Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Teknoloji

Kapsül Haber Ajansı - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hyundai, Hidrojen Yakıt Hücresi için Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor Haber

Hyundai, Hidrojen Yakıt Hücresi için Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek. Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek. Temel Teknolojilerde İlerleme Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor: Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır. Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir. Gelişmiş Üretim Platformu Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor. Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak. Hidrojen Ekosistemini Genişletmek Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek. Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor. Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor. Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor. Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 Siemens ve NVIDIA, Yapay Zekâ Çağında Üretim İçin Yeni Ürün Gamını Vitrine Çıkardı Haber

 Siemens ve NVIDIA, Yapay Zekâ Çağında Üretim İçin Yeni Ürün Gamını Vitrine Çıkardı

Siemens ve NVIDIA, Washington D.C.'de düzenlenen NVIDIA GTC'de (GPU Teknoloji Konferansı) Siemens Xcelerator portföyü için geliştirilmekte olan yeni teknoloji ürün yelpazesini tanıttı. Bu demo, mühendislerin yakında geleceğin fabrikaları için en gelişmiş ve doğru dijital ikizleri nasıl hızlı bir şekilde tasarlayabileceklerini, optimize edebileceklerini ve yönetebileceklerini ortaya koydu. Siemens Xcelerator ve NVIDIA Omniverse arasındaki entegrasyondan beslenen bu teknoloji, 3B görselleştirme, simülasyon ve fabrika verilerini tek bir birleşik, sürükleyici ortamda bir araya getirecek yeni ve son derece gerçekçi bir dijital ikizi destekleyecek. Bu dönüm noktası, Siemens'in endüstri için yeni inovasyon, iş birliği ve sürdürülebilir değer yaratma seviyelerine ulaşmak üzere gerçek ve dijital dünyaları sorunsuz bir şekilde birleştirme vizyonu olan endüstriyel metaverse'ü gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adım oluşturuyor. Günümüzde imalat sanayi, önemli yatırımlar ve ileri teknolojilerin hızla benimsenmesiyle küresel bir dönüşüm geçiriyor. Bu değişimi desteklemek amacıyla Siemens ve NVIDIA, endüstriyel yapay zekâ devrimini hızlandırmak için ortaklıklarını pekiştirerek dünya çapında daha akıllı, enerji verimliliği daha yüksek fabrikaların geliştirilmesine olanak sağlıyor. Halen üzerinde çalışılmakta olan bu gelişmiş dijital ikiz yazılımı, yapay zekâ çağı için özel olarak tasarlanmış yeni bir Siemens teknoloji yığınının parçası olacak. Yazılım, üreticilerin sadece dünyanın en gelişmiş fabrikalarını inşa etmesine değil, aynı zamanda bu fabrikaları sürekli olarak optimize etmesine de olanak sağlayacak. Bu teknoloji; planlama ve mühendislik çalışmalarıyla operasyonları hızlandırmak için kullanılacak. Böylece tasarım ve operasyonun her aşamasında büyük ölçekli simülasyonları, yapay zekâ odaklı iş akışlarını ve güvenilir, veriye dayalı karar alma süreçlerini mümkün kılacak. Siemens, GTC'deki demosunda bu yeni teknoloji yığınının müşterileri gelişmiş fabrikalarının tasarım aşamasından işletme aşamasına kadar nasıl destekleyebileceğini gösterdi. Bu yeni teknolojinin en önemli işlevlerinden biri, müşterilerin bina altyapılarını ve üretim hatlarını tek bir mühendislik ortamında bir araya getirebilmesidir. Bu işlev, en verimli tasarımı bulmak amacıyla yüzlerce potansiyel fabrika yerleşimini simüle etmek için yapay zekadan faydalanılmasını da içeriyor. Mühendisler bu yeni teknoloji yığınını kullanarak bu tasarım ve simülasyonu günler veya haftalar değil, saatler içinde yapabilecekler. Bu işlemin ardından müşteriler, fabrikalarının fotogerçekçi ve fizik tabanlı modellerini oluşturabilecek. Bu ortak çalışma, müşterilerin daha akıllı, daha verimli fabrikalar, ürünler ve yapay zekâ veri merkezleri tasarlamalarına yardımcı olmak için Siemens'in üretim ve endüstriyel teknoloji alanındaki derin uzmanlığını NVIDIA'nın grafik işleme alanındaki lider teknolojisiyle bir araya getiriyor. Siemens Yönetim Kurulu Üyesi, Teknoloji ve Strateji Başkanı Peter Koerte, "Endüstriyel inovasyon daha önce görülmemiş