Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Merkez Bankası

Kapsül Haber Ajansı - Merkez Bankası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Merkez Bankası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Serbest Fonlar Borsa İçin Problem Haline Gelmeye Başladı Haber

Serbest Fonlar Borsa İçin Problem Haline Gelmeye Başladı

Panelde katılımcılar, dijitalleşmenin piyasalar üzerindeki etkilerini, risk yönetimi ve regülasyonlar ekseninde küresel trendleri, yatırımcı davranışlarını ve sermaye akışlarının geleceğini analiz ederek, finansal karar alma süreçlerindeki stratejik iç görüleri paylaştı. Osmanlı Portföy Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Gerz serbest fonlar borsa için problem haline gelmeye başladığını söylerken, nitelikli yatırımcı sınırının 10 milyon TL'ye yükseltilmesi gerektiğini belirtti. ABD'de Donald Trump'ın başkan olarak seçilmesinin ardından dünyaya bir belirsizlik halinin hakim olduğunu belirten eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, böyle bir dünyada çok net kararlar vermenin ve çok net tahminler yapmanın çok zor olduğunu kaydetti. Sermaye piyasaları ve finans piyasalarının da böyle bir dünyanın içinde olduğunu kaydeden Eğilmez, belirsizlik yansımalarının giderek arttığına dikkat çekti. Türkiye'nin içinde bulunduğu mevcut duruma da değinen Eğilmez, en büyük hatanın 2021 Eylül ayında başlayan faiz indirimleri olduğunu söyledi. Eğilmez, "2021 yılında eylül ayında enflasyon yüzde 19, faizler de yüzde 19 iken Merkez Bankası faizleri indirmeye karar verdi. Sonra enflasyon yüzde 80'lere vardığında bizim faiz yüzde 8,5'tu. İşte bugün yaşadığımız problemlerin yüzde 80-90'ı buradan çıktı. Sanayici şu anda faizlere çok kızıyor ama o dönemde bedava krediler kullanıldı ve Türkiye maalesef bu hale geldi. Şimdi de buradan çıkmaya uğraşıyoruz. " dedi. SON 30 YILIN EN ÖNEMLİ HİKAYESİ ÇİN İş Invest Capital Markets Genel Müdür Yardımcısı Sant Manukyan da son 30 yılın en önemli hikayesinin Çin olduğunun altını çizerek, birçok kişi itiraz etse de ABD Başkanı Trump'ın Çin'e karşı doğru adımlar attığına inandığını belirtti. Manukyan, "Çin çok dişli bir şekilde geliyor. Bu gelmesi, ekonomi olmanın dışında, aynı zamanda kendi modelini üretmesi. Size burada ilginç bir rakam vereceğim: Çin'de özel sektör ve hane halkının toplam borçluluk oranı yüzde 300'ü geçmiş durumda. Bu oran bir anlamda yatırımların çok da verimli olmadığını gösterse de batılıların borçluluğuna göre önemli bir fark var. Mesela İngiliz Merkez Bankası Fransa ile olan savaşı fonlamak için kurulmuş. Batının borçları ağırlıklı savaş kaynaklı borçlar aslında. Çin'de ise öyle bir şey yok. Çin'in ilginç bir model olmasının nedeni, bu son yükselişin gerçekten belli ölçüde daha barışık, daha kollektif bir yükselişten kaynaklanıyor olması." dedi. Dünyada artık çok ciddi bir mücadelenin başladığını kaydeden Manukyan, şöyle devam etti: "Mesela Trump bakıyor, Çin'de iç tüketimin zayıf olması bilinçli, artı aşırı üretim bilinçli. Gerçek anlamda bağımsız merkez bankası var mı, yok. Büyük bir işsizlik sorunu veya büyük bir enflasyon sorunu var mı, hayır yok. Dolayısıyla diyor ki, 'bizde FED enflasyon yüzde 2'ye gelince kenara çekiliyor. Oysa burada bir savaş veriyoruz biz. Dolayısıyla benim arkama geçmesi lazım.' Doğruyu yanlışı tartışmıyorum ama ortam değişiyor, bunu anlamamız gerekiyor." İKİ AYRI PİYASA OLUŞACAK Bu ortamda sermaye piyasalarında da önemli gelişmeler yaşandığını söyleyen Manukyan, "Birincisi sermaye piyasaları 10 yıllıklara baktığınızda