Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Özel

Kapsül Haber Ajansı - Özel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhuriyet’in Sıcaklığı Bursa’da Paylaşıldı Haber

Cumhuriyet’in Sıcaklığı Bursa’da Paylaşıldı

Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. kuruluş yıl dönümü, Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan zengin içerikli programlarla Bursa’da kutlanmaya başlandı. 24 Ekim Cuma günü başlayan etkinlikler, 30 Ekim Perşembe gününe kadar devam edecek. Birbirinden değerli sanatçılar ve onlarca farklı etkinlik, Cumhuriyet coşkusunu tüm kente yayarken; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de eşi Seden Bozbey ile birlikte Kent Meydanı B Kafe’de vatandaşlarla bir araya geldi. "Cumhuriyet demek, hepimiz demek" Eşi Seden Bozbey ile birlikte barista önlüklerini giyen Başkan Bozbey, Cumhuriyetin 102. yılına özel olarak hazırlanan ‘Cumhuriyet Demek’ temalı bardaklarda içecek ikramında bulundu. Vatandaşların isimlerini ‘Cumhuriyet demek' temalı bardaklara yazan Başkan Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey, Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyet’in sıcaklığını Bursalılarla birlikte paylaştı. Bu sene kutlamaların teması olan ‘Cumhuriyet demek, hepimiz demek’ sloganını da yazarak ikramda bulunan Başkan Bozbey ve eşi Seden Bozbey, kahve keyfini vatandaşlarla birlikte yaşadı. “Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” Cumhuriyetimizin 102. yılını coşkuyla kutlamak için tüm hazırlıkların yapıldığını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, internet üzerinden yürütülen ‘Cumhuriyet demek’ kampanyasıyla Bursalıların görüşlerinin alındığını da hatırlattı. Bursalıların Cumhuriyet’i örnek bir şekilde sahiplendiğini belirten Başkan Bozbey, “Etkinlikler kapsamında tüm B Kafe’ler de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na özel olarak hazırlanan ‘Cumhuriyet Demek’ temalı bardaklarla içecek ikramında bulundu. Cumhuriyet coşkusuna katılım gösteren tüm Bursalılara teşekkür ediyorum. 29 Ekim Çarşamba günü saat 19.00’da Nilüfer FSM Bulvarı’nda yaşanacak olan Cumhuriyet Bayramı coşkusuna tüm halkımızı davet ediyorum. Bursalıların ve tüm halkımızın şimdiden Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Vodafone, Elektronik Atık Farkındalığını Artırmak İçin Çalışıyor Haber

Vodafone, Elektronik Atık Farkındalığını Artırmak İçin Çalışıyor

Daha sürdürülebilir bir dünya hedefiyle çalışmalarını sürdüren Vodafone, WWF-Türkiye ve Habitat Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği “Dünya İçin Lazım” projesiyle herkesi kullanım ömrünü tamamlamış elektronik cihazlarını geri dönüştürmeye davet ediyor. Proje kapsamında Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel olarak Vodafone çalışanları, bayileri, müşterileri ile öğrenciler ve tüm topluma değen farkındalık çalışmaları planlandı. Vodafone ayrıca, İstanbul, Ankara, Trabzon ve Erzurum’daki 4 mağazasında “E-Atık Günü” düzenledi. Bu mağazaların her birinde özel bir “E-Atık Günü” köşesi kuruldu. Mağazalara gelen ve e-atıklarını bağışlayan müşteriler çarkı çevirerek ücretsiz 5 GB internet hediyesi ve sürpriz ödüller kazandı. Dünya Elektronik Atık Günü vesilesiyle açıklama yapan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi: “Vodafone olarak, global değerlerimiz