Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Omega-3

Kapsül Haber Ajansı - Omega-3 haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Omega-3 haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kış Hastalıklarına Karşı 10 Etkili Öneri!  Haber

Kış Hastalıklarına Karşı 10 Etkili Öneri! 

Uzmanlara göre, kış aylarında bu hastalıkların bulaşma riski yaz aylarına nazaran 3 kat daha yüksek. Bunun nedeni ise kapalı alanlarda daha uzun süre kalınması ve havalandırmanın yetersiz olması sebebiyle mikropların yayılımının kolaylaşması. Ayrıca, bağışıklık sisteminin soğuk havada zayıflaması da enfeksiyonlara olan yatkınlığı artırıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, aslında doğru önlemlerle bu enfeksiyonlardan korunmanın veya hastalığa yakalanma riskini ciddi oranda azaltmanın mümkün olduğunu belirterek, “Hem kişisel hijyen hem de yaşam tarzı alışkanlıkları bu süreçte büyük önem taşıyor. Kışın sağlığımızı korumak için en önemli kural ise kalabalık ve kapalı ortamları sınırlamak, doğru havalandırma yapmak ve bağışıklığı güçlü tutmaktır. Ayrıca, öksürme ve hapşırmayla yayılan damlacıklar kolayca bulaşabildikleri için özellikle yüz yüze olan karşılıklı konuşmalarda aramızdaki mesafenin en az 70 cm olmasına özen göstermeliyiz” diyor. İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, kış aylarında hastalıklardan korunmamız için dikkat etmeniz gereken 10 kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçının Kışın kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınmanız çok önemli. Zira, insanların birbirine yakın bulundukları alanlarda influenza, solunum sinsityal virüsü (RSV) ve COVID-19 gibi virüsler çok hızlı yayılıyorlar. Araştırmalar, kalabalık ve kötü havalandırılan ortamlarda bulaşma riskinin 10 kata kadar arttığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla, sinema, AVM, toplu taşıma ve toplantı salonlarında uzun süre kalmaktan kaçınmak enfeksiyon riskini ciddi şekilde azaltıyor. Mecburi durumlarda maske takmak da etkili olan bir başka önlem. Haftada en az 3 kez 1’er saat yürüyün Düzenli egzersiz bağışıklık hücrelerinin dolaşımını artırarak enfeksiyonlara karşı koruyucu etki sağlıyor. Araştırmalar, haftada en az 150 dakika yürüyen kişilerde solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 30 oranında daha az görüldüğünü gösteriyor. İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, kışın soğuk havaya rağmen açık havada yapılan tempolu yürüyüşün hem D vitamini sentezine katkı sağladığını hem de kişiyi kapalı alan kalabalığından uzak tuttuğunu belirterek, “Yürüyüşü mümkünse gün içinde ve rüzgârdan korunaklı bir rota seçerek yapın. Aşırı terlemeyi ve üşümeyi önlemek için kat kat giyinmeye de dikkat edin” diyor. Odalarınızı günde 3 kez 15’er dakika havalandırın Kışın pencereler genelde kapalı kaldıkları için virüsler havada daha uzun süre asılı kalıyorlar. Bu nedenle, oturduğumuz, çalıştığımız veya uyuduğumuz ortamları günde 3 kez en az 10–15 dakika havalandırmak büyük fark oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü, iyi havalandırmanın solunum yolu hastalıklarını yüzde 50 oranında azalttığını bildiriyor. Havalandırma sırasında kısa süreli ısı kaybı olsa bile hava kalitesinin korunması enfeksiyon riskini ciddi oranda düşürüyor. Kapalı ortamlarda sürekli klima veya soba kullanımı havayı kuruttuğu için nem dengesini korumak da önem taşıyor. Aşılarınızı mutlaka tamamlayın Grip aşısı, özellikle risk grubunda yer alan kişilerde hastaneye yatış riskini yüzde 60 oranına kadar azaltıyor. COVID-19 hatırlatma dozları bağışıklık düzeyinin düştüğü kış aylarında koruma sağlıyor. Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, 65 yaş üstünde veya kronik hastalığı olanlarda zatürre (pnömokok) aşısının da ciddi enfeksiyonları önleyebildiğini vurgulayarak, “Aşılar hastalıkların bulaşmalarını ve ağır seyretmelerini önleyen en güçlü araçlardandır. Üstelik, sadece sizi değil çevrenizdeki hassas kişileri de koruyor” bilgisini veriyor. Eve geldiğinizde ilk iş ellerinizi yıkamak olsun Virüslerin büyük bir bölümü eller yoluyla bulaşıyor. Bu nedenle, ellerinizi yıkamadan yüzünüze, burnunuza veya gözlerinize asla dokunmayın. Ellerin su ve sabunla en az 20 saniye yıkanması enfeksiyon riskini yüzde 40–50 oranında azaltıyor. Dolayısıyla, özellikle toplu taşıma, market, okul veya iş yerinden dönüşte bu alışkanlık çok önem taşıyor. Su ve sabun yoksa en az yüzde 60 alkol içeren el antiseptikleri de fayda sağlıyor. Boyun ve burun bölgenizi koruyun Soğuk hava solunum yolu mukozasını zayıflatarak virüslere daha duyarlı hâle getiriyor. Boyun ve burun bölgesini korumak ise özellikle rüzgârın etkisini azaltarak mukozanın kurumasını ve bu sayede virüslerin solunum yollarında kolayca tutunmalarını önlüyor. Yaygın inanışın aksine, üşümek doğrudan hastalık yapmıyor; ancak bağışıklığı baskılayarak enfeksiyonlara zemin hazırlıyor. Dolayısıyla dışarı çıkmadan önce termal içlik ve atkı kullanmak faydalı oluyor. Bunların yanı sıra ince tek bir kıyafet yerine kat kat giyinmek vücut ısısını dengede tutuyor. Günde 7–8 saat kesintisiz uyuyun Uykusuzluk bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivitelerini azaltıyor ve bu nedenle viral enfeksiyonların gelişme riskini artırıyor. Bilimsel çalışmalar, günde 6 saatten az uyuyan kişilerde hastalanma riskinin yaklaşık 4 kat arttığını gösteriyor. “Düzenli ve kaliteli uyku için uyku saatlerinin mutlaka sabit olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, “Yoğun günlerde kısa molalar vermek stres hormonlarının seviyelerini düşürüyor ve böylece bağışıklığı güçlendiriyor. Akşam geç saatlerde ekran kullanımını sınırlandırmak da uyku kalitesini artırıyor” diye konuşuyor. Bağışıklığı güçlendiren beslenme düzenini sürdürün Yetersiz beslenme, enfeksiyonlara yatkınlığı yüzde 20–30 oranında artırıyor. Bu nedenle, dengeli ve yeterli beslenme bağışıklık sisteminin güçlenmesi açısından büyük önem taşıyor. Günde birkaç porsiyon sebze ve meyve tüketimi bağışıklığı destekliyor. Ayrıca, C vitamini, çinko, D vitamini ve omega-3 bakımından zengin gıdalar, antioksidan ve antiinflamatuar etkileri sayesinde enfeksiyon riskini azaltıyor. Haftada 2 kez balık, her gün yoğurt veya kefir tüketimi ise güçlü bir bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan bağırsak florasını destekliyor. Aşırı şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçınmak da enfeksiyon süresini kısaltmaya yardımcı oluyor. Geceleri odanıza bir bardak su koyun Kışın kullanılan ısıtıcılar odadaki nemi düşürüyor; kuru hava, virüslerin solunum yollarına kolayca tutunmalarına yol açıyor. Burun içinin kuruması da hem kanamaya hem enfeksiyona yatkınlık oluşturuyor. Bu nedenle, ortam neminin yüzde 40–60 arasında olması ideal kabul ediliyor. Geceleri odaya bir bardak su koymak veya nemlendirici cihaz kullanmak odanın nemlenmesinde fayda sağlıyor. Bu basit önlem bile üst solunum yolu enfeksiyonlarını azaltabiliyor. Yüz yüze konuşurken en az 70 cm uzak durun Kış aylarında aile ortamlarında bulaşma