Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanayi

Kapsül Haber Ajansı - Sanayi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanayi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu Haber

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu

BTSO Ekim Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantının özel oturumuna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Milletvekilleri Refik Özen ve Emine Yavuz Gözgeç, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve protokol üyeleri ile BTSO Meclis Üyeleri katıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, konuşmasına Cumhuriyetin 102’nci yaşını kutlayarak başladı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında birkaç küçük atölyeyle başlayan üretim yolculuğunun bugün bu topraklardaki emeğin 200’den fazla ülkeye taşındığı güçlü bir kalkınma öyküsüne dönüştüğünü belirten Başkan Burkay, “Bu yükselişte Bursa her zaman öncü bir rol üstlendi. Ekonomi tarihimizin birçok dönüm noktası, Bursa’nın ufku, girişimci ruhu ve çalışkan insanlarının gayretiyle şekillendi. Bizler de bu büyük mirası çok daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışıyoruz.” dedi. “Türkiye Yüzyılı Şehirlerin Enerjisiyle Yükselecek” Türkiye Yüzyılı olarak tanımlanan dönemin devletlerden çok şehirlerin enerjisiyle yükselecek bir çağ olduğunu ifade eden Başkan Burkay, “Bu çağın üretim gücü, teknoloji üssü ve yenilik merkezi ise işte burada, Bursa gibi şehirlerden yükselecektir. Bu çatı altında aldığımız kararlarla Bursa’da üretim gücümüzün, ticaret kültürümüzün ve sanayimizin köklü birikimini yeni ufuklara taşıyoruz. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz, geleceği bugünden inşa eden bir anlayışla çalışıyoruz. Bütün bu çabalarımızın tek bir amacı var, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize güçlü bir Türkiye bırakmak.” ifadelerini kullandı. “Hepimizin Ortak Sorumluluğu Var” Araştıran, sorgulayan, milli ve manevi değerlerine bağlı, aynı zamanda yeniliğe açık bir nesil yetiştirmenin en büyük sorumluluk olduğunu kaydeden Burkay, 2000 yılında nüfusun neredeyse yarısının 25 yaşın altında olduğunu, bugün bu oranın yüzde 38’lere kadar gerilediğini vurguladı. Bu tablonun aslında geleceğe dair çok ciddi bir uyarı anlamına geldiğine dikkat çeken Başkan Burkay, “Bu eğilim tersine çevrilmezse, üretimden eğitime, istihdamdan sosyal politikalara kadar her alanda önemli zorluklarla karşı karşıya kalabiliriz. Gençlerimiz bilgiye ulaşmanın kolaylığını yaşarken, kimlik algılarını zedeleyen ve değer dünyalarını aşındıran içeriklerle de karşı karşıyadır. Bu sessiz tehlike, toplumumuzun en derin damarlarını hedef almaktadır. Bu nedenle güçlü bir gelecek inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğu.” dedi. “Aile Olmadan Güçlü Bir Gelecekten Söz Edemeyiz” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, güçlü aile olmadan güçlü bir gelecekten de söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ilan edilen “Aile Yılı” ülkemizin toplumsal direncini güçlendiren, değerlerimizi merkeze alan önemli bir bakış açısıdır. Aile, bizim için bir kavramdan çok daha fazlasıdır. Aile, milletimizin en sağlam kalesi, kültürümüzün en derin köküdür. Aile güçlü olursa toplum da güçlü olur; aile zayıflarsa toplum da zayıflar. Bakanlığımızın bu alanda attığı adımlar, çocuklarımızdan yaşlılarımıza kadar uzanan güçlü bir dayanışma yapısı oluşturmuştur. İş dünyası olarak bizler de bu kapsamda üzerimize düşen her sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da özellikle ifade etmek istiyorum.” dedi. “Tüm Politikaların Odağında Aile Var” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise toplantıda yaptığı konuşmada, "Bursa, sadece Türkiye’nin değil bölgenin de kalkınma vizyonunu taşıyan bir şehir. Otomotivden tekstile, makineden gıdaya uzanan üretim zinciriyle ülkemizin ekonomisine güç kazandırıyor. Aynı zamanda sosyal kalkınmanın, dayanışmanın ve girişimci ruhun da örnek şehirlerinden biri olmayı sürdürüyor." dedi. Türkiye’nin ekonomik dinamizmini besleyen sosyal zemini güçlendirmek için çalıştıklarını söyleyen Bakan Göktaş, “İstihdamda, üretimde ve ihracatta başarı hikâyeleri yazan Bursa’mızın sosyal kalkınmada da öncü olmasını istiyoruz. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların istihdamda yer almasını ve sosyal refahın kalıcı hâle gelmesini önemsiyoruz." ifadelerini kullandı. Aileyi ekonomik ve kültürel dayanıklılığın da temeli olarak gördüklerini belirten Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleriyle ilan edilen ‘2025 Aile Yılı’nda, tüm politikaları kalkınmanın öznesi olan aileyi güçlendirecek biçimde şekillendirdiklerini vurguladı. “Genç Nüfusta Alarm Seviyesindeyiz” Türkiye’nin genç nüfusunun tüm dünya ile benzer biçimde azaldığını ifade eden Bakan Göktaş, şunları kaydetti: “Ülke nüfusumuzun yaş ortalaması 34 oldu. Artık yaşlanan bir nüfusumuz var. Dolayısıyla gelecek dönemde farklı sınamalardan geçme ihtimalimiz çok yüksek. Aile ve dinamik nüfus yapımızı korumak artık savunma sanayii kadar stratejik bir konu haline geldi. Böyle devam edersek çalışabilecek durumda olan gencimiz kalmayacak. Özellikle sanayicilerimiz bu sınamalardan en çok etkilenenler olacak. Bizler bu yüzden aileyi çok önemsiyoruz. Genç ve dinamik nüfus yapısı sağlam ve güçlü ailelerde oluşur. Bunun için elverişli çalışma ortamları da sağlamak zorundayız. Bu konuda artık alarm seviyesindeyiz.” Aileyi ve Toplumu Güçlendiren Yatırım İş dünyası ile sosyal sorumluluğu uzun vadeli bir değere dönüştürmek istediklerini ifade eden Mahinur Özdemir Göktaş, “Bu kapsamda kurumsal hayırseverliği bir sosyal dayanışma kültürü olarak yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Öncü kurumlarımız ve hayırseverlerimiz, yeni huzurevi, rehabilitasyon ve bakım merkezlerinin açılmasına öncülük ediyor. Sizlerle de benzer alanlarda çalışmalar yürütmek istiyoruz. Çalışanların çocuklarına yönelik kurumsal kreşlerin yaygınlaştırılmasını değerlendirebiliriz. Yaşlı ve engelliler için bakım evi ve gündüzlü destek merkezlerinin artırılması yönünde iş birlikleri kurabiliriz. Birlikte atacağımız her adım hem aileyi güçlendiren hem de toplumun geleceğine yapılan bir yatırım olacak." diye konuştu. “BTSO’yu Vizyoner Çalışmalarından Dolayı Tebrik Ediyorum” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Sosyal refahın kalıcı olabilmesi için üretimle dayanışmanın el ele yürümesi gerekir. Bizler de kamu ve özel sektör arasında bu güçlü iş birliğini büyütmek istiyoruz. Bursa’nın köklü sanayi kültürü, yenilikçi girişimcilik anlayışı ve toplumsal duyarlılığıyla bu dönüşümde öncü bir rol oynayacağına inanıyoruz." dedi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti: "Bugün dünyada rekabet sadece üretimle değil, insan kaynağının niteliğiyle, aile yapısının direnciyle ve toplumun sosyal bütünlüğüyle kazanılıyor. Bu nedenle biz, üretimi desteklerken aynı zamanda sosyal adaleti, fırsat eşitliğini ve toplumsal kapsayıcılığı da güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Kadın istihdamını teşvik eden, gençlerin mesleki becerilerini artıran, sosyal sorumluluk bilincini güçlendiren her girişimin yanındayız. Bu vesileyle, ülkemizin kalkınmasına emek veren tüm iş insanlarımıza, sanayicilerimize ve girişimcilerimize teşekkür ediyorum. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın kıymetli yöneticilerini, vizyoner çalışmaları dolayısıyla tebrik ediyorum." “Türkiye 85 Milyonluk Büyük Bir Aile” Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bakan Göktaş’ı Bursa’da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Türkiye’nin 85 milyonluk büyük bir aile olduğunu belirten Ayyıldız, "Bursa geçmişte evlerdeki tezgâhlardan sanayiye katkı yapan bir şehirken bugün devasa bir ekonomi haline geldi. Ekonomi anlamında büyük bir aileyiz. 'Bursa büyürse Türkiye büyür' anlayışında da esas olan bu." dedi. Vali Ayyıldız, "Geçmişte 'En iyi patron devlettir' anlayışı vardı. Şimdi bizler evin patronunu ekonominin patronu haline getirirsek çok daha parlak bir geleceğe kavuşabiliriz. En iyi patron hanımefendilerdir." şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve Meclis Başkanı Ali Uğur, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a hediye takdim etti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’den Almanya’ya Uzanan Yeni Yatırım Köprüleri Haber

