Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tasarruf

Kapsül Haber Ajansı - Tasarruf haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tasarruf haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sanayi ve İş Yerlerine İndirimli Elektrik Haber

Sanayi ve İş Yerlerine İndirimli Elektrik

Serbest tüketici uygulaması kapsamında, yıllık elektrik tüketimi 15.000 kWh’i aşan işletmeler, Uludağ Elektrik’in sunduğu indirimli tarifelerden yararlanarak, enerji maliyetlerinden tasarruf edebiliyor. Türkiye’nin her ilinden tüketiciler, serbest tüketici uygulamasıyla elektrik hizmet kalitesinde bir değişiklik olmadan Uludağ Elektrik ile indirim sözleşmesi imzalayarak avantajlı tarifelerden faydalanabiliyorlar. Uludağ Elektrik, enerji yönetiminde öngörülebilirliği ve sürdürülebilirliği odağına alan yaklaşımıyla, her ölçekteki işletmeye uygun sözleşme ve fiyatlandırma seçenekleri sunuyor. Şirket, hizmet bölgesi dışındaki illerde de müşterilerine ulaşmak amacıyla acentelik ağını sürekli genişletiyor. Arslan: “Yüksek Elektrik Tüketiminde Maliyetleri Düşüren Çözümler Sunuyoruz” Uludağ Elektrik Genel Müdürü Remezan Arslan, “Enerji sektöründe güven ve süreklilik esastır. Türkiye’nin dört bir yanında, sanayi ve ticarethanelerin ihtiyaçlarına göre tasarladığımız tarifelerle işletmelerin hem bugünkü hem de gelecekteki enerji planlamalarını destekliyoruz. Maliyet kontrolü ve bütçe yönetimine katkı sağlayan bu yaklaşımımızla, ayrıca vadeli ya da ön ödemeli alternatiflerle avantajlı seçenekler sunarak işletmelerin enerji giderlerini düşürüp rekabet güçlerini artırmalarına yardımcı oluyoruz. Her işletmenin tüketim dinamiklerinin farklı olduğunu biliyor, müşterilerin ödeme alışkanlıkları, tüketim profilleri ve ihtiyaçlarına göre en uygun sözleşme ve fiyatlandırma seçeneklerini sunuyoruz. İşletmeler, bu fırsatlara fiziki işlem merkezlerimizden, dijital platformlarımızdan ve kendi illerinde yer alan acentelerimiz üzerinden kolayca ulaşabiliyorlar” dedi. “Hem Acentelerimize Hem Müşterilerimize Kazanç Sağlıyoruz” Türkiye’nin tamamına hizmet verdiklerinin altını çizen Arslan, “Türkiye çapında yürütülen iletişim stratejisinin odağında yer alan “İndirimli Elektrik Avantajıyla İşleriniz Yolunda” mesajıyla, sanayi ve ticarethanelere avantajlı fiyatlarla enerji kullanım imkanı sunuyoruz. Ayrıca acente ağımızı da gün geçtikçe genişletiyoruz. Hizmet bölgemiz haricinde Türkiye’nin 77 ilinde Uludağ Elektrik adına indirimli elektrik satışı yapabilecek acentelikler oluşturuyoruz. Acentelerimiz aracılığıyla hem işletmelere avantajlı fiyatlar sunuyor hem de iş ortaklarımıza kazanç fırsatları sunuyoruz. “Kazan-kazan” anlayışıyla kurgulanan bu sistemimiz hem acentelerin gelir elde etmesini hem de müşterilerin indirimli elektrik avantajlarından faydalanmasını sağlıyor” şeklinde konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Büyükşehir’in Yeşil Atıkları Kompost Gübreye Dönüşüyor Haber

Büyükşehir’in Yeşil Atıkları Kompost Gübreye Dönüşüyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın sürdürülebilir bir kent için başlattığı atık yönetim planlaması kapsamında park ve bahçelerdeki yeşil atıklar da kompost gübreye dönüştürülerek yeniden doğaya kazandırılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, budama artığı, çim kalıntıları, yeşil atıklar, atölyelerden çıkan talaş atıkları gibi doğal atıklar ekipler tarafından toplanıyor. Toplanan atıklar, daire başkanlığının Bornova’daki yerleşkesine getirilerek kompost üretimi için hazırlanıyor. Hazırlanan doğal materyal, İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndan getirilen hayvansal gübre ile birleştirilip, sıcaklık, nem ve azot gibi uygun şartlar sağlanarak kompost gübreye dönüştürülüyor. Yılda 2 buçuk milyon lira tasarruf İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin doğal kaynaklarıyla dönüştürdüğü kompost gübreyi, yine kentin yeşil alanlarının doğal bir şekilde gübrelenmesi için kullanıyor. Böylelikle İzmir’in yeşil alanları, kimyasal zenginleştiriciler yerine doğal gübrelerle daha yeşil ve sağlıklı bir hale getiriliyor. Gübreler, yeşil alanların yanı sıra Tarımsal Daire Başkanlığı tarafından yangın gören şehir içindeki tarımsal alanlarda ihtiyaç halinde toprağın zenginleştirilmesi için de kullanılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kendi bünyesinde ürettiği gübre ile yılda yaklaşık iki buçuk milyon liralık tasarruf sağlıyor. Hedef yılda 4 bin metreküp kompost üretimi İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü Peyzaj Mimarı Yağmur Altun, kompost üretirken belirli nem ve oksijenle birlikte azot ve karbon döngüsünü dikkate alarak bir karışım hazırladıklarını belirtti. Bu karışımı belirli aralıklarla karıştırdıklarını aktaran Altun, “Bu sayede kontrollü bir çürüme elde etmiş oluyoruz. Bu kontrollü çürümeyle elde ettiğimiz kompost, bizim toprağımızı zenginleştiren doğal gübre halinde geri kullanabileceğimiz materyale dönüşmüş oluyor. Belediyemizin Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı bünyesinde budama atıkları, çim atıkları gibi atıklardan elde ettiğimiz materyalleri kompost alanımızda kompost üretiminde kullanıyoruz. Yılda 4 bin metreküp kompost üretimi hedefliyoruz” diye konuştu. Süreç nasıl işliyor? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı, park, bahçe ve yeşil alanlardan ağaçların budanması, dal, yaprak kalıntısı ağaç parçaları, dökülen yapraklar, çim biçme artıkları Bornova’da bulunan Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’nın yerleşkesine getiriliyor. Toplanan malzemeler bu noktada öğütülerek gübrelerde kullanıma hazır hale getiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi önümüzdeki süreçte Başkan Dr. Cemil Tugay’ın ilçe belediye başkanlarına yaptığı çağrı çerçevesinde ilçe belediyelerinden gelen atıkların da dönüşümünü sağlamayı hedefliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, apartmanlardan, evlerden, okullardan, kamu kurum ve kuruluşlarından, spor tesislerinden, sitelerin bahçelerinden ve kendi mülkiyetinde olmayan alanlardan çıkan yeşil atığın kompost gübreye dönüşümünü sağlamıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Telekom, Geleceğin Şehirlerini 5G ile İnşa Edecek    Haber

