Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Meme Kanseri

Kapsül Haber Ajansı - Meme Kanseri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meme Kanseri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Allianz Türkiye, 19 Ödülle Felis’e Damga Vurdu Haber

Allianz Türkiye, 19 Ödülle Felis’e Damga Vurdu

Şirketin, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında erken tanının önemine dikkat çeken kampanyası Elle Muayene biri Jüri Büyük Ödülü ve Yılın Fark Yaratan İşi ödülleri olmak üzere farklı kategorilerde 18 ödülün sahibi oldu. Yılın Fark Yaratan İşi kategorisi Felis ödüllerinin 20 yıllık tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor. Ayrıca Allianz Türkiye’nin Koruncuklu kız çocuklarını yaşam boyu desteklemeyi amaçlayan Bir Kız Gelecek programı için ‘Türkiye’nin En Güçlü Kadın CEO’su + 1 Kız Gelecek’ uygulaması da Social Responsibility & Sustainability kategorisinde Felis Ödülü’ne layık görüldü. Allianz Türkiye, üç güne yayılan ödül programıyla bu yıl 20’nci kez yaratıcılığı ödüllendiren Felis Ödülleri’ne 19 ödülle damgasını vurdu. 19 ödülün, başta Jüri Büyük Ödülü ve Yılın Fark Yaratan İşi ödülü olmak üzere toplam 18’i, Allianz Türkiye’nin meme kanseri ile mücadelede erken tanının önemine dikkat çeken Elle Muayene farkındalık kampanyasına verildi. ELLE Dergisi iş birliği ile gerçekleştirilen Allianz Türkiye’nin bu yaratıcı kampanyasıyla; Craft Felis, Media Felis, Integrated Felis, Print & Publishing Felis, Entertainment Felis, Creative Commerce Felis, Social Responsibility & Sustainability Felis, Design Felis ve Healthcare & Welness Felis kategorilerinde ödülleri topladı. Allianz Türkiye, Elle Muayene kampanyasıyla global çapta etkili kampanyaların arkasındaki yaratıcı stratejileri ve stratejistleri onurlandırmayı amaçlayan Curious Felis Ödülleri’nde de iki Altın Ödül’ün sahibi oldu. Allianz Türkiye’nin 2023 yılında Koruncuklu kız çocuklarının yaşam boyu destekçisi olma hedefiyle Koruncuk Vakfı iş birliğiyle hayata geçirdiği kurumsal sosyal sorumluluk programı Bir Kız Gelecek de Social Responsibility & Sustainability kategorisinde Felis Ödülü’ne layık oldu. Bir Kız Gelecek programı Ekonomist dergisi ile birlikte her yıl düzenlenen “50 En Güçlü Kadın CEO” zirvesine bu yıl ismini vererek zirveyi “50+1”e dönüştürmüştü. “Önceliğimiz toplumsal farkındalığı artırmak” Felis’ten aldıkları ödülleri değerlendiren Allianz Türkiye Pazarlama ve Dijital Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Onur Kırcı, “Allianz olarak müşterilerimizin ve toplumun ihtiyaç duyduğu her yerde, yaşam boyu yol arkadaşı olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Bu vizyonu temel alarak hayata geçirdiğimiz tüm iletişim ve pazarlama kampanyalarında da toplumsal farkındalığı artırmaya öncelik veriyoruz. Elle Muayene ve Bir Kız Gelecek programını da bu doğrultuda yaratıcı ve etkili kampanyalara dönüştürerek daha geniş kitlelere ulaşmalarını hedefledik. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz projelerimiz ve kampanyalarımızla aldığımız bu değerli ödüller bizi gururlandırıyor. Kampanyalarımıza emeğini, yenilikçi fikirlerini ve yaratıcılığını katan tüm ekimize ve iş ortaklarımıza da gönülden teşekkür ederiz” dedi.

