Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Strateji

Kapsül Haber Ajansı - Strateji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Strateji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zekâ, Strateji ve Kültür Ankara’da Buluştu Haber

Zekâ, Strateji ve Kültür Ankara’da Buluştu

Zekâ Sporları ve Oyunları Konfederasyonu tarafından düzenlenen Mind Summit 2025, bu yıl ülkemizin ilk kez ev sahipliği yaptığı 47. Dünya Othello Şampiyonası (WOC 2025) ile ortak açılış töreninde buluştu. The Ankara Otel’de gerçekleştirilen görkemli tören, sporcular, akademisyenler, girişimciler, sivil toplum temsilcileri, öğrenciler, gönüllüler ve basın mensuplarının yanı sıra, ülkemizin seçkin üniversitelerinden temsilciler ve genç sporcuların katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Zekâ, Strateji ve Kültürün Buluşma Noktası Açılış töreninde konuşan Zekâ Sporları ve Oyunları Konfederasyonu Başkanı Rauf Özgen, şunları söyledi: “Bugün burada yalnızca bir turnuva ya da zirvenin değil; zekâ, strateji, yaratıcılık ve kültürün buluştuğu büyük bir vizyonun başlangıcını kutlamak için bir aradayız. Zekâ oyunlarını biz, sadece bir yarışma olarak değil, zihinsel gelişimi destekleyen, bireyin analitik düşünme, sabır, strateji ve sezgi becerilerini güçlendiren bir spor olarak görüyoruz. Çünkü zihin bir kılıçtır; zekâ oyunları ise onun bileği taşıdır. Bu inançla yola çıktık, bu felsefeyle gençlerimize yeni ufuklar açıyoruz. Mind Summit 2025, öğrenmek, oynamak, yarışmak ve ilham almak isteyen 7’den 70’e herkese açık bir buluşmadır. Tüm Başkentlileri bu heyecana ortak olmaya davet ediyorum.” İlteriş Vakfı’ndan Nuri Mert Can: “Zekâsını kullananlar için gelecek, tam da burada yazılıyor.” Açılışta konuşan etkinlik destekleyicilerinden İlteriş Vakfı Temsilcisi ve TOBB Genç Girişimciler İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Mert Can, konuşmasında vakfın eğitim ve kültür alanındaki faaliyetlerinden, Türklerin tarih boyunca oyuna bakışından ve çağın teknolojileri karşısında ihtiyaç duyulan yeni zihin tavrından söz etti: “İlteriş Vakfı olarak biz, dünün mirasını bugünün diliyle yarına taşımayı görev biliyoruz. Burslarla gençlerimizin yükünü hafifletirken, bilimsel kazılarla geçmişin izini sürüyor; kitaplarla, sempozyumlarla, sanat ve dil projeleriyle kültür damarını canlı tutuyoruz. Mind Summit’in omurgasına baktığımızda da aynı bütünlüğü görüyoruz: öğrenme, ilham ve rekabet bir arada; tam da bu yüzden ‘zekâsını kullananlar için gelecek’ burada yazılıyor.” 9–12 Kasım: Etkinliklerle Dolu Bir Başlangıç Mind Summit 2025’in ilk dört gününde (9–12 Kasım), katılımcı ve ziyaretçiler, çeşitli seminerler, atölyeler ve turnuvalarla zekâ oyunlarının eğitim, bilim ve kültürle birleştiği bir atmosferi deneyimledi. MindTalks seminer serisinde Prof.Dr.Cengiz Akarçeşme, Fatih Kamer Anda, Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve Prof. Imre Leader gibi isimler sahne aldı. MindLab atölyelerinde ise “Oyunlaştırma”, “Etnomatematik”, “Oyun Tabanlı Öğrenme” ve “Yapay Zekâ Destekli Fitness” gibi yenilikçi oturumlar büyük ilgi gördü. 12 Kasım’da gerçekleştirilen Anıtkabir ziyareti, Atatürk’ü Anma Haftası kapsamında etkinliğe anlam katan özel anlardan biri oldu. Katılımcılar, Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” sözüne atıfla bu ziyareti büyük bir saygı ve minnetle gerçekleştirdi. 47. Dünya Othello Şampiyonası İlk Kez Türkiye’de Bu yıl 47’ncisi düzenlenen Dünya Othello Şampiyonası (WOC 2025), Zekâ Sporları ve Oyunları Konfederasyonu’nun girişimleriyle Türkiye’de ilk kez gerçekleştiriliyor. Avrupa, Asya, Amerika ve Okyanusya’dan 30 ülkeden 105 sporcu mücadele ediyor. 12-13–14 Kasım tarihlerinde grup karşılaşmaları yapılırken, şampiyona 15 Kasım’da gerçekleşecek yarı final ve final karşılaşmaları ile sona erecek. 12 dünya şampiyonunun katıldığı yarışmada madalyalar aynı akşam düzenlenecek Ödül Töreni ile sahiplerini bulacak. Etkinlik Kutlama Yemeği ile sona erecek. Daha önce dünya şampiyonu olmuş 12 oyuncunun da katıldığı Şampiyona Açılış Töreni’nde konuşan World Othello Federasyonu Başkanı (WOC) Guy Plowman, rekabetin büyüklüğüne dikkat çekti: “Bütün yıl beklediğimiz etkinliğin açılışına hoş geldiniz. Burada en iyinin kim olduğunun ve rekabetin en üst noktasını görmek için bir araya geldik. Hepimiz heyecanlıyız. Bu sene Ankara’dayız. Bizi konuk ettikleri için Türk Federasyonu’na teşekkür ederiz. Herkese iyi bir turnuva diliyorum.” Türkiye, bu prestijli organizasyonda beş sporcuyla temsil ediliyor: Kadınlar kategorisinde: Elif Tan (Gaziantep), Güneş Deren Özgen (Ankara), Melisa Doymaz (İzmir) Erkekler kategorisinde: Burak Nedret Demirsoy (İzmir), İsmail Yalturak (Manisa) Konfederasyon Başkanı Rauf Özgen, Mind Summit 2025 çatısı altında ülkemizin ilk defa ev sahipliği yapığı Dünya Othello Şampiyonası ile ilgili şunları söyledi: “WOC 2025 – 47. Dünya Othello Şampiyonası’nın ülkemizde, Ankara’da ilk kez yapılıyor olmasından büyük gurur duyuyoruz. Bu organizasyon, yalnızca bir turnuva değil; Türkiye’nin zekâ sporları alanındaki uluslararası vizyonunun bir göstergesidir. Dünya Othello Şampiyonası’nı Mind Summit 2025 çatısı altında ağırlayarak, hem sporcularımıza hem gençlerimize ilham verecek kalıcı bir etki yaratmak istiyoruz.” 13–15 Kasım: Şampiyona Heyecanı ve Zirve Finali Başlıyor 47. Dünya Othello Şampiyonası karşılaşmaları tüm hızıyla devam ederken, Mind Summit 2025 programında da birçok önemli etkinlik yer alıyor. MindTalks’ta Pınar Ayhan, Akan Abdula, Prof. Imre Leader ve Dr. Ceren Gürsoy sahne alacak. MindLab oturumlarında “Etnomatematik”, “Yapay Zekâ ile Egzersiz”, “Oyunlaştırılmış Ders Tasarımı” ve “Postür Egzersizleri” gibi uygulamalı atölyeler düzenlenecek. Paydaşlara Teşekkür Mind Summit 2025; Zekâ Sporları ve Oyunları Konfederasyonu koordinasyonunda, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Ankara Ticaret Odası, Ankara Kent Konseyi, Ankara Üniversitesi, GamFED Türkiye ve Dünya Othello Federasyonu (WOF) başta olmak üzere çok sayıda kurumun iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. Zekâsını Kullananlar İçin Gelecek Ankara’da Mind Summit 2025, 15 Kasım’a kadar sürecek etkinlik programıyla Ankara’yı zekâ, strateji ve yaratıcılığın başkenti hâline getiriyor. Zirve; öğrenmek, oynamak, yarışmak ve ilham almak isteyen herkese açık. Zekâ oyunları, teknoloji ve kültürün buluştuğu bu benzersiz etkinliğe tüm Başkentliler davetli. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Vergi Dünyasındaki En Yeni Gelişmeler EY Vergi Konferansı’nda Değerlendirilecek Haber

