Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Style

Kapsül Haber Ajansı - Style haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Style haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mudanya Turizm Çalıştayı Tamamlandı Haber

Mudanya Turizm Çalıştayı Tamamlandı

Mudanya Belediyesi’nin, “Geçmişin İzleri, Geleceğin Turizmi” temasıyla düzenlediği ve ilçenin turizm vizyonunu ortak akılla belirleyecek “Mudanya Turizm Çalıştayı” tamamlandı. Tirilye Taş Mektep’te üç gün süren çalıştayda akademisyenler, işletmeciler, turizm profesyonelleri ve sivil toplum temsilcileri Mudanya’nın turizm geleceğini bütüncül bir bakışla ele aldı. “Doğa ve Ekoturizm”, “Gastronomi ve Kültürel Miras”, “Yerel Ekonomi ve Girişimcilik” ile “Deniz Turizmi ve Kıyı Kimliği” başlıklarında düzenlenen tematik oturumlarda; halkın turizme katılımı, tarihi mirasın korunması, teknolojinin sektöre etkisi, kooperatiflerin ve esnafın kalkınmadaki rolü gibi başlıklar tartışıldı. Çalıştayda, Mudanya’nın somut ve somut olmayan kültürel mirasının turizme kazandırılmasının yolları da masaya yatırıldı. DALGIÇ: MUDANYA KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, çalıştayın ardından yaptığı değerlendirmede, Mudanya’nın artık kendi turizm hikayesini yazdığını söyledi. Dalgıç, “Akademisyenlerden turizm profesyonellerine, üreticilerden genç girişimcilere kadar çok geniş bir katılım vardı. Ortaya çıkan fikirler, Mudanya’nın doğasına, tarihine ve üretken insanına yakışan bir vizyon çizdi.” dedi. Dalgıç, şöyle konuştu: “Mudanya’nın geleceğini, kimliğini, değerlerini konuştuk. Bu süreç, sürdürülebilir ve katılımcı bir turizm anlayışını kalıcı hale getirmenin başlangıcıdır. Her oturumda, yerel zenginliklerimizi koruyarak büyümenin mümkün olduğunu gördük. Şimdi bu fikirleri, Mudanya Turizm Vizyon Planı ile kalıcı bir stratejiye dönüştürme zamanı.” “MUDANYA’NIN GELECEĞİNİ BİRLİKTE PLANLIYORUZ” Yıl boyuna yayılacak tematik buluşmalarla Mudanya Turizm Stratejisi ve Master Planının oluşturulacağını belirten Dalgıç, çalıştayın bu sürecin önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Başkan Dalgıç, sürecin bir başlangıç olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu plan, ‘Mudanya nasıl bir turizm kenti olmalı?’ sorusuna ortak akılla yanıt verecek uzun soluklu bir sürecin ürünü olacak. Doğa ve deniz turizmi, gastronomi, yerel üretim ve kültürel miras başlıklarında somut bir yol haritası oluşturuyoruz. Böylece Mudanya hem kimliğini koruyan hem de sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir turizm modeliyle geleceğe hazırlanacak. Bu bir başlangıç. Mudanya’nın turizm vizyonunu herkesin katkısıyla yazıyoruz. Her fikir, her öneri bu yolculuğun parçası olacak. Mudanya’nın geleceğini birlikte planlıyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri'nde Sezonun İlk Konuğu Dr. Murat Sav Oldu! Haber

Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri'nde Sezonun İlk Konuğu Dr. Murat Sav Oldu!

Sezonun ilk Mimarlık ve Yaşam programında “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” konusu ele alındı. Dr. Murat Sav’ın konuk olduğu Mimarlık ve Yaşam programının “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” alt başlıklı söyleşisi gerçekleşti. Dr. Murat Sav, çok katmanlı Bizans yapıları ve onları koruma yaklaşımları ile ilgili bilgilerini dinleyicilerle paylaştı. “20. yüzyılın ikinci yarısındaki onarımlarda romantik yaklaşımların etkisi var.” Dr. Murat Sav, İstanbul’daki Bizans yapılarını koruma yaklaşımlarının tarihine dair bilgi verdi: “1955 yılında İstanbul Uluslararası Bizans Tetkikleri Kongresi düzenleniyor. Bu nedenle Bizans yapıları o dönemde tekrar elden geçiriliyor. Küçük veya orta çaplı onarımlar yapılıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında romantik yaklaşımların etkisinde onarılan yapılar vardır ayrıca. Tüm yapıların 20. yüzyıl onarım müdahalelerini etüt etmek amacıyla yaklaşık yüz dosya karıştırdım. Orada yapılan işler neydi, o dosyalar vasıtasıyla gördüm. Aldığım görevler nedeniyle bunları yapılar üzerinden okuma şansım oldu.” “Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması.” Dr. Murat Sav, konuşmasının sonunda restorasyonla ilgili bazı önerilerde bulundu: “Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması. Yapının plastik özelliklerini, dönem verilerini, pitoresk görünümüne yol açan arkeolojik değerlerini muhafaza edecek şekilde eski eserleri genel bir yaklaşımla korumak gerekli. İstanbul’da günümüze ulaşmayan Roma öncesi yapılar geri gelmeyecek. Elimizdeki çok az sayıda Roma ve Bizans yapılarının yanı sıra elbette ki bu yapılardaki Osmanlı karakterlerini koruyarak, gelecek nesillere aktarımı sağlanmalıdır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Pamukkale’de Tarihi Maraton Heyecanı Haber