Türk Telekom, Geleceğin Şehirlerini 5G ile İnşa Edecek   

“Yeni Nesil Şehirler” vizyonu ile 2015’ten bu yana 51 şehirde 119 kurumla ortak çalışmalar yürüten Türk Telekom, akıllı ulaşım sistemlerinden, enerji yönetimine kadar birçok alanda verimliliği ve sürdürülebilirliği merkeze alan öncü projeler hayata geçiriyor. Nisan 2026’da geçiş yapılacak 5G teknolojisinin gücünden faydalanarak şehirlerin dijitalleşme sürecini daha da hızlandırmayı hedefleyen Türk Telekom, geleceğin şehirlerinin tasarlanmasında öncü rolünü sürdürecek. Türkiye’nin dijital dönüşümünün lideri Türk Telekom, yerel yönetimlerin dijitalleşme süreçlerine katkı sağlayan yeni nesil şehir dönüşümüne teknolojileriyle öncülük ediyor. Yaşam kalitesi yüksek, sürdürülebilir ve daha erişilebilir şehirler inşa etmek amacıyla Türk Telekom tarafından “Yeni Nesil Şehirler” vizyonu ile başlatılan çalışmalarda kent sayısı 51’e yükseldi. Türk Telekom, 51 şehirde 119 kurumla yaptığı çalışmalarla akıllı ulaşım sistemlerinden, enerji yönetimine kadar birçok alanda verimliliği ve sürdürülebilirliği merkeze alan öncü projeler hayata geçiriyor. “81 Yeni Nesil Şehir, 5G ile birbirine bağlı bir Türkiye” 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü öncesinde açıklamalarda bulunan Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Özden, “Türk Telekom olarak dijital dönüşüme öncülük ederken, ‘insanı’ merkeze alan stratejimizle hayatın tüm alanlarına dokunan çalışmalara imza atıyoruz. “Yeni Nesil Şehirler” vizyonumuz kapsamında; teknoloji birikimimizi ulaşım, enerji, çevre, sağlık ve güvenlik gibi birçok alana aktardığımız verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı projeleri hayata geçiriyoruz. 51 ilde uyguladığımız akıllı şehir çözümleriyle verimliliği ve tasarrufu artırıyoruz. Günümüzde akıllı şehirler hem ekonomik hem de sosyal kalkınmanın temel unsurlarından biri. Şehirleri uçtan uca güçlü altyapımızla donatıyor, teknoloji ve dijitalleşmeyle ilişkilendirilebilecek her alanda ekonomik ve toplumsal fayda sağlayacak çalışmalara imza atıyoruz. Nisan 2026’da geçiş yapacağımız 5G’nin sunacağı avantajlarla birlikte, güçlü fiber altyapımız ve 5G’deki öncü çalışmalarımızın getirdiği deneyimle sensör ağları, otonom sistemler ve gerçek zamanlı veri paylaşımıyla şehir hayatını daha sürdürülebilir, erişilebilir ve konforlu hale getirmeyi hedefliyoruz. 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nü kutluyor, 81 Yeni Nesil Şehir, 5G ile birbirine bağlı bir Türkiye amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. Akıllı şehir çözümleri ile tasarruf ve verimlilik artıyor Türk Telekom’un “Yeni Nesil Şehirler” vizyonu doğrultusunda akıllı şehir çözümleriyle uygulamalar birçok alanda tasarruf ve verimliliğe katkı sunuyor. Türk Telekom’un imar süreçlerinin dijitalleştirilmesi projesi kapsamında önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlanırken, kentlerde hayata geçirilen aydınlatma projeleri ile enerji tasarrufu elde ediliyor.

