Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ticaret

Kapsül Haber Ajansı - Ticaret haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ticaret haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EGİAD'dan Belarus Pazarına Açılan Kapı Haber

EGİAD'dan Belarus Pazarına Açılan Kapı

EGİAD Dernek Merkezi'nde düzenlenen toplantıya Belarus'tan geniş bir temsilci heyeti katılırken, Türk iş dünyası açısından önemli fırsatlar sunan Belarus pazarına ilişkin kapsamlı bilgiler aktarıldı. Toplantı, Belarus İstanbul Başkonsolosu Evgenia Bortkevichte, Belarus Ulusal Pazarlama Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Evgeny Russak, Çin–Belarus Sanayi Parkı Great Stone Genel Müd r Yardımcısı Artur Detkov, Great Stone Yatırım Projeleri Direktörü Viktoria Kruminya, Belarus Yüksek Teknoloji Parkı Uluslararası İşbirliği Dairesi Başkan Yardımcısı Marina Filipyuk, Belarus İstanbul Konsolosu Aliaksandr Vorozin, Belarus İzmir Fahri Konsolosu Murat Yorgancıoğlu ve EGİAD üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Belarus, Avrasya'nın Kalbinde Yükselen Bir Pazar Açılış konuşmasını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, Belarus'un konumu, sanayi altyapısı, büyüyen pazar dinamikleri ve yatırımcı dostu politikalarıyla Türk iş dünyası için stratejik fırsatlar sunduğunu vurguladı. Özhelvacı, Belarus'un Avrupa Birliği, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine erişim avantajı sayesinde bölgesel ticarette kritik bir konuma sahip olduğunu belirtti. Makine-ekipman, kimya, gıda, tekstil, ahşap ürünleri ve teknoloji gibi sektörlerdeki üretim kapasitesinin Türk şirketleri için geniş iş alanları sunduğunu ifade etti. Türkiye–Belarus ekonomik ilişkilerinin istikrarlı biçimde geliştiğine dikkat çeken Özhelvacı, şu bilgileri paylaştı: "Türkiye ile Belarus arasındaki ilişkiler, 1992'de Türkiye'nin Belarus'u ilk tanıyan ülkelerden biri olmasıyla başlamış ve bugün diplomatik, ticari ve ekonomik açıdan güçlü bir zemine kavuşmuştur. Ticaret hacmimiz 2024 yılında 1,85 milyar dolara ulaşmıştır. İhracatımızda elektrikli makineler, tekstil ürünleri, otomotiv yan sanayi, plastik ve kimyasallar öne çıkarken; ithalatımızda kereste, demir-çelik, kimyasal gübreler ve tekstil lifleri dikkat çekmektedir. Belarus'ta faaliyet gösteren Türk şirketlerinin toplam yatırımları 1,5 milyar dolar düzeyindedir. Türk müteahhitlik firmaları ise 1991'den bu yana Belarus'ta 977,2 milyon dolar değerinde 46 proje üstlenmiştir. Bu göstergeler, iki ülke arasında büyümeye açık ve karşıl ıklı fırsatlar içeren güçlü bir iş birliği alanı bulunduğunu göstermektedir. Üyelerimizi yeni pazarlara hazırlamak, ihracat kapasitelerini artırmak ve yatırım ağlarını genişletmek EGİAD'ın en temel önceliklerindendir. Belarus, bu anlamda stratejik bir kapı aralamaktadır." EGİAD, Üyelerinin Küresel Rekabet Gücünü Artırmayı Sürdürecek EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, küresel gelişmelerin hızla değiştiği bir dönemde şirketlerin uluslararası pazarlarda doğru zamanda ve doğru ortaklıklarla yer almasının önemine vurgu yaparak, "Sürdürülebilir büyüme ancak küresel ölçekte atılan stratejik adımlarla mümkündür. Belarus pazarını yakından tanımak, fırsatları bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek ve doğru ilişkileri kurmak bu nedenle büyük önem taşımaktadır. EGİAD olarak önceliğimiz, genç ve lider iş insanlarımızın şirketlerini uluslararası pazarlara taşıyacak cesar eti, bilgiyi ve ilişki ağını güçlendirmektir. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu seminer, üyelerimizin farklı coğrafyalarda yeni iş bağlantıları kurmasına, ihracat kapasitelerini artırmasına, yurt dışı yatırımlarını geliştirmesine ve güvenilir bilgiyle stratejik kararlar almasına katkı sunmak amacıyla kurgulanmıştır. Belarus'un yatırım ortamını, sektörel potansiyelini, iş yapma modellerini ve ticaretin nasıl geliştirilebileceğini en güncel bilgiler ışığında aktarmayı; karşılıklı iş birliklerinin temelini birlikte atmayı hedefliyoruz." diye konuştu. Teknoloji, Sanayi, Lojistik ve Yatırım Alanlarında Yeni İş Birlikleri Gündemde Toplantı sırasında konuşmacılar, Belarus'un yatırım ortamına ilişkin güncel bilgileri detaylı biçimde paylaştı. İmalat, yüksek teknoloji, bilişim, otomotiv yan sanayi, lojistik ve tarım-gıda sektörlerindeki fırsatlar öne çıktı. Belarus'un Avrasya Ekonom ik Birliği'ne erişim sunan konumu sayesinde Türk şirketleri için lojistik avantajların güçlendiği vurgulandı. Çin–Belarus Sanayi Parkı Great Stone temsilcileri, parkta sunulan özel teşvikler, vergi avantajları ve bölgenin lojistik konumuyla ilgili kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Belarus Yüksek Teknoloji Parkı yetkilileri ise yazılım, fintech, oyun, yapay zekâ ve AR-GE tabanlı girişimler için ülkede güçlü bir ekosistem bulunduğunu ifade etti. Toplantı boyunca Türkiye ile Belarus arasında ticaretin nasıl geliştirilebileceği, sektörel potansiyeller ve ortak projelere yönelik değerlendirmeler paylaşıldı. EGİAD üyeleri, Belaruslu kurum temsilcileriyle birebir görüşmeler yaparak iş bağlantılarını güçlendirme fırsatı buldu.

