Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım

Kapsül Haber Ajansı - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Gaziantep Büyükşehir’in Mazot Desteği Başladı Haber

Gaziantep Büyükşehir’in Mazot Desteği Başladı

Tarımda en büyük giderlerden birisi olan yakıt maliyetlerini düşürmek ve üretime katkı sağlamak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından 2022 yılında başlatılan mazot desteği devam ediyor. Tarlalara ekim aylarının gelmesiyle bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı Gazi şehirli 46 bin 423 çiftçiye 5 milyon 116 bin 875 litre mazot dağıtılacak. BU YILIN MAZOT DESTEĞİ 31 ARALIK’A KADAR SÜRECEK Destekten yararlanacak çiftçiler T.C. kimlik numarasının son rakamına göre mazotlarını almaya başlayacak. Kimlik numarasının son rakamı 8 olan çiftçiler 27 Ekim tarihi itibariyle akaryakıt desteğinden yararlanmaya başlarken son rakamı 6 olan çiftçiler 31 Ekim, 4 olan 3 Kasım, 2 olanlar 7 Kasım ve 0 olanlar 11 Kasım tarihinden sonra mazotlarını alacak. 2025 yılı mazot desteği 31 Aralık tarihine kadar devam edecek. Mazot desteğinden ilk defa yararlanacak yeni çiftçiler ile çiftçi kartlarını kaybedenler bağlı bulundukları ilçelerdeki ziraat odalarında Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı personellerinden kartlarını alabilecek. İslahiye ve Nurdağı’ndaki çiftçiler, ilçe belediyelerinden kartlarını temin edebilecek. TOPLAM DESTEK 18 MİLYON 392 BİN 300 LİTRE OLACAK 2022 yılında başlayan mazot desteği ile tarımda sürdürülebilir üretim sağlanırken çiftçilerin mali yükünün hafifletilmesi hedefleniyor. 2025 yılında yapılacak dağıtımlarla beraber Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 18 milyon 392 bin 300 litre mazot desteği sağlamış olacak. Proje kapsamında 2025 yılı itibari ile ÇKS’ye kayıtlı üretici sayısı yaklaşık yüzde 30 oranında artış gösterirken işlenebilir tarım arazi miktarı da yüzde 5 oranında yükseliş oldu. SEÇKİN: DAĞITIMLARIN EKONOMİK DEĞERİ 1 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDE Konu hakkında açıklamada bulunan Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Kenan Seçkin, dağıtımlar hakkında detaylara inerek şunları söyledi: “2022’den bu yana Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve meclisimizin desteklerine çiftçiler verdiğiniz akaryakıt desteğimiz 27 Ekim itibariyle başladı. Bu yıl ihalemizi Opet Sunpet ortaklığı aldı. Çiftçilerimiz çiftçi kartlarıyla birlikte gidip bu akaryakıt istasyonlarında akaryakıtlarını alacak. İlkini 2022 yılda başlayan dağıtımda bu yıl toplam 18 milyon 392 bin litreye ulaştı. Bunun ekonomik değeri 1 milyar TL'nin üzerinde.” “MAZOT DESTEĞİNİN İŞİME KATKISI ÇOK FAZLA” Mazot desteğinden faydalanan, Altınyurt Mahallesi’nde çiftçilik yapan Salih Bozgeyik, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e teşekkür ederek, “Mazot desteğinin işime katkısı çok fazla. Mesela biz ekin ekme sezonundayız, Haliyle gübre, buğday, mazot alımı bize bir küfret oluyor. Şimdi Fatma Hanım mazotumuzu karşılıyor. Ekinimizi tamamen ekebiliyoruz şükürler olsun. 3 yıldan beri Fatma Hanım bize bedava mazot dağıtıyor. Bize bir kart verdiler, çiftçi kartı. Ekim ayında tam çiftçinin giderin çok olduğu bir dönem. Bu dönemde bize yardımcı olması daha hoş oluyor. Telefonumuza işte bu zaman geldiğinde mesaj geliyor. Biz de ona göre gelip anlaşmalı petrollerden mazotumuzu alıyoruz, ekinlerimizi ekiyoruz” diye konuştu. “BUGÜN DAR ZAMANIMIZDA GELDİ BU DESTEK” Çiftçi Mustafa Özcan ise destekten dolayı mutluluğunu aktararak, “Çiftçinin her şeye ihtiyacı var. Fakat bu bize çok hoş oldu. Bugün dar zamanımızda geldi bu destek. Güzel bir hizmet. Şahsen çok memnuniyet verici. Şimdi alacağımız mazotu, sürümde kullanacağız. Yani mevsim olarak da iyi zamanda alıyoruz. Gerçekten de son zamanlarda beklediğimizin üstünde bazı şeylerin hesabını yapmışlar. Bir bayram havası oldu yani. Ben arazimi kendi imkanlarımla yılda dört sefer süreceksem bu mazot desteğiyle sekiz defa sürebiliyorum. Daha fazla sürmüş oluyorsunuz” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TÜMOSAN Bayisi Börklüler Otomotiv Osmaniye’de Yeni Plazasını Hizmete Açtı Haber