Mamografi, MR’dan Bir Adım Önde Haber

Mamografi, MR’dan Bir Adım Önde

Özellikle meme kanserinde erken tanı ile başarı oranının neredeyse yüzde yüze ulaştığını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Sarıca, “Tümör küçükken yakalanan bir meme kanserinde 100 hastadan 95’i 20 yıldan uzun süre yaşayabiliyor. Bu hastalarda çoğu zaman meme korunuyor, kemoterapiye gerek kalmayabiliyor. Tam da bu nedenle düzenli taramaları aksatmamak çok kıymetli. Özellikle mamografi, MR’ın gösteremediği mikrokalsifikasyonları saptayabildiği için erken tanıda vazgeçilmez” dedi. Mamografi, tümör oluşmadan önce süt kanallarında biriken ve MR’ın göremediği çok küçük kireçlenmeleri ortaya çıkarır. Bu sayede kanser henüz başlamadan tespit edilebilir. Bu nedenle MR’ın, mamografinin yerini alamayacağını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Sarıca, “Meme kanseri taramasında kullanılan ultrason, mamografi ve MR yöntemleri farklı avantajlar sunar. Bu üç yöntem farklı bulguları ortaya koyduğu için birlikte kullanıldığında kanseri tespit etme olasılığı belirgin şekilde artar. Örneğin ultrason tek başına kullanıldığında dört-beş kanserden biri gözden kaçabilir. Ultrason ve mamografi birlikte uygulandığında ise saptama oranı yüzde 80–85’e ulaşır. Aynı yıl içinde bu taramalara MR da eklenirse aynı oran 95’e kadar çıkar. Bu üç yöntemin bir arada kullanılması, en güvenilir sonucu elde etmemizi sağlar” şeklinde konuştu. Yoğun meme dokusu varsa mamografi yeterli değil Taramada hangi yöntemin, hangi sıklıkta uygulanacağının; yaşa, meme yapısına ve kişisel risk faktörlerine göre değiştiğini vurgulayan Sarıca, “Örneğin genel olarak 40 yaşından itibaren her kadının yılda bir kez mamografi yaptırması önerilir. Yüksek risk grubundaki kadınlarda buna ek olarak MR tercih edilirken, yoğun meme dokusu olanlarda kontrastlı mamografi veya tomosentez kullanılabilir. Tomosentez, klasik mamografiden farklı olarak memeyi farklı açılardan çok sayıda ince kesit halinde görüntüler; bu kesitler daha sonra bilgisayar tarafından üç boyutlu bir görüntüye dönüştürülür. Bu sayede, yoğun meme dokusunun oluşturduğu üst üste binen görüntüler ayrıştırılır ve dokuların arasında ‘saklanan’ küçük lezyonlar veya kitleler tek tek seçilebilir hale gelir” dedi. Mamografiyle ilgili yaygın korkular gerçeği yansıtmıyor Mamografi konusunda toplumda hâlâ yanlış bilinen bazı noktalar olduğunu belirten Sarıca, “Meme implantı olan kadınlar da güvenle mamografi yaptırabilir; implantın patlama riski yoktur, olası hasar genellikle zamanla silikon sızıntısı şeklinde gelişir. Radyasyonla ilgili endişeler ise artık geçerliliğini yitirmiştir. Modern dijital mamografilerdeki radyasyon miktarı oldukça düşüktür” dedi. Dijital mamografi daha az radyasyon demek Klasik mamografinin geliştirilmiş ve bilgisayar destekli bir versiyonu olan dijital mamografide, görüntülerin film yerine dijital ortamda elde edilmesinin hem tanı doğruluğunu hem de hasta konforunu artırdığına değinen Sarıca, “Dijital mamografi daha az radyasyon içeriyor, görüntü kalitesi daha yüksek ve çekim süresi çok daha kısa. En önemli farklardan biri ise dijital arşivleme imkânı. Mamografide, önceki yılın görüntüsüyle yenisini yan yana karşılaştırmak büyük önem taşıyor çünkü en küçük değişiklik bile erken evre bir kanserin habercisi olabilir. Dijital sistemler de bu karşılaştırmayı çok daha kolay ve güvenilir hale getiriyor” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Horoz Lojistik’ten “Pembe Ekip” ile Erken Teşhise Vurgu Haber

