Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mühendislik

Kapsül Haber Ajansı - Mühendislik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mühendislik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kocaeli Bilişim Fuarı Kapılarını Açtı Haber

Kocaeli Bilişim Fuarı Kapılarını Açtı

BİLİM VE TEKNOLOJİDE ÖNCÜ KENT KOCELİ Geleceğin dünyasına yön veren bilişim teknolojileri, Kocaeli’de “Bilimşim Fuarı” adı altında buluştu. Kocaeli Kongre Merkezi’nde kapılarını açan ve 3 gün sürecek olan fuarda; iletişim teknolojileri, siber güvenlik çözümleri, yapay zekâ ve veri yönetimi, mühendislik ve tasarım teknolojileri, dijital ticaret inovasyonlarını içeren dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen şirketleri yer alıyor. VATANDAŞLARIN İLGİSİ YOĞUN Kapılarını törenle açan Kocaeli Bilişim Fuarı’na vatandaşların ilgisi oldukça yoğun oldu. Teknoloji meraklılarını buluşturan fuarda; makine, otomobil, endüstriyel otomasyon, kamera sistemleri, bilgisayar, yazılım alanındaki yenilikleri tanıtan ve daha birçok stant bulunuyor. Fuarın hafta sonu da birçok vatandaş tarafından ziyaret etmesi bekleniyor. TEKNOLOJİ KAYIT ALTINA ALINACAK Bilişim Fuarı’nda bu yıl; 45 oturum, 124 konuşmacı bulunuyor. 95 ulusal-uluslararası şirket ile bugünün ve yarının teknolojilerinin ele alınacağı oturumlarda siber güvenlikten akıllı şehirciliğe, eğitim teknolojilerinden sanayi 4.0 çözümlerine kadar geniş bir yelpazede sunumlar yapılacak. Fuar boyunca gerçekleştirilen tüm panel ve oturumlar kayıt altına alınacak. Bu içerikler, fuar sonrasında derlenerek “Kocaeli Bilişim Fuarı Özel Yayını” adıyla kitaplaştırılacak. DİJİTAL KATILIM BELGESİ VERİLECEK Tüm vatandaşlar için ücretsiz açık olan Kocaeli Bilişim Fuarı’nda oturumlara katılan ziyaretçilere “Dijital Katılım Belgesi” veriliyor. Sınırlı kontenjanla gerçekleştirilen etkinliklere kayıt için www.kocaelibilisimfuari.com adresi ziyaret edilebilecek. Fuar, Kocaeli Kongre Merkezi’nde 21-23 Kasım tarihleri arasında devam ediyor. Katılımcılar yeni teknolojileri deneyimleme fırsatı bulacak.

Form Endüstri Ürünleri, Toyotetsu Projesiyle 1600 Ton Karbon Emisyonunun Önüne Geçti Haber

Form Endüstri Ürünleri, Toyotetsu Projesiyle 1600 Ton Karbon Emisyonunun Önüne Geçti

Form Endüstri Ürünleri, sanayide enerji verimliliği ve karbon azaltımı için yürüttüğü projelere bir yenisini daha ekledi. Şirket, otomotiv sektörünün önde gelen üreticilerinden Toyotetsu ile gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik odaklı proje ile fabrikanın yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan üretim alanlarını tamamen ısı pompalarıyla iklimlendirdi. Proje kapsamında 6 adet Clivet havadan suya ısı pompası, 5 adet Lennox havadan havaya ısı pompası, 96 adet Form yüksek statik basınçlı fancoil ve 9 adet Form klima santrali kullanıldı. Böylece doğal gaz tüketimi sıfırlanırken, yıllık yaklaşık 7.500 MWh doğal gaz tasarrufu sağlandı ve 1600 ton karbon emisyonun önüne geçildi. Sıfır doğal gaz, maksimum verimlilik Form’un bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler içinde en büyük kapasiteli projelerden biri olan Toyotetsu projesi, enerji dönüşümünde otomotiv sektörünün öne çıkan örnekleri arasında yer aldı. Sahada yapılan sürekli ölçümler sonucunda, soğutma prosesinde 4 MW kurulu güç ile 4.26 sistem verimliliği, ısıtma prosesinde ise 4.8 MW kurulu güç ile 4.41 sistem verimliliği elde edildi. Enerji tüketimini minimize eden uygulama hem işletme giderlerini optimize etti hem de üretim alanlarında sürdürülebilir iklimlendirme için yüksek performanslı bir çözüm sağlamış oldu. “Bu iş birliği Form’un stratejik çözüm ortağı kimliğini yeniden tanımlıyor” Projeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Form Endüstri Ürünleri Endüstriyel Proje Geliştirme Müdürü Erdem Şahin, şunları söyledi: “Toyotetsu projemiz, departmanımızın bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler içinde en büyüklerinden biri olma özelliğini taşıyor. Bu proje, yalnızca sahip olduğu teknik kapasiteyle değil, aynı zamanda iş birliği sürecinin niteliğiyle de bizim için özel bir yere sahip. Toyotetsu gibi global ölçekte güçlü bir üreticiyle çalışmak, bizim mühendislik bakış açımızı ve saha hakimiyetimizi ortaya koymak açısından önemliydi. Sahada yürüttüğümüz planlama, uygulama ve ölçüm süreçleri boyunca yüksek koordinasyon ve güven temelli bir iş ilişkisi kurduk. Özellikle sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda böylesine somut çıktılar sağlayan projelerin, sanayide de dönüşümü hızlandıracağına inanıyorum. Firmamız açısından son derece prestijli olan bu proje, Form’un çözüm ortağı olarak sadece teknolojik değil, stratejik açıdan da bir değer sunduğunun en somut göstergelerinden biri oldu.”