Vergi Dünyasındaki En Yeni Gelişmeler EY Vergi Konferansı’nda Değerlendirilecek

EY Vergi Bölümü liderleri ve önde gelen sektör profesyonellerinin katılımıyla düzenlenecek EY Vergi Konferansı’nda; yapay zekâ ile birlikte vergi ve finans alanındaki dönüşüm, yapay zekânın getirdiği fırsatlar ve zorluklar ile vergi ve hukuk alanındaki güncel gelişmeler kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY tarafından her sene düzenlenen Vergi Konferansı bu yıl 18-19 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek. “Vergide yapay zekâ: Bir fırsat mı yoksa zorluk mu?" başlığı ile düzenlenecek konferansta; gündemdeki vergi konularına dair önemli başlıklar birbirinden değerli konuşmacılarla birlikte ele alınacak. Vergi alanındaki dönüşümün operasyonel süreçleri ve stratejik karar alma mekanizmalarına etkilerinin yanı sıra yapay zekâ gibi teknolojilerle dönüşümün merkezinde yer alan gelişmeler ve vergi alanında şirketlerin dikkat etmesi gereken konular konferansta ele alınacak. İki gün boyunca çevrim içi oturumlar şeklinde düzenlenecek konferansta, EY vergi liderlerinin yanı sıra birçok farklı sektörden vergi ve finans profesyonelleri konuşmacı olarak yer alacak. Konferans kapsamındaki oturumlarda; teknoloji etkisiyle vergi denetimindeki yenilikler ve dijitalleşen dünyada farklı sektörlerde beklenen vergisel ve hukuki değişiklikler masaya yatırılacak. EY Vergi Konferansı 2025 Programı şöyle; 18 Kasım 2025, Salı: 09.30-11.00: Vergi idaresinin yeni denetim yaklaşımı 11.30-12.30: Yapay zekâ çağında muhasebecinin bir günü 11.30-12.30: Pillar 2: Erken tecrübe ile vergi yönetiminde dönüşüm 13.30-14.30: Transfer fiyatlandırması ve gümrük etkisi 13.30-14.30: Sigortacılıkta vergi bulmacası devam ediyor 14.45-15.45: Ar-Ge teşviklerinde 2025 gündemi: Değişim, denetim ve dijitalleşme 14.45-15.45: Çevre düzenlemelerinde yeni dönem: Mali ve ticari yükümlülükler kapıda 16.00-17.00: 15 soruda vergi denetiminde yenilikler 19 Kasım 2025, Çarşamba: 09.00-10.00: Dijital ekonomide vergi reformu: Kripto ve ödeme şirketleri 09.00-10.30: Gümrükte gündem 2025 10.15-11.15: Yatırım Teşvik Sistemi ile İndirimli Kurumlar Vergisi’nde değişenler 10.45-12.15: Dijitalleşen dünyada dolaylı vergiler: Düzenlemeler, yenilikleri ve stratejiler 11.30-12.30: Bankacılık ve finans sektöründe vergi gündemi 13.30-14.30: Ücret stratejisinin evrimi: Artan maliyetler, regülasyon ve otomasyon baskısında yol haritası 13.30-14.30: Gayrimenkulün finansallaşması: Vergide yeni dönem ve özelge soruları 14.45-15.45: e-Belge uyum süreçleri ve dijital ayak izleri 14.45-15.45: Yapay zekâ ve hukuk: İnovasyon ve regülasyon arasındaki denge 16.00-17.00: 2026 yılında beklenen sosyal güvenlik düzenlemeleri ve çalışma hayatına etkileri 16.00-17.00: 2025 vergi gündemi: Gelişmeler, odak noktaları ve yeni yaklaşımlar Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yapay Zekâ Liderleri ve Girişimcileri Demo Day'de Buluştu Haber

