Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Modernizasyon

Kapsül Haber Ajansı - Modernizasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Modernizasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Roca Grup’tan Türkiye ve Global Pazarlarda Güçlü Büyüme Hamlesi Haber

Roca Grup’tan Türkiye ve Global Pazarlarda Güçlü Büyüme Hamlesi

Bu yatırımı, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin temel kaldıraçlarından biri olarak konumlandıran Roca Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat Özyamanoğlu, 2026 hedeflerini ve yatırımlarını açıkladı. Banyolar için inovasyonu odağına alarak armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi çözümler geliştiren Roca, 2025 yılında üretim altyapısı için gerçekleştirdiği yatırımlarla ve yeni bayi açılışlarıyla Türkiye pazarındaki güçlü büyümesini sürdürdü. 2026 yılında da istikrarlı büyüme hedefleri doğrultusunda yeni yatırımlar gerçekleştirmeyi planladıklarını belirten Roca Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat Özyamanoğlu, özellikle yeşil dönüşüm, modernizasyon ve gömme rezervuar kapasitesini arttırmaya odaklanacaklarını ifade etti. “2025’e dair öngörülerimiz hedeflerimize ulaşmamızı sağladı” 2025 yılının konut kredilerindeki daralma, kur ve enflasyon dalgalanmaları nedeniyle zorlu bir yıl olduğuna dikkat çeken Roca Türkiye Genel Müdürü Dr. Murat Özyamanoğlu, “Yıl içerisinde hem ülke genelinde hem de global ölçekte artan belirsizlikler, yönetilmesi gereken riskleri de beraberinde getirdi. Biz de 2025’e başlarken bu çerçevede hazırladığımız senaryo projeksiyonları doğrultusunda ilerledik ve yılı beklentilerimizle uyumlu bir şekilde tamamladık. Bu noktada, sektörümüzün dünya lideri bir grubunun parçası olmak bize önemli bir öngörülebilirlik ve stabilite sağladı” dedi. ‘’Global’de ve Türkiye’deki tesislerimizde yatırımlar yaptık” Yeni yatırımlar ve bayilerle giderek artan bir büyüme gerçekleştirdiklerini vurgulayan Özyamanoğlu, “Şu anda dünya genelinde 78 üretim tesisi ve 20 binden fazla çalışanımızla seramik sağlık gereçleri alanında lider konumda olan bir grup olarak, 2026 yılında da istikrarlı büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, İtalyan banyo tasarımının ikonik markalarından Antonio Lupi Design’ın çoğunluk hissesini satın almak üzere anlaşmaya vardık; Orta Asya’daki büyümemizi ise Nosag, IneoCare ve Idral’ın ardından Kazakistan Kızılorda’da hayata geçireceğimiz yeni üretim tesisleriyle destekleyeceğiz. 2025 yılında Türkiye pazarında yeni bayilerle yerel ağımızı güçlendirdik. Bunlarla birlikte, çevre dostu ve enerji verimli üretim süreçlerine odaklanarak grup olarak üretim altyapımızı da güçlendirdik. Türkiye’de devreye aldığımız, Yeni Alçak Basınç Döküm Hattımız bu yaklaşımın somut örneklerinden biri oldu” diye konuştu. “Çevresel etkileri minimize etmeye yönelik çözümler geliştiriyoruz” Grup hedefleri kapsamında enerji tasarrufu ve yeşil dönüşüm yatırımlarına da büyük bir önem verdiklerini belirten Özyamanoğlu, “Su arıtma sistemleri, güneş enerjisi uygulamaları ve diğer çevre dostu projeler bu taahhütlerimizin önemli örneklerini oluşturuyor. Grup olarak bu alanda öncü adımlar atarken, faaliyet gösterdiğimiz pazarlardaki müşterilerimizin de aynı gelecek sorumluluğunu paylaştığını görmek bizi oldukça memnun ediyor. Bu eğilimler doğrultusunda yalnızca üretim süreçlerimizde değil, nihai ürün tasarımımızda da doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına öncelik veriyoruz ve çevresel etkilerimizi minimize etmeye yönelik çözümler geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı. 2026 için %10’luk bir büyüme hedefliyor 2026 yılında yeşil dönüşümün yanı sıra, modernizasyon ve özellikle kapasite arttırmaya yönelik yatırımları önceliklendirmeyi planlayan Roca Grup, 2025 yılını bütçenin %4 üzerinde tamamlamayı öngörüyor. Zorlu piyasa koşulları dikkate alındığında, bu performansı önemli bir başarı olarak değerlendirilen şirket, 2026 bütçesi için enflasyon ve kur farkından arındırılmış %10’luk bir büyüme hedefliyor.