Horoz Lojistik’ten “Pembe Ekip” ile Erken Teşhise Vurgu

Horoz Lojistik, Ekim ayı boyunca tüm dünyada “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında farkındalık yaratmaya yönelik anlamlı bir etkinliğe imza attı. “Pembe Ekip” temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Doç. Dr. Sina Ferahman’ın katılımıyla “Meme Kanseri Farkındalığı ve Erken Tanının Önemi” konulu bir seminer düzenlendi. Seminerde, erken teşhisin hayat kurtarıcı önemi ve meme kanserine karşı düzenli kontrollerin gerekliliği üzerinde duruldu. Katılımcılara, hastalıkla ilgili risk faktörleri, belirtiler ve tarama yöntemleri hakkında güncel bilgiler aktarıldı. Horoz Lojistik çalışanları, bu özel gün kapsamında kadın-erkek fark etmeksizin pembe kıyafetler giyerek farkındalığa ortak oldu. “Pembe Ekip” temasıyla bir araya gelen çalışanlar, çektikleri fotoğraflarla da sosyal farkındalık mesajını güçlendirdi. Horoz Lojistik Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Hece Özyaman, etkinliğe ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Horoz Lojistik olarak toplumsal farkındalığı artıran her adımı çok önemsiyoruz. Meme kanserinde erken teşhisin hayat kurtardığı gerçeğini bir kez daha hatırlatmak ve çalışanlarımızla bu bilinci paylaşmak bizim için çok değerliydi. Pembe Ekim kapsamında düzenlediğimiz bu etkinlik hem çalışanlarımız arasında birlik duygusunu güçlendirdi hem de sağlıklı yaşam bilincine katkı sundu.” Toplumsal konularda farkındalık yaratmayı kurumsal kültürünün bir parçası haline getiren Horoz Lojistik, bu etkinlikle hem çalışanları arasında bilinç oluşturmayı hem de toplumda erken teşhisin önemine dikkat çekmeyi hedefledi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Uludağ Elektrik’ten Meme Kanserine Karşı “Pembe Farkındalık” Haber

Uludağ Elektrik’ten Meme Kanserine Karşı “Pembe Farkındalık”

Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyondan fazla nüfusa hizmet veren Uludağ Elektrik, kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanserine yönelik farkındalık çalışmalarını bu yıl da sürdürüyor. Pembe faturalarla, “40-69 yaş aralığındaki kadınların, meme kanseri taraması için aile hekimine, KETEM’e (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) veya SHM’ye (Sosyal Hizmet Merkezleri) başvurabilecekleri” mesajını veren şirket, erken teşhisin hayat kurtardığını vurguluyor. Meme Kanserine Dikkat Her 8 kadından birinde görülen meme kanseri riski, dünya genelinde giderek artıyor. Özellikle ileri yaşlarda görülme olasılığı daha yüksek olan bu hastalıkta, 20’li yaşlardan itibaren düzenli kontrollerle erken teşhis büyük önem arz ediyor. Uludağ Elektrik farkındalık yaratmak amacıyla işlem merkezlerinde pembe kurdelelerle müşterilerini karşılayarak her Ekim ayında logosunu ve faturalarını pembe renge dönüştürüyor. Fatura altı mesajlarıyla farkındalık bilincini her haneye ulaştıran Uludağ Elektrik, sosyal medya ve dijital platformlarda yürüttüğü iletişim çalışmalarıyla kampanyayı daha geniş kitlelere taşıyor. Pembe Fatura Kutuları ile Farkındalık Büyüyor Faturalarınız iyiliğiniz için vurgusuyla hayata geçirilen pembe fatura kutuları aracılığıyla kamu kurumları ve kuruluşlarıyla iş birliği gerçekleştiriliyor. Hazırlanan bu kutuların, vali, kaymakam ve muhtarlar gibi kadın yöneticilere ulaştırılmasıyla farkındalık zincirinin daha da genişletilmesi hedefleniyor. Kutuların üzerinde, kadınların kendi sağlıklarını koruyabilmeleri için düzenli muayene ve erken tanının önemi anlatılıyor. Kutuların içinde pembe kurdele, farkındalık kartları ve sembolik objeler bulunuyor. Arslan: “Toplumun Sağlığına ve Geleceğine Katkı Sağlamak Bizim İçin Öncelikli Bir Sorumluluk” Şirketin toplumsal sorumluluk bilinciyle yürüttüğü projelere dikkat çeken Uludağ Elektrik Genel Müdürü Remezan Arslan, “Enerji sektöründe hizmet vermek kadar, toplumun sağlığına ve geleceğine katkı sağlamak da bizim için öncelikli bir sorumluluk. Uludağ Elektrik olarak, kadın çalışan oranı yüksek enerji şirketlerinden biri olmanın verdiği hassasiyetle, Ekim ayı boyunca hem kadın çalışanlarımızı bilinçlendirmeyi hem de müşterilerimizde farkındalık oluşturmayı görev edindik. Bugün yüzde 54 kadın çalışan oranımızla sektörde örnek bir konumdayız; kadın istihdamına verdiğimiz önem, toplumsal sorumluluk anlayışımızın da en güçlü yansımalarından biri. Meme kanseri farkındalığını artırmaya yönelik ‘Pembe Fatura’ projemiz bu anlayışın bir yansıması. Ekim ayı boyunca logolarımızı ve faturalarımızı pembeye dönüştürerek, işlem merkezlerimizde pembe kurdelelerle müşterilerimizi karşılıyor ve kurumlarla yaptığımız iş birlikleriyle farkındalık zincirini büyütüyoruz. Fatura altı mesajlarımız ve dijital iletişim çalışmalarımız sayesinde bu bilinci milyonlarca insana ulaştırıyoruz. Gelecek yıllarda da bu farkındalık hareketini daha geniş kitlelere taşımaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. Yerel Yönetimlerden Destek Bu yıl proje kapsamında, kadın sağlığına yönelik farkındalık çalışmalarında öncülük eden yerel yöneticiler ve kanaat önderleri ziyaret edilerek toplumsal bilincin yaygınlaştırılması amaçlandı. Bu doğrultuda Yalova Valisi Sayın Dr. Hülya Kaya ve Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Duygu Bayar Öksüz gibi önemli isimlerle bir araya gelinerek “Pembe Fatura Projesi”nin amacı ve önemi paylaşıldı. Gerçekleştirilen bu ziyaretlerle, yerel yönetimlerin desteğiyle farkındalık zincirinin güçlendirilmesi ve projenin daha geniş kitlelere ulaşması hedeflendi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Garanti BBVA Emeklilik, Kritik Kadın Hastalıkları Sigortası’nın Önemini Vurguluyor Haber

