Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Siemens

Kapsül Haber Ajansı - Siemens haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Siemens haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Siemens Türkiye, EV Charge Show’da Yeni Nesil Sicharge Flex’i Sergileyecek Haber

Siemens Türkiye, EV Charge Show’da Yeni Nesil Sicharge Flex’i Sergileyecek

Siemens, fuar boyunca SICHARGE FLEX’in yenilikçi teknik özelliklerini ve e-mobilite alanındaki uzmanlığını katılımcılarla paylaşacak. Megawatt seviyesine ulaşan kapasitesi ve dinamik güç dağıtımıyla dikkat çeken ürün, ağır hizmet araçlarından filo operasyonlarına kadar geniş bir kullanım alanına hitap ediyor. Siemens Türkiye, elektrikli araç şarj altyapısına odaklanan ve alanında dünyanın en büyük etkinlikleri arasında gösterilen EV Charge Show’da, 12–14 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde yeni nesil elektrikli araç dağıtık şarj sistemi SICHARGE FLEX ile yer alacak. Siemens eMobility Türkiye Yöneticisi Rıfkı Çolak, 14 Kasım Cuma günü 10.00–11.30 saatleri arasında düzenlenecek “Ağır Hizmet Araçlarının Elektrifikasyonu” başlıklı oturumda konuşmacı olarak yer alacak. Çolak, ağır hizmet araçlarının elektrikliye geçişi, megawatt seviyesinde şarj altyapısı ve sürdürülebilir lojistik stratejilerine ilişkin değerlendirmelerini paylaşacak. Siemens Türkiye, EV Charge Show boyunca tüm ziyaretçileri standında ağırlayarak SICHARGE FLEX’in yenilikçi teknolojilerini ve e-mobilite alanındaki kapsamlı çözümlerini yakından tanıtacak. Yeni Nesil, Yüksek Güç Yoğunluklu Şarj Sistemi Siemens’in yeni nesil şarj sistemi SICHARGE FLEX, her sahada kullanıma uygun yapısı, sektör lideri güç yoğunluğu ve esnek şarj soketi seçenekleriyle öne çıkıyor. Güç ünitesi ise tamamen dinamik güç dağıtımı ve 1.500 A’e kadar şarj akımıyla 480 kW’dan 1,68 MW DC’ye kadar güç sunarak, şarj noktası başına 80 kW’dan 1,68 MW’a kadar ölçeklenebilir bir performans sağlıyor. Sistem, ister filo ve nakliyat araçları şarjı ister güzergah üzeri şarj alanları için çeşitli kullanım durumlarına uyarlanabilir bir çözüm olarak öne çıkıyor. Akıllı ve Dinamik Güç Dağıtımı SICHARGE FLEX’in temelinde, gerçek zamanlı araç talebine dayalı olarak birden fazla şarj noktasına akıllı şekilde güç tahsis eden öncü ve tamamen dinamik güç dağıtım sistemi bulunuyor. Bu yapı, güç gruplarının ihtiyaç duyulan soketlere yönlendirilmesini sağlayarak gerekli gücün doğru anda çıkışa aktarılmasına imkan tanıyor. Hem CCS hem de MCS şarj standartlarının desteklenmesi, tek bir sistemle 4 adede kadar MCS şarj noktasının kurulmasına olanak sunuyor. Sistem, MCS şarj soketi aracılığıyla 1.500 A'e kadar şarj akımı sağlayarak ağır hizmet kamyonları, elektrikli şehir içi ve karayolu otobüsleri için yüksek güçlü hızlı şarj olanağı sunuyor.