HEPA Türkiye Desteğiyle, Macaristan–Türkiye İş Birlikleri Güçlenmeye Devam Ediyor Haber

HEPA Türkiye Desteğiyle, Macaristan–Türkiye İş Birlikleri Güçlenmeye Devam Ediyor

Denizli ve Rize’de düzenlenen “Macaristan ile Ticaret ve İş Birliği Seminerleri”, iş dünyasına Macaristan’ın yatırım ortamı ve ticaret fırsatlarına yönelik kapsamlı bilgiler sundu. Bölgesel ticaret odalarının ev sahipliği yaptığı etkinlikler, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesine önemli katkı sağladı. HEPA Türkiye’nin organizasyonuyla 21 Kasım’da Denizli’de ve 24 Kasım’da Rize’de düzenlenen “Macaristan ile Ticaret ve İş Birliği Seminerleri”, Türkiye ile Macaristan arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmeye yönelik önemli bir adım oldu. Denizli Ticaret Odası ile Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleşen bu organizasyonlarla, katılımcılara Macaristan’ın yatırım ortamı, ticaret fırsatları ve potansiyel iş birliği alanlarına dair detaylı bilgi aktarıldı. Denizli’de düzenlenen etkinlikte, Denizli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hasan Aracı, Denizli iş dünyasının üretim gücü ve ihracat potansiyeli hakkında bilgi verdi. HEPA Türkiye Genel Müdürü Yalçın Orhon ve HEPA Türkiye Ülke Müdürü Emre Cihad Sönmez beraberlerindeki heyet ile Macaristan’ın sektörel önceliklerini ve Türk şirketleri için sunduğu iş birliği fırsatlarını aktardı. Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Miklos Bujaky ise Macaristan’ın yatırım teşvikleri ve Avrupa pazarına erişim avantajlarını paylaştı. Rize’deki seminer ise HEPA Türkiye’nin organizasyonuyla, Rize Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. RTSO Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu, Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete, Macaristan Ankara Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi Máté Szabados ve HEPA Türkiye Ülke Müdürü Emre Cihad Sönmez’in katıldığı seminerde Sönmez, Macaristan’ın ekosistemi, sanayi altyapısı ve iki ülke firmalarına özel geliştirilmiş iş birliği modellerine ilişkin Macar pazarına giriş stratejileri ve somut ticari fırsatlar konusunda bilgiler aktardı. Ataşe Szabados ise iki ülkenin yatırım olanakları hakkındaki verileri paylaştığı bir sunum gerçekleştirdi. HEPA Türkiye’nin koordinasyonu ve ticaret odalarının ev sahipliğiyle gerçekleşen bu iki etkinlik, Türkiye-Macaristan ekonomik ilişkilerine bölgesel düzeyde bir dinamizm kazandırdı. Katılımcılar, Macaristan’ın ticaret ve yatırım imkanlarını doğrudan tanıma fırsatı buldu. Seminerler, iki ülke arasında ortak projelerin, yeni yatırımların ve artan dış ticaret hacminin önünü açan stratejik bir adım niteliği taşıyor.

