Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Markalaşma

Kapsül Haber Ajansı - Markalaşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Markalaşma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KÜAD, 9. Uluslararası Kozmetik Kongresinde Güzellik ve Sürdürülebilirlik Bir Arada Haber

KÜAD, 9. Uluslararası Kozmetik Kongresinde Güzellik ve Sürdürülebilirlik Bir Arada

Dünya genelinden sektör temsilcileri, akademisyenler, araştırmacılar ve markalar, kozmetikte geleceğin vizyonunu Antalya’da tartışacak. Kongrede kozmetik bilimi, formülasyon teknolojileri, inovasyon stratejileri ve pazar trendlerine ilişkin en güncel veriler ve yeni nesil uygulamalar masaya yatırılacak. 9. Uluslararası Kozmetik Kongresi’nde üç gün boyunca kozmetik sektörünün güncel dinamikleri, yenilikçi üretim anlayışları ve sürdürülebilirlik vizyonu ele alınacak. Etkinliğin açılış seremonisi, kamu kurumlarının yöneticileri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla; KÜAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kahrıman ve Kongre Başkanı Fuat Arslan tarafından gerçekleştirilecek. Açılış konuşmalarının ardından düzenlenecek paneller ve oturumlar; bütünsel güzellik, inovasyon, sürdürülebilirlik, markalaşma, regülasyon, etik üretim ve global kozmetik trendleri üzerine odaklanacak. Kongre boyunca, sektörün gelişimini destekleyen farklı başlıklarda bilimsel sunumlar yapılacak ve Türkiye’nin kozmetik alanındaki Ar-Ge potansiyelinin artırılmasına yönelik stratejik yaklaşımlar ele alınacak. KÜAD, KOZMETİK SEKTÖRÜNDE HOLİSTİK YAKLAŞIMI GÜNDEME TAŞIYOR Bu yılın teması olan “Holistik Kozmetik”, kozmetik sektöründe üretimden tüketime kadar uzanan sürecin bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını hedefliyor. KÜAD, bu tema kapsamında; sürdürülebilir üretim uygulamaları, çevreye duyarlı içerikler, yenilikçi formülasyon teknikleri ve sektörel farkındalığın artırılmasına odaklanıyor. Kongre programı, bu doğrultuda güzelliğin yalnızca estetik değil; çevresel, teknolojik ve bilimsel boyutlarıyla da değerlendirileceği oturumlara ev sahipliği yapacak. ULUSLARARASI KATILIM, KÜRESEL ETKİ Kongre, bu yıl da farklı ülkelerden sektör profesyonellerini bir araya getirecek. Uluslararası katılımcılar; kozmetik bilimi, formülasyon teknolojileri, inovasyon stratejileri ve pazar trendlerine ilişkin en güncel verileri ve yeni nesil uygulamaları aktaracak. Bu yönüyle etkinlik, Türkiye’nin yalnızca üretimde değil, bilimsel bilgi ve inovasyon alanlarında da bölgesel bir merkez olma hedefini güçlendiriyor. KÜAD, her yıl olduğu gibi bu yıl da kongre aracılığıyla sektör paydaşlarını buluşturarak bilgi paylaşımını derinleştirmeyi amaçlıyor. Programda devlet desteklerinin ve teşviklerinin önemi, üniversite–sanayi iş birliklerinin artırılması, Ar-Ge yatırımlarının desteklenmesi ve global ortaklıkların geliştirilmesi