Hava Durumu

#Türkiye

Kapsül Haber Ajansı - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de Pitbull Beslemek Yasak mı? 2025 Güncel Mevzuat ve Cezalar Haber

Türkiye’de Pitbull Beslemek Yasak mı? 2025 Güncel Mevzuat ve Cezalar

2025 itibarıyla Türkiye’de Pitbull Terrier ve belirli diğer ırkların sahiplenilmesi, satılması, üretimi ve barındırılması ciddi kısıtlamalara tabidir. Bu yazıda Pitbull beslemenin yasal durumu, uygulanan cezalar ve istisnai koşullar hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Tehlike Arz Eden Yasaklı Köpek Irkları Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca Türkiye’de şu köpek ırkları yasaklı kabul edilmektedir: American Pitbull Terrier American Staffordshire Terrier (Amstaff) American Bully Dogo Argentino Fila Brasileiro Japanese Tosa Bu ırkların sahiplenilmesi, üretimi, satışı ve kamusal alanda dolaştırılması yasaktır. Pitbull Beslemek Türkiye’de Neden Yasaklandı? Pitbull ırkı köpekler, saldırganlık eğilimi, güçlü çene yapısı ve fiziksel dayanıklılıkları nedeniyle “tehlike arz eden türler” arasında yer almaktadır. Geçmişte yaşanan ölümcül saldırıların ardından kamu güvenliği gerekçesiyle bu ırkların kontrol altına alınmasına karar verilmiştir. Geçmişte Pitbull Sahiplenenler Ne Yapmalıydı? 2022 yılında yapılan yasal düzenleme ile bu tür hayvanları o tarihten önce sahiplenen kişilere bir kayıt süresi tanındı. Bu süreçte: Hayvanlara mikroçip taktırılması, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın HAYBİS sistemine kayıt yaptırılması, Hayvanların ağızlık ve tasma ile kontrol altında tutulması, şartlarıyla barındırmaya izin verildi. Bu süreci tamamlamayan sahiplerin hayvanları yasal olarak el konulma riskiyle karşı karşıya kaldı. 2025 Yılı İtibarıyla Güncel Uygulamalar ve Cezalar Türkiye'de Pitbull ve benzeri yasaklı ırkları barındırmakla ilgili uygulanabilecek idari yaptırımlar aşağıdaki gibidir: Cezai Durumlar ve Yaptırımlar (2025) Durum Ceza Miktarı / Yaptırım ------------------------------------------------- -------------------------------- Yasaklı ırkı sahiplenmek veya satın almak 75.000 TL’ye kadar idari para cezası Kamusal alanda ağızlıksız/tasmasız dolaştırmak 11.000 TL’ye kadar para cezası ve el koyma Kayıtsız şekilde barındırmak İdari ceza + hayvana el konulması Üretim ve satış yapmak Yüksek para cezası + adli işlem riski Pitbull Barındırmanın Yasal Şartları Nelerdir? 2025 itibarıyla Pitbull ya da diğer yasaklı ırklara sahip olmanın tek yasal yolu, 2022’den önce sahiplenilmiş ve yasal kaydı tamamlanmış olmasıdır. Bu durumdaki sahipler, hayvanlarını özel güvenlik önlemleri ile ev ortamında tutmaya devam edebilirler. Ancak bu hayvanların satışı, devri veya çoğaltılması kesinlikle yasaktır. Sahipsiz Pitbull'lara Ne Yapılıyor? Sokakta bulunan ve saldırganlık potansiyeli taşıyan yasaklı köpek ırkları, belediye ekipleri tarafından toplanarak barınaklara götürülmektedir. Bu hayvanlar sahiplendirilemez; yalnızca rehabilitasyon amacıyla korunur.

