Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanat

Kapsül Haber Ajansı - Sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Antik Misis’in Hikâyesi Çağdaş Sanatla Buluştu Haber

Antik Misis’in Hikâyesi Çağdaş Sanatla Buluştu

Antik Misis’ten ilham alan sergi, bir fotoğraf karesiyle başlayan hikâyesi üzerinden bölgenin tarihini, dönüşümünü ve kültürel mirasını sanatın farklı disiplinleriyle bir araya getiriyor. “Devriye”, bir yandan sanatın çağdaş yorumlarını izleyiciyle buluştururken, diğer yandan kazı çalışmaları süren Misis’in tanıtımına katkı sağlamayı amaçlıyor. Açılışa; Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Bilal Bilici, Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer, Seyhan Belediye Başkan Vekili Hasibe Akkan, Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, CHP Seyhan İlçe Başkanı Berfu Salıcı Yakıt, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın eşi Nuray Karalar, sergide eserleri yer alan sanatçılar ve çok sayıda davetli katıldı. Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı ve eşi Fidelya Demirçalı kızları Beyza Demirçalı ile birlikte açılışa katılan davetliler ve sanatçılarla bir araya gelerek sergiyi gezdi. Açılış konuşmasını küratör Beyza Demirçalı’nın yaptığı sergide, proje ortağı Nebula kurucuları Melis Çatak ve Erdinç Çatak, Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, Seyhan Belediye Başkan Vekili Hasibe Akkan, Prof. Dr. Giovanni Salmeri, birer konuşma yaparak, Antik Misis’in tarihî değerinin sanatla buluşturulmasının önemine vurgu yaptılar. Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı ise, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Benim için çok özel, çok anlamlı bir gündü. Antik Misis’in kadim taşları arasında, geçmişin izlerini bugünün sanat diliyle buluşturan “Devriye” sergisinin açılışını gerçekleştirdik. Bu sergi sadece bir sanat etkinliği değil; aynı zamanda köklerimize, tarihimize, insanımıza dair derin bir yolculuk. Her bir kare, her bir dokunuş, Misis’in binlerce yıllık hafızasından bize fısıldayan bir ses gibi. Küratörlüğünü büyük bir gururla söylemeliyim ki sevgili kızım üstlendi. Onun gözünden, emeğinden, sanatına olan inancından doğan bu sergide; genç bir sanatçının kalbiyle, kadim bir kentin ruhu buluştu. Bir baba olarak duyduğum gurur tarif edilemez. Sanatın, geçmişle bugün arasında kurduğu bu köprüye katkı sunan tüm sanatçılarımıza, emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Misis, tarihimizin derinliklerinde saklı büyük bir miras. Bu sergi, o mirası sanatla yeniden yorumlama fırsatı sunuyor. Kültürel değerlerimizin yaşatılması ve yeni kuşaklara aktarılması açısından bu tür etkinlikleri çok önemsiyoruz.” Konuşmaların ardından sergi gezildi. Antik Misis’in izlerini taşıyan “Devriye” sergisi, 1–10 Kasım tarihleri arasında Eski Çırçır Fabrikası’nda ziyaret edilebilecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İBB'den 29 Ekim Coşkusuna Özel Dev Program Haber