ön planda yer alacak. DEĞİŞEN TÜKETİCİ ALIŞKANLIKLARI SEKTÖRÜN YÖNÜNÜ BELİRLİYOR Küresel kozmetik pazarında hızla değişen tüketici alışkanlıkları, markaların üretim ve iletişim stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Tüketiciler artık içerik şeffaflığına, sürdürülebilir üretime ve çevre dostu ambalaj çözümlerine daha fazla önem veriyor. KÜAD, bu eğilimleri yakından izleyerek sektörün ihtiyaç duyduğu yenilikçi ve sorumlu üretim anlayışının gelişimini desteklemeyi hedefliyor. Kongre kapsamındaki oturumlar, bu dönüşümün markalar, üreticiler ve araştırmacılar için taşıdığı stratejik önemi derinlemesine ele alacak. “Türkiye Kozmetik Sektörünün Uluslararası Sesini Güçlendiriyoruz” Kozmetik artık yalnızca güzellik değil; doğaya, bilime, duyulara ve sürdürülebilirliğe dokunan bir yaşam biçimi olduğunun altını çizen KÜAD Kongre Başkanı Fuat Arslan kongreye ilişkin yaptığı açıklamasında “Biz bu kongreyle, güzelliği sadece dış görünüşle sınırlamayan; bilinçli ve bilimsel temellerle güçlendirilmiş bir anlayışa dikkat çekiyoruz. Bizim hedefimiz sadece Ürün üretmek değil, bunun yanında Türk kültürünü de dünyaya kozmetikle birlikte anlatmak ve Türkiye Kozmetiğini Dünyada Bir Kültüre Dönüştürmek. Antalya’da bir araya geleceğimiz bu üç gün boyunca, sektöre yön veren değerleri konuşacağız. Üretimden pazarlamaya, Ar-Ge’den tüketici bilincine kadar tüm süreci bütünsel bir bakışla ele alarak, Türkiye’nin kozmetik sektöründeki uluslararası sesini daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu yaklaşımın merkezinde ise son yıllarda dünya genelinde giderek önem kazanan “holistik kozmetik” anlayışı yer alıyor. Holistik yaklaşım, güzelliği yalnızca estetik bir sonuç olarak değil, insanın doğayla ve teknolojiyle kurduğu denge üzerinden ele alan bir kavramdır. Bu bakış açısı, ürün formülasyonundan ambalaj sürecine kadar tüm aşamalarda sorumlu üretim bilincini teşvik ediyor. Holistik Kozmetik teması da bu anlayışın sembolü ve geleceğe atılan en önemli adımıdır. Kongre boyunca paralel salonlarda gerçekleştirilecek workshop programı, katılımcılara sektörel bilgi birikimini artıracak uygulamalı deneyimler sunacak. ‘Kokunu Keşfet’, ‘Kimliğin Notaları: İmza Parfüm Atölyesi’ ve ‘Holistik Parfüm Workshop’ gibi koku, duyusal algı ve tasarım odağındaki etkinlikler; ziyaretçilere kapsamlı bir deneyim sunuyor. Program kapsamında doğal içeriklerden dijital etiketleme süreçlerine kadar uzanan çok yönlü atölyelerle sektörün gelişen trendlerini yakından takip etme fırsatı yaratıyoruz. Ayrıca bu yıl da “Innovation Zone & Upcycle Proje Yarışması” ile çevre dostu üretim bilincine dikkat çekiyoruz. Yarışmada, kozmetik atıklarının yeniden değerlendirilmesine yönelik projeler sergilenecek ve sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendiren yenilikçi fikirler öne çıkarılacak” ifadelerine yer verdi.

