Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkiye

Kapsül Haber Ajansı - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Corendon Airlines, SUP CUP Kemer’e Desteğini Bu Yıl da Sürdürüyor Haber

Corendon Airlines, SUP CUP Kemer’e Desteğini Bu Yıl da Sürdürüyor

Kurulduğu günden bu yana spora yaptığı yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Corendon Airlines, 20. yılında Türk sporuna katkılarını denizlere taşıyarak 29 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında Antalya’nın gözde destinasyonu Kemer’de düzenlenecek 3. Uluslararası SUP CUP Kemer’in ana sponsoru oldu. Türkiye’nin tek uluslararası stand-up paddle (SUP) yarış organizasyonu olan etkinlik, deniz sporlarını, tatil atmosferini ve Cumhuriyet coşkusunu bir araya getiriyor. Kemer Belediyesi’nin destekleriyle Ayışığı (Moonlight) Koyu’nda gerçekleştirilecek yarışlar, profesyonel ve amatör sporculara açık. Bu yıl 10 farklı ülkeden 200 sporcunun katılımıyla düzenlenecek organizasyon, kadın sporcuların toplam katılımdaki oranının yüzde 50’ye ulaşmasıyla sporda eşitlik açısından da örnek bir platform oluşturuyor. Dört gün sürecek etkinlikte katılımcılar, Akdeniz’in eşsiz manzarası eşliğinde mücadele ederken, sahilde düzenlenen “Tahta da Kal” yarışması, DJ performansları, çocuk atölyeleri ve plaj aktiviteleriyle Kemer sahilleri adeta bir festival alanına dönüşüyor. Kemer, Uluslararası standartlarda bir yarışa ev sahipliği yapıyor 2024 yılında TotalSUP tarafından dünya genelinde yapılan oylamada “Yılın En İyi SUP Yarışı” unvanını kazanan SUP CUP Kemer, bu yıl sprint, teknik ve uzun mesafe kategorilerinin tamamını kapsayarak Türkiye’de bir ilke imza atacak. Türkiye Kano Federasyonu onayıyla ve resmi hakemler eşliğinde düzenlenecek organizasyonda hem amatör hem profesyonel sporcular kendi kategorilerinde yarışma imkânı bulacak. Yarışların yanı sıra kortej yürüyüşü, tekne turu ve rekreatif etkinliklerle katılımcılar ve izleyiciler için festival havasında bir deneyim yaşanıyor. Corendon Airlines, sporu, turizmi ve sürdürülebilir yaşam anlayışını bir araya getirdiği sponsorluk yaklaşımıyla SUP CUP Kemer’in spor turizmine katkısını çok boyutlu biçimde destekliyor. Etkinlik boyunca sahil alanında kurulacak özel deneyim noktalarıyla katılımcılara keyifli anlar yaşatılıyor. Markanın desteğiyle Kemer, Cumhuriyet Bayramı haftasında hem spor hem turizm açısından büyük bir canlılık kazanacak. SUP CUP Kemer, Türkiye’nin deniz sporları vizyonunu uluslararası arenaya taşıyarak Kemer’i dünya deniz sporları destinasyonları arasında özel bir konuma yerleştirecek. Sporcular ve izleyiciler için unutulmaz bir deneyim sunan organizasyon, bölge ekonomisine de önemli katkı sağlayacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TCL Electronics Türkiye'de Yeni Pazarlama Lideri Haber