Türk Sağlık Sektörü MEDICA 2025’te Yenilikçi Çözümlerini Sergiledi Haber

Türk Sağlık Sektörü MEDICA 2025’te Yenilikçi Çözümlerini Sergiledi

Bu yıl 17-20 Kasım 2025 tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şehrinde düzenlenen MEDICA 2025 fuarına İKMİB öncülüğünde milli katılım organizasyonu ile 24 firma katılım sağlarken, toplamda 196 Türk firması fuarda yerini aldı. 70 ülkeden 4 bin 800’ün üzerinde katılımcı firmaya ev sahipliği yapan fuar, 160 ülkeden yaklaşık 78 bin ziyaretçiyi ağırladı. Fuarda son teknolojiye sahip tıbbi cihazlar, sarf malzemeleri, tanı kitleri, hastane ekipmanları, ortopedik ürünler, laboratuvar çözümleri ve ileri teknoloji sağlık ürünleri alanlarında geniş bir ürün yelpazesi alıcıların beğenisine sunuldu. Fuara katılan T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul, T.C. Ticaret Ataşeleri Dilara Zümreoğlu Tek ve Pınar Aslan, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tayfun Demir, İKMİB İlaç Komite Başkanı Ahmet Altuğ Oğuz, İKMİB İlaç Komite Üyesi Orhan Mutlu Topal, İKMİB Tıbbi Cihaz Komite Üyesi Sevim Öztaşkın, İKMİB Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Hakan Karpuz ile T.C. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürü Şinasi Candan, T. C. Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Koca, T.C. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü Tedarik Planlama, Stok ve Lojistik Yönetimi Daire Başkanı Osman Bahçekapılı ve sektörel STK temsilcileri ile birlikte katılımcı firmalara başarılar diledi. Alıcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılaşan Türk firmalarının Avrupa başta olmak üzere birçok pazarda yeni bağlantılar kurması bekleniyor. Adil Pelister: “Türk tıbbi cihaz ve sağlık ürünleri dünyada rekabet gücünü artırıyor” İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Türkiye’nin sağlık ve medikal ürünlerde son yıllarda ciddi bir ivme kazandığını belirterek, “MEDICA, sağlık sektörünün küresel vitrini konumunda. Türk firmalarımız güçlü tasarım kabiliyeti, hızlı üretim, teknik kalite ve rekabetçi fiyat avantajıyla dünya pazarlarında giderek daha fazla tercih ediliyor. Sağlık ürünleri ihracatında her yıl istikrarlı bir büyüme yakalıyoruz. Bu yıl on aylık verilere baktığımızda eczacılık ürünleri grubumuzun ihracatının 1,44 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 1,24 milyar dolar civarında idi. Türk medikal endüstrisinin küresel pazardaki görünürlüğünü artırmak, ihracatımızı güçlendirmek ve yeni iş birliği fırsatlarını geliştirmek için sektör paydaşlarımızla beraber çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Sektörel ihtiyaçlar, sorunlar, istekler ve önerileri istişare ederek, başarılı ve bereketli bir fuar olması için çalıştık. Firmalarımızın uluslararası arenadaki güçlü temsilinden büyük gurur duyuyor, MEDICA 2025’in yeni iş birliklerine vesile olmasını diliyorum” dedi.

Türk-Fransız Ticaret Odası’nın 140. Yıl Dönümünde Ekonomi Oscarları Sahiplerini Buldu Haber

Türk-Fransız Ticaret Odası’nın 140. Yıl Dönümünde Ekonomi Oscarları Sahiplerini Buldu

Farklı sektörlerden 500’ü aşkın üye firmasıyla Türkiye-Fransa arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlenmesi için faaliyet gösteren Türk-Fransız Ticaret Derneği (CCIFT), 140. kuruluş yıl dönümünü İstanbul’da kutladı. Gecede, Fransa Dış Ticaret Danışmanları (CCEF) tarafından hazırlanan kapsamlı araştırmanın sonuçları baz alınarak Türkiye’deki Fransız ekonomik varlığının gelişimine önemli katkı sunan kurumlara özel bir ödül töreni düzenlendi. Bu tören, iki ülke arasında köklü bağlarla ilerleyen ekonomik ortaklığın geldiği noktayı yansıtırken, sürdürülebilirlik, inovasyon, istihdam, ihracat ve toplumsal etki alanlarında fark yaratan firmaları onurlandırdı. “Sürdürülebilir Etki: Türkiye’deki Fransız Firmaları ve Türk-Fransız Ortaklıklarının Ekonomik ve Sosyal Katkıları/2020–2024 Güncellemesi” başlıklı araştırma sonuçlarının değerlendirilmesiyle verilen ödüller kapsamında, TAV Havalimanları istihdam alanındaki güçlü performansıyla, Oyak Renault ihracata katkılarıyla, Saint-Gobain inovasyon çalışmalarıyla, Schneider Electric ise sürdürülebilirlik alanındaki stratejik adımlarıyla öne çıkarak ödüle layık görüldü. Dekarbonizasyon alanında gösterdiği ilerleme nedeniyle Veolia, ekonomik ivme ve girişimcilik başarısıyla TEB, cinsiyet eşitliğini kurumsal kültürünün merkezine taşıma yaklaşımıyla Pluxee ve toplumsal etkisiyle Sanofi gecenin diğer dikkat çeken ödüllerinin sahibi oldu. Gala gecesinde konuşan Türk-Fransız Ticaret Derneği Başkanı ve TAV Havalimanları İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Franck Mereyde, Fransız firmalarının Türkiye’de köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, bugün ülkede faaliyet gösteren Fransız ve Türk-Fransız ortaklıklı şirketlerin yaklaşık 400 bin doğrudan ve dolaylı istihdam sağladığını kaydetti. Mereyde, “Bu durum, Türkiye’ye ve Türkiye'nin geleceğine duyulan güveni açıkça göstermektedir. 2020–2024 yılları arasında toplam 4 milyar avro yatırım yapan bu firmalar, önümüzdeki üç yıl içinde 5 milyar avro daha yatırım yapmayı planlamaktadır” ifadelerini kullandı. Ödül töreninde konuşan Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Isabelle Dumont, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Mehmet Kemal Bozay ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ise beş yüzyılı aşan Türkiye–Fransa stratejik ortaklığının tarihsel gelişimine değinirken, bu ilişkinin ticaret, eğitim, savunma, kültür ve teknoloji gibi alanların yanı sıra günümüzde yapay zeka ve dekarbonizasyon gibi yeni nesil çalışma alanlarıyla daha da derinleştiğini vurguladılar.

