Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Uyuşturucu

Kapsül Haber Ajansı - Uyuşturucu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uyuşturucu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de İlk Olacak AMATEM’le Bahar Projesi İçin İmzalar Atıldı Haber

Türkiye’de İlk Olacak AMATEM’le Bahar Projesi İçin İmzalar Atıldı

Protokol imza töreninde konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, emniyet birimlerinin yaptığı operasyonlar hakkında bilgiler vererek, “4 Haziran 2023’ten bu yana ilk defa burada söylüyorum. 90 bin tutuklama sayısını geçtik. 328 uyuşturucuyla ilgili üretici ve büyük satıcı dediğimiz yani baron tabiriyle ifade edilenlerle ilgili organize suç örgütü çökertildi. Devamlı surette sahadayız ve kendimizi hep update ediyoruz” ifadelerini kullandı. DÜNYA’YA ÖRNEK MÜCADELE! Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadeledeki başarısına değinen Bakan Ali Yerlikaya, "Dünyada, mütevazi değiliz Türkiye olarak. Dünyada, Avrupa'da uyuşturucunun arz cephesinde mücadelede Türkiye gibi güçlü mevzuatı, Türkiye gibi kararlı, Türkiye gibi sahaya basan başka bir ülke yok” diye konuştu. PROJEYLE 21 GÜNLÜK TEDAVİ SONRASI İLK DEFA SOSYAL REHABİLİTASYON UYGULANACAK Çağın en büyük sorunlarından biri olarak görülen başta madde olmak üzere bağımlılıklara karşı Türkiye’de ilk olacak proje hayata geçiriliyor. İmzalanan AMATEM’le Bahar Projesi Protokolü ile 61 dönümlük arazide kurulacak yeni tesiste, 21 günlük tıbbi tedavi sonrası en önemli olarak görülen 6 ay ve 1 yıllık sürede kişileri korumak adına sosyal rehabilitasyon süreci başlayacak. Bireyin psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak yeniden yapılandırılmasının hedeflendiği doğa ile iç içe olacak projede, sosyal rehabilitasyon sürecinde detoks uygulamaları, bireysel ve grup psikoterapi seansları, 12 aşamalı grup tedavi modeli, bilgisel davranış terapi modelleri uygulanacak ve burada tedaviye aileler de dahil edilecek. Oluşturulan modüllerle sadece bireysel psikoterapiler değil, aileler de sürecinin içerisinde olacak. Tedavi sürecinin ardından bireylerin topluma yeniden kazandırılması için sosyal entegrasyon programları, geçim kaynakları oluşturma çalışmaları ve mesleki kapasite geliştirme eğitimleri sunulacak. Agro-tarım uygulamaları, tekstil atölyeleri, e-ticaret eğitimleri, girişimcilik destekleri gibi faaliyetlerle bireylerin üretkenliği arttırılarak ekonomik bağımsızlıkları güçlendirilecek. ALINAN SONUÇLAR PAYLAŞILARAK MODELİN TÜRKİYE’DE UYGULANABİLİR OLMASI SAĞLANACAK Başarılı yöntemler uygulayan 5 Avrupa ülkesinde inceleme yapılarak oluşturulan rehabilitasyon sürecinde hem sanat terapileri hem müzik terapisi gibi birçok yöntem uygulanacak ve bunların akademik açıdan da başarısı denenecek. Alınan sonuçlar paylaşılarak modelin Türkiye'de de uygulanabilir ve erişilebilir olunması sağlanacak. YERLİKAYA’DAN GAZİ ŞEHRE ÖVGÜ! Projenin Gaziantep’te yapılacağına dikkat çeken Bakan Ali Yerlikaya, “Hep Gaziantep öncü bir şehirdir. Dört seneye yakın burada hizmet ettim. Gaziantep hayırda bir numaradır. Üretimde bir numaradır. Gaziantep ticarette bir numaradır. Dünyanın neresinde bir müşteri varsa bilin ki oraya Gaziantepli gider. Ama Gaziantep sadece para kazanmak, karda olmak değil şu gönlü yarda yani hayırda iyilik kapısını açmakta da Gaziantep bir modeldir” dedi. YERLİKAYA: UYUŞTURUCUYLA MÜCADELENİN ARZ VE TALEP CEPHESİNDE BİZ HÜKÜMET OLARAK TAM SAHA PRES YAPIYORUZ Konuşmasının devamında projenin protokolüne şahitlik etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden Bakan Yerlikaya sözlerine şu