Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sosyal Medya

Kapsül Haber Ajansı - Sosyal Medya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sosyal Medya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Madencilikte Eşitlik Masada: Kadınlar, Kapsayıcılık ve Çeşitlilik İçin Bir Araya Geldi! Haber

Madencilikte Eşitlik Masada: Kadınlar, Kapsayıcılık ve Çeşitlilik İçin Bir Araya Geldi!

Madencilik Sektöründe Kadınlar Derneği, sektördeki kadın üyeleriyle bir araya gelerek Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'ndan biri olan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" üzerine kritik bir buluşma gerçekleştirdi. Dernek, toplantının son derece verimli ve ilham verici geçtiğini sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu. Toplantının odak noktası, sektörde kapsayıcılığı ve çeşitliliği artırmaya yönelik stratejiler oldu. Etkinliğe katılan üyeler, Sibel Alp'in ilham verici sunumu eşliğinde derinlemesine tartışmalar yürüttü. Gündemdeki Kritik Başlıklar: İş Dünyasında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Sektördeki kadınların karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar masaya yatırıldı. Kapsayıcılık ve Çeşitlilik: Çalışma ortamlarında farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edilmesi için atılacak adımlar değerlendirildi. Dayanışma Güçlendirildi: Üyeler, sorunlara karşı "Nasıl dayanışmalıyız?" sorusuna güçlü ve uygulanabilir yanıtlar üreterek ortak hareket etme kararlılığını pekiştirdi. Dernek, bu anlamlı buluşmada emeği geçen herkese teşekkür ederek, daha eşit, kapsayıcı ve çeşitli bir gelecek için birlikte çalışmaya ve dayanışmaya devam edeceklerini vurguladı. Bu toplantı, madencilik gibi geleneksel olarak erkek egemen sektörlerde kadınların liderlik ve aktif rol alma çabalarının önemli bir göstergesi olarak kayıtlara geçti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 RESAID Projesi Kapsamında Geliştirilen Yayınlar ve Çevrim İçi Araçlar Tanıtıldı  Haber

