Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sürdürülebilir Tarım

Kapsül Haber Ajansı - Sürdürülebilir Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Toprak Ana Günü’nde Sürdürülebilir Tarım Konuşuldu Haber

Toprak Ana Günü’nde Sürdürülebilir Tarım Konuşuldu

Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) iş birliğiyle 10 Aralık Toprak Ana Günü’nü Hasanağa Gıda Merkezi’nde düzenlenen özel bir etkinlikle kutladı. Toprağın bereketi, tarımsal emek ve sürdürülebilirliğin konuşulduğu programa; Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan yardımcıları, meclis üyeleri, muhtarlar ile sivil toplum ve kamu kuruluşlarının temsilcileri katıldı. “TOPRAKLA İLİŞKİ, GELECEKLE İLİŞKİDİR” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, tarımı sadece bir üretim faaliyeti olarak değil, kenti besleyen ve kırsal ile kent arasında bağ kuran bütüncül bir sistem olarak gördüklerini belirtti. Başkan Şadi Özdemir, “Nilüfer’de toprağı; yaşamı besleyen, kenti ayakta tutan ve nesilleri birbirine bağlayan temel bir değer olarak görüyoruz. Tarım; gıda güvenliği, iklim direnci ve yerelde bir gelecek demektir. Bu nedenle toprağın sağlığını koruyan üretim modellerini destekliyoruz” dedi. “ÇİFTÇİMİZ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI” Belediye olarak yürüttükleri çalışmalara değinen Başkan Şadi Özdemir, çiftçilere toprak analizi desteği sağladıklarını ve bilimsel veriye dayalı üretimi teşvik ettiklerini vurguladı. Kompost üretimi gibi uygulamalarla toprağı canlandırdıklarını ifade eden Başkan Şadi Özdemir, şunları söyledi: “Kendi alanlarımızda örnek modeller hayata geçirerek hem üreticimizi bilinçlendiriyor hem de doğru tarım uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz. Amacımız çiftçinin ürününün değerini bulması, emeğinin karşılığını alması ve kırsalda yaşamın güçlenmesidir. NİLKOOP gibi yapılarla bunu kalıcı hale getiriyoruz. Çünkü biliyoruz ki toprak bizim geleceğimizdir; toprağı korumak, yaşamı korumaktır.” SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN YEREL ADIMLAR Etkinlikte söz alan NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz da, doğayla uyum içinde yaşamanın önemine değinerek, günlük yaşamda atılacak küçük adımların büyük farklar yaratabileceğini belirtti. Hasanağa Mahalle Muhtarı Rüstem Kartoğlu toprağın en değerli varlık olduğunu vurgularken, Nilüfer Kent Konseyi Çevre Meclisi Üyesi Nurten Ümit ise okullarda verdikleri eğitimlerle çocuklarda toprak bilincini artırmayı hedeflediklerini dile getirdi. ENGİNAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM KONUŞULDU Açılış konuşmalarının ardından Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Doç. Dr. Elifhan Köse Çal moderatörlüğünde “Toprak Ana’yı Korumak: Enginarla Sürdürülebilir Tarım” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevinç Başay ve Hasanağa Kadın Derneği Başkanı Neşe Erken, bölgeye özgü enginar üretimi ve sürdürülebilir tarım teknikleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Etkinlik sonunda katılımcılar Hasanağa Gıda Merkezi’ni gezerek yetkililerden bilgi aldı. Program, merkezde üretilen tarhanadan yapılan çorba ile Hasanağa Kadın Derneği’nin hazırladığı enginar salatası ve enginar çayının ikram edilmesiyle sona erdi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