Yapay Zekâ Liderleri ve Girişimcileri Demo Day'de Buluştu

7 Kasım’da düzenlenen etkinlikte; 12 ülkeden 70 başvuru arasından seçilen 8 finalist, yapay zekâ odaklı projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucu 4 girişim ödül almaya hak kazandı. Akbank PoChallenge Demo Day’de ayrıca, Kozyr CEO’su Cassie Kozyrkov ve BBA Strategic Brand Consulting Kurucusu Burcu Ağma, yapay zekânın iş dünyasındaki dönüştürücü etkisine dair ilham veren görüşler paylaştı. Akbank’ın inovasyon merkezi Akbank LAB, bu yıl ikincisini düzenlediği Akbank PoChallenge’ın Demo Day etkinliği ile dünyanın dört bir yanından fintek, startup ve teknoloji şirketlerini bir araya getirdi. Yenilikçi yapay zekâ çözümlerinin keşfedildiği ve iş birliği fırsatlarının değerlendirildiği etkinlik, 7 Kasım Cuma günü Akbank Genel Müdürlük Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Program kapsamında 12 farklı ülkeden 70 başvuru arasından seçilen 8 finalist, Akbank ile birlikte hayata geçirilebilecek projelerini jüriye sundu. Etkinlik, finans sektöründe dijital dönüşümü yönlendiren lider konuşmacılar ve teknoloji vizyonerlerine de ev sahipliği yaptı. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Akbank Dijital Çözümler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Dağ Güven; “Dünyanın dört bir yanından fintekler, girişimler ve teknoloji liderleriyle bir araya gelerek geleceğin finansal deneyimini bugünden inşa ediyoruz. Bu sene yapay zekâ odağında düzenlediğimiz Akbank PoChallenge, bu yaklaşımın somut bir yansıması. Yenilikçi projelerimizle müşterilerimizin her anında yanında olmaya, kurduğumuz güçlü iş birlikleriyle ekosistemi daha da ileri taşımaya devam edeceğiz” dedi. Uluslararası konuşmacılardan ilham veren mesajlar PoChallenge Demo Day, bu yıl da dünya çapında teknoloji liderlerini ağırladı. Google’ın ilk Chief Decision Scientist’i ve Kozyr CEO’su Cassie Kozyrkov, “Embrace Change and Leapfrog the Competition with AI” başlıklı sunumunda yapay zekânın karar alma süreçlerindeki dönüştürücü rolünü vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: “Yapay zekâ ile inovasyona başlamak için şu an en doğru zaman. Başarının yolu tekerleği tek başına yeniden icat etmek değil, iş birliğinin gücünü benimsemekten geçiyor. En iyi yaptığınız şeye odaklanıp geri kalanı için iş birlikleri yaptığınızda, yarının karmaşık dünyasında fırsat ve imkânların kapılarını aralayabilirsiniz.” BBA Strategic Brand Consulting Kurucusu Burcu Ağma ise “Rethinking Innovation in the Age of AI” adlı konuşmasında, insan yaratıcılığının yapay zekânın sunduğu sınırsız olasılıklarla birleştiğinde ortaya çıkan potansiyele dikkat çekti: “Artık teknolojiyle rekabet etme değil, onunla birlikte düşünme, keşfetme ve dönüşme çağındayız. İnsanın hayal gücü yapay zekânın sonsuz olanaklarıyla birleştiğinde; bilimden sanata, girişimcilikten stratejiye her alanda sınırsız potansiyelimizi açığa çıkarma fırsatı sunuyor.” Demo Day jürisinde ise Akbank Dijital Çözümler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Dağ Güven , Akbank Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gökçay, AUINOVA Direktörü Doç. Dr. Dicle Yurdakul, Microsoft Customer Success Lead Cavit Yantaç, ve Endeavor Türkiye Genel Müdürü Aslıhan Kurul Türkmen yer aldı. Finalist projeler Akbank LAB’de hayat bulacak Bu yıl ikinci kez düzenlenen PoChallenge, uluslararası girişim ekosisteminde büyük ilgi gördü. 12 ülkeden 70’ten fazla başvuru alan program, yapay zekâyı finans, müşteri deneyimi, uyum ve veri analitiği gibi farklı alanlara entegre eden projeler öne çıktı. Demo Day’de yer alan 8 girişim arasında; Fynalytics.ai, SupportLogic, Nudgyt, ComplyLab, Quin, Reveneir.ai, Eexpand ve Novus yer aldı. Bu projeler, finansal süreçlerde verimliliği artırmaktan davranış bilimiyle müşteri deneyimini dönüştürmeye kadar geniş bir yelpazede yenilikçi çözümlere odaklanıyor. Jüri değerlendirmesi sonucunda; Reveneir.ai (15.000 USD), Nudgyt (10.000 USD), ComplyLab (10.000 USD) ve SupportLogic (5.000 USD) ödüle layık görüldü. PoChallenge Demo Day’de yer alan tüm girişimler aynı zamanda Akbank LAB ile kavram kanıtlama çalışması (PoC) için değerlendirilerek, banka ile birlikte ücretli proje geliştirme ve uzun vadede stratejik iş ortaklığı fırsatı elde edecek. Akbank LAB, inovasyon ve iş birliği odaklı yaklaşımıyla finans sektöründe geleceği şekillendiren Akbank PoChallenge programını her yıl tüm dünyadan fikirlere açık bir şekilde gerçekleştiriyor.

Albaraka API, Öncü Bankacılıktaki Gücünü Uluslararası Arenada Kanıtlamaya Devam Ediyor! Haber

Albaraka API, Öncü Bankacılıktaki Gücünü Uluslararası Arenada Kanıtlamaya Devam Ediyor!

Albaraka Türk’ün açık bankacılık platformu, kullanıcılarına sunduğu güvenli, kolay ve etkin hizmet ağı ile sektöre yenilikler katarken etki alanını güçlendirecek adımlar atmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin öncü katılım bankası Albaraka Türk, dijital dönüşüm ve Açık Bankacılık alanındaki atılımlarıyla sektördeki güçlü konumunu daha da sağlamlaştırıyor. Teknolojiyi ve müşteri odaklı çözümleri stratejisinin merkezine koyan Albaraka Türk, sunduğu üst düzey finansal hizmetler ve yenilikçi uygulamalarla sektördeki farkını ortaya koyuyor. Bu doğrultuda uluslararası alanda pek çok ödül kazanan banka, Açık Bankacılık alanında gerçekleştirdiği faaliyetler ile 22. International Business Awards kapsamında Silver Stevie Award’ın sahibi oldu. Dijital Ekosistemi Güçlendiren Başarılar