Bursa'daki Ünlü Fabrikadan 4 Milyar TL'lik Yatırım! Yeni Hat Kurulacak... Haber

Bursa'daki Ünlü Fabrikadan 4 Milyar TL'lik Yatırım! Yeni Hat Kurulacak...

Bursa'nın Karacabey ilçesi Tavşanlı Mahallesi'nde faaliyet gösteren ünlü gıda devi Tamek Sagra Grup Gıda, mevcut tesislerinde kapsamlı yenileme sürecini başlattı. Bu kapsamda dev şirketin kapasite artışı ve modernizasyon için hazırladığı proje, incelemenin ardından ÇED sürecine girdi. Proje kapsamında, toplam 170 bin metrekarelik alan üzerinde kurulu olan tesiste, mevcut üretim binalarının 36 bin 514 metrekarelik bölümü depreme dayanıklı hale getirilecek. Mevcut altyapıya ek olarak, depreme dayanıklı şekilde 33 bin 486 metrekarelik ilave yeni üretim ve depo binaları inşa edilecek. Yapılacak yenilemeler ve ilave binalar sonucunda toplam kapalı alan 70 bin metrekareye ulaşacak. 4,6 MİLYAR LİRALIK DEV BÜTÇE Projenin toplam yatırım bedeli 4 milyar 605 milyon 240 bin TL olarak açıklandı. Bu bütçenin aslan payını 4,1 milyar TL ile makine ve ekipman modernizasyonu oluştururken, inşaat maliyetleri için 488 milyon TL ayrıldı. "DICED" DOMATES GELİYOR Ayrıca tesise yeni eklenecek olan "Diced" (doğranmış domates) üretim hattı, mevcut sisteme entegre edilerek ürün çeşitliliğini artıracak. YILIN TAMAMINA YAYILACAK Mevcut durumda ağırlıklı olarak Ağustos ve Eylül aylarındaki domates hasat sezonunda yoğunlaşan üretim faaliyetleri, bu yatırımla birlikte yıl geneline yayılacak. Tesiste toplam 280 personelin çalışmaya devam etmesi planlanırken üretim, 3 vardiya sistemiyle devam edecek.

AIRO ve Nord-Drone, Savaş Alanında Test Edilmiş İHA’ları ABD ve NATO’ya Sunacak! Haber

AIRO ve Nord-Drone, Savaş Alanında Test Edilmiş İHA’ları ABD ve NATO’ya Sunacak!

