Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Savunma

Kapsül Haber Ajansı - Savunma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Savunma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ankara Girişim Ekosistemine Işık Tutan Yeni Rapor, Yoğun Katılımla Değerlendirildi Haber

Ankara Girişim Ekosistemine Işık Tutan Yeni Rapor, Yoğun Katılımla Değerlendirildi

Açılış konuşmalarını StartupCentrum kurucuları Müge Bezgin ve Nizamettin Sami Harputlu, ODTÜ Teknokent İnovasyon Direktörü Aytülü Sert ve Ankara Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Ahmet Arvas gerçekleştirdi. Raporun öne çıkan verilerine göre, Ankara'da 3000'in üzerinde teknoloji girişimi faaliyet gösteriyor. 2018'den bu yana 210 girişim yatırım aldı ve bu yatırımların toplam kümülatif hacmi 331 milyon doları aştı. 2025'in ilk yarısında ise Ankara ekosisteminde 14 yatırım işlemi gerçekleşti ve toplam 7,4 milyon dolar yatırım toplandı. Aynı dönemde medyan yatırım tutarı 240 bin dolar olarak gerçekleşti. 2025'in ilk yarısı, Ankara girişimcilik ekosistemi için bir normalleşme dönemi olarak değerlendirildi. 2024'teki rekor seviyelere göre yatırım hacmi azalsa da ekosistem canlılığını korudu. Bu dönemde özellikle sağlık teknolojileri, biyoteknoloji ve üretim teknolojileri dikkat çekerken, savunma ve siber güvenlik gibi stratejik alanlarda da küçük ölçekli yatırımların varlığı öne çıktı. Ankara, İstanbul'un ardından hem yatırım miktarı hem de işlem adedi açısından Türkiye'nin ikinci girişimcilik merkezi konumunu sürdürdü. Rapor sunumunun ardından gerçekleştirilen "Ankara Startup Ekosisteminin Geleceği" başlıklı panelde, Ankara'nın girişimcilik ortamı çok yönlü olarak ele alındı. ODTÜ70 Fon Yönetiminden Ece İdil Reşa, Büyütech Kurucu Ortağı Alparslan Işıklı, Melek Yatırımcı ve StartupCentrum Melek Yatırım Ağı Ankara Temsilcisi Mehmet Toprak ve Ankara Kalkınma Ajansı'ndan Ahmet Arvas, StartupCentrum Kurucu Ortağı Nizamettin Sami Harputlu'nun moderatörlüğünde Ankara ekosisteminin güçlü yönleri, dönüşümü ve geleceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik, yüksek katılım ve etkileşimle tamamlanırken, katılımcılar Ankara'nın girişimcilik potansiyelinin giderek güçlendiğini, üniversite ve teknokentlerin ekosistemdeki rolünün artmaya devam ettiğini vurguladı. Rapora ücretsiz ulaşmak için: https://startupcentrum.com/tr/rapor/2025-midyear-ankara-startup-ecosystem-report Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor Haber