 RESAID Projesi Kapsamında Geliştirilen Yayınlar ve Çevrim İçi Araçlar Tanıtıldı 

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve Avrupa Komisyonu Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezleri Programı tarafından desteklenen “Bilgi Düzensizliklerine Karşı Toplumsal Bilişsel Dirençlilik Yaratmak” (Creating Societal Cognitive Resilience Against Information Disorders-RESAID) Projesi günümüzde önemli bir tehdit olan dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon gibi bilgi düzensizlikleri hakkında farkındalık yaratmayı, geliştirdiği etkileşimli araçlar ve yayınlarla bireylerin dirençliliğine katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu çerçevede santralistanbul Kampüsü’nde proje kapsamında geliştirilen araçların tanıtıldığı bir etkinlik düzenlendi. Proje koordinatörü İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte bilgi düzensizlikleriyle mücadele için geliştirilen çevrim içi eğitim, oyunlar, kısa videolar, açık erişim kitap ve politika belgelerinin detayları paylaşıldı. Kitapta farklı disiplinlerden araştırmacıların çalışmaları yer aldı “Bilgi Düzensizliklerine Karşı Toplumsal Bilişsel Dirençlilik” başlıklı açık erişim kitap, farklı disiplinlerden araştırmacıların katkılarıyla bilgi düzensizliklerini kavramsal, siyasal ve toplumsal boyutlarıyla tartışıyor. Mayıs 2025’te düzenlenen konferansta sunulan on iki bildiriye dayanan bu yayın, yanlış bilginin yalnızca sosyal medya alışkanlıklarıyla sınırlı olmadığını; siyasal atmosferden medya yapılanmasına, toplumsal eşitsizliklerden platform yönetim modellerine kadar birçok farklı dinamiğin rol oynadığını ortaya koyuyor. Bu yönüyle kitap hem akademik araştırmalar hem de politika üretim süreçleri için kapsamlı bir kaynak niteliği taşıyor. Sertifikalı dersler bilgi düzensizliklerinin temel kavramlarını ele alıyor Proje kapsamında bilgi düzensizlikleriyle ilgili temel kavramları ve mücadele yollarını hak temelli bir yaklaşımla ele alarak öğrencilerden eğitmenlere, gazetecilerden sivil toplum aktörlerine kadar farklı gruplar için geliştirilen açık erişim çevrim içi derslerin detayları da paylaşıldı. Dersi tamamlayanların onaylı bir sertifika alabilecekleri bu dersler, herkesin ücretsiz olarak yararlanabileceği şekilde açık erişim olarak sunuluyor. Dijital oyunlar yanlış bilgiyle mücadelede farkındalık sağlıyor Proje, çevrimiçi derslerin yanı sıra oyunlaştırma ile de bilgi düzensizlikleriyle mücadeleye dair farkındalık kazandırmayı hedefliyor. CatchMatch, INFOCHIEF, Fanus ve Sparkline isimli dijital oyunlar kullanıcıların dijital ortamda karşılaştıkları bilgilere daha eleştirel yaklaşmalarına katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. Bu oyunlarda manipülasyon teknikleri, algoritmaların içerik sıralamalarına etkisi ve kullanıcı davranışlarının nasıl yönlendirildiği interaktif olarak gösteriliyor. Böylece kullanıcılar sosyal medyada karşılaştıkları içeriklerin ardındaki yönlendirme mekanizmalarını deneyimleyerek öğreniyor. Proje kapsamında politika belgeleri hazırlandı Yine proje kapsamında çok değerli uzmanların kaleme aldığı “Clausewitzci Bir Hibrit Savaş Teorisi”; “Dezenformasyonla Mücadelede Toplumsal Dirençliliğin Güçlendirilmesi: Uluslararası Kuruluşların ve Özellikle NATO’nun Rolü”; “Hakikat Sonrası Çağda Enformasyon Düzensizliği, Güven ve Yılmazlık: Antropolojik Bir Bakış Açısı” ve “Yapay Zekâ Çağında Bilişsel Güvenlik: Sentetik Etkiye Karşı Ulusal Esnek-Dayanıklılık Oluşturmak” başlıklı dört politika belgesi de tanıtıldı. Etkinlik kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci’nin moderatörlüğünde bir panel de düzenlendi. Panelde yapay zekâ, algoritmalar, yanlış bilgi ve toplumsal eşitsizlikler arasındaki ilişkiler farklı disiplinlerden uzmanlar tarafından ele alındı. ‘Platformların iş modeli değişmedikçe sorun devam edecek’ Panelin ilk konuşmacısı İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Saka, sosyal medya platformlarının etkileşim odaklı iş modelinin yanlış bilgi ekosistemini nasıl şekillendirdiğini anlattı. Saka, “Platformlar etkileşim odaklı; insanları orada tutmak istiyorlar. Bu iş modeli sürdükçe daha sansasyonel içerikler öne çıkmaya devam edecek” dedi. Saka, çözüm için algoritmik şeffaflığın kamu tarafından talep edilmesi, teyitçilik çalışmalarının sürdürülebilir şekilde desteklenmesi ve medya okuryazarlığının yapay zekâ çağının koşullarına göre yeniden tasarlanması gerektiğini vurguladı. ‘Bilgiye erişim hakkı ifade özgürlüğünün özüdür’ Dr. Tuğçe Duygu Köksal, panelin ikinci bölümünde bilgiye erişimin demokratik toplumlar açısından taşıdığı önemi hak temelli bir çerçevede değerlendirdi. Yanlış bilginin özellikle afetler, pandemiler ve seçimler gibi kriz dönemlerinde ciddi hak ihlallerine yol açtığını belirterek “Bilgiye erişim hakkı, ifade özgürlüğünün gerçekleştirilebilmesinin aracı değil, özüdür” ifadelerini kullandı. Köksal, sosyal medyada oluşan yankı odalarının ve algoritmik önyargıların rasyonel tartışma ortamını zayıflattığını, bunun da demokratik müzakere süreçlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi. ‘Dijital eşitsizlik sadece teknolojiye erişimden ibaret değildir’ Panelin son konuşmacısı Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Posos Devrani, toplumsal eşitsizlikler ile bilgi düzensizlikleri arasındaki karşılıklı ilişkiye odaklandı. Dijital eşitsizliğin yalnızca teknolojiye erişimle sınırlı olmadığını, bireylerin dijital imkânları etik, eleştirel ve toplumsal yararı önceleyerek kullanabilme kapasitesine de bağlı olduğunu ifade etti. Bilgi düzensizliklerinin var olan eşitsizlikleri derinleştirdiğini, eşitsizliklerin de yanlış bilgiye karşı kırılganlığı artırdığını dile getiren Posos Devrani, kendi çalışmaları bağlamında da çocukların dirençliliğinin ancak devlet, platformlar, akademi, sivil toplum, öğretmenler ve ailelerin birlikte hareket ettiği bütüncül bir sistemle mümkün olabileceğini vurguladı.