TCL Electronics Türkiye'de Yeni Pazarlama Lideri

Türkiye'deki beşinci yılını tamamlayan ve bu süreçte yerel operasyonlarını bölgesel bir merkeze dönüştüren TCL Electronics, bölgedeki varlığını güçlendirecek şekilde organizasyon yapısını genişletmeye devam ediyor. Bölgesel büyüme stratejisinin bir parçası olarak TCL Electronics Türkiye, Levant ve Kafkas ülkelerinden sorumlu Pazarlama Liderliği görevine Dr. Neslihan Beyhan Yaşar atandı. Kariyeri boyunca yerli ve uluslararası birçok tüketici elektroniği markasının Türkiye ve global ofislerinde uzun yıllar görev alan Yaşar, şirketin yeni dönemdeki bölgesel pazarlama stratejilerini yönetecek. TCL Electronics'in son yıllarda teknoloji ve marka bilinirliği alanında yakaladığı güçlü büyüme ivmesini sürdürülebilir hale getirmek ve bölgesel iletişim stratejilerini daha da güçlendirmek amacıyla yapılan bu atama, markanın "Türkiye merkezli bölgesel liderlik" vizyonunu pekiştirecek. Neslihan Beyhan Y aşar'ın 17 yıllık global pazarlama deneyimi; inovasyon, satış, ürün yönetimi ve pazarlama stratejisi alanlarındaki birikimiyle, TCL'in Türkiye ve bölge ülkelerindeki büyüme hedeflerine önemli katkı sağlayacak. Yeni dönemde markanın Türkiye pazarındaki konumunu güçlendirmek, bölge ülkelerinde stratejik iletişim projeleriyle marka bilinirliğini artırmak ve dijital, saha ve medya odaklı entegre pazarlama projelerini hayata geçirmek öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Bu yapılanmayla birlikte TCL, Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak konumlandırarak hem Türkiye'de hem de bölge ülkelerinde yürütülecek pazarlama ve iletişim faaliyetlerini daha entegre, güçlü ve uyumlu bir yapı altında birleştirmeyi hedefliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor Haber

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor

Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Çin seyahatinde, Türkiye’nin Çin’e tavuk ayağı ihracatının tekrar başlaması için girişimlerde bulundu. Türkiye’den Çin’e tavuk ayağı ihracatının kuş gribi salgını nedeniyle 2023 yılında durdurulduğu bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından arilik raporu yayımlanmış olmasına rağmen, Çin’e tavuk ayağı ihracatının yeniden başlatılamadığına vurgu yaptı. “Ülkemizin yıllara göre değişmekle birlikte, yıllık 60–75 bin ton arası işlenmiş tavuk ayağı ihracat kapasitesi bulunmakta” diyen Girit, “Çin’e tavuk ayağı ihraç ederek yıllık 200 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırabiliriz. Ayrıca, tavuk ayağına ek olarak, kanatlı sektöründeki diğer ürünlerin ve işlenmiş kanatlı ürünlerinin de Çin’e ihracatının mümkün hale getirilmesi sektörümüzün en büyük beklentilerinden birisidir” diye konuştu. Yumaklı ve Bakanlık bürokratlarına teşekkür Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı ve bakanlık bürokratlarının Çin’e kanatlı sektörünün ihracat yolunun açılması için gösterdiği çabaya teşekkür eden Girit, şöyle devam etti; “Türkiye’de ekonomiye kazandırılamayan ve tüketimi olmayan tavuk ayakları Çin’de tüketiliyor. Ancak Çin’e doğrudan ihracat yapamıyoruz. Farklı ülkelere 2025 Eylül ayına kadar toplam 32 bin ton tavuk ayağı ihracatı yaptık ve 19 milyon ABD doları dövizi ülkemize kazandırdık. Ortalama ihraç fiyatımız 0,60 USD/kg seviyesinde kaldı. Tavuk ayağı ihraç ettiğimiz ülkeler kendi iç tüketimleri dışındaki fazla kısmını Çin’e ihraç ediyorlar. Dolaylı gönderimlerde kâr marjı belirgin şekilde düşmekte, ürün doğrudan Çin pazarına gidebildiği döneme göre yaklaşık yüzde 50-60 oranında gelir kaybı yaşıyoruz. Çin’e tavuk ayağı ihracatının başlaması hem sektörümüz hem de ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli bir gelişme olacaktır. Çin’e doğrudan ihracat yapabilirsek birim fiyat en az 3 kat yüksek olacak.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