Özyeğin Üniversitesi, Turquality Programına En Üst Kapsamda Dahil Oldu Haber

Özyeğin Üniversitesi, Turquality Programına En Üst Kapsamda Dahil Oldu

Özyeğin Üniversitesi, Türkiye’nin marka gelişimini ve küresel rekabet gücünü artırma hedefiyle, T.C. Ticaret Bakanlığının dünyanın ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı Turquality Programı’na en üst kapsamda dahil edildi. Kuruluşundan bu yana benimsediği “global etkisi yüksek girişimci araştırma üniversitesi” vizyonu doğrultusunda; uluslararası akademik iş birlikleri, sektörel ortaklıklar, yenilikçi eğitim modelleri ve toplumsal katkı odaklı projeler ile dünya çapında sürdürülebilir değer üretmeye odaklanan Özyeğin Üniversitesi, Turquality Programı’nın stratejik planlama, yönetim kalitesi, finansal yapı, insan kaynağı, inovasyon ve dijitalleşme gibi alanlarda sürdürülebilir büyüme odaklı desteğini alacak. Program ayrıca, Özyeğin Üniversitesinin küresel ölçekte rekabet edebilirliğini artıran stratejik bir paydaş olarak süreçte yer alacak. “Turquality programının sunduğu avantajlarla, Türkiye’nin bölgesel bir çekim merkezi olma vizyonunu güçlendireceğiz” Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Turquality, Türkiye’nin küresel ölçekte rekabet edebilen ve dünya ile entegre marka kurumlar yaratma hedefinin en stratejik programlarından biri. Başlangıcından itibaren Turquality programının kurgulanmasına destek veren, başlangıcından bugüne Turquality kapsamındaki kurumların yöneticilerine eğtim veren bir akademisyen olarak bugün Özyeğin Üniversitesinin bu kapsama alınmasından büyük memnunluk duyuyorum. Bugün en üst kapsamda Turquality’ye kabul edilmemizi global etki yaratma amacımız ve uluslararasılaşma stratejimizle bire bir örtüşen bir itici güç olarak görüyorum. Bu kabulle eğitim, araştırma ve girişimcilik alanlarında Türkiye’den dünyaya açılan, bölgesinde değer üreten bir üniversite olma yolunda önemli bir aşama kaydettiğimize inanıyorum. Özyeğin Üniversitesi olarak aldığımız bu destekle uluslararası görünürlüğümüzü artıracak, akademisyenlerimizi, öğrencilerimizi ve projelerimizi dünyanın farklı noktalarında daha güçlü biçimde konumlandıracağız. Programın sunduğu avantajlarla, Türkiye’nin bölgesel bir çekim merkezi olma vizyonunu güçlendireceğiz.” Turquality programına kabul edilmesiyle Özyeğin Üniversitesi; uluslararası öğrenci ve akademisyen hareketliliğini artırmayı, yurt dışındaki üniversitelerle ortak programları ve çift diploma çalışmalarını genişletmeyi, global araştırma fonlarına erişimi güçlendirmeyi ve girişimcilik ile teknoloji odaklı projelerde dünya çapındaki paydaşlarla daha yakın iş birlikleri geliştirmeyi hedefliyor.