TÜMOSAN Bayisi Börklüler Otomotiv Osmaniye’de Yeni Plazasını Hizmete Açtı

Yeni yatırım, TÜMOSAN’ın yerli üretim gücünü ve kalite anlayışını Osmaniye’deki çiftçilerle buluşturarak bölgenin tarımsal gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. Geniş ürün yelpazesiyle çiftçilerin farklı ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunan yeni plaza, tarımsal verimliliği artırmak ve çiftçilere daha hızlı, erişilebilir hizmet sağlamak üzere hayata geçirildi. Açılış törenine bölgenin önde gelen yöneticileri ve davetliler yoğun ilgi gösterdi. Törende; Osmaniye Valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Uygur Kaan Arisoy, İl Emniyet Müdürü Mehmet Saribuva, İl Jandarma Komutanı Şener Kaytez, AK Parti İl Başkanı Mehmet Sadi Binboğa, MHP İl Başkanı Yusuf Çomu, İl Müftüsü Dr. Ahat Taşcı, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Hacı Akkoyunlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Kolabaş, Kadirli Kaymakamı Erdinç Dolu, Düziçi Kaymakamı Kadir Yurdagül, Düziçi Belediye Başkanı Mustafa İba, Toprakkale Belediye Başkanı Bekirhan Uyutmaz, Ellek Belediye Başkanı Abbas Yeşildemir ve Yarbaşı Belediye Başkanı Ökkeş Aksoy yer aldı. Bayi Yetkilisi Mustafa BÖRKLÜ, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Yeni plazamızla birlikte Osmaniye’de çiftçilerimize daha yakın olmayı, onların ihtiyaçlarını yerinde ve hızlı bir şekilde karşılamayı amaçladık. Bölge tarımına değer katacak hizmetlerimizi artık daha geniş ve modern bir tesisten sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” TÜMOSAN Genel Müdürü Halim TOSUN ise yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Börklüler Otomotiv’in yeni plazası, TÜMOSAN’ın kalite ve güven odaklı hizmet anlayışını Osmaniye’de de güçlendirdi. Bu yatırım, hem bölgedeki tarımsal üretim kapasitesinin artmasına katkı sağlayacak hem de çiftçilerimizin yerli, modern ve güvenilir traktörlere erişimini kolaylaştıracaktır.” Açılış töreni, TÜMOSAN yetkilileri, tarım sektörü temsilcileri, yerel yöneticiler ve bölge çiftçilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sektör paydaşlarını bir araya getiren etkinlik, bölge ekonomisine katkı sağlayacak yeni iş birliklerinin ve Türk tarımının geleceğine yönelik umut verici adımların sembolü oldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

