Hava Durumu

#Liderlik

Kapsül Haber Ajansı - Liderlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Liderlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun" Haber

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun"

Yusuf Şehitoğlu, uluslararası ticaretten gayrimenkul geliştirmeye uzanan sıra dışı kariyerini, Türkiye'nin entelektüel sermaye sorununu ve geleceğin mesleklerine dair çarpıcı öngörülerini Kapsül Haber'e anlattı. İşte o keyifli röportaj... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1981 yılı Bursa doğumluyum. Ailem Yunanistan göçmeni. Eğitim hayatım, ikamet ettiğimiz İnegöl’de başladı. İnegöl Turgutalp Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesinde lisans eğitimimi tamamladım. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi (MBA) alanında yüksek lisansımı tamamladım. En son olarak da Oxford Üniversitesi Gayrimenkul Finansmanı ve Geleceğin Şehirleri alanında programı bitirdim. Üniversite dönemimde bir süre, yaklaşık 150 ülkede faaliyet gösteren ve tamamıyla uluslararası öğrencilerin yine çok uluslu şirketlerle iş birliği içerisinde çalıştığı AIESEC Kurumunda yöneticilik yaptım. Okul sonrasında, üniversite eğitimim sırasında eğitimini aldığım ve küçük küçük başladığım uluslararası ticaret alanında gelişim için bir dönem Almanya’da yer aldım. Hem dil eğitimi için hem de uluslararası ticaret alanında. Yurtdışından döndükten sonra çantamı aldım Çin’e gittim ve uluslararası ticaret alanındaki faaliyetime başladım. Amerika’dan aldığım ürünleri Çin’de ürettirip ithal ettirdim ve yurt içindeki zincir marketler, TV kanalları ve perakende noktalara dağıtım gerçekleştirdim. Eş zamanlı olarak emtia piyasalarında aracılık gibi faaliyetlerim oldu. Sonrasında ailemin ara verdiği inşaat işiyle ilgili faaliyetlere başladım ve bugün birçok alanda yatırımlarla iş hayatıma devam ediyorum. AIESEC ile başlayan sivil toplum kuruluşları görevlerim iş hayatı ile birlikte TOBB Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Üyeliği, Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Genç İş İnsanları Derneği Başkan Vekilliği, Müteahhitler Derneği Başkanlığı, İMSİAD Üyeliği, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeliği, Kent Gönüllüleri Derneği ve Fenerbahçeliler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birçok farklı alanda gerçekleşti ve bazıları da halen devam ediyor. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İlkokul sonrası Anadolu Lisesine başladığım dönemden beri ticari hayatı hedefledim. Dolayısıyla üniversite tercihlerim de sadece 7 tercihti ve hepsi de iktisattı. Üniversitede yöneticilik yaptığım AIESEC kurumu bana uluslararasılık, dünya vatandaşı olabilmek, küçük yaşlarda uluslararası ve ulusal kurumlarla iş birliği gibi çeşitli gelişim alanları sundu. Major kırılma alanları yaşamadım ancak sürekli gelişim hedefiyle ilerlediğim için her yaşadığım süreç, hayatımı biraz daha ilerletti diyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Açıkçası başarıyı adanmışlık, istikrar, merak ve çalışma olarak 4 başlıkta özetleyebilirim. Zekâ, öngörü, vizyon, networking gibi birçok başlık başarıyla özdeşleşebilir fakat bence bunlar destek birimleridir. Çok meraklı biri olduğum için günde yaklaşık 400 maili, sadece dünyadaki her alanda gelen mailleri inceliyorum. Yani dünyadaki olan her gelişmeden haberdar olmak, güncel olmak ve yenilikleri yakalamak en sevdiğim özelliğim. Öngörülerime güvenirim ki çok şükür bugüne kadar birçok alanda isabet gösterdiğini tecrübe ettim. Ne yaparsak yapalım en iyisini yapmayı hedeflemek ve uzmanlaşma hedefi her zaman noktalarımın başında yer aldı. Yönetimsel olarak da esnek, çapraz fonksiyonlu yapılar kurarak ve maksimum iletişim mottosuyla ekiplerimi yönetiyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ülkemizdeki en büyük eksiklik entelektüel sermaye ve kişilerin büyük çoğunluğunun sadece para hedefiyle ilerlemesi. Dolayısıyla bu, bürokrasiden iş dünyasına kadar her santimetrekareyi etkiyor. Böyle olunca da ana hedef iyi iş yapma odağında olan kişileri tutmak zorlaşıyor. Tam olarak aştığımızı söyleyemesem de esnek yönetim modeli ve iletişim, konuyu kısmen rahatlatıyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Herkes kendi başarı hikayesini yaratabilir. Herkeste muazzam kabiliyetler var. Ne istediğini bilmek, hedeflemek ve bahsettiğim adanmışlık, istikrar, öğrenme isteği ve çalışma ilkelerinden sapmamaları. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben öğretici liderim. İnsan yetiştirmeyi çok seviyorum ve zaten kendi yetiştirdiğim kişilerle daha iyi ilerleyebiliyorum. Yapı olarak çok detaycı olduğum için derinlemesine öğrenme en önemli konu benim için. Ekibimle her işe birlikte dokunarak, onların gelişimine mentorluk ederek, beraber ilerlediğimiz yolculuğumuzda iş dışında da destek olmaya çalışarak, hayatlarına dokunarak ilerlemek, hepimizi motive ediyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Ana faaliyet alanım Gayrimenkul Geliştirme. Ülkelerin gelişiminde şehircilik yapılanmasının kritik rol aldığını düşünüyorum. Dolayısıyla yeni nesil yaşam fonksiyonlarını, yeni nesil ihtiyaçları şehirlerimize kazandırmak ana hedefim. Bu doğrultuda, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle çok daha detaylı ilerleme arzusundayım. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Son yıllarda oldukça zor dönemlerden geçiliyor. Bu noktada dünyayı takip ederek makro ölçülerdeki kararları, kurumların kararlarını, siyasi süreçleri, savaşları ve nedenlerini okuyarak, ülkemdeki süreçleri farklı senaryolarla irdeliyor ve şirketim için de farklı senaryoları kurguluyorum. Ancak ülkemin çok potansiyeli olduğunu ve hızlı ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik cümlesi ülkemizde tam olarak altı doldurulmuyor ne yazık ki. Tüm kurumlar bunu söylüyor ancak özümsendiğini düşünmüyorum. Çünkü sürdürebilirlik öncelikle kişinin kendiyle başlar. Kurumu ve ülkesiyle devam eder. Ana tema, kaynakları tüketmeden bir dönüşüm sağlayabilmek. Bu, kişinin kendinden başlar dediğim gibi diğer unsurlarla devam eder. Bu ilkeyle ve sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerimizle katkı sağlamaya çalışıyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Teknoloji her zaman için hayatımızı kolaylaştırmak üzerine yapılanıyor. Biz de bunu maksimumda kullanmalıyız. Dijitalleşme tarafında kurguladığımız iş akışlarımızın oluşturulması, takibi ve ölçümlenmesi anlamında yapılanmalar içerisindeyiz. Sektörümüz geleneksel temelden geldiği ve dönüşümde zorlandığı için biraz istediğimiz hızda değil. Otomasyon becerisinin artmasıyla daha hızlı ilerleyeceğiz. Yapay zekâ konusu kritik. Hızlı veri akışı sağlayan bir arama motoru. Dolayısıyla bizi yapay zekâ kurtarmayacak. Nasıl ki eskiden bir şey taşımak için iki kişiyi tutuyorsak, sonrasında forkliftle birlikte kişi sayısı bire düşmekte ama adının operatör olması gerekmekte ise yapay zeka iş yapış şekillerimizi ve bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıran ama neticede kişinin liderlik etme ve öğrenme becerilerini geliştirmesinin de fazlasıyla gerekli olduğu bir konu. Dolayısıyla yapay zekayı bu çerçevede aktif olarak kullanıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? 2030 yılında bugün olan birçok meslek olmayacak ancak yerine birçok yeni alan ortaya çıkacak. Dolayısıyla önlerine bakarken dünyayı okuyarak, bu hususlarda fikirler alarak ilerlemeleri gerekmekte. Aslında ne istediklerini netleştirme kabiliyetlerini geliştirmeliler. Her ne yapıyorlarsa para hedefi olmadan, işlerini gerek profesyonel olsun gerek iş yeri sahibi olsun uzmanlaşarak işlerini iyi yapma hedefiyle ilerlemeliler. Bir meslek ve uzmanlık alanı sahibi olmayı hedeflemeliler. Şu durumu çok sık yaşıyorum: Üniversite tercihi yapacak gençler, fikir almak için geliyorlar. Örneğin tercihler mimarlık, diyetisyenlik, hukuk… Diyorum ki güzel kardeşim, bunların hepsi birbirinden alakasız. Sen ne hedefliyorsun? Hedefinde para odağı mı var yoksa ailen, kendi hayatında gerçekleştiremediklerini senin gerçekleştirmene mi çalışıyorlar? Yani onlar kendi isteklerini ve hayallerini senin üzerinde mi uyguluyorlar? Bugüne kadar olan değişimden çok daha hızlısını yaşayacağız. Bu noktada ne istediğimizi bilmek her şeyin başında geliyor. Pırıl pırıl gençlerimize başarılar diliyorum.