Pamukkale’de Tarihi Maraton Heyecanı

Bu yıl ilk kez düzenlenen Lykos Yarı Maratonu, Pamukkale’nin büyüleyici atmosferinde binlerce sporcuyu bir araya getirdi. Arnavut kaldırımı ve asfalt zeminin birleştiği, inişli çıkışlı bölümlerle zenginleştirilen parkur, 7’den 70’e koşuculara hem zorlu, hem de keyifli bir maraton deneyimi sundu. Yarış öncesi maratona katılan sporcular etkinlik alanında uzman eğitmenler eşliğinde ısınma antrenmanı gerçekleştirdi. Lykos Yarı Maratonu’na Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Başkanvekili Ali Marım, Genel Sekreter Bülent Bozbaş, Büyükşehir Belediyesi bürokratları, sporcular ve binlerce vatandaş katıldı. Pamukkale’nin beyaz cennetinde spor, tarih ve doğanın iç içe geçtiği etkinlikte muhteşem bir ambiyans yaşandı. Binlerce kişi tarihi ana tanıklık etti Yarışın son 2 kilometresi ise katılımcılar için adeta bir zaman yolculuğuna dönüştü. Sporcular, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Hierapolis Antik Kenti’nin büyüleyici atmosferinde koşarak tarihle buluştu. Antik Kent içerisinde yer alan motivasyon noktasında Denizlili baterist Burak Burhan maratonda koşan sporculara unutulmaz bir müzik dinletisi yaşattı. Yarışın ardından ise sporcular, Pamukkale travertenleri üzerinde yürüyerek hem bu benzersiz doğal güzelliği yakından deneyimleme fırsatı buldu, hem de doğal termal suların rahatlatıcı etkisiyle yarış sonrası dinlenme imkanı elde etti. Traverten manzaralı fotoğraf çekim alanında ise binlerce sporcu unutulmaz hatıralara imza attı. Başkan Çavuşoğlu’ndan İmamoğlu ve tutuklu belediye başkanlarına selam Yarı maratonun ardından etkinlik alanında bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, bu yıl ilk kez gerçekleştirdikleri Lykos Maratonu’na emek veren ve katılan herkese teşekkürlerini sundu. Başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu, “Hepimizin bir hayali vardı, bir umudu vardı. Bir sevdiğimiz için koştuk, bir dostumuz için koştuk. Bugün de ben bu koşuyu gerçekten de bugün ülkemizin güzel yarınlara ulaşmasında büyük bir emek ve mücadele veren, haksız bir şekilde tutuklu olan birçok belediye başkanı arkadaşım var. Tabii bunların içerisinde başta on beş buçuk milyon kişinin oyuyla Cumhurbaşkanı adayı yaptığımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu adına ve tüm tutuklu bulunan belediye başkanlarımız adına koştum” diye konuştu. Ata’mıza sonsuz minnetle… Cumhuriyetimizin 102. yıldönümü etkinlikleri kapsamında spordan kültürel faaliyetlere uzanan bir etkinlik ayı içerisinde olduklarını anımsatan Başkan Çavuşoğlu, “ Bugün bu güzel coğrafyada, bu güzel bayrağımızın altında, bu güzel toprağımızda özgür bir şekilde yaşayabiliyorsak başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kendilerini bir an bile düşünmeden verdikleri mücadele sayesindedir. Binlerce kez daha Ata’mıza ve silah arkadaşlarına minnet duyduğumuzu dile getirmek istiyorum. Cumhuriyetin haftasında bu güzel organizasyonla spor şehri, sanat şehri, mutlu insanların şehri kurgumuzun bir adımını daha bugün beraber attık. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Katılanların ayaklarına, yüreklerine sağlık” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından Başkan Çavuşoğlu ve protokol üyeleri sponsor firmalar ile yarı maratonda derece giren sporculara madalyalarını takdim etti. Lykos Yarı Maratonu kapsamında sporcular 21 kilometrelik yarı maraton, 10 kilometre koşu ve 5 kilometrelik halk koşusu olmak üzere üç farklı parkurda yarıştı. Toplam 3 bin 237 kayıtlı sporcunun yer aldığı organizasyonda dereceye girenler şöyle: Yarı Maraton 10K Kadınlar 1. Berfin Kaya - 37.33 2. Eunita Chepchumba - 39.08 3. Elif Gökçe - 39.13 Yarı Maraton 10K Erkekler 1. Mervan Haykır - 32.11 2. Hakan Çoban - 33.19 3. Keremcan Çelik - 36.11 Yarı Maraton 21K Kadınlar 1. Nursena Çeto - 1.17.24 2. Tsige Christe Biru - 1.18.42 3. Dilek Öztürk - 1.19.37 Yarı Maraton 21K Erkekler 1. Boaz Kiptoo Kipllagat - 1.08.19 2. Ersin Tekal - 1.08.32 3. Meshack Kirkop Koech - 1.12.12 Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Karsan’dan İtalya Bari’ye 18 Metrelik Yüzde 100 Elektrikli 42 Adet e-ATA Haber