Garanti BBVA Emeklilik, Kritik Kadın Hastalıkları Sigortası’nın Önemini Vurguluyor

1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında ise 31 Ekim’e kadar Garanti BBVA Mobil üzerinden Kritik Kadın Hastalıkları Sigortası yaptıran müşteriler 500 TL değerinde Rossman çeki kazanıyor. Garanti BBVA Emeklilik, kadınlara yönelik geliştirdiği Kritik Kadın Hastalıkları Sigortası ile uzun ve masraflı tedavi süreçlerine karşı finansal güvence sağlıyor. Ürün, jinekolojik kanser türleri, meme kanseri, tiroit kanseri, kaza ve hastalık sonucu oluşabilecek maluliyet ve yaşam kaybı risklerine karşı kadınları ve sevdiklerini teminat altına alıyor. Garanti BBVA Mobil uygulaması üzerinden hızla ve kolaylıkla poliçe başlatılabiliyor. Garanti BBVA Emeklilik Genel Müdürü Gökhan Koca, “Müşterilerimizin hayatlarının her aşamasında yanında olmayı önemsiyoruz. Daha çok kadının, tedavisi uzun ve masraflı hastalıklara karşı finansal güvenceye sahip olması için çözümler geliştiriyoruz. Sigorta ürünlerimizi, Kritik Kadın Hastalıkları Sigortası’nda olduğu gibi, müşterilerimizin özel ihtiyaçlarına göre kişiselleştiriyoruz. Böylelikle sunduğumuz faydalar, ihtiyaçlarla birebir örtüşüyor. Örneğin bu ürünümüzde müşterilerimize yılda bir kez meme ultrasonu veya mamografi ve mamografi sonucu doktor kontrolü hakkı tanıyoruz. Hastalık durumunda ise tüm süreçlerde yanlarında olmaya devam ediyoruz. Meme kanseri konusunda toplumsal farkındalığın artmasını ve erken tanının öneminin vurgulanmasını çok değerli buluyoruz. Bu nedenle meme kanseri gibi hastalıklara dikkat çeken ve erken tanı için düzenli tetkiki teşvik eden uygulamalarımıza devam edeceğiz” dedi. Sigorta, kadınların farkındalık ve erken teşhis için gerekli bazı ihtiyaçlarını destekleyen ek avantajlar da sunuyor. Yılda bir kez olmak üzere ücretsiz meme ultrasonu veya mamografi ile mamografi sonucu doktor değerlendirmesi ve diş bakım paketi sigorta kapsamında yer alıyor. Ayrıca, 449 TL’den başlayan peşin ödeme veya kredi kartı ile 9 taksite kadar ayda yalnızca 50 TL’den başlayan taksit seçenekleriyle uygun maliyetli bir güvence sağlanıyor. Sigortadan faydalananlar ortalama %27 oranında vergi avantajından da yararlanabiliyor. 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na Özel Kampanya Şirket, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na özel olarak bu konuda farkındalığı artırmak ve daha çok kadını bilinçlendirmek amacıyla ürününü daha cazip hale getiriyor. , 31 Ekim’e kadar Garanti BBVA Mobil üzerinden sigorta başlatan müşteriler, 500 TL değerinde Rossman hediye çeki kazanıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sağlıklı Bir Menopoz İçin Bu Kontrolleri İhmal Etmeyin Haber

