Hava Durumu

#Su Tüketimi

Kapsül Haber Ajansı - Su Tüketimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su Tüketimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sıvı İhtiyacını Gidermek İçin Önce Suyu Tercih Edin! Haber

Sıvı İhtiyacını Gidermek İçin Önce Suyu Tercih Edin!

Yoğun sıvı kaybının baş dönmesi, yorgunluk ve hatta solunum sıkıntılarına sebep olabileceğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Günlük su ihtiyacınız bilimsel verilere göre ağırlığınız başına 30 mililitredir. Ancak bu ihtiyaç günlük yapılan aktivitelere, ısı durumuna ve metabolizma hızına bağlı olarak değişebilir.” dedi. Sıvı ihtiyacının öncelikle sudan karşılanması gerektiğinin altını çizen Yiğit, sade suyun tüketimini kolaylaştırmak için limon, nane yaprağı veya tarçın gibi doğal aromalar önerdi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, havaların ısınmaya başlamasıyla daha da özen gösterilmesi gereken su tüketimi hakkında bilgi verdi. Sağlıklı bir vücut, sıvı dengesini sağlamakla yükümlü… Suyun yaşamsal faaliyetler için elzem olduğunu hatırlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “İnsan vücudunun yüzde 60’ı sudan oluşur. Vücutta bulunan suyun yüzde 60’ı hücre içinde yüzde 40’ı ise hücre dışında bulunur.” dedi. Sağlıklı bir vücudun, sıvı dengesini her zaman sağlamakla yükümlü olduğunu dile getiren Yiğit, “Vücuttan günlük olarak deri, akciğer ve boşaltım organları ile sıvı kaybı olur.” açıklamasını yaptı. Günlük su ihtiyacı yapılan aktivitelere, ısı durumuna ve metabolizma hızına bağlı olarak değişebilir! Susama mekanizmasının nasıl çalıştığı hakkında bilgi veren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Kandaki iyon yoğunluğunun yüzde 1 artması ile hipotalamustaki susama merkezi uyarılır.” dedi. Susuzluğun neden olduğu belirtilere de değinen Yiğit, şunları söyledi: Vücutta yüzde 3 sıvı kaybı kan hacmi ve fiziksel performansı azaltırken, yüzde 5 ve üzeri sıvı kaybı baş dönmesi, yorgunluk ve hatta solunum sıkıntılarına sebep olabilir. Günlük su ihtiyacınız bilimsel verilere göre ağırlığınız başına 30 mililitredir. Yani 60 kg bir bireyseniz günlük 1,8 litre su ihtiyacınız vardır. Ancak bu ihtiyaç günlük yapılan aktivitelere, ısı durumuna ve metabolizma hızına bağlı olarak değişebilir.” Su ihtiyacı sadece suyla karşılanmalı Birçok araştırmanın, vücudun sıvı ihtiyacının öncelikli olarak sudan karşılanması gerektiğini, çay, kahve gibi diğer içeceklerin tüketiminin bu ihtiyacı karşılamadığını belirttiğinin altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Çünkü bu içeceklerin diüretik yani vücuttan su atma etkileri de vardır.” dedi. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi (TÜBER) 2022 önerilerine göre vücudun sıvı ihtiyacı için günlük en az 600-1500 ml sade su tüketilmesi gerektiğini kaydeden Yiğit sözlerini şöyle tamamladı: “Günlük çay ve kahve en fazla 800 ml, yağsız veya az yağlı süt en fazla 500 ml, meyve sularının ise en fazla 125 ml olarak tüketilmesi öneriliyor. Sıcak havalarda vücudun sıvı ihtiyacı artmışken sıvı alımına daha da dikkat etmek gereklidir. Eğer sade su içmeyi sevmiyorsanız tadını meyve dilimleri ekleyerek biraz daha aromalı hale getirebilirsiniz. İçtiğiniz suya herhangi bir kronik rahatsızlığınız yok ise limon, nane yaprağı ve seylan tarçını ekleyerek, antioksidan değerini arttırabilirsiniz.”

Her 30 dakikada bir yudum suyla ses tellerinizi koruyun! Haber

Her 30 dakikada bir yudum suyla ses tellerinizi koruyun!