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun" Haber

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun"

Yusuf Şehitoğlu, uluslararası ticaretten gayrimenkul geliştirmeye uzanan sıra dışı kariyerini, Türkiye'nin entelektüel sermaye sorununu ve geleceğin mesleklerine dair çarpıcı öngörülerini Kapsül Haber'e anlattı. İşte o keyifli röportaj... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1981 yılı Bursa doğumluyum. Ailem Yunanistan göçmeni. Eğitim hayatım, ikamet ettiğimiz İnegöl’de başladı. İnegöl Turgutalp Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesinde lisans eğitimimi tamamladım. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi (MBA) alanında yüksek lisansımı tamamladım. En son olarak da Oxford Üniversitesi Gayrimenkul Finansmanı ve Geleceğin Şehirleri alanında programı bitirdim. Üniversite dönemimde bir süre, yaklaşık 150 ülkede faaliyet gösteren ve tamamıyla uluslararası öğrencilerin yine çok uluslu şirketlerle iş birliği içerisinde çalıştığı AIESEC Kurumunda yöneticilik yaptım. Okul sonrasında, üniversite eğitimim sırasında eğitimini aldığım ve küçük küçük başladığım uluslararası ticaret alanında gelişim için bir dönem Almanya’da yer aldım. Hem dil eğitimi için hem de uluslararası ticaret alanında. Yurtdışından döndükten sonra çantamı aldım Çin’e gittim ve uluslararası ticaret alanındaki faaliyetime başladım. Amerika’dan aldığım ürünleri Çin’de ürettirip ithal ettirdim ve yurt içindeki zincir marketler, TV kanalları ve perakende noktalara dağıtım gerçekleştirdim. Eş zamanlı olarak emtia piyasalarında aracılık gibi faaliyetlerim oldu. Sonrasında ailemin ara verdiği inşaat işiyle ilgili faaliyetlere başladım ve bugün birçok alanda yatırımlarla iş hayatıma devam ediyorum. AIESEC ile başlayan sivil toplum kuruluşları görevlerim iş hayatı ile birlikte TOBB Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Üyeliği, Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Genç İş İnsanları Derneği Başkan Vekilliği, Müteahhitler Derneği Başkanlığı, İMSİAD Üyeliği, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeliği, Kent Gönüllüleri Derneği ve Fenerbahçeliler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birçok farklı alanda gerçekleşti ve bazıları da halen devam ediyor. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İlkokul sonrası Anadolu Lisesine başladığım dönemden beri ticari hayatı hedefledim. Dolayısıyla üniversite tercihlerim de sadece 7 tercihti ve hepsi de iktisattı. Üniversitede yöneticilik yaptığım AIESEC kurumu bana uluslararasılık, dünya vatandaşı olabilmek, küçük yaşlarda uluslararası ve ulusal kurumlarla iş birliği gibi çeşitli gelişim alanları sundu. Major kırılma alanları yaşamadım ancak sürekli gelişim hedefiyle ilerlediğim için her yaşadığım süreç, hayatımı biraz daha ilerletti diyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Açıkçası başarıyı adanmışlık, istikrar, merak ve çalışma olarak 4 başlıkta özetleyebilirim. Zekâ, öngörü, vizyon, networking gibi birçok başlık başarıyla özdeşleşebilir fakat bence bunlar destek birimleridir. Çok meraklı biri olduğum için günde yaklaşık 400 maili, sadece dünyadaki her alanda gelen mailleri inceliyorum. Yani dünyadaki olan her gelişmeden haberdar olmak, güncel olmak ve yenilikleri yakalamak en sevdiğim özelliğim. Öngörülerime güvenirim ki çok şükür bugüne kadar birçok alanda isabet gösterdiğini tecrübe ettim. Ne yaparsak yapalım en iyisini yapmayı hedeflemek ve uzmanlaşma hedefi her zaman noktalarımın başında yer aldı. Yönetimsel olarak da esnek, çapraz fonksiyonlu yapılar kurarak ve maksimum iletişim mottosuyla ekiplerimi yönetiyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ülkemizdeki en büyük eksiklik entelektüel sermaye ve kişilerin büyük çoğunluğunun sadece para hedefiyle ilerlemesi. Dolayısıyla bu, bürokrasiden iş dünyasına kadar her santimetrekareyi etkiyor. Böyle olunca da ana hedef iyi iş yapma odağında olan kişileri tutmak zorlaşıyor. Tam olarak aştığımızı söyleyemesem de esnek yönetim modeli ve iletişim, konuyu kısmen rahatlatıyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Herkes kendi başarı hikayesini yaratabilir. Herkeste muazzam kabiliyetler var. Ne istediğini bilmek, hedeflemek ve bahsettiğim adanmışlık, istikrar, öğrenme isteği ve çalışma ilkelerinden sapmamaları. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben öğretici liderim. İnsan yetiştirmeyi çok seviyorum ve zaten kendi yetiştirdiğim kişilerle daha iyi ilerleyebiliyorum. Yapı olarak çok detaycı olduğum için derinlemesine öğrenme en önemli konu benim için. Ekibimle her işe birlikte dokunarak, onların gelişimine mentorluk ederek, beraber ilerlediğimiz yolculuğumuzda iş dışında da destek olmaya çalışarak, hayatlarına dokunarak ilerlemek, hepimizi motive ediyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Ana faaliyet alanım Gayrimenkul Geliştirme. Ülkelerin gelişiminde şehircilik yapılanmasının kritik rol aldığını düşünüyorum. Dolayısıyla yeni nesil yaşam fonksiyonlarını, yeni nesil ihtiyaçları şehirlerimize kazandırmak ana hedefim. Bu doğrultuda, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle çok daha detaylı ilerleme arzusundayım. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Son yıllarda oldukça zor dönemlerden geçiliyor. Bu noktada dünyayı takip ederek makro ölçülerdeki kararları, kurumların kararlarını, siyasi süreçleri, savaşları ve nedenlerini okuyarak, ülkemdeki süreçleri farklı senaryolarla irdeliyor ve şirketim için de farklı senaryoları kurguluyorum. Ancak ülkemin çok potansiyeli olduğunu ve hızlı ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik cümlesi ülkemizde tam olarak altı doldurulmuyor ne yazık ki. Tüm kurumlar bunu söylüyor ancak özümsendiğini düşünmüyorum. Çünkü sürdürebilirlik öncelikle kişinin kendiyle başlar. Kurumu ve ülkesiyle devam eder. Ana tema, kaynakları tüketmeden bir dönüşüm sağlayabilmek. Bu, kişinin kendinden başlar dediğim gibi diğer unsurlarla devam eder. Bu ilkeyle ve sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerimizle katkı sağlamaya çalışıyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Teknoloji her zaman için hayatımızı kolaylaştırmak üzerine yapılanıyor. Biz de bunu maksimumda kullanmalıyız. Dijitalleşme tarafında kurguladığımız iş akışlarımızın oluşturulması, takibi ve ölçümlenmesi anlamında yapılanmalar içerisindeyiz. Sektörümüz geleneksel temelden geldiği ve dönüşümde zorlandığı için biraz istediğimiz hızda değil. Otomasyon becerisinin artmasıyla daha hızlı ilerleyeceğiz. Yapay zekâ konusu kritik. Hızlı veri akışı sağlayan bir arama motoru. Dolayısıyla bizi yapay zekâ kurtarmayacak. Nasıl ki eskiden bir şey taşımak için iki kişiyi tutuyorsak, sonrasında forkliftle birlikte kişi sayısı bire düşmekte ama adının operatör olması gerekmekte ise yapay zeka iş yapış şekillerimizi ve bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıran ama neticede kişinin liderlik etme ve öğrenme becerilerini geliştirmesinin de fazlasıyla gerekli olduğu bir konu. Dolayısıyla yapay zekayı bu çerçevede aktif olarak kullanıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? 2030 yılında bugün olan birçok meslek olmayacak ancak yerine birçok yeni alan ortaya çıkacak. Dolayısıyla önlerine bakarken dünyayı okuyarak, bu hususlarda fikirler alarak ilerlemeleri gerekmekte. Aslında ne istediklerini netleştirme kabiliyetlerini geliştirmeliler. Her ne yapıyorlarsa para hedefi olmadan, işlerini gerek profesyonel olsun gerek iş yeri sahibi olsun uzmanlaşarak işlerini iyi yapma hedefiyle ilerlemeliler. Bir meslek ve uzmanlık alanı sahibi olmayı hedeflemeliler. Şu durumu çok sık yaşıyorum: Üniversite tercihi yapacak gençler, fikir almak için geliyorlar. Örneğin tercihler mimarlık, diyetisyenlik, hukuk… Diyorum ki güzel kardeşim, bunların hepsi birbirinden alakasız. Sen ne hedefliyorsun? Hedefinde para odağı mı var yoksa ailen, kendi hayatında gerçekleştiremediklerini senin gerçekleştirmene mi çalışıyorlar? Yani onlar kendi isteklerini ve hayallerini senin üzerinde mi uyguluyorlar? Bugüne kadar olan değişimden çok daha hızlısını yaşayacağız. Bu noktada ne istediğimizi bilmek her şeyin başında geliyor. Pırıl pırıl gençlerimize başarılar diliyorum.