Yüzde 60 Eğimli Arazide İlk Güneş Enerjisi Santrali Adana’da Haber

Yüzde 60 Eğimli Arazide İlk Güneş Enerjisi Santrali Adana’da

Türkiye’nin önde gelen mühendislik ve teknoloji şirketlerinden YEO Teknoloji, temiz enerjide mühendislik sınırlarını zorlayan önemli bir projeye daha imza attı. Adana’da bulunan 12 MW’lık İSKEN SUGES Faz-2 projesinde, Avrupa’da ilk kez yüzde 60 eğimli arazide çelik halatlar üzerine güneş enerjisi modülleri kullanıldı. İlk fazda yılda yaklaşık 35 GWh temiz enerji üretimi sağlanırken, yeni devreye alınan ikinci faz ile 17 GWh ek kapasite kazandırıldı. Böylece santral, toplamda yılda 52 GWh temiz enerji üreterek 15.600 tonun üzerinde karbon emisyonunun önlenmesine katkı sağlayacak. Zorlu arazide temiz enerji YEO Teknoloji, Türkiye’nin enerji dönüşüm yolculuğuna yenilikçi bir katkı daha sunuyor. YEO Teknoloji, İSKEN’in söz konusu santral yatırımında EPC çözüm ortağı (Mühendislik, Tedarik ve İnşaat) olarak konumlanarak anahtar teslimi yatırımı devreye alıyor. YEO Teknoloji, projenin mühendislik, tedarik, montaj ve devreye alma süreçlerini gerçekleştiriyor. Adana Yumurtalık’ta inşa edilen İSKEN SUGES Faz-2 (hibrit) Güneş Enerjisi Santrali, mühendislik yaklaşımıyla Avrupa’da bir ilk olma özelliği taşıyor. Proje kapsamında YEO Teknoloji mühendisleri, zemin dayanımı düşük ve eğimi yüksek bölgelerde klasik sistemlerin uygulanamadığı koşullarda özgün bir çözüm geliştirdi. YEO Teknoloji’nin EPC ve üretim gücüyle hayata geçirilen proje, zorlu arazi koşullarında enerjinin her koşulda üretilebileceğini kanıtlıyor. Toprakla uyumlu panel sistemi Projede önemli bir yenilikçi mühendislik sistemi daha kullanıldı. Agro-PV (Tarım-GES) sistemi aynı arazide enerji üretirken toprak ve bitkilerin büyümesine engel olmuyor. Yükseltilmiş paneller bitkilerin büyümesini engellemeyecek doğa dostu bir modelle inşa ediliyor. Böylece bulunduğu bölgede emisyonun azaltılmasına destek olurken mikro iklim dengesini de koruyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Form Şirketler Grubu, 60 Yıllık Başarı Hikayesini Unutulmaz Bir Geceyle Taçlandırdı Haber

Form Şirketler Grubu, 60 Yıllık Başarı Hikayesini Unutulmaz Bir Geceyle Taçlandırdı

Türkiye’nin iklimlendirme sektörünün öncü markası Form, bu anlamlı gecede geçmişin değerlerini, bugünün başarılarını ve geleceğe duyulan inancı aynı sahnede buluşturdu. Film gösterimleri, ödül törenleri ve Işın Karaca’nın sahne performansıyla renklenen kutlama, Form ailesinin 60 yıllık yolculuğuna duyduğu gururu ve birlikte büyümenin heyecanını yansıttı. Türkiye’nin iklimlendirme sektöründeki en köklü markalarından Form Şirketler Grubu, 60. yılını büyük bir coşkuyla kutladı. 23 Ekim akşamı Yeşilyurt Renaissance Polat Hotel’de düzenlenen özel davette, Form Grup şirketlerinin tüm çalışanları bir araya geldi. 1965’te başlayan yolculuğun gururu, anılarla, ödüllerle ve müzikle dolu bir geceyle kutlandı. Gece, Form’un 60 yıllık serüvenini anlatan özel film ile başladı Form’un 60. yıl kutlamalarının ilk ayağı geçtiğimiz haftalarda İzmir’de fabrika çalışanlarıyla gerçekleştirilmişti. İstanbul’da düzenlenen büyük buluşmada ise tüm Form ailesi aynı çatı altında toplandı. Akşamın ilk bölümünde konuklar, Form’un 60 yıllık serüvenini anlatan özel film gösterimleriyle geçmişe kısa bir yolculuk yaptı. Ardından, şirketin Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun ve Yönetim Kurulu Başkanı Figen Korun açılış konuşmalarını yaptı. “60 yıldır sektörümüzün gelişimine yön verirken, Türkiye’de pek çok ilke imza attık” Form’un 60. yılını yalnızca bir dönüm noktası değil, aynı zamanda birlikte yazılmış bir başarı hikayesi olarak gördüklerini belirten Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Bugün hep beraber büyük bir onur ile 60. yılımızı kutluyoruz ve aramızdan ayrılan kurucularımız Bedi Korun ve Yaşar Korun Bey’i sevgiyle anıyoruz. Aslında bu 60 yıl bir anlamda Türkiye’nin sanayileşme ve iklimlendirme sektörünün oluşumunun hikayesi. 60 yılı söylemesi kolay oluyor ama bu süreçte Türkiye de yaşanılan ekonomik ve siyasi krizlerin çokluğunu dikkate aldığınızda, gerçekten bu koşullarda ayakta kalmayı bırakın, bir de bunun üstüne istikrarlı büyümeyi sürdürmek çok büyük bir adanmışlık ve emek istiyor. 60 yıl içinde hep birlikte güçlendik, hep birlikte büyüdük. Bundan sonra da aynı inançla, aynı birliktelikle, büyük önderimiz Atatürk’ün gösterdiği yolda devam edeceğiz. Bu büyük aileye kattığınız değer için her birinize yürekten teşekkür ediyorum.” “Form, sadece iklimlendirme sektörünün değil, Türkiye’nin sanayileşme sürecinin de önemli bir parçası oldu” Form’un altmış yıldır mühendislik, yenilik ve güven temelleri üzerinde büyüyen bir marka olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Figen Korun ise duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bugün burada kurucu yani 1. nesli temsilen bulunuyorum. Sevgili eşim, şirketlerimizin kurucusu ve vizyoneri Bedi Bey’di, geçen yıl aramızdan ayrıldı ama hissediyorum ki şimdi de bizimle. Uzun yıllarını Form’a vermiş, işinin ehli, profesyonel arkadaşlarımız olmadan bu gelişmeyi sağlayamazdık. Birlikte geçirdiğimiz yılları, bugün birer andaç ile kutlayacağız. İşimizi, varlığımızı, çalışmamızı sürdürmek azmindeyiz. Gelişen bir sektördeyiz. Birlikte toplum için önemli bir değer üretiyoruz. Yolumuz açık, her birimizin katkısı ile başarımız daim olsun!” Onur ve kıdem ödülleriyle taçlanan gece, sürpriz performansla zirveye taştı Açılış konuşmalarının ardından gece, Form’un başarılarına katkı sunan isimlere verilen ‘Onur Ödülleri’ ile devam etti; salondaki coşku, 60. yıla özel hazırlanan filmin gösterimiyle ortak bir hafızaya dönüştü. Bu duygulu anları, uzun yıllardır emek veren çalışma arkadaşlarına verilen “Kıdem Ödülleri” izledi. Ödül törenlerinin ardından Türk müziğinin güçlü sesi Işın Karaca sahne aldı ve enerji dolu performansıyla kutlamanın temposunu yükseltti.

Tether, Dünyanın En Büyük Açık Stem Yapay Zekâ Veri Setini ve Al Uygulamasını Tanıttı Haber

Tether, Dünyanın En Büyük Açık Stem Yapay Zekâ Veri Setini ve Al Uygulamasını Tanıttı