AIRO Group Holdings bünyesindeki AIRO Drone, LLC ve Nord-Drone LLC'nin iştiraki Nord Drone Group, savunma sanayinde çığır açacak bir ortaklığa imza attı. İki şirket, AIRO Nord-Drone, LLC adıyla, transatlantik bir savunma ortak girişimi kurmak üzere kesin anlaşmayı imzaladı. Bu ortaklık, AIRO’nun ABD merkezli üretim ve tedarik uzmanlığı ile NDG'nin savaş alanında kanıtlanmış teknolojilerini ve Avrupa üretim kapasitesini birleştiriyor. Ortak girişimin temel amacı, mevcut altyapıyı kullanarak ABD ve NATO’nun operasyonel gereksinimlerini destekleyen insansız hava araçlarının (İHA) konuşlandırılmasını hızlandırmak. Nord-Drone'un Muharebe Gücü Nord-Drone şirketler grubu, şu anda ayda yaklaşık 4.000 İHA üretiyor. Ürün yelpazesi, FPV saldırı üniteleri, gezinen mühimmatlar ve çok rollü bombardıman uçaklarını içeriyor. Şirketin amiral gemisi modelleri olan NORD-10 ve NORD-15, 15 km'ye kadar menzil ve 4,5 kg'a kadar faydalı yük taşıma kapasitesi sunuyor. Bu sistemler, gelişmiş GPS/GLONASS/BeiDou navigasyonu ve tescilli kontrol sistemleriyle donatılmış durumda. Stratejik Hedef: Acil İhtiyaçlara Hızlı Yanıt AIRO Nord-Drone; AIRO’nun ileri düzey havacılık ve uzay üretim yeteneklerini, NDG’nin yüksek hacimli ve muharebe tecrübesi olan platformlarıyla birleştirerek, NATO savunma direktiflerini doğrudan destekleyen İHA'ların hızlı üretimine ve dağıtımına öncelik verecek. Ortak girişim, taktik keşif, gezinen mühimmat ve ileri düzey muharebe operasyonları için birlikte çalışabilir, göreve hazır çözümler sunmayı hedefliyor. AIRO İcra Kurulu Başkanı Dr. Chirinjeev Kathuria, "Bu ortak girişim, müttefiklerimize en çok ihtiyaç duydukları anda kanıtlanmış teknolojiyi sunmada önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Birlikte, acil operasyonel gereksinimleri hızla karşılayabilecek transatlantik bir savunma platformu oluşturuyoruz," dedi. NDG CEO'su Dr. Yevgen Kotukh ise, "AIRO ile ortaklığımız, savaşta kanıtlanmış teknolojilerimizi ABD ve NATO savunma kuvvetlerine yaymak için güçlü bir çerçeve oluşturuyor," şeklinde konuştu. Ortak girişim, başta Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna ve NATO üye ülkeleri olmak üzere kilit savunma pazarlarındaki acil operasyonel ihtiyaçlara hizmet edecek. Bu işbirliği, hem mevcut çatışmalara anında yanıtı hem de modernizasyon girişimlerini destekleyecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bosna Hersek Kakanj Santrali Emisyonsuz Hale Geliyor Haber

Bosna Hersek Kakanj Santrali Emisyonsuz Hale Geliyor

Bosna Hersek devlete ait elektrik kuruluşu Elektroprivreda BiH (EPBiH), Kakanj Termik Santrali'nin 6 ve 7 numaralı ünitelerinde kritik bir kükürt giderme (desülfürizasyon) projesine imza atıyor. 62.8 milyon avro değerindeki bu yatırım ile kükürt dioksit (SO₂) emisyonlarının yaklaşık %98.5 oranında azaltılması hedefleniyor. Projenin tamamlanmasıyla, şu anda metreküp başına 9.000 miligram (mg/Nm³) civarında olan SO₂ emisyonları, yasal limit olan 150 mg/Nm³'ün altına, yani neredeyse 60 kat daha düşük bir seviyeye inecek. Bu hamle, Batı Balkanlar'da kömür santrallerinin neden olduğu yüksek kirlilik sorununa karşı atılmış en önemli adımlardan biri olarak görülüyor. AB Direktiflerine Uyum ve Toplumsal Fayda EPBiH, projenin 2027 sonrasında termik ünitelerin desülfürizasyon ve denitrifikasyon sistemleri olmadan çalışmasını yasaklayan Enerji Topluluğu direktifleri ve Bosna Hersek'in Ulusal Emisyon Azaltma Planı (NERP BiH) ile uyumlu olduğunu belirtti. EPBiH Genel Müdürü Sanel Buljubašić, projenin en önemli faydasının, operasyonel sürekliliğin ötesinde, doğrudan hissedilecek olan yaşam kalitesinin iyileşmesi olacağını vurguladı: "Daha temiz hava, halk sağlığını ve çevreyi korumada kilit bir faktördür ve yerel toplulukla ilişkimizi de güçlendirir. Aynı zamanda, santrale kömür sağlayan madenlerimizin de faaliyetine devam etmesini sağlıyoruz." Toz Emisyonu: Daha önce kurulan hibrit filtreler sayesinde toz emisyonları zaten NERP BiH limitlerinin oldukça altına, 10 mg/Nm³'ün altına indirilmişti. NOx Giderme (Denitrifikasyon): Şirket ayrıca nitrojen oksit (NOₓ) emisyonlarını da tamamen uyumlu hale getirmek için 28.1 milyon avro değerinde bir denitrifikasyon tesisi kurmayı planlıyor. Kakanj ve Tuzla Santrallerinde Kapsamlı Modernizasyon 62.8 milyon avroluk desülfürizasyon projesi EPBiH'nin öz kaynaklarıyla finanse ediliyor. Desülfürizasyon çalışmalarının yıl sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Bu çalışmalarla paralel olarak, 80 milyon BAM (40.9 milyon avro) değerindeki 7 Numaralı Ünite Revitalizasyonu da sürüyor. Mayıs 2026'ya kadar tamamlanacak bu revizyon, ünitenin ömrünü 15 yıl daha uzatacak. Tüm bu projelerin tamamlanmasıyla Kakanj santrali, AB direktiflerine tamamen uyumlu hale gelerek önümüzdeki yirmi yıl boyunca çalışmaya hazır olacak. EPBiH, Tuzla Termik Santrali için de benzer bir kükürt giderme projesinin hazırlıklarını yapıyor. 86.9 milyon avro olarak tahmin edilen bu yatırım için ihale süreçleri devam ediyor. EPBiH'nin nihai hedefi, mevcut üniteleri modernize ederek ve yenilenebilir enerji üretimini artırarak, 2050 yılına kadar genel emisyonları %80'e kadar azaltmak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye Çimento Sektöründe Oyak ve Sintek’ten Önemli İş Birliği Haber