Değişimi Yönetmenin Sırrı: "Farklı Ama Aynı Kalabilmek" Haber

Değişimi Yönetmenin Sırrı: "Farklı Ama Aynı Kalabilmek"

25 yıla yaklaşan kariyerinde cesur seçimlerle ilerleyen ERDEM, değişim yönetiminin sırlarını, gençlere altın tavsiyelerini ve Valeo'nun iddialı vizyonunu anlattı. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba Ben Oylum Öztürk Erdem. Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden 2003 yılında mezun oldum. Halen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde ikinci üniversite öğrenimime devam ediyorum. 2001 yılında öğrencilik yıllarımda başlayan İnsan Kaynakları alanındaki kariyerimi, farklı sektörlerde büyük bir zevkle 23 yıl sürdürdükten sonra, son 1,5 yıldır ‘Çalışan Deneyimi İletişimi ve İşveren Markası İletişimi odaklı olmak üzere Kurumsal İletişim Yöneticisi olarak kariyerime devam ediyorum. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Benim için kariyerimdeki en önemli dönüm noktaları birçok profesyonelin almayı kolay tercih etmeyeceği kararlar oldu. Sektör Değiştirmek gibi, farklı kültürlerle tanışmama olanak sağlayacak kariyer tercihleri, farklı coğrafyaları deneyimlemek gibi. Genellikle öğrenme isteğim ve meraklı kişiliğim beni dönüm noktalarına getirdi diyebiliriz. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Bence başarı 25. yılında kariyer yolculuğuna baktığında ‘İyi ki’ diyebilmektir. Kişinin sevdiği işi yapmak için çaba göstermesini hem iş hem hayat duruşu açısından oldukça değerli görüyorum. Mesleğinizi yaparken içinde bulunduğunuz ortam, bu ortamın size ne hissettirdiği, sizi besleyip beslemediği gibi kontrolleri yapmayı kişisel olarak çok önemsiyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Genelde yeni maceralara atılma kararlarımı, büyük bir değişim sürecini başlatmam veya yönetmem beklentisiyle gelen teklifleri değerlendirerek aldım. Değişim yönetimi beni diri tutan, dinamizmimi besleyen ve aynı zamanda biraz da yorucu bir konu. Kendi radikal değişim ve dönüşümünü yönetirken başkalarını da bir kabuktan çıkmaya, değişime uyumlanmaya ikna etme süreci, benim için zor ama sanırım en çok keyif aldığım iş yapma biçimi. Bence değişimi başlatmanın, yönetmenin başarı anahtarı bir insan kaynakları profesyoneli için organizasyonda ‘farklı ama aynı’ kalmaktır. Şöyle açıklayabilirim: İyi bir gözlem, organizasyonun olmazsa olmazlarını anlamak, tarafsız ve önyargısız yaklaşmak ancak tüm bunların yanında kendi varlığını ortaya koymak ve o yapının bir parçası haline gelmek ve tüm bunları aynı anda yapmak. Sanırım değişim yönetiminde ’uyumlanma’, ’farklı ama aynı’ olma, benim zorlukları aşmamda en büyük yardımcım oldu. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Ben her zaman gençlerle sohbet ederken, onlara ‘kendileri’ olmalarını öneriyorum. İş hayatında ‘gerçek’ olmak, kendi özgün tarzımızla kendi yeteneklerimizi ortaya koymak ya da koymak için çaba göstermek, çok yönlü bir kazanım. Kendine uygun olmayan bir mesleği yapan kişinin mutlu olması bana göre çok zor. Mutluluk hali performans ve başarıyı getirir. Dolayısıyla doğru pozisyonlar, mutlu çalışanlar; şirketler ve çalışanlar için doğru dengedir. Kendini tanımak ve kariyerini buna göre planlamak, bence başlangıç için naçizane en kritik önerim olabilir. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Bunu yönettiğim ekiplere sormak lazım. :) Ben öğrenme sürecinde deneyimleyerek öğrenmenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bilimsel araştırmalar öğrenmenin %10’u eğitim, %20’si iletişim, network ve %70’inin tecrübe olduğunu ortaya koyuyor. Ekipte çalışan her arkadaşıma deneyim edinmeleri için alan bırakmaya gayret ediyorum. Destek istedikleri noktalarda konuya dahil oluyorum. Bunu en başta bir anlaşma gibi kendileri ile paylaşıp antant kalmak önemli tabi. Bazen belki fazla efor sarf ettikleri zamanlar oluyordur, hatta içlerinden ‘söylese cevabı’ ya da ‘çözse şu konuyu’ dediklerini bile duyar gibi oluyorum bazen ama dediğim gibi yaparak öğrenme bence paha biçilemez. Bazen süreç içerisinde benden farklı kararlar aldıkları, ben olsaydım böyle yapmazdım dediğim noktalar da olmuyor değil. Bunu da artık kuşak farkına bağlıyorum. Özetle özgür bir çalışma ortamı ve belli bir noktaya kadar hata yapma özgürlüğü benimsediğim stratejiler diyebiliriz. Ben de onlardan öğreniyorum. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Şirketimiz bu yıl Kurumsal Sosyal Sorumluluk tarafında oldukça farklı bir bakış açısıyla, ses getiren ve güçlü adımlar atmaya başladı. Bu benim için çok motive edici. Aslında benim İnsan Kaynaklarından Kurumsal İletişim tarafına geçişimde de bu vizyon etkili oldu diyebiliriz. Otomotiv sektöründe globalde 100 yıl, Türkiye’de 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Valeo Otomotiv 2025-2026 yıllarında bugüne kadar sürdürdüğü kurumsal sosyal sorumluluk projelerini farklı bir anlayışla ele almaya ve bu konuda uzun soluklu iş birlikleri yapmaya karar verdi. Projenin Adı ‘One Site One Cause’ / ‘Tek Fabrika Tek Amaç’. Bu proje çerçevesinde Darüşşafaka Cemiyeti, TEMA Vakfı ve TÜMKAD ile iş birliği anlaşmalarımızı yaptığımızı paylaşmaktan gurur duyuyorum. İlk etkinliğimizi Darüşşafaka yararına 07 Mayıs tarihinde fabrikalarımızda gerçekleştirdik ve alanında son derece uzman çalışma arkadaşlarımız 35 yıllık teknik birikimimizi ve geleceğe dair vizyonumuzu, iş ortaklarımıza tanıttı. Yoğun ilgi gören etkinlik aracılığıyla değerli iş ortaklarımız Darüşşafaka Cemiyeti’nde nitelikli eğitim gören çocuklarımızın eğitimlerine anlamlı katkılarda bulundular. Bu projelerimiz artarak devam edecek. Tek Fabrika Tek Amaç Projesi aslında bir seferberlik. Tüm paydaşlarımızı, özellikle çalışma arkadaşlarımızı içine alan bir gönüllülük hareketi. Valeo olarak, ‘Sosyal Sorumluluk Seferberliğinde de bir Bütünüz’ diyoruz. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Otomotiv sektöründe 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren ve sektörünün en büyük oyuncularından biri olan firmamız, sürdürülebilir mobilite çözümleri ile yeni nesil araçlara odaklanıyor, katma değerli yatırımlarla sektörünün geleceğini şekillendirecek bir konuma sahip ve bu konumunu her geçen gün yetişmiş insan gücü ve Ar-Ge yatırımları ile daha da güçlendiriyor. Otomotiv sektöründeki liderliğini büyüme ve inovasyonla sürdüren Valeo, üretim kapasitesini ve istihdamını her geçen gün artırarak sektördeki dönüşüme öncülük etmeye devam ediyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz?" Bu soruya özellikle Valeo Global ve Valeo Türkiye’nin vizyonunu açıklarken detaylıca değindiğimi düşünüyorum. Bu vizyonun ve misyonun kişisel vizyonumla paralel olmasının Kurumsal İletişim tarafına geçişimde önemli bir rol oynadığının da tekrar altını çizmiş olayım. Ek olarak İş Dünyasının bu konudaki sorumluluğunun; özellikle Toplumsal Fayda konusunda ortaya konan projelerin İşveren Markasına olan katkısının göz ardı edilemez boyutlara ulaştığının görülmesinden bu yana; artarak devam ettiğini görüyorum. Bu sevindirici bir gelişme. Özellikle iş hayatında var olan ve yavaş yavaş yöneticilik pozisyonlarına hazırlanan genç kuşağın bu konudaki duyarlılığının, çalışan bağlılığı açısından değerlendirilmesi ve Toplumsal Fayda ve Sürdürülebilirlik konusunda şirketlerin elini taşın altına daha çok koyması gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik hepimizin derdi olmalı. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Şirketimiz, sektördeki değişimlere uyum sağlamak amacıyla elektrikli ve hibrit araçlar için yeni ürünler geliştiriyor. Silecek sistemleri üretim tesisimizde, Ters Çevrilebilir Motor teknolojisine sahip silecek mekanizmalarını Türkiye pazarına sunduk. Bu teknoloji, CO2 emisyonlarını azaltırken güvenlik ve konforu artırıyor. Biz de yeni ürün aileleriyle elektrifikasyon sürecine hızla adapte oluyoruz. 2026 yılında yeni nesil ürünleri devreye alarak, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik projelerimize hız vereceğiz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Deneyimleyerek öğrenme, hata yapmaktan korkmama, gerektiğinde destek istemekten çekinmeme gibi yaklaşımları önerebilirim. İyi bir gözlem yeteneği, özellikle büyük organizasyonlarda rolünün dışında sorumluluklar alma organizasyonun bütününde neler olup bittiğini anlamak ve büyük resmi görmek için oldukça faydalı. Görevi dışındaki sorumluluklarla etki alanını genişletmek benim en önemli tavsiyem olur. Kariyer gelişimi deyince hep aklımıza dikey bir terfi gelir oysa kariyer bir öğrenme yolculuğudur ve bu bence kişinin tamamen kendi yönetiminde olmalıdır. Kimsenin ellerine teslim edilemeyecek kadar önemli ve ciddi bir konudur, hatta İnsan Kaynaklarının bile! :) İnsan Kaynakları size rehberlik edebilir, deneyimlemek istediğiniz alanlarda yol açabilir sadece. Talep etmek, öğrenmeyi durdurmamak ve sınırları zorlamak yani, bence bütün mesele bu. Zaten değişen dünyada İnsan Kaynaklarının yeni rolünü tanımlamak için ‘İş Ortaklığı’ terimi kullanılıyor öyle değil mi?

