Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tekstil

Kapsül Haber Ajansı - Tekstil haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tekstil haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bolero,  2026’ya Kadar 50 Ülkeye Ulaşmayı ve İhracat Gelirlerini %15 Artırmayı Hedefliyor Haber

Bolero,  2026’ya Kadar 50 Ülkeye Ulaşmayı ve İhracat Gelirlerini %15 Artırmayı Hedefliyor

Aylık 6 milyon adet üretim kapasitesi ve 40’tan fazla ülkeye uzanan ihracat ağı ile Bolero, 2026’ya kadar 50 ülkeye ulaşmayı ve ihracat gelirlerini %15 artırmayı hedefliyor. Yenilenebilir enerji yatırımları, üretimde dijitalleşme ve %60 kadın istihdamı, bu büyüme döneminin temel stratejik bileşenlerini oluşturuyor. Türkiye’nin 20 yıllık %100 yerli tekstil markası Bolero, üretim gücünü yeni bir vizyonla birleştirerek büyüme yolculuğunda yeni bir sayfa açtı. Bolero Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Nazif Çelebi, markanın dönüşümünü ve gelecek planlarını Tersane İstanbul’da düzenlenen basın buluşmasında paylaştı. Yeni dönemde Bolero, yalnızca çorap kategorisinde değil; iç giyim ve ev giyim alanlarında da ölçeklenerek “Comfort Bodywear” çatısı altında hem yerel hem de global pazarlarda büyümeyi hedefliyor. Konuşmasında Türkiye’nin üretim gücüne duyduğu güveni vurgulayan Çelebi, “Bizim için üretim yalnızca bir sanayi faaliyeti değil; bu ülkenin potansiyeline, emeğine ve geleceğine olan inancımızın en somut göstergesidir. Her yeni makine, her yeni istihdam bizim için sadece yatırım değil, bir inançtır. Bolero, 20 yıldır bu inançla üretiyor. Bugün ise bu üretim gücünü konfora, kaliteye ve sürdürülebilir büyümeye dönüştürerek yeni bir döneme geçiyoruz. Artık yalnızca bir çorap üreticisi değil, Türkiye’den dünyaya yayılan ilham veren bir marka olmak istiyoruz.” diye konuştu. Üretimden Gelen Gücünü İhracata Taşıyor 2005 yılında kurulan Bolero, Türkiye tekstil sanayisinin istikrar ve kaliteyle anılan markalarından biri. Uzun yıllara dayanan üretim deneyimi sayesinde marka, bugün aylık 6 milyon adet kapasitesiyle sektörün en yüksek ölçekli yerli üreticileri arasında yer alıyor. Tam entegre üretim modeli sayesinde tüm süreçlerini kendi bünyesinde yöneten Bolero, yalnızca yurt içi pazarda değil; Orta Doğu’dan Avrupa’ya uzanan 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Önümüzdeki dönemde hem coğrafi yayılımını hem de ürün portföyünü genişleterek bu ihracat ağını daha da büyütmeyi hedefliyor. Uluslararası pazarlarda marka satın alımları ve stratejik iş birlikleri ile yatırımlarını çeşitlendirmeyi planlayan Bolero, aynı zamanda Anadolu’da hayata geçirilecek yeni üretim tesisi ile kapasitesini ölçeklendirerek büyüme hızını artırmayı amaçlıyor. Yeni dönem stratejisinde çorap