İklim Değişikliğiyle Mücadele Eylemlerine Duyulan Güven Azalıyor Haber

İklim Değişikliğiyle Mücadele Eylemlerine Duyulan Güven Azalıyor

Araştırma, ulusal enerji bağımsızlığının fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasını geride bırakarak büyük önem kazandığını gösteriyor. 2023'te yöneticilerin %44'ü 2030 yılı karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşılmasını beklerken bu oran bugün %37'ye indi. Dünya liderleri COP30 için Brezilya'da bir araya gelmeye hazırlanırken, Siemens'in yaptığı yeni ve önemli bir araştırma, jeopolitiğin altyapı stratejisini yeniden şekillendirdiğini ve ulusal enerji güvenliğinin enerji dönüşümünün birincil itici gücü olarak küresel iklim iş birliğinin önüne geçtiğini ortaya koydu. Siemens Infrastructure Transition Monitor 2025 çalışması, üst düzey liderlerin, esnek bir enerji arzının altyapı geçiş hedefleri arasında hükümetin en önemli önceliği olması gerektiğine inandıklarına dikkat çekti. Enerji arzı 2023'te öncelik sıralamasında üçüncüydü. Diğer taraftan, ulusal enerji bağımsızlığı ve iklim risklerinin proaktif yönetimi, öncelik sıralamasında en büyük yükselişi kaydeden başlıklar oldu. Küresel istikrarsızlığın artması, pazar ve tedarik zinciri oynaklığını yoğunlaştırıyor. Enerjinin jeopolitik bir araç olarak kullanılmasını azaltmak için hükümetler, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasının yanı sıra güvenlik, bağımsızlık ve hazırlıklı olmaya öncelik veriyor. Rapor, 19 ülkeden 1.400 üst düzey yönetici ve hükümet temsilcisinin katıldığı küresel bir ankete dayanarak, çok yönlü temiz enerji vizyonundan, giderek artan bir şekilde ulusal dayanıklılığa ve bölgesel üretime odaklanan bir vizyona geçişin altını çiziyor. Birbiri ardına gelen iklimsel, jeopolitik ve piyasa zorlukları nedeniyle enerji sistemleri üzerindeki baskının artmasıyla birlikte, enerji dayanıklılığının temiz enerjiye geçişte artık bir denge unsuru olarak değil, kritik bir destek unsuru olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Akıllı Altyapı CEO'su Matthias Rebellius, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Altyapıda geçiş; ulusal enerji güvenliği hedeflerinin karbonsuzlaştırma konusundaki küresel iş birliğini geride bıraktığı yeni bir aşamaya girdi. Sistemler artan iklim sorunları ve enerji kesintileriyle karşı karşıya kaldıkça, dayanıklılık isteğe bağlı olmaktan giderek uzaklaşıyor. Bu değişimde yapay zekâ, teknoloji ve dijitalleşme artık kritik bir öneme sahip. Yenilenebilir enerjiye dayalı sistemlerin karmaşık yapısını yönetmek, güvenilirliği sağlamak ve temiz enerjiye geçişi daha akıllı ve daha sürdürülebilir bir şekilde hızlandırmak için kurumların ve hükümetlerin elini güçlendirebilirler" ifadelerini kullandı. Küresel geçişten ulusal dayanıklılığa Katılımcıların beşte üçünden fazlası (%62) gelecekteki enerji sistemlerinin küresel ticaretten ziyade yerel veya bölgesel üretime dayanacağına inanıyor. Yenilenebilir enerji entegrasyonu, depolama konusunda hazırlıklı olma ve gelişmiş şebeke sistemleri gibi unsurlar, başlıca kolaylaştırıcı faktörler arasında bulunuyor. Katılımcıların yarısından fazlası halihazırda dayanıklılık (%53) ve enerji bağımsızlığının (%52) ülkelerinde olgunluğa ulaştığını veya gelişmiş olduğunu belirtiyor. Bu da altyapı önceliklerinde bir değişimin halihazırda devam ettiğine işaret ediyor. İklim hedeflerine duyulan güven azalıyor Dayanıklılık ve enerji güvenliğinin öncelik kazanmasıyla birlikte, küresel iklim hedeflerine ulaşılmasına ilişkin güven azalmaya başlıyor. Küresel yöneticilerin yarısından fazlası (%57) önümüzdeki iki yıl içinde fosil yakıtlara yapılan yatırımların artmasını beklerken, işletmelerin sadece %37'si 2030 yılı için koyulan karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşacaklarına inanıyor. Bu oran 2023 yılında %44'tü. COP30 öncesi bir çağrı İklim hedeflerine duyulan güvenin azaldığı ve 2026 stratejilerinin geliştirilmekte olduğu bu dönemde rapor, dayanıklılığın enerji planlamasına dahil edilmemesinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan risk oluşturduğunu vurguluyor. Net sıfır stratejilerinin yeniden gözden geçirildiği bugünlerde Siemens, şebeke yatırımı ve dijital inovasyon yoluyla iklim taahhütlerine ve enerji dayanıklılığına yönelik ilerlemenin hızlandırılabileceğinin altını çiziyor. Yapay Zekâ geçişi hızlandıracak Ulusal enerji stratejileri gelişip değişirken dijital teknolojiler altyapı dönüşümünün merkezinde yer almaya devam ediyor. Dijitalleşme, enerji depolama olanaklarının genişletilmesinin hemen ardından farklı sektörlerde temiz enerjiye geçişi hızlandırmada en önemli ikinci faktör olarak öne çıkıyor. En büyük olumlu etkiyi ise yapay zekanın yaratması bekleniyor. Katılımcılar, yapay zekanın kritik altyapıyı daha dayanıklı hale getirmeye yardımcı olduğuna inanıyor (%66) ve faaliyetlerini karbonsuzlaştırmak için kuruluşlarında yapay zekanın kullanıldığını bildiriyor (%59).

 Siemens ve NVIDIA, Yapay Zekâ Çağında Üretim İçin Yeni Ürün Gamını Vitrine Çıkardı Haber

 Siemens ve NVIDIA, Yapay Zekâ Çağında Üretim İçin Yeni Ürün Gamını Vitrine Çıkardı