Kayseri OSB Yönetimi Çek Büyükelçi’yi Ağırladı Haber

Kayseri OSB Yönetimi Çek Büyükelçi’yi Ağırladı

Kayseri OSB Başkanımız Mehmet Yalçın ve yönetimi, Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Petr Stephanec’i konuk etti. Başkan Yalçın, “Kayseri ekonomisinin amiral gemisi Kayseri OSB yönetimi olarak, Çekya ile her türlü işbirliğine hazırız. Sayın Büyükelçimiz Petr Stephanec’in ziyaretini bu bakımdan önemli görüyoruz. ” dedi. Ziyarette ayrıca TBMM Çek Cumhuriyeti Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, Kayseri OSB Yönetim Kurulu Üyeleri Nuri Çetinçağlar ve Kamil Çeken ile Denetim Kurulu Üyesi Mustafa Gengeç de yer aldı. Ziyarette konuklarını ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirten Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Kayseri’nin 6 bin yıllık geçmişe sahip bir ticaret ve sanayi şehri olduğunu vurgulayarak, Kayseri OSB hakkında bilgi paylaştı. Kayseri OSB’nin şehrin ekonomik bakımdan amiral gemisi niteliğinde olduğunu vurgulayan Başkan Yalçın, 1500’ü aşkın fabrikada 120 bini aşkın çalışan nüfusa sahip olduklarını belirtti. Yalçın, Tek parça OSB’ler içinde ilk sırada yer aldıklarını ifade ettiği konuşmasında, Kayseri OSB’nin yaklaşık 23 milyon metrekare alanda kurulu bulunduğunu mobilya, çelik kapı, elektrikli ev aletleri, tekstil ve makine ve ekipmanları üretimlerinin ilk 5 sırada yer aldığını aktardı. Başkan Yalçın, Kayseri’nin 2024 yılı ihracatının 3,8 milyar dolar ve ithalatının da 1,6 milyar dolar civarında olduğunu aktardığı konuşmasında, ihracatın ithalatı karşılama oranı bakımından Kayseri’nin önemli bir noktada olduğunu kaydetti. Başkan Yalçın Kayseri’nin önemli bir üretim ve ticaret merkezi olduğunu ve Çek Cumhuriyeti ile ticari ilişkilerin ve karşılıklı yatırımların artırılması gerektiğine inandıklarını söyledi. TBMM Çek Cumhuriyeti Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı da, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemine değinerek, Kayseri’nin ve Kayseri OSB’nin potansiyelinin bu ilişkileri daha ileriye taşıyacağına inandıklarını vurguladı. Büyükelçi Stephanec ise konuşmasında, Kayseri OSB’yi ziyaret etmekten dolayı büyük memnuniyet duyduklarını Çekya ile Kayseri özelinde hayata geçirilecek projeler bulunduğunu belirtti. Büyükelçi Stephanec, Başkan Yalçın ve yönetimine nazik misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Emirates’ten Dubai Airshow’da 38 Milyar Dolarlık Boeing 777X Siparişi Haber

Emirates’ten Dubai Airshow’da 38 Milyar Dolarlık Boeing 777X Siparişi

Dünyanın en büyük uluslararası havayolu olan Emirates, Dubai Airshow 2025’in açılış gününde, GE9X motorlarıyla donatılacak 65 adet ek Boeing 777-9 uçağı için 38 milyar ABD doları tutarında yeni bir sipariş verdiğini duyurdu. Bu siparişle birlikte Emirates’in sipariş portföyü, 270 Boeing 777X, 10 Boeing 777 kargo uçağı ve 35 Boeing 787 olmak üzere toplam 315 geniş gövde uçağa ulaştı. Ayrıca, GE Aerospace’e verilen 130 ek motor siparişi ile GE9X motorları için toplam sipariş adedi de 540’a yükseldi. Bu uzun vadeli taahhüt, ABD’de yüzbinlerce yüksek katma değerli üretim işine destek sağlayacak. Emirates’in Boeing ile yaptığı son anlaşma, Boeing’in 777X ailesinin daha büyük bir versiyonu olan 777-10’un geliştirilmesine yönelik fizibilite çalışmalarına da güçlü bir destek sunacak. “Programa olan bağlılığımızı 38 milyar ABD doları değerinde bir taahhütle arttırdık” Emirates Havayolları ve Grup Başkanı ve CEO’su HH Sheikh Ahmed bin Saeed Al Maktoum, şunları söyledi: “Emirates, halihazırda dünyanın en büyük Boeing 777 operatörü. Bugün portföyümüze eklenen 65 adet Boeing 777-9 uçağı ve 130 adet GE9X motor siparişi ile birlikte, 777 programına olan bağlılığımızı 38 milyar ABD doları değerinde bir taahhütle arttırdık. Bu uzun vadeli bir yatırım olup, Boeing ve GE ile ortaklığımızın yanı sıra ABD havacılık sektörüne verdiğimiz desteğin de bir göstergesidir. Her bir siparişimiz, Dubai’nin büyüme planlarıyla uyumlu olarak Emirates’in genişleme stratejisine titizlikle entegre ediliyor. Genç ve modern bir filoya sahip olmak, yenilikçi kabin ürünleri sunmak, her zaman Emirates’in stratejisinin temel taşlarından biri olmuştur. İlk Boeing 777-9 uçaklarımızı 2027’nin ikinci çeyreğinde teslim almayı ve yeni uçaklarımızı sektör lideri, yenilikçi ürünlerimizle donatmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” Üreticilerin daha yüksek kapasiteye sahip uçaklar üretmesini istediklerini belirten HH Sheikh Ahmed, 777-10 çalışması hakkında ise şunları ekledi: “Bu uçaklar, özellikle artan hava trafiği ve havaalanı kısıtlamaları göz önünde bulundurulduğunda, havayolu şirketleri açısından çok daha verimli oluyor. Boeing’in 777-10 geliştirme çalışmalarını tamamen destekliyoruz. Ayrıca, en son verdiğimiz 777-9 siparişimizi 777-10 veya 777-8’e dönüştürme opsiyonuna da sahibiz.” “Hedefimiz, iş birliğimizi daha da geliştirmek” Boeing Ticari Uçaklar Başkanı ve CEO’su Stephanie Pope şöyle konuştu: “Emirates’in, dünya çapındaki uçuş ağını genişletirken Boeing 777X’i tercih etmesinden de büyük onur duyuyoruz. Emirates ile 40 yılı aşkın süredir süren iş birliğimizi daha da geliştirmeyi ve Emirates’in Boeing uçaklarıyla uzun yıllar uçmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.” “Her türlü desteğe hazırız” GE Aerospace Ticari Motorlar ve Servisler Başkanı ve CEO’su Russell Stokes ise şunları söyledi: “Emirates ile onlarca yıllık ortaklığımızı derinleştirmekten gurur duyuyoruz. Dünyanın en büyük GE90 ve GP7200 müşterisi olan Emirates’in ek GE9X siparişi, teknolojimize ve ekibimize olan güvenini gösteriyor. Emirates’in, sektör lideri çözümlerimizin verimliliğinden ve dayanıklılığından en iyi şekilde faydalanmasını sağlamak için her türlü desteğe hazırız.” Boeing 777 ailesinin tüm modellerini işletmiş olan Emirates, bugün dünyanın en büyük 777 filosuna sahip durumda ve uçakları GE90 motorlarıyla güçlendirilmiş bulunuyor. Havayolu, 119 Boeing 777-300ER, 10 Boeing 777-200LR ve 11 Boeing 777 kargo uçağı ile Dubai’yi 140’tan fazla şehre bağlıyor ve altı kıtada ticaret, turizm ve seyahat trafiğine hizmet veriyor. Son siparişle birlikte Emirates, Boeing’in uçak teslimatlarını 2038’e kadar tamamlamasını bekliyor. Bu uzun vadeli taahhüt, ABD’de 777X ve GE9X motorlarının üretim ve montajında görev alan binlerce çalışanın da beceri ve ustalığını gerektiriyor.