giderek ayrışacak, iki tane piyasa çıkacak. Şu anda nasıl ki Rusya'da baktığın yere göre değişen iki ayrı fiyat var, yarın öbür gün ABD 'biz Çinli şirketlerin borsamıza kote olmasına izin vermiyoruz' diyebilir. İkincisi, hafta sonu Çin'de bir altın kararı alındı. Çin'in en büyük korkularından bir tanesi ödeme sistemlerinde hala yeni olması. Dolayısıyla o tarafta Çin'in altın alımları sadece ABD'ye güvenmemesi değil, sistemden atılırlarsa, altını bir ödeme sistemi, bir takas sistemi olarak kullanma isteği. Dolayısıyla biz emtialarda da bir ayrışma göreceğiz. Amerika'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yaptığı en zekice şey, bütün ülkelere ham maddelere erişim imkanı vermesiydi. Biz şu anda bir paylaşım savaşına gitmiyoruz çünkü konu ham maddeye erişim değil. Bizde de çok tartışılıyor. İşte şu kadar nadir element rezervi var diye. Hatta yurt dışına satılmasın deniyor. Ama şu anda nadir element çıkarttıktan sonra bunu Çin'e göndermeyecekseniz hiçbir şey yapamıyorsunuz, çünkü bütün teknoloji Çin'de. Dolayısıyla ham maddeye erişmek değil, tamamlanmış ürüne erişmek üzerinden bir kavga olduğunu görüyoruz." diye konuştu. NİTELİKLİ YATIRIMCI SINIRI 10 MİLYON LİRAYA ÇIKSIN Osmanlı Portföy Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Gerz de konuşmasında sermaye piyasalarındaki serbest fonlara vurgu yaptı ve bu fonların borsa için bir problem haline gelmeye başladığına dikkat çekti. Türkiye'deki toplam fon büyüklüğünün 120 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirten Gerz, bunun dörtte üçünün de serbest fonlar ve para piyasası fonlarında olduğunu ifade etti. Normal fonlarda portföydeki tek bir hissenin ağırlığının yüzde 10'u geçemeyeceğini, serbest fonlarda ise daha fazla risk almaya olanak vermek için bir limit olmadığının altını çizen Gerz, "Yüksek faiz son 1,5 yıldır borsanın performansını o kadar engelliyor ki borsada getiri kalmayınca, ilginin endeks hisselerinden endeks dışı daha ufak hisselere kaydığını görüyoruz. Bu ufak hisselerde de maalesef spekülasyon ve yer yer artan oranda manipülasyonun olması yatırımcıyı rahatsız ediyor. Bu konuyu artık dile getiriyoruz çünkü bir süre konuşulmuyordu. En son birkaç gün önce gerek Bakan Şimşek, gerekse de SPK Başkanı bu konuyu adını koyarak dile getirdiler. Ben de bu sektöre iyi niyete katkı yapmak isteyen kişilerin çekinmeden konuşması gerektiğini düşünüyorum." dedi. Gerz, şöyle devam etti: "Sonuçta serbest fonlar Borsa için bir problem haline gelmeye başladılar. Buradaki en önemli problem; serbest fonlara sadece nitelikli yatırımcılar yatırım yapabiliyor. Nitelikli tanımı globalde 1 milyon dolar finansal varlığı olan kişi iken Türkiye'de sadece 1 milyon TL. Tam 10 senedir 1 milyon lira finansal varlığı olanlar nitelikli yatırımcı sayılıyor. Bu çok düşük bir rakam ve bu sakıncayı bugünlerde yaşamaya başladık. İlk öneri olarak buradan nitelikli yatırımcı sınırının acilen 1 milyon liradan en az 10 milyon liraya çıkartılması gerektiğini önermek istiyorum." MKK Genel Müdürü Ekrem Arıkan da panelde yaptığı konuşmada MKK'nın yaptığı çalışmalardan bahsetti. Merkezli Kayıt Kuruluşu'nun dünyada CSD olarak en iyi saklama kuruluşlarından olduğunu belirten Arıkan, hatta Amerika'da CSD Association tarafından nasıl bu kadar ürün ve hizmet çeşitliliği sağladıklarını anlatmak için davet aldıklarını belirtti. Bu ürün ve hizmet çeşitliliğini artırmaya devam edeceklerini kaydeden Arıkan, MKK'nın piyasaların şeffaflaşması adına çok önemli bir görevi yerine getirdiğinin altını çizdi.

