Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sosyal

Kapsül Haber Ajansı - Sosyal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sosyal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Her 3 Kişiden Biri Komşuluk İlişkilerinin Sona Erdiğini Söylüyor! Haber

Her 3 Kişiden Biri Komşuluk İlişkilerinin Sona Erdiğini Söylüyor!

Komşuluk, sosyal bir yakınlık Komşuluğun, sosyolojik açıdan insanların yaşadıkları çevrede birbirleriyle kurdukları sosyal ilişkileri ifade ettiğini dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu ilişkiler, duygusal destek, yardımlaşma, güven ve karşılıklı sorumluluk gibi unsurlarla şekillenir. Komşuluk, yalnızca coğrafi bir yakınlık değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve psikolojik bağların oluşturduğu bir kavramdır. İnsanlar, genellikle benzer yaşam biçimleri, değerler ve ihtiyaçlar etrafında bir araya gelirler ve bu, komşuluk ilişkilerinin temellerini oluşturur.” dedi. Geleneksel toplumlarda komşuluk kritik rol oynuyordu Geleneksel toplumlarda komşuluğun, güçlü bir sosyal ağ oluşturduğunu ve toplumsal bağların pekişmesinde önemli bir rol oynadığını kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnsanlar, komşularıyla sürekli etkileşimde bulunur, karşılıklı yardımlaşır ve güvenlik konusunda birbirlerine destek olurlardı. Komşuluk ilişkileri, aynı zamanda psikolojik destek sağlamak ve aidiyet duygusu açısından da büyük bir işlev görürdü. Bu tür ilişkiler, toplumsal uyumun sağlanmasında da kritik bir rol oynardı.” diye anlattı. Şehirlerde komşuluk bağları zayıflıyor Ancak modern kent yaşamı ile birlikte, apartmanlarda ve yüksek binalarda yaşayan insanların sayısının artması, anonimleşme ve sosyal izolasyon gibi olguların komşuluk ilişkilerini yüzeysel hale getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti: “İnsanlar artık komşularını tanımamakta ve karşılıklı etkileşimde bulunmamaktadır. 2024 yılında Areda Survey'in Türkiye genelinde yaptığı geniş çaplı bir araştırma, Türk halkının yüzde 63,3'ünün komşuluk ilişkilerinin eskisi kadar güçlü olmadığını, yüzde 31,2'sinin ise bu ilişkilerin tamamen sona erdiğini düşündüğünü ortaya koymuştur. AVM kültürü esnaf komşuluğunu da dönüştürdü Çarşıda ve esnaf komşuluklarında da benzer bir dönüşüm yaşanmıştır. Eskiden mahalle ve çarşı esnafı, sıkı sosyal bağlar kurarak alışveriş ve karşılıklı yardımlaşma ilişkilerini güçlendirirdi. Ancak günümüzde işyerlerinin anonimleşmesi, alışveriş merkezlerinin (AVM) yaygınlaşması ve müşteri ilişkilerinin daha işlevsel hale gelmesiyle birlikte, esnaf komşulukları da daha yüzeysel ve çıkar odaklı bir hale dönüşmüştür.” Şehirleşme ve bireyselleşme, komşuluk ilişkilerinde dönüşüm yarattı Şehirleşme ve bireyselleşmenin, komşuluk ilişkilerinde belirgin bir dönüşümü beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Şehirleşme, insanları fiziksel olarak birbirinden uzaklaştırmış, yüksek katlı binalarda yaşayanlar arasında komşuluk bağları zayıflamıştır. Ayrıca, bireyselleşme eğilimleri, kişisel alanın ve mahremiyetin artmasına neden olmuş, komşularla etkileşimde bulunma isteği azalmıştır. Bu bağlamda, komşuluk gürültüsü gibi sorunlar, komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkileyerek komşuların birbirlerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Zamanla, bu tutumlar komşuları daha izole bir yaşantıya sürükler ve sosyal bağların giderek zayıflamasına yol açar. Yalnızlık ve güven kaybı, sadece Batı toplumlarına ait bir sorun olmaktan çıkmış, küresel bir problem haline gelmiştir.” diye konuştu. Komşularla artık yalnızca ihtiyaç duyulduğunda iletişim kuruluyor Apartman kültürü ve site yaşamının, fiziksel yakınlık sağlasa da sosyal etkileşimi azalttığını kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnsanlar daha çok kendi özel alanlarına çekildi ve komşularla yalnızca ihtiyaç duyduklarında iletişim kurmaya başladı. Bu durum, geleneksel komşuluk bağlarının zayıflamasına yol açtı. Eskiden mahallelerde yaygın olan sıcak, samimi ilişkiler ve yardımlaşma, apartmanlarda daha yüzeysel hale geldi. Özellikle site yaşamındaki ortak alanlar (park, otopark, sosyal tesisler), insanların bir araya gelmesini sağlamayı hedeflese de bu alanlarda bile ilişkiler yüzeysel kaldı. Ayrıca, dijitalleşme süreci, komşulukları daha bağımsız ve geçici hale getirdi; geleneksel sıcak