Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Undp

Kapsül Haber Ajansı - Undp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Undp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yapay Zekâ ile Üretilen Sahte İçerikler Dolandırılma Riskini 5 Kata Kadar Artırabiliyor! Haber

Yapay Zekâ ile Üretilen Sahte İçerikler Dolandırılma Riskini 5 Kata Kadar Artırabiliyor!

Sahte reklamlar ve yapay zekâ ile üretilmiş dolandırıcılık içerikleri sosyal medyada hızla artıyor. Visa’nın Avrupa genelinde gerçekleştirdiği araştırma, bu içeriklerin gerçek olduğuna inanan kullanıcıların dolandırılma riskinin yaklaşık beş kat daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre, dijital ortamda yayılan yanlış bilgiler, kullanıcıları dolandırıcılık girişimlerine karşı oldukça savunmasız bırakabiliyor. Araştırmaya göre, online dolandırıcılık mağdurlarının ortalama kaybı 165 dolar olurken, dolandırıcılık vakaları Avrupa ekonomisine yıllık yaklaşık 9,5 milyar dolarlık zarar olarak yansıyor. Mağdurlar maddi kaybın çok daha ötesinde; duygusal stres, artan kaygı ve düşen verimlilik gibi ciddi etkilerle de karşı karşıya kalıyor. Ayrıca online dolandırıcılık vakalarının ardından yaşanan sorunları çözmek için ortalama 14 iş günü harcıyor; bu da bir aylık çalışma süresinin yaklaşık %70’ine denk geliyor. Kullanıcıların çevrim içi davranışları da dolandırıcılık riskinin artmasında kritik rol oynuyor. İçeriğin doğruluğunu kontrol etmeden paylaşım yapanlar, doğrulama yapanlara kıyasla iki kat daha fazla hedef alınıyor (%43 - %22). Sadece başlıkları taramak, içeriği doğrulamadan paylaşmak veya yapay zekâ ile üretilmiş içeriklere güvenmek gibi günlük alışkanlıklar, dolandırıcılar için yeni hedefler yaratıyor. Kullanıcıların %44’ü, gerçek sandığı içeriğin, yapay zekâ ile üretilmiş olduğunu sonradan fark ettiğini söylüyor.Katılımcıların üçte biri (%32) çoğu zaman içeriklerin sadece başlığını okuyor.Her beş kişiden biri (%19), içeriğin doğruluğunu teyit etmeden gönderi paylaştığını belirtiyor. “Amacımız dolandırıcılığı gerçekleşmeden durdurmak” Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, konu ile ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Yapay zekâ, hayatımızı kolaylaştırırken iş süreçlerimizi de dönüştürüyor. Dolandırıcılar artık yapay zekâ araçlarını kullanarak insanları kandırıyor ve çevrimiçi kanallara olan güveni zedeliyor. Sahteyi gerçekten ayırt etmek her zamankinden daha zor ve bunun gerçek hayattaki sonucu; kaybedilen para, zaman ve güven. İşte bu yüzden Visa olarak, yapay zekâ destekli inovasyona yatırım yapıyor, sektör genelinde iş ortaklarıyla iş birliği yapıyor, tüketicileri güvende kalmaları için gerekli bilgi ve araçlarla güçlendiriyoruz. Visa olarak son 5 yılda, yapay zekâ destekli platformların geliştirilmesi de dahil olmak üzere dolandırıcılığı önlemeye yönelik 13 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bu yatırımlarımız sayesinde, küresel güvenlik araçlarımızla her yıl 40 milyar doların üzerinde dolandırıcılık girişimini engelliyoruz. Örneğin, 2025 Kara Cuma döneminde bir önceki yıla kıyasla dünya genelinde yüzde 144 daha fazla dolandırıcılık girişimini tespit ettik ve durdurduk. Online dolandırıcılığı gerçekleşmeden durdurmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” Dolandırıcılığın ekonomi üzerindeki etkileri artıyor Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık yöntemleri daha karmaşık hâle geliyor. Bu durum, tüketici davranışlarını da değiştirerek ekonomi üzerinde belirgin bir etki yaratıyor. Avrupa’da yaklaşık 9 milyon kişinin, dolandırıcılığa maruz kaldıktan sonra çevrim içi alışveriş alışkanlıklarını değiştirdiği tahmin ediliyor. Dolandırılanların %28’i online alışverişi azalttıklarını, %4’ü ise tamamen bıraktıklarını söylüyor. Dolandırıcılığa karşı mücadele güçleniyor Yapay zekâ, Visa’nın dolandırıcılığı önleme stratejisinin merkezinde yer alıyor. Visa son 30 yıldır ödemelerin güvenliğini sağlamak amacıyla yapay zekâ destekli araçlar kullanıyor. Visa, sadece son beş yılda, şüpheli davranışları gerçek zamanlı tespit eden ve dolandırıcılık girişimlerini kullanıcıya ulaşmadan engelleyen akıllı, yapay zekâ destekli teknolojilere 13 milyar dolar yatırım yaptı. Farkındalık, teknoloji kadar kritik bir rol oynuyor. Araştırmalar, kullanıcıların %33’ünün yapay zekâ tarafından üretilmiş içeriklerin sosyal medyada dolandırıcılıkları tespit etmeyi zorlaştıracağını düşündüğünü ortaya koyuyor. Visa, “Dijitalde Güvendeyim” projesi ile dolandırıcılığa karşı farkındalığı artırıyor Visa’nın Türkiye’de UNDP ve Habitat iş birliğiyle yürüttüğü “Dijitalde Güvendeyim” projesi, dolandırıcılığı yalnızca teknik bir güvenlik riski olarak değil, toplumsal bir sorun olarak ele alıyor. Projede eğitimler, teorik anlatımlar yerine gerçek dolandırıcılık vakalarına dayanıyor; sosyal mühendislik, oltalama (phishing), kamu görevlisi taklidi gibi klasik yöntemlerin yanı sıra, yapay zekâ ile üretilen sahte ses ve görüntüler de işleniyor. Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin projeyi şu sözlerle değerlendirdi: “Visa olarak güvenlik alanındaki uzun yıllara dayanan uzmanlığımızı, ‘Dijitalde Güvendeyim’ projesiyle toplumsal faydaya dönüştürüyoruz. Eğitimlerimizde sosyal mühendislik, oltalama ve yapay zekâ tabanlı saldırı gibi yöntemleri gerçek vakalarla anlatıyoruz. Dolandırıcılık özellikle 55 yaş üzeri bireylerde yoğun duygusal manipülasyonla karşımıza çıkan ciddi bir toplumsal sorun. Bu nedenle eğitimlerde gerçek vakaları ele alıyor ve ‘Dur – Düşün – Danış’ yani 3D Kuralını yaygınlaştırıyoruz. Daha güvenli bir dijital gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.”

