Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Motivasyon

Kapsül Haber Ajansı - Motivasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Motivasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul Maratonu’nda Eğitim İçin Koşan Yorglass Adını İPK Gurur Listesi’ne Yazdırdı  Haber

İstanbul Maratonu’nda Eğitim İçin Koşan Yorglass Adını İPK Gurur Listesi’ne Yazdırdı 

Dayanışmayı, gönüllülüğü ve eğitimi toplumsal gelişimin temel unsurları olarak gören Yorglass, bu yıl İstanbul Maratonu’nda kurumsal değerlerini sahaya taşıdı. Sosyal sorumluluk bilincini çalışanlarından başlayarak toplum geneline yaymayı hedefleyen şirket, yalnızca üretim alanında değil, sosyal yaşamda da fark yaratmaya devam ediyor. Maratonda eğitimde fırsat eşitliğini desteklemek için koşan Yorglass ekibi, attığı her adımla gençlerin geleceğine umut olmayı hedefledi. Eğitim için atılan her adım geleceğe umut oldu Şirket olarak bu yıl İstanbul Maratonu’nda anlamlı bir amaç için bir araya geldiklerini belirten Yorglass Yönetim Kurulu Başkanı Semavi Yorgancılar, “Türkiye’nin beş farklı lokasyonundan gelen 22 kişilik çalışma arkadaşımızla oluşturduğumuz kurumsal takımımız, Yönetim Kurulu Üyemiz Hakan Yorgancılar’ın kaptanlığında, Türkiye Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle ‘Eğitimde Dur Durak Yok!’ diyerek gençlerin eğitimine destek olmak için koştu. Takım kaptanımız Hakan Yorgancılar, İlk 100 Kurumsal Koşucu arasında en çok bağış toplayan 17’nci kişi oldu. Etkinlik kapsamında toplamda 495 bin 300 TL bağış toplayarak İyilik Peşinde Koş (İPK) Platformu Gurur Listesi’nde ilk 30’a giren ekibimiz, maraton boyunca ‘Bir Adımla Hayat Değişir!’ ve ‘Senin Adımın Bir Gencin Yarını Olabilir!’ mesajlarımızla hem parkurlarda hem de sosyal medyada geniş bir farkındalık yarattı. Toplanan bağışların, maddi imkânı sınırlı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürmelerine katkı sağlayacak olması bizler için büyük bir mutluluk kaynağı oldu. Çünkü Yorglass’ta, üretim kadar toplumsal fayda yaratmanın da geleceğe bırakılacak en değerli miras olduğuna inanıyoruz” dedi. “İyilik hareketini gelenekselleştiriyoruz” İstanbul Maratonu’nun kendileri için dayanışmanın, gönüllülüğün ve birlikte değer yaratmanın güçlü bir sembolü olduğuna dikkat çeken Semavi Yorgancılar, “Camın ötesinde değer yaratma anlayışımız doğrultusunda toplumsal faydayı işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. İstanbul Maratonu, bu yaklaşımımızın sahadaki en anlamlı yansımalarından biriydi. Çalışanlarımızın bu ruhla koşması ekip ruhunu, aidiyet duygusunu ve sosyal sorumluluk bilincini daha da pekiştirdi. Biz, attığımız her adımla yalnızca parkuru değil, gençlerin geleceğini de aydınlattığımıza inanıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da bu iyilik hareketini gelenekselleştirerek sporu, dayanışmayı ve gönüllülüğü bir araya getiren projelerde yer almayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Yorglass’ta iyiliğin gücü kurum kültüründe yaşıyor Dayanışmanın kurum kültürlerinde yer alan önemli bir değer olduğunu vurgulayan Yorglass İnsan Kaynakları Direktörü Ayşe Doğruöz ise şunları söyledi: “Yorglass olarak çalışanlarımızın topluma katkı sunan bireyler olarak güçlenmelerini önemsiyoruz. Bu doğrultuda sosyal sorumluluk projelerini, kurum kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırıyoruz. İstanbul Maratonu, bu yaklaşımımızın en güzel yansımalarından biri oldu. Ortak bir hedefe inanmak, ekip ruhuyla hareket etmek ve iyiliği çoğaltmak bizim için büyük bir anlam taşıyor. Çalışma arkadaşlarımız, gençlerin eğitimine destek olmak için omuz omuza koşarken aidiyet duygumuzu ve gönüllülük bilincimizi de pekiştirdiler. Her bir adımın bir gencin geleceğine umut olacağı düşüncesi bizler için güçlü bir motivasyon kaynağı oldu. Önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızın toplumsal fayda sağlayan projelerde aktif rol almasını teşvik ederek bu iyilik hareketini daha geniş kitlelere taşımayı sürdüreceğiz.”