ilişkilerin yerini ise daha sanal ve mesafeli bağlar aldı.” şeklinde konuştu. Komşular arasında dayanışma duygusu azaldı Geleneksel anlamda "komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözünün, komşuluk ilişkilerinin ne denli yakın ve önemli olduğunu vurguladığını ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnsanlar, zor zamanlarında birbirlerine maddi ya da manevi anlamda yardımcı olurdu ve bu anlayış, sosyal dayanışmanın ve karşılıklı güvenin temelini oluşturuyordu. Ancak günümüzde bu anlayış giderek zayıflamış durumda. Özellikle büyük şehirlerde, bireyselleşme ve kişisel alanın ön plana çıkmasıyla birlikte, ‘komşunun külüne muhtaç olmak’ gibi bir dayanışma anlayışı daha nadir görülüyor. Komşuluk ilişkileri, genellikle yalnızca ihtiyaç anlarında şekillenmeye başlamış, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma duygusu ise giderek azalmıştır.” dedi. Büyük şehirlerde komşuluk ilişkilerinin bazen sosyal statüyle de ilişkilendirilmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Yüksek gelir gruplarının yaşadığı yerlerde, komşular arasındaki ilişkiler daha yüzeysel ve rekabetçi hale gelebiliyor. Bu durum, komşuluğun geleneksel anlamda ‘yardımlaşma’ ve ‘paylaşma’dan ziyade, ‘toplumsal görünürlük’ ve ‘sosyal statü’ üzerinden şekillenmesine neden olabiliyor.” ifadesinde bulundu. Komşuluk ilişkilerini sürdürenler hala var Türk toplumunda, hatta metropollerde bile, sıcak ve dayanışmacı komşuluk ilişkilerini sürdürenlerin hala var olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Özellikle mahalle kültürünün güçlü olduğu yerlerde veya küçük apartmanlarda, insanlar arasında güven ve yardımlaşma hala önemli bir yer tutuyor.” dedi. Çat kapı misafirlik anlayışı tamamen kayboldu Modern yaşamda mahremiyetin giderek daha değerli hale geldiğini ve bunun, komşuluk ilişkilerine yansıdığını anlatan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnsanlar, özel hayatlarına daha fazla saygı gösterilmesini istemekte ve bu yüzden komşularıyla daha az etkileşimde bulunmayı tercih etmektedirler. Mahremiyetin artan önemi, komşuluk mesafelerini genişletmiş ve insanlar arasında daha çekingen, yüzeysel ilişkiler oluşmuştur. Çat kapı misafirlik anlayışı da neredeyse tamamen kaybolmuştur. Eskiden komşular birbirlerine rahatlıkla misafir olabiliyorken, günümüzde izinsiz ziyaretler genellikle hoş karşılanmamaktadır.” diye konuştu. WhatsApp komşu grupları istenmeyen gerginliklere de neden oluyor Dijital çağ, komşuluk kavramını sanal ortamda yeniden şekillendirildiğini de ifade eden Prof. Dr. Süleymanlı, “WhatsApp grupları, sosyal medya ve çevrim içi forumlar, komşuların sadece bilgi paylaşımında bulunmalarını değil, aynı zamanda güvenlik sorunları ya da acil durumlar gibi durumlarda ortak çözümler üretmelerini sağlıyor. Bu sayede fiziksel olarak bir araya gelmeden de etkileşimde bulunulabiliyor. Yine de tüm bu kolaylıklara rağmen sanal komşuluklar, geleneksel ilişkilerin sıcaklığını ve samimiyetini yansıtamıyor. Bu dönüşüm, komşuluk ilişkilerinin daha yüzeysel ve dayanışmanın daha zayıf olmasına yol açıyor. Ayrıca dijital etkileşimler bazen yanlış anlaşılmalara veya gerginliklere de yol açabiliyor. Bir bilgi paylaşımı ya da yorum, komşular arasında istenmeyen gerginliklere de neden olabiliyor.” ifadesinde bulundu. Yalnız yaşayan yaşlılar veya çocuklu aileler için komşuluk hala önemli Komşuluk ilişkilerinin, toplumsal dayanışmanın temeli olan önemli bir sosyal olgu olduğunu belirten Prof. Dr. Süleymanlı, “Ancak modern toplumun dinamikleri, şehirleşme, bireyselleşme ve dijitalleşme gibi faktörler bu bağları zayıflatmış, yerine daha izole bir yaşam tarzı getirmiştir. Komşuluk ilişkilerinin yeniden güçlendirilmesi için yüz yüze etkileşimin teşvik edilmesi büyük önem taşır. Sosyal izolasyonun arttığı günümüzde, komşuluk ilişkileri yalnızlıkla başa çıkmak adına önemli bir araç olabilir. Basit bir selam bile bu ilişkileri güçlendiren etkili bir adım olabilir. Özellikle yalnız yaşayan yaşlılar veya çocuklu aileler için komşular arasında sıcak bir selam bile hayati önem taşır. Bu açıdan, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın ‘Komşuluk ilişkisi toplumu ayakta tutar’ sözü, yalnızlık ve güvensizlik gibi toplumsal sorunların önüne geçmek adına daha da anlam kazanıyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.

