Hava Durumu

#Teknoloji

Kapsül Haber Ajansı - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Titra Teknoloji Görsel Seyrüsefer Sistemi olan SEYYAH’ı geliştirdi Haber

Titra Teknoloji Görsel Seyrüsefer Sistemi olan SEYYAH’ı geliştirdi

İnsansız helikopter ALPİN-2 ve PARS VTOL sistemlerinin ardından, şimdi de SEYYAH adı verilen Görsel Seyrüsefer Sistemi geliştirdi. Görsel Seyrüsefer Sistemi olan SEYYAH, GPS (Küresel Konumlama Sistemi) sinyallerinin kısıtlandığı veya tamamen devre dışı bırakıldığı karıştırma (jamming) ve aldatma (spoofing) ortamlarında görev yapan hava araçlarına otopilotun yüksek doğrulukta ihtiyaç duyduğu verileri sağlayan bütünleşik bir navigasyon çözümü olarak geliştirildi. Bulut altı İHA sınıfı için özel olarak geliştirilmiş bir versiyon olan SEYYAH, daha yüksek irtifada görev yapan ve daha büyük hava araçlarına, yalnızca sensör seti değiştirilerek hızlı bir şekilde entegre edilebilecek. Geliştirilen algoritmalar ve yazılımlar, farklı platformlarda da herhangi bir değişiklik gerektirmeden çalışmaya devam edecek. Tüm dünyada teknoloji firmalarının çalıştığı çok önemli teknolojilerden biri olan Görsel Seyrüsefer yeteneği, değişen savaş sahasının en önemli ve etkili güç çarpanlarından biri olacak. Tüm insansız hava araçlarının konumlama için kullandığı GPS dediğimiz Küresel Konumlama Sistemi verisi, günümüz savaş ortamlarında elektronik harp yöntemleri ile çok yüksek oranda karıştırmaya maruz kalıyor. Ayrıca bu konumlama uyduları her ne kadar kullanıma açık veri paylaşımı yapsada, bir noktada dışa bağımlılık açısından kritik bir durum oluşturabiliyor. Milli olarak GPS uydusu için çalışmaların başladığına dair haberler yılın başında duyurulmuştu, bu çalışmalar ve konumlar için farklı RF tabanlı çalışmaları devam ediyor. Ancak RF sinyallerin bulunduğu her ortamda sinyal karıştırma riski de kaçınılmaz hale geliyor. İşte tam bu noktada Titra Teknoloji’nin geliştirdiği SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi, bu zafiyetleri tamamen ortadan kaldıran yerli ve milli bir çözüm olarak öne çıkıyor. Görsel Seyrüsefer sistemi hakkında konuşan Titra Teknoloji Kurucu Ortağı ve Pasifik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Selman Dönmez şunları anlattı: “Sistem hava aracının üzerine yerleştiriliyor ve içerisindeki optik sistemler ile kalkış anından itibaren hava aracının ihtiyaç duyacağı GPS kaynaklı tüm verileri ve hava aracının kontrolüne ilave destek sağlayacak veriyi görüntü işleme yöntemleri ile üretiyor. Bu çok kritik bir teknoloji. Hava araçları tıpkı kuşlar gibi artık görerek uçuyor denilebilir aslında. Kendi platformlarımızın tamamına entegrasyon çalışmalarını sürdürüyoruz. Bazı sistemlerimiz için bu entegrasyonlar tamamlandı. Bazıları ise halen devam ediyor ve bugüne kadar yaptığımız testlerde çok başarılı bir sistem olduğunu gördük. Bunun yanında bu sistem kompakt yapısı ile tüm insansız hava araçlarına entegre edilebilir. Böylece ülkemizde ne kadar İHA sistemi üreten varsa dışa bağımlı GPS sistemine bağımlı kalmadan da sağlıklı uçuş gerçekleştirebilir.” Titra Teknoloji mühendislerince geliştirilen sistem, sürü İHA (insansız hava aracı) konseptiyle uyumlu mimarisi sayesinde platformların senkronize görevler gerçekleştirmesini destekliyor. Bu sayede operasyonel sahalarda görev bütünlüğü artıyor, aynı anda birden fazla platformun etkili biçimde kullanılması mümkün hâle gelebiliyor. Titra’nın geliştirdiği SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi’nin temel özellikleri arasında yüksek otonom, GPS bağımsızlık ve erişilebilirlik yer alıyor. Karmaşık görev ortamlarında dayanıklılık ve kesintisiz performans vadeden SEYYAH’ın güvenli, ve bağımsız olması ile birlikte ülkemizin otonom hava araçları alanındaki yetkinliğini ve ihracat potansiyelini artırması hedefleniyor. Küresel Konumlama Uydu Sistemi (GPS); ABD'nin GPS’i, Rusya'nın GLONASS’ı, Çin'in BeiDou’su ve Avrupa'nın Galileo sisteminden oluşuyor. Bu sistem, yer istasyonları ve uydu takımyıldızlarını kapsayan altyapısıyla hava araçlarına ve hava trafik yönetimi operasyonlarına destek sağlayan konum, seyrüsefer ve zamanlama (PNT) bilgilerini sunuyor. ​Bu alandaki dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla Titra Teknoloji tarafından başarıyla geliştirilen SEYYAH Görsel Seyrüsefer Sistemi, hem Türkiye’de hem bölgede savunma teknolojileri tarihinde önemli bir kilometre taşı olarak yerini almaya hazırlanıyor.

