillendirmeniz diyebilirim. İkinci önerimse; "Her şeyi biliyorum" fikrinden vazgeçin. Değişen ve gelişen hayata karşı direnmeyin. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik anlayışımı, Dönüştürücü ve Hizmetkar Liderlik modellerinin birleşimi olarak tanımlayabilirim. Dönüştürücü Liderlikten amacım, sadece görevleri dağıtmak değil, vizyon yaratmak ve bu vizyonu takip edenleri ilham vererek yetkilendirmektir. Sürekli öğrenme ve gelişim kültürünü teşvik ederim. Hizmetkar Liderlikten amacımsa ekibimin (altyapımın) başarılı olması için gereken tüm kaynakları, bilgiyi ve engelleri ortadan kaldırmaktır. Ben, ekibimin başarısının bir kolaylaştırıcısıyım. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Bölgesinde ve ulusal çapta, teknoloji, proaktif risk yönetimi ve insan kaynağının kusursuz entegrasyonuyla tanınan, sektörde güvenilirliğin mutlak standardı olmakla birlikte değişen ve karmaşıklaşan tehdit profillerine karşı sadece fiziksel koruma sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda stratejik risk danışmanlığı sunarak onların iş sürekliliğini, huzurunu ve itibarını garanti altına almak. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Küresel ekonomik belirsizlikler ve yoğun rekabet, güvenlik sektöründe maliyet hassasiyetini ve aynı zamanda risk yönetimi ihtiyacını artırmaktadır. Arven olarak, bu ortamda kendimizi maliyet etkin, teknoloji odaklı ve proaktif risk ortağı olarak konumlandırıyoruz. Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için; Arven olarak hem maliyet baskılarına yanıt veriyor hem de güvenlikte teknoloji ve insan kalitesini birleştirerek üstün bir değer teklifi sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Arven Özel Güvenlik olarak, sürdürülebilirliği sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda uzun vadeli iş sürekliliğinin ve itibar yönetiminin temel bir direği olarak görüyoruz. İş dünyasının sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusundaki sorumluluğunu sadece bir zorunluluk değil, varoluşsal bir gereklilik olarak görüyoruz. İş dünyası, kaynakları tüketen değil, yenileyen ve toplumu güçlendiren bir kuvvet olarak hareket etmelidir. Arven olarak biz de güvenlik hizmetlerimizi bu bakış açısıyla tasarlamaya devam edeceğiz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve Yapay Zekâ (YZ), özel güvenlik sektörünü reaktif (olay sonrası müdahale) bir modelden, proaktif (olay öncesi önleme) bir modele dönüştürüyor. Arven için bu, sadece yeni kameralar almak değil, hizmetin ve personelimizin niteliğini yeniden tanımlamak anlamına geliyor. Bu köklü değişime adapte olmak için üç aşamalı stratejik bir yol haritası izliyoruz: Yetenek ve Zihniyet Dönüşümü, Teknolojik Pilot Uygulamalar ve Ölçeklendirme, Sürekli Araştırma ve İş Birliği. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Bugünkü dinamik ve belirsizliklerle dolu iş dünyasında kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmek isteyen gençlere vereceğim en kritik tavsiyeler, geleneksel yetkinliklerin ötesine geçen, adaptasyon ve kalıcı öğrenmeye odaklanan üç ana prensipte tavsiye verebilirim. 1-"T Şekilli" Olun, Tek Bir Alanla Yetinmeyin Artık sadece bir alanda uzmanlaşmak yetmiyor; uzmanlığınızı çevrenizdeki diğer disiplinlerle bağlayabilmeniz gerekiyor. 2- "Öğrenmeyi Öğrenin" ve Hızla "Unutun" Bilgi ve teknoloji hızla eskidiği için, bir şeyi ne kadar bildiğiniz değil, ne kadar hızlı yeni bir şey öğrenebildiğiniz önemlidir. 3-"Değer Yaratmaya ve İletişime Odaklanın" Teknik yetkinlikler sizi işe sokar, ancak iletişim ve değer yaratma yeteneği sizi zirveye taşır.