İBB'den 29 Ekim Coşkusuna Özel Dev Program

İBB, kutlamalar kapsamında ayrıca Beyoğlu Sineması'nda ücretsiz film gösterimleri, İBB Şehir Tiyatroları'nda ücretsiz oyunlar ve Müze Gazhane'de sergi turları düzenleyecek. Konser, tiyatro, sinema ve daha birçok etkinliğin yer aldığı 29 Ekim programına tüm İstanbullular davetli. Cumhuriyet coşkusu, şehrin dört bir yanında sanatla buluşacak. Bayram günü İstanbulkart entegrasyonuna dahil tüm toplu ulaşım araçları ücretsiz olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kentin dört bir yanına yayılan, konserlerden tiyatroya, söyleşilerden film gösterimlerine kadar zengin içerikli ve tamamen ücretsiz etkinliklerle kutlamaya hazırlanıyor. Beşiktaş ve Bağcılar Meydanları, Beyoğlu Sineması, Müze Gazhane, Metrohan, Şişli Atatürk Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi gibi noktalarda gerçekleşecek kutlamalarla İstanbul, Cumhuriyet'in 102. yıl coşkusunu doruklarda yaşayacak. MEYDANLAR YILDIZLAR GEÇİDİNE SAHNE OLACAK Kutlamalar kapsamında Beşiktaş ve Bağcılar Meydanları'nda eş zamanlı konserler başlayacak. Beşiktaş Meydanı'nda saat 19.30'da "Cumhuriyet Senfonisi İBB Kent Orkestrası ve Konukları" Bendeniz, Bora Öztoprak, Ferda Anıl Yarkın, Moğollar, Şebnem Paker ve Zuhal Olcay gibi usta isimleri ağırlayacak. Konser öncesinde ise Adım Anadolu Dans Topluluğu, Cumhuriyet'in çok sesliliğini yansıtan özel bir gösteri sunacak. Bağcılar Meydanı'nda ise yine 19.30'da İlyas Yalçıntaş ve Ahiyan sahne alarak İstanbullularla buluşacak. KÜLTÜR SANAT ŞÖLENİ İBB Şehir Tiyatroları, 29 Ekim'de tüm sahnelerindeki oyunları halka ücretsiz sunarak sanatı bayram coşkusuna dahil edecek. Beyoğlu Sineması, "Bir Cumhuriyet Şarkısı", "Atatürk" ve "Atatürk 2" filmlerini ücretsiz gösterime açacak. Müze Gazhane'de ise Ankara'nın başkent oluşunun ilk on yılını ele alan "Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933" sergisi, 30 Ekim'de özel bir tur ve söyleşi ile devam edecek ve sergi, 22 Mart 2026'ya kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek. TARİHİ MEKANLARDA CUMHURİYET SÖYLEŞİLERİ İBB Kütüphane, Cumhuriyet’in düşünsel ve kültürel mirasını tarihi mekanlara taşıyor. Metrohan'da 27 Ekim'de "Cumhuriyet Döneminde İstanbul’da Ulaşım" ve 29 Ekim'de Ersin Kalaycıoğlu ve Mehmet Ö. Alkan’ın katılımlarıyla "Cumhuriyet Düşüncesi" konulu söyleşiler düzenlenecek. Şişli Atatürk Müzesi'nde 28 Ekim'de "Atatürk Evleri" üzerine bir oturum yapılacak. Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) ise "Objelerden Cumhuriyeti Okumak" söyleşisinin yanı sıra, çocuklara yönelik "Cumhuriyet’in Hatıra Defteri" ve "Cumhuriyet’in Sesleri" gibi özel atölyelere ev sahipliği yapacak. Ayrıca hafta boyunca Cumhuriyet Müzesi ve Şişli Atatürk Müzesi'nde rehberli turlar düzenlenecek. ÖZEL GEZİ ROTASI BB Turizm, 29 Ekim'de Şişli Atatürk Müzesi ve Taksim Cumhuriyet Müzesi rotalı özel gezi turları düzenleyerek, ziyaretçilere Cumhuriyet'in kuruluş yıllarına tanıklık etme fırsatı sunacak. Gezi programlarına kayıtlar İstanbul Senin uygulaması üzerinden yapılabilecek. Konserler, film gösterimleri, sergi turları, müze turları, söyleşiler, çocuk atölyeleri ve kültür gezilerinin yer aldığı bu kapsamlı 29 Ekim programına tüm İstanbullular davetli. TOPLU ULAŞIM ÜCRETSİZ 29 Ekim’de, kentteki İBB'ye bağlı otobüs, metrobüs, tramvay, metro ve vapur gibi toplu ulaşım araçları 24 saat boyunca ücretsiz hizmet sağlayacak. Ücretsiz yolculuktan kişiselleştirilmiş İstanbulkart sahipleri faydalanabilecek. PROGRAM 27 Ekim Pazartesi 19.00 Söyleşi: “Cumhuriyet Döneminde İstanbul'da Ulaşım” – Murat Koraltürk / Metrohan 28 Ekim Salı 18.00 Konser: İBB Oda Müziği Topluluğu / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 18.00 Sergi Turu / Şişli Atatürk Müzesi 19.00 Söyleşi: “Atatürk Evleri” – Kemal Eker / Şişli Atatürk Müzesi 29 Ekim Çarşamba 11.00 Çocuk Sergi Turu (9-14 Yaş) / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 12.00 Çocuk Atölyesi: Cumhuriyet’in Hatıra Defteri (7-12 Yaş) / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 14.00 Çocuk Atölyesi: Cumhuriyet’in Sesleri (7-12 Yaş) / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 17.00 Söyleşi: “Cumhuriyet Düşüncesi, İlanı ve 102 Yıllık Serencamı” – Ersin Kalaycıoğlu / Metrohan 18.00 Konser: İBB Oda Müziği Topluluğu / Şişli Atatürk Müzesi 18.00 Sergi Turu / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 19.00 Söyleşi: “Objelerden Cumhuriyeti Okumak” – Eray Yılmaz / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi 19.00 Söyleşi: “Kimsesizlerin Kimsesi Olarak Kurucu Değerler ve Siyasal Krizler Ortamında Cumhuriyet’in İlanı: 102. Yılında Cumhuriyet’e Bakışlar” – Mehmet Ö. Alkan / Metrohan 19.00 Film Gösterimi: Bir Cumhuriyet Şarkısı / Beyoğlu Sineması Beşiktaş Meydanı 19.40 DJ Ersin Şov / Beşiktaş Meydanı 20.35 Adım Anadolu Dans Topluluğu 21.45 “Cumhuriyet Senfonisi İBB Kent Orkestrası ve Konukları” Bendeniz, Bora Öztoprak, Ferda Anıl Yarkın, Moğollar, Şebnem Paker, Zuhal Olcay Bağcılar Meydanı 19.40 DJ Performans 20.35 Ahiyan 22.20 İlyas Yalçıntaş 30 Ekim Perşembe 11.00 Çocuk Sergi Turu (9-14 Yaş) / Cumhuriyet Müzesi (Taksim Maksemi) 15.00 Film Gösterimi: Atatürk / Beyoğlu Sineması 31 Ekim Cuma 15.00 Film Gösterimi: Atatürk 2 / Beyoğlu Sineması CUMHURİYET BAYRAMI'NA MÜZELER ÜCRETSİZ İBB iştiraklerinden Kültür AŞ'ye bağlı önemli hafıza ve kültür mekânları, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda misafirlerini tüm gün ücretsiz ağırlayacak. T.C. vatandaşları, İstanbul’un tarihî zenginliklerini barındıran Yerebatan Sarnıcı, Şerefiye Sarnıcı, Panorama 1453 Tarih Müzesi, Dijital Deneyim Merkezi ve Miniatürk’ü ücretsiz ziyaret edilebilecek. Ziyaretçilerin müze girişlerinde kimliklerini ibraz etmeleri ve Radar Türkiye uygulaması üzerinden alınan QR kodu göstermeleri yeterli olacak. Yerebatan Sarnıcı'nda ücretsiz giriş uygulaması 19.30-22.00 saatleri arasında geçerli olmayacak. İSTANBUL KİTAPÇISI'NDA MUSTAFA BALBAY OKURLARIYLA BULUŞUYOR Cumhuriyet coşkusu imza günleri ve söyleşilerle de devam ediyor. Gazeteci-yazar Mustafa Balbay, 29 Ekim Salı günü saat 14.00’te İstanbul Kitapçısı Kadıköy şubesinde okurlarıyla bir araya gelecek. Balbay, yeni kitabı "Asla Vazgeçme" üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek ve ardından kitaplarını imzalayacak. Ayrıca, kitapseverler için "Asla Vazgeçme" kitabında 25 – 29 Ekim tarihleri arasında İstanbul Kitapçısı şubelerinde yüzde 20 indirim uygulanacak. KEMERBURGAZ KENT ORMANI'NDA KIRMIZI BEYAZ EĞLENCE COŞKUSU Boğaziçi Yönetim AŞ organizasyonuyla Kemerburgaz Kent Ormanı, Cumhuriyet'in 102. yılını coşkulu bir etkinlikle kutlayacak. 29 Ekim'de ziyaretçilere bayrak dağıtımıyla başlayacak programda alan kırmızı-beyaz renklere bürünecek. Sahnebüs’ün kurulacağı alanda animasyon yarışmaları ve bando performansı kutlamalara renk katacak. Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı desteğiyle kurulan oyun alanlarında Langırt, Air Hockey, Mini Golf gibi eğlenceli aktivitelerin yanı sıra Barfiks Challenge ve Subsoccer gibi yarışmalarla tüm yaş grupları eğlence dolu bir gün geçirecek. BAHÇE MARKET'TEN CUMHURİYET BAYRAMI'NA ÖZEL İNDİRİM FIRSATI İBB iştiraklerinden Ağaç ve Peyzaj AŞ'ye bağlı Bahçe Market, 28-29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı özel bir indirim kampanyasıyla kutlayacak. Kampanya kapsamında, Bahçe Market mağazalarında ve online adresi bahcemarket.com'da satışa sunulan tüm ürünlerde yüzde 10 indirim uygulanacak. Miniatürk – Cumhuriyet Bayramı Etkinlikleri Tüm Gün – Amfi: Yüz Boyama Tüm Gün – Amfi: Animatör Sunucu 12.00 - 12.30 – Amfi: Zumba Kids 12.30 - 13.00 – Amfi: İllüzyon Gösterisi 13.00 - 14.00 – Amfi: Bando Kortej 14.00 - 15.00 – Atölye Alanı: Cumhuriyet Kupamı Tasarlıyorum Atölyesi 15.00 - 16.00 – Atölye Alanı: Tonton Usta Tiyatro Oyunu 16.00 - 16.30 – Atölye Alanı:İnteraktif Çizgi Film 16.30- 17.00 - Amfi: Cumhuriyet Valsi Panorama 1453 Tarih Müzesi – Cumhuriyet Bayramı Etkinlikleri Tüm Gün – Amfi: Yüz Boyama 13.00 - 14.00 –Atölye Alanı: Cumhuriyet Kahramanları Kalkanı Atölyesi 14.00 - 15.00 –Atölye Alanı: 10. Yıl Marşı Ritim Atölyesi 15.00 - 16.00 –Atölye Alanı: Cumhuriyetin Renkleri Tuval Atölyesi Yerebatan Sarnıcı – Cumhuriyet Bayramı Konseri 20.00 - 21.00 – Koro İstanbul Konseri (Ücretsiz giriş uygulaması geçerli olmayacak) Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İş Sanat Anadolu Sergileri “Çarşı-Pazar” Manzaraları ile Midyat’taydı Haber