Sanmar'dan İtalya'ya Gelişmiş Römorkör Teslimatı: Boğaçay Sınıfı Dünya Sularında! Haber

Sanmar'dan İtalya'ya Gelişmiş Römorkör Teslimatı: Boğaçay Sınıfı Dünya Sularında!

Türk gemi inşa sanayinin globaldeki gururu Sanmar Tersanesi, teknolojik olarak en gelişmiş ve en çok satan Boğaçay Sınıfı römorkörlerinden birini İtalyan operatör RIMORCHIATORI NAPOLETANI'ye teslim etti. Sanmar bünyesinde BOĞAÇAY LXXVIII adıyla bilinen ikiz Z-tahrikli, dizel motorlu römorkör, yeni sahipleri tarafından PORTOSALVO olarak yeniden adlandırıldı. Köklü İş Birliğinin Yeni Meyvesi 1917 yılına uzanan köklü bir geçmişe sahip olan RIMORCHIATORI NAPOLETANI, halihazırda Napoli, Taranto, Bari ve Gaeta limanlarında çekme hizmetleri yürütüyor. Bu teslimat, iki şirket arasındaki uzun soluklu ve başarılı ortaklığın sekizinci römorkörünü işaret ediyor. Sanmar, daha önce de İtalyan operatöre yedi römorkör teslim etmişti. Bu teslimat aynı zamanda, 2025 ve 2026 yıllarında teslim edilecek dört kardeş gemiden oluşan serinin ilki olma özelliğini taşıyor. Serinin iki gemisi halihazırda onaylanmış durumda, diğer iki gemi için ise opsiyon bulunuyor. Bu durum, Sanmar'ın Boğaçay sınıfı römorkörlerinin uluslararası pazarda ne denli rağbet gördüğünü bir kez daha kanıtlıyor. Teknoloji, Verimlilik ve Çevre Dostu Tasarım PORTOSALVO, Sanmar'a özel, Kanada'nın ünlü deniz mimarlık firması Robert Allan Ltd'nin RAmparts 2400SX MK-II tasarımına dayanıyor. Bu tasarım, denizde seyreden gemilerin yanaşma ve manevra işlemlerinde optimum verimlilik sağlıyor. Römorkörün teknik özellikleri ise etkileyici: Toplam Uzunluk: 24.4 metre Genişlik: 12 metre En Az Kalıp Derinliği: 4.5 metre Seyir Draftı: Yaklaşık 5.45 metre Kıçtan Çekme Kuvveti (Bollard Pull): 70 ton Boş Hız: 12.5 knot Boğaçay sınıfı römorkörler, sürekli olarak en son teknolojilerden ve yeniliklerden faydalanarak gelişmeye devam ediyor. PORTOSALVO gibi en yeni versiyonlar, bugüne kadarki en çevre dostu modeller olarak öne çıkıyor. Çevreci özellikleri arasında, verimliliği en üst düzeye çıkarmak için yüksek standartta makine otomasyonu ve Tier III uyumlu ana motorlar bulunuyor. Mürettebat konforu da göz ardı edilmemiş. Altı kişiye kadar mürettebat kapasitesine sahip olan römorkörde, gemi içi gürültü seviyesi minimuma indirilmiş ve yüksek standartta yaşam olanakları sağlanmış. Sanmar Ticari Direktörü: "Boğaçay Serisi Rakipsiz" Sanmar Tersaneleri Ticari Direktörü Rüçhan Çıvgın, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "En yeni Boğaçay Serisi römorkörlerimiz performans, çok yönlülük ve verimlilik açısından rakipsizdir. Onları en çok satanlarımız yapan da bu faktörler ve çevreci özellikleridir. Serinin sürekli gelişmeye ve evrimleşmeye devam etmesi ve her römorkörün bireysel müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde değiştirilebilmesi, Boğaçay römorkörlerinin lider konumda kalmasını sağlamaktadır" dedi.