Karsan’dan İtalya Bari’ye 18 Metrelik Yüzde 100 Elektrikli 42 Adet e-ATA

İtalya’nın 40’dan fazla şehrinde aktif olarak hizmet veren Karsan marka araçlarla, şirket ülkede güçlü bir varlık sürdürüyor. Bu kapsamda değerlendirmede bulunan Karsan CEO’su Okan Baş, “İtalya’nın Bari şehrinde elektrikli toplu taşıma dönüşümünün ilk adımlarını birlikte atmıştık. Şehirde halihazırda görev yapan Karsan araçlarımızın yarattığı yüksek memnuniyet göstergesi olarak yeni sözleşmeler imzalıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bugün itibarıyla 340’ın üzerinde elektrikli aracımız İtalya’da toplu ulaşımda hizmet veriyor. Karsan olarak İtalya’daki varlığımızı güçlendirerek istikrarlı büyümemizi sürdürmeye kararlıyız” dedi. Dünyada toplu ulaşımın elektrikli ve otonom araçlara dönüşümünde öncü rol oynayan Karsan, Avrupa’daki varlığını hızla genişletmeye devam ediyor. Ana hedef pazarlarından İtalya’nın Bari şehrinde yeni bir başarıya daha imzasını atan Karsan, İtalya bayisi KMobility aracılığıyla 42 adet e-ATA 18 metre körüklü otobüsü Haziran 2026’da teslim edecek. Karsan için İtalya’daki büyüyen sıfır emisyonlu otobüs pazarında varlığını pekiştiren bu ihale, aynı zamanda Bari’nin sürdürülebilir ve yüksek kapasiteli toplu taşıma stratejisinde önemli bir adım atmasını sağlıyor. Araçlar 2026 yazında hizmete başlayacak! Karsan İtalya’da elektrikli toplu taşıma dönüşümünün öncüsü olma rolünü yeni anlaşmalarla pekiştiriyor. İtalya’da Bari belediyesinin hayata geçireceği yeni Hızlı Otobüs Taşımacılığı (BRT) projesi kapsamında, Karsan kazandığı ihale ile projede hizmet verecek ilk otobüsleri 2026 yılında teslim etmiş olacak. İtalya’daki büyüyen sıfır emisyonlu toplu taşıma pazarında Karsan’ın elde ettiği başarının altını çizen Karsan CEO’su Okan Baş, “Araçlarımız İtalya’nın 40’dan fazla şehrinde hizmet vermeye devam ediyor. 2023’ten beri Bari Belediyesi’ne hizmet vermekte olan araçlarımıza duyulan memnuniyet, bizim için gelecek projelerin de önünü açıyor. Kazandığımız bu yeni ihale ile önümüzdeki haziran ayında 42 adet 18 metre Karsan e-ATA aracı Bari Belediyesi’ne teslim edilecek. 2026 yazında araçların belediyenin yeni Hızlı Otobüs Taşımacılığı (BRT) projesi kapsamında kullanılacak ilk araçlar olması da ayrıca önem taşıyor”dedi. Karsan’ın “Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” vizyonu, güçlü ürünleri ve yenilikçi çözümleri sayesinde hedef pazarlarımızda büyümeye kararlılıkla devam ettiğini ekleyen Okan Baş, İtalya, Karsan’ın Avrupa’daki büyüme yolculuğunda stratejik bir öneme sahip, çok güçlü olduğumuz ve daha da büyümeyi hedeflediğimiz öncelikli pazarlardan biri. Bu pazarda da markamıza ve sınıflarının en iyisi modellerimize duyulan güven bir Avrupa markası olarak bizim azmimizi ve küresel ölçekte daha ileriye gitme motivasyonumuzu her geçen gün güçlendiriyor. 2018’de İtalya’da kurduğumuz Karsan Europe ile operasyonlarımızı ve müşteri ilişkilerimizi daha da güçlendirdik. Aldığımız her geri bildirimi ürün ve hizmet kalitemizi daha da ileriye taşımak için değerlendiriyoruz. Bu yaklaşım, bize yalnızca operasyonel başarı değil, aynı zamanda yüksek müşteri memnuniyeti ve uzun vadeli iş birlikleri olarak geri dönüyor. Bu yolculukta, yerel bayimiz Kmobility ile kurduğumuz güçlü ve uzun soluklu iş birliği de başarımızın önemli bir parçası. İtalya’daki yaygın saha yapılanmamız ve Kmobility ile uyum içinde yürüttüğümüz çalışmalar, Karsan’ı ülkedeki toplu ulaşım dönüşümünün güvenilir çözüm ortağı konumuna taşıdı” diye konuştu. Gerçek sürüş koşullarında 450 kilometrenin üzerinde menzil sunuyor! Bari’nin toplu taşıma altyapısına güç katacak 18 metre Karsan e-ATA araçları, her biri 300 kW gücünde iki bağımsız şarj girişiyle aynı anda yüksek hızlı şarj olanağı ile kısa sürede enerji dolumunu tamamlayarak Bari’nin gerçek sürüş koşullarında 450 kilometrenin üzerinde menzil sunuyor. Avrupa standartlarına uygun olarak tasarlanan araçlar, Bari halkının modern ve çevreci toplu taşıma ihtiyacını karşılayacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mersin’de, ‘Gençlik Festivali’ Coşkusu  Haber