Türkiye Çimento Sektöründe Oyak ve Sintek’ten Önemli İş Birliği

Bu kapsamda OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’nin İskenderun Tesisi’nde inşaatı süren 120 t/h kapasiteli çimento değirmeni projesinin taahhüt işlerini Sintek Group başarıyla yürütüyor. Proje kapsamında Sintek Group; fore kazık, hafriyat, inşaat, mekanik işler, topraklama, yardımcı ekipman tedariği ve proje yönetimini üstlenerek, tesisin modernizasyon ve kapasite artış sürecine önemli katkı sağlıyor. Yer tesliminin ardından 12 ay 21 gün içerisinde, 1. aşama kapsamında katkı besleme hatları, yardımcı tesisler ve 2 bin ton kapasiteli çelik çimento silosu; 2. aşama kapsamında ise 20 bin ton kapasiteli betonarme çimento silosunun tamamlanması hedefleniyor... Sintek Group, Türkiye çimento sektöründeki önemli projelerden biri olan OYAK Çimento İskenderun Tesisi Çimento Değirmeni inşaatında kritik görev üstleniyor. İnşaat kapsamında bugüne kadar yaklaşık 22 bin m³ beton döküldü ve 4 bin 800 ton demir kullanıldı. 20 bin ton kapasiteli çimento silosu, kayar kalıp yöntemiyle inşa edildi. Tüm ünitelerin inşaat işleri tamamlanırken, yol ve saha düzenleme çalışmaları ise devam ediyor. Mekanik işlerde bugüne kadar 2 bin 617 ton ekipmanın montaj ve demontajı, 1.623 ton çelik montajı başarıyla yapıldı. Proje kapsamında; çimento değirmeni, taşıma hatları, katkı besleme alanı, 2 bin tonluk çelik silo ve 20 bin tonluk betonarme silo, yollar, istinat duvarları, kompresör binası ve elektrik odasının yapımı Sintek Group tarafından yürütülüyor. Projenin sistem filtreleri, havalı bant, bunker, boru imalatları vb. ekipmanlar Sintek’in Ankara’daki atölyesinde üretiliyor. Diğer teknolojik ve mekanik ekipmanların bir kısmı da yerel üretimle sağlanıyor. Kamyon besleme bunkeri, çimento değirmeni besleme ve nakil hatlarının test ve devreye alımını yapan Sintek Group, her aşamasında mühendislik gücünü ve tecrübesini ortaya koyduğu OYAK Çimento İskenderun Tesisi Çimento Değirmeni projesini planlanan süre içerisinde tamamlamayı hedefliyor.

