Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanatçı

Kapsül Haber Ajansı - Sanatçı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanatçı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Moka United Ana Sponsorluğundaki ‘Kıvılcım Zirvesi 2025’ Başlıyor Haber

Moka United Ana Sponsorluğundaki ‘Kıvılcım Zirvesi 2025’ Başlıyor

Moka United, Bi' Dünya Kıvılcım Derneği tarafından bu sene ikincisi gerçekleştirilecek olan Kıvılcım Zirvesi’nin ana sponsoru oldu. Türkiye’nin ödeme sistemleri alanındaki yetkinlik ve deneyimlerini uluslararası arenada güçlü bir şekilde temsil eden Moka United, dünyanın farklı ülkelerindeki Türk akademisyen, girişimci, sanatçı ve etki liderlerini bir araya getiren Kıvılcım Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. 27-28 Kasım’da online olarak gerçekleşecek ‘Beyin göçünden beyin gücüne’ ana temasıyla bu sene ikincisi düzenlenen Kıvılcım Zirvesi, 27-28 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Kıvılcım Zirvesi dünya genelinde yaşayan yetenekli ve yüksek öğrenimli Türk işgücünün dijital platformda bir araya gelmelerine ve Türkiye’nin gelişimine katkıda bulunmalarına imkan sunacak. Zirve, farklı ülkelerde çalışan ya da yaşayan ve aklı her daim Türkiye'de olan iş gücünü harekete geçirmeyi ve zirve için oluşturulan dijital platforma ücretsiz üye olan herkese networking olanağı da sağlamayı hedefliyor. Yurtdışındaki Türklerin finansal yol arkadaşı Etkinlikle ilgili açıklama yapan Moka United Genel Müdürü Halim Memiş şunları söyledi: “Moka United olarak, Türkiye’de finansal sektörde edindiğimiz tecrübe ve yetkinliklerimizi Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan, Almanya ve İngiltere’de de başarıyla sürdürüyoruz. Yurtdışında RUUT adlı markamız bünyesinde hayata geçirmeye hazırlandığımız dijital bankamızla da İngiltere’deki Türk diasporası başta olmak üzere, KOBİ’lerden, bireysel müşterilere Türkiye’de olduğu gibi finansal çözüm hizmetlerini ulaştırmak en büyük hayalimiz. Global bir fintek olma yolundaki kararlılığımız doğrultusunda, köklerinin Türkiye’ye dayandığı tecrübe, bilgi birikimi ve gücümüzü yurtdışında da sürdürme vizyonumuzun, Bi’ Dünya Kıvılcım Derneği’nin yaklaşımı ve değerli çalışmalarıyla örtüşmesi, bu iş birliğinde büyük bir etken oldu. Dünyada önemli başarılarla adını duyuran Türk fikir önderlerinin bir araya gelmesine vesile olan Kıvılcım Zirvesi’nde ana sponsor olarak yer aldığımız için mutluluk duyuyoruz.” Bi' Dünya Kıvılcım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gözde Kara Günaydın ise şunları söyledi: “Türkiye'den yurt dışına yaşanan beyin göçünü asla bir kayıp olarak değil tam tersine yetişmiş insan kaynağımızın yurt dışındaki temsiliyetinin güçlenmesi ve aynı zamanda bilim, teknoloji, sanayi, kültür-sanat alanlarında Türkiye ile kurulabilecek yeni iş birlikleri için çok önemli bir potansiyel bir değer olarak görüyoruz. Kıvılcım Zirvesi ile de dünyanın dört bir yanında yaşayan ve farklı alanlarda uzmanlıkları olan 100'lerce kıvılcımı bir araya getirmeyi ve birlikte değer yaratabileceğimiz alanları ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Moka United gibi globalde bizleri gururla temsil eden önemli bir markanın ana sponsorumuz olması ile birlikte bu seneki Kıvılcım Zirvesi'nin çok daha etkili ve hedef kitlesine daha hızlı ulaşan bir etkinlik olacağına inanıyoruz." Zirve global ağ ve iş birliği fırsatı sunuyor Atatürk'ün "Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyoruz, gür alevler halinde dönmelisiniz!" sözünden ilham alarak çalışmalarını sürdüren Bi’ Dünya Kıvılcım Derneği tarafından düzenlenen Kıvılcım Zirvesi; dünya genelinde yaşayan Türk profesyonelleri, akademisyen, girişimci, sanatçı ve etki liderlerini İstanbul için bir araya getirecek. Dijital ortamda gerçekleşecek etkinlikte 2 bin katılımcı, 50 iş ortağı ve 40 konuşmacı bir araya gelecek. Zirve, katılımcılara global ağlarını genişletme, iş birliği fırsatlarını keşfetme ve Türkiye’nin ulusal ve uluslararası sorunlarına katkıda bulunmasına imkan sunacak. Etkinlik, dünyanın dört bir yanındaki Türk profesyonelleriyle tanışma, Türkiye’nin geleceği için ortak değerler yaratma ve sektördeki uzman kişilerle bilgi alışverişinde bulunma fırsatı da sağlayacak.

32. Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri Sahiplerini Buldu Haber

32. Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri Sahiplerini Buldu

Merhum Sakıp Sabancı’nın “Sanat ve sanatçıya saygı, topluma yapılan en değerli yatırımdır” anlayışıyla başlattığı ve Sabancı Vakfı’nın onun bu alandaki anısını ve vizyonunu yaşatmak amacıyla sürdürdüğü “Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri”, bu yıl 32. kez sahiplerini buldu. 20 Kasım’da Sabancı Center’da düzenlenen törende, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim, Heykel ve Geleneksel Türk Sanatları bölümlerinden dereceyle mezun olan 9 öğrenci, toplam 240 Cumhuriyet altını ile ödüllendirildi. Resim Bölümü’nden Duru Bozkurt, Gülce Ecem Çınar ve Ergi Vardar; Heykel Bölümü’nden Mehmet Evren Erdoğan, Umut Ballıkaya ve Atakan May Sarıtaş; Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nden ise Elif Çanakkale Aygeç, Elif Göker ve Betül Dal ödülün sahibi oldu. Törene Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melisa Sabancı Tapan ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan V. Prof. Yasemin Nur Erkalır ev sahipliği yaptı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melisa Sabancı Tapan: “Burada ödül alan her genç sanatçı, bu ülkenin hikâyesine yeni bir cümle ekliyor” Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melisa Sabancı Tapan, konuşmasında, merhum Sakıp Sabancı’nın sanata duyduğu saygıya dikkat çekerek, şunları söyledi: “32’ncisini gerçekleştirdiğimiz Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri’nde sadece başarıyı değil, sanatın hayatımıza kattığı anlamı kutlamak için bir aradayız. Sevgili dedem Sakıp Sabancı, sanatı insanı ve toplumu dönüştüren bir değer alanı olarak görürdü. Ne mutlu ki bugün, bu ödüller aracılığıyla onun bu inancını, yeni kuşak sanatçılarla birlikte yaşatmaya devam ediyoruz. Bugün duygularımızdan uzaklaştığımız, dijital dünyaya bu kadar yöneldiğimiz bir dönemde bence sanatı çok daha sıkı sahiplenmeliyiz. Sabancı Vakfı da tam bu amaçtan yola çıkıyor. Yarım asrı geride bırakırken, toplumsal gelişimi desteklediğimiz her alanda sanatın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; sanat varsa diyalog var, değişim var, umut var. Bu ödüllerle, sevgili dedem Sakıp Sabancı’nın, sanatı insanı yücelten bir değer olarak görme inancını yeni kuşaklarla birlikte yaşatıyoruz.” Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan V. Prof. Yasemin Nur Erkalır: “Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri, bölümlerinden dereceyle mezun olan genç sanatçılarımıza yeni ufuklar açıyor” Törende konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan V. Prof. Yasemin Nur Erkalır ise “Rahmetli Sakıp Sabancı’nın 1994 yılında başlattığı ve Sabancı Vakfı tarafından 32 yıldır aralıksız sürdürülen Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri, üniversitemiz için büyük bir gurur kaynağı olmanın ötesinde, bölümlerinden dereceyle mezun olan genç sanatçılarımıza da yeni ufuklar açıyor. Öğrencilerimizin sanatsal alanlardaki üstün başarılarını takdir eden bu prestijli ödül, onların potansiyellerini en üst seviyeye taşımalarına katkı sağlarken, sanatın topluma değer katma gücünü hepimize hatırlatıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak, Sabancı Vakfı’nın bu anlamlı desteğini çok kıymetli buluyoruz. Çünkü bu ödüller, öğrencilerimizin emeklerinin görünür olmasını sağlarken, genç sanatçılarımıza ilham veren bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Sanat, hayalle başlayan bir yolculuktur. Bu yolculukta öğrencilerimizin kurdukları hayalleri gerçeğe dönüştürmeleri için onlara her zaman destek veren Sabancı Ailesi ve Sabancı Vakfı’na teşekkür ediyor; ödül alan tüm öğrencilerimizi yürekten kutluyorum.” şeklinde konuştu. Sanata kesintisiz destek Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri, 32 yıldır Türkiye’nin köklü sanat okullarından biri olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim, Heykel ve Geleneksel Türk Sanatları bölümlerinden dereceyle mezun olan başarılı öğrencileri teşvik ediyor. Sakıp Sabancı Sanat Ödülleri kapsamında Sabancı Fonu aracılığıyla 32 yılda 287 genç sanatçı toplam 7.665 Cumhuriyet Altını ile ödüllendirildi.

Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali Başlıyor Haber

Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali Başlıyor

Bursa’nın dünyada ve Türkiye’de ses getirebilecek bir kültürel birikime sahip olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, tüm Bursalıları festivale katılmaya ve Karagöz’ün gölgesinde buluşmaya davet etti. Gölgelerin ışıkla dans ettiği, kökleri asırlar öncesine dayanan, Bursa’nın kültürel mirası Karagöz oyunu, Uluslararası Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali ile 21. kez kapılarını açıyor. Festivalde, 38 temsil gerçekleştirilecek Büyükşehir Belediyesi adına BKSTV tarafından UNIMA Türkiye Millî Merkezi'nin desteğiyle 14-23 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde, 11’i ulusal, 10’u yabancı toplam 21 ekip yer alacak. Arjantin, Bosna-Hersek, Meksika, İran, Yunanistan, Fransa, Endonezya ve Guatemala gibi ülkelerden sanatçılar, festival kapsamında kente konuk olacak. Festivale katılan sanatçılar, kendi kültürlerinden örnekleri paylaşırken; 9’u biletli olmak üzere toplam 38 temsil gerçekleştirilecek. Festivalin merkezi Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi olurken, Tayyare Kültür Merkezi, Podyum Sanat Mahal ve Karagöz Müzesi de de farklı etkinliklere ev sahipliği yapacak. Yaklaşık 100 sanatçı, eğitmen ve uzmanın katılacağı festivalde, her yaştan bireye uygun 5 atölye çalışması, 1 söyleşi, 1 yuvarlak masa toplantısı ve 1 çalıştay düzenlenecek. Gelecek nesillere Karagöz’ü taşımak için özellikle çocuklar için özel etkinlikler olacak. “Değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarmalıyız” Festivalin tanıtım toplantısında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Karagöz’ün Bursalıların sahip çıkması gereken değerlerden birisi olduğunu söyledi. Hedeflerinin, kültür ve sanat kenti Bursa’yı oluşturmak olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa sadece sanayi, tarım kenti değildir. Kültürel birikimi olan, 8500 yıllık tarihi içerisinde barındıran, dünyada ve Türkiye’de ses getirebilecek potansiyele sahip olan bir kenttir. Bu değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Bu kentte yaşayan herkesin değerlerimize sahip çıkma sorumluluğu var. Bir yere yol yaparsınız ama yolu kullanmaya başladıktan sonra insanlar yapıldığı tarihi bile unuturlar. Ancak bir yere kültür ve sanatı götürürseniz, insanların o sanatın değerini hiç unutmadığını göreceksiniz" ifadeleri ile sanatı kente yayarak değişim sürecini başlattıklarını vurguladı. “Bursamızı keşfetmeye davet ediyoruz” Türk gölge tiyatrosunun simgesi Karagöz’ün 2009 yılında UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edildiğini hatırlatan Başkan Bozbey, Karagöz’ün doğduğu kent olan Bursa’da düzenlenen festivalin önemine değindi. Festivalin kültür köprüsü kuracağını anlatan Başkan Bozbey, diğer kültürlere ait kukla ve gölge oyunlarının keşfedilmesine de pencere açılacağını belirtti. Karagöz’ün, asırlar öncesinde olduğu gibi bugün de halkın sesi olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Karagöz gölge oyunu; yalnızca figürlerin perdeye yansıtılması değildir. Günceli yakalayan, halkın duygularını ve düşüncelerini ifade eden bir sanattır. Bu anlayışla dopdolu bir festival hazırladık. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak kültür ve sanatı; kentimizin dünyaya açılan güçlü bir vitrini olarak görüyoruz. Bursamızın dünya miraslarını, kadim kültürünü ve eşsiz güzelliklerini sergiliyoruz. Uluslararası etkinlikler sayesinde dünya insanlarını Bursamızı keşfetmeye davet ediyoruz. Festivalde emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Gelin, hep birlikte Karagöz’ün köklü ve evrensel perdesinde buluşalım. Farklı ulusların gölge ve kukla oyunlarıyla tanışalım. Tüm Bursalıları festivalimize katılmaya ve Karagöz’ün gölgesinde buluşmaya davet ediyorum” diye konuştu. “Festivali 9 günlük bir süreye çıkarttık” UNIMA Türkiye Başkanı Enis Ergün, Uluslararası Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali’nin çok köklü bir organizasyon olduğunu belirtti. Bursa’nın bir festivaller şehri olduğunu ifade eden Ergün, “Karagöz, bizim gözbebeğimiz ve bayraktarımızdır. Festival, bugüne kadar ulusal ve uluslararası anlamda bir çekim merkezi oldu. Bu sene festivali, İpek Yolu vizyonu ve farklı ülkelerden daha fazla katılım sağlanması noktasında yeniden tasarladık. Tarihimizde ilk defa festival, çok ciddi bir başvuru aldı. 37 farklı ülkeden 150 başvuru aldık. Festivali 9 günlük bir süreye çıkarttık. İnsanlar, birçok farklı ülkeden kukla oyunlarını izleyebilecek. UNESCO Listesi’nde tanımlandığı gibi Karagöz oyunlarının doğru örneklerini seyirciyle buluşturacağız. 2026 yılında dünyaya örnek olacak daha iyi bir festivali tasarlamak için çalışacağız. Aynı zamanda BKSTV ve Bursa Miras ile birlikte ‘Bursa Karagöz ve Kukla Çalıştayı’nı gerçekleştireceğiz. Herkesi festivalimize bekliyoruz” dedi. BKSTV Genel Sekreteri Emre Feza Soysal, dünyada her kentin bir şeyle anıldığını, Karagöz’ün de Bursa’nın en önemli markalarından birisi olduğunu söyledi. 21. kez yapılacak olan festivali çok önemsediklerini söyleyen Soysal, festival kapsamındaki oyunların 17 ilçede vatandaşlarla buluşturulacağını söyledi. Soru cevap bölümüyle devam eden programa, Başkan Mustafa Bozbey’in yanı sıra Usta Hayali (Karagöz oynatıcısı) Recep Şinasi Çelikkol, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ali Düşenkalkar ve Büyükşehir Belediyesi yöneticileri katıldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