Mersin’de, ‘Gençlik Festivali’ Coşkusu 

Mersinlilerin yoğun ilgisi ve coşkulu katılımıyla devam eden ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damga vuran isim ünlü müzisyen Teoman oldu. Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de hem Teoman konseri öncesinde hem de gündüz saatlerinde Özgecan Aslan Barış Meydanı’nı dolduran vatandaşlar ile bir araya gelerek, gençlerin festival coşkusunu hep birlikte yaşadı. Teoman konseri öncesinde meydanı dolduran binlerce yurttaşa seslenen Başkan Seçer, Mersin’in Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti olduğunu belirterek “ ‘Mersin cumhuriyet kenti, gençlerin, geleceğin, uygar dünyanın kenti’ diye, boşuna demiyorum, siz varsınız diye diyorum. Sizleri seviyorum, sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz ve her şeyimizsiniz” diyerek, gençleri çok sevdiğini vurguladı. Türkiye’nin, hatta dünyanın pek çok yerinden Mersin’e gelerek üniversite okuyan gençlerin kenti çok sevdiğini söyleyen Seçer, üniversite hayali kuran gençlere seslenerek, “Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz. Herkesi davet ediyoruz” dedi. Seçer sahnede konuşurken Mersinli gençlerden; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ sesleri yükseldi. Gençlere bu taleplerini haykırmaktan korkmamalarını söyleyen Seçer, “Dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz, bir arada yaşamak istiyoruz. İnadına, kardeşcesine yaşamak istiyoruz” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 4.’sünü düzenlediği ‘Mersin Gençlik Festivali’, 2. gününde de dopdolu geçti. Mersinlilerin yoğun ilgisi ve coşkulu katılımıyla devam eden ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damga vuran isim ünlü müzisyen Teoman oldu. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Teoman konseri öncesinde Özgecan Aslan Barış Meydanı’nı dolduran vatandaşlar ile bir araya gelerek, gençlerin festival coşkusunu hep birlikte yaşadı. Teoman konseri ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damgasını vurdu ‘Gençlik Rotasını Çizdi’ sloganıyla Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen festival 2. gününde de sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar dopdolu geçti. Günün erken saatlerinde başlayan partiler, gösteriler ve performanslar Mersinlilerin büyük ilgisini çekerken, birbirinden renkli etkinlikler gün boyunca devam etti. Festivalin akşamında ise MC Halil & DJ Onur’un performansı ile müziğin ritmine kendini bırakan gençler, M Lisa konseri ile de gönüllerince eğlendi. Festivalin 2. gününe damgasını vuran isim ise Teoman oldu. Teoman’ın seslendirdiği birbirinden güzel şarkılara hep bir ağızdan eşlik eden Mersinliler, festival coşkusunu doyasıya yaşadı. Başkan Seçer’den gençlere; “Sizler bizim geleceğimizsiniz” Teoman konseri öncesinde meydanı dolduran binlerce yurttaşa seslenen Başkan Seçer sahneye ‘Parla’ şarkısı ve Mersinlilerin coşkulu alkışları eşliğinde çıktı. Gençleri çok sevdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Seçer, Türkiye’nin en büyük bayramı olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı gençlerle kutladıkları için mutlu olduğunu söyledi. Mersin’in Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti olduğunu ifade eden Seçer, “ ‘Mersin cumhuriyet kenti, gençlerin, geleceğin, uygar dünyanın kenti’ diye, boşuna demiyorum, siz varsınız diye diyorum. Siz gelecek için ışık saçıyorsunuz. Sizleri seviyorum, sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz ve her şeyimizsiniz. Sizler değerlisiniz ve önemlisiniz” diyerek, gençleri çok sevdiğini vurguladı. Gençlerin eğlenmek için konser ve festivallerin artarak devam etmesini istemesine karşın, iktidarın CHP’li belediyelerin yaptığı konserleri eleştirdiğini hatırlatan Seçer, “ 2019’da göreve geldik, ‘kafalar değişti ne çok şey değişti’ dedik. Bir şehre sadece yol, altyapı yaparak, ağaç ekerek, sinekle mücadele ederek belediyecilik yaptığınızı mı zannediyorsunuz? Güzel ruhlar ve mutlu insanlar inşa edeceksiniz” diyerek, belediyeciliğin insan hayatına dokunan her alanda yapılması gereken bir iş olduğunun altını çizdi. “Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz” Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından Teoman’ın Atatürk’ün kenti Mersin’de sahneye çıktığını söyleyen Seçer, gençlerin güzel vakit geçirmesi için çalıştıklarını söyledi. Mersin’e, Türkiye’nin hatta dünyanın pek çok yerinden farklı yerinden gelerek üniversite okuyan gençlerin kenti çok sevdiğini söyleyen Seçer, üniversite hayali kuran gençlere seslenerek, “Üniversite hayali kuran gençler; Mersin’e gelin, Mersin’den daha güzel bir şehir bulamazsınız. Türkiye’nin her yerinden, Anadolu’nun dört bir yanından gençlerimizi bekliyoruz. Gelin burada üniversite eğitimini alın. Bakın göreceksiniz ki, Mersin’de her şey farklı. Mersin’in küçük bir Türkiye ve Anadolu mozaiği. Burada bütün kültürlerin, renklerin ve anlayışların bir potada eridiği bir renk cümbüşü göreceksiniz. Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz. Herkesi davet ediyoruz” dedi. Seçer; “Barış istiyoruz” dedi. Gençler; “Hak, hukuk, adalet” diye haykırdı Gençlerin barış istediğini ve nefret dilinden de uzak durmak istediklerini söyleyen Seçer, “Hepimiz barış istiyoruz. Dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz, bir arada yaşamak istiyoruz. İnadına kardeşcesine yaşamak istiyoruz” dedi. Seçer sahnede konuşurken Mersinli gençlerden; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ sesleri yükseldi. Gençlere bu taleplerini haykırmaktan korkmamalarını söyleyen Seçer, “Haykırın; duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün. Sizin hassas duygularınız üzerinden siyaset devşirmek isteyen o kulaklar duysun” diye konuştu. Seçer’den Mersinlilere müjde: “Çevre dostu elektrikli otobüsler Mersin’de ilk kez devreye girecek” Göreve geldiği günden bu yana katılımcı demokrasiyi savunan Seçer, binlerce gence Mersin’i sordu. Gençler hep bir ağızdan kentten duydukları memnuniyeti haykırırken Seçer, gençlere yönelik hizmetleri hatırlattı. Gençlere Büyükşehir’in her hizmetinden faydalanmalarını söyleyen Seçer, “Üniversite öğrencilerine sesleniyorum; 3 çeşit yemeği üniversite kapısından mahalle mutfaklarından ediniyorsunuz, çamaşırlarınızı bizim çamaşır kafelerde yıkayabilirsiniz” dedi. Gençler aracılığıyla tüm Mersinlilere de müjde veren Seçer, “Toplu taşımadan, limonlardan memnun muyuz? Size bir müjdem var; biliyorsunuz o otobüsler çevre dostu. Önümüzdeki hafta elektrikli otobüsleri Mersin’de ilk kez devreye alıyoruz. Gelecek cuma günü caddelerimizde tur atacaklar ve sonrasında artık elektrikli otobüslerimiz devreye girecek. Amacımız metronuzu, tramvayınızı bir an önce yapmak. Önümüzde engeller var” diyerek, bu engellerin tamamını bir bir aşacaklarını vurguladı. “Gençler, belediyemizin hizmetlerinden yararlanın” Kentte