Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Siber Dayanıklılık

Kapsül Haber Ajansı - Siber Dayanıklılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Siber Dayanıklılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Siber Güvenlik Olmadan Endüstri 4.0 Sürdürülebilir Değil Haber

Siber Güvenlik Olmadan Endüstri 4.0 Sürdürülebilir Değil

Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, üretim sektöründe siber güvenliğin artık bir teknoloji sorunu değil, üretim hatlarını durdurabilen, tedarik zincirini sekteye uğratan, yatırımcıların ve müşterilerin güvenini sarsabilen bir iş riski olduğunun altını çizdi. Son dönemde otomotiv sektöründe yaşanan olaylar da bu gerçeği gözler önüne seriyor. Stellantis’in veri ihlali açıklaması ve Jaguar Land Rover’ın siber saldırı nedeniyle dört haftalık üretim duruşu, sınırlı kaynaklara sahip küçük ve orta ölçekli üreticiler için ciddi bir uyarı niteliğinde. Siber güvenliği yalnızca yasal uyumluluk gerekliliklerini karşılamak için uygulamak artık yeterli değil. Günümüzün sofistike saldırganları, kimlik avı, sistem izinsiz girişleri ve güvenliği ihlal edilmiş yazılımlar gibi yöntemlerle üreticileri hedef alıyor. Üretim ihlallerinin yüzde 85’i bu tür saldırılardan kaynaklanıyor. Bu nedenle siber güvenlik, yönetişim, kültür ve kaynak yönetimiyle bütünleşik bir strateji olarak ele alınmalı. Siber güvenlik, diğer stratejik iş riskleri gibi ele alınmalı Üreticiler genellikle yıllarca, bazen on yıllarca dayanacak şekilde tasarlanmış operasyonel teknolojilerle çalışıyor. Bu sistemler finansal amortismanlarını aşmış olsa da değiştirme masrafları ve kesintiler genellikle yükseltmeleri geciktiriyor. Bir zamanlar son teknoloji olan bu cihazlar modern siber saldırılara karşı savunmasız hâle geliyor ve kuruluşun saldırı yüzeyini genişletiyor. Küçük üreticiler için kritik soru, bir siber olayın potansiyel finansal ve operasyonel etkisinin, eskiyen teknolojinin güncellenmesi veya değiştirilmesinin maliyetinden ne zaman daha ağır basacağıdır. Güvenlik açıklarını engellemek için neler yapılabilir? Kimlik avı e-postaları, çalınan kimlik bilgileri ve güvenliği ihlal edilmiş üçüncü taraf yazılımlar, siber suçluların kullandığı ön kapılardır. Üreticiler özellikle savunmasızdır çünkü saldırganlar, fabrikaların kesintiye tahammül edemeyeceğini bilir. Tedarik zincirleri saldırı yüzeyini genişletir. BT ekipleri yetersiz kalır; KOBİ üreticileri nadiren 7/24 izleme için gerekli kaynaklara sahiptir ve hızlı müdahale yetenekleri için gerekli uzmanlıktan yoksundur. Fikri mülkiyet değerlidir; tasarımlar, formüller ve prototipler casusluk veya hırsızlık için kazançlı hedeflerdir. Üreticiler, önce önleme odaklı BT stratejisi, temel savunma önlemlerinin ötesine geçmelidir. Saldırıları engellemek yeterli değildir; üreticiler, tehditleri operasyonları kesintiye uğratmadan önce öngörmeli ve etkisiz hâle getirmelidir. Eyleme geçirilebilir tehdit istihbaratı: Fidye yazılımı taktikleri, tedarik zinciri güvenlik açıkları ve kalıcı tehditler hakkında ayrıntılı bilgiler dâhil olmak üzere mevcut tehdit ortamına ilişkin gerçek dünya verileri, ekiplerin gerçekten önemli olan konulara öncelik vermelerini sağlar. Sürekli