Kruvaziyer Turizmi Cari Denge Hedefinin Görünmeyen Kahramanı Oldu Haber

Kruvaziyer Turizmi Cari Denge Hedefinin Görünmeyen Kahramanı Oldu

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin turizm gelirleri 2025’in üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 artarak 63,8 milyar dolara ulaşırken, turizmdeki bu istikrarlı yükseliş ve ihracattaki güçlü performans, sürdürülebilir cari denge hedeflerine önemli bir destek sağladı. Açıklamanın ardından, gelişmeleri değerlendiren Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Cari denge, turizmde sürdürülebilir büyüme ile mümkündür” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin turizm gelirlerinde süren artış, deniz turizminin yükselen payını da beraberinde getiriyor. Kruvaziyer turizmi, hem liman şehirlerinde ekonomik canlılık yaratıyor hem de cari dengeye katkı sağlayan görünmeyen bir döviz kaynağı haline geliyor. Bakan Şimşek, eylül ayı dış ticaret verileri ve yılın üçüncü çeyrek turizm istatistiklerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin turizm gelirlerinin yıllık yüzde 3,9 artışla 63,8 milyar dolara ulaştığını, ihracatın ise 270 milyar dolar seviyesine yükseldiğini belirtti. Türkiye limanlarına uğrayan gemi ve yolcu sayısında son iki yılda yaşanan artış, hem turizm gelirlerine hem de cari dengeye olumlu yansıyor. Kruvaziyer Turizmi, Görünmeyen Bir İhracat Kalemidir Turizm gelirlerindeki bu yükselişin en dikkat çekici unsurlarından biri, kruvaziyer turizmi oldu. Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, deniz turizminin Türkiye’nin hizmet ihracatı içinde önemli bir yer edindiğini belirterek, “Kruvaziyer turizmi, aslında görünmeyen bir ihracat kalemidir. Her gemi seferi, her liman ziyareti, ülkeye döviz girişi ve istihdam anlamına gelir. Bu da doğrudan cari dengeye katkı demektir. Türkiye’nin güçlü turizm performansının sürdürülebilir hale gelmesi, deniz turizmi gibi yüksek katma değerli alanlara yapılacak yatırımlarla mümkün olacaktır.” dedi. Cari Denge Yalnızca Bir Ekonomik Hedef Değil, Milli Bir Sorumluluk Türkiye’nin sahip olduğu doğal limanlar, kıyı şehirleri ve deniz turizmine elverişli altyapı sayesinde Akdeniz çanağında güçlü bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, turizmdeki yükselişin cari denge hedeflerine doğrudan katkı sunduğunu belirtti. Çavuşoğlu, “Turizm gelirleri Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesinde kritik bir unsur. Kruvaziyer turizmi, hizmet ihracatının en hızlı büyüyen kollarından biri. Her gemi seferi, her liman durağı ülkemize yeni bir döviz girdisi anlamına geliyor. Cari denge yalnızca ekonomik bir hedef değil, aynı zamanda milli bir sorumluluk olarak görülmeli. Kruvaziyer turizmi, yalnızca turistik değil aynı zamanda ekonomik bir diplomasi aracıdır. Türkiye’nin bu alanda güçlenmesi, ihracat kalemlerinin çeşitlenmesine ve cari açığın azaltılmasına yardımcı olacaktır. Kamu politikalarıyla özel sektörün ortak hedefte buluşması, sürdürülebilir bir cari dengeye ulaşmada kilit rol oynayacaktır.” açıklamasını yaptı. Kruvaziyer Turizminde Sürdürülebilir Büyüme Dünya kruvaziyer pazarında yeniden konumlanan Türkiye’nin, markalaşma ve çevreci liman yatırımları sayesinde gelecekte çok daha büyük bir pay alacağını belirten Çavuşoğlu, “Her liman, her yeni rota ülkemize döviz, istihdam ve prestij kazandırıyor. Biz bu alanda hem sürdürülebilirlik hem de hizmet ihracatı ekseninde büyümeyi sürdüreceğiz. Hedefimiz, Türkiye’nin deniz turizminde bölgesel bir merkez haline gelmesine katkı sunmak.’’ ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’den Almanya’ya Uzanan Yeni Yatırım Köprüleri Haber

Türkiye’den Almanya’ya Uzanan Yeni Yatırım Köprüleri

Seminerde, Almanya’nın en güçlü sanayi ve ticaret bölgelerinden biri olan Kuzey Ren Westfalya (NRW) Eyaleti’nin; yatırım ortamı, şirketleşme süreçleri, hukuki ve mali teşvikleri, lojistik altyapısı ve Türk firmaları için sunduğu rekabet avantajları detaylı olarak ele alınacak. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Almanya, yalnızca Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı değil, aynı zamanda sürdürülebilir üretim, teknoloji ve nitelikli istihdamın merkezi konumundadır. Avrupa'nın en büyük sanayi bölgelerinden biri Kuzey Ren Westfalya ise bu gücün kalbidir. Türk firmalarının bu bölgede yatırım yapması; ihracatlarını büyütmeleri, Avrupa pazarında kalıcı bir yer edinmeleri ve markalaşma süreçlerini hızlandırmaları açısından büyük önem taşıyor. EİB olarak, ihracatçılarımızın uluslararası pazarlarda daha güçlü bir şekilde var olabilmeleri için bilgiye erişimlerini kolaylaştırmaya, stratejik ortaklıklar kurmalarına destek vermeye devam edeceğiz. Bu program ile; Türk firmalarının Almanya’da yatırım ve şirket kurma süreçlerine dair net ve doğru bilgiye ulaşması, NRW eyaletinin sanayi, teknoloji, lojistik ve iş gücü altyapısının değerlendirilmesi, Almanya pazarında rekabet gücünü artıracak stratejik adımların belirlenmesi, Türk ve Alman iş dünyası arasında yeni köprüler kurulması hedefleniyor.” dedi. Programda Yer Alacak Başlıklar; Almanya ve NRW bölgesinin ekonomik yapısı, Şirket kuruluş prosedürleri, hukuki çerçeve ve vergi sistemi, Teşvik programları, finansman ve fon kaynakları, Lojistik avantajlar, serbest bölgeler ve tedarik zinciri yapısı, Bölgedeki başarılı Türk yatırımcı örnekleri, Uzmanlarla birebir danışmanlık oturumları. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ASKON Konya'da Markalaşma ve İletişim Masaya Yatırıldı Haber

