Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Şiddet

Kapsül Haber Ajansı - Şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Göktaş, Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'nun kapanışında konuştu Haber

Bakan Göktaş, Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'nun kapanışında konuştu

Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'nun iş birliğinde Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu"nun kapanışında konuştu. Bugün, aile değerlerinin geleceğine ışık tutan kıymetli bir buluşmayı sona erdirdiklerini belirten Göktaş, iki gün boyunca kültür ve sanatın aileyi güçlendiren rolünü, dijital çağın fırsatlarını, risklerini ve gelecek nesillere aktaracakları ortak değerleri geniş çerçevede değerlendirdiklerini söyledi. Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu'nun ele alınan konuları güçlü bir vizyona dönüştürdüğünü vurgulayan Göktaş, aileyi ve kültürü önceleyen bu büyük vizyonun mimarı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. Ailenin, kültürün sessiz mimarı, sanatın görünmez ilham kaynağı olduğunu dile getiren Göktaş "Gelenek ailede kök salar, kimlik evde şekillenir, merhamet evde öğrenilir. Sofra, birliğin ve muhabbetin mekanıdır. Kültürümüzün ve sanatımızın bütün büyük damarlarında hep ailenin izi vardır. Sözlü kültürden yazılı edebiyata, geleneksel mimariden modern sinemaya kadar her unsur aileyi hem değerlerimizi nesillere aktaran hem de kültürel yapıyı inşa eden kaynak olarak ele alır." dedi. "Zararlı akımlar aile yapımızı derinden sarsıyor" Aileyi merkeze alan kültür politikalarının geleceğe yapılan en stratejik yatırım olduğunu kaydeden Göktaş, "Ancak aileyi kuşatan tehditler, her geçen gün daha da artıyor. Bireyselleşme, yalnızlaşma, tüketim kültürü ve sanal bağımlılıklar, aile bağlarını ve demografik yapımızı sessizce aşındırıyor. Dijital mecralarda yayılan şiddet, istismar, siber zorbalık ve cinsiyetsizleştirme gibi zararlı akımlar aile yapımızı derinden sarsıyor. Bu tehditler karşısında aile, bizi dayanıklı kılacak kıymetli değerimizdir. Evlatlarımızı dijital çağın risklerinden koruyacak olan da estetik, ahlak ve irfanla buluşturacak olan da köklü değerlerinden beslenen aile iklimidir." diye konuştu. Tüm bu sorunların karşısında, aileyi güçlü kılacak bir medeniyet hamlesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde hayata geçirdiklerinin altını çizen Göktaş, şunları paylaştı: "Aileyi merkeze alan sosyal devlet anlayışımızın hamisi sizsiniz. Bu inançla, ailenin korunması ve güçlendirilmesi yönünde yürüttüğümüz tüm çalışmalar sizin güçlü iradenizle anlam kazanmaktadır. 2025'i Aile Yılı olarak ilan etmeniz ülkemizin geleceğini aile ekseninde yeniden tahkim eden kararlılığımızın somut göstergesidir. 2025 Aile Yılı ile birlikte, Türkiye'nin dört bir yanında topyekun seferberlik ruhu başladı. Tüm kurumlarımız, yerel yönetimler, sivil toplum, akademi, iş dünyası ve gönüllülerin samimi katkılarıyla bu vizyon büyük bir harekete dönüştü. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, bu ortak gayretin ürünüdür." "Aile Yılı büyük dayanışmanın ilanı oldu" Bakan Göktaş, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu'nun, bu vizyonun stratejik ve sürdürülebilir temellerini güçlendiren iki önemli yeni kurumsal yapı olduğunu dile getirdi. Aile ve Gençlik Fonu'nun, gençlerin yuva kurma yolculuğunda onları destekleyen, geleceğe daha güvenle adım atmalarını sağlayan güçlü bir dayanak olduğunu vurgulayan Göktaş, "Doğum yardımları ve aile odaklı sosyal desteklerimiz, devletimizin her an vatandaşlarının yanında olduğunu gösteren önemli adımlardır. Memurlarımıza tanınan yarım zamanlı çalışma hakkı, aile içi dengeyi koruyan, çalışma hayatıyla aile hayatını uyumlu hale getiren kıymetli bir düzenlemedir. Ailelere ve gençlere sunulan çeşitli indirimler ve avantajlar, aile bütçesine doğrudan katkı sunan desteklerdir." değerlendirmesinde bulundu. Aileyi güçlendirmeye yönelik tüm bu adımların toplumun tüm kesimlerinde derin karşılık bulduğunu belirten Göktaş, "Bu anlamda Aile Yılı sadece bir takvim vurgusu değil, milletçe ortaya koyduğumuz birliğimizin, beraberliğimizin büyük dayanışmanın ilanı oldu. Bu güçlü sahiplenme, ailenin bu topraklarda ne kadar köklü ne kadar canlı bir değer olduğunu bir kez daha bütün açıklığıyla gösterdi." ifadesini kullandı. "Kültür ve sanat ehline de önemli görevler düşüyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde hayata geçirilecek, Aile ve Nüfus 10 Yılı vizyonunun, ülkenin geleceğini güçlü bir iradeyle şekillendireceğine vurgu yapan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin aile ve dinamik nüfus yapısını sağlam temellere kavuşturan, uzun vadeli ve kararlı bir milli atılım olarak ülkemizin istikametini belirleyecektir. Mustafa Kutlu'nun hikayelerini bu salonda bulunan pek çok misafirimiz bilir. Kutlu, hikayelerinde aileyi hem güvenli bir liman hem de bir diriliş mekanı olarak anlatır. İnsanın hayata ve değerlerine tutunduğu o mütevazı evlerin aslında birer irfan harmanı olduğunu bize hatırlatır. Bizim medeniyetimiz yüzyıllardır aileyi merkeze alan köklü bir hikmet birikimi üzerine yükselmektedir. Ailesi güçlü olan milletler, en zorlu dönemlerden güçlenerek çıkar. Çünkü aile milletimizin ortak hafızasını taşıyan, devletimizin sürekliliğini besleyen, dayanışmanın ilk ve en sağlam halkasıdır. Bu yüzden aileyi korumak, bizim için stratejik bir önceliktir." Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Aile, milletimizin bekasını ve değer dünyasını ayakta tutan en güçlü yapı taşıdır" sözünü aktaran Göktaş, şunları kaydetti: "Bize düşen görev, bu kadim anlayışı günümüzün ihtiyaçlarıyla buluşturmak. Aileyi her yönüyle destekleyen politikaları kararlılıkla sürdürmektir. Ailemizi güçlü kılmak ve geleceğe taşımak için kültür ve sanat ehline de önemli görevler düşüyor. Zira varlığımızın teminatı olan aileyi her türlü risk ve tehdide karşı korumak için topyekun bir seferberlik duygusuyla hareket etmemiz şart. Kültür ve sanat, değerlerimizin taşıyıcısı olan ailemizi koruyan, destekleyen, güçlendiren bir yapıda olmalıdır. Bu yüzden tüm sanatçılarımıza eserlerini bu duyguyla üretmeleri çağrısında bulunuyorum. Kültür-sanat dünyasının desteği ve gücüyle aileyi esas alan bu medeniyet hamlesini daha da taçlandırabiliriz." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dijital Dünyada Kadınlara Yönelik Siber Şiddet Artışta! Haber