olan ‘İnsanlara Değer Katmak’, ‘Gezegeni Korumak’ ve ‘Güveni Korumak’ anlayışımız doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. E-atıkları dönüştürmekte öncü şirketlerden biri olmak ve e-atık dönüştürme projemize müşterilerimizi de dahil ederek sürdürülebilir bir süreç ortaya çıkarmak istiyoruz. ‘Dünya İçin Lazım’ projemizle dönüştürülen e-atıklar, hem doğa ve sürdürülebilirlik eğitimlerine dönüşüyor, hem de bu eğitimler sayesinde doğa bilinci artmış topluluklar ortaya çıkıyor. Projemizde müşterilerimiz başta olmak üzere tüm ekosistemimizin dahiliyetine özel önem veriyoruz. Ekosistemimizin katkısıyla Türkiye genelinde yürüttüğümüz projede toplanan e-atıkların tamamını geri dönüştürerek doğanın korunmasına katkı sağlıyoruz. Böylece, bayilerimizden müşteri hizmetlerine, tüm ekosistemimiz aslında gezegenimiz için birer iyilik merkezine dönüşüyor. Dünya Elektronik Atık Günü’nü birçok etkinlikle tüm paydaşlarımızla kutluyoruz. Projemize destek veren tüm iş ortaklarımıza teşekkür ediyoruz.” Şirket içinde etkinlik yapıldı Vodafone, Dünya Elektronik Atık Günü için şirket içinde bir etkinlik de düzenledi. Bu kapsamda, mağazalar ve genel müdürlükteki toplama kutularına bıraktıkları e-atıkların fotoğraflarını paylaşan çalışanlara çekilişle hediye çeki verildi. Ayrıca, “Dünya İçin Lazım – GreenFest” yarışmasını kazanan resimler sergilendi ve bu resimlerle hazırlanan kartpostallar çalışanlara dağıtıldı. Etkinlik boyunca katılımcılarla “Bunları biliyor muydunuz?” adı altında bilinçlendirici içerikler de paylaşıldı. Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel yapay zeka destekli uygulamalar Vodafone ayrıca, Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel olarak yapay zekaya dayalı dijital asistanı TOBi içinde “Dünya İçin Lazım” projesini öne çıkaran bir içerik geliştirdi. Yine Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel gerisayım hikayesi Vodafone Yanımda uygulaması içinde yerini aldı. Yanımda uygulaması özelinde Ekim ayı boyunca e-atık farkındalığını artırmak amacıyla kullanılacak yeni hikaye ve uygulama içi özellikler geliştirildi. Bunlardan birini de 10 soruluk “E-atık Testi” oluşturdu. “Elektronik atıklara ne kadar hakimsin, haydi gel birlikte test edelim?” çağrısı ile kullanıcıları e-atık bilgilerini test etmeye davet eden Vodafone, Vodafone Yanımda uygulamasında testi çözen kullanıcıları sonuçların gösterildiği ekranda e-atık bağışı yapmaya yönlendiriyor. E-atık bağışlayan herkes doğayı korumaya destek olurken, Vodafone müşterileri 5 gün geçerli 5 GB kazanabiliyor. Çocuklar için eğitimler düzenlendi Vodafone, “Dünya İçin Lazım” projesi kapsamında Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel saha eğitimleri de düzenledi. Vodafone, WWF-Türkiye ve Habitat Derneği ortaklığında hayata geçirilen “Dünya İçin Lazım” projesi kapsamında, Türkiye genelinde 7-14 yaş arasındaki çocuklara, e-atık ve sürdürülebilirlik bilinci kazandırmak amacıyla e-atık nedir, neden geri dönüştürülmeli, e-atıklar nasıl geri dönüştürülür, geri dönüşüm nedir, neler geri dönüştürülebilir, geri dönüşüme gelene kadar neler yapılabilir (yeniden kullanım, tamir, vb.), iklim değişikliği nedir, bizi nasıl etkiliyor, sürdürülebilirlik nedir, bizler neler yapabiliriz gibi konularda eğitimler veriliyor. Dünya Elektronik Atık