Türkiye-Kazakistan Enerji Ortaklığı Güçleniyor Haber

Türkiye-Kazakistan Enerji Ortaklığı Güçleniyor

Türkiye ile Kazakistan arasında enerji ve madencilik alanlarında anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmalar ile iki ülke petrol ve doğal gaz ile madenler başlıklarında ilişkilerini geliştirecek. Resmi Ziyaret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. Stratejik İş Birliği İki liderin baş başa görüşmenin ardından Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin beşinci toplantısı düzenlendi. Toplantı sonrasında iki ülke arasında anlaşmaların imza törenine geçildi. Enerji İlişkileri Türkiye ve Kazakistan arasında enerji ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Kazakistan Enerji Bakanı Yerlan Akkenzhenov arasında “Enerji Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” imzalandı. Ortak Projeler Söz konusu anlaşma ile petrol ve doğal gaz sektörlerinde arama ve üretim, taşıma ve depolama uygulamaları, elektrik, yenilenebilir enerji gibi alanlarda iş birliğine gidilmesi ve ortak projeler geliştirilmesi amaçlanıyor. Madencilik Faaliyetleri Bakan Bayraktar ayrıca Kazakistan Sanayi ve İnşaat Bakanı Ersayin Nagaspayev ile “Madencilik Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı”nı da imza altına aldı. Bu mutabakat zaptı ile madencilik alanında iş birliklerinin geliştirilmesi, arama ve üretim faaliyetlerinin teşvik edilmesi hedefleniyor. Bakan Bayraktar, anlaşmalara ilişkin sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev'in başkanlık ettiği Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Beşinci Toplantısı’na katıldık. Toplantı sonrasında liderlerimiz huzurunda; Kazakistan Enerji Bakanı Sn. Yerlan Akkenzhenov ve Kazakistan Sanayi ve İnşaat Bakanı Sn. Ersayin Nagaspayev ile Türkiye-Kazakistan arasında enerji ve madencilik alanlarında iki önemli mutabakat zaptını imzaladık. Enerji alanındaki anlaşmayla petrol ve doğal gaz arama ve üretiminden, elektrik ve yenilenebilir enerjiye kadar geniş bir yelpazede ortak projeler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Madencilikte ise arama ve üretimi teşvik edecek iş birliklerini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu anlaşmaların ülkelerimiz için hayırlı olmasını diliyor, ortak kalkınma hedeflerimize katkı sağlamasını temenni ediyorum. TPAO-KMG İş Birliği Bu arada Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Kazakistan’ın millî petrol ve doğalgaz şirketi KazMunayGas (KMG) arasında da bir anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında, hidrokarbon arama, geliştirme ve üretim faaliyetlerine yönelik iş birliği yapılması planlanıyor. Söz konusu anlaşma ile taraflar, mevcut potansiyel sahalarda teknik ve ticari değerlendirme süreçlerini birlikte yürütmeyi ve enerji alanındaki stratejik ortaklıklarını derinleştirmeyi hedefliyor.

Türkiye'nin En İyi İnsan ve Kültür Liderleri 2025" Araştırması için Başvurular Başladı! Haber

Türkiye'nin En İyi İnsan ve Kültür Liderleri 2025" Araştırması için Başvurular Başladı!

Tüm sektörlerden İnsan Kaynakları alanında üst seviye liderlerin katılımına açık olan araştırma sürecine katılmak isteyen profesyoneller 3 Eylül 2025 tarihine kadar Great Place To Work® resmî web sitesi üzerinden oluşturulan form aracılığıyla başvuru yapılabilecek. İş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda dünya çapında otorite kabul edilen Great Place To Work®, Türkiye'de ilk kez kurumları değil, bu kurumları harika iş yerlerine dönüştüren liderleri odağına alarak yepyeni bir liste hazırlıyor: "En İyi İnsan ve Kültür Lide rleri 2025" Great Place To Work® Türkiye'nin ilk kez bireysel başvuru ile oluşturacağı bu liste, insan ve kültür alanında fark yaratan, çalışan deneyimini iyileştiren ve kurum kültürüne yön veren İnsan Kaynakları profesyonellerini görünür kılmayı ve ödüllendirmeyi amaçlıyor. Bu kez bireysel başarılar mercek altında Bulunduğu organizasyonda En az 2 yıl ve üzeri süre üst düzey yönetim seviyesinde bulunan profesyoneller, sektör fark etmeksizin bu prestijli listeye başvurabiliyor. Başvuru yapabilmek için adayların İnsan Kaynakları alanında üst düzey bir pozisyonda görev yapması gerekiyor. Sektörel bir kısıtlama bulunmuyor; tüm sektörlerden başvurular kabul ediliyor. Ayrıca, adayın çalıştığı kurumun G reat Place To Work® sertifikasına sahip olması şartı aranmıyor. Fark yaratan liderlik yaklaşımlarını önceliklendiren bu listeye başvurmak, insan kaynakları profesyonellerinin kendi liderlik tarzını ve organizasyonel kültür üzerindeki etkilerini keşfetmelerini sağlayarak, sadece kariyerlerinde değil, kişisel gelişimlerinde de önemli bir dönüşüm yaşamalarına olanak sunuyor. Değerlendirme süreci, Great Place To Work®'ün bilimsel ve şeffaf metodolojisine dayanıyor. Analiz süreci Great Place To Work Türkiye tarafından hazırlanan İnsan ve Kültür, İş Sağlığı ve Güvenliği, İş ve Sosyal Güvenlik mevzuatı başlıklarında toplam 69 sorudan oluşan anket uygulaması ile gerçekleştiriliyor. Anket sonuçlarının Gre at Place To Work Türkiye kültür danışmanları tarafından gerçekleştirilecek ön değerlendirmeleri sonrasında finale kalan adaylar ile ihtiyaç halinde uygulamalara ilişkin görüşme talep ediliyor, ayrıca İş Sağlığı ve Güvenliği, İş ve Sosyal Güvenlik mevzuatına uyum ile ilgili Great Place To Work'ün Araştırma partneri Brothers & Partners ile yerinde denetim gerçekleştiriliyor. En İyi İnsan ve Kültür Liderleri™ 2025 Listesi şirket çalışan sayısı büyüklüklerine göre küçük, orta ve büyük ölçekli şirketler kategorisinde açıklanacak böylece her bir lider kendi organizasyon büyüklüğüne göre daha adil ve dengeli bir değerlendirmeye tabi olacak. Listeye giren liderler, Great Place To Work® gibi güvenilirliği ile tanınan global bir otorite tarafından "En İyi İnsan ve Kültür Lideri" unvanıyla tanınma ayrıc alığına sahip olacak. Bununla birlikte, kapsamlı bireysel gelişim raporları, kendi güçlü yönleri ve gelişim alanlarına dair derinlemesine içgörüler sunacak. Bu raporlar, İK liderleri için gelecekteki gelişim yolculuklarında önemli bir rehber işlevi görerek, kişisel ve mesleki gelişimlerini stratejik olarak yönlendirmelerine yardımcı olacak. Ayrıca, Great Place To Work® Topluluk yaklaşımı kapsamında özel buluşmalara katılma, deneyim paylaşımı, sektördeki güncel trendleri takip etme, bilgi birikimlerini arttırma ve ağlarını genişletme fırsatı yakalayacaklar. Başvurular 21 Temmuz itibarıyla başladı. Bu tarihten itibaren 2 ay boyunca Great Place To Work® resmî web sitesi üzerinden oluşturulan form aracılığıyla başvuru yapılabilecek. Son başvuru tarihi 03 Eylül 2025. Değerlendirme sürecinin ardından listeye giren liderler, Ekim 2025'te açıklanacak. Başvuru için: https://www.greatplacetowork.com.tr/en-iyi-insan-ve-kultur-liderleri/