Yeşilay’dan Alkol Farkındalık Haftası’nda Toplumsal Çağrı Haber

Yeşilay’dan Alkol Farkındalık Haftası’nda Toplumsal Çağrı

Bu bağlamda yapılan çalışmalar kapsamında 15–21 Kasım tarihlerini Alkol Farkındalık Haftası’nda alkol tüketiminin ciddi sağlık riskleri taşıdığına dikkat çekilirken, toplumun alkol kaynaklı zararlar konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Dünyada yapılan araştırmalarda alkol en az yedi kanser türüyle ilişkilendirilirken, düşük ve orta düzeyde tüketimde dahi riskin arttığına dair bulgular öne çıkıyor. Kadınlarda meme kanseri, kalın bağırsak, karaciğer, ağız ve boğaz bölgesi kanserleri gibi hastalıklarla ilişkilendirilen alkol kullanımı, birçok halk sağlığı raporunda önlenebilir risk faktörleri arasında gösteriliyor. Yeşilay, Türkiye’de alkol ile ilgili düzenlemelerin titizlikle uygulanması, alkolün fizyolojik ve sosyolojik etkilerine yönelik bilimsel araştırmaların artırılması, gençleri koruyacak bir bakış açısıyla toplumsal hassasiyet geliştirilmesinin risklerin bertaraf edilmesi konusunda önemli katkı sağlayacağını vurguluyor. “DÜZENLEMELERİ UYGULAYARAK GENÇLERİMİZİ KORUMAMIZ GEREKİYOR” Konuyla ilgili açıklama yapan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, şunları söyledi: “Alkolün yol açtığı zararlar, gözle görülenden çok daha derin. Kişinin sağlık durumunun yanı sıra toplumsal olarak evlerde, sosyal ilişkilerde ve hayatın bütününde derin yaralar açıyor. Yakın zamanda maalesef gençlerimizi alkol ile ilişkili sebeplerle kaybettiğimiz haberlerini sıkça alıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre de her yıl 2,6 milyon insan alkol nedeniyle hayatını kaybediyor ve bu ölümlerin en yüksek oranı 20–39 yaş aralığında görülüyor. Bu sorumluluğu tüm toplum olarak hissetmemiz ve paylaşmamız gerekiyor. Alkol ile ilgili birçok kanuni düzenleme var, mevzuatımız bu konuda güçlü ve yeterli. Bu mevzuatı titiz bir şekilde uygulayarak gençlerimizi bu büyük riske karşı korumamız gerekiyor.” “ALKOL EĞLENCE YA DA SOSYALLEŞME ARACI DEĞİLDİR” Alkolün 18 yaş altına satışına dair daha sıkı denetlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alkolle ilk tanışma yaşının birçok ülkede 13–15’e kadar düştüğünü, ergenlik döneminde alkol kullanmaya başlayan gençlerin yetişkinlikte bağımlılık riski dört kata kadar arttığını biliyoruz. Maalesef bunu tetikleyen unsurlardan biri de sosyal medya fenomenleri ve eğlence endüstrisinde alkolün meşrulaştırılmasına, hayatın normal bir parçasıymış gibi gösterilmesine yol açan anlatım, gösterim ve söylemleri oluyor. Bu anlamda gençlere hitap eden herkesin de daha sorumlu davranması gerekiyor. Alkol, gençlerimizin, çocuklarımızın hayatına asla ve asla girmemesi gereken bir madde. Bu nedenle 18 yaş altına alkol satışının önlenmesi, buna yönelik sıkı denetim uygulanması yasal bir zorunluluktan öte, nesillerimizin ve toplumumuzun güvenliği için herkesin üstlenmesi gereken ortak bir sorumluluk. Bugün alkol, gençlere eğlencenin, sosyalleşmenin ya da 'kafayı dağıtmanın' yolu olarak sunuluyor. Oysa oluşturulmaya çalışılan bu algı, onların bedensel ve ruhsal gelişimine ciddi zararlar verecek bir yanılgı. Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimizi hem sağlık hem de sosyal risklerden korumak hepimizin görevi.”

Günsan Elektrik’ten Ücretsiz Eğitim Fırsatıyla Elektrikçilere Mesleki Destek Haber

Günsan Elektrik’ten Ücretsiz Eğitim Fırsatıyla Elektrikçilere Mesleki Destek

Toplumsal kapasite geliştirici ve sosyal etki odaklı projeler üreten Habitat Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilecek eğitim; Dijital Okuryazarlık, Dijital Güvenlik, Sosyal Medya Hesap Yönetimi ve Dijital Pazarlama konularını kapsayacak. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar sertifika almaya hak kazanırken, eğitim sonunda yapılacak sınavda en yüksek başarıyı gösteren 20 elektrikçi, 5 bin TL değerinde GEP’te (Günsan Elektrikçi Platformu) puan kazanacak Anahtar, priz ve elektrik aksesuarları alanında 17 bin parçalık geniş ürün portföyüyle kaliteli, güvenilir ve ekonomik çözümler sunan Günsan Elektrik, elektrik sektöründeki profesyonellerin dijital dünyada güçlenmesine katkı sağlamak amacıyla yeni bir eğitim programı başlatıyor. 2–5 Aralık tarihleri arasından Habitat Derneği iş birliğiyle ücretsiz düzenlenecek eğitim, ilk başvuran 100 kişiyle sınırlı olacak. Elektrikçilere dijital dünyanın sunduğu fırsatları tanıtmayı hedefleyen eğitim programı, çevrim içi gerçekleştirilecek. Elektrikçiler dijital dünyada daha etkin olacak Eğitim kapsamında katılımcılar, dijital dünyada daha etkin olabilmeleri için dört ana başlıkta bilgi ve beceri kazanacak. Dijital Okuryazarlık modülünde; temel dijital kavramlar, dijital araçların tanıtımı, doğru bilgiye erişim ve bilgi doğrulama yöntemleri ele alınacak. Dijital Güvenlik bölümünde; kişisel ve kurumsal veri güvenliği, güçlü şifre oluşturma, siber tehditlere karşı alınabilecek önlemler ile örnek olay incelemeleri ve etkileşimli testler yer alacak. Sosyal Medya Hesap Yönetimi eğitiminde; farklı platformların özellikleri, etkili içerik stratejileri, örnek uygulamalar ve grup çalışmalarıyla desteklenecek. Dijital Pazarlama modülünde ise; SEO, içerik pazarlaması, dijital reklamcılık, Google My Business yönetimi, işletme bilgisi ekleme, reklam verme süreçleri ve kampanya simülasyonları üzerinde durulacak. 20 elektrikçiye 5 bin TL değerinde GEP puan Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar, katılım sertifikası almaya hak kazanacak. Program sonunda yapılacak değerlendirme sınavında en yüksek başarıya ulaşan 20 elektrikçi ise bin TL değerinde GEP puan kazanacak.