Günü’ne özel olarak İstanbul’da çocuklara yönelik e-atık eğitimi ve atölyesi düzenlendi. Ayrıca, “Dünya İçin Lazım” proje gönüllülerine ve WWF-Türkiye ile Habitat Derneği’nin ekosistemindeki tüm gönüllülere e-atık bağış kampanyası duyurusu ve onlar üzerinden çocuklara e-atık bağışı çağrısı yapıldı. En çok e-atık Doğu Karadeniz’de toplandı “Dünya İçin Lazım” projesine Vodafone mağazaları da e-atık toplayarak destek veriyor. Projede e-atık toplamada kilogram performansı en yüksek bölgeler sırasıyla Doğu Karadeniz (347 kilogram), Doğu Anadolu (265 kilogram), İç Anadolu (195 kilogram) ve İstanbul Avrupa (158 kilogam) oldu. Projede e-atık toplayan mağaza oranı %40 portala kayıtlı mağaza oranı %85 olarak ölçüldü. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon  Haber

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon 

100 yıldır Phantom, dünyanın en etkili isimleri tarafından tercih edilen, başarı ve seçiciliğin nihai sembolü olarak tanınıyor. Efsanevi Phantom’un 100. yılı kutlanırken, Rolls-Royce Motor Cars Phantom Centenary Private Collection ile saygı duruşunda duruyor ve sadece 25 adet ile sınırlı bu özel koleksiyonu kutluyor. Rolls-Royce Bespoke (kişiselleştirme) Collective’in tasarımcı, mühendis ve ustaları, tüm uzmanlıklarını ve yaratıcılıklarını bir araya getirerek, markanın başyapıtı olarak nitelendirilebilecek bu eşsiz koleksiyonu hayata geçirdi. Rolls-Royce Bespoke ekibi, 1920’lerden günümüze Phantom’un her neslinin ruhunu ve kimliğini detaylı bir şekilde inceleyerek, modelin dünyasına tam anlamıyla nüfuz etti. Bespoke ekibi, Phantom’un önemli sahiplerini, Rolls-Royce’un kilit isimlerini, modelin tasarlanıp üretildiği mekanları ve dönemin ruhunu yansıtan önemli olayları detaylı bir şekilde araştırdı. Bu ilham kaynakları, önce 77 el çizimi motif olarak tasarlandı ve ardından Phantom Centenary Private Collection’a özenle işlenmiş arşiv referanslarıyla yansıtıldı. Ortaya çıkan bu özel koleksiyon, Phantom’un geçmişine saygı duruşunda bulunurken, bugününü tanımlıyor ve önümüzdeki 100 yıl boyunca modelin mirasını şekillendirecek prensipleri ortaya koyuyor. Her tarihi an, bu nadir ve koleksiyon değeri taşıyan saygı duruşu için özel olarak geliştirilen ileri düzey zanaatkarlık teknikleri ile hayata geçiriliyor. İç mekânda, couturier tasarımı tekstiller, çizim stilinde nakışlar, lazerle işlenmiş deri ve öncü ahşap işçiliği – üç boyutlu marküteri, altın varak ve üç boyutlu mürekkep katmanlama dahil – Phantom’un hikayesini çarpıcı ve detaylı bir şekilde anlatıyor. Dış tasarımda, kaput benzersiz bir Spirit of Ecstasy figürü ile taçlandırılıyor. Bu figür, Phantom’un ilk modelinde ilham alınarak yeniden yorumlandı ve bu özel yıldönümünü anmak için saf altından üretildi. Dış tasarım: Zarif ve özel Bespoke ifadesi Siyah – beyaz bir film yıldızının zamansız zarafetini yansıtan Phantom Centenary Private Collection’ın dış tasarımı, Phantom’un galalarda boy gösterdiği, sinema ikonlarını taşıdığı ve dönemin ışıltısının simgesi haline geldiği Hollywood’un altın çağını anımsatıyor. Araç, Bespoke iki tonlu boya ile tamamlanıyor ve uzun yüzeylerdeki bu uygulama, 1930’lu yılların Phantom modellerinin akıcı silüetine saygı duruşu niteliğinde. Yan gövde, Arctic White üzerine Super Champagne Crystal kaplamasıyla sunulurken, üst gövde siyah