ANTGİAD'ın Konuğu Fikret Orman Oldu Haber

ANTGİAD'ın Konuğu Fikret Orman Oldu

Toplantının onur konuğu; Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne modernleşme hamleleri kazandıran, UEFA başarılarıyla adından söz ettiren ve Vodafone Park stadyumunu hayata geçiren geçmiş dönem Beşiktaş başkanlarından iş ve spor insanı Fikret Orman oldu. Kahvaltı eşliğinde gerçekleşen etkinlikte, ANTGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Yavaş’ın yaptığı açılış konuşması büyük beğeni topladı. Konuşmasında ANTGİAD’ın girişimcilik, eğitim, kadın liderliği ve genç istihdamı alanlarındaki projelerini ayrıntılarıyla anlatan Yavaş, sosyal sorumluluk faaliyetlerinin dernek için temel bir değer olduğunun altını çizdi. “ TEMİZ TOPLUM, TEMİZ SİYASET, TEMİZ SPOR “ Yavaş konuşmasında ayrıca, son dönemde Türkiye’nin gündeminde yer alan “temiz toplum, temiz iş dünyası ve temiz spor” başlıklarına dikkat çekerek yasa dışı bahis ve şike tartışmalarına vurgu yaptı. Yavaş, “Alın teri kutsaldır. Emek kutsaldır. Rekabet sahada olmalıdır. Şeffaflık ve adalet hem iş dünyasının hem sporun temel taşıdır. Diliyoruz ki spor camiası arınmış ve hak edenin kazandığı adil bir iklime kavuşsun.” ifadelerini kullandı. Fikret Orman’la Liderlik, Spor Yönetimi ve İş Dünyası Üzerine Derin Bir Söyleşi Açılış konuşmasının ardından sahneye davet edilen Fikret Orman, Başkan Ercan Yavaş’ın sorularını büyük bir açıklık ve samimiyetle yanıtladı. Yavaş’ın yönelttiği sorular; Beşiktaş’ın yeniden yapılanma sürecinden modern spor ekonomisine,teknik direktör seçimlerinden transfer stratejilerine,şampiyonlukların arka planındaki yönetim aklından , iş dünyasındaki büyük projelere kadar geniş bir çerçeveyi kapsadı. “Başkanlığa aday olmaya nasıl karar verdiniz?” sorusuna Orman, Beşiktaş’ın zorlu bir dönemden geçtiğini ve sorumluluktan kaçamayacağını hissettiği için aday olduğunu söyledi. “Göreve geldiğinizde karşınızdaki tablo nasıldı?” sorusuna ise Orman şu sözlerle yanıt verdi: “Beşiktaş büyük bir kulüptü ama ekonomik olarak ciddi sıkıntılar içindeydi. Bu tabloyu değiştirmek için hem finansal hem de yapısal dönüşüm gerekiyordu.” ŞAMPİYONLUKLARIN ARKASINDAKİ STRATEJİ Yavaş’ın, “Arka arkaya gelen şampiyonlukların ve Avrupa başarılarının görünmeyen stratejisi neydi?” sorusunu Orman şöyle yanıtladı: “Başarı tesadüf değildir. Doğru kadroyu kurmak, doğru hocayı seçmek, doğru finansal modeli uygulamak ve camiayı tek yürek yapmak zorundasınız. Biz o dönemde tüm bu unsurları aynı anda doğru yönetmeyi başardık.” Orman ayrıca genç yeteneklere verilen önemi ve sportif başarıyla ekonomik disiplinin bir arada yürütülmesi gerektiğini vurguladı. FİNANS YÖNETİMİ , BORÇ YAPISI VE KRİZLERLE MÜCADELE Yavaş’ın, “Spor kulüplerinde borcu artıran faktörler nelerdir?” sorusu üzerine Orman; kur riskleri, futbol ekonomisindeki aşırı enflasyon, yüksek oyuncu maliyetleri ve Avrupa’daki rekabet seviyesi gibi unsurları sıraladı. Süleyman Seba ile Kıyaslanmak: “Sorumluluğu ağır, gururu büyüktür.” Söyleşinin duygusal bölümlerinden biri, Ercan Yavaş’ın şu sorusu oldu: “Beşiktaş camiasında Süleyman Seba’dan sonra en iz bırakan başkanlardan biri olarak anılmak size ne hissettiriyor?” Fikret Orman bu soruya şu sözlerle yanıt verdi: “Süleyman Seba ile aynı cümlede anılmak büyük bir gururdur ama aynı zamanda omuzlarınıza büyük bir sorumluluk yükler. Ben Beşiktaş’ta kalıcı değerler bırakmak için çalıştım.” İş Dünyası ve Yatırım Felsefesi Başkan Yavaş’ın iş dünyasına yönelik sorularına Fikret ORMAN net cevaplar verdi. İnşaat ve turizm sektörlerinde yatırım yaparken en önemli göstergelerinin lokasyon, finansman modeli ve talep projeksiyonu olduğunu belirten ORMAN, “ Bir projeye başlarken ilk baktığım şey nakit akışının sürdürülebilir olup olmadığıdır.” sözleriyle cevapladı. ANTGİAD üyelerinin sorularını da içtenlikle yanıtlayan Orman , Gençlere yönelik mesajında ise “ Ölçmeden büyümeye kalkmayın. Önceden ölçtüğünüz rakamlar sizi her zaman korur.” ifadelerini kullandı. ANTGİAD: Üreten, Büyüten ve Değer Yaratan Bir Mekanizma Etkinlik sonunda Başkan Ercan Yavaş, ANTGİAD’ın yalnızca bir dernek olmadığını, şehrin geleceğine yön veren güçlü bir vizyon örgütü olduğunu vurguladı.Yavaş, “ANTGİAD’ın enerjisini siz değerli üyelerimizden alıyoruz. Bu ailenin her ferdi, Antalya’nın ve Türkiye’nin yarınlarına imza atmaktan gurur duyuyor “ diyerek toplantıyı sonlandırdı.

