Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Organize Sanayi Bölgesi

Kapsül Haber Ajansı - Organize Sanayi Bölgesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Organize Sanayi Bölgesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi! Haber

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi!

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl ve Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan olayın temel nedeninin yanıcı maddelerin bulunduğu tesisin yeri, ruhsatlandırma sürecindeki eksiklikler ve denetim zafiyeti olduğunu belirterek, facianın ‘göz göre göre geldiği’ uyarısında bulundu. Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl: “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekir. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır.” Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir kozmetik fabrikasında meydana gelen ve 6 kişinin yaşamını yitirdiği feci yangın, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları tarafından mercek altına alındı. Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan: “Fabrika temel güvenlik standartlarına uymuyor” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, 50 kişinin çalıştığı tesisin "depo" olarak ruhsatlandırılmış olabileceği şüphesini dile getirerek, bu durumun hem ruhsat verenleri hem de işvereni sorumluluk altına soktuğunu belirtti. Dr. Öğr. Uçan, fabrikanın temel güvenlik standartlarına uymadığını ifade ederek, “Burası kesinlikle bir fabrika. Depoda öyle 50 kişi falan çalışmaz... Fabrikaysa da fabrikanın 50 kişinin çalıştığı fabrikada tek giriş çıkış olan bir yer olmaz. Mutlaka fabrikanın en aşağı iki veya üç tane acil çıkışı olması lazım. Burada da öyle bir olay yok.” dedi. Acil çıkış eksikliği can kayıplarını doğrudan etkiledi Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” ifadesinde bulundu. Depo ruhsatı alan işletmelerde iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun olmamasının riskine de dikkat çeken Uçan, “Depo olursa iş güvenliği uzmanı çalıştırma gibi bir zorunluluk yok. Tamamen kendi istedikleri gibi hareket ediyorlar.” şeklinde konuştu. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, olayın sadece bir yangın değil, bir patlama dizisi ile başladığına vurgu yaparak teknik riskleri açıkladı. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yangın anında yangın söndürücülerin bile işe yaramadığını belirtti. Dr. Bingöl, kullanılan hammaddenin tehlike seviyesine ilişkin, “Öncelikle bir patlamanın olduğu değerlendiriliyor ki birkaç üst üste patlama var. Yani bir patlayıcı ortam patlaması, ATEX dediğimiz patlama kısmında. Şimdi bu tip patlamalarda yangın söndürücüler çok fazla işe yaramıyor.” ifadesinde bulundu. Kozmetik sektöründe kullanılan alkol tehlike yaratıyor Yanıcı sıvıların depolanma şartlarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, kozmetik sektöründe kullanılan alkolün neden olabileceği tehlikeye dikkat çekti. Bingöl, “Bir parfümeri deposundan bahsediyoruz, muhtemelen tabii ki alkol kullanılıyor. Bu tip yanıcı sıvılar parlama noktası düşük sıvılardır. Alkolün yanlış bilmiyorsam 12.6 derecedir parlama noktası. Bu şu demektir: Bu 12.6 derecenin üstündeki her sıcaklıkta buhar üretir bu malzeme... Yanma gaz fazında olduğu için, bu ortamdaki alkolün de durumu budur.” dedi. Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesis OSB dışında olmamalı Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesisin Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dışında, yerleşim yerlerinin ortasında bulunmasını eleştiren Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Bir kere tesisin yeri yanlış. Bu tip yerleri biz genelde organize sanayi bölgelerinde bekleriz... Yani zaten binanın yeri mahalle arasında olması bir garabet... Altta bir kesme, bükme yeri var, yani bir metal atölyesi var ki altta sıcak çalışma yapılıyordur. Metalin kestiği kıvılcım çıkacak, kıvılcım yine tutuşturucu kaynak olarak rol oynayabilir. Neresinden tutsanız bir yanlışlık var.” şeklinde konuştu. OSB’ler “ihtisas alanı” olduğu için itfaiye ekipleri daha bilinçli ve deneyimli Dr. Bingöl, organize sanayi bölgelerinin (OSB) “ihtisas alanı” olması nedeniyle bu bölgelerdeki itfaiye ekiplerinin daha bilinçli ve deneyimli olduğunu söyleyerek, “Organize sanayi bölgelerinde itfaiye, ruhsatlama aşamasından itibaren sürecin içinde yer alıyor. Hangi tesiste ne üretildiğini, neyin depolandığını, hangi kimyasalların kullanıldığını önceden biliyor. Dolayısıyla bir yangın çıktığında müdahale planı önceden hazır oluyor. Ancak mahalle arasındaki küçük fabrikalarda bu bilgiye sahip olunmadığı için müdahale gecikebiliyor veya yanlış yöntem uygulanabiliyor.” diye konuştu. Yangın güvenliğinde asıl mesele patlayıcı ortamın riski Yangın güvenliğinde asıl meselenin patlayıcı ortam riski olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Patlamadan korunma üç aşamalı bir sistem. Birincisi patlayıcı ortamı hiç oluşturmamak. İkincisi, oluşuyorsa tutuşmasını engellemek. Üçüncü aşama ise patlama meydana geldiğinde etkilerini azaltmak. Biz genellikle üçüncü aşamayı konuşuyoruz; sprinkler sistemleri, tatbikatlar, köpükle müdahale gibi önlemler hep bu aşamaya girer. Oysa asıl başlamamız gereken yer birinci aşamadır: patlayıcı ortamın hiç oluşmamasıdır.” dedi. Mevzuata göre patlayıcı ortam riski bulunan işyerlerinde çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunması hakkındaki yönetmelik kapsamında doküman hazırlanmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Risk değerlendirmesinin içinde bu dokümanın mutlaka yer alması gerekir. Depolama koşulları, yanıcı sıvıların açıkta bulundurulmaması, düşük parlama noktası olan kimyasalların güvenli ortamlarda saklanması sağlanmalı. Bu önlemler, patlayıcı buharların kapalı ortamlarda birikmesini önler.” ifadesinde bulundu. Basit önlemler hayat kurtarır! Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, sanayi tipi kazalarda can kayıplarını azaltmanın mümkün olduğunu dile getirerek, “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekiyor. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, parfüm gibi yanıcı ve patlayıcı kimyasalların üretildiği tesislerin mahalle aralarında kurulmasının ciddi risk oluşturduğunu belirterek, “Eğer belediye, burada ‘parfüm üretimi’ yapıldığına dair bir ruhsat verdiyse, itfaiyenin de bundan haberdar olması gerekir. Çünkü ruhsatlama aşamasında itfaiyenin, tesisin mevzuata uygun olup olmadığını denetlemesi gerekir. Ancak görünen o ki, bu bina mahalle arasında yer alıyor ve büyük olasılıkla üretim süreciyle ilgili itfaiye detaylı bilgiye sahip değildi. Oysa böyle bir tesis organize sanayi bölgesinde olsaydı, itfaiye kuruluş aşamasından itibaren süreci denetler, olası riskleri önceden belirlerdi.” dedi. Ruhsatlama aşamasında çok disiplinli denetim şart Dr. Bingöl, ruhsatlama sürecinin sadece belediyelerle sınırlı kalmaması, itfaiye, çevre ve iş sağlığı uzmanlarının da sürece aktif olarak dahil edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Eğer parfüm üretimi gibi yanıcı kimyasalların yer aldığı bir faaliyet söz konusuysa, o tesisin uygunluğu birçok açıdan değerlendirilmeli. Depolama koşulları, havalandırma sistemi, elektrikli ekipmanların patlamaya dayanıklılığı gibi teknik kriterler dikkate alınmalı. Bu nedenle ihtisas bölgeleri, sadece üretim için değil, güvenlik kültürü açısından da büyük önem taşıyor.” diye konuştu. Dr. Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan da binanın fiziksel yapısına dair önemli bir tespitte bulunarak, ruhsatlandırma sürecindeki çoklu kurum sorumluluğunu hatırlattı. Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, parfüm üretimi gibi yanıcı, uçucu ve patlayıcı kimyasallarla çalışılan tesislerin mahalle aralarında yer alamayacağını ifade ederek, yaşanan olayın ihmaller zincirine işaret ettiğini belirtti. Yangını ihmal başlatıyor! Olayı değerlendiren Dr. Kayhan, “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır. Dolayısıyla öncelikle ‘ihmal nerede yapılmış?’ sorusunu sormamız gerekiyor.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, parfüm üretiminin niteliğine dikkat çekerek, “Parfüm üretiyorsa, orada alkol, çözücüler ve uçucu organikler var — yani parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı kimyasallarla çalışılan bir tesis bu. Böyle bir tesisin olması gereken yer burası değil.” ifadesinde bulundu. Ruhsatlama zincirinde birçok kurum var… Ruhsatlama sürecindeki çoklu sorumluluğa işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, şunları kaydetti: “Bir tesisin bu tür faaliyetlere uygun olup olmadığına dair onay birden fazla kurum tarafından verilir. Belediye, eğer belediye sınırları içindeyse ruhsat verir; itfaiye uygunluk raporu düzenler; Sanayi Bakanlığı tehlikeli kimya nedeniyle sürece dahil olur; Çalışma Bakanlığı ise iş güvenliği perspektifinden denetler. Biz önce yukarıdan başlamalıyız: Kim onay verdi, hangi koşullarda verdi? Orada görünen ek bina, kaçak kat izlenimi veriyor. Depolama alanı olarak kullanılan bölümler, ruhsatlı çıkmayabilir. Alt kısım için ‘ruhsatı var’ deniyor ama neyin ruhsatı olduğu sorgulanmalı metal atölyesi ruhsatı mı, depo ruhsatı mı? Depo ruhsatıyla üretime başlanmışsa bu suçtur.” Cezai ve idari sorumluluklar netleşmeli Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, bu tür olayların önlenebilir olduğunu vurgulayarak şu çağrıda bulundu: “Biz meslekten olarak bu tür kazaların önlenebilir olduğunu biliyoruz. Alınacak her önlem bir can kurtarabilir. Ruhsatlandırma, denetim ve uygunluk süreçlerinde sorumluluklar netleştirilmeli; gerektiğinde idari ve cezai süreç işletilmeli.”