UiPath, Yapay Zekâ ve Otomasyonla Enerjisa’nın Dijital Dönüşümünü Hızlandırdı Haber

UiPath, Yapay Zekâ ve Otomasyonla Enerjisa’nın Dijital Dönüşümünü Hızlandırdı

Enerjisa, iş süreçlerindeki karmaşıklığı azaltmak, insan hatalarını en aza indirmek ve sürdürülebilirliği artırmak amacıyla UiPath ile kapsamlı bir otomasyon projesi hayata geçirdi. Bu proje kapsamında Enerjisa’nın 70 farklı iş süreci başarıyla otomatikleştirildi. Dönüşüm sayesinde şirket, yıllık 400.000 ABD dolarının üzerinde tasarruf sağlarken, 90.000’den fazla faturayı manuel müdahaleye gerek kalmadan işleyebilecek kapasiteye ulaştı. Karmaşık süreçlerin sadeleştirilmesi, insan hatalarını önemli ölçüde azaltırken, çalışanların daha stratejik ve katma değerli işlere odaklanmasını mümkün kıldı. Projenin öne çıkan başarıları şunlar oldu: Müşteri şikâyetleri dakikalar içinde çözüldü: UiPath robotları, 28.000’den fazla fatura kaynaklı müşteri şikâyetini dakikalar içinde çözüme kavuşturarak, 25 tam zamanlı çalışanın iş yükünü ortadan kaldırdı. Uyum raporlaması otomatize edildi: Enerjisa, düzenleyici kurumlara sunulan 285 günlük raporu otomatikleştirerek, üç tam zamanlı çalışana eşdeğer iş gücünü serbest bıraktı. Fatura işleme süresi yüzde 75 azaldı: UiPath Document Understanding teknolojisi sayesinde farklı formatlardaki belgelerden veri hızlı ve doğru biçimde çıkarılarak süreçler büyük ölçüde hızlandırıldı. Muhasebe otomasyonunda yüksek başarı: Günlük 450 belgeyi yüksek doğrulukla işleyen sistem, süreç bazında yüzde 99,42 başarı oranı yakalayarak, yıllık 350.000 ABD doları tasarruf sağladı ve 12 tam zamanlı çalışanın stratejik işlere odaklanmasına olanak tanıdı. Tüm bu çıktılar, operasyonel verimliliğin yanı sıra Enerjisa’nın sürdürülebilirlik hedeflerine de doğrudan katkı sundu; kâğıt kullanımı azaldı, fiziksel arşivleme ihtiyacı ortadan kalktı. Şirketin otomasyon alanındaki başarısını değerlendiren Enerjisa RPA Yazılım Geliştirme Takım Lideri Ali Kaya Kılınç, “Enerjisa olarak, dijitalleşmeyi sürdürülebilir inovasyonun temel itici gücü haline getirmekten gurur duyuyoruz. UiPath’in yapay zekâ ve otomasyon çözümleri sayesinde hız kazandık, önemli ölçüde maliyet tasarrufu elde ettik ve en önemlisi, tüm organizasyonumuzda yenilikçilik ve dijital dönüşüm kültürünü güçlendirdik. Yapay zekâ ve otomasyon çözümleriyle karmaşık süreçleri sadeleştirdik, ekiplerimizin gerçekten değer yarattığı alanlara odaklanmalarını sağladık. Kısacası artık daha akıllı çalışıyoruz, daha fazla değil” dedi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan UiPath Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora ise, “Enerjisa, yapay zekâ ve otomasyonun iş sonuçlarına nasıl somut katkı sunduğunun en başarılı örneklerinden biri. Uyumdan müşteri hizmetlerine kadar pek çok alanda yarattıkları etkiyle gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde iş dünyasında agentic yapay zekâ olanaklarının, hatta daha spesifik olmak gerekirse yapay zekâ ajanlarının, kurumların daha özerk karar alabilen, kendi kendini yöneten iş modelleri geliştirmesinde kritik bir rol oynayacağına inanıyoruz. Bu dönüşüm yolculuğunda Türkiye’den çıkan başarı hikayelerinin küresel ölçekte örnek teşkil ettiğini görmek bizi heyecanlandırıyor” dedi. UiPath Platformu ile hayata geçirilen bu proje, küresel çapta düzenlenen UiPath AI25 Awards ödül programında da ödüle layık görüldü. Türkiye’den çıkan bu örnek uygulama, enerji sektöründeki dijital dönüşüm için ilham verici bir model oldu. Enerjisa’nın bir sonraki hedefi ise otomasyonla yürütülen işlem sayısını yılda 2 milyona çıkarmak ve yeşil enerji sertifikalarını da dijitalleştirmek. Bu sayede hem karbon ayak izini azaltmayı hem de müşterilerinin sürdürülebilirlik yolculuklarını desteklemeyi planlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Aksa Doğalgaz Enerji Verimliliği İçin Pratik Öneriler Paylaştı Haber

