Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tui̇k

Kapsül Haber Ajansı - Tui̇k haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tui̇k haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Asgari Ücrette İş Dünyası’nın Beklentisi Yüzde 25-30’luk Artış Haber

Asgari Ücrette İş Dünyası’nın Beklentisi Yüzde 25-30’luk Artış

2026 yılı için asgari ücretin belirleneceği görüşmeler tartışmaların odağında başlıyor. İş dünyası temsilcileri artış oranının sadece büyüklüğünden değil, zamanlaması ve mali yapılar üzerindeki etkisinden de endişe ediyor. Kurumsal hizmet yönetimi sektöründe geniş bir iş gücünü yöneten Allservice’in Yönetim Kurulu Başkanı ve İK Yöneticisi Ebru Akyüz, asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerinde hem büyüklük hem de süreç vurgusu yaptı. Kasım 2025 enflasyonu: yıllık %31,07 Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı Kasım 2025 TÜFE verilerine göre yıllık enflasyon %31,07, aylık artış %0,87 olarak gerçekleşti. Özel hesaplama yapan bağımsız enflasyon göstergeleri TÜİK verisinin üzerinde rakamlar verirken (ENAG gibi), resmi veri enflasyonun hâlâ yüksek seyrettiğini teyit ediyor. Bu enflasyon ortamı, hane halklarının reel gelirini baskılarken, şirketlerin ücret maliyetlerini de artırıyor; dolayısıyla asgari ücrette yapılacak düzenlemeler hem sosyal koruma hem de istihdam dinamikleri için belirleyici olacak. İŞVEREN DESTEK BEKLİYOR Hükümet ve ilgili kurumlarca açıklanan 2025 yılı için uygulanan asgari ücret tutarı brüt 26.005,50 TL, net 22.104,67 TL olarak kayıtlarda yer alıyor. İşverene maliyet hesaplamalarında ise sektör ve prim yüklerine göre farklılıklar olmakla birlikte PwC ve ilgili kurumların hesaplarına göre işverene toplam maliyet örnekleri yıllık bazda yaklaşık 30–31 bin TL civarında hesaplanıyor. Bu rakamlar, 2026 için planlanacak artışların işverene getireceği ilave yükün büyüklüğünü göstermesi açısından önem taşıyor. “2026 İÇİN RASYONEL ARTIŞ YÜZDE 25–30 BANDI” Asgari ücret artış oranı sorulduğunda Akyüz, üç temel kriterin—enflasyon, şirket maliyetleri ve çalışan yaşam koşulları—birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtti: “2026 için en rasyonel artış yüzde 25–30 bandı. Bu oran çalışanı kısmen korur, işverenin maliyet yapısını bir anda bozmaz. Önemli olan tüm tarafların sürdürülebilir bir zeminde buluşması.” Akyüz’e göre bu bant, hem reel ücretleri toparlamaya yönelik bir adım anlamına gelecek hem de şirketlerin ani nakit baskısı ile karşılaşmasını sınırlayacak. İŞVERENLERİN ÖNCELİĞİ: ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK Akyüz, iş dünyasının sadece “yüzde” ile ilgilenmediğini; artışın önceden duyurulması, takvime bağlanması ve planlanabilir olması gerektiğini vurguladı: “Bugün işverenlerin en büyük beklentisi öngörülebilirlik. Şirketler ani ve yüksek artışlara hazırlanmakta zorlanıyor. Rakamdan çok sürecin planlanabilir olması önemli.” Geçmiş yıllarda tek seferlik büyük artışların KOBİ’ler üzerinde yarattığı baskı hatırlatılırken, orta yolun bulunmasının istihdamı koruyacağı belirtiliyor. YILDA İKİ ZAM TARTIŞMASI: UYGULANABİLİR AMA MEKANİZMA GEREKLİ Akyüz, enflasyonist dönemlerde yılda iki zammın çalışanları koruyabileceğini ancak bunun şeffaf, önceden belirlenmiş bir takvime bağlanması gerektiğini söyledi: “Yıl içinde güncelleme yapılabilir; ancak bunun mutlaka öngörülebilir bir mekanizmaya bağlanması gerekir. Belirsizliği azaltan her adım hem işçiyi hem işvereni rahatlatır.” Uzmanlar, geçmiş uygulamalardan hareketle çift zammın kısa vadede alım gücünü desteklediğini, ancak işletmelerin likidite planlamasında öngörülemeyen dalgalanmalar yaratabileceğini belirtiyor. DEVLETE İŞVEREN TALEPLERİ: SGK VE VERGİ YÜKÜNDE HAFİFLEME Akyüz, işverenlerin artışla birlikte toplam işçilik maliyetinin paylaşılmasına yönelik taleplerini şu sözlerle özetledi: “İşverenler, SGK primleri ve vergi yüklerinde bir miktar hafifleme talep ediyor. Bu sadece işverenin rahatlaması için değil; istihdamın korunması, kayıt dışılığın önlenmesi ve şirketlerin büyüme kapasitesinin devamı için de önemli.” Resmi veriler ve işletme hesaplamaları, işçiden ve işverenden kaynaklanan sosyal güvenlik maliyetlerinin toplam işçilik maliyetinde belirleyici olduğunu gösteriyor; bu nedenle kamu destek mekanizmalarının kapsamı tartışmanın merkezinde olacak. Akyüz şirket politikalarını anlatırken, ücret belirlerken yalnızca yasal asgari normların değil; motivasyon, verimlilik, sektör ortalamaları ve müşteri memnuniyetinin de göz önünde bulundurulduğunu ifade etti: “Doğru ücret politikası, çalışanın emeğinin karşılığını aldığı; işverenin de sürdürülebilir bir yapıyı koruyabildiği sistemdir. Bu denge sağlandığında hem hizmet kalitesi hem şirket performansı güçlenir.” 2026’DA BELİRLEYİCİ KRİTERLER — ENFLASYON, ÖNGÖRÜ VE KAMU DESTEĞİ Ekonomistler ve sektör temsilcileri, 2026 asgari ücret kararının enflasyonun seyri, kamu maliyesinin destek kapasitesi ve işverenlerin mali dayanıklılığı çerçevesinde alınacağını belirtiyor. Akyüz’ün vurguladığı gibi, izlenecek yol “denge” olacak: çalışan korunacak; ancak işverenlerin iflas, istihdam daralması veya kayıt dışına yönelme risklerine karşı korunması da benzer ölçüde değerlendirilecek.