bir hızda ilerliyor. Siemens ve NVIDIA güçlerini birleştirerek bu sürece öncülük ediyor. Endüstriyel yapay zekâ, dijital ikizler, otomasyon ve bina teknolojileri alanlarındaki güçlü yönlerimizi birleştirerek, endüstriyel metaverse'i ve bununla birlikte yeni nesil fabrikaları ve yapay zekâ veri merkezlerini hayata geçiriyoruz. Artan küresel talebi karşılamak ve endüstrinin geleceğini şekillendirmek için gereken verimliliği, gücü, ölçeklenebilirliği ve zekâyı da ortaya koyuyoruz." NVIDIA Omniverse ve Simülasyon Teknolojisi Başkan Yardımcısı Rev Lebaredian ise "Dijital ikizler, tek bir donanım parçası bile kurulmadan önce tüm üretim hatlarının simülasyonunu ve optimizasyonunu, robotik sistemlerin ise sanal olarak eğitilmesini mümkün kılarak kendilerine endüstriyel yapay zekâ çağında çok önemli bir yer edindiler. Siemens ile iş birliğimiz, NVIDIA Omniverse'ü üretimin merkezine yerleştirerek konseptten işletmeye kadar tüm fabrika yaşam döngüsünü hızlandırmak için kritik platform kabiliyetleri sağlıyor" diye konuştu. Günümüzde üreticiler; karmaşık süreçlerin üstesinden gelme, üretimi hızlandırma ve enerji verimliliğini artırma konularında benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıyakalıyor. Bu yeni teknoloji, bir fabrikanın dijital ikizini oluşturmak ve bu ikizle etkileşim kurmak için kolaylaştırılmış, sezgisel bir ortam sağlayarak söz konusu zorlukları giderecek. Örneğin, bir yarı iletken üreticisinin mevcut bir tesiste son derece karmaşık bir üretim sürecini yönetirken üretimi artırmak için yeni bir fabrika hattı kurması gerekebilir. Bu yeni araç sayesinde mühendisler, mevcut fabrika binası içindeki farklı yerleşim düzenlerini hızlı bir şekilde simüle ederek en verimli konfigürasyonu belirleyebiliyor ve üretimin artırılmasına kadar geçen süreyi kısaltabiliyor. Siemens, üretimden akıllı operasyonlara ve bina ortamına kadar çipten şebekeye tüm altyapı değer zincirindeki her bir halkayı birbirine bağlayacak uzmanlığa sahip bulunuyor. Bu uçtan uca yetenek, Siemens ve NVIDIA'nın portföylerini bir araya getirerek endüstriyel müşteriler için verimlilik, ölçeklenebilirlik ve inovasyon sağlayan gerçek anlamda entegre çözümler sunmalarını sağlıyor. Siemens teknolojisi ister sıfırdan bir tesis inşa etmek ister mevcut bir tesisi yenilemek için, güç, soğutma, bilgi işlem ve bina sistemlerinin birleşik bir bütün olarak çalışmasını sağlar. Operatörler simülasyondan ve yapay zekâ destekli otomasyondan faydalanarak tesisleri yıllar değil, aylar içinde optimize edip ölçeklendirebiliyor. Böylece performansı artırabilir, enerji verimliliğini yükseltebilir ve kapasitelerini geleceğe hazır hale getirebiliyor. Bu yaklaşım, hızlandırılmış bilgi işlem ve akıllı depolamadan enerji tasarruflu soğutma seçeneklerine kadar yapay zekâ altyapısı için yeni bir mükemmellik standardı belirleyecek, çoklu üretim yapabilen, gigawatt ölçekli yapay zekâ fabrikası kurulumları konusunda yakın zamanda duyurulan NVIDIA Omniverse DSX Blueprint ile uyumludur. Siemens ve NVIDIA ayrıca hem GPU üretimini hem de yapay zekâ veri merkezi altyapısının optimizasyonunu geliştirmek üzere iş birliği yaparak endüstriyel zekanın geleceği için ölçeklenebilir, verimli çözümler sunuyor. Siemens, GPU ve yapay zekâ veri merkezi iş ortaklarını elektronik tasarım otomasyonu ve fabrika otomasyon kontrolörlerinden beyaz alan soğutma optimizasyonu ve dayanıklı bina sistemlerine uzanan geniş bir yelpazede destekleyerek; - Yeni yapay zekâ fabrikalarını hızla çevrimiçi hale getirmelerini, - Herhangi bir GPU yükseltmesi için işlemleri yeniden yapılandırmalarını, - Gelişmiş simülasyon ile gücü ve soğutmayı optimize etmelerini, - Çalışma süresine yönelik tehditleri öngörerek çözmelerini, enerji verimliliğini artırmalarını ve tedarik zinciri esnekliğini güçlendirmelerini sağlıyor. Siemens ve NVIDIA, üreticileri ve veri merkezi operatörlerini gelişmiş, enerji tasarruflu altyapı ile destekleyerek yapay zekâ yeteneklerinin gelişimini hızlandırıyor. Bu iş birliği daha akıllı, daha güçlü bir dijital temel oluşturuyor, inovasyonu mümkün kılıyor, ekonomik fırsatları teşvik ediyor ve yapay zekanın faydalarının dünya genelinde yaşamları ve toplumları iyileştirmek için kullanılabilmesini sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu Haber

