Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Malezya

Kapsül Haber Ajansı - Malezya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Malezya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin" Haber

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin"

2025'in Ocak-Eylül döneminde mücevher ihracatı kilogram bazında yüzde 41,4 azalırken, birçok firma kapandı ya da üretimini azaltmak durumunda kaldı. Bazı firmalar ise üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya başta olmak üzere yurt dışına kaydırdı. Uluslararası fuarlara katılımcı firma sayısı ise yüzde 50 düştü. Türkiye'de mücevher üretimi ve ihracatının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzeten Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, soruna kalıcı tedavi için artık sırf kotanın kaldırılmasının yetmeyeceğini, mevzuatın yeniden yazılması gerektiğini söyledi. Mustafa Kamar Kuyumcukent'te düzenlediği basın toplantısında, altın ithalatına getirilen kota ile birlikte mücevher sektöründe başlayan ve giderek kangrenleşen sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin 2003 yılında dünya mücevher ihracatından sadece binde 5 pay aldığını hatırlatan Kamar, şöyle devam etti: 20 MİLYAR DOLAR İHRACATLA DÜNYA LİDERİ OLDUK "O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ile 2004'te Mücevher İhracatçıları Birliği'ni kurduk. Teşvikler sayesinde 2020'de sektörün dünya pazarından aldığı pay yüzde 10'a yaklaştı. İtalya'yı geride bıraktık. Ortadoğu ve Orta Asya'nın cash and carry pazarını ele geçirdik. Birçok yabancı firma Türkiye'de mağaza açtı. 'Laleli ihracatı' dediğimiz cash and carry ticareti de yine bu dönemde oluştu. Sektör 10 milyar doları ihracattan, 10 milyar doları da turiste ve Laleli'den yapılan satışlardan olmak üzere toplamda 20 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştı. Ancak 'altın çağ' olarak adlandırdığımız bu dönem, yanlış tedaviler, yanlış tespitler sayesinde Ağustos 2023'te altın ithalatına getirilen kota ile birlikte sona erdi. Kota uygulaması kendi zenginlerini yarattı. 10-15 firma imtiyazlı konuma gelirken işini düzgün yapan, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalar mağdur edildi. Birçok firma üretimini düşürmek ya da tamamen durdurmak durumunda kaldı. Bazı firmalar üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya gibi ülkelere kaydırdı. Kuyumcukent'te bir dönem kiralayacak yer yoktu ve üç vardiyaya çıkmıştık.Fuarlarda standlarımızı büyütüyor ve yeni fuarlara katılıyorduk. Şimdi dükkanlar boş, atölyelerin çoğu 15 gün çalışıyor, 15 gün tatil yapıyor. Son iki yılda kapanan mücevher üreticisi ve ihracatçısı 200'ü geçti, yaklaşık 15 bin kişi işsiz kaldı." ALTIN İTHALATINDAKİ ARTIŞIN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ Mustafa Kamar, kota uygulamasına gerekçe gösterilen altın ithalatındaki artış ve cari açıktan mücevher ihracatçısının sorumlu olmadığını söyledi. Kamar, sözlerini şöyle sürdürdü: Peki cari açık neden artıyor? Cevabı çok açık. Altının kilogramı yurt dışında 130 bin dolarken Türkiye'de 140 bin dolardan satılıyor. Yani arada 10 bin dolar fark var. Bu farkı fırsata dönüştüren 10-15 firma, Dahilde İşleme Rejimini (DİR) suistimal ederek astronomik düzeyde ithalat yapıyor. Bunların kim olduğunu devlet biliyor, bütün bürokrasi biliyor. Merkez Bankası rezerv biriktirmek için altın ithal ediyor. Diğer taraftan hane halkı enflasyondan korunmak için tasarrufunu altında değerlendiriyor. Gerçek durum böyle olmasına rağmen devlet cari açığın faturasını mücevher ihracatçısına kesiyor. Bizim ürün çeşitliliği ve yarı mamül için yaptığımız ithalat kapatıldı. İthalatta peşin ödeme kaldırıldı. İhracatta yüzde 3 Merkez Bankası desteğini alamıyoruz. İhracatımız karşılığında altın getiremiyoruz. Özetle diğer sektörlerde ihracatçının yararlandığı desteklerin hiçbirinden mücevher ihracatçısı yararlanamıyor. Çünkü devlet desteğini istismar edenlerin ve hane halkının altını en güvenilir tasarruf aracı olarak görmesinin faturası bize kesildi. Altının kilogramını dünya ortalamasından 8-9 bin dolar daha pahalıya alıyoruz. Dolayısıyla fiyat tutturamıyoruz ve müşteri kaybediyoruz. Ne demek istediğime bir de Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kayıtları üzerinden bakalım. Biz 2024'ün 9 aylık döneminde 9 bin 957 kilogrammücevher ihracatı karşılığında 5 milyar 404 milyon dolarlık gelir elde etmiştik. Bu yılın aynı döneminde ise 5 bin 838 kilogramlık ihracat karşılığında ülkemize 6 milyar 175 milyon dolar döviz kazandırmışız. Değer olarak yüzde 14,3 artıda görünmekle birlikte kilogram bazında yüzde 41,4 eksideyiz." İTHALATI KISITLAYAN HER ÖNLEM MÜCEVHER İHRACATÇISININ İŞİNİ ZORLAŞTIRIYOR Mustafa Kamar, cari açıkla mücadeleye destek verdiklerini, ancak altın ithalatını kısıtlamaya yönelik önlemlerin esas alıcı olan hane halkına yönelik olmadığını söyledi. Alınan her önlemin ihracatçının işini daha da zorlaştırdığını anlatan Kamar, bunun firmaların kapanmasına veya taşınmasına sebep olduğunu vurguladı. Kamar, "Türkiye'de mücevher ihracatçısının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzetebiliriz. Sektör olarak biz bu hastayı hızla sağlığına kavuşturup yeniden dünya lideri yapabiliriz. Çünkü gerekli altyapıya, yeteneğe ve bilgi birikimine sahibiz." dedi. KRİZİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR Devletin de bu süreçte mücevher ihracatçısının yanında olması gerektiğini vurgulayan Kamar, ihracatı yeniden zirveye taşıyacak önerilerini ise şöyle sıraladı: Sistem fabrika ayarlarına döndürülerek, altına dayalı enflasyon muhasebesine geçilmeli. (Bu olursa bütün sektör kayıt altına girer) Stok affı çıkarılmalı Altın ithalatında kota kaldırılarak mevzuat eski haline döndürülmeli. Firma ihracat ettiği kadar altını serbestçe ithal edebilmeli. Merkez Bankası'nın altın ithalatı ayrı bir başlık altında gösterilmeli. Problemin esas sebebi olan bireysel yatırım amaçlı ürünlerle ilgili çözüm bulunmalı. Kapasite kullanımı sıkı bir şekilde denetlenmeli. DİR ve HİR rejimi eski haline getirilmeli.Her türlü mevzuatı suistimal edenler en ağır şekilde cezalandırılmalı. İmtiyaz tanınacak firmalarda özellikle Mücevher İhracatçıları Birliği üyesi ve 2023 yılından önce kurulmuş olma şartı aranmalı. Özellikle tasarruf için alınan gram altın, sarrafiye ve 22 ayarda gerekli kontrol ve vergilendirme yapılmalı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye 2024 Yılında Malezya’dan 905.000 Ton Palm Yağı İthal Etti Haber