İş Sanat Anadolu Sergileri “Çarşı-Pazar” Manzaraları ile Midyat’taydı

Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’ndan yapılan tematik seçkileri Anadolu’daki sanatseverlerle buluşturan Anadolu Sergileri’nin son durağı, 25-26 Ekim’de Mardin’in Midyat ilçesi oldu. Gündelik hayatın canlılığını, manav ve balıkçı tezgahlarının bereketini, fırın vitrinlerinin çeşitliliğini gösteren “Çarşı-Pazar” başlıklı seçkide, İlhami Demirci’nin Midyat halkının günlük yaşamını ve kültürel dokusunu yansıttığı “Kompozisyon: Midyat Pazarı” tablosu ile Türk resim sanatının önde gelen sanatçılarından Eren Eyüboğlu, Hulusi Mercan, Ülkü Uludoğan, Mehmet Başbuğ, Şadan Bezeyiş, Nedim Günsür, Fahir Aksoy ve Mehmet Pesen’in farklı yörelerin çarşı ve pazarlarını tasvir ettikleri eserleri yer aldı. Bu renkli mekânların sanatçılarımızın için önemli bir ilham kaynağı olduğunu gözler önüne seren sergide Doç. Dr. Ayşe Köksal, eserler hakkında ziyaretçilere bilgi verdi. Sergide çocuklara yönelik sanat atölyesi de düzenlendi. Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin öğrenme programlarının düzenli faaliyetlerinden biri olan ve ortak kültürel mirasımızı doğduğu topraklarda bugünün kuşaklarıyla buluşturan Anadolu Sergileri, farklı seçkiler ile devam edecek. Anadolu Sergileri’nin bir sonraki durağı, Türkiye İş Bankası Edremit Şubesi olacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mercedes-Benz Yeni CLA Büyüleyici Bir Lansmanla Görücüye Çıktı Haber