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu

BTSO Ekim Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantının özel oturumuna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Milletvekilleri Refik Özen ve Emine Yavuz Gözgeç, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve protokol üyeleri ile BTSO Meclis Üyeleri katıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, konuşmasına Cumhuriyetin 102’nci yaşını kutlayarak başladı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında birkaç küçük atölyeyle başlayan üretim yolculuğunun bugün bu topraklardaki emeğin 200’den fazla ülkeye taşındığı güçlü bir kalkınma öyküsüne dönüştüğünü belirten Başkan Burkay, “Bu yükselişte Bursa her zaman öncü bir rol üstlendi. Ekonomi tarihimizin birçok dönüm noktası, Bursa’nın ufku, girişimci ruhu ve çalışkan insanlarının gayretiyle şekillendi. Bizler de bu büyük mirası çok daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışıyoruz.” dedi. “Türkiye Yüzyılı Şehirlerin Enerjisiyle Yükselecek” Türkiye Yüzyılı olarak tanımlanan dönemin devletlerden çok şehirlerin enerjisiyle yükselecek bir çağ olduğunu ifade eden Başkan Burkay, “Bu çağın üretim gücü, teknoloji üssü ve yenilik merkezi ise işte burada, Bursa gibi şehirlerden yükselecektir. Bu çatı altında aldığımız kararlarla Bursa’da üretim gücümüzün, ticaret kültürümüzün ve sanayimizin köklü birikimini yeni ufuklara taşıyoruz. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz, geleceği bugünden inşa eden bir anlayışla çalışıyoruz. Bütün bu çabalarımızın tek bir amacı var, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize güçlü bir Türkiye bırakmak.” ifadelerini kullandı. “Hepimizin Ortak Sorumluluğu Var” Araştıran, sorgulayan, milli ve manevi değerlerine bağlı, aynı zamanda yeniliğe açık bir nesil yetiştirmenin en büyük sorumluluk olduğunu kaydeden Burkay, 2000 yılında nüfusun neredeyse yarısının 25 yaşın altında olduğunu, bugün bu oranın yüzde 38’lere kadar gerilediğini vurguladı. Bu tablonun aslında geleceğe dair çok ciddi bir uyarı anlamına geldiğine dikkat çeken Başkan Burkay, “Bu eğilim tersine çevrilmezse, üretimden eğitime, istihdamdan sosyal politikalara kadar her alanda önemli zorluklarla karşı karşıya kalabiliriz. Gençlerimiz bilgiye ulaşmanın kolaylığını yaşarken, kimlik algılarını zedeleyen ve değer dünyalarını aşındıran içeriklerle de karşı karşıyadır. Bu sessiz tehlike, toplumumuzun en derin damarlarını hedef almaktadır. Bu nedenle güçlü bir gelecek inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğu.” dedi. “Aile Olmadan Güçlü Bir Gelecekten Söz Edemeyiz” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, güçlü aile olmadan güçlü bir gelecekten de söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ilan edilen “Aile Yılı” ülkemizin toplumsal direncini güçlendiren, değerlerimizi merkeze alan önemli bir bakış açısıdır. Aile, bizim için bir kavramdan çok daha fazlasıdır. Aile, milletimizin en sağlam kalesi, kültürümüzün en derin köküdür. Aile güçlü olursa toplum da güçlü olur; aile zayıflarsa toplum da zayıflar. Bakanlığımızın bu alanda attığı adımlar, çocuklarımızdan yaşlılarımıza kadar uzanan güçlü bir dayanışma yapısı oluşturmuştur. İş dünyası olarak bizler de bu kapsamda üzerimize düşen her sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da özellikle ifade etmek istiyorum.” dedi. “Tüm Politikaların Odağında Aile Var” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise toplantıda yaptığı konuşmada, "Bursa, sadece Türkiye’nin değil bölgenin de kalkınma vizyonunu taşıyan bir şehir. Otomotivden tekstile, makineden gıdaya uzanan üretim zinciriyle ülkemizin ekonomisine güç kazandırıyor. Aynı zamanda sosyal kalkınmanın, dayanışmanın ve girişimci ruhun da örnek şehirlerinden biri olmayı sürdürüyor." dedi. Türkiye’nin ekonomik dinamizmini besleyen sosyal zemini güçlendirmek için çalıştıklarını söyleyen Bakan Göktaş, “İstihdamda, üretimde ve ihracatta başarı hikâyeleri yazan Bursa’mızın sosyal kalkınmada da öncü olmasını istiyoruz. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların istihdamda yer almasını ve sosyal refahın kalıcı hâle gelmesini önemsiyoruz." ifadelerini kullandı. Aileyi ekonomik ve kültürel dayanıklılığın da temeli olarak gördüklerini belirten Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleriyle ilan edilen ‘2025 Aile Yılı’nda, tüm politikaları kalkınmanın öznesi olan aileyi güçlendirecek biçimde şekillendirdiklerini vurguladı. “Genç Nüfusta Alarm Seviyesindeyiz” Türkiye’nin genç nüfusunun tüm dünya ile benzer biçimde azaldığını ifade eden Bakan Göktaş, şunları kaydetti: “Ülke nüfusumuzun yaş ortalaması 34 oldu. Artık yaşlanan bir nüfusumuz var. Dolayısıyla gelecek dönemde farklı sınamalardan geçme ihtimalimiz çok yüksek. Aile ve dinamik nüfus yapımızı korumak artık savunma sanayii kadar stratejik bir konu haline geldi. Böyle devam edersek çalışabilecek durumda olan gencimiz kalmayacak. Özellikle sanayicilerimiz bu sınamalardan en çok etkilenenler olacak. Bizler bu yüzden aileyi çok önemsiyoruz. Genç ve dinamik nüfus yapısı sağlam ve güçlü ailelerde oluşur. Bunun için elverişli çalışma ortamları da sağlamak zorundayız. Bu konuda artık alarm seviyesindeyiz.” Aileyi ve Toplumu Güçlendiren Yatırım İş dünyası ile sosyal sorumluluğu uzun vadeli bir değere dönüştürmek istediklerini ifade eden Mahinur Özdemir Göktaş, “Bu kapsamda kurumsal hayırseverliği bir sosyal dayanışma kültürü olarak yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Öncü kurumlarımız ve hayırseverlerimiz, yeni huzurevi, rehabilitasyon ve bakım merkezlerinin açılmasına öncülük ediyor. Sizlerle de benzer alanlarda çalışmalar yürütmek istiyoruz. Çalışanların çocuklarına yönelik kurumsal kreşlerin yaygınlaştırılmasını değerlendirebiliriz. Yaşlı ve engelliler için bakım evi ve gündüzlü destek merkezlerinin artırılması yönünde iş birlikleri kurabiliriz. Birlikte atacağımız her adım hem aileyi güçlendiren hem de toplumun geleceğine yapılan bir yatırım olacak." diye konuştu. “BTSO’yu Vizyoner Çalışmalarından Dolayı Tebrik Ediyorum” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Sosyal refahın kalıcı olabilmesi için üretimle dayanışmanın el ele yürümesi gerekir. Bizler de kamu ve özel sektör arasında bu güçlü iş birliğini büyütmek istiyoruz. Bursa’nın köklü sanayi kültürü, yenilikçi girişimcilik anlayışı ve toplumsal duyarlılığıyla bu dönüşümde öncü bir rol oynayacağına inanıyoruz." dedi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti: "Bugün dünyada rekabet sadece üretimle değil, insan kaynağının niteliğiyle, aile yapısının direnciyle ve toplumun sosyal bütünlüğüyle kazanılıyor. Bu nedenle biz, üretimi desteklerken aynı zamanda sosyal adaleti, fırsat eşitliğini ve toplumsal kapsayıcılığı da güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Kadın istihdamını teşvik eden, gençlerin mesleki becerilerini artıran, sosyal sorumluluk bilincini güçlendiren her girişimin yanındayız. Bu vesileyle, ülkemizin kalkınmasına emek veren tüm iş insanlarımıza, sanayicilerimize ve girişimcilerimize teşekkür ediyorum. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın kıymetli yöneticilerini, vizyoner çalışmaları dolayısıyla tebrik ediyorum." “Türkiye 85 Milyonluk Büyük Bir Aile” Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bakan Göktaş’ı Bursa’da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Türkiye’nin 85 milyonluk büyük bir aile olduğunu belirten Ayyıldız, "Bursa geçmişte evlerdeki tezgâhlardan sanayiye katkı yapan bir şehirken bugün devasa bir ekonomi haline geldi. Ekonomi anlamında büyük bir aileyiz. 'Bursa büyürse Türkiye büyür' anlayışında da esas olan bu." dedi. Vali Ayyıldız, "Geçmişte 'En iyi patron devlettir' anlayışı vardı. Şimdi bizler evin patronunu ekonominin patronu haline getirirsek çok daha parlak bir geleceğe kavuşabiliriz. En iyi patron hanımefendilerdir." şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve Meclis Başkanı Ali Uğur, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a hediye takdim etti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TCL Electronics Türkiye'de Yeni Pazarlama Lideri Haber