Siemens ve NVIDIA, Washington D.C.'de düzenlenen NVIDIA GTC'de (GPU Teknoloji Konferansı) Siemens Xcelerator portföyü için geliştirilmekte olan yeni teknoloji ürün yelpazesini tanıttı. Bu demo, mühendislerin yakında geleceğin fabrikaları için en gelişmiş ve doğru dijital ikizleri nasıl hızlı bir şekilde tasarlayabileceklerini, optimize edebileceklerini ve yönetebileceklerini ortaya koydu. Siemens Xcelerator ve NVIDIA Omniverse arasındaki entegrasyondan beslenen bu teknoloji, 3B görselleştirme, simülasyon ve fabrika verilerini tek bir birleşik, sürükleyici ortamda bir araya getirecek yeni ve son derece gerçekçi bir dijital ikizi destekleyecek. Bu dönüm noktası, Siemens'in endüstri için yeni inovasyon, iş birliği ve sürdürülebilir değer yaratma seviyelerine ulaşmak üzere gerçek ve dijital dünyaları sorunsuz bir şekilde birleştirme vizyonu olan endüstriyel metaverse'ü gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adım oluşturuyor. Günümüzde imalat sanayi, önemli yatırımlar ve ileri teknolojilerin hızla benimsenmesiyle küresel bir dönüşüm geçiriyor. Bu değişimi desteklemek amacıyla Siemens ve NVIDIA, endüstriyel yapay zekâ devrimini hızlandırmak için ortaklıklarını pekiştirerek dünya çapında daha akıllı, enerji verimliliği daha yüksek fabrikaların geliştirilmesine olanak sağlıyor. Halen üzerinde çalışılmakta olan bu gelişmiş dijital ikiz yazılımı, yapay zekâ çağı için özel olarak tasarlanmış yeni bir Siemens teknoloji yığınının parçası olacak. Yazılım, üreticilerin sadece dünyanın en gelişmiş fabrikalarını inşa etmesine değil, aynı zamanda bu fabrikaları sürekli olarak optimize etmesine de olanak sağlayacak. Bu teknoloji; planlama ve mühendislik çalışmalarıyla operasyonları hızlandırmak için kullanılacak. Böylece tasarım ve operasyonun her aşamasında büyük ölçekli simülasyonları, yapay zekâ odaklı iş akışlarını ve güvenilir, veriye dayalı karar alma süreçlerini mümkün kılacak. Siemens, GTC'deki demosunda bu yeni teknoloji yığınının müşterileri gelişmiş fabrikalarının tasarım aşamasından işletme aşamasına kadar nasıl destekleyebileceğini gösterdi. Bu yeni teknolojinin en önemli işlevlerinden biri, müşterilerin bina altyapılarını ve üretim hatlarını tek bir mühendislik ortamında bir araya getirebilmesidir. Bu işlev, en verimli tasarımı bulmak amacıyla yüzlerce potansiyel fabrika yerleşimini simüle etmek için yapay zekadan faydalanılmasını da içeriyor. Mühendisler bu yeni teknoloji yığınını kullanarak bu tasarım ve simülasyonu günler veya haftalar değil, saatler içinde yapabilecekler. Bu işlemin ardından müşteriler, fabrikalarının fotogerçekçi ve fizik tabanlı modellerini oluşturabilecek. Bu ortak çalışma, müşterilerin daha akıllı, daha verimli fabrikalar, ürünler ve yapay zekâ veri merkezleri tasarlamalarına yardımcı olmak için Siemens'in üretim ve endüstriyel teknoloji alanındaki derin uzmanlığını NVIDIA'nın grafik işleme alanındaki lider teknolojisiyle bir araya getiriyor. Siemens Yönetim Kurulu Üyesi, Teknoloji ve Strateji Başkanı Peter Koerte, "Endüstriyel inovasyon daha önce görülmemiş bir hızda ilerliyor. Siemens ve NVIDIA güçlerini birleştirerek bu sürece öncülük ediyor. Endüstriyel yapay zekâ, dijital ikizler, otomasyon ve bina teknolojileri alanlarındaki güçlü yönlerimizi birleştirerek, endüstriyel metaverse'i ve bununla birlikte yeni nesil fabrikaları ve yapay zekâ veri merkezlerini hayata geçiriyoruz. Artan küresel talebi karşılamak ve endüstrinin geleceğini şekillendirmek için gereken verimliliği, gücü, ölçeklenebilirliği ve zekâyı da ortaya koyuyoruz." NVIDIA Omniverse ve Simülasyon Teknolojisi Başkan Yardımcısı Rev Lebaredian ise "Dijital ikizler, tek bir donanım parçası bile kurulmadan önce tüm üretim hatlarının simülasyonunu ve optimizasyonunu, robotik sistemlerin ise sanal olarak eğitilmesini mümkün kılarak kendilerine endüstriyel yapay zekâ çağında çok önemli bir yer edindiler. Siemens ile iş birliğimiz, NVIDIA Omniverse'ü üretimin merkezine yerleştirerek konseptten işletmeye kadar tüm fabrika yaşam döngüsünü hızlandırmak için kritik platform kabiliyetleri sağlıyor" diye konuştu. Günümüzde üreticiler; karmaşık süreçlerin üstesinden gelme, üretimi hızlandırma ve enerji verimliliğini artırma konularında benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıyakalıyor. Bu yeni teknoloji, bir fabrikanın dijital ikizini oluşturmak ve bu ikizle etkileşim kurmak için kolaylaştırılmış, sezgisel bir ortam sağlayarak söz konusu zorlukları giderecek. Örneğin, bir yarı iletken üreticisinin mevcut bir tesiste son derece karmaşık bir üretim sürecini yönetirken üretimi artırmak için yeni bir fabrika hattı kurması gerekebilir. Bu yeni araç sayesinde mühendisler, mevcut fabrika binası içindeki farklı yerleşim düzenlerini hızlı bir şekilde simüle ederek en verimli konfigürasyonu belirleyebiliyor ve üretimin artırılmasına kadar geçen süreyi kısaltabiliyor. Siemens, üretimden akıllı operasyonlara ve bina ortamına kadar çipten şebekeye tüm altyapı değer zincirindeki her bir halkayı birbirine bağlayacak uzmanlığa sahip bulunuyor. Bu uçtan uca yetenek, Siemens ve NVIDIA'nın portföylerini bir araya getirerek endüstriyel müşteriler için verimlilik, ölçeklenebilirlik ve inovasyon sağlayan gerçek anlamda entegre çözümler sunmalarını sağlıyor. Siemens teknolojisi ister sıfırdan bir tesis inşa etmek ister mevcut bir tesisi yenilemek için, güç, soğutma, bilgi işlem ve bina sistemlerinin birleşik bir bütün olarak çalışmasını sağlar. Operatörler simülasyondan ve yapay zekâ destekli otomasyondan faydalanarak tesisleri yıllar değil, aylar içinde optimize edip ölçeklendirebiliyor. Böylece performansı artırabilir, enerji verimliliğini yükseltebilir ve kapasitelerini geleceğe hazır hale getirebiliyor. Bu yaklaşım, hızlandırılmış bilgi işlem ve akıllı depolamadan enerji tasarruflu soğutma seçeneklerine kadar yapay zekâ altyapısı için yeni bir mükemmellik standardı belirleyecek, çoklu üretim yapabilen, gigawatt ölçekli yapay zekâ fabrikası kurulumları konusunda yakın zamanda duyurulan NVIDIA Omniverse DSX Blueprint ile uyumludur. Siemens ve NVIDIA ayrıca hem GPU üretimini hem de yapay zekâ veri merkezi altyapısının optimizasyonunu geliştirmek üzere iş birliği yaparak endüstriyel zekanın geleceği için ölçeklenebilir, verimli çözümler sunuyor. Siemens, GPU ve yapay zekâ veri merkezi iş ortaklarını elektronik tasarım otomasyonu ve fabrika otomasyon kontrolörlerinden beyaz alan soğutma optimizasyonu ve dayanıklı bina sistemlerine uzanan geniş bir yelpazede destekleyerek; - Yeni yapay zekâ fabrikalarını hızla çevrimiçi hale getirmelerini, - Herhangi bir GPU yükseltmesi için işlemleri yeniden yapılandırmalarını, - Gelişmiş simülasyon ile gücü ve soğutmayı optimize etmelerini, - Çalışma süresine yönelik tehditleri öngörerek çözmelerini, enerji verimliliğini artırmalarını ve tedarik zinciri esnekliğini güçlendirmelerini sağlıyor. Siemens ve NVIDIA, üreticileri ve veri merkezi operatörlerini gelişmiş, enerji tasarruflu altyapı ile destekleyerek yapay zekâ yeteneklerinin gelişimini hızlandırıyor. Bu iş birliği daha akıllı, daha güçlü bir dijital temel oluşturuyor, inovasyonu mümkün kılıyor, ekonomik fırsatları teşvik ediyor ve yapay zekanın faydalarının dünya genelinde yaşamları ve toplumları iyileştirmek için kullanılabilmesini sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 Siemens, Airbus’ın ABD ve Birleşik Krallık'taki Sanayi Tesislerini Karbonsuzlaştıracak Haber