Garanti BBVA, Sürdürülebilirlikte Küresel Liderler Arasına Girdi Haber

Garanti BBVA, Sürdürülebilirlikte Küresel Liderler Arasına Girdi

Garanti BBVA, dünyanın en büyük çevresel raporlama platformu olan CDP’nin İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve Orman temalarının tamamında “Liderlik” seviyesinde derecelendirildi. Banka, finansal kurumlar için bu yıl ilk kez zorunlu hale getirilen Orman temasında da A alarak küresel ölçekte “Üç A” başarısına ulaşan sayılı kurumlardan biri oldu. Garanti BBVA, CDP tarafından gerçekleştirilen 2024 yılı değerlendirmesinde üç ana tema olan İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve bu yıl finansal kurumlar için ilk kez zorunlu hale gelen Orman alanlarında A notu alarak “Liderlik” seviyesinde değerlendirildi. Böylece banka, küresel ölçekte “Üç A” derecesine ulaşan az sayıdaki bankalardan biri oldu. Garanti BBVA, 2009 yılından bu yana İklim Değişikliği, 2015’ten bu yana ise Su Güvenliği temalarında kapsamlı raporlama yapıyor. Bu yıl ilk defa raporladığı Orman temasında da bu alana yüksek etkisi olan sektörlere verilen finansman tutarlarını da ilk kez paylaşarak A skoru elde etmesiyle birlikte banka, çevresel şeffaflık ve dönüşüm alanında uluslararası ölçekte örnek gösterilen kurumlar arasındaki yerini daha da güçlendirdi. Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, CDP derecelendirmesine ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik alanında 19 yılı aşkın bir süredir çaba gösteren bir kurum olarak, CDP’den üç ayrı temada gelen A değerlendirmesi bizim için son derece kıymetli. İklim değişikliği, su yönetimi ve ormansızlaşma gibi geleceğimizi doğrudan ilgilendiren alanlardaki işlerimizin uluslararası bir platform tarafından liderlik seviyesinde değerlendirilmesi, doğru adımları atıyor olduğumuzun iyi bir göstergesi. Bugün biz yalnızca finansman sağlayan bir kurum değiliz; düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırmak, çevresel etkilerimizi azaltmak ve müşterilerimizle birlikte dönüşümü mümkün kılmak için çalışan kapsamlı bir ekosistemin parçasıyız. Yenilenebilir enerji finansmanındaki güçlü konumumuz, sürdürülebilir finans hacmimiz, Net Sıfır Bankacılık Birliği taahhütlerimiz ve çevre projelerimiz kadar, son dönemde odağımıza aldığımız Mavi Finans da bu yönde çok önemli bir dönüşüm alanı. CDP’nin değerlendirmesi şeffaflık, çevresel etki yönetimi ve sürdürülebilirlik vizyonumuzdaki kararlılığın bir sonucu. Önümüzdeki dönemde de bu alandaki gayretimizi daha da güçlendirerek, ülkemizin ve dünyanın sürdürülebilir geleceğine katkı sunmaya devam edeceğiz.” Sürdürülebilirlik çalışmalarıyla en yüksek uluslararası standartları karşılıyor Garanti BBVA, uzun yıllardır sürdürdüğü sürdürülebilirlik odaklı stratejisi kapsamında: 2018-2029 dönemi için 3,5 trilyon TL'lik hedef ile Türkiye'de bugüne kadarki en yüksek sürdürülebilir finansman hedefini açıkladı.Ekvator Prensipleri’ne imza atarak, Türkiye’de bu inisiyatife katılan ilk banka oldu.Türkiye’de bir ilke imza atarak deniz ekosistemlerinin korunmasına odaklanan Biyoçeşitlilik ve Mavi Temalı Tahvil ihracını gerçekleştirdi.Yenilenebilir enerji finansmanında Türkiye’nin en güçlü aktörleri arasında yer aldı.Kadın girişimcilere, yeşil dönüşüm yatırımlarına, emisyon azaltımı projelerine ve toplumsal etki programlarına yönelik çok boyutlu destekler geliştirdi.Doğa ve su ekosistemlerini korumaya odaklanan Mavi Nefes programını dört yıldır bilimsel ölçümleme esaslarıyla yürütüyor. Garanti BBVA’nın sürdürülebilirlik konusundaki tüm çalışmalarının değerlendirildiği CDP’nin küresel metodolojisine göre “A Listesi”nde yer almak, kuruluşların bilim temelli hedefler, şeffaf veri paylaşımı, risk yönetimi, fırsat geliştirme kapasitesi ve doğa pozitif stratejiler alanında en yüksek uluslararası standartları karşıladığı anlamına geliyor.