"Girişim 101" ile Teknoloji Odaklı Girişimler Buluştu Haber

"Girişim 101" ile Teknoloji Odaklı Girişimler Buluştu

Türkiye’nin 81 ilinde ve tüm ilçelerinde faaliyet gösteren en yaygın perakende zinciri A101, teknoloji odaklı girişimcilere destek vermek amacıyla hayata geçirdiği “Girişim 101” programının ilk buluşmasını 1 Temmuz 2025 tarihinde DOTSHUB’ta gerçekleştirdi. A101’in Tekno-Perakende vizyonu doğrultusunda düzenlenen etkinlikte; perakende teknolojileri, sürdürülebilirlik, CRM, satış sonrası hizmetler ve pazarlama gibi farklı alanlara odaklanan girişimler, projelerini A101 yöneticileri ve jüri üyelerine sunma fırsatı yakaladı. Etkinlik, teknoloji tabanlı çözümlerin perakende operasyonlarına entegre edilmesine yönelik potansiyel iş birliklerinin de zeminini oluşturdu. Jüri değerlendirmesi sonucunda üç girişimin ödüle layık görüldüğü Girişim 101 etkinliğinde, web ve mobil platformlarda dijital erişilebilirliği artırmaya yönelik çözümler geliştiren Binclusive girişimi, görme engellilere yönelik geliştirdiği erişilebilirlik entegrasyonlarıyla birinci seçildi. Yapay zeka destekli ürün tanıtım videoları üreten Cypien AI girişimi ikinci olurken, tüketici etkileşimi ve sürdürülebilirlik temelli dijital ürün deneyimleri sunan TheClico ise üçüncülük ödülünün sahibi oldu. A101 Ticaret ve Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Volkan Yıldız, etkinliğe ilişkin yaptığı açıklamada; “A101 olarak, Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren bir marka olmanın getirdiği sorumlulukla, teknolojiyi odağına alan yenilikçi çözümleri desteklemeye ve bu alanda güçlü iş birliği zemini oluşturmaya büyük önem veriyoruz. İş yapış biçimimizin temelini oluşturan Tekno-Perakende vizyonumuz doğrultusunda yalnızca kendi dijital dönüşümümüze değil, aynı zamanda girişimcilik ekosisteminin gelişimine, yerli girişimlerin desteklenmesine ve teknoloji üretme kapasitemizin artmasına da katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu vizyonun güçlü bir yansıması olan Girişim 101 programı ile, teknoloji odaklı girişimlerin perakende sektörüne entegre olmasını destekliyor; onlara görünürlük, test ortamı ve sürdürülebilir iş birlikleri için somut fırsatlar sunuyoruz. Ülkemizin yaratıcı potansiyelini temsil eden yenilikçi projelerle bir araya gelmekten ve onları süreçlerimize dahil etmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Etkinlik boyunca karşılaştığımız yaratıcı fikirler ve uygulamalar, sektörümüzün dönüşüm kapasitesini ve iş birliklerinin stratejik önemini bir kez daha ortaya koydu. Katılım sağlayan tüm girişimcilere teşekkür ediyor, ödüle layık görülen ekipleri gönülden tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı. A101 Pazarlama Müdürü Yeliz Yahşi Bilgiç ise, “Teknoloji odaklı projelere değer katmayı ve girişimcilerle birlikte dönüşmeyi önceliklendiriyoruz. Girişim 101, sadece ödül sunan değil; birlikte gelişim ve iş birliği sağlayan bir platform. Etkinlikte tanık olduğumuz yaratıcı fikirler, sektörün geleceği adına umut vericiydi.” değerlendirmesinde bulundu. A101, önümüzdeki dönemde de girişimcilik ekosistemine katkı sunmaya, yenilikçi projeleri desteklemeye ve sektöre değer katacak iş birlikleri geliştirmeye devam edecek.

Türk Şirketleri Dijital Dönüşümde Nelere Dikkat Etmeli? Küresel Devlerden İlham Veren Stratejiler Haber

Türk Şirketleri Dijital Dönüşümde Nelere Dikkat Etmeli? Küresel Devlerden İlham Veren Stratejiler

Günümüz iş dünyasında dijital dönüşüm, artık bir tercih değil, şirketler için hayati bir zorunluluk haline geldi. Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, rekabet avantajı sağlamak, müşteri beklentilerini karşılamak ve operasyonel verimliliği artırmak isteyen Türk şirketlerinin bu sürece stratejik bir yaklaşımla yaklaşması gerekiyor. Peki, küresel şirketlerin başarılı politikaları ışığında, Türk firmaları dijital dönüşüm yolculuklarında nelere dikkat etmeli ve neleri kazanabilirler? 1. Kültürel Dönüşüm ve Liderlik: Dijitalleşme Zihinlerde Başlar Dijital dönüşüm, sadece teknoloji yatırımı yapmak değildir; aynı zamanda bir zihniyet ve kültür değişimidir. Küresel devler, bu sürecin en tepeden başlaması gerektiğini çok iyi biliyor. Üst Yönetim Kararlılığı: Dijital dönüşüm projeleri, CEO ve yönetim kurulu üyeleri tarafından sahiplenilmeli ve açıkça desteklenmelidir. Google, Amazon gibi şirketler, dijitalin her süreçlerinin merkezinde olduğunu kültürel olarak benimsetmiştir. Çalışan Yetkinlikleri ve Adaptasyon: Çalışanların yeni teknolojilere adaptasyonu ve dijital becerilerinin geliştirilmesi için eğitim programları şarttır. Netflix, çalışanlarını sürekli öğrenmeye teşvik ederek esnek bir dijital kültür yaratmıştır. Türk şirketleri, bu konuda eğitimlere ve yetenek yönetimine yatırım yapmalı, çalışanlarını dönüşümün bir parçası haline getirmelidir. Değişim Yönetimi: Değişim direnci kaçınılmazdır. Şirketler, çalışanları değişime hazırlayan, endişelerini gideren ve sürece aktif katılımlarını sağlayan iletişim stratejileri geliştirmelidir. 2. Veri Odaklılık ve Yapay Zeka (AI): Kararlar Verilerle Alınır Veri, dijital dönüşümün "yakıtıdır". Küresel şirketler, veriyi stratejik bir varlık olarak kullanır. Veri Toplama ve Analiz: Müşteri davranışlarından operasyonel süreçlere kadar her alanda veri toplanmalı ve bu veriler analiz edilerek anlamlı içgörüler elde edilmelidir. Amazon, müşteri verilerini kullanarak kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri sunar ve lojistik süreçlerini optimize eder. Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi Entegrasyonu: AI ve makine öğrenimi, veriyi işleyerek tahminler yapma, süreçleri otomatize etme ve karar alma süreçlerini destekleme potansiyeli sunar. Türk firmaları, müşteri hizmetlerinden üretime, tedarik zinciri yönetiminden pazarlamaya kadar birçok alanda yapay zeka çözümlerini değerlendirmelidir. Veri Güvenliği ve Gizliliği: Veri odaklılık, aynı zamanda siber güvenlik ve veri gizliliğini (GDPR/KVKK uyumu) de beraberinde getirir. Müşteri güveni için bu alanlara yatırım yapmak şarttır. 3. Müşteri Deneyimi (CX) Merkezli Yaklaşım: Dijitalleşme Müşteri İçindir Dijital dönüşümün nihai amacı, müşteri deneyimini iyileştirmektir. Çok Kanallı (Omnichannel) Yaklaşım: Müşterilerinizle online ve fiziksel tüm temas noktalarında tutarlı ve kesintisiz bir deneyim sunun. Starbucks, mobil uygulaması, sadakat programları ve mağaza içi deneyimi sorunsuz bir şekilde birleştirir. Kişiselleştirme: Toplanan verilerle müşterilere özel ürünler, hizmetler ve iletişimler sunun. Bu, müşteri sadakatini artırır. Dijital Satış Kanalları ve E-ticaret: Perakendeden hizmet sektörüne kadar her alanda güçlü e-ticaret altyapıları ve dijital satış kanalları oluşturmak, küresel pazarlara açılmak için kritik öneme sahiptir. 4. Esnek ve Çevik Operasyonlar: Hız ve Adaptasyon Yeteneği Hızla değişen pazarlara uyum sağlamak için operasyonların esnek olması gerekir. Bulut Teknolojileri: İş süreçlerini buluta taşımak, maliyetleri düşürürken ölçeklenebilirlik ve erişilebilirliği artırır. Otomasyon: Tekrarlayan görevleri otomatize ederek insan kaynağını daha stratejik işlere yönlendirmek. Toyota'nın üretim süreçlerindeki otomasyonu buna iyi bir örnektir. Çevik Metodolojiler (Agile): Proje yönetiminde çevik yaklaşımlar benimsemek, değişen ihtiyaçlara daha hızlı yanıt vermeyi sağlar. Neleri Kaybediyorlar? Dijital dönüşümü ihmal eden veya yanlış yöneten Türk şirketleri, küresel rekabette önemli dezavantajlar yaşayabilir: Pazar Payı Kaybı: Hızla dijitalleşen rakiplere karşı pazar paylarını kaybetme riski. Müşteri Kaybı: Kötü dijital deneyim nedeniyle mevcut müşterilerini kaybetme ve yeni müşteri çekmede zorlanma. Operasyonel Verimsizlik: Eski sistemler ve manuel süreçlerle maliyetlerin artması, kar marjlarının düşmesi. Yetenek Çekmede Zorluk: Yeni nesil yeteneklerin dijitalleşmemiş şirketleri tercih etmemesi. Marka İtibarının Zedelenmesi: Çağın gerisinde kalan bir imajla markanın değer kaybetmesi. Türk şirketleri, dijital dönüşümü bir lüks değil, zorunluluk olarak görmeli, kapsamlı bir stratejiyle adım atmalı ve bu süreci bir yatırım olarak değerlendirmelidir. Küresel başarı hikayeleri, bu yolculukta atılacak her doğru adımın, gelecekteki rekabet gücünü belirleyeceğini göstermektedir.