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor

ESET araştırmacılarının bulgularına göre gerçek hayatta gerçekleşen saldırılar, Orta ve Güneydoğu Avrupa'da savunma sektöründe faaliyet gösteren üç şirketi arka arkaya hedef aldı. İlk erişim neredeyse kesin olarak sosyal mühendislik yoluyla sağlandı. Hedeflere yerleştirilen ana yük, saldırganlara ele geçirilen makine üzerinde tam kontrol sağlayan bir uzaktan erişim truva atı (RAT) olan ScoringMathTea idi. Saldırganların başlıca hedefinin, özel bilgiler ve üretim know-how'ının dışarıya sızdırılması olduğu düşünülüyor. Operation DreamJob'da, sosyal mühendisliğin ana teması, kârlı ama sahte bir iş teklifi ve buna eşlik eden bir kötü amaçlı yazılım. Kurban, genellikle iş tanımı içeren bir yem belge ve bunu açmak için trojanize edilmiş bir PDF okuyucu alır. ESET Research, bu faaliyeti Operasyon DreamJob ile ilgili kampanyaları ve Avrupa'da bulunan hedef sektörlerin önceki Operasyon DreamJob örneklerindeki hedeflerle (havacılık, savunma, mühendislik) uyumlu olması nedeniyle Lazarus'a atfediyor. Hedef alınan üç kuruluş, farklı türde askeri teçhizat (veya bunların parçaları) üretiyor ve bunların çoğu, Avrupa ülkelerinin askeri yardımı sonucunda şu anda Ukrayna'da kullanılıyor. Operation DreamJob'un gözlemlenen faaliyetleri sırasında, Kuzey Koreli askerler Moskova'nın Kursk bölgesinde Ukrayna'nın saldırısını püskürtmesine yardım etmek için Rusya'ya konuşlandırılmıştı. Bu nedenle, Operation DreamJob'un şu anda Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan bazı batı yapımı silah sistemleri hakkında hassas bilgiler toplamakla ilgilendiği mümkündür. Daha genel olarak, bu kuruluşlar Kuzey Kore'nin de yurt içinde ürettiği ve kendi tasarım ve süreçlerini mükemmelleştirmeyi umduğu türden malzemelerin üretiminde yer almaktadır. İHA ile ilgili bilgi birikimine olan ilgi dikkat çekici, zira bu, Pyongyang'ın yerli drone üretim kapasitelerine büyük yatırım yaptığına işaret eden son medya haberlerini yansıtıyor. Kuzey Kore, yerli İHA kapasitelerini geliştirmek için büyük ölçüde tersine mühendislik ve fikri mülkiyet hırsızlığına güvenmiştir. Son Lazarus saldırılarını keşfeden ve analiz eden ESET araştırmacısı Peter Kálnai ve Alexis Rapin şu açıklamayı yaptılar: "Operasyon DreamJob'un, en azından kısmen, İHA'larla ilgili özel bilgileri ve üretim know-how'ını çalmak amacıyla gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Dropper'lardan birinde gözlemlenen drone ifadesi, bu hipotezi önemli ölçüde desteklemektedir. Hedef alınan kuruluşlardan birinin, şu anda Ukrayna'da kullanılan ve Kuzey Kore'nin cephe hattında karşılaşmış olabileceği en az iki İHA modelinin üretiminde yer aldığına dair kanıtlar bulduk. Bu kuruluş, Pyongyang'ın aktif olarak geliştirmekte olduğu bir uçak türü olan gelişmiş tek motorlu insansız hava araçlarının tedarik zincirinde de yer almaktadır.“ Genel olarak, Lazarus saldırganları oldukça aktiftir ve arka kapılarını birden fazla hedefe karşı kullanırlar. Bu sık kullanım, bu araçları ortaya çıkarır ve tespit edilmesini sağlar. Buna karşı önlem olarak, grubun araçlarının yürütme zincirinde bir dizi dropper, yükleyici ve basit indirici yer alır. Saldırganlar, kötü amaçlı yükleme rutinlerini GitHub'da bulunan açık kaynaklı projelere dâhil etmeye karar verdiler. Ana yük olan ScoringMathTea, yaklaşık 40 komutu destekleyen karmaşık bir RAT'tır. İlk ortaya çıkışı, Ekim 2022'de Portekiz ve Almanya'dan VirusTotal'a gönderilen başvurularla izlenebilir; burada dropper, Airbus temalı bir iş teklifi gibi görünerek kurbanları tuzağa düşürmüştür. Uygulanan işlevsellik, Lazarus'un genellikle gerektirdiği işlevselliklerle aynıdır: Dosya ve işlemlerin manipülasyonu, yapılandırmanın değiştirilmesi, kurbanın sistem bilgilerinin toplanması, TCP bağlantısının açılması ve yerel komutların veya C&C sunucusundan indirilen yeni yüklerin yürütülmesi. ESET telemetrisine göre, ScoringMathTea, Ocak 2023'te bir Hint teknoloji şirketine, Mart 2023'te bir Polonya savunma şirketine, Ekim 2023'te bir İngiliz endüstriyel otomasyon şirketine ve Eylül 2025'te bir İtalyan havacılık şirketine yönelik saldırılarda görülmüştür. Operation DreamJob kampanyalarının amiral gemisi yüklerinden biri olduğu görülmektedir. Grubun en önemli gelişimi, DLL proxy'leri için tasarlanmış yeni kütüphanelerin tanıtılması ve daha iyi kaçınma için trojanize edilecek yeni açık kaynaklı projelerin seçilmesidir. Kálnai, "Yaklaşık üç yıldır Lazarus, tercih ettiği ana yükü olan ScoringMathTea'yi kullanarak ve açık kaynaklı uygulamaları trojanize etmek için benzer yöntemler uygulayarak tutarlı bir çalışma tarzını sürdürmüştür. Bu öngörülebilir ancak etkili strateji, grubun kimliğini gizlemek ve atıf sürecini belirsizleştirmek için yetersiz olsa da güvenlik tespitinden kaçmak için yeterli polimorfizm sağlar" diye aktardı. HIDDEN COBRA olarak da bilinen Lazarus grubu en az 2009 yılından beri aktif olan ve Kuzey Kore ile bağlantılı bir APT grubudur. Yüksek profilli olaylardan sorumludur. Lazarus kampanyalarının çeşitliliği, sayısı ve uygulamadaki tuhaflığı bu grubu tanımlamaktadır. Ayrıca siber suç faaliyetlerinin üç temel unsurunu da yerine getirmektedir: Siber casusluk, siber sabotaj ve mali kazanç peşinde koşma. Operasyon DreamJob, esas olarak sosyal mühendisliğe dayanan Lazarus kampanyalarının kod adıdır ve özellikle prestijli veya yüksek profilli pozisyonlar için sahte iş teklifleri kullanır ("hayalindeki iş" tuzağı). Hedefler ağırlıklı olarak havacılık ve savunma sektörlerindedir, ardından mühendislik ve teknoloji şirketleri ile medya ve eğlence sektörü gelir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Embraer ve Mahindra, C-390 Millennium İçin Hindistan’da Güçlerini Birleştirdi! Haber

Embraer ve Mahindra, C-390 Millennium İçin Hindistan’da Güçlerini Birleştirdi!