Türkiye’den Almanya’ya Uzanan Yeni Yatırım Köprüleri

Seminerde, Almanya’nın en güçlü sanayi ve ticaret bölgelerinden biri olan Kuzey Ren Westfalya (NRW) Eyaleti’nin; yatırım ortamı, şirketleşme süreçleri, hukuki ve mali teşvikleri, lojistik altyapısı ve Türk firmaları için sunduğu rekabet avantajları detaylı olarak ele alınacak. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Almanya, yalnızca Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı değil, aynı zamanda sürdürülebilir üretim, teknoloji ve nitelikli istihdamın merkezi konumundadır. Avrupa'nın en büyük sanayi bölgelerinden biri Kuzey Ren Westfalya ise bu gücün kalbidir. Türk firmalarının bu bölgede yatırım yapması; ihracatlarını büyütmeleri, Avrupa pazarında kalıcı bir yer edinmeleri ve markalaşma süreçlerini hızlandırmaları açısından büyük önem taşıyor. EİB olarak, ihracatçılarımızın uluslararası pazarlarda daha güçlü bir şekilde var olabilmeleri için bilgiye erişimlerini kolaylaştırmaya, stratejik ortaklıklar kurmalarına destek vermeye devam edeceğiz. Bu program ile; Türk firmalarının Almanya’da yatırım ve şirket kurma süreçlerine dair net ve doğru bilgiye ulaşması, NRW eyaletinin sanayi, teknoloji, lojistik ve iş gücü altyapısının değerlendirilmesi, Almanya pazarında rekabet gücünü artıracak stratejik adımların belirlenmesi, Türk ve Alman iş dünyası arasında yeni köprüler kurulması hedefleniyor.” dedi. Programda Yer Alacak Başlıklar; Almanya ve NRW bölgesinin ekonomik yapısı, Şirket kuruluş prosedürleri, hukuki çerçeve ve vergi sistemi, Teşvik programları, finansman ve fon kaynakları, Lojistik avantajlar, serbest bölgeler ve tedarik zinciri yapısı, Bölgedeki başarılı Türk yatırımcı örnekleri, Uzmanlarla birebir danışmanlık oturumları. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı Haber