sık sık kültürel ve sanatsal faaliyetler olduğunu gençlere hatırlatan Seçer, her cumartesi günü Marina sahilinde sokak sanatçılarının ‘Akustik Sahne’ kapsamında konser verdiğini söyledi. Şehir Tiyatrosu’nun çok güzel eserleri sahneye taşıdıklarını belirten Seçer, “Belediyemizin sizin için hazırladığı bütün projeleri takip edin, hizmetlerden yararlanın” diye çağrı yaptı. Yapılan hizmetlerin yurttaşın vergisinden yapıldığının altını çizen Seçer, “Hiç bu siyasilerin afralarına, tafralarına kanmayın. Bir şeyi size dağıttıklarında yardım olarak sunmalarına izin vermeyin. Bu harcadığımız para; sizin paranız, babanızın, annenizin ödediği vergiden bize gelen paralar. Onun için bu hizmetler size helaldir. Biz bunu yapmakla mükellefiz” dedi. “Hepinizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın” Birbirinden değerli sanatçıların sahne aldığı ve birçok ücretsiz etkinliğin yapıldığı 24 Ekim’de başlayan ve 29 Ekim’de sona erecek olan Gençlik Festivali’nde gençlerin bol bol eğlenmesini temenni eden Seçer, “Bu festival günlerini en iyi şekilde değerlendirin. Her zaman ders, her zaman iş, insanı bunaltır. Zaman zaman mola verin, ara verin ve kendinize vakit ayırın. Hepinizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın, mutlu ve huzurlu olun” diye konuştu. Festivalin ritmi konserlerle yükseldi Gençler, gün boyunca süren etkinliklerin ardından sahne alan M Lisa ve Teoman’ın şarkılarıyla unutulmaz bir akşam yaşadı. Üniversite öğrencisi Yusuf Şimşek, festivalin her yıl daha da güzelleştiğini belirterek, “Festival çok güzel geçti, M Lisa’yı çok beğendim. Şimdi de heyecanla Teoman’ı bekliyorum, çok eğleniyorum” dedi. Gençlerden Elif Nisa Güllük, konserlerin enerjisinin çok yüksek olduğunu söylerken, Yağız Günay da tüm gün festivalin tadını çıkardığını belirterek, “Konserler çok güzel geçiyor, gün boyu buradaydım. Daha önceki yıllarda da Gençlik Festivali’ne katılmıştım, her şey çok güzel” diye konuştu. Gençlik Festivali’nin 2. gününde Mersinliler müzik, dans ve eğlenceyle dolu dolu anlar yaşadı. Mersinliler, 4. Gençlik Festivali’nde gün boyu süren etkinliklerin ritmini yakaladı Büyükşehir Belediyesi 4. Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe, sabahın saatlerinde düzenlenen ‘Morning Parti’ ile enerji dolu bir başlangıç yaptı. DJ performansı ve canlı saksafon ezgileri eşliğinde müziğin ritmine kapılan Mersinliler, festival coşkusunu doyasıya yaşamaya devam ediyor. Parti alanında kurulan sucuk ekmek standı da güne ayrı bir lezzet kattı. Katılımcılar, eğlencenin ritmiyle dans ederken aynı zamanda sucuk ekmeklerin tadını çıkararak keyif dolu anlar yaşadı. Morning Parti’ye katılan Ceren Türköz, “Festival havası çok güzel. Arkadaşlarımızla birlikte geldik. Özellikle Z Kuşağı olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne her şey için teşekkür ederiz. Morning Parti’de çok eğleniyoruz” ifadelerine yer verdi. Arkadaşlarıyla birlikte Morning Parti’ye geldiğini ve çok eğlendiğini anlatan İlayda Çopur, “Gençlik Festivalimiz çok güzel başladı. Morning Parti de çok güzel oldu” dedi. Gençlik Festivali’nin şu ana kadar çok güzel geçtiğini söyleyen Tuna İbrahim Dümenci, “Büyükşehir Belediyesi’nin gençlere yönelik festival yapması çok iyi bir şey. Morning Parti de sabahı canlandıran bir etkinlik olmuş” diye konuştu. Mersin’de Gençlik Festivali renkli görüntülere sahne oldu Festivalin ilerleyen saatlerinde, DJ Kuzey’in performansıyla gençler müziğin ritmine ayak uydurdu. Ardından sahne alan ‘Caner Yazar Özgür Oynar’ adlı stand-up gösterisi, izleyenlere keyifli dakikalar yaşattı. 4. Mersin Gençlik Festivali’nde sahne alan tiyatrocu Özgür Ozan, festival coşkusunu ve gençlerle bir arada olmanın mutluluğunu dile getirerek, seyircinin çok sıcakkanlı ve eğlenceli olduğunu söyledi. Özgür Ozan, “İlk 3 festivali kaçırmışız ama 4. için buradayız. Gayet etkili bir etkinlik oldu. Bize gösterdikleri ilgi, şefkat, alakadan dolayı herkese teşekkür ederiz. Burada gençleri görünce kendi gençliğim aklıma geliyor. Benim zamanımda gençlik etkinlikleri yoktu, şimdi gençlerimiz çok şanslı. Gençlik deyince Atatürk’ün sözü aklıma geliyor, onlara emanet edilmiş bir Cumhuriyet var. Bu yüzden gençlerimizden çok ümitliyim” diyerek, festivale emek veren herkese teşekkür etti. Çocuklar Duymasın, Seksenler, Yarım Elma gibi dizilerin yazarı Caner Güler de, Mersin’e ilk defa geldiğini ve çok sevdiğini söyleyerek, “İklimi gibi insanları da çok sıcak. Yerel yönetimin gençlere bu kadar destek vermesi de beni çok mutlu etti” dedi. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözünü hatırlatan Güler, “Kültür ve sanat bir toplum için vazgeçilmezdir. Böyle etkinlikler su ve kanalizasyon kadar önemli, o yüzden tebrik ederim. Gençlik demek umut demek, gençliğin önünde çok uzun gelecek olduğu için umutlarını kaybetmesinler, geleceklerine sahip çıksınlar” sözlerine yer verdi. Bar Psikoloğu Ferhat Aydın ise stand up gösterisi hakkında “Psiko gösteri isminde bir sahnem var ve Türkiye’yi gezerek insanlara ruh sağlığını anlatıyorum, ana işim bu ve burada da çok farklı kesimlerden insanlarla psikoloji ve psiko terapi üstüne sohbet gerçekleştirdik. Alana girdiğim andan itibaren zaten o enerji hissediliyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Bu festival bir harika! Festival katılımcılarından Oğuz Tatar festivale ilk kez geldiğinden söz ederken, “Festival çok zevkli. Biz de ilk defa geldik. Yarışmalara katılıyoruz, ödüller kazanıyoruz. Gerçekten çok iyi ve çok memnunuz” diye konuştu. Katılımcılardan İrem Serin ise “Çok güzel ve çok eğlenceli. Başkanımız yine çok güzel bir iş ortaya çıkarmış. Ben çok beğendim. Zaten bir öncekilere de gelmiştik. Burada yaşıtlarımız, çocuklar ve yetişkinler var, bence çok güzel olmuş. Festivalde en çok ilgimi teleskop çekti. Teleskopu herkes bir yerde bulamıyor ve böyle bir imkan sağlanması çok hoşuma gitti” ifadelerine yer verdi. Mersinli öğrenci Sude Naz, “Fırsat buldukça festivale katılmaya çalışıyorum, burası çok eğlenceli” dedi. Öğrenci Elife Beyzanur Yüksel ise festivalin çok eğlenceli olduğunu vurgulayarak, “Festivale sabah geldik, Bizden Kafe’de kahvaltımızı yaptık, sonrasında çeşitli etkinliklere katıldık. Bizim için çok güzel ve verimliydi” diye konuştu. Festivale geçen yıl da katıldığını söyleyen Öykü Dede, eğlenceye hiç ara verilmediğini söyledi. Etkinliklerin birbirinden güzel olduğunu söyleyen Dede, emek veren herkese teşekkür etti. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen festival, 29 Ekim tarihine kadar, Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda etkinliklerini sürdürecek. Konserler, atölyeler ve birbirinden eğlenceli aktiviteler ve alanlardaki çılgın spor oyunları ile Gençlik Festivali’nin coşkusu tüm Mersin’i saracak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kandıra Akçakese'ye 4.500 Ağaçlık Doğal Orman Haber