Aksa Doğalgaz Enerji Verimliliği İçin Pratik Öneriler Paylaştı

En ekonomik yakıtların başında gelen doğal gaz, dört mevsim konforlu yuvaların vazgeçilmezleri arasında. Peki, doğal gazı tasarruflu kullanmak için neler yapmak gerekiyor: Termostatınızın sıcaklık ayarını yalnızca 1 derece düşürmek bile önemli. Evden çıkarken kombinizi tamamen kapatmak yerine düşük sıcaklıkta çalıştırın… Aksa Doğalgaz, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü’ne özel olarak doğal gazın tasarruflu kullanım alışkanlıklarına yönelik önemli detaylar paylaştı. Doğal gaz diğer yakıtlara göre daha ekonomik Aile bütçesine katkı sağlayan doğal gaz, 2025 Eylül ayı piyasa verilerine göre mutfakta yemek pişirme ve sıcak su kullanımında tüpe göre altı kat, ısınmada ithal kömüre göre dört ve elektriğe göre de iki buçuk kat daha ekonomik bir seçenek. Periyodik kombi bakımı Her kış dönemi öncesinde kombi bakımını yaptırmak, mevcut problemlerin tespit edilip onarılarak arızalardan kaynaklı yüksek faturaların önüne geçiyor. Periyodik bakım, kombinin ömrünü uzatırken verimini artırarak doğal gaz tüketimini azaltabiliyor. Bir derece farkla önemli etki Termostatınızın sıcaklık ayarını yalnızca 1 derece düşürmek bile doğal gaz faturalarında yüzde 7’ye varan oranda tasarruf edilmesine olanak sağlıyor. Konfordan ödün vermeden yapılacak bu değişiklik, enerji tüketiminin azaltılmasına katkıda bulunuyor. Radyatörlerin önünü perdeyle kapatmayın Eşit ısı dağılımı için radyatörlerin önünü perdeyle kapatmayın. Evden çıkarken derecesini düşürün Evden gün içinde ayrılma durumlarında, kombinizi tamamen kapatmak yerine düşük sıcaklıkta çalıştırın. Aksi takdirde kombiniz yeniden çalıştırıldığında, soğumuş evi ısıtabilmek için daha fazla enerji harcayarak doğal gaz tüketimini artırabiliyor. Termostatik vana ile yüzde 15 tasarruf Termostatik vana, radyatörü ayarlanan sıcaklık değerine ulaştığında otomatik olarak kapatarak enerji tasarrufu sağlıyor. Bu basit uygulama yüzde 15’e varan oranda tasarruf elde edilmesine yardımcı olabiliyor. Mutlaka termostatik vana taktırın. Oda termostatıyla ısıyı koruyun Evin içinde farklı mekanlarda istenilen sıcaklık seviyesini koruyarak kombinin gerektiği kadar çalışmasını sağlayan oda termostatı, fazla enerji tüketiminin önüne geçerek doğal gaz faturasında yüzde 15’e varan oranda tasarruf edilmesine olanak sağlayabiliyor. Yalıtım: Çatı, pencere ve dış duvar Evde ısı kaybını önlemek için çatı, duvarlar ve pencerelerin yalıtımına özen gösterilmesi gerekiyor. Çatı ve pencere yalıtımıyla yüzde 30, dış duvar yalıtımıyla ise yüzde 40’a varan oranlarda tasarruf sağlanabiliyor. Ayrıca pencerelerde çift cam kullanımı, ısı kaybına önemli ölçüde engel oluyor. Evinizin ihtiyacına göre kombi Kombi seçerken ihtiyaçtan daha büyük veya küçük kapasiteli kombilerden kaçınmak verimi artırıyor. Gereğinden büyük bir kombi, daha fazla enerji harcayarak çalışırken, küçük bir kombi de yeterli ısıya ulaşmak için sürekli maksimum kapasitede çalışmak zorunda kalıyor. Küçük mekanlı evlerde doğal gazlı ısıtıcı kullanın. Daha düşük yatırım maliyeti ile elektrik kesintilerinden etkilenmeden ısınabilirsiniz. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Hepsiburada 10. 'Efsane Kasım’da Hanelere 10 Milyar TL Tasarruf Sağlayacak Haber