DEPSAŞ Enerji’den Makam Dağı’na  3 Bin Fidanlık Yeşil Dokunuş Haber

DEPSAŞ Enerji’den Makam Dağı’na  3 Bin Fidanlık Yeşil Dokunuş

Doğa dostu etkinlikte öğrencilerle birlikte fidan diken DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, “Bugün diktiğimiz her fidan, daha yeşil bir dünyanın ve umut dolu bir geleceğin sembolüdür” dedi. İnsan ve çevre odaklı sosyal sorumluluk projeleriyle hizmet bölgesine değer katmayı sürdüren DEPSAŞ Enerji, Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Makam Dağı’nda 3 bin fidan toprakla buluşturuldu. DEPSAŞ Enerji’nin öncülüğünde, Diyarbakır Orman İşletme Müdürlüğü ve Koru Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, doğa sevgisiyle çevre bilinci bir araya geldi. “Umut dolu bir geleceğin sembolü” Etkinliğe Ergani Kaymakamı Nurbaki Yalçın ve DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel’in yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Yalçın ve Karagüzel’in çevre okullardan gelen öğrencilerle birlikte fidan dikmeleri renkli görüntülere sahne oldu. Etkinlikte konuşan DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, “Bugün çocuklarımızla birlikte diktiğimiz her fidan, daha yeşil bir dünyanın ve umut dolu bir geleceğin sembolüdür. Bu tür etkinliklerle doğa sevgisini çocuklara küçük yaşta kazandırmak, toplum olarak öncelikli görevlerimizdendir” dedi. DEPSAŞ Enerji çevre odaklı projelerine devam edecek Etkinlik sonunda katılımcılar fidan dikim alanında hatıra fotoğrafı çektirirken, öğrencilere doğa sevgisini pekiştiren hediyeler verildi. Yeşil dönüşüm, geri dönüşüm ve enerji verimliliği gibi çevresel sürdürülebilirlik konularında toplumda farkındalık oluşturmayı hedefleyen DEPSAŞ Enerji’nin doğa dostu sosyal sorumluluk projelerinin artarak süreceği vurgulandı.

Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Sertifikası Alan Tesislere Sertifikaları Takdim Edildi Haber

Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Sertifikası Alan Tesislere Sertifikaları Takdim Edildi

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından ülkemize tanıtılan Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) "Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi" kapsamında son 3 yılda belgelendirilen tesislere sertifikaları düzenlenen bir törenle verildi. Beton, dünyada kullanılan en yaygın yapı malzemesidir. Dolayısıyla betonun sürdürülebilir olması geleceğimiz için önemlidir. B eton ve çimento sektöründe faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar, sorumlu kaynak kullanımı belgelendirme sisteminin geliştirilmesi için 2013 yılında bir araya geldi. Bunun sonucunda, 2016 yılında Beton Sürdürebilirlik Konseyi (The Concrete Sustainability Council) kuruldu. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 2017'de Konseyin üyesi ve "Bölgesel Sistem Operatörü" olmayı başardı. Beraberinde betonun kalite denetiminde en etkin kurum olan Kalite Güvence Sistemi (KGS) de "Belgelendirme Kuruluşu" olarak atandı. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından ülkemize tanıtılan Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (The Concrete Sustainability Council) "Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi" kapsamında belgelendirmeleri devam ediyor. Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) Belgelendirme Kuruluşu olan KGS İktisadi İşletmesi (KGS) tarafından yapılan denetimler sonucunda son 3 yıl içerisinde CSC Kaynakları n Sorumlu Kullanımı belgesini alan 14 firmaya belgelerinin takdimi için bir tören düzenlendi. 13 Kasım 2025 tarihinde BETON 2025 Fuarı ve Zirvesi'nde düzenlenen törene, Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Beton Sürdürülebilirlik Konseyi Koordinatörü ve Sürdürülebilirlik Müdürü Cynthia Imesch, THBB Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri, THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez, THBB Teknik ve Sürdürülebilirlik Direktörü Koray Saçlıtüre, KGS Müdürü Çağlar Şaşmaz ve sektör temsilcileri katıldı. Törende, "Platin" seviyede CSC sertifikası alan Akçansa AGG Bursa Agrega Tesisi ve Limak Çimento Anka Çimento Fabrikası; "Altın" seviyede CSC sertifikası alan, Çimsa Mersin ve Eskişehir Çimento Fabrikaları, Alton Beton Şile Agrega Tesisi ve Şile Hazır Beton Tesisi, Danış Madencilik Agrega Tesisi, Çimsa Misis Hazır Beton Tesis, Akçansa Betonsa Nilüfer ve Gebze H azır Beton Tesisleri, Albayrak Beton Yenidoğan Tesisi, Akçansa Büyükçekmece ve Ladik Çimento Fabrikaları, Alevtaş Madencilik Saray Agrega Tesisi ve Limak Çimento Güvercinlik Tesisi; "Gümüş" seviyede CSC sertifikası alan Medcem Silifke Çimento Fabrikası ve İSTON Tuzla Tesisi ve "Bronz" seviyede CSC sertifikası alan Seza Çimento Elazığ Fabrikası, Nuh Beton İzmit Tesisi, Çimko Beton Altınşehir, Osmaniye ve Kahramanmaraş Tesisleri'ne sertifikaları takdim edildi. Ayrıca THBB tarafından sürdürülebilirlik çalışmalarına değerli katkılarından dolayı CSC Sürdürülebilirlik Yöneticisi ve Koordinatörü Cynthia Imesch'e bir teşekkür plaketi takdim edildi. Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (The Concrete Sustainability Council) Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC), beton sektörü, çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün "Belgelendirme Sistemi" getirmektedir. Konsey; beton, agrega ve çimento üreticilerinin sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarının, güvenilir, bağımsız, verilere dayanan bir belgelendirme sistemi ile ödüllendirilmesi imkânı sunmaktadır. CSC Belgelendirme Sistemi, üreticileri Yönetim, Çevre, Ekonomi, Sosyal ana başlıkları altında sürdürülebilirlik yönünden incelemektedir. Böylece üreticilerin sürdürülebilirlik açısından yüksek standartlara ulaşması sağlanmaktadır. Bu belgeyi almaya hak kazanan üreticiler, özellikle son yıllarda sürekli artarak önem kazanan Yeşil Bina Derecelendirme sistemlerinde de büyük avantaj sağlamaktadır. CSC Belgelendirme Kuruluşları tarafından yapılan denetimler sonucunda başarılı olan tesislere Platin, Altın, Gümüş ve Bronz seviyelerinde sertifika veriliyor ve CSC Sertifikaları üç yıl süreyle geçerli oluyor.

