Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Özgüven

Kapsül Haber Ajansı - Özgüven haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özgüven haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Psikolojik Dayanıklılık Engelleri Aşmayı Kolaylaştırıyor! Haber

Psikolojik Dayanıklılık Engelleri Aşmayı Kolaylaştırıyor!

Engellilik bireyin mizacına göre olumlu veya olumsuz etkiler gösterebiliyor Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, engelliliğin doğuştan, kaza sonucu veya uzun süren bir hastalığa bağlı olarak organ bozukluğu ya da yokluğu nedeniyle bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerde çeşitli derecelerde kayıp olarak tanımlandığını ifade ederek, “Bazı bireyler engelli olarak doğarken, bazıları için engellilik yaşamın herhangi bir döneminde aniden ortaya çıkabilir veya zaman içinde yavaş yavaş gelişebilir. Bu iki durumun psikolojik etkileri farklılık gösterebilir. Bireyin mizacı, kişilik özellikleri ve sahip olduğu psikolojik, sosyal, çevresel ve finansal kaynaklar, özellikli bireylerin iyi oluşu üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler gösterebilir.” dedi. Özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığı şartlara da bağlı Psikolojik dayanıklılık, bireyin stresli ve zorlayıcı yaşam deneyimleri karşısında uyum sağlayabilme, esneklik gösterebilme ve güçlenerek ilerleyebilme yeteneği olduğuna dikkat çeken Aytop, “Engellilik deneyimi psikolojik dayanıklılığı hem olumlu hem olumsuz yönde etkileyebilir. Engellilik deneyimi, bireyleri yaşamın zorluklarına karşı daha sabırlı, esnek, uyumlu ve anlayışlı olmaya teşvik edebilir. Bu süreç, problem çözme becerilerini geliştirmelerine ve mevcut şartları daha yaratıcı ve işlevsel kullanmayı öğrenmelerine katkı sağlayabilir. Öte yandan, eşlik eden ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar, engele bağlı gelişen fiziksel sınırlılıklar, toplumsal önyargılara ve etiketlemelere maruz kalmak, dışlanmak, sosyal izolasyon, çeşitli imkanlara erişilebilirlik sorunları (eğitim, sağlık, istihdam gibi), ekonomik zorluklar bireyin öz-şefkatini, öz-saygısını, öz-değerini, öz yeterliğini, öz- farkındalığını, kendisi ve çevresi üzerindeki kontrol hissini, umudunu, yaşam doyumunu, motivasyonunu, kişiler arası ilişkilerini olumsuz yönde etkileyerek özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığını zedeleyebilir.” diye konuştu. Özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığını artıran faktörler neler? Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığını artıran faktörlere işaret ederek, “Bireyin öz-şefkati, öz-saygısı, öz-değeri, öz-yeterliği, öz-farkındalığı, kendini kabulü, anlam ve amaç arayışı, erdemleri ve karakter güçleri ile etkili iletişim ve empati becerileri, dayanıklılığı güçlendiren önemli psikolojik kaynaklar arasında yer alıyor. Ayrıca aile içi sağlıklı iletişim, karşılıklı anlayış, adil görev dağılımı ve değişen koşullara uyum, bireyin kendini değerli hissetmesini ve zorluklarla başa çıkmasını destekliyor.” ifadesinde bulundu. Sosyal ve toplumsal desteklerin de kritik olduğunu belirten Aytop, “Sosyal çevreden algılanan destek, yalnızlık ve izolasyon hissini azaltarak kaygı ve depresyona karşı koruyucu rol oynuyor. Yapılandırılmış psikoterapi, bireylerin