PepsiCo ​​​​​​​Türkiye, Su Riskine Karşı Güçlü Bir Gelecek İnşa Ediyor Haber

PepsiCo ​​​​​​​Türkiye, Su Riskine Karşı Güçlü Bir Gelecek İnşa Ediyor

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (pep+) stratejisinin temel bir unsuru olan “Net Su Pozitif” vizyonu doğrultusunda, su kaynaklarını korumayı ve fabrikalarının bulunduğu bölgelerde sürdürülebilir etki yaratmayı odağına almaya devam ediyor. PepsiCo Türkiye, bu yaklaşım kapsamında suyu daha verimli kullanmayı, kullanılan suyu doğaya geri kazandırmayı ve tarımsal üretimde su riskini azaltmayı önceleyen projeler hayata geçiriyor. Doğa Koruma Merkezi (DKM) iş birliğiyle, 60 milyon TL’nin üzerinde bir bütçeyle hayata geçirilen Bir Damla Bir Dünya Projesi, bu vizyonun en somut örneklerinden biri olarak Türkiye’de yüksek su riski taşıyan bölgelerde kapsamlı bir dönüşüm yaratmayı amaçlıyor. Adana, Mersin, Manisa ve İzmir’deki çiftçilerin modern sulama tekniklerini kullanmasını sağlayarak tarımda kullanımı azaltan proje kapsamında çiftçilere iklim değişikliği ve kuraklıkla mücadele, suyun verimli kullanımı ve toprağın korunması konularında eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerde; tasarruflu sulama yöntemleri, basınçlı sulama sistemleri, doğru sulama zamanlaması, bitki ve toprak özelliklerine uygun sulama teknikleri ve toprakta organik madde artırımı gibi sürdürülebilir tarım uygulamaları öğretiliyor. Tarlalarda 3 bin dekara yakın alanda damla sulamanın yaygınlaştırılmasına destek olan proje ile fabrikaların bulunduğu havzalarda suyun geri kazandırılması destekleniyor. PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay: “Su artık sadece çevresel bir konu değil; herkes için ortak, acil ve hayati bir mesele” Dünyanın ciddi bir su kriziyle karşı karşıya olduğunu dile getiren PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay, “Birleşmiş Milletler’in 2024 Dünya Su Gelişimi Raporu, son 20 yılda 1,4 milyar kişinin kuraklık ve suyla ilgili konulardan doğrudan etkilendiğini ortaya koyuyor. Yalnızca bu rakam bile, suyun geleceğinin artık küresel risk sıralamalarında neden en üst basamaklarda yer aldığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Bu tablo yalnızca ekosistemlerin değil, gıda güvenliğinin, toplumsal yaşamın ve ekonomik istikrarın da tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Su artık sadece çevresel bir konu değil; herkes için ortak, acil ve hayati bir mesele. Bu nedenle suyu korumak hem ülkeler hem de şirketler için önemli hale geldi” dedi. “Manisa, İzmir ve Tarsus’ta yapılan damla sulama uygulamalarıyla 2024 yılında Manisa fabrikasında kullandığımız suyun %100’ünü, İzmir’de %94’ünü, Tarsus’ta ise %58’ini doğaya geri kazandırdık” PepsiCo Türkiye’nin hem bir gıda ve içecek şirketi olarak hem de tarım odağında yaptığı çalışmalar kapsamında su yönetimini sürdürülebilirlik stratejisinin önemli unsurlarından biri olarak gördüğünü dile getiren Ergün Günay, “PepsiCo Türkiye olarak Net Su Pozitif vizyonumuz doğrultusunda yalnızca su tüketimini azaltmakla yetinmiyor; özellikle su riski yüksek bölgelerde kullandığımız suyun tamamını doğaya geri kazandırmayı hedefliyoruz. Doğa Koruma Merkezi iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Bir Damla Bir Dünya Projesi ile sadece geçtiğimiz yıl Manisa fabrikasında kullandığımız suyun %100’ünü, İzmir’de %94’ünü, Tarsus’ta ise %58’ini doğaya geri kazandırdık. 2023 ve 2024 yıllarında 735 milyon litre su tasarrufunda bulunduk. 2025 yılı itibariyle bu rakamın 1.6 milyar litreyi bulması için çalışıyoruz. Böylece 674 olimpik havuza karşılık su tasarrufu yapılmasını desteklemiş olacağız. Bu somut sonuçlar, su yönetimini stratejik bir öncelik olarak ele aldığımızın ve sahada gerçek etkiler ürettiğimizin en net göstergesi. Önümüzdeki dönemde projeyi daha fazla bölgeye yayarak hem doğaya hem de yerel üreticilere destek vermeye kararlıyız” dedi. Doğa Koruma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Zeydanlı: “Önümüzdeki dönemde en çok tartışacağımız konulardan biri su sorunu olacak. Bir yandan iklim krizinden kaynaklı kuraklık, diğer yandan suyun yanlış kullanımı su kaynaklarımız üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. Su yönetimi artık yalnızca bir çevre meselesi değil; doğrudan sosyoekonomik etkileri olan bir konu haline geldi. Bu noktada tarım sektörü hem su tüketimindeki %79’luk payı hem de su verimliliği için sunduğu potansiyel çözümler nedeniyle en kritik sektörlerden biri. Ancak sürdürülebilirliği ve su verimliliğini gözetmeyen, en yüksek hasılata odaklanmış bir üretim modeli ile bu dönüşümün gerçekleşmesi mümkün değil. Bunun için su verimliliği ve üretim arasında bir denge kuran modeller ve bunların hayata geçmesini sağlayacak güçlü iş birliklerine ihtiyaç var. Bu proje kapsamında yapılan çalışmalar çiftçi, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin güzel bir örneğini ortaya koymuştur.” PepsiCo Türkiye, sürdürülebilir su yönetimi alanında attığı adımlarla hem sektörüne öncülük etmeyi hem de Türkiye’nin su geleceğine katkı sunmayı sürdürüyor. Bir Damla Bir Dünya Projesi'yle elde edilen sonuçlar, şirketin hem üretim süreçlerinde hem de tedarik zincirinde su riskini azaltma konusundaki kararlılığını güçlendirirken, iş birliği temelli yaklaşımıyla dirençli gıda ekosistemlerinin oluşmasına da somut bir katkı sağlıyor. PepsiCo önümüzdeki dönemde de Net Su Pozitif hedefi doğrultusunda yürüttüğü tüm çalışmalarla, suyu koruyan, verimliliği artıran ve uzun vadeli fayda sağlayan projelere yatırım yapmaya devam edecek.