 Siemens, Airbus’ın ABD ve Birleşik Krallık'taki Sanayi Tesislerini Karbonsuzlaştıracak

Siemens ve Airbus, uzun süredir devam eden ortaklıklarını pekiştiren yeni bir stratejik sözleşmeye imza atarak Airbus'ın ABD ve Birleşik Krallık'taki başlıca endüstriyel tesislerinin karbonsuzlaştırılması için çalışma yönündeki taahhütlerini ortaya koydular. Bu girişim, Airbus'ın yürüttüğü diğer çalışmalara ek olarak CO2 emisyonlarında ve enerji tüketiminde hedeflenen azaltımlar yoluyla şirketin faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel ayak izini en aza indirme programında önemli bir kilometre taşı teşkil ediyor. Siemens bu anlaşma kapsamında Airbus'ın 2030'dan itibaren yıllık 80 kt CO2e (80 kiloton karbondioksit eşdeğeri) azaltma hedefine ulaşmasını desteklemek için seçilen tesislere uyarlanmış, ölçeklenebilir ve kendini kanıtlamış karbonsuzlaştırma çözümlerini devreye alacak. Siemens'in Binalar birimi tarafından yönetilecek ve Capgemini tarafından desteklenecek olan çalışma, şirketlerin sürdürülebilirlik ve dijitalleşme alanlarındaki kapsamlı uzmanlıklarını bir araya getirerek projenin başarısını ve zamanında tamamlanmasını sağlayacak. Ölçülebilir etki için ölçeklenebilir çözümler Siemens, tesisleri değerlendirdikten sonra proje kapsamına alınan tesisler için genel bir karbonsuzlaştırma master planı oluşturup uygulayacak, böylece enerji talebini ve karbon emisyonlarını azaltmak için ölçeklenebilir çözümler üretecek. Uygulanacak önlemlerin seçimini hızlandırmak için Enerji Sistemi İkizleri simülasyonu yapacak ve tesisler için en uygun karbonsuzlaştırma yol haritalarının belirlenmesine yardımcı olacak. Bu amaçla, başvurulacak temel yöntemler arasında ısı pompaları yoluyla ısı üretiminin karbonsuzlaştırılması, enerji verimliliği yükseltmeleri, akıllı ölçüm sistemleri, yenilenebilir enerjinin yerinde akıllı entegrasyonu ve tesisler genelinde kullanımı izlemek, kontrol etmek ve optimize etmek için akıllı enerji yönetim sistemleri yer alıyor. Bu önlemler, Airbus'ın 2030 yılına kadar enerji tüketimini 2015 seviyelerine kıyasla %20, Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonlarını ise %85 oranında azaltma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak üzere tasarlandı. Program çerçevesinde ilk aşama danışmanlık faaliyetlerini tamamlamak, yönetişim tanımını yapmak ve proje yönetimi ve planlaması çalışmalarına destek vermek üzere Siemens tarafından Capgemini görevlendirildi. Capgemini program kapsamında enerji izleme ve ölçüm sistemlerinin dijitalleştirilmesi ve otomasyonu konusundaki uzmanlığını da paylaşacak. Siemens Akıllı Altyapı'da Binalar CEO'su Susanne Seitz konuyla ilgili olark şunları söyledi; "Airbus ile iş birliğimiz yıllara dayanan karşılıklı güven ve ortak amaçlar üzerine inşa edildi. Siemens'in Airbus'ın karbon ayak izini azaltmak için akıllı ve ölçeklenebilir teknolojiler ve hizmetler sunma kabiliyetinin iş birliğimizde özel bir yeri var. Siemens olarak enerji dönüşümünü sadece sürdürülebilir değil, aynı zamanda ulaşılabilir ve ölçeklenebilir hale getirmeye kararlıyız. Böylece Airbus ve diğer endüstriyel liderler operasyonel esnekliği ve uzun vadeli rekabet gücünü artırırken iklim sorunlarıyla da mücadele edebilirler." Airbus Ticari Uçaklar Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Florent Massou dit Labaquere ise; "Operasyonlarımızı daha enerji verimli ve geleceğe hazır hale getirme yolunda bu önemli adımı atmaktan gurur duyuyoruz. Güvenilir ortaklarla iş birliği yapmak, daha dayanıklı bir endüstriyel ayak izi oluşturmanın anahtarıdır. Birleşik Krallık ve ABD'de Airbus'ta görev yapan arkadaşlarımızın tesise özgü uzmanlığı, Siemens'in teknik bilgi birikimiyle birleşerek, enerji kullanımı ve emisyon azaltma hedeflerimize ulaşma yolunda ilerlememizi sağlayacak" diye konuştu. 2030'a Giden Yol Haritası Programın ilk aşaması 2025 yazında her bir tesis için karbonsuzlaştırma yol haritalarının geliştirilmesiyle başladı. Mühendislik çalışmaları uygulama aşamasında rehber olacak ve altyapı 2026 yılında kullanıma sunulacak. Siemens aynı zamanda yeni altyapıyı işletip bakımını yaparak uzun vadeli verimlilik ve esneklik sağlama kapasitesine de sahip. Siemens ve Airbus yarım yüzyılı aşkın bir süredir iş birliği yapıyor. Bu iş birliğinin en öne çıkan girişimleri arasında fabrika otomasyonu, endüstriyel yazılım, emniyet ve güvenlik, bina otomasyon teknolojisi ve daha pek çok başlık yer alıyor. Bu yeni anlaşma, Airbus'ın sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek ve faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel ayak izini en aza indirme hedeflerine ulaşmak için yapılan başarılı iş birliğini bir adım ileri taşıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Siemens’ten Megawatt Çağı İçin Yeni  Nesil Elektrikli Araç Şarj Sistemi Haber