ASKON Konya'da Markalaşma ve İletişim Masaya Yatırıldı

Dernek, Anadolu Reklam Ajansları Derneği Başkanı ve ASKON Konya Yönetim Kurulu Üyesi İlter Türkmen'i ağırlayarak, "Marka Çağında Hayatta Kalmak" temasıyla iş dünyasının nabzını tuttu. Programda, hız ekonomisi, marka hafızası ve yeni nesil iletişim stratejileri ele alınırken, günümüzün değişen iş dinamikleri ve markalaşmanın sürdürülebilir başarılardaki kritik rolü kapsamlı şekilde tartışıldı. Türkmen, sunumunda markalaşmanın artık sadece bir pazarlama unsuru değil, kurumsal bir strateji ve kimlik meselesi haline geldiğini vurguladı.Gelişen teknolojiyle birlikte iş dünyasında ortaya çıkan "hız ekonomisi" kavramına dikkat çeken Türkmen, hızla değişen piyasa koşullarında markaların hafıza yönetimi, itibar sürdürülebilirliği ve duygusal bağ kurma becerileriyle ayakta kalabileceğini ifade etti. Türkmen, günümüz iş dünyasında markalaşmanın yalnızca bir pazarlama aracı olmadığını, şirketlerin uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirlikleri için stratejik bir gereklilik haline geldiğini vurguladı. Konuşmasında hız ekonomisinin iş yapış biçimlerine etkileri, marka hafızasının nasıl yönetilmesi gerektiği ve dijital çağda iletişimin önemine dair çarpıcı örnekler sundu. Dijital çağda iletişimin önemine de değinen Türkmen, kurumların yalnızca ürün değil, değer üreten hikâyeler anlatması gerektiğini belirterek, "Artık markalar, insanlara ne sattığından çok neye inandıklarını anlatmak zorunda," dedi. Katılımcılara çeşitli marka örnekleri ve saha deneyimleri üzerinden rehberlik eden Türkmen, "marka hafızasının" kurum kültürüyle iç içe bir süreç olduğunu ve bunun sürdürülebilir başarı için vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Etkinlik, iş insanları, girişimciler ve sektör temsilcilerinin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Katılımcılar, interaktif söyleşi formatında gerçekleşen programda Türkmen'e yönelttikleri sorularla etkinliğe aktif katkı sağladı. ASKON Konya yönetimi, iş dünyasının gelişimine katkı sağlayacak bu tür etkinliklerin önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğini belirtti. Markalaşma, pazarlama ve yeni nesil iletişim konularında farkındalık yaratmayı amaçlayan program, katılımcılardan tam not aldı. Programın sonunda ASKON Konya Şubesi Başkan Vekili Bülent Ferli, değerli paylaşımlarından dolayı İlter Türkmen'e teşekkür ederek günün anısına hediye takdim etti.ASKON Konya Şubesi yönetimi, markalaşma, pazarlama ve iletişim alanlarında farkındalık oluşturmayı hedefleyen bu tür buluşmaların önümüzdeki süreçte de artarak süreceğini belirtti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk tarım ihracatını 50 milyar dolara taşıyacak kadrolar geliyor Haber