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor Haber

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor

İş dünyasının önde gelen isimleriyle, başarıya uzanan yolculukta stratejik yol haritalarını konuşacağımız yeni röportaj serimizin ilk konuğu, 20 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye'nin yetenek yönetimine yön veren önemli isimlerden, BBI Executive Search Genel Müdürü Sn. İnci Tunalı oldu. Hazırsanız, başlıyoruz! Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 20 yılı aşkın süredir insan kaynakları ve yönetici seçme-değerlendirme alanında aktif olarak görev yapmaktayım. Kariyerime Sabancı Grubu’nun insan kaynakları departmanında başladım. Ardından, dünyanın önde gelen orta ve üst düzey yönetici seçme ve değerlendirme şirketlerinde yaklaşık on yıl üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundum. 2017 yılından bu yana ise kurucusu olduğum BBI Executive Search çatısı altında çalışmalarımı sürdürüyorum. 2019 yılında, Boğaziçi Üniversitesi’nin iş dünyasında fark yaratan liderleri ve yönetim kurulu üyelerini geleceğe hazırlamak amacıyla hayata geçirdiği Executive on Board eğitim programını başarıyla tamamladım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin başlarında kurumsal bir İK departmanında işe başladım. O dönem, bana organizasyon yapıları, kültür farkındalığı ve liderlik dinamiklerini yakından tanıma fırsatı sundu. Ardından uluslararası bir danışmanlık firmasında çalışmak, global ölçekte düşünme ve stratejik danışmanlık becerilerimi geliştirmemde büyük rol oynadı. Kendi şirketimi kurmak ise en büyük dönüm noktamdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu adımın kariyerimdeki en doğru karar olduğunu açıkça söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kurmak, danışmanlık sunduğum kurumlar ve yönlendirdiğim adaylar nezdinde, stratejik uyumu en üst düzeyde sağlayan doğru eşleşmeleri gerçekleştiren, güvenilir bir çözüm ortağı olarak konumlanabilmektir. Bu başarıyı sağlayan temel stratejim ise çok iyi dinlemek, her aday ve şirket için özgün çözümler üretmek ve daima etik değerlerden sapmamak. Ayrıca her süreci, sadece bir CV eşleştirmesi olarak değil; kültürel uyum, liderlik potansiyeli ve stratejik katkı üzerinden değerlendirmektir. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, kriz dönemlerinde piyasadaki belirsizlikler nedeniyle karar alma süreçlerinin uzamasıydı. Bu dönemde danışmanlık rolüm, yalnızca aday teminiyle sınırlı kalmadı; müşterilerime belirsizlik ortamında risk analizleri yapma, stratejik yol haritaları belirleme ve karar süreçlerini optimize etme konularında da aktif katkı sundum. Bu süreçleri başarıyla yönetmemde; çevik bir yaklaşım, hızlı adaptasyon yeteneği ve güven inşa eden ilişkiler belirleyici oldu. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? “İnsanlar, kurumlar ve dinamikler hakkında derin içgörüler edinmeye gayret edin.” İnsanları, kurumları, değişen trendleri derinlemesine analiz edebilmek; bu meslekte fark yaratmanın temelidir. Teknik bilgi kadar sezgi, empati ve stratejik düşünme yetkinlikleri de kritik. Ve elbette, sabır. Bu yol kısa vadeli zaferlerle değil, uzun soluklu güven ilişkileriyle örülüyor. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderliği; güven ortamı yaratmak, ilham vermek ve ekibin potansiyelini ortaya çıkaracak alanlar açmak olarak görüyorum. Takımımda her bireyin güçlü yanlarını destekler, zayıf yönlerini ise gelişim fırsatına çeviririm. Açık iletişim, hedef odaklılık ve birlikte başarma duygusu, benim liderlik anlayışımın temel taşları. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? BBI Executive Search olarak vizyonumuz; Türkiye’de liderlik pozisyonlarında sürdürülebilir başarı sağlayacak üst düzey yetenekleri kurumlarla buluşturan, güvenilir ve stratejik bir danışmanlık markası olarak, özellikle teknoloji odaklı endüstrilere katkı sağlamayı; uluslararası iş birliklerimizi genişletmeyi ve veri odaklı liderlik analitiği çözümlerimizi daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? BBI Executive Search’ü, sadece işe alım çözüm ortağı değil; stratejik bir yetenek ortağı olarak konumlandırıyoruz. Müşterilerimize kısa vadeli çözümler sunmanın ötesinde, liderlik seviyesinde uzun vadeli değer yaratacak yerleştirmelere odaklanıyoruz. Yerel pazarda sektör ve kültür bilgimizi derinleştirerek yüksek uyum oranı sağlarken, uluslararası alanda ise global yetenek ağımız ve veri destekli analiz gücümüzle rekabette fark yaratıyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? İş dünyası yalnızca ekonomik değil; toplumsal sorumluluk anlamında da bir kaldıraçtır. Biz, özellikle kadın liderlerin desteklenmesi, genç yeteneklerin gelişimi ve etik işe alım süreçleri konularında duyarlıyız. Sürdürülebilirlik, sadece çevresel değil; kültürel, sosyal ve yönetimsel sürdürülebilirlik anlamında da ele alınmalı. İlgili pozisyona her yerleştirdiğimiz liderin, bu sorumluluğu taşıyan bireyler olmasına dikkat ediyoruz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve yapay zekâ, sadece süreçlerimizi hızlandırmakla kalmıyor; karar alma biçimimizi daha analitik, öngörülebilir ve stratejik hale getiriyor. Ancak biz teknolojiyi insanın yerine değil, insanın yanında konumlandırıyoruz. Yapay zekâ destekli tarama araçlarıyla yüzeydeki bilgilerin ötesine geçerek liderlik potansiyelini ölçümlüyor, kültürel uyum ve stratejik katkı kriterleriyle çok boyutlu değerlendirmeler yapıyoruz. Bu dönüşüme adaptasyon sürecimiz; teknoloji yatırımları kadar, ekip içi yetkinlik gelişimi ve dijital okuryazarlığın artırılması ekseninde şekilleniyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, öncelikle kendi değerlerini ve yetkinliklerini doğru tanımalarını öneririm. Teknik bilgi kadar; merak, adaptasyon becerisi ve öğrenmeye açıklık artık vazgeçilmez. Ama bence en kritik fark yaratıcı unsur: güvenilirlik. Güven veren biri olmak, uzun vadeli başarıların görünmeyen temelidir. Her alanda hızla dönüşen bu çağda, kendinize ait bir düşünce sistemi geliştirmeniz, sadece trendleri takip etmekle kalmayıp onları yorumlayabilmeniz çok kıymetli. Kariyeriniz boyunca çok kapı açılabilir; önemli olan, içeriye hangi değerlerle girdiğinizdir.