Kripto Para Piyasası Kısmi Toparlanmanın Ardından Nefes Aldı Haber

Kripto Para Piyasası Kısmi Toparlanmanın Ardından Nefes Aldı

Kripto paralarda son 24 saatin öne çıkan gelişmeleri Kripto para piyasası, yeni güne yükseliş eğilimiyle başladı. Son günlerde yaşanan sert dalgalanmaların ardından yatırımcıların düşük fiyat seviyelerini alım fırsatı olarak değerlendirmesi, piyasalarda kısmi bir toparlanma yarattı. Bitcoin ve önde gelen altcoin’lerde görülen alımlar, genel risk iştahındaki zayıflığa rağmen fiyatların kısa vadede nefes almasını sağladı. Ancak küresel ekonomideki belirsizlik ve FED’in aralık ayındaki faiz indirimi beklentilerinin zayıflaması, bu toparlanmanın gücünü sınırlıyor. Kripto para piyasasının toplam değeri 3,44 trilyon dolara yükselirken, Bitcoin, güne 103.477 dolardan başladı. Bülten yazıldığı sırada Ethereum 3.396 dolardan işlem görürken, XRP 2,33 dolardan, Solana ise 159,76 dolardan fiyatlanıyordu. Dün Bitcoin ETF’lerinde toplam 137 milyon dolar, Ethereum ETF’lerinde ise 119 milyon dolar değerinde çıkış kaydedildi. Buna karşılık Solana ETF’ine 9,7 milyon dolarlık giriş oldu. İngiltere’den stablecoin hamlesi: Yeni düzenleme 10 Kasım’da açıklanacak İngiltere Merkez Bankası (BoE), stablecoin’ler için yeni düzenleyici çerçevesini yakında açıklamaya hazırlanıyor. Bloomberg’in haberine göre, Banka Başkan Yardımcısı Sarah Breeden, ülkenin ABD’nin gerisinde kaldığı yönündeki eleştirileri reddederek, yeni düzenlemelerin “ABD ile aynı hızda” hayata geçirileceğini söyledi. Reuters’ın aktardığına göre Breeden, stablecoin düzenlemelerine ilişkin uzun süredir beklenen istişare belgesinin 10 Kasım’da yayımlanacağını doğruladı. Yeni kurallar, ilk etapta yalnızca “sistemik” olarak değerlendirilen, yani ödemelerde yaygın şekilde kullanılma potansiyeli bulunan stablecoin’leri kapsayacak. Diğer stablecoin’ler ise daha hafif bir rejim altında Finansal Davranış Otoritesi’nin (FCA) denetiminde kalacak. Öneriler, bireyler için 20.000 sterlin (yaklaşık 26.000 dolar), işletmeler için ise 10 milyon sterline kadar geçici kullanım limitleri öngörüyor. Breeden, bu sınırların, İngiltere’de mortgage piyasasının ağırlıklı olarak bankacılık sistemi üzerinden işlemesi nedeniyle, mevduatların hızla stablecoin’lere kaymasının yaratabileceği riskleri azaltmayı amaçladığını belirtti. Franklin Templeton, Hong Kong’da ilk tokenize para piyasası fonunu başlattı Küresel yatırım devi Franklin Templeton, Hong Kong’da ülkenin ilk tokenize para piyasası fonunu hayata geçirdi. Bu adım, hükümetin yapay zeka ve blok zinciri teknolojilerini finans sektörüne entegre etmeyi hedefleyen beş yıllık yeni fintech stratejisiyle eş zamanlı olarak geldi. Lüksemburg’da kayıtlı Franklin OnChain U.S. Government Money Fund, kısa vadeli ABD Hazine tahvilleriyle destekleniyor. Fon, yatırımcı paylarını temsil eden ve mülkiyet kayıtlarını dijital ortamda tutan blok zinciri tabanlı token’lar aracılığıyla işliyor. Lansman, Hong Kong Para Otoritesi’nin (HKMA) bu hafta açıkladığı Fintech 2030 planı kapsamındaki ilk girişim oldu. Söz konusu plan, yapay zeka araçlarının finansal hizmetlerde yaygınlaştırılmasından tokenizasyon ekosisteminin geliştirilmesine kadar 40’tan fazla stratejik adım içeriyor. HKMA Başkanı Eddie Yue, kurumun gelecekte merkez bankası dijital parası (CBDC) ile entegre edilebilecek tokenize mevduat mutabakat sistemi üzerinde çalıştığını belirtti. Franklin Templeton, bu projede HSBC ve Hong Kong’un lisanslı dijital varlık platformlarından OSL Group ile iş birliği yapıyor. Project Ensemble adı verilen test ortamı, tokenize mevduatlar ve fon akışları üzerinde çalışmalar yürütüyor. HSBC yetkilileri, bu altyapının geleneksel finans sistemi ile blok zinciri tabanlı yapılar arasında anlık mutabakat imkanı sunabileceğini ifade etti. Galaxy Digital, Bitcoin tahminini 120 bin dolara düşürdü Bitcoin’in bu hafta 100.000 doların altına gerilemesi, Galaxy Digital’in 2025 yıl sonu fiyat hedefini 185.000 dolardan 120.000 dolara indirmesine yol açtı. Şirketin araştırma ekibi, kripto paranın artık “kurumsal akımların ve düşük oynaklığın” belirlediği bir olgunluk dönemine girdiğini belirtti. Galaxy’nin araştırma direktörü Alex Thorn, Bitcoin’in uzun vadeli görünümünün “yapısal olarak güçlü” olduğunu vurgularken, bu yılın yoğun balina satışları, ETF kaynaklı talep ve azalan bireysel yatırımcı ilgisiyle şekillendiğini ifade etti. Thorn, “Bitcoin 100.000 dolar seviyesini koruyabilirse, üç yıla yaklaşan boğa piyasasının yapısı bozulmaz, ancak yükselişin hızı yavaşlayabilir” dedi. Analistler, ETF çıkışları, azalan likidite ve uzun vadeli yatırımcı satışlarının piyasa güvenini zayıflattığını belirterek görünümün “kırılgan” kaldığına dikkat çekti. Galaxy, yaklaşık 470.000 Bitcoin’in (yaklaşık 50 milyar dolar) uzun vadeli cüzdanlardan kurumsal talebe geçtiğini, bunun arzın kurumsallaşmasını gösterirken aynı zamanda kritik seviyelerde direnç yarattığını aktardı. Şirket, Bitcoin’in bu yılki performansının yapısal nedenlerin yanı sıra sermayenin yapay zeka ve altın gibi diğer yatırım temalarına yönelmesiyle de baskılandığını ifade etti. Yapay zeka yatırımları ve veri merkezi odaklı hisselerdeki güçlü akışlar, güvenli liman arayışındaki yatırımcıların altına yönelmesiyle birleşince, Bitcoin’in 2025’te “gözde yatırım” olma konumunu zayıflattı. K33 Research analisti Vetle Lunde, son kaldıraç tasfiyesinin ardından piyasanın “kritik bir dönemeçte” olduğunu, ancak satış baskısının hafiflemesiyle risk iştahı geri döndüğünde yeniden yükseliş koşullarının oluşabileceğini söyledi.