Yorglass, Bosch’un Küresel Tedarikçi Ödülü’nü İkinci Kez Kazandı Haber

Yorglass, Bosch’un Küresel Tedarikçi Ödülü’nü İkinci Kez Kazandı

Yorglass, bu yılki törende 35 bin tedarikçi arasından ödüle değer görülen 49 firma içinde yer alarak olarak ülkemize büyük bir gurur yaşattı. ‘Zorluk kabul edildi: Dayanıklı iş birlikleri, sürdürülebilir gelecek’ temasıyla düzenlenen törende takdim edilen bu prestijli ödül, Yorglass’ın Türkiye sanayisini uluslararası arenada başarıyla temsil ettiğinin güçlü bir göstergesi oldu. Teknoloji ve hizmetler alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden biri olan Bosch Grubu’nun iki yılda bir düzenlediği Global Supplier Award (Küresel Tedarikçi Ödülü) töreni, bu yıl Almanya’nın Ulm kentinde gerçekleştirildi. Törende, dünya genelinde 35 bini aşkın tedarikçi arasından 14 ülkeden 49 şirket; ‘Dolaylı Malzeme ve Hizmet Tedariki’, ‘Malzeme ve Bileşenler’ ve ‘Sürdürülebilirlik’ olmak üzere üç ana kategoride ödüllendirildi. Yorglass ise ‘Malzeme ve Bileşenler’ kategorisinde ödüle layık görülerek, kalite, maliyet, sürdürülebilirlik ve inovasyon kriterlerinde gösterdiği yüksek performansla Bosch’un global tedarik zinciri ekosisteminde fark yarattı. Bu prestijli ödül, törende hazır bulunan Yorglass CEO’su Fabrizio Missich ve Yorglass Yönetim Kurulu Üyesi Merve Yorgancılar Işıtmak tarafından teslim alındı. “Tedarikçilerimizle kurduğumuz güçlü iş birlikleri bizi hedeflerimize ulaştırıyor” Ödül törenine dair değerlendirmede bulunan Bosch Tedarik Zinciri Yönetimi Başkanı Arne Flemming, “Bosch Küresel Tedarikçi Ödülü ile en iyi tedarikçi ve hizmet sağlayıcılarımızı onurlandırıyoruz. Kazananlar, 35.000 şirketten oluşan küresel tedarikçi ağımızın en üstünde yer alıyor. Etkileyici kalite, yüksek bulunabilirlik ve rekabetçi fiyatlar gibi önemli hedeflere ancak küresel tedarikçilerimizle birlikte çalışarak ulaşabiliyoruz. Her gün dünyanın dört bir yanındaki tedarikçilerimizle birlikte çalışarak küresel tedarik zincirlerini daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmeye gayret ediyoruz. Bu nedenle, tedarikçi ödülümüz aynı zamanda bu çabanın bir takdiri niteliğindedir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin üretim gücünü temsil eden ihracat lideri Endüstriyel cam işleme ve düz cam ticaretinde yarım asrı aşan deneyimiyle Türkiye’nin ihracat şampiyonu konumunda olan Yorglass, bu başarısıyla Türk sanayisinin küresel ölçekteki rekabet gücünü bir kez daha kanıtladı. İşlenmiş cam ihracatında sektör lideri olarak, global markalara yüksek kalite, termin güvenilirliği ve sürdürülebilir üretim standartlarıyla hizmet veren şirket; Türkiye’nin üretim gücünü dünya pazarlarına taşımayı sürdürdü. Ayrıca Bosch’tan ikinci kez aldığı bu prestijli ödül, markanın uluslararası pazarlarda güvenilir bir çözüm ortağı olma vizyonunu pekiştirdi. Beyaz eşya üreticilerinin tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında birleştiriyor Şirket olarak elde ettikleri global başarılarının ardında Türkiye’nin üretim gücünü dünyaya taşıma hedeflerinin bulunduğuna dikkat çeken Yorglass Yönetim Kurulu Balkanı Semavi Yorgancılar, “Yarım asrı aşan köklü geçmişimizle Türkiye’nin üretim potansiyelini küresel arenada en güçlü şekilde temsil etmekten gurur duyuyoruz. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçirdiğimiz Çamaşır Makinesi Kapak Camı İşletmemiz, beyaz eşya sektörüne özel çözümlerimizi bir üst seviyeye taşımamızı sağladı. Bu yatırımla ihracat kapasitemizi artırırken, global markalar için ‘one stop partner’ olma konumumuzu güçlendirdik. Beyaz eşya üreticilerinin tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında karşılayabilen bir şirket olarak bugün Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretim gücümüzle sektörde fark yaratıyoruz. Amacımız, dünyanın dört bir yanında güvenilir bir Türk markası olarak sürdürülebilir büyümemizi devam ettirmek” dedi. Türkiye’nin dünya çapındaki rekabet gücünü simgeleyen bir ödül Yorglass’ın sürdürülebilirlik konusundaki güçlü duruşuna da dikkat çeken Yorgancılar, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilirlik artık tüm iş süreçlerimizin merkezinde yer alıyor. CDP tarafından ‘Tedarikçi Katılım A Listesi’ne giren dünyanın yüzde 2’lik dilimindeki şirketlerden biri olmak, çevreye duyarlı üretim yaklaşımımızın uluslararası ölçekte tescili niteliğinde. Gelinen noktada ikinci kez aldığımız bu ödül, yalnızca Yorglass’ın değil, Türkiye’nin de dünya çapında rekabet gücünü simgeliyor. Yorglass olarak sektörümüzün üretim gücünü geride bıraktığımız 50 yıl boyunca sınır ötesine taşıdık ve kazandığımız her başarıyı ülkemizin başarısı olarak gördük. Türkiye’nin üretim gücünü dünya sahnesinde temsil etme kararlılığımızı sürdüreceğiz. İş kollarımız arasında yer alan; Ticari Soğutucu, Ticaret, Satina ve Beyaz Eşya alanlarında dünyanın önde gelen markalarına güven, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hizmet vermeye devam edeceğiz.”