TÜİK Açıkladı: Sektörde En Büyük Enerji Faturası Yüzde 57 Pay ile Elektriğin. Haber

TÜİK Açıkladı: Sektörde En Büyük Enerji Faturası Yüzde 57 Pay ile Elektriğin.

TÜİK'in 13 bin 455 girişime uyguladığı web görüşmesi yöntemiyle derlediği verilere göre, sektörün enerji haritasında liderlik "toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektörüne ait. Ticaret Lider, Kamu Yönetimi İkinci Sırada Araştırma sonuçlarına göre, alt sektörler bazında enerji tüketiminde en büyük pay şu şekilde sıralandı: Toptan ve Perakende Ticaret: %28,9 Kamu Yönetimi ve Savunma; Zorunlu Sosyal Güvenlik: %22,0 Konaklama ve Yiyecek Hizmeti Faaliyetleri: %15,0 Tüketimin Yarısından Fazlası Elektrikten Hizmet - Ticaret sektörünün toplam enerji tüketiminde kaynak dağılımı incelendiğinde, elektrik açık ara önde yer aldı. 286 bin 867 terajul ile elektrik, %57,2 ile en çok tüketilen kaynak oldu. Elektriği sırasıyla %33,8 ile doğal gaz ve %4,7 ile petrol ürünleri takip etti. Özellikle en çok enerji tüketen "toptan ve perakende ticaret" sektöründe ise elektriğin baskınlığı dikkat çekti. Bu sektördeki enerji tüketiminin %75,7'si elektrikten oluştu. Veri Merkezlerinin Elektrik Tüketimi Belli Oldu TÜİK, ikinci kez yayımlanan bu bültenle ilk kez kamu sektörü detaylarının yanı sıra veri merkezlerinin enerji tüketimi bilgilerini de paylaştı.Araştırma sonuçlarına göre, veri merkezlerinde 2024 yılında tüketilen toplam elektrik miktarı 645 GWh (Gigavat Saat) olarak kayıtlara geçti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Niloya’nın Yeni Bölümleri 4 Ayda “20 Milyon Kez” Görüntülendi Haber