izleme: Uç noktalar, sunucular ve bulut uygulamaları arasındaki etkinlikleri ilişkilendirmek, izinsiz girişi gösterebilecek anormallikleri tespit etmeye yardımcı olur. İzleme, normal BT altyapısının ötesine geçmeli ve teknik olarak mümkünse operasyonel teknolojiyi de kapsamalıdır. BT ve OT izlemeyi tek bir platformda birleştirmek, tehditlerin görünürlüğünü ve tehditleri tahmin etme ve önleme yeteneğini artırır. Bölümleme ve erişim kontrolü: Net sistem sınırları ve operasyonel teknolojinin bölümlenmesi, sıkı kimlik yönetimi ve çok faktörlü kimlik doğrulama, saldırganların yanal olarak hareket etmesini engeller. Güvenlik açığı yönetimi: Tüm cihaz ve makinelerde otomatik yama ve ürün yazılımı güncellemeleri, saldırganların potansiyel olarak yararlanabileceği boşlukları kapatır. Yedekleme ve kurtarma: Tesis dışında depolanan çevrimdışı yedeklemeler ve test edilmiş geri yükleme prosedürleri, kesinti süresini en aza indirerek fidye yazılımının üretimi rehin almasını engeller. İstihbarat, izleme ve Genişletilmiş Tespit ve Müdahale (XDR) gibi modern yanıt yeteneklerini bir araya getirmek, küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki yalın BT ekiplerinin tam bir güvenlik operasyon merkezi kurmadan sağlam savunmalar sürdürmelerini sağlar. XDR ile BT savunmasını genişletme Geleneksel uç nokta koruması tek başına yeterli değildir. XDR, cihazlar, sunucular ve bulut sistemleri genelinde algılama ve yanıtı birleştirerek bir saldırının devam ettiğini işaret edebilecek çeşitli farklı kaynaklardan gelen verilerin bütünsel bir görünümünü sağlar. Bu, Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) hizmetleriyle daha da ileriye götürülebilir. Bu hizmetler sayesinde, küçük BT ekipleri bile 7/24 uzman gözetimi, daha hızlı kontrol ve daha az kör nokta elde ederek fabrikaların ve işletmelerin çalışır durumda kalmasını sağlayan öncelikli önleme yaklaşımını benimseyebilir. Siber dayanıklılık için iş gerekçesi Siber saldırılar soyut riskler değildir; operasyonel maliyetlerdir. IBM'in 2025 Veri İhlali Maliyetleri raporuna göre, ortalama endüstriyel ihlal maliyeti yaklaşık 5 milyon dolardır ancak asıl zarar üretimdeki aksaklıklar, kaçırılan sözleşmeler ve azalan müşteri güveninden kaynaklanmaktadır. Siber güvenliği bir iş riski olarak ele almak, büyümeyi, itibarı ve dayanıklılığı korur. Şirketler eski teknolojinin değiştirilmesini sadece teknik bir yükseltme olarak değil, potansiyel siber olayların iş üzerindeki etkisini azaltmak için stratejik bir hamle olarak değerlendirmelidir. Siber saldırıların maliyeti artmaya devam ederken kuruluşlar siber güvenliği doğrudan operasyonel süreklilik ve finansal dayanıklılıkla ilişkilendiren bütünsel bir bakış açısı benimsemekten fayda sağlar. Üretim sektöründe, siber güvenlik ekipleri yalnızca siber riskleri azaltmaya odaklanmakla kalmamalı, işletme için potansiyel aksaklıkları ve ekonomik sonuçları en aza indirecek önlemleri önceliklendirmelidir. Siber dayanıklılık, riski tamamen ortadan kaldırmak anlamına gelmez. Kabul edilebilir risk için net bir eşik belirlemek ve baskı altında operasyonların devam etmesini sağlayacak kadar güçlü BT savunmaları oluşturmak anlamına gelir. Endüstri 4.0'da en akıllı fabrikalar sadece en otomatik olanlar değil, aynı zamanda en siber dayanıklı olanlar da olmalıdır. Siber güvenlik olmadan inovasyon, başka bir deyişle iş riski demektir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Siber Güvenlikte Yeni Odak Noktası:   Baskı Altyapılarının Güçlenmesi Haber