Çin’de Sıfır Atık Bilinci Büyükşehir Örneğiyle Anlatıldı Haber

Çin’de Sıfır Atık Bilinci Büyükşehir Örneğiyle Anlatıldı

Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme vizyonu ile hareket eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, pilot şehir olarak yer aldığı SWAP projesi kapsamında Çin’de düzenlenen Başlangıç Çalıştayı’na katılım sağladı. Çalıştay’da Türkiye’nin Ulusal Atık Yönetimi Stratejisi, Kocaeli’deki mevcut sıfır atık uygulamaları ve Büyükşehir’in Çevre Bilgi Sistemi ve Teşvik Projesi Altyapısının Oluşturulması ve Kullanılması Ortak Hizmet Projesi ile hayata geçirdiği “Sıfır Atık Noktaları” uygulaması “Sıfır Atık Noktaları” ve “Çevre Bilgi Sistemi” gibi altyapı çalışmaları katılımcı ülkelere aktarıldı. ATIK YÖNETİMİ ÇİN’DE KATILIMCI ÜLKELERE AKTARILDI Sürdürülebilir üretim ve tüketim, döngüsel ekonomi ve atık hiyerarşisi ilkeleri doğrultusunda kirlilik ve kaynak israfını azaltmak amacıyla 5 pilot ülkede hayata geçirilen proje süreci kapsamında Çin’de düzenlenen Başlangıç Çalıştayı’na Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve UNDP yetkilileri ile birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediyesi adına Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem ile Sıfır Atık Şube Müdürü Hüseyin Kılıç katılım sağladı. Çalıştay’da Türkiye’nin Ulusal Atık Yönetimi Strateji ve Planı, Kocaeli’deki mevcut atık yönetimi uygulamaları ve sıfır atık iyi uygulama örnekleri katılımcı ülkelere anlatıldı. TÜRKİYE’Yİ SWAP PROJESİNDE KOCAELİ TEMSİL EDİYOR Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen SWAP projesi dünyada yalnızca Kocaeli, Tianjin, Freetown, Montevideo ve Tunus şehirlerinde uygulanıyor. SWAP projesi, sürdürülebilir üretim ve tüketim ile döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda sıfır atık ve sıfır kirlilik hedeflerine ulaşmayı amaçlarken, şehir düzeyinde entegre planlama, sürdürülebilir yatırımlar ve toplumun tümüne erişilebilir bilgi paylaşımı ile uzun vadeli bir sıfır atık vizyonunu destekliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Telekom Girişimci Kadınların Dijital Yolculuğunu Destekliyor Haber