Dijital varlık ekosisteminin öncü şirketlerinden Tether’in yapay zekâ araştırma birimi QVAC, “QVAC Genesis” girişimi kapsamında, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) odaklı yapay zekâ modellerinin eğitimine yönelik bugüne kadar oluşturulmuş en kapsamlı sentetik veri setini açıkladı. İlk sürüm olan QVAC Genesis I, 41 milyar metin token’ından oluşuyor ve STEM odaklı dil modellerinin doğruluk ve muhakeme gücünü artırmayı hedefliyor.
Matematik, fizik, biyoloji ve tıp gibi alanlarda üstün performans sergileyen bu veri seti, eğitim amaçlı hazırlanmış ilk halka açık sentetik veri kaynağı olarak dikkat çekiyor. Tether, bilimsel araştırmanın gücünü yeniden insanlara kazandırmayı hedefliyor Yapay zekânın birkaç büyük şirketin elinde merkezileştiği bir dönemde, QVAC Genesis I, yüksek kaliteli veriyi açık biçimde paylaşarak bilimsel araştırmanın gücünü yeniden insanlara kazandırmayı hedefliyor. Tether Data, bununla birlikte ilk tüketici uygulaması olan QVAC Workbench’i de piyasaya sundu. Yerel cihazlarda çalışan bu kapsamlı yapay zekâ çalışma alanı, Llama, Medgemma, Qwen, SmolVLM, Whisper ve diğer birçok LLM modelini destekliyor. Android, iOS (yakında), Windows, macOS ve Linux platformlarında kullanılabilen QVAC Workbench, yerel cihaz desteği açısından en kapsamlı çözümlerden biri olarak öne çıkıyor. QVAC Workbench sayesinde kullanıcıların yapay zekâ ile gerçekleştirdiği tüm konuşmalar ve etkileşimler tamamen cihaz üzerinde kalıyor; veriler kullanıcının mülkiyetinde olup yüzde 100 gizli tutuluyor. Bununla birlikte, “Delegated Inference” adı verilen özel bir özellikle, kullanıcıların mobil Workbench uygulamasını masaüstü versiyonu ile eşleştirerek, ev veya ofis bilgisayarlarının tüm işlem gücünden yararlanması da mümkün hale geliyor. “Biz zekânın, tıpkı bilginin kendisi gibi, özgür, erişilebilir ve herkesin sahip olabileceği bir şey olduğuna inanıyoruz” Tether’in geliştirmek istediği yapay zekâ modelleri hakkında açıklamalarda bulunan Tether CEO’su Paolo Ardoino, “Zekâ merkezileştirilmemeli. QVAC Workbench ve Genesis I ile sonsuz zekânın kapısını aralıyoruz. Kendi cihazınızda yaşayan, öğrenen ve gelişen bir yapay zekâdan bahsediyoruz. Biz zekânın, tıpkı bilginin kendisi gibi, özgür, erişilebilir ve herkesin sahip olabileceği bir şey olduğuna inanıyoruz. İster bir telefon ister bir robot ister giyilebilir bir cihaz olsun; zekâ bireye ait olmalı, kuruma değil. QVAC Genesis I, bilginin nasıl üretildiği, paylaşıldığı ve kullanıldığı üzerinde kontrolün yeniden insanlara geçtiği bir geleceği temsil ediyor. Bu girişim, zekâyı ait olduğu yere, bireyin ellerine geri getiriyor. Tether, QVAC Genesis veri setini kamuya açarak araştırmacıları, mevcut kapalı sistemlerle rekabet edebilecek hatta onları aşabilecek modeller geliştirmeye davet ediyor. Veri seti, yüksek kaliteli bilimsel ve eğitim materyallerini yapılandırılmış öğrenme verisine dönüştüren çok aşamalı bir üretim ve doğrulama süreciyle oluşturuldu. Bu sayede modellerin yalnızca dili taklit etmesi değil, mantık yürütmesi, sorun çözmesi ve neden-sonuç ilişkilerini anlaması sağlanıyor. Bugünkü yapay zekâ modelleri akıllıymış gibi görünse de çoğu gerçekten düşünemiyor. Biz bu veri setini, modellerin neden-sonuç ilişkilerini kavraması, bağlantılar kurması, çıkarımlar yapması ve karmaşıklık içinde mantık yürütmesi için tasarladık. Şimdi ise bunu herkesin erişimine açıyoruz.” ifadelerini kullandı. İlk iki QVAC projesinin duyurusu, yapay zekânın dünyadaki varoluş biçimini yeniden şekillendirmeyi hedefleyen daha geniş bir misyonun parçası. Bu misyon, araçların doğrudan her cihazda öğrenip geliştiği yeni bir “yerel zekâ paradigması” tanıtıyor.QVAC Genesis I veri setine ilişkin teknik ayrıntılar, “QVAC Genesis I: the Largest and Highest-Quality Multi-domain Educational Synthetic Dataset for Pre-training” başlıklı araştırma blogunda yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dubai’de Yeni Bir Rekor: Dünyanın En Yüksek Saatli Konut Kulesi Geliyor Haber

Dubai’de Yeni Bir Rekor: Dünyanın En Yüksek Saatli Konut Kulesi Geliyor

Yüksek binalarıyla özdeşleşen Dubai, bir kez daha dünya gündeminde. İsviçreli lüks saat markası Franck Muller ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen gayrimenkul geliştiricilerinden birinin iş birliğiyle hayata geçirilecek Franck Muller Aeternitas Tower, tamamlandığında dünyanın en yüksek saatli binası olacak. Dubai Marina’da yükselecek kule, 649 lüks konuttan oluşacak ve 450 metre yüksekliğiyle kentin siluetine yeni bir ikon kazandıracak. “Dünyanın en büyük saat kulesi yatırımcıların ilgisini artıracak” Parcel CEO’su Özden Çimen, projenin küresel yatırımcı ilgisini artıracağı görüşünde: “649 adet lüks dairenin olduğu yeni devasa yapı, en pahalı konutların piyasaya sunulmasına aday. Stüdyoların yarım milyon dolarlık satış fiyatıyla sunulacağı girişim, BAE’nin global imajına yeni bir soluk getirebilir. Özellikle Dubai ile özdeşen lüks yaşam ve uluslararası birliktelik, yeni yapılacak olan bu yapılarla perçinleniyor. Yatırımcıların dünyanın en büyük saat kulesi olarak gördüğü bu bina, farklı kıtalardan yatırımcıları da kendine çekebilir.” Dubai markalı konutların küresel merkezi haline geliyor Dubai, son yıllarda markalı konut projelerinde dünya çapında öne çıkıyor. Kentte lüks markalarla iş birlikleri artarken, konutlarda dizayn, güvenlik ve yaşam kalitesi kavramları yeniden tanımlanıyor. Çimen, bu sürecin Dubai’nin marka değerini daha da güçlendirdiğini vurguladı: “Markalı konutların yayılması için özel bir efor sarf eden Dubai, dünyanın en ünlü markalarıyla çalışıyor. Yılda ortalama 10 bin milyoneri kendine çeken şehirde yeni saat kulesi, marka bir değer olarak Dubai’nin simgesi haline gelebilir. Bu durum hem yatırımcıyı daha fazla şehre çekebilir hem de turistleri markalı binaları ziyarete yönlendirebilir.” Lüksün ve mühendisliğin buluştuğu yeni ikon Franck Muller Aeternitas Kulesi, adını Latince “sonsuzluk” anlamına gelen Aeternitas kelimesinden alıyor. Binanın tepesinde yer alacak 40 metre yüksekliğinde ve 30 metre genişliğindeki dev saat, 6 kilometre mesafeden görülebilecek. Kulenin 2024’te temeli atıldı ve 2027’de tamamlanması planlanıyor. Proje, yalnızca lüks bir yaşam alanı değil, aynı zamanda mühendislik, tasarım ve markalı gayrimenkul alanında yeni bir dönemin de simgesi olacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor Haber