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor Haber

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor

ESET araştırmacılarının bulgularına göre gerçek hayatta gerçekleşen saldırılar, Orta ve Güneydoğu Avrupa'da savunma sektöründe faaliyet gösteren üç şirketi arka arkaya hedef aldı. İlk erişim neredeyse kesin olarak sosyal mühendislik yoluyla sağlandı. Hedeflere yerleştirilen ana yük, saldırganlara ele geçirilen makine üzerinde tam kontrol sağlayan bir uzaktan erişim truva atı (RAT) olan ScoringMathTea idi. Saldırganların başlıca hedefinin, özel bilgiler ve üretim know-how'ının dışarıya sızdırılması olduğu düşünülüyor. Operation DreamJob'da, sosyal mühendisliğin ana teması, kârlı ama sahte bir iş teklifi ve buna eşlik eden bir kötü amaçlı yazılım. Kurban, genellikle iş tanımı içeren bir yem belge ve bunu açmak için trojanize edilmiş bir PDF okuyucu alır. ESET Research, bu faaliyeti Operasyon DreamJob ile ilgili kampanyaları ve Avrupa'da bulunan hedef sektörlerin önceki Operasyon DreamJob örneklerindeki hedeflerle (havacılık, savunma, mühendislik) uyumlu olması nedeniyle Lazarus'a atfediyor. Hedef alınan üç kuruluş, farklı türde askeri teçhizat (veya bunların parçaları) üretiyor ve bunların çoğu, Avrupa ülkelerinin askeri yardımı sonucunda şu anda Ukrayna'da kullanılıyor. Operation DreamJob'un gözlemlenen faaliyetleri sırasında, Kuzey Koreli askerler Moskova'nın Kursk bölgesinde Ukrayna'nın saldırısını püskürtmesine yardım etmek için Rusya'ya konuşlandırılmıştı. Bu nedenle, Operation DreamJob'un şu anda Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan bazı batı yapımı silah sistemleri hakkında hassas bilgiler toplamakla ilgilendiği mümkündür. Daha genel olarak, bu kuruluşlar Kuzey Kore'nin de yurt içinde ürettiği ve kendi tasarım ve süreçlerini mükemmelleştirmeyi umduğu türden malzemelerin üretiminde yer almaktadır. İHA ile ilgili bilgi birikimine olan ilgi dikkat çekici, zira bu, Pyongyang'ın yerli drone üretim kapasitelerine büyük yatırım yaptığına işaret eden son medya haberlerini yansıtıyor. Kuzey Kore, yerli İHA kapasitelerini geliştirmek için büyük ölçüde tersine mühendislik ve fikri mülkiyet hırsızlığına güvenmiştir. Son Lazarus saldırılarını keşfeden ve analiz eden ESET araştırmacısı Peter Kálnai ve Alexis Rapin şu açıklamayı yaptılar: "Operasyon DreamJob'un, en azından kısmen, İHA'larla ilgili özel bilgileri ve üretim know-how'ını çalmak amacıyla gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Dropper'lardan birinde gözlemlenen drone ifadesi, bu hipotezi önemli ölçüde desteklemektedir. Hedef alınan kuruluşlardan birinin, şu anda Ukrayna'da kullanılan ve Kuzey Kore'nin cephe hattında karşılaşmış olabileceği en az iki İHA modelinin üretiminde yer aldığına dair kanıtlar bulduk. Bu kuruluş, Pyongyang'ın aktif olarak geliştirmekte olduğu bir uçak türü olan gelişmiş tek motorlu insansız hava araçlarının tedarik zincirinde de yer almaktadır.