Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Stm

Kapsül Haber Ajansı - Stm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Stm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TCG SAVARONA STM’nin Milli Seyir Sistemi ile Görev Yapacak Haber

TCG SAVARONA STM’nin Milli Seyir Sistemi ile Görev Yapacak

Türkiye’nin savunma sanayiindeki milli mühendislik gücü STM, savaş gemilerinin yanı sıra geliştirdiği kritik yerli alt sistemlerle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Savarona Yatının modernizasyon sürecine teknolojik katkı sunuyor. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Devlet statüsünde devredilen ve ASFAT yükleniciliğinde İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nca modernizasyona alınan TCG SAVARONA’ya, STM tarafından milli imkanlarla geliştirilen, Elektronik Harita Gösterim, Bilgi ve Takip Sistemi STMDENGİZ WECDIS entegre edildi. Savarona, STM’nin milli seyir sistemi ile rotasını bulacak. Güleryüz: Savarona’ya Katkı Sunmak, Tarihî Bir Sorumluluk ve Gurur Vesilesi STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, “STM olarak geliştirdiğimiz milli sistemleri, bugüne kadar donanmamızın modern savaş gemilerine entegre ettik. Şimdi ise bu teknolojik birikimi, tarihimizin simgelerinden biriyle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu çalışmalar, ekosisteme sunduğumuz hizmetleri sürekli geliştirme kararlılığımızın bir göstergesi. Bunun en son ve en anlamlı örneklerinden biri ise TCG SAVARONA projesi. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Savarona’ya katkı sunmak, bizler için sadece bir mühendislik projesi değil, aynı zamanda tarihî bir sorumluluk ve gurur vesilesidir. WECDIS sistemi ile, Savarona’nın çağın gereksinimlerine uygun şekilde seyrini desteklemekten onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. STMDENGİZ WECDIS ile Emniyetli ve Kontrollü Seyir STM mühendisleri tarafından, askeri deniz platformları için geliştirilen, Elektronik Harita Gösterim, Bilgi ve Takip Sistemi STMDENGİZ WECDIS, dünya çapında geçerliliğe sahip Denizcilik Ekipmanları Direktifi (MED-Marine Equipment Directive) sertifikası “Wheelmark” onayı alan Türkiye’den ilk WECDIS ürünü. Askeri amaçla kullanılan sualtı ve suüstü platformlar için üretilen STMDENGİZ WECDIS, yeni nesil askeri harita sistemlerini içermesinin yanı sıra tüm askeri fonksiyonel gereksinimleri karşılayacak şekilde dizayn edildi. Gemilerde, köprüüstünde veya platform büyüklüğüne göre Savaş Harekat Merkezinde de bulunabilen sistem, otomatik olarak geminin rotasını ve ilerlemesini dijital ortamda sergileyerek bir harita işlevi görüyor. Ayrıca, yüklenen ilave katmanlarla da seyir güvenliğini arttırıyor. S-100 Tabanlı Haritalarla Uyumlu Hale Geliyor Yerli yazılım STMDENGİZ WECDIS, diğer veri sağlayıcılarının entegre edilmesiyle seyirsel farkındalığı artırırken; seyir planının hazırlanması ve değerlendirmesinde kullanılacak süreyi azaltarak seyir planının verimliliğini de artırıyor. Harita düzeltmelerinin elektronik harita üretici kuruluşlarca otomatik olarak yapılarak sisteme yüklenmesiyle seyir personeli üzerindeki yükü de azaltarak harita düzeltmelerinin verimliliğini de olumlu etkileyen sistem, elle yapılan harita düzeltmelerine ve uzun seyir planlarına olan ihtiyacı ise ortadan kaldırıyor. Kullanımı kolay ekran fonksiyonları ve yüksek çalışma performansının yanı sıra kullanıcı dostu yazılıma sahip olan ve çeşitli ekran boyutları bulunan STMDENGİZ WECDIS’de, rota planlama/düzenleme ve emniyet kontrol fonksiyonları yer alıyor. Günümüzün teknolojik gelişmelerine paralel olarak, STM söz konusu sistemi, S-100 tabanlı haritaların sergilenmesine de uygun hale getirmek üzere çalışmalarına devam ederek çok yakın gelecekte üreteceği sistemlerde bu özelliği kullanıcıların hizmetine sunmayı planlıyor. Milli Gemilere Takıldı, İhracata Koştu STMDENGİZ WECDIS, farklı ilave askeri katmanları (Additional Military Layers AML) bünyesinde barındırıyor. Örneğin; bir bölgede daha önce yapılmış bir mayın harekâtında mayın veya batık tespit edilerek, bu tespitler ilave askeri katman olarak sisteme yüklendiğinde, STMDENGİZ WECDIS’in ilave katmanları sayesinde bu bilgiler sistemde görülebiliyor. Bu sayede askeri gemilere, daha emniyetli ve kontrollü bir seyir imkânı sağlanıyor. Ürünün sivil/ticari alandaki versiyonu olan Elektronik Harita Görüntüleme ve Bilgi Sistemi “STMDENGİZ ECDIS” de 2020 yılında, Türkiye’de MED Sertifikası alan ilk ECDIS olmuştu. STMDENGİZ ECDIS, STM’nin ana yüklenicisi olduğu AGOSTA 90B Pakistan Denizaltı Modernizasyon projesinde; STMDENGİZ WECDIS ise Türkiye’nin milli fırkateyn projesi “İstif” Sınıfının tüm gemileri ile Milli Hücumbot Projesinde, Yeni Tip Mayın Avlama Gemisi (Y-MAG) Projesinde ve STM’nin ihraç ettiği savaş gemilerine entegre ediliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ALPAGU Sahada Göreve Hazır Haber