Ses sağlığını koruma ve sesi doğru biçimde kullanmanın önemine işaret eden Dil ve Konuşma Terapisti Göksu Yılmaz, ses sağlığını korumaya yönelik olarak da “Ses kıvrımlarının sistemik hidrasyonunu sağlamak için yeterli sıvı alımını sürdürmek gereklidir. Bunun için sık aralıklarla yaklaşık her 30 dakikada bir su içilmesi veya yudumlanması, günde 8-10 bardak su içilmesi” önerisinde bulundu. Yılmaz, “Sigara dumanı, kirli ve tozlu hava, temizlik malzemeleri başta olmak üzere çeşitli kimyasal maddeler gibi tahriş edici solunum maddelerine maruz kalınmaması” uyarısında da bulundu. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümünden Arş. Gör. Göksu Yılmaz, 16 Nisan Dünya Ses Günü dolayısıyla ses sağlığı konusunu değerlendirdi. Ses, bireylerin kendilerini ifade etmelerini sağlayan en önemli araçlardan biri… Sesin, bireylerin kendilerini ifade etmelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olduğunu ifade eden Arş. Gör. Göksu Yılmaz, “Ses üretimi, insan vücudunda solunum, fonasyon (sesin meydana gelmesi) ve rezonans (konuşma sırasında ağız ve burundan geçen havanın şekillenmesi durumu) süreçlerinin birleşimiyle gerçekleşir. Bu süreçler, sesin oluşmasını ve konuşma sırasında anlamlı hale gelmesini sağlar. Ses sağlığının önemini iyi anlamak için, sesin üretim mekanizmasını iyi anlamak önemlidir. Bu nedenle ses sağlığına ilişkin danışan eğitimlerinin ilk basamağı, ses üretim mekanizmasının anatomik ve fizyolojik olarak iyi tanımlanmasını içerir.” dedi. Sağlık bir ses nasıl oluşuyor? Sesin üretim mekanizmasına genel olarak bakıldığında, ses üretiminin temel kaynağının akciğerlerden gelen hava akımı olduğunu kaydeden Göksu Yılmaz, “Soluk verme sırasındaki hava, trakea (soluk borusu) yoluyla yukarı doğru hareket eder ve gırtlak (larinks) bölgesine ulaşır. Bu hava akımı, ses kıvrımlarının titreşmesini sağlayan temel enerjiyi oluşturur. Gırtlak içinde bulunan ses kıvrımları (vokal foldlar) ise hava akımıyla titreşerek sesin temel frekansını oluşturur. Ses kıvrımlarından çıkan ham ses, boğaz, ağız ve burun boşluklarında rezonansa girerek şekillendirilir ve duyduğumuz son halini alır. Bu nedenle sağlıklı bir sesten bahsetmek için, sesi oluşturan tüm alt mekanizmaların da sağlıklı ve sağlam olması gerekir.” diye konuştu. Hizmet sektöründe çalışanların çoğu profesyonel ses kullanıcıları  Profesyonel ses kullanıcılarının (şarkıcılar, tiyatro sanatçıları, öğretmenler, avukatlar, eğitmenler, telefon/çağrı merkezi çalışanları, din görevlileri, sağlık çalışanları, dil ve konuşma terapistleri) genellikle seslerini uzun süre kullanmak ve/veya seslerini günlük yaşamlarındakinden daha farklı bir şekilde kullanmak gibi talepleri karşılamaları gerekebildiğini belirten Arş. Gör. Göksu Yılmaz, “Bu bağlamda hizmet sektöründe çalışanların çoğunun profesyonel ses kullanıcıları oldukları düşünüldüğünde vokal dayanıklık ülke ekonomisi için de önemli bir olgu olarak ele alınabilir. Çünkü vokal performanstaki bozulmalar/azalmalar, yalnızca sesin öznel algısının bozulmasına katkıda bulunmaz, aynı zamanda bireylerin profesyonel çalışma hayatlarını da sınırlayabilir.” ifadesinde bulundu. Ses kıvrımları kadınlarda erkeklerden daha fazla birbiriyle temas ediyor Ses kıvrımlarının, sesin meydana gelmesi sırasında bir saniyede kadınlarda ortalama 200-250 ve erkeklerde ortalama 100-150 defa birbiriyle temas ettiğini anlatan Göksu Yılmaz, “Bu temas, ses kıvrımlarının açılıp-kapanma döngüsünden meydana gelir. Daha somut bir örnekle açıklamak gerekirse, kadınlar