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor

ESET araştırmacılarının bulgularına göre gerçek hayatta gerçekleşen saldırılar, Orta ve Güneydoğu Avrupa'da savunma sektöründe faaliyet gösteren üç şirketi arka arkaya hedef aldı. İlk erişim neredeyse kesin olarak sosyal mühendislik yoluyla sağlandı. Hedeflere yerleştirilen ana yük, saldırganlara ele geçirilen makine üzerinde tam kontrol sağlayan bir uzaktan erişim truva atı (RAT) olan ScoringMathTea idi. Saldırganların başlıca hedefinin, özel bilgiler ve üretim know-how'ının dışarıya sızdırılması olduğu düşünülüyor. Operation DreamJob'da, sosyal mühendisliğin ana teması, kârlı ama sahte bir iş teklifi ve buna eşlik eden bir kötü amaçlı yazılım. Kurban, genellikle iş tanımı içeren bir yem belge ve bunu açmak için trojanize edilmiş bir PDF okuyucu alır. ESET Research, bu faaliyeti Operasyon DreamJob ile ilgili kampanyaları ve Avrupa'da bulunan hedef sektörlerin önceki Operasyon DreamJob örneklerindeki hedeflerle (havacılık, savunma, mühendislik) uyumlu olması nedeniyle Lazarus'a atfediyor. Hedef alınan üç kuruluş, farklı türde askeri teçhizat (veya bunların parçaları) üretiyor ve bunların çoğu, Avrupa ülkelerinin askeri yardımı sonucunda şu anda Ukrayna'da kullanılıyor. Operation DreamJob'un gözlemlenen faaliyetleri sırasında, Kuzey Koreli askerler Moskova'nın Kursk bölgesinde Ukrayna'nın saldırısını püskürtmesine yardım etmek için Rusya'ya konuşlandırılmıştı. Bu nedenle, Operation DreamJob'un şu anda Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan bazı batı yapımı silah sistemleri hakkında hassas bilgiler toplamakla ilgilendiği mümkündür. Daha genel olarak, bu kuruluşlar Kuzey Kore'nin de yurt içinde ürettiği ve kendi tasarım ve süreçlerini mükemmelleştirmeyi umduğu türden malzemelerin üretiminde yer almaktadır. İHA ile ilgili bilgi birikimine olan ilgi dikkat çekici, zira bu, Pyongyang'ın yerli drone üretim kapasitelerine büyük yatırım yaptığına işaret eden son medya haberlerini yansıtıyor. Kuzey Kore, yerli İHA kapasitelerini geliştirmek için büyük ölçüde tersine mühendislik ve fikri mülkiyet hırsızlığına güvenmiştir. Son Lazarus saldırılarını keşfeden ve analiz eden ESET araştırmacısı Peter Kálnai ve Alexis Rapin şu açıklamayı yaptılar: "Operasyon DreamJob'un, en azından kısmen, İHA'larla ilgili özel bilgileri ve üretim know-how'ını çalmak amacıyla gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Dropper'lardan birinde gözlemlenen drone ifadesi, bu hipotezi önemli ölçüde desteklemektedir. Hedef alınan kuruluşlardan birinin, şu anda Ukrayna'da kullanılan ve Kuzey Kore'nin cephe hattında karşılaşmış olabileceği en az iki İHA modelinin üretiminde yer aldığına dair kanıtlar bulduk. Bu kuruluş, Pyongyang'ın aktif olarak geliştirmekte olduğu bir uçak türü olan gelişmiş tek motorlu insansız hava araçlarının tedarik zincirinde de yer almaktadır.“ Genel olarak, Lazarus saldırganları oldukça aktiftir ve arka kapılarını birden fazla hedefe karşı kullanırlar. Bu sık kullanım, bu araçları ortaya çıkarır ve tespit edilmesini sağlar. Buna karşı önlem olarak, grubun araçlarının yürütme zincirinde bir dizi dropper, yükleyici ve basit indirici yer alır. Saldırganlar, kötü amaçlı yükleme rutinlerini GitHub'da bulunan açık kaynaklı projelere dâhil etmeye karar verdiler. Ana yük olan ScoringMathTea, yaklaşık 40 komutu destekleyen karmaşık bir RAT'tır. İlk ortaya çıkışı, Ekim 2022'de Portekiz ve Almanya'dan VirusTotal'a gönderilen başvurularla izlenebilir; burada dropper, Airbus temalı bir iş teklifi gibi görünerek kurbanları tuzağa düşürmüştür. Uygulanan işlevsellik, Lazarus'un genellikle gerektirdiği işlevselliklerle aynıdır: Dosya ve işlemlerin manipülasyonu, yapılandırmanın değiştirilmesi, kurbanın sistem bilgilerinin toplanması, TCP bağlantısının açılması ve yerel komutların veya C&C sunucusundan indirilen yeni yüklerin yürütülmesi. ESET telemetrisine göre, ScoringMathTea, Ocak 2023'te bir Hint teknoloji şirketine, Mart 2023'te bir Polonya savunma şirketine, Ekim 2023'te bir İngiliz endüstriyel otomasyon şirketine ve Eylül 2025'te bir İtalyan havacılık şirketine yönelik saldırılarda görülmüştür. Operation DreamJob kampanyalarının amiral gemisi yüklerinden biri olduğu görülmektedir. Grubun en önemli gelişimi, DLL proxy'leri için tasarlanmış yeni kütüphanelerin tanıtılması ve daha iyi kaçınma için trojanize edilecek yeni açık kaynaklı projelerin seçilmesidir. Kálnai, "Yaklaşık üç yıldır Lazarus, tercih ettiği ana yükü olan ScoringMathTea'yi kullanarak ve açık kaynaklı uygulamaları trojanize etmek için benzer yöntemler uygulayarak tutarlı bir çalışma tarzını sürdürmüştür. Bu öngörülebilir ancak etkili strateji, grubun kimliğini gizlemek ve atıf sürecini belirsizleştirmek için yetersiz olsa da güvenlik tespitinden kaçmak için yeterli polimorfizm sağlar" diye aktardı. HIDDEN COBRA olarak da bilinen Lazarus grubu en az 2009 yılından beri aktif olan ve Kuzey Kore ile bağlantılı bir APT grubudur. Yüksek profilli olaylardan sorumludur. Lazarus kampanyalarının çeşitliliği, sayısı ve uygulamadaki tuhaflığı bu grubu tanımlamaktadır. Ayrıca siber suç faaliyetlerinin üç temel unsurunu da yerine getirmektedir: Siber casusluk, siber sabotaj ve mali kazanç peşinde koşma. Operasyon DreamJob, esas olarak sosyal mühendisliğe dayanan Lazarus kampanyalarının kod adıdır ve özellikle prestijli veya yüksek profilli pozisyonlar için sahte iş teklifleri kullanır ("hayalindeki iş" tuzağı). Hedefler ağırlıklı olarak havacılık ve savunma sektörlerindedir, ardından mühendislik ve teknoloji şirketleri ile medya ve eğlence sektörü gelir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon  Haber