Siemens’ten Megawatt Çağı İçin Yeni  Nesil Elektrikli Araç Şarj Sistemi

Siemens, çeşitli kullanım durumlarına uyarlanabilen, esnek, güvenilir ve ekonomik tasarıma sahip yeni nesil elektrikli araç (EV) dağıtık şarj sistemi SICHARGE FLEX ürün ailesini tanıttı. Modülerlik, ölçeklenebilirlik ve çok yönlü uyarlanabilirlik ilkeleri doğrultusunda tasarlanan SICHARGE FLEX, Siemens'in akıllı altyapı alanına ve elektrikli mobiliteye küresel geçişe öncülük etme konusundaki sarsılmaz kararlılığını vurguluyor. Sağlam ve verimli bir EV şarj altyapısına yönelik talep artmaya devam ederken SICHARGE FLEX ister filo ve nakliyat araçları şarjı ister güzergâh üzeri şarj alanları için çeşitli kullanım durumlarına uyarlanabilir bir çözüm olarak öne çıkıyor. Katı, tek amaçlı şarj sistemlerinin aksine SICHARGE FLEX, dinamik ve uyarlanabilir bir yaklaşım sunarak operatörler ve işletmeler için optimum performans ve yatırım koruması sağlıyor. Doğru zamanda doğru sokette doğru güç SICHARGE FLEX, teknik performans ve operasyonel esneklikte yeni ölçütler belirliyor. Sistemin temelinde, gerçek zamanlı araç talebine dayalı olarak birden fazla şarj noktasına akıllı bir şekilde güç tahsis eden öncü ve tamamen dinamik bir güç dağıtım sistemi bulunuyor. Bu, tüm güç gruplarının tüm soketlere yönlendirilmesi ve doğru gücün doğru zamanda doğru çıkışa iletilmesi anlamına geliyor. Bu sistem 480 kW'tan 1,68 megawatt'ı aşan geniş bir güç aralığı sunarak şarj noktalarının 80/120 kW'lık artışlarla güç sağlamasına olanak tanıyor. Böylece, tam olarak ihtiyaç duyulan yere optimum güç iletimi sağlıyor. Hem CCS hem de MCS şarj standartlarının desteklenmesi, tek bir sistemle 4 adede kadar MCS şarj noktasının kurulmasına olanak sunuyor. SICHARGE FLEX, MCS şarj soketi aracılığıyla 1.500 A'e kadar şarj akımı sağlayarak ağır hizmet kamyonları gibi en büyük elektrikli araçların yanı sıra elektrikli şehir içi ve karayolu otobüsleri için de hızlı şarj olanağı sağlıyor. Sektörünün lideri bir güç yoğunluğuna sahip olan sistem oldukça kompakt bir alanda (656 kW/m2'ye kadar) yüksek kapasiteli şarj sağlarken önden girişli (front-in) ve önden çıkışlı (front-out) soğutma sistemi ile duvara montaj olanağı tanıyarak kısıtlı alanlar için kritik bir avantaj sunuyor. Ayrıca, sistem, merkezi güç kabininden 300 metreye kadar uzağa yerleştirilen şarj soketlerini destekleme esnekliğine sahip bulunuyor. Bu soketler ayrıca minimum ayak iziyle (CCS için 0,1 m2 ve MCS için 0,2 m2) her alana esneklikle uyacak şekilde farklı seçeneklerde zemine, duvara veya tavana monte edilebiliyor. Siemens Akıllı Altyapı e-Mobilite CEO'su Markus Mildner konuyla ilgili olarak, "SICHARGE FLEX'in lansmanı, kapsamlı ve sürdürülebilir bir e-Mobilite ekosistemi oluşturma yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşı. Bu çözüm, elektrikli araç şarjının yalnızca hızlı ve güvenilir değil, aynı zamanda sorunsuz ve son derece verimli bir şekilde entegre edilebildiği gelecek vizyonumuzun vücut bulmuş hali. SICHARGE FLEX, müşterilerimizin operasyonlarını güvenle ölçeklendirmelerini, enerji kullanımını optimize etmelerini ve daha temiz, daha elektrikli bir dünyaya katkıda bulunmalarını sağlıyor" diye konuştu. Geleceğe hazır teknoloji ve kullanıcı kolaylığı sağlayan inovasyon Kullanım kolaylığı ve uzun süreli güvenilirlik için tasarlanan SICHARGE FLEX ailesi, kurulum ve bakımı kolaylaştıran kullanıcı odaklı bir tasarıma sahip. SICHARGE FLEX, mevcut Siemens eMobilite ekosistemleri ile de sorunsuz bir şekilde entegre olarak çalışıyor. Bulut tabanlı izleme ve yönetim çözümü Sifinity Control, operatörlere şarj altyapılarının tam görünürlüğünü ve uzaktan kontrolünü sunarak maksimum çalışma süresi ve operasyonel verimlilik sağlıyor. Kurulumdan ekran özelleştirmesine kadar belirli operasyonel ihtiyaçlara göre eksiksiz yapılandırma imkânı sunuyor. Depo operatörleri için DepotFinity'nin akıllı enerji yönetimi ile entegrasyon, sınırlı şebeke kapasitesi altında dahi filo şarjını optimize ederek maliyetli altyapı yükseltme işlemlerine olan ihtiyacı azaltıyor. SICHARGE FLEX'in dinamik güç dağıtımı ile birleşince bu akıllı enerji kontrol özelliği, operasyon güvenilirliğini sağlıyor ve toplam sahip olma maliyetini düşürüyor. Pazarda erken benimsenme ve müşteri güveni SICHARGE FLEX, henüz pazara sunulmadan önce sektörün en önemli oyuncularından büyük ilgi görerek pazarın Siemens teknolojisine duyduğu güvenin altını çizdi. Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovakya ve Macaristan'da bir ağ işleten, Viyana merkezli, lider Şarj Noktası Operatörü (CPO) ve Mobilite Hizmet Sağlayıcısı (MSP) OMV şimdiden SICHARGE FLEX sistemini sipariş etti. Almanya ve İtalya'yı birbirine bağlayan A12 koridoru üzerinde stratejik açıdan önemli bir konumda bulunan Avusturya'nın Kufstein kentindeki tesis, binek araçların yanı sıra e-Kamyon ve e-Otobüslere de hizmet verecek şekilde tasarlanacak. Kufstein'da halihazırda mevcut bir benzin istasyonu bulunması, sahanın uzun mesafeli ve bölgesel trafik için mükemmel bir konuma ve erişilebilirliğe sahip olduğunun göstergesi. İlk aşamada altı şarj noktası kurulacak ve yerel Dağıtım Sistemi Operatörü (DSO) tarafından şebekenin güçlendirilmesini takiben bu sayı on şarj noktasına çıkarılacak. OMV Perakende Mobilite ve Konfor Hizmetleri Kıdemli Başkan Yardımcısı Eric Schulze, konuyla ilgili: "OMV olarak misyonumuz, müşterilerimize bugün ve yarın modern mobilitenin taleplerini karşılayan güvenilir ve yüksek performanslı bir şarj altyapısı sağlamaktır. Kufstein'deki yeni tesis; e-Kamyonlar, e-Otobüsler ve binek araçlar için hızlı şarj, sorunsuz kullanıcı deneyimi ve geleceğe hazır ölçeklenebilirlik sunarak gerçek bir değer arz etmek için stratejik konum planlamasını en son teknolojiyle birleştirmemize dair en iyi örnek. Hem bir Şarj Noktası Operatörü hem de Mobilite Hizmet Sağlayıcısı olarak bu sistemi faaliyete geçiren ilk şirket olmaktan ve Orta Avrupa'da sürdürülebilir ulaşım çözümlerine öncülük etmeye devam etmekten gurur duyuyoruz" diye konuştu. Sürdürülebilirlik ve güven ilkelerine bağlılık SICHARGE FLEX, teknik özelliklerinin ötesinde, yüksek verimli enerji kullanımı ve optimize edilmiş güç kullanımı sağlayarak Siemens'in sürdürülebilirliğe olan köklü bağlılığını yansıtıyor. Sistem tasarımı, enerji şebekelerinin istikrarını ve sürdürülebilirliğini daha da artıran şebeke dengeleme özellikleri sunuyor. Ayrıca SICHARGE FLEX, Siemens'in güçlü "Tasarımda Güvenlik" ilkeleriyle geliştirildi. Bu doğrultuda, verileri korumak ve sistem bütünlüğünü sağlamak için güvenli önyükleme ile beklemede ve aktarımda şifreleme gibi temel siber güvenlik önlemlerini de içeriyor. SICHARGE FLEX pazara sunuldu SICHARGE FLEX'in lansmanı, Brüksel'deki Busworld 2025'te resmi olarak yapıldı. Bu etkinlikte katılımcılar, SICHARGE FLEX'in yenilikçi özelliklerini bizzat deneyimleme imkânı buldu. Ürün, 2026 yılında satın alım için siparişlere açılacak. Siemens eMobilite, kuralları değiştiren bu şarj çözümünü nakliye ve lojistik şirketleri, CPO'lar ve OEM'ler de dahil olmak üzere çeşitli uygulamalara yerleştirme konusunda müşterileri desteklemeye hazırlanıyor. E-mobilite, küresel iklim hedeflerine ulaşılması açısından büyük önem taşıyor. Siemens eMobilite, daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunarak e-mobiliteyi günlük hayata entegre etme taahhüdüne sıkı sıkıya bağlı kalarak hareket ediyor. Siemens eMobilite portföyü hem nesnelerin interneti ile bağlantılı donanım ve yazılımlar hem de donanımın ötesinde kapsamlı bir hizmet teklifini içeren akıllı ve verimli DC şarj altyapısının tüm boyutlarını ele alıyor. Portföy özellikle depo ve yol üzeri uygulamaları için her geçen gün büyüyen yüksek güçlü hızlı şarj segmentine odaklanıyor. Siemens eMobilite müşterileri arasında Şarj Noktası Operatörleri, OEM'ler, enerji şirketleri ve filo operatörleri yer alıyor.