riski oldukça yükseliyor. Öyle ki temas hâlindeki her 3 kişiden 1’i enfeksiyonu kapabiliyor. Doç. Dr. Alpay Medetalibeyoğlu, basit temas önlemlerinin bile bulaşma riskini önemli şekilde azaltabildiğini vurgulayarak, “Bunun için yüz yüze konuşurken mesafe korunmalı ve mümkünse maske kullanılmalı. Ortak havlular, bardaklar veya telefonlar paylaşılmamalı. Bunların yanı sıra hastanın ayrı odada kalması ve sık havalandırma da çok önemlidir” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Türk Pediatri Kurumu ve Orzax’tan Kazakistan’da Güç Birliği Haber

Türk Pediatri Kurumu ve Orzax’tan Kazakistan’da Güç Birliği

Türk Pediatri Kurumu, Astana Pediatri Derneği ve S.D. Asfendiyarov Kazak Ulusal Tıp Üniversitesi iş birliğiyle ve Orzax’ın koşulsuz desteğiyle düzenlenen “Türk Pediatri Kurumu Kazakistan Toplantısı”, 300’den fazla hekimin katılımıyla 25-26 Ekim tarihlerinde Kazakistan’ın Almati şehrinde gerçekleştirildi. Sempozyumun bilimsel içeriği oldukça zengindi. Çocukluk çağında Omega-3 ve beyin gelişimi, akut gastroenteritlere yaklaşım, çocuklarda vitamin ve mineral kullanımı, D vitamini, alt solunum yolu hastalıkları, idrar yolu enfeksiyonları, demir eksikliği anemisi ve tedavisi, boy kısalığına yaklaşım ve romatolojik hastalıklarda beslenme gibi güncel ve önemli pediatrik konular masaya yatırıldı. 3 gün süren programın açılış konuşması Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Asfendiyarov Kazak Ulusal Tıp Üniversitesi, Pediatri Anabilim Dalı Başkanı Dr. Tashenova Gulnara Talipovna, Avrasya Pediatristler ve Neonatologlar Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Abdrakhmanova Sagıra Toksanbayevna ve Orzax Dış Ticaret Direktörü Neslihan Hotoğlu tarafından yapıldı. TPK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek, özellikle Omega-3'ün beyin gelişimi, dikkat ve öğrenme kapasitesi üzerindeki etkilerini gösteren güncel verilerin paylaşılmasının, pediatri pratiğine önemli katkı sağladığını belirtti. Toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TPK Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bilginin ancak uluslararası düzlemde paylaşılarak çoğaltılabileceğini vurgulayarak, toplantının iki ülke arasında köprüler kurduğunu ifade etti. Toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TPK Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bilginin ancak uluslararası düzlemde paylaşılarak çoğaltılabileceğini vurgulayarak, toplantının iki ülke arasında köprüler kurduğunu ifade etti. Orzax Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Müge Turan ise, bu buluşmayı, iki ülkenin güçlü klinik deneyimlerini bir araya getiren değerli bir platform olarak nitelendirdi ve Orzax'ın Türk tıbbının gücünün Dünya'ya taşınmasına katkı sağladığını belirtti. Ayrıca “Orzax olarak, bilimi ve bilimsel gelişimi destekleyen bu tür çalışmalara ve geleceğin sağlığına yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. Orzax Dış Ticaret Direktörü Neslihan Hotoğlu da, bilimsel toplantılar ve iş birlikleriyle global sağlık ekosistemine katkı sunmayı en önemli görevleri arasında gördüklerini ekledi. Hotoğlu, “Orzax olarak Kazakistan'da bilime dayalı inovatif ürünlerimizi ve bilimsel etkinliklerimizi 50'den fazla ülkeye ulaştırarak, özellikle çocuk sağlığına odaklanarak global sağlık ekosistemine katkı sağlamayı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Bilimsel etkileşimi ve uluslararası iş birliğini güçlendiren bu nitelikli buluşma, pediatri alanında daha sağlıklı nesiller için ortak aklın ve çok yönlü yaklaşımın önemini bir kez daha ortaya koydu. Orzax, bilimsel toplantılarını sürdürerek çocuk sağlığı alanındaki katkılarını genişletmeye kararlılıkla devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri Haber