 Albaraka Türk, sadece ödüllerle değil, aynı zamanda iş birlikleri ve teknolojik altyapısıyla da açık bankacılık ekosistemine önemli katkılar sunmaya devam ediyor. Açık Bankacılık Platformu, şu anda 271 farklı API ile geliştiricilere ve iş ortaklarına geniş bir entegrasyon imkânı sağlıyor. Bu zengin API altyapısı sayesinde, fintech’ler ve diğer işletmeler bankacılık hizmetlerini kendi çözümlerine kolayca entegre edebiliyor. Albaraka Türk, açık bankacılık stratejisi doğrultusunda çeşitli e-ticaret siteleri ile API üzerinden başarılı finansman iş birlikleri ile e-ticaret kullanıcılarına hızlı ve kolay finansman çözümler sağlayarak zengin bir alışveriş deneyimi sunuyor. “Öncü Bankacılık vizyonumuzla; müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun dijital çözümleri üretmeye devam edeceğiz.” Albaraka Türk Strateji ve Dönüşümden sorumlu Genel Müdürü Yardımcısı Dr. Ömer Emeç; “Açık bankacılığı sadece bir regülasyon uyumu olarak değil, bir iş modeli ve büyüme stratejisi olarak görüyoruz. Kazandığımız Silver Stevie Award, uluslararası arenada doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. 2024 yılında da uluslararası alanda 3 prestijli ödüle layık gösterilen Albaraka API olarak, 271 farkı alanda hizmet sunarak ekosistemdeki gücümüzü artırırken, önümüzdeki yıl devreye almayı planladığımız yeni iş birlikleriyle de müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmaya ve dijital finansal hizmetlerde öncü olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 Geçen Yıl Da 3 Prestijli Ödül Kazanmıştı Albaraka API; Global Banking & Finance Awards 2024 kapsamında Banking & Finance Technology kategorisinde ‘2024 yılı Türkiye’nin En İyi Açık Bankacılık API Platformu’, The Digital Banker tarafından düzenlenen Global Banktech Awards kapsamında 2024 Yılı Transaction Banking alanında ‘En İyi API/Açık Bankacılık Platform Sağlayıcısı’ ve Albaraka Açık Bankacılık Platformu Projesi ile IDC Türkiye DX Summit kapsamında düzenlenen IDC Future Enterprise ödül programında Best in Future of Industry Ecosystems kategorisinde 1.’lik ödüllerine layık görüldü.

EY, 2025 Küresel Gelirini 53,2 Milyar Dolar Olarak Açıkladı Haber

EY, 2025 Küresel Gelirini 53,2 Milyar Dolar Olarak Açıkladı

Küresel gelir artışını; yapay zekâ odaklı teknolojileriyle, çalışanlarının gelişimine yönelik yatırımlarıyla ve geniş iş ortaklıklarıyla da destekleyen EY, yapay zekâyla ilgili gelirlerini ise yıllık bazda %30 artırdığını açıkladı. Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri firması EY (Ernst&Young) 2025 için mali yıl sonuçlarını EY Value Realized raporuyla açıkladı. Şirketin küresel gelirleri bir önceki yıla kıyasla %4 artışla 53,2 milyar dolara taşınırken, 2020–2025 mali yılları arasındaki 5 yıllık bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) %8,2 olarak gerçekleşti. Yapay zekâ ve teknolojiyle dönüşüm sağlanıyor EY’ın 2025 mali yılında yapay zekâyla ilgili gelirleri %30 oranında arttı. Bu artış, kurumsal düzeyde yürütülen dönüşüm projelerinden, yapay zekânın yönetişim çerçevelerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Ayrıca, EY’ın yapay zekâ platformu EY.ai, teknoloji ve data odaklı dönüşüm yaklaşımıyla hem EY’ı hem de müşterilerinin operasyonlarını şekillendirmeye devam ediyor. Platform; strateji, operasyon, dönüşüm, risk, denetim ve vergi alanlarındaki uzmanlıkları bir araya getirerek iş dünyasına bütüncül bir değer sunuyor. Bunlara ek olarak EY, her yıl 1 milyar dolardan fazla yatırım yaparak “AI-first” yaklaşımıyla geliştirilen platformlar ve ürünler üzerinde çalışıyor. Bu kapsamda, yaklaşık 1.000 yapay zekâ temelli agent (asistan) ve 100’den fazla iç uygulama devreye alarak, müşterilere hem içgörü hem de otomasyon sağlayan çözümler sunuyor. EY, kısa bir süre önce Denetim Teknolojisi Yatırım Programı ile de sektörde öncü niteliğindeki yeni yetkinliklerini duyurmuştu. Değişen müşteri ihtiyaçlarına yanıt veriliyor Bu yıl ayrıca, EY-Parthenon hizmetleri genişletilerek kurumun Strateji ve Kurumsal Finansman hizmet birimi tek bir çatı altında toplandı. Bu adım, pazardaki kurumsal strateji, sermaye ve finansman, birleşme ve satın alma işlemleri gibi daha pek çok kapsamlı kurumsal dönüşüm alanlarında iş dünyasına uçtan uca hizmet sunmayı hedefleyen, güçlü ve özgün bir alt marka kimliğini temsil ediyor. Tek çatı altındaki yeni yapılanmayla EY Parthenon; derin sektörel bilgi, yenilikçi yapay zekâ destekli teknolojileri ve yatırımcı odaklı bakış açısıyla, geleceği güvenle şekillendirmek için CEO'ların, yönetim kurullarının, kamu kuruluşlarının, hükümetlerin ve özel sermaye şirketlerinin yatırım ve dönüşüm yolculuklarının her adımında stratejik danışmanları olarak destek sunmaya devam edecek. Ekosistemdeki iş birliklerini güçlendiriyor EY, müşterilerine hızlı ve ölçülebilir bir dönüşüm için gereken teknoloji, yetkinlik ve içgörüleri sunmak amacıyla stratejik ilişkilerden ve iş ortaklarından oluşan güçlü bir ekosistemle çalışıyor. Son on yılda EY, 100’ün üzerinde iş birliği ve ekosistem ortaklığı geliştirdi. Son beş yılda ise, iş birliği gelirleri yıllık bileşik %28 oranında artış gösterdi. Müşterilere sürdürülebilirlik konusunda rehberlik ediyor EY, sürdürülebilirlik alanındaki bilgi birikiminin yanı sıra İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri (CCaSS) ekiplerinin Vergi, Denetim, Finansal Hizmetler ve Danışmanlık ekiplerine entegre edilmesiyle birlikte, 2025 mali yılında yaklaşık 30.000 EY profesyoneli 25.000’i aşkın müşteride sürdürülebilirlik projesinde görev aldı. EY çalışanlarının yetkinliklerini geliştirmek ve müşterilere daha iyi hizmet sunmalarını sağlamak amacıyla yaklaşık 300.000 adet sürdürülebilirlik eğitimi tamamlandı. Profesyonel gelişime odaklanarak yetenekler destekleniyor EY bu yıl, çalışanlarına küresel çapta esneklik, mobilite ve kariyer fırsatları sunan Career Agility (Kariyer Çevikliği) programını hayata geçirdi. Geçtiğimiz yıl içinde 4.000’den fazla EY çalışanı, 1.200 farklı şehir kombinasyonunda uluslararası görevlerde ve projelerde yer aldı. Liderlik, yapay zekâ, teknoloji ve iş dünyası gibi gelecek odaklı alanlarda yetkinlikleri geliştirmeye yönelik 275’ten fazla sertifikalı eğitimi kapsayan EY Badges programı dahilinde EY profesyonellerine bugüne kadar 693.000’den fazla sertifika verildi. EY Ripples programı ile 253 milyondan fazla insanın yaşamına dokunuldu EY Ripples kurumsal sosyal sorumluluk programı aracılığıyla EY, bugüne kadar dünya genelinde 253 milyondan fazla insanın yaşamına dokundu ve pozitif etki sağladı. 2025 mali yılında EY çalışanları, toplum yararına yürütülen projelere yaklaşık 883.000 saat ayırdı. EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları şu değerlendirmelerde bulundu: “Jeopolitik konular ve teknolojik gelişmelerle şekillenen günümüz dünyasında EY olarak, küresel çapta geleceğe odaklanan yetkinliklere yatırım yaparak ortaya çıkabilecek zorluklar karşısında iş dünyasının geleceğe güvenle ulaşabilmesine olanak tanıyan çözümler geliştiriyoruz. 2025 mali yılı, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi EY’ın müşterilerinin yanı sıra çalışanlarına ve topluma yatırım yaptığı bir yıl oldu. Müşterilerimizin ve çalışanlarımızın geleceğe hazır olabilmesi adına, günümüz teknolojik gelişimin olmazsa olmazlarından olan yapay zekâ yatırımlarımızı çok daha ileri taşıdık. Birçok hizmetimizde işin içine yapay zekâyı çok daha fazla entegre ederek ve iş birliklerine odaklanarak, iş dünyasına yenilikçi ve hızlı yol haritaları sunacak projeler geliştirdik. Hizmet yelpazemizi ve hizmetlerimizin kalitesini artırmak adına profesyonellerimizin gelişimine daha fazla odaklandık. Sadece rakamsal değil, aynı zamanda amaç odaklı büyümeyi de hedefleyerek küresel çapta kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle hem topluma hem de doğaya pozitif etki sağladık. Hayata geçirdiğimiz tüm gelişmelerle birlikte 2025 mali yılını, küresel belirsizliklere ve zorlu ekonomilere rağmen geçen yılın üstünde bir gelirle kapatmayı başardık. Değişen jeopolitik ve küresel ticaret ortamında yol alırken, yapay zekânın yeniden şekillendirdiği bir dünyada dönüşümü desteklemeye devam ediyor; müşterilerimiz, çalışanlarımız ve iş ortaklarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızla beraber geleceği hep birlikte güvenle şekillendiriyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli Haber