Ülker, “2050 Net Sıfır” Hedefine Emin Adımlarla İlerliyor     Haber

Ülker, “2050 Net Sıfır” Hedefine Emin Adımlarla İlerliyor   

Türkiye’nin lider gıda şirketi Ülker, sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında yürüttüğü çevresel, ekonomik ve sosyal dönüşüme katkı sunan çalışmalarıyla “2050 Net Sıfır” hedefine kararlılıkla ilerliyor. Sürdürülebilirliğin dünyanın geleceğine yön veren, ülkemizin kalkınmasını ve toplumun refahını doğrudan etkileyen kritik bir konu olduğunu belirten Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, bu alanda başarının ortak sorumluluk almakla mümkün olduğunu söyledi. Kaynakları koruyarak, israfı önleyerek, uzun vadeli düşünerek büyümeyi hedeflediklerini dile getiren Kölükfakı, “2050, yalnızca bir tarih değil; çocuklarımıza bırakacağımız dünyanın şekilleneceği kritik bir eşik. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2050’de artan nüfus ve iklim olayları nedeniyle gıda üretiminin %70 artırılması gerekiyor. İklim kriziyle mücadelede gıda sektörünün; sahip olduğu önemli değişim ve uyum potansiyeline rağmen, bundan en çok etkilenecek sektörler arasında yer aldığının farkındayız. Bu tablo da sürdürülebilirliğin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı temel alıyoruz” “Kurucumuz Sabri Ülker’den miras kalan unun gramını, suyun damlasını, emeğin değerini koruyan ‘İsrafsız Şirket’ kültürü, 1944’ten bu yana DNA’mızda yer alıyor” diyen Özgür Kölükfakı, sürdürülebilirlik çalışmalarının izlenebilir ve denetlenebilir olması için Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA) temel aldıklarını vurguladı. Kölükfakı, “Çalışmalarımızla bu 17 amaçtan 11’ine hizmet ediyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimizi Dünyamız, Değer Zinciri, Çalışanlar ve Toplum başlıkları altında topladık. Uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerimizi açıkladığımız 2014’ten bu yana karbon salım artışı olmadan büyüyen, birim başına su tüketimimizi yüzde 42,2 azaltmış, ham maddelerin yüzde 99,5’ini bitmiş ürüne dönüştüren bir şirketiz” değerlendirmesinde bulundu. Plastik ambalajlarımız yıl sonunda %100 geri dönüştürülebilir olacak Bugün itibarıyla plastik ambalajlarının %99’undan fazlasını geri dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir veya kompostlanabilir hale getirdiklerini kaydeden Özgür Kölükfakı, “ Hedefimiz %100’dü. Sene sonunda bunu yakalayacağız. Bu sayede ambalaj kullanımı kaynaklı emisyonlarımızı düşüreceğiz. Üretimden tedarik zincirine, Ar-Ge’den ambalaja, inovasyondan dijital dönüşüme kadar her alanda sürdürülebilirliği işimizin merkezine koyuyoruz. İşimizin devamlılığını sağlamak ve iklim değişikliğinin operasyonlarımız üzerindeki etkisini azaltmak için hayata geçirdiğimiz onarıcı ve sürdürülebilir tarım uygulamalarında teknolojiyi etkin kullanıyoruz. Bu projelerle çevresel ve sosyal etkimizi bütüncül bir yaklaşımla yönetiyor, çiftçilerimizin refahını artırmak, teknoloji ve yeni metotlarla ilgili bilgi seviyesini yukarı taşımak için birlikte çalışıyoruz” diye konuştu. “Çalışmalarımızla uluslararası seviyede takdir görüyoruz” Ülker’in çalışmalarının uluslararası platformlarda da takdir gördüğünü dile getiren Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilirlik çatısı altında yaptıklarımızla Standard&Poor’s Global’in Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’nde üst üste 5 kez yer almamız, London Stock Exchange Group (LSEG) sürdürülebilirlik endeksinde kategorimizde dünya birincisi* olmamız doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Sürdürülebilirlik her zaman işimizin merkezinde olacak. İsrafsız şirket kültürümüzle, çevreye ve insana saygılı üretim anlayışımızla, her lokmada mutluluk vererek, daha yaşanabilir bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz. Toplumsal etkimizi genişlettiğimiz, performansımızla kimseyi beklemeden dünyamızın yarınları için ürettiğimiz bir geleceğe hazırlanıyoruz. Hedefimiz 2050 Net Sıfır şirket olmak. “Sürdürülebilir tarımı destekliyoruz” Ülker Operasyonel Mükemmellik, ISG, Kalite ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar da 2014’te koydukları uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine ilerlerken öncü uygulamalara imza attıklarını söyledi. Aybar, buğday, fındık, kakao gibi tarımsal ham maddelerin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak projeler geliştirdiklerine işaret ederek, şu bilgileri aktardı: “Sürdürülebilir buğday tarımına destek olmak için Onarıcı Tarım, yeni buğday türleri ıslahı ve buğdayın tarlada mineraller bakımında zenginleştirilmesini sağlayan Biyofortifikasyon projelerini sürdürüyoruz. “Fındıktan Fazlası” projemize fındıkta iyi tarım uygulamaları eğitimleri, toprak analizleri, mikrobiyal gübre ve fidan temini, zararlılarla mücadeleyi kapsayacak şekilde devam ediyoruz. Kakaodan Fazlası projesiyle ise kakao tedarik zincirinde iklim değişikliğinin oluşturduğu çevresel etkileri azaltmaya ve projenin, iş birliği içinde olduğumuz çiftçiler üzerindeki sosyal etkisini artırmaya odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik bizim için bütüncül bir bakış açısı. Bu bakış açısıyla 2014’te açıkladığımız sürdürülebilirlik hedeflerimizde önemli sonuçlar elde ettik: 2024’te Türkiye fabrikalarımızda elektrik tüketimimizin tamamını yenilenebilir** kaynaklardan sağladık. Böylece 101 bin ton sera gazı salımını engelledik. Plastik kullanımını 140 ton, kâğıt kullanımını 220 ton düşürdük; lojistikte Yeşil Rota projemizle 4.849 ton karbon salımını önledik.” “Orta vade hedefimiz 2030” 2030’a kadar tüm fabrikalarında olduğu gibi depolarında da elektrik tüketiminin %100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hedeflediklerine dikkat çeken Süheyl Aybar, konuşmasına şöyle devam etti: ”Lojistik kaynaklı karbon salımını 2019’a kıyasla %30 azaltmak, birim su tüketimini 2014’e kıyasla %45 düşürerek 250 bin metreküp su ve atık suyu geri kazanmak, gıdadaki net kayıpları %0,5’in altına düşürmek, 2030’a kadar onarıcı tarım uygulamalarını 10 bin dekar alana çıkarmak gibi hedeflerimiz var.2050 yolunda ise elektrikli fırın dönüşümleri, yeşil enerji yatırımları, karbon yakalama teknolojileri ve ürünlerimizin nakliyesinde kullandığımız elektrikli araçlar gibi yenilikçi çözümler üzerinde çalışıyoruz. 2050 Net Sıfır hedefimize ulaşmak için, %90’lık emisyon azaltımına ulaştıktan sonra, kalan zorunlu emisyonları dengelemek için karbon kredileri ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapacağız. Sürdürülebilirliği işimizin merkezinde tutarak daha yaşanabilir bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Alarko Tarım Grubu’ndan Bölgesel Yatırımla Modern Seracılıkta Yeni Bir Adım Haber

