Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Probiyotik

Kapsül Haber Ajansı - Probiyotik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Probiyotik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri Haber

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri

Acıbadem Kadıköy (Dr. Şinasi Can) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Gebelikte bağışıklık sistemi anne adaylarını virüslere karşı daha savunmasız hale getirir. Influenza (grip) gebelerde bazen beklenenden daha ağır seyredebilir, solunum güçlüğü ve yüksek ateş gibi belirtilerle anne sağlığını tehdit edebilir. Düşük, erken doğum, su kesesinin erken açılması ve yenidoğanın enfeksiyonu gibi durumların riskini artırabilir” diyor. Bu nedenle sonbahar döneminde anne adaylarının alacakları bazı önlemlerle, hem kendilerinin hem de bebeklerinin sağlığını korumalarının mümkün olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, sonbahar hamilelerine özel 8 önerisini sıraladı, önemli açıklamalar yaptı. Grip aşınızı ihmal etmeyin Hamilelikte ve emzirme döneminde en etkili korunma yöntemlerinden biri olan grip aşısı, canlı virüs içermediğinden gebelikte güvenle uygulanabilir ve hem anne adayını hem de doğumdan sonraki ilk aylarda bebeği korur. Ancak hamileliğin ilk 3 ayı bebeğin organ gelişim dönemi olduğu için gerekmedikçe beklenmelidir. İkinci veya üçüncü trimesterde olan ve sonbahar-kış dönemine giren anne adaylarının aşılarını doktor önerisiyle yaptırmaları önemlidir. Ellerinizi sık yıkayın Ellerin sık sık sabunla yıkanması enfeksiyona karşı korur. Su ve sabun olmadığında alkol içeren el antiseptikleri tercih edilebilir. El yıkamak, influenza dahil pek çok virüsten korunmanın en etkili yollarından biridir. Gripli bir hastayla veya salgılarıyla temas edilmesi halinde de ellerin yüze, göze veya buruna temasından kaçınılmalı ve eller mutlaka sabunla yıkanmalı veya alkol içeren bir mendille silinmelidir. Kalabalık ortamlardan uzak durun Sonbaharda kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması virüslerin yayılmasını kolaylaştırır. Hamilelerin alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları veya kalabalık toplantılarda mümkünse kısa süre bulunması, bulaş riskini azaltır. Hasta kişilerden mümkünse uzak durulması, gereken durumlarda maske kullanılması, kapalı ortamlarda en azından 1 metre mesafe uzaklıkta bulunulması önemlidir. Dinlenmeye zaman ayırın ve stresi azaltın Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Stres, bağışıklık sistemini baskılayan önemli bir faktördür. Gebelikte stres düzeyini azaltmak, hem annenin hem bebeğin sağlığı üzerinde doğrudan olumlu etki yaratır. Güne hafif yürüyüşlerle başlamak, nefes egzersizleri yapmak ya da sevdiğiniz aktivitelerle zaman geçirmek bedeni ve zihni rahatlatır” diyor. Ev ve iş ortamınızı temiz tutun ve havalandırın Soğuk günlerde evde daha çok vakit geçirilir, fakat kapalı ortamlar mikroorganizmalar için ideal üreme alanıdır. Günde birkaç kez kısa süreli pencere açarak ortamı havalandırın. Düzenli olarak evde ve/veya işte yüzeyleri dezenfektan ile temizleyin. Nem oranının çok düşmesi solunum yollarının kurumasına yol açabilir; bu durumda nemlendirici cihazlardan faydalanabilirsiniz. Beslenmenizi bağışıklık dostu hale getirin Bağışıklık sisteminin güçlü olması için doğru beslenme son derece önemlidir. C vitamininden zengin meyve ve sebzeler (portakal, kivi, brokoli), çinko içeren kuruyemişler ve omega-3 yönünden zengin balıklar bağışıklık direncini artırır. Yoğurt ve kefir gibi probiyotik kaynakları bağırsak sağlığını destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca yeterli su tüketimi ve taze gıdalarla beslenmek de vücudun doğal savunma mekanizmasını güçlendirir. Yeterli ve kaliteli uykuya özen gösterin Gebelik döneminde hormonal değişiklikler uyku düzenini zorlayabilir; ancak dinlendirici bir uyku hem anne hem bebek sağlığı için önemlidir. Günde 7–8 saat kaliteli uyku, bağışıklığın güçlü kalmasına yardımcı olur. Uyumadan önce ekran maruziyetini azaltmak, ılık bir duş almak veya gevşeme egzersizleri yapmak uykuya geçişi kolaylaştırabilir. Şüpheli belirtilerde doktora başvurun Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Ateş, öksürük, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtiler fark edildiğinde ihmal edilmemelidir. Hamilelikte enfeksiyonlar daha hızlı ilerleyebilir. Bu nedenle belirtiler başladığında zaman kaybetmeden hekiminize başvurun. Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın; uygun tedaviyle hem siz hem de bebeğiniz güvende kalırsınız” diyor.

Probiyotik Seçiminde Nelere Dikkat Edilmeli? Haber

Probiyotik Seçiminde Nelere Dikkat Edilmeli?