Arnica’da Üst Düzey Atama Haber

Arnica’da Üst Düzey Atama

Notre Dame de Sion Fransız Lisesi mezunu olan ve Kanada’daki McGill University’de Makina Mühendisliği eğitimi alan Yasemin Biçer, kariyerine küçük ev aletleri sektöründe ilerleyerek ürün geliştirme, robotik Ar-Ge, saha operasyonları ve ticari pazarlama alanlarında kapsamlı bir deneyim kazandı. Senur A.Ş. bünyesinde ürün yönetimi, proje geliştirme ve robotik sistem entegrasyonu gibi alanlarda farklı görevler üstlenen Biçer, markanın teknoloji ve üretim süreçlerinde önemli katkılarda bulundu. Yeni görevinde Arnica’nın stratejik pazarlama yönetimi, saha operasyonları ve ticari pazarlama faaliyetlerinin tümüne liderlik edecek olan Biçer, satış destek, planlama, sevkiyat, satın alma, saha satış verilerinin analizi, bölge pazarlama ekipleri ve mağaza içi marka temsilcilerinden oluşan geniş bir yapının yönetiminden sorumlu olacak. Ayrıca ticari pazarlama stratejilerinin (ATL, BTL, TTL), prodüksiyon ve reklam süreçlerinin yanı sıra markanın sosyal medya ve kurumsal iletişim çalışmalarını da yönetecek. Pazarlama stratejilerini şirketin genel iş hedefleriyle uyumlu hale getirerek marka bilinirliğini güçlendirmeyi ve müşteri etkileşimini artırmayı hedefleyen Biçer, pazar ihtiyaçlarıyla ürün geliştirme ve üretim süreçleri arasında etkin bir köprü kurarak Arnica’nın yenilikçi ürün portföyünü daha da geliştirmeye odaklanacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk İhracatçıları Çin’de Z Kuşağını Hedefliyor Haber