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli

2025’te 100’üncü yaşını kutlayan Sabancı, Topluluğun ikinci yüzyılına ışık tutacak yeni bir yönetim modelini hayata geçiriyor. Kurumsallaşma ve yönetişim gibi alanlarda Türk iş dünyasına öncülük etmeyi sürdüren Sabancı, orta vadeli hedefleri kapsamında mevcut durumda bulunan sektör bazlı yönetim yapısını portföy yaklaşımına dönüştürüyor. 01 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olacak yapılanma kapsamında, Sabancı Holding üst yönetimi portföy odaklı bir yönetişim mimarisiyle yeniden kurgulanacak. Yeni organizasyonla birlikte, tüm şirketlerin kendi sektörlerinde en yüksek potansiyele ulaşmaları hedeflenirken; performans, sermaye tahsisi ve dönüşüm gündemleri disiplinli, düzenli ve bütüncül biçimde yönetilecek. Portföy yaklaşımını kuvvetlendirmek ve topluluk şirketlerinin yönetim kurullarında değer yaratımını artırmak amacıyla mevcut Sektörel Grup Başkanlıkları (SBU) yeniden yapılandırılıyor, “Stratejik Yatırımlar Başkanlıkları” ve “Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanlıkları” oluşturuluyor. Yeni organizasyonda, Burak Orhun, Gökhan Eyigün ve Hakan Binbaşgil görevlerine Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar Başkanı olarak devam edecek. Son yıllarda Topluluk şirketlerinde büyük başarılara imza atan ve ilgili şirketlerin dönüşümüne liderlik eden Çimsa CEO’su Umut Zenar, Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ve Sabancı İklim Teknolojileri CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanı görevlerine getirilirken mevcut CEO rollerine de devam edecek. Söz konusu yöneticilerin hem Holding’de hem de iştiraklerde görev yapacak olması icra ve saha yakınlığını güçlendirirken, portföy yönetiminde de çevikliği artıracak. KOLEKTİF SORUMLULUK VE ORTAK AKIL ESASINA DAYALI YÖNETİŞİM Topluluk şirketlerinin yönetim kurulları da bu dönüşümün bir parçası olarak stratejik önceliklere destek olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Kolektif sorumluluk ve ortak akıl esasına dayalı çevik bir yönetişim modeline evrilen yönetim kurullarında, ilgili Başkanlar birlikte görev alacak. Her şirket yönetim kuruluna bir stratejik başkan başkanlık ederken; diğerleri üye olarak destek verecek. Bu yaklaşım, birden fazla liderin ortak sorumluluk aldığı, birlikte değer yarattığı bir portföy odaklı yönetişim yapısını beraberinde getirirken, başarının ve gözetimin ortak sorumlulukla üstlenildiği bir yapı tesis edilecek. Şirket yönetim kurullarına ilişkin tüm değişiklikler, ilgili şirketlerin Yönetim Kurulu ve Genel Kurul takvimleri, ortaklık sözleşmeleri ve mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilecektir. Yeni dönemdeki kolektif gözetim yapısının karar kalitesini artırması ve icrayı hızlandırması amaçlanıyor. VERİYE DAYALI VE ÇEVİK DÖNGÜLERLE YÖNETİLEN YENİ BİR KURUMSAL OFİS Öte yandan, yeni oluşturulacak ve doğrudan Sabancı Holding CEO’suna bağlı olarak görev yapacak Kurumsal Ofis bünyesinde, strateji, iş geliştirme, şirket birleşme ve satın almaları ve dönüşüm programları, veriye dayalı ve çevik döngülerle yönetilecek. Farklı uzmanlıklara sahip Sabancı liderlerinin görev alacağı bu yapılanmayla birlikte, karar alma hızının artması, merkez-saha etkileşiminin güçlenmesi ve sermaye verimliliğinin yükselmesi amaçlanıyor. Mevcut yapıda Sabancı Holding Yürütme Kurulu içerisinde yer alan Finans, Hukuk ve Uyum, İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik, Kurumsal Marka ve İletişim Başkanlıkları, yeni organizasyonda da Yürütme Kurulu’ndaki görevlerine aynı şekilde devam edecek. “PORTFÖYÜN TAMAMINDA DEĞER YARATIMINA ODAKLANAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI” Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Kıvanç Zaimler, söz konusu adımın sektörde ezberleri bozan, holding yapılarında kutuların dışına çıkan, portföyün tamamında değer yaratımına odaklanan bir yönetim anlayışı olduğunun altını çizerken, “Yeni görev tanımları ve kurul yapılanmaları, yatırımlarımızı daha etkin yönetmemizi, dönüşüm projelerini disiplin ve hızla hayata geçirmemizi sağlayacaktır. Bu yapılanmayla birlikte temel amacımız, Türkiye’den yükselen fikir ve yetenekleri daha ölçeklenebilir bir yapıda konumlayarak uluslararası rekabet gücünü artırmak ve Sabancı’nın sürdürülebilir büyümesini hızlandırmak” dedi.