İSTİB Başkanı Ali Kopuz TCBM Faiz Kararını Değerlendirdi Haber

İSTİB Başkanı Ali Kopuz TCBM Faiz Kararını Değerlendirdi

Ali Kopuz açıklamasında şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bugünkü toplantısında faiz indirim döngüsünü ılımlı şekilde sürdürerek 100 baz puanlık bir indirimle, gösterge faizini yüzde 39,5 seviyesine düşürdü. Küresel eğilimler ve içerde devam eden dezenflasyon süreci birlikte, piyasa dengeleri açısından gösterge faizinin yüzde 40 psikolojik eşiğinin altına inmesini olumlu karşılıyoruz. Enflasyon görünümünde son dönemde bazı kalemlerdeki katılık Merkez Bankasının ancak ihtiyatlı bir indirim yapmasına imkân veriyordu ve bu alanı kullanmış oldu. Eylül ayında Tarım ÜFE'de aylık yüzde 5,8 ve bir önceki yıla göre yüzde 46,8 artış kaydedildi. Bu oranların; yıllık yüzde 26,6 olarak açıklanan üretici fiyat enflasyonu (ÜFE) ile yüzde 33 olarak açıklanan tüketici fiyat enflasyonu (TÜFE)’nin üzerinde seyretmesi, özellikle gıda fiyatları üzerinde maliyet kaynaklı bir baskıya işaret ediyor. Tabi tarımsal üretimde don, kuraklık ve küresel girdi maliyetleri gibi dinamikler de bu tabloyu etkiliyor. Diğer yandan, küresel ekonomik aktivitede güçlü bir toparlanma emaresi olmaması sebebiyle, önde gelen ekonomilerin merkez bankalarının önümüzdeki dönemde faiz indirimi eğilimlerini sürdürmeleri bekleniyor. Para politikasındaki adımların mali disiplinle ve yapısal reformlarla desteklenmesiyle, ekonomide OVP hedefleri doğrultusunda istikrarlı ve daha dengeli bir yapı oluşacaktır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin" Haber

