Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Maliyet Tasarrufu

Kapsül Haber Ajansı - Maliyet Tasarrufu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Maliyet Tasarrufu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sungrow Yeni Enerji Depolama Sistemi PowerKeeper’ı Tanıttı Haber

Sungrow Yeni Enerji Depolama Sistemi PowerKeeper’ı Tanıttı

Dünyanın öncü temiz enerji çözümleri markası Sungrow, İtalya’da düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde ticari ve endüstriyel alan için geliştirdiği yeni enerji depolama sistemi (ESS) PowerKeeper’ı tanıttı. Markanın sıfır kayıp ve sıfır kesinti prensibini temel alan; yüksek performans, kesintisiz çalışma ve maksimum verimlilik özelliklerini bir araya getiren “ACE 007” ve “ACE Profit” vizyonu doğrultusunda geliştirilen PowerKeeper Serisi, Sungrow’un işletmelerin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunma yaklaşımının en yeni temsilcisi olarak öne çıkıyor. Enerji dönüşümü alanında dünyanın önde gelen veri ve analiz kuruluşu Wood Mackenzie’ye göre Avrupa’nın ticari ve endüstriyel (C&I) enerji depolama kapasitesi 2034 yılına kadar 13 kat artarak 33 GW / 77 GWh seviyesine ulaşacak. Elektrik fiyatlarının yükselmesi ve kesintilere karşı güçlü bir enerji sistemine duyulan ihtiyaç, işletmeler için öncelikli hale geliyor. Bu nedenle çözümlerin tasarımdan kuruluma, işletmeden bakıma kadar tüm yaşam döngüsü boyunca sorunsuz bir deneyim sunması ve işletme sürekliliği için güç kararlılığını güvence altına alması kritik önem taşıyor. Buna ek olarak ticari ve endüstriyel kullanıcılar; tüketim profilleri ve finansal öncelikleri birbirinden farklı birçok sektörü kapsıyor. Bu da daha modüler yapıları zorunlu kılıyor. İşletmeler İçin Enerji Depolamada Yeni Nesil Çözüm: PowerKeeper Serisi Farklı yapı ve ölçekteki işletmelerin çeşitli ihtiyaç ve beklentilerine yanıt vermek üzere geliştirilen PowerKeeper Serisi, 12,5 kWh modüler tasarımlı esnek bir enerji depolama çözümü sunuyor. Sistem tek bir hibrit inverter ile 50–1000 kWh kapasiteyi 2–8 saat aralığında destekleyebilirken, birden fazla inverter bağlantısıyla kapasite sınırsız şekilde genişletilebiliyor. PowerKeeper’ın ölçeklenebilir yapısı küçük mağazalardan büyük fabrikalara kadar her tür işletmeye uyum sağlayarak ihtiyaca göre kapasite kurulmasını sağlıyor; gereğinden fazla yatırım yapmayı engelliyor ve bu yolla ilk yatırım maliyetlerini azaltıyor. 10 milisaniyede şebekeden bağımsız moda geçebilen PowerKeeper, kesintisiz enerji sağlıyor ve dahili ATS, 250 kW yüke kadar destek sunuyor. Bu da 2.500 m²’lik bir süpermarket için yeterli güç anlamına geliyor ve ek kabin gerektirmeyerek alan ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Kompakt Yapı ve Hızlı Kurulum Kolay ve hızlı kurulum imkânı sunan PowerKeeper, 12,5 kWh tek modül veya 50 kWh ön montajlı stack seçenekleri ile geliyor. IP66 sertifikasına sahip ESS çözümü, –20°C ile 50°C çalışma aralığı ve Tip I + II yıldırım direnci ile uzun vadeli güvenilirlik sunuyor. 