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor Haber

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor

Son yıllarda organik sektörünün büyük gelişim gösterdiği Çin Halk Cumhuriyeti ile Türk organik sektörü, iş birliklerini artırmak ve Asya ile Batı ülkeleri arasında köprü görevi üstlenmek istiyor. Çin’de organik sektörü 15 milyar dolarlık hacme ulaştı Çin’in organik tarım sektörünün son yıllarda güçlü bir büyüme gösterdiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 2024 yılı Çin Organik Ürün Sertifikasyonu ve Organik Sanayi Gelişimi Raporu verilerine göre Çin’de organik ürün etiketlerinin sayısının ilk kez 5 milyarı aştığını dile getirdi. Işık, Çin’de organik ürün satışlarının da 15 milyar dolara ulaştığını ve bu pastadan pay almak istediklerini kaydetti. Çin’de organik sektörünün 2018 yılına göre 1,6 katlık bir artış hızı yakaladığını vurgulayan Işık, “Çin’de 2018–2024 dönemi boyunca organik ürün satışlarının yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 9,3 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler, Çin’i dünyanın üçüncü büyük organik pazarı konumuna taşıdı. Çin ile organik sektöründe daha güçlü bağlar kurmak için 2nd IFOAM Organic Industry & Organic Product Market Development Conference etkinliğine Ege İhracatçı Birlikleri olarak ‘Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade’ başlıklı sunumu yapmak üzere IFOAM Organics Asia tarafından davet edildik. Bu temasların meyvelerini önümüzdeki süreçte alacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Çin’de organik tarımın 3,42 milyon hektar alana ulaştığını ve Asya’da Hindistan’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Başkan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin, hem iç pazar büyümesi hem de uluslararası iş birlikleriyle organik ürünlerin üretimi ve ticaretinde stratejik bir merkez hâline geldi. Konferans, organik sektöründe küresel iş birliğini güçlendirmeyi, ticarette sürdürülebilirliği desteklemeyi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor. Konferansın ana teması ‘Organik Ticareti Genişletmek: Fırsatlar, Yenilik ve Küresel Ortaklıklar’ olarak belirlendi. Çin tarafı, organik tarımı yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; ülkeler arasında bilgi, güven ve iş birliği köprüleri kuran bir sistem olarak görüyor. ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimiyle organik tarımın değerleri örtüşüyor. Organik sektörün büyümesinde genç girişimciler, teknoloji ve inovasyonun önemi büyük. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında köprü kuracak, yeni ticari modeller geliştirecek bir noktada.” Konferans süresince organik ticaretin büyümesi, karşılıklı sertifikasyon tanınırlığı, sürdürülebilir üretim modelleri, e-ticaretin rolü, tüketici bilinci ve izlenebilirlik sistemlerinin güçlendirilmesi gibi konular ele alındı. Üç gün süren etkinlikte, farklı ülkelerden gelen temsilciler organik pazarların mevcut durumunu paylaştı, yeni ortaklıklar için görüşmeler yaptı ve organik tarımın geleceği üzerine fikir alışverişinde bulundu. EİB tarafından yapılan “Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade” başlıklı sunumda, Türkiye ile Çin arasında organik gıda ticaretinin sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye’nin güçlü tarım ve sanayi altyapısı, AB eşdeğer organik sertifikasyon sistemi ve “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi kapsamındaki stratejik konumunun, iki ülke arasındaki iş birliği için önemli fırsatlar sunduğu belirtildi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin uluslararası fuar katılımları, tanıtım projeleri, sürdürülebilirlik girişimleri ve küresel kuruluşlarla yürüttüğü ortak çalışmalar sayesinde Türk organik ürünlerinin dünya pazarındaki görünürlüğünün güçlendiği ifade edildi. Türkiye’nin 200’ün üzerinde organik ürünle 36 bin üreticiye ve 1,3 milyon ton üretime ulaştığı hatırlatılarak, Çin ile karşılıklı sertifikasyon tanıma mekanizmalarının geliştirilmesi, e-ticaret kanallarının ve B2B iş birliklerinin artırılması önerildi. Sunumda, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye’nin organik ihracatında öncü kurum olduğuna vurgu yapılarak, özellikle kuru meyveler, bakliyatlar, zeytinyağı, susam ve fındık gibi ürünlerde ihracatın artırılmasına yönelik çalışmalar özetlendi. Konferans salonunun fuaye alanında, katılımcıların ürünlerini tanıtabileceği özel bir sergi alanı oluşturuldu. Bu alanda Türk kuru meyveleri, Antep fıstığı ve zeytinyağı numuneleriyle birlikte hediyelik eşyalar ve Turkish Tastes kitabı sergilendi. Türk ürünleri, üç gün süren etkinlik boyunca ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği ve beğeni topladığı ürünler arasında yer aldı.