Sağlıklı Bir Menopoz İçin Bu Kontrolleri İhmal Etmeyin

Günlük yaşamın sorumluluklarıyla birleştiğinde bu değişimler kadının yaşam kalitesini zorlaştırabiliyor. Ancak belirtilerin fark edilmesi, düzenli kontrollerin yapılması ve uygun tedavi yöntemleriyle menopoz süreci sağlıklı bir şekilde yönetilebiliyor. Memorial Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Nevin Numanoğlu, “18 Ekim Dünya Menopoz Günü” nedeniyle menopoz süreci ve tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi. Yılda Bir Kere Jinekolojik Kontrolle Gidin Menopozdaki her kadının ihtiyaçları ve şikayetleri farklıdır ve bireysel değerlendirme önemlidir. Menopoz döneminde düzenli sağlık kontrolleri, hem erken teşhis hem de yaşam kalitesinin korunması açısından kritik bir rol oynar. Bu süreçte detaylı öykü ve aile geçmişi alınması, genel sağlık durumunu ortaya koymak için önemlidir. Geniş kapsamlı biyokimyasal testler (kan sayımı, idrar analizi, kan şekeri, lipidler, karaciğer enzimleri) olası risklerin önceden belirlenmesine yardımcı olur. Ayrıca yıllık smear testleri, rahim ağzı sağlığını korumak için aksatılmamalıdır. Mamografi ve meme ultrasonu, meme kanseri açısından erken teşhis imkânı sunarken, düzenli olarak takip edilmesi gereken en önemli tarama yöntemlerindendir. Menopoza girmeden önce görülebilen Kanama düzensizlikleri normal kabul edilmemeli, mutlaka araştırılmak üzere doktora başvurulmalıdır. Yılda en az bir kez yapılan jinekolojik muayene, olası sağlık sorunlarını erken fark etme ve gerekli önlemleri zamanında alma açısından büyük önem taşır. Düzenli Tedavilerle Menopoz Döneminde Cinsel Sağlığınızı da Koruyabilirsiniz Menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte vajinal bölgede belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Vajinal kuruluk, yanma, tahriş ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni) bu dönemde sık karşılaşılan şikâyetler arasındadır. Bu fiziksel değişiklikler zamanla cinsel isteksizliğe ve çiftler arasında iletişim sorunlarına yol açabilir. Uygun vajinal ilaç tedavileri sayesinde vajinal dokunun sağlıklı yapısı korunabilir. Bu tedaviler yalnızca cinsel hayatı rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonlarının ve idrar kaçırma şikâyetlerinin azalmasına da yardımcı olur. Düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel tedavi planlaması, menopoz döneminde cinsel sağlığın korunmasında büyük önem taşır. Ayrıca bu süreçte yalnızca tıbbi tedavi değil, yaşam tarzı düzenlemeleri de önemlidir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli sıvı alımı ve eşler arasında açık iletişim, menopoz döneminde cinselliğin sağlıklı şekilde devam etmesine katkı sağlar. Hormon Replasman Tedavisi Menopoz Dönemi Kolaylaştırabiliyor Menopoz döneminde sık kullanılan yöntemlerden biri olan Hormon Replasman Tedavisi (HRT), kadınların en çok çekindiği tedavi seçeneklerinden biridir. Meme kanseri riskinin gündeme gelmesi endişe yaratsa da, her kadın için bu tedavi sakıncalı değildir. Tedaviye başlanıp başlanmayacağı, fayda ve risk dengesine bakılarak kişiye özel şekilde değerlendirilmelidir. Doğru hasta seçildiğinde HRT, menopoz belirtilerini azaltarak yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabilir. HRT uygulanması uygun olmayan durumlar da vardır. Rahim ve meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda, nedeni açıklanamayan anormal vajinal kanamaları olanlarda, karaciğer hastalıklarında, pıhtı atma riski yüksek olanlarda, şişmanlık, hipertansiyon ve aşırı sigara kullanımı olanlarda HRT önerilmez. Ayrıca kalp krizi öyküsü olan kadınlarda da bu tedavi riskli olabilir. HRT, sıcak basmaları, gece terlemeleri, uykusuzluk, vajinal kuruluk gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen semptomların hafifletilmesinde oldukça etkilidir. Ayrıca osteoporoz riskini azaltarak kemik sağlığını da koruyabilir. Ancak her tedavide olduğu gibi HT’de de düzenli doktor kontrolü ve kişiye özel takip büyük önem taşır. Tedaviye başlanmadan önce ayrıntılı muayene, laboratuvar testleri ve aile öyküsü değerlendirilmelidir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Pembe Top 12. Kez Sahada Haber