Türk Telekom Girişimci Kadınların Dijital Yolculuğunu Destekliyor

Türk Telekom, hayata geçirdiği ‘Dijitalde Hayat Kolay’ projesiyle kadınlara kendi işlerini kurma ve dijital dünyada büyütme imkânı veriyor. Türk Telekom, 19 Kasım ‘Dünya Girişimci Kadınlar Günü’ öncesinde yaptığı açıklamada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği iş birliğiyle yürüttüğü Dijitalde Hayat Kolay projesi 2025 yılı programı kapsamında mentörlük sürecinin tamamlandığını ve hibe değerlendirme sürecine geçildiğini duyurdu. “Girişimci kadınların dijital yolcuğuna eşlik etmeye kararlıyız” Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, “Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik eden bir şirket olarak, teknolojinin toplumsal gelişim için taşıdığı dönüştürücü güce inanıyor, hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye’ye Değer’ projelerle, kadınların dijital ekosistemde daha güçlü bir şekilde yer almasını önceliklerimizden biri olarak görüyoruz. ‘Dijitalde Hayat Kolay’ projesiyle 2019’dan bu yana binlerce girişimci kadına dijital becerilerini geliştirmeleri, markalarını büyütmeleri ve işlerini geleceğe taşımaları için hem eğitim hem de rehberlik sağlıyoruz. ‘Dünya Girişimci Kadınlar Günü’nü kutladığımız bugünde, projenin hibe programının, kadınların dijital dünyada kendi başarı hikâyelerini yazmaları için yeni bir kapı açmalarına olanak tanımasını diliyoruz. Daha fazla kadının hayallerini gerçeğe dönüştürmesine destek olarak ülkemizin geleceğine katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi. Eğitimler, mentörlük ve hibe programı süreci ile girişimci kadınlar dijitalde güçleniyor Yıl sonuna kadar 81 ilde 15 bin kadına ulaşılması planlanan proje kapsamında, 18 yaş ve üzeri, dijital pazarlama eğitimi ve tasarım odaklı düşünme atölyesine katılmış, girişimci kadınlar arasından belirlenen 40 girişimci, 2 hafta süren mentörlük desteğinden yararlandı. Mentörlük sürecinde kadınlara; ürün veya hizmet için doğru hedef kitlenin belirlenmesi, uygun görsel ve yazılı içeriklerin oluşturulması, rakip analizi, başarılı ve başarısız örneklerin değerlendirilmesi, çevrimiçi reklam kampanyalarının oluşturulması, çevrimiçi pazar yerlerine giriş süreçleri, doğru fiyatlandırma, satış kanallarının belirlenmesi ve bütçe yönetimi gibi konuları içeren uygulamalı eğitimler verildi. Mentörlük programını tamamlayan kadın girişimciler arasından jüri tarafından belirlenecek 20 girişimci kadına ise toplam 2 milyon TL iş geliştirme hibesi verilecek. Dijitalde Hayat Kolay projesi ile 2019 yılından bu yana teknolojiye erişimi kısıtlı olan veya dijital dünyaya adım atma konusunda desteğe ihtiyacı olan 40 bin girişimci kadına ulaşıldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