Vakıf Faktoring A.Ş.’nin Halka Arzı Başarıyla Tamamlandı Haber

Vakıf Faktoring A.Ş.’nin Halka Arzı Başarıyla Tamamlandı

Kurulduğu günden bu yana faaliyetlerini ülke ekonomisinin büyümesi, gelişimi ve dünya ekonomisiyle bütünleşmesine katkıda bulunmak amacıyla sürdüren VakıfBank Finans Grubu şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş.’nin halka arzı başarıyla tamamlandı. Güçlü sermaye yapısı, uzman kadrosu ve müşteri odaklı çalışma prensibi ile istikrarlı büyümesini sürdüren faktoring sektörünün öncü şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş.’nin halka arzında 12-13-14 Kasım 2025 tarihlerinde 1 TL nominal değerli pay için 14,20 TL’den talep toplanmıştı. Satışa sunulan 225.000.000 TL nominal değerli payların tamamının satışı sonucunda halka arz büyüklüğü 3.195.000.000 TL olurken halka açıklık oranı da yüzde 25 olarak gerçekleşti. Halka arza yatırımcılar tarafından gösterilen güçlü talep sonucunda, planlanan tahsisatın 5,17 katı kadar talep gelmiş olup, pay dağıtımı toplam 684.329 yatırımcıya gerçekleştirildi. Kurumsal yatırımcılardan 1,17 kat, bireysel yatırımcılardan ise 7,84 kat talep geldi. Dağıtım sonucunda payların yüzde 60’ı bireysel yatırımcılara, yüzde 40’ı kurumsal yatırımcılara tahsis edildi. Vakıf Faktoring A.Ş. payları Borsa İstanbul’da 14,20 TL fiyat ve “VAKFA” kodu ile işlem görmeye başlayacak. “Sürdürülebilir değeri yatırımcılarımızla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” Halka arz süreci hakkında konuşan Vakıf Faktoring A.Ş. Genel Müdürü, Bülent Atılgan, “Faktoring sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak, çeyrek asrı aşan deneyimimizle ürettiğimiz sürdürülebilir değeri halka arz yoluyla yeni yatırımcılarımızla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Faktoring sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak yenilikçi finansal çözümlerimizle kurumsal ve ticari müşterilerden KOBİ’lere kadar uzanan geniş bir müşteri yelpazesine hizmet sunmaktayız” dedi. Gelen taleplerin kendilerini motive ettiğini belirten Atılgan, sözlerini şöyle tamamladı: “Halka arzımızla elde ettiğimiz yeni kaynak sayesinde, sürdürülebilir kurumsal yapımızı güçlendirerek, rekabet gücümüzü, pazar payımızı ve karlılığımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, başta yatırımcılarımız olmak üzere tüm paydaşlarımız için kalıcı ve sürdürülebilir bir değer yaratma vizyonuyla geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Halka arzımıza farklı kişi ve kurumlardan gelen 16,5 milyar TL’nin üzerindeki talep, bize daha iyisini yapma yolunda büyük bir motivasyon sağladı. Halka arzımıza güvenerek yoğun ilgi gösteren tüm yatırımcılarımıza içten teşekkür ediyoruz. Vakıf Faktoring A.Ş. olarak, yeni yatırımcılarımızdan aldığımız güç ve cesaretle, bugüne kadar oluşturduğumuz değeri daha da ileriye taşımak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Great Place To Work® Türkiye'den Yeni Akademik İş Birliği Haber