ALPAGU Sahada Göreve Hazır

Türk savunma sanayiinde milli ve modern sistemler geliştiren STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş., Türkiye’de öncüsü olduğu taktik İHA alanında yeni teslimatlara devam ediyor. STM tarafından tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ve kamuoyunda, “Kamikaze İHA” olarak da bilinen, sabit kanatlı milli vurucu İHA sistemi ALPAGU’nun yurt içi teslimatları yapıldı. ALPAGU ilk ihracatını 2023 yılında yapmıştı. Güleryüz: ALPAGU, Operasyonel Sahada Etkinliği Artıracak STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, “Ülkemizin ihtiyaçları için milli mühendislik gücümüzle geliştirdiğimiz taktik İHA ailemiz, güvenlik güçlerimizin elini sahada güçlendiriyor. Gözcü, vurucu ve mühimmat bırakan İHA’larımızın ardından teslimatlara sabit kanatlı vurucu İHA sistemimiz ALPAGU ile devem ediyoruz. ALPAGU’nun operasyonel sahada etkinliğimizi artıracağını değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı. Kendisi Hafif, Etkisi Ağır Eski Türkçe’de “düşmana tek başına saldıran yiğit” anlamı taşıyan ALPAGU, hafif yapısı, dalış hızı, düşük radar kesit alanı ve sürati ile önemli hedeflere noktasal tahribat yaratabilmesiyle öne çıkıyor. Terörle mücadele operasyonlarında, sınır ötesi harekatlarda ve meskun mahal çatışmalarında aktif görev alabilen ALPAGU, 8 kilometre menzile sahip. Sabit Kanatlı Vurucu İHA Sistemi, Fırlatıcı Lançer ve Yer Kontrol İstasyonu olarak üç bileşenden oluşan ALPAGU, sahip olduğu elektro optik ve kızılötesi kameralar ile gece ve gündüz etkin görev yapabiliyor. Lançerden fırlatıldıktan sonra, yaklaşık 15 dakika boyunca uçuş gerçekleştiren ALPAGU, yapay zeka destekli son teknoloji görüntü işleme yazılımı vasıtasıyla hedef takibini başarıyla yapıyor. Düşük radar kesit alanı ve küçük boyutu ile hedef tarafından son ana kadar tespit edilemeyen ALPAGU, üzerindeki mühimmat ile hedefini noktasal hassasiyetle imha ediyor. MIL-STD-331 uyumlu Elektronik yaklaşma tapası, görevi değiştirme veya kendini imha kabiliyetleri bulunan ALPAGU, görüntü işleme tabanlı atış kontrol sistemi ile hassas vuruş yeteneğine sahip. Tek bir personel tarafından kolayca taşınıp görev alanında 1 dakika içinde kurularak kullanılan sistem, üzerindeki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir güç çarpanı ve operasyonel üstünlük sağlıyor. ALPAGU’dan Çoklu Görev Kabiliyeti ALPAGU, sahip olduğu üstün kabiliyetler yanında, farklı platformlara (kara-deniz-hava araçlarına) entegre olabilmesi gibi özelliklerle rakiplerinden ayrışıyor. ALPAGU ağ tabanlı haberleşme sistemi (mesh network link yapısı) sayesinde birden fazla platformun tek bir kumanda (yer kontrol istasyonu) üzerinden kontrol edilerek çoklu görev yapılmasına imkan sağlıyor. Ağırlığı 2 kilogramın altında olan ALPAGU’ya benzer, dünyada yalnızca 2 platform bulunuyor. STM mühendisleri tarafından geliştirilen görev bilgisayarı ve uçuş kontrol sistemi ile tamamen otonom şekilde seyrüsefer icra eden ALPAGU, hedeflerin tespiti ve imhasını “Man-in-the-Loop” prensibi ile tamamen operatör kontrolünde gerçekleştiriyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı Haber