Küresel tedarik zincirine alternatif koridor: Uzak Doğu-Kazakistan-Türkiye hattı Haber

Küresel tedarik zincirine alternatif koridor: Uzak Doğu-Kazakistan-Türkiye hattı

Dünyanın politik ve ekonomik koşulları duraksamadan değişiyor, küresel tedarik zincirleri her dönem kendi dinamiklerini ve çözümlerini yaratıyor. Bu durumu avantaja çevirmeyi seçen yöneticilerin %85'i düzenleyici ve jeopolitik baskıların sürdürülebilir tedarik zinciri çözümlerine geçişi hızlandırdığını ve teşvik ettiğini öne sürüyor. Uzak Doğu–Avrupa hattında Türkiye merkezli alternatif bir lojistik model üzerinde çalışmalar sürdüren Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Çimer, tedarik ve lojistik sektörünün güncel zorluklarını aktarırken, projelerinin detaylarını da açıkladı. “Türkiye merkezli alternatif bir lojistik aks oluşturduk” Uluslararası ticaret operasyonları, gümrük mevzuatı, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi, stratejik danışmanlık alanında 35 yılı aşkın deneyime sahip Tedarik Zinciri, Gümrük ve Lojistik Yöneticisi Ahmet Çimer, “Son dönemde küresel ulaşım koridorlarında yaşanan sıkıntılar, özellikle deniz yolu taşımacılığı üzerinden Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki lojistik süreçlerde ciddi daralmalara yol açıyor. Çin ve çevresinden Avrupa’ya uzanan ticaret rotalarında artan navlun maliyetleri ve uzayan transit süreleri, sadece üretim planlamalarını değil, aynı zamanda maliyet enflasyonu üzerinde de belirgin bir baskı oluşturuyor. Özellikle Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz ulaşımındaki riskler, Körfez ülkelerine, Akdeniz üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya ulaşımda ciddi aksaklıklar ve maliyet artışları meydana getirdi. Biz de bu kapsamda Türkiye merkezli alternatif bir lojistik aks oluşturduk” dedi. “Deneme sevkiyatlarını başarıyla tamamladık” Büyük ölçekli tedarik zinciri yönetimi, gümrük işlemleri, düzenleyici eğitim, iş geliştirme ve işletme yönetimi konusundaki uzmanlığıyla akademilerde sertifikalı eğitim programları sunan Ahmet Çimer, “Uzak Doğu çıkışlı yüklerin Kazakistan üzerinden demiryolu ile taşınarak, oradan da karayolu veya havayolu ile Türkiye’ye ulaştırılmasını planlıyoruz. Türkiye'de kurulan lojistik merkezler aracılığıyla ise hem iç pazara hem de Avrupa ülkelerine hızla ulaştırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda deneme sevkiyatlarını başarıyla tamamladık. Orta vadede başka alternatif yollar üzerinde de çalışmalar yaparak müşterilerimizin tedarik zincirinin aksamadan işlemesine olanak tanıyacağız” ifadelerini kullandı. “Küresel ticarette risk yönetimi ve strateji anlayışı da yeniden şekilleniyor” Küresel çaptaki gerginliklerin enerji, gıda ve kritik hammadde ticaretini daha stratejik hale getirdiğinin altını çizen Yeniay Lojistik ve Daimon Gümrük Müşavirliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Çimer, değerlendirmelerini şu sözlerle sonlandırdı: “Ticarette bölgeselleşme ve yakın coğrafyaya üretim eğilimleri arttı. Bu bakımdan küresel ticarette risk yönetimi ve strateji anlayışı da yeniden şekilleniyor. Artık bazı sektörlerde “Just in Time” ("Tam Zamanında) yerine, “Just in Case” (Her İhtimale Karşı) tedarik zinciri yönetim modellerine geçiliyor. Özellikle gıda, ilaç ve savunma sanayi alanlarında bu duruma sık rastlıyoruz. Her dönem kendi dinamik ve çözümlerini yaratan tedarik sektörünün gelecek dönemde nelerle karşılaşacağını takip edeceğiz.”