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin"

2025'in Ocak-Eylül döneminde mücevher ihracatı kilogram bazında yüzde 41,4 azalırken, birçok firma kapandı ya da üretimini azaltmak durumunda kaldı. Bazı firmalar ise üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya başta olmak üzere yurt dışına kaydırdı. Uluslararası fuarlara katılımcı firma sayısı ise yüzde 50 düştü. Türkiye'de mücevher üretimi ve ihracatının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzeten Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, soruna kalıcı tedavi için artık sırf kotanın kaldırılmasının yetmeyeceğini, mevzuatın yeniden yazılması gerektiğini söyledi. Mustafa Kamar Kuyumcukent'te düzenlediği basın toplantısında, altın ithalatına getirilen kota ile birlikte mücevher sektöründe başlayan ve giderek kangrenleşen sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin 2003 yılında dünya mücevher ihracatından sadece binde 5 pay aldığını hatırlatan Kamar, şöyle devam etti: 20 MİLYAR DOLAR İHRACATLA DÜNYA LİDERİ OLDUK "O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ile 2004'te Mücevher İhracatçıları Birliği'ni kurduk. Teşvikler sayesinde 2020'de sektörün dünya pazarından aldığı pay yüzde 10'a yaklaştı. İtalya'yı geride bıraktık. Ortadoğu ve Orta Asya'nın cash and carry pazarını ele geçirdik. Birçok yabancı firma Türkiye'de mağaza açtı. 'Laleli ihracatı' dediğimiz cash and carry ticareti de yine bu dönemde oluştu. Sektör 10 milyar doları ihracattan, 10 milyar doları da turiste ve Laleli'den yapılan satışlardan olmak üzere toplamda 20 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştı. Ancak 'altın çağ' olarak adlandırdığımız bu dönem, yanlış tedaviler, yanlış tespitler sayesinde Ağustos 2023'te altın ithalatına getirilen kota ile birlikte sona erdi. Kota uygulaması kendi zenginlerini yarattı. 10-15 firma imtiyazlı konuma gelirken işini düzgün yapan, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalar mağdur edildi. Birçok firma üretimini düşürmek ya da tamamen durdurmak durumunda kaldı. Bazı firmalar üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya gibi ülkelere kaydırdı. Kuyumcukent'te bir dönem kiralayacak yer yoktu ve üç vardiyaya çıkmıştık.Fuarlarda standlarımızı büyütüyor ve yeni fuarlara katılıyorduk. Şimdi dükkanlar boş, atölyelerin çoğu 15 gün çalışıyor, 15 gün tatil yapıyor. Son iki yılda kapanan mücevher üreticisi ve ihracatçısı 200'ü geçti, yaklaşık 15 bin kişi işsiz kaldı." ALTIN İTHALATINDAKİ ARTIŞIN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ Mustafa Kamar, kota uygulamasına gerekçe gösterilen altın ithalatındaki artış ve cari açıktan mücevher ihracatçısının sorumlu olmadığını söyledi. Kamar, sözlerini şöyle sürdürdü: Peki cari açık neden artıyor? Cevabı çok açık. Altının kilogramı yurt dışında 130 bin dolarken Türkiye'de 140 bin dolardan satılıyor. Yani arada 10 bin dolar fark var. Bu farkı fırsata dönüştüren 10-15 firma, Dahilde İşleme Rejimini (DİR) suistimal ederek astronomik düzeyde ithalat yapıyor. Bunların kim olduğunu devlet biliyor, bütün bürokrasi biliyor. Merkez Bankası rezerv biriktirmek için altın