Kandıra Akçakese'ye 4.500 Ağaçlık Doğal Orman

Bu kapsamda Kandıra Akçakese Mahallesi’ndeki 60 dönümlük alanı yeşile büründürecek olan Büyükşehir, yaklaşık 4.500 adet ağaç ile bölgeyi doğal orman yapısına kavuşturacak. 60 DÖNÜM ARAZİYE 4.500 AĞAÇ Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kenti yeşil alan hedefiyle ağaçlarla donatıyor. Şehrin dört bir yanında ağaçlandırma seferberliğini sürdüren Büyükşehir, Kandıra’nın Akçakese Mahallesi’ndeki yaklaşık 60 dönümlük alana 4.500 adet ağaç dikecek. Ağaçlandırma çalışması, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı tarafından kasım-aralık aylarında gerçekleştirilecek. HAFRİYAT TOPRAĞI REHABİLİTE EDİLDİ Ağaçlandırma ile ilgili İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı’na bağlı Hafriyat Denetim Şube Müdürlüğü çalışmalarına hızla başladı. Orman Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve orman vasfını yitirmiş alanı kazı fazlası dolgu sahası olarak izne konu edip, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin alt ve üst yapı çalışmalarında çıkan yaklaşık 300.000.00 metreküp hafriyat toprağını rehabilite etti. Söz konusu alan yaklaşık 4.500 adet ağaç ile doğal orman yapısına kavuşturulacak. YEŞİL ALAN ORANI ARTIYOR Yaz aylarında yanan ormanları da göz önünde bulunduran Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli genelinde yeşil alanları her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda Kandıra ilçesi Akçakese Mahallesi sınırlarında kalan ve orman vasfını yitirmiş yaklaşık 60 dönümlük alan, Büyükşehir Belediyesi tarafından orman kimliğini yeniden kazanacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Altın Portakal’da İlk Gün Keşiflerle Başladı  Haber