LÖSEV’den Kocaeli ve Sakarya’da Farkındalık Korteji  Haber

LÖSEV’den Kocaeli ve Sakarya’da Farkındalık Korteji 

Türkiye genelinde binlerce gönüllüsü ve vakfa kayıtlı hasta ve aileleriyle bir arayan gelen LÖSEV 25 Ekim’de Kocaeli İstasyon Caddesi’nde ve Sakarya Çark Caddesi’nde gönüllüleri, aileleri ve destekçileri ile “Umut Varsa, İyileşme de Vardır” diyerek, farkındalık kortejinde bir araya geldiler. Kocaeli’de Renkli Katılımcılar Löseminin simgesi olan turuncu renkteki kıyafetleriyle haftanın anlam ve önemine dikkat çeken katılımcılar, korteje coşku ve renk kattı. Kobidos Bisiklet ve Doğa Sporları Ekibi bisikletleriyle korteje hareketlilik kazandırırken, İzmit Belediyesi’nin sağladığı açık otobüste müzik eşliğinde ilerleyen katılımcılar LÖSEV Marşı’nı hep birlikte söyleyerek birlik ve dayanışma mesajı verdiler. Etkinlik, kortej sonunda İzmit Belediyesi bünyesindeki Down Cafe’de gerçekleştirilen pasta kesimiyle son buldu. İstasyon Caddesi’nde gerçekleşen kortejde Lider Organizasyon’un desteğiyle LÖSEV gönüllüleri çocuklar için eğlenceli maskot kostümleri giyerek el dövizleri, balonlar ile renkli görüntüler oluşturdu. Keyifli geçen farkındalık kortejinde gönüllüler ve kayıtlı aileler dayanışmanın gücüyle umudu yaydılar. Sakarya’da Coşkulu Katılım Löseminin sembol rengi olan turuncu kıyafetleriyle korteje katılan aileler, gönüllüler, Sakarya Bisiklet Derneği üyeleri ve Motor Kulübü’nün de araçlarıyla korteje renk katmasıyla etkinlik adeta bir dayanışma şölenine dönüştü. Katılımcılar, coşkulu sloganlar ve LÖSEV Marşı eşliğinde birlik ve beraberlik mesajı verdi. Kostümlü gönüllülerin yer aldığı kortej, Sakarya halkının yoğun ilgisini topladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yeni Altay Tankları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Teslim Edildi Haber

Yeni Altay Tankları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Teslim Edildi