üzerine Super Champagne Crystal ile tamamlanıyor. Özel olarak geliştirilen bu kaplama, dış yüzeye olağanüstü bir metalik parlaklık kazandırıyor. Bu etki, şeffaf verniğe ince öğütülmüş cam parçacıklarının eklenmesiyle sağlanıyor. Bu özel kutlama Private Collection için, Rolls-Royce boya uzmanları, şeffaf parçacıkları şampanya rengi partiküllerle değiştirerek miktarını iki katına çıkardı ve böylece büyüleyici bir derinlik elde etti. Bu zamansız kaplama, Spirit of Ecstasy’nin benzersiz bir yeniden yorumlanmasıyla taçlandırılıyor. Phantom’a takılan ilk Spirit of Ecstasy figürünü referans alan tasarımcılar, bu ikonik figüre bir saygı duruşu niteliğinde tasarım ortaya çıkardı; önce 18 ayar saf altın ile dökülen figür, ardından 24 ayar altın kaplama ile tamamlanarak kusursuz ve kararmaya dayanıklı bir yüzey sunuyor. Parça, Londra’daki Hallmarking & Assay Office’e sunularak, özel olarak geliştirilen “Phantom Centenary” damgasını aldı. Rolls-Royce tarihinde bir ilk; altın ve beyaz mineli “RR” Figürün tabanı, el dökümü beyaz cam mine ile tamamlanıyor ve koleksiyonun adı özenle işlenerek kazınıyor. Rolls-Royce tarihinde bir ilk olarak, aracın ön, arka ve yan taraflarında yer alan “RR” Onur Rozeti, koleksiyona özel 24 ayar altın ve beyaz mine ile sunuluyor. Dış tasarımın tamamlayıcısı olarak, her biri 25 çizgiyle işlenmiş Phantom jantları yer alıyor. Bu detay, koleksiyondaki 25 araca saygı duruşu niteliğinde olup, toplamda 100 çizgi ile Phantom’un 100. Yılı kutlanıyor. İç tasarım: Phantom efsanesine yolculuk Phantom’un bir asırlık hikayeleri, Private Collection’ın iç mekandaki birçok yüzeyde zarif bir şekilde hayat buluyor; bazıları hemen fark edilen, bazıları ise zamanla keşfedilen görkemli arşiv referanslarıyla anlatılıyor. Geçmiş Phantom modellerine bir saygı duruşu olarak, Phantom Centenary’in iç mekânı tekstil ve deriyi bir araya getiriyor; bu tasarım, markanın ilk yıllarını anımsatıyor; şoför koltuğu dayanıklı deri ile arka kabin ise lüks kumaşlarla kaplanıyordu. Bu zarif kontrast, Phantom’un her zaman sürüşteki otorite ile yolcu kabinindeki mutlak huzuru mükemmel bir dengeyle bir araya getirdiğini gözler önüne seriyor. Arka koltuklar: Ustalığın zirvesi Phantom Centenary’in arka koltukları, 1926 yapımı ünlü “Phantom of Love” modelinden ilham alıyor. O dönemlerde, koltuklar el dokuması Aubusson halılarıyla özel olarak tasarlanmıştı. Koltuklardaki sanat eserleri, üç farklı hikâye katmanı üzerinden anlatılıyor. İlk katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanan arka plan, Phantom’un tarihine ait önemli mekanları ve objeleri gözler önüne seriyor. Bu detaylar, Londra’daki markanın ilk adresi Conduit Street’ten, Henry Royce’un Güney Fransa’yı konu alan yağlı boya tablolarına kadar uzanıyor. İkinci katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanmış olup, geçmişin ikonik Phantom modellerini ince detaylarla gözler önüne seriyor. Üçüncü ve en üst katman, Phantom’un her neslinden yedi önemli sahibi soyut bir şekilde temsil eden özenle işlenmiş nakışlarla oluşturuluyor. Bu özel kumaş, bir moda atölyesi ile iş birliği içinde 12 ay süren titiz bir çalışma sonucunda geliştirildi ve haute couture dünyasının ötesinde ilk kez Phantom Centenary için kullanıldı. Rolls-Royce’un yüksek standartlardaki dayanıklılık, dokunsal kalite ve estetik beklentilerini karşılamak üzere, yüksek çözünürlüklü baskı süreci Phantom Centenary Private Collection için özel olarak geliştirilmiş mürekkepler ve tekniklerle mükemmelleştirildi. Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu Yüksek çözünürlüklü baskılı kumaş, benzersiz bir el çizimi görünümü sunan özenle tasarlanmış nakışlarla tamamlanıyor. Bespoke Collective tarafından “iplikle eskiz yapmak” olarak tanımlanan bu özel nakış tekniği, bir kalem çizgisinin ifadesini tekstil üzerinde kusursuz bir şekilde yansıtıyor. Her bir görseli öne çıkarmak ve tanımlamak üzere ustalar, Golden Sands ipliği ile eskiz tarzında düzensiz dikişler uyguladı. Bu teknik, çizgilerin yüzeyin üzerinde hafifçe süzülüyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Doku ve derinlik, Seashell ipliği ile yüksek yoğunluklu dikişler uygulanarak sağlandı. Tüm kompozisyon boyunca bu özenli işçilik, toplamda 160.000’den fazla dikişten oluşuyor. Tamamlanan eser, her biri tam hassasiyetle hizalanmış ve koltukların kıvrımlarına uyacak şekilde yerleştirilmiş 45 ayrı panelden oluşuyor. Bu süreç, Savile Row terzilik tekniklerinden ilham alınarak gerçekleştirildi ve sonuç olarak Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu ortaya çıktı. Arka koltukların, el dokuması bir halının çağdaş yorumu olarak tasarlandığını belirten Celina Mettang (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Phantom’un hikayesi, özenle seçilmiş detaylar aracılığıyla tekstil ve nakışlarla gözler önüne seriliyor. Her bir nakış detayı, ustalar tarafından dijital olarak yeniden tasarlanarak işlendi ve her çizgi için özel dikiş teknikleri titizlikle seçildi. Örneğin, at motifinde saç dokusunu canlandırmak için aralıklı dikişler, kasları ve hatları belirginleştirmek için ise yoğun dikişler uygulandı. Bu ince detayların kusursuz bir şekilde uygulanabilmesi için olağanüstü bir hassasiyet gerekiyordu; bir motif, istenilen mükemmelliğe ulaşana kadar 24 kez revize edildi. Bu süreç, Phantom’un adını onurlandıran özel bir saygı duruşu yaratırken hissettiğimiz derin kişisel gururu ve bu ikonik mirası gelecek nesillere taşıma sorumluluğunu gözler önüne seriyor.” Ön koltuklar: Sürüş kabininde tasarımın zirvesi Ön koltuklardaki deri, Bespoke tasarımcı tarafından el çizimi olarak hazırlanan çalışmalar temel alınarak lazerle işlenmiş olup, çizerin ustalığını ve detaycılığını yansıtıyor. Motifler arasında, Phantom’un 100 yıllık mirasının olağanüstü ağırlığını zarif bir şekilde taşıyan sembolik detaylar yer alıyor. Bunlar arasında, 2003’teki Rolls-Royce yeniden lansmanının kod adı olan “Roger Rabbit”e gönderme yapan bir tavşan ve 1923 Phantom I prototipinin kod adı olan martı yer alıyor. Anthology Gallery: 100 yıldır anlatılan seçilen bir hikâye Phantom Centenary Private Collection’ın merkezinde, Anthology Gallery yer alıyor. Bu etkileyici kompozisyon, dikey olarak fırçalanmış 50 adet 3D baskılı alüminyum “kanatçıktan” oluşuyor ve bir kitabın sayfaları gibi zarif bir şekilde iç içe geçiyor. Her bir kanatçık, her iki tarafından da okunabilen oyma harflerle tasarlanmış olup, Phantom’un bir yüzyıl boyunca basında yer alan övgü dolu alıntılardan oluşuyor. Heykel, düşen havai fişeklerin ışıltısını çağrıştıran değişken ışıklandırmalarla zarif bir şekilde aydınlatılıyor. Her bir kanatçığın