Türkiye’nin Elektrik Dağıtımında Yeni Dönem Haber

Türkiye’nin Elektrik Dağıtımında Yeni Dönem

Rapor, net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yalnızca enerji üretiminde değil, dağıtım sisteminde de köklü bir dönüşümün zorunlu olduğunu vurguluyor. Dağıtık yenilenebilir enerji kaynaklarının artışıyla birlikte tüketim profilleri değişirken, arz-talep dengesi çift yönlü hale geliyor. Bu durum, dağıtım sistemlerinin esneklik, izleme ve kontrol yeteneklerinin geliştirilmesini zorunlu kılıyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, dağıtım sektörünün enerji dönüşümündeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Dağıtık enerji kaynaklarının yaygınlaşmasıyla enerji sistemi karbonsuzlaşırken, enerjinin tüketim noktasına yakın üretilmesi sayesinde sistem kayıpları azalıyor, gerilim ve enerji kalitesi artıyor, şebeke yatırımları daha verimli planlanabiliyor. Önümüzdeki dönemde elektrikli araçlar, ısı pompaları ve benzeri sistemlerle elektrifikasyon hızlanacak. Bu da dağıtım sisteminin salt enerji taşıyan bir altyapı olmaktan çıkıp aktif ve tarafsız bir piyasa platformuna dönüşmesini gerektiriyor. Dolayısıyla şebekelerin geliştirilmesi, yönetimi ve işletilmesinde esnek, dijital ve etkileşimli bir yapının benimsenmesi büyük önem taşıyor.” Dönüşüm için orta ve alçak gerilim şebekelerinde yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağı gibi mevcut altyapının da modernize edilmesi gerektiğini vurgulayan Güllü, dağıtım sistemlerinin modernizasyonu için dijitalleşmenin hızlandırılması, veri odaklı planlama süreçlerinin geliştirilmesi ve dağıtım sistemi operatörlerinin (DSO) yeni görev ve sorumluluklarının açık biçimde tanımlanması gerektiğini de vurguladı. Dağıtık Üretimin Yükselişi Yeni Altyapı Yatırımlarını Zorunlu Kılıyor Türkiye’nin toplam kurulu gücü, Haziran 2025 itibarıyla 119.647 megavata (MW) ulaştı. Bunun 21.345 MW’ı (yüzde 18) lisanssız elektrik üretim santrallerinden oluşuyor ve bu kapasitenin yüzde 96,5’i güneş enerjisi santrallerine ait. T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2035 yılı için güneş ve rüzgar enerjisi kurulu güç hedefini 120 GW olarak açıkladı. Bu yeni hedef, 2022 Ulusal Enerji Planı’nda öngörülen 82,5 GW’lık kapasiteye kıyasla yaklaşık yüzde 50 artış anlamına geliyor. Özellikle dağıtım seviyesinden bağlanacak ve büyük ölçüde güneş enerjisine dayalı kaynakların artmasıyla birlikte, sistem esnekliğinin sağlanabilmesi için tüketim tarafının enerji sisteminde daha aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, tüketim noktalarına yakın konumlandırılmış dağıtık üretim tesislerinin yaygınlaştırılması ve şebekede çift yönlü enerji akışını sağlayacak yenilikçi yaklaşımların hayata geçirilmesi önem taşıyor. Aksi halde, gerilim regülasyonundaki dalgalanmalar, reaktif güç dengesizlikleri, ani yük ve üretim değişimlerine karşı yetersizlik, koruma sistemlerinde uyumsuzluk ve güç kalitesinde bozulma gibi teknik sorunların görünme olasılığı ve sıklığı artabilir. Raporda sanayi, bina ve ulaşım gibi enerjinin yoğun tüketildiği sektörlerde, enerjinin üretildiği yerde tüketilmesini sağlayan invertör tabanlı dağıtık kaynakların ve temiz elektrifikasyon uygulamalarının yaygınlaşması gerektiği