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı

T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği - MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından organize edilen MRBS, savunma sanayiindeki yerli ve milli üreticilerimizin çözümlerini tanıtma aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle iş birliği fırsatları imkanı sundu. MRBS’nin açışını; T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir ve MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek gerçekleştirdi. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunuyor T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, MRBS’de şunları söyledi: “Askerî Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi, savunma sanayiimizin yükselen gücüyle, adeta eşgüdüm içinde, giderek güçleniyor. Gerek son derece net bir odak noktasına sahip olması gerekse de ilgili literatür ve tartışmaların artmasına katkısı itibariyle bu zirveyi son derece kıymetli bir çalışma olarak görüyorum. Ülkemiz, pek çok farklı risk ve tehdide karşı tüm imkânlarını en verimli şekilde kullanmak durumunda. Bu anlamda sınırlarımızın korunması ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, sadece askerî bir gereklilik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin teminatıdır. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme, sınır güvenliği ve vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü izleme sistemleri, insanlı-insansız hava araçlarına karşı etkin çözümler ve yapay zekâ destekli analizler, artık modern güvenlik stratejilerinin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bu gelişmeler, sınırlarımızın sadece korunmasını değil aynı zamanda sürekli gözetim ve caydırıcılık fonksiyonlarını da pekiştirmektedir. Özellikle çevre coğrafyamızda vuku bulan hadiseler sınır güvenliğini, gündemimizin önemli bir parçası haline getirmiştir. Sınır güvenliğimiz; karada, denizde ve havada, millî savunma sanayimizin son teknoloji ürünleriyle en üst düzeyde korunmakta olup, ortaya koyduğumuz yüksek etkililik sayesinde bu ürünler pek çok ülkenin dikkatini çekmekte ve uluslararası alanda ilgi görmektedir. Savunma sanayimizin bu tür ihtisas faaliyetlerinde yer alması, bizim Bakanlık olarak özellikle takip ettiğimiz bir husustur. Sahada geleceği şekillendiren yeni teknolojilerle yetenek kazanılmasının, temin ve takibinin sağlanmasının kritik olduğunu düşünüyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve teşviki ile son yıllarda, bilhassa Savunma Sanayii alanında büyük atılımlar gerçekleştirildi, yerlilik ve millîlik oranımız çok büyük oranda arttı. Gerçekleştirilen politika ve uygulamalar çerçevesinde, ülkenin sivil sektörlerle entegre olmuş, savunma, havacılık ve uzay sanayinin, tedarik makamlarımızca ilan edilen teknoloji alanlarında sürdürülebilir gelişme içerisinde, küresel rekabet gücüne sahip bir sektör konumuna gelebileceğini öngörüyoruz.” “Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır” T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ise şunlara dikkat çekti: “Düzensiz göç ile mücadelede, ülke içerisinde yapılan operasyonların yanı sıra, etkili sınır güvenlik tedbirleride büyük bir önem taşımaktadır. Sınır güvenliği dediğimiz bir ülkenin bağımsızlığının, egemenliğinin ve iç istikrarının en temel unsurlarındandır. Sınırlar; milletimizin güvenliğini, refahını ve geleceğini koruyan stratejik hatlarımızdır. Hızla değişen dünyada; terör, düzensiz göç, kaçakçılık ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler ülkeler için birer sıralama oluşturmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla şekillenen “yerli ve milli savunma sanayi hamlesi” artık sadece bir hedef değil, aynı zamanda somut bir gerçekliktir. Türk silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız ülkemiz sınırlarını korumak için 7-24 saat görev yapan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı olarak biz de sınırlarımızdaki fiziki güvenlik ve teknolojik tedbirleri en üst düzeye çıkarmak için gece-gündüz kararlılıkla çalışmaktayız. Başkanlığımız Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğümüzce; sınır güvenliğinde etkinliğin artırılması amacıyla, güvenlik duvarı/fiziki engel sistemi ve devriye yolu, termal kamera, aydınlatma sistemi, gözetleme kulesi, elektro optik kule, keşif gözetleme aracları ve drone başta olmak üzere, teknolojik güvenlik sistemlerinin kurulumuna yönelik birçok önemli yatırım, proje ve faaliyet birlikte hayata geçirilmiştir. Sınır güvenliğinde kullanılan bu teknolojiler ve entegre sistemler, sınır ihlallerini anlık olarak tespit edebilmekte ve güvenlik güçlerine anında müdahale imkânı sunabilmektedir. Bu sayede, sınır güvenliğimiz yüksek bir hassasiyetle sağlanmaktadır. Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan risk analizi süreçlerini daha da geliştiriyoruz. UKORAM yani Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analizi Merkezi ile Türkiye’nin sınır yönetimi alanındaki kapasitemizi artırıyoruz. Bu zirvede bir araya gelmemizin temel amacı yeni teknolojileri, yeni fikirleri ve yeni iş birliği modellerini konuşmak; daha güvenli bir gelecek için ortak aklı inşa edebilmektir. “ Yeni tehditleri sahadan öğrenip hızla çözüm geliştiriyoruz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise MRBS’de şunları söyledi: “7 komşumuz var 3 bin kilometre yaygın kara sınırımız, aynı zamanda 6 bin kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridine sahibiz. Ve bir ülkenin yaşayabileceği bütün tehditleri sahada yaşıyoruz. Drone teknolojisiyle artık kritik tesisler de tehdit altında. Tehditler sürekli gelişiyor ve tehdit unsurları da teknolojiden faydalanıyor. Sahada sürekli var olmanız gerekiyor ve yeni teknolojilere yatırım yapmanız gerekiyor. Sahada emniyet güçlerimize ve silahlı kuvvetlerimize bu yeni teknolojileri teslim etmemiz gerekiyor. Sahaya koyduğumuz çözümlerin ve teknolojilerin maliyet-etkin olması da çok önemli. Sahada olmamız, sahadaki bilgi akışında bizi çok avantajlı kılıyor. Yeni tehditleri sahadan çok hızlı öğreniyor, bu da bizim yeni teknoloji geliştirmemize fırsat sağlıyor. Bu tarz güvenlikle ilgili projelerimizde daha çevik yaklaşımlara geçmiş durumdayız. Silahlı kuvvetlerimizle beraber sahadan ihtiyaçları alıp firmalarımızla birlikte çözümleri geliştirme, oluşturulan prototipleri de sahaya götürüp deneyerek aslında uygulamaya başladığımız bir modeli işletiyoruz ki bu artık kaçınılmaz. Çünkü sahadaki tehdit değişimiyle klasik yaklaşımlarla mücadele etmememiz gerekiyor. Geçen ay içerisinde 200 km’lik sismik sensörlerden, drone’lardan ve elektronik sistemlerden oluşan bir sistemi sahaya kurduk ve emniyet güçlerimizin kullanımına sunduk. Tabii burada sahaya sunduğumuz ürün sayısı arttıkça bunların entegre olması ve beraber çalışması önem arz etmeye başlıyor. Müşterek Resim adlı projemizi de bu adla yürütüyoruz. Tüm sistemleri aynı anda yürütmek için birbirine entegre ediyoruz. Bir diğer önemli unsur da yapay zekayı sahada kullanıyoruz. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıracak çözümleri de yapay zekayla getiriyoruz. Sensörlerimiz çok fazla sürekli veri akıyor ve görüntü geliyor ancak operatörlerin saatlerce bunları izlemesi ve onlardan bir tehdit görmesi artık belli bir süre sonra zorlaşıyor. İşte burada nesne tanıma gibi çözümler oluşturuyoruz. Olay tahmini gibi oto-optimizasyon gibi yapay zekayla ilgili unsurları da sahaya kurmaya devam ediyoruz. Yine geniş alan gözetlemeyle ilgili yeni kurduğumuz bir sistemle 38 km’lik bir alanın tüm verilerini toplayabiliyoruz. Balon sistemleri kurduk sahaya denemeler yapıyoruz. Yine önemli bir diğer projemiz MÜB Projesi, yıllar içerisinde yüze yakın Modüler Üs Bölgeleri kurduk ve bunların terörle mücadelede bize çok fayda sağladığına inanıyorum. Bu bizim bölgede alan hakimiyetini ele geçirmemizi sağladı. Kıyılarımıza yönelik de birçok proje hayata geçirdik, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyaçlarına yönelik İnsansız Deniz Araçlarını - İDA da yakın zamanda sahaya vermiş olacağız. Bir taraftan da İnsansız Kara Araçlarımız (İKA) var. Bunlar depremde kurtarma faaliyetlerin de bile kullanıldı. Şimdi sahada farklı görevler alacak İKA’larımız da yavaş yavaş envantere giriyor. Özellikle değişik konseptler altında İKA’larımız kullanılacak, ana konseptlerden biri sınırda devriye görevi olacak. İKA’lar hem personelin can güvenliği hem de uzun süre orada kalması yerine İKA’lar bu görevi üstlenecek.” “Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır” MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir: “Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, yalnızca bir ihtisas etkinliği değil; Türkiye’nin stratejik vizyonunun ve yerli üretim kararlılığının sahneye çıktığı bir buluşmadır. Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır. Bugün Türkiye, savunma sanayinde dünyada kendi ekosistemini kurabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelmiştir. Türkiye, son 20 yılda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla bu alandaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltmış ve yerlilik oranını yüzde 80 seviyelerine dek çıkarmıştır. Bu sayededir ki, ürettiğimiz İHA ve SİHA’lar, milli yazılımlar, zırhlı araçlar ve savunma teknolojileri ile günümüzde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte güç sahibi olan bir aktör haline geldik. Türk savunma sanayiinin imzası, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar 180’den fazla ülkeye ulaşmış durumdadır. Sadece 2025’in ilk sekiz ayında 5,4 milyar doları aşan ihracat rakamı, bu yükselişin en somut göstergesidir. Bu başarılar, yalnızca savunma alanında değil, ekonomide de büyük bir dönüşümün kapısını aralamıştır bizlere... Savunma sektörü; imalat sanayisinden yazılıma, lojistikten enerjiye kadar birçok sektörü doğrudan etkileyen bir kaldıraç görevi görmektedir. Bu nedenle, savunma sektörüne yapılacak her bir yatırım, esasen ülkemizin ekonomik bağımsızlığına da yapılmış olacaktır." Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bugün MÜSİAD çatısı altında savunma alanında üretim yapan yüzlerce üyemiz var. KOBİ ölçeğinden sanayi devlerine kadar geniş bir ekosistemin parçasıyız. Bu ekosistem, büyük ana yüklenicilerle entegre çalışan bir milli tedarik zinciri anlamına geliyor. Her bir KOBİ’miz, mühendisinden teknisyenine, yazılım geliştiricisinden malzeme üreticisine kadar bu zincirin stratejik bir halkasıdır. Biz bu süreci, “yerli üretim” kavramını bir slogan olarak değil, Türkiye’nin geleceğini inşa eden bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bugün sınırlar sadece haritalarda çizilmiyor; siber uzayda, verilerde, algoritmalarda yeniden tanımlanıyor. Güvenliğin yeni boyutu, bilgiyle başlıyor; yazılımla, yapay zekâyla ve dijital sistemlerle korunuyor. Bu nedenle MRBS 2025’te yapay zekâ destekli radar sistemleri, siber güvenlik çözümleri, yüksek performanslı haberleşme teknolojileri ve enerji verimli savunma altyapıları ön planda olacak.” Ülkemizin milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz Zirve’nin açışında konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Türkiye’ye insani sebeblerle olduğunu söyleyerek ambargo uygulayan Batılı ülkeler her türlü silahı İsrail’e tedarik etmek konusunda tereddüt etmedi. Bunlar da bize göstermektedir ki devletimizin ekonomik ve askeri gücünün savunma sanayii ile de desteklenmesi bir zaruriyettir. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana bu zirveyi düzenliyor olmamız, aslında bu bakışın ve kararlı bir mücadelenin ürünüdür. Bizler, sadece ticareti değil, aynı zamanda ülkemizin güvenlik ihtiyaçlarına, stratejik hedeflerine ve milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Yülek sözlerine şöyle devam etti: “Sınır güvenliği artık yalnızca ülkelerin sınır hatlarını fiziki olarak korumakla sınırlı değildir. Küresel ölçekte göç hareketleri, terör örgütlerinin faaliyetleri, organize suç ve kaçakçılık şebekeleri, hibrit savaş yöntemleri ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler, sınır güvenliğini uluslararası bir mesele haline getirmiştir. Gelecek on yıllar, güvenlikte teknoloji üstünlüğünün belirleyici olacağı yıllar olacaktır. Savaş ve güvenlik alanında klasik yöntemlerin yerini; insansız sistemler, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları, uzay tabanlı izleme ve erken uyarı sistemleri alacaktır. Türkiye bu süreçte, güçlü bir vizyonla ilerlemek zorundadır. Bizler de iş dünyası temsilcileri olarak, ülkemizin bu vizyona katkı sunmaya devam edeceğiz.” Yerli ve milli teknolojilerin sergilendiği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7 Ekim’de Başlıyor Haber