Hepsiburada 10. 'Efsane Kasım’da Hanelere 10 Milyar TL Tasarruf Sağlayacak

Bu yıl 600 milyon ziyaret ve 50 milyonun üzerinde ürün siparişi ve indirimlerle 10 milyar TL’lik hane tasarrufu hedefleyen Hepsiburada, Efsane Kasım’ın 10. yılında “Peşin Fiyatına 10 Taksit” ile ödeme ve “Daha Ucuzunu Bulursan Farkı İade” garantisiyle fark yaratıyor. Hepsiburada, e-ticaretin en yoğun ayı olan Kasım ayı öncesi, müşterilerin indirimlere olan yaklaşımlarını ve Kasım ayındaki alışveriş planlarını içeren araştırmanın sonuçlarını paylaştı. 18-55 yaş aralığında, 2.228 kişi ile online olarak yapılan araştırma, tüketicilerin Kasım indirim dönemlerine yönelik yaklaşımlarını ve alışveriş planlarını ortaya koyuyor. Efsane Kasım’ın 10 yılına özel kampanyalarını, araştırma sonuçlarının ve 10 yıllık deneyimi ışığında kurgulayan Hepsiburada, “Peşin Fiyatına 10 Taksit” imkanıyla müşterilerin alım gücünü desteklerken “Daha Ucuzunu Bulursan Farkı İade” ile en uygun fiyat garantisi veriyor. “TÜRK KÜLTÜRÜNE UYGUN PLANLI ALIŞVERİŞ DÖNEMİ” 25 yıl önce Türkiye’yi e-ticaretle tanıştıran marka olarak bugün Efsane Kasım’ın 10. yılını kutladıklarını söyleyen Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, “Hepsiburada hikayesi ile birlikte Türkiye’nin dijital ekonomisinin de en güçlü hikayelerinden birini yazdık. Efsane Kasım bu hikayenin en heyecan verici sayfalarından biri. Bu zamana kadar milyonlarca siparişin, markanın ve hikayenin bir parçası olduk. 2016’da Türkiye’ye kazandırdığımız bu dönemi ‘kara cuma’ anlayışından çıkarıp kültürümüze uygun, planlı, sabırlı ve tasarruf odaklı bir döneme dönüştürdük. Artık Efsane Kasım, sadece bir indirim dönemi değil; ihtiyaçların giderildiği, planlı bir finansal stratejinin uygulandığı bir alışveriş dönemi haline geldi.” dedi. “EFSANE KASIM HERKESİN KAZANDIĞI BİR MODEL” Nilhan Onal Gökçetekin, Efsane Kasım’ın yıllar içinde Türkiye’nin alışveriş kültürünü dönüştürdüğünü belirterek şöyle devam etti: “Hepsiburada olarak Efsane Kasım’ı herkesin kazandığı bir dönem haline getirdik. Tüketici kazansın, üretici kazansın, Türkiye kazansın istedik. Bu yıl da 4 milyon kupon ve sepet indirimleriyle, 50 milyondan fazla ürünün sipariş edilmesini, 600 milyondan fazla ziyaretin gerçekleşmesini, hane bütçelerine de 10 milyar TL’lik tasarrufun yansımasını bekliyoruz. Aynı zamanda 3,5 milyon Hepsiburada Premium müşterimize Efsane Kasım’da daha fazla fayda sağlayacağız. 5.500 kuryemiz, 6.500 araçlık filomuz, 100 bini aşkın iş ortağımız, 280 milyon ürün çeşidimiz ve 30’dan fazla kategorimizle Türkiye’nin dört bir yanındaki iş ortaklarımızı müşterilerimizle buluşturmak için hazırız.” Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, Efsane Kasım’ın Türkiye’de yalnızca tüketiciler için değil, aynı zamanda KOBİ’ler ve girişimciler için de büyük bir fırsat dönemi olduğuna dikkat çekerken, “Hepsiburada ekosisteminin kalbinde KOBİ’ler, kadın girişimciler, kooperatifler ve yerel üreticiler var. Her biri Türkiye’nin dört bir yanında büyüyen dijital ekonominin kahramanları. Efsane Kasım’ın 10. yılında onların başarısını daha da büyütmek için yanlarındayız.” dedi. “ARTIK EFSANE KASIM, ALIŞVERİŞ DEĞİL TASARRUF DÖNEMİ” Araştırmanın bulguları hakkında değerlendirmede bulunan Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Ender Özgünise, “10 yıl önce Efsane Kasım’ı Türkiye’ye getirdiğimizde sadece indirim dönemi bitti demiştik. Çünkü biz Kasım’ı, planlı alışverişin ve finansal farkındalığın ayına dönüştürmeyi hedefledik. Bugün geldiğimiz noktada Efsane Kasım, geçici bir kampanya değil; kalıcı bir alışveriş refleksi, hatta tasarruf dönemi haline geldi. Türk kültüründeki tasarruf ve planlama anlayışını dijital dünyaya taşıdık. Artık müşteriler duygusal değil, analitik alışveriş yapıyor. Ekim’de sepete ekliyor, Kasım’da fırsatı bekliyor. Biz bu davranışı ‘Kasım sabrı’ olarak tanımlıyoruz.” diye konuştu. “TÜKETİCİLERİN %90’I KASIM AYINDA ALIŞVERİŞ YAPMAYI PLANLIYOR” Hepsiburada’nın gerçekleştirdiği Efsane Kasım 2025 Araştırması sonuçlarına göre tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında önemli bir değişim yaşandığını ifade eden Ender Özgün, şöyle devam etti: “Araştırmaya göre tüketicilerin %90’ı Kasım ayında alışveriş yapmayı planlıyor, %75’i indirim görünce beklemeden alışveriş yaptığını, %55’i sık kullandığı ürünleri stokladığını, %45’i ise Kasım dönemini yüksek fiyatlı ürünleri almak için değerlendirdiğini ifade ediyor. “TÜKETİCİYE FİNANSAL RAHATLIK VE GÜVEN SUNUYORUZ” Tüketicilerin alışveriş tercihinde ödeme kolaylıkları ve vade seçenekleri de öne çıkıyor. Ender Özgün, “Efsane Kasım’ın 10. yılına özel sunduğumuz “Peşin Fiyatına 10 Taksit” imkanı müşterilerimizin alım güçlerini destekliyor. Ayrıca bu yıl da Efsane Kasım’da ‘Gerçek İndirim’ Hepsiburada’da demeye devam ediyoruz. “Daha Ucuzunu Bulursan Farkı İade” garantisiyle de müşterilerimiz, Hepsiburada satıcılı ve kampanya işaretli bir ürünün farklı bir pazaryerinde daha uygun fiyata satıldığını belgelemeleri durumunda aradaki fiyat farkını sipariş tarihinden itibaren 30 gün içinde Hepsipara veya nakit olarak iade alabiliyor. ” dedi. “ELEKTRONİKTEN TEMEL TÜKETİME KADAR HER ŞEY E-TİCARET’TEN ALINIYOR” Ender Özgün “Tüketiciler artık 5–6 farklı kategoriden ürün alıyor; elektronikten modaya, temel tüketimde kozmetiğe kadar her alışveriş planlı bir yatırım gibi yapılıyor. Her yıl yeni bir rekora imza attığımız Efsane Kasım döneminde bu yıl; 120 bin cep telefonu, 80 bin laptop, 80 bin robot süpürge, 500 bin cilt bakımı ürünü, 1 milyon çocuk kitabı, 450 bin sweatshirt, 200 bin ayakkabı, 100 bin tencere ve 80 otomobil satışı bekliyoruz.” dedi. EFSANE KASIM “EFSANE PREMIUM GÜNLERİ” İLE BAŞLADI Efsane Kasım’ın 10. yılında ilk kampanya 31 Ekim - 4 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan Efsane Premium Günleri oldu. Hepsiburada Premium üyeleri bu dönemde özel fiyatlar, ücretsiz kargo, Hepsipara kazanımı ve “Peşin Fiyatına 10 Taksit” gibi ayrıcalıklardan yararlanabilecek. Hepsiburada ayrıca “Daha Ucuzunu Bulursan Farkı İade” imkanıyla Kasım ayı boyunca kullanıcılarını milyonlarca üründe gerçek indirimlerle buluşturuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Çocuğa 10 Yaşına Kadar Bütçe Yönetimi Öğretilmeli! Haber

