Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tügi̇s

Kapsül Haber Ajansı - Tügi̇s haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tügi̇s haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

4. Gıda İnovasyon Zirvesi’nde Markalaşma Ele Alındı Haber

4. Gıda İnovasyon Zirvesi’nde Markalaşma Ele Alındı

Zirvede konuşan Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Türkiye’nin hâlihazırda 30 milyar dolara ulaşan gıda ihracatının artması için nitelikli markalaşmaya vurgu yaptı. “Tüketiciyi tanımıyorsanız, ‘inovasyon’ sandığınız şey karşılık bulmaz” diyen Sidar, tüketici alışkanlıklarının belirleyici rolüne ve bilimsel veriye dayalı pazarlama faaliyetlerinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin özgün tarımsal gücünü markalaştırma çağrısı da yapan Kaan Sidar, “Zeytinyağında dökme satışla küresel markalara değer kazandırmak yerine kendi markalarımızı güçlendirmeliyiz. Fındıkta dünya lideriyiz, kayısı ve incirde de üstünlüğümüz var. Bu ürünleri dünya sofralarına taşıyan güçlü pazarlama stratejileri geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı. Gıda sektörü ekosistemini bir araya getiren 4. Gıda İnovasyon Zirvesi, Boğaziçi Üniversitesi’nin tarihi atmosferinde gerçekleşti. Zirve kapsamında gün boyunca düzenlenen panellerle gıda sektöründe inovasyonun, sürdürülebilirliğin ve markalaşmanın geleceği masaya yatırıldı. Katılımcılar, gıda mühendisliğinin sektörün gelişimindeki rolünü, yeni nesil teknolojilerin tedarik zincirinde verimliliği nasıl artırdığını ve dijitalleşmenin üretim süreçlerine kazandırdığı hız ve kaliteyi örneklerle paylaştı. “Marka itibarı korunmalı” “Gıda Sektörünün Ekonomik Dönüşümü ve Küresel Rekabetçilik” başlıklı panelde konuşan Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, “Bu zirveyle birlikte Türkiye’nin gıda sektöründeki inovasyon potansiyelini bir kez daha ortaya koyuyoruz. Sürdürülebilir üretimden markalaşmaya kadar uzanan bu dönüşüm, ülkemizin bölgesinde lider konumunu güçlendiriyor” dedi. Ülkemizde gıda sektörünün gelişmesi ve küresel rekabette yerini alması için daha fazla markanın öne çıkması gerektiğinin altını çizen Sidar, “Bunun için de pazarlama faaliyetlerinin daha hızlı gelişmesi gerekiyor. Marka itibarını korumadan oluşturulan strateji ise sürdürülebilir değildir. Ardından dağıtım operasyonunun ve sahadaki ağın kurulması gerekiyor. Bunu ya kendimiz kurarız ya da ehline teslim ederiz. Ancak bu iki adım sağlam olursa tüketimi sürekli hale getirebilir, alışkanlık yaratabiliriz. Üçüncü adım ise etkili pazarlama; mesajı doğru zamanda ve koordineli biçimde devreye aldığımızda gıda pazarımız daha hızlı gelişim gösterir” ifadelerini kullandı. “İnovasyon tüketicinin işine yaramalı” İnovasyonun da doğru tanımlanması gerektiğini belirten Sidar, “Ambalajda küçük bir makyaj ya da ürün içeriğine rastgele bir ek yapmayı inovasyon gibi sunmak yanıltıcı olur. Tüketiciye pratik bir çözüm, ayırt edici bir lezzet, işlevsellik ya da kullanım kolaylığı gibi gerçek bir fayda sunmak esas hedeftir. Bu da sistematik araştırma, test ve analiz gerektirir. Türkiye’de bu yolda mesafe alan, bölgesel marka konumuna gelmiş çok sayıda gıda şirketimiz var. Ayrıca satın almalar yoluyla küresel markaları bünyesine katıp büyüten başarılı yerli sermaye örnekleri de mevcut” dedi. Türkiye’nin özgün tarımsal gücünü markalaştırma çağrısı da yapan Kaan Sidar, “Zeytinyağında dökme satışla küresel markalara değer kazandırmak yerine kendi markalarımızı güçlendirmeliyiz. Fındıkta dünya lideriyiz, kayısı ve incirde de üstünlüğümüz var. Bu ürünleri dünya sofralarına taşıyan güçlü pazarlama stratejileri geliştirmeliyiz” dedi. Gıda ihracatı 30 milyar dolara ulaştı Türkiye’nin dış ticaret performansını da güncel örneklerle değerlendiren Kaan Sidar, “Hâlihazırda ihracatımız 200 milyar dolar bandında, gıda sektörü ise 30 milyar dolara dayandı ancak bu rakam Avrupa ülkelerinde çok daha yüksek seyrediyor” dedi. İhracat stratejileri kapsamında Çin pazarını ele alarak tüketici alışkanlıklarının belirleyici rolüne dikkat çeken Sidar, marka dilinin kültürel uyumu için de uyarıda bulundu. İsimlendirme hatalarının maliyetine atıfla, pazar testlerinin bilimsel yöntemlerle yapılması gerektiğini vurguladı. “Veriye dayalı inovasyon, küresel rekabetin yeni dili olacak” Sanayi tarafında ise inovasyon ve dijitalleşme gündemini öne çıkaran Sidar, “Endüstri 4.0, otomasyon ve yapay zeka destekli planlama ile lojistik optimizasyonu maliyeti düşürüyor, böylelikle verimliliği artırıyor. Bu yatırımlar için özkaynak yanında uygun teşvikler de sağlanmalı” dedi. Katma değerin, kârlılığı yeniden yatırıma çeviren bir disiplin olduğunun altını çizen Sidar, “Dünya yerinde durmuyor; sadece tüketiciyi derinlemesine anlayan, veriye dayalı inovasyon yapan ve sanayisini teknolojiyle güncelleyen şirketler kalıcı başarıya ulaşabilir” şeklinde konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TÜGİS, Tüketicileri Küflü Gıdalardaki Tehlikeye  Karşı Uyardı Haber