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon 

100 yıldır Phantom, dünyanın en etkili isimleri tarafından tercih edilen, başarı ve seçiciliğin nihai sembolü olarak tanınıyor. Efsanevi Phantom’un 100. yılı kutlanırken, Rolls-Royce Motor Cars Phantom Centenary Private Collection ile saygı duruşunda duruyor ve sadece 25 adet ile sınırlı bu özel koleksiyonu kutluyor. Rolls-Royce Bespoke (kişiselleştirme) Collective’in tasarımcı, mühendis ve ustaları, tüm uzmanlıklarını ve yaratıcılıklarını bir araya getirerek, markanın başyapıtı olarak nitelendirilebilecek bu eşsiz koleksiyonu hayata geçirdi. Rolls-Royce Bespoke ekibi, 1920’lerden günümüze Phantom’un her neslinin ruhunu ve kimliğini detaylı bir şekilde inceleyerek, modelin dünyasına tam anlamıyla nüfuz etti. Bespoke ekibi, Phantom’un önemli sahiplerini, Rolls-Royce’un kilit isimlerini, modelin tasarlanıp üretildiği mekanları ve dönemin ruhunu yansıtan önemli olayları detaylı bir şekilde araştırdı. Bu ilham kaynakları, önce 77 el çizimi motif olarak tasarlandı ve ardından Phantom Centenary Private Collection’a özenle işlenmiş arşiv referanslarıyla yansıtıldı. Ortaya çıkan bu özel koleksiyon, Phantom’un geçmişine saygı duruşunda bulunurken, bugününü tanımlıyor ve önümüzdeki 100 yıl boyunca modelin mirasını şekillendirecek prensipleri ortaya koyuyor. Her tarihi an, bu nadir ve koleksiyon değeri taşıyan saygı duruşu için özel olarak geliştirilen ileri düzey zanaatkarlık teknikleri ile hayata geçiriliyor. İç mekânda, couturier tasarımı tekstiller, çizim stilinde nakışlar, lazerle işlenmiş deri ve öncü ahşap işçiliği – üç boyutlu marküteri, altın varak ve üç boyutlu mürekkep katmanlama dahil – Phantom’un hikayesini çarpıcı ve detaylı bir şekilde anlatıyor. Dış tasarımda, kaput benzersiz bir Spirit of Ecstasy figürü ile taçlandırılıyor. Bu figür, Phantom’un ilk modelinde ilham alınarak yeniden yorumlandı ve bu özel yıldönümünü anmak için saf altından üretildi. Dış tasarım: Zarif ve özel Bespoke ifadesi Siyah – beyaz bir film yıldızının zamansız zarafetini yansıtan Phantom Centenary Private Collection’ın dış tasarımı, Phantom’un galalarda boy gösterdiği, sinema ikonlarını taşıdığı ve dönemin ışıltısının simgesi haline geldiği Hollywood’un altın çağını anımsatıyor. Araç, Bespoke iki tonlu boya ile tamamlanıyor ve uzun yüzeylerdeki bu uygulama, 1930’lu yılların Phantom modellerinin akıcı silüetine saygı duruşu niteliğinde. Yan gövde, Arctic White üzerine Super Champagne Crystal kaplamasıyla sunulurken, üst gövde siyah üzerine Super Champagne Crystal ile tamamlanıyor. Özel olarak geliştirilen bu kaplama, dış yüzeye olağanüstü bir metalik parlaklık kazandırıyor. Bu etki, şeffaf verniğe ince öğütülmüş cam parçacıklarının eklenmesiyle sağlanıyor. Bu özel kutlama Private Collection için, Rolls-Royce boya uzmanları, şeffaf parçacıkları şampanya rengi partiküllerle değiştirerek miktarını iki katına çıkardı ve böylece büyüleyici bir derinlik elde etti. Bu zamansız kaplama, Spirit of Ecstasy’nin benzersiz bir yeniden yorumlanmasıyla taçlandırılıyor. Phantom’a takılan ilk Spirit of Ecstasy figürünü referans alan tasarımcılar, bu ikonik figüre bir saygı duruşu niteliğinde tasarım ortaya çıkardı; önce 18 ayar saf altın ile dökülen figür, ardından 24 ayar altın kaplama ile tamamlanarak kusursuz ve kararmaya dayanıklı bir yüzey sunuyor. Parça, Londra’daki Hallmarking & Assay Office’e sunularak, özel olarak geliştirilen “Phantom Centenary” damgasını aldı. Rolls-Royce tarihinde bir ilk; altın ve beyaz mineli “RR” Figürün tabanı, el dökümü beyaz cam mine ile tamamlanıyor ve koleksiyonun adı özenle işlenerek kazınıyor. Rolls-Royce tarihinde bir ilk olarak, aracın ön, arka ve yan taraflarında yer alan “RR” Onur Rozeti, koleksiyona özel 24 ayar altın ve beyaz mine ile sunuluyor. Dış tasarımın tamamlayıcısı olarak, her biri 25 çizgiyle işlenmiş Phantom jantları yer alıyor. Bu detay, koleksiyondaki 25 araca saygı duruşu niteliğinde olup, toplamda 100 çizgi ile Phantom’un 100. Yılı kutlanıyor. İç tasarım: Phantom efsanesine yolculuk Phantom’un bir asırlık hikayeleri, Private Collection’ın iç mekandaki birçok yüzeyde zarif bir şekilde hayat buluyor; bazıları hemen fark edilen, bazıları ise zamanla keşfedilen görkemli arşiv referanslarıyla anlatılıyor. Geçmiş Phantom modellerine bir saygı duruşu olarak, Phantom Centenary’in iç mekânı tekstil ve deriyi bir araya getiriyor; bu tasarım, markanın ilk yıllarını anımsatıyor; şoför koltuğu dayanıklı deri ile arka kabin ise lüks kumaşlarla kaplanıyordu. Bu zarif kontrast, Phantom’un her zaman sürüşteki otorite ile yolcu kabinindeki mutlak huzuru mükemmel bir dengeyle bir araya getirdiğini gözler önüne seriyor. Arka koltuklar: Ustalığın zirvesi Phantom Centenary’in arka koltukları, 1926 yapımı ünlü “Phantom of Love” modelinden ilham alıyor. O dönemlerde, koltuklar el dokuması Aubusson halılarıyla özel olarak tasarlanmıştı. Koltuklardaki sanat eserleri, üç farklı hikâye katmanı üzerinden anlatılıyor. İlk katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanan arka plan, Phantom’un tarihine ait önemli mekanları ve objeleri gözler önüne seriyor. Bu detaylar, Londra’daki markanın ilk adresi Conduit Street’ten, Henry Royce’un Güney Fransa’yı konu alan yağlı boya tablolarına kadar uzanıyor. İkinci katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanmış olup, geçmişin ikonik Phantom modellerini ince detaylarla gözler önüne seriyor. Üçüncü ve en üst katman, Phantom’un her neslinden yedi önemli sahibi soyut bir şekilde temsil eden özenle işlenmiş nakışlarla oluşturuluyor. Bu özel kumaş, bir moda atölyesi ile iş birliği içinde 12 ay süren titiz bir çalışma sonucunda geliştirildi ve haute couture dünyasının ötesinde ilk kez Phantom Centenary için kullanıldı. Rolls-Royce’un yüksek standartlardaki dayanıklılık, dokunsal kalite ve estetik beklentilerini karşılamak üzere, yüksek çözünürlüklü baskı süreci Phantom Centenary Private Collection için özel olarak geliştirilmiş mürekkepler ve tekniklerle mükemmelleştirildi. Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu Yüksek çözünürlüklü baskılı kumaş, benzersiz bir el çizimi görünümü sunan özenle tasarlanmış nakışlarla tamamlanıyor. Bespoke Collective tarafından “iplikle eskiz yapmak” olarak tanımlanan bu özel nakış tekniği, bir kalem çizgisinin ifadesini tekstil üzerinde kusursuz bir şekilde yansıtıyor. Her bir görseli öne çıkarmak ve tanımlamak üzere ustalar, Golden Sands ipliği ile eskiz tarzında düzensiz dikişler uyguladı. Bu teknik, çizgilerin yüzeyin üzerinde hafifçe süzülüyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Doku ve derinlik, Seashell ipliği ile yüksek yoğunluklu dikişler uygulanarak sağlandı. Tüm kompozisyon boyunca bu özenli işçilik, toplamda 160.000’den fazla dikişten oluşuyor. Tamamlanan eser, her biri tam hassasiyetle hizalanmış ve koltukların kıvrımlarına uyacak şekilde yerleştirilmiş 45 ayrı panelden oluşuyor. Bu süreç, Savile Row terzilik tekniklerinden ilham alınarak gerçekleştirildi ve sonuç olarak Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu ortaya çıktı. Arka koltukların, el dokuması bir halının çağdaş yorumu olarak tasarlandığını belirten Celina Mettang (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Phantom’un hikayesi, özenle seçilmiş detaylar aracılığıyla tekstil ve nakışlarla gözler önüne seriliyor. Her bir nakış detayı, ustalar tarafından dijital olarak yeniden tasarlanarak işlendi ve her çizgi için özel dikiş teknikleri titizlikle seçildi. Örneğin, at motifinde saç dokusunu canlandırmak için aralıklı dikişler, kasları ve hatları belirginleştirmek için ise yoğun dikişler uygulandı. Bu ince detayların kusursuz bir şekilde uygulanabilmesi için olağanüstü bir hassasiyet gerekiyordu; bir motif, istenilen mükemmelliğe ulaşana kadar 24 kez revize edildi. Bu süreç, Phantom’un adını onurlandıran özel bir saygı duruşu yaratırken hissettiğimiz derin kişisel gururu ve bu ikonik mirası gelecek nesillere taşıma sorumluluğunu gözler önüne seriyor.” Ön koltuklar: Sürüş kabininde tasarımın zirvesi Ön koltuklardaki deri, Bespoke tasarımcı tarafından el çizimi olarak hazırlanan çalışmalar temel alınarak lazerle işlenmiş olup, çizerin ustalığını ve detaycılığını yansıtıyor. Motifler arasında, Phantom’un 100 yıllık mirasının olağanüstü ağırlığını zarif bir şekilde taşıyan sembolik detaylar yer alıyor. Bunlar arasında, 2003’teki Rolls-Royce yeniden lansmanının kod adı olan “Roger Rabbit”e gönderme yapan bir tavşan ve 1923 Phantom I prototipinin kod adı olan martı yer alıyor. Anthology Gallery: 100 yıldır anlatılan seçilen bir hikâye Phantom Centenary Private Collection’ın merkezinde, Anthology Gallery yer alıyor. Bu etkileyici kompozisyon, dikey olarak fırçalanmış 50 adet 3D baskılı alüminyum “kanatçıktan” oluşuyor ve bir kitabın sayfaları gibi zarif bir şekilde iç içe geçiyor. Her bir kanatçık, her iki tarafından da okunabilen oyma harflerle tasarlanmış olup, Phantom’un bir yüzyıl boyunca basında yer alan övgü dolu alıntılardan oluşuyor. Heykel, düşen havai fişeklerin ışıltısını çağrıştıran değişken ışıklandırmalarla zarif bir şekilde aydınlatılıyor. Her bir kanatçığın fırçalanmış kenarları, izleyicinin bakış açısına göre değişen yansıma ve ışık oyunları oluşturuyor. Ahşap işçiliği: Heykelsi bir ifade Phantom Centenary Private Collection, Rolls-Royce tarihinde yaratılmış en karmaşık ve detaylı ahşap işçiliğini içeriyor. Bir yıl süren bir çalışma sonucunda geliştirilen ve Blackwood ile renklendirilmiş kapı panelleri, Phantom’un en önemli ve dönüm noktası niteliğindeki yolculuklarını gözler önüne seriyor. Her bir kompozisyonda, coğrafi haritalar, kıvrımlı yollar, geniş manzaralar, bitkisel detaylar ve deneysel araba tasvirleri, Phantom’un mirasını yansıtan yaşayan bir sanat eseri yaratacak şekilde bir araya getiriliyor. Arka kapılar, Sir Henry Royce’un kış aylarını geçirdiği St. Tropez yakınlarındaki Le Rayol-Canadel-sur-Mer kıyı şeridini betimliyor. Ön yolcu kapısında, Sir Henry Royce’un yazlık konutunun bulunduğu West Wittering’in manzarası yer alıyor. Burası, günümüzde Rolls-Royce’un merkezi olan tesise yalnızca sekiz mil uzaklıkta bulunuyor. Sürücü kapısında, Goodwood döneminin ilk Phantom’ının Perth’ten başlayarak Avustralya kıtasını kat ettiği destansı 4.500 millik yolculuk anlatılıyor. Her bir kompozisyonda, derinlik ve doku yaratmak amacıyla 3 boyutlu çok yönlü marküteri, lazer kazıma, 3 boyutlu mürekkep katmanlama ve altın varak teknikleri bir araya getiriliyor. Haritalar, manzaralar, çiçekler