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı

Avrasya bölgesinin lider iklimlendirme fuarı ISK-SODEX-2025, Uluslararası HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı, 17’nci kez İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. “Yaşamsal Döngü” ana temasıyla, 22–25 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleşecek fuarda, bir ilk olarak karbon ayak izi ölçümleri gerçekleştirilecek. Fuarın hazırlık aşamasından, enerji tüketimine tüm tedarik zinciri süreçlerinde karbon emisyonu hesaplanacak. Fuar süresince tüm katılımcı ve ziyaretçiler, ortaya çıkan ölçüm sonuçlarına ve sürdürülebilirlik analizlerine erişebilecek. Elde edilen veriler, karbon azaltım stratejileri geliştirilmesi ve dengeleme projelerinin planlanması için temel oluşturacak. Deutsche Messe tarafından, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık ile ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZODER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD, MTMD ve KBSD eş organizatörlüğünde düzenlenen ISK-SODEX-2025’te HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri ürün grupları sergilenecek. Suudi Arabistan Endüstriyel Dönüşüm Fuarı, dünyanın önde gelen sanayi fuarı HANNOVER MESSE’nin organizatörü Deutsche Messe AG, Suudi Arabistan’ın en büyük fuar ve konferans organizatörü Riyadh Exhibitions Company (REC) ve Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı (MIMSA) iş birliğiyle, 1-3 Aralık 2025 tarihlerinde Riyad Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ISK-SODEX 2025, iklimlendirme sektörünü geleceğe taşıyor ISK-SODEX 2025’in resmi açılış töreninde konuşan Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Mehtap Gürsoy, fuarın küresel iklimlendirme sektörü açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. Gürsoy, “Türk iklimlendirme sektörünün küresel vitrini ISK-SODEX 2025’te 17. kez bir araya gelmek bizler için büyük bir onur. ISK-SODEX, ülkemizde teknolojik dönüşümün öncüsü olarak sürdürülebilir kalkınmanın temellerini attığımız bir buluşma noktası haline geldi. İki yıldır heyecanla beklenen bu büyük buluşmada, dört gün boyunca iklimlendirme sektörünün tüm detaylarını keşfedecek, yenilikler ve gelişmelerle sektöre yön vereceğiz. Geleceğin sektör liderlerini, bugünün profesyonelleri ile buluşturacağız. Güçlü mirasımız ve bilgi birikimimiz ile geleceğe köprü olacağız” dedi. Gürsoy, ayrıca küresel iklimlendirme pazarının 2032 yılında 481 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, “Sektörümüzün yüksek potansiyelini ISK-SODEX 2025 ile daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum. Çünkü ISK-SODEX, bu büyümenin stratejik merkezlerinden biri olarak konumlanıyor. ISK-SODEX ailesi olarak, Türk iklimlendirme sektörünün büyümesi için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ISK-SODEX’in sadece bir fuar değil ülkemizin iklimlendirme sanayisinin gücünü, mühendislik üretimini ortaya koyması açsından da çok önemli bir platform olduğunu belirten ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Sarven Çilingiroğlu ise, “Hepimiz bunun için buradayız. Fuarımız ülkemizin sanayisinin kapasitesini, teknolojik yetkinliğini, sürdürülebilir kalkınmaya katkısı anlamında da güçlü bir yapıya sahiptir. Sektörümüz üretimden enerjiyi etkin kullanıma, eğitimden ve Ar-Ge’ye kadar geniş bir ekosistemi kapsıyor. Bunun içerisinde yer alan derneklerimiz ülkemizin sanayileşme hedefiyle katkı sağlıyorlar. Bu yapı aynı zamanda sanayileşen ülkemizin kalkınma hedefinin gücüdür. AB standartlarında üretim yapan bir sektöre sahibiz. Tüm küresel arenada üretimden ihracata ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. İklimlendirme sektörünün enerjiyi etkin kullanım ve su kaynaklarının verimli kullanımı ile çevre korumasına katkı sağladığını vurgulayan Sarven Çilingiroğlu, “Bu alana yönelik finansal teşviklerin kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu bizi karbon nötr hedefimize de hızla ulaştıracak. Kaliteden taviz vermeden üretim yapan güçlü bir sektörüz. Küresel pazarlarda rekabet için üretimin gücü kadar ihracatın desteklenmesi de belirleyici bir kriter.” diye konuştu. Yıllar geçtikçe ISK-SODEX Fuarı’nın gelişip büyüdüğüne dikkat çeken İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal ise iklimlendirme sektörünün Ar-Ge’si güçlü altyapısı ve yüksek kapasitesiyle önemli bir güç haline geldiğini söyledi. Fuarın bir buluşma noktası olduğunu bildiren Mehmet Şanal, “İç ve global pazarlardaki gücümüz sektör STK’larının dayanışması sayesinde her geçen gün daha da artıyor. Fuarımıza olan ilgi de aslında bu birlikteliğin neticesidir. Dünya iklimlendirme sektöründe ithalat 604 milyar dolar seviyesinde. Her ne kadar son 2 yıldır bazı sorunlar olsa da son 4 yılı baz aldığımızda ihracatımızın yüzde 22 oranında arttığını gözlemliyoruz. Sektör olarak el ele verip bu yıl 7.8 milyar dolarlık ihracat hedefine doğru yol alıyoruz. 2026 yılı için de çalışmalarımız için de sektör derneklerimiz ile toplantılarımızı yaparak, hedeflerimizi belirledik” dedi. Bu yıl 61 ülkeden 300’den fazla katılımcıyla B2B görüşmeler yapacaklarını ifade eden Mehmet Şanal, sadece Mısır’dan gelen 100 kişilik heyetin B2B görüşmelerini fuar sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti. Bin marka, 22 ülke ISK-SODEX’te 9 salonda düzenlenen ISK-SODEX 2025, 250’si uluslararası katılımcı firma olmak üzere toplam bin markayı ağırlıyor. Almanya, Çin ve Özbekistan pavilyonlarının bulunduğu fuarda Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti, Çin, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İran, İtalya, Japonya, Mısır, Özbekistan, Polonya, Tayvan ve Vietnam katılımcı ülke olarak yerini alıyor. Dünyanın dört bir yanındaki 22 farklı ülkeden katılımın gerçekleştiği ISK-SODEX-2025’te bu sene rekor ziyaretçi katılımı hedefleniyor. ISK-SODEX'ten bir ilk daha: Sektör Kampüste buluşuyor ISK-SODEX 2025’te bir başka ilk daha hayata geçiriliyor. Kampüs Projesi ile ISK-SODEX-2025 lise ve üniversite öğrencileri için bir cazibe merkezi haline gelecek. Proje kapsamında, öğrencilere sektörün önde gelen şirketleriyle tanışma ve sektördeki istihdam fırsatlarına erişim imkânı sunulacak. Atölye çalışmaları, eğitim seminerleri, yenilikçi fikirleri destekleyen proje yarışmaları ve sergiler aracılığıyla gençler, mesleki becerilerini geliştirme ve yaratıcı fikirlerini paylaşma fırsatı bulacak. İklimlendirme sektörünün geleceği 24 panelde ele alınacak ISK-SODEX-2025’te sektörün geleceğini şekillendirecek trendlerin tartışılacağı paneller ve etkinlikler düzenlenecek. Forum Alanında dört gün boyunca devam edecek, sektörün önde gelen derneklerinin iş birliğiyle sektörel paneller gerçekleştirilecek. 38 konuşmacının yer alacağı 24 panelde, “Enerjide Dönüşüm”, “Endüstriyel Soğutmada Yeni Teknolojiler”, “Enerji Verimliliği” ve “Isı Pompaları, Dijitalleşme ve Robotik Uygulamalar” gibi konular ele alınacak. Rothenberger ve Yıldırım Klima firmasının malzeme sponsorluğunda hayata geçen “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor” etkinliği, lise ve üniversite öğrencilerinin teknik yeteneklerini sergilemesine imkân sağlayacak. “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor”, 23 Ekim’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve SOSİAD katkılarıyla soğutmada, 24 Ekim’de DOSİDER katkılarıyla ısıtma alanında düzenlenecek. Fikirlerden sanata etkileşimli ve renkli bir ISK-SODEX-2025 ISK-SODEX 2025, gençlerin yaratıcılığını ve sektörel etkileşimini ön plana çıkaran etkinliklerle dop dolu bir program sunuyor. “Bir Süper Gücüm Olsa” temalı resim yarışmasıyla minik sanatçıların hayal gücü fuar alanına taşındı. Dereceye giren eserler fuar boyunca sergilenecek, öğrenciler hayallerini binlerce ziyaretçiyle paylaşma ve ödüller kazanma fırsatı yakaladı. Eleman.net iş birliğiyle hayata geçirilen Kariyer Noktasında, öğrenciler sektör profesyonellerinden birebir kariyer danışmanlığı alma, doğru yönlendirmelerle kendilerini geliştirme ve iş hayatına hazırlanma şansı yakalayacak. Firmalar ise staj ve iş olanakları için öğrencilerle fuar boyunca bir araya gelecek. ISK-SODEX Fuar Çekilişi ise fuar atmosferine heyecan katacak, çekiliş sonucunda birçok farklı hediye sahiplerini bulacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi’nden Sürdürülebilir Asfalt Projesi Haber

Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi’nden Sürdürülebilir Asfalt Projesi

Türkiye’nin öncü otoyol işletmecilerinden IC Altyapı Grubu bünyesinde yer alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, hayata geçirdiği “Yüksek Oranda Asfalt Geri Kazanım Projesi” ile çevre dostu ve yenilikçi bir projeyi daha hayata geçirdi. Proje sayesinde asfaltın yeniden kullanımı sağlanırken doğal kaynak tüketimi azalıyor, karbon emisyonları düşüyor ve ekonomik fayda elde ediliyor. Projenin ilk uygulaması, Türkiye’nin ilk ekolojik köprüsü özelliğini taşıyan Ekolojik Köprü’nün yer aldığı otoyol güzergahında hayata geçirildi. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin çarpıcı bir şekilde hissedilmesi, ekonomik değeri yüksek olan ve otoyollardan kazınan kaplamaların yeniden kullanılabilirliğinin araştırılmasını zorunlu hale getirdi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, bu konuda 2024 yılında araştırma ve geliştirme başlattığı çalışmaları, IRF İstanbul Dünya Kongresi’nde sektör ile paylaşmıştı. Bu kapsamda taş mastik asfalt sıcak geri dönüşümü ve sonucunda geri kazanımı alanında önemli ilerlemeler kaydedildi. Geri Dönüşüm Ekonomisine Destek Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, iklim değişikliğiyle mücadele, döngüsel ekonomi ve sanayide yenilikçilik hedefleri doğrultusunda çevreye duyarlı projeleri iş planlarının merkezine alıyor. Bu proje ile yüksek oranda asfalt geri dönüşümünü saha koşullarında başarıyla uygulayarak sektör için örnek bir model ortaya koydu. Bu yeni proje ile alanda taş mastik asfalt RAP (Reclaimed Asphalt Pavement) saha uygulamasını gerçek saha koşullarında başarıyla gerçekleştirildi. Uygulamada yüksek oranda SMA (taş mastik asfalt) geri kazanımın, kullanılan kazınmış asfaltın yaşlanma etkilerini giderici, çevre dostu gençleştirici ve bağlı özgün tasarım ile üretilmesi sonucunda orijinal ürün özelliklerine kavuşması öngörüldü. Uzun dönem performans sonuçları takibi, laboratuvar sonuçlarının saha performansıyla kıyaslanması çerçevesinde daha geniş kesitlerde farklı tasarımlar ile saha uygulamasına geçiş hedefleniyor. Sektöre Öncü Çevre Dostu Proje Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi Genel Müdürü Alper Akar, “Günümüzde ekonomik değeri yüksek olan otoyollardan kazınan kaplamaların sıcak asfalt karışımlarda yeniden kullanılabilmesi zorunlu hale geldi. Laboratuvardaki çalışmalarımızı alanında uzman profesyoneller yürütürken ilk defa bu öncü projeyi, IRF İstanbul Dünya Kongresinde sektör ile paylaştık. Ardından sahada uygulanabilecek aşamaya gelince pilot bölgemizi belirleyip laboratuvardaki başarımızı teyit etmiş olduk. Bu proje ile asfalt geri dönüşümünü yalnızca teknik bir kazanım olarak değil, çevreye ve ekonomiye katkı sağlayan sürdürülebilir bir dönüşüm modeli olarak ele aldık. Taş mastik asfaltın yeniden kullanımı sayesinde hem doğal kaynak tüketimini hem de karbon salımını azalttık. Laboratuvarda geliştirdiğimiz özgün tasarımı başarıyla uygulayarak Türkiye’de yol alt yapısında yeni dönemin kapısını araladık.” dedi. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin tüm dünyada hissedildiğine dikkat çeken Akar, “Doğa dostu ve sürdürülebilir asfalt uygulaması hem çevresel etkileri azaltıyor hem de ekonomik verimliliği sağlıyor. Geri dönüşüm ekonomisini iş planlarımızın odağına yerleştirerek bu alanda öncü olmayı sürdüreceğiz’’ dedi. Proje BM’nin SKA Amaçlarına da Hizmet Ediyor IC Altyapı Grubu’nun önemli iştiraklerinden Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, bu projesiyle SKA-9 (Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı), SKA-12 (Sorumlu Üretim ve Tüketim), SKA-13 (İklim Eylemi) ve SKA-17 (Amaçlar için Ortaklıklar) hedeflerine katkı sağlayan somut adımlar atıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bölgesel güç birliğiyle enerjide sürdürülebilir geleceğin temelleri atıldı Haber