Brezilyalı havacılık devi Embraer Savunma ve Güvenlik ile Hint holdingi Mahindra Grubu, Hindistan’ın Atmanirbhar Bharat (Kendine Yeterli Hindistan) vizyonuna katkı sağlamak amacıyla stratejik bir iş birliği anlaşması (SCA) imzaladı. Anlaşma, Hindistan Hava Kuvvetleri'nin Orta Nakliye Uçağı (MTA) programı için C-390 Millennium çözümünü geliştirmeyi hedefliyor. İmza töreni, Embraer’in Aerocity, Yeni Delhi'deki ulusal ofisinin açılışıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Yerel Üretim ve Bölgesel Destek Merkezi Hedefi Şubat 2024’te imzalanan Mutabakat Zaptı’nı (MOU) derinleştiren bu yeni anlaşma, ortak pazarlama, sanayileşme ve Hindistan’ı C-390 Millennium için bir merkez (hub) olarak geliştirme kapsamını içeriyor. Embraer ve Mahindra Grubu, Hindistan’daki paydaşlarla ve askeri/havacılık ekosistemiyle yakın çalışarak yerel üretim, montaj tesisleri, tedarik zinciri ve Bakım, Onarım, Revizyon (MRO) faaliyetleri için fırsatlar belirleyecek. Nihai uzun vadeli hedef, Hindistan'ı C-390 Millennium için hem iç hem de bölgesel gereksinimlere hizmet veren bir üretim ve destek üssü olarak konumlandırmak. Embraer Savunma ve Güvenlik Başkanı ve CEO’su Bosco da Costa Junior, bu ortaklığın Brezilya ve Hindistan arasındaki büyüyen dostluğun bir yansıması olduğunu ve "Atmanirbhar Bharat" taahhüdünü desteklediğini belirtti. C-390 Millennium: Sınıfının En Modern Nakliye Uçağı Mahindra Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Vinod Sahay, "C-390 Millennium, yetenek, verimlilik ve çok yönlülük açısından eşsizdir. İş birliğimizi derinleştirerek, Hindistan Hava Kuvvetleri için bu uçağın sadece ülkenin güvenliğine değil, aynı zamanda 'Hindistan'da Üret' felsefesine de katkıda bulunmasını sağlayacağız," dedi. C-390 Millennium, kendi sınıfındaki en modern askeri nakliye uçağı olarak öne çıkıyor: Kapasite ve Hız: Diğer orta ölçekli askeri nakliye uçaklarına kıyasla daha fazla yük (26 ton) taşıyabiliyor ve daha hızlı (470 knot) ve uzağa uçabiliyor. Çok Yönlülük: Kargo ve asker taşımacılığı, havadan indirme, tıbbi tahliye, arama-kurtarma, yangınla mücadele ve insani yardım operasyonları dahil olmak üzere geniş bir görev yelpazesinde kullanılabiliyor. Operasyonel Verim: Brezilya, Portekiz, Hollanda, Avusturya, Güney Kore, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin hava kuvvetleri tarafından seçilen C-390 filosu, %99'un üzerinde görev tamamlama oranı ile kategorisinde olağanüstü üretkenlik sergiliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Savunma Sanayiinin Liderlik Okulu 7. Dönemine Başladı Haber