Niloya’nın Yeni Bölümleri 4 Ayda “20 Milyon Kez” Görüntülendi

Dizi ve film ihracatındaki başarısıyla adından söz ettiren Türkiye, animasyon pazarında da önemli bir oyuncu haline geliyor. Precedence Research tarafından yayınlanan "Animation Market" (Animasyon Pazarı) başlıklı çalışmaya göre küresel animasyon pazarı 2024 yılında yaklaşık 436 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşırken sektörün 2034’e kadar 895 milyar doları aşması bekleniyor. Sektör, Türkiye’de özellikle çocuklar arasında en çok tüketilen medya içeriği türü olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki animasyon filmlerin toplam izleyici sayısı içindeki payı 2017'de yüzde 8 iken, 2023'te yüzde 32'ye yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 verileri, bu büyümeye paralel bir tablo çiziyor: Türkiye'deki çocukların yüzde 97,4'ü düzenli olarak internet kullanıyor ve yüzde 96,3'ü en çok YouTube'da video izlemeyi tercih ediyor. Bu durum, yerli animasyon yapımlarının dijital platformlarda milyonlarca izleyiciye ulaşmasına zemin hazırlıyor. Bu kapsamda Türkiye'nin sevilen çizgi film kahramanı Niloya da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndan itibaren yayımlanan yeni bölümleriyle önemli bir başarı elde etti. Sadece dört ay gibi kısa bir sürede 20 milyonu aşan görüntülenme sayısına ulaştı. Senaryosu psikologlar ve pedagogların görüşleri doğrultusunda hazırlanan Niloya ve arkadaşlarının TRT Çocuk ekranlarındaki ve 6 milyonu aşkın abonesi bulunan YouTube kanalındaki maceraları, çocukların izleme alışkanlıkları üzerine önemli veriler sağlıyor. Çizgi Filmi En Çok Televizyondan İzliyoruz Minik dostlarını her zaman mutlu etmeyi başaran Niloya ve arkadaşları, bu sevgilerini t üm dünyaya yayıyor. Çizgi kahraman, 6,3 milyar görüntülenme ve 625 milyon saatlik izlenmeye ulaşan YouTube'daki Türkçe kanalının yanı sıra İngilizce, İtalyanca, Portekizce, Arapça ve İspanyolca başta olmak üzere toplam 13 farklı dildeki kanalıyla da sevgi ve eğlencenin sınırlarını aşıyor. Niloya’nın YouTube kanalı istatistiklerine göre, çocuklar çizgi filmleri en çok akıllı televizyonlardan (%75) izliyor. İkinci sırada yüzde 20 ile cep telefonu yer alırken, yüzde 3'lük oranla tablet üçüncü sırada bulunuyor. Niloya'yı Türkiye'de en çok izleyen illerin başında İstanbul gelirken, onu sırasıyla Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Samsun, Gaziantep ve Diyarbakır takip ediyor. Türkiye’den sonra Almanya, Azerbaycan, Hollanda, Fransa, Avusturya’da izlenen çizgi kahraman uluslararası arenada da önemli bir yer edinirken ve Türkiye'nin kültürel ihracatına büyük katkı sağlıyor. C insiyet dağılımında ise kadınların (%56) izlenme oranının, erkeklere (%44) göre yüksek olduğu gözlemleniyor. Müzikalleri, gösterileri ile bugüne kadar kilometrelerce yol kat ederek 72 ilde yaklaşık 1,2 milyon minik dostuyla buluşan çizgi kahraman, yerel değerleri ve kültürü bir eğlenceli ve öğretici bir şekilde aktarıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Temmuz Ayı Enflasyon Oranı Açıklandı. İşte O Veriler! Haber

Temmuz Ayı Enflasyon Oranı Açıklandı. İşte O Veriler!