TCL Electronics Türkiye'de Yeni Pazarlama Lideri

Türkiye'deki beşinci yılını tamamlayan ve bu süreçte yerel operasyonlarını bölgesel bir merkeze dönüştüren TCL Electronics, bölgedeki varlığını güçlendirecek şekilde organizasyon yapısını genişletmeye devam ediyor. Bölgesel büyüme stratejisinin bir parçası olarak TCL Electronics Türkiye, Levant ve Kafkas ülkelerinden sorumlu Pazarlama Liderliği görevine Dr. Neslihan Beyhan Yaşar atandı. Kariyeri boyunca yerli ve uluslararası birçok tüketici elektroniği markasının Türkiye ve global ofislerinde uzun yıllar görev alan Yaşar, şirketin yeni dönemdeki bölgesel pazarlama stratejilerini yönetecek. TCL Electronics'in son yıllarda teknoloji ve marka bilinirliği alanında yakaladığı güçlü büyüme ivmesini sürdürülebilir hale getirmek ve bölgesel iletişim stratejilerini daha da güçlendirmek amacıyla yapılan bu atama, markanın "Türkiye merkezli bölgesel liderlik" vizyonunu pekiştirecek. Neslihan Beyhan Y aşar'ın 17 yıllık global pazarlama deneyimi; inovasyon, satış, ürün yönetimi ve pazarlama stratejisi alanlarındaki birikimiyle, TCL'in Türkiye ve bölge ülkelerindeki büyüme hedeflerine önemli katkı sağlayacak. Yeni dönemde markanın Türkiye pazarındaki konumunu güçlendirmek, bölge ülkelerinde stratejik iletişim projeleriyle marka bilinirliğini artırmak ve dijital, saha ve medya odaklı entegre pazarlama projelerini hayata geçirmek öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Bu yapılanmayla birlikte TCL, Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak konumlandırarak hem Türkiye'de hem de bölge ülkelerinde yürütülecek pazarlama ve iletişim faaliyetlerini daha entegre, güçlü ve uyumlu bir yapı altında birleştirmeyi hedefliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dünyanın İlk Yapay Zekâ Belgeseli “Post Truth” Altın Portakal’daydı Haber