üretiminden iç giyim ve ev giyim kategorilerine genişleyen Bolero, böylece Türk hazır giyim sektörünün yüksek katma değerli üretim zincirine daha güçlü bir katkı sunmayı hedefliyor. Bu büyüme yaklaşımının merkezinde yalnızca üretim hacmini artırmak değil; verimlilik, teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı bir üretim kültürünü güçlendirmek yer alıyor. Bolero Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Nazif Çelebi, marka yolculuğunu anlattığı konuşmasında, “Bizim için artık büyümenin ölçüsü yalnızca üretim hacmi değil; yarattığımız değer, geliştirdiğimiz teknoloji ve Türkiye markasına kattığımız güç. Ölçekten öteye geçiyor, tüketiciye doğrudan temas eden ve onlara konforlu deneyimler sunan güçlü bir marka olmayı hedefliyoruz.” dedi. Comfort Bodywear ile Yaşam Konforu İhraç Edecek Bolero’nun yenilenen marka kimliği, markanın üretim gücünü çağın yaşam anlayışıyla birleştiriyor. Yeni dönemde “Comfort Bodywear” vizyonu doğrultusunda ürün geliştirme, tasarım ve üretim süreçleri yeniden yapılandırıldı. Bu dönüşüm, Bolero’nun çoraptan iç giyime uzanan genişleme stratejisinin merkezinde yer alıyor ve markanın konfor odaklı, yüksek katma değerli ürünlerle global pazarlarda daha güçlü bir konuma ulaşmasını hedefliyor. Bolero Yönetim Kurulu Başkanı Nazif Çelebi, Comfort Bodywear’in sadece bir slogan değil, yeni bir vizyon olduğunu belirterek, “Üretimin her aşamasında konfor, kalite ve sürdürülebilirliği bir araya getiren bir vizyonla yolumuza devam ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, 2026 yılında açmayı planladığımız perakende mağazasıyla markamızı tüketiciyle birebir buluşturarak, Bolero deneyimini doğrudan yaşatmayı ve markamızı farklı bir noktaya taşımayı hedefliyoruz’’ diye konuştu. “Artık sadece ürün değil, enerji de üreten bir markayız.” Bolero, üretim süreçlerinde enerji verimliliğini artırmak ve karbon ayak izini azaltmak amacıyla Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımını devreye aldı. İstanbul’daki üretim tesisinde kurulan sistem ile markanın elektrik ihtiyacının yaklaşık %50’si artık yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor. Bu adım, Bolero’nun hem üretim maliyetlerini optimize eden hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayan bir üretim modeline geçişindeki en somut dönüm noktalarından biri oldu. Marka, 2026 itibarıyla Anadolu’da devreye alınacak yeni bir GES yatırımı ile bu dönüşümü daha da genişletmeyi planlıyor. Bolero Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Nazif Çelebi, bu yatırımın sadece bir enerji yatırımı olmadığını vurgulayarak, “Üretim gücümüzü çevresel sorumlulukla birleştiren yeni dönemimizin simgesidir. Artık yalnızca ürün değil, enerji de üreten bir markayız.”dedi.