ve ağaçlar gibi motifler, lazer kullanılarak ahşaba üç farklı derinlikte işleniyor. Bu yolculukları temsil eden yollar, 0.1 mikrometre kalınlığındaki altın varak karelerinden işlenmiş 24 ayar altınla parlatılıyor. Her bir yol özenle hazırlanıyor, kesiliyor ve yerleştiriliyor. Arka kapılarda, Güney Fransa’ya özgü çam, servi, eğrelti otu ve palmiye gibi bitki örtüleri de yer alıyor. Arka yolcu kapısının bir bölümü ise Sir Henry Royce’un bölgeye ait orijinal yağlı boya tablolarından birini, tuvalden ahşaba aktararak yeniden canlandırıyor. Royce’un evlerinin tam konumları – Güney Fransa’daki Villa Mimosa ve West Wittering’deki Elmstead – 2.76 mm çapında tek bir altın varak noktasıyla özenle işaretleniyor. Phantom’un hikayesinin farklı yönlerini bir araya getiren kompozisyonu oluşturmak için orijinal metinler, günlükler, fotoğraflar ve tablolar gibi eşsiz bir kaynak yelpazesinden yararlandıklarını belirten Katrin Lehmann (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje için geliştirilen yeni teknolojiler, özellikle 3 boyutlu mürekkep katmanlama, daha önce mümkün olmayan ölçekte detayların eklenmesine olanak sağladı – bazıları yalnızca 0.13 mm yüksekliğinde; denizde yelken açan bir tekneden haritadaki konum isimlerine kadar her detay titizlikle işlendi. Phantom’un tarihindeki anları, bu ismi taşıyan modelin hak ettiği detay ve titizlikle hayata geçirebilmek büyük bir ayrıcalık.” Kapılardaki ahşap yüzeyler, özenle işlenmiş deri panellere dönüştürülüyor. 24 ayar altın “yollar”, altın iplik işlemeler olarak devam ediyor; haritalar ve manzaraların detayları siyah iplikle işlenerek kapıların kaplamalı bölümündeki kazınmış detayları yansıtıyor. Ahşap işçiliği, 1925 model orijinal Phantom I ve günümüz Phantom VIII’in tasvirleriyle tamamlanıyor; her biri arka piknik masalarına özenle kazınmış olarak sunuluyor. Modeller, piknik masalarının deri kaplı arka yüzeylerindeki işlemelerde de yansıtılıyor; bu, geçmiş ile günümüzü bir araya getiren bir diğer ince detay olarak öne çıkıyor. Piano Black kaplama, merkezi döner düğmeyi yansıtan altın tozu ile zenginleştirilmiş; söz konusu düğme de 24 ayar altın kaplamaya sahip olarak sunuluyor. Altın bir miras 6,75 litrelik V12 motor gibi muazzam bir mühendislik harikası, Arctic White ile tamamlanmış özel tasarım bir kapakla öne çıkarılıyor. Kapak, Phantom’un modern efsanesini ve başarısını şekillendiren kusursuz gücü onurlandırmak için 24 ayar altın detaylarla süsleniyor. Starlight (Yıldız tavan) altında Phantom’un hikayesi Hafif animasyonlu ve işlemeli Starlight tavan döşemesi, Phantom’un tarihindeki önemli anları 440.000 dikişle yansıtıyor. Tasarım, Henry Royce’un Wittering’deki bahçesinde, iki yakın meslektaşı – markanın Baş Motor Tasarımcısı Charles L. Jenner ve Rolls-Royce’un deneysel departmanının baş test sürücüsü Ernest Hives – ile birlikte dut ağacının altında fotoğraflandığı anı yansıtacak şekilde tasarlandı. Bespoke Collective, bu andan ilham alarak, Starlight tavan döşemesinin altında oturan müşterilerin Royce’un bir zamanlar yaşadığı gibi kendi hayal gücü ve olasılık kıvılcımlarını deneyimleyebileceği bir ilham atmosferi yaratmayı amaçlıyor. Sahne, markanın Goodwood’daki merkezinin avlusundaki karakteristik kare taçlı ağaçları da içerecek şekilde tasarlanıyor. Bal arıları – Rolls-Royce Arıcılığı’ndaki 250.000 sakinine atıfta bulunan bir detay – uçuş halinde tasvir ediliyor; muhtemelen yalnızca Rolls-Royce’un merkezinde yetiştirilen Phantom Rose’a doğru ilerliyorlar. Takımyıldızlarının arasında, geçmişin önemli Phantom modellerine sessiz övgüler yer alıyor; bunlar arasında, Sir Malcolm Campbell’in “Bluebird” olarak bilinen Phantom II’sini temsil eden bir kuş motifi de bulunuyor. Dut yapraklarının arasında, Goodwood döneminin ilk Phantom’unun tasarlandığı gizli 1990’lar tasarım stüdyosu “The Bank’teki” kasa kapısı kilit mekanizmasına ince bir gönderme yer alıyor. Hareket halinde unutulmaz bir miras Phantom Centenary Private Collection’ı hayata geçiren tasarımcılar, mühendisler ve zanaatkarlar için bu araç, nesilde bir kez üstlenebilecek türden özel bir sorumluluk anlamına geliyor. Ortaya konan bu eser, Phantom’un doğuşuna ilham veren aynı ruhu yansıtıyor: markanın mükemmelliğe olan sarsılmaz bağlılığını ve dünyanın en iyi aracını yaratma tutkusunu simgeliyor. Rolls-Royce Phantom Centenary Private Collection, dünyanın en saygın lüks ürününün 100 yıllık mirasına adanmış bir saygı duruşu olarak sunulduğunu belirten Chris Brownridge (Chief Executive, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu ödünsüz sanat eseri, özenle tasarlanmış Phantom VIII’i bir tuval olarak kullanarak Phantom’un olağanüstü yaşam öyküsünü ve onu şekillendiren insanları anlatıyor; Rolls-Royce’daki vizyonerlerden, efsanesinin oluşmasına katkıda bulunan sahiplerine kadar tüm hikayeyi kapsıyor. Bir yüzyıldır, Phantom isim plakası, Rolls-Royce’un yeteneklerinin zirvesini simgeliyor. Bu mirası onurlandırmak amacıyla hazırlanan son derece iddialı Private Collection, yeni teknikler sunuyor ve 40.000 saatten fazla emeğin ürünü olarak ortaya çıktı. Bu araç, Phantom’un hırs, sanatsal yaratıcılık ve tarihi ağırlık simgesi olarak statüsünü yeniden teyit ediyor.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı Haber