Savunma Sanayiinin Liderlik Okulu 7. Dönemine Başladı

Katılımlarıyla programa değer katan SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve MKE Genel Müdürü İlhami Keleş, TÜBİTAK TÜSSİDE Enstitü Müdürü Dr. Ali Doğan, ODTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Feride Pınar Acar ve Prof. Dr. Tülin Gençöz, katılımcılarla bir araya gelerek programın yeni dönemine ilişkin görüşlerini paylaştılar. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil’in ev sahipliği ve destekleriyle düzenlenen buluşmada SAHA MBA ekosistemi, yeni dönem katılımcılarıyla bir araya gelirken; paylaşılan deneyimler ve projeler, kalıcı iş birlikleri için güçlü bir zemin oluşturdu. ODTÜ ve SAHA İstanbul İş Birliğiyle Yeni Bir Dönem: SAHA MBA & ODTÜ EMBA Altı yıldır SAHA İstanbul ve TÜBİTAK TÜSSİDE iş birliğiyle başarıyla sürdürülen “Savunma Sanayiinin Liderlik Okulu” SAHA MBA; yedinci döneminde ODTÜ’nün akademik gücü ve bilimsel birikiminin katılımıyla kapsamını genişletti. Bu yıl, “SAHA MBA Yöneticilik Gelişim Programı” ve “ODTÜ EMBA Programı” olmak üzere iki yapı, içerik ve süre açısından paralel ilerleyerek sanayi–kamu–üniversite ekosistemini tek çatı altında buluşturuyor. Her iki program da Türkiye’nin Milli Teknoloji Hamlesi ve Milli Yetkinlik Hamlesi hedefleri doğrultusunda, savunma ve havacılık sektöründe görev yapan yöneticilere uluslararası standartlarda bir liderlik modeli sunuyor. Teoriden Pratiğe: Liderlik Laboratuvarı ODTÜ EMBA ve SAHA MBA Programı, vaka analizleri, iş simülasyonları ve uygulamalı modüllerle desteklenen kapsamlı bir müfredat sunarak katılımcılara teoriyi pratiğe dönüştürme imkânı tanıyor. ODTÜ EMBA Programı, akademik temeli güçlü yapısı ve yüksek lisans diploması ile mezunlarına akademik bir unvan kazandırırken, SAHA MBA Programı, savunma ve havacılık sektörüne özel içerikleri, sektör lideri eğitmenlerin deneyimleri ve iş dünyasıyla güçlü bağları sayesinde yöneticilere sektörel derinlik ve stratejik yönetim perspektifi sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı Haber