AYSAD Başkanı Sait Salıcı'dan Ayakkabı Sektöründe "Varoluşsal Kriz" Uyarısı Haber

AYSAD Başkanı Sait Salıcı'dan Ayakkabı Sektöründe "Varoluşsal Kriz" Uyarısı

Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, 12-15 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek 73. Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF) öncesinde düzenlediği basın yemeğinde, sektörün 2025 yılı ilk altı aylık dönemine ait alarm verilerini ve 2026-2027 yıllarına yönelik acil eylem planını paylaştı. Başkan Salıcı, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yalnızca yılın ilk yarısında 3 binden fazla firmanın kapandığı ve on binlerce kişinin işsiz kaldığı bir dönemde, ayakkabı sektörünün de benzer, hatta daha kritik bir tehdit altında olduğunu belirterek, "Sektörümüz, ithalatın kontrol altına alınamaması ve fahiş maliyetler nedeniyle 'Varoluşsal' bir döneme girmiştir," dedi. AYSAD’ın açıkladığı 2025 yılı ilk altı aylık verileri, tablonun vehametini gözler önüne serdi. Türkiye Ayakkabı Sektörü, yılın ilk yarısında 489,2 Milyon Dolar ihracat gerçekleştirmesine rağmen, 804,3 Milyon Dolar ithalat yaparak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve 315 Milyon Dolarlık dev bir dış ticaret açığı verdi. Başkan Salıcı, "Türkiye'nin ayakkabı sektörü, uzun yıllar dış ticaret fazlası veren bir kalem iken, ithalatın kontrolden çıkmasıyla ibre tamamen tersine döndü. 315 milyon dolarlık bu devasa açık, sektörümüzün başta Çin ($262,9 Milyon) ve Vietnam ($225,4 Milyon) gibi Uzakdoğu ülkelerinin yoğun ithalat baskısı altında nasıl zorlandığının en çarpıcı göstergesidir" dedi. Salıcı, sektörün bu kritik tablosuna karşı geliştirilen kısa ve orta vadeli eylem planını detaylandırırken, bu planın dört ana unsura odaklandığını belirtti. Öncelikle, Ayakkabı Yan Sanayinde ithal ikamesi yaratacak, özellikle spor ayakkabı gibi yüksek ithalat oranına sahip segmentlerde yerli üretimi teşvik edecek yatırım ve teşvik modellerinin derhal devreye alınmasıyla 315 milyon dolarlık açığı kapatma yol haritasının oluşturulması gerektiğini vurguladı. İkinci olarak, İthalat Baskısına Karşı Yan Sanayinin Rekabet Gücünü Artırma Planı kapsamında, mevcut gümrük vergilerinin etkinliğinin artırılması, yanıltıcı menşe beyanları ve kayıt dışı ithalat yollarının kesin olarak kapatılması ile haksız rekabetle mücadelenin sıkılaştırılması gerektiğini ifade etti. Üçüncü olarak, dönemin birleşme ve paylaşma dönemi olduğuna dikkat çekerek benzer sektörlerdeki sivil toplum kuruluşları ile iş birliğinin önemini vurguladı; sektörün ancak ortak akıl ve dayanışma ile bu krizden çıkabileceğinin altını çizdi. Son olarak, 12-15 Kasım'da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek AYSAF Fuarı'nın bu kriz ortamında nasıl bir "Kurtuluş Köprüsü" olacağı konusuna değinen Salıcı, fuarın, küresel alıcılarla yerli üreticileri buluşturarak ihracatı maksimize etme ve böylece dış ticaret açığını kapatacak potansiyeli harekete geçirme misyonunu üstlendiğini kaydetti. AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, "Ayakkabı sektörü, ülkemizin köklü bir sanayisidir. Önümüzdeki aylar, sektörümüz için bir dönüm noktası olacaktır. Ya devletimizin de desteğiyle güçlü tedbirler alarak bu krizi aşarız ya da üretim ve istihdamda geri dönülmez kayıplarla karşı karşıya kalırız. Biz, üretmek ve ihracat yapmak için AYSAF’ta gerekli iradeyi göstereceğiz" ifadeleriyle sözlerini noktaladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Tekstil Sektörü GTMF 2025 ile Yeniden Canlanıyor Haber