BUFSAD Osman Önder Kupası Ödülleri Nilüfer’de Sahiplerini Buldu Haber

BUFSAD Osman Önder Kupası Ödülleri Nilüfer’de Sahiplerini Buldu

Bursa’nın yetiştirdiği önemli fotoğraf ustalarından Osman Önder’in anısına düzenlenen BUFSAD Osman Önder Kupası 2025 Ödül Töreni ve Sergisi, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirildi. Törende dereceye giren çalışmalar sergilenirken, katılımcılar ödüllerini aldı. Bursa Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (BUFSAD) tarafından Bursa’da pek çok fotoğrafçının yetişmesine katkı koyan Osman Önder’in anısını yaşatmak ve yenilikçi fotoğraf çalışmalarını teşvik etmek amacıyla ikinci kez düzenlenen yarışmaya büyük ilgi gösterildi. Yarışmaya 124 katılımcı, kendi içerisinde konu bütünlüğü olan 8’er fotoğraftan oluşan çalışmalarını gönderdi. Uzman jüriler tarafından titizlikle değerlendirilen eserler arasından 30 çalışma birinci turu geçmeyi başardı. İkinci tur değerlendirmelerinin ardından ise 5 çalışma dereceye girmeye hak kazandı. Törende BUFSAD Yönetim Kurulu adına konuşan Savaş Şener, etkinliğin bir kupa ve serginin ötesinde bir vefa toplantısı olduğunu vurguladı. Osman Önder’in hayatını fotoğrafla geçirmiş bir sanatçı olduğunu belirten Şener, “Bir sanatçıyı anmak, onun bıraktığı izleri takip ederek olur. Onu en kıymetli anma şekli budur. Bu yarışmaya başlatan, katılan tüm arkadaşlarımıza ve jüri üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. BUFSAD üyesi Hakan Aydın, Osman Önder'in insanları bir araya getirmesiyle tanınan bir fotoğrafçı olduğunu hatırlatarak, “O, rahmetli olmasına rağmen hala dostları bir araya getiriyor. Onun anısını bu fotoğraflar ve yarışmayla yaşatmak istedik. Bu organizasyonu gerçekleştirdiği için BUFSAD’a teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. BUFSAD üyesi Aylin Kırgözoğlu ise Osman Önder’in isminin bu yarışmayla yaşatılmasının önemini vurgulayarak, “Osman Önder demek fotoğraf demek, insanlık demek, iyilik demek, dostluk demek. Ondan çok şey öğrendik” diye konuştu. Konuşmaların ardından dereceye giren fotoğrafçılara ödülleri takdim edildi. Katılımcılar sergiyi gezerek birbirlerinin çalışmalarını inceleme fırsatı buldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