Türk İhracatçıları Çin’de Z Kuşağını Hedefliyor

Türkiye Milli Katılım organizasyonu, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) liderliğinde 5-10 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleştirilirken, Türkiye’den 18 firma fuara katılım sağladı. CIIE’de 83,5 milyar dolarlık ticari anlaşmaya imza atıldı. Ertan: “Çin’de Z kuşağının taleplerine odaklanacağız” Çin Uluslararası İthalat Fuarının, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından bizzat planlanan, önerilen ve teşvik edilen önemli bir etkinlik olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Çin-Türkiye arasında dengeli bir dış ticaret hedefiyle 8. kez katıldıklarını belirtti. İki ülke arasındaki dış ticaret verilerini paylaşan Ertan; “Çin’den yıllık 43 milyar dolar ithalat yaparken ihracatımız 3,4 milyar dolar seviyesinde. Çin ithalat yapmak için uzak değilse, ihracat yapmak içinde uzak değil. Yıllık 2,6 trilyon dolar ithalat yapan Çin’le daha dengeli bir dış ticaret hedefliyoruz. Bu amaçla 2025 yılında Çin’e 4 tane büyük organizasyon gerçekleştirdik. 2026 yılında Çin pazarında kendimizi daha fazla göstereceğiz” dedi. Çin’de alım gücü Avrupalı tüketiciler seviyesinde 300 milyon insan yaşadığının altını çizen Ertan, Çin'in Z kuşağı tüketicilerine kişiselleştirilmiş ve niş ürünlerle ulaşabileceklerini, Türk firmalarını Çince ambalajları olan Z kuşağının taleplerine uygun ürün gamıyla Çin pazarında yer almak için yatırım yapmaya davet etti. Ertan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çin’de Uluslararası İthalat Fuarı’nda gül içerikli doğal kozmetik ürünlerine çok yoğun bir talep gözlemledik. Türkiye’de bu sektörde üretim yapan firmalarımızı 2026 yılındaki CIIE’ye özellikle davet ediyoruz. Çinli turistler ve yatırımcıların bilhassa İzmir ve Ege Bölgesi’ne ilgileri artmış durumda. Kamu kurumlarımız ve yerel yönetimlerimizle bu konuda çalışmalara yoğunlaşmalıyız. Bu sayede, Çinlilerle yeni iş birliklere zemin hazırlamış oluruz.” Işık: “2026 Çin - Türkiye diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 55. Yılı” Çin’de organik sektörünün son 6 yılda 1,6 kat büyüyerek 15 milyar dolar seviyesine ulaştığını dillendiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Çin Uluslararası İthalat Fuarı 2025 katılımcıları tarafından, bir önceki yıla göre yüzde 4,2 artışla, toplamda 83,49 milyar dolar değerinde iş bağlantısı gerçekleştirildiğini, bu rakamla CIIE’nin 2018'de başlamasından bu yana yeni bir rekor kırıldığını kaydetti. 2026 yılının, Türkiye ile Çin arasındaki resmi diplomatik ilişkilerinin tam 55. yılına denk geldiğini dillendiren Işık, şöyle devam etti: “Her iki ülke de bu durumu bir fırsat olarak görüp ilişkilerini yeni bir seviyeye taşımayı umuyor. Bu nedenle önümüzdeki yıl gerçekleştirmeyi planladığımız Çin ithalat fuarına, edindiğimiz deneyimleri de göz önünde bulundurarak çok daha önce hazırlıklarına başlayıp ülkemizden daha fazla firmanın katılımıyla ülke pavyonumuzu öne çıkarmayı planlıyoruz. Ayrıca 2026 yılında ülkelerin tanıtımlarının yapıldığı holde, ülkemizin en iyi şekilde temsil edilmesi için Türkiye standı olarak yer almak istiyoruz. Bu konuda gerekli görüşmeleri yapacağız” Çin Uluslararası İthalat Fuarı kapsamında 8 Kasım 2025 tarihinde Çinli ve Türk iş insanlarının katılımıyla network etkinliği yaptıkları bilgisini paylaşan Işık, “Networking etkinliğimize 15 Çinli firma katılım sağladı. Firmalarımız başarılı görüşmeler gerçekleştirdi. Etkinliğe Şangay Ticaret Ataşesi Sayın Tuğçe Terzi katılım sağlayarak bilgilendirme yaptı. Çinliler, Amerika Birleşik Devletleri’yle son dönemde yaşadıkları gümrük vergisi sorunu nedeniyle yeni ortaklıklar arayışındalar. Türkiye’de Çinlilerle yeni ortaklıklar gündeme gelebileceği izlenimini edindik. Çin’e ihracatımızı uzun vadede 12 milyar dolara çıkarmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Girit: “Su ürünlerinde Çin pazarında katlanarak büyüyeceğiz” Türkiye ile Çin arasında su ürünleri sektöründe 15 Ekim 2025 tarihinde yeni bir anlaşma imzalandığını müjdeleyen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Türkiye’nin üretim ve ihracatında güçlü olduğu levrek, çipura, alabalık, Türk somonu gibi ürünlerde Çin’e ihracatımızın önümüzdeki süreçte başlamasını ve katlanarak artmasını beklediklerini ifade etti. Çin ile Türkiye arasında su ürünleri alanında imzalanan protokolle Türk su ürünleri sektörünün uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü artıracağına da işaret eden Girit, “İhracatımızın çeşitlenmesine ve yeni pazarlara erişime önemli katkı sağlayacak. Çin İthalat Fuarı sırasında, Türkiye’den Çin’e kanatlı sektörünün ihracat izninin çıkarılması için de görüşmeler gerçekleştirdik. Türkiye, kuş gribinden ari üretim yaptığını ispatladı. Önümüzdeki süreçte kanatlı sektörüyle ilgili de anlaşmanın imzalanmasını bekliyoruz” dedi. Öztürk: “Çin’e gıda ihracatında lider sektörüz” Türkiye’den Çin’e hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatlarının 2025 yılının ocak – ekim döneminde yüzde 24’lük artışla 58 milyon dolardan 72 milyon dolara yükseldiği bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Çin’e gıda ihracatında lider sektör olduklarını belirtti. “Çin’e ihracatta kısa vadede 100 milyon doları, orta vadede 200 milyon doları görebiliriz” diyen Öztürk, “Çin İthalat Fuarı’nda Türkiye’nin gastronomi zenginlikleri kuru meyveler, zeytinyağı, zeytin, su ürünleri, hububat bakliyat ürünlerimizin yer aldığı tadım etkinlikleriyle Çinlilere gösterdik” dedi. Çin pazarında Türk şekerli mamullerine olan ilginin her sene arttığını vurgulayan Öztürk, “Bu yıl fuara katılan firmalarımız, ürünlerine gösterilen yoğun talepten son derece memnun kaldı. Önümüzdeki dönemde şekerli mamuller ihracatımızın da bu pozitif ivmeyle büyümesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı. Zandar: “Wechatte firmalarımızın Çin pazarında tanıtımlarını yapıyoruz” Çin’de sosyal medya kullanımının çok yaygın olduğunu ve Çinlilerin tüketim tercihlerinde etkili olduğunu belirten Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Çin pazarında Türk ihracatçı firmalarının tanıtımı için Çin’in sosyal medya platformu WeChat’te EİB adına hesaplar açtıklarını ve hazırladıkları içeriklerle Türk markalarının değerini Çinli alıcılar ile buluşturmayı hedeflediklerini vurguladı. WeChat’teki tanıtımlarının uzun soluklu süreceğini dillendiren Zandar şöyle devam etti; “Çin Uluslararası İthalat Fuarı sırasında da Çinli yayınlara konuk olduk. Türkiye’nin potansiyelini yansıttık. Türkiye’nin ihracatı Çin pazarında katlanarak artabilir.” Sertbaş: “Ev tekstilinde yeni iş birlikleri arayışındayız” Türkiye’den Çin’e tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde 2025 yılının ocak – ekim döneminde yüzde 27’lik artışla 170 milyon dolar ihracat yaptıkları bilgisini veren Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, ev tekstili alanında Çin’e ihracatta potansiyel gördüklerini dile getirdi. Türkiye tekstili olarak yer aldığımız standımızda, Türk tekstilinin tanıtımı yapılarak, olası iş birlikleri için görüşmeler gerçekleştirildi diyen Sertbaş, “Fuar esnasında yapılan görüşmelerde Çin pazarının büyüklüğü ve potansiyeli değerlendirilerek özellikle gelen talepler üzerine ev tekstili sektörü için yeni iş birlikleri görüşüldü. 2026 yılındaki Çin İthalat Fuarı’nda ev tekstili firmalarımızla da yer almak için çalışmalara başlayacağız” diye konuştu. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na Ege İhracatçı Birlikleri’ni temsilen, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demir dışı Metaller İhracatçıları Birliği Yalçın Ertan, Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanımız Mehmet Ali Işık, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit ve Yönetim Kurulu Üyeleri Keskin Keskinoğlu ve Nedim Kalpaklıoğlu katıldı.