Çocuğa 10 Yaşına Kadar Bütçe Yönetimi Öğretilmeli!

Paranın bir güç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Para bizi özgürleştiren bir güç olabilir ama hayatın merkezinde olmamalı. Araç olmalı, kolaylaştırmalı, kimseye muhtaç etmemeli.” diye konuştu. Prof. Dr. Tarhan, zenginliğin tanımını da yaparak, “Zengin, çok şeye sahip olan değil; az şeye ihtiyaç duyan insandır. İnsan sahip olduklarıyla tatmin olabiliyorsa zengindir. Sahip olduklarıyla tatmin olmayan kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın yoksulluk hissinden kurtulamaz.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, paranın psikolojisi konusunu değerlendirdi. İlk duygu korku, ilk ihtiyaç sığınma Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanın en temel motivasyonunun “iyi hissetme arzusu” olduğunu belirterek, “İnsanın iyi hissetme ihtiyacı biyolojik bir dürtüdür. Bir çocuk anne karnından dünyaya geldiğinde ilk hissettiği duygu korkudur. Çünkü anne karnı konforlu bir ortamdır, her şey hazırdır. Ama dünyaya çıkar çıkmaz soğuk bir hava gelir ve bebek ağlar. İlk tepki korkudur. Ardından sığınma ihtiyacı doğar. Anne kokusu bile çocuğu rahatlatır. Yani insan hayatı, daha ilk andan itibaren iyi hissetme ve sığınma ihtiyacı üzerine kuruludur.” dedi. Beynin ödül sistemi kısa vadeli haz üretiyor Prof. Dr. Tarhan, beynin ödül mekanizmasının dopamin üzerinden çalıştığını ifade ederek, “Beyindeki ödül sistemi dopamin döngüsüyle çalışır. Tüm bağımlılıklar, sanal alışkanlıklar bu mekanizmayı kullanır. Dopamin kısa vadeli haz verir ama uzun vadeli tatmin sağlamaz. Arzu ve ihtiyaç giderme ile uzun vadeli tatmin aynı şey değildir. İnsan anlık mutlulukla yetinmemeli, uzun vadeli anlam arayışıyla iyi hissetmeyi başarmalıdır.” diye konuştu. Psikolojik kaynak yönetimi şart İyi hissetmenin bir strateji gerektirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, sözlerine şöyle devam etti: “Bir insan kendini sadece ‘şu anda iyi hissediyorum’ diye kandırmamalı. 5-10 yıl sonra da iyi hissetmek için zihinsel yatırım yapmalı. Bunun için amaç belirlemek, yol haritası çıkarmak gerekir. Nasıl parasal kaynak yönetiliyorsa, insanın da psikolojik sermayesi vardır. Duygusal, sosyal ve manevi birikimler… Bunları da akıllıca yönetmek gerekir. İnsan bilinçli bir varlıktır; yalnız kendilik bilinci değil, çevre, dünya, evren ve Tanrı bilincine sahiptir. Bu bilinçle kaynaklarını yöneten kişi fark oluşturur.” Çocuğa 10 yaşına kadar bütçe yönetimi öğretilmeli Psikolojik dayanıklılığın küçük yaşta geliştirilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğa 10 yaşına kadar bütçe yönetimi öğretilmeli. 10 yaşından sonra geç kalınır. Çocuk istediği her şeyi hemen elde etmemeli. Ödevini yapınca çikolata vermek, beklemeyi öğretmek gerekir. Bu, doyum erteleme becerisini kazandırır. Doyum erteleme, dopaminin sürdürülebilir salgılanmasını sağlar, çocuk dayanıklılık eğitimi alır.” ifadesinde bulundu. Prof. Dr. Tarhan, ailelerin sık yaptığı hataya da dikkat çekerek, “Çocuk ağlayınca istediğini hemen vermek anne babanın egosunu tatmin eder ama çocuğun hiçbir şey öğrenmesini sağlamaz. Çocuk ihtiyaç ve istek ayrımını öğrenmez. Bu da ileride bağımlılık riskini artırır.” şeklinde konuştu. Kredi kartı somut haz verir, borcu unutturur Prof. Dr. Nevzat Tarhan, günümüz tüketim alışkanlıklarını değerlendirerek bireylerin para, haz ve ilişkilerle olan bağlarını ele aldı. Tarhan, çocukluktan itibaren öğrenilmesi gereken “doyum erteleme” becerisinin hem finansal hem de duygusal sermaye yönetiminde kritik olduğunu vurguladı. Günümüz insanının çoğunlukla somut hazza yöneldiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “İnsan somut hazla soyut tatminin ayrımını yapamıyor. Kredi kartıyla alışveriş yapıyorsun, o anda paranın çıkışını hissetmiyorsun. Anlık bir haz yaşanıyor ama ilerideki borç düşünülmüyor. Halbuki kişi soyut tatmini öğrenirse, yani bugünkü harcamayı erteleyip gelecekteki hedefi için biriktirirse, somut duygular yerine soyut duygularını yönetmeyi başarır. Somut haz dopaminle, soyut tatmin serotoninle ilgilidir.” dedi. Çocuk sadece mutlu edilmez, hayata hazırlanır Çocukların finansal bilinç kazanmasının erken yaşta başlaması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğa küçük yaştan bütçe yönetimi öğretilmeli. Kolay elde etmemeli, isteklerini ertelemeyi öğrenmeli. Anne babaların ‘çocuğumdan daha mı önemli’ diyerek her dediğini yapması en büyük hatadır. Çocuk mutlu edilmek için değil, hayata hazırlanmak için yetiştirilir. Anne baba olmadığında da kendi gemisinin kaptanı olabilmeli.” ifadesinde bulundu. Prof. Dr. Tarhan, çocukların marka ve statü tuzaklarına kolay düşebildiğini belirterek, paranın yalnızca bir