Çünkü her probiyotik her soruna iyi gelmiyor ve farklı etkileri olabiliyor. Probiyotiklerden doğru şekilde yararlanmak için, içeriğindeki özel mikroorganizmalara yani “suşlara” dikkat edilmesi ve uzmana danışılarak kullanılması önem taşıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Başak Çakır Güney, probiyotik kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Probiyotik seçiminde suş içeriği önemli Bağırsaklarımızda trilyonlarca mikroorganizma yaşar ve bu dev ekosistem, mikrobiyota olarak adlandırılır. Yalnızca sindirim değil bağışıklık, ruh hali, hatta metabolizma üzerinde bile etkilidir. Sadece 46 kromozomu olan biz insanlar için vücudumuzda saklı inanılmaz bir genetik cevherdir. Son yıllarda sağlık gündeminin en popüler konularından biri probiyotiklerdir. Birçok kişi bağışıklığı güçlendirdiği ve sindirim sistemini rahatlattığı için bu takviyelere yöneldi. Ancak bu konu aslında bu kadar basit değildir. Probiyotikler suşlardan oluşur. Suşlar kısaca probiyotik mikroorganizmaların genetik olarak özelleşmiş alt türlerini ifade eder. Probiyotik kullanırken suş içeriğine bakmak ve probleme yönelik bir probiyotik kullanmak mantıklı olacaktır. Aksi takdirde içeriğinde suşlar yoksa ya da size uygun değilse kullandığınız ürün boşa gidiyor demektir. Bunun için probiyotik ürün seçerken içeriğini, reçetesini okumak gerekir. Hastalığınıza göre probiyotik seçin Probiyotikler, yeterli miktarda alındığında sağlığa fayda sağlayan canlı mikroorganizmalardır. En sık bilinen türleri Lactobacillus ve Bifidobacterium cinslerine aittir. Prebiyotikler ise bu dost bakterilerin besini olan, genellikle lif içeren bileşiklerdir. Birlikte çalıştıklarında bağırsak sağlığını destekleyici etkileri artar. Romatolojik hastalıklardan, kansere kadar pek çok hastalığa karşı mucizevi koruma sağlar. Bilimsel çalışmalar, bazı suşların belirli durumlarda etkili olduğunu göstermiştir. Peki, hangi hastalıkta hangi suş daha etkili? Örneğin antibiyotik kaynaklı ishal durumlarında ya da irritabl bağırsak sendromunda “lactobacillus”, crohn hastalığında ve ülseratif kolitte “VSL#3”, tip 2 diyabette ve obezitede “akkermansia muciniphila”, tekrarlayan vajinal enfeksiyonlarında rhamnosus GR-1 türlerine ait suşları içeren probiyotikler kullanılmalıdır. Yine üst solunum yolu enfeksiyonlarında probiyotik kullanılacaksa lactobacillus ve bifidobacterium cinslerine ait suşlar mutlaka olmalıdır. Doğal probiyotik kaynakları ne kadar etkili? Yoğurt, kefir, ev turşusu gibi fermente gıdalar doğal probiyotik kaynaklarıdır. Ancak bu gıdalardaki bakteri türleri ve miktarı değişkendir. Mevcut floramızı desteklemek için bu gıdaları mutlaka günlük rutinimize eklemeliyiz. Öte yandan kapsül formundaki probiyotiklerde belirli suşlar, belirli dozlarda yer alır. Bu, özellikle bir sağlık problemi için hedefli kullanımda önemlidir. Probiyotikler, doğru kişi ve doğru zamanda kullanıldığında sağlık üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Ancak bu mikroorganizmalar mucize değildir; her birey için aynı sonucu vermez. Rastgele kullanım yerine, şikayete özel, suş temelli bir seçim ve gerekiyorsa uzman görüşü alınması en doğrusudur. Aynı zamanda beslenme düzeni, stres yönetimi ve uyku gibi diğer yaşam tarzı faktörlerinin de mikrobiyotayı etkilediği unutulmamalıdır. Bağışıklık sistemini dengeleyen yeni nesil probiyotikler Klasik probiyotiklerin ötesine geçen mikrobiyal dostlarımız arasında son yıllarda en çok dikkat çekenlerden biri “Akkermansia muciniphila”dır. Bu bakteri bağırsak mukus tabakasında yaşar ve bu bariyeri güçlendirerek “geçirgen bağırsak” gibi durumların önüne geçebilir. Çalışmalar, “A. muciniphila”nın obezite, insülin direnci, tip 2 diyabet ve yağlı karaciğer gibi metabolik hastalıklarla ters ilişkili olduğunu göstermektedir. Yeni nesil probiyotikler arasında “Faecalibacterium prausnitzii” bağırsak iltihabını azaltıcı etkileri vardır. “Christensenella minuta” İnce yapılı bireylerde daha çok bulunur, bu nedenle obeziteyle ters ilişkili olduğu düşünülür. “Bacteroides fragilis (PSA+)” ise bağışıklık sisteminin dengelenmesinde rol oynayan önemli yeni nesil probiyotiklerdendir. Probiyotik seçerken nelere dikkat edilmeli? Suş bilgisi açıkça belirtilen ürünleri tercih edin.İçerik kısmındaki suş bilgilerini okuyun.Sağlık probleminize yönelik suşları içeren ürünler alın.Bilimsel çalışmalarda kullanılmış mı kontrol edin.Saklama koşulları ve son kullanma tarihi dikkate alın.CFU (colony-forming unit) değeri yüksek mi kontrol edin. (Genel destek ve sağlıklı bireylerde 1-10 milyar CFU/gün, ishal durumunda ise 5-20 milyar CFU/gün olmalı)Bir uzmana danışın Sürekli aynı suş içeren probiyotiği kullanmak yerinde birkaç ay arayla suşları çeşitlendirmek önemlidir. Gıda çeşitliliğine dikkat edilmeli ve fermente gıda tüketme alışkanlığı da mutlaka edinilmelidir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.