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %33,52 arttı, aylık %2,06 arttı. TÜFE'deki (2003=100) değişim 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %2,06 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %19,08 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,52 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %41,13 artış olarak gerçekleşti. TÜFE yıllık değişim oranları (%), Temmuz 2025 TÜFE gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık %27,95 arttı. En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde %27,95 artış, ulaştırmada %26,57 artış ve konutta %62,01 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde %6,94, ulaştırmada %4,35 ve konutta %9,03 oldu. TÜFE gıda ve alkolsüz içeceklerde aylık %0,07 arttı En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun aylık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde %0,07 artış, ulaştırmada %2,89 artış ve konutta %5,78 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde %0,02, ulaştırmada %0,45 ve konutta %0,95 oldu. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla, 18 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 5 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 120 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %33,77 arttı, aylık %1,82 arttı İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'deki değişim, 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %1,82 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %19,40 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,77 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %40,51 artış olarak gerçekleşti.

Türkiye Turizmde Rekor Gelir ve Yükselen Kişi Başı Harcamayla Öne Çıkıyor Haber

Türkiye Turizmde Rekor Gelir ve Yükselen Kişi Başı Harcamayla Öne Çıkıyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'nin turizm geliri yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar oldu. Türkiye’nin bu ilk çeyrek geliri, bugüne kadarki en yüksek ilk çeyrek geliri olarak da kayıtlara geçti. ‘Türkiye’nin güçlü konumu pekişti’ Barceló Hotel Group Türkiye Genel Müdürü Hasan Ekmen, Türkiye’nin 2024 yılında 52.6 milyon turist ve 61.1 milyar doları aşan turizm geliriyle tarihi bir rekora ulaştığını hatırlatırken, Türkiye’nin uluslararası arenada güçlü bir destinasyon olarak konumunu pekiştirdiğini vurguladı. Ekmen ‘’ Türkiye güçlü destinasyon çeşitliliğinin yanı sıra tarihi, kültürel varlıkları, turizmdeki konaklama altyapısı ve hizmet kalitesi açısından rekabet avantajı oldukça güçlü bir ülke. 2025 hedeflerine ulaşmak için bu avantajı stratejik şekilde kullanmalıyız” yorumunda bulundu. Türkiye’nin yabancı turist kaynaklı kişi başı gecelik geliri artırma hedefine de dikkat çeken Ekmen, 2017'de 75 dolar olan bu gelirin 2024'te 108 dolara çıktığını hatırlattı. Hasan Ekmen, “Veriler gösteriyor ki, bu sene ise ilk çeyrekte 116 dolara çıkmış. Bunun turizm gelirine oldukça olumlu yansıyacağından şüphemiz yok” dedi. ‘Bizim için referans ülke’ Deneyim odaklı turizm, sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin yeni dönemde seyahat endüstrisinde dikkat çekeceğini belirten Hasan Ekmen “Dijitali iyi kullanan, yerel değerlerle entegre ve otantik deneyim sunan markalar öne çıkacak. Türkiye’nin geleneksel misafirperverliği, bu kişiselleştirme trendine entegre olduğu için büyük bir rekabet avantajı doğurabilir” dedi. Barceló Hotel Group’un Türkiye’ye duyduğu büyük güvenle yatırımlarına devam ettiğini aktaran Hasan Ekmen, “Grup olarak Türkiye’ye olan inancımız çok yüksek. Diğer yandan, global yol haritamızda Türkiye sadece bir destinasyon değil, aynı zamanda referans bir ülke konumunda. Yeni yatırımlar için Akdeniz, Ege, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgeleri radarımızda. Grup olarak kararlarımızda destinasyona olan inancımız ile hareket ediyoruz. Gittiğimiz destinasyonu tanıtmak gibi bir misyonumuz var. Misafirlerimiz de bunun bilincinde olduğu için markalarımızın olduğu destinasyonları göz önünde bulundurarak tercihlerini yapıyorlar. Yerli ve yabancı turistin deneyime verdiği değer göz önüne alındığında, bu yaklaşımın Türkiye gibi eşsiz bir ülkede hem markaya hem bölgeye değer katacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Ytong Lento ile kapı ve pencere açıklıkları hızla kapanıyor Haber