takas aracı değil aynı zamanda bir psikolojik sembol olduğunu vurguladı. Ticarette en büyük sermaye güvendir Güvenin hem insan ilişkilerinde hem de iş dünyasında temel sermaye olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Ticarette en büyük sermaye güvendir. Açık, şeffaf ve hesap verebilir olan kişi ya da kurumlar sürdürülebilir başarı sağlar. Güven kayboldu mu, her şey kaybolur.” diye konuştu. İhtiyaç olmayan şeyi arzuluyorsak yanlış yoldayız Para harcama alışkanlıklarına da değinen Prof. Dr. Tarhan, “Birincisi, ihtiyacım olmayan şeyi mi arzuluyorum? İkincisi, sahip olduklarımla tatmin oluyor muyum? Bu sorulara ‘hayır’ cevabı çıkıyorsa kişi yanlış yoldadır. İhtiyaç dışı harcama suçluluk doğurur, tatminsizlik ise sürekli daha fazlasını istemeye sürükler. Bu durum alışveriş bağımlılığına kadar gider.” dedi. Para, kişiye özgürlük duygusu verir Prof. Dr. Tarhan, yeterli gelir elde eden insanların özgür hissettiğini ifade ederek, “Başarılı hissetmek, güçlü hissetmek, statü sahibi olduğunu hissetmek için para insana özgürleşme hissi verir. Kişi temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsa, kimseye muhtaç olmuyorsa özgür hisseder. Ama borçlanarak yaşamaya başlarsa bu kez kaybetme korkusu hayatını esir alır.” diye konuştu. Patolojik cimrilik korkuların ürünü Parayla ilişkinin psikolojik boyutunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Öyle insanlar vardır ki evde buzdolabının fişini çeker, çocuğun sütünden, bezinden bile tasarruf eder. Bu artık patolojik cimriliktir. Böyle bir ilişki, korkuların baskın olduğu bir para ilişkisidir. Parayla olan ilişkimiz insanın hayatla olan ilişkisinin bir parçasıdır.” ifadesinde bulundu. Bazı insanlar parayı kartvizit gibi görür Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilerin zenginliği bir güç gösterisi aracı olarak kullandığını söyleyerek, “Bazı insanlar parayı kartvizit gibi görür. Büyük arabalarla görünürler, gösterişli yaşarlar ama aslında borç içindedirler. ‘Yıkılmadım, ayaktayım’ mesajı vermek için yaşarlar.” şeklinde konuştu. Osmanlı’nın son döneminde yapılan Dolmabahçe Sarayı’nı yanlış yatırım anlayışına örnek veren Prof. Dr. Tarhan, “1850’lerde Osmanlı büyük borçlar aldı. Ama bu borçlarla geri dönüşü olmayan Dolmabahçe Sarayı yapıldı. O dönemde altınla yapılan bu yatırım, bugünkü hesapla Avrasya Tüneli kadar değerliydi. Sırf ‘yıkılmadık ayaktayız’ mesajı vermek için yapılan bu saray, Osmanlı’nın çöküşünü hızlandırdı.” dedi. Para, hayatın merkezinde değil; araç olmalı Paranın bir güç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, ancak yaşamın merkezine oturduğunda insanı esir alacağını vurguladı ve “Para bizi özgürleştiren bir güç olabilir ama hayatın merkezinde olmamalı. Araç olmalı, kolaylaştırmalı, kimseye muhtaç etmemeli. Ama açık pozisyonlarla borçlanarak yaşayan bir kişi uykularını kaybeder, tüm birikimlerini riske atar.” ifadesinde bulundu. Şirketlerde bütçe yönetimine de değinen Prof. Dr. Tarhan, “Bağımsız denetçiler şirketlerin israf edip etmediğini kontrol eder. Çünkü tasarruf ve verimlilik esastır. Verimlilik işi doğru yapmaktır, etkinlik ise doğru işi yapmaktır. Eğer bunlar yoksa kaynaklar israf edilir.” şeklinde konuştu. Ekonominin Fransızca kökenli ve tasarruf anlamını taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Ama Arapçadaki ‘iktisat’ maksat kökünden gelir. Yani önce hedefini belirle, sonra harcama yap. Hedefi olmayan kişi açgözlü yatırımlar yapar, parayı pusula gibi yanlış kullanır.” dedi. Prof. Dr. Tarhan, zenginliğin tanımını da yaparak, “Zengin, çok şeye sahip olan değil; az şeye ihtiyaç duyan insandır. İnsan sahip olduklarıyla tatmin olabiliyorsa zengindir. Sahip olduklarıyla tatmin olmayan kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın yoksulluk hissinden kurtulamaz.” ifadesinde bulundu. Yüksek güvenli toplumlar büyür Prof. Dr. Tarhan, yatırım ortamının güvenle doğrudan ilişkili olduğunun altını çizerek, “Francis Fukuyama’nın da belirttiği gibi yüksek güvenli toplumlar geleceği öngörebilir. Özgürlüklerin olduğu yerde insanlar yatırımlarını uzun vadeli yapar, sistem büyür. Ama düşük güvenli toplumlar kaynaklarını savunmaya, sığınak yapmaya harcar. Bu da israftır.” diye konuştu. Ekonomik krizlere hazırlık için bireylerin ve kurumların risk analizine önem vermesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Biz genelde kriz çıktığında yönetiyoruz ama risk analizi yapmıyoruz. Oysa risk analizi sayesinde kriz çıkmadan önlem alınabilir. Bu hem bireysel hem de toplumsal ölçekte hayati önem taşır.” şeklinde sözlerini tamamladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Finansal Özgürlük İmkânı Kadınların BES'teki Yükselişini Destekliyor Haber