Çocuğa 10 Yaşına Kadar Bütçe Yönetimi Öğretilmeli! Haber

Çocuğa 10 Yaşına Kadar Bütçe Yönetimi Öğretilmeli!

Paranın bir güç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Para bizi özgürleştiren bir güç olabilir ama hayatın merkezinde olmamalı. Araç olmalı, kolaylaştırmalı, kimseye muhtaç etmemeli.” diye konuştu. Prof. Dr. Tarhan, zenginliğin tanımını da yaparak, “Zengin, çok şeye sahip olan değil; az şeye ihtiyaç duyan insandır. İnsan sahip olduklarıyla tatmin olabiliyorsa zengindir. Sahip olduklarıyla tatmin olmayan kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın yoksulluk hissinden kurtulamaz.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, paranın psikolojisi konusunu değerlendirdi. İlk duygu korku, ilk ihtiyaç sığınma Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın en temel motivasyonunun “iyi hissetme arzusu” olduğunu belirterek, “İnsanın iyi hissetme ihtiyacı biyolojik bir dürtüdür. Bir çocuk anne karnından dünyaya geldiğinde ilk hissettiği duygu korkudur. Çünkü anne karnı konforlu bir ortamdır, her şey hazırdır. Ama dünyaya çıkar çıkmaz soğuk bir hava gelir ve bebek ağlar. İlk tepki korkudur. Ardından sığınma ihtiyacı doğar. Anne kokusu bile çocuğu rahatlatır. Yani insan hayatı, daha ilk andan itibaren iyi hissetme ve sığınma ihtiyacı üzerine kuruludur.” dedi. Beynin ödül sistemi kısa vadeli haz üretiyor Prof. Dr. Tarhan, beynin ödül mekanizmasının dopamin üzerinden çalıştığını ifade ederek, “Beyindeki ödül sistemi dopamin döngüsüyle çalışır. Tüm bağımlılıklar, sanal alışkanlıklar bu mekanizmayı kullanır. Dopamin kısa vadeli haz verir ama uzun vadeli tatmin sağlamaz. Arzu ve ihtiyaç giderme ile uzun vadeli tatmin aynı şey değildir. İnsan anlık mutlulukla yetinmemeli, uzun vadeli anlam arayışıyla iyi hissetmeyi başarmalıdır.” diye konuştu. Psikolojik kaynak yönetimi şart İyi hissetmenin bir strateji gerektirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: “Bir insan kendini sadece ‘şu anda iyi hissediyorum’ diye kandırmamalı. 5-10 yıl sonra da iyi hissetmek için zihinsel yatırım yapmalı. Bunun için amaç belirlemek, yol haritası çıkarmak gerekir. Nasıl parasal kaynak yönetiliyorsa, insanın da psikolojik sermayesi vardır. Duygusal, sosyal ve manevi birikimler… Bunları da akıllıca yönetmek gerekir. İnsan bilinçli bir varlıktır; yalnız kendilik bilinci değil, çevre, dünya, evren ve Tanrı bilincine sahiptir. Bu bilinçle kaynaklarını yöneten kişi fark oluşturur.” Çocuğa 10 yaşına kadar bütçe yönetimi öğretilmeli Psikolojik dayanıklılığın küçük yaşta geliştirilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğa 10 yaşına kadar bütçe yönetimi öğretilmeli. 10 yaşından sonra geç kalınır. Çocuk istediği her şeyi hemen elde etmemeli. Ödevini yapınca çikolata vermek, beklemeyi öğretmek gerekir. Bu, doyum erteleme becerisini kazandırır. Doyum erteleme, dopaminin sürdürülebilir salgılanmasını sağlar, çocuk dayanıklılık eğitimi alır.” ifadesinde bulundu. Prof. Dr. Tarhan, ailelerin sık yaptığı hataya da dikkat çekerek, “Çocuk ağlayınca istediğini hemen vermek anne babanın egosunu tatmin eder ama çocuğun hiçbir şey öğrenmesini sağlamaz. Çocuk ihtiyaç ve istek ayrımını öğrenmez. Bu da ileride bağımlılık riskini artırır.” şeklinde konuştu. Kredi kartı somut haz verir, borcu unutturur Prof. Dr. Nevzat Tarhan, günümüz tüketim alışkanlıklarını değerlendirerek bireylerin para, haz ve ilişkilerle olan bağlarını ele aldı. Tarhan, çocukluktan itibaren öğrenilmesi gereken “doyum erteleme” becerisinin hem finansal hem de duygusal sermaye yönetiminde kritik olduğunu vurguladı. Günümüz insanının çoğunlukla somut hazza yöneldiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “İnsan somut hazla soyut tatminin ayrımını yapamıyor. Kredi kartıyla alışveriş yapıyorsun, o anda paranın çıkışını hissetmiyorsun. Anlık bir haz yaşanıyor ama ilerideki borç düşünülmüyor. Halbuki kişi soyut tatmini öğrenirse, yani bugünkü harcamayı erteleyip gelecekteki hedefi için biriktirirse, somut duygular yerine soyut duygularını yönetmeyi başarır. Somut haz dopaminle, soyut tatmin serotoninle ilgilidir.” dedi. Çocuk sadece mutlu edilmez, hayata hazırlanır Çocukların finansal bilinç kazanmasının erken yaşta başlaması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğa küçük yaştan bütçe yönetimi öğretilmeli. Kolay elde etmemeli, isteklerini ertelemeyi öğrenmeli. Anne babaların ‘çocuğumdan daha mı önemli’ diyerek her dediğini yapması en büyük hatadır. Çocuk mutlu edilmek için değil, hayata hazırlanmak için yetiştirilir. Anne baba olmadığında da kendi gemisinin kaptanı olabilmeli.” ifadesinde bulundu. Prof. Dr. Tarhan, çocukların marka ve statü tuzaklarına kolay