Mercedes-Benz Yeni CLA Büyüleyici Bir Lansmanla Görücüye Çıktı

Mercedes-Benz, şimdiye kadarki en akıllı otomobili olarak konumlanan tamamen yeni CLA’yı İstanbul’da büyüleyici bir lansman gecesiyle tanıttı. 23 Ekim 2025 tarihinde Mandarin Oriental Bosphorus’ta gerçekleşen etkinlik; otomotiv, moda, sanat ve medya dünyasından seçkin isimleri bir araya getirdi. Gecenin sunuculuğunu Ebru Akel üstlenirken, Şükrü Özyıldız, Mert Yazıcıoğlu, İbrahim Çelikkol, Melis İşiten, Bünyamin Aydın, Ulaş Durmaz, Nesrin Cavadzade, Burak Berkay Akgül, Aslıhan Malbora, Burak Deniz, Yiğit Kirazcı, İpek Filiz Yazıcı, Ezgi Eyüboğlu, Bora Cengiz, Serkan Altunorak, Ulvi Kahyaoğlu, Berk Keklik, Reynmen, Orkun Işıtmak, Berkcan Güven, Nihat Odabaşı, Emre Yusufi, Tamer Yılmaz, Özge Törer, Buse Terim, Bilge Öztürk, Rüya Büyüktetik, Kaan Mirac Sezen, Koray Erkaya gibi isimlerin katılım gösterdiği davet, Boğaz’ın etkileyici atmosferinde düzenlenen drone ve dans şovları, müzik grubunun canlı performansı ve DJ setiyle unutulmaz bir deneyime dönüştü. Etkinlikte, Mercedes-Benz x Les Benjamins özel kapsül koleksiyonu ilk kez davetlilerle buluşurken, Ouchhh Studio tarafından tasarlanan yapay zeka destekli dijital sanat enstalasyonları gecede davetlileri adeta büyüledi. Moda ve sanat dünyasındaki bu özel iş birlikleriyle Mercedes-Benz, mühendisliği; teknoloji, yaratıcılık ve kültürle buluşturarak markanın vizyonunu ilham veren bir deneyimle sergiledi. Yeni CLA, dijital dönüşümün öncüsü Gecede konuşma yapan Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, markanın geleceğe yönelik vizyonunu şu sözlerle paylaştı: “Tamamen yeni CLA, Mercedes-Benz için yalnızca yeni bir model değil, dijitalleşme ve elektrifikasyon yolculuğumuzun da simgesi. Bugün burada, geleceğin teknolojisini tasarım ve duyguyla bir araya getiren yeni bir dönemi başlatıyoruz. CLA, markamızın genç, dinamik ve yenilikçi ruhunu en güçlü şekilde yansıtırken; aynı zamanda Mercedes-Benz’in yaratıcılıkla teknolojiyi buluşturma vizyonunu da gözler önüne seriyor.” Akıllı, sezgisel ve tamamen elektrikli Yeni CLA; ışıltılı ızgara panelinde 142 LED yıldız, MBUX Superscreen ve MB.OS işletim sistemiyle tamamen dijital ve kişiselleştirilebilir bir sürüş deneyimi sunuyor. CLA 350 4MATIC Edition 1 AMG paketiyle Türkiye’de satışa sunulan model; 715 km’ye varan menzil, 10 dakikada 300 kilometreden fazla menzil, 354 bg gücü ve 0–100 km/s 4,9 sn değerleriyle dikkat çekiyor. Mercedes-Benz’in “Geleceğin Estetiği” yaklaşımını yansıtan yeni CLA, tasarım, teknoloji ve verimlilikte sınıfının ötesine geçiyor. Mercedes-Benz x Les Benjamins kapsül koleksiyonu: Köklerden geleceğe uzanan bir hikaye İstanbul merkezli lüks sokak giyim markası Les Benjamins, tamamen yeni Mercedes-Benz CLA için hazırladığı Mercedes-Benz x Les Benjamins kapsül koleksiyonunu ilk kez davetlilerle buluşturdu. Koleksiyon, markanın kurucusu ve kreatif direktörü Bünyamin Aydın’ın göçmen köklerinden ve ailesinin Almanya’da başlayan hikayesinden ilham alıyor. Aydın, “Ailemiz için bir Mercedes’e sahip olmak, alın terinin sembolüydü. Şimdi o hayal, tasarımın diliyle gerçeğe dönüştü.” sözleriyle bu birlikteliğin kişisel anlamını vurguluyor. Koleksiyonun teması “Köklerinle bütünleş” olarak tanımlanıyor. Yeni CLA’nın aerodinamik hatları, ikonik sportif ızgarası ve kırmızı pantone’sinden ilham alan parçalar; Les Benjamins’in imza Carpet Monogram dokularıyla birleşiyor. Siyah, beyaz ve kırmızıdan oluşan renk paleti; hızı, tutkuyu ve mirasın gücünü temsil ediyor. Koleksiyonun satışına 24 Ekim itibarıyla başlanacak ve sınırlı sayıda ürün Les Benjamins mağazalarında ve çevrimiçi olarak satışa sunulacak. Bu iş birliği, Mercedes-Benz’in ilk kez bir Türk moda markasıyla ortak bir koleksiyon üretmesiyle, markanın moda ve tasarım alanındaki vizyoner duruşunu güçlendiriyor. Mercedes-Benz x Ouchhh: Yapay zeka destekli sanat deneyimi Etkinlikte, Ouchhh Studio tarafından geliştirilen yapay zeka ve nörobilim temelli özel bir dijital sanat deneyimi yer aldı. Veri bilimi, mimari ve sanatı bir araya getiren Ouchhh, bu proje için tamamen yeni CLA’nın teknolojik kimliğinden ilham aldı ve markaya özgü bir hikaye oluşturdu. Etkinlik alanına girer girmez CLA’nın dataları kullanılarak oluşturulmuş immersive tünel’den geçen davetliler, Ouchhh imzalı bir dünyaya adım attılar. Açık alandaki deneyimin merkezinde ise, yeni CLA’nın sergilendiği özel dijital sergileme enstalasyonu yer aldı. Seçilen konuklardan biri, EEG (elektroensefalografi) başlığı ile otomobille kurduğu bağ anındaki duygusal tepkilerini gerçek zamanlı olarak sanat eserine dönüştürdü. Bu beyin dalgası verilerine ek olarak, Ouchhh Studio eserde yeni CLA’nın tasarım ve mühendislik verilerini de kullandı. Bu veriler yapay zeka algoritmaları tarafından anlık olarak veri boyamasına dönüşüyor. Mercedes-Benz’in mühendisliğin ötesine geçerek insan ve teknoloji arasındaki duygusal bağı güçlendiren vizyonunu yansıtan bu çalışma, gecenin en dikkat çeken bölümlerinden biri oldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

“Hayati Misman Retrospektif” Sergisi İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde Açıldı Haber

“Hayati Misman Retrospektif” Sergisi İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde Açıldı

İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, yeni sezonunu “Hayati Misman Retrospektif” sergisi ile açtı. 19 Ocak 2026 tarihine dek izlenecek olan sergi, resim, gravür, heykel ve metal dekupe gibi farklı disiplinlerde 170’ten fazla eserle Prof. Misman’ın altmış yıllık sanatsal birikimine ışık tutuyor. Eserlerinin birer günce olduğunu, geçmişe dönüp baktığında anımsadıkları ile geleceğe ilişkin hayallerini, kaygılarını ve beklentilerini yansıttığını söyleyen Misman, retrospektif sergilerin öneminin altını çiziyor: “İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’ndeki retrospektif sergiler, Türkiye’de yaşayan sanatçılar için büyük bir önem taşıyor. Buradaki sergim bana altmış yılımın muhasebesini yapma fırsatı verdi. Retrospektif sergiler, sanatçıların eserleri aracılığıyla sanat hayatının tüm aşamalarını yansıtırken gençlere de bir sanat yolculuğunu adım adım sunarak ilham veriyor.” Prof. Misman, kendisi için temel ifade aracı olan gravürlerle birlikte, tuval çalışmalarında da gravürden gelen çizgisel disiplin ile renk katmanlarını birleştirerek özgün bir dil geliştiriyor; heykellerinde ise gravürle ördüğü anlatıyı üç boyuta taşıyor. Eserlerinin merkezinde kadın figürü bulunan Misman, kadını sadece bir betimleme ögesi olarak değil, varoluşun ve toplumsal kimliğin simgesi olarak ele alıyor. Geleneksel Anadolu kültüründen beslenip, evrensel bir dile ulaşan yaklaşımı, Misman’ın sanatına güç katıyor. Sanat kariyeri boyunca hem binlerce öğrenci yetiştiren hem de sürekli geliştirdiği sanatsal diliyle Türk sanat ortamına kalıcı katkılarda bulunan Prof. Misman, gelenekle modernizmi buluşturan, malzeme ve teknik sınırları zorlayan eserlerini üretmeye, Ankara’daki atölyesinde devam ediyor. Sergiyle eşzamanlı olarak, İbrahim Karaoğlu tarafından hazırlanan kapsamlı katalog, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergi, 19 Ocak 2026 tarihine dek Levent’teki İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Galeri, her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Prof. Hayati Misman, Nisan 1945’te Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Konya’da tamamladıktan sonra, 1961-64 yılları arasında Akşehir Öğretmen Okulu’nda öğrenim gördü. 1964-65 yıllarında Erzincan/Tercan’da ilkokul öğretmenliği yaptı. 1965-68 yılları arasında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünde okudu. Adnan Turani, Turan Erol, Nevide Gökaydın, Mürşide İçmeli ve Burhan Alkar gibi hocaların öğrencisi oldu. 1970-75 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı bursla Almanya’ya gönderildi. Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde, Prof. Werner Kausch, Heinz Nickel, Hans Hilmann, Günther Kieser, Karl Oskar Blase ve Walter Rabe gibi dünyaca ünlü sanatçı hocaların öğrencisi oldu. Grafik Tasarım alanında ihtisas yaptı. 1975 yılında yurda döndü. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Eğitimi Bölümü’nde göreve başladı. 1984 yılında sanatta yeterlilik aldı. 1987 yılında doçent oldu. 1987-2001 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne geçerek profesör oldu. 2006 yılında üniversiteden emekli olan Misman halen Ankara’daki atölyesinde üretmeyi sürdürüyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon  Haber