Altın Portakal’da İlk Gün Keşiflerle Başladı 

Günün belgeselleri; Halikarnas balıkçısı namıyla maruf yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı hakkındaki “Filos”, Kurtuluş Savaşı gazisi, 101 yaşındaki efsane futbolcu Galip Haktanır’ı tanıtan “Vefalı Galip” ve Ankara’da soğan hasadında çalışan işçilerin dünyasına ışık tutan “Işığın Hasadı”ydı. 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, ilk gününe çok özel belgesellerin gösterimiyle başladı. Seyircilerin büyük övgüsüyle karşılanan yapımların ortak özelliği; çok kıymetli alanlara ışık tutmasıydı. “Avrupa seyircisi ‘Artık soğanı israf etmeyeceğiz’ dedi” Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’ndaki, günün ilk söyleşisinde Ankara’daki soğan hasadı işçilerinin hayat şartlarını gözler önüne seren filmi “Işığın Hasadı” ile yönetmen Esin Özalp Öztürk çıktı seyircinin karşısına. Görüntü yönetmeni sayesinde haberdar olduğu işçilerin, günde sadece 2 saatlik bir jeneratör elektriği ile yaşadığını duyduğunda filmin ismi hemen belirmiş zihninde. Daha sonra işçilerle görüşerek 6 buçuk günde filmi çekmiş. Ama kolay olmamış; özellikle de kadınları konuşturmak. “Çekimlerin ilk üç gününde kadınları bir türlü konuşturamadım. Sonra açıldılar. Film bitince bir salon tutup ilk onlara gösterdim; filmi izleyince ‘Abla bu kadar güzel olacağını bilseydik seni bu kadar yalvartmazdık’ dediler” Neredeyse bütün dünyada festivallere katılan ve pek çok ödül alan filme dünyadan gelen tepkileri değerlendiren Öztürk, “Beni en çok şaşırtan Latin Amerika oldu. Filmin orada gezmediği ülke kalmadı diyebilirim. Orada da tarım işçiliği ve emek hikayeleri yaygın olduğundan kendilerine yakın buldular sanırım. Ama Avrupa’da çok şaşırdılar ve ‘Artık marketten soğan alırken bambaşka bir gözle bakacağız ve israf etmeyeceğiz’ dediler” diye konuştu. Öztürk, salondaki bir çocuğun “Işıklı günler görecek miyiz?” sorusu karşısında ise duygulanarak şunları söyledi: Filmi çektiğimde kızım 3 buçuk yaşındaydı. Ben henüz onun eline makas vermiyordum. Soğan hasadındaki o çocuklar 6 yaşında ve neredeyse bileklerini kesbilecek makaslarla soğan kesiyorlar. Dolayısıyla umarım ışıklı günler göreceğiz, onun için uğraşıyoruz” Ayhan Işık’ın spor hocası, Kurtuluş Savaşı gazisi efsane futbolcu! Diğer belgesel “Vefalı Galip” ise 101 yaşındaki Kurtuluş Savaşı gazisi ve bir futbol efsanesi olan Vefa Haktanır’ı tanıttı seyirciye. Gösterim sonrası yönetmen Gökçe Kaan Demirkıran, yardımcı yönetmen Emine Özge Demirkıran, kurgucu Hakan Kızıltaş ve danışman Fethi Aytuna soruları cevapladı. Haktanır’a dair bir film yapma fikrinin uzun zamandır var olduğunu söyleyen yönetmen Gökçe Kaan Demirkıran, süreci şöyle anlattı: Tanıştığımızda 96 yaşındaydı, aparman yöneticisiydi ve her hafta, mezunu olduğu, Darüşşafaka’nın toplantıları için toplu taşımayla karşı yakaya geçerdi. Onların zamanları çok başka; Galip ağabey 1937’de futbola başladığında daha formalarda sırt numarası uygulaması yok! Sarı- kırmızı kart kuralı yok! O yüzden hep aklımdaydı ama ancak 101 yaşındayken yapabildik. Filmin danışmanı Fethi Aytuna ise Haktanır’ın, tuttuğu notları derleme isteğini kendisine ilettiğini ve bu yolla İletişim Yayınları tarafından basılı bir kitap haline geldiğinden bahsetti: Gerçi futbol hayatından sonra notlarını tutmaya başlamış ama yine de o dönemin futboluna dair da bilgiler var. Son zamanlarına kadar hafızasının kuvvetli olması büyük şanstı bizim için. Bu alanda arşiv malzemesinin yetersizliğine değinen yönetmen Demirkıran da Haktanır’a dair bir bilgiye nasıl tesadüfen eriştiğini paylaştı: Galip ağabey, Darüşşafaka ve üniversite mezunu. Çok az sayıda üniversite mezunu olduğundan beden eğitimi öğretmenliği de yapmış biri. Bunu biliyorduk ama spesifik bir bilgi yoktu. Bir gün tesadüfen Ayhan Işık’ın “Cingöz Recai” filmini izledikten sonra Ayhan Işık’ın biyografisine bakarken bir röportajına denk geldim. Diyordu ki; Nişantaşı Ortaokulu’nda okudum ve çok değerli hocalarım vardı. Edebiyat dersimize Salah Birsel, beden eğitimi dersimize de Galip Haktanır girerdi. Filmin dünyada da ilgi görmesini hem memnuniyet hem de şaşkınlıkla karşıladığını dile getiren yönetmen, “Ben bu filmle İran, Sırbistan ve İtalya’da ödül aldım” diye konuştu. Sürgünde yeni bir dünya kuran yazar: Halikarnas balıkçısı AKM Perge Salonu’ndaki son söyleşi, Halikarnas balıkçısı namıyla meşhur yazarımız, Cevat Şakir Kabaağaçlı’ya dair “Filos” belgeseli ekibiyle gerçekleşti. Söyleşiye; yönetmenler Nurdan Tümbek Tekeoğlu- Orhan Tekeoğlu, Halikarnas Balıkçısı kitabının yazarı Meltem Ulu ve yazarın torunu Kuki Kutup katıldı. Bir dergide yayımlanan makalesi yüzünden önce idama mahkum edilen ardından da Bodrum’a sürgüne gönderilen Kabaağaçlı’nın, sürgünde yepyeni bir hayat başlatmasını ele alan belgesel, Meltem Ulu’nun “Halikarnas Balıkçısı” kitabından hareketle çekildi. Nurdan Tümbek Tekeoğlu, Ulu’nun kitabından etkilenip bunu bir belgesele dönüştürme fikrini, Orhan Tekeoğlu’yla paylaşmış ancak proje hemen hayata geçememiş. Orhan Tekeoğlu bu süreci şu sözlerle anlattı: O dönem başka bir belgesel çekiyordum, gelip kafamı karıştırdı. Şu kitabı bir okur musun, dedi. Ben hep öteledim hep kıvırdım ama sonunda ısrarlar artınca kitabı okudum. Engin bir denizin içinde buldum kendimi. Cevat Şakir’i demek ki hiç tanımıyoruz diye düşündün. Bodrum’u Bodrum yapanın Cevat Şakir olduğunu bilmiyordum. Okudukça okyanusun dibine daldım ve kendi projemi durdurup bu belgesel için çalışmaya başladım. Halikarnas Balıkçısı kitabını yazarı Meltem Ulu ise duygularını şöyle ifade etti: Kitabı yazarken hayatından o kadar etkilendim ki biyografisini yazmam lazım, diye düşündüm. Benim için çok özel bir gün, şimdi önümde bir belgesel var. Şöyle görüyorum; Halikarnas Balıkçısı başka bir alemde bize yol açmaya devam ediyor aslında. Yazarın torunu Kuki Kutup ise Kabaağaçlı için “Dede herkese biraz dokunmuştur; bahçeniz, fesleğeniniz, limon ağacınız varsa, iki nane dikip salatanıza katıyorsanız denize bakınca ‘oh’ diyorsanız size de dokunmuştur” derken sözlerini şöyle sürdürdü: Deniz demişken, mavi demişken, ben İzmir’den geliyorum, bugün Antalya’ya hayran kaldım, belediyeciliğe hayran kaldım; çok şanslısınız. Seyircilerden gelen, “Cevat Şakir, denizi olmayan bir yere sürülseydi yolculuğu nasıl ilerlerdi?” sorusunun cevabı ise aslında bütün ekip için aynıydı. Kutup, “Yaşadığı tam bir metamorfoz. İstanbul’dan, Afyondan sonra Bodrum’a geldiğinde yaşadığı bambaşka bir şey; denize kavuştu! Başka bir yere gitseydi de yine denize çıkardı yolu” derken Orhan Tekeoğlu, yönetmen eşiyle aralarında bu konuşmanın geçtiğini belirterek “Bodrum’a değil de Sinop’a gönderilseydi Sinop’u da Bodrum yapardı; çünkü o ruhta bir insan” diye konuştu. Yazarın yaşadığı dönemin şartlarını da hesap etmek gerektiğine dikkat çeken Ulu ise souyu şöyle cevapladı: Bodrum’da da ilk dönemi kolay geçmiyor aslında. Hem hayat koşulları zor hem de dışlanmış durumda. Benim için bütün özelliklerinin ötesinde ben onda ‘gerçek insan’ olma vasfını görürüm hep. Oxford’a gitmiş, Avrupa’yı gezmiş, bir sürü deneyimi var ve sürgün ediliyor… Ama bence o her yerde var olurdu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yüzlerce Anne ve Çocuk Bu Söyleşide Buluştu Haber