düşebildiğini belirterek, paranın yalnızca bir takas aracı değil aynı zamanda bir psikolojik sembol olduğunu vurguladı. Ticarette en büyük sermaye güvendir Güvenin hem insan ilişkilerinde hem de iş dünyasında temel sermaye olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Ticarette en büyük sermaye güvendir. Açık, şeffaf ve hesap verebilir olan kişi ya da kurumlar sürdürülebilir başarı sağlar. Güven kayboldu mu, her şey kaybolur.” diye konuştu. İhtiyaç olmayan şeyi arzuluyorsak yanlış yoldayız Para harcama alışkanlıklarına da değinen Prof. Dr. Tarhan, “Birincisi, ihtiyacım olmayan şeyi mi arzuluyorum? İkincisi, sahip olduklarımla tatmin oluyor muyum? Bu sorulara ‘hayır’ cevabı çıkıyorsa kişi yanlış yoldadır. İhtiyaç dışı harcama suçluluk doğurur, tatminsizlik ise sürekli daha fazlasını istemeye sürükler. Bu durum alışveriş bağımlılığına kadar gider.” dedi. Para, kişiye özgürlük duygusu verir Prof. Dr. Tarhan, yeterli gelir elde eden insanların özgür hissettiğini ifade ederek, “Başarılı hissetmek, güçlü hissetmek, statü sahibi olduğunu hissetmek için para insana özgürleşme hissi verir. Kişi temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsa, kimseye muhtaç olmuyorsa özgür hisseder. Ama borçlanarak yaşamaya başlarsa bu kez kaybetme korkusu hayatını esir alır.” diye konuştu. Patolojik cimrilik korkuların ürünü Parayla ilişkinin psikolojik boyutunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Öyle insanlar vardır ki evde buzdolabının fişini çeker, çocuğun sütünden, bezinden bile tasarruf eder. Bu artık patolojik cimriliktir. Böyle bir ilişki, korkuların baskın olduğu bir para ilişkisidir. Parayla olan ilişkimiz insanın hayatla olan ilişkisinin bir parçasıdır.” ifadesinde bulundu. Bazı insanlar parayı kartvizit gibi görür Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilerin zenginliği bir güç gösterisi aracı olarak kullandığını söyleyerek, “Bazı insanlar parayı kartvizit gibi görür. Büyük arabalarla görünürler, gösterişli yaşarlar ama aslında borç içindedirler. ‘Yıkılmadım, ayaktayım’ mesajı vermek için yaşarlar.” şeklinde konuştu. Osmanlı’nın son döneminde yapılan Dolmabahçe Sarayı’nı yanlış yatırım anlayışına örnek veren Prof. Dr. Tarhan, “1850’lerde Osmanlı büyük borçlar aldı. Ama bu borçlarla geri dönüşü olmayan Dolmabahçe Sarayı yapıldı. O dönemde altınla yapılan bu yatırım, bugünkü hesapla Avrasya Tüneli kadar değerliydi. Sırf ‘yıkılmadık ayaktayız’ mesajı vermek için yapılan bu saray, Osmanlı’nın çöküşünü hızlandırdı.” dedi. Para, hayatın merkezinde değil; araç olmalı Paranın bir güç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, ancak yaşamın merkezine oturduğunda insanı esir alacağını vurguladı ve “Para bizi özgürleştiren bir güç olabilir ama hayatın merkezinde olmamalı. Araç olmalı, kolaylaştırmalı, kimseye muhtaç etmemeli. Ama açık pozisyonlarla borçlanarak yaşayan bir kişi uykularını kaybeder, tüm birikimlerini riske atar.” ifadesinde bulundu. Şirketlerde bütçe yönetimine de değinen Prof. Dr. Tarhan, “Bağımsız denetçiler şirketlerin israf edip etmediğini kontrol eder. Çünkü tasarruf ve verimlilik esastır. Verimlilik işi doğru yapmaktır, etkinlik ise doğru işi yapmaktır. Eğer bunlar yoksa kaynaklar israf edilir.” şeklinde konuştu. Ekonominin Fransızca kökenli ve tasarruf anlamını taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Ama Arapçadaki ‘iktisat’ maksat kökünden gelir. Yani önce hedefini belirle, sonra harcama yap. Hedefi olmayan kişi açgözlü yatırımlar yapar, parayı pusula gibi yanlış kullanır.” dedi. Prof. Dr. Tarhan, zenginliğin tanımını da yaparak, “Zengin, çok şeye sahip olan değil; az şeye ihtiyaç duyan insandır. İnsan sahip olduklarıyla tatmin olabiliyorsa zengindir. Sahip olduklarıyla tatmin olmayan kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın yoksulluk hissinden kurtulamaz.” ifadesinde bulundu. Yüksek güvenli toplumlar büyür Prof. Dr. Tarhan, yatırım ortamının güvenle doğrudan ilişkili olduğunun altını çizerek, “Francis Fukuyama’nın da belirttiği gibi yüksek güvenli toplumlar geleceği öngörebilir. Özgürlüklerin olduğu yerde insanlar yatırımlarını uzun vadeli yapar, sistem büyür. Ama düşük güvenli toplumlar kaynaklarını savunmaya, sığınak yapmaya harcar. Bu da israftır.” diye konuştu. Ekonomik krizlere hazırlık için bireylerin ve kurumların risk analizine önem vermesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Biz genelde kriz çıktığında yönetiyoruz ama risk analizi yapmıyoruz. Oysa risk analizi sayesinde kriz çıkmadan önlem alınabilir. Bu hem bireysel hem de toplumsal ölçekte hayati önem taşır.” şeklinde sözlerini tamamladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor Haber