Fatoş Hüseyinca: "Başarıya Giden Yol Merak ve Empatiden Geçiyor" Haber

Fatoş Hüseyinca: "Başarıya Giden Yol Merak ve Empatiden Geçiyor"

30 yılı aşkın deneyimiyle, stratejik insan kaynakları ve sürdürülebilirliğin öncü isimlerinden biri olan Hüseyinca, kariyerindeki dönüm noktalarını, liderlik felsefesini ve Cevher Grubu'nun gelecek vizyonunu, Kapsül Haber Ajansı'na anlattı. Şimdi sizleri, bu keyifli röportajla baş başa bırakıyoruz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İzmirliyim. İzmir’de doğup büyüdüm. Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra, Amerika Birleşik Devletleri’nde Bilgisayar Programcılığı eğitimi aldım. Stratejik insan kaynakları ve sürdürülebilirlik alanlarında 30 yılı aşkın süredir çalışıyorum. Şu anda ise Cevher Grubu’nda İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü olarak görev yapıyorum. Akü, otomotiv, tütün ve tekstil gibi farklı sektörlerde edindiğim deneyimlerin, çeşitli iş ortamlarının farklı ihtiyaç ve yaklaşımlarını tanımlama ve yönetme yetkinliğimi geliştirdiğine; bana değerli katkılar sağladığına inanıyorum. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimde bugüne kadar birçok değerli deneyim yaşama fırsatım oldu, ama bazıları gerçekten dönüm noktası niteliğindeydi. Amerika’daki eğitimim sonrasında Amerikan Hava Kuvvetleri bünyesinde çalışmak, bana iş hayatında yabancı dilin özellikle İngilizcenin profesyonel ve etkili kullanımına dair güçlü bir temel kazandırdı. Bu deneyim, ilerleyen yıllarda uluslararası şirketlerde daha rahat ve güvenli bir iletişim kurmamı sağladı. Ardından Philip Morris – PHILSA, insan kaynakları alanındaki temel bilgi ve uygulamaları öğrenmem açısından kariyerimde önemli bir yapıtaşı oldu. Cevher Döküm ise bana farklı bir kapı araladı; endüstriyel ilişkiler, sendika süreçleri ve mavi yaka çalışanlarla etkili iletişim kurma konusunda çok kıymetli tecrübeler kazandırdı. Yeşim Tekstil’de ise sürdürülebilirlik alanında yürütülen projelerle tanışmam, bu konunun iş dünyasında ne kadar kıymetli, hayata dokunan bir değer olduğunu öğretti. Bugün görev yaptığım Cevher Jant ise tüm bu birikimlerimi bir araya getirerek hayata geçirme ve katkı sağlama fırsatı sunduğu için benim için çok değerli bir kariyer durağı olduğunu söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; ihtiyaca uygun doğru hizmeti, ürünü ya da projeyi ortaya koyabilmek ve bunu yaparken de başta çalışanlarımız olmak üzere tüm insanların hayatına dokunabilmek demek. Sonuç kadar, sürecin içindeki insan ilişkileri ve etkileşimler de benim için çok kıymetli. Tabii, bunun dışında başarı yolculuğumda öğrenme isteğim, merakım, empati yeteneğim ve gözlem becerim benim için birer baş rol oyuncusu. Öğrenmeye açık; meraklı yapım insanların veya şirketlerin neye ihtiyaç duyduğunu daha iyi anlamamı sağlıyor ve beni doğal olarak gözlem yapmaya yönlendiriyor. Bu sürecin sonunda ise empati becerim, gözlem yeteneğim ile birleşiyor ve karar alma sürecimi başlatıyor. Beni farklı ve motive kılan en önemli inançlarımdan biri de şudur: "Eğer dünyada bir kişi bir şeyi başardıysa, ben de başarabilirim." Bu inanç, her yeni adımda beni cesaretleniyor. Tüm bunların merkezinde ise doğru iletişimin olduğunu söyleyebilirim. Çünkü doğru ve sağlıklı bir iletişim olmadan, sürdürülebilir bir başarıdan söz etmemiz mümkün olmayacaktır. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Başarıya giden yolda karşılaştığım en büyük zorluk, değişime karşı gösterilen direnç oldu. Yeni ve farklı projeleri hayata geçirmek ve şirketin ihtiyaçlarına göre stratejiler belirlemek istiyorsunuz; ancak bu süreç, sandığınız kadar kolay olamıyor. Alışılagelmiş bir düzeni iyi yönde değiştirmek için çaba sarf ediyorsunuz, bu da kaçınılmaz olarak kişilerin konfor alanlarının dışına çıkmasını gerektiriyor. Ancak sabırlı olup süreci doğru yönettiğinizde ve hayata geçirilen projelerin işe yaradığını, fayda sağladığını insanlar görmeye başladığında, bu direnç zamanla yerini güvene ve desteğe bırakıyor. Başta değişime direnen kişilerin, zamanla değişimin bir parçası olduğunu ve bu değişimden memnun olduklarını görmek, size başarı duygusunu hissettiriyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Bence önce gerçekten istemek gerekiyor. Ardından, gerekli bilgiyi araştırıp bulmak ve buna göre ilerlemek geliyor. Aynı zamanda, hedef belirleyip bir strateji oluşturmak da çok kritik. Bu sürecin yanı sıra çalışkan olmak büyük bir öneme sahip. İstediğiniz konuma ilerledikçe, adil, dürüst ve güvenilir olmak hem kişisel hem de iş hayatında çok şey kazandırıyor. Bu değerler, uzun vadede sizi gerçekten başarılı kılar. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik anlayışımı en iyi yansıtan kaynaklardan biri Stephen Covey’nin Speed of Trust (Güvenin Hızı) kitabıdır. Benim en çok feyz aldığım kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Özellikle kitapta yer alan “Kazanmayı bekleyin-hem kendimizden hem de başkalarından beklediğimizi alma eğilimimiz vardır. Daha fazlasını beklediğimiz zaman, daha fazlasını alma eğilimine sahip oluruz; daha azını beklediğimiz zaman daha azını elde etme eğilimine sahip oluruz.” kısmı benim liderlik anlayışımı çok güzel özetliyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Cevher Grubu olarak, 70 yıllık sanayi mirasımızı geleceğe taşırken temel vizyonumuz, mobilite ekosisteminde güvenilir ve yenilikçi bir çözüm ortağı olmayı sürdürmektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki yıllarda birkaç ana hedef belirledik: İlk olarak, ürün ve hizmet çeşitliliğimizi geliştirerek yalnızca otomotiv sektöründe değil, mobilitenin farklı alanlarında –örneğin savunma, havacılık ve mikromobilitede aktif rol almayı amaçlıyoruz. İkinci olarak, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında sektörün öncü firmalarından biri olmak istiyoruz. Üretim süreçlerimizde verimliliği artırmak, karbon ayak izimizi azaltmak ve dijital yetkinliklerimizi güçlendirmek için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Üçüncü olarak, insan kaynağımızı en büyük değerimiz olarak görüyoruz. Çalışan deneyimini sürekli geliştirmeye, kadınların ve genç yeteneklerin daha güçlü temsiline öncülük etmeye kararlıyız. Kısacası, geçmişten aldığımız güçle geleceği şekillendirme vizyonuyla ilerliyor; kalite, inovasyon ve insan odaklılık ekseninde büyümeye devam etmeyi hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Cevher Grubu olarak, küresel ekonomik belirsizliklerin ve yoğun rekabetin olduğu bir dönemde, dayanıklılığımızı artırmaya ve farklılaşmaya odaklanıyoruz. Uluslararası pazarda, kalite, güvenilirlik ve esneklik alanlarında oluşturduğumuz güçlü itibarımızı koruyarak, mevcut müşteri portföyümüzü derinleştirmek ve yeni iş fırsatlarını değerlendirmek önceliklerimiz arasında. Avrupa başta olmak üzere global OEM’lerle uzun yıllara dayanan iş birliklerimizi, yenilikçi ürün geliştirme ve sürdürülebilir üretim çözümleri ile daha ileriye taşıyoruz. Yerel pazarda ise, yüksek mühendislik kabiliyetimiz, çevik üretim anlayışımız ve insan kaynağımıza yaptığımız sürekli yatırımlarla fark yaratıyoruz. Aynı zamanda dijitalleşmeyi operasyonel mükemmelliğin ve hızlı adaptasyonun bir aracı olarak konumlandırıyor, süreçlerimizi daha çevik ve veri odaklı hale getiriyoruz. Farklılaşmamızın bir diğer önemli unsuru ise kültürümüz: Cevher Grubu, insana ve uzun vadeli ilişkilere verdiği değerle, müşterilerine yalnızca ürün değil; güven, çözüm ortaklığı ve sürdürülebilir büyüme vaadi sunuyor. Bu yaklaşım sayesinde, ekonomik dalgalanmalar karşısında sağlam duruyor hem yerel hem de uluslararası pazarda tercih edilen bir iş ortağı olmaya devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Cevher Grubu olarak, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, iş yapış biçimimizin ve uzun vadeli değer yaratma anlayışımızın temel bir unsuru olarak görüyoruz. Üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırmak, karbon ayak izimizi azaltmak ve döngüsel ekonomiye katkıda bulunmak için sürekli iyileştirme prensibiyle çalışıyoruz. Toplumsal fayda yaklaşımımız ise, işimizin ayrılmaz bir parçası. Kadın istihdamının artırılmasını, fırsat eşitliğini ve çeşitliliği teşvik etmeyi bir öncelik olarak görüyor; bu doğrultuda hem yönetim kadrolarımızda hem de sahada kadın çalışan oranımızı artırmak için aktif politikalar yürütüyoruz. Ayrıca, genç yeteneklerin mesleki becerilerini geliştirmek amacıyla kurduğumuz Mesleki Eğitim Merkezimiz ile, sektöre nitelikli iş gücü kazandırıyor ve eğitimi destekliyoruz. İş dünyasının sorumluluğunu ise yalnızca ekonomik büyüme sağlamakla sınırlı görmüyoruz. Topluma, çevreye ve gelecek nesillere karşı da güçlü bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, ekonomik değer yaratırken toplumsal ilerlemeyi ve çevresel sürdürülebilirliği birlikte inşa etmeyi hedefliyoruz. Bizim için gerçek başarı, hem işimizde hem de toplumda kalıcı ve pozitif bir etki yaratabilmektir. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Grubumuzun yazılım firması olan Cevher Digital Solutions ile birlikte, özellikle insan kaynakları alanında çeşitli dijital projeler hayata geçiriyoruz. Tüm süreçlerimizi dijitalleştirme çalışmalarımızda sona yaklaşmış durumdayız. Bu dönüşüm ile sadece operasyonel verimliliğimizi artırmaya odaklanmıyoruz. Aynı zamanda kağıt israfını önleme, zaman yönetimi, süreç kontrolü gibi konularda da sürdürülebilir ve ölçülebilir faydalar sağlamayı hedefliyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle gençlerin, kendilerini; yetenek ve yetkinliklerini çok iyi tanımaları gerekiyor. Hangi alanlarda güçlü olduklarını ve hangi konularda gelişmeleri gerektiğini net bir şekilde analiz etmeleri önemli. Bir diğer önemli unsur ise doğru hedef belirlemektir. Gençlerin yapacakları bu kişisel analiz ve belirleyecekleri hedefler, onların kariyer yolculuklarında sağlam adımlar atmalarını sağlayacaktır.