TÜGİS, Tüketicileri Küflü Gıdalardaki Tehlikeye Karşı Uyardı

TÜGİS Bilim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, gıdada uygun olmayan muhafaza koşullarında ‘Aspergillus flavus’ adlı küf sonucu oluşan ‘aflatoksin’ tehlikesine dikkat çekilerek, bu maddenin karaciğer hasarına ve kansere neden olma potansiyelinin altı çizildi. Tüketiciler için market alışverişinden evdeki gıda yönetimine kadar kalite standartlarının önemi vurgulandı. TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar gıda güvenliğinin toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından hayati olduğunu belirterek, “Tüm sektör temsilcilerimizin, gıdalarda aflatoksin riskini ortadan kaldırmak adına hijyen, muhafaza ve üretim koşulları konusundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeleri büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı. Yeni nesil sendikacılığın ülkemizdeki temsilcisi Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), gıda güvenliğinin sağlanması ve halk sağlığının korunması amacıyla sürdürdüğü bilgilendirme faaliyetlerine devam ediyor. Bu doğrultuda TÜGİS Bilim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, gıdaların küflenmesi nedeniyle oluşan ‘aflatoksin’e dikkat çekildi. “Tüm sektör temsilcileri hassasiyet göstermeli” Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, gıda güvenliğinin toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından hayati olduğunu belirterek, “TÜGİS olarak, üreticilerden tüketicilere uzanan gıda zincirinde standartların korunması ve kalitenin yükseltilmesi için paydaşlarımıza rehberlik etmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda tüm sektör temsilcilerimizin, gıdalarda aflatoksin riskini ortadan kaldırmak adına hijyen, muhafaza ve üretim koşulları konusundaki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeleri büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı. Sıcak ve nemli ortamlarda çoğalıyor TÜGİS Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık ise yaptığı açıklamada, “Aflatoksin, insan ve hayvan sağlığı açısından ciddi riskler oluşturan, küfün sekonder metaboliti olan bir kimyasal bileşiktir. Küf mantarları tarafından üretilen bu toksin, gıdaların özellikle nemli ortamlarda ve uygun olmayan koşullarda muhafazası sonucu görülebilir, hızla da çoğalabilir. Örneğin hasat sonrasında tarımsal ürünler uygun olmayan koşullarda depolandığında aflatoksin miktarı artar ve tüketildiğinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Aflatoksin içeren bir gıdanın mutlaka küflenmiş görünmesi de gerekmiyor. Bu nedenle hem üretim hem de muhafaza süreçlerinde hijyen, nem ve sıcaklık kontrolü kesinlikle sağlanmalıdır. Karaciğer kanseri riski barındırıyor Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kanserojen olarak sınıflandırılan aflatoksinler, uzun süreli ve yüksek dozda alınması durumunda karaciğer hasarı, bağışıklık sistemi zayıflaması ve hatta karaciğer kanseri gibi ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Mısır, kırmızı toz biber, yer fıstığı, baharatlar, pirinç, buğday, kuruyemişler, kuru incir, süt ve süt ürünleriyle soya gibi birçok gıda üründe aflatoksin tehlikesi söz konusu olduğundan; üreticinin düzenli analizlerle ürün kalitesini takip etmesi çok önemli” ifadelerini kullandı.  Gıda güvenliğinde tüketicinin rolü kritik “Aflatoksin riskinin yalnızca üretim aşamasıyla sınırlı olmadığını unutmamalıyız” diyen Artık, “Tüketiciler de gıda güvenliğinde önemli bir rol üstleniyor. Market alışverişinden evdeki saklama koşullarına kadar hijyen ve kalite standartlarına dikkat edilmesi şart. Ambalajı bozulmuş ya da son tüketim tarihi geçmiş ürünlerden kesinlikle uzak durulmalı; özellikle tahıl, kuruyemiş ve baharat gibi ürünler serin ve kuru ortamlarda muhafaza edilmeli. Ayrıca küflenmiş ya da rengi değişmiş gıdaların hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.  