Dünyanın İlk Yapay Zekâ Belgeseli “Post Truth” Altın Portakal’daydı

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda iki belgesele ev sahipliği yaptı. Bunlardan biri; dünyada ilk kez tümüyle yapay zekâyla hazırlanan, Alkan Avcıoğlu imzalı “Post Truth”tu. Gittikçe daha kaotik bir hal alan teknoloji ve insan ilişkisini ve önü alınamaz şekilde artan enformasyon bombardımanını ele alan çalışma, dünya galasını Varşova Film Festivali’nde yapmıştı. Gösterimden sonra seyircilerin sorularını cevaplayan Avcıoğlu, uzun zamandır yapay zekâ ile ilgilendiğini ve yapay zekâyla sanat çalışmaları yaptığını söylerken yapay zekâyla bir belgesel yapma fikrinin nasıl oluştuğunu şöyle açıkladı: “Ben bu araçlarla yıllardır çalışırken şunu düşündüm: Yapay zekâ ruhsuz görüntüler üretiyor, deniyor. Çağımız da epey ruhsuzlaşıyor; o zaman belgesel için çok iyi. Ya da ‘çağımız yapaylaşıyor’. O zaman belgesel için gene çok iyi. Belgeselin sınırlarını esnetmek için belki de güzel olur, diyen bir köyün delisi ben çıktım. Henüz hâlâ bir belgesel projesi de duymadım yapay zekâyla; yapılanlar hep kurmaca.” “Attila İlhan belgeseli yapmak istiyorum ama duygusal olarak zor” Yönetmen Biket İlhan’ın, sinemaya girişinden bugüne uzanan kariyerini konu alan “Sisler Bulvarı’ndan Geçtim: Biket İlhan” belgesel de AKM Perge Salonu’nda seyircin yoğun ilgisiyle karşılandı. Yönetmen ve müzisyen Mehmet Güreli’nin imzasını taşıyan belgeselin ardından Yönetmen Biket İlhan ve kızı, müzisyen- yönetmen Nihan Belgin, seyircilerin sorularını cevapladı. Sinemaya, büyük şair ve yazar Attila İlhan’ın eserlerinin uyarlamasıyla başlayan ve bir dönem kendisiyle evli de olan İlhan, bir Attila İlhan belgeseli yapmayı düşünüp düşünmediği sorusuna şu cevabı Verdi: “Bu hep soruluyor; inşallah yapmaya çalışacağım. İstiyorum da ama hayatımdaki yeri, bana ifade ettikleri dolayısıyla duygusal olarak biraz zorlanıyorum” diye konuştu. Biket İlhan, sinemayla ilgilenmek isteyen gençlere ise çok okumalarını tavsiye etti. Nihan Belgin’e yöneltilen bir soru ve cevabı da yine duygusaldı. “Annenizin hayatının anlatıldığı bir işte sesinizle var olmak nasıl bir his?” diye sorulan Belgin, şu cevabı verdi: “Ses kaydını yaparken çok da duygusuna varamamıştım ama şu an perdede kendi hayatımın da büyük bir bölümünü izledim. Çünkü ben de vardım o projelerde. Gurur duydum, hiç görmediğim fotoğraflarımı gördüm. Aynı yoldan yürüyor olmak da benim için çok gurur verici” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

'Yapay Zekanın Gücüyle Engelsiz Bankacılık Hackathonu'nun Kazananları Belli Oldu Haber