ithal ediyor. Diğer taraftan hane halkı enflasyondan korunmak için tasarrufunu altında değerlendiriyor. Gerçek durum böyle olmasına rağmen devlet cari açığın faturasını mücevher ihracatçısına kesiyor. Bizim ürün çeşitliliği ve yarı mamül için yaptığımız ithalat kapatıldı. İthalatta peşin ödeme kaldırıldı. İhracatta yüzde 3 Merkez Bankası desteğini alamıyoruz. İhracatımız karşılığında altın getiremiyoruz. Özetle diğer sektörlerde ihracatçının yararlandığı desteklerin hiçbirinden mücevher ihracatçısı yararlanamıyor. Çünkü devlet desteğini istismar edenlerin ve hane halkının altını en güvenilir tasarruf aracı olarak görmesinin faturası bize kesildi. Altının kilogramını dünya ortalamasından 8-9 bin dolar daha pahalıya alıyoruz. Dolayısıyla fiyat tutturamıyoruz ve müşteri kaybediyoruz. Ne demek istediğime bir de Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kayıtları üzerinden bakalım. Biz 2024'ün 9 aylık döneminde 9 bin 957 kilogrammücevher ihracatı karşılığında 5 milyar 404 milyon dolarlık gelir elde etmiştik. Bu yılın aynı döneminde ise 5 bin 838 kilogramlık ihracat karşılığında ülkemize 6 milyar 175 milyon dolar döviz kazandırmışız. Değer olarak yüzde 14,3 artıda görünmekle birlikte kilogram bazında yüzde 41,4 eksideyiz." İTHALATI KISITLAYAN HER ÖNLEM MÜCEVHER İHRACATÇISININ İŞİNİ ZORLAŞTIRIYOR Mustafa Kamar, cari açıkla mücadeleye destek verdiklerini, ancak altın ithalatını kısıtlamaya yönelik önlemlerin esas alıcı olan hane halkına yönelik olmadığını söyledi. Alınan her önlemin ihracatçının işini daha da zorlaştırdığını anlatan Kamar, bunun firmaların kapanmasına veya taşınmasına sebep olduğunu vurguladı. Kamar, "Türkiye'de mücevher ihracatçısının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzetebiliriz. Sektör olarak biz bu hastayı hızla sağlığına kavuşturup yeniden dünya lideri yapabiliriz. Çünkü gerekli altyapıya, yeteneğe ve bilgi birikimine sahibiz." dedi. KRİZİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR Devletin de bu süreçte mücevher ihracatçısının yanında olması gerektiğini vurgulayan Kamar, ihracatı yeniden zirveye taşıyacak önerilerini ise şöyle sıraladı: Sistem fabrika ayarlarına döndürülerek, altına dayalı enflasyon muhasebesine geçilmeli. (Bu olursa bütün sektör kayıt altına girer) Stok affı çıkarılmalı Altın ithalatında kota kaldırılarak mevzuat eski haline döndürülmeli. Firma ihracat ettiği kadar altını serbestçe ithal edebilmeli. Merkez Bankası'nın altın ithalatı ayrı bir başlık altında gösterilmeli. Problemin esas sebebi olan bireysel yatırım amaçlı ürünlerle ilgili çözüm bulunmalı. Kapasite kullanımı sıkı bir şekilde denetlenmeli. DİR ve HİR rejimi eski haline getirilmeli.Her türlü mevzuatı suistimal edenler en ağır şekilde cezalandırılmalı. İmtiyaz tanınacak firmalarda özellikle Mücevher İhracatçıları Birliği üyesi ve 2023 yılından önce kurulmuş olma şartı aranmalı. Özellikle tasarruf için alınan gram altın, sarrafiye ve 22 ayarda gerekli kontrol ve vergilendirme yapılmalı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bugün Altın Fiyatları Ne Durumda? Gram Altın, Çeyrek Altın ve Ons Altında Son Durum Haber