KOBİ’ler Teknolojiye En Açık Segment Haber

KOBİ’ler Teknolojiye En Açık Segment

Ana işi teknoloji olmayan KOBİ’lerin dijitalleşme yolundaki en büyük yardımcıları da IAS gibi konusunda uzman, güvenilir ve tecrübeli bir yol arkadaşı. Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ'ler) tüm ekonomilerde girişimlerin yüzde 90'ından fazlasını temsil eder. Bu durum ülkemizde, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan rakamlara göre ise yüzde 95'in üzerinde. KOBİ'ler doğal olarak ülkedeki istihdamın da çoğunluğunu oluşturur. Ancak böylesi yoğun bir rekabet ortamında teknolojiyi en iyi kullanan ya da işine uyarlayan KOBİ’ler bir adım öne çıkmayı başarır. Sektörde 600 BT uzmanının katılımıyla yapılan bir KOBİ araştırmasının sonuçlarına göre, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yapay zekâ ve faydaları konusunda kurumsal şirketlere göre yatırıma daha yatkın olduklarını ortaya koyuyor. Aslında KOBİ’lerde çalışan BT profesyonellerinin büyük çoğunluğu (yüzde 95) üretken yapay zekaya güven duyuyor ve teknolojiden elde edilen gelir artışı için daha fazla fırsat olarak görüyor. Yeni üretken yapay zekâ teknolojisinin yükselişi, inovasyonu demokratikleştiriyor ve KOBİ’lerin daha eşit şartlarda rekabet etmesine olanak tanıyor. Araştırma, KOBİ’lerin yapay zekayı benimseyerek halihazırda daha derin iş içgörüleri elde ettiklerini, gelirlerini artırdıklarını ve müşteri deneyimlerini iyileştirdiklerini gösteriyor. Teknoloji ile dijital dönüşümün kapısını açın IAS; teknolojik anlamda ERP, IoT, büyük veri, iş zekâsı, bulut bilişim, yapay zekâ gibi alanlarda yenilikçi çözümlerle tüm iş ortaklarına destek oluyor. Kurulduğu 1989 yılından bu yana 35 yılı geride bırakmaya hazırlanan IAS, başta ERP olmak üzere geliştirdiği yenilikçi teknolojilerle dijital dönüşüme yatırım yaparak hem yerel hem de küresel rekabette bir adım öne çıkmayı hedefleyen KOBİ’lerin yol arkadaşı olmayı sürdürüyor. Özellikle Türk KOBİ’lerinin inovasyonu ve büyümeyi sağlamak için yapay zekâ teknolojilerinden yararlanma konusunda çok iyi bir konumda olduklarına vurgu yapan IAS CKO’su Celal Bilgin, “Çeşitli araştırma sonuçları da gösteriyor ki KOBİ’lerimiz teknoloji kullanımı konusunda hem hevesli hem de teknolojinin getireceği faydalar anlamında da bilinçli. Ancak buradaki en kritik nokta KOBİ’lerin dijitalleşme yolunda seçtikleri iş ortaklarının ne denli yetkin olduğu. Ülkemizin en büyük ERP firması IAS Türkiye olarak perakende sektöründeki en küçük KOBİ’den uluslararası otomotiv devine kadar birçok işletmeye teknoloji desteği sunuyoruz ve özellikle firmaların süreçlerini yönetmede ihtiyaç duydukları teknolojiyi hazır olarak sunup iş ortaklarımızın rekabetçi piyasa koşullarına adapte olmasını sağlıyoruz” dedi.