'Yapay Zekanın Gücüyle Engelsiz Bankacılık Hackathonu'nun Kazananları Belli Oldu

Toplumun tüm bireyleri için kapsayıcı ve erişilebilir bir bankacılık deneyimi sunma hedefiyle düzenlenen "Engelsiz Bankacılık Hackathonu" sonuçlandı. 48 saat boyunca 10 takımın kıyasıya yarıştığı etkinlikte ilk üçe giren takımlara ödülleri verildi. Yarışmanın birincisi olan Proteus ekibi "One for All" projesi ile ödüle layık görüldü. Silent Link ekibi, "İşaret Diliyle Canlı Çevirme" projesiyle yarışmanın ikincisi olurken Subset takımı ise "Göz Takip Sistemiyle Bankacılık İşlemlerini Gerçekleştirme" projesiyle yarışmanın üçüncüsü oldu. Yarışmada dereceye giren takımlara ödülleri jüri üyeleri tarafından takdim edildi. Türkiye'de Engelsiz Bankacılık alanında bir banka ile teknoloji şirketinin bir araya geldiği ilk etkinlik olma özelliği taşıyan hackathona, Türkiye'nin farklı bölgelerinden 270 takım, 655 kişi başvurdu. Finale kalan 10 takım, iki gün süren yazılım maratonunun sonunda, Engelsiz Bankacılık özelinde geliştirdikleri birbirinden değerli projeleri sunma fırsatı buldu. Katılımcılar, Microsoft Azure platformu üzerinden engelli bireyler için bankacılık işlemlerini kolaylaştıracak yapay zeka çözümleri geliştirirken, aynı zamanda Alternatif Bank ve Microsoft Türkiye ekiplerinden oluşan 30 kişilik mentor ekibinden de destek aldılar. Projeleri değerlendiren jüri ekibinde; Bulut Teknolojileri Mimari Lideri Barbaros Günay, Alternatif Bank İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Bike Tarakcı, Microsoft Erişilebilirlik Yöneticisi Duygu Kayaman, Araştırmacı Yazar Hakan Özgül, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Çayır, CXO Medya Kurucusu ve CIO Update Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Murat Yıldız, Capital Dergisi Yazı İşleri Müdür Yardımcısı ve CEO Life Dergisi Yayın Yönetmeni Özlem Aydın Ayvacı ile Alternatif Bank Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Zafer Vatansever yer aldı. Coderspace'in organizasyonunu üstlendiği, teknoloji, yaratıcılık ve sosyal faydayı birleştiren ve teması 'erişilebilirlik' olan bu hackathonda katılımcılar, bankacılık ürünleri ve hizmetlerine erişimi kolaylaştıracak, engelli bireylerin günlük bankacılık deneyimlerini daha verimli hale getirecek yenilikçi çözümler geliştirdi. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, etkinlikle ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: "Microsoft Türkiye ekibi ile hayata geçirdiğimiz Engelsiz Bankacılık Hackathonu, Türkiye'de Engelsiz Bankacılık alanında bir banka ve teknoloji şirketinin iş birliğiyle düzenlenen ilk etkinlik olma özelliğini taşıyor. Biz bu projeyle yalnızca bir yarışma düzenlemedik; aynı zamanda finans, teknoloji ve toplumsal faydanın kesişiminde yeni bir bakış açısı sunduğumuza inanıyoruz. Gençlerin üretkenliği, hayal gücü ve çözüm odaklı yaklaşımları bize geleceğe dair umut verdi. İki gün boyunca genç arkadaşlarımız çok değerli projelere imza attı. Katkı sağlayan tüm ekipleri tebrik ediyor, sektörümüze ilham olmalarını diliyorum." Microsoft Türkiye Kurumsal Çözüm Satışlarından ve D&I'dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Elif Acar Özgüner, Microsoft'un engelsiz hayatı fonksiyonlarının merkezine koyan bir şirket olduğuna dikkat çekerek "Bugün buradan çıkacak fikirleri hayata geçirme konusunda hevesimiz çok yüksek. Teknolojiyle size ilham vererek, Engelsiz Bankacılık senaryolarını birlikte keşfetmeye çalışacağız. Microsoft olarak, global vizyonumuz gereği bir ürünün tasarımından itibaren onu nasıl daha erişilebilir hale getiririz diye düşünüyor; hayata geçirince testlerini yapıyor, sonrasında da kullanıcılardan geribildirim alarak sürekli olarak nasıl iyileştirebileceğimizi değerlendiriyoruz. Bunun bizim en temel disiplinlerimizden biri olduğunu vurgulamak isterim. Öte yandan ekosistemi çok önemsiyoruz; engelsiz hayatı mümkün kılmak için çözümler geliştiren birçok iş ortağımız var" dedi. Alternatif Bank Bilgi Teknolojileri ve Operasyon'dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zafer Vatansever ise "Banka olarak Microsoft Türkiye iş birliğiyle düzenlediğimiz hackathonda, finansal erişimi güçlendirecek ve herkes için kapsayıcı bir bankacılık deneyimini mümkün kılacak çok değerli fikirler ortaya çıktı. Microsoft Azure üzerinden geliştirilen yapay zeka çözümleriyle gençlerimizin erişilebilir teknolojilere nasıl yön verebildiğini görmek gerçekten ilham verici. Fikirleriyle fark yaratan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum" diye konuştu. Alternatif Bank Marka, İletişim, Sürdürülebilirlik ve Müşteri Deneyimi Bölüm Müdürü Hande Yağcı, etkinliğe ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: "Engelsiz Bankacılık, yalnızca bir sosyal sorumluluk yaklaşımı değil; markamızın ana başlıklarından biri ve geleceğe yönelik stratejik önceliklerimizin merkezinde yer alıyor. Bu hackathon, herkes için erişilebilir finansal çözümler üretme hedefimize gençlerin vizyonunu dahil etmesi bakımından bizim için büyük değer taşıyor. Alternatif Bank olarak, engelleri ortadan kaldıran, kapsayıcı ve insan odaklı bankacılık anlayışını marka kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Bu nedenle bugün ortaya çıkan fikirler, yalnızca projelerden ibaret değil; markamızın geleceğine ilham veren güçlü birer adım niteliğinde." Microsoft'un erişilebilirlik alanındaki ihtiyaçlara yapay zeka temelli çözümler geliştirmek için havacılıktan, bankacılığa ve perakendeye kadar birçok alanda çalıştığını ifade eden Microsoft Erişilebilirlik Yöneticisi Duygu Kayaman ise Microsoft'un görme engellilere yönelik sesli barkod okutma uygulaması SeeingAI'ı tanıttı. Kayaman'ın ardından söz alan Bulut ve Yapay Zeka Yöneticisi Damla Alkan, Microsoft'un erişilebilirlik alanında yürüttüğü etkinliklere ve ücretsiz eğitimlere ilişkin bilgi paylaşımında bulunurken; Veri ve Yapay Zeka Çözüm Mimarı Mustafa Aşıroğlu ise Microsoft Copilot'un içinde gömülü erişilebilirlik araçlarından bahsederek, söz konusu teknolojilerin engelli bireylerin hayatını önemli ölçüde kolaylaştırdığını belirtti. Etkinlikte "Yapay Zekanın Geleceği ve Robotik" başlıklı bir sunum yapan Microsoft Güney Doğu Avrupa Bölge CTO'su Onur Koç da, insanları makinelerden ayıran en büyük özelliğin merak olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında yapay zekanın hızlı gelişimine değinerek gelecekte bizi nelerin beklediğine ilişkin öngörülerini paylaştı. Katılımcılara toplam 180 bin TL ödül! Hackathonda birinci olan grup 100.000 TL, ikinci grup 50.000 TL ve üçüncü grup ise Alternatif Bank tarafından verilen 30.000 TL'lik büyük ödülün sahibi oldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Tether, Dünyanın En Büyük Açık Stem Yapay Zekâ Veri Setini ve Al Uygulamasını Tanıttı Haber