Ytong Lento ile kapı ve pencere açıklıkları hızla kapanıyor

TUİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte biri konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi problemlerle karşılaşıyor. Binanın yapım aşamasında doğru malzeme seçimi ile hem yapıların karşılaşabileceği riskler indirgenebilir hem de insanların konforlu binalarda sağlıklı bir yaşam sürmeleri sağlanabilir. Türkiye’de ve dünyada Ytong herkes için sağlıklı ve güvenli yapı malzemeleri sunuyor. Ytong ürünleri sağlamlığının yanı sıra yüksek ısı ve ses yalıtımı, yangın koruması, hızlı montaj ve çevre dostu ürünler olmasının getirdiği avantajlar ile kullanıldığı yapılara da değer katıyor.  Ytong, kullanıma hazır donatılı lentoları ile inşaatlara hız kazandırırken sağlıklı yaşam alanlarının inşa edilmesine de katkı sunuyor. Duvarlardaki kapı ve pencere açıklıklarının üzerinde kullanılan Ytong Lento, çeşitli ölçülerde, projeye uygun şekilde üretilebiliyor.   Kullanıma hazır, beton ve kalıp gerektirmiyor İçerisinde çelik hasır donatı bulunan Ytong Lento;  duvar örümü sırasında kolaylıkla yerleştirilir, kalıp, demir gibi bir imalat gerektirmez. Duvar imalatına hız katarken, iş gücünden ve malzemeden de tasarruf sağlar.  Yoğuşma ve küfe son Duvarlardaki yoğuşma ve küflenme, Ytong Lento ile ortadan kalıyor. Ytong Lento, duvarların bünyesinde ısı köprüsü oluşturan beton lentoların yerine kullanılır. Dış cephe duvarlarındaki beton lentoların iç yüzeylerinde zaman içinde yoğuşma ve küflenme sonucu ortaya çıkan yapı hasarları Ytong lentoların kullanılması ile ortadan kalkarken, iç ortam kalitesi  artar.  Yüksek ısı yalıtım özelliğine sahip Ytong lento, Ytong duvar blokları ile birlikte kullanıldığında, ısı geçirgenliği, buhar geçirgenlik direnci ve hacim sabitliği açısından cephede bütünlük oluştururken, A1 sınıfı yanmaz cephe oluşuna da katkı sağlar.