Türkiye’nin savunma sanayindeki en önemli yatırımlarından biri olan BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı. Düzenlenen açılış töreninde aynı zamanda ilk üretilen Yeni ALTAY Tankları da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Türkiye bu başarılı projeyle dünyada özgün olarak ana muharebe tankı tasarlayıp üretebilen 12 ülkeden biri oldu. Açılış töreninde konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Yeni ALTAY Tankı’nı yerli ve milli imkânlarımızla inşa ettiğimiz, üretim kapasitesi ve teknoloji yoğunluğu bakımından dünyada ilk 5, Avrupa’da ise ilk 3 arasında yer alan BMC Ankara Üretim Kompleksi’mizde üreteceğiz. Sanayici kimliğimiz ve birikimimizle ülkemiz için çok önemli ve kritik olan bu projeye nasıl katkı sağlayabiliriz diye çıktığımız bu yolda, bugün BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesislerimizi açarken ilk üretilen Yeni Altay Tanklarımızı da Türk Silahlı Kuvvetlerimize teslim ediyoruz. Bu zorlu süreçte vizyonu, savunma sanayimizin millileştirilmesine yönelik inancı ve kararlı liderliği ile bizlere güç veren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyor, bu önemli projede bizlerle omuz omuza çalışan ve bu başarıda emeği geçen değerli proje ortaklarımıza ve tüm çalışma arkadaşlarıma gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi. Türkiye’nin savunma sanayinde yüz akı olan BMC, Ankara’da yatırımını tamamladığı Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisinde, ülkemizin son yıllardaki en büyük savunma sanayi projesi olan Yeni ALTAY Tankı’nın seri üretimine geçerek tarihi bir başarıya daha imza attı. BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisleri’nin açılışının yapıldığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Genelkurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu ve çok sayıda askeri ve sivil davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen törende, ilk üretilen Yeni ALTAY Tankları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, açılış töreni kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şunları ifade etti: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirdiğimiz törende, ALTAY Ana Muharebe Tanklarımızın teslimatını ve zırhlı araçlara yönelik yeni nesil entegre üretim tesisimizin açılışını gururla gerçekleştirdik. Bugün yalnızca bir fabrikanın kapısını değil; büyük ve güçlü Türkiye idealine açılan stratejik bir eşiği daha aştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliğinde savunma sanayiimizde başlattığımız büyük dönüşüm, ALTAY ile bugün sahaya taşınıyor. ALTAY yalnızca bir tank değil; bağımsızlığımızın zırhlı iradesi, mühendislikte ulaştığımız seviyenin çelikten yansımasıdır. Projenin bugünlere gelmesinde emek veren herkese şükranlarımı sunuyorum.” BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Böylesine kritik bir projede 70 yıllık sanayicilik kültürüne sahip Tosyalı’ya güvenilmesi ve BMC’nin savunma sanayindeki bilgi birikimine inanılması bizlere en başından beri motivasyon ve güç kaynağı oldu.” Türkiye’nin savunma sanayi alanında oyun kurucu haline gelmesi yolunda kritik bir adım olan bu projenin başarıya ulaşmasında köklü sanayicilik kültürünün önemli bir faktör olduğuna vurgu yapan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Ülkemizin geleceği ve güvenliği açısından böylesine kritik bir projede 70 yıllık sanayicilik kültürüne sahip Tosyalı’ya güvenilmesi ve BMC’nin savunma sanayindeki bilgi birikimine inanılması bizleri en başından beri motive eden en önemli unsur oldu. Tosyalı olarak dünyanın çok zorlu coğrafyalarında, dünya çapında tesis yatırımlarına ve projelere imza atıp bunları öngörülen zamandan da önce tamamlayan bir şirketiz. 3 kıtada sayıları 50’ye ulaşan tesisimiz, 15 milyon ton yıllık sıvı çelik üretim kapasitemiz ve yaklaşık 15 bin çalışanımızla geçen yıl dünyanın en hızlı büyüyen ilk 3 çelik üreticisinden biri olurken dünya sıralamasında 21 basamak birden atlayarak 46’ncılığa yükseldik. Bugün dünyada böyle bir başarı elde ettiysek ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın üçüncü büyük çelik üreticisi konumuna yükseldiysek bunu sanayideki bilgi birikimimize, işinin ehli çalışanlarımıza, ileri teknoloji ve Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımlara borçluyuz. Tosyalı olarak Yeni Altay Tankı için yola çıktığımızda bu konuyu ticari bir mesele olarak görmedik. Ülkemizin geleceği ve güven dolu yarınları için hep birlikte yola çıktığımız milli bir mesele olarak ele aldık.” dedi. BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Bu zorlu süreçte vizyonu, savunma sanayimizin millileşmesine yönelik inancı ve kararlı liderliği ile bizlere güç veren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum.” Bugün, 10 yıl öncesinde yola çıkılan prototipten tamamen farklı, değişen muharebe sahası ihtiyaçlarına uygun olarak teknolojisi geliştirilen Yeni ALTAY Tankı’nın seri üretime geçmesiyle birlikte, dünyada özgün olarak ana muharebe tankı tasarlayıp üretebilen 12 ülkeden biri olmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren Fuat Tosyalı, “Yeni ALTAY Tankı’nda, BMC’nin Ar-Ge ve tasarım ekipleri tarafından ihracat lisansı alınamayan tüm alt sistemlerin yerine yerli ve milli alt sistemler geliştirildi. TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda teknolojik, dijital ve mekanik olarak araç üzerine yeni savunma sistemi ve ekipmanları yerleştirildi. Belki de seri üretime