Tether, Dünyanın En Büyük Açık Stem Yapay Zekâ Veri Setini ve Al Uygulamasını Tanıttı

Dijital varlık ekosisteminin öncü şirketlerinden Tether’in yapay zekâ araştırma birimi QVAC, “QVAC Genesis” girişimi kapsamında, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) odaklı yapay zekâ modellerinin eğitimine yönelik bugüne kadar oluşturulmuş en kapsamlı sentetik veri setini açıkladı. İlk sürüm olan QVAC Genesis I, 41 milyar metin token’ından oluşuyor ve STEM odaklı dil modellerinin doğruluk ve muhakeme gücünü artırmayı hedefliyor.
Matematik, fizik, biyoloji ve tıp gibi alanlarda üstün performans sergileyen bu veri seti, eğitim amaçlı hazırlanmış ilk halka açık sentetik veri kaynağı olarak dikkat çekiyor. Tether, bilimsel araştırmanın gücünü yeniden insanlara kazandırmayı hedefliyor Yapay zekânın birkaç büyük şirketin elinde merkezileştiği bir dönemde, QVAC Genesis I, yüksek kaliteli veriyi açık biçimde paylaşarak bilimsel araştırmanın gücünü yeniden insanlara kazandırmayı hedefliyor. Tether Data, bununla birlikte ilk tüketici uygulaması olan QVAC Workbench’i de piyasaya sundu. Yerel cihazlarda çalışan bu kapsamlı yapay zekâ çalışma alanı, Llama, Medgemma, Qwen, SmolVLM, Whisper ve diğer birçok LLM modelini destekliyor. Android, iOS (yakında), Windows, macOS ve Linux platformlarında kullanılabilen QVAC Workbench, yerel cihaz desteği açısından en kapsamlı çözümlerden biri olarak öne çıkıyor. QVAC Workbench sayesinde kullanıcıların yapay zekâ ile gerçekleştirdiği tüm konuşmalar ve etkileşimler tamamen cihaz üzerinde kalıyor; veriler kullanıcının mülkiyetinde olup yüzde 100 gizli tutuluyor. Bununla birlikte, “Delegated Inference” adı verilen özel bir özellikle, kullanıcıların mobil Workbench uygulamasını masaüstü versiyonu ile eşleştirerek, ev veya ofis bilgisayarlarının tüm işlem gücünden yararlanması da mümkün hale geliyor. “Biz zekânın, tıpkı bilginin kendisi gibi, özgür, erişilebilir ve herkesin sahip olabileceği bir şey olduğuna inanıyoruz” Tether’in geliştirmek istediği yapay zekâ modelleri hakkında açıklamalarda bulunan Tether CEO’su Paolo Ardoino, “Zekâ merkezileştirilmemeli. QVAC Workbench ve Genesis I ile sonsuz zekânın kapısını aralıyoruz. Kendi cihazınızda yaşayan, öğrenen ve gelişen bir yapay zekâdan bahsediyoruz. Biz zekânın, tıpkı bilginin kendisi gibi, özgür, erişilebilir ve herkesin sahip olabileceği bir şey olduğuna inanıyoruz. İster bir telefon ister bir robot ister giyilebilir bir cihaz olsun; zekâ bireye ait olmalı, kuruma değil. QVAC Genesis I, bilginin nasıl üretildiği, paylaşıldığı ve kullanıldığı üzerinde kontrolün yeniden insanlara geçtiği bir geleceği temsil ediyor. Bu girişim, zekâyı ait olduğu yere, bireyin ellerine geri getiriyor. Tether, QVAC Genesis veri setini kamuya açarak araştırmacıları, mevcut kapalı sistemlerle rekabet edebilecek hatta onları aşabilecek modeller geliştirmeye davet ediyor. Veri seti, yüksek kaliteli bilimsel ve eğitim materyallerini yapılandırılmış öğrenme verisine dönüştüren çok aşamalı bir üretim ve doğrulama süreciyle oluşturuldu. Bu sayede modellerin yalnızca dili taklit etmesi değil, mantık yürütmesi, sorun çözmesi ve neden-sonuç ilişkilerini anlaması sağlanıyor. Bugünkü yapay zekâ modelleri akıllıymış gibi görünse de çoğu gerçekten düşünemiyor. Biz bu veri setini, modellerin neden-sonuç ilişkilerini kavraması, bağlantılar kurması, çıkarımlar yapması ve karmaşıklık içinde mantık yürütmesi için tasarladık. Şimdi ise bunu herkesin erişimine açıyoruz.” ifadelerini kullandı. İlk iki QVAC projesinin duyurusu, yapay zekânın dünyadaki varoluş biçimini yeniden şekillendirmeyi hedefleyen daha geniş bir misyonun parçası. Bu misyon, araçların doğrudan her cihazda öğrenip geliştiği yeni bir “yerel zekâ paradigması” tanıtıyor.QVAC Genesis I veri setine ilişkin teknik ayrıntılar, “QVAC Genesis I: the Largest and Highest-Quality Multi-domain Educational Synthetic Dataset for Pre-training” başlıklı araştırma blogunda yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Boreas Teknoloji ISK-SODEX 2025’te Yenilikçi Sistemleriyle Yoğun İlgi Gördü Haber