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı

T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği - MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından organize edilen MRBS, savunma sanayiindeki yerli ve milli üreticilerimizin çözümlerini tanıtma aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle iş birliği fırsatları imkanı sundu. MRBS’nin açışını; T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir ve MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek gerçekleştirdi. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunuyor T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, MRBS’de şunları söyledi: “Askerî Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi, savunma sanayiimizin yükselen gücüyle, adeta eşgüdüm içinde, giderek güçleniyor. Gerek son derece net bir odak noktasına sahip olması gerekse de ilgili literatür ve tartışmaların artmasına katkısı itibariyle bu zirveyi son derece kıymetli bir çalışma olarak görüyorum. Ülkemiz, pek çok farklı risk ve tehdide karşı tüm imkânlarını en verimli şekilde kullanmak durumunda. Bu anlamda sınırlarımızın korunması ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, sadece askerî bir gereklilik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin teminatıdır. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme, sınır güvenliği ve vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü izleme sistemleri, insanlı-insansız hava araçlarına karşı etkin çözümler ve yapay zekâ destekli analizler, artık modern güvenlik stratejilerinin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bu gelişmeler, sınırlarımızın sadece korunmasını değil aynı zamanda sürekli gözetim ve caydırıcılık fonksiyonlarını da pekiştirmektedir. Özellikle çevre coğrafyamızda vuku bulan hadiseler sınır güvenliğini, gündemimizin önemli bir parçası haline getirmiştir. Sınır güvenliğimiz; karada, denizde ve havada, millî savunma sanayimizin son teknoloji ürünleriyle en üst düzeyde korunmakta olup, ortaya koyduğumuz yüksek etkililik sayesinde bu ürünler pek çok ülkenin dikkatini çekmekte ve uluslararası alanda ilgi görmektedir. Savunma sanayimizin bu tür ihtisas faaliyetlerinde yer alması, bizim Bakanlık olarak özellikle takip ettiğimiz bir husustur. Sahada geleceği şekillendiren yeni teknolojilerle yetenek kazanılmasının, temin ve takibinin sağlanmasının kritik olduğunu düşünüyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve teşviki ile son yıllarda, bilhassa Savunma Sanayii alanında büyük atılımlar gerçekleştirildi, yerlilik ve millîlik oranımız çok büyük oranda arttı. Gerçekleştirilen politika ve uygulamalar çerçevesinde, ülkenin sivil sektörlerle entegre olmuş, savunma, havacılık ve uzay sanayinin, tedarik makamlarımızca ilan edilen teknoloji alanlarında sürdürülebilir gelişme içerisinde, küresel rekabet gücüne sahip bir sektör konumuna gelebileceğini öngörüyoruz.” “Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır” T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ise şunlara dikkat çekti: “Düzensiz göç ile mücadelede, ülke içerisinde yapılan operasyonların yanı sıra, etkili sınır güvenlik tedbirleride büyük bir önem taşımaktadır. Sınır güvenliği dediğimiz bir ülkenin bağımsızlığının, egemenliğinin ve iç istikrarının en temel unsurlarındandır. Sınırlar; milletimizin güvenliğini, refahını ve geleceğini koruyan stratejik hatlarımızdır. Hızla değişen dünyada; terör, düzensiz göç, kaçakçılık ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler ülkeler için birer sıralama oluşturmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla şekillenen “yerli ve milli savunma sanayi hamlesi” artık sadece bir hedef değil, aynı zamanda somut bir gerçekliktir. Türk silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız ülkemiz sınırlarını korumak için 7-24 saat görev yapan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı olarak biz de sınırlarımızdaki fiziki güvenlik ve teknolojik tedbirleri en üst düzeye çıkarmak için gece-gündüz kararlılıkla çalışmaktayız. Başkanlığımız Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğümüzce; sınır güvenliğinde etkinliğin artırılması amacıyla, güvenlik duvarı/fiziki engel sistemi ve devriye yolu, termal kamera, aydınlatma sistemi, gözetleme kulesi, elektro optik kule, keşif gözetleme aracları ve drone başta olmak üzere, teknolojik güvenlik sistemlerinin kurulumuna yönelik birçok önemli yatırım, proje ve faaliyet birlikte hayata geçirilmiştir. Sınır güvenliğinde kullanılan bu teknolojiler ve entegre sistemler, sınır ihlallerini anlık olarak tespit edebilmekte ve güvenlik güçlerine anında müdahale imkânı sunabilmektedir. Bu sayede, sınır güvenliğimiz yüksek bir hassasiyetle sağlanmaktadır. Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan risk analizi süreçlerini daha da geliştiriyoruz. UKORAM yani Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analizi Merkezi ile Türkiye’nin sınır yönetimi alanındaki kapasitemizi artırıyoruz. Bu zirvede bir araya gelmemizin temel amacı yeni teknolojileri, yeni fikirleri ve yeni iş birliği modellerini konuşmak; daha güvenli bir gelecek için ortak aklı inşa edebilmektir. “ Yeni tehditleri sahadan öğrenip hızla çözüm geliştiriyoruz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise MRBS’de şunları söyledi: “7 komşumuz var 3 bin kilometre yaygın kara sınırımız, aynı zamanda 6 bin kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridine sahibiz. Ve bir ülkenin yaşayabileceği bütün tehditleri sahada yaşıyoruz. Drone teknolojisiyle artık kritik tesisler de tehdit altında. Tehditler sürekli gelişiyor ve tehdit unsurları da teknolojiden faydalanıyor. Sahada sürekli var olmanız gerekiyor ve yeni teknolojilere yatırım yapmanız gerekiyor. Sahada emniyet güçlerimize ve silahlı kuvvetlerimize bu yeni teknolojileri teslim etmemiz gerekiyor. Sahaya koyduğumuz çözümlerin ve teknolojilerin maliyet-etkin olması da çok önemli. Sahada olmamız, sahadaki bilgi akışında bizi çok avantajlı kılıyor. Yeni tehditleri sahadan çok hızlı öğreniyor, bu da bizim yeni teknoloji geliştirmemize fırsat sağlıyor. Bu tarz güvenlikle ilgili projelerimizde daha çevik yaklaşımlara geçmiş durumdayız. Silahlı kuvvetlerimizle beraber sahadan ihtiyaçları alıp firmalarımızla birlikte çözümleri geliştirme, oluşturulan prototipleri de sahaya götürüp deneyerek aslında uygulamaya başladığımız bir modeli işletiyoruz ki bu artık kaçınılmaz. Çünkü sahadaki tehdit değişimiyle klasik yaklaşımlarla mücadele etmememiz gerekiyor. Geçen ay içerisinde 200 km’lik sismik sensörlerden, drone’lardan ve elektronik sistemlerden oluşan bir sistemi sahaya kurduk ve emniyet güçlerimizin kullanımına sunduk. Tabii burada sahaya sunduğumuz ürün sayısı arttıkça bunların entegre olması ve beraber çalışması önem arz etmeye başlıyor. Müşterek Resim adlı projemizi de bu adla yürütüyoruz. Tüm sistemleri aynı anda yürütmek için birbirine entegre ediyoruz. Bir diğer önemli unsur da yapay zekayı sahada kullanıyoruz. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıracak çözümleri de yapay zekayla getiriyoruz. Sensörlerimiz çok fazla sürekli veri akıyor ve görüntü geliyor ancak operatörlerin saatlerce bunları izlemesi ve onlardan bir tehdit görmesi artık belli bir süre sonra zorlaşıyor. İşte burada nesne tanıma gibi çözümler oluşturuyoruz. Olay tahmini gibi oto-optimizasyon gibi yapay zekayla ilgili unsurları da sahaya kurmaya devam ediyoruz. Yine geniş alan gözetlemeyle ilgili yeni kurduğumuz bir sistemle 38 km’lik bir alanın tüm verilerini toplayabiliyoruz. Balon sistemleri kurduk sahaya denemeler yapıyoruz. Yine önemli bir diğer projemiz MÜB Projesi, yıllar içerisinde yüze yakın Modüler Üs Bölgeleri kurduk ve bunların terörle mücadelede bize çok fayda sağladığına inanıyorum. Bu bizim bölgede alan hakimiyetini ele geçirmemizi sağladı. Kıyılarımıza yönelik de birçok proje hayata geçirdik, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyaçlarına yönelik İnsansız Deniz Araçlarını - İDA da yakın zamanda sahaya vermiş olacağız. Bir taraftan da İnsansız Kara Araçlarımız (İKA) var. Bunlar depremde kurtarma faaliyetlerin de bile kullanıldı. Şimdi sahada farklı görevler alacak İKA’larımız da yavaş yavaş envantere giriyor. Özellikle değişik konseptler altında İKA’larımız kullanılacak, ana konseptlerden biri sınırda devriye görevi olacak. İKA’lar hem personelin can güvenliği hem de uzun süre orada kalması yerine İKA’lar bu görevi üstlenecek.” “Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır” MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir: “Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, yalnızca bir ihtisas etkinliği değil; Türkiye’nin stratejik vizyonunun ve yerli üretim kararlılığının sahneye çıktığı bir buluşmadır. Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır. Bugün Türkiye, savunma sanayinde dünyada kendi ekosistemini kurabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelmiştir. Türkiye, son 20 yılda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla bu alandaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltmış ve yerlilik oranını yüzde 80 seviyelerine dek çıkarmıştır. Bu sayededir ki, ürettiğimiz İHA ve SİHA’lar, milli yazılımlar, zırhlı araçlar ve savunma teknolojileri ile günümüzde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte güç sahibi olan bir aktör haline geldik. Türk savunma sanayiinin imzası, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar 180’den fazla ülkeye ulaşmış durumdadır. Sadece 2025’in ilk sekiz ayında 5,4 milyar doları aşan ihracat rakamı, bu yükselişin en somut göstergesidir. Bu başarılar, yalnızca savunma alanında değil, ekonomide de büyük bir dönüşümün kapısını aralamıştır bizlere... Savunma sektörü; imalat sanayisinden yazılıma, lojistikten enerjiye kadar birçok sektörü doğrudan etkileyen bir kaldıraç görevi görmektedir. Bu nedenle, savunma sektörüne yapılacak her bir yatırım, esasen ülkemizin ekonomik bağımsızlığına da yapılmış olacaktır." Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bugün MÜSİAD çatısı altında savunma alanında üretim yapan yüzlerce üyemiz var. KOBİ ölçeğinden sanayi devlerine kadar geniş bir ekosistemin parçasıyız. Bu ekosistem, büyük ana yüklenicilerle entegre çalışan bir milli tedarik zinciri anlamına geliyor. Her bir KOBİ’miz, mühendisinden teknisyenine, yazılım geliştiricisinden malzeme üreticisine kadar bu zincirin stratejik bir halkasıdır. Biz bu süreci, “yerli üretim” kavramını bir slogan olarak değil, Türkiye’nin geleceğini inşa eden bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bugün sınırlar sadece haritalarda çizilmiyor; siber uzayda, verilerde, algoritmalarda yeniden tanımlanıyor. Güvenliğin yeni boyutu, bilgiyle başlıyor; yazılımla, yapay zekâyla ve dijital sistemlerle korunuyor. Bu nedenle MRBS 2025’te yapay zekâ destekli radar sistemleri, siber güvenlik çözümleri, yüksek performanslı haberleşme teknolojileri ve enerji verimli savunma altyapıları ön planda olacak.” Ülkemizin milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz Zirve’nin açışında konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Türkiye’ye insani sebeblerle olduğunu söyleyerek ambargo uygulayan Batılı ülkeler her türlü silahı İsrail’e tedarik etmek konusunda tereddüt etmedi. Bunlar da bize göstermektedir ki devletimizin ekonomik ve askeri gücünün savunma sanayii ile de desteklenmesi bir zaruriyettir. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana bu zirveyi düzenliyor olmamız, aslında bu bakışın ve kararlı bir mücadelenin ürünüdür. Bizler, sadece ticareti değil, aynı zamanda ülkemizin güvenlik ihtiyaçlarına, stratejik hedeflerine ve milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Yülek sözlerine şöyle devam etti: “Sınır güvenliği artık yalnızca ülkelerin sınır hatlarını fiziki olarak korumakla sınırlı değildir. Küresel ölçekte göç hareketleri, terör örgütlerinin faaliyetleri, organize suç ve kaçakçılık şebekeleri, hibrit savaş yöntemleri ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler, sınır güvenliğini uluslararası bir mesele haline getirmiştir. Gelecek on yıllar, güvenlikte teknoloji üstünlüğünün belirleyici olacağı yıllar olacaktır. Savaş ve güvenlik alanında klasik yöntemlerin yerini; insansız sistemler, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları, uzay tabanlı izleme ve erken uyarı sistemleri alacaktır. Türkiye bu süreçte, güçlü bir vizyonla ilerlemek zorundadır. Bizler de iş dünyası temsilcileri olarak, ülkemizin bu vizyona katkı sunmaya devam edeceğiz.” Yerli ve milli teknolojilerin sergilendiği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