Siber Güvenlikte Yeni Odak Noktası:  Baskı Altyapılarının Güçlenmesi

İşletmelerin dijital çevresi, çalışma biçimleri ve davranışlarıyla uyum içinde genişlemeye ve sürekli gelişmeye devam ediyor. Çalışanlar artık iş sistemlerine her zamankinden daha esnek biçimlerde erişiyor; bu da verilerin geleneksel güvenlik sınırlarının ötesine geçip farklı kişisel cihazlara yayıldıkça görünürlüğünü kritik bir konu hâline getiriyor. Sonuç olarak, veriler artık her zamankinden daha fazla risk altında bulunuyor. Bu dinamik ortam, bir işletmenin altyapısındaki her noktada güvenliğin güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bir tehdit gibi görünmeyen baskı altyapısı ise, bu resimde çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa geçtiğimiz yıl işletmelerin yüzde 56’sı, yazıcılar üzerinden en az bir veri kaybı yaşadığını bildirdi. Siber güvenlik her geçen gün daha sofistike hâle gelirken, saldırganların tüm sisteme erişmesi için hâlâ tek bir zayıf halka yeterli oluyor. İşte bu nedenle, baskının bu zincirde zayıf halka olmamasını sağlamak için işletmelerin donanım ve yazılımı sezgisel biçimde bir arada çalıştıran çözümlere öncelik vermesi gerekiyor. Ancak bu sayede kuruluşlar, BT güvenlik ekiplerine ihtiyaç duydukları anda gelişmiş görünürlük, kontrol ve en önemlisi iç huzuru sağlayabiliyor. Saldırganlara açık bir kapı Yazıcılar, bir işletmedeki bilgi akışının merkezinde yer alıyor ve bu konumlarıyla kötü niyetli kişiler için potansiyel giriş noktaları oluşturuyor. Baskı altyapısını güvence altına almamak, işletmenin arka kapısını açık bırakmakla eşdeğer bir güvenlik zafiyeti yaratıyor. Üstelik günümüzde giderek daha fazla sayıda yazıcı internete bağlanabiliyor. Buna rağmen araştırmalar, işletmelerin yüzde 28’inin uzaktan baskı ortamını güvence altına almayı hâlâ en büyük güvenlik zorluğu olarak gördüğünü ortaya koyuyor. BT karar vericilerinin yalnızca yüzde 37’si sıfır güven mimarisini uyguladığını bildiriyor. Bu da baskı altyapısının güvenliği konusunda yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Yazıcılar, aynı zamanda fiziksel ve dijital dünyanın tam ortasında yer almasıyla da benzersiz bir konuma sahip. Bilgiler bir ortamdan diğerine geçtiğinde olası müdahale noktaları artıyor; dolayısıyla güvenlik riskleri de büyüyor. Bu nedenle yazıcıların, sistem erişimini koruyan ve bütünsel bilgi güvenliğini sağlayan güçlü bir savunma hattı gibi davranarak veriler için bir kale işlevi görmesi gerekiyor. Çevreyi gözlem altında tutma Çevre güvenliği ise kuruluşların karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Verilerin sistemler arasında nasıl hareket ettiğini etkili biçimde izleyemeyen işletmeler, doğru güvenlik önlemlerini uygulamakta ve kaynak kullanımını optimize etmekte zorlanıyor. Görünürlük sağlanmadığı sürece güvenlik stratejileri eksik kalıyor. İzlenmesi gereken uç noktaların artması ve