Türk tarım ihracatını 50 milyar dolara taşıyacak kadrolar geliyor

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi”ni üçüncü kez düzenlediklerini, tarımsal üretimin her aşamasında iklim ve ekonomik koşulların değerlendirilerek sürdürülebilir üretimin, teknolojik gelişmelerle birlikte yapılması amacıyla, girişimciliğe yatkın gençlerin tarıma kazandırılmasını amaçladıklarını dile getirdi. Yıllık 74 milyar dolarlık bir zenginliği ortaya çıkaran Türk tarım sektörünün üretimden pazarlamaya, lojistikten eğitime çok sayıda sorunla mücadele ettiğinin altını çizen Uçak, “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi’ni üçüncü kez düzenliyoruz. Amacımız; girişimci ruha sahip gençleri tarıma kazandırmak, sürdürülebilir üretimi teknolojiyle buluşturmak. Tarım sektöründe yaş ortalaması 55’e ulaştı, gençlerin üretim bölgelerinden şehirlere göçü sektör için büyük risk. Ziraat ve Gıda Mühendisliği eğitimi alan 83 gencimiz bu eğitim kapsamında pazarlamadan üretime, hasattan lojistiğe, girişimcilikten AR-GE’ye kadar farklı başlıklarda 17 uzman isimden dört hafta boyunca eğitim alacak. Üç eğitim programımıza katılanların sayısı 200’ü aştı. Türk tarımının 50 milyar dolar ihracat hedefine genç ve vizyoner kadrolarla ulaşacağımıza inanıyoruz. Ege Bölgesi olarak bu ihracata 10 milyar dolar katkı koymayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu. İlk ders gıda sistemlerinde yeni yaklaşımlar ve beklentiler “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi”nin ilk günü Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet ALTINDİŞLİ “Tarım ve Gıda Sistemlerinde Yeni Yaklaşımlar ve Beklentiler” konulu ilk dersi verdi. Eğitimde, hem organik, hem de konvansiyonel tarımda tüketicilerin ve üretim sistemlerinin yeni gelişen talepleri karşısında verdiği cevaplar, yeni yaklaşımlar, sürdürülebilirlik göstergelerinin de değerlendirmeleri ışığında tartışıldı. Ecoland Institute Kurucu Ortağı Tolga Erkmen, “Hayallerin Geleceğe Dönüşümü” isimli eğitimiyle katıldı. Erkmen’in interaktif sunumu teknolojik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki değişimlerin neticesince gelecek kaygısı yönetimi ve yeni değerlerin üretimi hakkında gençlere ufuk açtı. Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kızılırmak Esmer, “Biyobozunur Ambalajlar ve Atık Yönetimi” hakkında, Dünya’da ve ülkemizde gıda atıklarının azaltılmasında etkili olabilecek ambalaj teknolojilerini eğitimdeki gençlerle paylaştı. “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi”nin ikinci gününde ilk dersi İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğba Tuğrul, “Tarım Ürünlerinde Markalaşma ve Dijital Pazarlama” başlığıyla verdi. Tuğrul, sektörde rekabet üstünlüğü yaratmada markalaşmanın öneminin altını çizerken, gençleree uygulamalı dijital kampanya tasarlatarak problem tanımlama, çözüm geliştirme ve kampanya kurgulama adımlarıyla katılımcılara bizzat deneyim kazandırdı. Zirai Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği (ZİMİD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Kaya, “Pestisitler ve Gıda Güvenliği” başlıklı eğitimde ülkemizde ve Dünya’da gıdanın güncel durumu, süreçleri, sürdürebilirlik ve gıda güvenliğini yönetimi konuları üzerinde durarak ve pratik örnekler eşliğinde bilgiler verdi. “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi”ne katılan genç mühendis adaylarına devlet yardımlarını Ege İhracatçı Birlikleri Devlet Yardımları Departmanından uzman isimler aktardı. Sürdürülebilir Tarım Bilimsel AR-GE Kooperatifi Kurucusu Prof. Dr. Meltem Onay, “Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik, Karbon & Su Ayakizi Takibi, Blockchain ve İzlenebilirlik” eğitimi ile, tarım ve gıda sektöründe karbon, su ve çevresel ayak izinin azaltımının önemi ve çözümünün altını çizdi. Katılımcılar, 4 hafta boyunca teorik ve uygulamalı derslerin yanında firma ziyareti, atölye çalışmaları sonrasında aldıkları eğitimler sonrasında birer sunum yapacaklar. Program sertifika töreniyle sona erecek. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin, 2022 yılında ilk kez düzenlediği “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitimi” programına 55 kişi katılırken, 2024 yılındaki eğitim programında 82 genç gıda ve ziraat mühendisi adayları yer almıştı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Pirge, Host Milano 2025’te Sürdürülebilir Üretim Vizyonunu Sergiledi Haber