Rolls-Royce’dan 100 Yıllık Efsanesine Özel Koleksiyon 

100 yıldır Phantom, dünyanın en etkili isimleri tarafından tercih edilen, başarı ve seçiciliğin nihai sembolü olarak tanınıyor. Efsanevi Phantom’un 100. yılı kutlanırken, Rolls-Royce Motor Cars Phantom Centenary Private Collection ile saygı duruşunda duruyor ve sadece 25 adet ile sınırlı bu özel koleksiyonu kutluyor. Rolls-Royce Bespoke (kişiselleştirme) Collective’in tasarımcı, mühendis ve ustaları, tüm uzmanlıklarını ve yaratıcılıklarını bir araya getirerek, markanın başyapıtı olarak nitelendirilebilecek bu eşsiz koleksiyonu hayata geçirdi. Rolls-Royce Bespoke ekibi, 1920’lerden günümüze Phantom’un her neslinin ruhunu ve kimliğini detaylı bir şekilde inceleyerek, modelin dünyasına tam anlamıyla nüfuz etti. Bespoke ekibi, Phantom’un önemli sahiplerini, Rolls-Royce’un kilit isimlerini, modelin tasarlanıp üretildiği mekanları ve dönemin ruhunu yansıtan önemli olayları detaylı bir şekilde araştırdı. Bu ilham kaynakları, önce 77 el çizimi motif olarak tasarlandı ve ardından Phantom Centenary Private Collection’a özenle işlenmiş arşiv referanslarıyla yansıtıldı. Ortaya çıkan bu özel koleksiyon, Phantom’un geçmişine saygı duruşunda bulunurken, bugününü tanımlıyor ve önümüzdeki 100 yıl boyunca modelin mirasını şekillendirecek prensipleri ortaya koyuyor. Her tarihi an, bu nadir ve koleksiyon değeri taşıyan saygı duruşu için özel olarak geliştirilen ileri düzey zanaatkarlık teknikleri ile hayata geçiriliyor. İç mekânda, couturier tasarımı tekstiller, çizim stilinde nakışlar, lazerle işlenmiş deri ve öncü ahşap işçiliği – üç boyutlu marküteri, altın varak ve üç boyutlu mürekkep katmanlama dahil – Phantom’un hikayesini çarpıcı ve detaylı bir şekilde anlatıyor. Dış tasarımda, kaput benzersiz bir Spirit of Ecstasy figürü ile taçlandırılıyor. Bu figür, Phantom’un ilk modelinde ilham alınarak yeniden yorumlandı ve bu özel yıldönümünü anmak için saf altından üretildi. Dış tasarım: Zarif ve özel Bespoke ifadesi Siyah – beyaz bir film yıldızının zamansız zarafetini yansıtan Phantom Centenary Private Collection’ın dış tasarımı, Phantom’un galalarda boy gösterdiği, sinema ikonlarını taşıdığı ve dönemin ışıltısının simgesi haline geldiği Hollywood’un altın çağını anımsatıyor. Araç, Bespoke iki tonlu boya ile tamamlanıyor ve uzun yüzeylerdeki bu uygulama, 1930’lu yılların Phantom modellerinin akıcı silüetine saygı duruşu niteliğinde. Yan gövde, Arctic White üzerine Super Champagne Crystal kaplamasıyla sunulurken, üst gövde siyah üzerine Super Champagne Crystal ile tamamlanıyor. Özel olarak geliştirilen bu kaplama, dış yüzeye olağanüstü bir metalik parlaklık kazandırıyor. Bu etki, şeffaf verniğe ince öğütülmüş cam parçacıklarının eklenmesiyle sağlanıyor. Bu özel kutlama Private Collection için, Rolls-Royce boya uzmanları, şeffaf parçacıkları şampanya rengi partiküllerle değiştirerek miktarını iki katına çıkardı ve böylece büyüleyici bir derinlik elde etti. Bu zamansız kaplama, Spirit of Ecstasy’nin benzersiz bir yeniden yorumlanmasıyla taçlandırılıyor. Phantom’a takılan ilk Spirit of Ecstasy figürünü referans alan tasarımcılar, bu ikonik figüre bir saygı duruşu niteliğinde tasarım ortaya çıkardı; önce 18 ayar saf altın ile dökülen figür, ardından 24 ayar altın kaplama ile tamamlanarak kusursuz ve kararmaya dayanıklı bir yüzey sunuyor. Parça, Londra’daki Hallmarking & Assay Office’e sunularak, özel olarak geliştirilen “Phantom Centenary” damgasını aldı. Rolls-Royce tarihinde bir ilk; altın ve beyaz mineli “RR” Figürün tabanı, el dökümü beyaz cam mine ile tamamlanıyor ve koleksiyonun adı özenle işlenerek kazınıyor. Rolls-Royce tarihinde bir ilk olarak, aracın ön, arka ve yan taraflarında yer alan “RR” Onur Rozeti, koleksiyona özel 24 ayar altın ve beyaz mine ile sunuluyor. Dış tasarımın tamamlayıcısı olarak, her biri 25 çizgiyle işlenmiş Phantom jantları yer alıyor. Bu detay, koleksiyondaki 25 araca saygı duruşu niteliğinde olup, toplamda 100 çizgi ile Phantom’un 100. Yılı kutlanıyor. İç tasarım: Phantom efsanesine yolculuk Phantom’un bir asırlık hikayeleri, Private Collection’ın iç mekandaki birçok yüzeyde zarif bir şekilde hayat buluyor; bazıları hemen fark edilen, bazıları ise zamanla keşfedilen görkemli arşiv referanslarıyla anlatılıyor. Geçmiş Phantom modellerine bir saygı duruşu olarak, Phantom Centenary’in iç mekânı tekstil ve deriyi bir araya getiriyor; bu tasarım, markanın ilk yıllarını anımsatıyor; şoför koltuğu dayanıklı deri ile arka kabin ise lüks kumaşlarla kaplanıyordu. Bu zarif kontrast, Phantom’un her zaman sürüşteki otorite ile yolcu kabinindeki mutlak huzuru mükemmel bir dengeyle bir araya getirdiğini gözler önüne seriyor. Arka koltuklar: Ustalığın zirvesi Phantom Centenary’in arka koltukları, 1926 yapımı ünlü “Phantom of Love” modelinden ilham alıyor. O dönemlerde, koltuklar el dokuması Aubusson halılarıyla özel olarak tasarlanmıştı. Koltuklardaki sanat eserleri, üç farklı hikâye katmanı üzerinden anlatılıyor. İlk katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanan arka plan, Phantom’un tarihine ait önemli mekanları ve objeleri gözler önüne seriyor. Bu detaylar, Londra’daki markanın ilk adresi Conduit Street’ten, Henry Royce’un Güney Fransa’yı konu alan yağlı boya tablolarına kadar uzanıyor. İkinci katman, yüksek çözünürlüklü baskı ile tasarlanmış olup, geçmişin ikonik Phantom modellerini ince detaylarla gözler önüne seriyor. Üçüncü ve en üst katman, Phantom’un her neslinden yedi önemli sahibi soyut bir şekilde temsil eden özenle işlenmiş nakışlarla oluşturuluyor. Bu özel kumaş, bir moda atölyesi ile iş birliği içinde 12 ay süren titiz bir çalışma sonucunda geliştirildi ve haute couture dünyasının ötesinde ilk kez Phantom Centenary için kullanıldı. Rolls-Royce’un yüksek standartlardaki dayanıklılık, dokunsal kalite ve estetik beklentilerini karşılamak üzere, yüksek çözünürlüklü baskı süreci Phantom Centenary Private Collection için özel olarak geliştirilmiş mürekkepler ve tekniklerle mükemmelleştirildi. Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu Yüksek çözünürlüklü baskılı kumaş, benzersiz bir el çizimi görünümü sunan özenle tasarlanmış nakışlarla tamamlanıyor. Bespoke Collective tarafından “iplikle eskiz yapmak” olarak tanımlanan bu özel nakış tekniği, bir kalem çizgisinin ifadesini tekstil üzerinde kusursuz bir şekilde yansıtıyor. Her bir görseli öne çıkarmak ve tanımlamak üzere ustalar, Golden Sands ipliği ile eskiz tarzında düzensiz dikişler uyguladı. Bu teknik, çizgilerin yüzeyin üzerinde hafifçe süzülüyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Doku ve derinlik, Seashell ipliği ile yüksek yoğunluklu dikişler uygulanarak sağlandı. Tüm kompozisyon boyunca bu özenli işçilik, toplamda 160.000’den fazla dikişten oluşuyor. Tamamlanan eser, her biri tam hassasiyetle hizalanmış ve koltukların kıvrımlarına uyacak şekilde yerleştirilmiş 45 ayrı panelden oluşuyor. Bu süreç, Savile Row terzilik tekniklerinden ilham alınarak gerçekleştirildi ve sonuç olarak Rolls-Royce tarihinin en detaylı koltuk kompozisyonu ortaya çıktı. Arka koltukların, el dokuması bir halının çağdaş yorumu olarak tasarlandığını belirten Celina Mettang (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Phantom’un hikayesi, özenle seçilmiş detaylar aracılığıyla tekstil ve nakışlarla gözler önüne seriliyor. Her bir nakış detayı, ustalar tarafından dijital olarak yeniden tasarlanarak işlendi ve her çizgi için özel dikiş teknikleri titizlikle seçildi. Örneğin, at motifinde saç dokusunu canlandırmak için aralıklı dikişler, kasları ve hatları belirginleştirmek için ise yoğun dikişler uygulandı. Bu ince detayların kusursuz bir şekilde uygulanabilmesi için olağanüstü bir hassasiyet gerekiyordu; bir motif, istenilen mükemmelliğe ulaşana kadar 24 kez revize edildi. Bu süreç, Phantom’un adını onurlandıran özel bir saygı duruşu yaratırken hissettiğimiz derin kişisel gururu ve bu ikonik mirası gelecek nesillere taşıma sorumluluğunu gözler önüne seriyor.” Ön koltuklar: Sürüş kabininde tasarımın zirvesi Ön koltuklardaki deri, Bespoke tasarımcı tarafından el çizimi olarak hazırlanan çalışmalar temel alınarak lazerle işlenmiş olup, çizerin ustalığını ve detaycılığını yansıtıyor. Motifler arasında, Phantom’un 100 yıllık mirasının olağanüstü ağırlığını zarif bir şekilde taşıyan sembolik detaylar yer alıyor. Bunlar arasında, 2003’teki Rolls-Royce yeniden lansmanının kod adı olan “Roger Rabbit”e gönderme yapan bir tavşan ve 1923 Phantom I prototipinin kod adı olan martı yer alıyor. Anthology Gallery: 100 yıldır anlatılan seçilen bir hikâye Phantom Centenary Private Collection’ın merkezinde, Anthology Gallery yer alıyor. Bu etkileyici kompozisyon, dikey olarak fırçalanmış 50 adet 3D baskılı alüminyum “kanatçıktan” oluşuyor ve bir kitabın sayfaları gibi zarif bir şekilde iç içe geçiyor. Her bir kanatçık, her iki tarafından da okunabilen oyma harflerle tasarlanmış olup, Phantom’un bir yüzyıl boyunca basında yer alan övgü dolu alıntılardan oluşuyor. Heykel, düşen havai fişeklerin ışıltısını çağrıştıran değişken ışıklandırmalarla zarif bir şekilde aydınlatılıyor. Her bir kanatçığın fırçalanmış kenarları, izleyicinin bakış açısına göre değişen yansıma ve ışık oyunları oluşturuyor. Ahşap işçiliği: Heykelsi bir ifade Phantom Centenary Private Collection, Rolls-Royce tarihinde yaratılmış en karmaşık ve detaylı ahşap işçiliğini içeriyor. Bir yıl süren bir çalışma sonucunda geliştirilen ve Blackwood ile renklendirilmiş kapı panelleri, Phantom’un en önemli ve dönüm noktası niteliğindeki yolculuklarını gözler önüne seriyor. Her bir kompozisyonda, coğrafi haritalar, kıvrımlı yollar, geniş manzaralar, bitkisel detaylar ve deneysel araba tasvirleri, Phantom’un mirasını yansıtan yaşayan bir sanat eseri yaratacak şekilde bir araya getiriliyor. Arka kapılar, Sir Henry Royce’un kış aylarını geçirdiği St. Tropez yakınlarındaki Le Rayol-Canadel-sur-Mer kıyı şeridini betimliyor. Ön yolcu kapısında, Sir Henry Royce’un yazlık konutunun bulunduğu West Wittering’in manzarası yer alıyor. Burası, günümüzde Rolls-Royce’un merkezi olan tesise yalnızca sekiz mil uzaklıkta bulunuyor. Sürücü kapısında, Goodwood döneminin ilk Phantom’ının Perth’ten başlayarak Avustralya kıtasını kat ettiği destansı 4.500 millik yolculuk anlatılıyor. Her bir kompozisyonda, derinlik ve doku yaratmak amacıyla 3 boyutlu çok yönlü marküteri, lazer kazıma, 3 boyutlu mürekkep katmanlama ve altın varak teknikleri bir araya getiriliyor. Haritalar, manzaralar, çiçekler ve ağaçlar gibi motifler, lazer kullanılarak ahşaba üç farklı