İnci Tunalı, Liderlik ve Yetenek Yönetiminde Fark Yaratan Stratejileri Anlatıyor

İş dünyasının önde gelen isimleriyle, başarıya uzanan yolculukta stratejik yol haritalarını konuşacağımız yeni röportaj serimizin ilk konuğu, 20 yılı aşkın tecrübesiyle Türkiye'nin yetenek yönetimine yön veren önemli isimlerden, BBI Executive Search Genel Müdürü Sn. İnci Tunalı oldu. Hazırsanız, başlıyoruz! Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 20 yılı aşkın süredir insan kaynakları ve yönetici seçme-değerlendirme alanında aktif olarak görev yapmaktayım. Kariyerime Sabancı Grubu’nun insan kaynakları departmanında başladım. Ardından, dünyanın önde gelen orta ve üst düzey yönetici seçme ve değerlendirme şirketlerinde yaklaşık on yıl üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundum. 2017 yılından bu yana ise kurucusu olduğum BBI Executive Search çatısı altında çalışmalarımı sürdürüyorum. 2019 yılında, Boğaziçi Üniversitesi’nin iş dünyasında fark yaratan liderleri ve yönetim kurulu üyelerini geleceğe hazırlamak amacıyla hayata geçirdiği Executive on Board eğitim programını başarıyla tamamladım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin başlarında kurumsal bir İK departmanında işe başladım. O dönem, bana organizasyon yapıları, kültür farkındalığı ve liderlik dinamiklerini yakından tanıma fırsatı sundu. Ardından uluslararası bir danışmanlık firmasında çalışmak, global ölçekte düşünme ve stratejik danışmanlık becerilerimi geliştirmemde büyük rol oynadı. Kendi şirketimi kurmak ise en büyük dönüm noktamdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu adımın kariyerimdeki en doğru karar olduğunu açıkça söyleyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kurmak, danışmanlık sunduğum kurumlar ve yönlendirdiğim adaylar nezdinde, stratejik uyumu en üst düzeyde sağlayan doğru eşleşmeleri gerçekleştiren, güvenilir bir çözüm ortağı olarak konumlanabilmektir. Bu başarıyı sağlayan temel stratejim ise çok iyi dinlemek, her aday ve şirket için özgün çözümler üretmek ve daima etik değerlerden sapmamak. Ayrıca her süreci, sadece bir CV eşleştirmesi olarak değil; kültürel uyum, liderlik potansiyeli ve stratejik katkı üzerinden değerlendirmektir. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, kriz dönemlerinde piyasadaki belirsizlikler nedeniyle karar alma süreçlerinin uzamasıydı. Bu dönemde danışmanlık rolüm, yalnızca aday teminiyle sınırlı kalmadı; müşterilerime belirsizlik ortamında risk analizleri yapma, stratejik yol haritaları belirleme ve karar süreçlerini optimize etme konularında da aktif katkı sundum. Bu süreçleri başarıyla yönetmemde; çevik bir yaklaşım, hızlı adaptasyon yeteneği ve güven inşa eden ilişkiler belirleyici oldu. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? “İnsanlar, kurumlar ve dinamikler hakkında derin içgörüler edinmeye gayret edin.” İnsanları, kurumları, değişen trendleri derinlemesine analiz edebilmek; bu meslekte fark yaratmanın temelidir. Teknik bilgi kadar sezgi, empati ve stratejik düşünme yetkinlikleri de kritik. Ve elbette, sabır. Bu yol kısa vadeli zaferlerle değil, uzun soluklu güven ilişkileriyle örülüyor. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderliği; güven ortamı yaratmak, ilham vermek ve ekibin potansiyelini ortaya çıkaracak alanlar açmak olarak görüyorum. Takımımda her bireyin güçlü yanlarını destekler, zayıf yönlerini ise gelişim fırsatına çeviririm. Açık iletişim, hedef odaklılık ve birlikte başarma duygusu, benim liderlik anlayışımın temel taşları. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? BBI Executive Search olarak vizyonumuz; Türkiye’de liderlik pozisyonlarında sürdürülebilir başarı sağlayacak üst düzey yetenekleri kurumlarla buluşturan, güvenilir ve stratejik bir danışmanlık markası olarak, özellikle teknoloji odaklı endüstrilere katkı sağlamayı; uluslararası iş birliklerimizi genişletmeyi ve veri odaklı liderlik analitiği çözümlerimizi daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? BBI Executive Search’ü, sadece işe alım çözüm ortağı değil; stratejik bir yetenek ortağı olarak konumlandırıyoruz. Müşterilerimize kısa vadeli çözümler sunmanın ötesinde, liderlik seviyesinde uzun vadeli değer yaratacak yerleştirmelere odaklanıyoruz. Yerel pazarda sektör ve kültür bilgimizi derinleştirerek yüksek uyum oranı sağlarken, uluslararası alanda ise global yetenek ağımız ve veri destekli analiz gücümüzle rekabette fark yaratıyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? İş dünyası yalnızca ekonomik değil; toplumsal sorumluluk anlamında da bir kaldıraçtır. Biz, özellikle kadın liderlerin desteklenmesi, genç yeteneklerin gelişimi ve etik işe alım süreçleri konularında duyarlıyız. Sürdürülebilirlik, sadece çevresel değil; kültürel, sosyal ve yönetimsel sürdürülebilirlik anlamında da ele alınmalı. İlgili pozisyona her yerleştirdiğimiz liderin, bu sorumluluğu taşıyan bireyler olmasına dikkat ediyoruz. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve yapay zekâ, sadece süreçlerimizi hızlandırmakla kalmıyor; karar alma biçimimizi daha analitik, öngörülebilir ve stratejik hale getiriyor. Ancak biz teknolojiyi insanın yerine değil, insanın yanında konumlandırıyoruz. Yapay zekâ destekli tarama araçlarıyla yüzeydeki bilgilerin ötesine geçerek liderlik potansiyelini ölçümlüyor, kültürel uyum ve stratejik katkı kriterleriyle çok boyutlu değerlendirmeler yapıyoruz. Bu dönüşüme adaptasyon sürecimiz; teknoloji yatırımları kadar, ekip içi yetkinlik gelişimi ve dijital okuryazarlığın artırılması ekseninde şekilleniyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, öncelikle kendi değerlerini ve yetkinliklerini doğru tanımalarını öneririm. Teknik bilgi kadar; merak, adaptasyon becerisi ve öğrenmeye açıklık artık vazgeçilmez. Ama bence en kritik fark yaratıcı unsur: güvenilirlik. Güven veren biri olmak, uzun vadeli başarıların görünmeyen temelidir. Her alanda hızla dönüşen bu çağda, kendinize ait bir düşünce sistemi geliştirmeniz, sadece trendleri takip etmekle kalmayıp onları yorumlayabilmeniz çok kıymetli. Kariyeriniz boyunca çok kapı açılabilir; önemli olan, içeriye hangi değerlerle girdiğinizdir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.