QNB Türkiye, Habitat ve UNDP’den Ortak Proje Haber

QNB Türkiye, Habitat ve UNDP’den Ortak Proje

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu ve UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic ile UNDP Bölge Koordinatörü Hamit Doğan’ın katılımıyla gerçekleşen buluşmada, çocuklar suyun döngüsünü, su tasarrufunun önemini ve doğayla kurulan bağı uygulamalı atölyelerde deneyimledi. Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Habitat Derneği iş birliğinde kurulan ‘’İstasyon Gaziantep’’te düzenlenen etkinlikte, çocuklar “Su ile Hayata” projesi kapsamında gerçekleştirilen atölyelerde suyun yaşamımızdaki yerini keşfetti. Katılımcılar, proje gönüllüleri ve çocukların deneyimlerine eşlik ederek suyun değerine dair farkındalık sürecine tanıklık etti. Türkiye genelinde 20 şehirde 3.600’den fazla çocuğa ulaşıldı QNB Türkiye, 2015 yılında kurduğu “Minik Eller Büyük Hayaller” Sosyal Sorumluluk Platformu ile bugüne kadar 750 binden fazla çocuğun hayallerine ilham verdi. Platformun çevresel sürdürülebilirlik alanındaki en güçlü uygulamalarından biri olan ve geçtiğimiz yıl başlayan “Su ile Hayata” projesi, 7–14 yaş arası çocuklarda suyun değeri, su tasarrufu ve çevresel farkındalık konularında bilinç geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’nin her bölgesinden şehirlere uzanan eğitimlerle çocuklara su bilinci, su tasarrufu, yağmur suyu ve kullanımı, su ve sürdürülebilirlik, gelecekte su ve su kaynaklarının tüketimi ile Türkiye’de ve dünyada su kaynaklarının yönetimi olmak üzere başlıca konularda eğitimler veriliyor. Bugüne kadar 69 gönüllü eğitmenle 20 şehirden 3.600’den fazla çocuğa ulaşılan proje, saha eğitimleri, Sevgi Evleri’nde düzenlenen özel oturumlar ve https://suilehayata.com/ adresindeki dijital içeriklerle öğrenme deneyimini sürekli hale getiriyor. Gönüllü eğitmenler gezici kütüphane etkinlikleriyle köylere de ulaşarak suyun hikayesini çocuklarla birlikte yeniden yazıyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Dünya Çevre Günü gibi özel günlerde düzenlenen buluşmalarda, çocuklar hem eğlenerek öğreniyor hem de suyun geleceğine dair söz sahibi olabilecekleri bir alanda kendilerini ifade ediyor. Suyun yolculuğunu anlatan deney setleri, su filtreleme sistemleri, su saati, su pompası ve yağmur suyu hasadı gibi atölye uygulamalarıyla çocuklar, güncel su sorunlarına kendi çözümlerini üretme fırsatı buluyor. Her bir etkinlikte, bir damlanın bile fark yaratabileceğini hisseden çocuklar, doğayla daha güçlü bir bağ kurarak “su ile hayatı” deneyimliyor. Proje, Türkiye’nin dört bir yanında çocukların öğrenme merakıyla büyürken doğayla uyumlu yaşam alışkanlıklarını benimsemelerine katkı sağlıyor. Ömür Tan: “Suyun geleceği, farkındalıkla şekillenecek” QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, ülkemizin sanılanın aksine su zengini bir ülke olmadığına dikkat çekerek, “Artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı yıllar içerisinde gerileyerek 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu tahminler, bizlere suyu değerini bir kez daha hatırlatarak, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna gelebileceğini gösteriyor.” dedi. Tan, “QNB Türkiye olarak sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, iş yapış biçimimizin merkezinde yer alan önemli bir değer olarak görüyoruz. Çocuklarda farkındalık oluşturmak bizim için geleceğe yapılan en değerli yatırım” diye konuşarak şöyle devam etti: “Bugün Gaziantep’te, ‘Su ile Hayata’ projemizin en anlamlı duraklarından birinde çocuklarımızla bir aradayız. Bu proje, suyu yalnızca bir kaynak değil, bir yaşam öğretisi olarak anlatıyor. Bugün burada gördüğümüz enerji, merak ve bilinç bize umut veriyor. Bu proje, doğaya ve geleceğe verdiğimiz bir söz. Yalnızca bu tarz sosyal sorumluluk projeleriyle değil, işimizin her alanında sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. QNB Türkiye olarak 2050 yılına kadar Net Sıfır emisyon hedefine ulaşma taahhüdünde bulunduk. Bu hedef, yalnızca kendi karbon ayak izimizi azaltmakla sınırlı değil; finansman gücümüzü düşük karbonlu yatırımları desteklemek ve yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmayı da kapsıyor. “Su ile Hayata” gibi projeler ise bu dönüşümün toplumsal ayağını güçlendiriyor, çünkü sürdürülebilir bir gelecek, yatırımlarla olduğu kadar farkındalıkla da inşa ediliyor.” Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu ve UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic açılış konuşmalarında, projenin çocuklarda su bilincini erken yaşta geliştirmede oynadığı rolün altını çizdi. Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu: “Su ile Hayata projesiyle, çocuklarda sürdürülebilir bir yaşam bilincinin temelini atmayı, suyun önemini aktarırken su varlıklarının sürdürülebilirliği için adım atmaya çocuklardan başlamayı hedefliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, binlerce çocuğun suyu koruma ve çevreye duyarlı davranma konusunda bilinçlendiğini görmek gurur verici. Proje dönemi boyunca çocukları, gönüllüleri ve ebeveynleri su teması etrafında buluşturduk. Gönüllü eğitmenlerimizle Türkiye’nin dört bir yanında binlerce çocuğa ulaşarak onlara suyun sadece bir kaynak değil, yaşamın kendisi olduğunu anlatmaya çalıştık. Projenin gelecek dönemlerinde de yaşamın kaynağını korumaya devam edeceğiz” UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic: “Su kaynakları Türkiye de dahil her yerde sınırlı. İklim değişikliğinin artan etkileriyle birlikte ülke, su kaynakları üzerinde giderek artan bir baskıyla karşı karşıya. Yağış düzenleri değişiyor, barajlardaki su seviyeleri düşüyor ve bu da suyu tasarruflu ve akıllı kullanmayı her zamankinden daha önemli hale getiriyor. “Su ile Hayata” Projesi bu açıdan özellikle önemli; çünkü çocuklara suya saygı duymayı, onu verimli kullanmayı ve korumayı öğretiyor. Şimdiye kadar proje 20 ilde 3.600’den fazla çocuğa ulaştı ve çocukların suyun her damlasının neden değerli olduğunu anlamalarına katkı sağladı. Ve biz bununla yetinmek istemiyoruz. Amacımız, bu çalışmayı daha da genişleterek ülke genelinde çok daha fazla çocuğa ulaşmak.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele Haber