Turkcell Gençlerin Geleceğine Yatırım Yapıyor Haber

Turkcell Gençlerin Geleceğine Yatırım Yapıyor

Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji markası Turkcell’in düzenlediği “Yarının Teknoloji Liderleri” yarışmasında kazanan projeler belli oldu. Bölüm fark etmeksizin, Türkiye’nin dört bir yanından katılan lisans öğrencilerinin, yenilikçi teknoloji projelerini hayata geçirme fırsatı bulduğu yarışma, “İnsan için Teknoloji”, “Sürdürülebilirlik ve Çevre için Teknoloji” ve “Dijital Çözümler ve Yenilikçi Teknolojiler” olmak üzere 3 ayrı kategoride düzenlendi. Toplam 400’den fazla projenin başvuru yaptığı yarışmada kazanan projeler, Zorlu PSM’de düzenlenen ödül töreninde açıklandı. Farklı üniversitelerden rektörlerin, akademisyenlerin ve Turkcell Yönetim Kurulu Üyelerinin bulunduğu törene, T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın ve çok sayıda davetli katıldı. T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır törende yaptığı konuşmada; “Bugünün dünyasında siyasi bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla, ekonomik bağımsızlık da teknolojik bağımsızlıkla mümkün. Bu anlayışla Türkiye'nin kritik teknolojilerde, kimseye muhtaç olmaksızın kendi ihtiyaçlarını, kendi imkân ve kabiliyetleri ile karşılayabilen bir ülke olması adına gayret gösteriyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye'nin yüksek katma değerli ürün ve hizmetlerle, küresel ticarette daha fazla söz sahibi olması ve elbette Türk milletinin daha müreffeh olması yolculuğudur” mesajı verdi. “Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda, geleceğimize yatırım yapmaya devam edeceğiz” Törende konuşan ve gelişen teknolojiye bağlı olarak dünyanın bir çağ değişimine tanıklık ettiğine değinen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç da şöyle dedi: “Gençler arasında yazılım, yapay zekâ ve dijital dönüşüm teknolojilerine olan ilgi hızla artıyor. Turkcell olarak, gençlerimizin yarını şekillendiren fikirlerini hayata geçirebilmelerini, teknoloji ekosistemine ve topluma katkı sağlamalarını önemsiyoruz. Ülkemizin geleceğine dair vizyonumuzun bir yansıması olan ‘Yarının Teknoloji Liderleri’ yarışması ile ihtiyaç duydukları desteği vererek, onları yarının dünyasına hazırlıyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda, gençlerin yanında olmaya, rehberlik etmeye ve geleceğimize yatırım yapmaya devam edeceğiz.” Bu yıl ilk kez düzenlenen yarışmanın gördüğü yoğun ilgiden memnun olduklarının altını çizen Koç, “Türkiye Yüzyılı yolunda ilerlerken, teknolojinin dönüştürücü gücünü, ekosistemin farklı katmanlarında değer sağlayacak şekilde kullanmaya kararlıyız. Tüm katılımcıları ve kazanan ekipleri yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi. Başarılı projelere toplam 2 milyon 350 bin TL ödül Türkiye genelinde 55 farklı ilden gelen başvurularla büyük ilgi gören Yarının Teknoloji Liderleri yarışmasına, 130 farklı üniversiteden toplam 406 proje başvuru gerçekleşti. En fazla başvuru 21 projeyle İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelirken, onu 13 başvuruyla Yıldız Teknik Üniversitesi takip etti. Kategorilerinde birinci olan projeler 500 bin TL, ikinciler 300 bin TL, üçüncüler ise 150 bin TL para ödülünün sahibi oldu. Ödül kazanan projeler: “Dijital Çözümler ve Yenilikçi Teknolojiler” kategorisinde birincilik ödülü, anime, manga, çizgi-film ve çizgi-roman gibi çizgi dünya içeriklerinin üretiminde karşılaşılan problemleri yapay zekâ tabanlı web ve mobil platform aracılığıyla çözmeyi hedefleyen platform Evoars’ın oldu. Çağrı merkezi süreçlerinde verimliliğini artırmayı amaçlayan şirketlere, özelleştirilmiş AI Voice Agent platformu geliştirmeyi hedefleyen ScaleCall AI projesi ikinci olurken, kategorinin üçüncülük ödülü Tagora projesine verildi. Büyük dil modellerinin eğitiminde insan kalitesini artırmayı amaçlayan Tagora, alanında uzman profesyonellerin gerçek hayat senaryolarına dayalı girdileri ve detaylı geri bildirimleriyle yapay zekâ sistemlerinin güvenilir sonuçlar üretmesine katkı sağlamayı hedefliyor. “Sürdürülebilirlik ve Çevre için Teknoloji” kategorisinde birincilik ödülü, binalarda ve araçlarda enerji verimliliğini artırmayı amaçlayan akıllı cam çözümü “Enerji Verimli Akıllı Cam Tasarımı” projesine gitti. İkinciliği, batarya teknolojilerinde dayanıklılığı artırmaya odaklanan “Modüler Batarya Sistemleri (MBS)” alırken, bu kategorinin üçüncüsü tarımsal üretimde su ve gübre kullanımını optimize eden sensör tabanlı akıllı yönetim sistemi ARDV projesi oldu. Belirlenen kriterlere göre “İnsan için Teknoloji” kategorisinde bu yıl birincilik ödülü verilmezken, ikincilik ödülünü stres yönetimi, uyku bozuklukları ve kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen termal bileklik cihazı “SerenTra” projesi aldı. Üçüncülük ise akciğer kanserini yapay zekâ ile erken teşhis etmeyi hedefleyen “İnternetten Hastaneye” projesinin oldu. Kapsamlı eğitimler Proje kapsamında, alanında uzman isimlerin katılımıyla düzenlenen ve herkesin katılımına açık canlı webinar’lar ile 1200’ün üzerinde katılımcıya ulaşıldı. Ayrıca, ücretsiz eğitim programlarıyla 1000’in üzerinde genç, teknoloji ve girişimcilik alanında kendilerini geliştirme fırsatı yakaladı. Katılımcılar teknoloji trendlerinden girişimciliğe, proje geliştirmeden sunum tekniklerine kadar birçok alanda yetkinliklerini artırdı. Yapay zekâdan sürdürülebilirliğe uzanan konu başlıklarıyla hem teknik bilgi hem de vizyon kazanan gençler, yarışma sürecine donanımlı bir şekilde hazırlandı. Çeyrek finale kalan projelere özel olarak 90 saatlik bire bir mentorluk programı da sağlandı. Katılımcılar mayıs ayı içerisinde jüriye projelerini sundu. Yarışmanın jürisinde, Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mesut Güner, TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Şeref Oğuzhan Öztürk, Tazi AI Kurucu Ortağı, Prof. Dr. Zehra Çataltepe, TUSAŞ Kurum İçi Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Şefi Dr. Onur Jane, Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın yanı sıra Turkcell’in İnsan ve İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu ve Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Vehbi Çağrı Güngör yer aldı.