5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7 Ekim’de Başlıyor

Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki en önemli ihtisas etkinliklerinden biri olan Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, bu yıl beşinci kez kapılarını açıyor. 7-8 Ekim 2025 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Zirve, T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle, MÜSİAD Ankara Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenleniyor. Zirveye ilişkin detaylar, Intercontinental Grand Ankara Hotel’de gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Ankara Savunma Sanayiinin Merkez Üssü Toplantıda konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, Ankara’nın savunma sanayiinde üstlendiği stratejik role dikkat çekerek şunları söyledi: “Ankara’ya MRBS gibi önemli bir ihtisas etkinliğini kazandırmış olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. İki yılda bir düzenlediğimiz Zirve’nin bu yıl beşincisini hayata geçiriyoruz. Yerli ve milli savunma sanayii ürünlerini karar vericilerle buluşturan, iş birliklerine zemin hazırlayan güçlü bir platform olan MRBS; kamu, özel sektör ve üniversite temsilcilerini bir araya getiren oturumlarıyla da dikkat çekiyor. Bu yıl MRBS'de 100’e yakın katılımcı firma ve 1.800’e yakın sektör profesyonelini Ankara’da bir araya getirmeyi hedefliyoruz.” Ankara merkezli savunma sanayii firmalarının global başarıları, ihracat ve yeni sözleşme hacimlerindeki artışla birleşerek, başkentin “savunma sanayiinin başkenti” kimliğini hem yerel hem küresel ölçekte pekiştirdiğine dikkat çeken Yülek, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan Defense News Top 100 listesinde merkezi Ankara’da bulunan beş Türk savunma firması – ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, ASFAT ve MKE – yer aldı. Bu tablo, Ankara’nın sektördeki kritik konumunu bir kez daha gözler önüne serdi.” 50’ye yakın ülkenin askeri ateşesi MRBS’ye katılacak Yülek, ayrıca MRBS 2025’in bu yıl 50’ye yakın ülkenin askeri ataşesini ağırlayacağını belirterek, zirvenin uluslararası iş birliği potansiyelini vurguladı: “Savunma sanayiimizde yerlileşme hız kazandı, ihracat potansiyelimiz her geçen yıl artıyor. 2025’in ilk 8 ayında savunma ve havacılık ihracatımız geçen yıla göre yüzde 45 artışla 5 milyar 418 milyon dolara ulaştı. MRBS, bu ivmeyi daha da ileriye taşıyacak.” Yerli Üretim ve KOBİ Katılımı Öne Çıkıyor Savunma sanayiide dışa bağlılığın azalmasının stratejik önemine de dikkat çeken Yülek, yerli ve milli üretimin yalnızca bu bağımlılığı azaltmakla kalmadığını, aynı zamanda KOBİ’leri de tedarik zincirine entegre ettiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Büyük savunma firmalarımızla birlikte birçok KOBİ’miz de bu sürecin aktif bir parçası. Bu geniş ekosistem, sadece güvenliğimizi değil, ekonomik kalkınmamızı da güçlendiriyor." Yülek ayrıca, hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında savunma sanayiine yönelik teknoloji ve sürdürülebilirlik hedeflerini hatırlattı: “Radar, elektronik harp, yapay zekâ, yerli yazılım ve haberleşme sistemleri gibi kritik teknolojilerde yerlileşme teşvik ediliyor. Aynı zamanda yeşil ve dijital ekonomiye geçiş hedefleri doğrultusunda; enerji verimli radar sistemleri, sürdürülebilir üretim süreçleri ve yeşil lojistik uygulamaları da ön plana çıkıyor. MRBS’de biz de bu başlıklara yer vererek, sektörün dönüşümüne öncülük etmeyi amaçlıyoruz.” Yeni ürünler ilk kez MRBS’de tanıtılacak MRBS bu yıl da savunma teknolojilerindeki en yeni ürün ve sistemlere ev sahipliği yapacak. Bunlardan biri VISCO firması, yerli üretim yeni nesil taşınabilir güç kaynaklarını ilk kez Zirve’de görücüye çıkaracak. Bu ürün, radar sistemlerinden haberleşme altyapılarına, acil durum senaryolarından mobil operasyonlara kadar geniş bir kullanım alanı sunuyor. Odak Ar-Ge ise zorlu sınır ve operasyon koşullarına uygun olarak geliştirdiği yüksek performanslı projektörler ile kablolu aydınlatma drone sistemlerini sektör profesyonelleriyle ilk kez Zirve’de buluşturacak. Net Technologies firması Phased Array teknolojisine sahip yeni nesil mobil IoT anten sistemini ilk kez tanıtacak. Hareket halindeyken bile hızlı ve kesintisiz bağlantı sağlayan bu sistem, haberleşme altyapılarında önemli bir fark yaratmayı hedefliyor. Beyes Teknoloji tarafından geliştirilen Yüksek Hızlı 16 Kanal Slipring ve Taktik Sinyal Nişan İletim Dronu - TASNİD de ilk kez tanıtılacak ürünler arasında yer alıyor. Türkport firması ise geliştirdiği Gökçeri gözetleme balonları ile MRBS’de boy gösterecek. Casus balonların istihbarat toplama kapasitesini güçlendirmesi ve sınır güvenliğinde etkinlik kazandırması bekleniyor. Yapay zeka ve siber güvenlik konuları öne çıkacak Askeri radar sistemlerinde yapay zeka uygulamaları ve sınır güvenliğinde siber tehditlere karşı yerli çözümler hakkında önemli oturumlar gerçekleşecek. Tedarik zinciri yönetiminde karşılaşılan zorluklar ve hava sistemleri özel oturumları olacak. Bu oturumların yanı sıra sektördeki uzman isimler, kendi alanlarındaki gelişmeleri paylaşacak. MRBS MÜSİAD için önemli bir Zirve Beşinci kez düzenlenen bu Zirve, MÜSİAD’ın savunma sanayisine verdiği stratejik önemin somut bir göstergesi. Bu kapsamda MRBS tanıtım toplantısına; MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, MÜSİAD Ankara Başkan Yardımcıları Ahmet Bahaddin Meral, Hüseyin Canyurt, Ömer Bulut ile MÜSİAD Ankara Şube Müdürü Mehmet Akif Baş ve MÜSİAD Sektör Kurulları Komisyon Başkanı Mehmet Akif Çelik, MÜSİAD Savunma Sanayi Sektör Kurulu Başkanı Halil Akgül katıldı. Yerli ve milli teknolojilerin sergileneceği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini alacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