Çorum Belediyesi, İçme Suyu Kaynaklarını Güçlendiriyor Haber

Çorum Belediyesi, İçme Suyu Kaynaklarını Güçlendiriyor

Karapürçek köyü sınırları içerisinde yer alan Düvenci Depolama Alanı’nda gerçekleştirilen jeofizik ölçümler sonucunda belirlenen iki noktada sondaj çalışmaları başarıyla tamamlandı. Bu çalışma ile yeni içme suyu kaynaklarına ulaşılması sağlandı. Elde edilen suyun şehre içme suyu olarak kazandırılması amacıyla, Düvenci Depolama Tesisi’nden Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan arıtma tesisine kadar yaklaşık 7 bin metre uzunluğunda içme suyu şebeke hattı döşendi. Bu hat ile, yeni kaynaklardan elde edilen suyun mevcut şebeke sistemine entegre edilmesi için önemli bir altyapı yatırımı tamamlanmış oldu. Ayrıca, aynı hat üzerinde iki yeni noktada daha sondaj çalışması yapılması planlanıyor. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, çalışmaları yerinde inceleyerek Belediye Başkan Yardımcısı Alper Zahir ve Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürü Yasemin Ağca Kafa’dan bilgi aldı. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, Çorum’un içme suyu ihtiyacını karşılayacak yaklaşık 100 litre/saniye kapasitesinde içme suyu şehrin kullanımına sunulmuş olacak. Çorum Belediyesi’nden yapılan açıklamada, kuraklığa karşı sürdürülen mücadelenin kararlılıkla devam edeceği vurgulanarak, “Yürütülen bu çalışmalar, şehrimizin içme suyu arz güvenliğini artırmakta ve kuraklığa karşı mücadelemize önemli katkı sağlamaktadır. Çorum halkına kesintisiz ve sağlıklı içme suyu temini için çalışmalarımız kararlılıkla devam edecektir.” denildi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.