Çevreci Teknolojilere Yeni Bir Yatırım Daha Haber

Çevreci Teknolojilere Yeni Bir Yatırım Daha

Avrupa Komisyonu’ndan üç kez “Mükemmeliyet Mührü” kazanmış patentli BioGuy II cihazıyla dünya genelinde sürdürülebilir çevre teknolojileri üreten Baktek, Pragma Capital Partners’ın (PCP) Teknoloji Fırsatları Fonu’ndan ikinci kez yatırım aldı. Yeni tura PCP Danışma Kurulu Üyesi ve VANSAN eski CEO’su Murat Can Ertöz ile milli havacılık ve savunma sanayi teknolojisinin öncü kuruluşu Baykar’ın Genel Müdürü Haluk Bayraktar da katıldı. Yatırıma ilişkin değerlendirmede bulunan Bak-Tek CEO’su Alp Taşan, şu ifadeleri kullandı: “Çevre teknolojileri alanında sürdürülebilir çözümler sunan lider ürünümüz BioGuy II’den sonra, yeni yatırımla birlikte big datayı kullanarak izlenebilir veriler sunan yeni çözümlere odaklanacağız. Öte yandan yeni pazarlardaki büyümemizi hızlandıracak yüksek etkili ürünlerimizin daha geniş coğrafyalarda operasyonel büyümesine katkıda da bulunacak.” “Bu güçlü ekiple işbirliğimizi derinleştirmekten mutluyuz” PCP Yönetici Ortağı Özlü Yalaza, yeni yatırım hakkında şunları söyledi: “Bak-Tek’in geliştirdiği teknoloji çözümleri, yalnızca Türkiye’de değil küresel pazarda da büyük ilgi görüyor. Yeni ürünlerin Ar-Ge süreçlerini hızlandırmak ve uluslararası büyümeyi desteklemek adına Alp Taşan liderliğindeki bu güçlü ekiple işbirliğimizi derinleştirmekten memnuniyet duyuyoruz.” BioGuy II ile yıllık “142 ton” karbon ayak izi sıfırlandı Bak-Tek, atık suyun yeniden kullanımı, karbon ayak izinin azaltılması ve minimum enerji ile maksimum verim hedefleri doğrultusunda yürüttüğü inovatif çalışmalarıyla yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. 2023’te PCP’den yatırım alan şirket, bu başarının ardından PCP Teknoloji Fırsatları Fonu ile Murat Can Ertöz ve Haluk Bayraktar’ın katılımıyla yeni bir yatırım turunu daha tamamladı. Bak-Tek, ticarileştirdiği BioGuy II teknolojisi geleneksel atık su arıtma sistemlerindeki yüksek enerji tüketiminin önüne geçiyor, fabrikalarda yıllık yaklaşık 142 tondan fazla karbon salımının önüne geçerek sürdürülebilirlik anlamında önemli bir çevresel etki yarattı. Otelcilik sektöründe ise atık bertaraf maliyetlerini optimize ediyor, atık suyun dönüştürülerek bahçe sulamada yeniden kullanımına olanak sağlıyor. Bu teknoloji, yakın gelecekte yaşanması öngörülen su kıtlığına karşı da alternatif bir çözüm olarak öne çıkıyor. Şirketin ana ürünlerinden BioGuy II otellerden fabrikalara, AVM’lerden evsel atık arıtma sistemlerine kadar farklı sektördeki alanlarda atık suyu arıtmak için kullanılıyor. Zoi Environmental Technologies iştirakiyle birlikte Bak-Tek çözümlerini, şu anda Türkiye, Slovenya, Mısır, Avrupa Birliği ülkeleri ve Körfez bölgesindeki pazarlarda başarıyla müşterileriyle buluşturuyor. Suyun ortak değer olarak önem kazandığı ve kaynakların hızla azaldığı günümüzde, pazardan aldığı talepler de her geçen gün artıyor.