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele

Avrupa Birliği’nin finanse ettiği ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın lider kurum olduğu, UNDP tarafından yürütülen Sivil Katılım Projesi kapsamında uygulanan İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi çerçevesinde Halk Toplantısı gerçekleştirilirken İklim Eylem Merkezi de hayata geçirildi. Eskişehir’deki Ergin Orbey Sahnesi’nde gerçekleştirilen Halk Toplantısına Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Dr. Aytaç Ünverdi, TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, UNDP Sivil Katılım Projesi Hibe Yöneticisi Dilek Erarslan Meral ve Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu’nun yanı sıra belediye bürokratları, yerel yönetimler, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. İklim değişikliğine uyumun ancak ortak hareketle mümkün olduğunu vurgulayan Eylem Tuncaelli, “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi ve İklim Eylem Merkezi ile hedefimiz, Eskişehir’de iklim farkındalığını artırmak ve krize karşı güçlü bir yerel dayanışma modeli oluşturmak. Bu merkez, Eskişehirlilerin kendi şehirlerine dair söz söyleyebileceği, birlikte çözüm üretebileceği ve dayanışmayı büyütebileceği bir alan olacak. İklim krizi hepimizin ortak meselesi. Yarattığı sorunlara karşı çözümü de ancak hep birlikte üretebiliriz. Bu projenin iki önemli ayağı bulunuyor; teknik çalışmalar ve halkın katılımı. 2030 yılına kadar Eskişehir’in aşırı sıcaklıklar, sel ve taşkınlar, orman yangınları ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı risklerden nasıl etkileneceğini belirliyoruz. Bu çalışmayı bitirmek üzereyiz. Böylece karşılaşacağımız riskleri netleştirip, kentin en kırılgan gruplarının nasıl etkileneceğini görecek ve kenti daha dirençli hale getirecek adımları planlayacağız. Bu projenin süresi sona erse bile Eskişehir halkının iklim krizine karşı bu çalışmayı sahiplenerek sürdürmeye devam edeceğine, İklim Eylem Merkezi’ni aktif olarak kullanacağına ve hep birlikte çözümler üreteceğine yürekten inanıyoruz.” dedi. Konuşmasında iklim değişikliğine vurgu yapan Aytaç Ünverdi de “Artık bu sorun uzak ülkelerin değil, bizim şehrimizin, bizim mahallelerimizin gerçeği. Yazlar uzuyor, sıcaklıklar artıyor, yağışlar azalıyor, ani fırtınalar ve seller günlük yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Bu değişim yalnızca doğayı değil, tarımı, suyu, ekonomiyi, sağlığımızı ve sosyal hayatımızı da etkiliyor. İşte bu nedenle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak iklim değişikliğini en öncelikli gündemimiz haline getirdik. Bizim için mesele sadece çevre değil, kent güvenliği ve halk sağlığı meselesidir. Bu bilinçle Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce önderliğinde hem iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak hem de şehrimizi bu yeni koşullara uyumlu hale getirmek için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu yıl Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde gerçekleşen yangını hatırlatan ve büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ise “İklim değişikliği artık gözle görülür bir noktaya ulaşmış durumda. Seyitgazi ilçemizde 2019, 2023 ve son olarak 2025 yılında büyük yangın felaketleri yaşadık. Ne yazık ki bu yangınlarda 10 şehidimiz oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Bu felaketler, iklim değişikliğinin etkilerini somut olarak gösteriyor. Seyitgazi, Eskişehir’in orman varlığının önemli bir kısmına sahip bir tarım ilçesidir. Ancak su kaynaklarımız hızla tükeniyor. 670 bin dekar ekilebilir alanımızın yalnızca 180 bin dekarını sulayabiliyoruz. Kunduzlar Barajı şu anda yalnızca yüzde 7, Çatören Barajı ise yüzde 17 doluluk oranında. Yeraltı su seviyemiz her geçen yıl düşüyor; 5-6 yıl önce 120 metreden çıkan su bugün 200 metreden çıkıyor. Bu gidişle birkaç yıl içinde içme suyu sıkıntısı yaşamamız kaçınılmaz. Bu nedenle hem kurumlarımız hem de bireyler olarak suyu tasarruflu kullanmalı, ormanlarımıza ve yeşil alanlarımıza sahip çıkmalıyız. İklim değişikliğine karşı yerel yönetimlerin iş birliği ve halkın bilinçlenmesi büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından EBB İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Şube Müdürü Sibel Benek, ESTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan Uyguçgil ile TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Proje Koordinatörü Yasemin Korkmaz iklim değişikliğiyle ilgili sunumlarını gerçekleştirdi.