DEVA Partili Ekmen'den TÜİK'e eleştiri Haber

DEVA Partili Ekmen'den TÜİK'e eleştiri

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Zübeyde Sarı ile Ankara Saati Programı’na konuk olarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.  Açlık sınırının altında bir asgari ücret ile karşı karşıyayız Konuşmasına TÜİK Başkanı’na seslenerek başlayan Ekmen, “Aralık ayında 0 gözüken enflasyon, ocak ayında 5, şubat ayında ise 2.27 açıklandı. Çünkü emeklinin, memurun maaşına gelecek zam, aralık ayı sonu enflasyonuna göre belirlendiği için aralık ayı enflasyonunu çarpıttılar. Zaten yıpranmış kurumsal itibarlarını, iyice erittiler. Genel başkanımız Ali Babacan’la birlikte TÜİK Başkanı Sayın Erhan Çetinkaya’ya her gün sesleniyoruz: TÜİK sepetindeki kalemleri açıklayın. Hangi kalemleri hangi usuller ile hesaplıyorsunuz? Fiyatları nereden alıyorsunuz? Enflasyon sepetini nelerden oluşturuyorsunuz?” dedi. Emeklinin sepeti ile enflasyon sepeti örtüşmüyor Emeklinin durumuna değinen Ekmen, “TÜİK sepetinin içerisinde internet paketi de var, bir restorandaki yemek de var, cep telefonu da var. Fakat 14 bin 469 Türk Lirası alan emeklinin bu enflasyon sepetindeki sair ürünler ile ilgilenmesi söz konusu dahi değil. Emekli sadece evine götürebildiği ekmek, akşam saat 18 civarında pazardan alabildiği yarısı bozulmuş ürün ve toplu taşıma fiyatı ile ilgileniyor. Emekliler üstlerine kıyafet mi alabiliyor? Eşiyle, çocuğuyla, torunuyla dışarıda bir etkinliğe mi katılabiliyor? Keza asgari ücretli de aynı durumda. Açlık sınırı 23 bin 324 TL, asgari ücret ise 22 bin 104 TL. Açlık sınırının altında bir asgari ücret ile karşı karşıyayız. Türkiye’de kirası, 15 bin Türk Lirası’nın altında olan bir ev neredeyse yok. TÜİK; memurun, emeklinin, asgari ücretlinin hakkını yemekten vazgeçsin” diyerek TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 39,5 olarak açıklamasını eleştirdi. Ekonomi yönetimi tasarruf genelgesini takip edemiyor Ekonomik krizin çözümünü nerede gördüğüne yönelik soru alan Ekmen, “Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın ekonomik kriz ile ilgili şu sözlerini hatırlatmak istiyorum: ‘Biz 6 ayda göstergeleri kontrole alır, enflasyonu ise 1 yılda inişe geçiririz’ diyor. DEVA Partisi olarak bunu hep belirtiyoruz. Ekonomi yönetiminde, şu an ne ihalelere ne israfa ve gösterişe ne de 5 uçak ile gidilen davetlere engel olunabiliyor. Tasarruf konusunda bildiğimiz ve ölçülebilir adımlar yok, sonuçlar da denetlenmiyor. 2020 ve 2023 yılları kapsamında yayınlanmış Tasarruf Tedbirleri hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılı soru önergesi veriyorum ancak yanıt alamıyorum. Ekonomi yönetiminde maalesef ki herhangi bir takip sistemi bulunmuyor” ifadeleriyle ekonomi alanında ciddi bir takipsizliğin bulunduğuna dikkat çekti. Konuşan herkesi susturmayı hedeflerseniz, Türkiye’de hukuk da ekonomi de düzelmez Ekmen, “Bu ülkede oyuncudan yapımcıya, müneccimden sokakta konuşan çiftçiye kadar insanları yargı eli ile baskı altına alır ve susturmayı hedeflerseniz kanun devleti veya hukuk devleti değil, otoriterlermiş bir ülke yönetimi ile devam ederseniz Türkiye’de ekonomiyi de hukuku da rayına koymak mümkün olmaz” diye konuştu.