başlamış olmamızdan daha da heyecan verici olanı ise, inşallah 2026 yılının sonlarından itibaren Yeni ALTAY’ın BMC Power tarafından üretilen yerli ve milli güç grubu ile seri üretime devam edecek olması. Ülkemizin mühendisleri, teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge ile Yeni ALTAY Tankı projesini hayata geçirmek için büyük bir özveriyle çalıştılar. Bu projede çalışan ekipler ülkemizin önemli meselelerinden birine çözüm ürettiği bilinciyle büyük bir heyecan ve motivasyon ile ter döktüler. Böylece ortaya en ileri teknolojilerin kullanıldığı, yüksek yerlilik oranına sahip, dünyadaki benzerlerinden çok daha üstün özellikleri olan ve ordumuzun ihtiyaçlarına göre geliştirilen Yeni ALTAY Tankı çıkmış oldu. Bu zorlu süreçte, vizyonu, savunma sanayimizin millileşmesine yönelik inancı ve kararlı liderliği ile bizlere güç veren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyor, bu önemli projede bizlerle omuz omuza çalışan ve bu başarıda emeği geçen değerli proje ortaklarımıza ve tüm çalışma arkadaşlarıma gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi. BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Yeni ALTAY Tankı’nı yerli ve milli imkânlarımızla inşa ettiğimiz, üretim kapasitesi ve teknoloji yoğunluğu bakımından dünyada ilk 5, Avrupa’da ise ilk 3 arasında yer alan BMC Ankara Üretim Kompleksi’mizde üreteceğiz.” BMC’nin Altay Tankı ile ilgili Arifiye’de başlayan faaliyetlerinin, 21 Ağustos 2019’dan beri Millî Savunma Bakanlığı kontrolünde ve denetiminde sürdürdüğünü ve şimdi bu çalışmaları BMC Ankara Üretim Kompleksi’ne taşıyacaklarını söyleyen Fuat Tosyalı, “Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen tank ihalesini alır almaz, bu projenin hayata geçirilmesinde Arifiye’nin birikiminden yararlanmak için bu tesisin kiralanması yoluna gitmiştik. Bunun karşılığında da bu tesisin çalışma ve üretim alanlarının altyapısını yenilemek, yeni ve güncel yazılımlı tezgahlarla donatmak üzere bir yatırım taahhüdünde bulunduk. Yeni Altay Tankı, Yeni Fırtına Obüsü ve Zırhlı Personel Taşıyıcı olan Altuğ aracımızı Arifiye’de geliştirdik. BMC Power ile Avrupa’nın sayılı Motor ve Transmisyon Test Merkezlerinden birinin bu tesiste kurulmasını sağladık. Arifiye’deki bütün taahhütlerimizi yerine getirdik. Tosyalı olarak BMC’nin çoğunluk hisselerini alır almaz bu projeyi yeniden ele alarak savunma sanayi ekosistemine daha uygun olduğu için Yeni ALTAY Tankı’nı üreteceğimiz fabrika için Ankara’yı seçtik. Daha önce bu yatırım için planlanan Karasu’daki araziyi de devletimize iade ettik. Tamamen yerli ve milli imkânlarımızla inşa ettiğimiz BMC Ankara Üretim Kompleksi yatırımımız da planladığımız takvimin hep önünde gitti. Yeni ALTAY Tankı’nın seri üretimini Ankara’daki bu fabrikamızda yapacağız dedik ve çok şükür bugün bunu da başararak savunma sanayimize dünya standartlarında bir tesis kazandırdık. Devreye aldığımız bu tesisimiz, hem sahip olduğu kapalı alan ve üretim kapasitesi hem de teknoloji yoğunluğu bakımından Türk savunma sanayinin en büyük ağır zırhlı araçlar üretim tesisi oldu. Kapalı alan olarak dünyada da sayılı tesislerden biri olan BMC Ankara, üretim kapasitesi ve teknoloji yoğunluğu bakımından dünyada ilk 5, Avrupa’da ise ilk 3 ana muharebe tankı üretim tesisi içinde yer alıyor.” dedi. BMC Ankara Üretim Kompleksi 1000 dönümlük bir kampüs olarak tasarlandı BMC Ankara Üretim Kompleksi yaklaşık 1000 dönümlük bir alanda çok büyük bir kampüs olarak tasarlandı. Üretim Kompleksi içerisinde BMC Power Tesisi ve BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi olmak üzere iki ana tesis bulunuyor. İlk olarak BMC Power inşaatı tamamlanarak geçen yıl faaliyete geçirildi. Tesiste motor ve transmisyon bloklarının talaşlı imalatı ve montajı, yakıt enjeksiyon sistemi gibi kritik alt sistemlerin üretimi gerçekleştiriliyor. BMC Power bünyesinde, Türk mühendis ve işçisinin emeği ile geliştirilen yerli ve milli 400 ve 600 beygirlik motorlar, 1000 ve 1500 beygirlik güç gruplarının üretim çalışmaları devam ediyor. Bu tesiste ALTAY Tankı’na, FIRTINA Obüsü’ne, Yeni Nesil Zırhlı Araç gruplarının birçoğuna ve farklı tipteki deniz araçlarına yerli ve milli motor ve transmisyon üretilmeye başlandı. BMC’nin açılışını bu tören ile yaptığı BMC Ankara Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisi’nde ise başta Yeni ALTAY Tankı olmak üzere birçok paletli ve tekerlekli zırhlı araç imal edilecek. Zırhlı Araç Üretim Tesisinde, aylık 8 adet ALTAY Tankı ve aylık 10 adet ALTUĞ 8X8 seri üretim kapasitesi bulunuyor. Bu araçların üretileceği platformlar, kolaylıkla farklı tip zırhlı araçların üretilebileceği hatlara dönüştürülebiliyor, böylece esnek bir üretim altyapısına da sahip oluyor. BMC Ankara Üretim Kompleksi’nde ayrıca yaklaşık 300 dönümlük, tank ve diğer zırhlı araçların farklı arazi koşullarında testlerinin yapılabileceği bir de test sahası bulunuyor. Tasarlanan Araç Test Alanı dünyadaki örnekleriyle kıyaslandığında en gelişmiş seviyede. Bir zırhlı araç tesisinde ihtiyaç duyulan her türlü modern test imkânına sahip. Ar-Ge ve üretim fonksiyonlarına ek olarak, Entegre Lojistik Destek Faaliyetleri kapsamında modern bir Eğitim Merkezi de bu tesis içerisinde yer alıyor. BMC Ankara Üretim Kompleksi tam kapasiteye ulaştığında mühendis ve işçilerden oluşan ekip sayısı 1.500’e ulaşacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ATO Başkanı Baran Cumhuriyet'in 102'nci Yıl Dönümünü Kutladı Haber