Siemens Türkiye  Gaziantep OSB’nin 6. Bölgesine Enerji Altyapısı Kuracak Haber

Siemens Türkiye Gaziantep OSB’nin 6. Bölgesine Enerji Altyapısı Kuracak

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yapımı süren 6. Genişleme Bölgesi’nin enerji altyapısı Siemens Türkiye tarafından kuruluyor. Projeyle elektrik altyapıyla beraber sanayicilerin uluslararası rekabet gücünü artıracak, global standartlarda bir üretim ortamı hedefleniyor. Siemens imzalı hibrit OG şebeke Siemens Türkiye tarafından yürütülen projede 500 yeni sanayi parseline enerji hizmeti verilecek. Proje kapsamında hava izoleli, gaz izoleli ve çift baralı OG anahtarlama çözümleri, dijital koruma sistemleri, enerji otomasyon ve SCADA altyapısı, IoT tabanlı sağlık durumu izleme sensörleri ve tam kapsamlı siber güvenlik paketleri kullanılacak. Bu altyapı, enerji kalitesinin anlık izlenmesine ve şebekenin sürekli olarak en yüksek verimle çalışmasına olanak tanıyacak. Projenin ilk teslimatlarının 6 ay içerisinde başlaması, 18 ay sonunda ise tüm bölgenin enerji altyapısının devreye alınması planlanıyor. Maliyetlerde büyük tasarruf, verimlilikte yeni standart Siemens mühendislik ekibi, proje daha planlama aşamasında kapsamlı simülasyonlar ve yük akışı analizleri gerçekleştirerek önemli bir maliyet avantajı sağladı. Bu çalışmalar sonucunda, inşaat maliyetlerinde %50, pano maliyetlerinde %30, kablolama maliyetlerinde %45’e varan düşüş öngörülüyor. Böylece hem yatırımcı hem de bölge sanayicileri için daha uygun maliyetli, daha sürdürülebilir bir çözüm ortaya çıkıyor. Siemens mühendislik ekiplerince sistemin dijital ikizi oluşturularak yapılan simülasyonlar sonucunda pano, inşaat ve kablo maliyetlerinde ciddi tasarruflar sağlanarak yatırımcı ve bölge sanayicileri için yüksek teknolojili ürün ve hizmetlerin daha uygun maliyetler ile tesis edilmesi sağlandı. Bu proje aynı zamanda hem Gaziantep OSB’nin hem de Siemens’in sürdürülebilirlik ilkelerini de vurgulaması yönünden önem taşıyor. Siemens Türkiye Elektrifikasyon Otomasyon İş Birimi Ülke Yöneticisi Cengiz Bozbey, projeye dair şöyle konuştu: “Dijitalleşme, daha rekabetçi ve sürdürülebilir olabilmek için bize büyük fırsatlar sunuyor. Biz de teknolojilerimizle müşterilerimizin dijital ve sürdürülebilirlik dönüşümlerini hızlandırmalarına destek oluyoruz. Türkiye’nin ilk SCADA sistemlerinden birini 2005’te Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduk. Ardından ilk sayaç otomasyon sistemini yine Gaziantep OSB’nin vizyonuyla hayata geçirdik. 2008 yılında ise hala dünyanın en büyüğü kabul edilen IEC 61850 haberleşme protokolü yine burada hayata geçti. Gaziantep OSB’de hayata geçirdiğimiz bu teknolojiler sayesinde Gaziantep OSB, 20 yıl önce 45 kişi ile devraldığı elektrik dağıtımını bugün tüketimi 3 kattan daha fazla artmış olmasına rağmen 45 kişi ile sürdürüyor. Geçtiğimiz 20 yılda birlikte kazandık, birlikte büyüdük. Bundan sonra da birlikte daha güçlü olacağız. Gaziantep OSB’ye ve ülkemizin üretim altyapısında önemli rol oynayan sanayicilerimize rekabet gücü ve verimlilik katmak için çalışıyoruz. Güvenilir bir teknoloji ve çözüm ortağı olarak Gaziantep OSB ile yeni teknolojilerde de öncü olmaya devam edeceğiz”. “Siemens Türkiye ile iş birliğimizi 6. Bölgenin elektrik altyapısı ile güçlendiriyoruz” Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Cengiz Şimşek ise projeye ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Bugün, 300 binden fazla emekçinin alın teriyle büyüyen; 11 milyon metrekarelik alanı ve 6. OSB’nin de üretime geçmesiyle 2000’den fazla sanayi tesisini bünyesinde barındıracak bu dev üretim üssünü kesintisiz enerjiyle buluşturacak bir anlaşmaya imza atıyoruz. Son 20 yıldır Siemens Türkiye ile birlikte attığımız adımlar sayesinde Gaziantep OSB’mizin elektrik altyapısında çok önemli dönüşümler gerçekleştirdik. OSB’mizde yeraltı elektrik dağıtım şebekesi işlerinde yaklaşık 2000 adet Orta Gerilim hücresini ve 110 adet dağıtım binasını beraber hizmete sunduk. Toplam 28 km galeri içerisinde yaklaşık 1863 km ana şebeke Orta Gelirim kablosunu enerjilendirdik. Bugün geldiğimiz noktada, abone sayımız 700’lerden 1300’lere çıkarken, yıllık 286 olan toplam arıza sayısını 24’e indirmiş olmamız, kurduğumuz sistemin başarısının en açık göstergesidir. Bu süreçte kayıp-kaçak oranını sıfıra indirerek hem OSB bütçesine hem de milli servetimize değer kattık. İş birliğimizi, 6. Bölgemizin elektrik altyapısı konusunda da devam ettirerek daha da güçlendiriyoruz”. Siemens Türkiye’den bütünsel mühendislik yaklaşımı Siemens Türkiye, Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi olan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirdiği bu projede elektrik altyapısıyla beraber inşaat, mekanik ve altyapı bileşenlerini de kapsayan bütünsel bir bakış açısıyla hareket ediyor. Böylece sanayi tesislerinin bugünkü ihtiyaçlarının ötesine geçilerek, gelecekteki büyümeye de hazır bir yapı inşa ediliyor. Sürdürülebilirlik ve geleceğe yatırım Proje aynı zamanda Siemens’in küresel sürdürülebilirlik vizyonu DEGREE ile de uyum gösteriyor. Enerji verimliliği, kaynakların etkin kullanımı ve düşük işletme maliyetleri, yatırımı yalnızca bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarına da yanıt verir hale getiriyor. Böylece Gaziantep OSB, sanayiciler için rekabet avantajı sunarken ülke ekonomisine de önemli bir katkı sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Merck ve Siemens, Stratejik Ortaklıklarını Güçlendiriyor Haber