50 santimetreye kadar su baskınlarına dayanıklı olan PowerKeeper, Kuzey Avrupa’nın soğuk kışında, Güney Avrupa’nın sıcak yazlarında veya Akdeniz kıyılarının tuzlu/korozyonlu ikliminde kararlı bir performans sergiliyor. Akım, voltaj, hücre sıcaklığı, NTC yüksek sıcaklık algılama ve güvenlik sensörünü içeren 5D uyarı sistemini kullanan PowerKeeper; hücre, paket ve istasyon seviyelerinde üçlü koruma sunuyor. Bu yapı, her bir cihazın kendi içinde koruma sağlayarak günlük kullanım sırasında olası riskleri erken tespit eder ve kullanıcıya daha güvenli, sorunsuz bir operasyon sağlar. Yapay Zekâ Destekli Akıllı Enerji Yönetimi PowerKeeper; güneş enerjisi sistemleriyle birlikte kullanım, enerji depolama ve elektrikli araç şarjı, küçük ölçekli yerel şebekeler ve yedek güç çözümleri ile bağımsız ticari ve endüstriyel enerji depolama sistemleri dahil pek çok senaryoya kolayca uyum sağlıyor. Öz tüketim, arbitraj, FFR ve talep kontrolü dahil birçok gelir akışını destekleyen sistem, gerçek zamanlı elektrik fiyatları, üretim tahminleri ve yük tahminlerine göre kârlılık stratejilerini otomatik optimize eden yapay zekâ tabanlı modlarla geliyor. Bu da kullanıcıların kârlılığı kolayca artırmasına olanak tanıyor. Bu yaklaşım, sistemin tüm yaşam döngüsünde karşılaşılan ihtiyaçlara çözüm sunarak Sungrow’un ticari ve endüstriyel alandaki portföyünü güçlendiriyor ve şirketin karbon nötr bir geleceğe yönelik kararlılığını pekiştiriyor. Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde Pazarın Geleceği Masaya Yatırıldı İtalya’nın Como kentinde düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi, 200’ün üzerinde şirket yöneticisi, sektör temsilcisi, iş ortağı ve medya mensubunu bir araya getirdi. Etkinlikte Avrupa’da esnek, maliyet etkin ve düşük karbonlu enerji çözümlerine yönelik artan talep ele alındı. Panel oturumlarında, farklı Avrupa ülkelerindeki gelişmeler, ihtiyaçlar ve düzenleyici çerçeveler değerlendirildi; katılımcılarla bölgenin öne çıkan büyüme fırsatları ve stratejik yaklaşımlar paylaşıldı. Zirveden elde edilen uzman görüşleri ve müşteri içgörüleri, Sungrow’un Avrupa'nın ticari ve endüstriyel enerji altyapısının modernleşmesi ve karbon azaltımı hedeflerini destekleme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Sungrow bugün dünya genelinde 1000’den fazla, Avrupa’da ise 200’den fazla ticari ve endüstriyel enerji depolama projesini hayata geçirmiş durumda. Bağımsız ESS, PV+ESS ve PV+ESS+EV şarj çözümlerini kapsayan bu geniş proje portföyü, şirketin hızla gelişen pazarda iş ortaklarını destekleme konusundaki güçlü konumunu pekiştiriyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yapay Zekâ, Otomotiv Üretiminde 2030’a Kadar Yüzde 30 Verimlilik Artışı Getirecek Haber

Yapay Zekâ, Otomotiv Üretiminde 2030’a Kadar Yüzde 30 Verimlilik Artışı Getirecek

Sektörün öncü markaları, yeni modelleri yalnızca 24 ayda piyasaya sunmayı hedefliyor. Otomotiv markaları, tasarım ve müşteri deneyimine odaklanırken sermaye yoğun üretimi stratejik iş ortaklarına devretmeye hazırlanıyor. Bain & Company’nin otomotiv sektörüne yönelik son analizine göre, dijital teknolojiler ve yapay zekâ, otomotiv sektörünün ekonomik yapısını kökten değiştirmeye hazırlanıyor. “Teknoloji Otomotiv Ekonomisini Radikal Şekilde Yeniden Şekillendiriyor” başlıklı rapor, Kuzey Amerika ve Avrupa’dan 300 otomotiv yöneticisiyle gerçekleştirilen bir anketin bulgularını paylaşıyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu, yeni teknolojilerin önümüzdeki üç yıl içinde yüzde 10’un üzerinde, 2030’a kadar ise yüzde 30’a varan ek verimlilik kazançları sağlayacağına inanıyor. Bu durum, ürün geliştirme döngülerini hızlandırma, maliyetleri düşürme ve rekabet güçlerini artırma yönünde adım atan ABD’li otomotiv üreticileri ve tedarikçileri için kritik bir fırsata işaret ediyor. Bain & Company Türkiye Ortaklarından Armando Guastella, konu ile ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Otomotiv