derinlikte işleniyor. Bu yolculukları temsil eden yollar, 0.1 mikrometre kalınlığındaki altın varak karelerinden işlenmiş 24 ayar altınla parlatılıyor. Her bir yol özenle hazırlanıyor, kesiliyor ve yerleştiriliyor. Arka kapılarda, Güney Fransa’ya özgü çam, servi, eğrelti otu ve palmiye gibi bitki örtüleri de yer alıyor. Arka yolcu kapısının bir bölümü ise Sir Henry Royce’un bölgeye ait orijinal yağlı boya tablolarından birini, tuvalden ahşaba aktararak yeniden canlandırıyor. Royce’un evlerinin tam konumları – Güney Fransa’daki Villa Mimosa ve West Wittering’deki Elmstead – 2.76 mm çapında tek bir altın varak noktasıyla özenle işaretleniyor. Phantom’un hikayesinin farklı yönlerini bir araya getiren kompozisyonu oluşturmak için orijinal metinler, günlükler, fotoğraflar ve tablolar gibi eşsiz bir kaynak yelpazesinden yararlandıklarını belirten Katrin Lehmann (Bespoke Colour and Material Designer, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje için geliştirilen yeni teknolojiler, özellikle 3 boyutlu mürekkep katmanlama, daha önce mümkün olmayan ölçekte detayların eklenmesine olanak sağladı – bazıları yalnızca 0.13 mm yüksekliğinde; denizde yelken açan bir tekneden haritadaki konum isimlerine kadar her detay titizlikle işlendi. Phantom’un tarihindeki anları, bu ismi taşıyan modelin hak ettiği detay ve titizlikle hayata geçirebilmek büyük bir ayrıcalık.” Kapılardaki ahşap yüzeyler, özenle işlenmiş deri panellere dönüştürülüyor. 24 ayar altın “yollar”, altın iplik işlemeler olarak devam ediyor; haritalar ve manzaraların detayları siyah iplikle işlenerek kapıların kaplamalı bölümündeki kazınmış detayları yansıtıyor. Ahşap işçiliği, 1925 model orijinal Phantom I ve günümüz Phantom VIII’in tasvirleriyle tamamlanıyor; her biri arka piknik masalarına özenle kazınmış olarak sunuluyor. Modeller, piknik masalarının deri kaplı arka yüzeylerindeki işlemelerde de yansıtılıyor; bu, geçmiş ile günümüzü bir araya getiren bir diğer ince detay olarak öne çıkıyor. Piano Black kaplama, merkezi döner düğmeyi yansıtan altın tozu ile zenginleştirilmiş; söz konusu düğme de 24 ayar altın kaplamaya sahip olarak sunuluyor. Altın bir miras 6,75 litrelik V12 motor gibi muazzam bir mühendislik harikası, Arctic White ile tamamlanmış özel tasarım bir kapakla öne çıkarılıyor. Kapak, Phantom’un modern efsanesini ve başarısını şekillendiren kusursuz gücü onurlandırmak için 24 ayar altın detaylarla süsleniyor. Starlight (Yıldız tavan) altında Phantom’un hikayesi Hafif animasyonlu ve işlemeli Starlight tavan döşemesi, Phantom’un tarihindeki önemli anları 440.000 dikişle yansıtıyor. Tasarım, Henry Royce’un Wittering’deki bahçesinde, iki yakın meslektaşı – markanın Baş Motor Tasarımcısı Charles L. Jenner ve Rolls-Royce’un deneysel departmanının baş test sürücüsü Ernest Hives – ile birlikte dut ağacının altında fotoğraflandığı anı yansıtacak şekilde tasarlandı. Bespoke Collective, bu andan ilham alarak, Starlight tavan döşemesinin altında oturan müşterilerin Royce’un bir zamanlar yaşadığı gibi kendi hayal gücü ve olasılık kıvılcımlarını deneyimleyebileceği bir ilham atmosferi yaratmayı amaçlıyor. Sahne, markanın Goodwood’daki merkezinin avlusundaki karakteristik kare taçlı ağaçları da içerecek şekilde tasarlanıyor. Bal arıları – Rolls-Royce Arıcılığı’ndaki 250.000 sakinine atıfta bulunan bir detay – uçuş halinde tasvir ediliyor; muhtemelen yalnızca Rolls-Royce’un merkezinde yetiştirilen Phantom Rose’a doğru ilerliyorlar. Takımyıldızlarının arasında, geçmişin önemli Phantom modellerine sessiz övgüler yer alıyor; bunlar arasında, Sir Malcolm Campbell’in “Bluebird” olarak bilinen Phantom II’sini temsil eden bir kuş motifi de bulunuyor. Dut yapraklarının arasında, Goodwood döneminin ilk Phantom’unun tasarlandığı gizli 1990’lar tasarım stüdyosu “The Bank’teki” kasa kapısı kilit mekanizmasına ince bir gönderme yer alıyor. Hareket halinde unutulmaz bir miras Phantom Centenary Private Collection’ı hayata geçiren tasarımcılar, mühendisler ve zanaatkarlar için bu araç, nesilde bir kez üstlenebilecek türden özel bir sorumluluk anlamına geliyor. Ortaya konan bu eser, Phantom’un doğuşuna ilham veren aynı ruhu yansıtıyor: markanın mükemmelliğe olan sarsılmaz bağlılığını ve dünyanın en iyi aracını yaratma tutkusunu simgeliyor. Rolls-Royce Phantom Centenary Private Collection, dünyanın en saygın lüks ürününün 100 yıllık mirasına adanmış bir saygı duruşu olarak sunulduğunu belirten Chris Brownridge (Chief Executive, Rolls-Royce Motor Cars) sözlerine şöyle devam etti: “Bu ödünsüz sanat eseri, özenle tasarlanmış Phantom VIII’i bir tuval olarak kullanarak Phantom’un olağanüstü yaşam öyküsünü ve onu şekillendiren insanları anlatıyor; Rolls-Royce’daki vizyonerlerden, efsanesinin oluşmasına katkıda bulunan sahiplerine kadar tüm hikayeyi kapsıyor. Bir yüzyıldır, Phantom isim plakası, Rolls-Royce’un yeteneklerinin zirvesini simgeliyor. Bu mirası onurlandırmak amacıyla hazırlanan son derece iddialı Private Collection, yeni teknikler sunuyor ve 40.000 saatten fazla emeğin ürünü olarak ortaya çıktı. Bu araç, Phantom’un hırs, sanatsal yaratıcılık ve tarihi ağırlık simgesi olarak statüsünü yeniden teyit ediyor.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İZKİTAP’a Her Yaştan Ziyaretçi Yoğun İlgi Gösterdi Haber