Türkiye 2024 Yılında Malezya’dan 905.000 Ton Palm Yağı İthal Etti

Seminerin açılış konuşmasını gerçekleştiren Malezya’nın Türkiye Büyükelçisi Sazali Mustafa Kamal, Malezya-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın palm yağı ticaretine sağladığı katkılara dikkat çekerek, Türkiye’nin Malezya için başlıca ihracat pazarlarından biri haline geldiğini ifade etti. 2024 yılında Türkiye’nin Malezya’dan 905.000 ton palm yağı ithal ettiğini belirten Sazali, bu rakamın 2023’e kıyasla %2,6 oranında artış gösterdiğini aktardı. Sazali, Türkiye’nin ithal ettiği palm yağını özellikle çeşitli sektörlerde katma değerli ürünlere dönüştürerek küresel pazarlara ihraç ettiğini ve bu yapının Türkiye’nin dış ticaret dengesine önemli katkı sunduğunu vurguladı. Konuşmasında ayrıca, sürdürülebilir sanayi uygulamalarını ilerletmede uluslararası iş birliğinin rolüne değinerek, Malezya'nın küresel standartlara uygun, yüksek kaliteli ve çevresel açıdan sürdürülebilir palm yağı türevleri üretme konusundaki kararlılığının altını çizdi. Palm bazlı oleokimyasalların teknik faydalarının yanı sıra; kozmetik, kişisel bakım ve ev bakım ürünlerindeki kullanımları ile çevresel zorluklara karşı sunduğu çözümlerin ele alındığı seminerde, Malezya ve Türkiye’den uzmanlar yenilikçi kullanım alanlarını ve pazar erişimini genişletmeye yönelik stratejileri paylaştı. Küresel düzeyde sürdürülebilir ve doğal ürünlere olan talebin artışıyla birlikte, palm yağı bazlı oleokimyasallar pazarının 2034 yılına kadar 8,2 milyar ABD dolarına ulaşmasının beklendiği aktarıldı. Etkinlikte ayrıca, Malezya’daki yağ palmiyesi plantasyonları, bağımsız ve organize küçük çiftlikler ile palmiye yağı işleme tesislerinin yüksek sürdürülebilirlik standartlarında sertifikalandırılmasını sağlayan MSPO (Malezya Sürdürülebilir Palm Yağı) Sertifikasyon Programı hakkında da bilgi verildi. Bu programın, üreticilerin çevresel, sosyal ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlayarak sürdürülebilir bir endüstrinin gelişimine katkı sunduğu belirtildi. Seminer, palm bazlı oleokimyasalların sürdürülebilir bir gelecek inşa etmedeki potansiyelini hayata geçirebilmek için yenilik ve iş birliğine devam edilmesi gerektiği yönünde oluşan ortak görüşle sona erdi.