üreticileri ve tedarikçileri, dijital iş birliğini, otomasyonu ve yapay zekâyı operasyonlarının her aşamasına entegre ederek öne geçme fırsatına sahipler. Araştırmamız, sektör liderlerinin kısa vadede maliyet tasarrufu ve pazara daha hızlı çıkış konusunda özellikle iyimser olduklarını gösteriyor. Bugün kararlı bir şekilde hareket eden şirketler, küresel rekabette yeni bir standart yakalayabilirler. Kazananlar, en gelişmiş araçlara ya da en büyük bütçelere sahip olanlar değil; teknolojiyi ölçekli biçimde entegre eden, gerçek sorunları çözen ve rakiplerinden daha hızlı hareket eden şirketler olacak.” Yapay Zekâ araç tasarımına ve üretimine yön verecek Sektördeki en büyük atılımlardan biri, daha hızlı ve daha akıllı ürün geliştirme süreçleri olacak. Otomotiv üreticileri (OEM) ile tedarikçiler arasındaki dijital iş birliği, araç geliştirme sürelerini şimdiden yüzde 40’tan fazla kısaltmış durumda. Lider şirketler artık sadece 24 ayda yeni modelleri piyasaya sunmayı hedefliyor. Ortak dijital platformlarda eşzamanlı çalışan ekipler, erken aşamalarda daha fazla deneme yapabiliyor, daha hızlı karar alabiliyor ve böylece karmaşıklığı ile maliyetleri azaltırken değişen talep ve düzenlemelere daha esnek şekilde yanıt verebiliyor. Bu dönüşümün merkezinde ise yapay zekâ yer alıyor. Katılımcıların yüzde 80’i, önümüzdeki on yıl içinde yapay zekânın araç konseptlerini tasarlayıp optimize edeceğine inanıyor. Benzer şekilde, yüzde 80’den fazlası yapay zekâ tabanlı simülasyonların üretim planlarını gerçek zamanlı olarak yeniden yapılandıracağını düşünüyor. Katılımcıların üçte ikisinden fazlası ise, insansı robotların üretimde aktif rol alacağını ve 24 saat kesintisiz şekilde, minimum insan müdahalesiyle çalışan tesislerin gelecekte standart hale geleceğini öngörüyor. Otomotiv üretimi dış kaynaklara devredilecek Ayrıca katılımcıların yüzde 80’den fazlası, fabrikasız üretim modeline geçişin 2035 yılına kadar gerçekleşmesini bekliyor. Bu modelde—tıpkı Apple’ın iPhone üretiminde Foxconn ile yürüttüğü iş birliğinde olduğu gibi—otomotiv markaları ürünün tasarımına, müşteri deneyimine ve marka yönetimine odaklanırken, sermaye yoğun üretim süreçlerini dış kaynaklara devredecek. Bununla birlikte ileri teknolojilerin benimsenmesiyle elde edilecek büyük tasarrufların önündeki en büyük engel zihniyet dönüşümü olarak öne çıkıyor. ABD’li yöneticiler kararlı adımlar atıyor olsa da, birçok şirket hâlâ kısa vadeli kazanımlara odaklanıyor. Bir diğer temel engel ise veri kalitesi. Birçok şirket bulut altyapısına ve uç bilişim çözümlerine yatırım yapmış olsa da, sistemler hâlâ parçalı, tanımlar tutarsız ve platformlar eski iş modellerine göre tasarlanmış durumda. Bu da büyük çaplı verimlilik potansiyellerinin hala değerlendirilmemesine neden oluyor. Bain analizine göre başarıya giden yol dört temel ilkeye dayanıyor: Sadece araçlar veya sistemler geliştirmeye odaklanmak yerine, gerçek operasyonel problemleri çözmeye odaklanılmasıÖlçeklenebilir ve yüksek etkili kullanım senaryolarının önceliklendirilmesiDijital araçları destekleyecek temiz ve tutarlı bir veri temelinin oluşturulmasıKalıcı değişimin kurumsallaştırılması için çalışma modellerinin ve teşvik mekanizmalarının dönüştürülmesi Otomotiv sektörü uzun süredir maliyet baskısı altında faaliyet gösteriyor; ancak yapay zekâ ve dijital teknolojiler artık yalnızca marjinal iyileştirmeler değil, verimlilikte sıçrama niteliğinde bir artış vadediyor.