Alarko Tarım Grubu’ndan Bölgesel Yatırımla Modern Seracılıkta Yeni Bir Adım

Sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla tasarlanan 40 hektar büyüklüğündeki yeni sera, gerçekleştireceği domates üretimiyle bölgenin gıda arz güvenliğine önemli bir katkı sunacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Alarko Şirketler Topluluğu CEO’su Ümit N. Yıldız, “Alarko olarak, faaliyet gösterdiğimiz her coğrafyada kalıcı değer üretme sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Çimkent’te kurduğumuz bu yeni modern seramız, 2029 sonuna dek 500 hektara ulaşması planlanan büyük bir projenin ilk adımıdır. Bu yatırımı aynı zamanda, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin ve dostluğun somut bir göstergesi olarak görüyoruz.” dedi. Tarımda değer zincirinin her alanında yer alma vizyonuyla yatırımlarını sürdüren Alarko Tarım Grubu, Kazakistan Çimkent’te geçtiğimiz yıl temelini attığı sera yatırımının 40 hektar büyüklüğündeki ilk etabını devreye aldı. Bölgedeki modern seracılık faaliyetlerini Alsera KZ çatısı altında yürüten Alarko Tarım, Kazakistan’da 2029 yılı sonuna kadar 500 hektar büyüklüğe ulaşarak bölgenin gıda arzına önemli bir katkı sunacak. Sera açılışı için düzenlenen törene; Kazakistan Cumhuriyeti Tarım Bakanı Aidarbek Saparov, Türkiye Cumhuriyeti Türkistan Başkonsolosu Levent Gürcan, Çimkent Vali Yardımcısı Aydin Karimov, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Garih ve Alarko’nun üst düzey yöneticileri katıldı. Ümit N. Yıldız: “İki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin ve dostluğun somut bir göstergesi” Alarko Şirketler Topluluğu’nun köklü bilgi birikimini, inovasyon gücünü ve sürdürülebilir üretim modelini Kazakistan’a taşımak üzere çok değerli bir adım attıklarını kaydeden Alarko Şirketler Topluluğu CEO’su Ümit N. Yıldız, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Alarko olarak, faaliyet gösterdiğimiz her coğrafyada kalıcı değer üretme sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Tarım Grubumuzun amiral şirketi olan Alsera, bugün 120 hektarı aşan işletme büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük modern sera yatırımcılarından biri konumunda. Kazakistan yatırımımızla, Türkiye tarımındaki bu deneyim ve teknolojimizi sınır ötesine taşımanın heyecanını yaşıyoruz. Çimkent’te kurduğumuz bu modern sera yatırımı, 2029 sonuna dek 500 hektara ulaşması planlanan büyük bir projenin ilk adımını oluşturuyor. Böylece uzun soluklu ve her iki ülkeye de faydaları büyük olacak bir iş birliğini başlatıyoruz. Bu yatırım aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin ve dostluğun somut bir göstergesi olmasıyla bizleri gururlandırıyor.” Kazakistan’ın en modern seraları arasında yerini aldı Alarko Tarım Grubu, tarım alanındaki faaliyetlerini çevresel ve toplumsal faydayı birlikte büyüten, sürdürülebilir ve kalıcı bir anlayışla şekillendiriyor. Alarko Tarım’ın Kazakistan’da hayata geçirdiği sera projesi, yüksek verimli, temiz, kalıntısız ve ihracat odaklı tarımsal üretim yaklaşımıyla bölgesel kalkınmayı destekliyor. Alsera KZ bünyesinde konumlanan bu üretim alanı; yapay zekâ destekli iklimlendirme, otomasyona dayalı sulama ve ileri tarımsal kontrol sistemleri