“ Genel olarak, Lazarus saldırganları oldukça aktiftir ve arka kapılarını birden fazla hedefe karşı kullanırlar. Bu sık kullanım, bu araçları ortaya çıkarır ve tespit edilmesini sağlar. Buna karşı önlem olarak, grubun araçlarının yürütme zincirinde bir dizi dropper, yükleyici ve basit indirici yer alır. Saldırganlar, kötü amaçlı yükleme rutinlerini GitHub'da bulunan açık kaynaklı projelere dâhil etmeye karar verdiler. Ana yük olan ScoringMathTea, yaklaşık 40 komutu destekleyen karmaşık bir RAT'tır. İlk ortaya çıkışı, Ekim 2022'de Portekiz ve Almanya'dan VirusTotal'a gönderilen başvurularla izlenebilir; burada dropper, Airbus temalı bir iş teklifi gibi görünerek kurbanları tuzağa düşürmüştür. Uygulanan işlevsellik, Lazarus'un genellikle gerektirdiği işlevselliklerle aynıdır: Dosya ve işlemlerin manipülasyonu, yapılandırmanın değiştirilmesi, kurbanın sistem bilgilerinin toplanması, TCP bağlantısının açılması ve yerel komutların veya C&C sunucusundan indirilen yeni yüklerin yürütülmesi. ESET telemetrisine göre, ScoringMathTea, Ocak 2023'te bir Hint teknoloji şirketine, Mart 2023'te bir Polonya savunma şirketine, Ekim 2023'te bir İngiliz endüstriyel otomasyon şirketine ve Eylül 2025'te bir İtalyan havacılık şirketine yönelik saldırılarda görülmüştür. Operation DreamJob kampanyalarının amiral gemisi yüklerinden biri olduğu görülmektedir. Grubun en önemli gelişimi, DLL proxy'leri için tasarlanmış yeni kütüphanelerin tanıtılması ve daha iyi kaçınma için trojanize edilecek yeni açık kaynaklı projelerin seçilmesidir. Kálnai, "Yaklaşık üç yıldır Lazarus, tercih ettiği ana yükü olan ScoringMathTea'yi kullanarak ve açık kaynaklı uygulamaları trojanize etmek için benzer yöntemler uygulayarak tutarlı bir çalışma tarzını sürdürmüştür. Bu öngörülebilir ancak etkili strateji, grubun kimliğini gizlemek ve atıf sürecini belirsizleştirmek için yetersiz olsa da güvenlik tespitinden kaçmak için yeterli polimorfizm sağlar" diye aktardı. HIDDEN COBRA olarak da bilinen Lazarus grubu en az 2009 yılından beri aktif olan ve Kuzey Kore ile bağlantılı bir APT grubudur. Yüksek profilli olaylardan sorumludur. Lazarus kampanyalarının çeşitliliği, sayısı ve uygulamadaki tuhaflığı bu grubu tanımlamaktadır. Ayrıca siber suç faaliyetlerinin üç temel unsurunu da yerine getirmektedir: Siber casusluk, siber sabotaj ve mali kazanç peşinde koşma. Operasyon DreamJob, esas olarak sosyal mühendisliğe dayanan Lazarus kampanyalarının kod adıdır ve özellikle prestijli veya yüksek profilli pozisyonlar için sahte iş teklifleri kullanır ("hayalindeki iş" tuzağı). Hedefler ağırlıklı olarak havacılık ve savunma sektörlerindedir, ardından mühendislik ve teknoloji şirketleri ile medya ve eğlence sektörü gelir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mudanya'da sosyal dayanışma güçleniyor Haber