Bakan Göktaş, Sierra Leone ve Singapurlu Mevkidaşları ile  İş Birliği Mutabakat Zaptı İmzaladı Haber

Bakan Göktaş, Sierra Leone ve Singapurlu Mevkidaşları ile İş Birliği Mutabakat Zaptı İmzaladı

Bakan Göktaş, 2. Dünya Sosyal Kalkınma Zirvesi kapsamında Sierra Leone, İsveç, Singapur’un aileden sorumlu bakanlarıyla bir araya geldi. Göktaş, Sierra Leone Sosyal Refah Bakanı Melrose Karminty, İsveç Sosyal Hizmetler Bakanı Camilla Waltersson Grönvall ve Singapur Cumhuriyeti Toplumsal ve Aile Gelişim Bakanı Masagos Zulkifli ile kadın, çocuk, aile ve sosyal politikalar konularında görüş alışverişinde bulundu. Bakan Göktaş, Bakan Karminty görüşmesinde Türkiye ve Sierre Leone arasında “Sosyal Hizmetler Alanı’nda İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. Singapur’dan Koruyucu Aile Bakanlar Bildirisi’ne imza Görüşmelerde Bakan Göktaş ve Bakan Zulkifli tarafından ise “Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Singapur Cumhuriyeti Toplumsal ve Aile Gelişim Bakanlığı Arasında İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı. Bakan Zulkifli’nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aile odaklı çocuk koruma politikalarını geliştirme amacıyla oluşturduğu Koruyucu Aile Bakanlar Bildirisi'ni imzalamasıyla önemli bir iş birliği sağlandı. Bakan Göktaş, anlaşmalarla, aile, kadın ve çocuk refahı ile dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal hizmetlerin geliştirilmesi konularında tecrübe ve bilgi paylaşımı yaparak ortak projeler geliştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Ailenin ve nüfusun korunmasına yönelik çalışmalar ile aile birliğini korumak, kadınları hayatın her alanında güçlendirmek, çocuk haklarını gözetmek ve engelli bireylerin sosyal yaşama aktif katılımını desteklemek için iş birliklerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı. UNDP ve IOM temsilcileriyle görüştü Göktaş, ayrıca Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) temsilcileriyle de görüştü. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkan Yardımcısı ve Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölgesel Bürosu Direktörü Ivana Zivkovic görüşmesinde Göktaş, UNDP ile olan düzeyli stratejik ortaklıklarına büyük değer verdiklerini belirterek, UNDP ile Türkiye’de bakım ekonomisi alanında iş birliklerini daha da geliştirmekten ve kadınların iş gücü piyasasına katılımını kolaylaştırmak amacıyla çalışmalar yürütmekten memnuniyet duyacaklarını ifade etti. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel Direktörü Amy Pope ile bir araya gelen Göktaş, uzun süredir devam eden iş birlikleri olduğunu belirterek, deprem sonrasında bakanlığı ile IOM arasındaki iş birliğinin artmasıyla birlikte ortak çalışmaların ivme kazandığını hatırlattı. Göktaş, bakanlık ve IOM Türkiye Ofisi arasında göç veya hareketlilik sürecinde risk altında bulunan kişilere yönelik koruma sistemlerini ve yöntemlerini güçlendirmeyi amaçlayan yeni bir projeyi başlatacaklarını kaydederek, gelecekteki ortak projeler aracılığıyla iş birliklerini güçlendirmeye devam edeceklerini vurguladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Samsung ve UNDP Türkiye  Innovation Campus programı ile gençleri dijital çağa hazırlıyor Haber

Samsung ve UNDP Türkiye Innovation Campus programı ile gençleri dijital çağa hazırlıyor