STM,TEKNOFEST Mavi Vatan’da Gençlere Milli Teknolojilerini Tanıtacak Haber

STM,TEKNOFEST Mavi Vatan’da Gençlere Milli Teknolojilerini Tanıtacak

Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunun denizlerdeki yansıması, “TEKNOFEST Mavi Vatan”, 30-31 Ağustos’ta İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda gerçekleştirilecek Askeri denizcilikte Türkiye’nin öncü gücü STM, gençlere ilham verecek milli teknolojilerini TEKNOFEST Mavi Vatan’a taşıyacak. TEKNOFEST Mavi Vatan etkinliğinde, STM’nin ana yüklenicisi olduğu Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG İSTANBUL (F-515), STM’nin önemli görevler aldığı MİLGEM Ada Sınıfı Korvet ve TCG HIZIRREİS Denizaltısı İstanbul Tersanesi’nde olacak. STM, etkinlikte yer alacak standında ise; Türkiye’nin milli fırkateyn projesi İstif Sınıfı, Lojistik Destek Gemisi, STM500 Denizaltısı ve İnsansız Otonom Sualtı Aracı STM NETA’nın maketlerini sergileyecek. STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, TEKNOFEST’in gençlere sunduğu fırsatlara dikkat çekerek şunları söyledi: “TEKNOFEST, gençlerimizin hayallerini teknolojiyle buluşturduğu, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren çok değerli bir buluşma noktamız. Biz de STM olarak, Mavi Vatan’da elde ettiğimiz mühendislik başarılarımızı gençlerimize aktarmaktan büyük gurur duyuyoruz. Türk mühendislerinin geliştirdiği milli savaş gemileri, denizaltılar ve insansız sualtı araçlarıyla Mavi Vatan’da Donanmamızın gücüne güç katıyoruz. Gençlerimizin de bu projelerden ilham alarak yarının teknolojilerine yön vereceklerine inanıyoruz. Türkiye’nin denizlerdeki mühendislik vizyonunu yakından keşfetmeleri için tüm vatandaşlarımızı TEKNOFEST Mavi Vatan’a bekliyoruz.”

KarguFPV Yeni Zırhını Kuşandı Haber

KarguFPV Yeni Zırhını Kuşandı

Türk savunma sanayiinin öncü mühendislik şirketi STM, modern muharebe ortamlarında asimetrik tehditlere karşı etkili ve düşük maliyetli çözümler geliştirmeye devam ediyor. Daha önce anti-personel harp başlığı ile sahaya çıkan ve otonomi ile desteklenen hassas vuruş kabiliyetiyle göz dolduran KarguFPV, artık zırh delici harp başlığı sayesinde zırhlı araçlar ve korunaklı hedefler üzerinde de yüksek etki oluşturabilecek. Sisteme entegre edilen fiber-optik kablo sayesinde KARGUFPV, elektromanyetik karıştırmalardan etkilenmeden görevini sürdürebilecek, böylece GPS veya RF sinyallerine bağımlı olmadan güvenli uçuş ve hedefleme gerçekleştirecek. Her iki sistemin de saha testleri tamamladı. Güleryüz: Yeni Özellikler KarguFPV’nin Kullanım Alanını Genişletiyor STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, “KarguFPV’nin harp başlığı ve iletişim sistemlerini geliştirerek platformu çok yönlü bir çözüm haline getirdik. Özellikle zırh delici mühimmat ve fiber-optik kablo kabiliyeti, muharebe sahasında KarguFPV’nin kullanım alanını genişletiyor. STM olarak değişen harp ortamına doğasına uygun, uyarlanabilir ve yerli çözümler sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. STM, otonomi, görüntü işleme ve yapay zekâ destekli yeteneklerini FPV sistemleriyle birleştirerek, geleceğin muharebe ortamlarına yön verecek teknolojiler geliştirmeyi sürdürüyor. Asimetrik harp ortamlarındaki dinamik tehditlere karşı caydırıcı bir güç sağlayan KarguFPV Kamikaze Drone, operatör kontrollü gerçek zamanlı görüş sistemi ile düşman unsurlarına yönelerek, üzerindeki anti-personel veya zırh delici mühimmat ile hedefini etkisiz hale getirmektedir. KarguFPV, yüksek manevra kabiliyeti, gece-gündüz etkin operasyon yetkinliği ve düşük radar kesit alanı ile sabit veya hareketli hedeflere karşı hassas vuruş imkânı sağlıyor. İleri seviye askeri güvenlikli tapa ve bütünleşik gece gündüz kamera ile donatılan KarguFPV, karıştırma/köreltme gibi elektronik harp sistemlerinden etkilenmeden operasyon yapabilecek. Platform, yaklaşma tapa algılayıcısı ile ayarlanabilir mesafede otomatik patlama imkânı sunarken, görüntü işleme destekli otonom terminal dalış kabiliyeti ile hedefi işaretleyerek, tam isabetli vuruş sağlıyor. Teknik Özellikler Görev Menzili : 10 km Havada Kalış Süresi : 20+ dakika kamikaze modu 44 dakika gözlem modu (mühimmat ve tapa olmadan) Görev İrtifası : 500 m Maksimum İrtifa : 5500 m (MSL) Maximum Hız : 160 km/h Faydalı Yük Seçenekleri Anti-personel Harp BaşlığıZırh Delici Harp BaşlığıFiber Optik Kablo FPV Drone Nedir? Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı ile gündeme gelen FPV (First Person View-Birinci Şahıs Görüşü) Dronlar, operatörün bir gözlük veya ekran aracılığıyla dronun kamerasından gerçek zamanlı görüntü alarak uçurduğu ve hedefe doğrudan yönlendirilerek hassas vuruş yapabilen, düşük maliyetli ve etkili bir saldırı aracı olarak ön plana çıkıyor.