Bölgesel güç birliğiyle enerjide sürdürülebilir geleceğin temelleri atıldı

Enerji sektöründeki dönüşüm, güncel düzenlemeler, yenilenebilir enerji kaynaklarının sektörlere etkisi Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) ile CK Enerji Çamlıbel Elektrik iş birliğinde düzenlenen “Çamlıbel Enerji Buluşması”nda sektör uzmanları tarafından ele alınırken, sürdürülebilir bir gelecek için atılacak adımların yol haritası çizildi. 15 Ekim Çarşamba günü STSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen buluşmada; STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül, CK Enerji Ticari Satış ve İş Geliştirme Grup Direktörü Çağdaş Acar, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri ile enerji danışmanlık firmalarının da aralarında bulunduğu çok sayıda katılımcı yer aldı. “SİVAS ENERJİ YATIRIMLARI AÇISINDAN CAZİP” Elektrik piyasalarının geleceği, şarj sistemleri ve dönüşüm, yenilenebilir elektrik santrallerinin şebekeye etkisi, karbon emisyonu düzenlemeleri ve sürdürülebilirlik gibi pek çok konunun uzman isimlerle birlikte masaya yatırıldığı Çamlıbel Enerji Buluşması’nın açılışında konuşan Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Zeki Özdemir, “Enerji, kuşkusuz tüm dünyayı ve üzerinde yaşayan herkesi ilgilendiren en önemli konuların başında geliyor. Gün geçtikçe artan enerji ihtiyacının farkındayız ve bu konuda önlemler almak için tüm dünya yoğun bir çaba içerisinde. Ancak burada önemli olan yalnızca enerji üretim miktarını artırmak değil, aynı zamanda tüketim sırasında karbon salımını kontrol altında tutabilmek, yani çevresel sürdürülebilirliği sağlamak. Dolayısıyla bu konu, iki yönüyle ele alınması gereken stratejik bir mesele. İşte biz de bu farkındalığı artırmak amacıyla bu programı düzenledik. Sivas, enerji yatırımları açısından özellikle yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin öne çıkan illerinden biri konumunda. Özellikle güneş enerjisi bakımından ülkemizin en elverişli birkaç ilinden biri olması, uzun güneşlenme süresi ve coğrafi konumu, yenilenebilir enerji yatırımları için şehre önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu da Sivas’ı enerji yatırımları açısından cazip ve stratejik bir merkez haline getiriyor. Enerjiden söz ederken yalnızca üretimi değil, tüketimi de düşünmek gerekiyor. Bugünkü gündemimizin önemli başlıklarından biri de bu noktada devreye giriyor: elektrikli araçlar ve şarj altyapısı. Yani enerji; hem üretirken hem de tüketirken kazanç sağlayabileceğimiz, çok boyutlu bir alan” değerlendirmesinde bulundu. “BÖLGESEL KALKINMANIN PAYDAŞLARINDAN BİRİYİZ” CK Enerji Genel Müdürü Muharrem Bülbül ise konuşmasında iklim değişikliği, teknolojik gelişmeler ve elektrifikasyonun enerji sektöründe yarattığı dönüşüme dikkat çekerek, Türkiye’nin bu alanda güçlü adımlar atması gerektiğini vurguladı. Bülbül, “Dünya büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Türkiye’nin 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlaması hedefi açıklandı. Bu vizyon, ulusal olduğu kadar yerelde de hepimize sorumluluk yüklüyor. CK Enerji olarak düşük karbonlu kalkınma hedefi doğrultusunda enerji verimliliği projeleri geliştirerek yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanımı, dijital çözümler ve verimlilik odaklı projelerle bu dönüşümün öncüsü olmayı hedefliyoruz. Daha yeşil, daha temiz ve daha verimli bir enerji geleceğini hep birlikte kurabiliriz. 2024 rakamlarına göre Sivas, Tokat ve Yozgat illerinde toplam elektrik tüketimi yüzde 7 artarak 2,6 milyar kWh’ye ulaştı. Bu tüketimin 452,5 milyon kWh’si sanayi, 825,8 milyon kWh’si ise ticarethanelerden geldi. Enerji ticaretinin bölgenin kendi tedarik şirketi üzerinden yapılmasının ekonomiye, istihdama ve hizmet kalitesine doğrudan katkı sağladığını ifade etmek isterim. Biz sadece bir enerji tedarikçisi değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmanın paydaşlarından biri, sizlerin yol arkadaşıyız” dedi. “SAHİP OLDUĞUMUZ DENEYİMİ TOPLAYICILIK FAALİYETLERİNE DE TAŞIDIK” Toplantıda küresel iklim değişikliği ile yaşanan sorunlar ve CK Enerji’nin sunduğu çözüm önerileri ile ilgili bir sunum yapan CK Enerji Ticari Satış ve İş Geliştirme Grup Direktörü Çağdaş Acar, “İklim değişikliğinin etkilerini artık hepimiz yakından hissediyoruz. Sera gazı emisyonlarındaki artış, küresel ısınma ve iklim değişikliği bizi daha duyarlı, daha bilinçli adımlar atmaya zorluyor. İşte bu yüzden ‘Başka Dünya Yok’ diyoruz. Karbon ayak izi sürecinde dört temel adım bulunuyor. İlk olarak talep oluşturma ile birlikte şirketin envanteri ve ihtiyaçları belirleniyor. İkinci adımda emisyon hesaplamaları yapılarak detaylı bir rapor hazırlanıyor. Üçüncü aşamada doğrulama, veri saklama ve gerektiğinde ofsetleme yani dengeleme çözümleri devreye giriyor. Son adımda ise stratejik danışmanlık hizmetlerimizle şirketlere yol gösteriyoruz” ifadesini kullandı. Türkiye’deki yerli enerji potansiyelinin gün geçtikçe daha fazla üretime dönüştüğüne işaret eden Acar sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin enerji politikasında yenilenebilir kaynakların payı günden güne artarken, yenilenebilir enerjinin piyasaya katılımının önemli sacayaklarından biri olan “toplayıcılık” faaliyetleri de artık daha çok konuşulur oldu. CK Enerji olarak halihazırda dengesizlik grubu yönetimi hizmetlerini tüketiciler için finansal fayda üretmek amacıyla sürdürmekteyiz. Bu alanda yıllardır sektöre liderlik ettiğimizi gururla söyleyebilirim. Son olarak toplayıcılık lisansı alarak, sahip olduğumuz deneyimi bu alana da taşıdık. Yine karbon emisyonlarını azaltma ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik etme taahhüdümüzün bir parçası olarak geçtiğimiz yıllarda Beefull markasını sektöre kazandırdık. Beefull ile elektrikli araçlar için güvenilir ve verimli şarj çözümleri sunarak daha temiz ulaşım alternatiflerine geçişe aktif olarak katkıda bulunuyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