Pirge, Host Milano 2025’te Sürdürülebilir Üretim Vizyonunu Sergiledi

Pirge, yiyecek, içecek ve ağırlama sektörünün önde gelen fuarlarından HOST Milano’ya katıldı. Her iki yılda bir düzenlenen ve sektör trendlerinin belirlendiği Host Milano 2025’te Pirge, 146 yıllık tecrübe ve kalitenin birlikteliğiyle ürettiği bıçaklarını on binlerce sektör profesyoneliyle tanıştırdı. Bu yıl sürdürülebilirlik, teknoloji ve dijitalleşme, verimlilik ve kaynak yönetimi, tasarım ve kullanıcı deneyimi gibi birçok farklı konuyu odağına alan fuarda Pirge, Türkiye bıçak sektörüne kazandırdığı yenilikçi ürünler, teknoloji, otomasyonlu ve sürdürülebilir üretim ilkelerini katılımcılarla buluşturdu. Pirge’nin yenilikçi, yüksek performanslı ve kalite odaklı ürün anlayışının yanı sıra yüksek kaliteli çelik kullanımı, üstün keskinlik ve dayanıklılıkla öne çıkan ürün portföyü ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Fuarda Avrupa ve Orta Doğulu sektör temsilcileri ve distribütörlerle yakın temaslar da kuran Pirge, 2026 yılı için yeni iş birliklerinin kapılarını araladı. Pirge üretim trendlerine güçlü bir uyum sergiledi Host Milano 2025’te yer almanın, Pirge için hem markalaşma hem de uluslararası iş ağlarını güçlendirme ve çeşitlendirme açısından önemli bir deneyim olduğunu aktaran Pirge Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Pirge, bu yıl fuarda özellikle teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilir üretim uygulamalarının öne çıktığını, Pirge’nin yenilikçi, yüksek performanslı ve kalite odaklı ürün anlayışının bu trendlerle güçlü bir uyum sergilediğini söyledi. “Üretimde sürdürülebilirliği benimsiyoruz’’ Sürdürülebilirlik yatırımları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ömer Pirge sözlerine şu şekilde devam etti: “2025 yılında sürdürülebilirliği üretim süreçlerimizde ve günlük iş hayatımızda önceliklendirdik. Bu anlamda atık yönetiminde önemli adımlar atıyoruz. Fabrikalarımızın çit, korkuluk ve metal kapı gibi aksamlarını çelik layout firelerimizden üretiyoruz. Ayrıca çelik firelerini bıçak üretiminde de değerlendiriyoruz. Bu sayede atık olacak 2.550 kg’lık çeliği geri kazandık. Yılda 25 ton kağıt ve karton, 84 ton çelik hurda ve 22 ton plastiği geri dönüşüme kazandırıyoruz. Life serisi bıçaklarımızın saplarında zeytin çekirdeği katkılı geri dönüştürülebilir plastik kullanarak çevreye olan duyarlılığımızı somutlaştırıyoruz. Enerji tasarrufu ve kaynak kullanımını artırmak da önceliklerimiz arasında. Isı kayıplarını minimize etmek için Bursa fabrikamızda düzenli mantolama çalışmaları yürütüyoruz. Ayrıca 12.000 m²’lik çatımıza kuracağımız yağmur suyu hasat sistemi sayesinde üretim proseslerimizde, yıllık 8.472 m³ su tasarrufu elde edeceğiz. Bütün bu adımlarla çevreye olan sorumluluğumuzu yerine getirirken, aynı anda üretim verimliliğimizi artırıyor ve atıkları minimuma indiriyoruz. Pirge olarak çevreci yatırımlarımızla üretimde sürdürülebilirliği benimsiyoruz. Sektöre de örnek olacağımıza inanıyoruz. Pirge olarak ülkemiz, sektörümüz ve dünyamızın geleceğinin yanı sıra sürdürülebilirlik anlayışımızla dünya bıçak sektöründe de örnek olabilmek için çevreci yatırımlarımıza devam edeceğiz.” Butcher’s Performance bıçaklarını ilk kez tanıttı Pirge ayrıca fuarda yeni makine bıçaklarını ve üstün keskinlik ile performans sunan yeni Butcher’s Performance bıçağını da ilk kez tanıttı. Et entegre tesislerine, endüstriyel kullanıcılara ve profesyonel kasaplara yönelik olarak geliştirilen, keskinlik, paslanmazlık ve üstün tasarımı bir araya getiren bu özel bıçaklar fuarda büyük beğeni topladı. Üretim gücünü ve Ar-Ge vizyonunu somut biçimde yansıttığı bu yeniliklerle Pirge, sadece mutfak profesyonelleri için değil, kasaplar ve endüstriyel kesim teknolojilerinde de güçlü bir oyuncu olduğunu globalde de bir kez daha kanıtladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