“Hayati Misman Retrospektif” Sergisi İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde Açıldı Haber

“Hayati Misman Retrospektif” Sergisi İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde Açıldı

İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, yeni sezonunu “Hayati Misman Retrospektif” sergisi ile açtı. 19 Ocak 2026 tarihine dek izlenecek olan sergi, resim, gravür, heykel ve metal dekupe gibi farklı disiplinlerde 170’ten fazla eserle Prof. Misman’ın altmış yıllık sanatsal birikimine ışık tutuyor. Eserlerinin birer günce olduğunu, geçmişe dönüp baktığında anımsadıkları ile geleceğe ilişkin hayallerini, kaygılarını ve beklentilerini yansıttığını söyleyen Misman, retrospektif sergilerin öneminin altını çiziyor: “İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’ndeki retrospektif sergiler, Türkiye’de yaşayan sanatçılar için büyük bir önem taşıyor. Buradaki sergim bana altmış yılımın muhasebesini yapma fırsatı verdi. Retrospektif sergiler, sanatçıların eserleri aracılığıyla sanat hayatının tüm aşamalarını yansıtırken gençlere de bir sanat yolculuğunu adım adım sunarak ilham veriyor.” Prof. Misman, kendisi için temel ifade aracı olan gravürlerle birlikte, tuval çalışmalarında da gravürden gelen çizgisel disiplin ile renk katmanlarını birleştirerek özgün bir dil geliştiriyor; heykellerinde ise gravürle ördüğü anlatıyı üç boyuta taşıyor. Eserlerinin merkezinde kadın figürü bulunan Misman, kadını sadece bir betimleme ögesi olarak değil, varoluşun ve toplumsal kimliğin simgesi olarak ele alıyor. Geleneksel Anadolu kültüründen beslenip, evrensel bir dile ulaşan yaklaşımı, Misman’ın sanatına güç katıyor. Sanat kariyeri boyunca hem binlerce öğrenci yetiştiren hem de sürekli geliştirdiği sanatsal diliyle Türk sanat ortamına kalıcı katkılarda bulunan Prof. Misman, gelenekle modernizmi buluşturan, malzeme ve teknik sınırları zorlayan eserlerini üretmeye, Ankara’daki atölyesinde devam ediyor. Sergiyle eşzamanlı olarak, İbrahim Karaoğlu tarafından hazırlanan kapsamlı katalog, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergi, 19 Ocak 2026 tarihine dek Levent’teki İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Galeri, her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Prof. Hayati Misman, Nisan 1945’te Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Konya’da tamamladıktan sonra, 1961-64 yılları arasında Akşehir Öğretmen Okulu’nda öğrenim gördü. 1964-65 yıllarında Erzincan/Tercan’da ilkokul öğretmenliği yaptı. 1965-68 yılları arasında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünde okudu. Adnan Turani, Turan Erol, Nevide Gökaydın, Mürşide İçmeli ve Burhan Alkar gibi hocaların öğrencisi oldu. 1970-75 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı bursla Almanya’ya gönderildi. Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde, Prof. Werner Kausch, Heinz Nickel, Hans Hilmann, Günther Kieser, Karl Oskar Blase ve Walter Rabe gibi dünyaca ünlü sanatçı hocaların öğrencisi oldu. Grafik Tasarım alanında ihtisas yaptı. 1975 yılında yurda döndü. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Eğitimi Bölümü’nde göreve başladı. 1984 yılında sanatta yeterlilik aldı. 1987 yılında doçent oldu. 1987-2001 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne geçerek profesör oldu. 2006 yılında üniversiteden emekli olan Misman halen Ankara’daki atölyesinde üretmeyi sürdürüyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkan Şoray TEGV’in 30. Yılına Anlam Kattı Haber