Merck ve Siemens, Stratejik Ortaklıklarını Güçlendiriyor

Ortak projeler arasında karmaşık bilimsel süreçleri kolaylaştıran yapay zekâ odaklı araçlar ve dijital arayüzlerin geliştirilmesi yer alıyor. Merck ve Siemens, dijital ve fiziksel ürünleri biraraya getirerek yaşam bilimleri endüstrisindeki dijital dönüşümü hızlandırmak üzere stratejik ortaklıklarını genişleten yeni bir mutabakat anlaşması imzaladı. Mutabakat çerçevesinde, ilaç keşfi, geliştirme ve üretimi arasında bağlantı kurulmasına yönelik otomasyon, veri ve yapay zekadan yararlanan entegre yazılım çözümleri, sistemler ve sarf malzemelerinin sunulmasına odaklanılıyor. Bu mutabakat, Temmuz 2025'te tamamlanan Dotmatics'in satın alınmasının bir parçası olarak Siemens tarafından edinilen teknolojinin ilk ortak kullanımı olması nedeniyle önem taşıyor. Merck İcra Kurulu Üyesi ve Yaşam Bilimleri CEO'su Jean-Charles Wirth konuyla ilgili şunları söyledi: "Siemens ile yaptığımız bu iş birliği sayesinde, bilim insanlarının laboratuvardaki bir fikirden hastalara yönelik bir tedaviye daha hızlı geçmeleri için yeni olanaklar sunuyoruz. Güçlü yönlerimizi bir araya getirerek bilimin ilerleme şeklini değiştirmeyi ve bilimsel ilerlemeyi hızlandırmanın yeni yollarını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz." Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Siemens Dijital Endüstriler CEO'su Cedrik Neike ise şu yorumda bulundu: "Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarına hayat kurtaran ilaçların geliştirilmesini hızlandıracak araçlar sağlamak için Merck ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Birkaç yılda bir yeni bir ilaç geliştirmenin maliyeti iki katına çıkıyor. Veri, yapay zekâ ve dijitalleşme bu paradigmayı ortadan kaldırmanın anahtarı konumunda bulunuyor. Dijital bir omurga vasıtasıyla ilaç geliştirme sürecinin her adımını birbiriyle bağlantılı hale getiriyoruz Böylece veri akışları sorunsuz hale gelecek, içgörüler daha hızlı ortaya çıkacak ve ilaçlar hastalara daha hızlı ulaşacak." İş birliği kapsamında, Merck'in bir hizmet olarak yazılım (SaaS) ürünlerinin Siemens'in dijital ekosistemiyle entegre edilmesi suretiyle ilaç keşfi ve biyo-üretimdeki iş akışı boşluklarını dolduran dijital öncelikli çözümlere odaklanılacak. İlk pilot projeler arasında Merck'in yapay zekâ araçlarının ve dijital uygulamalarının Dotmatics'in bir parçası olarak satın alınan Siemens'in Bilimsel Zekâ Platformu Luma'da kullanılabilir hale getirilmesi yer alıyor. Bu sayede bilim insanlarına daha hızlı ve veriye dayalı kararlar almak üzere ihtiyaç duydukları dijital araçlara ve içgörülere anında erişim ile ürün siparişini birbirine bağlayan tek bir ortam sağlanacak. Bu projeler aracılığıyla, Siemens ve Merck zaman içinde ek ortak projeler yürütecek ve daha derin entegrasyon olanaklarını keşfedecek. Bu girişimler arasında daha akıllı veri yönetimi araçlarının ve gelişmiş süreçlerin bilim insanları tarafından daha kolay kullanılmasını sağlayan sezgisel arayüzlerin birlikte geliştirilmesi de yer alıyor. Ayrıca, ortaklık bağlamında müşterilerin tamamlayıcı teknolojilere ve hizmetlere kolay erişimini sağlayacak dijital pazar yerleri de değerlendiriliyor. Merck ve Siemens dijital inovasyonu yaşam bilimlerinin geleceğinin merkezinde görüyor. Bu ortaklık, dijital dönüşüm açısından yeni bir standart belirlenerek bilim insanlarına ve üreticilere çığır açan buluşları daha hızlı sunmaları için araçlar sağlamak üzere tasarlanmıştır. İki şirket arasında akıllı üretim alanında daha önce imzalanan mutabakat anlaşmasına dayanarak hazırlanan bu mutabakat, sektör genelinde inovasyonu ilerletme konusundaki ortak kararlılığı yansıtıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

FIA, Siemens’i “Resmi Dijital Sponsoru” Olarak Seçti Haber

FIA, Siemens’i “Resmi Dijital Sponsoru” Olarak Seçti

Fédération Internationale de l'Automobile (FIA), Siemens Digital Industries Software’i “Resmi Dijital İkiz Sponsoru” olarak seçti. FIA’nın yeni kurulan Küresel Ortaklık Programı kapsamında Siemens, motor sporları ve mobilite alanındaki yenilikçi çözümlerle geleceğe yön verecek. FIA, Siemens’in Xcelerator yazılım portföyünü kullanarak Formula 1’den Formula 4’e kadar tek koltuklu yarış otomobillerinin aerodinamik konseptlerini dijital ortamda tasarlayıp geliştirecek. Siemens’in Designcenter NX yazılımıyla karmaşık araç modelleri sanal ortamda oluşturulup görselleştirilecek ve CFD simülasyonları ile test edilecek. Bu yöntem sayesinde, üretim prototipleri ve fiziksel rüzgar tüneli testlerinin çevresel etkisi ciddi oranda azaltılacak. FIA’nın 2022’den bu yana Siemens yazılımıyla 14.000’den fazla CAD parçası tasarladığı, 10.000’in üzerinde CFD testi yaptığı açıklandı. FIA Ticari İşler Direktörü Craig Edmondson, iş birliğiyle ilgili şunları söyledi: “Dünya çapında teknoloji liderleriyle iş birliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Siemens ile olan ortaklık, performans, güvenlik ve sürdürülebilirlikte ilerleme kaydetmemize katkı sağlayacak.” FIA Aerodinamik Direktörü Jason Somerville ise, “Siemens bize sanal ortamda karmaşık tasarımları test etme imkanı veriyor. Bu teknoloji, yarışların daha adil, rekabetçi ve çevre dostu olmasını sağlıyor,” dedi. Siemens Otomotiv ve Taşımacılık Başkan Yardımcısı Nand Kochhar da, “FIA ile derinleşen iş birliğimiz, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm vizyonumuzu güçlendiriyor. Siemens Xcelerator, otomotiv sektöründe geleceğe yön verecek,” ifadelerini kullandı. FIA ayrıca, ürün yaşam döngüsü yönetiminde Teamcenter X platformunu, genişletilmiş simülasyon için ise Simcenter yazılım paketini kullanacak. Bu ortaklık, FIA’nın 2030’a kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda önemli bir adım olarak görülüyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.