Hava Durumu

#Soruşturma

Kapsül Haber Ajansı - Soruşturma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Soruşturma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Rekabet Kurulu'ndan Google'a Soruşturma Haber

Rekabet Kurulu'ndan Google'a Soruşturma

Rekabet Kurulu, dijital reklamcılık pazarının devi Google hakkında önemli bir soruşturma başlattı. 12 Haziran 2025 tarihli kararıyla (Sayı: 25-22/519-M), Kurul, Google'ın Performance Max (PMAX) kampanyaları aracılığıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 6. maddesini ihlal edip etmediğini araştıracak. Bu soruşturma, Google'ın çevrimiçi arama bazlı reklamcılıktaki gücünü diğer dijital reklamcılık hizmetlerine haksızca aktardığı, PMAX kullanıcılarına yönelik sömürücü uygulamalarda bulunduğu ve farklı kanallardan topladığı verileri birleştirerek piyasadaki rekabeti bozduğu iddiaları üzerine odaklanıyor. PMAX Kampanyaları ve Rekabet Endişeleri 2021 yılında Google tarafından tanıtılan PMAX kampanyaları, reklamverenlere Google'ın geniş reklam envanterinde (Google Alışveriş, Arama, YouTube, Keşfet, Görüntülü Reklam Ağı ve Haritalar) tek bir kampanya üzerinden reklam yayınlama imkanı sunuyor. Google'ın kendi ifadesine göre, bu kampanyalar yapay zeka özellikleri sayesinde reklamın en fazla dönüşüm sağlayacağı envanteri anlık olarak tespit edip yayın sürecini otomatik olarak optimize ediyor. Ancak Rekabet Kurumu'nun ön araştırmasında elde edilen bulgular, bu "otomatik optimizasyonun" rekabeti olumsuz etkileyebileceği yönünde ciddi endişelere yol açtı. Kurum, PMAX kampanyaları aracılığıyla Google'ın çevrimiçi arama bazlı reklamcılık hizmetlerindeki dominant konumundan "kaldıraç etkisiyle" faydalanarak diğer çevrimiçi reklamcılık hizmetlerine güç aktardığına dair belirtiler tespit etti. Soruşturmanın bir diğer önemli boyutu ise PMAX kampanyalarındaki şeffaflık ve kontrol eksikliği iddiaları. Reklamverenlerin, kampanyalarının nasıl çalıştığına ve bütçelerinin hangi envanterlerde harcandığına dair yeterli bilgiye sahip olmaması, "sömürücü uygulamalar" olarak nitelendirilen durumların yaşanabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Ayrıca, Google'ın Chrome tarayıcısı ve Android işletim sistemi gibi çeşitli kanallardan elde ettiği devasa veri havuzunu birleştirip kullanarak piyasadaki rekabeti bozduğu da soruşturma kapsamındaki kritik iddialar arasında yer alıyor. Soruşturma Süreci ve Olası Sonuçlar Rekabet Kurulu, ön araştırmada elde ettiği bilgileri, belgeleri ve yapılan tespitleri 12 Haziran'daki toplantısında detaylıca ele aldı. Bulguları "ciddi ve yeterli" bularak Google hakkında soruşturma açılmasına karar verilmesi, şirketin dijital reklamcılık pazarındaki uygulamalarının titizlikle inceleneceğinin sinyallerini veriyor. Bu soruşturmanın sonucunda, Google'ın 4054 sayılı Kanun'un 6. maddesini ihlal ettiği tespit edilirse, şirket önemli para cezalarıyla karşı karşıya kalabilir ve rekabeti yeniden tesis edecek yapısal veya davranışsal tedbirler alması istenebilir. Bu karar, Türkiye'deki dijital reklamcılık sektöründe adil rekabetin sağlanması ve teknoloji devlerinin pazar gücünü kötüye kullanmasının önüne geçilmesi adına önemli bir emsal teşkil edebilir. Gözler şimdi Rekabet Kurulu'nun yürüteceği soruşturma sürecinde olacak.

Ekrem İmamoğlu İfade Verdi: "Süreç Hukuk Devleti İlkeleriyle Bağdaşmıyor" Haber

Ekrem İmamoğlu İfade Verdi: "Süreç Hukuk Devleti İlkeleriyle Bağdaşmıyor"