Tekstil Sektörü GTMF 2025 ile Yeniden Canlanıyor

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan'ın açılışını gerçekleştireceği fuar, 15 ülkeden 228 markayı ağırlayacak. Almanya, İsviçre, İtalya, Belçika, Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen öncü makine üreticileri ile yerli firmalar, en yeni teknolojilerini tanıtacak. Yavaşlayan Üretime Teknolojiyle Can Suyu Küresel ölçekte zorlu piyasa koşullarıyla müc adele eden tekstil sektörü, üretim verimliliğini artırmak için yeniden teknolojiye sarılıyor. Gaziantep'teki fuar bu dönüşümün merkezinde yer alıyor GTMF 2025, sadece bir makine sergisi değil; aynı zamanda inovasyon, Ar-Ge ve teknoloji lansmanlarının buluşma noktası olacak. Boya, örgü, iplik, nonwoven, dokuma ve halı üretimine yönelik en güncel üretim teknolojileri ziyaretçilerle buluşacak. Katılımcılar, makineleri yerinde inceleyerek verimlilik, kalite ve enerji tasarrufu konularında doğrudan kazanım sağlayabilecek. Uluslararası Ziyaretçi Katılımı Bekleniyor Fuar, yalnızca Türkiye'den değil; Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Avrupa ülkelerinden de yoğun ilgi görüyor. Mısır, İran ve Özbekistan gibi tekstil üretim merkezlerinden satın almacı ve yatırımcıların fuara katılması bekleniyor. Gaziantep'in lojistik altyapısı, konaklama olanakları ve ulaşım kolaylığı, şehri uluslararası ziyaretçiler için cazip bir merkez haline getiriyor. GTMF 2025, Gaziantep'in sanayi vizyonunu küresel arenada güçlendirecek ve bölgesel ekonomiye stratejik katkılar sağlayacak. Sektör Temsilcilerinden Güçlü Destek Gaziantep Tekstil Makineleri Fuarı (GTMF 2025), yalnızca bir sektörel buluşma değil; aynı zamanda Gaziantep'in sanayi gücünü ve Türkiye'nin üretim vizyonunu yansıtan stratejik bir organizasyon olarak sektör temsilcilerinden tam destek alıyor. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, fuarın hem şehir hem de sektör için taşıdığı önemi şu sözlerle vurguladı: "Gaziantep, tarih boyunca ticaretin merkezi olmuş bir kenttir. Artan sanayi kapasitemiz ve gelişen üretim altyapımızla Türkiye'nin parlayan yıldızıyız. GTMF 2025'in tekstil sektörüne değer katacağına yürekten inanıyor, bu önemli organizasyona destek vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Fuarlar, firmalarımızın yeni iş bağlantıları kurması, küresel pazarlara açılması ve sektörel trendleri yakından takip etmesi açısından hayati öneme sahiptir. Ayrıca fuarlar, kent ekonomisine de sosyal ve ticari anlamda ciddi katkılar sağlar. GTMF'nin üyele rimize ve tüm sektöre hayırlı olmasını diliyorum." Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünver ise, Gaziantep'in tekstil üretimindeki küresel rolüne dikkat çekerek şunları söyledi: "Gaziantep, parça halı, iplik, pp çuval, nonwoven kumaş, tekstil boyacılığı, triko örgü, konfeksiyon, penye ve kumaş gibi birçok alanda dünya çapında s öz sahibi bir üretim merkezidir. Türkiye'nin en fazla halı ihracatı yapan şehri olarak, kendi halı makinelerimizle üretim yapma hedefimiz doğrultusunda GTMF 2025'i çok değerli buluyoruz. Bu fuar, hem teknolojik dönüşüm hem de uluslararası iş birlikleri açısından sektörümüze büyük katkılar sağlayacaktır." Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Şimşek, sanayicinin desteklenmesinin önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Gaziantep OSB, 43 milyon metrekarelik alanıyla Türkiye'nin en büyük organize sanayi bölgesidir. 6. OSB'nin tamamlanmasıyla birlikte 350 bin kişilik istihdam hedefliyoruz. Bu ekonomik iklimde yatırım yapmak kolay değil; ancak biz sanayicinin önünü açmak, üreticiyi desteklemek zorundayız. GTMF 2025, yatırımcılarımızla teknoloji üreticilerini bir araya getirerek yeni iş birliklerinin önünü açacak. Gaziantep'e yakışır bir fuar olacak ve biz de bu sürece her türlü desteği vermeye hazırız." GAİB Koordinatör Başkanı Fikret Kileci de fuarın bölgesel ve uluslararası etkisine dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: "GTMF 2025'in, tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalarımıza yeni yatırım fırsatları sunacağına inanıyoruz. Fuarlar, sadece ticari değil; aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileşim alanlarıdır. Ulusal ve uluslararası katılımcılarla kurulacak bağlantılar, Gaziantep'in sanayi kimliğini daha da güçlendirecek. Gaziantep Tekstil Makineleri Fuarı'na (GTM) destek olmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz." Gaziantep: Üretim, Teknoloji ve Kültürün Kesişim Noktası GTMF 2025, yalnızca bir fuar değil; üretimin, teknolojinin ve kültürel mirasın birleştiği bir sanayi yolculuğu olacak. Gaziantep'in tarihi dokusu, gastronomisi ve sanayi dinamizmiyle birleşen bu organizasyon, ziyaretçilere hem iş hem de keşif dolu bir deneyim sunacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektörü AB Destekli Projeyle Dijital Dönüşüme Odaklanıyor Haber

Türk Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektörü AB Destekli Projeyle Dijital Dönüşüme Odaklanıyor