ifadelerle devam etti: “İçişleri Bakanı olarak 4 Haziran 2023 tarihinde göreve başladığımız günden beri biz İçişleri Ailesi olarak 675 bin arkadaşımla beraber Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı, onun hükümetler döneminde de hassaten daha ilk günden itibaren devam eden bir süreç. Uyuşturucuyla mücadelenin arz ve talep cephesinde biz hükümet olarak tam saha pres yapıyoruz. Devamlı surette sahadayız ve kendimizi hep update ediyoruz. Bilinen yöntemlerin dışında sokak satıcılarıyla mücadele ediyoruz ve aynı şekilde bilinen yöntemlerin çok daha fevkinde biz Interpol, Europol ile birlikte ortak operasyonlar yapıyoruz. Pek çok operasyonlar daha yakın zamanda kamuoyuna ilan edilecek. Yani biz kendi ülkemiz içerisinde ve ülkemiz dışındaki suç ve suçlarla mücadelede hem tek başımıza yapmamız gerekenlerde hem de birden fazla ülkeyle beraber müşterek ve cesaretle ve kararlılıkla bunu yapıyoruz.” AMATEM İLE BAHAR PROJESİ DE TAM DA BİZİM İSTEDİĞİMİZ GİBİ BİR PROJE Bakan Yerlikaya konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Arz cephesinde durmadan, duraksamadan, kararlı devam edeceğiz ama bu işin bir de talep cephesi var. Yani orada bilinçlenme, şuurlanma, aileyi güçlü hale getirme, sokağı, mahalleyi, caddeyi, birlik, beraberlikle medyayı, üniversiteleri, sağlık bilimleri, tüm kurum kuruluşlar, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu var. Kusur işlemiş, bağımlı olmuş. Ne yapacağız? Hep beraber ona sahip çıkarak onu tekrar normal, arınmış, geçmişteki o sıkıntılı günlerine dönmeyen ve bu tecrübesini de yeni arkadaşlarına ‘Bakın ben kurtuldum, zinhar böyle bir yola gitmeyin’ duruşuyla örnek bir başarı hikayesi ortaya çıkarmamız lazım. Bu proje Amatem ile Bahar Projesi de tam da bizim istediğimiz gibi proje.” GELİN ELİNİZİ UZATIN, BİZ SİZİ KUCAKLAYALIM VE SİZİ TEKRAR YAŞAMINIZA SAĞLIKLI, SIHHATLİ, AFİYETLİ BİR ŞEKİLDE DÖNDÜRELİM Çalışmanın oluşturulmasında emeği geçenleri tebrik eden Bakan Yerlikaya sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Bu projenin sayısının artarak devam etmesi için de hükümet olarak da uğraşacağız. Şurada ikinci bir baharı yaşamak için çok güzel bir isim vermişler. Sadece bir bina, o binanın içerisinde sağlıkla teknik bir arınma değil. Asıl zor kısım sağlıkla ilgili teknik arınmadan sonraki en zor aşama başlıyor. Dengeleme, istikrarlı bir şekilde tekrar başa dönmemek. Bu çok zor. Allah kimseyi imtihan etmesin. Ama imtihan edilenlere Gazişehir'den bütün ülkemize söylüyorum. Yalnız olmadıklarını bak şehir el ele veriyor, diyor ki ‘Biz sizin yanınızdayız’. Dolayısıyla hem Amatem, Amatem’den çıktıktan sonra buradaki mükemmel, müthiş evleriyle beraber, annesi de gelebilir, kardeş de gelebilir. Orada onların artık onun şahitliğinde, müşahitliğinde ve sevgiyle ilgili, ilgiyle ilgili ne kadar ihtiyaç varsa, bizim de aynı şekilde katkımız. Aile buradan el ele tutuşup ‘Yarabbi bir daha bizi bu şekilde imtihan etme’ duası ve müteşekkir duygularla beraber çıkacak. Şehir olarak bunları yapmak zorundayız. Bu sistem bunu yaptığı zaman Gazişehir'deki bütün hemşerilerimizin vebali sorumluluğu da Allah'ın izniyle bu protokolle beraber gidecek. Buradan arınmayla ilgili olan kardeşlerimize diyorum ki ‘Gelin elinizi uzatın, biz sizi kucaklayalım ve sizi tekrar yaşamınıza sağlıklı, sıhhatli, afiyetli bir şekilde döndürelim.’” ŞAHİN: BU MASA GAZİANTEP MODELİ Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise protokol imza törenindeki konuşmasında bağımlılığın Türkiye ve dünya için önemli bir sorun olduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti: “Bu madde