Great Place To Work® Türkiye'den Yeni Akademik İş Birliği

Great Place To Work® Türkiye, iş dünyasında güven temelli iş yeri kültürünün önemini genç kuşaklara aktarmak amacıyla Bahçeşehir Üniversitesi ile yeni bir iş birliğine imza attı. Güz döneminde başlayan ve CO-OP programı kapsamında açılan COP4535 "The Great Place To Work Playbook: How to Win at Work" markalı dersi öğrencileri iş yeri kültürü, çalışan deneyimi ve liderlik kavramlarıyla buluşturuyor. İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İşletme bölümünde açılan ders kapsamında Great Place To Work® Türkiye ekibi tarafından geliştirilen özgün bir müfredat her hafta öğrencilerle paylaşılıyor. Eğitim öğretim dönemi boyunca düzenlenecek derslerde öğrenciler, güven kültürünün iş sonuçlarına etkisini, çalışan deneyiminin nasıl ölçüldüğünü ve yüksek güv en ortamına sahip kurumların başarı hikâyelerini inceleme fırsatı bulacak. Bir Şirket Kültürü Hikayesi Programın en dikkat çekici bölümlerinden biri, farklı sektörlerden şirket CEO'larının derslere konuk olarak katılması. Konuk liderler, kendi şirket kültürlerini, çalışan deneyimi stratejilerini ve liderlik anlayışlarını öğrencilerle paylaşarak gençlerin iş dünyasının farklı dinamiklerini doğrudan uygulayıcılarından öğrenmelerine olanak tanıyacak. Dönem boyunca; Yapay zekâ trendleri, çalışan aidiyeti ve motivasyon, liderlikte güven kültürü, işveren markası, çeşitlilik ve yüksek güven kültürüne geçiş yol haritası gibi başlıklar ele alınacak. Teoriden Pratiğe: Kültür Odaklı Bir Öğrenme Deneyimi Dersin temel amacı, öğrencilerin geleceğin iş dünyasında yalnızca teknik bilgiyle değil, değer temelli bir bakış açısıyla yer almalarını sağlamak. Progra m kapsamında öğrenciler; vaka analizleri, proje sunumları ve gerçek şirket örnekleri üzerinden güvene dayalı şirket kültürünün bileşenlerini keşfediyor. Bu kapsamda öğrenciler, Great Place To Work® metodolojisinin bilimsel dayanaklarını ve küresel iyi uygulamaları derinlemesine öğrenme fırsatı elde ediyor. İlk Konuk Great Place To Work® Türkiye CEO'su Eyüp Toprak Yarıyıl açılış dersinde öğrencilerle bir araya gelen Great Place To Work® Türkiye CEO'su Eyüp Toprak, öğrencilere iş yeri kültürü ve çalışan deneyimi alanında Great Place To Work'ün genel vizyonunu aktardı. Toprak dersin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Great Place To Work® olarak yıllardır şirketlerin güvene dayalı kültürler oluşturmasına destek veriyoruz. Şimdi bu yaklaşımı geleceğin liderleriyle paylaşarak, onların iş yaşamına değer odaklı bir perspektifle hazı rlanmalarını istiyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi iş birliği, bu vizyonun eğitim dünyasındaki somut bir yansıması." Great Place To Work® Türkiye ve Bahçeşehir Üniversitesi arasındaki bu iş birliği, geleceğin liderlerinin güven kültürünü yalnızca teorik değil, uygulamalı olarak deneyimlemelerine olanak tanıyor ve Türkiye'de iş dünyasıyla akademi arasında kurulan en güncel köprülerden biri olarak öne çıkıyor. Great Place To Work® hakkında Great Place To Work®, iş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda uzman küresel otoritedir. 1992'den beri dünya çapında 100 milyondan fazla çalışanın dahil olduğu Trust Index™ anketinden elde edilen derin analizler, harika bir iş yeri deneyimini neyin oluşturduğunu tanımlıyor. Her şeyin temelinde Güven vardır. Great Place To Work®, tüm çalışanlar için yüksek güvene dayalı bir iş deneyimi yaratarak organizasyonların kültürlerini ölçmeler ine ve daha iyi iş sonuçları üretmelerine yardımcı oluyor. Kurum kültürü ve çalışan deneyimi analiz platformu Emprising®, liderlere veri ve insan odaklı kararlar verebilmeleri için ihtiyaç duydukları anketler, gerçek zamanlı raporlama ve içgörüler sağlıyor. Great Place To Work® aynı zamanda Great Place To Work-Certified™ şirketleri ve Türkiye'nin En iyi İşverenleri Listesi'nin yanı sıra sektörel, bölgesel ve demografik listeler açıklayarak çalışan deneyiminin en iyiler ile kıyaslayabileceğiniz benzersiz veri içerikleri sunuyor. Great Place To Work®'ün misyonu, organizasyonların herkes için harika iş yerleri haline gelmesine yardımcı olarak daha iyi bir dünya inşa etmek.

