Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ovp

Kapsül Haber Ajansı - Ovp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ovp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ali Kopuz: “Ovp’nin Enflasyon Hedefinde Tarım Kilit Rolde” Haber

Ali Kopuz: “Ovp’nin Enflasyon Hedefinde Tarım Kilit Rolde”

Başkan Ali Kopuz, “ Planlı üretim ve gıda güvenliği odaklı adımlar, hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz için büyük önem taşıyor. Daha önce de belirttiğim gibi tarım ve gıda politikaları enflasyonla mücadelede belirleyicidir. Bu nedenle programdaki tek haneli enflasyon hedefi için tarım kilit rolde” dedi. İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2026 yılını ekonomi de reform yılı olarak işaret ettiğini hatırlatarak, “Bugün açıklanan Orta Vadeli Program, bu iradeyi güçlü bir şekilde yansıtmaktadır. Program, fiyat istikrarını sağlamayı, sürdürülebilir büyümeyi ve makroekonomik disiplini hedefleyen yol haritasıyla, iş dünyası açısından öngörülebilirlik ve güven unsuru taşımaktadır” dedi. Tarım ve Gıda Politikaları Tarım ve gıda sektörünün, enflasyonla mücadelenin tam merkezinde olduğuna dikkat çeken İSTİB Başkanı Ali Kopuz, “OVP’de, tarımsal üretimde verimliliğin artırılması, sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması, kayıt dışıyla mücadele ve lojistik yatırımlar ön plana çıkarılmıştır. Bunlar, uzun süredir dile getirdiğimiz Planlı Üretim Modelinin temel ayaklarıdır. İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki riskleri artık daha görünür hale geldi. Programda, modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, arz güvenliğini güçlendirecek adımların atılması, depolama ve soğuk zincir altyapısının geliştirilmesinin hedeflenmesi oldukça önemlidir ” dedi. Enflasyon ve Gıda Fiyatları Kopuz, gıda fiyatlarındaki oynaklığın genel enflasyon üzerindeki belirleyici etkisine dikkat çekerek: “Gıda fiyatları kontrol altına alınmadan genel enflasyonu düşürmek mümkün değildir. OVP’nin enflasyonu tek haneye düşürme hedefinde gıda sektörünün stratejik rolünün vurgulanmasını son derece olumlu buluyoruz” dedi. İhracat ve Rekabet Gücü Türk gıda sektörünün küresel rekabet potansiyeline de dikkat çeken Ali Kopuz, şunları söyledi: “Türk gıda sektörünün küresel pazarlarda daha fazla pay alabilmesi için markalaşma, sürdürülebilir üretim, katma değerli ürün ihracatı ve gıda güvenliği vazgeçilmezdir. OVP’de yeşil ve dijital dönüşüm, lojistik ve depolama yatırımlarına verilen önem, ihracat rekabetçiliğini artıracaktır. Orta Vadeli Program, iş dünyası açısından güven ve öngörülebilirlik sağlayan bir belgedir. Özellikle tarım ve gıda alanında planlı üretim, sürdürülebilirlik ve ihracat odaklı politikaların kararlılıkla hayata geçirilmesi, hem üreticilerimizin hem de tüketicilerimizin lehine olacaktır.”

YASED : "Üretim Kapasitesini Ve Arzı Artıracak Yapısal Reformların Hayata Geçirilmesi Kritik Öneme Sahip" Haber

YASED : "Üretim Kapasitesini Ve Arzı Artıracak Yapısal Reformların Hayata Geçirilmesi Kritik Öneme Sahip"