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri

Acıbadem Kadıköy (Dr. Şinasi Can) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Gebelikte bağışıklık sistemi anne adaylarını virüslere karşı daha savunmasız hale getirir. Influenza (grip) gebelerde bazen beklenenden daha ağır seyredebilir, solunum güçlüğü ve yüksek ateş gibi belirtilerle anne sağlığını tehdit edebilir. Düşük, erken doğum, su kesesinin erken açılması ve yenidoğanın enfeksiyonu gibi durumların riskini artırabilir” diyor. Bu nedenle sonbahar döneminde anne adaylarının alacakları bazı önlemlerle, hem kendilerinin hem de bebeklerinin sağlığını korumalarının mümkün olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, sonbahar hamilelerine özel 8 önerisini sıraladı, önemli açıklamalar yaptı. Grip aşınızı ihmal etmeyin Hamilelikte ve emzirme döneminde en etkili korunma yöntemlerinden biri olan grip aşısı, canlı virüs içermediğinden gebelikte güvenle uygulanabilir ve hem anne adayını hem de doğumdan sonraki ilk aylarda bebeği korur. Ancak hamileliğin ilk 3 ayı bebeğin organ gelişim dönemi olduğu için gerekmedikçe beklenmelidir. İkinci veya üçüncü trimesterde olan ve sonbahar-kış dönemine giren anne adaylarının aşılarını doktor önerisiyle yaptırmaları önemlidir. Ellerinizi sık yıkayın Ellerin sık sık sabunla yıkanması enfeksiyona karşı korur. Su ve sabun olmadığında alkol içeren el antiseptikleri tercih edilebilir. El yıkamak, influenza dahil pek çok virüsten korunmanın en etkili yollarından biridir. Gripli bir hastayla veya salgılarıyla temas edilmesi halinde de ellerin yüze, göze veya buruna temasından kaçınılmalı ve eller mutlaka sabunla yıkanmalı veya alkol içeren bir mendille silinmelidir. Kalabalık ortamlardan uzak durun Sonbaharda kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması virüslerin yayılmasını kolaylaştırır. Hamilelerin alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları veya kalabalık toplantılarda mümkünse kısa süre bulunması, bulaş riskini azaltır. Hasta kişilerden mümkünse uzak durulması, gereken durumlarda maske kullanılması, kapalı ortamlarda en azından 1 metre mesafe uzaklıkta bulunulması önemlidir. Dinlenmeye zaman ayırın ve stresi azaltın Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Stres, bağışıklık sistemini baskılayan önemli bir faktördür. Gebelikte stres düzeyini azaltmak, hem annenin hem bebeğin sağlığı üzerinde doğrudan olumlu etki yaratır. Güne hafif yürüyüşlerle başlamak, nefes egzersizleri yapmak ya da sevdiğiniz aktivitelerle zaman geçirmek bedeni ve zihni rahatlatır” diyor. Ev ve iş ortamınızı temiz tutun ve havalandırın Soğuk günlerde evde daha çok vakit geçirilir, fakat kapalı ortamlar mikroorganizmalar için ideal üreme alanıdır. Günde birkaç kez kısa süreli pencere açarak ortamı havalandırın. Düzenli olarak evde ve/veya işte yüzeyleri dezenfektan ile temizleyin. Nem oranının çok düşmesi solunum yollarının kurumasına yol açabilir; bu durumda nemlendirici cihazlardan faydalanabilirsiniz. Beslenmenizi bağışıklık dostu hale getirin Bağışıklık sisteminin güçlü olması için doğru beslenme son derece önemlidir. C vitamininden zengin meyve ve sebzeler (portakal, kivi, brokoli), çinko içeren kuruyemişler ve omega-3 yönünden zengin balıklar bağışıklık direncini