ATO Başkanı Baran Cumhuriyet'in 102'nci Yıl Dönümünü Kutladı

ATO Başkanı Gürsel Baran, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Baran mesajında şu ifadelere yer verdi: "29 Ekim 1923, Türk milletinin kaderine yön verme iradesini tüm dünyaya ilan ettiği, istiklal yolculuğunun taçlandığı tarihimizin en önemli dönüm noktasıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, yokluklar içinden doğmuş, milletimizin azmi ve çalışkanlığıyla kısa sürede dünyada hak ettiği yeri almayı başarmıştır. Cumhuriyet bilimde, sanatta ve ekonomide ilerlemenin yolunu açmış, bugünlere uzanan güçlü bir vizyonun temellerini atmıştır. Bugün iş dünyası olarak, bu vizyonu geleceğe taşıma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Cumhuriyetle yaşıt Ankara Ticaret Odası olarak, kurulduğumuz günden bu yana şehrimiz ve ülkemizin ekonomisinin gelişimi için çalışıyor, kalkınma sürecimize katkı sağlıyoruz. Küresel ölçekte değişen ticaret dinamiklerini yakından takip ediyor, üyelerimizi uluslararası pazarlara açmak için iş birlikleri ve yeni köprüler kurmaya devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da hedefimiz, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarak, ülkemizi her alanda daha ileriye taşımaktır. Bu yolda, iş dünyası olarak bizlere düşen görev, üretmek, yenilikçi olmak, dünyayla entegre olmak ve geleceğimize yatırım yapmaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yaşını bir kez daha gurur ve mutlulukla kutluyorum" dedi.