400 Bin Kışlık Sebze Fidesi Dağıtıma Hazır Haber

400 Bin Kışlık Sebze Fidesi Dağıtıma Hazır

Ordu Büyükşehir Belediyesi dışa bağımlılığı azaltmak için kurduğu seralarda üretim yapıyor. Tohumdan üretilen sebze fideleri yazlık ve kışlık olmak üzere mevsimi geldiğinde üretici ile buluşturuluyor. Şu ana kadar kendi serasında 4 milyon 600 bin fide üreterek vatandaşa dağıtan Büyükşehir Belediyesi, yeni sezon için 400 bin adet kışlık fide üretimi gerçekleştirdi. BAŞKAN GÜLER: “VATANDAŞLARIMIZ KENDİ SEBZELERİNİ YETİŞTİRECEK” Büyükşehir Belediyesinin Gülyalı Turnasuyu Mahallesindeki seralarında incelemelerde bulunan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, kışlık 400 bin sebze fidesinin dağıtıma hazır olduğunu belirtti. Tarım ve hayvancılık alanında fındığa ek olarak yeni üretim sahaları oluşturduklarını kaydeden Başkan Güler, şöyle konuştu: “Kendi kurduğumuz seralarımızda şu ana kadar 4 milyon 600 bin yazlık ve kışlık sebze üreterek dağıtımını gerçekleştirdik. Bunu hem halkımıza dağıtarak ekonomiye katkı da bulunduk hem de bir üretim faaliyeti olarak fındığa ek olarak yeni sahalar oluşturduk. Şimdi de 400 bin kışlık sebze fidesinin üretimini tamamlayarak dağıtıma hazır hale getirdik. Vatandaşlarımız kendi seralarında kış sebzelerini yetiştirebilecek. Bu çalışmaları zaman içerisinde daha geliştireceğiz” İL TARIM VE ORMAN MÜDÜRÜ AY: “UYGUN MALİYETLİ FİDELER ÜRETİCİLERİMİZE BÜYÜK KOLAYLIK SAĞLIYOR” Başkan Güler’e sera ziyaretinde eşlik eden Ordu İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay’da yaptığı açıklamada Büyükşehir Belediyesinin önemli çalışmalar gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Büyükşehir ile koordineli bir şekilde projeler yürüttüklerini aktaran Ay, “Ordu Büyükşehir Belediyemizde tarım dairesi kurulduğu günden bu yana il ve ilçe müdürlüklerimizle koordineli bir şekilde projeler yürütüyoruz. Ordu Büyükşehir Belediyesinin ürettiği fideler, il ve ilçe müdürlüklerimiz koordinesinde üreticilerimizle ile buluşturuluyor. Tarımsal üretimin en önemli problemi maliyet olduğu için Büyükşehir Belediyesinin ürettiği uygun maliyetli fideler üreticilerimize de büyük kolaylık sağlıyor" şeklinde konuştu. Tohumdan yetiştirilerek toprakla buluşturulmaya hazır hale gelen fideler önümüzdeki günlerde 19 ilçemizdeki üreticilere ulaştırılacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yapay Zeka Entegrasyonlu Dronlar Yer Altındaki Kaçak Trafoları Yakaladı  Haber

Yapay Zeka Entegrasyonlu Dronlar Yer Altındaki Kaçak Trafoları Yakaladı 

Kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli enerji dağıtımı hedefiyle çalışmalarını sürdüren Dicle Elektrik, sorumluluk bölgesinde kaçak elektrik kullanımını önlemeye yönelik teknolojik operasyonlarına hız kesmeden devam ediyor. Bu kapsamda Şanlıurfa’da kaçak trafo tespitine yönelik havadan denetimler yapan şirket, yapay zeka destekli dronlarıyla tarım arazilerinde kaçak kullanım tespit etti. Viranşehir ilçesindeki kırsal mahallelerde yapılan kontrollerde, mısır ekimi yasağının delinerek sulama amacıyla kullanılan yer altına gizlenmiş 3 adet kaçak trafoya ulaşıldı. “Kaçak kullanım, kamu kaynaklarının israfıdır” Yüksek enerji çekişiyle hem şebekeye zarar veren hem de diğer abonelerin hizmet kalitesini düşüren kaçak trafolara el konulması için Dicle Elektrik tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, “Yalnızca kaçak elektrikle değil, aynı zamanda doğanın, tarımın ve kamu kaynaklarının bilinçsizce kullanımına karşı da mücadele veriyoruz. Bu, enerji şirketi olmanın yanı sıra topluma karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir. Zira kaçakla mücadele, kaynak israfına karşı sürdürülen bir kamu hizmetidir” ifadelerini kullandı. Kaçak trafolar yerin altında gizlense dahi bulunuyor Dicle Elektrik’in yapay zeka destekli dron filosu, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Kızlarsarayı ve Samanlı mahallelerinde gerçekleştirilen kontrollerde yer altına gömülerek üzeri taş, toprak ve sulama borularıyla kapatılmış iki ayrı kaçak trafoyu ortaya çıkardı. Her biri 160 KVA gücünde olan bu trafolarla toplam 250 dönüm mısır tarlasının yasa dışı şekilde sulandığı tespit edildi. Aynı bölgede yer alan Yayık Mahallesi’nde yapılan yer kontrolünde ise kayalar altına gizlenmiş ve üstü taşlarla kamufle edilmiş bir başka kaçak trafo daha bulundu. Bu trafoyla ise 50 dönüm arazinin sulandığı belirlendi. Toplam güçleri 480 KVA olan üç kaçak trafonun, yaklaşık 250 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olduğu kaydedildi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