Pembe Top 12. Kez Sahada

EuroLeague’in 5. haftasında Anadolu Efes Spor Kulübü, Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’nde Yunanistan temsilcisi Panathinaikos Aktor’u ağırlayacak. Birce Akalay, hava atışını Pembe Top ile yapacak Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve Anadolu Efes Spor Kulübü iş birliğinde meme kanseri farkındalığını artırmak için hayata geçirilen “Pembe Top Sahada” projesi bu yıl Panathinaikos Aktor maçında gerçekleşecek. Bu sene 12. yaşını kutlayacak anlamlı proje, meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekecek. Her yıl Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda sahaya çıkan Pembe Top, bu yıl Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’nde Birce Akalay’ın ellerinden havalanacak. Basketbolseverlerden yoğun ilgi Anadolu Efes, taraftar desteğinin gücüyle sahasında kapalı gişe atmosferi yaşayacak. 17 Ekim 2025 Cuma günü oynanacak Panathinaikos karşılaşması için satışa çıkarılan tüm biletler tükendi. Heyecan dolu karşılaşma 20.30’da S Sport’da Anadolu Efes- Panathinaikos Aktor karşılaşması 17 Ekim Cuma günü saat 20.30’da S Sport’da naklen yayınlanacak. Anadolu Efes’in 2024-2025 sezonu kombine genel satış dönemi devam ediyor Anadolu Efes'in Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi'nde oynanacak tüm karşılaşmalarda yer almak isteyen taraftarlar, kombinelerini genel satış döneminde resmi biletleme partneri Mobilet aracılığıyla satın alabiliyorlar. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Ünlü Şarkıcı Hande Yener Meme Kanserini Nasıl Yendiğini Anlattı Haber