vurgulanıyor. Bu konuda dağıtım sistemi operatörlerinin daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Modernizasyon İçin Öncelikli Teknoloji ve Uygulama Alanları Raporda Türkiye’nin dağıtım sisteminde öncelikli olarak ele alınması gereken teknoloji ve uygulama alanları şu şekilde sıralanıyor: 1. Operasyonel sistem verimliliğini artıran teknolojilerin kullanımı 2. Altyapının dağıtık üretimi destekleyecek şekilde dijitalleşmesi (akıllı sayaçlar, mikro-şebekeler vb.) ve planlanması 3. Siber güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi 4. Enerji kooperatiflerinin yaygınlaştırılması 5. Bölgesel enerji ticareti platformlarının ve bölgesel esneklik piyasalarının kurulumu 6. Dağıtık üretimin entegrasyonunu teşvik eden tarifelerin yaygınlaştırılması Dönüşümün planlanabilmesi için neler yapılabileceği ise şöyle anlatıldı: “DSO’nun gelecekteki altyapı ihtiyaçlarını öngörebilmeleri için yenilenebilir ve dağıtık enerji kaynaklarının bölgesel dağılım hedeflerinin belirlenmesi büyük önem taşıyor. Bu sayede DSO’lar, bölgesel hedefleri dikkate alarak ileri veri analitiği uygulamalarıyla tüketim tahminleri yapabilir ve öncelikli yatırım alanlarını net bir şekilde tanımlayabilir. Ayrıca ileri veri analizi ve gerçek zamanlı veri izleme gibi işlevlerin etkin biçimde kullanılabilmesi için, dağıtım seviyesinde akıllı sayaç ve akıllı şebeke altyapısına yönelik yatırım planlarının hazırlanması da dönüşümü hızlandıracak.” Bu süreçte, izin ve onay mekanizmalarının mevzuat düzenlemeleriyle sadeleştirilmesi, hızlandırılması ve dijitalleştirilmesi, uygulama etkinliğini artıracak önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ayrıca, planlanan yatırımların öngörülen takvimlerde devreye alınabilmesi için yenilikçi finansman araçlarının değerlendirilmesi öneriliyor. Tüm bu adımların hayata geçirilmesiyle, dağıtım şebekesinin daha verimli ve dayanıklı şekilde işletilmesi mümkün olacak; DSO’lar arızalara ve bölgesel kısıtlara daha hızlı müdahale edebilecek. Dönüşüm Üç Aşamalı Bir Yol Haritası Gerektiriyor Rapor, dağıtım sisteminin dönüşüm sürecini üç dönemde ele alıyor: Kısa vade (2025-2030): Mevcut durumun değerlendirilmesi, dönüşüm için öncelikli alanların belirlenmesi ve temel altyapının hazırlanması Orta vade (2030-2040): Artan talep ve üretim kapasitesine paralel olarak şebeke dayanıklılığını artıracak teknolojilerin yaygınlaştırılması Uzun vade (2040-2053): Yerel enerji ticaretini destekleyecek piyasa koşullarının oluşturulması Raporda, dağıtık enerji kaynaklarının şebeke ve piyasalara entegrasyonunun güçlenmesiyle enerji sisteminin karbonsuzlaşma sürecinin hızlanacağı, bununla birlikte gerilim ve enerji kalitesinin iyileşeceği vurgulandı. Ayrıca, artan dağıtık yenilenebilir enerji kapasitesi sayesinde yüksek maliyetli fosil yakıt santrali yatırım harcamalarına olan ihtiyacın azalarak ithal yakıt maliyetlerinde düşüş sağlanabileceği belirtildi. Dağıtık enerji kaynaklarının sağladığı sistem verimliliği ile şebeke kayıplarının azalması ve iletim ile dağıtım altyapısı harcamalarının düşmesi de dönüşümün diğer olumlu sonuçları arasında yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TCG SAVARONA STM’nin Milli Seyir Sistemi ile Görev Yapacak Haber