için saniyede 200-250 defa el çırpmak ve erkekler için saniyede 100-150 defa el çırpmak, ses kıvrımlarının yükünü anlamamızı sağlayabilir. Ses üretimi sırasında hatalı bazı davranışlar veya alışkanlıklar, sesin yanlış kullanımına neden olarak vokal kıvrımlara ekstra yük binmesine neden olabilir. Bu durum, ses bozukluklarının meydana gelmesine zemin hazırlar.” şeklinde konuştu. Sık boğaz temizleme alışkanlığı sesi etkiliyor Sesin yanlış kullanımına da işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Sesin yanlış kullanımına ilişkin verilebilecek örneklerden bazıları da; gürültülü ortamlarda (sınıfta, gürültülü sokaklarda) uzun süre yüksek sesle konuşmak, aşırı yüksek veya düşük perde veya ses şiddetinde konuşmak, uzun süreler boyunca kesintisiz konuşmak veya şarkı söylemek, zorlamalı fısıltılar, sık boğaz temizleme alışkanlığı, çığlık atmak, tütün veya tütün ürünleri içmek, sesi tahriş edebilecek dış koşullara maruz kalmak (tütün dumanı, toz, kuru hava), reflüyü tetikleyecek yiyecek ve içecekler tüketmek (çok sıcak veya çok soğuk yiyecek veya içecekler, kızarmış ve/veya baharatlı yiyecekler) ve yatmadan önce yemek yemek, yeterli miktarda su tüketmemek, vücudumuzda ekstra dehidrasyona neden olabilecek sıvılar tüketmek (kafein, çay), duruş bozuklukları ve buna bağlı olarak meydana gelebilecek ekstra kas gerginlikleri, psikolojik veya olumsuz emosyonel faktörlere bağlı olarak meydana gelebilecek ekstra kas gerginlikleri.” Her 30 dakikada bir su içilmeli ve yudumlanmalı Halihazırda yoğun bir eforla çalışan ses kıvrımlarının ve ses üretim mekanizmasının sağlığını koruma ve sesi doğru biçimde kullanmanın oldukça önemli olduğunu da kaydeden Göksu Yılmaz, “Ses sağlığını korumaya yönelik olarak da şu önerilerde bulundu: “Ses kıvrımlarının sistemik hidrasyonunu sağlamak için yeterli sıvı alımını sürdürmek gereklidir. Bunun için sık aralıklarla yaklaşık her 30 dakikada bir su içilmesi veya yudumlanması ile günde 8-10 bardak su içilmesi, Reflü tetiklenmesini minimize ederek ses kıvrımlarını korumak için, yatmadan en az 2-3 saat öncesine kadar su hariç tüm yeme-içme faaliyetlerini kesilmesi ve aşırı yağlı-tuzlu-baharatlı-asitli gıdalardan kaçınılması Sigara dumanı, kirli ve tozlu havadan kaçınılmalı Ses kıvrımlarının dehidrasyonundan (su kaybından) kaçınmak için kuru hava koşullarından (Uzun süre klimaya maruz kalmak) kaçınılması ve tahriş edici solunum maddelerine maruz kalınmaması (Sigara dumanı, kirli ve tozlu hava, temizlik malzemeleri başta olmak üzere çeşitli kimyasal maddeler), Kas-iskelet sistemin uygun pozisyonlaması solunum ve ekstra kas gerginliği gibi durumları direkt olarak etkileyeceği için dikkat edilmesi gereken bir diğer konudur. Bu nedenle ayakta dururken (vücut ağırlığını her iki ayakta dengelemek, eğilmeden veya geriye doğru uzanmadan dik durmak, ayakları omuz genişliğinde tutmak gibi) ve otururken (uygun bel/sırt desteği, sandalyenin yüksekliğinin ayarlanması, sesli okuma yapılıyorsa okurken kitabı göz hizasında tutmak gibi) uygun duruşu korumaya ilişkin tavsiyeler verilebilir.” Sesi korumak için günlük alışkanlıklara dikkat! Göksu Yılmaz, sesi korumak için günlük alışkanlıklara dikkat etmesi gerektiğini ifade ederek, “Ses hijyenine özen göstermeli ve gerektiğinde ses terapisi gibi profesyonel desteklerden faydalanmalıyız. Ses sağlığını korumak hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük fayda sağlar.” şeklinde de sözlerini tamamladı. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.