Bugüne dek 81 il ve 200 üniversiteden 24 binden fazla gencin başvuru yaptığı program, yüzde 50’yi aşan kadın katılımcı oranı ve mezunların yüzde 90'ının istihdama katılmasıyla öne çıkıyor. Samsung’un inovasyon ve sorumlu yapay zekâ bilgi birikimini aktardığı, UNDP Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları odağı ile güçlendirdiği Innovation Campus programı kapsamında 2030’a kadar her yıl öğrenci sayısını yüzde 30 oranında arttırmak hedefleniyor. Samsung Electronics Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP Türkiye) iş birliği ile 2019 yılında hayata geçirdiği “Innovation Campus” programıyla gençlere yapay zekâ, nesnelerin interneti ve kodlama gibi ileri teknoloji eğitimleri vererek geleceğin dijital becerilerini kazandırıyor. Programın 5 yılda kat ettiği başarı yolculuğunu paylaşan Samsung Türkiye ve UNDP Türkiye, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğiyle üniversitelerde öğrencilerle buluşturdukları programı, önümüzdeki dönemde daha fazla gence ulaştırma hedeflerini aktardı. Jeff Jo: “Samsung yapay zekâ ve inovasyon gücünü Türkiye’ye de sunmakta kararlı” Uzun yıllardır teknolojiye ciddi yatırımlar yapan ve yeni deneyimlere öncülük eden Samsung’un gençleri de gerekli bilgi ve becerilerle geleceğe hazırladığını söyleyen Samsung Electronics Türkiye CEO’su Jeff Jo, “Samsung olarak yapay zekâ devriminin ön saflarında yer alıyoruz ve yapay zekânın herkes için yeni deneyimler, fırsatlar ve yenilikler yaratma potansiyeline yürekten inanıyoruz. Gençlerin bu devrimin arkasındaki itici güç olduğunu düşüyoruz ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için teknoloji birikimimizi ve yetkinliğimizi gençlere aktarıyoruz. Samsung, sorumlu yapay zekâ ve inovasyon gücünü sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunmak için Türkiye’ye de sunmakta kararlı. Genç, dinamik, teknolojiyle ilgilenen bir nüfusa sahip olan Türkiye büyük bir potansiyele sahip ve bizim için stratejik öneme sahip bir ülke” dedi. Monica Merino: “Kimsenin geride kalmaması için çalışıyoruz”  Innovation Campus’un dönüştürücü etkisini vurgulayan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Monica Merino, gençlerin dijital becerilerle donatılmasında bu girişimin oynadığı kritik rolü şu sözlerle ifade etti: “UNDP ve Samsung olarak, gençlere istihdam edilebilirlikleri ve gelecekteki iş fırsatları için gerekli dijital becerileri kazandırmak amacıyla güçlerimizi birleştirdik. Bu girişim yalnızca teknolojiyle ilgili değil—hızla değişen küresel ekonominin bir parçası olmaları için gençleri güçlendirmeyi de amaçlıyor. Samsung ile birlikte, eğitimi, teknolojiyi ve gerçek hayat uygulamalarını bir araya getirerek kimsenin geride kalmaması için çalışıyoruz.” Küresel iş dünyasının dijital becerilere ihtiyacı artıyor 2009’dan beri Türkiye’de hem tüketici elektroniği markası hem üretici hem de kurumsal vatandaş kimliğiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyen Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Murat Azdemir, “Samsung, bir tüketici elektroniği şirketi olarak faaliyet gösterdiği Türkiye’de bütün ürün kategorilerinde güçlü bir pazar varlığına sahip. Aslında faaliyet gösterdiğimiz her ülkede var olan bir kimliğimiz daha var. ‘İyi bir kurumsal vatandaş. Türkiye’de de toplumsal ve çevresel konularda çok önemli yatırımlar yaparak, daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veriyor, değer yaratıyoruz. 2019 yılında UNDP Türkiye iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Innovation Campus eğitim programı da bu vizyonumuzun bir parçası. Innovation Campus ile Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesine, dijital yetenek açığını kapamaya yardımcı olmayı ve ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları odaklı toplumsal fayda sağlayacak yenilikçi projeler geliştirecek genç yetenekler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Herkes için daha iyi bir geleceğe katkıda bulunmamızı sağlayan bu kolektif çabadan memnuniyet duyuyoruz” dedi. İleri teknolojilerin işimizi dönüştürdüğünü ve bu doğrultuda dijital beceri ihtiyacının da günden güne arttığına işaret eden Azdemir, “Dünya Ekonomik Forumu’nun Geleceğin Meslekleri 2025 Raporu’na göre, dünyada işverenlerin yüzde 60’ı önümüzdeki 5 yıl içinde en büyük trend olarak dijital iş dönüşümünü görüyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 62 ile dünya ortalamasının üstünde. Yeni becerilere ihtiyaç duyulacağını söyleyenlerin oranı ise globalde yüzde 39 iken Türkiye’de yüzde 44. Innovation Campus programı da bu giderek artan beceri açığını kapamaya yardımcı olmak için tasarlanan bir program olarak öne