EY: Yapay Zekâda Etik ve Güvenilirlik Rekabet Avantajına Dönüşüyor Haber

EY: Yapay Zekâda Etik ve Güvenilirlik Rekabet Avantajına Dönüşüyor

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Responsible AI Araştırması’nı yayımladı. Küresel çapta 21 ülkeden çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin katıldığı araştırma kapsamında elde edilen bulgular, gelişmiş düzeyde sorumlu yapay zekâ (AI) önlemleri uygulayan şirketlerin rekabet avantajında öne geçtiğini gösteriyor. Bununla birlikte, araştırmaya katılan şirketlerin neredeyse tamamı; AI ile ilgili risklerden kaynaklanan maliyet baskılarıyla karşılaştıklarını belirtiyor. Şirketlerin yapay zekâ ile ilgili riskler için karşılaştıkları ortalama maliyet 4,4 milyon doları buluyor. Ancak henüz her 10 üst düzey liderden yalnızca 1'i bu riskleri nasıl etkin bir şekilde kontrol edeceği konusunda hazırlıklı görünüyor. En yaygın riskler ise, yapay zekâ düzenlemelerine uyumsuzluk (%57), sürdürülebilirlik hedeflerine olumsuz etkiler (%55) ve önyargılı çıktılar (%53) olarak sıralanıyor. Responsible AI, etik riskleri en aza indirmeyi hedefliyor Responsible AI (Sorumlu yapay zekâ), sistemleri geliştirirken ve kullanıma sunarken etik riskleri en aza indirgemeyi hedefleyen bir şablonu temsil ediyor. Yapay zekâ sistemlerinin toplum üzerindeki avantajları ve olası zararları göz önünde bulundurularak planlama sürecinde kişilerin önceliklendirilmesi amaçlanıyor. Bu noktadan yola çıkılarak gerçekleştirilen EY araştırması’na katılan üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğu, şirketlerinde sorumlu yapay zekâ uygulamalarına dair 10 önlemden 7’sini hayata geçirdiklerini belirtiyor. Araştırmada öne çıkan diğer bulgular ise şöyle sıralanıyor: Araştırmaya katılanların %81’i bu uygulamalar sonrasında şirketlerinin inovasyonu hızlandırdığını, %79’u ise verimlilik ve üretkenlik elde ettiğini belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık yarısı da gelir artışı (%54), maliyet tasarrufu (%48) ve çalışan memnuniyeti (%56) gibi kazanımlar elde ettiklerini ifade ediyor. Uygulamaların benimsenme oranının ise teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektöründe daha da yüksek olduğu görülüyor. Bu sektörde, temel hizmetlerin sunumu büyük ölçüde teknoloji ve veriye dayandığı için sorumlu yapay zekâ uygulamaları kritik önem taşıyor. Yapay zekânın etkili uygulanmasında kontrol noktalarının belirlenmesi gerekiyor Araştırmada, birçok üst düzey liderin AI ile ilgili riskleri azaltmak için doğru kontrolleri nasıl uygulayacakları konusunda henüz net olmadığı görülüyor. Araştırmada ele alınan beş yapay zekâ riskine karşı uygun kontrol tanımlarının nasıl olması gerektiğine dair üst düzey yöneticilerin yalnızca %12’sinin doğru yanıt verdiği görülüyor. Yapay zekâ risklerinde nihai sorumlu olan risk yöneticileri ise %11 ile ortalamanın altında kalıyor. Çalışanların yapay zekâ faaliyetleri yaygınlaştıkça, bu risklere yönelik uygun kontrol ihtiyacının da artması bekleniyor. Ayrıca bazı şirketler, çalışanların bağımsız olarak yapay zekâ araçları geliştirme veya kullanmasıyla ilgili artan bir taleple karşı