esneklik, farkındalık ve problem çözme becerilerini artırırken, erişilebilir fiziksel ortam, eğitim ve istihdam olanakları, zorbalık ve ayrımcılığın azaltılması; özellikli bireylerin hem günlük yaşamda hem de psikolojik olarak daha dayanıklı olmalarını sağlıyor.” şeklinde konuştu. Toplumdaki önyargılar özellikli bireyin kendini değerli hissetmesini zorlaştırıyor Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığını zayıflatan risklere de dikkat çekerek, “Engelin getirdiği zorunlu sınırlamalara ek olarak, toplumdaki önyargılar, etiketleyici tutumlar ve ayrımcılık bireyin kendini değerli hissetmesini zorlaştırıyor; eğitim, istihdam ve sosyal yaşamda yaşanan eşitsizlikler aidiyet duygusunu azaltıyor. Sürekli mücadele gerektiren mimari ve sistemsel engeller, kronik stres, tükenmişlik ve yorgunluğa yol açarken, aşırı korumacı veya baskıcı aile ve çevre tutumları bireyin bağımsızlık, özgüven ve kendini gerçekleştirme çabalarını engelleyebiliyor. Özellikle sonradan özellikli olan bireyler kayıp ve yas süreciyle karşı karşıya kalıyor, umutsuzluk ve belirsizlik düşünceleri psikolojik dayanıklılığı zayıflatıyor; tüm bunlar depresyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal sorunların ortaya çıkmasını kolaylaştırabiliyor.” dedi. Hobilerle ilgilenmek ruhsal dengeyi ve içsel güveni artırıyor Özellikli bireylerin günlük yaşamda psikolojik dayanıklılıklarını artırmak için duygusal farkındalık geliştirmelerinin, zor duyguları tanıyıp kabul etmelerinin ve bunları yargısızca deneyimlemelerinin önemli olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, “Bireylerin güçlü yönlerine odaklanması, sanatsal ve sportif faaliyetler, problem çözme, teknoloji kullanımı gibi alanlarda kendini ifade etmesi özsaygı, öz-yeterlik ve motivasyonu artırıyor. Düzenli uyku, dengeli beslenme, fiziksel hareket ve planlı bir gün gibi günlük rutinler ile sosyal destek ağlarının güçlendirilmesi dayanıklılığı besliyor. Kendine zaman ayırmak, hobilerle ilgilenmek, öz-şefkat göstermek ve küçük, gerçekçi hedefler belirlemek ruhsal dengeyi ve içsel güveni artırıyor. Ayrıca rehabilitasyon programları, destek grupları ve gerektiğinde profesyonel psikolojik destek, bireyin kaynaklarını etkin şekilde kullanmasını, zorluklarla başa çıkmasını ve anlamlı, amaçlı bir yaşam sürmesini sağlıyor.” diye konuştu. Engellilere destekte toplumun rolü de büyük Özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığının yalnızca bireysel çabalarla sınırlı olmadığını, toplumun tutum, norm, değer ve fiziki yapılarıyla doğrudan ilişkili olduğunu ifade eden Aytop, “Toplumun özellikli bireyleri kabul eden, kapsayıcı ve çeşitliliği değerli gören bir atmosfer oluşturması, bireyin kendisini ait ve değerli hissetmesini sağlar. Fiziksel çevrede erişilebilirlik düzenlemeleri, eğitimde fırsat eşitliği ve kapsayıcı politikalar; bireyin bağımsızlık, özgüven ve sosyal aidiyet duygusunu güçlendirerek psikolojik dayanıklılığa katkı sunar. Ayrıca toplumun özellikli bireylere yönelik bilinçlenmesi ve farkındalık çalışmaları, yanlış inanç ve önyargıları azaltarak sosyal izolasyon ve psikolojik sıkıntı riskini düşürür.” şeklinde konuştu. Toplumun rolünün yalnızca farkındalıkla sınırlı kalmadığını; istihdam politikaları, sosyal destek sistemleri, gönüllü