fırçalanmış kenarları, izleyicinin bakış açısına göre değişen yansıma ve ışık oyunları oluşturuyor. Ahşap işçiliği: Heykelsi bir ifade Phantom Centenary Private Collection, Rolls-Royce tarihinde yaratılmış en karmaşık ve detaylı ahşap işçiliğini içeriyor. Bir yıl süren bir çalışma sonucunda geliştirilen ve Blackwood ile renklendirilmiş kapı panelleri, Phantom’un en önemli ve dönüm noktası niteliğindeki yolculuklarını gözler önüne seriyor. Her bir kompozisyonda, coğrafi haritalar, kıvrımlı yollar, geniş manzaralar, bitkisel detaylar ve deneysel araba tasvirleri, Phantom’un mirasını yansıtan yaşayan bir sanat eseri yaratacak şekilde bir araya getiriliyor. Arka kapılar, Sir Henry Royce’un kış aylarını geçirdiği St. Tropez yakınlarındaki Le Rayol-Canadel-sur-Mer kıyı şeridini betimliyor. Ön yolcu kapısında, Sir Henry Royce’un yazlık konutunun bulunduğu West Wittering’in manzarası yer alıyor. Burası, günümüzde Rolls-Royce’un merkezi olan tesise yalnızca sekiz mil uzaklıkta bulunuyor. Sürücü kapısında, Goodwood döneminin ilk Phantom’ının Perth’ten başlayarak Avustralya kıtasını kat ettiği destansı 4.500 millik yolculuk anlatılıyor. Her bir kompozisyonda, derinlik ve doku yaratmak amacıyla 3 boyutlu çok yönlü marküteri, lazer kazıma, 3 boyutlu mürekkep katmanlama ve altın varak teknikleri bir araya getiriliyor. Haritalar, manzaralar, çiçekler ve ağaçlar gibi motifler, lazer kullanılarak ahşaba üç farklı derinlikte işleniyor. Bu yolculukları temsil eden yollar, 0.1 mikrometre kalınlığındaki altın varak karelerinden işlenmiş 24 ayar altınla parlatılıyor. Her bir yol özenle hazırlanıyor, kesiliyor ve yerleştiriliyor. Arka kapılarda, Güney Fransa’ya özgü çam, servi, eğrelti otu ve palmiye gibi bitki örtüleri de yer alıyor. Arka yolcu kapısının bir bölümü ise Sir Henry Royce’un bölgeye ait orijinal yağlı boya tablolarından birini, tuvalden ahşaba aktararak yeniden canlandırıyor. Royce’un evlerinin tam konumları – Güney Fransa’daki Villa Mimosa ve West Wittering’deki Elmstead – 2.76 mm çapında tek bir altın varak noktasıyla özenle işaretleniyor. Phantom’un hikayesinin farklı yönlerini bir araya getiren kompozisyonu oluşturmak için orijinal metinler, günlükler, fotoğraflar ve tablolar gibi eşsiz bir kaynak yelpazesinden yararlandıklarını belirten Katrin Lehmann (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje için geliştirilen yeni teknolojiler, özellikle 3 boyutlu mürekkep katmanlama, daha önce mümkün olmayan ölçekte detayların eklenmesine olanak sağladı – bazıları yalnızca 0.13 mm yüksekliğinde; denizde yelken açan bir tekneden haritadaki konum isimlerine kadar her detay titizlikle işlendi. Phantom’un tarihindeki anları, bu ismi taşıyan modelin hak ettiği detay ve titizlikle hayata geçirebilmek büyük bir ayrıcalık.” Kapılardaki ahşap yüzeyler, özenle işlenmiş deri panellere dönüştürülüyor. 