Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ravago Bina Çözümleri

Kapsül Haber Ajansı - Ravago Bina Çözümleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ravago Bina Çözümleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Su Yalıtımı Lüks Değil, Bina Sağlığı İçin Bir Zorunluluk Haber

Su Yalıtımı Lüks Değil, Bina Sağlığı İçin Bir Zorunluluk

Türkiye kışa girerken artan yağışlar binaları savunmasız bırakıyor; su yalıtımı eksikliği küçük sızıntıları büyük yapısal hasarlara ve ciddi ekonomik kayıplara dönüştürüyor. Ravago Bina Çözümleri Bitümlü Membran Satış ve Pazarlama Direktörü Nükhet Tercan Yıldırım, “Kış öncesi yapılacak doğru su yalıtımı hem binanın ömrünü uzatır hem de büyük ekonomik kayıpların önüne geçer” uyarısında bulunuyor. Türkiye’deki konutların yaklaşık yüzde 35’inde su yalıtımının yetersiz olduğuna işaret eden Yıldırım, “Bu yapılardaki küçük sızıntılar bile zamanla yapısal hasara dönüşüyor. Artan yağışlar ve ani iklim değişimleri karşısında önleyici su yalıtımı artık lüks değil, zorunlu bir önlem haline geldi” diyor. Kış döneminin yaklaşmasıyla birlikte Türkiye’de yağış rejimleri yeniden yoğun şekilde gündeme geliyor. TÜİK verilerine göre, konutlarda yalıtım eksikliği nedeniyle her üç haneden birinde nem, rutubet veya ısınma sorunları yaşanıyor. Bu durum, binalarda suya karşı alınacak önlemler açısından ciddi bir eksik alan yaratıyor. Ravago Bina Çözümleri Bitümlü Membran Satış ve Pazarlama Direktörü Nükhet Tercan Yıldırım, su yalıtımının binanın uzun vadeli dayanıklılığı açısından kritik bir güvenlik önlemi olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’deki konutların yüzde 35’inde yeterli su yalıtımı bulunmuyor Su yalıtımı bulunmayan bir binada demir donatının korozyona uğraması sonucu taşıyıcı kapasitenin zamanla ortadan kalktığına vurgu yapan Nükhet Tercan Yıldırım, “Su yalıtımı yapılmadığında, taşıyıcı betonarme elemanlar su ve nem infiltrasyonu nedeniyle hızla yıpranabiliyor, yüzeylerde küf ve rutubet oluşuyor ve enerji verimliliği düşüyor. Ayrıca, onarım ihtiyacı ve maliyeti de ciddi şekilde artıyor” dedi. Türkiye genelinde binalardaki su yalıtımı uygulamalarının yeterli düzeyde olmadığını belirten Yıldırım, “Konutların yaklaşık yüzde 35’inde yalıtım kaynaklı sızma, nemlenme veya benzeri sorunlar yaşanıyor. Bu veriler, su yalıtımı konusunda farkındalığın artırılması gerektiğini de ortaya koyuyor. Kış aylarına hazırlık sürecinde su yalıtımı için öncelikle çatılar, teraslar, balkonlar, parapetler ve yağmur iniş sistemleri detaylı olarak incelenmeli. Geçmişte yaşanmış küçük sızıntılar ihmal edilmemeli çünkü küçük başlangıçlar, zamanla büyük hasarlara dönüşebiliyor. Su yalıtım membranları, yapının kullanım amacına ve iklim koşullarına uygun şekilde seçilmeli. Bitümlü veya sıvı poliüretan gibi sistemler doğru malzeme seçimi kadar kaliteli işçilikle de uygulanmalı” diye konuştu. Uzun ömürlü binalar için su yalıtımı kritik bir önem taşıyor Bacalar, havalandırma çıkışları ve balkon gibi su yalıtım birleşimleri penetrasyon alanların suyun en kolay giriş noktaları arasında yer aldığını hatırlatan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: “Bu alanlarda uygulanacak doğru fleşleme ve detay çizimi, sızma riskini ciddi şekilde azaltır. Ayrıca, yağmur iniş boruları ve gider sistemlerinin kapasitesi, artan yağış miktarına uygun olmalı. Yani teras ve çatılarda su birikintisi oluşmaması için eğim ve drenaj sistemi titizlikle kontrol edilmeli. Su birikintileri, membran ömrünü kısaltıyor ve olası sızmaları hızlandırıyor. Su yalıtımı ile ısı yalıtımı arasındaki ilişki de göz ardı edilmemeli. Su izolasyonu ile ısı yalıtımı birlikte planlandığında enerji verimliliği artarken nem birikimi ve küf oluşumu önleniyor. Yalıtım uygulaması tamamlandıktan sonra düzenli bakım programları devreye alınmalı, giderler ve oluklar temizlenmeli ve membran yüzeyi olası çatlaklar açısından gözden geçirilmeli. Kritik bölgelerde akustik veya elektronik sızıntı tespit sistemlerinin kullanılması, onarım maliyetlerini düşürür ve yapı güvenliğini artırır. Kış öncesi yapılacak doğru su yalıtımı yatırımı, ileride oluşabilecek onarım maliyetlerinin çok altında kalıyor. Bu yatırım artık bir ekstra kalem değil, yapının güvenliği ve uzun ömürlü olması açısından zorunlu bir önlem niteliğinde.”