sayesinde Kazakistan’ın en modern seralarından biri olarak öne çıkıyor. İlk aşamada domates üretiminin yapılacağı tesis, yüksek verimli, temiz, kalıntısız ve ihracata yönelik bir üretim sistemiyle faaliyet gösterecek. Türkiye’den 33 ülkeye domates ihracatı Sürdürülebilir tarım anlayışıyla modern seracılık, tohum ıslahı, niş gübre ve kurutulmuş gıda alanlarında faaliyet gösteren Alarko Tarım Grubu, Türkiye’nin en büyük modern sera işletmecileri arasında yer alıyor. Son iki yılda tarım alanına 300 milyon dolara yakın yatırım yapan Alarko Tarım, Alsera çatısı altında Afyonkarahisar, Denizli ve Eskişehir’de hayata geçirdiği 120 hektar büyüklüğündeki modern seralarda ürettiği “sıfır kalıntı” belgesine sahip sağlıklı domatesleri Avrupa başta olmak üzere toplam 33 ülkeye ihraç ediyor. Jeotermal enerji kaynaklarıyla ısıtılan ve dijital tarım teknolojileriyle donatılan seralarda, zararlılarla mücadelede inovatif yöntemler kullanılarak sürdürülebilir üretim modeline öncülük ediliyor.

İyi ki Vakfı Destek Programı 2025’in Kazanan Projesi: Tarımplus – Yapay Zeka İle Tarımda Dönüşüm Oldu Haber

İyi ki Vakfı Destek Programı 2025’in Kazanan Projesi: Tarımplus – Yapay Zeka İle Tarımda Dönüşüm Oldu

Kazanan seçkin davetlilerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte duyuruldu. Programın bu yılki kazananı, tarım alanında yapay zekâ destekli çözümler geliştirerek çiftçilerin üretim süreçlerini iyileştirmeyi hedefleyen TarımPlus oldu. İyi ki Vakfı Kurucusu Füsun Kuran’ın ev sahipliğindeki ödül töreni 19 Kasım’da Raffles Hotel’de gerçekleşti. Etkinliğe aralarında Melis Ağazat, Deniz Ülke Kaynak, Itır Erhart, Özlem Güsar, Alphan Manas, İlksen Utlu, Nalan Miri Sözer, Ahmet Yanıkoğlu gibi isimlerin de yer aldığı cemiyet ve iş dünyasından birçok önemli konuk katıldı. Etkinlik boyunca davetliler, vakfın toplumsal faydaya yönelik vizyonunu ve destek programının etkisini yakından dinleme fırsatı buldu. Programın bu seneki kazananı TarımPlus, etkinlikte yer alan konuklara projeyi detaylı bir şekilde tanıttı. Kadın girişimci ve yazılım mühendisi Melsan Zehra Yılmaz tarafından kurulan TarımPlus, tarımsal üretimde karşılaşılan hastalıklar, yanlış ilaçlama, verim kaybı ve iklim koşulları gibi zorluklara karşı dijital ve bilimsel çözümler sunuyor. Platform, çiftçilerin tarım alanlarından çektikleri fotoğrafları analiz ederek yapay zeka destekli hastalık teşhisi, Tarım ve Orman Bakanlığı reçetelerine uygun ziraat mühendisi yönlendirmeleri ve ürün uygulama planları oluşturulmasına imkân tanıyor. TarımPlus, aynı zamanda üretim süreçlerinde izlenebilirlik, doğru gübre ve ilaç kullanımı, sürdürülebilir tarım teknikleri ve kayıpların en aza indirilmesi hedefleriyle çalışıyor. İYİ Kİ Vakfı kurucusu Füsun Kuran tören sırasında yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: "İyi Ki Vakfı olarak amacımız, topluma gerçek etki yaratan, kalıcı fayda sağlayan projeleri desteklemek. TarımPlus, tarımda dijital dönüşümün insana değer veren, ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir modelle nasıl uygulanabileceğini gösteren güçlü bir girişim. Genç bir kadın girişimcinin geliştirdiği bu vizyonun, ülkemizde üretim kültürünü dönüştürme potansiyeline yürekten inanıyoruz.”