CW Enerji Bursa’daki Yeni Plus Bayisiyle Büyüme Yolculuğunu Sürdürüyor Haber

CW Enerji Bursa’daki Yeni Plus Bayisiyle Büyüme Yolculuğunu Sürdürüyor

Güneş enerjisi sektörünün öncü firmalarından CW Enerji, yurt içi müşteri ağı ve operasyonel gücünü artırmak amacıyla oluşturduğu CW Enerji Plus Bayileri ile büyümesini sürdürüyor. Bu kapsamda Bursa’daki CW Enerji Plus Bayisi de yoğun bir katılımla kapılarını açtı. Açılışa AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı M. Galip Ensarioğlu, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, Geçmiş Dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Geçmiş Dönem Adalet Bakanı Yardımcısı Zekeriya Birkan’ın yanı sıra bölgenin önde gelen sanayicileri, iş insanları ve çok sayıda davetli katıldı. CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, yeni Plus Bayi açılışıyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde sürdürülebilir enerjiye erişimi kolaylaştırmayı hedeflediklerini söyledi. Sarvan, “CW Enerji olarak, yenilenebilir enerjiyi toplumun her kesimi için ulaşılabilir hale getirme vizyonuyla hareket ediyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz CW Enerji Plus Bayilerimiz sadece bir satış noktası değil; aynı zamanda sürdürülebilir yaşam kültürünü yaygınlaştıran birer enerji deneyim merkezi olacak. Bursa’daki yeni Plus Bayimiz de bu vizyonumuzun önemli kilometre taşlarından biri olacak” dedi. Bursa büyük bir potansiyele sahip Yeni oluşturulan bayilik sisteminin; teknik destek, avantajlı tedarik koşulları, eğitim programları ve ortak pazarlama faaliyetleri gibi birçok fırsatı bayilere sunduğunu ifade eden Sarvan, “Plus Bayilerimiz aracılığıyla, güneş panellerinden enerji depolama sistemlerine, ısı pompalarından elektrikli araç şarj çözümlerine kadar geniş bir ürün yelpazesini kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Bursa Plus Bayimiz de bu bütüncül enerji yaklaşımının güçlü bir temsilcisi olacak” diye konuştu. Sarvan, Bursa’nın sanayisi, üretim gücü ve teknolojik yatırımlarıyla Türkiye ekonomisinin en dinamik şehirlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, Bursa’nın hem sanayi hem konut alanında yenilenebilir enerji dönüşümüne öncülük edebilecek büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti. Ziyaretçiler tüm inovatif teknolojileri yakından inceleyebilecek Sarvan, “Bursa’daki yeni Plus Bayimizle ülkemizin enerji dönüşüm yolculuğuna değer katmaktan mutluluk duyuyoruz. Burada ziyaretçilerimiz tüm inovatif teknolojilerimizi yakından inceleyebilecek. Burası hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar için sürdürülebilir enerjiye erişimi kolaylaştıran bir merkez olarak bölgeye değer katacak. Bursa Plus Bayimizin uzun soluklu başarılar elde etmesini diliyorum” dedi. Hedeflerinin güvenilir, güçlü ve donanımlı CW Plus Bayileriyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında yenilenebilir enerji çözümlerini yaygınlaştırmak olduğunu vurgulayan Sarvan, bu yapılanmanın yalnızca CW Enerji’nin değil, aynı zamanda tüm iş ortaklarının büyümesine ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan uzun vadeli bir vizyonun parçası olduğunu kaydetti. Sarvan, “İş ortaklarımızla birlikte, daha temiz bir gelecek için yenilikçi çözümler üretmeye ve enerji verimliliğini artırmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine katkı sunarken, aynı zamanda istihdamı destekleyen, çevreye duyarlı ve ekonomik olarak güçlü bir iş modeli oluşturmayı hedefliyoruz. CW Enerji Plus Bayi yapılanmamız, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin her bölgesine ulaşarak büyümesini sürdürecek. Hedefimiz; güçlü bayi ağımızla yenilenebilir enerjiye erişimi kolaylaştırmak, her ilde aynı kalite ve güven anlayışıyla hizmet sunmak. Bu sayede, ülkemizin dört bir yanında CW Enerji markasının gücünü ve sürdürülebilir enerji vizyonunu daha geniş kitlelerle buluşturmayı planlıyoruz” diye konuştu. Bursa Plus Bayimiz ile çok güzel işlere imza atacağız CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz da, değişen dünya dinamiklerine dikkat çekerek, “Hızla gelişen bir dünyada yaşıyoruz ve bu değişimle birlikte teknolojik gerçeklerimiz de dönüşüyor. Biz de CW Enerji olarak yeni dünya düzenine ayak uyduruyor, kendimizi ve teknolojimizi sürekli geliştiriyoruz. Güneş enerjisi bugün yalnızca en ekonomik değil, aynı zamanda en sürdürülebilir ve en çevreci enerji kaynağı konumunda. Bu bilinçle, hem ülkemizin enerji dönüşümüne katkı sağlamayı hem de geleceğe daha temiz bir dünya bırakmayı hedefliyoruz. ” dedi. Plus Bayilik sisteminden de bahseden Yılmaz, şöyle devam etti: “Bugünlere gelmek bizim