5. Askeri Radar Ve Sınır Güvenliği Zirvesi Kapılarını Açıyor Haber

5. Askeri Radar Ve Sınır Güvenliği Zirvesi Kapılarını Açıyor

Türkiye’nin askeri radar ve sınır güvenliği alanındaki en kapsamlı ihtisas etkinliği olan 5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi - MRBS, bu yıl 7 Ekim 2025, Salı günü Hacettepe Beytepe Kongre Merkezi'nde başlıyor. T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle, MÜSİAD Ankara tarafından hayata geçirilen zirve, iki gün boyunca sektöre yön verecek oturumlara, vizyon konuşmalarına ve yeni ürünlerin sergileneceği standlara ev sahipliği yapacak. Güvenlik paradigması değişiyor: MRBS’de yerli çözümler sergilenecek MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek: “MRBS, yalnızca bir zirve değil; Türkiye’nin savunma ve güvenlik teknolojilerindeki yetkinliğini, kararlılığını ve vizyonunu temsil eden stratejik bir buluşma noktası. Bugün artık sınır güvenliği, fiziki tehditlerin çok ötesine geçerek siber saldırılarla, insansız sistemlerle ve yapay zekâ destekli tehditlerle şekilleniyor. Ülkemiz bu değişen güvenlik paradigmasına yerli üreticilerimizin ürettiği çözümlerle cevap veriyor. MRBS’de Türk sanayicilerinin bu alandaki kabiliyetlerini dünyaya gösteriyor ve ihracat potansiyellerini artırmak üzere karar vericilerle aynı masada buluşturuyoruz. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana MRBS’yi düzenlemekten gurur duyuyoruz. Ankara’da halen devam eden en eski savunma sanayii zirvesi olan MRBS, bu yıl da iş birliklerini tetikleyen ve yeni kapılar aralayan güçlü bir platform olacak.” Yapay zeka ve siber sınır güvenliği oturumları dikkat çekiyor Bölgesel güvenlik tehditlerinin giderek arttığı günümüzde, yerli sınır güvenliği çözümlerinin önemi bir kez daha öne çıkıyor. MRBS 2025 kapsamında, bu çözümler ilk kez stand alanlarında tanıtılacak. Ayrıca radar teknolojilerinde yapay zekâ, siber sınır güvenliği ve hava-kara-deniz sınırlarında öne çıkan başlıklar, uzman isimler tarafından ele alınacak. Yerli ve milli teknolojilerin sergileneceği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini alacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Savunma Endüstrisine Siber Güvenlik Desteği Haber

Savunma Endüstrisine Siber Güvenlik Desteği

ESET'in katılımı, şirketlerin ve kurumların, savunma ve güvenlik sektöründe dijital dayanıklılığı güçlendirmek için birlikte çalıştığı NIDV Bilgi Sağlama Platformu (NIVP) kapsamına giriyor. Burada siber güvenlik ikincil bir konu değil; kara, hava, uzay, deniz ve BT gibi tüm alanların temelini oluşturuyor. Küresel bir oyuncu olarak ESET, hava boşluğu olan ortamları bile güvence altına almak için özel olarak tasarlanmış otonom ve yerinde güvenlik çözümleri ile benzersiz bir uzmanlık sunuyor. Bu üst düzey sistemler Avrupa'da üretiliyor; savunma sektörünün egemen ve güvenilir teknoloji ihtiyacını sorunsuz bir şekilde karşılıyor. Dijital cephede Avrupa'nın bilgi birikimi ve deneyimi Doğu Avrupa'da büyük bir pazar payına sahip olan ESET, dijital cephedeki siber tehditler hakkında derinlemesine bilgiye sahip. ESET’in keşfettikleri: Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sırasında çok sayıda wiper saldırısı,Elektrik santralleri ve kritik altyapıya yönelik hedefli saldırılar,Hibrit operasyonların bir parçası olan yeni kötü amaçlı yazılım varyantları. Bu operasyonel deneyim ESET'i sadece bir teknoloji sağlayıcı değil, aynı zamanda stratejik içgörü ve istihbarat sağlayan bir bilgi ortağı hâline getiriyor. Hollanda ve Avrupa'nın karşı karşıya olduğu tehditler artık sadece fiziksel değil. Hibrit operasyonlar, siber casusluk ve dijital sabotaj, ulusal güvenliği doğrudan etkiliyor. Bu nedenle hükümet, endüstri ve bilgi kurumları arasındaki iş birliği çok önemli. ESET'in üyeliği ile Hollanda savunma endüstrisi, Avrupa siber güvenlik bilgisi ve teknolojisine doğrudan erişim kazanarak inovasyon ve korumanın el ele gitmesini sağlayacak. ESET Hollanda Kurumsal Çözümler Başkanı Patrick Jonker, "Dijital tehditler hızla gelişiyor ancak bu tür iş birlikleri sayesinde kolektif savunmamız da güçleniyor. Teknoloji, bilgi ve insanları bir araya getirerek Dijital Avrupa'yı daha güvenli hâle getirebiliriz" Siber artık destekleyici bir alan değil, modern savunmanın etrafında döndüğü bir çekirdek. Avrupa kökenlerimiz, çok katmanlı güvenlik teknolojimiz ve büyük ölçekli saldırıları tespit etmedeki kanıtlanmış geçmişimizle NIDV'ye ve tüm Hollanda savunma endüstrisine benzersiz bir değer katıyoruz. NIDV içinde bu sorumluluğu üstlenmeye kararlıyız." açıklamasını yaptı. ESET'in kamu-özel sektör iş birliğindeki rolü ESET, Joint Cyber Defense Collaborative (JCDC), Europol Cyber Intelligence Extension Program (CIEP) ve Locked Shields gibi büyük ölçekli NATO tatbikatları gibi uluslararası girişimlere aktif olarak katılıyor. Şirket şimdi bu deneyimini Hollanda savunma ve güvenlik sektörüne taşıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Gençler Türkiye’nin Geleceğini Yapay Zekâ  ve Savunma Teknolojilerinde Görüyor Haber