bağımlığı, teknolojik bağımlılık, sanal kumar olarak karşımızda çıkıyor. Sayın Bakanımız işin güvenlik boyutunda jandarmamız, emniyetimiz elinden gelen, valimiz elinden gelen her şeyi yapıyor ama bunun bir tıbbi tedavi bir de sosyal rehabilitasyon bölümü var. Kurucu Aile Bakanlığı yaptığımdan dolayı bu işlerin o boyutunu da çok iyi bilen bir kardeşiniz olarak sağ olsun Asım Başkan'ın zamanında Oya Bahadır bizim on sekiz yaş altı için başladı. Başlarken de dünya modelleri incelendi. Yale Üniversitesi'nin yazılımıyla yerelleştirilerek çok önemli bir model gelişti ama artık on sekiz yaş üstü için de bunun yenilenmesi gerekiyordu. Biz bunun bütün çalışmalarını yaptığımız için yaklaşık on beş yıllık bir tecrübe var. O tecrübeyi kullandık. Dünyanın bu konudaki en iyi merkezleri incelendi, bir model oluştu. Bu modelde kapalı alanımız, açık alanımız çok ciddi tıbbi altyapımız, sosyal rehabilitasyon bölümümüz var. Bu masa Gaziantep Modeli.” ÇEBER: BU BURADA BAŞLAYACAK AMA TÜRKİYE’DE GÜZEL BİR ÖRNEK OLACAĞINI DEĞERLENDİRİYORUZ Gaziantep Valisi Kemal Çeber’de yaptığı konuşmada her türlü bağımlılıkla mücadele ettiklerini anlatarak, “Uyuşturucu bağımlılığının üzerinde de hem arz hem talep yönüyle bu mücadelenin olması gerektiğini biz de değerlendirdik ve bir taraftan arz bölümüyle güvenlik birimlerimiz mücadele ediyor. Düzenli olarak rakamlarımız geliyor. Hem operasyon sayısında hem şüpheli hem tutuklu sayısında ciddi artmalar var. Son zamanlarda yapılan analizlerde şehir atık sularında uyuşturucu oranlarının yüzde yirmi beş civarında azaldığını memnuniyetle ifade edebilirim. Bağımlılarla biz bire bir sohbetler yapıyoruz. Onlar uyuşturucuya ulaşmada zorluklar yaşandığını, satıcılar güzergah değişikliklerinden bahsediyor. Arz boyutuyla ilgili elimizden geleni yapıyoruz. Protokolün içeriği olan talep boyutunu da boş bırakamayız. Bu burada başlayacak ama Türkiye’de güzel bir örnek olacağını değerlendiriyoruz. 61 dönümlük çok güzel bir doğa içerisinde sağlık boyutları başta olmak üzere her boyutunu kapsayacak bir çalışmayla hem bağımlılık hem de onunla ilgili tüm sosyal kesimleri tedavinin içine alarak devam ettireceğiz. Bu protokolü görmeyenler de bilmelidir ki bizi bu konuda cesaretlendiren, hırslandıran Sayın Bakanımızın talimatları ve biz de onlar doğrultusunda elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Konuşmaların ardından protokol ile Şireci Ailesi’nden Esat ve Didem Şireci ve Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin proje için imzaları attı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Uyuşturucu ile mücadele için 'Devlet Bağımlılık Enstitüsü' kurulmalı Haber

Uyuşturucu ile mücadele için 'Devlet Bağımlılık Enstitüsü' kurulmalı

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Senato Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010, 2015-2022 ve 2022-2027 dönemleri Kontrol Kurulu üyesi ve önceki Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, INCB 2024 Raporu’nu paylaştı. Türkiye’de madde kullanımına bağlı 800 bin denetimlik serbestik dosyası var Toplantıya çevrimiçi katılan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan BM raporunun uyuşturucu maddelerin dünyadaki arzının profilini sunduğunu ifade etti. Tarhan, bu fotoğrafın dünyadaki madde kullanım talebinin devam ettiğini gösterdiğini, talep olunca arzın artıığını kaydetti. Türkiye’de 10 milyon kişinin madde ve davranış bağımlılığı taşıdığına ilişkin bilgilerin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Türkiye’de madde kullanımına bağlı 800 bin denetimlik serbestik dosyası da bulunuyor.” İfadesinde