Dijital Dünyada Kadınlara Yönelik Siber Şiddet Artışta!

Kadınların dijital güvenliğini korumak için daha kapsayıcı yasaların gerekli olduğunu belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kadınlara yönelik teknoloji destekli şiddetin etkilerini paylaşıyor. Dijital dünyanın yaygınlaşması, eğitimden ekonomik fırsatlara kadar birçok alanda fayda sağlıyor. Ancak bu durum, cinsiyete dayalı şiddetin gelişmesine de zemin hazırladı. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik siber şiddet, dijital platformların anonimliğini ve erişimini istismar eden saldırganların, zararlı davranışlarını kapsayan yaygın bir sorun haline geldi. Bununla birlikte, kadınlara yönelik küresel ölçekte taciz, istismar etme ve aşağılama sorunları artış gösterdi. Sadece Avrupa Birliği'nde, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik çevrimiçi şiddetin ekonomik maliyetinin yıllık 49-89 milyar euro olduğu tahmin ediliyor. Küresel bir araştırma ise kadınların ve kız çocuklarının %58’inin bir tür çevrimiçi tacize maruz kaldığını ortaya koyuyor. Zayıf veya tutarsız yasal çerçevelerin kadınlara yönelik siber şiddeti artırdığını, bu nedenle birçok kurbanın hakkını arayamadığını ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kadınlara yönelik teknoloji destekli şiddetin en yaygın türlerini paylaşıyor. En Yaygın Şiddet Biçimleri İnternetin küresel ve anonim yapısı, siber şiddetin ulusal sınırları aşmasına olanak sağlıyor ve failleri sorumlu tutma çabalarını zorlaştırıyor. Bu durumun bilincinde olan siber saldırganlar, farklı yöntemler kullanarak kadınları hedef alıyor. Yapılan araştırmalar, dijital şiddetin en yaygın biçimlerinin yanlış bilgilendirme ve iftira (%67), siber taciz (%66) ve nefret söylemi (%65) olduğunu ortaya koyuyor. Kimliğe bürünme (%63), bilgisayar korsanlığı ve takip (%63), astroturfing (%58) gibi yöntemlerle kadınların dijital itibarı ve güvenliği tehdit ediliyor. Video ve görüntü tabanlı taciz (%57), doxing (%55) ve şiddet içerikli tehditler (%52) gibi saldırılar, mağdurların psikolojik ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, istenmeyen görüntüler veya cinsel içerik paylaşımlar (%43), kadınların çevrimiçi platformlarda güvende hissetmesini engelliyor. Siber şiddetin çeşitlenerek artması, mağdurların korunmasını sağlayacak güçlü yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.