QNB Sigorta’dan “Çiftçiye Hayat Olsun” Projesine Destek Haber

QNB Sigorta’dan “Çiftçiye Hayat Olsun” Projesine Destek

“Bugün, Bugünü Yaşa” söylemiyle sigortacılık hizmetleri sunan QNB Sigorta, yalnızca müşterilerinin ve çalışanlarının değil, çevrenin ve toplumun da yararına olacak adımlar atmayı sürdürüyor. Bu anlayış doğrultusunda doğanın korunmasına katkı sağlamak ve çevre bilincini artırmak amacıyla uzun yıllardır çalışmalar yürüten Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKUD) ile iş birliğine giden QNB Sigorta, “Çiftçiye Hayat Olsun” projesi kapsamında 5.000 Antep fıstığı ve zeytin fidanını toprakla buluşturdu. Proje kapsamında bağışlanan fidanlarla atıl durumdaki tarım arazileri yeniden canlandırılırken, kadın çiftçilere gelir ve üretim desteği sağlanacak, ülke ekonomisine de uzun vadeli katkı yaratılacak. Bu hedefler doğrultusunda Şanlıurfa Karaköprü Gölpınar Köyü’nde düzenlenen fidan dikim etkinliğinde, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, ÇEKUD Genel Müdürü Süleyman Coşar, QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, Pazarlama, Sağlık ve Hukuk Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Tolga Ceylantepe, Satış Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çapkın Ersoy, Mali Kontrol ve Raporlama, Teknik ve Aktüerya Genel Müdür Yardımcısı Ümit Sönmez, Bilgi Teknolojileri, Operasyon ve Çözüm Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Hülya Ervansel, İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Nadire Yücetürk, QNB Türkiye yöneticileri, QNB Sigorta çalışanları ve ÇEKUD yönetiminden temsilciler bir araya geldi. Katılımcılar, fidanları toprakla buluşturup can suyunu vererek projenin ilk adımına tanıklık etti. İş birliğine dair açıklamada bulunan QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, “QNB Sigorta olarak benimsediğimiz ‘Bugün, Bugünü Yaşa’ söylemimiz, bize sadece müşterilerimize değil, toplum, çevre ve geleceğimize de değer katma sorumluluğu yüklüyor. ‘Geleceğe Değer’ vizyonumuz doğrultusunda, Güzel Toplum, Güzel Çevre ve Güzel Yaşam değerlerimiz altında projelerimizi hayata geçiriyoruz. ÇEKUD’un yereldeki çiftçilerle kurduğu güçlü bağ, sürdürülebilir tarıma katkısı ve toplumsal etkisi, bu projede bizi aynı amaçta birleştirdi. Böyle bir iş birliği ile ülkemize, yerel halka, kadınlarımıza ve doğaya katkı sağlamaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil; sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da bir bütün olarak ele aldıklarını vurgulayan QNB Sigorta Pazarlama, Sağlık ve Hukuk Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Tolga Ceylantepe, “Sürdürülebilirlik bizim için bir söylem değil, işimizin merkezine aldığımız bir sorumluluk. 2024 yılında Ege Orman Vakfı iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 10 bin fidanlık QNB Sigorta Hayat Ormanı ile doğayı yeşerttik. Şimdi ise Çiftçiye Hayat Olsun projesiyle tarımı ve çiftçimizi destekliyoruz. Zeytin ağacı köklülüğüyle, Antep fıstığı bereketiyle bu toprakların simgesi. Bu fidanların yıllar boyunca yalnızca ürün değil; aynı zamanda umut ve yeniden üretme gücü vereceğine inanıyoruz” dedi. Etkinlikte konuşan ÇEKUD Genel Müdürü Süleyman Coşar “Bugün güzide paydaşımız QNB Sigorta ile el ele vererek çiftçilerimize, özellikle de kıymetli kadın çiftçilerimize destek olmak için buradayız. 2.500 Antep fıstığı ve 2.500 zeytin olmak üzere toplam 5.000 fidanı toprakla buluşturuyoruz. Bu anlamlı çalışmayı Karaköprü’de, bölgenin kadın çiftçileriyle birlikte gerçekleştiriyor olmamız projeye ayrı bir anlam katıyor. Kadın emeğinin gücüne inanan bir kurum olarak, bu desteği önceliklendiren QNB Sigorta yöneticilerine içten teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi ise konuşmasında; “Doğaya, üretime ve çiftçimize değer veren; yerel kalkınmayı destekleyen bu tür projelere büyük önem veriyoruz. ÇEKUD ve QNB Sigorta’nın iş birliğiyle kadın çiftçilerimize ve üretime verdikleri destek de bu anlamda çok kıymetli. Bugün burada dikilen her bir fidan hem toprağımızın bereketini artıracak hem de bölgemize nefes olacak. Bu tür iş birlikleriyle birlikte, doğayla uyum içinde gelişen bir Karaköprü için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı, Kadın Çiftçi Modülü ile Tarımın Geleceğine Yön Veriyor Haber