İklim Kanunu: Türkiye'nin Yeşil Dönüşüm Yolculuğunda Dönüm Noktası mı, Yeni Riskler mi? Haber

İklim Kanunu: Türkiye'nin Yeşil Dönüşüm Yolculuğunda Dönüm Noktası mı, Yeni Riskler mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), iklim değişikliğiyle mücadelede ülkenin yol haritasını çizecek tarihi bir adım atarak İklim Kanunu Teklifi'ni kabul etti. Bu yeni kanun, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefini yasal zemine oturtmasıyla büyük önem taşıyor. Enerjiden sanayiye, ulaşımdan tarıma kadar birçok sektörü derinden etkileyecek olan kanun, ülkenin yeşil dönüşüm sürecinde iddialı hedefler belirlerken, beraberinde bazı riskleri ve uygulama zorluklarını da getiriyor. İklim Kanunu Neler Getiriyor? Yeni İklim Kanunu, Türkiye'nin iklim politikalarını güçlendirmeyi ve uluslararası taahhütlerini yerine getirmeyi hedefleyen çeşitli mekanizmalar ve düzenlemeler içeriyor: 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi Yasal Zemin Kazandı: Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında belirlediği 2053 net sıfır emisyon hedefini bu kanunla yasal bir zorunluluk haline getirdi. Bu, tüm sektörlerin bu hedefe ulaşmak için adımlar atması gerektiği anlamına geliyor. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Hazırlığı: Kanun, AB'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi uygulamalara uyum sağlamak amacıyla bir Emisyon Ticaret Sistemi'nin (ETS) kurulması için yasal altyapıyı oluşturuyor. Bu sistemle şirketler, karbon emisyonları için ödeme yapmak veya emisyon izinleri satın almak zorunda kalabilirler. Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planları: Kanun, emisyon azaltım hedeflerine ulaşmak için ulusal ve sektörel düzeyde stratejilerin ve eylem planlarının hazırlanmasını zorunlu kılıyor. Bu planlar, hangi sektörlerin ne kadar emisyon azaltımı yapacağını ve hangi teknolojilere yatırım yapılacağını belirleyecek. İklim Değişikliği Başkanlığı'nın Güçlendirilmesi: İklim politikalarının koordinasyonu ve uygulanması için ilgili kamu kurumlarının yetkileri ve kapasiteleri artırılacak. Yeşil Finansman ve Teşvikler: Kanun, yeşil projelere ve düşük karbon teknolojilerine yönelik finansman mekanizmalarının ve teşviklerin geliştirilmesinin önünü açıyor. Riskler ve Uygulama Zorlukları Neler? İklim Kanunu, büyük fırsatlar sunsa da, beraberinde önemli riskleri ve uygulama zorluklarını da barındırıyor: Ekonomik Yük ve Rekabet Gücü Kaybı Riski: Özellikle enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için emisyon azaltım hedefleri ve ETS maliyetleri ek yük getirebilir. Bu durum, yeterli destek ve teşvik mekanizması olmadan bazı sektörlerde rekabet gücü kaybına yol açabilir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) bu dönüşüm maliyetlerini karşılamakta zorlanabilir. Yetersiz Finansman: Yeşil dönüşüm için milyarlarca dolarlık yatırım gerekiyor. Uluslararası ve ulusal yeşil finansman kaynaklarına erişim, kanunun hedeflerine ulaşmasında kritik önem taşıyor. Yetersiz finansman, hedeflerin kağıt üzerinde kalmasına neden olabilir. Teknolojik Dönüşüm ve Kapasite: Düşük karbon teknolojilerine geçiş, Ar-Ge yatırımları ve teknolojik altyapının güçlendirilmesini gerektiriyor. Bu alanda yetersiz kapasite veya uzman eksikliği, dönüşüm sürecini yavaşlatabilir. Sektörler Arası Adaletsizlik: Emisyon azaltım yükünün sektörler arasında adil dağıtılması büyük önem taşıyor. Bazı sektörlerin (örneğin kömüre dayalı enerji santralleri) dönüşümü diğerlerinden daha maliyetli ve zorlu olabilir. SKDM'ye Uyum ve İhracatın Etkilenmesi: Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyum süreci, ihracatçı firmalar için önemli bir eşik. Kanun, bu uyumu sağlamayı amaçlasa da, sürecin doğru yönetilememesi Türk ihracatının olumsuz etkilenme riskini taşıyor. Sosyal Etkiler: Fosil yakıtlara dayalı sektörlerde yaşanabilecek dönüşüm, istihdamda değişimlere yol açabilir. Bu geçişin sosyal etkilerinin iyi yönetilmesi, yeni iş alanlarının yaratılması ve iş gücünün yeşil ekonomiye adapte edilmesi gerekiyor. İklim Kanunu, Türkiye'nin iklimle mücadeledeki kararlılığını gösteren bir adım. Ancak başarısı, belirlenen hedeflere ulaşmak için uygulanacak somut politikaların etkinliğine, sağlanacak finansman ve teşviklere, sektörlerin dönüşümüne verilecek desteğe ve kapsayıcı bir geçiş sürecinin yönetilmesine bağlı olacak. Türkiye'nin bu büyük dönüşümde hem çevresel faydaları yakalaması hem de ekonomik ve sosyal riskleri en aza indirmesi kritik önem taşıyor.