TÜGİS’ten Ramazan Ayında Güvenli Gıda Tüketimi Uyarısı Haber

TÜGİS’ten Ramazan Ayında Güvenli Gıda Tüketimi Uyarısı

Sidar, “Fırsatçılar daha cazip fiyatlarla tüketiciyi cezbetmeye çalışsa da, ürünün ambalajında üretim yeri, son kullanma tarihi ve içeriği gibi bilgilerin yer almasına mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor” mesajını verdi.  Ramazan ayında pek çok kişi ihtiyaçlarını hızlı ve uygun maliyetle karşılamak isterken sağlık açısından risk barındıran gıdalara yönelebiliyor. Bu durum gıda okuryazarlığının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Ramazan ayı boyunca gıda alışverişlerinde daha dikkatli ve bilinçli olunması gerektiğine vurgu yaparak; etiketsiz, içeriği belirsiz ve aşırı ucuz ürünlerin sağlık için oluşturabileceği ciddi tehlikelere yönelik uyarılarda bulundu. Sağlıklı yaşam için doğru gıda bilgisi şart! Gıda okuryazarlığını; gıda ve beslenme hakkında doğru bilgiye ulaşma, bilgiyi anlayıp değerlendirme ve güvenilir gıda tercihlerini günlük hayatımıza yansıtma süreci olarak tanımlayan Kaan Sidar, “Güvenilir gıda bilincinin artması, toplumsal sağlık ve refahın korunması için büyük önem taşıyor. Özellikle aileler çocuklarına küçük yaşlardan itibaren doğru beslenme alışkanlığı kazandırdığında, bu bilinçli tutum ömür boyu sürüyor. Gıda okuryazarı bireyler de hem kendi sağlıklarını hem de toplumun genel sağlığını korumaya katkı sağlayarak sağlıklı nesillerin yetişmesine destek oluyor” ifadelerini kullandı. Bakanlık onaylı ürünler tüketilmeli Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarında yer alacak ürünlerin seçimi de büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda tüketicilerin dikkat etmesi gereken noktaları sıralayan Kaan Sidar, alışveriş yaparken özellikle etiketsiz ve içeriği belirsiz ürünlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi. Sidar, “Fırsatçılar daha cazip fiyatlarla tüketiciyi cezbetmeye çalışsa da, ürünün ambalajında üretim yeri, son kullanma tarihi ve içeriği gibi bilgilerin yer almasına mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor. Aşırı ucuz ürünler de büyük bir risk taşıyor.  Merdiven altı üretimde özellikle tatlı, süt, şarküteri ve et ürünleri gibi temel gıdalarda ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Bu nedenle güvenilir markaları ve denetlenmiş işletmeleri tercih etmek, Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı ürünleri satın almak büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu. Son yıllarda ‘doğal’ ve ‘organik’ adı altında birçok ürünün satışa çıktığını belirten Sidar, bu ürünlerin gerçekten sağlıklı ve güvenilir olup olmadığını anlamak için menşeini ve sertifikalarını kontrol etmek gerektiğini de vurguladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.