çıkıyor” dedi. Mezun sayısının her yıl yüzde 30 oranında artması hedefleniyor Küresel iş dünyasının yüzde 86’sının, Türk iş dünyasının ise yüzde 78’inin yapay zekâ ve bilgi teknolojilerinin en dönüştürücü etkiye sahip trendler olduğuna dikkat çektiğini söyleyen Azdemir, “Bu veriler ışığında önümüzdeki 5 yıl içinde teknoloji becerilerine duyulan talebin hızlı bir ivmeyle artış göstereceğini öngörüyoruz. Biz de kurumsal bir vatandaş olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Globalde 33 ülkede devam eden Innovation Campus programıyla Türkiye’de de gençlerimize dijital beceriler kazandırarak geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini desteklemek amacıyla önümüzdeki 5 yıl içinde mezun sayısını her yıl en az yüzde 30 artırmayı hedefliyoruz. Samsung'un geliştirdiği en son teknolojileri programımıza hızla entegre ediyor, ince beceriler geliştirmeyi de en az dijital beceriler kadar önemsiyoruz. Kadın katılımcı oranı yüzde 51 olan programımıza toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek adına daha fazla kadın aday katılmasını amaçlıyoruz” dedi. “Sürdürülebilir kalkınma için teknolojinin fayda yaratan potansiyelinden faydalanmak önemli” Yapay zekânın, sorumlu ve adil bir şekilde tasarlanır ve uygulanırsa, sürdürülebilir kalkınma için güçlü bir itici güç ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın hızlandırıcısı olabileceğine işaret eden UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı Keşif Yöneticisi  Hansın Doğan ise “Samsung ile ortak hedeflerle hayata geçirdiğimiz Innovation Campus programında öğrenciler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın kökünde yer alan küresel sorunlara, toplumların karşılaştığı zorluklara çözüm üretecek, fayda sağlayacak hemen her konuda projeler ürettikleri için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın tümünü kapsayan bir eğitim programı olarak öne çıkıyor. Yapay zekâ tüm dünyada sektörleri dönüştürmeye devam ederken, gelişiminin toplumsal değerlerle, özellikle de toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili değerlerle uyumlu olması çok önemli. Bu engellerin üstesinden gelmek için verdiğimiz 'Yapay Zekâda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' ve ‘Yapay Zekâda Etik’ eğitimlerinin yanı sıra geçen yıl açtığımız kadın yapay zekâ sınıfımız da ilk mezunlarını verdi. Sürdürülebilir kalkınma için yapay zekâ ve makine öğrenimi potansiyelinden yararlanmada en son dijital çözümler aracılığıyla araştırma ve danışmanlık desteği sağlayan SDG AI Lab,da programa katkıda bulunarak Samsung’un küresel eğitim müfredatına ek olarak ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için Veri Bilimi” eğitimleri vererek gençlerimizin bu amaçlar doğrultusunda projeler geliştirmesine yardımcı oluyor” dedi. Yoğun ve kapsamlı bir eğitim programı olarak tasarlandı 18-29 yaş aralığındaki iş arayışındaki gençleri hedefleyen Innovation Campus programına 5 yılda 81 il, 200 üniversiteden 24 binden fazla kişi başvurdu. Programdan bugüne dek 434 genç mezun oldu. Mezunların yüzde 90'ı istihdama katılırken geri kalanı da öğrenimine devam etti. Bir master programı gibi yoğun ve kapsamlı tasarlanan eğitim programı 350 saat yapay zekâ, 240 saat nesnelerin interneti, 87 saat kodlama ve programlama gibi ileri teknolojileri içeriyor. Öğrencilere dijital eğitimlerin yanında sosyal beceriler de kazandırmayı amaçlayan program kapsamında işe hazırlık sürecine yönelik eğitimler de veriliyor.  BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 6’sını doğrudan kapsayan programda eğitim alan öğrenciler, bugüne dek tüm amaçlara hizmet eden 50’yi aşkın bitirme projesi hazırladı. Kadınlara özel yapay zekâ sınıfı açıldı Türkiye'nin Ulusal Yapay Zekâ stratejilerine de katkıda bulunan programla UNDP Türkiye’nin desteğiyle yapay zekâda toplumsal cinsiyet eşitliği ve önyargı konularında da dersler verilerek farkındalık yaratmak amaçlanıyor. Toplam kadın katılımcı oranı yüzde 51’e ulaşan programda geçen yıl açılan kadın yapay zekâ sınıfıyla da genç kadınlara makine öğrenimi, doğal dil işleme ve dil modellerinin yanı sıra SKA’lar perspektifinde keşifsel veri analizi ve sunum becerileri gibi alanlarda da eğitim veriliyor. Son olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen Milli Teknoloji Akademisi’nin dijital öğrenme platformu Sektör Kampüste Programı’nın paydaşı olan Innovation Campus Programı, yapay zekâ eğitimlerini daha fazla üniversite kampüsüne taşıyor.  Bu iş birliği ile program Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de 17 Şubat’ta kapılarını yeni öğrencilere açtı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.