Türkan Şoray TEGV’in 30. Yılına Anlam Kattı

Türk sinemasında “Sultan” unvanıyla gönüllerde taht kuran usta sanatçı Türkan Şoray, Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı’nın (TEGV) İstanbul’daki Zeyrek Öğrenim Birimi’ni ziyaret ederek çocuklarla unutulmaz bir gün geçirdi. TEGV’in 30. yılına özel bu anlamlı ziyarette Şoray, çocuklarla atölyelere katıldı, onlarla sohbet etti ve “Hep birlikte TEGV’e destek olalım, çocukları nitelikli eğitimle buluşturalım” çağrısında bulundu. Tarihi dokusuyla İstanbul’un kalbinde yer alan Zeyrek Öğrenim Birimi 1995 yılından bu yana 1800 gönüllüsünün desteğiyle 22.500 çocuğa nitelikli eğitim desteği sundu. Bu özel mekân, TEGV’in 30. yılında da çocukların hayallerini büyütmeye, umutlarını güçlendirmeye devam ediyor. Zeyrek öğrenim biriminde renkli ve anlamlı buluşma Ziyareti sırasında Türkan Şoray’ı çocuklar, büyük bir sevgi seliyle çiçeklerle karşıladı. Gün boyunca çocukların etkinliklerine katılan sanatçı, onların enerjisine ve neşesine ortak oldu. Şoray, çocukların okuma alışkanlıklarını ve ifade becerilerini geliştiren “Okuyorum Oynuyorum” etkinliğinde onlarla birlikte kitap okudu, hikâyeler üzerine sohbet etti. Ardından çocukların yaratıcılıklarını sergiledikleri “Düşler Atölyesi”ne katıldı; küçük ellerin hayallerinden doğan renkli dünyalara konuk oldu. Ziyaretin bir diğer durağı olan Bilişim ve Teknoloji Odası’nda, teknolojiyle tanışan çocukların tasarlayıp 3D yazıcıyla ürettikleri “Türkan Şoray silueti” sanatçıya hediye edildi. Ziyaretin sonunda çocuklar, kendi yazdıkları mektupları ve yaptıkları bir resmi Şoray’a armağan ederek bu özel günü kalplerine kazıdılar. “Eğitim bir toplumun geleceğini aydınlatan en güçlü ışık” Ziyaret boyunca duygusal anlar yaşayan Türkan Şoray, eğitimin gücüne olan inancını şu sözlerle dile getirdi: “Bugün TEGV’in Zeyrek Öğrenim Birimini ziyaret ettim. Burada çocukların parıldayan gözlerini, neşesini, umudunu, enerjisini gördüm. TEGV Öğrenim Birimlerinde, çocuklar çeşitli faaliyetlerde kendi potansiyellerini keşfediyor, teknoloji ile tanışıyor, kendi dünyalarını tasarlıyorlar. Eğitim… Bir toplumun geleceğini aydınlatan en güçlü ışık. Ben buna yürekten inanıyorum. Ülkemizin dört köşesinde sizi bekleyen çocuklar var. Hep birlikte TEGV’e destek olalım, çocukları nitelikli eğitimle buluşturalım. Unutmayın: Bir Çocuk Değişir, Türkiye Gelişir!” Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) hakkında: Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), başta Suna Kıraç olmak üzere, eğitimin her şeyin başı olduğuna yürekten inanan bir grup sanayici, yönetici ve akademisyenin girişimi ile devlet tarafından verilen temel eğitime destek olmak amacıyla 23 Ocak 1995 tarihinde kuruldu. İlköğretim çağındaki çocuklara okul dışı saatlerde ücretsiz eğitim desteği vermeye odaklanan TEGV, yıllar içinde Türkiye’nin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu oldu. TEGV 2009 yılında Bakanlar Kurulu tarafından “izin almadan yardım toplama” hakkına sahip vakıflardan biri olarak tanındı. Vakıf Türkiye genelinde halen 24 ilde 6 Eğitim Parkı, 30 Öğrenim Birimi ve 26 Ateşböceği ile toplam 62 etkinlik noktasında çocuklara nitelikli eğitim desteği vermeye devam ediyor. , Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.