Çin-Türkiye Finansal İşbirliğinde Dönüm Noktası:  Türkiye’de RMB Takas Bankası Faaliyete Geçti Haber

Çin-Türkiye Finansal İşbirliğinde Dönüm Noktası: Türkiye’de RMB Takas Bankası Faaliyete Geçti

Çinli ve Türk finans kuruluşlarından, kamu kurumlarından ve iş çevrelerinden yaklaşık 400 temsilci açılış törenine katıldı. Bu lansman, Çin’in merkez bankası olan Çin Halk Bankası’nın ICBC Turkey’i Türkiye’nin RMB takas bankası olarak yetkilendirme kararını izliyor. Daha önce Haziran ayında iki ülkenin merkez bankaları, 35 milyar yuan (yaklaşık 4,9 milyar ABD doları) değerinde ikili para takası anlaşmasını yenilemişti. Çin Halk Bankası Başkan Yardımcısı Tao Ling, video mesajında, RMB’nin daha geniş kullanımının küresel ticaret ve finansman için güvenilir bir seçenek sunduğunu belirtti. Çin’in finansal piyasalarını piyasa odaklı, hukuk temelli ve uluslararası bir yaklaşımla açmaya devam edeceğini; politika şeffaflığını, istikrarını ve öngörülebilirliğini artıracağını vurguladı. ICBC Yönetim Kurulu Başkanı Liao Lin, bankanın Çin ve Türkiye arasında RMB kullanımını kolaylaştıracak bir “yüksek hızlı koridor” oluşturmayı hedeflediğini söyledi. RMB’nin yurt dışı kullanımını genişletme, tüm ana iş alanlarında güvenli ve verimli hizmetler sunma ve Türk bankaları, kamu kurumları ve Çinli finans kuruluşlarıyla iş birliğini derinleştirme sözü verdi. Çin’in Türkiye Büyükelçisi Jiang Xuebin, takas bankasının kurulmasını ikili finansal iş birliğinde bir “kilometre taşı” olarak nitelendirdi. Bunun, yerel ödemelerde, finansmanda ve ticarette RMB kullanımını kolaylaştıracağını ve iki ülkedeki işletmelere somut faydalar sağlayacağını ifade etti. Son yıllarda Çin-Türkiye iş birliği istikrarlı bir ivme sürdürdü. İkili ticaret hızla artarak 2024’te 42,9 milyar ABD dolarına ulaştı; Çin’in Türkiye’deki doğrudan yatırım stoku ise 3,2 milyar dolar seviyesinde. Türk istatistiklerine göre Çin, bu yılın ilk üç çeyreğinde Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri haline geldi ve yıl sonu ticaret hacminin yeni bir rekor kırması bekleniyor. Türkiye tarafında, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, bu girişimin yalnızca bir finansal iş birliği adımı değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki uzun süreli ilişkide “yeni bir sayfa” olduğunu söyledi. RMB takas bankasının ticaret risklerini ve işlem maliyetlerini azaltacağını, ticaret, yatırım ve uzun vadeli finansman alanlarında fırsatlar yaratacağını belirtti. Çelik ayrıca yeşil teknoloji, sürdürülebilir tarım, finansal inovasyon, dijital ekonomi ve enerji alanlarında artan iş birliğinin önemine değinerek, takas bankasının bu daha geniş hedeflere hizmet edeceğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, bu lansmanı “stratejik açıdan önemli” olarak nitelendirerek, uluslararası ticarette yerel para birimlerinin kullanılmasının döviz kuru risklerini azaltacağını, fiyatlama öngörülebilirliğini artıracağını ve ülkeler arasındaki finansal entegrasyonu güçlendireceğini söyledi. Karahan, Türk şirketlerinin mevcut swap anlaşması kapsamında ticaret için halihazırda RMB’ye erişim sağladığını; ICBC Turkey’in RMB takas bankası olarak faaliyet göstermesiyle birlikte Türkiye’de RMB finansmanı ve ödeme kanallarına erişimin daha da iyileşeceğini belirtti. Takas bankasının açılışıyla eş zamanlı olarak ICBC ve UnionPay, Türkiye’nin ilk UnionPay çoklu para birimli banka kartı ve çift para birimli kredi kartını tanıttı. Bu adım, sınır ötesi ödemeler ve perakende finansal hizmetler için araçları genişletiyor.