NETAŞ ve Turkcell'den İş Birliği Haber

NETAŞ ve Turkcell'den İş Birliği

Netaş, yeni nesil işlemcileri Turkcell'in Telco Cloud altyapısına entegre ederek bu işlemcilerle ağ performansını, enerji verimliliğini ve ölçeklenebilirliği artırarak Turkcell'in dijital dönüşüm hedeflerine uygun olarak esnekliği artırıyor ve üretici bağımlılığını azaltıp Turkcell ağının ön saflarda kalmasını sağlıyor. Yeni nesil SmartNIC’ler’in kullanımı sayesinde altyapıda daha hızlı veri aktarımı, 5G için düşük gecikme, kritik IoT ve yapay zeka destekli uygulamalar için güçlü destek sağlanmaktadır. Bu iyileştirmeler ile 2U raf ünitesinde 900 Gbps işlem hacminin başarılı bir şekilde gösterilmesi sağlanmış olup verimlilik ve ölçeklenebilirlik vurgulamış oldu. Netaş, gelişmiş sunucuları üzerinde farklı yetenekleri de tanıtıyor. Yeni geliştirilen 100G optik dönüştürücülerde hassas termal izleme ve akıllı fan güç kontrolü sayesinde bölgesel ısı sorunları ele alınıyor ve gelişmiş performansla beraber akıllı fan hızı ayarlamalarından yararlanılarak %10 enerji tasarrufu sağlıyor Netaş tarafından yeni tanıtılan 1U kompakt sunucu yapılandırması, Turkcell’in gelecekteki uç bilişim uygulamaları için tasarlandı. Bu teknoloji ile beraber gerçek zamanlı analiz, içerik dağıtımı ve IoT ağ geçitleri de dahil olmak üzere hizmet yelpazesini geliştirme, müşteri deneyimlerini iyileştirme ve telekomünikasyon pazarında rekabet avantajının korunması sağlanmış oldu. Netaş, Turkcell'in yerel üretimi önceliklendirme stratejisiyle uyumlu olarak İstanbul tesisindeki üretim kapasitesini iki katına çıkardı. NETAŞ, yerel üretime odaklanarak ve küresel tedarik zinciri bağımlılıklarını en aza indirerek Turkcell’in altyapı ihtiyaçlarının daha hızlı dağıtımını sağlayıp yerel üretime katkı sağlamış oldu. Bu çalışmalar Türkiye'nin teknolojide üstünlük vizyonunu da desteklemiş olup yerel kaynaklı bileşenlerin kullanımı ile ülkenin teknoloji liderliğinin güçlendirilmesi sürdürülmektedir. Kilometre Taşlarından Görüşler "NETAŞ ile olan iş birliğimiz, Turkcell’in dijital dönüşüm yolculuğunda kritik bir rol oynuyor." Turkcell Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. V. Çağrı Güngör, "Yeni nesil işlemcilerin, gelişmiş ağ kartlarının (NIC) ve yenilikçi sunucu özelliklerinin entegrasyonu, ağımızın güçlü, ölçeklenebilir ve geleceğe hazır kalmasını sağlıyor. Ayrıca, yerlileştirme çalışmalarını desteklemekten gurur duyuyoruz. Bu çabalar, kendi kendine yetebilen ve teknolojik olarak ileri bir Türkiye vizyonumuzla birebir örtüşüyor." dedi. "NETAŞ olarak, müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için en ileri sunucu çözümlerini sunmaya kararlıyız." NETAŞ Telekom İş Birimi Genel Müdürü Bülent Elönü, "Turkcell ile olan iş birliğimiz, inovasyonun ve yerlileştirmenin gücünü kanıtlıyor. Üretim kapasitemizi genişleterek ve en yeni teknolojileri entegre ederek yalnızca Turkcell’in büyümesini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığına da katkıda bulunuyoruz." dedi.