çalışmalar ve sosyal hizmet mekanizmaları da bireyin dayanıklılığını güçlendirdiğini ifade eden Aytop, “Özellikli bireylerin kamusal alanda görünür olması, karar alma süreçlerine dahil edilmesi ve haklarının uygulanabilir olması, kendilerini değerli ve güvende hissetmelerini sağlıyor. Sağlık hizmetlerine, rehabilitasyon ve psikolojik desteğe erişim imkânları ile sosyal güvenlik mekanizmaları; yaşam kalitesini artırarak, özellikli bireylerin hem zorluklarla başa çıkma kapasitesini hem de içsel güçlerini destekliyor.” ifadesinde bulundu. Yüksek psikolojik dayanıklılık sağlığı olumlu etkiliyor Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, yüksek psikolojik dayanıklılığın özellikli bireylerin hem fiziksel hem de sosyal sağlığını olumlu etkidiğini belirterek, şöyle devam etti: “Dayanıklı bireyler stresle daha sağlıklı başa çıkar, duygularını düzenler, sorunlarla etkili şekilde yüzleşir ve gerektiğinde sosyal veya profesyonel destek alarak ruhsal yüklerini hafifletir; bu durum bağışıklık sistemi ve iyileşme süreçleri üzerinde koruyucu etki sağlar. Aynı zamanda dayanıklılık, bireyin kendi sağlığına yönelik sorumluluklarını yerine getirmesini kolaylaştırır; düzenli kontroller, tedaviye uyum, ilaç kullanımı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları daha kolay benimsenir. Sosyal yaşamda da dayanıklılık, güvenli ilişkiler kurma, iletişimde rahatlık ve sosyal etkinliklere katılımı artırır; yalnızlık ve izolasyonu azaltarak yaşam doyumunu yükseltir. Dayanıklı bireyler zorluklarla karşılaştığında pes etmek yerine çözüm yolları üretir, eğitim, iş ve topluluk faaliyetlerinde aktif rol alır, özgüven ve öz-yeterlik duyguları sayesinde toplumsal rollere daha cesurca katılır. Bu tutum, hem sosyal başarıyı hem de yaşamdan keyif alma ve üretken olma kapasitesini artırarak özellikli bireylerin genel yaşam kalitesini güçlendirir.” Aileler aşırı koruyucu olmaktan kaçınmalı Uzman Klinik Psikolog Emine Akın Aytop, özellikli bireylerin psikolojik dayanıklılığında ailelerin ve bakıcıların rolünün belirleyici olduğuna vurgu yaparak, “Bireyin engelliliğini kabul etmek, eleştirel değil destekleyici bir tutum sergilemek ve güçlü yönlerine odaklanmak, özsaygı, yeterlilik inancı ve kendine güveni artırıyor. Aşırı koruyucu tutumlardan kaçınmak, bireyin bağımsızlık kazanmasını ve problem çözme becerilerini geliştirmesini sağlarken, etkili iletişim de duyguların ifade edilmesini kolaylaştırıyor. Bireyin günlük yaşamda sorumluluk almasına izin vermek, kişisel bakım, ev işleri veya sosyal aktivitelerde katkıda bulunmasını desteklemek; kontrol duygusunu ve dayanıklılığı güçlendiriyor.” dedi. Ailelerin duygusal destek sağlamasının, empati kurmasının ve bireyin duygularını geçerli bulmasının psikolojik sağlamlık için kritik olduğunu belirten Aytop, “Özellikli bireylerin toplumsal hayata katılımını teşvik etmek, eğitim ve sağlık süreçlerine aktif katılımını desteklemek, başarılarını fark edip takdir etmek dayanıklılığı artırıyor. Ayrıca ailelerin ve bakım verenlerin kendi fiziksel ve ruhsal sağlıklarına özen göstermesi, sosyal ve profesyonel desteklerden faydalanmaları; özellikli bireye sağlıklı ve sürdürülebilir bir destek sunabilmelerini sağlıyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.