Türkiye’nin ABD’ye Su Ürünleri Ve Hayvansal Mamuller İhracatında 10 Yılda 3 Kat Artış Haber

Türkiye’nin ABD’ye Su Ürünleri Ve Hayvansal Mamuller İhracatında 10 Yılda 3 Kat Artış

Amerika Birleşik Devletleri’ni hedef pazar olarak belirleyen ve uzun yıllardır ABD pazarında konumunu güçlendirmek için çalışan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, New York’ta düzenlenen dünyanın en büyük gıda fuarlarından Summer Fancy Food Fuarı’nda yerini aldı. ESÜHMİB yanında, Türkiye’den … su ürünleri ve hayvansal mamuller firması Summer Fancy Food Fuarı’nda Türk lezzetlerinin ABD pazarında daha fazla tüketilmesi için yerlerini aldılar. ABD’ye su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 63’ü Ege’den Türkiye 2024 yılında 3,8 milyar dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı yaparken bu ihracata Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği yüzde 45’lik katkı sağladı ve 1,7 milyar dolar ihracat hacmine ulaştı. ESÜHMİB, Türkiye’nin ABD’ye ihracatında daha başarılı bir grafik ortaya koydu. Türkiye’nin ABD’ye yaptığı 140 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 63’ünü temsil eden 88 milyon dolarlık ihracatı ESÜHMİB üyeleri gerçekleştirdi. Girit; “Türkiye su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe küresel lider” Türkiye’nin, su ürünleri ve hayvansal ürünler sektöründe 2025 yılına 4,1 milyar dolarlık ihracat hedefiyle giren küresel bir lider olduğunun altını çizen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, ABD’nin yıllık 30 milyar dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ithalatı yaptığını, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe ABD’ye ihracatlarını 10 yıllık vadede 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. Turkish Tastes Projesiyle ABD pazarında güçlü köprüler kuruyoruz Amerika Birleşik Devletleri’nin son yıllarda en önemli ihraç pazarlarından biri haline geldiği bilgisini veren Girit, “Turkish Cargo ile ABD’ye ihracatta önemli bir aşama kaydettik. Summer Fancy Food Fuarı’nda uzun yıllardır yerimizi alıyoruz ve ürün yelpazemizi tanıtıyoruz. 2019 yılından bu yana Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında faaliyet gösteren altı gıda birliğimizin yürüttüğü Ticaret Bakanlığımızın desteklediği Turkish Tastes projesiyle de ABD pazarıyla güçlü köprüler kuruyoruz. American Culinary Federation ile iş birliklerimiz, Türk Evi’nde gerçekleştirdiğimiz resepsiyonumuz; yalnızca ürünlerimizi değil, aynı zamanda bu ürünlerin ardındaki insanları, değerleri ve hikâyeleri de paylaşmamız için kıymetli fırsatlar sunuyor” şeklinde konuştu. Amerikalılar Türkiye’den daha fazla yumurta istiyor 1,5 dolar fon kaldırılsın Türkiye’nin ABD’ye su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının 2025 yılının ilk yarısında yüzde 31’lik artışla 63 milyon dolardan 83 milyon dolara ilerlediğini paylaşan Başkan Girit, şöyle devam etti; “Özellikle yumurta ihracatında büyük potansiyel var. İthalatçılar daha fazla yumurta talep ediyorlar. 2025 yılının ilk yarısında ABD’ye yumurta ihracatımız yüzde 704’lük rekor artışla 2,1 milyon dolardan 17,2 milyon dolara çıktı. Yumurta ihracatındaki kilogram başına 1,5 dolarlık fon kaldırılırsa ABD’ye yumurta ihracatında tarihi bir başarıyı yakalayabiliriz. Hükümetin yumurta ihracatına fon koyduğu dönemdeki gerekçeleri de ortadan kalkmış durumda. Summer Fancy Food Fuarı’nda ABD’ye 2025 yılının ikinci yarısında ihracat artışımızı sürdürecek önemli temaslarda bulunduk.” Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’nin Summer Fancy Food Fuarı’ndaki standında füme Türk somonu, peynir tadımı yapılırken, Turkish Tastes Projesi’nin tanıtım elçileri Amerikalı dünyaca ünlü şefler Tom Macrina ve Reimund Pitts tarafından trend alanında levrek, çipura ve Türk somonu ürünleri ile tadım yapıldı. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Yönetim Kurulu Üyeleri Ufuk Atakan Demir ve Cem Sağır ziyaretçilere Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü hakkında bilgi verdiler. ABD Turquality Projesi tadım etkinliği New York Türk Evi’nde Türkiye’nin New York Başkonsolosu Muhittin Ahmet Yazal ev sahipliğinde yapıldı. New York Başkonsolosu Muhittin Ahmet Yazal, Türkiye’nin New York Ticaret Ataşeleri Bilgehan Ramazan Caner ve Osman Nuri Gökbulut Summer Fancy Food Fuarı boyunca Türk firmalarının yanında yer aldılar ve destek oldular.