Bugün Altın Fiyatları Ne Durumda? Gram Altın, Çeyrek Altın ve Ons Altında Son Durum

Altın, yatırımcıların "güvenli limanı" olmaya devam ederken, bugün altın fiyatları da yatırımcıların ve vatandaşların yakın takibinde. Küresel ekonomik gelişmeler, merkez bankalarının faiz politikaları ve jeopolitik gerilimler, gram altın, çeyrek altın, ons altın gibi ana göstergelerde anlık dalgalanmalara neden oluyor. Peki, 4 Temmuz 2025 Cuma sabahı piyasalarda son durum ne? Canlı Altın Fiyatları: Gram ve Çeyrek Altında Son Rakamlar (4 Temmuz 2025) Piyasa verilerine göre, bugün gram altın 4.250 TL seviyelerinde işlem görürken, çeyrek altın ise 6.950 TL bandında alıcı buluyor. Ons altın ise küresel piyasalarda 3.325 USD civarında seyrediyor. Fiyatlar anlık olarak değişiklik gösterebilir, bu nedenle güncel rakamlar için finans platformlarını takip etmek önem taşıyor. Gram Altın: Alış: Yaklaşık 4.258 TL, Satış: Yaklaşık 4.259 TL Çeyrek Altın: Alış: Yaklaşık 6.900 TL, Satış: Yaklaşık 6.970 TL Ons Altın (USD): Yaklaşık 3.325 USD Cumhuriyet Altını: Yaklaşık 27.700 TL - 28.000 TL aralığında 22 Ayar Bilezik Gram Fiyatı: Yaklaşık 3.880 TL - 4.080 TL aralığında (Bu fiyatlar piyasaların açılış ve ilk saatlerindeki yaklaşık değerlerdir ve gün içinde piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.) Altın Fiyatlarını Etkileyen Temel Faktörler Nelerdir? Altın fiyatlarındaki dalgalanmaların arkasında birçok dinamik rol oynuyor: Küresel Ekonomik Belirsizlikler: Resesyon endişeleri, enflasyon baskısı ve jeopolitik riskler (örneğin bölgesel çatışmalar), yatırımcıları daha güvenli liman olan altına yönlendirir. Bu durum, altına olan talebi artırarak fiyatları yükseltir. Merkez Bankası Politikaları ve Faiz Oranları: ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere büyük merkez bankalarının faiz artırım veya indirim beklentileri, altın fiyatları üzerinde doğrudan etkilidir. Faiz indirim beklentileri altını cazip hale getirirken, faiz artırımları altının getirisi olmayan bir varlık olarak cazibesini azaltabilir. Dolar Endeksi ve Döviz Kurları: Altın genellikle dolar üzerinden fiyatlanır. Doların uluslararası piyasalarda değer kaybetmesi, altının diğer para birimleri karşısında daha ucuz hale gelmesine neden olarak talebi artırabilir. Türkiye'de ise dolar/TL kurundaki değişimler, gram altın fiyatını doğrudan etkiler. Dolar yükseldikçe, ons altın sabit kalsa bile gram altın değer kazanır. Arz ve Talep Dengesi: Küresel altın madenciliği üretimi, geri dönüşüm ve mücevherat, endüstriyel kullanım ile yatırım talebi arasındaki denge de fiyatları etkiler. Özellikle merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi, talebi yukarı çeken önemli bir faktördür.