Toroslar EDAŞ Gaziantep’in Artan Enerji Talebini Yatırımlarıyla Karşılıyor Haber

Toroslar EDAŞ Gaziantep’in Artan Enerji Talebini Yatırımlarıyla Karşılıyor

‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nden Toroslar EDAŞ, Gaziantep’teki 11 bin 012 trafo ve 26 bin 738 kilometreyi bulan enerji hattı üzerinde, enerji arzının sürekliliğini sağlamak amacıyla bakım, modernizasyon ve yatırım çalışmalarına sürdürdü. Sanayi tesisleriyle Türk ekonomisinin önemli üretim merkezlerinden biri olan Gaziantep’te, Toroslar EDAŞ, kesintisiz ve güçlü enerji sağlamak için şebeke kapasitesini artırdı. Sanayi bölgesindeki enerji altyapısına yapılan yatırımlar, üretimin aksamadan devam etmesini sağlayarak ekonomik canlılığa katkı sundu. Turizm ve Sanayi Bölgelerine Kesintisiz Enerji Desteği 2024 yılında en çok yatırım yapan 3 elektrik dağıtım şirketinden biri olan Toroslar EDAŞ 2025 yılının ilk dokuz ayı için belirlediği yatırım hedeflerini başarıyla gerçekleştirdi. Meşhur baklava ustaları, fıstık bahçeleri, tarihi çarşıları ve yıl boyunca düzenlenen gastronomi turizmi ile ünlü Gaziantep’in enerji altyapısını yatırımlarıyla güçlendirdi. Şehrin ekonomik ve turizm açısından kritik öneme sahip bölgeleri olan Tarihi Kapalı Çarşı ve Zeugma Mozaik Müzesi’nin olduğu yerlerde bakım ve güçlendirme çalışmaları yapıldı. Yılın ilk dokuz ayında 8 bin 534 aydınlatma armatürünün bakımı tamamlandı. Bunun yanı sıra, 140 trafo merkezi, 142 dağıtım merkezi, 151 saha dağıtım kutusu ile 921 kilometrelik hattın bakımı gerçekleştirilerek şehir genelinde aydınlatma ve enerji sürekliliğini güvence altına aldı. Gaziantep’te hizmet verdiği 950 binden fazla müşteriye daha kesintisiz ve kaliteli enerji sunabilmek adına yatırımlar kapsamında 1.010 kilometrelik yeni kablo tesisi ile 2 bin 136 yeni aydınlatma armatürünün montajını tamamlayan şirket, ayrıca, 543 yeni elektrik panosu ve 241 trafo kurarak altyapısını güçlendirdi. Zorlu Kış Şartları İçin Hazırlıklara Devam Edildi Toroslar EDAŞ, Gaziantep’te kış mevsimi öncesinde enerji arzının sürekliliğini sağlamak amacıyla kapsamlı hazırlık çalışmalarına devam ediyor. Şirket, olumsuz hava koşullarının etkilerini en aza indirmek için yıl boyunca sürdürdüğü bakım, onarım ve yenileme faaliyetlerini artırarak kent genelindeki altyapı dayanıklılığını güçlendirdi. Kritik şebeke unsurlarında gerçekleştirilen önleyici bakım ve kontrol çalışmalarıyla arıza risklerinin önüne geçilmesi hedeflenirken, saha ekipleri, yoğun yağış ve fırtına gibi zorlu kış koşullarında da enerji sürekliliğini sağlamak için 7/24 esasına göre görev başında olacak. Toroslar EDAŞ, kesintisiz, güvenli ve sürdürülebilir enerji hedefi doğrultusunda Gaziantep’in tamamında altyapı yatırımlarını güçlendirerek, müşterilerine kaliteli hizmet sunma kararlılığını sürdürüyor. Enerjide Güç, İletişimde Hız Operasyonel iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmek için dijital dönüşümüne ağırlık veren Enerjisa Dağıtım Şirketleri kullanıcı memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. 7/24 hizmet sunan www.toroslaredas.com.tr, Web ChatVolt, Toroslar 186 Mobil Uygulaması, WhatsApp İhbar Hattı ve 186 Çağrı Merkezi ile her kanaldan müşterilerine ulaşıyor. Sosyal medya üzerinden gelen talepleri de hızlıca karşılayarak Gazianteplilerin yanında olmayı sürdürüyor. Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin AYEDAŞ ve Başkent EDAŞ ile birlikte elektrik dağıtımındaki 3 şirketinden biri olan Toroslar EDAŞ, Gaziantep’teki enerji altyapısını güçlendirmek için yatırımlarına kararlılıkla devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Gelecekte Hibrit Sinema Anlayışı Doğacak! Haber

Gelecekte Hibrit Sinema Anlayışı Doğacak!