artırır. Yoğurt ve kefir gibi probiyotik kaynakları bağırsak sağlığını destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca yeterli su tüketimi ve taze gıdalarla beslenmek de vücudun doğal savunma mekanizmasını güçlendirir. Yeterli ve kaliteli uykuya özen gösterin Gebelik döneminde hormonal değişiklikler uyku düzenini zorlayabilir; ancak dinlendirici bir uyku hem anne hem bebek sağlığı için önemlidir. Günde 7–8 saat kaliteli uyku, bağışıklığın güçlü kalmasına yardımcı olur. Uyumadan önce ekran maruziyetini azaltmak, ılık bir duş almak veya gevşeme egzersizleri yapmak uykuya geçişi kolaylaştırabilir. Şüpheli belirtilerde doktora başvurun Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Ateş, öksürük, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtiler fark edildiğinde ihmal edilmemelidir. Hamilelikte enfeksiyonlar daha hızlı ilerleyebilir. Bu nedenle belirtiler başladığında zaman kaybetmeden hekiminize başvurun. Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın; uygun tedaviyle hem siz hem de bebeğiniz güvende kalırsınız” diyor.

Sağlıklı Denizler ve Sağlıklı Nesiller için “Mavi Gelecek Projesi” Haber

Sağlıklı Denizler ve Sağlıklı Nesiller için “Mavi Gelecek Projesi”

Orzaks İlaç, Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD), Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) ve Arnavutköy Belediyesi iş birliğiyle, Karaburun Sahili'nde geniş çaplı bir kıyı temizliği etkinliği gerçekleştirdi. Etkinliğe Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, Orzaks İlaç Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Müge Turan ve Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı katıldı. Denizlerin sürdürülebilirliği ve çevre bilincinin artırılması amacıyla hayata geçirilen Mavi Gelecek Projesi, bu yıl da deniz ekosistemini korumaya yönelik önemli bir adım attı. Proje, denizlerin temizliği ve sürdürülebilir Omega-3 kaynaklarının korunması konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. 3 Mart Dünya Omega-3 Günü özelinde farkındalık projesi olarak geçtiğimiz yıl “Mavi Bayrak, Mavi Kalp” adıyla büyük yankı uyandıran Orzaks İlaç, bu yıl "Mavi Gelecek" adıyla projenin kapsamını genişleterek, kıyı temizliği ve plastik atıkların azaltılması konusundaki farkındalığı daha da artırmayı amaçlıyor. Bu yıl da, 3 Mart Dünya Omega-3 Günü kapsamında gerçekleştirilen etkinlikle denizlerin Omega-3 açısından zengin besin kaynakları sunduğuna ve denizlerdeki kirliliğin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi. Orzaks İlaç, sağlık alanındaki öncü rolünü çevresel sürdürülebilirlik vizyonuyla birleştirerek, yalnızca insan sağlığını değil, sağlıklı bir çevrenin de önemini topluma anlatmaya devam ediyor. Omega-3 birçok yaşamsal fonksiyon için kritik bir öneme sahip Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu ise denizlerin temizliğinin Omega-3 kaynaklarının sürdürülebilirliği ve kalitesi için hayati önem taşıdığını vurgulayarak, çevresel sürdürülebilirlik ile insan sağlığı arasındaki bağlantıya dikkat çekti: "Denizlerimiz, zengin Omega-3 kaynağı olan balıkların ve diğer deniz canlılarının yaşam alanıdır. Eğer denizlerimizi koruyamazsak, yalnızca deniz ekosistemini değil, insan sağlığını ve geleceğimizi de tehlikeye atmış oluruz. Omega-3, kalp sağlığından bağışıklık sistemine kadar birçok yaşamsal fonksiyon için kritik bir öneme sahiptir. Ancak denizler plastik kirliliğiyle mücadele ederken, bu besin kaynağının sürdürülebilirliği de risk altına girmektedir. Orzaks İlaç olarak, insan