İşte Demirözünün tam açıklaması; Orta Vadeli Program (OVP), kamu maliyesi politikalarının üç yıllık bir perspektifle kamuoyuyla paylaşıldığı, bu çerçeveye uygun yapısal önceliklerin ve politikaların ortaya konulduğu önemli bir politika dokümanıdır. Özel sektör için temel bir referans belgesi mahiyetinde olan OVP’nin 2026-2028 dönemine ilişkin hedef ve öngörülerinin değerlendirmesine geçmeden önce, mevcut ekonomik duruma ilişkin bazı tespitleri ve iş ve yatırım ortamının geliştirilmesi alanındaki gelişmelere dair görüşlerimizi paylaşmak isteriz. Üç yılı aşkın süredir uygulanan program kapsamında, makroekonomik göstergelerde iyileşmeler gözlemledik. Bu dönemde CDS primleri geriledi, uzun bir aradan sonra kredi notlarımız yükseldi, cari açıkta kaydedilen iyileşme ile dış finansman dengemiz güçlendi. Uluslararası rezervlerin yeniden yüksek düzeylere ulaşmasıyla da Türk lirası (TL) üzerindeki baskılar azaldı ve TL’ye olan güven arttı. Merkez Bankası’nın para politikasındaki görece sıkı duruşu sayesinde enflasyonla mücadelede kazanımlar sağlamaya başladık. Bununla birlikte, programın olumlu sonuçlarının yanında bazı zorluklarla da karşılaşıldı. İlk olarak enflasyondaki düşüş hedeflenenden daha yavaş gerçekleşti. Uzun süredir devam eden sıkı finansal koşullar, firmaların nakit akışları ve operasyonları üzerinde baskı yarattı. Ayrıca Türk lirasının uzun süredir değerli seyretmesi, firmaların döviz cinsinden maliyetlerini artırarak rekabetçiliklerini olumsuz yönde etkiledi. Vergi oranlarının kalıcı olarak artırılması ve bazı istisnalarda getirilen kısıtlamalar da firmaları artan maliyet ortamında zorlamaya başladı. Bu dönemde ülkemizin iş ve yatırım ortamını geliştirmek ve yatırımcılar nezdindeki cazibesini artırmak amacıyla oluşturulan gündemde de kısmi ilerlemeler kaydedildi. Yeşil dönüşümün hızlandırılmasına hizmet edecek emisyon ticaret sistemi gibi önemli mekanizmaların mevzuat altyapısının gelişiminde ilerleme kaydedildi. Yatırım çekmede tüm dünyada önemi daha da artan bir mekanizma olan yatırım teşvik sisteminin güncellenmesi, uygulamanın hızlandırılması ve desteklerin güçlendirilmesi alanlarında fırsatlar sundu. Kişisel verilerin paylaşımı alanındaki gelişmeleri takiben, GDPR’a tam uyum, sibergüvenlik, yapay zekanın yönetimi ve kullanımı, veri merkezlerinin gelişimi, bulut bilişimin yaygınlaşması, 5G’ye geçilmesi ve fiber altyapının güçlendirilmesi konularında güçlü bir ivme yakalama ihtiyacı ise halen devam ediyor. Bu çerçevede, 2026-2028 yıllarını kapsayacak OVP’yi iki açıdan değerlendirmek isteriz Birincisi ortaya konan makroekonomik çerçeve ve hedefler. 2024 OVP’sinde öngörülen iç talepteki dengelenme hızlı bir şekilde gerçekleşirken, dezenflasyon sürecinde hedeflenen enflsyon rakamlarının gerisinde kalındı. Yeni OVP, enflasyonla mücadeleye odaklanan ve makroekonomik patikaya yakınsayan güncel hedefler ortaya koymakta. Bu çerçevede, büyüme hedeflerinin aşağı yönlü revize edilmesini, fiyat istikrarının önceliklendirildiğini ve enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesine yönelik kararlılığın sürdüğününün bir göstergesi olarak görüyoruz. Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında ise, ekonomide dengelenme sürecinin sürdürüldüğü ve tüketim yerine yatırım ile ihracatı önceliklendiren bir yaklaşımın benimsendiği görülmekte. Mevcut sıkı para ve maliye politikası çerçevesinde, bu hedeflere ulaşmak için üretim kapasitesini ve arzı artıracak yapısal reformların hayata geçirilmesi kritik öneme sahip. Büyümenin ancak bu şekilde, enflasyon üzerinde ek baskı yaratmadan sürdürülebilir olabileceğini ve dezenflasyon sürecine doğrudan katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, yatırım ortamının güçlendirilmesi, verimliliği artıracak dijital ve yeşil dönüşüm yatırımlarının teşvik edilmesi ve üretimde katma değeri yükseltecek adımların hızla uygulanması büyük önem taşımakta. İşgücü piyasası açısından değerlendirdiğimizde, Program, büyüme hızındaki azalmaya rağmen istihdamın dayanıklı seyrini sürdüreceğini ve işsizlik oranının düşmeye devam edeceğinin öngörmekte. Bu çerçevede, güvenceli esnek çalışma modellerinin devreye alınmasının kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz Yeni OVP’de bütçe hedeflerine bakıldığında, OVP 2024’te öngörülen bütçe açığı hedeflerine göre