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet" Haber

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet"

İşte o keyifli ve ilham verici röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Efsun Ergöçün. 25 yıllık İnsan Kaynakları profesyoneliyim. Kurumsal iş hayatında farklı pozisyonlarda insan kaynakları alanında edindiğim deneyimin ardından, edindiğim bilgi ve tecrübeyi kendi girişimime dönüştürerek Lotus Danışmanlık’ı kurdum. Bugün, hem insan kaynakları profesyoneli hem de danışman olarak şirketlere stratejik İK yönetimi, liderlik gelişimi ve kurum kültürü dönüşümü konularında hizmet veriyorum. Amacım, organizasyonlara insan odaklı ve veriye dayalı sürdürülebilir bir yönetim anlayışını yerleştirmek. Aynı zamanda ICF Koç, birçok KYS sistemlerinde iç tetkikçi ve Bilirkişiyim. Peryön ve Kalder üyesiyim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında farklı sektörlerde İnsan Kaynakları departmanlarında görev alarak deneyim kazandım. Tabii İnsan Kaynakları süreçlerinin, 2000’li yılların başında şirketlerde adı geçmeye başladı. O zamana kadar bordro yapılan personel birimleri vardı. Personel yönetiminden İnsan Kaynakları yönetimine geçiş dönemini de yaşadım. Zamanla kariyerim yönetsel pozisyonlara evrildi. Tek lokasyon ve çoklu lokasyonlarda ekipler yönettim. Hem yerel hem global şirket deneyimleri edindim. En önemli dönüm noktası ise kurumsal hayattan girişimciliğe geçişimdi. Lotus Danışmanlık’ı kurmak, kendi vizyonumu hayata geçirme fırsatı sundu ve danışmanlık bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı gerçek bir motivasyon. Kişilerin potansiyellerini ortaya çıkarabildiğim ve kurumlara sürdürülebilir değer yaratabildiğim zaman bu motivasyona ve başarıya eriştiğimi görüyorum. Beni farklı kılan strateji; insana dokunan çözümleri analitik verilerle birleştirmek, duygusal zekayı iş zekasıyla dengelemektir. Ayrıca sürekli öğrenmeye açık olmak ve değişimi tehdit değil fırsat olarak görmek en güçlü yanlarımdandır. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, yine İNSAN. J Değişime direnç gösteren çalışan ve organizasyonlar çok zorluyor elbette. Hele ki jenerasyon/kuşak farklılıkları ve ayak uydurmamız gereken dijital geçişler oldukça zorlayıcıydı. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinize yatırım yapın. Sürekli öğrenin, gelişin ve merak duygunuzu asla kaybetmeyin. İnsanlarla güçlü ilişkiler kurun ve işinizi severek yapın. Başarının temeli tutarlılık, güven ve sabırdır. Ayrıca İnsan Kaynakları özelinde belirtmem gerekir ki insan artık kaynak değil kıymet. Önce kendimizin sonra çalışanların potansiyellerine güvenmek ve doğru yönetmek gerekiyor. Farkındalık ve nereye gideceğini biliyor olmak çok değerli. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim liderlik anlayışım, güven temeline dayanır. İnsanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, hataların öğrenme fırsatı olduğu bir ortam yaratırım. Ekibimi motive etmek için onları sadece yönlendirmem, aynı zamanda ilham vermeye çalışırım. Şeffaf iletişim ve takdir kültürü benim liderlik anlayışımın merkezindedir. Motivasyonum ve enerjim genelde yüksektir. Ekip üyelerinin de sinerji ile çalışmasını önemserim. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Lotus Danışmanlık olarak vizyonumuz, insan odaklı ve dijital dünyaya uyumlu insan kaynakları stratejileri üretmek ve süreçleri oluşturmak. Misyonumuz ise kurumlara sadece danışmanlık değil, dönüşüm yol arkadaşlığı sunmak. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ destekli İK süreçleri ve liderlik programlarını geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefliyorum. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Lotus Danışmanlık’ı esnek, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yapıda konumlandırıyorum. Her kurumun ihtiyacına göre özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Ayrıca etik değerlere bağlılık ve insana saygı, rekabet gücümüzün temelini oluşturuyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Sürdürülebilirlik anlayışım, sadece çevreyle sınırlı değil; toplumsal ve insani boyutu da kapsar. Kadın istihdamını desteklemek, genç yetenekleri mentorluk programlarıyla geliştirmek ve etik değerlere dayalı çalışma modelleri oluşturmak önceliklerim arasında. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Yapay zekâ, insan kaynakları süreçlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Biz de Lotus Danışmanlık olarak bu dönüşümü etik ve insan merkezli bir yaklaşımla yönetiyoruz. Veri analitiği, işe alım süreçlerinden çalışan deneyimine kadar birçok alanda stratejik karar desteği sağlıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere hangi tavsiyeleri verirsiniz? Kariyer yolculuğunuzda cesur olun. Konfor alanınızdan çıkın, hata yapmaktan korkmayın ve her hatadan öğrenin. Kendinizi sadece teknik anlamda değil, iletişim, empati ve yaratıcılık yönünden de geliştirin. Ve en önemlisi; işinizi tutku ile yapın. Başarı zaten gelecektir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet" Haber

Efsun Ergöçün: "İnsan Artık Kaynak Değil, Kıymet"