Türkiye’nin İlk Hızlı Tren Fabrikası Yükseliyor Haber

Türkiye’nin İlk Hızlı Tren Fabrikası Yükseliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları AŞ (TÜRASAŞ) Sakarya Bölge Müdürlüğü’nde kurulacak olan Milli Elektrikli Hızlı Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası hakkında açıklamada bulundu. 15 Bin Metrekarelik Alana Kurulacak Sakarya’da kurulacak olan yeni tren fabrikasının yaklaşık olarak 15 bin metrekare büyüklükte geniş bir alanda kurulacağının bilgisini veren Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi “Sakarya’da hayata geçireceğimiz bu proje ile ülkemize yeni bir üretim merkezi kazandıracağız. Bu yeni tesisimizde 225 kilometre hıza sahip, ülkemizin ilk yerli ve milli Elektrikli Hızlı Treni başta olmak üzere, Türkiye'nin raylı sistemler alanındaki geleceğine yön verecek nice yerli ve milli tren bu tesiste hayat bulacak. Fabrikamız faaliyete geçtiğinde yerli ve milli üretimin mihenk taşlarından biri haline gelen raylı sistemler sektörü için büyük bir kapasite oluşturmuş olacağız.” Yeni tren fabrikasının 12 hızlı tren seti üretim ve test kapasitesine sahip olacağının bilgisini veren Bakan Uraloğlu, “Bir yandan demiryolu altyapı ve üstyapı yatırımlarını sürdürürken eş zamanlı olarak araç üretimlerine de hız veriyor, yerli ve milli hızlı trenlerimiz ile dışa bağımlılığımızı azaltıyor, ulaşımda hızlanıyoruz.” şeklinde konuştu. Fabrika yapım çalışmaları kapsamında kazı ve dolgu işlemlerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, zemin iyileştirme çalışmalarının ardından temel atma işlemlerine geçileceğini belirtti. Ekonomiye 3,5 Milyar Liralık Katkı Fabrika projesi ile birlikte önemli ölçüde ekonomik katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Üretim tesisimizde elde edeceğimiz yüksek katma değerli ürünler sayesinde; ülkemizin Ar-Ge ve teknoloji altyapısına, yerli sanayimizin gelişimine, istihdama ve genel ekonomimize güçlü bir destek sunacağız. Yerli ve millî imkanlarla inşa ettiğimiz bu yeni fabrikamızda, ülkemizin ihtiyaç duyduğu hızlı tren setlerini üreteceğiz. Aynı zamanda bu yatırım ile yaklaşık 250 kişilik yeni personel istihdamı oluşturacağız, ekonomimize de yıllık yaklaşık 3,5 milyar lira katkı sağlayacağız." dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yeni Düzenlemelerle Yalıtımda Yeni Bir Dönem Başlıyor! Haber

Yeni Düzenlemelerle Yalıtımda Yeni Bir Dönem Başlıyor!