karşıya. Araştırmaya katılan şirketlerin üçte ikisi, bu tür faaliyetlere izin veriyor; ancak bunların sadece %60’ı bu araçların sorumlu yapay zekâ ilkelerine uygun şekilde kullanıldığından emin olmak için resmi politika ve çerçevelere sahip. Araştırmada yöneticilerin yapay zekâ yönetişimi ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmek ve iş sonuçlarını iyileştirmek için atabilecekleri üç adım şu şekilde belirtiliyor: 1. Sorumlu yapay zekâya yönelik kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi: Yapay zekâ yatırımlarından, özellikle finansal performans ve çalışan memnuniyeti gibi kritik alanlarda daha fazla değer elde etmek için şirketlerin yapay zekânın etik ve güvenilir kullanım yolculuğunda ilerlemesi gerekiyor. Kapsamlı bir yaklaşım; sorumlu yapay zekâ ilkelerinin net bir şekilde tanımlanmasını ve paylaşılmasını, bu ilkelerin kontrol mekanizmaları, anahtar performans göstergeleri (KPI’lar) ve eğitimlerle uygulanmasını içeriyor. 2. Üst yönetimde yapay zekâya yönelik bilgi seviyesinin güçlendirilmesi: Yapay zekâ, organizasyonları her açıdan etkiliyor. Bu nedenle, üst düzey yöneticilerin bu yenilikçi teknolojinin sunduğu potansiyeli ve beraberinde getirdiği riskleri anlaması kritik önem taşıyor. Bu kapsamda, en büyük bilgi eksikliklerin nerede olduğunun belirlenmesi ve hedefe yönelik eğitimlerle organizasyonda bu alanların güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca araştırmada yapay zekâ risklerine en yakın pozisyonların gerekli önlemler konusunda tam bilgi sahibi olduğundan emin olunması öneriliyor. 3. Gelişmekte olan agentic yapay zekâ risklerinin önüne geçilmesi: Agentic yapay zekâ (insan müdahalesine ihtiyaç duymadan otonom karar alabilme yeteneği) güçlü yeni yetkinlikler vaat ederken, aynı zamanda bazı riskler de getiriyor. İşletmelerin bu riskleri tanımlaması, uygun politikaları benimsemesi ve sağlam bir yönetişim ile izleme mekanizması kurması kritik önem taşıyor. EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Yapay Zekâ ve Data Hizmetleri Lideri Serter Baltacı araştırma sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Yapay zekâ iş süreçlerine giderek daha derinlemesine entegre oldukça, liderlerin önünde net bir tercih beliriyor: Sorumlu yapay zekâ yalnızca bir operasyon olarak mı ele alınacak, yoksa stratejik bir itici güç olarak mı görülecek? İkinci yolu seçenler güçlü yönetişim, net ilkeler ve bilinçli liderlik sayesinde potansiyel riskleri rekabet avantajına dönüştürebilirler. EY Responsible AI Araştırması’nda da görüldüğü üzere, şirketler etik ve güvenilir yapay zekâ uygulamalarını hayata geçirdiklerinde, hem olası riskleri azaltmada hem de değer kazanımı hızlandırmada büyük bir katkı sağlıyor. Üstelik bu sadece bir uyum sürecini değil; güven, inovasyon ve pazarda öne çıkmanın da itici gücünü oluşturuyor. Bu sebeple sorumlu yapay zekâ ilkelerini temel iş fonksiyonlarına dahil eden şirketler, verimlilik kazanımları elde etmeye, daha güçlü gelir artışı sağlamaya ve günümüzün yapay zekâ odaklı ekonomisinde rekabet avantajlarını sürdürmeye daha yatkın olacaktır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.