1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı, Kadın Çiftçi Modülü ile Tarımın Geleceğine Yön Veriyor

Cargill’in çiftçilerin refahını ve ürünlerinin verimini artırmak, onarıcı tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak amacıyla başlattığı 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı yedinci yılına girdi. 2019 yılında 6 ilde 1.072 çiftçinin katılımıyla 264.780 dekarlık mısır tarlasında başlayan program yedinci yılında 27 ilde, 1 milyon dekardan fazla bir alanda 7 binin üzerinde mısır, ayçiçeği ve kanola üreticileriyle büyümeye devam ediyor. Adana, Afyon, Aksaray, Amasya, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin, Osmaniye, Samsun, Sinop, Tekirdağ ve Tokat illerinde uygulanan program kapsamında katılımcılara özel tarımsal eğitim, dijital tarım araçlarına erişim ve ihtiyaçlarına yönelik danışmanlık hizmetleri ücretsiz olarak sunuluyor. Bu sayede, çiftçilerin veriminde yüzde 20’leri aşan, kârlılıklarında yüzde 39’lara varan oranlarda artış yaşanırken, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri de azaltılıyor. Kadın Çiftçi Modülü Tarımın Geleceğine Kadınların Gücüyle Yön Veriyor Tarımsal üretimde kadınların gücünü görünür kılmak amacıyla 2024 yılında programın en önemli sosyal dönüşüm boyutlarından birini oluşturan Kadın Çiftçi Modülü de eklendi. 2019–2024 arasında 167 kadın çiftçinin yer aldığı programa 2024’te Kadın Çiftçi Modülü ile birlikte 100 kadın çiftçi daha eklendi. Kadın çiftçilerinin sayısının her yıl üç katına çıkarılması hedefleniyor. Modül ile kadın çiftçilere tarımda verimlilik ve sürdürülebilirlik için eğitimler, teknoloji desteği ve danışmanlık hizmetleri sağlanıyor: Filiz Sensör İstasyonu: Toprak ve hava koşullarını izleyerek sulama optimizasyonu desteği sağlanıyor. PestTrap: Zeytin güvesine karşı erken uyarı sistemi desteği sağlanıyor, böylece gereksiz ilaçlama önleniyor. Flowmeter: Sulama ve su tüketiminin gerçek zamanlı takibiyle verimlilik desteği sunuluyor. Dijital Toprak Analizi ve Gübreleme Programı: Dijital toprak analiz verilerine göre tarlaya özel danışmanlık ve doğru gübreleme desteği sağlanıyor. Ziraat Mühendisleri Ziyaretleri: Rutin ziyaretlerle onarıcı tarım uygulamaları ve saha desteği sunuluyor. Zeytin Ürünleri Satış ve Pazarlama Eğitimleri: Katma değerli ürün geliştirme, satış ve dijital pazarlama desteği sağlanıyor. Katma Değerli Satış Destek Hattı ve Portal: Çiftçilerin üretim ve satış verilerinin analizine dayalı ihtiyaçlarına özel satış desteği sunuluyor. Kadın Çiftçi Modülü ile birlikte mısır, ayçiçeği ve kanola üreticilerinin yanı sıra zeytin üreticileri de ilk kez programa dâhil edildi. Önümüzdeki yıllarda ise farklı bitkisel üretim alanlarında faaliyet gösteren kadın çiftçiler de programa katılabilecek. Programla ilgili olarak Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, “1000 Çiftçi 1000 Bereket, Türkiye tarımının dijitalleşmesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Kadın Çiftçi Modülü ile bu dönüşümün odağına kadınları alıyoruz. Kadınların tarımdaki rolünü görünür kılmak, üretimde sürdürülebilirliği artırmanın en güçlü adımı. Cargill olarak çiftçilerimizin ürünlerinin verimliliğini artırırken, toplumsal eşitlik ve kapsayıcılıkta da değer yaratmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Gıda sisteminin hızla artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde karşılamaya devam etmesine katkı sunan program kapsamında çiftçilere