Başarısı ve Samimiyetiyle Örnek CEO: Haluk Dortluoğlu'nun Liderlik Sırları Haber

Başarısı ve Samimiyetiyle Örnek CEO: Haluk Dortluoğlu'nun Liderlik Sırları

Kurumsal dünyanın soğuk yüzünü, sıcak ve samimi bir liderlik anlayışıyla değiştiren isimlerden biri: Haluk Dortluoğlu. Yönettiği şirkette sadece rakamları değil, insanları da büyüten, başarıyı ekibiyle birlikte kutlayan ve her fırsatta samimiyetini ortaya koyan Dortluoğlu, CEO'luk koltuğuna oturduğu günden bu yana hem finansal başarıları hem de oluşturduğu pozitif şirket kültürüyle adından söz ettiriyor. Onun liderlik felsefesi, sadece ofis içinde değil, BİM ve File Marketler gibi perakende devlerinin mağaza katlarında da hissediliyor. Kapısı Herkese Açık Bir Lider ve Sahada Müşterisiyle Birlikte Haluk Dortluoğlu'nun liderlik tarzı, klasik CEO kalıplarının çok ötesinde. Kendisiyle sohbet edenlerin veya toplantılarına katılanların ilk fark ettiği şey, ulaşılabilirliği ve çalışanlarına verdiği değer. "Benim kapım herkese açık" felsefesiyle hareket eden Dortluoğlu, departmanlar arası hiyerarşiyi minimuma indirerek, her çalışanın fikrine ve katkısına değer verdiğini hissettiriyor. Koridorlarda yürürken selamlaştığı en genç çalışandan, uzun yıllar tecrübe edinmiş yöneticilere kadar herkesle kurduğu sıcak iletişim, şirket içindeki motivasyonu ve aidiyet duygusunu artırıyor. Dortluoğlu'nun samimiyeti, sadece şirket içi iletişimle sınırlı değil. Onu sıklıkla BİM ve File Marketler gibi şirketin amiral gemisi perakende zincirlerinin mağazalarında, müşterilerle doğrudan temas halinde görmek mümkün. Bu ziyaretlerde, protokolden uzak, basit bir vatandaş gibi rafların arasında dolaşıyor, ürünleri inceliyor ve hatta kasada bekleyen müşterilerle sohbet etmekten çekinmiyor. Müşterilerin dileklerini, şikayetlerini ve beklentilerini ilk ağızdan dinlemesi, ona pazarın nabzını tutma ve stratejilerini doğrudan müşteri geri bildirimleriyle şekillendirme imkanı sunuyor. Bu "sokaktaki vatandaş" yaklaşımı, hem müşteri sadakatini artırıyor hem de şirket imajına olumlu katkı sağlıyor. Sadece Rakamlar Değil, İnsan Odaklı Büyüme ve Perakende Vizyonu Başarılı CEO, sık sık "Biz bir aileyiz" ifadesini kullanıyor ve bu sözü sadece bir söylem olarak bırakmıyor. Çalışanların kişisel gelişimlerine yatırım yapmaktan, onların özel günlerini unutmamaya, hatta zor zamanlarında destek olmaya kadar pek çok konuda ekibinin yanında olduğunu gösteriyor. Bu samimi yaklaşım, çalışanların işlerine daha sıkı sarılmasına ve ortak hedefler doğrultusunda kenetlenmesine yol açıyor. Dortluoğlu'nun liderliğinde şirket, sadece finansal tablolarıyla değil, aynı zamanda mutlu çalışanlar endeksiyle de dikkat çekiyor. Yenilikçi projeler, cesur adımlar ve perakende pazarındaki lider pozisyonunu koruma stratejileri, onun vizyoner bakış açısının bir yansıması. Özellikle BİM ve File Marketler'in rekabetçi perakende pazarında büyümeye devam etmesi, Dortluoğlu'nun müşteri odaklı yaklaşımının ve operasyonel mükemmelliğe verdiği önemin bir göstergesi. Ona göre, bir şirketin gerçek değeri, çalışanlarının motivasyonu, o işe duydukları tutku ve en önemlisi müşterinin kalbini kazanabilmesidir. Haluk Dortluoğlu, iş dünyasının dinamik ve rekabetçi ortamında, insan odaklı bir liderlik modelinin de ne kadar başarılı olabileceğini kanıtlıyor. Samimi duruşu, ulaşılabilir karakteri, ekibine olan inancı ve en önemlisi müşteriye doğrudan temas eden perakende vizyonuyla o, modern CEO profilini yeniden tanımlayan isimlerden biri olarak öne çıkıyor. ##### #######