Çin Uluslararası İthalat Fuarı’ndan Türk İhracatçı Firmalarına Davet Haber

Çin Uluslararası İthalat Fuarı’ndan Türk İhracatçı Firmalarına Davet

5-10 Kasım 2025 tarihlerinde Şanghay’da düzenlenecek olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı Türkiye Tanıtım Toplantısı Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu 2019 yılından bu yana başarıyla gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri’nde yapıldı. Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE)’nın, dünyanın dört bir yanından firmalara ürün ve hizmetlerini sergilemeleri için benzersiz bir imkân sunduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2025 yılında da Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu üstlenmekten dolayı büyük heyecan duyduklarını, fuarın sunacağı fırsatları sabırsızlıkla beklediklerini vurguladı. “Bu fuara katılım, sadece ürünlerimizi tanıtmamıza değil, aynı zamanda Çin ile dostluk ve iş birliği bağlarımızı güçlendirmemize de olanak tanıyor” diyen Eskinazi, “Çin pazarına büyük önem veriyoruz ve üyelerimize bu pazarın taşıdığı fırsatları en iyi şekilde anlatmak için tüm gayretimizi gösteriyoruz. Geçmiş yıllarda katılımcılarımızdan aldığımız geri bildirimlerde, görüştükleri ziyaretçilerin çoğunun karar verici konumda olduklarını ve verimli iş birlikleri ile fuardan ayrıldıklarını memnuniyetle öğrendik. Türkiye, zengin ve çeşitli ürünleriyle her zaman küresel tarım pazarının önemli aktörlerinden biri olmuştur” dedi. Çin’in artan sağlıklı gıda talebine cevap vereceğiz Türkiye’nin, Çin’in “Orta Koridor” stratejisinde önemli bir geçiş ülkesi olarak öne çıktığını ifade eden Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle demiryolu, elektrikli araçlar ve teknoloji alanında ciddi planlamalar yapılmaktadır. Altyapıdan enerjiye, otomotivden dijital sektöre kadar uzanan kapsamlı bir ortaklık profili oluşmaktadır. Ülkemiz – özellikle Ege Bölgesi – verimli toprakları sayesinde dünyanın en kaliteli tarım ürünlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ege Bölgesi, Akdeniz iklimi ile meyve, sebze ve kuru meyve üretimi ve ihracatında öne çıkmaktadır. Zeytinimiz, incirimiz, üzümümüz ve deniz ürünlerimiz, yalnızca Türk mutfağının temel unsurları değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda yoğun talep gören ürünlerdir. Son yıllarda dünyada organik ürünlere olan talep önemli ölçüde artmış, Türkiye de bu trende büyük bir istek ve kararlılıkla yanıt vermiştir. 2002 yılında 57.000 hektar olan organik tarım alanımız, bugün 500.000 hektarın üzerine çıkmıştır. Bu dikkat çekici artış, sürdürülebilir tarıma olan bağlılığımızın ve sağlık odaklı tüketici ihtiyaçlarını karşılama konusundaki yetkinliğimizin bir göstergesidir. Çin’in artan sağlıklı ve kaliteli gıda talebine, üstün kaliteli organik tarım ürünlerimizle yanıt vermeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yılki fuarda Türk zeytinyağı, kuru incir, kuru üzüm, kuru kayısı ve şaraplarımıza gösterilen yoğun ilgiden büyük memnuniyet duyduk. Bu yıl özellikle kozmetik sektöründe faaliyet gösteren firmaların katılımını bekliyoruz. Ayrıca lojistik firmalarından da talep aldık. Türk firmalarının yoğun katılımıyla bu yıl Çin’de güçlü ve etkili bir görünürlük sergilemeyi arzuluyoruz. Kasım ayında Şanghay’da düzenlenecek bu büyük buluşmaya tüm firmalarımızı içtenlikle davet ediyoruz.” Guoqing; “Çin, 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en büyük pazarı” Toplantıda konuşan Çin Uluslararası İthalat Fuarı Bürosu Genel Müdür Yardımcısı Li Guoqing, Türkiye’nin 2018 yılından bu yana çok iyi partnerleri olduğunun altını çizdi. Çin İthalat Fuarı’nın devasa Çin pazarına sırtını dayadığını belirten Guoqing, “Çin 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en büyük pazarı. 