İşte o keyifli ve ilham verici röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Efsun Ergöçün. 25 yıllık İnsan Kaynakları profesyoneliyim. Kurumsal iş hayatında farklı pozisyonlarda insan kaynakları alanında edindiğim deneyimin ardından, edindiğim bilgi ve tecrübeyi kendi girişimime dönüştürerek Lotus Danışmanlık’ı kurdum. Bugün, hem insan kaynakları profesyoneli hem de danışman olarak şirketlere stratejik İK yönetimi, liderlik gelişimi ve kurum kültürü dönüşümü konularında hizmet veriyorum. Amacım, organizasyonlara insan odaklı ve veriye dayalı sürdürülebilir bir yönetim anlayışını yerleştirmek. Aynı zamanda ICF Koç, birçok KYS sistemlerinde iç tetkikçi ve Bilirkişiyim. Peryön ve Kalder üyesiyim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında farklı sektörlerde İnsan Kaynakları departmanlarında görev alarak deneyim kazandım. Tabii İnsan Kaynakları süreçlerinin, 2000’li yılların başında şirketlerde adı geçmeye başladı. O zamana kadar bordro yapılan personel birimleri vardı. Personel yönetiminden İnsan Kaynakları yönetimine geçiş dönemini de yaşadım. Zamanla kariyerim yönetsel pozisyonlara evrildi. Tek lokasyon ve çoklu lokasyonlarda ekipler yönettim. Hem yerel hem global şirket deneyimleri edindim. En önemli dönüm noktası ise kurumsal hayattan girişimciliğe geçişimdi. Lotus Danışmanlık’ı kurmak, kendi vizyonumu hayata geçirme fırsatı sundu ve danışmanlık bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı gerçek bir motivasyon. Kişilerin potansiyellerini ortaya çıkarabildiğim ve kurumlara sürdürülebilir değer yaratabildiğim zaman bu motivasyona ve başarıya eriştiğimi görüyorum. Beni farklı kılan strateji; insana dokunan çözümleri analitik verilerle birleştirmek, duygusal zekayı iş zekasıyla dengelemektir. Ayrıca sürekli öğrenmeye açık olmak ve değişimi tehdit değil fırsat olarak görmek en güçlü yanlarımdandır. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, yine İNSAN. J Değişime direnç gösteren çalışan ve organizasyonlar çok zorluyor elbette. Hele ki jenerasyon/kuşak farklılıkları ve ayak uydurmamız gereken dijital geçişler oldukça zorlayıcıydı. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Kendinize yatırım yapın. Sürekli öğrenin, gelişin ve merak duygunuzu asla kaybetmeyin. İnsanlarla güçlü ilişkiler kurun ve işinizi severek yapın. Başarının temeli tutarlılık, güven ve sabırdır. Ayrıca İnsan Kaynakları özelinde belirtmem gerekir ki insan artık kaynak değil kıymet. Önce kendimizin sonra çalışanların potansiyellerine güvenmek ve doğru yönetmek gerekiyor. Farkındalık ve nereye gideceğini biliyor olmak çok değerli. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim liderlik anlayışım, güven temeline dayanır. İnsanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, hataların öğrenme fırsatı olduğu bir ortam yaratırım. Ekibimi motive etmek için onları sadece yönlendirmem, aynı zamanda ilham vermeye çalışırım. Şeffaf iletişim ve takdir kültürü benim liderlik anlayışımın merkezindedir. Motivasyonum ve enerjim genelde yüksektir. Ekip üyelerinin de sinerji ile çalışmasını önemserim. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Lotus Danışmanlık olarak vizyonumuz, insan odaklı ve dijital dünyaya uyumlu insan kaynakları stratejileri üretmek ve süreçleri oluşturmak. Misyonumuz ise kurumlara sadece danışmanlık değil, dönüşüm yol arkadaşlığı sunmak. Önümüzdeki dönemde yapay zekâ destekli İK süreçleri ve liderlik programlarını geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefliyorum. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Lotus Danışmanlık’ı esnek, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yapıda konumlandırıyorum. Her kurumun ihtiyacına göre özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Ayrıca etik değerlere bağlılık ve insana saygı, rekabet gücümüzün temelini oluşturuyor. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Sürdürülebilirlik anlayışım, sadece çevreyle sınırlı değil; toplumsal ve insani boyutu da kapsar. Kadın istihdamını desteklemek, genç yetenekleri mentorluk programlarıyla geliştirmek ve etik değerlere dayalı çalışma modelleri oluşturmak önceliklerim arasında. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Yapay zekâ, insan kaynakları süreçlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Biz de Lotus Danışmanlık olarak bu dönüşümü etik ve insan merkezli bir yaklaşımla yönetiyoruz. Veri analitiği, işe alım süreçlerinden çalışan deneyimine kadar birçok alanda stratejik karar desteği sağlıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere hangi tavsiyeleri verirsiniz? Kariyer yolculuğunuzda cesur olun. Konfor alanınızdan çıkın, hata yapmaktan korkmayın ve her hatadan öğrenin. Kendinizi sadece teknik anlamda değil, iletişim, empati ve yaratıcılık yönünden de geliştirin. Ve en önemlisi; işinizi tutku ile yapın. Başarı zaten gelecektir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Best Workplaces for Young Millennials™ 2025 Raporu Açıklandı Haber