Mudanya'da sosyal dayanışma güçleniyor

Mudanya Belediyesi tarafından hayata geçirilen Dernekler Yerleşkesi’nin açılışı, CHP'li milletvekilleri, belediye başkanları ve halkın geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Yerleşkede sivil toplum kuruluşlarının bir araya geleceği alanların yanı sıra, emekli ve öğretmenler için Emek Lokali ve bir Halk Akademisi de bulunacak. Açılışa CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Kayıhan Pala, Hasan Öztürk, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Görkem Kaya, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Nilüfer Belediye Başkan Vekili Demirhan Aslan, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Mudanya İlçe Başkanı Kurtuluş Furkan Atalay, meclis üyeleri, dernek temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açılışta yaptığı konuşmada, Mudanya'da derneklerin bir arada çalışabileceği bir merkeze ihtiyaç duyduklarını ve bu ihtiyacı karşılamak için iki bin metrekarelik alanda Dernekler Yerleşkesi’ni hayata geçirdiklerini söyledi. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Halk Evleri modelini canlandırmanın önemini vurgulayan Dalgıç, şöyle konuştu: "Cumhuriyetimizin kurulduğu dönemlerdeki Halk Evleri modelini yeniden canlandırmamız gerekiyor. Eğitimi, sosyal birlikteliği artırmamız gerekiyor. Dolayısıyla burada bir halk akademisi de devreye sokacağız. Önce gençlerimizle başlayacağız. Ondan sonra yetişkinlerimize yayacağız. Burası insanların bir arada olduğu çok canlı bir merkez olacak. Birçok ortak çalışma alanları var içeride. Gençlerin gelip ders çalışabileceği, projeler yapabileceği, derneklerimizin ortak projeler için kullanılabileceği yerler var. Bugünü, Mudanya'da dayanışmanın başladığı gün olarak kabul etmek istiyorum. Aslında, Mudanya deyince dayanışma zaten hemen aklımıza geliyor. Ama bunu daha da güçlendirmemiz lazım. Çünkü hepimizin derdi Türkiye, hepimizin derdi Mudanya, hepimizin derdi Türk insanı. Burada bu iradeyi birlikte canlandıracağız. Hep birlikte daha iyilerini de yapacağız." “GÜÇLÜ DEMOKRASİ İÇİN SİVİL TOPLUM ŞART” CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, sivil toplum kuruluşlarının demokrasinin temel taşlarından biri olduğuna dikkat çekerek, "Eğer güçlü bir Türkiye istiyorsak, güçlü bir sivil toplumu desteklemek zorundayız. Mudanya'nın ortak aklının oluşacağı bir ortam yaratıldı." dedi. CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ise, CHP'li belediyelerin vatandaşa sosyal destek sağlayan ve merkezi yönetimin eksik kaldığı alanları tamamlayan projeler gerçekleştirdiğini vurgularken, Kayıhan Pala da halkın örgütlü mücadelesinin önemine dikkat çekti. CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP'li belediyelerin halka hizmet konusunda engellemelere rağmen bir mücadele verdiğini belirterek, "Kent yoksulluğunu yenebilmek için açtığımız kent lokantaları, Mudanya Belediyemizin Emekli Lokali, Dernekler Yerleşkesi çok önemli bir göstergedir." dedi. Açılışta söz alan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Görkem Kaya, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Nilüfer Belediye Başkan Vekili Demirhan Aslan ve CHP Mudanya İlçe Başkanı Kurtuluş Furkan Atalay da sivil toplumun güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı. Açılışın ardından Mudanya Belediyesi Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı yeni yerleşkedeki toplantı salonunda gerçekleştirildi.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.