Boreas Teknoloji ISK-SODEX 2025’te Yenilikçi Sistemleriyle Yoğun İlgi Gördü

Bu yılki organizasyon, son dönemlerin en yüksek ve en verimli katılımına sahne olarak sektörün en başarılı fuarlarından biri olarak öne çıktı. ISK-SODEX 2025, geleceğin trendlerini şekillendiren ürün ve çözümlerin sergilendiği, bilgi paylaşımı ve iş birliği fırsatlarının öne çıktığı güçlü bir platforma dönüştü. Boreas Teknoloji, endüstriyel tesis ve konfor uygulamaları ile veri merkezlerine yönelik soğutma çözümleri sunarak dikkat çekti. Uzun yıllardır Samsung distribütörlüğünde yürüttüğü VRF sistem çözümleri başta olmak üzere, üç ana ürün grubunu fuarda sergileyen Boreas Teknoloji, 35.000 m²’lik üretim alanıyla Türkiye’deki en büyük tesislerden birine sahip. Yüksek üretim kapasitesi ve mühendislik gücüyle öne çıkan Boreas Teknoloji, yenilikçi ve özel tasarım ürünleriyle sektördeki konumunu pekiştirdi. Salon 4 - Stant D18’de yer alan şirket, üretim, sertifikasyon ve teknik mühendislik alanlarında fark yaratan yüksek teknolojili çözümleriyle katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Boreas Teknoloji Merkezi Sistemler Satış Müdürü Orhun Aksoy, fuarla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi “ISK-SODEX, HVAC&R sektörünün sadece bugününü değil, geleceğini de şekillendiren önemli bir buluşma noktası. Boreas Teknoloji olarak bu yıl da yüksek verimlilik, ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik prensipleriyle geliştirdiğimiz çözümlerimizi tanıttık. Endüstriyel tesisler, merkezi sistem çözümleri, konfor uygulamaları, hassas iklimlendirme, veri merkezleri ve kritik tesisler için sunduğumuz soğutma odaklı sistemlerin yanı sıra, uzun yıllardır sürdürdüğümüz Samsung distribütörlüğündeki VRF sistem çözümlerimizle de geniş bir ürün yelpazesi sunduk. Projelerin türüne ve uygulama ihtiyaçlarına göre farklı senaryolara uygun, uçtan uca çözümler geliştirme hedefimizi fuar boyunca ziyaretçilerimizle paylaşma fırsatı bulduk. Böylece hem sektörün gelişen ihtiyaçlarına yanıt vermeyi hem de müşterilerimize, iş ortaklarımıza ve partnerlerimize daha fazla değer yaratmayı amaçladık.”dedi. Uluslararası hijyen standartları ve Boreas Teknoloji’nin sahip olduğu Eurovent Hijyen Sertifikası’nın sektöre kattığı değerden de bahseden Aksoy, “Eurovent Certification kapsamında gerçekleştirdiğim ‘Certification of Hygienic AHUs: Benchmark of Eurovent, VDI, and DIN’ başlıklı teknik sunumda katılımcılarla bir araya gelme fırsatı bulduk. Sunumda, hijyen standartlarının önemini ve bu alandaki sertifikasyon süreçlerinin sektöre sağladığı güveni paylaşarak katılımcıların konuyla ilgili farkındalığını artırmayı amaçladık” dedi. Fuar boyunca Boreas Teknoloji standını ziyaret eden katılımcılar, ürünlerin çalışma prensipleri ve uygulama alanları hakkında detaylı bilgi aldı. HVAC&R sektörünün geleceğini belirleyen teknolojilerin konuşulduğu ISK-SODEX 2025, Boreas Teknoloji için de sektörle bütünleşen vizyonunu ve yenilikçi yaklaşımını ortaya koyduğu bir etkinlik olarak hafızalarda kaldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.