TEGV, 30. Yılında da Dünya Çocuk Hakları Günü’ne Dikkat Çekti Haber

TEGV, 30. Yılında da Dünya Çocuk Hakları Günü’ne Dikkat Çekti

Bugüne kadar 100 binin üzerinde gönüllüsünün desteğiyle 3,2 milyondan fazla çocuğa nitelikli eğitim desteği sağlayan TEGV, tüm çocuklara kendi potansiyellerini ve yeteneklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Her yıl 20 Kasım, çocuk haklarına yönelik farkındalığı artırmak amacıyla dünya genelinde Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. Çocukların en temel haklarından biri olan eğitim hakkını odağına alan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), “Bir Çocuk Değişir, Türkiye Gelişir” vizyonuyla Cumhuriyetin ilke ve değerleri doğrultusunda çağdaş nesiller yetiştirmeye katkı sağlıyor. Vakıf, Türkiye’nin dört bir yanındaki etkinlik noktalarında ilköğretim çağındaki çocuklara 30 yıldır nitelikli eğitim desteği sunmayı sürdürüyor. Daha iyi bir geleceğin; haklarının bilincinde, donanımlı, bilgili ve özgüveni yüksek çocuklarla mümkün olduğuna inanan TEGV, Türkiye genelindeki etkinlik noktalarında ve uzaktan eğitim imkânları aracılığıyla yürüttüğü çocuk merkezli, yenilikçi programlarla 6-14 yaş grubundaki çocukların hakları konusunda farkındalık kazanmalarına yönelik çalışmalarını kararlılıkla yürütüyor. TEGV, çocuklara kendi haklarını öğrenme fırsatı sunuyor Türkiye’nin 24 ilinde 6 Eğitim Parkı, 30 Öğrenim Birimi ve 26 Ateşböceği ile toplam 62 etkinlik noktasında çocuklara nitelikli eğitim desteği vermeye devam ediyor. 100 binin üzerinde gönüllüsünün desteğiyle 3,2 milyonu aşkın çocuğa nitelikli eğitim desteği sağlayan TEGV, tüm çocuklara hayallerini gerçekleştirme, kendi potansiyellerini ve yeteneklerini keşfetme fırsatı veriyor. Sanat, bilim, teknoloji ve yaşam becerileri gibi alanlarda sunduğu programlarla, çocukların yalnızca akademik değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişimlerine de katkı sağlıyor. Tüm etkinlik noktalarında verdiği nitelikli eğitim desteğiyle “Çocuk Hakları” konusunda da çocukları bilinçlendiren vakıf, haklarını savunmaları ve özgüven kazanmaları için onlara destek oluyor.

Kayseri Büyükşehir'den Yeni Adrenalin Merkezi Haber

Kayseri Büyükşehir'den Yeni Adrenalin Merkezi

Kayseri'nin spor altyapısına önemli bir katkı sağlayan Türkiye'nin 2. BMX parkuru, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi'nde bisiklet severlerin ve profesyonel sporcuların hizmetine sunuldu. İç Anadolu Bölgesi'nde tek olan BMX parkuru, bisiklet sporuna olan katkılarıyla bilinen Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın vizyonu doğrultusunda inşa edildi. Parkurda, 6 ve 9 metrelik rampalar, başlangıç tepesinden yüksek hızlarla inen sürücüler için büyük bir adrenalin ve heyecan yaşatacak. Ayrıca step up, berms, çiftler, silindir ve panettone gibi özel parkur engelleriyle sporcuların yeteneklerini zorlayacak ve geliştirecek. Profesyonel Eğitim ve Yarış Fırsatları Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş. bünyesindeki BMX Spor Okulu, genç sporculara hız, cesaret ve özgüven kazandırmayı hedefliyor. BMX parkurunda, profesyonel antrenörler eşliğinde yapılan antrenmanlar sayesinde çocuklar sadece pedal çevirmeyi değil, aynı zamanda mücadele etmeyi, denge kurmayı ve hedefe odaklanmayı öğreniyor. Katılımcılar her antrenmanda daha yükseğe çıkıyor, her turda bir adım daha ileriye gidiyor. Uluslararası Organizasyonlar İçin Hazır Kayseri’nin yeni BMX parkuru, yalnızca yerel sporcular için değil, aynı zamanda uluslararası yarışmalar ve organizasyonlar için de büyük bir fırsat sunuyor. Uluslararası Bisikletçiler Birliği (UCI) standartlarına uygun şekilde tasarlanan bu parkur, Kayseri'yi ulusal ve uluslararası bisiklet yarışlarının düzenleneceği önemli bir merkez haline getirecek. BMX parkuru, gençlerin adrenalin dolu bir deneyim yaşarken aynı zamanda sağlıklı yaşamı da hayatlarına dâhil etmelerini sağlayacak. Herkesin katılabileceği antrenmanlar ve yarışlarla dolu bir sezon için BMX Spor Okulu'na kayıtlar alınıyor. Bisiklet tutkunları, kaykaycılar ve profesyonel sporcular, bu eşsiz parkurda enerjilerini sonuna kadar kullanacak. Detaylar ve BMX Spor Okulu'na kayıtlar için sporaskayseri.com.tr adresi ziyaret edilebilecek. Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç yönetiminde güçlü bir vizyonla, Altın Bayrak Ödüllü Avrupa Spor Şehri olan ve Dünya Spor Başkenti adayı Kayseri’yi, spor alanında emin adımlarla zirveye taşıyor.