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, binaları sürdürülebilir geleceğe hazırlayan bu düzenlemelerin, yalıtım sektöründe yeni bir dönemin kapılarını araladığını vurguladı. Türkiye'nin enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik 2025 yılı içinde yürürlüğe giren üç önemli yasal düzenleme; yalıtım sektöründe yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. 1 Nisan 2025'te güncellenen TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, 30 Haziran 2025'te yürür lüğe giren Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ ve son olarak 9 Temmuz 2025 tarihinde imzalanan İklim Kanunu, enerji tasarrufu, sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu binalar hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan önemli adımlar olarak nitelendiriliyor. Yapılan düzenlemelerin hem yalıtım sektörüne hem de ülke ekonomisine etkilerine dikkat çeken İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, "Kısa aralıklarla yayımlanan bu üç önemli düzenleme; ülkemizin enerji ithalatını azaltma hedefiyle uyumlu biçimde, yalıtım sektöründe nitelikli büyümeyi desteklerken, bina stokunun çevresel etkilerini azaltmayı ve yapıların uzun vadeli performansını artırmayı amaçlamaktadır. Teknik standartların yükseltilmesi ve stratejik uygulamaların sahaya yansıtılmasıyla hem ülke ekonomisine katkı sağlanması hem de bireysel enerji faturalarının düşürülmesi hedeflenmektedir" de di. Yeni Tebliğ ile Enerji Performansında Bölgesel ve Hassas Yaklaşım Yasal düzenlemelerle geçerli olan değişiklikleri, Türkiye'nin enerji verimliliği hedefleri açısından son derece kritik bir dönüm noktası olarak yorumlayan Murat Savcı, "Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ, yeni yapılacak binalarda enerji performansını artırmak amacıyla daha hassas ve bölgesel koşullara uygun bir hesaplama sistemini devreye alırken, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı'ndaki güncellemelerle uyumlu biçimde, yalıtım kalınlıklarının artırılmasını ve U değerlerinin düşürülmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu tebliğ, yeni yapılacak binaların tasarımından uygulamasına kadar enerji performansı kriterlerini yeniden şekillendirerek çok daha hassas, bilimsel ve yerel koşullara uygun bir hesaplama metod olojisi ortaya koymuştur. Binaların enerji performansını ölçen ve sınıflandıran BEP-TR yazılımında yapılan bu kapsamlı güncelleme sayesinde, tasarım aşamasında binaların gerçek enerji ihtiyaçları daha doğru şekilde belirlenecek; iklim verilerine göre ısı yalıtım kalınlıkları ve uygulama detayları bölgesel gereksinimlere uygun biçimde optimize edilecektir. Tebliğ kapsamında meteorolojik istasyon sayısının 84'ten 730'a çıkarılması da ülkemizin coğrafi çeşitliliğini daha iyi yansıtan detaylı ve hassas enerji hesaplamalarını mümkün kılacaktır" diye konuştu. Soğutma İhtiyacına Duyarlı Yeni Dönem Tebliğ ile birlikte getirilen en önemli değişikliklerden birinin de ısı yalıtım gereksinimlerinin yalnızca ısıtma ihtiyacına göre değil, aynı zamanda soğutma ihtiyacına göre de tanımlanması olduğunu vurgulayan Murat Savcı, "Bundan böyle Türkiye'nin farklı iklim bölgelerindeki binalar artık hem yaz hem kış konforunu en az enerjiyle sağlamaya yönelik şekilde tasarlanacaktır. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için yaklaşık 70 milyar dolar harcayan ülkemizde, enerjinin yaklaşık yüzde 33'ü binalarda tüketilmektedir. Bu tüketimin yüzde 80'i ise ısıtma ve soğutmaya ayrılmaktadır. Bu tablo, ısıtma ve soğutma giderlerinin azaltılmasının hem bireysel bütçeye hem de ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı açıkça ortaya koymaktadır" dedi. İklim Kanunu ile Enerji Verimliliği Stratejileri Güçleniyor Yeni düzenlemelerle teknik zemini hazırlanan bu dönüşümün, 9 Temmuz'da yürürlüğe giren İklim Kanunu ile daha geniş bir çerçeveye taşındığını belirten İzocam Genel Direkt örü Murat Savcı, "İklim Kanunu Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanmış kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik sorumlulukların kamu, özel sektör ve bireyler arasında paylaştırıldığı Kanun; aynı zamanda iklim değişikliğine uyum, karbon fiyatlandırması, döngüsel ekonomi ve yeşil finansman gibi başlıkları da içermektedir. Kanunda binalarla ilgili hedeflerin bağlayıcılığı henüz detaylandırılmamış olmakla birlikte, yapı sektörü için enerji, su ve hammadde verimliliğini artırma yükümlülükleri açıkça tanımlanmıştır. Bu yönüyle, Binalarda Enerji Performansı Tebliği ve TS 825 standardındaki revizyonlar, Kanun'un hedeflerini sahada hayata geçirecek teknik ve operasyonel araçlar niteliğindedir. Gerek tebliğ ile getirilen yeni hesaplama yöntemleri ve zorunlu yalıtım değerleri, gerekse İklim Kanunu ile getirilen yaptırımlar, Avrupa Birliğ i'nin enerji limitlerine uyumu güçlendirecek, ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerimize önemli bir katkı sağlayacaktır" diye konuştu. Yalıtım Sektöründe Büyüme Beklentisi Yeni yasal çerçeveyle birlikte yalıtım sektörünün kalite anlamında büyümesini beklediklerini kaydeden Murat Savcı, malzeme kalınlıklarının artmasının ve enerji verimliliği kriterlerinin yükselmesinin, yüksek performanslı yalıtım çözümlerine olan ihtiyacı artırdığını ifade etti. Bu dönüşümün başarıya ulaşması için uygulama ve denetimin önemine de dikkat çeken Murat Savcı, "Yasal düzenlemelerin etkili olabilmesi sahada doğru şekilde uygulama yapılmasına ve düzenli denetlemeye de bağlıdır. Özellikle yalıtım gibi yüksek tasarruf potansiyeline sahip uygulamaların yaygınlaş tırılması, Türkiye'nin ulusal katkı beyanlarında yer alan iklim taahhütlerine ulaşmasında kritik rol oynayacaktır" dedi. İzocam olarak sektördeki bu dönüşümü desteklemeye devam ettiklerini de vurgulayan Murat Savcı sözlerini şöyle tamamladı: "Yeni düzenlemeleri, ülkemizin düşük karbonlu kalkınma sürecinde bütünleyici bir adım olarak değerlendirmekteyiz. İzocam olarak, geliştirdiğimiz çevre dostu ve yüksek verimli yalıtım çözümlerimizle bu dönüşüme öncülük etmekten gurur duymaktayız." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.