tarımsal faaliyetlerini, yaşamlarını ve toplumu daha ileri taşımak için gereken araç ve olanakları sunmayı bir görev saydıklarını belirten Tarakçıoğlu, “Dijital tarım teknolojileriyle su kullanımını optimize ediyor, toprak sağlığını koruyor ve biyolojik çeşitliliği artırıyoruz. Dünyayı güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir besleme hedefimiz doğrultusunda gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz” dedi. Programın Kadın Çiftçi Modülüne dâhil olan ve Bandırma’da zeytin üretimi yapan kadın çiftçilerden İpek Zivane de deneyimini ve başarı hikâyesini şu sözlerle paylaştı: “Bu programa katılmaktaki amacım sadece verimi artırmak değil, tarlamı daha bilinçli yönetmekti. Bu program sayesinde, tarımda teknolojiyle buluşmanın aslında hepimiz için mümkün olduğunu gördüm. Ailemizin 150 yıllık tarım geleneğini modern teknolojilerle buluşturmak hem geçmişimize saygı hem de geleceğimize yatırım anlamına geliyor. 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı sayesinde zeytin bahçelerimizde dijital tarım teknolojilerini kullanarak hem verimlilik artışı sağladık hem de sürdürülebilir üretim yöntemlerini hayata geçirdik. Kendi arazimde verimliliği artırırken çevreye daha duyarlı üretim yapabiliyorum. Artık hem toprak hem biz kazanıyoruz”. Programa katılan kadın çiftçilerden Belma Dağara ise şunları söyledi: “Program sayesinde tarımda daha bilinçli ve sürdürülebilir yöntemler kullanmayı öğrendim. Dijital tarım araçları ve uzman desteğiyle artık toprağımı koruyarak daha verimli üretim yapabiliyorum.” 50’ye yakın ödül aldı Program kapsamında sunulan hizmet ve eğitimlerin çevresel, sosyal ve ekonomik anlamda yarattığı etkiler Yatırımın Sosyal Geri Dönüşü (SROI – Social Return On Investment) yöntemi kullanılarak finansal değere dönüştürülüyor. SROI programın başlangıcından bu yana her yıl artarak 2023 yılı itibarıyla ana paydaşları olan çiftçiler üzerinde her 1 TL’ye karşılık 3,72 TL değerinde etki yarattı. Türkiye’deki tarım ve gıda alanında sosyal etki araştırması ve ölçümlemesi yapılan ilk kurumsal sosyal sorumluluk program niteliğini taşıyan 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı; bugüne kadar, aralarında dünyanın en inovatif ürünlerine ve iş dünyası liderlerine verilen Edison Ödülü’nün de bulunduğu ulusal ve uluslararası 50’ye yakın ödüle layık görüldü. Rakamlarla 1000 Çiftçi 1000 Bereket: 27 il 7.000’in üzerinde çiftçi 1 milyon dekardan fazla bir arazide ayçiçeği, mısır ve kanola ekimi yapıldı. 2024 yılında çiftçilerinin karlılığında %39'a varan artış sağlandı. (kanola: %21, mısır: %28, ayçiçeği %39) Gübre yönetimi sayesinde 2023 yılında %50,6’lık tasarruf yapıldı. 2024 yılında karbon salımında %53’e varan düşüş sağlandı. (kanola: %53, mısır: %45, ayçiçeği: %39) Program kapsamında 460.000 saatlik veri toplandı. 43.630 hektar alan uydularla gözlemlendi. Çiftçilere 180.000’in üzerinde uydu görüntüsü sunuldu. 50.600 dakikalık çiftçi görüşmesi ile teknik destek sağlandı. 400’den fazla dijital tarım cihazı kuruldu. 2023 sezonunda çiftçiler üzerinde finansal okuryazarlıkta %69, tarımsal teknik bilgide %73, veriye dayalı iş yapışta %81, dayanışmada %74 ve çevre faaliyetlerinde %62 oranında değişim gözlemlendi. Program 2019’dan bugüne kadar ulusal ve uluslararası 50’ye yakın ödül kazandı.30’dan fazla paydaş görüşü içeren 2 kapsamlı İlerleme Raporu hazırlandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Su Krizi Masaya Yatırıldı Haber