sağlığına fayda sağlayacak ürünler üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bu ürünlerin doğal kaynaklarının korunmasına da öncelik veriyoruz. Bu nedenle, bu tür çevresel farkındalık projelerini hayata geçirmek bizim için bir sorumluluk.” Ayrıca açıklamalarına: “Bugün, topluma katkı sağlama misyonumuz doğrultusunda bir araya geldiğimiz Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) başta olmak üzere projeye katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Orzaks İlaç olarak, çevresel sorumluluk bilinciyle hareket etmeye ve deniz ekosisteminin korunmasına destek vermeye devam edeceğiz." eklemelerini yaparak sonlandırdı. “Amacımız gelecek nesillere temiz denizler bırakmak" Deniz Yaşamını Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Volkan Narcı, denizlerdeki kirliliğin yüzde 80’inin karasal kaynaklı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Deniz ekosistemlerimizi korumak ve gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak hepimizin sorumluluğunda. Denizlere ulaşan plastikler zamanla mikro ve nano boyutlara ayrışarak besin zincirine giriyor ve insan sağlığını doğrudan etkiliyor. Plastik atıkların deniz canlıları tarafından tüketilmesi, yalnızca deniz ekosistemlerini değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor. Bu nedenle, kıyılardaki atıkların denize karışmasını önlemek ve kirliliğe dikkat çekmek amacıyla Karaburun Sahili'nde bu kıyı temizliği etkinliğinde yerimizi aldık. Amacımız yalnızca bir sahili temizlemek değil, aynı zamanda bireylerde farkındalık oluşturarak, daha sürdürülebilir bir çevre bilinci yaratmak ve gelecek nesillere temiz denizler bırakmak." “Omega-3 gibi hayati besin kaynaklarının devamlılığı doğrudan denizlerle ilgilidir” Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) Genel Müdürü Almıla Kından Cebbari, denizlerin korunmasının yalnızca ekolojik dengenin değil, aynı zamanda insan sağlığının da korunması için kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Çevre sağlığı olmadan insan sağlığını korumak mümkün değildir. Denizlerin temizliği, yalnızca ekosistem için değil, bizlerin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için de büyük bir gerekliliktir. Omega-3 gibi hayati besin kaynaklarının devamlılığı doğrudan denizlerle ilgilidir. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı olarak, Orzaks İlaç ile yürüttüğümüz bu projede denizlerin temizliği ve sürdürülebilirliği konusundaki farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Ancak denizleri korumak, sadece kurumların değil, tüm bireylerin ortak sorumluluğudur. Hep birlikte hareket ederek çevremize ve sağlığımıza daha duyarlı bir yaklaşım sergilemeliyiz. Bu anlamlı iş birliğinde destek veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz." Toplanan atıklar ayrıştırıldı ve tartıldı Konuşmaların ardından kıyı temizliği etkinliği başlatıldı ve deniz ekosistemine zarar veren atıklar gönüllüler tarafından toplandı. Etkinlik boyunca katılımcılar, denizlerdeki kirliliğin etkileri ve sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirildi. Karaburun Sahili temizlik etkinliği kapsamında 43 kg plastik, 27 kg kağıt, 22 kg cam ve 15 kg evsel atık olmak üzere toplamda 107 kg atık toplandı. Toplanan atıklar ayrıştırılarak geri dönüşüm süreçlerine uygun şekilde yok edilmesi sağlandı. Orzaks İlaç, çevresel sürdürülebilirlik ve insan sağlığına değer katan projeleriyle farkındalık yaratmaya devam edecek.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.