Best Workplaces for Young Millennials™ 2025 Raporu Açıklandı

Great Place To Work® Türkiye, 360'a yakın şirketten 200 bine yakın çalışanın görüşleriyle hazırladığı Best Workplaces for Young Millennials™ 2025 raporunu yayınladı. Araştırma, 26–34 yaş aralığındaki yeni nesil çalışanların beklentilerini ve motivasyon kaynaklarını ortaya koyuyor. En az %20 genç çalışan oranına sahip Great Place To Work-Certified™ şirketlerin Trust Index™ sonuçları karşılaştırılarak hazırlanan rapor, gençlerin bağlılık, gelişim ve anlam arayışındaki yeni dinamikleri gözler önüne seriyor. Güven, Takdir ve Adalet: Gençlerin Kurumsal Sadakat Haritası Genç kuşağın sadakat ve performans motivasyonu temelde güven ve hakkaniyet üzerinden şekilleniyor. Best Workplaces for Young Millennials™ 2025 listesinde yer alan şirketlerde genç çalışanların %81'i yöneticilerinin kendilerini düzenli olarak bilgilendirdiğini belirtirken, liste dışı şirketlerde bu oran %52'de kalıyor. Benzer şekilde, çalışanların %71'i iş yerlerinde fark edilme ve takdir edilme fırsatı bulduklarını ifade ederken, liste dışı şirketlerde bu oran %35. Ayrıca, "en çok hak eden çalışanların yükseldiğini" düşünenlerin oranı liste şirketlerinde %67 iken, liste dışında yalnızca %33. Bu bulgular, şeffaf iletiş im, adaletli terfi uygulamaları ve takdir kültürünün, genç çalışanlar için birer bağlılık unsuru değil; iş yerinde kalma, gelişim gösterme ve katkı sağlama motivasyonunun temelini oluşturduğunu ortaya koyuyor. Genç kuşaklar, güven duydukları ve değer gördükleri organizasyonlarda hem daha yüksek performans gösteriyor hem de geleceğe umutla bakıyor. Kuşaklar Arasındaki Beklenti Farklılıkları Rapor, Young Millennials (26–34 yaş) ve Gen Z (25 yaş altı) kuşaklarının iş yerinden beklentilerinde önemli farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Young Millennials kuşağı için netlik, sistematik yapı ve adalet ön plandayken; Gen Z çalışanlar daha çok şeffaflık, empati ve bireysel destek arayışında. Her iki kuşak için de iş-yaşam dengesi artık bir ayrıcalık değil, sağlıklı ve sürdürülebilir çalışma ortamının vazgeçilmez bir unsuru olarak görülüyor. Özellikle terfi ve gelişim süreçlerinde şeffaflık, genç çalışanların bağlılığı ve performansı açısından kritik hale geliyor. Bu veriler, organizasyonların liderlik anlayışlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor. Genç kuşaklar, otoriteden çok rehberlik eden, geri bildirime açık, samimi ve erişilebilir liderlerle çalışmayı tercih ediyor. Kapsayıcı, esnek ve güvene dayalı liderlik modelleri hem Young Millennials hem de Gen Z çalışanlarının kuruma bağlılığını artıran ortak payda haline gelmiş durumda. Eyüp Toprak: "Genç profesyonellerin bakış açısı, kurum kültürlerini yeniden şekillendi riyor." Great Place To Work® Türkiye CEO'su Eyüp Toprak Best Workplaces for Young Millennials™ 2025 raporunu değerlendirerek şunları söyledi: "Genç çalışanların beklentileri bize açık bir mesaj veriyor: Güven duydukları, takdir edildikleri ve adil biçimde değerlendirildikleri kurumlarda kalıcı oluyorlar. Great Place To Work® olarak her fırsatta güven kültürünün altını çiziyoruz; çünkü güven, üretken, yenilikçi ve dayanıklı bir organizasyonun temelini oluşturuyor. Güven sağlamanın en önemli adımı ise çalışana kulak vermek. Özellikle belirsizliklerin arttığı dönemlerde çalışanların sesini duymak, sadece bağlılığı değil, dayanıklılığı da güçlendiriyor. Yapay zekâ, esneklik ve çeşitlilik çağında, kurum kültürünü güven, hakkaniyet, saygı, gurur ve takım ruhu üzerine inşa eden şirketler geleceğe sağlam adımlarla ilerliyor. Genç kuşakları anlayan ve onların değerleriyle şekillenen organizasyonlar ise sadece bugünün değil, geleceğin de kazananları oluyor." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