Marcus Schnabel, SunExpress CEO’su Olarak Atandı Haber

Marcus Schnabel, SunExpress CEO’su Olarak Atandı

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress’in üst yönetiminde yeni atama gerçekleşti. Marcus Schnabel, SunExpress Yönetim Kurulu kararıyla 1 Şubat 2026 tarihi itibarıyla SunExpress CEO’su olarak atandı. Schnabel görevi, 2020 yılından bu yana şirketin başarısına önemli katkılarda bulunan ve Ocak ayı sonunda görevinden ayrılacak olan Max Kownatzki’den devralacak. Kownatzki kariyerine Eurowings CEO’su olarak devam edecek. Marcus Schnabel, Lufthansa Grubu bünyesinde 2024 yılından bu yana Lufthansa Airlines’ın Münih Merkezi’nde yer işletme operasyonlarından sorumlu ve Münih Merkezi Başkan Vekili görevini yürütüyor. Schnabel’in liderliğinde, Lufthansa’nın en büyük merkezlerinden biri olan Münih Merkez’de operasyonel mükemmelliği ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefleyen kapsamlı bir dönüşüm programı başarıyla tamamlandı. SunExpress Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, konuyla ilgili şunları söyledi: “COVID-19 krizinin başında görevi devralan Max Kownatzki, sektörümüzün karşılaştığı en zorlu dönemlerden birinde SunExpress’i büyük bir başarıyla yönetti. Onun liderliğinde SunExpress, güçlü bir finansal performansla, yoğun rekabet ortamına rağmen sürdürülebilir bir büyüme yakaladı. Yönetim Kurulu adına, vizyoner liderliği ve SunExpress’i bugün bulunduğu güçlü konuma taşıyan değerli katkıları için Max Kownatzki’ye en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Marcus Schnabel’in SunExpress CEO’su olarak görevi üstlenecek olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Güçlü liderlik geçmişi ve SunExpress’in hedeflerine hâkimiyetiyle Schnabel, hava yolunu yeni büyüme dönemine başarıyla taşıyacak niteliklere sahip. Schnabel’in liderliğinde SunExpress’in güçlü performansını sürdürerek tatil hava yolu pazarındaki öncü konumunu daha da pekiştireceğine yürekten inanıyorum.” SunExpress Yönetim Kurulu Başkan Vekili Jens Bischof ise şu ifadeleri kullandı: “Max Kownatzki’ye güçlü, içten ve kararlı liderliği için yürekten teşekkür ediyorum. Son altı yılda SunExpress’in pek çok zorlu sürecin başarıyla üstesinden gelmesini sağladı ve şirketi sürdürülebilir, kârlı ve rekorlarla dolu bir büyüme yolculuğuna taşıdı. Max Kownatzki’in liderliğinde SunExpress filosu iki katına çıkarken, şirket tarihinde rekor yolcu sayılarına ulaşıldı. Sağlam bir finansal temel üzerinde yakalanan büyüme ivmesiyle şirket, “Dünyanın En İyi Tatil Hava Yolu” unvanıyla küresel ölçekte takdir kazandı. Önümüzdeki dönemde, Marcus Schnabel’in SunExpress ekibine katılmasından büyük mutluluk duyuyoruz. SunExpress Yönetim Kurulu olarak, sektör deneyimi ve stratejik vizyonu ile SunExpress’in önümüzdeki yıllardaki büyümesine başarıyla liderlik edeceğine inancımız tam. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz.” Yeni görevine ilişkin açıklamada bulunan Marcus Schnabel ise şöyle konuştu: “SunExpress, son yıllarda sergilediği sürdürülebilir büyüme performansı ile dinamik ve güçlü bir hava yolu olduğunu net biçimde ortaya koydu. Bu güçlü ekibe katılmaktan ve SunExpress’in başarı yolculuğunun yeni dönemine birlikte yön verecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum. Operasyonel mükemmeliyet odağıyla havacılık ve turizmin geleceğine yön vererek, yolcularımız ve iş ortaklarımız için değer yaratmaya ve SunExpress’in bu dinamik sektördeki konumunu güçlendirmeye devam edeceğiz.” Görevini devretmeye hazırlanan Max Kownatzki, “Bu değerli görevi devralan Marcus Schnabel’i içtenlikle tebrik ediyorum. Bu olağanüstü ekibe liderlik etmek benim için büyük bir onurdu. Birlikte başardıklarımızdan sonsuz gurur duyuyorum. SunExpress ailesinin her bir üyesiyle pek çok zorluğun üstesinden geldik, tarihi başarılara imza attık ve SunExpress için parlak bir geleceğin temellerini birlikte attık. Marcus Schnabel’in liderliği ile SunExpress’i daha da ileriye taşıyacağına olan güvenim tam. Tüm ekibe, SunExpress’in tutkusunu, özverisini ve aile ruhunu yansıtan fırsatlarla ve yeni başarılarla dolu bir gelecek diliyorum” dedi. Marcus Schnabel Hakkında Marcus Schnabel, Lufthansa Grubu’nda yer hizmetleri, uçuş operasyonları, emniyet ve güvenlik ile stratejik planlama alanlarında yirmi yıllık bir liderlik deneyimine sahiptir. Nisan 2024’ten bu yana Lufthansa Airlines Münih Merkezi’nde yer işletme operasyonlarından sorumlu ve aynı zamanda Münih Merkezi Başkan Vekilliği görevlerini yürütüyor. Lufthansa’nın en büyük merkezlerinden biri olan Münih Merkezi’nde, operasyonel ve ticari performanstan sorumlu olup operasyonel mükemmellik ve müşteri memnuniyetini güçlendirmeyi amaçlayan dönüşüm programına liderlik etti. Schnabel, kariyerine 2000 yılında Lufthansa Grubu’nda ticari pilot olarak başladı. Frankfurt’ta Uçuş ve Yer İşletme Standartları & Güvenlik Kıdemli Başkan Yardımcılığı, Zürih’te Swiss International Air Lines Operasyon Planlama ve Yönetimi Başkan Yardımcılığı, Münih’te ise Ekip Kapasite Planlama & Operasyon Destek Kıdemli Direktörlüğü gibi görevler üstlendi. Mevcut görevi öncesinde dünya genelinde 250 istasyonda grubun ticari ve operasyonel standartlarından sorumlu olan Schnabel, aynı dönemde Lufthansa Services Tayland ve Portekiz ile Global Load Control Cape Town’un ticari faaliyetlerine liderlik etti. Schnabel, Lufthansa Airlines’ın 2013’teki “Score” adlı yeniden yapılanma programında önemli bir rol üstlenirken; Swiss International Air Lines’ın operasyonel performansının ve müşteri hizmetlerinin iyileştirilmesine katkı sağladı. Schnabel, aynı zamanda, Lufthansa, Alman Hava Trafik Kontrolü ve Münih Havalimanı ile birlikte inovasyon projeleri yönetmiştir. Marcus Schnabel, Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi ve FernUniversität Hagen İşletme Bölümü mezunudur. Bununla birlikte, Operasyon Araştırması ve Kontrol alanında akademik eğitim almıştır. Ticari pilot lisansına sahip olan Schnabel, üst düzey yöneticilik deneyimini Kaptan olarak aktif uçuş görevleriyle birleştirerek, sektöre stratejik bakış açısı ve operasyonel deneyimi ile katkı sunuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Tera Yatırım Teknoloji Holding’de Üst Düzey Atama Haber