Yorglass, Bosch’un Küresel Tedarikçi Ödülü’nü İkinci Kez Kazandı Haber

Yorglass, Bosch’un Küresel Tedarikçi Ödülü’nü İkinci Kez Kazandı

Yorglass, bu yılki törende 35 bin tedarikçi arasından ödüle değer görülen 49 firma içinde yer alarak olarak ülkemize büyük bir gurur yaşattı. ‘Zorluk kabul edildi: Dayanıklı iş birlikleri, sürdürülebilir gelecek’ temasıyla düzenlenen törende takdim edilen bu prestijli ödül, Yorglass’ın Türkiye sanayisini uluslararası arenada başarıyla temsil ettiğinin güçlü bir göstergesi oldu. Teknoloji ve hizmetler alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden biri olan Bosch Grubu’nun iki yılda bir düzenlediği Global Supplier Award (Küresel Tedarikçi Ödülü) töreni, bu yıl Almanya’nın Ulm kentinde gerçekleştirildi. Törende, dünya genelinde 35 bini aşkın tedarikçi arasından 14 ülkeden 49 şirket; ‘Dolaylı Malzeme ve Hizmet Tedariki’, ‘Malzeme ve Bileşenler’ ve ‘Sürdürülebilirlik’ olmak üzere üç ana kategoride ödüllendirildi. Yorglass ise ‘Malzeme ve Bileşenler’ kategorisinde ödüle layık görülerek, kalite, maliyet, sürdürülebilirlik ve inovasyon kriterlerinde gösterdiği yüksek performansla Bosch’un global tedarik zinciri ekosisteminde fark yarattı. Bu prestijli ödül, törende hazır bulunan Yorglass CEO’su Fabrizio Missich ve Yorglass Yönetim Kurulu Üyesi Merve Yorgancılar Işıtmak tarafından teslim alındı. “Tedarikçilerimizle kurduğumuz güçlü iş birlikleri bizi hedeflerimize ulaştırıyor” Ödül törenine dair değerlendirmede bulunan Bosch Tedarik Zinciri Yönetimi Başkanı Arne Flemming, “Bosch Küresel Tedarikçi Ödülü ile en iyi tedarikçi ve hizmet sağlayıcılarımızı onurlandırıyoruz. Kazananlar, 35.000 şirketten oluşan küresel tedarikçi ağımızın en üstünde yer alıyor. Etkileyici kalite, yüksek bulunabilirlik ve rekabetçi fiyatlar gibi önemli hedeflere ancak küresel tedarikçilerimizle birlikte çalışarak ulaşabiliyoruz. Her gün dünyanın dört bir yanındaki tedarikçilerimizle birlikte çalışarak küresel tedarik zincirlerini daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmeye gayret ediyoruz. Bu nedenle, tedarikçi ödülümüz aynı zamanda bu çabanın bir takdiri niteliğindedir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin üretim gücünü temsil eden ihracat lideri Endüstriyel cam işleme ve düz cam ticaretinde yarım asrı aşan deneyimiyle Türkiye’nin ihracat şampiyonu konumunda olan Yorglass, bu başarısıyla Türk sanayisinin küresel ölçekteki rekabet gücünü bir kez daha kanıtladı. İşlenmiş cam ihracatında sektör lideri olarak, global markalara yüksek kalite, termin güvenilirliği ve sürdürülebilir üretim standartlarıyla hizmet veren şirket; Türkiye’nin üretim gücünü dünya pazarlarına taşımayı sürdürdü. Ayrıca Bosch’tan ikinci kez aldığı bu prestijli ödül, markanın uluslararası pazarlarda güvenilir bir çözüm ortağı olma vizyonunu pekiştirdi. Beyaz eşya üreticilerinin tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında birleştiriyor Şirket olarak elde ettikleri global başarılarının ardında Türkiye’nin üretim gücünü dünyaya taşıma hedeflerinin bulunduğuna dikkat çeken Yorglass Yönetim Kurulu Balkanı Semavi Yorgancılar, “Yarım asrı aşan köklü geçmişimizle Türkiye’nin üretim potansiyelini küresel arenada en güçlü şekilde temsil etmekten gurur duyuyoruz. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçirdiğimiz Çamaşır Makinesi Kapak Camı İşletmemiz, beyaz eşya sektörüne özel çözümlerimizi bir üst seviyeye taşımamızı sağladı. Bu yatırımla ihracat kapasitemizi artırırken, global markalar için ‘one stop partner’ olma konumumuzu güçlendirdik. Beyaz eşya üreticilerinin tüm ihtiyaçlarını tek çatı altında karşılayabilen bir şirket olarak bugün Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretim gücümüzle sektörde fark yaratıyoruz. Amacımız, dünyanın dört bir yanında güvenilir bir Türk markası olarak sürdürülebilir büyümemizi devam ettirmek” dedi. Türkiye’nin dünya çapındaki rekabet gücünü simgeleyen bir ödül Yorglass’ın sürdürülebilirlik konusundaki güçlü duruşuna da dikkat çeken Yorgancılar, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilirlik artık tüm iş süreçlerimizin merkezinde yer alıyor. CDP tarafından ‘Tedarikçi Katılım A Listesi’ne giren dünyanın yüzde 2’lik dilimindeki şirketlerden biri olmak, çevreye duyarlı üretim yaklaşımımızın uluslararası ölçekte tescili niteliğinde. Gelinen noktada ikinci kez aldığımız bu ödül, yalnızca Yorglass’ın değil, Türkiye’nin de dünya çapında rekabet gücünü simgeliyor. Yorglass olarak sektörümüzün üretim gücünü geride bıraktığımız 50 yıl boyunca sınır ötesine taşıdık ve kazandığımız her başarıyı ülkemizin başarısı olarak gördük. Türkiye’nin üretim gücünü dünya sahnesinde temsil etme kararlılığımızı sürdüreceğiz. İş kollarımız arasında yer alan; Ticari Soğutucu, Ticaret, Satina ve Beyaz Eşya alanlarında dünyanın önde gelen markalarına güven, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hizmet vermeye devam edeceğiz.”