Ünlü Şarkıcı Hande Yener Meme Kanserini Nasıl Yendiğini Anlattı

Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’nin desteğiyle gerçekleştirilen “Meme Kanserine Karşı Her Raunda Hazırız” etkinliğine katılan Acıbadem Üniversitesi Senoloji Enstitüsü Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Sönmez, Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Esen İçten ve Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe de tanı ve tedavide en yeni gelişmeleri paylaştılar, katılımcılardan gelen soruları yanıtladılar… Dünya genelinde her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor. Erken evrede tanı alan her 10 kadından 9’u ise meme kanserinden tamamen kurtuluyor. Kadınların ayda bir kendi kendine yapacakları meme muayenesi erken tanıda kritik rol oynuyor. Bunun en önemli örneklerinden biri ünlü sanatçı Hande Yener oldu. 5 yıl önce kendi kendini elle muayene ederken memesinde kitle hissedip hemen doktora giden ve meme kanseri olduğunu öğrenen Hande Yener, o dönem ailesini ve sevenlerini üzmemek için kanser tedavisi gördüğünü kimseye anlatmamıştı. Prof. Dr. Cihan Uras’ın başarıyla gerçekleştirdiği ameliyat ile kanseri yenen Hande Yener, Acıbadem Maslak Hastanesi’nde Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ve Acıbadem Üniversitesi Senoloji Enstitüsü desteğiyle gerçekleştirilen “Meme Kanserine Karşı Her Raunda Hazırız” etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Kadınlara elle muayenenin ve erken teşhisin önemini anlatmak zorundayım” diyerek yaşadığı sancılı süreci tüm detaylarıyla, içtenlikle anlattı. Hande Yener: “Çok büyük şey yaşayıp, erken tanı sayesinde grip gibi atlattım” Meme kanserini, kendi kendine elle yaptığı muayene sırasında fark ettiğini, erken tanı ve doğru ellerde doğru tedavi sayesinde hızlıca atlattığını dile getiren Hande Yener konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Erken tanı için kendi kendini elle muayene çok önemli. Açıkçası bu kadar büyük şey yaşayıp, grip atlatmışım gibi çıktım hastalıktan. Değerli hocalarımın sayesinde, çok ağır bir şey yaşayıp çok hafif atlattım. Duyduğumda çok büyük travma yaşadım. Ben kendimi çok seven bir kişiyim, bu nedenle kendi kontrolümü elimle kendime yapıp, kendim buldum. O süreçte pandemi süreciydi, herkes hastanelere gitmekten korkarken ben hastaneye koşa koşa geldim. Henüz Cihan hocamızla tanışmamıştım, klasik jinekolojik kontrolümden birinde doktoruma ‘ben mememde bir şey hissediyorum, bakabilir misiniz?’ dedim. ‘Paniklik bir şey yok, takip ederiz’ deyip eve yolladı. Ama ben bir şey hissediyordum, çünkü bir şey vardı ve 3 ayı zor geçirdim, koşa koşa tekrar doktora gittim. ‘Bir şey var’ dedim. Bana ‘mamografi çektirelim mi?’ dedi, ‘tabi ki’ dedim. Akşam 7’de gittim, çektirdim, laboratuvarın önünde bekliyorum, kimseler yok. Hocalardan birinin odasına girdim. Keşke girmeseydim! O sırada laboratuvardaki doktorun ‘felaket’ diye konuştuğunu duydum. Yığıldım, büyük bir kriz geçirdim, ağlıyorum. Arkadaşımı aradım, ‘Cihan hoca’yı bul’ dedi bana. Hocamız akşam 7’de rapor okumaya hastaneye gidiyormuş. Cihan hoca beni kabul etti, odasına girdiğim an aydınlandım ben. Huzurlu bakışı ve profesyonelliğiyle beni çok rahatlattı. ‘Yarın sabah parça alacağım ama o kadar kötü durumun yok’ dedi. Annemden, ablamdan, oğlumdan, ailemden bir sene sakladım. ‘Hatam neydi, neden böyle oldum’ diye düşündüm. Ertesi gün ameliyat oldum. Bütün ekip odaya girdiler ve hocam elimi tuttu, dedi ki ‘lenfler güzel, hiçbir problem yok, iki üç güne taburcu olabilirsin.’ Direnlerim 15 gün kaldı, evdekiler fark etmesin diye ceplerime sakladım. Sonra ‘bu senin ikinci şansın, işine gücüne git’ dedim kendi kendime. Altın Kelebek’te ödül almaya direnlerimle gittim, direnlerimi vatkalarımın içine soktum belli olmasın diye… Bu süreçte uzaya fırlatılıp geri geldim adeta. 6 ayda bir kontrol oluyorum. Şu an 4. yılımdayım. Emin ellerde, güvende olmak, harika bir doktorla bu süreci atlatmak benim için çok büyük bir şans.” Sağlığına çok özen gösterdiğini vurgulayan Yener “Hem yokmuş gibi, hem de işin ciddiyetinin farkında olarak adım adım ilerleyip, sağlığım için neler yapabilirim bunu sürekli takip ettiğim için, hala da öyleyim, spor yapıyorum, iyi besleniyorum, uykuma dikkat ediyorum, sebzeyle besleniyorum, bol su içiyorum ve sık sık hocamızı ziyaret ediyorum” diye konuştu. Prof. Dr. Cihan Uras: “Erken tanı ile meme kanserini tamamen yenmek mümkün” Acıbadem Üniversitesi Senoloji Enstitüsü Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras konuşmasında; meme kanserinde erken tanı sayesinde hastalıktan büyük oranda hatta tamamen kurtulmanın mümkün hale geldiğini belirterek “Tekrar vurgulamak isterim ki; erken tanı çok önemli. Erken tanı hayat kurtarır. Erken tanının sağlanması da tarama yöntemleri ve kadınlarımızın