Kendisine yöneltilen “Resmi Belgede Sahtecilik” suçlamasını reddeden İmamoğlu, sürecin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek, “Bugün burada ifade vermesi gerekenler, bu hukuksuz raporu hazırlayanlardır” dedi. İmamoğlu, ifadesinde, Türkiye’nin bir hukuk devleti olması gerektiğine olan inancını koruduğunu vurgulayarak, adaletin hukuk kurallarına uygun bir şekilde tecelli etmesi gerektiğini söyledi. “Bugün burada bir savunma yapmam bekleniyorsa, bunu asla doğru bulmuyorum” diyen İmamoğlu, suçlamanın hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz olduğunu belirtti. İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: Tüm dosya kapsamından bilgi sahibi oldum. Öncelikle kendi duygu ve düşüncelerimi tümüyle iletmek isterim; Bugün burada bir savunma yapmam bekleniyorsa, bunu asla doğru bulmuyorum. Neyle suçlandığım dahi belli değil, Buraya, her ne olursa olsun hukuk devletine ve yargı makamlarına olan saygımdan dolayı geldim. Ancak saygım gereği verdiğim bu beyanların bir savunma amacı taşımadığını, şahsıma yöneltilen, artık sayısını bile hatırlayamadığım, hukuksuzlukların kayda geçirilmesi için yapıldığını belirtmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, soruşturma süreçlerinin keyfilikten uzak, adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi esastır. Son bir ay içinde üçüncü kez ifadeye çağrılmam, yürütülen sürecin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını açıkça göstermektedir. Hakkımda yürütülen bu sürecin niteliği ve zamanlaması da bu gerçeğin bir başka kanıtıdır. Gerçeklerin çarpıltıldığı, belgelerin gizlendiği, kanun ve yönetmeliklerin görmezden gelindiği, hatta bugünün kanunların 35 yıl önceye işletilmeye çalışıldığı bir rapor hazırlanmış ve bu rapor esas alınarak hakkımda suçlama yöneltilmiştir. Oysa bugün burada ifade vermesi gerekenler, o raporu hazırlayanlardır. Avukatlarım bu konuda gerekli suç duyurularında bulunmuştur. Bu vesileyle, sizden de bu raporda sorumluğu bulunan kişiler hakkında gerekli yasal sürecin işletilmesini talep ediyorum. Demokratik meşruiyetini dört seçim zaferiyle ve 16 milyonluk bir şehrin iradesiyle pekiştirmiş bir belediye başkanını; hak yememiş, hakkını da yedirmemiş bir vatandaşı, hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz iddialarla suçlamak, hem hukuk devletini hem de halkın demokratik iradesine yönelik ağır bir haksızlıktır. Türkiye'nin bir hukuk devleti olması gerektiğine inanan herkesin bu konularda daha özenli davranması gerekmektedir. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna olan inancımı koruyarak, adaletin hukuk kurallarına uygun bir şekilde tecelli etmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyorum. Suçlamayla alakalı başka söyleyecek hiçbir şeyim yoktur, avukatlarım hukuki açıdan gerekli açıklamaları yapacaktır. “Soruşturma hukuka aykırı” İmamoğlu’nun avukatları Av. Mehmet Pehlivan ve Av. Nusret Yılmaz, müvekkillerine yönelik suçlamanın dayanağı olarak gösterilen Yükseköğretim Denetleme Kurulu Araştırma Raporu’nun hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Raporda, İmamoğlu’nun eğitim hayatıyla ilgili belgelerde sahtecilik yapıldığına dair herhangi bir delil bulunmadığını belirten avukatlar, “Sahtelik iddiası olmamasına rağmen sahtecilik soruşturması açılmıştır” diyerek hukuki sürecin yanlış işlediğini savundu. Avukatlar ayrıca, 1990 yılında yürürlükte olan yatay geçiş yönetmeliğinin tüm şartlarının sağlandığını, ancak 2010 yılında yürürlüğe giren bir mevzuatın geriye dönük olarak uygulanmaya çalışıldığını belirtti. “Esas soruşturulması gerekenler raporu hazırlayanlardır” İmamoğlu ve avukatları, hazırlanan raporun gerçeği yansıtmadığını ve soruşturmanın hukuki dayanağının bulunmadığını ifade ederek, raporu hazırlayan YÖK Denetleme Kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Hem sözlü hem yazılı ifade veren İmamoğlu suçlamalara ilişkin ek bir beyanının olmadığı belirtilerek, soruşturmanın hukuka uygun şekilde yürütülmesi çağrısı yaptı. Bariyerler, toma’lar, gözaltı araçları TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah saat 09.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giderek savcılığa ifade verdi. Yaklaşık 1 saat süren ifade işleminde İmamoğlu’na sadece avukatları Nusret Yılmaz ve Mehmet Pehlivan’ın eşlik etti. Ancak polis geceden itibaren adeta olağanüstü hal ilan etti. Adliye çevresi polis bariyerleriyle kapatıldı, çevik kuvvet ekipleri geniş bir bölgede konuşlandırıldı. TOMA’lar ve gözaltı araçları hazır tutulurken, adliye önündeki yaya geçişlerine de kısıtlama getirildi. İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden herhangi bir resmi açıklama gelmezken, abartılı güvenlik önlemlerinin boyutu dikkat çekti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.