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı

Avrasya bölgesinin lider iklimlendirme fuarı ISK-SODEX-2025, Uluslararası HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı, 17’nci kez İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. “Yaşamsal Döngü” ana temasıyla, 22–25 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleşecek fuarda, bir ilk olarak karbon ayak izi ölçümleri gerçekleştirilecek. Fuarın hazırlık aşamasından, enerji tüketimine tüm tedarik zinciri süreçlerinde karbon emisyonu hesaplanacak. Fuar süresince tüm katılımcı ve ziyaretçiler, ortaya çıkan ölçüm sonuçlarına ve sürdürülebilirlik analizlerine erişebilecek. Elde edilen veriler, karbon azaltım stratejileri geliştirilmesi ve dengeleme projelerinin planlanması için temel oluşturacak. Deutsche Messe tarafından, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık ile ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZODER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD, MTMD ve KBSD eş organizatörlüğünde düzenlenen ISK-SODEX-2025’te HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri ürün grupları sergilenecek. Suudi Arabistan Endüstriyel Dönüşüm Fuarı, dünyanın önde gelen sanayi fuarı HANNOVER MESSE’nin organizatörü Deutsche Messe AG, Suudi Arabistan’ın en büyük fuar ve konferans organizatörü Riyadh Exhibitions Company (REC) ve Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı (MIMSA) iş birliğiyle, 1-3 Aralık 2025 tarihlerinde Riyad Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ISK-SODEX 2025, iklimlendirme sektörünü geleceğe taşıyor ISK-SODEX 2025’in resmi açılış töreninde konuşan Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Mehtap Gürsoy, fuarın küresel iklimlendirme sektörü açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. Gürsoy, “Türk iklimlendirme sektörünün küresel vitrini ISK-SODEX 2025’te 17. kez bir araya gelmek bizler için büyük bir onur. ISK-SODEX, ülkemizde teknolojik dönüşümün öncüsü olarak sürdürülebilir kalkınmanın temellerini attığımız bir buluşma noktası haline geldi. İki yıldır heyecanla beklenen bu büyük buluşmada, dört gün boyunca iklimlendirme sektörünün tüm detaylarını keşfedecek, yenilikler ve gelişmelerle sektöre yön vereceğiz. Geleceğin sektör liderlerini, bugünün profesyonelleri ile buluşturacağız. Güçlü mirasımız ve bilgi birikimimiz ile geleceğe köprü olacağız” dedi. Gürsoy, ayrıca küresel iklimlendirme pazarının 2032 yılında 481 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, “Sektörümüzün yüksek potansiyelini ISK-SODEX 2025 ile daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum. Çünkü ISK-SODEX, bu büyümenin stratejik merkezlerinden biri olarak konumlanıyor. ISK-SODEX ailesi olarak, Türk iklimlendirme sektörünün büyümesi için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ISK-SODEX’in sadece bir fuar değil ülkemizin iklimlendirme sanayisinin gücünü, mühendislik üretimini ortaya koyması açsından da çok önemli bir platform olduğunu belirten ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Sarven Çilingiroğlu ise, “Hepimiz bunun için buradayız. Fuarımız ülkemizin sanayisinin kapasitesini, teknolojik yetkinliğini, sürdürülebilir kalkınmaya katkısı anlamında da güçlü bir yapıya sahiptir. Sektörümüz üretimden enerjiyi etkin kullanıma, eğitimden ve Ar-Ge’ye kadar geniş bir ekosistemi kapsıyor. Bunun içerisinde yer alan derneklerimiz ülkemizin sanayileşme hedefiyle katkı sağlıyorlar. Bu yapı aynı zamanda sanayileşen ülkemizin kalkınma hedefinin gücüdür. AB standartlarında üretim yapan bir sektöre sahibiz. Tüm küresel arenada üretimden ihracata ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. İklimlendirme sektörünün enerjiyi etkin kullanım ve su kaynaklarının verimli kullanımı ile çevre korumasına katkı sağladığını vurgulayan Sarven Çilingiroğlu, “Bu alana yönelik finansal teşviklerin kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu bizi karbon nötr hedefimize de hızla ulaştıracak. Kaliteden taviz vermeden üretim yapan güçlü bir sektörüz. Küresel pazarlarda rekabet için üretimin gücü kadar ihracatın desteklenmesi de belirleyici bir kriter.” diye konuştu. Yıllar geçtikçe ISK-SODEX Fuarı’nın gelişip büyüdüğüne dikkat çeken İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal ise iklimlendirme sektörünün Ar-Ge’si güçlü altyapısı ve yüksek kapasitesiyle önemli bir güç haline geldiğini söyledi. Fuarın bir buluşma noktası olduğunu bildiren Mehmet Şanal, “İç ve global pazarlardaki gücümüz sektör STK’larının dayanışması sayesinde her geçen gün daha da artıyor. Fuarımıza olan ilgi de aslında bu birlikteliğin neticesidir. Dünya iklimlendirme sektöründe ithalat 604 milyar dolar seviyesinde. Her ne kadar son 2 yıldır bazı sorunlar olsa da son 4 yılı baz aldığımızda ihracatımızın yüzde 22 oranında arttığını gözlemliyoruz. Sektör olarak el ele verip bu yıl 7.8 milyar dolarlık ihracat hedefine doğru yol alıyoruz. 2026 yılı için de çalışmalarımız için de sektör derneklerimiz ile toplantılarımızı yaparak, hedeflerimizi belirledik” dedi. Bu yıl 61 ülkeden 300’den fazla katılımcıyla B2B görüşmeler yapacaklarını ifade eden Mehmet Şanal, sadece Mısır’dan gelen 100 kişilik heyetin B2B görüşmelerini fuar sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti. Bin marka, 22 ülke ISK-SODEX’te 9 salonda düzenlenen ISK-SODEX 2025, 250’si uluslararası katılımcı firma olmak üzere toplam bin markayı ağırlıyor. Almanya, Çin ve Özbekistan pavilyonlarının bulunduğu fuarda Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti, Çin, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İran, İtalya, Japonya, Mısır, Özbekistan, Polonya, Tayvan ve Vietnam katılımcı ülke olarak yerini alıyor. Dünyanın dört bir yanındaki 22 farklı ülkeden katılımın gerçekleştiği ISK-SODEX-2025’te bu sene rekor ziyaretçi katılımı hedefleniyor. ISK-SODEX'ten bir ilk daha: Sektör Kampüste buluşuyor ISK-SODEX 2025’te bir başka ilk daha hayata geçiriliyor. Kampüs Projesi ile ISK-SODEX-2025 lise ve üniversite öğrencileri için bir cazibe merkezi haline gelecek. Proje kapsamında, öğrencilere sektörün önde gelen şirketleriyle tanışma ve sektördeki istihdam fırsatlarına erişim imkânı sunulacak. Atölye çalışmaları, eğitim seminerleri, yenilikçi fikirleri destekleyen proje yarışmaları ve sergiler aracılığıyla gençler, mesleki becerilerini geliştirme ve yaratıcı fikirlerini paylaşma fırsatı bulacak. İklimlendirme sektörünün geleceği 24 panelde ele alınacak ISK-SODEX-2025’te sektörün geleceğini şekillendirecek trendlerin tartışılacağı paneller ve etkinlikler düzenlenecek. Forum Alanında dört gün boyunca devam edecek, sektörün önde gelen derneklerinin iş birliğiyle sektörel paneller gerçekleştirilecek. 38 konuşmacının yer alacağı 24 panelde, “Enerjide Dönüşüm”, “Endüstriyel Soğutmada Yeni Teknolojiler”, “Enerji Verimliliği” ve “Isı Pompaları, Dijitalleşme ve Robotik Uygulamalar” gibi konular ele alınacak. Rothenberger ve Yıldırım Klima firmasının malzeme sponsorluğunda hayata geçen “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor” etkinliği, lise ve üniversite öğrencilerinin teknik yeteneklerini sergilemesine imkân sağlayacak. “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor”, 23 Ekim’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve SOSİAD katkılarıyla soğutmada, 24 Ekim’de DOSİDER katkılarıyla ısıtma alanında düzenlenecek. Fikirlerden sanata etkileşimli ve renkli bir ISK-SODEX-2025 ISK-SODEX 2025, gençlerin yaratıcılığını ve sektörel etkileşimini ön plana çıkaran etkinliklerle dop dolu bir program sunuyor. “Bir Süper Gücüm Olsa” temalı resim yarışmasıyla minik sanatçıların hayal gücü fuar alanına taşındı. Dereceye giren eserler fuar boyunca sergilenecek, öğrenciler hayallerini binlerce ziyaretçiyle paylaşma ve ödüller kazanma fırsatı yakaladı. Eleman.net iş birliğiyle hayata geçirilen Kariyer Noktasında, öğrenciler sektör profesyonellerinden birebir kariyer danışmanlığı alma, doğru yönlendirmelerle kendilerini geliştirme ve iş hayatına hazırlanma şansı yakalayacak. Firmalar ise staj ve iş olanakları için öğrencilerle fuar boyunca bir araya gelecek. ISK-SODEX Fuar Çekilişi ise fuar atmosferine heyecan katacak, çekiliş sonucunda birçok farklı hediye sahiplerini bulacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.