Tera Yatırım Teknoloji Holding’de Üst Düzey Atama

Mühendislik, bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, finansal teknolojiler ve dijital dönüşüm alanlarında 30 yılı aşkın deneyime sahip olan Dr. Cebrail Taşkın, 5 Aralık itibarıyla Tera Yatırım Teknoloji Holding’in CEO’su olarak göreve başladı. MBA ve Doktora derecelerine sahip olan Dr. Taşkın, profesyonel kariyerinde Türk Telekom’da Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı (CTO) ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü görevlerini üstlenmiştir. Yürüttüğü kritik dönüşüm projeleri, finansal teknoloji girişimlerinde üstlendiği roller, kitapları, akademik çalışmaları, uluslararası konferanslardaki konuşmaları, patentleri ve liderlik ettiği inovasyon programlarıyla hem akademik hem iş dünyasında saygın bir yere sahip, Türkiye’nin dijital geleceğine yön veren önemli isimlerden biridir. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Bilgi Teknolojileri alanında yüksek lisans dersleri vermekte olan Dr. Taşkın; Fransa’da “En İyi Makale”, İngiltere’de “Yılın Bilgi Teknolojileri Üst Yöneticisi” Altın Ödülünün sahibidir. Ayrıca Amerikan Patent Ofisi tarafından tescillenmiş bir patenti bulunmaktadır. Yeni Dönem Vizyonu Dr. Taşkın, göreve başlamasıyla birlikte grubun teknoloji odaklı büyüme stratejisini şu sözlerle özetledi: “Tera’yı bölgesel bir teknoloji ve inovasyon üssü haline getireceğiz; Türkiye’den dünyaya açılan bir teknoloji markası inşa ediyoruz. Tera Holding; finans, teknoloji, tarım ve hizmet sektörlerinde geniş bir portföye sahip güçlü bir grup. Bizim hedefimiz, bu portföyü bir inovasyon zincirine dönüştürmek. Her bir iştirakimizi veriyle, yapay zekâ ile, siber güvenlikle güçlendirerek, tüm grubu ‘connected, intelligent & sustainable’ bir yapıya kavuşturacağız.” Dr. Taşkın sözlerini şöyle sürdürdü: “Tera Yatırım Teknoloji Holdingi siber güvenlikten savunma teknolojilerine, yapay zekâdan, finansal teknolojilere, tarım ve enerji teknolojilerinden akıllı gayrimenkul projelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede, entegre bir teknoloji yatırım platformu olarak konumlandırıyoruz”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.