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor Haber

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor

Bakan Şimşek, "Küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 16'ncı Boğaziçi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. Konuşmasına küresel ekonomideki son durumu tarif ederek başlayan Şimşek, "Küresel ekonomik politika belirsizliği bu yılın başlarında zirve yaptı. Küresel ticaret politikası belirsizliği de benzer bir tablo ortaya koyuyor. Bu kadar yüksek düzeyde belirsizliğe yol açan zorluklar neler? Ticaretin parçalanması, yüksek küresel borçluluk oranları, yaşlanan nüfuslar... Elbette yapay zeka verimliliği artırmak için muazzam bir potansiyele sahip, ancak teknolojilerin paylaşımı konusunda bölgesel dengesizlikler söz konusu olduğunda tablo karmaşıklaşıyor. Yaklaşan iklim felaketi de bir diğer endişe kaynağı. Ayrıca çevremize ve ötesine baktığımızda pek çok çatışma ve gerilim görüyoruz. İşte bu tablo, bu yılki zirvenin ana temasını da oluşturuyor." dedi. Yaşanan bu durumun IMF'nin büyüme projeksiyonlarına da yansıdığını kaydeden Şimşek, "IMF her yıl beş yıllık büyüme projeksiyonları yayınlıyor ve son birkaç yıldır küresel büyüme tahminleri yüzde 3 civarında sıkışmış durumda. Eski güzel günlerde, küresel finans krizinden önce, korumacılığın artmadığı dönemlerde beş yıllık büyüme tahminleri yüzde 4,5 ila 5 civarındaydı. Düşük büyüme artık ‘yeni normal’ olarak görülüyor." dedi. 'TİCARETTE KORUMACILIK PROBLEMİNİ SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI İLE AŞIYORUZ' Küresel ticarette korumacılığın artmasının yeni norm haline geldiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin bu duruma nasıl uyum sağladığını ise şu sözlerle anlattı: "Tamamen bağışık değiliz ama görece daha az kırılganız çünkü ticaretimizin büyük kısmı serbest ticaret anlaşması yaptığımız ülkelerle gerçekleşiyor. Şu anda 54 ülke ile STA’mız var. Ayrıca yakın coğrafyamızdaki dost ülkelerle olan ticaretimizle birlikte toplam ihracatımızın yüzde 80’inden fazlası bu ağ içinde. Dolayısıyla, ticaretin bölünmesine karşı daha dayanıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Bununla birlikte, sadece bekleyip izlemiyoruz. Bölgesel entegrasyonu küresel ticaret parçalanmasına karşı bir çözüm olarak görüyoruz. Bu kapsamda, Körfez’den Irak üzerinden Türkiye’ye uzanacak ‘Yeni Kalkınma Yolu’ projesine yatırım yapıyoruz. Bu hat, Körfez Ülkeleri ve Irak’ı Londra ve Pekin’e bağlayacak. Ayrıca mevcut serbest ticaret anlaşmalarını hizmetler, tarım ve kamu alımlarını da kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. Bu noktada Birleşik Krallık ile kapsamlı bir anlaşma tamamlanmak üzere. Avrupa Birliği ile mevcut Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekiyor. Körfez Ülkeleriyle yeni anlaşmalar yürürlükte. Japonya ile de görüşmeler sürüyor. Türkiye’nin Asya ticaretinde konumu çok güçlü; coğrafi olarak en kısa ve en verimli güzergâh bizden geçiyor. Bu yüzden bu yeni bağlantılara yatırım yapmak sadece Türkiye için değil, bölgenin refahı ve ticareti için de kritik öneme sahip." EN GÜÇLÜ POTANSİYEL HİZMET İHRACATINDA Türkiye'nin şu anda dünyada turist sayısında dördüncü sırada olduğuna işaret eden Şimşek, "İnşaat sektöründe Çin’in ardından dünya ikincisiyiz. Sağlık turizminde küresel pazarın yüzde 5’ine sahibiz. Eğitimde yeni ama yükselen bir oyuncuyuz. The Economist