Hitit, 2024’ü 34,2 milyon dolar gelir, yüzde 40 FAVÖK marjı ile kapadı Haber

Hitit, 2024’ü 34,2 milyon dolar gelir, yüzde 40 FAVÖK marjı ile kapadı

Hitit teknolojileri ile operasyonlarını sürdüren havayolu şirketlerinin Hitit’e yolcu hacimleri katkısı bir önceki yıla göre %61 artış göstermiş olup, 2024 yıl sonu itibarıyla Hitit çözümleri üzerinden hizmet verilen veya uçuş düzenlenen havalimanı sayısı 160 ülkede 850 havalimanına ulaştı. Hitit, kendine özel hizmet yapısı ve yenilikçi teknolojileri ile alanında Avrupa ve Afrika’nın ikinci, dünyanın ise en büyük üçüncü şirketi olmanın yanı sıra, havacılık sektöründe önümüzdeki yılların en önemli teknolojik dönüşümü olması beklenen “Havayolu Perakendeciliği” konusunda da dünyada lider durumunda. 4 Mart 2025, İstanbul - Havayolu ve seyahat teknolojileri alanında Türkiye’nin tek teknoloji ihracatçısı olan Hitit (HTTBT) denetimden geçmiş 2024 yılı bilançosunu açıkladı. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Hitit, 2024 yılında yüzde 34 büyüyerek cirosunu 34,2 milyon dolara ulaştırdı. Aynı dönemde 13,7 milyon dolar faiz, amortisman ve vergi öncesi kar (FAVÖK) elden eden şirketin FAVÖK marjı ise yüzde 40 olarak gerçekleşti. Satışlarının yüzde 78’ini döviz, yüzde 22’sini TL bazında kazanan şirketin yurt dışı / yurt içi porsiyonu ise, sırasıyla yüzde 65’e yüzde 35 olarak gerçekleşti. En Çok Tercih Edilen IT Sağlayıcısı 30. yılını tamamladıkları 2024 yılında 50 ülkelik bir satış ağına sahip olmanın gururunu yaşadıklarını bildiren Hitit Genel Müdürü Nevra Onursal Karaağaç, aynı zamanda dünyanın en büyük bağımsız havayolu teknolojileri araştırma firması tarafından yapılan bir araştırmada, Asya-Pasifik, Güney Amerika ve Karayipler bölgelerindeki startup havayolları arasında en çok tercih edilen teknoloji sağlayıcısı olduklarını belirtti. Karaağaç, 72 havayolu Partnerinin yanısıra, 850’nin üzerinde havalimanında teknolojileri kullanılan Hitit’in ulusal ve uluslararası platformda büyümesini her yıl düzenli olarak sürdürdüğünü belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yıl içinde kullanıma geçerek gelir üretmeye başlayan AJet de dahil olmak üzere, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya’da toplam 16 kurulum projesini tamamladık. Altı kıtada süren operasyonlarımız sayesinde 250 milyarın üzerinde satış sorgusu gerçekleşti. 85’ten fazla ödeme sistemine entegre yazılımlarımız, yaklaşık 8,5 milyar dolarlık satışa aracılık etti ve ayrıca 30 bini aşkın satış acentesine erişim sağlandı.” Bu önemli başarıların arkasında Hitit’in 30 yıl içinde inşa ettiği ve gittikçe büyüyen paydaşları ile oluşturdukları ekosistemin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu belirten Karaağaç; “Hitit 2024 yılında Türkiye’nin En Mutlu Yazılım Şirketi ünvanını kazandı. Partnerlerimiz, çalışanlarımız, paydaşlarımız ve yatırımcılarımız ile birbirine değer veren ve değer katan büyük bir aile haline geldik. Sürdürülebilir bir temelde çevreye ve topluma katkılarımızla, ülkemizde ve yurt dışında dikkat çekiyoruz. Bu paraleldeki çalışmalarımız ile 2024’te Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi’ne dahil olmayı başardık. Aynı zamanda BİST Katılım Endeksi’nde de işlem görmekteyiz” dedi. Yenilikçi Teknoloji Yatırımlarına Devam Hitit’in sektöründeki iddiasını korumak için teknoloji yatırımlarına devam ettiklerini kaydeden Hitit Mali İşler ve Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezer Tuğ Özmutlu ise, 2024 yılında maliyetleri azaltıcı, gelirleri artırıcı etkisi planlanan toplam 20 milyon dolara yakın Arge & Capex yatırımı yaptıklarını vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Yeni nesil Teklif ve Sipariş Sistemi (OOMS) ve NDC v21.3 standartları alanında IATA Havayolu Perakendecilik Olgunluğu (ARM) Endeksine göre tüm rakipleri geride bırakarak dünya birincisi olmamızın yanı sıra 2025 yılında hayata geçmesi hedeflenen kavram kanıtı (PoC) çalışmalarına da başladık. Geçtiğimiz yıl genişlettiğimiz uzman ekip ve altyapı yatırımları ile hızlandırılan AI projeleri sonucunda gerçek zamanlı fiyatlandırma ve kişiselleştirilmiş tekliflendirme kabiliyetine ilişkin yazılımı partnerlerimizin hizmetine sunduk. Operasyonel ve diğer alanlardaki AI projelerimiz ise devam ediyor. Yine geçtiğimiz yıl başladığımız Acente Dağıtım Sistemleri (ADS) çözümlerinde OOMS paralelinde yeni teknik kabiliyetler, kurumsal seyahat için gereken işlevler ve havayolu ürünleri dışında otel / transfer / araç kiralama entegrasyonları geliştirildi. İçerik tedariği tarafında ise Türk Hava Yolları devreye alınarak 200 ülkede 170 havayolunu barındıran APG Network de dahil olmak üzere yeni içerik dağıtım anlaşmaları imzalandı. Güçlü nakit durumumuz, yeni yatırımları hızlıca devreye almamızı sağlıyor. 2024 yıl sonu itibarıyla şirketin nakit ve nakit benzerleri toplamı 12,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönem için kiralama yükümlülükleri ve krediler hariç net nakit tutarı ise, 7,3 milyon dolar seviyesinde oldu.” Yıl Sonu Büyüme Hedef Öngörüsü Yüzde 33 – 38 Bandında Şirket, büyüme stratejisi doğrultusunda yatırımlarına devam edeceğini kaydeden Özmutlu, 2025 sonu itibarıyla ciroda dolar bazında yüzde 33 - 38 aralığında büyüme ile birlikte, FAVÖK’te yüzde 43 – 48 aralığında, net karda ise yüzde 25-30 aralığında marj öngördüklerini ifade etti. Özmutlu, 2025 yılında yatırım / ciro oranını ise yüzde 30 -35 aralığında beklediklerini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.