Gaziantep Büyükşehir’in Mazot Desteği Başladı Haber

Gaziantep Büyükşehir’in Mazot Desteği Başladı

Tarımda en büyük giderlerden birisi olan yakıt maliyetlerini düşürmek ve üretime katkı sağlamak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından 2022 yılında başlatılan mazot desteği devam ediyor. Tarlalara ekim aylarının gelmesiyle bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı Gazi şehirli 46 bin 423 çiftçiye 5 milyon 116 bin 875 litre mazot dağıtılacak. BU YILIN MAZOT DESTEĞİ 31 ARALIK’A KADAR SÜRECEK Destekten yararlanacak çiftçiler T.C. kimlik numarasının son rakamına göre mazotlarını almaya başlayacak. Kimlik numarasının son rakamı 8 olan çiftçiler 27 Ekim tarihi itibariyle akaryakıt desteğinden yararlanmaya başlarken son rakamı 6 olan çiftçiler 31 Ekim, 4 olan 3 Kasım, 2 olanlar 7 Kasım ve 0 olanlar 11 Kasım tarihinden sonra mazotlarını alacak. 2025 yılı mazot desteği 31 Aralık tarihine kadar devam edecek. Mazot desteğinden ilk defa yararlanacak yeni çiftçiler ile çiftçi kartlarını kaybedenler bağlı bulundukları ilçelerdeki ziraat odalarında Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı personellerinden kartlarını alabilecek. İslahiye ve Nurdağı’ndaki çiftçiler, ilçe belediyelerinden kartlarını temin edebilecek. TOPLAM DESTEK 18 MİLYON 392 BİN 300 LİTRE OLACAK 2022 yılında başlayan mazot desteği ile tarımda sürdürülebilir üretim sağlanırken çiftçilerin mali yükünün hafifletilmesi hedefleniyor. 2025 yılında yapılacak dağıtımlarla beraber Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 18 milyon 392 bin 300 litre mazot desteği sağlamış olacak. Proje kapsamında 2025 yılı itibari ile ÇKS’ye kayıtlı üretici sayısı yaklaşık yüzde 30 oranında artış gösterirken işlenebilir tarım arazi miktarı da yüzde 5 oranında yükseliş oldu. SEÇKİN: DAĞITIMLARIN EKONOMİK DEĞERİ 1 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDE Konu hakkında açıklamada bulunan Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Kenan Seçkin, dağıtımlar hakkında detaylara inerek şunları söyledi: “2022’den bu yana Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve meclisimizin desteklerine çiftçiler verdiğiniz akaryakıt desteğimiz 27 Ekim itibariyle başladı. Bu yıl ihalemizi Opet Sunpet ortaklığı aldı. Çiftçilerimiz çiftçi kartlarıyla birlikte gidip bu akaryakıt istasyonlarında akaryakıtlarını alacak. İlkini 2022 yılda başlayan dağıtımda bu yıl toplam 18 milyon 392 bin litreye ulaştı. Bunun ekonomik değeri 1 milyar TL'nin üzerinde.” “MAZOT DESTEĞİNİN İŞİME KATKISI ÇOK FAZLA” Mazot desteğinden faydalanan, Altınyurt Mahallesi’nde çiftçilik yapan Salih Bozgeyik, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e teşekkür ederek, “Mazot desteğinin işime katkısı çok fazla. Mesela biz ekin ekme sezonundayız, Haliyle gübre, buğday, mazot alımı bize bir küfret oluyor. Şimdi Fatma Hanım mazotumuzu karşılıyor. Ekinimizi tamamen ekebiliyoruz şükürler olsun. 3 yıldan beri Fatma Hanım bize bedava mazot dağıtıyor. Bize bir kart verdiler, çiftçi kartı. Ekim ayında tam çiftçinin giderin çok olduğu bir dönem. Bu dönemde bize yardımcı olması daha hoş oluyor. Telefonumuza işte bu zaman geldiğinde mesaj geliyor. Biz de ona göre gelip anlaşmalı petrollerden mazotumuzu alıyoruz, ekinlerimizi ekiyoruz” diye konuştu. “BUGÜN DAR ZAMANIMIZDA GELDİ BU DESTEK” Çiftçi Mustafa Özcan ise destekten dolayı mutluluğunu aktararak, “Çiftçinin her şeye ihtiyacı var. Fakat bu bize çok hoş oldu. Bugün dar zamanımızda geldi bu destek. Güzel bir hizmet. Şahsen çok memnuniyet verici. Şimdi alacağımız mazotu, sürümde kullanacağız. Yani mevsim olarak da iyi zamanda alıyoruz. Gerçekten de son zamanlarda beklediğimizin üstünde bazı şeylerin hesabını yapmışlar. Bir bayram havası oldu yani. Ben arazimi kendi imkanlarımla yılda dört sefer süreceksem bu mazot desteğiyle sekiz defa sürebiliyorum. Daha fazla sürmüş oluyorsunuz” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İGSAŞ Bayi Toplantısı “Gelecek Bereketli Gelecek” Temasıyla Gerçekleştirildi Haber