Su Krizi Masaya Yatırıldı

İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu'nun (İEKKK) 139'uncu toplantısı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın ev sahipliğinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) yapıldı. İEKKK Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer'in açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Dalya Hazar, geçtiğimiz 10-11 Ekim'de yapılan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Su Yönetim ve Kuraklıkla Mücadele Stratejileri Paneli, İzmir İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özden Erten, Medsparc Uluslararası İş Zirvesi hakkında kurul üyelerine bilgi verdi. Son olarak İzmir Ticaret Odası Genel Koordinatörü Pınar Barış Karayılanoğlu ise İzmir Meets Teknoloji ve İnovasyon 2025 ile ilgili sunum yaptı. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, baraj dolulukları hakkında bilgi verirken, Tahtalı Barajı'nda da suyun bitme noktasına geldiğini kaydetti. Erdoğan, suyla ilgili planlarını hiç yağış olmayacak gibi yaptıklarını ifade etti. Toplantıda mevcut kurulun ve çalışma grubu üyelerinin bir yıl daha çalışmalarına devam etmesi kararlaştırıldı. Başkan Tugay kuraklıkla mücadelede planlamaya işaret etti Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, iklim krizi ve kuraklıkla mücadelede bilinçli su tüketiminin önemine vurgu yaptı. Suyun tarım ve özellikle İzmir'de büyükbaş hayvancılıkta fazla kullanıldığına dikkat çeken Başkan Tugay, “Hayvancılık bu kadar yoğun ve kontrolsüz şekilde yapıldığında bu bölgenin su kaynağını da, toprağını da maalesef yok ediyor. İzmir böyle bir sıkıntı yaşıyor. Alternatif gelir ve geçim kaynakları sunulmadıkça bunu yapmayın demek çok kolay bir şey değil. Tarım dışında suyun sanayide kullanımı yüzde 20 civarında. Geri kalan miktar da evlerde kullanılıyor. Biz tasarruftan bahsettiğimizde şehirde yaşayan insanların evlerinde yaptığı tasarruftan bahsediyoruz ama aslında gerçek tasarruf tarım ve hayvancılıkta olmalı. En acil ne yapılması gerekir diye düşünüyorsak bu alandaki tüketimi planlamak olmalı” dedi. “Yeni barajlar yapılmalı” Yeraltı ve yerüstü suları ile deniz suyunun arıtılması konularına değinen Başkan Tugay, “Deniz suyunun arıtılması maliyeti nedeniyle hep geleceğe ertelenen bir konu oldu. Bugünkü teknolojide üretilen su çok yüksek maliyetli olduğu için 4,5 milyon nüfuslu bir şehre bu şekilde su yetiştirebilmeniz gerçekten çok zor. En az 3 noktada proje yapalım, bir de Manisa ile ortak yapalım diye de konuştuk. Bu gelecekte mutlaka yapılacaktır. İzmir'in 30-40 yıllık su ihtiyacını karşılamak için 2000'li yılların başında 3 baraj planlanmış. Bu barajlardan sadece Gördes yapılmış. Maalesef bu barajda da su tutulamıyor. Balıkesir'de yapılması planlanan Düvertepe ve Başlamış barajlarından biri yapılmış olsaydı şimdi kentimizin su sorunu olmayacaktı. Çünkü bu bölge çok daha yoğun yağış alıyor. Düvertepe Barajı'nın mümkün olan en kısa zamanda yapılması gerekiyor. Bunun yanı sıra ikinci olarak yapılabilecek şey tarımda su tüketimini azaltmayı sağlayacak önlemler almak. Bununla ilgili büyükşehir belediyelerinin yetkisi yok. Karar alamıyoruz, yaptırımımız olamıyor. Yapacağımız şey su kaynaklarını daha akılcı kullanmak, kayıp kaçakları olabildiğince azaltmak” dedi. “Su kayıp kaçak oranında İzmir Türkiye'nin en düşük şehirlerinden” Türkiye'de su kayıp kaçak oranı en düşük şehirlerden birinin İzmir olduğunu kaydeden Başkan Tugay, “Altyapı ile ilgili yoğun çalışmalar yapıyoruz. Her yere su götürüyoruz. Kayıp kaçak oranı merkezde, suyun daha yoğun kullanıldığı yerde çok düşük, yüzde 24'lerde. Bazı çevre ilçelerde, köylerde biraz daha yüksek oranlar var ama o bölgelerde yoğun bir şekilde şebeke yeniliyoruz” diye konuştu. “İnovasyonu anlayış ve kültür olarak benimsemeliyiz” İngiltere'de belediye başkanları ve belediye yetkilileri için özel olarak tasarlanmış ilk profesyonel liderlik ve yönetim programı olan Bloomberg LSE Avrupa Şehir Liderliği Girişimi'nin eğitim programına katıldığını belirten Başkan Tugay, programda inovasyon ve yerel demokrasi uygulamalarının görüşüldüğünü söyledi. İnovasyonun önemine değinen Başkan Tugay, “Hepimiz inovasyon kültürünün içinde olmak zorundayız. Bunu anlayış ve kültür olarak yerleştiremeyenler geri kalmaya mahkumlar ya da yeterince gelişememeye mahkumlar. İnovasyon yaptığınız işi daha iyi yapmak için ne yenilik yapmak gerektiğini keşfetme işi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yönetişim şeklinde radikal değişiklikler yapacağız. Büyükşehir çalışanlarının inovasyon kültürünün bir parçası olması için çalışacağız” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Enerjisa Üretim Agrivoltaik Tarım Uygulamaları ile 5 Ton Hasat Yaptı Haber