500 milyonluk orta gelir düzeyine sahip. Bu fuarın arkasında Çin Hükümeti’nin desteği var. CIIE, yeni ürün ve teknolojilerin tanıtıldığı, çıkış noktası oldu. Bugüne kadar 3 binden fazla yeni ürünü Çinli tüketiciler CIIE sayesinde tanıdı. Çin’de Akdeniz Ton Balığı bu fuar sayesinde öğrenildi. Bugüne kadar Çin İthalat Fuarı’nda 5 milyar dolarlık kontrat imzalandı. 180’den fazla ülke bugüne kadar katılım gösterdi. CIIE, 280 bin metrekareye ulaştı” diye konuştu. “Görüşmek istediğiniz Çinli firmalarla sizleri CIIE’de buluştururuz” Çin İthalat Fuarı’nın Çin medyasıyla iyi ilişkiler kurduğunu vurgulayan Guoqing, Çin medyası sayesinde Türk gıda ürünlerinin Çin’de tanıtımını yapabilecekleri müjdesini verdi. Guoqing, Çin Devlet Televizyonu CCTV’nin Çin dışındaki 200’den fazla temsilciliğinin CIIE’ye destek verdiğini paylaştı. Gouqing, “Türkiye’ye has güzellikleri tüm dünyaya tanıtabiliriz. Zeytinyağı, kırmızı şarap, baklava, gülsuyu Türkiye’den görmek istediğimiz ürünlerin başında geliyor. Türk firmaları görüşmek istedikleri Çinli firmaları iletmeleri halinde iletişime geçerek fuara davet edip görüşmenizi sağlayabiliriz” dedi. Ticaret Müşaviri Dou Aidong; “Çin Devlet Başkanı Xi Jinping CIIE’ye özel ilgi gösteriyor” Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in özel ilgisi olduğunu paylaşan Çin’in Ankara Ticaret Müşaviri Dou Aidong, 7 yıldır başarılı bir şekilde düzenlenen CIIE’nin ürün tanıtımına büyük katkı sağladığı gibi, yatırımcılarla satın almacıları başarıyla buluşturduğunu vurguladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin yakın zamanda hayata geçirdiği ilave gümrük vergilerinin dünya ticaretine büyük darbe vurduğunu savunan Aidong, “Çin böylesi bir harekette bulunmadı. Bir Kuşak Bir Yol Projesi sayesinde Türkiye – Çin ilişkileri iyiye gitti. Çin, Türkiye’nin ikinci, Asya’nın birinci ticari partneri oldu. Türkiye’den 215 firma bugüne kadar CIIE’ye katıldı. Türkiye’den daha fazla firmanın bu sene katılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. Hou Qian; “Türkiye’de 31 şubeyle faaliyet gösteriyoruz” Çin ICBC Türkiye Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hou Qian, dünyanın en büyük ticari bankalarından biri olduklarını dünya çapında 49 ülke ve bölgede ofisleri olduğunu, 13 milyondan fazla kurumsal müşteriye ve 766 milyon bireysel müşteriye geniş bir yelpazede finansal ürünler ve yüksek kaliteli finansal hizmetler sunduklarını, ICBC Turkey’in, 2015 yılında kurulduğunu ve Türkiye'de açılan ilk Çin bankası olduklarını Türkiye’de 31 şubeyle faaliyette bulunduklarını anlattı. Türkiye'deki en geniş hizmet ağına sahip Çin sermayeli şirket olduklarının dillendiren Qian, “ICBC Turkey, kurulduğu günden bu yana "Kuşak ve Yol" ve "Orta Koridor" girişimleri kapsamında Çin ve Türkiye arasındaki derinlemesine iş birliğine hizmet etmeye kendini adamıştır. Limanlar, elektrik, madencilik, yeni enerji ve diğer alanlar dahil olmak üzere stratejik açıdan önemli bir dizi altyapı projesine aktif olarak katılmış ve desteklemiş, Türkiye'nin Doğu-Batı ticaret merkezindeki kilit konumunu güçlendirmeye yardımcı olmuştur. CIIE’de müşterilerimizin iş ortağı bulmaları ve finansman konularında destek sağlıyoruz. ICBC olarak alıcı ve satıcıları buluşturan bir platformumuz var. Alıcı ve satıcıları bir araya getiriyoruz. Kazan – kazan temelinde sonuçlar elde ediyoruz” dedi. Işık; “CIIE bize Çin’le ticaret yapma kültürü kazandırdı” Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, kendi firması Işık Tarım A.Ş.’nin Çin İthalat Fuarı’na bu yıl 5. Kez katılacağını, her gittiklerinde memnun kaldıklarını, CIIE sayesinde Çin ile ticaret yapma kültürünü kazandıklarını dile getirerek, tüm ihracatçıları CIIE’ye katılmaya davet etti. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Tanıtım Toplantısına; EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve ihracatçı firma temsilcileri katılım gösterdi.