Bursalı Perakendecilerden Bağımlılıkla Mücadeleye Destek Haber

Bursalı Perakendecilerden Bağımlılıkla Mücadeleye Destek

Sosyal sorumluluk çalışmalarına hızla devam eden Bursa Perakendeciler (PERDER) Derneği, bağımlılıkla mücadele eden bireylere destek amacıyla harekete geçti. YENİ HAYATLAR İNŞA EDİLİYOR Ruhsal ve fiziki hasarların yanı sıra ölümle sonuçlanabilen bağımlılık ile mücadele eden Bağımsız Yaşam Derneği (BAY-DER) Bursa Şubesine perakendecilerden destek geldi. Bursa PERDER yönetimi; tedavilerini başarıyla tamamladıkları için sertifika verilen bireylerin, çöküşten zirveye giden yolda yaşadıklarına tanıklık ederken duygusal anlar yaşadı. Perakendeciler; yeniden özgüven sahibi olan bireylerin, yeni hayatlarını inşa etmelerinin desteklenmesi için BAY-DER’in çalışmalarına aktif katkı sağlamaya başladı. BAY-DER Bursa Şube Müdürü Yakup Aişeoğlu, Bursa PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Kılıç'ı ziyaret ederek sağlanan desteklerden dolayı teşekkür plaketi takdim etti. ‘BAŞKA CANLAR YANMASIN’ Sosyal sorumluluk bilinciyle ihtiyaç sahibi vatandaşlara akülü tekerlekli sandalye bağışı yaptıklarını hatırlatan ve bağımlılıkla mücadeleye de odaklandıklarını belirten Haşim Kılıç, “Ağzındaki bir damla su ile yangını söndürme yoluna çıkan karınca misali, uzun ama yürümeye değer bir yolda ilerleyen BAY-DER'de yürütülen faaliyetler takdire şayan. Ücretsiz ve ilaçsız tedavi yöntemiyle yüzlerce bağımlının adeta yaşama döndürüldüğü BAY-DER'de bu illetten kurtulan bazı bağımlıların, danışmanlık yaptığını da gördük. Tüm üyelerimiz ile bu anlamlı yolculukta onları hiç yalnız bırakmayacağız. 'Maddeden manaya' mottosuyla çalışmalarını sürdüren BAY-DER'in bu önemli mücadelelerinde her zaman yanlarında olacağız. Yeter ki başka canlar yanmasın.” diye konuştu.