Enerjisa Üretim Agrivoltaik Tarım Uygulamaları ile 5 Ton Hasat Yaptı

Güneşin enerjisini yaşamın döngüsüne dönüştürerek enerji üretimiyle tarımı aynı çatı altında buluşturan Enerjisa Üretim, sürdürülebilir bir geleceğin temellerini bugünden atıyor. Güneş panelleriyle elektrik ürettiği alanlarda tarımsal üretimi de mümkün kılan Agrivoltaik sistemleriyle hem toprağın hem enerjinin verimini artırıyor. 2022 yılında Beykoz Komşuköy’de başlattığı ilk uygulamayla Türkiye’de özel sektör öncülüğünde yeni bir modelin kapısını araladı. 2023’te Bandırma Enerji Üssü’nde devreye aldığı ikinci Agrivoltaik sahasıyla bu yaklaşımı ölçeklendirerek hem enerji hem gıda güvenliğine katkı sunan öncü bir dönüşüm hareketine imza attı. 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Enerjisa Üretim, temiz enerjiyle beslenen bu yenilikçi üretim modeliyle sürdürülebilir bir gelecek için enerjinin ve tarımın gücünü birleştiriyor. Güneşin altında hem enerji hem bereket Yaban mersininden naneye, brokoliden kavuna kadar birçok ürün aynı arazide enerjiyle birlikte yetişiyor. Sadece 2024 yılında bu iki sahadan toplam 5 tona yakın ürün hasadı yapıldı. Kışlık dönemde 580 kg brokoli, 271 kg karnabahar, 1.344 kg lahana ve 120 kg kırmızı lahana; yazlık dönemde ise 742 kg biber, 485 kg patlıcan, 485 kg kavun ve 840 kg nane üretildi. Bu üretim, güneş panellerinin enerjinin yanı sıra, sürdürülebilir bir yaşam döngüsü de yarattığının en somut kanıtı oldu. Hasatlardan elde edilen ürünler, çalışanlara ve İstanbul’dan Çanakkale’ye, Balıkesir'den İzmir'e uzanan birçok Enerjisa Üretim santraline ulaştırıldı. Bilimle Büyüyen Sürdürülebilirlik Enerjisa Üretim, agrivoltaik tarım uygulamalarını hem bir üretim modeli hem de bilimsel bir araştırma alanı olarak da değerlendiriyor. Verimlilik çalışmalarında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile yürütülen ortak proje kapsamında, su ihtiyacı ve gölge toleransı farklı iki nane türü ekilerek büyüme, yayılma, yağ oranı ve kalite performansları detaylı biçimde analiz edildi. Bu çalışmalar sonucunda 800 kilogram nane hasadı elde edilirken, elde edilen nane yağından üretilen doğal ortam spreyi çalışanlar ve paydaşlarla paylaşarak projenin bereketi somut bir değere dönüştürüldü. Geleceğin enerjisini bugünden kurarken toprağın bereketini de geleceğe taşıdıklarının altını çizen Enerjisa Üretim Varlık Yönetimi ve Sürdürülebilirlik Lideri Murat Eröz, “Enerjinin geleceği üretim kapasitesi kadar doğayla kurulan dengeyle de şekilleniyor. Enerjisa Üretim olarak yenilenebilir enerjiyle hem toprağı hem toplumu güçlendiren yeni bir üretim modeli geliştirdik. Agrivoltaik tarım projelerimizle güneş panellerinin altını üretken bir ekosisteme dönüştürüyoruz. Toprağı, suyu ve enerjiyi aynı yaşam döngüsünde buluşturuyoruz. Bu çalışmalar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sunarken yerel ekonomiyi, tarımı ve istihdamı da destekliyor. 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde, temiz enerjiyle beslenen bu üretim modelinin hem iklim dostu hem de gıda güvenliği açısından taşıdığı potansiyeli vurgulamak istiyoruz. Güneşten enerji üretirken, geleceğin yaşam kaynaklarını da büyütüyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.