Avrupa Birliği’nin (AB) Erasmus+ programı tarafından fonlanmaya hak kazanan ‘TechStyle: AI-Driven Circular and Regenerative Fashion in VET Education (Mesleki Eğitimde Yapay Zekâ Destekli Döngüsel ve Yenileyici Moda)’ projesi, sektörün dijital ve sürdürülebilir dönüşümüne öncülük edecek. Rekabet İçin Dijitalleşme Şart Türk ekonomisi dezenflasyon sürecinden geçerken, emek yoğun sektörler dünya pazarındaki rakipleriyle rekabette ayakta kalmak için yeni yöntemler arıyor. Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, yapay zekâyı tasarımdan üretime kadar tüm aşamalarda daha etkin kullanarak küresel rekabette güçlü kalmayı hedefliyor. “TechStyle, Yapay Zekâ ile Dönüşümü Hızlandıracak Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Burak Sertbaş, projenin AB’nin Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstiller Stratejisi ve yapay zekâ düzenlemeleri ile uyumlu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “TechStyle; hazır giyim ve konfeksiyon üretiminde hammadde tedariğini, atık azaltmayı ve üretim verimliliğini optimize eden yapay zekâ destekli çözümler sunarak dijital dönüşüme odaklanacak. Yapay zekâ girişimleriyle öne çıkan İsveç ve Fransa, sektörün köklü olduğu ancak daha fazla dijital ve yeşil inovasyona ihtiyaç duyan Yunanistan, İspanya, İtalya ve Türkiye ile en iyi uygulamaları paylaşacak.” 250.000 € bütçeli projenin iki yıl süreceğini belirten Sertbaş, “TechStyle ile EHKİB, iş gücünün dijital becerilerini geliştirerek sektörün veri odaklı, yapay zekâ destekli çözümlere geçişine rehberlik edecek. Bu proje, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe sürdürülebilir dönüşüme güçlü katkı sağlayacak” dedi. Proje Kasım’da Fransa’da Başlıyor TechStyle Projesi, Kasım 2025’te Fransa’da düzenlenecek açılış toplantısıyla resmi olarak start alacak. Bu proje ile; Hazır giyim sektörünün yapay zekâ destekli modeller ve teknolojilerle entegrasyonu için mesleki eğitim programı hazırlanacak,Geliştirilen program TechStyle Platformu üzerinden partner ülkelerdeki firmalara sunulacak,Yerel düzeyde, özellikle kadınlar için yapay zekâ temelli girişimcilik becerilerine odaklanılacak, Ulusal düzeyde, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün rekabet gücünü iyileştirerek ekonomik büyümeye ve ihracatın artmasına katkıda bulunulacak,AB Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstiller Stratejisi, yapay zekâ uygulamaları doğrultusunda sürdürülebilir, döngüsel bir ekonomi için sektörde yapay zekânın adaptasyonunu hızlandıracaktır. Bu sayede Ege Bölgesi’ndeki hazır giyim çalışanları, tasarımcılar, girişimciler ve yeni mezunlar AB düzeyinde geliştirilecek eğitimlerden doğrudan yararlanabilecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Tekstilde Su ve Enerji Tasarrufunda Yüzde 95’e Varan Çözüm Haber