Hyundai Motor Türkiye’den Kadın Sürücüleri Cesaretlendiren Proje Haber

Hyundai Motor Türkiye’den Kadın Sürücüleri Cesaretlendiren Proje

Toplumsal cinsiyet eşitliği, hayatın her alanında olduğu gibi trafikte de önem taşıyor. Hyundai Motor Türkiye, iki yıl önce bu farkındalıkla yola çıkarak kadınların trafikte daha aktif rol almalarını teşvik eden örnek bir sosyal sorumluluk projesine imza atmıştı: “Trafikte Daha Çok Kadın”. Kadın sürücüleri trafikte daha fazla özgüvenli olmaya teşvik etmek amacıyla başlatılan “Trafikte Daha Çok Kadın” projesi, Hyundai Motor Türkiye’nin toplumsal sorumluluk yaklaşımının önemli bir parçası olarak büyümeye devam ediyor. Proje kapsamında, ehliyeti olmasına rağmen trafiğe çıkmaya çekinen kadınlara yönelik teorik ve pratik sürüş eğitimleri düzenleniyor. Bu proje, sadece bireysel gelişimi değil, aynı zamanda kadınların trafikte daha fazla temsil edilmesini ve toplumda güvenli sürüş kültürünün yaygınlaşmasını hedefliyor. Kadınların trafikte daha fazla yer alması hem trafik güvenliğini artırıyor hem de toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyor. Hyundai, Kıbrıs’ta düzenlediği özel eğitimde de bu kez projeyi kadın gazeteciler ile buluşturdu. Alanında uzman 30 kadın basın mensubunun katıldığı etkinlikte, güvenli sürüşe yönelik teorik bilgilendirmelerin ardından katılımcılar pist üzerinde oluşturulan özel istasyonlarda pratik eğitimler aldı. Basın buluşmasına özel hazırlanan kısa eğitimde; panik frenleme, slalom ve viraj kontrol gibi konular deneyimlendi. Proje kapsamında verilen eğitimler, sadece teknik sürüş becerilerini değil, aynı zamanda psikolojik destek ve özgüven kazanımını da içeriyor. Eğitime katılanlar güvenli sürüş teknikleri öğreniyor, trafikte karşılaşabilecekleri durumlara karşı hazırlıklı hale geliyor ve eğitim sonunda sertifika alarak ilk adımı atmış oluyor. Women Drivers Network ile iş birliği Proje, Hyundai Motor Türkiye’nin Women Drivers Network ile yaptığı iş birliği sayesinde hayata geçirildi. Bu ağ, kadınların sürüş deneyimlerini paylaşmalarını, birbirlerinden öğrenmelerini ve destek almalarını sağlayan bir platform sunuyor. Women Drivers Network iş birliğiyle hayata geçirilen proje, bugüne kadar 100’ü aşkın kadın sürücüye güvenli sürüş eğitimi verilmesini sağladı. Hyundai, bu sayıyı önümüzdeki dönemde artırarak 2 yılda 1.000’den fazla kadın sürücüye veya sürücü adayına ulaşmayı hedefliyor. Murat Berkel: “Kadınları trafikte cesaretlendirmek istiyoruz”. Kıbrıs’ta düzenlenen eğitime Hyundai Motor Türkiye’nin üst yönetimi de katılım gösterdi. Markanın Yurtiçi Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Genel Müdürü Murat Berkel, proje hakkında şunları söyledi: “Türkiye’de milyonlarca kadının ehliyeti olmasına rağmen, birçoğu çeşitli nedenlerle aktif olarak araç kullanmıyor. Kimi zaman özgüven eksikliği, kimi zaman toplumsal baskılar veya trafik korkusu, kadınların direksiyon başına geçmesini engelliyor. Hyundai olarak bu projemizle kadınları cesaretlendirmeyi, desteklemeyi ve trafikte daha görünür hale getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, kadınların trafikte daha özgüvenli olmaları, hem toplumsal gelişim hem de güvenli sürüş kültürü açısından büyük önem taşıyor. Hyundai Motor Türkiye olarak kadın sürücülerin yanında olmaktan ve bu alanda farkındalık yaratmaktan gurur duyuyoruz”. Toplumsal Etki ve Farkındalık “Trafikte Daha Çok Kadın” projesi, sadece bireysel gelişimi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü hedefliyor. Kadınların trafikte daha fazla yer alması trafik güvenliğini artırıyor, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyor ve kadınların özgüvenini ve bağımsızlık duygusunu pekiştiriyor. Direksiyon başında daha çok kadın görmek, sadece bir hedef değil; daha eşit, daha güvenli ve daha kapsayıcı bir toplumun da göstergesi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Atasun Optik’e The Hammers Awards’tan Üç Ödül Birden Haber