Gençler Türkiye’nin Geleceğini Yapay Zekâ  ve Savunma Teknolojilerinde Görüyor

40 yıllık teknoloji birikimi ve mühendislik gücüyle öne çıkan Karel, Teknofest sırasında katılımcıların teknoloji trendlerine yönelik ilgilerini ölçme amacıyla öğrencilerle kısa bir anket çalışması gerçekleştirdi. 616 kişinin katıldığı ankette, yaş ortalaması 21 olarak ölçüldü. Anket sonuçları, Türkiye’nin son yıllarda savunma alanında yaptığı stratejik yatırımların oluşturduğu etkinin gençler arasında da benimsendiğini ortaya koyuyor. Gençlerin savunmada rol almak istedikleri alanlar: Ar-Ge ve Kodlama Katılımcıların %42,7’si Türkiye’nin geleceğinde en belirleyici teknolojinin yapay zekâ olacağını belirtirken, %37’si ise bu soruya “savunma teknolojileri” olarak yanıt verdi. Gençlerin savunma sanayinde kendilerini görmek istedikleri rollerin başında ise Ar-Ge ve mühendislik (%30,7) ile yazılım/kod geliştirme (%30) geldi. Gençleri en çok milli teknoloji vizyonu ve ülke güvenliğine katkı sunmak heyecanlandırıyor Öte yandan, katılımcıların en çok heyecan duydukları konular arasında milli teknoloji vizyonu (%35,2) ve ülke güvenliğine katkı sunmak (%28,1) öne çıktı. Yeni bir ürün geliştirme fırsatları sorulduğunda ise en çok savunma ve güvenlik ile iletişim ve veri güvenliği alanları tercih edildi. “Bir teknoloji ürünü tasarlayacak olsanız hangi konuda yeni çözüm öneri geliştirmek isterdiniz?” sorusuna verilen yanıtlarda ise savunma ve güvenlik (%42,4) ve iletişim/veri güvenliği (%19,2) öne çıktı. Bunun yanı sıra gençlerin enerji verimliliği ve çevre konusuna da önem verdiği görülüyor (%17,86). Eğlence ve oyun deneyimi ise gençlerin çözüm geliştirmek istediği en son sıradaki konu başlığı olarak yer alıyor. (%7,95) Karel Savunma Teknolojileri Grup Başkanı Yavuz Bayız, anket sonuçları ışığında şu değerlendirmelerde bulundu: “Yaptığımız anket sonuçlarında da görüyoruz ki, gençler bir yandan başta yapay zekâ olmak üzere global trendleri yakından takip ediyor; ancak aynı zamanda Türkiye’nin güvenlik alanındaki atılımlarını da büyük heyecanla karşılıyor. Ar-Ge ve yazılıma olan yoğun ilgileri ise, savunma sanayimizin hangi alanlarda yeni bir ivme kazanacağını gösteriyor. Karel olarak biz de bu vizyonu destekliyor, gençlerin heyecanına ve hayallerine eşlik edecek teknolojiler geliştiriyoruz.” Karel Savunma Teknolojileri, yalnızca ürün geliştiren bir firma olmanın ötesine geçen bir vizyon benimsiyor. Dönüşüm vizyonu kapsamında Karel, bugün entegre çözümler sunan bir sistem sağlayıcısı olarak konumlanıyor. Bu anlayışla geliştirdiği çözümlerle savunma sektörünün en önemli paydaşlarından biri olarak öne çıkıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.