Tekstilde Su ve Enerji Tasarrufunda Yüzde 95’e Varan Çözüm

Ülkemiz ekonomisi açısından büyük öneme sahip tekstil sektörü, yüksek oranda su kullanan bir endüstri. Sertleşen küresel rekabet ve ekonomik konjonktür doğrultusunda ciddi bir maliyet baskısı altında olan tekstil sektöründe, suyun daha verimli kullanılmasıyla maliyetler düşürülürken, çevreye olan etkilerin de azalması için bütünsel çözümlere ihtiyaç duyuluyor. Kazancı Çevre Tekniği bünyesinde geliştirilen su geri kazanım markası Rielli gerek tekstil gerekse diğer sanayi kollarında yüzde 95’e varabilen su geri kazanım oranları, su ve enerji maliyetlerinde önemli düşüşler sağlayan bütünsel inovatif çözümler sunuyor. Rielli, 30 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin 6 kıtada ve 80’i aşkın ülkede tercih edilen global markası kimliği taşıyor. Yüzde 95'e Varabilen Atık Su Geri Kazanım Oranı Sağlayan Yatırımların Kendini Amorti Etme Süresi Bir Yılın Altına İnebiliyor Rielli çözümleri sanayi tesislerinde atık sularda yüzde 90-95'lere varan geri kazanım oranları elde edebilmesini sağlıyor. Şirketlerin bu alanda yaptıkları yatırımların kendini amorti etme süresi ise, proje türüne göre bir yılın altına inebiliyor. Rielli’nin inovatif ve bütünsel çözümleri, suyun daha verimli kullanılmasını sağlayarak hem maliyetleri düşürüyor hem de çevreye olan etkileri azaltıyor. Bütünsel bir yaklaşımla en verimli su geri kazanımı ve en hızlı yatırım amortismanı değerini sağlamaya odaklandıklarını ifade eden Kazancı Çevre Tekniği Kurucu Genel Müdürü Artun Kazancı, “Hızlı kazanımlar ve hızlı yatırım geri dönüşü için fark yaratabileceğimiz noktaları titizlikle saptarız. Rielli markamızla, Türkiye’mizin lokomotif sektörlerinden tekstil alanında çok sayıda müşterimize, yatırım maliyetini projenin türüne göre bir yıldan kısa sürede geri ödeyebilen, yüksek enerji tasarrufu değeriyle çalışan, devreye alınması, bakımı ve işletilmesi kolay, verimli ve inovatif su geri kazanımı tesisleri kurduk. Onların işine en uygun noktalarda inovatif çözümlerimizle su geri kazanımı sağladık. Üretim için ihtiyaç duyulan yumuşatılmış ve demineralize edilmiş suyu sağlamaktan, atık suların kumaş boyama gibi hassas proseslerde yeniden kullanılabilecek kalitede arıtılmasına, bütünsel hizmetler sunuyoruz.” şeklinde konuştu. Trakya'da Tekstil Devi ile Yürütülen Projeyle Günde Ortalama 200 m³ Su Geri Kazanılacak Tekstil sektörünün önemine vurgu yapan Artun Kazancı, “Tekstil, küresel ölçekte çok rekabetçi bir sektör, maliyet kontrolü ve verimlilik büyük önem taşıyor. İnovatif atıksu geri kazanım çözümlerimizle, müşterilerimizin kendi spesifik tesislerinde suyun nerelerde geri kazanılabileceğini saptıyoruz ve bu suyu geri kazandırıyoruz. Kurduğumuz sistemlerin rekabete göre daha düşük enerji harcaması, kurulum, bakım ve işletme kolaylığı sağlaması, müşterilerimizin su maliyetlerinde önemli düşüş ve yüksek verimlilik sağlıyor. Bir örnek vermem gerekirse, hali hazırda Trakya'da bir tekstil devi ile yürüttüğümüz proje tamamlandığında, günde ortalama 200 m³ suyu geri kazanmış ve su maliyetlerinde önemli bir azalma sağlamış olacağız” dedi. Artun Kazancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Zorlu ekonomik koşulların, ülkemizin en büyük istihdam ve ihracat güçlerini oluşturan imalat ve sanayi iş kolları üzerindeki etkisinin farkındayız. Küresel belirsizlikler ve çatışmaların yanı sıra, kurlar ve işçilik giderleri tüm sanayi sektörlerinde maliyet baskısı oluşturuyor. Sağladığımız çözümler ve yapıcı iş ortaklığı yaklaşımımızla, bu olumsuzlukların etkilerini azaltmaya odaklanıyoruz. Yenilikçi ve bütünsel çözümlerimiz, suyun daha verimli