SOBE’de Robot Destekli Eğitim Haber

SOBE’de Robot Destekli Eğitim

SOBE Vakfı, otizmli bireylerin eğitiminde yenilikçi ve teknoloji tabanlı uygulamalara öncülük etmeye devam ediyor. Akınsoft tarafından geliştirilen Ada robot, özel eğitimde teknolojinin gücünü gösterirken çocukların sosyal hayata uyumunu da destekliyor. Ada robot, vakıf bünyesindeki eğitimlerde iletişim becerileri, sohbet etme, sıra alma, oyun ve sosyal etkileşim gibi alanlarda aktif rol oynuyor. Hareketli yapısı ve oyun temelli öğretim yöntemleri sayesinde dersler hem eğlenceli hem de ilgi çekici hale geliyor. Öğrenciler, robotla etkileşim sırasında göz teması kurma, soru-cevaplama ve basit yönergeleri takip etme gibi sosyal becerileri doğal şekilde pekiştiriyor. Okullarda öğrencilere otizmi anlatıyor Bu yenilikçi uygulama yalnızca vakıf öğrencileriyle sınırlı kalmıyor. SOBE Vakfı, devlet ve özel okullarda düzenlediği otizm farkındalığı etkinliklerinde de Ada’yı farklı okullara götürüyor. Robot, sınıflarda çocuklara otizmli arkadaşlarını daha iyi anlama, onlara destek olma ve doğru iletişim yollarını öğrenme konusunda interaktif eğitim sunuyor. Samimi ve dikkat çekici etkileşimi, farkındalık mesajlarının etkili bir şekilde aktarılmasını sağlıyor. “Robotu çocukların eğitimlerine entegre etmeye çalıştık” SOBE Vakfı Ar-Ge Birimi Koordinatörü Şerife İlkaya, robotların çocuklar için çok sevilen teknolojik cihazlar olduğunu belirterek, “Biz de bunu derslerimizde nasıl kullanabiliriz diye düşündük. Çocukların eğitimlerine entegre etmeye çalıştık. Derslerde, öğrencilerimiz için büyük motivasyon kaynağı olduğunu gözlemledik. Normalde göz teması kuramayan otizmli öğrencilerimiz, robotun gözlerine bakarak konuşmaya çalışıyor, sorular soruyor. Ada robot ile iletişim becerilerini öğretmek için çok iyi bir fırsat yakalıyoruz” dedi. “Çocuklar, ilgi ve hevesle Ada robotu dinledi” İlkaya, robotların çocuklarda yarattığı ilgiyi toplumsal farkındalık amacıyla da kullandıklarını söyleyerek, “Devlet ve özel okullardaki çocuklarımıza, sınıflarında ya da çevrelerindeki otizmli bireylerin nasıl hissettiklerini, onlara nasıl yaklaşmaları gerektiğini Ada robottan dinlemelerini istedik. Çocuklar, ilgi ve hevesle Ada robotu dinledi, sorular sordu, otizmi anlamaya çalıştı. Bizim için de çok keyifli bir deneyim oldu. SOBE Vakfı olarak başta şehrimiz olmak üzere, farkındalık etkinliklerini yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.