Savunmada Yeni Başarı: Zırh Delici KARGU’ya Bir İhracat Daha Haber

Savunmada Yeni Başarı: Zırh Delici KARGU’ya Bir İhracat Daha

Türk savunma sanayiinin öncü şirketlerinden STM, geliştirdiği yenilikçi ve milli sistemlerle uluslararası arenada ihracat başarıları yakalamaya devam ediyor. Değişen harp sahası için modern ve hızlı çözümler geliştiren STM, milli imkanlarla geliştirdiği ve terörle mücadele etkin kullanılan Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı “STM KARGU”ya geçtiğimiz yıl, zırh delici harp başlığı entegre etti. Yoğun bir geliştirme safhasının ardından, sahaya çıkan zırh delici KARGU, test atışlarında belirlenen hedefleri tam isabetle vurdu. Test atışlarında hedeflerini noktasal hassasiyetle vurmasının ardından ilk ihracatını geçen aylarda imza atan zırh delici mühimmat başlıklı KARGU’nun ikinci ihracat sözleşmesi de imzalandı. STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, ”Türkiye ve 10’dan fazla ülkenin envanterinde bulunan milli vurucu İHA’mız KARGU’nun zırh delici harp başlıklı versiyonunda ikinci ihracatımızı gerçekleştirdik. Milli Mühendislik kabiliyetlerimizle savunma kapasitemizi artırmaya ve uluslararası savunma iş birliklerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Üç Farklı Kıtada 10’dan Fazla Ülkenin Tercihi Kamuoyunda “kamikaze İHA” olarak da bilinen vurucu İHA KARGU, STM tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine 2018 yılında giren KARGU, TSK başta olmak üzere Türkiye’de çeşitli güvenlik güçleri tarafından terörle mücadele, özel operasyonlar ve sınır ötesi operasyonlarda etkin şekilde kullanılıyor. Dünya arenasında dikkatleri üzerine çeken KARGU anti-personel başlığı ile 2021 yılında ilk ihracat başarına imza atarken, 2024 yılına gelindiğinde, üç farklı kıtada 10’dan fazla ülkeye ihraç edildi. Farklı Mühimmat Seçenekleri Kullanıcı personel sahadaki anlık duruma göre, KARGU’dan anti personel mühimmat başlığını çıkarıp, zırh delici başlığı hızlıca değiştirebiliyor. Anti-personel mühimmat ile KARGU, tekil veya grup halindeki düşman unsurlarına karşı kullanılırken, zırh delici KARGU ise mobil ve yerleşik kara hedeflerine, dayanıklı yapılara ve zırhlı kara araçlarına etki ediyor. Düşman bölgesinde tespit edilmesi zor Düşük radar kesit alanı özelliği ile düşman bölgesinde tespit edilmesi zor olan KARGU, tek bir asker tarafından kolayca taşınıp görev alanında 1 dakika içinde kurulabiliyor. Milli vurucu İHA KARGU, üzerindeki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir sürpriz etki ve operasyonel üstünlük sağlıyor. Vurucu Döner Kanatlı İHA (VİHA) ve Yer Kontrol İstasyonu’ndan oluşan KARGU, sahip olduğu gelişmiş elektro optik ve kızılötesi kameralar ile gece-gündüz etkin operasyon yapabiliyor. 30 dakikadan fazla havada kalabilen KARGU, 10 km menzile sahip. Görev iptali, eve dönüş ve kendini imha kabiliyetlerine sahip KARGU, yüksek performanslı seyrüsefer ve kontrol algoritmaları ile donatıldı. KARGU’ların sürü halinde görev yapmasını sağlayan sürü İHA teknolojisinin yanı sıra GPS’ten bağımsız görev yapabilmelerine imkân sağlayan KERKES Projesi de bulunuyor. İsmi eski Türkçe’den geliyor Eski Türkçe’de “dağ başındaki gözlem kulesi” ve “atmaca” anlamına gelen KARGU, görev bilgisayarı marifetiyle tamamen otomatik şekilde seyrüsefer icra ediyor. KARGU, özellikle tehdit açısından riskli bölgelerde askerlerin girmeden, o bölgedeki tehditleri tespit edip, etkisiz hale getirilmesinde görev alıyor. “Man-in-the-Loop” prensibi ile tamamen operatör kontrolünde görev yapan KARGU, yüksek riskli, kompleks çatışma bölgelerindeki hedeflerin tespit ve teyidini sağlayarak kullanıcı personele keşif, gözetleme, istihbarat ve hassas vuruş imkanı sağlıyor.