kullanılmasını sağlayarak hem maliyetleri düşürüyor hem de çevreye olan etkileri azaltıyor. Müşterilerimizin su ile ilgili riskleri bertaraf etmelerine, maliyetlerini düşürmelerine ve küresel değer zincirlerinde giderek daha fazla önem kazanan sürdürülebilirlik parametrelerinde önemli kazanımlar elde etmelerine yardımcı oluyoruz. Bu alanda yapılan yatırımların kendini karşılama süresi ise, proje türüne göre bir yılın altında dahi gerçekleşebiliyor.” Her Projenin Özel İhtiyacına Uygun Teknolojilerle Geniş Bir Yelpazede İleri Arıtma Sunuluyor Rielli markasıyla her projenin özel ihtiyacına yönelik geniş bir yelpazede ileri arıtma teknolojileri sunduklarını ifade eden Artun Kazancı, “Kendi alanımızdaki pek çok teknolojinin kullanımında öncüyüz. Membran (MBR) teknolojisinin uygulamalarında uzmanlaşmış durumdayız. 15 yıl önce Litree firmasıyla başlattığımız iş birliğiyle Türkiye’de MBR kullanarak ileri arıtım yapan ilk şirketler arasında yer aldık. O yıllarda henüz uygulama maliyetleri yüksek olan bu teknolojiyi ulaşılabilir fiyatlarla pazara sunarak hem atıksu geri kazanımında hem de gri suların arıtılıp geri kazanılmasında öncü bir rol üstlendik. Yine uzun soluklu yurt dışı iş birliklerimiz sonucunda, seramik membranların da Türkiye’deki öncü uygulayıcıları arasında yer alıyoruz” dedi. MBR prosesinde en önde gelen maliyet unsurunu, havalandırmaya bağlı enerji giderinin oluşturduğunu da sözlerine ekleyen Artun Kazancı, sözlerini “Bizim tesislerimizde kullandığımız MBR membranları ise, "aralıklı havalandırma" (interval aeration / pulse aeration) yöntemiyle çalıştığı için benzerlerine göre çok daha az hava ve dolayısıyla çok daha az enerji kullanır. Aralıklı havalandırmalı MBR kullanımı sayesinde müşterilerimize, su geri kazanım tesislerinin havalandırma sistemleri yatırımında yüzde 30 ve havalandırma için kullanılan enerji maliyetlerinde de yüzde 50'ye varan bir tasarruf sunuyoruz. Bu tesislerde açık ara en büyük gider kalemi, havalandırma için harcanan elektrik olduğu için, bu şekilde tesisin işletme giderlerinde ve yatırımın geri dönüşünde azımsanmayacak bir verim artışı sağlıyoruz. Diğer taraftan MBR membranlarımızın dayanıklılığı çok yüksektir. Özellikle tekstil sektöründe, 10-12 yıldır aynı MBR membranımızı kullanan müşterilerimiz var” diye devam etti. Artun Kazancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ters Ozmoz (RO) teknolojimizle kurduğumuz sistemler, suyu basınç altında özel bir membrandan geçirerek tuz ve diğer kirleticilerden arındıran ideal bir içme suyu ve proses suyu üretme yöntemi sunuyor. MBR sonrası kullandığımız Ters Ozmoz (RO) prosesinde de uzun membran kullanım ömrü sağlayan tasarımları ve bu sistemleri enerji geri kazanım sistemleriyle birleştirmeyi önceliklendiriyoruz. En saf proses suyunu, deniz suyundan tatlı su elde edilmesinde de kullanılan Ters Ozmoz sistemleriyle elde ediyoruz. Tekstil sektörüne Su Yumuşatma ve Demineralizasyon Sistemleri ve bunlarda kullanılan Reçine ürünleri de sunuyoruz. İnovatif yaklaşımımızın bir diğer örneği de UF (Ultrafiltrasyon) teknolojisidir. Özellikle suyun tuzdan arındırılmasının gerekmediği durumlarda Ultrafiltrasyon ve Karbon gibi teknolojilerimizle geri kazanılan sular, kumaş boyama gibi hassas proseslerde kullanılıyor ve çok iyi sonuçlar veriyor. Kullandığımız daldırma tip UF filtreler, 0,02 mikron gibi sektördeki en yüksek filtreleme hassasiyetlerinden birine sahiptir. Bu teknoloji sayesinde, bir sanayi tesisinin mevcut arıtma sistemindeki filtrelerin ters yıkamasından kaynaklanan ve daha önce fark edilmemiş bir atık su akımını, yüzde 95 verimlilikle tekrar su döngüsüne kazandırmayı başardık.”