Atasun Optik’e The Hammers Awards’tan Üç Ödül Birden

Atasun Optik, bu yıl düzenlenen törende üç farklı kategoride iki gümüş ve bir bronz ödül kazanarak pazarlama iletişimindeki başarısını bir kez daha tescilledi. “Onu Görmek Demek” filmiyle duygulara dokunan marka, “Atasun Gözünde Gözler Üstünde” kampanyasıyla da yaratıcılığını ve enerjisini ödülle taçlandırdı. Atasun Optik, bu yıl düzenlenen ve Türkiye sınırları içerisindeki tüm şirketlerin ekip başarısını ödüllendiren The Hammers Awards’ta pazarlama ve iletişim alanındaki başarılarını üç ayrı ödülle taçlandırdı. Marka; “Onu Görmek Demek” filmiyle Özel Gün İletişimini En İyi Yapan Pazarlama Ekibi kategorisinde Gümüş, “Atasun Gözünde Gözler Üstünde” kampanyasıyla ise Giyim ve Aksesuar Sektöründe En İyi Pazarlama Ekibi dalında Gümüş, Perakende Sektöründe En İyi Pazarlama Ekibi dalında Bronz ödülün sahibi oldu. Atatürk’ü anmanın en anlamlı yolu Atasun Optik’in 10 Kasım’da yayınladığı “Onu Görmek Demek” filmi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü görenlerin gerçek anılarını bir araya getirerek, izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkarmıştı. Film, “Onu görmek demek mutlaka yüzünü görmek değil, onun fikirlerini ve duygularını hissetmek ve yaşatmaktır.” mesajı etrafında şekilleniyor. Duygusal anlatımı, sade dili ve gerçek hikayelere dayalı yapısıyla, Atatürk’ü bugünün değerlerinde yaşayan bir ilham kaynağı olarak anıyor. Atasun Optik Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Erdem Altay, projeyle ilgili şunları söylüyor: “Atatürk’ü görenlerin anlattıkları, aslında hepimizin içindeki özlemi, gururu ve sevgiyi yansıtıyor. Biz bu filmle, sadece anıları değil, bir duyguyu yaşatmak istedik. Çünkü ‘onu görmek’, yüzünü görmekten çok onun değerlerini bugüne taşımak ve o ışığı paylaşmak demek.” Enerji, stil ve özgüveni buluşturan kampanya Markanın yaz sezonuna özel kampanyası “Atasun Gözünde Gözler Üstünde”, televizyon, dijital, sosyal medya ve mağaza içi iletişimi kapsayan 360 derece bir pazarlama çalışması olarak hayata geçirildi. Kampanya genç ve dinamik bir görsel dil ile özgüvenin, stilin ve dikkat çekiciliğin enerjisini yansıtarak yazın ruhunu ortaya koydu. Şehirden sahile, spordan gündelik hayata uzanan kurgusuyla dikkat çeken film, kampanyanın merkezinde yer aldı ve güneş gözlüğünün sadece bir aksesuar değil, kişisel ifade ve özgüven sembolü olduğunu vurguladı. Bu proje de The Hammers Awards jürisi tarafından iki farklı sektörel kategoride ödüle layık görüldü. Kampanya Giyim ve Aksesuar Sektöründe En İyi Pazarlama Ekibi dalında Gümüş, Perakende Sektöründe En İyi Pazarlama Ekibi dalında Bronz ödülün sahibi oldu. Atasun Optik’in The Hammers Awards’taki başarısı, markanın son dönemde yaratıcılık, içgörü ve duygusal bağ kurma konularında yakaladığı istikrarlı çizgiyi bir kez daha ortaya koyuyor. Markanın bu yaklaşımı, pazarlama stratejilerinde veriye dayalı karar alma stratejisiyle birleşerek fark yaratan işler üretmesini sağlıyor. Atasun Optik Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Erdem Altay, ödüllerin bu vizyonun bir yansıması olduğunu belirterek şöyle devam ediyor: “Atasun Optik olarak pazarlama iletişiminde hedefimiz, tüketicinin gözünden dünyayı görmek ve markamızı hayatlarının doğal bir parçası haline getirmek. The Hammers Awards’tan üç farklı kategoride ödülle dönmek, bu vizyonumuzun doğru bir zeminde karşılık bulduğunu gösteriyor. Veriye ve içgörüye dayalı fikirlerle desteklenen stratejimiz, markamızı sadece optik perakende sektöründe değil, pazarlama alanında da güçlü bir konuma taşıyor. Bu başarıyı mümkün kılan tüm ekibimize teşekkür ediyorum.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.