verilerin ağlar ile cihazlar arasında daha kolay hareket etmesi, güvenlik görünürlüğünü azaltıyor ve daha proaktif önlemler gerektiriyor. AB’nin Siber Dayanıklılık Yasası (Cyber Resilience Act) gibi yeni düzenlemeler, işletmelerin raporlama yükümlülüklerini artırdıkça güvenlik ekiplerinin hedeflerini de sürekli değiştiriyor. Sonuç olarak, kurumlar giderek daha fazla zamanı görünürlük sorunlarını çözmeye ayırıyor. Bu noktada yapay zekâ, güvenlik yönetiminde yeni bir dönemi başlatıyor. BT ekiplerinin her noktayı manuel olarak izlemesi yerine yapay zekâ ve makine öğrenimi, yazıcının bağlı olduğu ağı sürekli değerlendiriyor ve baskı altyapısı genelinde en uygun ayarları yapılandırıyor. Bu yaklaşım, sistem izlemeyi sadeleştiriyor; güvenlik zafiyetlerinin hızla tespit edilmesini ve giderilmesini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda sistemlerin geleceğe uyumlu ve genişlemeye hazır kalmasını güvence altına alıyor. Yeni ve gelişen tehditlerin arttığı bu ortamda güvenlik ekipleri, baskı altyapısının engel değil destek unsuru hâline gelmesini istiyor. Yapay zekâ, proaktif ve güçlü bir çevre güvenliği sağlayarak bu süreci kolaylaştırıyor; ekiplerin odağını tehditleri öngörmeye ve riskleri önlemeye yönlendiriyor. Katmanlı bir savunma benimseme Dayanıklı bir güvenlik stratejisi, katmanlı bir yapıyı gerektiriyor. Sistemi bir bütün olarak ele alıp donanım ve yazılımın işletme genelinde nasıl uyumla çalıştığı değerlendirildiğinde çok katmanlı bir savunma mekanizması kurulabiliyor. Örneğin baskı ortamında kartlı erişim doğrulaması, verilerin yalnızca doğru kişiler tarafından görülmesini sağlamada temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak bu tek başına yeterli olmuyor. Potansiyel riskleri başarıyla tanımlamak için sistem oturum açma etkinlikleriyle verilerin çapraz kontrol edilmesi gerekiyor. Bu sayede çalışanın belirtilen zamanda gerçekten o konumdaki yazıcıyı kullandığı teyit ediliyor. Konum verilerinin bu doğrulamada kullanılması, çok faktörlü kimlik doğrulamasını (MFA) daha akıllı hâle getiriyor ve ele geçirilmiş kimlik bilgilerine karşı ek bir koruma katmanı oluşturuyor. Böylece kullanıcılar için kolaylık sağlayan yazıcı kimlik doğrulama araçları, işletmenin genel çevre güvenliğini güçlendiren daha geniş bir güvenlik önlemine dönüşüyor. Akıllı biçimde daha geniş işletme verilerini kullanan entegre bir baskı güvenliği yapısı, yalnızca yetkili kişilerin hassas bilgilere erişmesini sağlayarak kurumun genel güvenliğini daha da güçlendiriyor. Güvenliğini baskıyla güçlendirme Sonuç olarak baskı, siber güvenlik zincirinin kritik bir halkasını oluşturuyor; dijital ve fiziksel dünyanın tam kesişim noktasında yer alıyor. Uç noktaların çoğaldığı ve tehditlerin sürekli evrildiği günümüzde işletmeler, kör noktalara yer bırakmıyor. Baskı güvenliğini göz ardı etmek, siber suçlulara sistemdeki en zayıf halkayı sunmak anlamına geliyor. Bu nedenle işletmeler, baskıyı çevre stratejilerinin temel bir unsuru haline getirerek saldırganların uzun süredir kullandığı bu açık kapıyı kapatıyor. Çünkü baskı güvenliğini güçlendirmek, aslında işletme güvenliğini güçlendiriyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.