Sürdürülebilirlik Yaklaşımıyla Atıklarının Yüzde 100’ünü Geri Dönüştürüyor  Haber

Sürdürülebilirlik Yaklaşımıyla Atıklarının Yüzde 100’ünü Geri Dönüştürüyor 

Dünya genelinde tüketilen 100 milyar tonun üzerindeki doğal kaynağın yalnızca yüzde 7,2’si yeniden değerlendirilebiliyor. Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper Doğruer, bu tablo karşısında döngüsel ekonomi uygulamalarının artık bir seçenek değil, zorunluluk olduğuna dikkat çekiyor. Sürdürülebilirliği kurum kültürünün merkezine yerleştirdiklerini belirten Doğruer, Ravago Grubu’nun 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 42 oranında azaltmayı hedeflediğini ifade ediyor. “Ravago Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Ravago Bina Çözümleri olarak ise Kayseri’deki fabrikamızda atıklarımızı yüzde 100 geri dönüştürerek taş yünü üretimi gerçekleştiriyor ve pazara sunuyoruz” diyen Doğruer, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada yenilenebilir enerji kullanımını artırdıklarını ve gelecek nesillere temiz, yaşanabilir bir dünya bırakmak için kararlılıkla çalıştıklarını söylüyor. Doğal kaynakların tükenme hızı, onları yenileme hızımızı çoktan geçti. Bu gerçek, yalnızca çevre politikalarının değil, üretim ve tüketim alışkanlıklarının da yeniden şekillenmesini zorunlu kılıyor. Özellikle yapı ve inşaat sektörü; yüksek malzeme ihtiyacı, uzun vadeli yatırımlar ve çevresel etkileriyle dönüşümün tam merkezinde yer alıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamada bulunan Ravago Bina Çözümleri Türkiye Direktörü Alper Doğruer de sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirdiklerine vurgu yapıyor. Her yıl 100 milyar tonun üzerinde doğal kaynak tüketiliyor Yapı ve inşaat sektörünün küresel kaynak kullanımı üzerindeki etkisine dikkat çeken Alper Doğruer, “Circularity Gap Report’un 2024 verileri, dünya çapında yıllık 100 milyar tonun üzerinde doğal kaynak tüketildiğini ve bunun yalnızca yaklaşık 7,2 milyar tonunun yeniden değerlendirildiğini ortaya koyuyor. Geriye kalan yüzde 92,8’lik kısmın ise yakıldığı, çöplüklere gönderildiği ya da doğrudan atığa dönüştüğü görülüyor. Bu ciddi tabloya en büyük etkiyi yapan sektörlerin başında ise küresel kaynak tüketiminin yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu olan yapı ve inşaat sektörü geliyor. Bu veriler, döngüsel ekonomi uygulamalarının tüm sektör paydaşlarımız için zorunluluk olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Doğal kaynakların korunması, yalnızca bugünün değil yarının yaşam kalitesini de doğrudan etkiliyor. Bu nedenle çevresel sürdürülebilirlik anlayışının iş yapış biçimlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmesi büyük önem taşıyor. Sektör genelinde atılacak her adım, daha yaşanabilir bir gelecek inşa etme yolunda anlamlı bir katkı sağlayacak. Bu sürece kolektif bir bilinçle yaklaşmak ise kalıcı çözümler için en güçlü zemini oluşturuyor” dedi. “Sürdürülebilirliği üretimimizin ve kültürümüzün merkezine yerleştiriyoruz” Ravago Bina Çözümleri’nin sürdürülebilirlik yaklaşımına vurgu yapan Doğruer, “Ravago Grubu olarak da sürdürülebilirliği sadece bir çevre politikası olarak değil, kurumsal kültürümüzün merkezinde konumlandırıyoruz. 60 yılı aşkın geri dönüşüm uzmanlığımızla, insan, çevre ve iş arasında denge kurmaya odaklanıyoruz. Grubumuz genelinde ise karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 42 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca elektrik tüketimimizin en az yüzde 60’ını yenilenebilir kaynaklardan sağlamak ve enerji verimliliğimizi de yüzde 10’a kadar artırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Her adımını sürdürülebilirlik misyonu ile atan global bir şirket olarak Türkiye operasyonumuz kapsamında da Kayseri’deki fabrikamızda hayata geçirdiğimiz biriket yatırımı sayesinde üretim sürecindeki atıkların tamamını geri dönüştürerek taş yünü elde ediyor ve pazara sunuyoruz. Bu modelle sıfır atık yaklaşımını sahada hayata geçiriyoruz. Üretim süreçlerimizde enerjiyi verimli kullanıyor, enerji tüketimimizde yenilenebilir kaynakların payını her geçen gün artırıyoruz. İklim değişikliği de dahil olmak üzere faaliyetlerimizden kaynaklanabilecek tüm olumsuz etkileri önceden kontrol altına alarak iş sağlığı ve güvenliği, enerji ve bilgi güvenliği yönetim sistemlerini entegre biçimde uyguluyoruz. Kaliteli, enerji verimli ve çevreye etkileri minimum olan ham maddeleri tedarik ediyor, geri dönüşüm süreçlerini üretimimizin ayrılmaz bir parçası haline getiriyoruz. Tüm bu çalışmalar sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek attığımız adımların birer yansıması. Daha yeşil bir gelecek için sürdürülebilirliği odağımızda tutmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.