Siber saldırganların yeni hedefi: Kripto para borsaları tehdit altında Haber

Siber saldırganların yeni hedefi: Kripto para borsaları tehdit altında

Türkiye’de siber güvenlik alanında önemli projelere ve yerli ürünlere imza atan STM’nin, Teknolojik Düşünce Merkezi “ThinkTech”, 2025 Ocak-Şubat-Mart aylarını içeren yeni Siber Tehdit Durum Raporu’nu açıkladı. Siber güvenlik alanında farkındalık yaratmak amacıyla, STM’nin siber güvenlik uzmanları tarafından hazırlanan raporda, 7 ayrı konu başlığı bulunuyor. Raporda, tarihin en büyük kripto para hırsızlığı “Bybit Hack Vakası”, insan faktörünün siber güvenliğe olan etkisi ve son dönemde en çok siber saldırı yapan ülkeler gibi güncel ve ilginç konu başlıkları yer alıyor. Şubat 2025'te kripto dünyası, Dubai merkezli önde gelen borsalardan Bybit'e yapılan siber saldırı ile sarsıldı. Bu saldırı, yaklaşık 400.000 Ethereum tokeninin (yaklaşık 1,5 milyar dolar değerinde) çalınmasıyla tarihin en büyük kripto para hırsızlığı olarak kayıtlara geçti. 21 Şubat 2025'te Bybit, platformunda yapılan rutin bir işlem olan soğuk cüzdandan (offline depolama) sıcak cüzdana (online depolama) bir transfer sırasında bir güvenlik açığının kötüye kullanıldığını tespit etti. Saldırganlar, bu süreci manipüle ederek fonları kendi adreslerine yönlendirdi. Kuzey Koreli Hackerlar’dan 5 Milyar Dolarlık Kripto Vurgun Saldırının ardından FBI'ın yaptığı soruşturmada, saldırının Kuzey Kore destekli ünlü hacker grubu Lazarus tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Çalınan Ethereum’lar, fonların kaynağını gizlemek için Bitcoin ve diğer dijital varlıklara dönüştürüldü ve binlerce farklı blockchain adresine dağıltıldı. Lazarus, önceki yıllarda da Sony Pictures saldırısı ve çeşitli bankalara yapılan SWIFT saldırıları gibi eylemleriyle gündeme gelmiştri. Blockchain istihbarat şirketi olan TRM Labs’e göre, Kuzey Koreli hackerlar 2017’den bu yana toplamda 5 milyar dolardan fazla kripto para çaldı. Raporda, bu saldırılara karşı yapılması gerekenlere yer verildi. Buna göre, uzmanlar çoklu imza gerektiren cüzdanlar, düzenli güvenlik denetimleri ve kullanıcı farkındalığını artırmaya yönelik eğitimlerin yaygınlaştırılması gerektiği vurguluyor. Aynı zamanda, borsaların soğuk cüzdan kullanımlarını daha güvenli hale getirmek ve sistemlerini sıkılaştırmak için yeni protokoller geliştirmesi öneriliyor. Siber Saldırılarda İnsan Faktörüne Dikkat Siber güvenlik zincirinin en zayıf halkası olarak kabul edilen insan faktörünün bilinçsiz veya hatalı davranışları, güvenlik mekanizmalarını aşmak için saldırganlar tarafından aktif olarak kullanılıyor. STM raporunda, siber tehditlerin büyük bir kısmının insan hatalarından kaynaklandığına dikkat çekerek, aşağıdaki önlemlere de işaret etti: - Güçlü ve benzersiz parolalar kullanılmalı, bu parolalar düzenli olarak değiştirilmelidir. - Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) aktif edilmelidir. - Kimlik avı (oltalama) saldırılarına karşı çalışanlara düzenli eğitimler verilmelidir. - USB ve taşınabilir medyaların kontrolsüz kullanımı engellenmelidir. - Çalışanlar saldırı simülasyonları ile test edilmelidir. En çok Siber Saldırı ABD ve Hollanda’dan STM’nin kendi Honeypot sensörleri (Bal küpü-tuzak sunucular) tarafından veriler; dünya genelinde en çok siber saldırı toplanan ülkeleri de ortaya koydu. Ocak-Şubat-Mart 2025 ayları boyunca en çok siber saldırı, %26 ile ABD olurken, %15 ile Hollanda ikinci sırada yer aldı. Bu ülkeleri sırasıyla; Hindistan, Çin, Tayvan, Fransa, Japonya, İngiltere, BAE ve Kenya takip etti.

STM milli teknolojilerini Hırvatistan ASDA Fuarı'nda sergileyecek Haber

STM milli teknolojilerini Hırvatistan ASDA Fuarı'nda sergileyecek

Türkiye’nin “tam bağımsız savunma sanayii” hedefleri doğrultusunda, milli projelere ve ihracat başarılarına imza atan STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş, milli teknolojilerini yurt dışına taşımaya devam ediyor. STM, Adriyatik Bölgesinin önemli savunma fuarlarından biri olan ve bu yıl 8-10 Nisan 2025 tarihleri arasında, Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’te düzenlenecek Adriyatik Savunma ve Havacılık Fuarı ASDA-2025’e katılım sağlayacak. Mavi Vatan Gururu Adriyatik’te Sergilenecek STM, ana yüklenicisi olduğu ve Türk Donanması’na teslimini gerçekleştirdiği, MİLGEM İstif Sınıfı projesinin ilk gemisi, Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG İSTANBUL (F-515)’u fuarda sergileyecek.  STM’nin kritik görevler üstlendiği ve bugüne kadar Türk Donanması’na 4 adet teslimi gerçekleştirilen Türkiye’nin milli korvet projesi Ada Sınıfı, Türkiye’nin özel harekât ve hücum maksatlı ilk milli denizaltı tasarımı STM500, İnsansız Otonom Sualtı (İOSA) Aracı STM NETA da fuarda yerini alacak. Taktik mini İHA’da Türkiye’de ve dünyada öncü sistemler geliştiren STM, üç farklı kıtada 10’dan fazla ülkeye ihraç edilen Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı KARGU’yu anti-personel ve zırh delici mühimmat başlığı ile fuar katılımcılarının beğenisine sunacak. STM, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine giren, terörle mücadele aktif olarak kullanılan ve ihracat başarıları yakalayan gözcü İHA TOGAN ile mühimmat bırakan İHA BOYGA’yı da Adriyatik Bölgesi ile buluşturacak. Güleryüz: İhracatlarımızı Avrupa’da Sürdürmek İstiyoruz STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, Türkiye’nin askeri denizcilik alanındaki mühendislik çözümlerinin küresel ölçekte tercih edildiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “STM olarak, sahip olduğumuz mühendislik gücümüzle, Avrupa’dan Asya-Pasifik’e uzanan coğrafyada donanmaların güvenilir ortağıyız. NATO ve AB üyesi Portekiz Deniz Kuvvetleri için geliştireceğimiz lojistik destek gemisi ihracatı Avrupa’da çok ses getirdi. Ukrayna Donanması için inşasına devam ettiğimiz iki adet korvet ile Avrupa’ya ilk korvet ihracatımızı; Malezya Kraliyet Donanması için Ada Sınıfı tasarımına dayalı geliştirdiğimiz üç korvet ile de ülkemizin Asya Pasifik bölgesine ilk korvet ihracatına imza attık. Bu başarılarımızın bir yansıması olarak, Adriyatik bölgesinin önemli savunma etkinliği ASDA 2025’te, modern deniz platformlarımızı ve savaş ortamında kanıtlanmış ve 3 farklı kıtada ihraç edilmiş taktik mini İHA sistemlerimizi tanıtarak, Avrupa’daki iş birliklerimizi daha da ileri taşımayı ve ihracatlarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.