Türkiye’ye Yılın İlk Dört Ayında 3,3 Milyar Dolarlık Uluslararası Yatırım Haber

Türkiye’ye Yılın İlk Dört Ayında 3,3 Milyar Dolarlık Uluslararası Yatırım

16 Haziran 2025’te paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2025 yılının Nisan ayında, Türkiye’ye, 408 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti. Güncel bu istatistikle beraber, yılın ilk dört ayında Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı, 3,3 milyar dolar olarak kaydedildi. Yılın ilk dört ayında 2024’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 13’lük bir artış kaydedilirken 2002 yılından itibaren Türkiye’ye gelen UDY girişlerinin toplam değeri ise 278 milyar doları aştı. Nisan ayında gerçekleşen toplam UDY girişi 408 milyon dolar olarak hesaplanırken bu yatırımların 435 milyon doları yatırım sermayesi şeklindeydi. Nisan ayındaki toplam UDY’nin 327 milyon doları borçlanma araçları, 140 milyon doları yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla kaydedildi. Aynı ay içerisinde yatırım tasfiyelerinin 494 milyon dolar değerinde aşağı yöndeki etkisiyle, Nisan ayındaki toplam UDY girişi 408 milyon dolar oldu. En fazla yatırım bankacılık alanında gerçekleşti Nisan 2025’te, toplam yatırım sermayesi girişleri 435 milyon dolar olur iken 93 milyon dolarlık yatırım girişi ile “finans ve sigorta faaliyetleri’’, yüzde 21,4’lük bir pay aldı. Spesifik olarak 93 milyon dolarlık yatırımın 65 milyon dolarlık kısmının bankacılık alanında olduğu kaydedildi. Tekstil ve giyim eşyaları imalatı, geçmiş kümülatif performansının üzerinde bir performans sergileyerek aynı dönem içerisinde gerçekleşen yatırım sermayesi girişlerinin yüzde 21,1’ini çekti. En fazla yatırımın gerçekleştiği diğer sektörler yüzde 19’luk pay ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 11’lik pay ile mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler oldu. Nisan ayında en fazla uluslararası yatırım Hollanda ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi 2002-2024 dönemi toplamında yüzde 58’lik pay sahibi olan Avrupa Birliği (AB-27) ülkeleri 2025’ün dördüncü ayında yüzde 48’lik bir pay aldı. Aynı ay içerisinde Orta Doğu ülkeleri yüzde 18’lik paylarıyla Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci bölge oldu. Nisan 2025’te ülkeler özelinde, Hollanda yüzde 28 ile en büyük paya sahip olurken, onu yüzde 17 ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), yüzde 10 ile Birleşik Krallık (BK), yüzde 8 ile Fransa ve yüzde 7 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) takip etti. Yılın ilk dört ayının toplamı değerlendirildiğinde ise Türkiye’ye en çok yatırım yapan üç ülke; 610 milyon dolarlık yatırımıyla Kazakistan, 311 milyon dolarlık yatırımıyla Hollanda ve 201 milyon dolarlık yatırımıyla ABD oldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.