KAGİDER Momentum Programı Kadın Girişimcilerin Gücüne Güç Katıyor  Haber

KAGİDER Momentum Programı Kadın Girişimcilerin Gücüne Güç Katıyor 

Mikro ve küçük ölçekli, dezavantajlı kadın liderliğindeki işletmelere odaklanan programın açılışı KAGİDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selma Akdoğan tarafından yapıldı. KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu, Momentum’un kadın girişimciler için bir dönüşüm yolculuğu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “KAGİDER Momentum, kadın girişimcilere sadece eğitim ve bilgi değil, aynı zamanda cesaret, yön ve dayanışma kazandırıyor. Amacımız, Türkiye’de kadın girişimcilerin potansiyellerini ortaya çıkararak onları hem ulusal hem uluslararası arenada rekabetçi ve görünür kılmak.” Program kapsamında katılımcılara çevrimiçi eğitimler, mentorluk ve danışmanlık desteği sağlanıyor; aynı zamanda ulusal ve uluslararası iş ağlarına erişim, yönetim kurulu simülasyonları, yatırımcı buluşmaları ve stratejik kapasite geliştirme modülleriyle kapsamlı bir öğrenme yolculuğu sunuluyor. İlk aşamada düzenlenen eğitimlerde Dr. Sinem Ulutürk-Cinbiş “İş Modeli Kanvas ile İşini Planla”, KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi, Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi Burcu Atılgan “Finansal Okuryazarlık 101” başlıklı eğitiminde kadın girişimcilerin finansal stratejilerini güçlendirmeye yönelik önemli ipuçları paylaştı. KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Av. Zeynephan Gemicioğlu ve Dr. Av. Bora Gemicioğlu ise “Girişimciliğin Hukuksal Boyutu” eğitiminde girişimcilerin işlerini daha güvenli temeller üzerine kurmalarına yardımcı olacak kapsamlı bir perspektif sundu. KAGİDER Genel Sekreter Yardımcısı Esen Sirel Ongun’un “Etkili İletişim ve Pazarlama Stratejileri” eğitimi ise markalaşma ve iletişim alanında büyük ilgi gördü. Programın yeni fazında kadın girişimcilerin iş fikirlerini derinleştirmelerine, yaratıcılıklarını artırmalarına ve sürdürülebilir büyüme stratejileri oluşturmalarına destek olan eğitimler başladı. Ünlü girişimci Bedriye Hülya tarafından verilen “Girişimcilik 101 & Değer Önerisi Tasarımı” eğitimi, girişimciliğin temel adımlarını ve müşteriye sunulan benzersiz değer önerisinin nasıl geliştirileceğini ele aldı. KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol’un “Tasarım Odaklı Düşünme” eğitimi ise katılımcıların problem çözme süreçlerine kullanıcı odaklı bir perspektiften yaklaşmalarını sağladı. KAGİDER Momentum’un ikinci aşamasında yer alan Kapasite Geliştirme Modülleri ile katılımcıların işletme bazında özel gelişim alanlarına odaklanmaları ve öğrendiklerini somut iş çıktısına dönüştürmeleri hedefleniyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.