24 ayar altın “yollar”, altın iplik işlemeler olarak devam ediyor; haritalar ve manzaraların detayları siyah iplikle işlenerek kapıların kaplamalı bölümündeki kazınmış detayları yansıtıyor. Ahşap işçiliği, 1925 model orijinal Phantom I ve günümüz Phantom VIII’in tasvirleriyle tamamlanıyor; her biri arka piknik masalarına özenle kazınmış olarak sunuluyor. Modeller, piknik masalarının deri kaplı arka yüzeylerindeki işlemelerde de yansıtılıyor; bu, geçmiş ile günümüzü bir araya getiren bir diğer ince detay olarak öne çıkıyor. Piano Black kaplama, merkezi döner düğmeyi yansıtan altın tozu ile zenginleştirilmiş; söz konusu düğme de 24 ayar altın kaplamaya sahip olarak sunuluyor. Altın bir miras 6,75 litrelik V12 motor gibi muazzam bir mühendislik harikası, Arctic White ile tamamlanmış özel tasarım bir kapakla öne çıkarılıyor. Kapak, Phantom’un modern efsanesini ve başarısını şekillendiren kusursuz gücü onurlandırmak için 24 ayar altın detaylarla süsleniyor. Starlight (Yıldız tavan) altında Phantom’un hikayesi Hafif animasyonlu ve işlemeli Starlight tavan döşemesi, Phantom’un tarihindeki önemli anları 440.000 dikişle yansıtıyor. Tasarım, Henry Royce’un Wittering’deki bahçesinde, iki yakın meslektaşı – markanın Baş Motor Tasarımcısı Charles L. Jenner ve Rolls-Royce’un deneysel departmanının baş test sürücüsü Ernest Hives – ile birlikte dut ağacının altında fotoğraflandığı anı yansıtacak şekilde tasarlandı. Bespoke Collective, bu andan ilham alarak, Starlight tavan döşemesinin altında oturan müşterilerin Royce’un bir zamanlar yaşadığı gibi kendi hayal gücü ve olasılık kıvılcımlarını deneyimleyebileceği bir ilham atmosferi yaratmayı amaçlıyor. Sahne, markanın Goodwood’daki merkezinin avlusundaki karakteristik kare taçlı ağaçları da içerecek şekilde tasarlanıyor. Bal arıları – Rolls-Royce Arıcılığı’ndaki 250.000 sakinine atıfta bulunan bir detay – uçuş halinde tasvir ediliyor; muhtemelen yalnızca Rolls-Royce’un merkezinde yetiştirilen Phantom Rose’a doğru ilerliyorlar. Takımyıldızlarının arasında, geçmişin önemli Phantom modellerine sessiz övgüler yer alıyor; bunlar arasında, Sir Malcolm Campbell’in “Bluebird” olarak bilinen Phantom II’sini temsil eden bir kuş motifi de bulunuyor. Dut yapraklarının arasında, Goodwood döneminin ilk Phantom’unun tasarlandığı gizli 1990’lar tasarım stüdyosu “The Bank’teki” kasa kapısı kilit mekanizmasına ince bir gönderme yer alıyor. Hareket halinde unutulmaz bir miras Phantom Centenary Private Collection’ı hayata geçiren tasarımcılar, mühendisler ve zanaatkarlar için bu araç, nesilde bir kez üstlenebilecek türden özel bir sorumluluk anlamına geliyor. Ortaya konan bu eser, Phantom’un doğuşuna ilham veren aynı ruhu yansıtıyor: markanın mükemmelliğe olan sarsılmaz bağlılığını ve dünyanın en iyi aracını yaratma tutkusunu simgeliyor. Rolls-Royce Phantom Centenary Private Collection, dünyanın en saygın lüks ürününün 100 yıllık mirasına adanmış bir saygı duruşu olarak sunulduğunu belirten Chris Brownridge (Chief Executive, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu ödünsüz sanat eseri, özenle tasarlanmış Phantom VIII’i bir tuval olarak kullanarak Phantom’un olağanüstü yaşam öyküsünü ve onu şekillendiren insanları anlatıyor; Rolls-Royce’daki vizyonerlerden, efsanesinin oluşmasına katkıda bulunan sahiplerine kadar tüm hikayeyi kapsıyor. Bir yüzyıldır, Phantom isim plakası, Rolls-Royce’un yeteneklerinin zirvesini simgeliyor. Bu mirası onurlandırmak amacıyla hazırlanan son derece iddialı Private Collection, yeni teknikler sunuyor ve 40.000 saatten fazla emeğin ürünü olarak ortaya çıktı. Bu araç, Phantom’un hırs, sanatsal yaratıcılık ve tarihi ağırlık simgesi olarak statüsünü yeniden teyit ediyor.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.