artış öngörüldüğü dikkat çekmekte. Önümüzdeki dönemde vergi gelirleri ve harcamaların milli gelire oranında artış öngörülmekte olup, düşük büyüme ortamında bu artışın vergi oranlarının yükseltilmesi yerine vergilendirilmeyen gelirlerin sisteme dahil edilerek sağlanması gerektiğini değerlendiriyoruz. Önerilerimiz arasında yer alan kayıt dışı ekonomiyle mücadele tedbirlerinin Program’da yer almasını memnuniyetle karşılıyor, vergi sorumluluklarını yerine getiren mükelleflerin motivasyonunu artıracak yeni politika ve önlemlerin de hayata geçirilmesini bekliyoruz. Ayrıca, bütçe harcamalarında sağlanacak tasarrufların enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak dezenflasyonist etkiler yaratacağını vurgulamak isteriz. YASED olarak, 2023 yılı OVP’siyle ortaya konan yaklaşımı desteklediğimizi daha önce de ifade etmiştik. Önümüzdeki dönemde de Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve Hazine ve Maliye Bakanımız başta olmak üzere ekonomi bürokrasimizle yakın temas içinde olacak ve ekonomik programın başarı ile sonuçlandırılmasını temin edecek görüş ve önerilerimizi ileteceğiz. OVP’ye yönelik ikinci değerlendirmemiz de ülkemizin rekabetçiliğini ve yatırım cazibesini artırmak amacıyla iş ve yatırım ortamını geliştirmeye yönelik OVP tedbirleri özelinde olacak.OVP’nin büyüme paradigması; bir yandan dijital ve yeşil dönüşümün hızlandırılmasına vurgu yaparak, bunu gerçekleştirmek için teknolojik gelişimin ve insan kaynaklarının güçlendirilmesinin oynadığı önemli role değiniyor diğer yandan da sanayi ve tarım sektörlerinde yapısal bir dönüşümü işaret ediyor. Öngörülen dönüşümlerin hayata geçirilmesi için; düzenleyici çerçevenin, rekabetçiliği güçlendirecek bir şekilde ele alınması, gerekli fiziki altyapıların büyük bir hızla geliştirilmesi, finansman imkanlarının artırılarak çeşitlendirilmesi ve bu süreçte kamu-özel sektör istişaresinin güçlendirilmesi büyük önem arz etmekte. Bu çerçevede, dijital dönüşümü hızlandıracak politika çerçevesinin hayata geçirilmesi, eş zamanlı olarak da 5G’nin ülke genelinde sunulması ve fiber internetin yaygınlaştırılması gibi kritik altyapı unsurlarının hızlandırılması öncelik arz ediyor. Yeşil dönüşümün, uluslararası yükümlülüklerimizi yerine getirirken rekabetçiliğimizi de geliştirecek bir anlayışla ele alınması ise bir diğer önemli husus. Emisyon ticaret sistemi gibi mekanizmaların öngörülebilir ve özel sektör operasyonları üzerindeki etkilerini sürekli değerlendiren bir yaklaşımla geliştirilmesi Program döneminde özellikle dikkat edilmesi gereken bir alan olarak öne çıkıyor. İş ve yatırım süreçlerinin iyileştirilmesine yönelik OVP kapsamında ele alınan tedbirleri de faydalı buluyor, tedbirlerin Program’da öngörülen takvimden daha önce hayata geçirilmeleri için başta YOİKK olmak üzere kamu özel sektör istişare mekanizmalarını etkin bir şekilde işletilmesini gerekli görüyoruz. Ülkemize gelen Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişleri bu yılın ilk altı ayında geçtiğimiz yılın anı dönemine göre yüzde 27 artarak 6,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamın 3,9 milyar doları sermaye yatırımı, 2,2 milyarı borçlanma araçları, yaklaşık 1 milyarı da gayrimenkul yatırımı şeklinde. OVP hedeflerinden sapmadan yapılacak bir uygulama ile istikrar ve öngörülebilirliğin temini bizi yıllık 11-12 milyar dolar düzeyinde sabitlenen UDY akışımızı iki katına artırmaya imkân sağlayabilir. YASED CEO’larına yönelik anketlerimiz bu potansiyeli işaret ederken diğer yandan da UDY çekme konusunda rakibimiz olan ülkelerin de görece iyi performans gösterdiğini gözlemliyoruz. Dünyada 2024 yılında UDY hacmi önceki yıla oranla %11 düzeyinde daralmış olsa da ülkemizin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler grubunun UDY hacmini koruması, hatta az da olsa artırması bu alandaki rekabetin ciddiyetini bize hatırlatıyor. Biz YASED olarak, önümüzdeki dönemde de, ülkemizin üretimine, istihdamına ve ihracatına ekonomimizin tüm sektörlerinde faaliyet gösteren üyelerimizle katkı vermeye devam edeceğiz. Tüm ülkelerin rekabet gücünü artırma odaklı programları ardı ardına duyurduğu ve uygulamaya koyduğu bu dönemde kamu özel sektör iletişimi ve iş birliğinin önemine bir kez daha vurgu yapmakta fayda görüyor, OVP’nin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.