İGSAŞ Bayi Toplantısı “Gelecek Bereketli Gelecek” Temasıyla Gerçekleştirildi

Yıldızlar Yatırım Holding bünyesinde faaliyet gösteren İGSAŞ, Türkiye gübre sektörünün öncü markalarından biri olarak ülke tarımının sürdürülebilir geleceğine katkı sağlıyor. 16 Ekim’de Tekirdağ’da düzenlediği bölge bayi toplantısında İstanbul, Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nden iş ortaklarıyla bir araya geldi. “Gelecek Bereketli Gelecek” temasıyla gerçekleştirilen toplantıda şirketin vizyonu ve hedefleri aktarılarak İGSAŞ’ın büyüme stratejileri, sürdürülebilir tarım hedefleri ve dijital dönüşüm yatırımları hakkında bilgi verildi. Bunun yanı sıra bayilerin iş süreçlerini dijitalleştirecek yeni platform İGSAŞ Connect mobil uygulamasının lansmanı yapıldı. “İGSAŞ Connect uygulaması ile bayilerimizin iş süreçlerini kolaylaştıracağız” İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, “İGSAŞ olarak geleceğin bereketini bugünden inşa etmek için çalışıyoruz. Bu hedef doğrultusunda ürün gamımızı inovatif ürünlerle geliştiriyor, toprağın verimliliğini artıracak çözümler üretiyoruz. Şimdi bu yaklaşımı dijital dünyaya taşıyarak bayilerimizin iş süreçlerini kolaylaştıran İGSAŞ Connect uygulamasını hayata geçiriyoruz. Uygulama sayesinde bayilerimiz siparişten ödemeye, stok takibinden kampanya duyurularına kadar tüm operasyonlarını tek platform üzerinden, hızlı ve güvenli biçimde yönetebiliyor. İGSAŞ Connect uygulamamızla bayilerimizin operasyonel verimliliklerini artırırken, aynı zamanda veriyle beslenen bir iş modeli oluşturuyoruz” dedi. Gübre sektöründe uçtan uca hizmet sunan ilk B2B mobil uygulama: İGSAŞ Connect Lansmanı yapılan İGSAŞ Connect mobil uygulaması, bayilerin sipariş, stok takibi, ödeme ve kampanya süreçlerini tek platformdan yönetmelerini sağlıyor. Gübre sektöründe uçtan uca hizmet sunan ilk B2B mobil uygulama olan İGSAŞ Connect, Salesforce entegrasyonu sayesinde tüm işlemleri ve geri bildirimleri müşteri kartlarına anlık olarak işliyor. Böylece bayilerin geçmiş işlemleri kayıt altında tutuluyor, taleplerine daha hızlı ve etkin yanıt verilebiliyor. Uygulama, bayilere istedikleri zaman ve istedikleri yerden işlem yapma kolaylığı sunarken, tüm duyuru ve bildirimleri anlık olarak ileterek kesintisiz iletişim sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye'de Akdeniz Meyve Sineği Eradikasyonunda Çığır Açan Uygulama Haber

Türkiye'de Akdeniz Meyve Sineği Eradikasyonunda Çığır Açan Uygulama

Türkiye'de tarımsal üretime büyük zarar veren Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede önemli bir dönüm noktasına ulaşıldı. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından yürütülen Akdeniz Meyve Sineği Eradikasyonu Projesi kapsamında ilk ışınlama işlemi başarıyla gerçekleştirildi. Proje hakkında bilgi veren Enstitü Müdürü Dr. Tevfik TURANLI, Atom Enerjisi Kurumu tarafından temin edilen X-ray cihazı ile gerçekleştirilen ilk ışınlama işleminin TAGEM Genel Müdürü Dr. M. Altuğ ATALAY tarafından başarıyla uygulandığını duyurdu. Işınlanan Zararlılar Doğaya Salındı: Saha Çalışmaları Başladı Başarılı ışınlama işleminin ardından, etkisiz hale getirilen zararlılar Enstitü Müdürlüğü'nün teknik ekipleri tarafından İzmir'in Menderes-Gümüldür bölgesinde doğaya salınarak saha çalışmaları resmi olarak başlatıldı. Bu yöntemle, bölgedeki Akdeniz Meyve Sineği popülasyonunun çevreye zarar vermeyen, biyoteknolojik ve sürdürülebilir yollarla kontrol altına alınması amaçlanıyor. Tarımsal Üretimde Verimlilik Hedefleniyor Bu yenilikçi projenin hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye'de tarımsal üretimde kalite ve verimliliğin önemli ölçüde artırılması hedefleniyor. Akdeniz Meyve Sineği'nin neden olduğu ürün kayıplarının önüne geçilerek, hem üreticilere ekonomik olarak destek sağlanacak hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunulacak. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, bu önemli gelişmenin ülke tarımı için hayırlı olmasını dileyerek, projede emeği geçen tüm araştırmacıları tebrik etti. Bu başarı, Türkiye'nin tarımsal zararlılarla mücadelede yenilikçi ve çevre dostu yöntemlere verdiği önemi bir kez daha gösteriyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.