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor Haber

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor

İş dünyasının önde gelen isimleriyle, başarıya uzanan yolculukta stratejik yol haritalarını konuşacağımız yeni röportaj serimizin ilk konuğu, 20 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye'nin yetenek yönetimine yön veren önemli isimlerden, BBI Executive Search Genel Müdürü Sn. İnci Tunalı oldu. Hazırsanız, başlıyoruz! Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 20 yılı aşkın süredir insan kaynakları ve yönetici seçme-değerlendirme alanında aktif olarak görev yapmaktayım. Kariyerime Sabancı Grubu’nun insan kaynakları departmanında başladım. Ardından, dünyanın önde gelen orta ve üst düzey yönetici seçme ve değerlendirme şirketlerinde yaklaşık on yıl üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundum. 2017 yılından bu yana ise kurucusu olduğum BBI Executive Search çatısı altında çalışmalarımı sürdürüyorum. 2019 yılında, Boğaziçi Üniversitesi’nin iş dünyasında fark yaratan liderleri ve yönetim kurulu üyelerini geleceğe hazırlamak amacıyla hayata geçirdiği Executive on Board eğitim programını başarıyla tamamladım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin başlarında kurumsal bir İK departmanında işe başladım. O dönem, bana organizasyon yapıları, kültür farkındalığı ve liderlik dinamiklerini yakından tanıma fırsatı sundu. Ardından uluslararası bir danışmanlık firmasında çalışmak, global ölçekte düşünme ve stratejik danışmanlık becerilerimi geliştirmemde büyük rol oynadı. Kendi şirketimi kurmak ise en büyük dönüm noktamdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu adımın kariyerimdeki en doğru karar olduğunu açıkça söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kurmak, danışmanlık sunduğum kurumlar ve yönlendirdiğim adaylar nezdinde, stratejik uyumu en üst düzeyde sağlayan doğru eşleşmeleri gerçekleştiren, güvenilir bir çözüm ortağı olarak konumlanabilmektir. Bu başarıyı sağlayan temel stratejim ise çok iyi dinlemek, her aday ve şirket için özgün çözümler üretmek ve daima etik değerlerden sapmamak. Ayrıca her süreci, sadece bir CV eşleştirmesi olarak değil; kültürel uyum, liderlik potansiyeli ve stratejik katkı üzerinden değerlendirmektir. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, kriz dönemlerinde piyasadaki belirsizlikler nedeniyle karar alma süreçlerinin uzamasıydı. Bu dönemde danışmanlık rolüm, yalnızca aday teminiyle sınırlı kalmadı; müşterilerime belirsizlik ortamında risk analizleri yapma, stratejik yol haritaları belirleme ve karar süreçlerini optimize etme konularında da aktif katkı sundum. Bu süreçleri başarıyla yönetmemde; çevik bir yaklaşım, hızlı adaptasyon yeteneği ve güven inşa eden ilişkiler belirleyici oldu. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? “İnsanlar, kurumlar ve dinamikler hakkında derin içgörüler edinmeye gayret edin.” İnsanları, kurumları, değişen trendleri derinlemesine analiz edebilmek; bu meslekte fark yaratmanın temelidir. Teknik bilgi kadar sezgi, empati ve stratejik düşünme yetkinlikleri de kritik. Ve elbette, sabır. Bu yol kısa vadeli zaferlerle değil, uzun soluklu güven ilişkileriyle örülüyor. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderliği; güven ortamı yaratmak, ilham vermek ve ekibin potansiyelini ortaya çıkaracak alanlar açmak olarak görüyorum. Takımımda her bireyin güçlü yanlarını destekler, zayıf yönlerini ise gelişim fırsatına çeviririm. Açık iletişim, hedef odaklılık ve birlikte başarma duygusu, benim liderlik anlayışımın temel taşları. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? BBI Executive Search olarak vizyonumuz; Türkiye’de liderlik pozisyonlarında sürdürülebilir başarı sağlayacak üst düzey yetenekleri kurumlarla buluşturan, güvenilir ve stratejik bir danışmanlık markası olarak, özellikle teknoloji odaklı endüstrilere katkı sağlamayı; uluslararası iş birliklerimizi genişletmeyi ve veri odaklı liderlik analitiği çözümlerimizi daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? BBI Executive Search’ü, sadece işe alım çözüm ortağı değil; stratejik bir yetenek ortağı olarak konumlandırıyoruz. Müşterilerimize kısa vadeli çözümler sunmanın ötesinde, liderlik seviyesinde uzun vadeli değer yaratacak yerleştirmelere odaklanıyoruz. Yerel pazarda sektör ve kültür bilgimizi derinleştirerek yüksek uyum oranı sağlarken, uluslararası alanda ise global yetenek ağımız ve veri destekli analiz gücümüzle rekabette fark yaratıyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? İş dünyası yalnızca ekonomik değil; toplumsal sorumluluk anlamında da bir kaldıraçtır. Biz, özellikle kadın liderlerin desteklenmesi, genç yeteneklerin gelişimi ve etik işe alım süreçleri konularında duyarlıyız. Sürdürülebilirlik, sadece çevresel değil; kültürel, sosyal ve yönetimsel sürdürülebilirlik anlamında da ele alınmalı. İlgili pozisyona her yerleştirdiğimiz liderin, bu sorumluluğu taşıyan bireyler olmasına dikkat ediyoruz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve yapay zekâ, sadece süreçlerimizi hızlandırmakla kalmıyor; karar alma biçimimizi daha analitik, öngörülebilir ve stratejik hale getiriyor. Ancak biz teknolojiyi insanın yerine değil, insanın yanında konumlandırıyoruz. Yapay zekâ destekli tarama araçlarıyla yüzeydeki bilgilerin ötesine geçerek liderlik potansiyelini ölçümlüyor, kültürel uyum ve stratejik katkı kriterleriyle çok boyutlu değerlendirmeler yapıyoruz. Bu dönüşüme adaptasyon sürecimiz; teknoloji yatırımları kadar, ekip içi yetkinlik gelişimi ve dijital okuryazarlığın artırılması ekseninde şekilleniyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, öncelikle kendi değerlerini ve yetkinliklerini doğru tanımalarını öneririm. Teknik bilgi kadar; merak, adaptasyon becerisi ve öğrenmeye açıklık artık vazgeçilmez. Ama bence en kritik fark yaratıcı unsur: güvenilirlik. Güven veren biri olmak, uzun vadeli başarıların görünmeyen temelidir. Her alanda hızla dönüşen bu çağda, kendinize ait bir düşünce sistemi geliştirmeniz, sadece trendleri takip etmekle kalmayıp onları yorumlayabilmeniz çok kıymetli. Kariyeriniz boyunca çok kapı açılabilir; önemli olan, içeriye hangi değerlerle girdiğinizdir.

Alternatif Bank, hibrit çalışma modeli AlterFlex'i liderlik zirvesinde anlattı Haber

Alternatif Bank, hibrit çalışma modeli AlterFlex'i liderlik zirvesinde anlattı

Alternatif Bank, 29-31 Mayıs 2025 tarihlerinde Kapadokya'da düzenlenen ve insan kaynakları ile pazarlama dünyasının önde gelen liderlerini bir araya getiren Liderler Kampı İK ve Pazarlama Liderleri Buluşması etkinliğine katıldı. Fast Company Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu özel buluşmada, Alternatif Bank İnsan Kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bike Tarakcı, "Yeni Çalışma Düzeni" başlıklı panelde konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmasında, Bankanın bu alandaki vizyonunu ve uygulamalarını paylaşan Tarakcı, yeni nesil çalışma modeli olan ve pandemiden bu yana uyguladıkları AlterFlex'in hem çalışan deneyimine hem de kurum kültürüne katkı sunduğunu vurguladı. Yeni çalışma düzeninin yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda büyük bir dönüşüm fırsatı olduğunu ifade eden Tarakcı, şöyle konuştu: "Biz bu süreci yalnızca kriz kaynaklı geçici bir dönem olarak görmedik. Aksine, çalışma hayatını yeniden tasarlamak için önemli bir fırsat olarak değerlendirdik. Bu yaklaşımla insan odaklı bir model geliştirdik: AlterFlex. Hem uzaktan çalışmayı hem de esnek mesaiyi kapsayan bu sistemle, çalışanlarımıza bireysel ihtiyaçlarına göre en verimli şekilde çalışma özgürlüğü sunuyoruz." Yeni düzenin sadece iş yapış biçimlerini değil, aynı zamanda kurum kültürünü de dönüştürdüğünü vurgulayan Tarakcı, güven temelli bir yapının önemine dikkat çekerek, "Biz çalışanlarımızın zamanlarını ve sorumluluklarını en iyi şekilde yöneteceklerine inanıyor, onlara duyduğumuz güvenle esnekliğe alan tanıyoruz. Bu yaklaşım, hem bağlılığı hem yaratıcılığı artırıyor" dedi. "Alternatif Yaz" ile yazın her yer ofis oluyor Etkinlikte, Bankanın çalışan deneyimini zenginleştiren uygulamalarına da değinildi. "Alternatif Yaz" adı verilen uygulamayla, çalışanlara yaz döneminde diledikleri dört hafta boyunca istedikleri yerden çalışma esnekliği sunduklarını belirten Tarakcı, "İster bir sahil kasabasında, ister evinde ya da ailesinin yanında... Çalışanlarımız nerede mutlu ve üretken hissediyorsa, orada çalışabiliyor. Bu uygulama, sadece performansa değil, çalışanlarımızın mutluluğuna ve motivasyonuna da olumlu yansıyor" diye konuştu. Geleceğin çalışma düzeninde tek bir doğru model olmayacağına inandıklarını belirten Tarakcı, sözlerini şöyle tamamladı: "Her kurumun kültürüne ve iş yapış şekline uygun modeller gelişecek. Ama bir gerçek var ki, esneklik artık bir tercih değil, çalışanlar açısından temel bir beklenti. Biz de bu beklentiyi kalıcı bir değer olarak ele alıyoruz. Geleceği çalışanlarımızla birlikte, onların sesini duyarak şekillendirmeye devam edeceğiz."