O Ülke 60 Uçak Siparişi Verdi Haber

O Ülke 60 Uçak Siparişi Verdi

MAG Grup Genel Müdürü İzham İsmail, "Bu, Malezya Havacılık Grubu için önemli bir yatırım. Müşterilerimize son teknolojiye sahip, üst düzey kabin deneyimi sunmamızı sağlayacak" dedi. İsmail, yeni uçakların filonun verimliliğini artırmanın yanı sıra, yolcu deneyimini de iyileştireceğini vurguladı. 60 Yıllık İşbirliği Boeing 737, Malezya Havayolları'nın tek koridorlu filosunun neredeyse 60 yıldır bel kemiğini oluşturuyor. 1969'da ilk 737-100'ün hizmete girmesinden bu yana, Malezya Havayolları 737 ailesinin neredeyse tüm varyantlarını kullandı. Bu son 737 MAX siparişiyle bu miras devam edecek. Boeing Global Başkanı Dr. Brendan Nelson AO, "Bugünkü duyuru, Boeing'in Malezya ile uzun süredir devam eden ortaklığında bir başka dönüm noktasını temsil ediyor ve ülkenin havacılık sektörüne olan kalıcı bağlılığımızı yansıtıyor" dedi. Nelson, Malezya'da daha fazla Boeing uçağının tanıtılmasının, şirketin dünya çapındaki müşterilerine teslim ettiği her uçağa katkıda bulunan Malezyalı çalışanları için bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. Yakıt Verimliliği ve Kapasite Artışı Malezya Havayolları filosunda 50'den fazla 737 jeti bulunuyor. Yeni 737-8 ve 737-10'ların eklenmesi, operasyonel ortaklık ve sınıfının en iyi koltuk başına ekonomisini sağlayarak, yakıt kullanımını ve emisyonları %20 oranında azaltacak. Boeing Ticari Satış ve Pazarlama Kıdemli Başkan Yardımcısı Brad McMullen, "Malezya Havacılık Grubu ile değerli ortaklığımızı geliştirmekten ve filolarını modernize etmelerine destek olmaktan onur duyuyoruz," dedi. McMullen, 737-8 ve 737-10'un, Malezya Havayolları'na büyüyen yolcu sayısına daha iyi hizmet verebilmeleri için operasyonel esneklik, çevresel performans ve ek kapasite sağlayacağını belirtti. Bölgesel Büyüme ve Boeing'in Malezya'daki Varlığı: Boeing'in Ticari Pazar Görünümü'ne göre, Güneydoğu Asya'daki yolcu hava trafiği önümüzdeki 20 yılda üç kattan fazla artacak. 2043'e kadar bölge operatörlerine teslim edilmesi beklenen 4.700'den fazla yeni uçağın yaklaşık %80'i, 737 MAX ailesi gibi tek koridorlu jetler olacak. Boeing'in Malezya'daki varlığı, tamamen Malezyalı işgücüyle Güneydoğu Asya'daki ilk tam mülkiyetli üretim tesisi olan Boeing Composites Malaysia'yı da içeriyor. Tesis, 737 MAX dahil olmak üzere tüm Boeing ticari uçakları için kompozit ürünler ve alt montajlar sağlıyor. Boeing, güvenlik eğitimi, sürdürülebilirlik çalıştayları, tedarik zinciri geliştirme, üniversite işbirlikleri ve topluluk destek girişimleri yoluyla Malezya'daki havacılık yeteneklerinin gelişimini destekliyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.