Dijital platformların sinema kültürünü önemli ölçüde dönüştürdüğünü kaydeden Dr. Kabaş, gelecekte yapay zekâ ile insan yaratıcılığının iç içe geçtiği hibrit bir sinema anlayışı doğabileceğini, duyguyu algoritmayla değil insanla inşa eden filmlerin ise her zaman bir biçimde var olacağını kaydetti. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, 14 Kasım Dünya Sinema Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, sinemanın dijital çağda geçirdiği büyük dönüşüme dikkat çekti. Sinema en büyük dönüşümlerinden birini geçiriyor Sinemanın en büyük dönüşümlerden birini dijital çağla birlikte geçirdiğini, filmin artık sadece bir anlatı sanatı olarak değil aynı zamanda veri akışı, algoritmalar ve içerik stratejileriyle tanımlanmaya başlandığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, “Eskiden sinema, fiziksel olarak bir araya gelinen, ortak duyguların paylaşıldığı ve devamında çeşitli sosyalleşmelerin de yaşandığı bir ritüeldi; bugünse sıklıkla bireysel ekranlara, kısalan dikkat sürelerine ve hızlı tüketim çerçevesine sıkışmaya doğru ilerliyor. Ancak bu değişim, sinemanın bittiği anlamına gelmiyor. Aksine, dijital çağ sinemaya yeni ifade biçimleri de kazandırıyor. Artık bir hikâye yalnızca perdede değil, sosyal medyada, sanal gerçeklikte hatta yapay zekâ destekli deneyimlerde var olabiliyor. Dolayısıyla sinemaya farklı bir gözle bakıldığında aynı zamanda bir tür ‘dijital hafıza alanı’ na dönüşümün söz konusu olduğu da söylenebilir. Bu süreçte film yapanlar, yalnızca kamera arkasında değil, kodun ve verinin içinde de yeni bir anlatım dili kurabiliyor. En nihayetinde dijitalleşmenin en üst seviyesine ulaşarak sinema alanını tamamıyla dönüştürmesinin tam karşılığını henüz göremedik.” dedi. Pandemi, sinema salonları için dönüm noktası oldu Pandeminin, sinema salonları için bir anlamda dönüm noktası olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, “Uzun süre kapalı kalan salonlar ekonomik ve duygusal bir kayıp yaşadı. Evde film izleme alışkanlığıyla birlikte salonların sağladığı kolektif izleme deneyiminden uzaklaşılmaya başlandı. Öte yandan sinema salonlarında film izlemenin ekonomik karşılığının giderek artması, salonların AVM’lere taşınmasıyla birlikte film izlemenin ötesinde bir tüketim çerçevesinin öne çıkması da bu durumu pekiştirdi. Ancak son birkaç yılda bu durumun değiştirilmeye çalışıldığını görebiliyoruz. Ödüllü yerli yapımların salonlarda gösterilmesi, belirli yönetmenlerin sinema perdesi gösterim formatına uygun üretimlerde bulunması ve sinema salonların ‘nostalji’ üretimi doğrultusunda kült yapımları yeniden beyazperdeye taşıması bu konudaki girişimlere örnek olarak verilebilir. Bunların yanı sıra film sonrası söyleşiler, tematik gösterimler, festival organizasyonları da bu bağın yeniden kurulması açısından önem taşıyor.” diye konuştu. Dijital platformlar, sinema kültürünü önemli ölçüde dönüştürdü… Netflix, Amazon Prime, Max gibi dijital platformların sinema kültürünü önemli ölçüde dönüştürdüğünü de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, “Bir yandan erişim sınırlarını ortadan kaldırarak hikâyeleri zaman-mekân ayrımı olmaksızın küresel ölçeğe taşıdılar öte yandan izleme alışkanlıklarını da kökten değiştirdiler. Artık izleyici filmi bir etkinlik olarak değil, tıpkı bir sosyal medya içeriği gibi hızlıca tüketilen bir ‘akış’ olarak deneyimliyor. Bu durumun iki yönü var: Olumlu tarafı erişimin, çeşitliliğin ve görünürlüğün artması. Olumsuz tarafıysa sinemanın hızlı tüketim ve izleyici verisi odaklı üretim kültürüne teslim olması. Platformların algoritmaları, izleyiciye yeni içerikleri sürekli kişiselleştirilmiş bir şekilde sunarken, derinleşme, film üzerine tartışma ve sinemasal deneyim giderek zayıflıyor. Elbette ki bazı yönetmenlerin de bu dijital koşulları yaratıcı biçimde kullanarak yeni anlatım biçimleri geliştirdiğini de dikkatle takip edebiliyoruz. Dolayısıyla artık bugün sinemayı bir anlatı sanatı olarak nasıl tanımlayacağımız önemli olacaktır.” ifadesinde bulundu. Gelecekte hibrit bir sinema anlayışı doğacak! Yapay zekânın artık sinemanın bir parçası hâline gelmeye başladığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, şöyle devam etti: “Senaryo yazımından görsel efektlere, kurgudan ses tasarımına kadar birçok aşamada üretim süreçlerine dahil edilebiliyor. Bu teknolojiler sayesinde daha hızlı, daha düşük bütçeli ve teknik olarak çok daha gelişkin işler üretmek mümkün kılınıyor. Ancak bu gelişmeler sinemanın insani yönünü tehdit etme riski de taşıyor. Yapay zekâ bir hikâyeyi yapı olarak taklit edebilir, duygusal ritmini analiz edebilir, hatta belli formüllerle istenilen noktalarda izleyiciyi ağlatan ya da heyecanlandıran sahneler üretebilir. Ancak sinemanın anlamını güçlendiren şeyler arasında, insanın duygusal sezgisi ve yaratıcı hataları da bulunmaktadır. Bu nedenle yapay zekâ sinemayı dönüştürüyor ama henüz insanın hayal gücünün yerini tam olarak, en azından bizim kavrayabileceğimiz şekliyle, alamıyor. Belki gelecekte yapay zekâ ile insan yaratıcılığının iç içe geçtiği hibrit bir sinema anlayışı doğacak ama duyguyu algoritmayla değil insanla inşa eden filmler her zaman bir biçimde var olacak.” Dijital oyuncular ya da yapay zekâ ile oluşturulan karakterler yeni kapılar açtı Deepfake veya dijital oyuncu kullanımının sinemada hem etik hem de hukuki açıdan çok ciddi bir tartışma alanı oluşturduğunu da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, “Deepfake teknolojisiyle bir oyuncunun canlandırılması ya da izinsiz olarak bir yüzün kullanılması, temsiliyet ve rıza kavramları üzerine yeniden düşünmemizi gerektiriyor. Bu tartışmanın sadece teknolojik bir yerden değil aynı zamanda insan onuru, emeği ve sanatsal bütünlüğe dair bir sorumluluk konusu olarak da sürdürülmesi gerekiyor. Dijital oyuncular ya da yapay zekâ ile oluşturulan karakterler, sinemaya teknik olarak yeni kapılar açabiliyor. Fakat bu teknoloji suistimal edildiğinde, sanatın en temel unsuru olan ‘insanlık hâli’ zarar görüyor. Dolayısıyla teknolojiyi kullanan niyeti de tartışmamız gerekiyor. Dolayısıyla sinemada etik çizginin korunması, sanatsal güvenin de korunması anlamına geliyor.” şeklinde konuştu. Sinemayı yaşatan insanın beyazperdeye yansıyan büyülü anlatımı Sinemanın geleceğinin, teknoloji üzerinden ya da teknolojiye dönük bir rekabet endüstrisi oluşturmaktan değil teknolojiyle birlikte yeni duygusal ve estetik alanlar oluşturmakta gizli olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, “Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bir hikâyeyi anlamlı kılan şey her zaman onu anlatan insanın iç dünyası, toplumla kurduğu ilişki ve hayatı yorumlama biçimini aktarma yolu olmaktadır. Bu nedenle, dijital çağda bile sinemayı yaşatan şey, teknolojinin, platformların ya da endüstrinin inşa ettiği değil insanın beyazperdeye yansıyan büyülü anlatımıdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Başkent EDAŞ Ankara’nın Enerji Geleceğine Yatırımlarını Sürdürüyor Haber