TÜPRAG’dan 7.5 Milyar Dolar Değerinde Katkı Haber

TÜPRAG’dan 7.5 Milyar Dolar Değerinde Katkı

Dış rezervlerinin yüzde 36’sı altından oluşan Türkiye ayrıca geçtiğimiz yıl rezervlerine 75 ton altın ekleyerek dünyadaki diğer merkez bankaları arasında en büyük ikinci net altın alıcısı konumuna yerleşti.  Altın ihtiyacının önemli bir kısmının ithalat yoluyla karşılandığı Türkiye’de, madencilik sektörü dışa bağımlılığın azaltılması ve cari açığın dengelenmesi konusunda önemli bir misyon üstleniyor. Altın madenciliği alanında Türkiye’de lider konumda bulunan TÜPRAG ise iki işletmesiyle şimdiye kadar 165 ton altın üreterek yaklaşık 7.5 milyar dolar değerinde dövizin ülkede kalmasını sağladı. Şirket, Türkiye’de altın üretiminin lokomotifi olmasının yanı sıra bölgesel kalkınma, yerel istihdam ve sektörel yatırımlarla madencilik faaliyetlerini sürdürülebilir ekonomik büyümenin bir unsuru olarak konumlandırıyor. Altın madenciliğinin Türkiye ekonomisindeki etkisine yönelik önemli veriler paylaşan TÜPRAG, madencilik sektörünün ülke ekonomisine sağladığı doğrudan ve dolaylı katkıları vurgulayarak, altın üretiminin yalnızca bir ihracat ya da yatırım aracı değil, aynı zamanda cari açığın kapatılmasına destek sağlayan stratejik bir kaynak olduğunu belirtti. Üretim hacmiyle ülke ekonomisinin büyümesinde itici güç olan TÜPRAG’ın açıkladığı verilere göre, sadece Kışladağ Altın İşletmesi’nde geçtiğimiz yıl 5.41 ton, işletmenin faaliyete geçtiği günden bu yana ise 122 ton altın üretildi. Türkiye’nin dış ticaret açığında en önemli kalemlerden biri olan altın ithalatını dengeleyen TÜPRAG, ülke madencilik sektörüne ve ekonomisine bugüne kadar  toplam 2 milyar dolara ulaşan yatırım tutarı ile uzun vadeli katkı sağlamış oldu.  Türkiye’nin en fazla vergi ödeyen 100 kurumu arasında İzmir-Efemçukuru ve Uşak-Kışladağ Altın Madenlerindeki üretim faaliyetleriyle Türkiye’de yatırım, üretim ve istihdama katkı sağlamayı sürdüren TÜPRAG, üretim hacmiyle ülke ekonomisinde sürdürülebilirlik ve finansal istikrarın güçlenmesi yanı sıra ayrıca geçtiğimiz yıl 1.8 milyar TL devlet hakkı, 270 milyon TL orman bedeli ve 1.5 milyar TL kurumlar vergisi ödeyerek ülke ekonomisine ayrıca katkı sundu. Bu kapsamda son vergilendirme döneminde açıklanan kurumlar vergisi listesinde TÜPRAG tüm Türkiye’de 63. sırada yer aldı.  Bu noktada, madencilik sektörü açısından önemli tartışma konularından biri olan “devlet hakkı” ve madencilik faaliyetlerinden kamuya aktarılan gelirler, sektörün ülke ekonomisine katkısını anlamak açısından büyük önem taşıyor. 3213 sayılı Maden Kanunu’na göre devlet hakkı oranları madenin türüne ve piyasa koşullarına göre belirlenirken Altın Madencileri Derneği’nden alınan bilgilere göre; 2023 yılında Türkiye genelinde altın madeni üreticileri toplamda 3 milyar 800 milyon TL devlet hakkı, 6 milyar 150 milyon TL kurumlar vergisi ve 550 milyon TL orman bedeli ödedi. 2024 yılı özelinde, Türkiye’de bir altın madeninin yaklaşık toplam satış gelirinin yüzde 25’i devlet hakkı, orman bedeli, diğer vergiler ve yasal yükümlülükler kapsamında kamuya aktarılırken yüzde 55’i işletme giderlerine, 10’u ise yatırım harcamalarına yönlendiriliyor. Bu çerçevede, bir altın madeni şirketinin faaliyetlerinden elde ettiği toplam gelirin yalnızca yaklaşık yüzde 10’u net kazanç olarak şirket bünyesinde kalıyor. Dolayısıyla sanılanın aksine bir işletmede altın madeninden elde edilen gelirin yüzde 90’ı ülke içinde kalıyor.  Üretim süreçleri ve miktarları kamu kurumlarınca denetleniyor Öte yandan altın üretimi sırasında gerçekleştirilen analizler ise Türkiye’deki akredite laboratuvarlarda yapılarak üretilen altının miktarı ve kalitesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirli dönemlerde denetlenip, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Taşlar Piyasasına (KMTP)  aylık ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) ise yıllık periyotlarda düzenli olarak raporlanıyor.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da proje değerlendirmesinde bağımsız numune alımları ve analizler gerçekleştirerek proje verilerini doğruluyor. Dolayısıyla Türkiye’de altın madenciliği faaliyetleri, ulusal mevzuat ve uluslararası standartlara uygun olarak yürütülüp, üretim süreçleri ve miktarları ilgili kamu kurumları tarafından düzenli olarak denetleniyor. Üretilen altın külçeleri ise işletmeler tarafından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) Türk Lirası (TL) cinsiyle satılıyor. 200 ton altın tüketimindeki talebin önemli bir kısmını ithal eden Türkiye’de üretilen dore altın yurt içinde rafine edilip, TCMB tarafından satın alındığından cari açığa neden olmanın aksine döviz çıkışının engellenmesine ve döviz rezervlerinin korunmasına katkı sağlıyor.  İstihdamın yüzde 85’ini bölge halkı oluşturuyor Üretimle sınırlı kalmayıp, yerel istihdamı artırarak, bölgesel ticareti canlandırarak ve kırsal kalkınmaya destek olarak ekonomik katma değer yaratan madencilik sektörünün amiral gemisi olarak tanımlanan TÜPRAG, Uşak’taki işletmesindeki istihdamın yüzde 85’ini bölge halkından sağlıyor. Bölgenin ekonomik sürdürülebilirliği açısından önemli kazanım sağlayan TÜPRAG, bölge halkının ekonomik güvenceye kavuşmasına olanak tanıyor.  Maden işletmesi için gerekli olan yıllık toplam mal ve hizmet alımının yüzde 54’ü yerel tedarik süreci kapsamında bölgedeki işletmelerden sağlanıyor. Sosyal sorumluluk projeleriyle de bölgenin kalkınmasına destek veren TÜPRAG, Çevre köylerin refah seviyesini yükseltmek ve kırsal yapıyı güçlendirmek amacıyla bugüne kadar yaklaşık 30 milyon doların üzerinde sosyal yatırım gerçekleştirip, eğitimden sağlığa, altyapıdan tarımsal kalkınmaya bölgedeki yaşam standartlarının yükseltilmesi için sürdürülebilir projelere öncülük ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.