Yüzlerce Anne ve Çocuk Bu Söyleşide Buluştu

Annelere ve anne adaylarına stresle başa çıkabilmenin, beyni iyi yönetebilmenin formüllerini anlatan Cesur, "Bizim kavgamız etrafımızdaki insanlarla değil kendimizle. Önce kendimizle barışmamız gerek" dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Balıkesir Kent Konseyi'nin ortaklaşa düzenlediği 1. Balıkesir Kitap Fuarı'nın dünkü konuklarından biri de Aile Danışmanı Dilek Cesur'du. "Bu Kitap Annelere Çok İyi Gelecek" kitabıyla aynı ismi taşıyan söyleşide yüzlerce anne ve çocukla bir araya gelen Eğitimci Yazar Dilek Cesur, özellikle anneler e hayati önemde tavsiyelerde bulundu. Sıkıntılı anlarımızda sempatik sistemin devreye girdiğini hatırlatan Dilek Cesur, konuklara "Hemen derin bir nefes alın, 3-4 saniye oksijeni içinizde tutun. Sonra bunu 5-10 dakika yapın. Her yaptığınızda da 'Sen varsan, her şey var. Sen yoksan hiçbir şey yok' deyin. O yüzden sen iyiysen herkes iyi, sen kötüysen herkes kötü. 'Hiçbir şey senin kendi mutluluğundan, huzurundan daha değerli değil' deyin" önerisini yaptı. BEYNİ İYİ YÖNETMENİN FORMÜLÜ NE? Beyni iyi yönetebilmek için öncelikle nefes alışverişini öğrenmek gerektiğinin altını çizen Dilek Cesur, "Hayatın içerisinde her şey var; güzellikler, sıkıntılar hepsi biziz. Bunların hepsine şefkat göstermemiz lazım, kucaklayacağız. Her şeyin merkezinde siz varsınız" ifadelerini kullandı. Her yeni günün bir seçimle başladığını belirten Eğitimci Yazar Dilek Cesur, "Her sabah bir seçimle uyanıyoruz. Ya iyi olmayı seçerek iyi olmaya devam edersiniz ya da kötülük halini seçip her şeye takar, sağlıksız ve mutsuz bir hayat yaşarsınız. Vücuda stres hormonu salgılatırsanız bu sizi hasta eder. Bizim oksitosine ihtiyacımız var. Bunun üretilmesi için de serotonine ihtiyacımız var, dopamin ve endorfine ihtiyacımız var. Bu yüzden kendimizle iyi geçinelim. Bizim kavgamız etrafımızdaki insanlarla değil kendimizle. Önce kendimizle barışmamız gerek" şeklinde konuştu. HAKSIZLIKLARA KARŞI 'ROTA YENİLENİYOR' FORMÜLÜ Söyleşide "Bir gün hepimizin gideceği yer ve sonucu belli" diyerek takıntıların üstüne gidilmesini tavsiye eden Cesur, "Hayatın içerisinde, onunla birlikte gelen her şeye şefkat gösterin. İhanete uğradığınız, kırıldığınız, haksızlığa uğradığınız yerde kendinize şunu söylemeyi unutmayın; rota yenileniyor. Yolunuzu kaybetseniz de her zaman yeni bir rota vardır; geçmişe bay bay, geleceğe hay h ay. Geçmişe bay bay diyenler, geleceğine hay hay diyebilir" ifadelerini kullandı. Eğitimci Yazar Dilek Cesur'un bine yakın katılımcının takip ettiği söyleşisi, fuar alanında yüzlerce kitapseverin uzun kuyruklar oluşturduğu imza günüyle devam etti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.