Finansal Özgürlük İmkânı Kadınların BES'teki Yükselişini Destekliyor

Türkiye'de bireysel emeklilik sistemindeki (BES) büyüme trendi devam ediyor. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre 10 Ekim 2025 itibarıyla gönüllü BES'te katılımcı sayısı 9,96 milyona ulaşırken, toplam fon büyüklüğü yaklaşık 1,58 trilyon TL olarak kaydedildi. Devlet katkısı dâhil edildiğinde bu büyüklük 1,78 trilyon TL'ye ulaştı. Bu tablo, ülkemizde tasarruf bilincinin güçlendiğini ve bireylerin uzun vadeli finansal güvence arayışlarının arttığını gösteriyor. Bu büyümenin en dikkat çekici yönlerinden biri ise, kadınların sistemdeki artan varlığı ve finansal planlama konusundaki bilinçli yükselişi. Kadınların BES içerisindeki dikkat çekici yükselişini değerlendir en BNP Paribas Cardif Türkiye Acente Sigortacılığı ve Banka Sigortacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sertsöz "Finansal özgürlük imkânı, kadınların BES'teki yükselişini destekliyor. Kadınların BES'e katılımı, finansal güvenliklerini sağlamaları ve uzun vadeli tasarruf alışkanlıklarını güçlendirmeleri açısından kritik önem taşıyor. Özellikle ev hanımları gibi profesyonel iş hayatının dışında kalan kadınlar için BES, kendi birikimlerini oluşturmalarına ve geleceğe güvenle bakmalarına imkân sunuyor" dedi. Kadınlar Tasarruf ve Finansal Planlamada Aktif Rol Alıyor 2024 yılı itibarıyla gönüllü BES katılımcılarının yüzde 42'sinin kadınlardan oluştuğunu ve sistemdeki fonların yüzde 44'ünün kadınlar tarafından yönetildiğini kaydeden Gökhan Sertsöz, "Verileri incelediğimizde katılımcıların en yüksek olduğu iller arasında Denizli, İzmir, Ankara, Sinop ve Bartın 'ın bulunduğunu, kadın katılımcıların en çok tercih ettikleri fonların ise Kıymetli Madenler Fonu, Değişken Fon ve Hisse Senedi Fonu olduğunu görüyoruz. BES'teki paylarının yüzde 42'ye yükselmesini, kadınların tasarruf ve finansal planlama konularında aktif rol aldıklarının net bir göstergesi olarak yorumluyoruz. Kadınların iş gücüne katılım oranlarının da yüzde 36 civarında olduğu göz önüne alındığında, BES'teki kadınların etkinliği son derece anlamlıdır ve finansal özgürlüklerini güçlendirdiğini ortaya koymaktadır" diye konuştu. Ev Kadınları İçin Emeklilik Şansı BNP Paribas Cardif olarak geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen global "Protect&Project Oneself" araştırmasına göre, Türkiye'deki katılımcıların yüzde 67'sinin kısa veya orta vadede gelir kaybı endişesi taşıdığının da belirlendiğini hatırlatan Sertsöz, "Bu oran, Türkiye'de yaşayan her 3 kişiden 2'sinin düzenli gelir açısından gelecek kaygısı taşıdığını ortaya koydu. Bu durumun, özellikle de emeklilik dönemlerinde azalan maaşlarla artan gelecek kaygısıyla doğrudan ilişkili olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla işveren katkısının da desteği ile çalışanlara düzenli bir birikim sağlayan BES'in, tüm çalışanlara ikinci bir emeklilik imkânı tanıyacak olmasının yanında, ev kadınları için emeklilik şansı sunması; özellikle emeklilik dönemi ile birlikte ortaya çıkabilecek gelir kaybı endişesini büyük ölçüde gidermeye yardımcı olacaktır" diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.