kendi kendilerini muayene ederek memelerini tanımalarından geçiyor” dedi. Günümüzde meme kanseri tedavisinde çok ciddi ilerlemeler kaydedildiğini belirten Prof. Dr. Uras sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayede çok ileri evredeki meme kanserli hastalarımızı iyi bir tedaviyle başlangıç noktasına döndürüp yeniden sağlıklı bir yaşama devam etmelerini sağlayabiliyoruz. Meme kanserlerinin biyolojik yapısını öğrendiğimizden beri her tümöre farklı yaklaşımlarımız var. Bunlar arasında standart kemoterapiler, antihormon tedavileri, immünoterapiler ve ‘akıllı ilaç’ olarak bilinen hedefe yönelik tedaviler var. Bu sayede kadınlarımızı çok daha etkili bir şekilde tedavi ederek sağlıklarına kavuşturabiliyoruz.” Prof. Dr. Özlem Sönmez: “Birkaç dakikalık bir kontrol, bir ömürlük fark yaratabilir” Erken tanının meme kanseriyle mücadelede yaşam süresini ve tedavi başarısını belirleyen en kritik faktör olduğunu söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Sönmez, “Basit bir tarama, bir hayatın yönünü değiştirebilir. Modern tıpta artık geç kalmak istemeyen değil, erken davranan kadınlar kazanıyor. Çünkü birkaç dakikalık bir kontrol, bir ömürlük fark yaratabilir” dedi. Günümüzde ‘her hastaya aynı tedavi’ döneminin geride kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Her hastaya, kendi biyolojisine uygun en etkili tedavi uygulanabiliyor. Bu yaklaşım tedavideki başarıyı artırırken, yaşam kalitesini koruyor. Bilim artık yalnızca hastalığı değil, hastayı merkeze alıyor. Çünkü her kadının kanseri farklı ve tedavisi de öyle olmalı. Meme kanseriyle mücadelede bilim artık bir devrim çağında. Yeni nesil hedefe yönelik tedaviler, immünoterapiler ve klinik araştırmalar sayesinde her geçen gün daha fazla kadına umut doğuyor. Her yeni keşif, bir sonraki raundun daha güçlü geçmesini sağlıyor.” Prof. Dr. Gül Esen İçten: “Mamografi zararlı değil!” Mamografik taramanın erken tanıda etkinliği kanıtlanmış bir yöntem olduğuna dikkat çeken Acıbadem Maslak Hastanesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Esen İçten, “Mamografi ülkemizdeki tüm hastanelerde ve KETEM tarama merkezlerinde sunulan bir hizmet. Günümüzde sıklığı giderek artan meme kanserinin tanısında gecikmemek için 40 yaşın üzerindeki tüm kadınlar bu hizmetten yararlanmalı. Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle kadınlarımız mamografi tetkikinden çekiniyor ve zararlı olduğunu düşünüyor. Mamografi çekimlerinde dikkat edilmesi gereken faktörler, cihaz kalitesi ve incelemeyi değerlendirecek olan radyoloğun tecrübesi” dedi. Buna karşın mamografinin tek başına tüm meme kanserlerini saptayamayacağını vurgulayan Prof. Dr. İçten sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle meme dokusu yoğun olan kişilerde erken tanı, tümörün yayılımını değerlendirme ve tedavi sonrası için ek görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç var. Erken tanıda risk bazlı yaklaşımlar gelecekte daha çok kullanılacak. Risk durumlarına göre kişiye özel planlanacak incelemeler daha fazla kadının en erken evrede tanı almasını sağlayacak.” Prof. Dr. Nuran Beşe: “Gereksiz Protez Ameliyatlarından Kaçınılmalı” Acıbadem Maslak Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, günümüzde tedavi sürelerinin kısaldığını belirterek “Radyoterapiyi çok özel bir durum olmadıkça 15-16 seansta tamamlıyoruz. Tedavilerde hastanın yaşam kalitesini koruyarak mümkün olduğunca en etkili, en minimal uygulamalara yöneliyoruz. Uygun hastalarda tüm meme yerine tümörün bulunduğu bölgeyi yani parsiyel meme ışınlaması uygulayarak kalp ve akciğerin aldığı dozları neredeyse sıfıra indiriyoruz ve radyoterapiyi 5 günde tamamlıyoruz” dedi. Hastaların gereksiz protez ameliyatlarından kaçınmaları gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Beşe şöyle konuştu: “Gerçekten bir risk varsa -örneğin BRCA 1/2 pozitifliği gibi genetik bir faktör söz konusuysa ya da cerrah tarafından memenin takibi çok zorsa, memede farklı kadranlarda tümör varsa, özetle hekim bu işlemi mutlaka gerekli görüyorsa hastalığın olduğu memenin ya da her ikisinin boşaltılması gündeme gelebilir. Ancak işlem hastanın isteğiyle, ‘her iki meme boşaltılsın ve bu hastalıktan kurtulayım’ yanılsaması ile yapıldığında kozmetik sonuç ne kadar iyi olursa olsun kişi yapay iki meme taşıyor olur ve hiçbir zaman kendi memesi kadar konforlu olamaz. Eğer hastaya implant takıldıktan sonra radyoterapi uygulanması gerekirse bu durumda çok daha dikkatli olunmalı. İmplantı etkileme ve kozmetik sonucu bozma riski ile karşı karşıya oluruz. Bu nedenle hastalar bu kararı tamamen doktorlarına bıraksınlar ve mutlak gerekli ise yaptırsınlar. Sonuçta meme koruyucu cerrahi ve radyoterapi altın standart olarak kabul edilmektedir.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.