21. Uluslararası İstanbul İplik Fuarı başlıyor Haber

21. Uluslararası İstanbul İplik Fuarı başlıyor

26-28 Şubat 2025 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul İplik Fuarı, tekstil dünyasını bir kez daha bir araya getirmeye hazırlanıyor. Sektördeki son trendlerin ve yeniliklerin sergilendiği bu büyük fuar rakip tanımadan her yıl kendi rekorunu kırıyor. 500'ün Üzerinde Katılımcı, 20 Bine Yakın Ziyaretçi Bekleniyor Bu yıl fuara, Azerbaycan, Çin, Mısır, Almanya, Hindistan, Özbekistan, Fransa, İtalya, Malezya, İngiltere gibi ülkelerden 500'ün üzerinde firma katılıyor. Ziyaretçi ilgisi de oldukça yoğun; Almanya, Fransa, Fas, İspanya, İsviçre, İtalya, Lübnan, Mısır, Polonya, Portekiz, Romanya, İran, Rusya, Bulgaristan, Gürcistan, Ukrayna, Tunus, Cezayir başta olmak üzere 100'ün üzerinde ülkeden 20.000'e yakın ziyaretçi bekleniyor. Ziyaretçiler Fırat Neziroğlu İle “Dokumayı Okumayı Öğreniyor” Dünyaca ünlü dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu’nun eşsiz anlatımı ile fuar ziyaretçileri “Dokumayı Okumayı Öğreniyor!”. Dokuma çalışmalarında geleneksel dokuma resim tekniğine getirdiği ışık, gölge ve boşluk öğeleri ile çağdaş bir yaklaşım sergilemeye devam eden Neziroğlu fuarın ikinci gününde düzenlenecek olan dokuma atölyesi ile sektör profesyonelleriyle buluşacak.  Fırat Neziroğlu’nun sürdürülebilirlik teması çerçevesindeki eşsiz anlatımı ile gerçekleşecek olan workshop ile misafirlerimiz harika bir deneyim yaşayacak. Dokusunda Sanat Var Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) tarafından yaratıcılıklarını ürüne dönüştürmek isteyen yeteneklere fırsat sağlamak ve tekstil sektörüne özgün ve katma değerli tasarımlar kazandırmak amacıyla düzenlenen Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nın birbirinden özgün ve yenilikçi tasarımları Uluslararası İstanbul İplik Fuarı’nda sektör profesyonelleri ile buluşacak. Yarışmaya katılan ve dereceye giren tasarımcıların birbirinden eşsiz kumaşlarının sergileneceği bu özel sergi alanında sanat var. Sektörün Geleceğine Yön Veren Teknolojiler Uluslararası İstanbul İplik Fuarı, tekstil sektöründe faaliyet gösteren profesyoneller ve firmalar için eşsiz iş birliği fırsatları sunuyor. Pamuk, polyester, viskon, yün ve elastan gibi farklı iplik türlerinde yenilikçi çözümlerin sergilendiği fuar, ziyaretçilere ürün portföylerini genişletme ve yeni iş bağlantıları kurma imkânı tanıyor. Ziyaretçiler aynı zamanda, sürdürülebilirlik odaklı çözümleriyle sektörün geleceğine yön veren teknolojileri yakından inceleyebiliyor. Tekstil sektörünün en önemli ham maddesi olarak adlandırılabilecek iplikler, gelişen ve değişen şartlara uyum sağlanarak yeni teknolojiler ile üretiliyor. Binlerce iplik çeşidinin bir arada sergilendiği fuarda, ziyaretçileri yüksek kalitede ürün bulma fırsatı bekliyor. Tekstil Sektörü İstanbul’da  Avrupa, Asya ve Balkanlar’dan gelen geniş profesyonel ziyaretçi kitlesiyle Uluslararası İstanbul İplik Fuarı, 2025 yılında da sektörün en büyük buluşma noktası olacak. Çeşitlilik ve yenilikçi ürünlerin yanı sıra son trendlerin de sergileneceği fuarda binlerce sektör profesyoneli buluşacak. Modanın Avrasya’da atan kalbi İstanbul’un kapıları bir kez daha tekstil profesyonelleri için açılıyor.

Mavi, global iklim liderleri arasında! Haber

Mavi, global iklim liderleri arasında!

Mavi, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla iş dünyasının işleyişini değiştirmeyi hedefleyen dünyanın en büyük çevre raporlama platformu CDP’nin (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği ve Su Güvenliği programlarının her birinden A notu alarak  bu yıl yeniden CDP Global A listesine girebilen ilk ve tek Türk hazır giyim şirketi oldu. Mavi’nin Ormansızlaşma skoru ise sektör ortalamasının üzerinde B olarak gerçekleşti.  Mavi, TIME Dergisi tarafından da sürdürülebilir büyümede dünyanın en iyi 8’inci şirketi seçilmişti Konuyla ilgili açıklama yapan Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, “Kaliteyle sürdürülebilir büyüme üzerine kurduğumuz; İnsan, Çevre, Toplum ve Denim’i odağına alan All Blue stratejimizle sürdürülebilirliği şirket kültürüne, vizyonumuza, iş yapış şekillerine, ürünlere ve büyüme hedeflerimize entegre etmek üzere önemli yol aldık. Karbon salımı ve çevresel etkilerimizi en aza indirme yönündeki çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Son beş yıldır çevresel verilerini şeffaf biçimde açıklayan bir marka olarak, 2 yıldır üst üste CDP’den çift A skoru alarak global A listelerinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz.  Geçtiğimiz yılın sonunda da, TIME Dergisi ve  küresel veri analizi platformu Statista tarafından hazırlanan “World’s Best Companies - Sustainable Growth” isimli araştırmada sürdürülebilir büyümede dünyanın en iyi 8’inci şirketi seçilmiş, global hazır giyim sektörünün ise lideri olmuştuk. Bu konudaki çalışmalarımızın global areneda prestijli kurumlar tarafından onanması bizim için gurur kaynağı olurken, gelecekteki adımlarımızı daha güçlü ve cesur atabilmek için de büyük motivasyon sağıyor” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.