TCG SAVARONA STM’nin Milli Seyir Sistemi ile Görev Yapacak

Türkiye’nin savunma sanayiindeki milli mühendislik gücü STM, savaş gemilerinin yanı sıra geliştirdiği kritik yerli alt sistemlerle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Savarona Yatının modernizasyon sürecine teknolojik katkı sunuyor. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Devlet statüsünde devredilen ve ASFAT yükleniciliğinde İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nca modernizasyona alınan TCG SAVARONA’ya, STM tarafından milli imkanlarla geliştirilen, Elektronik Harita Gösterim, Bilgi ve Takip Sistemi STMDENGİZ WECDIS entegre edildi. Savarona, STM’nin milli seyir sistemi ile rotasını bulacak. Güleryüz: Savarona’ya Katkı Sunmak, Tarihî Bir Sorumluluk ve Gurur Vesilesi STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, “STM olarak geliştirdiğimiz milli sistemleri, bugüne kadar donanmamızın modern savaş gemilerine entegre ettik. Şimdi ise bu teknolojik birikimi, tarihimizin simgelerinden biriyle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu çalışmalar, ekosisteme sunduğumuz hizmetleri sürekli geliştirme kararlılığımızın bir göstergesi. Bunun en son ve en anlamlı örneklerinden biri ise TCG SAVARONA projesi. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Savarona’ya katkı sunmak, bizler için sadece bir mühendislik projesi değil, aynı zamanda tarihî bir sorumluluk ve gurur vesilesidir. WECDIS sistemi ile, Savarona’nın çağın gereksinimlerine uygun şekilde seyrini desteklemekten onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. STMDENGİZ WECDIS ile Emniyetli ve Kontrollü Seyir STM mühendisleri tarafından, askeri deniz platformları için geliştirilen, Elektronik Harita Gösterim, Bilgi ve Takip Sistemi STMDENGİZ WECDIS, dünya çapında geçerliliğe sahip Denizcilik Ekipmanları Direktifi (MED-Marine Equipment Directive) sertifikası “Wheelmark” onayı alan Türkiye’den ilk WECDIS ürünü. Askeri amaçla kullanılan sualtı ve suüstü platformlar için üretilen STMDENGİZ WECDIS, yeni nesil askeri harita sistemlerini içermesinin yanı sıra tüm askeri fonksiyonel gereksinimleri karşılayacak şekilde dizayn edildi. Gemilerde, köprüüstünde veya platform büyüklüğüne göre Savaş Harekat Merkezinde de bulunabilen sistem, otomatik olarak geminin rotasını ve ilerlemesini dijital ortamda sergileyerek bir harita işlevi görüyor. Ayrıca, yüklenen ilave katmanlarla da seyir güvenliğini arttırıyor. S-100 Tabanlı Haritalarla Uyumlu Hale Geliyor Yerli yazılım STMDENGİZ WECDIS, diğer veri sağlayıcılarının entegre edilmesiyle seyirsel farkındalığı artırırken; seyir planının hazırlanması ve değerlendirmesinde kullanılacak süreyi azaltarak seyir planının verimliliğini de artırıyor. Harita düzeltmelerinin elektronik harita üretici kuruluşlarca otomatik olarak yapılarak sisteme yüklenmesiyle seyir personeli üzerindeki yükü de azaltarak harita düzeltmelerinin verimliliğini de olumlu etkileyen sistem, elle yapılan harita düzeltmelerine ve uzun seyir planlarına olan ihtiyacı ise ortadan kaldırıyor. Kullanımı kolay ekran fonksiyonları ve yüksek çalışma performansının yanı sıra kullanıcı dostu yazılıma sahip olan ve çeşitli ekran boyutları bulunan STMDENGİZ WECDIS’de, rota planlama/düzenleme ve emniyet kontrol fonksiyonları yer alıyor. Günümüzün teknolojik gelişmelerine paralel olarak, STM söz konusu sistemi, S-100 tabanlı haritaların sergilenmesine de uygun hale getirmek üzere çalışmalarına devam ederek çok yakın gelecekte üreteceği sistemlerde bu özelliği kullanıcıların hizmetine sunmayı planlıyor. Milli Gemilere Takıldı, İhracata Koştu STMDENGİZ WECDIS, farklı ilave askeri katmanları (Additional Military Layers AML) bünyesinde barındırıyor. Örneğin; bir bölgede daha önce yapılmış bir mayın harekâtında mayın veya batık tespit edilerek, bu tespitler ilave askeri katman olarak sisteme yüklendiğinde, STMDENGİZ WECDIS’in ilave katmanları sayesinde bu bilgiler sistemde görülebiliyor. Bu sayede askeri gemilere, daha emniyetli ve kontrollü bir seyir imkânı sağlanıyor. Ürünün sivil/ticari alandaki versiyonu olan Elektronik Harita Görüntüleme ve Bilgi Sistemi “STMDENGİZ ECDIS” de 2020 yılında, Türkiye’de MED Sertifikası alan ilk ECDIS olmuştu. STMDENGİZ ECDIS, STM’nin ana yüklenicisi olduğu AGOSTA 90B Pakistan Denizaltı Modernizasyon projesinde; STMDENGİZ WECDIS ise Türkiye’nin milli fırkateyn projesi “İstif” Sınıfının tüm gemileri ile Milli Hücumbot Projesinde, Yeni Tip Mayın Avlama Gemisi (Y-MAG) Projesinde ve STM’nin ihraç ettiği savaş gemilerine entegre ediliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.