TÜİK verilerine göre ocak ayında konut satışları arttı Haber

TÜİK verilerine göre ocak ayında konut satışları arttı

TÜİK ocak ayı konut satışlarıyla ilgili verileri paylaştı.  TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39,7 oranında arttı. Türkiye genelinde Ocak ayında 112 bin 173 konut satıldı Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %39,7 oranında artarak 112 bin 173 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 18 bin 912 ile İstanbul, 10 bin 158 ile Ankara ve 6 bin 634 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 39 ile Ardahan, 62 ile Bayburt ve 80 ile Tunceli olarak gerçekleşti. İpotekli konut satışları 16 bin 726 olarak gerçekleşti Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %182,8 oranında artarak 16 bin 726 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %14,9 olarak gerçekleşti. Ocak ayında 3 bin 856 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti. Diğer satış türleri sonucunda 95 bin 447 konut el değiştirdi Türkiye genelinde diğer konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %28,3 oranında artarak 95 bin 447 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %85,1 olarak gerçekleşti. İlk el konut satış sayısı 32 bin 785 olarak gerçekleşti Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %29,8 oranında artarak 32 bin 785 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %29,2 oldu. İkinci el konut satışlarında 79 bin 388 konut el değiştirdi Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %44,2 oranında artarak 79 bin 388 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %70,8 oldu. Yabancılara Ocak ayında bin 547 konut satışı gerçekleşti Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %24,9 oranında azalarak bin 547 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,4 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 611 ile İstanbul, 469 ile Antalya ve 118 ile Mersin oldu. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı Ocak ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 248 ile Rusya Federasyonu, 162 ile İran ve 103 ile Irak vatandaşlarına yapıldı.

Konutder Başkanı Kumova:  “Konut Satışları 2025’e Vites Düşürerek Girdi” Haber

Konutder Başkanı Kumova: “Konut Satışları 2025’e Vites Düşürerek Girdi”

Konutder Başkanı Ramadan Kumova, TÜİK tarafından açıklanan Ocak 2025 Konut Satış İstatistiklerini değerlendirdi. Türkiye genelinde konut satışları 2025 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %39,7 oranında artarak 112 bin 173 olsa da Aralık 2024’e göre %47,2 düştü. Konut fiyatlarındaki reel düşüşü 2024’ün son 6 ayında fırsata dönüştüren halkımız piyasayı hareketlendirdi ancak Ocak’ta bu 6 aylık artış trendi son buldu ve satışlar bir ayda %47,2 gerileyerek 212 bin 637 adetten 112 bin 173’e düştü. Her ne kadar 2025’e düşüş ile başlanmış olsa da 2024’ün ilk yarısındaki düşük performans göz önüne alındığında 2025’e daha iyi bir başlangıç yapıldığını düşünüyoruz. Ancak konut satışlarının ideal seviyelere gelebilmesi ve ihtiyacın karşılanması için gerekli adımlar atılmalı ve faizlerin %1’ler seviyelerine kadar gerilemesi sağlanmalı. Ocak 2025’te 1. El konut satışları 32 bin 785 olarak gerçekleşirken adet olarak Aralık 2024’e göre %57,2 azalmış durumda. 2024’ün Ocak ayına göre ise %29,8 arttı. Öte yandan 2. El konutlarda ise satışlar 79 bin 388 olarak gerçekleşirken adet olarak Aralık 2024’e göre %41,6 azalmış durumda. Ancak 2024’ün Ocak ayına kıyasla %44,2’lik bir artış kaydedildi. Türkiye genelinde kredili (ipotekli) satış adedi Aralık 2024’e göre %28,1 azaldı ve geçen senenin Ocak ayına göre %182,8’lik bir artış olsa da bir düşüş eğilimi var. Öte yandan toplam konut satışları içinde kredili satışların payı %14,9 olarak gerçekleşti. İdeal piyasa koşulları düşünüldüğünde kredili satış oranları düşük seyrine devam ediyor ve sağlıklı piyasa koşullarında kredili satış oranının %50’lere olması gerekiyor. Yabancıya konut satışında ise düşüş devam ediyor. Aralık 2024’e göre %36 azalan yabancıya konut satışı geçen seneye göre de %24,9 oranında geriledi. Tüm bu rakamlara bakıldığında Ocak ayında Aralık’a göre bir düşüş gözlemlense de 2024’e göre sektör yeni yıla daha iyi bir başlangıç yapmış durumda. Faiz indirimlerinin hız kesmeden %1’lere kadar istikrarlı olarak düşürülmesi, merakla beklenen sosyal konut hamleleri gibi gelişmeler 2025’in kalanı için kritik öneme sahip.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.