İZKİTAP’a Her Yaştan Ziyaretçi Yoğun İlgi Gösterdi

Fuar, her yaştan ziyaretçiyi ağırlarken özellikle çocuklar ve öğrenciler yoğun ilgi gösteriyor. Kitaplarla ve sergilerle buluşan genç ziyaretçiler, fuar atmosferine renk katıyor. Kültürpark’ta yer alan düzenlenen sergiler, fuar ziyaretçilerinden yoğun ilgi görüyor. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda Folkart iş birliğiyle Atlas Pavyonu’nda yer alan Mustafa Kemal Atatürk’ün özel eşyaları, annesi Zübeyde Hanım’ın yazdığı mektuplar ve 250’den fazla benzersiz fotoğrafla 1907-1938 yılları arasındaki liderlik yolculuğunu gözler önüne seren “Ve Mavi Gözleri Çakmak Çakmaktı” Mustafa Kemal Atatürk sergisi ile dünyaca ünlü medya sanatçısı Refik Anadol'un teknolojiyi ve sanatı birleştiren yapısıyla “Şifanın Algısı” ve “Makine Rüyaları: Ege” sergileri, ziyaretçi akınına uğruyor. Sergiler, ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Sergilere ilgi büyük Mehmet Tüzüm Kızılcan Sanat Galerisi’nde ise uluslararası dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu’nun şehre olan özlemini özgün tekniğiyle ifade ettiği “İzmir’i Özledim” Sergisi ile farklı ülkelerden gelen seramik sanat örneklerini bir araya getiren Mehmet Nuri Göçen Vakfı’nın Uluslararası Seramik Çalıştayı Koleksiyonu Sergisi, sanatseverlerle buluşuyor. Ayrıca, Pakistan Pavyonu’nda yer alan ve farklı bir kültürel bakış açısı sunan ArtMeet 2025 kapsamındaki Artemis’ten Dara’ya Ütopyayı Hatırla Sergisi de ziyaretçilerin ilgisiyle karşılanıyor. 26 Ekim’e kadar ziyaretçilerini ağırlayacak İzmir Kitap Fuarı, sadece kitaplarla değil, aynı zamanda bu özel sergilerle de kültürel bir şölen sunuyor. Fuar, her yaştan ziyaretçiye hitap eden etkinlikleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle çocuklar ve öğrenciler fuara büyük ilgi gösteriyor; aileler, eğitim kurumları ve genç ziyaretçilerle dolup taşan fuar, İzmir’in kültürel yaşamını renklendirmeye devam ediyor. İZKİTAP 26 Ekim’e kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bor Holding Kupası Engel Atlama Yarışlarında Heyecan Dolu Anlar Haber

Bor Holding Kupası Engel Atlama Yarışlarında Heyecan Dolu Anlar

Türkiye Binicilik Federasyonu onayıyla gerçekleştirilen organizasyon, iki gün boyunca yoğun katılımla sürdü. Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve kulüplerinden gelen lisanslı sporcuların mücadele ettiği etkinlik, binicilik severlere keyif dolu anlar yaşattı. Cumartesi günü düzenlenen “Arkadaş Parkuru” ve pazar günü gerçekleştirilen “Kostümlü Yarış” renkli görüntülere sahne oldu. Binicilerin yaratıcı kostümleriyle piste çıktığı Kostümlü Yarış, izleyicilerden büyük beğeni topladı. Toplam 12 parkurda farklı zorluk seviyelerinde gerçekleştirilen yarışlarda, her kategori büyük çekişmeye sahne oldu. Etkinliğin en yüksek engel seviyesiyle koşulan parkuru olan Magdeburger Sigorta Kupası (125 cm) yarışları, izleyiciler tarafından büyük bir heyecanla takip edildi. Bu kategoride Barkın Aydın, Seven van’t Zorgvliet adlı atıyla birinciliğe ulaşırken; Can İnce (Felix) ikinci, Burak Azak (Kismo) ise üçüncü oldu. Etkinliğin diğer yüksek engel seviyesiyle koşulan parkuru prestijli yarışları Borlease Filo Kiralama Kupası (115 cm) ve Sixt Kupası (105 cm) da kıyasıya mücadelelere sahne oldu. Sanat ve spor bir arada Etkinlik boyunca yarış heyecanına sanatsal ve sosyal etkinlikler de eşlik etti. Katılımcılar, yarışlar kapsamında düzenlenen söyleşide hem keyifli vakit geçirdi hem de binicilik sporuna dair güncel bilgiler edinme fırsatı buldu. Ayrıca, ressam Ponny Çetin etkinlik süresince canlı resim performansıyla izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Sanatçı, at figürleri ve doğadan ilham alan eserleriyle dikkati çekerken, daha önceki çalışmalarını da özel bir seçkiyle sergiledi. Sergi, katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Ziyaretçilere açık keyifli bir hafta sonu Bor Holding Kupası yarışlarında 1000’ e yakın kişiyi ağırlayan Bor Binicilik Kulübü, hafta sonu boyunca konuklarına keyifli ve konforlu bir deneyim sundu. Parkur alanında kurulan marka stantları, ikram alanları ve yeni restoranın atmosferi, misafirlere hem yarış heyecanını hem de sosyal etkileşimi bir arada yaşattı. Bor Binicilik Kulübü’nden spora ve sporcuya tam destek 2023 yılında, Bor Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Müge Çetin’in binicilik tutkusuyla kurulan Bor Binicilik Kulübü, binicilik sporunun ülkemizde gelişimine katkı sağlamayı ve binicilik sporuna modern, ayrıcalıklı bir tesis kazandırmayı hedefliyor. 28 dönümlük alan üzerine kurulu tesislerinde, sporculara yönelik eğitim programları sunan kulüp, aynı zamanda prestijli yarışlara ev sahipliği yaparak sporcuların gelişimini desteklemeye devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.