için gurur ve mutluluk sebebi. Güneş enerjisini her yerde kullanılır hale getireceğiz. Bursa Plus Bayimiz ile çok güzel işlere imza atacağız. Kendilerine büyük bir güvenimiz var. Güneşin olduğu her yerde enerjiye beraber dokunacak hem sanayiye hem de bireysel kullanıcılara sürdürülebilir enerji çözümleri sunacağız. Bu vizyonla, yerli üretim gücümüz ve bayilerimizle birlikte Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük etmeyi sürdüreceğiz.” Uzun vadeli enerji çözümleri ve güven sunuyoruz CW Enerji Bursa Plus Bayisi Alperen Elmalı da, açılışta yaptığı konuşmada, bölgenin enerji dönüşümüne katkı sağlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Elmalı, “CW Enerji gibi güçlü, vizyoner ve yenilikçi bir markanın parçası olmak bizim için büyük bir gurur. CW Enerji Bursa Plus Bayisi olarak, hem sanayi bölgemizde hem de bireysel kullanıcılar arasında yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmayı hedefliyoruz. Müşterilerimize yalnızca ürün değil, aynı zamanda uzun vadeli enerji çözümleri ve güven sunuyoruz. CW Enerji’nin bilgi birikimi ve teknolojik gücüyle, bölgemizde sürdürülebilir enerji dönüşümünün öncülerinden biri olacağımıza inanıyoruz” dedi. Yeni açılan Bursa Plus Bayisinin, bölgedeki yenilenebilir enerji farkındalığını artıracağını belirten Elmalı, şöyle devam etti: “Amacımız sadece enerji üretmek değil, aynı zamanda topluma ve çevreye değer katan projelere öncülük etmek. CW Enerji’nin sürdürülebilirlik vizyonunu en güçlü şekilde temsil ederek hem çevre dostu hem de verimli enerji çözümlerini daha fazla kullanıcıya ulaştırmak istiyoruz. Bursa Plus Bayisi olarak, CW Enerji ailesinin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz ve bu yolculukta şehrimizin enerji dönüşümüne katkı sunmaya kararlıyız.” ********** CW Enerji Plus Bayi Hakkında Yeni sistem; teknik ve operasyonel destek, avantajlı tedarik koşulları, eğitim programları ve ortak pazarlama faaliyetleri gibi birçok fırsatı bir arada sunuyor. Bu sayede CW Plus Bayileri, CW Enerji’nin güçlü markası altında çok daha etkin, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde hizmet verebilecek. Yeni bayilik sistemi kapsamında CW Plus Bayileri, CW Enerji’nin çatısı altında belirli ürün gruplarının satış, pazarlama ve satış sonrası destek hizmetlerini yürütme yetkisine sahip olacak. Bu ürün grupları arasında; güneş panelleri, ısı pompaları, on-grid ve off-grid inverter çözümleri, sulama sistemleri için geliştirilen inverterler, kolay yaşam ürünleri, lityum enerji depolama sistemleri, esnek paneller, solar akıllı ev çözümleri ve beyaz eşya ürünleri gibi birçok ürün gamı yer alıyor. Geniş ürün yelpazesi sayesinde CW Plus Bayileri, farklı ihtiyaçlara uygun, yenilikçi ve entegre çözümleri yerel pazarlarda müşterileriyle buluşturma imkânına sahip olacak. CW Enerji, CW Plus’ın Yanı Sıra 6 Farklı Bayi Modeli Daha Sunuyor CW Enerji’nin bayilik sistemindeki dönüşüm sadece CW Plus Bayiliği modeliyle sınırlı kalmıyor; farklı müşteri ihtiyaçlarına ve kullanım alanlarına göre şekillendirilmiş özel konsept bayilik yapıları da oluşturulmuş durumda. CW Enerji Home Solutions PV konsepti, beyaz eşya ve solar akıllı ev sistemlerinin yanı sıra güneş paneli ürünlerini içeren bir yapıda konumlanırken; CW Enerji bayilik konsepti, on-grid ve off-grid sistemler, akıllı yaşam ürünleri, lityum depolama çözümleri, sulama inverterleri, esnek paneller ve solar akıllı ev çözümleriyle geniş bir ürün gamını kapsıyor. CW Agri bayilik modeli, özellikle tarımsal uygulamalara yönelik solar sulama inverterleri, off-grid çözümler, lityum bataryalar ve panel ürünleri ile farklı enerji ihtiyaçlarına odaklanıyor. Enerji depolama alanına odaklanan CW Storage konsepti ise forklift, transpalet, golf aracı ve temizlik aracı gibi araçlara yönelik özel lityum batarya çözümleriyle ön plana çıkıyor. CW Marine konsepti, denizcilik sektörüne yönelik esnek paneller, özel tasarım güç üniteleri ve off-grid çözümlerle donatılmış yapısıyla öne çıkarken, CW Heat Pump konsepti ise ev tipi, havuz tipi ve endüstriyel tip ısı pompalarıyla sürdürülebilir ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını karşılamaya yönelik çözümlerine odaklanıyor. Bu konsept çeşitliliği sayesinde CW Enerji, farklı sektörlerdeki enerji ihtiyaçlarını karşılayan, esnek ve kapsayıcı bir bayi ekosistemi oluşturmayı hedefliyor. CW Enerji, önümüzdeki dönemde bu yapıyı Türkiye geneline yayarak, 81 ilin tamamında ve yurt dışında da tüm bayi konseptleriyle yer alarak, sürdürülebilir enerji çözümlerini her coğrafyaya ulaştırmayı hedeflemektedir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