dergisine göre, Türkiye dizi ihracatında dünyada üçüncü. Oyun sektöründe ise İstanbul, Londra’nın ardından ikinci sırada. Türkiye hizmet ihracatında dünyanın 20. büyük ülkesi, ancak önümüzdeki on yılda büyümenin en güçlü potansiyelinin burada olduğunu düşünüyoruz." dedi. Küresel borçluluk oranlarının son 10 yıllarda ciddi şekilde arttığını vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin bu alandaki avantajını şöyle anlattı: "Bu oranlar özel sektör, hane halkı, kamu ve finansal sektör borçlarını kapsıyor. Türkiye’nin toplam borçluluk oranı yüzde 89 seviyesinde. Bu oran dünya genelinde yüzde 240, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 320 civarında. Bu, Türkiye’nin geniş bir mali manevra alanına sahip olduğu anlamına geliyor. Düşük borçluluk ve güçlü mali yapı, beklenmedik zorluklar karşısında dahi kaynak yaratma kapasitesi sunuyor. Bu çerçevede verimliliği artıracak altyapı yatırımlarına öncelik veriyoruz. Büyük organize sanayi bölgelerini limanlara demiryolu ile bağlamayı hedefliyoruz. Bu hem rekabet gücümüzü artıracak hem de karbon ayak izimizi azaltacak." 30 YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNÜNE 30 MİLYAR DOLAR KAYNAK Yapay zekanın insanlık için verimliliği artırmanın en önemli yolu olacağını belirten Şimşek, "Her teknolojik devrimde olduğu gibi iş kayıplarına dair endişeler olsa da tarih bunun uzun vadede verimlilik artışına dönüştüğünü gösteriyor. Türkiye, IMF’nin “AI preparedness index” sıralamasında gelişmekte olan ülkelerin önünde. Önümüzdeki yıllarda fiber altyapının genişletilmesi, 5G+ yatırımları, veri merkezleri ve nükleer enerjiye yatırım planlanıyor. Türkiye, ‘Yüksek Teknoloji 30’ programıyla 2030 yılına kadar 30 yüksek teknoloji ürününü desteklemek için 30 milyar dolarlık kaynak ayırıyor. Ayrıca, genç nüfusun mühendislik ve yazılım alanındaki yetkinliği Türkiye’ye büyük avantaj sağlıyor. Küresel ısınma gerçeğiyle mücadelede de Türkiye ciddi adımlar atıyor. Son 20 yılda sulama ve su koruma yatırımları için 90 milyar dolar harcandı. Parlamento, bu yıl İklim Yasası ve Yenilenebilir Enerji Yasası’nı kabul etti. Oxford ve Cambridge üniversitelerinin araştırmasına göre, Türkiye dünyayı daha ‘yeşil’ hâle getirme potansiyeli en yüksek altıncı ülke." dedi. ‘KÜRESEL ZORLUKLAR AYNI ZAMANDA TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR SUNUYOR’ Türkiye’nin ekonomik reform programının üç temel öncelik üzerine kurulu olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: "Fiyat istikrarı, güçlü mali yapı ve sürdürülebilir cari denge. Üç aşamalı programın ikinci fazında dezenflasyon, mali disiplinin güçlendirilmesi ve cari açığın azaltılması adımları uygulanıyor. Enflasyon yüzde 60’lardan yüzde 30’lara düştü ve önümüzdeki üç yılda tek haneli seviyelere inmesi hedefleniyor. Yirmi yıllık ortalama bütçe açığı GSYH’nin yüzde 2,4’ü. Deprem harcamaları nedeniyle artan açık, yeniden yüzde 3’ün altına indirilecek. Harcama kontrolü, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, vergi reformu ve kamu maliyesi reformları planlanıyor. Türkiye’nin risk primi 460 baz puan azaldı; bu da borçlanma maliyetlerinin ciddi biçimde düştüğü anlamına geliyor. Ülke, yatırım yapılabilir seviye için not artırımlarını sürdürüyor. Moody’s son yıllarda Türkiye’yi üç kademe, S&P ise iki kademe yükseltti. Sonuç olarak, küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.