İş Hayatında Kadın Devrimi Haber

İş Hayatında Kadın Devrimi

Bu çerçevede, Teedo, toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınların iş yaşamında güçlenmesini sağlamak üzere "Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri"nin (WEPs-The Women's Empowerment Principles) imzacısı oldu. Aynı zamanda, kadın istihdamı ve girişimciliği alanında uzmanlaşan çeşitli organizasyonlarla işbirlikleri yaparak, kadınlara yetkinliklerini geliştirme fırsatları sunmaya devam ediyor. Kariyer odaklı online eğitim platformu Teedo, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların toplumda, iş hayatında ve ekonomik hayattaki konumunu güçlendirmeye yönelik yeni taahhütlerini açıkladı.  Toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınların iş yaşamında güçlenmesini sağlamak üzere 'Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri'ne (WEPs-The Women's Empowerment Principles) imza atan Teedo, sektöründe bu taahhütlere imza atan 3’üncü şirket oldu. Bu kapsamda Teedo, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ile Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi’nin (UN Women) iş birliğiyle oluşturulan ve Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ne (Women’s Empowerment Principles) imza atarak kadının toplumda, iş hayatında ve ekonomik hayatta güçlendirilmesi için verdiği desteği somutlaştırdı.  İşin cinsiyeti olduğu gibi, eğitimin de cinsiyeti var Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2024 verilerine göre dünya genelinde kadınların istihdam oranı %45,6 iken erkeklerde bu oran %69,2 seviyesinde. Türkiye’de ise tablo daha endişe verici; TÜİK’in 2024 verileri kadın istihdam oranının %32,4’te kaldığını gösterirken, erkeklerde bu oran %67,1 olarak ölçülüyor. STEM alanları, eğitim ve istihdam içerisinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin halen belirgin bir şekilde devam ettiği alanlar olmaya devam ediyor. Dünya genelinde kadınların özellikle STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarında yeterince temsil edilmediği biliniyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre STEM alanlarında çalışan kadın oranı %32 seviyesinde kalıyor. Türkiye’de ise bu oranlar daha düşük seviyelerde seyrediyor.  İstihdamdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitim alanında da benzer bir tablo sergiliyor. Teedo’nun beyaz yakalı profesyoneller arasında yaptığı araştırma, kariyer odaklı online eğitim tercihlerinde dahi cinsiyet dengesizliğinin varlığını ortaya koyuyor. Örneğin, Yazılım/IT eğitimi aldığını belirtenler içerisinde kadınların oranı %38 seviyesinde kalırken, erkeklerin oranı %62’lere ulaşıyor. Öte yandan insan kaynakları eğitimlerinde kadın oranı %78 gibi yüksek bir seviyeye ulaşarak “kadın egemen” bir tablo çiziyor. Buna karşılık, önümüzdeki iki yıl içinde online eğitim almak istediğini belirten katılımcılar arasında yapay zekâ ve yazılım/IT eğitimi talep eden kadınların sayısı neredeyse erkekleri geçiyor. Bu tablo, kadınların özellikle teknoloji ve dijital beceri alanlarına olan ilgisinin arttığını ve yakın gelecekte işgücünde daha eşitlikçi bir dağılım olabileceğini gösteriyor. Teedo, WEPs İmzacısı Olarak Eşitlikçi Politikalarını Güçlendiriyor Kadınların iş gücüne katılımı yalnızca eğitim ve beceri kazanımıyla sınırlı değil, aynı zamanda kurumların iç politikalarında da fırsat eşitliğini benimsemesi kritik öneme sahip. Teedo, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ne (WEPs) imza atarak kadınları sadece eğitimde değil, şirket içi kültürde ve istihdam süreçlerinde de desteklemeye devam ediyor. Şirketin %40 kadın çalışan oranı, toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerine yönelik önemli bir gösterge olarak öne çıkıyor. Uzaktan ve hibrit çalışma modeli ile özellikle de kadın çalışanların iş-yaşam dengesini destekliyor, onlara daha esnek bir çalışma ortamı sunuyor. Ayrıca kişisel ihtiyaçlara ve yaşam döngülerine duyarlı bir yaklaşım benimseyerek, ebeveynlik izni, regl izni ve ruh sağlığı izni gibi esnek ve kapsayıcı izin politikaları oluşturuyor.  Teedo CMO’su Cansu Karagül, konuyla ilgili olarak şunları ifade etti: “Kendi sektörümüzde WEPs imzacısı olan 3’üncü Türk şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz. Beyaz yakalı profesyonellerin yetkinlik gelişimine odaklanan canlı ve online eğitimler aracılığıyla kariyer gelişimlerini desteklemek için çıktığımız yolda, iş hayatında ve istihdamdaki kadın-erkek eşitsizliğinin giderilmesi için de sorumluluk üstleniyoruz. İş dünyasında fırsat eşitliği yaratmanın en güçlü araçlarından biri profesyonel eğitimler ve mentorluk. Kadınların yalnızca geleneksel olarak kadınlara atfedilen sektörlerde değil, teknoloji, mühendislik, finans gibi alanlarda da başarılı olabilmesi için yetkinlik geliştirme ve mentorluk desteklerinin artırılması gerekiyor. Eğitim, bir kariyer inşa etmek için gereken teknik becerileri sağlarken, mentorluk ise iş dünyasında yol gösterici bir rehberlik sunuyor. Teedo olarak, sunduğumuz canlı ve online eğitimler, kadınların iş hayatında daha güçlü bir şekilde yer almasına destek olurken, aynı zamanda profesyonel ağlarını genişletmelerine de olanak tanıyor. Kadınların yalnızca eğitimle değil, güçlü iş bağlantıları ve dayanışma içinde gelişebileceğine inanıyoruz. WEPs imzacısı olmak da, bu taahhüdümüzün en somut göstergelerinden biri.” YenidenBiz İşbirliği ile Kadınlara Ücretsiz Eğitim Desteği WEPs imzasının yanı sıra, Teedo’nun kariyerine ara vermiş ya da yeni iş fırsatları arayan kadınları desteklemek için YenidenBiz Derneğiyle başlattığı işbirliği, kısa bir zamanda onlarca kadına ücretsiz eğitim verilmesini sağladı. Böylece teknoloji, liderlik, finans, proje yönetimi ve satış başta olmak üzere birçok alanda becerilerini güncellemek veya yeni uzmanlıklar edinmek isteyen kadınlar, Teedo’nun üst düzey C-level yöneticiler tarafından verilen online eğitimlere ücretsiz erişerek, işgücüne daha güçlü dönüş yolunda önemli bir adım attı.  Sunduğu online eğitimlerin yanı sıra, katılımcılar arasında dayanışma ve networking fırsatları da yaratan Teedo, kadınların yalnızca bilgi ve becerilerini değil, aynı zamanda iş bağlantılarını da güçlendirmesine olanak tanıyor. YenidenBiz işbirliği önümüzdeki dönemde de devam edecek ve daha fazla kadınının kariyerlerine kaldıkları yerden devam etmesini sağlayacak.  Teedo’nun toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınları güçlendirmek için yeni işbirlikleri ve inisiyatiflere de imza atacağını belirten Teedo CMO’su Cansu Karagül, “İş hayatına ara vermek zorunda kalan, iş arayışında olan veya kendi işini kurmak isteyen kadınların desteklenmesi, yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliği için değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin gelişimi için de kritik. Eğitimlerimizle kadınların uzmanlıklarını tazelemelerine, yeni beceriler kazanmalarına, sektörler arası ağlarını genişletmelerine ve bu sayede motivasyonlarını ve özgüvenlerini güçlendirmelerine destek oluyoruz. Bu kapsamda işbirliklerimizi artırarak daha fazla kadının kariyer yolculuğunda yanında olmayı hedefliyoruz. Teedo, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların iş gücüne katılımını artırma hedefleri doğrultusunda attığı bu adımlarla, online eğitim dünyasında sosyal etki yaratan öncü bir kariyer gelişim platformu olmaya devam edecek.” diye ekledi. “İş’te Kadın: Liderlik ve Yöneticilik Eğitimleri” Starpay Genel Müdürü Gülçin Aytemizel Telatar ve Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney gibi alanında önce ve önemli başarılara imza atan kadın liderler ile gerçekleştirdiği ve yine yalnızca kadınların katılımına açık İş’te Kadın: Yöneticilik ve Liderlik Eğitimleri ile, kadın liderlerin kariyerlerinde karşılaştıkları engelleri aşmalarına yardımcı olmanın yanı sıra, iş dünyasında daha fazla kadının üst düzey yönetim rollerine gelmesini desteklemeyi amaçlayan Teedo, eğitim, mentorluk ve network fırsatlarıyla kadınların yanında olmaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.