4. Gıda İnovasyon Zirvesi’nde Markalaşma Ele Alındı Haber

4. Gıda İnovasyon Zirvesi’nde Markalaşma Ele Alındı

Zirvede konuşan Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Türkiye’nin hâlihazırda 30 milyar dolara ulaşan gıda ihracatının artması için nitelikli markalaşmaya vurgu yaptı. “Tüketiciyi tanımıyorsanız, ‘inovasyon’ sandığınız şey karşılık bulmaz” diyen Sidar, tüketici alışkanlıklarının belirleyici rolüne ve bilimsel veriye dayalı pazarlama faaliyetlerinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin özgün tarımsal gücünü markalaştırma çağrısı da yapan Kaan Sidar, “Zeytinyağında dökme satışla küresel markalara değer kazandırmak yerine kendi markalarımızı güçlendirmeliyiz. Fındıkta dünya lideriyiz, kayısı ve incirde de üstünlüğümüz var. Bu ürünleri dünya sofralarına taşıyan güçlü pazarlama stratejileri geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı. Gıda sektörü ekosistemini bir araya getiren 4. Gıda İnovasyon Zirvesi, Boğaziçi Üniversitesi’nin tarihi atmosferinde gerçekleşti. Zirve kapsamında gün boyunca düzenlenen panellerle gıda sektöründe inovasyonun, sürdürülebilirliğin ve markalaşmanın geleceği masaya yatırıldı. Katılımcılar, gıda mühendisliğinin sektörün gelişimindeki rolünü, yeni nesil teknolojilerin tedarik zincirinde verimliliği nasıl artırdığını ve dijitalleşmenin üretim süreçlerine kazandırdığı hız ve kaliteyi örneklerle paylaştı. “Marka itibarı korunmalı” “Gıda Sektörünün Ekonomik Dönüşümü ve Küresel Rekabetçilik” başlıklı panelde konuşan Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, “Bu zirveyle birlikte Türkiye’nin gıda sektöründeki inovasyon potansiyelini bir kez daha ortaya koyuyoruz. Sürdürülebilir üretimden markalaşmaya kadar uzanan bu dönüşüm, ülkemizin bölgesinde lider konumunu güçlendiriyor” dedi. Ülkemizde gıda sektörünün gelişmesi ve küresel rekabette yerini alması için daha fazla markanın öne çıkması gerektiğinin altını çizen Sidar, “Bunun için de pazarlama faaliyetlerinin daha hızlı gelişmesi gerekiyor. Marka itibarını korumadan oluşturulan strateji ise sürdürülebilir değildir. Ardından dağıtım operasyonunun ve sahadaki ağın kurulması gerekiyor. Bunu ya kendimiz kurarız ya da ehline teslim ederiz. Ancak bu iki adım sağlam olursa tüketimi sürekli hale getirebilir, alışkanlık yaratabiliriz. Üçüncü adım ise etkili pazarlama; mesajı doğru zamanda ve koordineli biçimde devreye aldığımızda gıda pazarımız daha hızlı gelişim gösterir” ifadelerini kullandı. “İnovasyon tüketicinin işine yaramalı” İnovasyonun da doğru tanımlanması gerektiğini belirten Sidar, “Ambalajda küçük bir makyaj ya da ürün içeriğine rastgele bir ek yapmayı inovasyon gibi sunmak yanıltıcı olur. Tüketiciye pratik bir çözüm, ayırt edici bir lezzet, işlevsellik ya da kullanım kolaylığı gibi gerçek bir fayda sunmak esas hedeftir. Bu da sistematik araştırma, test ve analiz gerektirir. Türkiye’de bu yolda mesafe alan, bölgesel marka konumuna gelmiş çok sayıda gıda şirketimiz var. Ayrıca satın almalar yoluyla küresel markaları bünyesine katıp büyüten başarılı yerli sermaye örnekleri de mevcut” dedi. Türkiye’nin özgün tarımsal gücünü markalaştırma çağrısı da yapan Kaan Sidar, “Zeytinyağında dökme satışla küresel markalara değer kazandırmak yerine kendi markalarımızı güçlendirmeliyiz. Fındıkta dünya lideriyiz, kayısı ve incirde de üstünlüğümüz var. Bu ürünleri dünya sofralarına taşıyan güçlü pazarlama stratejileri geliştirmeliyiz” dedi. Gıda ihracatı 30 milyar dolara ulaştı Türkiye’nin dış ticaret performansını da güncel örneklerle değerlendiren Kaan Sidar, “Hâlihazırda ihracatımız 200 milyar dolar bandında, gıda sektörü ise 30 milyar dolara dayandı ancak bu rakam Avrupa ülkelerinde çok daha yüksek seyrediyor” dedi. İhracat stratejileri kapsamında Çin pazarını ele alarak tüketici alışkanlıklarının belirleyici rolüne dikkat çeken Sidar, marka dilinin kültürel uyumu için de uyarıda bulundu. İsimlendirme hatalarının maliyetine atıfla, pazar testlerinin bilimsel yöntemlerle yapılması gerektiğini vurguladı. “Veriye dayalı inovasyon, küresel rekabetin yeni dili olacak” Sanayi tarafında ise inovasyon ve dijitalleşme gündemini öne çıkaran Sidar, “Endüstri 4.0, otomasyon ve yapay zeka destekli planlama ile lojistik optimizasyonu maliyeti düşürüyor, böylelikle verimliliği artırıyor. Bu yatırımlar için özkaynak yanında uygun teşvikler de sağlanmalı” dedi. Katma değerin, kârlılığı yeniden yatırıma çeviren bir disiplin olduğunun altını çizen Sidar, “Dünya yerinde durmuyor; sadece tüketiciyi derinlemesine anlayan, veriye dayalı inovasyon yapan ve sanayisini teknolojiyle güncelleyen şirketler kalıcı başarıya ulaşabilir” şeklinde konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.