Başkent EDAŞ Ankara’nın Enerji Geleceğine Yatırımlarını Sürdürüyor

‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonuyla sürdürülebilir projelerini hayata geçiren Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nden Başkent EDAŞ, 3 milyon 276 binden fazla aboneye kesintisiz ve kaliteli enerji hizmeti vermek için çalışmalarını sürdürüyor. 2024 yılında en çok yatırım yapan 4 elektrik dağıtım şirketinden biri olarak öne çıkan Başkent EDAŞ, kamu ve özel sektörün ağırlıklı olduğu, ticaret ve sanayi yatırımlarına bağlı olarak büyük bir nüfus göçü alan Ankara’da sorumluluk alanında olan 22 bin 432 trafo ve 68 bin 772 kilometrelik enerji hattında kesintisiz ve kaliteli enerji arzını sağlamak amacıyla bakım, onarım ve yatırım çalışmalarını 2025 yılının ilk dokuz ayında da kararlılıkla sürdürdü. Ankara’da kesintisiz enerji için altyapı güçleniyor Daha aydınlık bir kent hedefi doğrultusunda, mevsimsel ve coğrafi şartların olumsuz etkilerini en aza indirmek için çalışan şirket Akyurt, Altındağ, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çankaya, Çubuk, Elmadağ, Etimesgut, Gölbaşı, Güdül, Haymana, Kahramankazan, Kalecik, Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı, Pursaklar, Şereflikoçhisar ve Sincan ilçelerinde bakım ve onarım çalışmalarını aralıksız sürdürdü. . 2025 yılının ilk 9 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40’lık artışla 13 bin 845 armatür, yüzde 40’lık artışla 7 bin 331 km’lik kablo, yüzde 20 artışla 92 trafo merkezi, yüzde 33’lik artışla 1.115 adet dağıtım merkezi ve 181 elektrik dağıtım panosunun bakımlarını tamamladı. Ayrıca yeni yatırımlar kapsamında 2024 yılının ilk 9 ayına oranla yüzde 14’lük artışla 840 km’lik kablo hattı, yüzde 7 artışla 138 trafo ile 1.988 armatür ve 352 elektrik dağıtım panosu tesis ederek enerji altyapısını güçlendirdi. Müşteri odaklı hizmet anlayışı memnuniyeti artırdı Operasyonel iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmek için dijital dönüşümüne ağırlık veren Enerjisa Dağıtım Şirketleri kullanıcı memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. 7/24 hizmet sunan www.baskentedas.com.tr, Web ChatVolt, Başkent 186 Mobil Uygulaması, WhatsApp İhbar Hattı ve 186 Çağrı Merkezi ile her kanaldan müşterilerine ulaşıyor. Sosyal medya üzerinden gelen talepleri de hızlıca karşılayarak Ankaralıların yanında olmayı sürdürüyor. Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin Ayedaş ve Toroslar EDAŞ ile birlikte elektrik dağıtımındaki 3 şirketinden biri olan Başkent EDAŞ, Ankara’daki enerji altyapısını güçlendirmek için yatırımlarına kararlılıkla devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.