bulundu. Bağımlılıkla ilgili mücadele politikalarının yeniden masaya yatırılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Çünkü bundan en çok genç nüfus etkileniyor. Uyuşturucu kullananların yüzde 82’si 20-35 yaş arasında. Maddeden hayatını kaybedenlerin yüzde 90’ını da 35 yaş altında. Uyuşturucu madde kullanım yaşı da 15-24 yaş arasında olduğu biliniyor. Bağımlılıkla mücadele STK’ların üzerinden yürütülemez. Ciddi bir devlet iradesi gerekiyor.” diye konuştu. Bağımlılık politikalarına ihtiyacın olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tarhan, “Devlet Bağımlılık Enstitüsü kurulmalı. Buna ihtiyaç var. Bu enstitüsü bağımlılık politikalarını belirleyecek ve veri toplayacak.” dedi. Prof. Dr. Tarhan, Sosyal çürüme ve aile parçalanmalarında en önemli etkenin madde kullanımı olduğunu da anlattı.  Son dönemde bağımlılık tedavisine sentetik uyuşturucu madde kullananlar geliyor Türkiye’de son dönemde sentetik uyuşturucu madde kullanımının arrtığına vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan,  “Son dönemde hastaların büyük çoğunluğu sentetik madde kullanımıyla geliyor.” dedi. Bu tür maddeleri kullananlarda eğer yatkınlık da varsa psikiyatrik hastalıkların hemen ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan,   “Sentetik uyarıcılar akademik başarı için de öneriliyor. Öğrenciler ders çalışmak için bu uyarıcıları alıyorlar. Dikkat sorunu olan çocuklar madde bağımlısı adayı olabilyor.” şeklinde konuştu. Bir bağımlı hastasının senede 20 defa hastaneye yattığını dolayısıyla bağımlılıkla ilgili politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlatan Tarhan, 1’incil, 2’ncil ve 3’üncül koruma çalışmalarının önemine dikkat çekti.  Prof. Dr. Atasoy: “Yasadışı sentetik uyuşturucu endüstrisi hızla genişliyor” Prof. Dr. Sevil Atasoy, yasa dışı sentetik uyuşturucu endüstrisinin hızla genişlediğini belirterek, “Bir an önce önlem alınmadığı takdirde bu durumun feci sonuçlara yol açacak küresel çapta bir halk sağlığı sorunu yaratacağı açıktır. Tıbbi olmayan sentetik uyuşturucu kullanımı ve buna bağlı uyuşturucu kullanım bozuklukları şimdiden bazı ülkelerde yüz binlerce kişinin ölümüne ve sayısız kişisel ve toplumsal zarara neden olmuştur.” dedi. Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) olarak, Tehlikeli Maddelerin Küresel Çapta Hızla Önlenmesi (GRIDS) ve öncül kontrol programlarımız kapsamında gönüllü bilgi alışverişi ve koordinasyonu sağlayarak hükümetlerin bu sorunu ele almalarına destek olduklarını kaydeden  Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Raporumuzun ilk bölümünde, insanların bu son derece zararlı maddelerden korunması için önleme, tedavi, rehabilitasyon, zarar azaltma, iyileşme ve sosyal entegrasyon alanlarındaki çabaların artırılmasına da acilen ihtiyaç olduğunu vurguladık.” diye konuştu.  “Denetimli ilaçların mevcudiyetinde ülkelerarası ciddi eşitsizlikler sürüyor” Prof. Dr. Sevil Atasoy, şunları dile getirdi: “Hükümetlerin anlaşmalar uyarınca INCB'ye bildirdiği verilere göre, ağrı yönetimi, anestezi, nörolojik ve bilişsel hastalıkların tedavisi ile opioid kullanım bozukluğunda kullanılan denetimli ilaçların mevcudiyetinde ülkelerarası ciddi eşitsizlikler sürmektedir. Opiat hammaddelerinin küresel arzı, yine Hükümetler tarafından INCB'ye bildirilen ulusal gereksinimleri aşmaktadır. Bununla birlikte bazı ülkelerin bildirimlerinin gerçek tıbbi ihtiyaçları tam olarak yansıtmadığı görüşündeyiz. INCB Öğrenme (Learning) Programını, kontrollü maddelerin tıbbi, bilimsel ve endüstriyel amaçlar için kullanılabilirliğini sağlamak, tedavi hizmetlerine erişimi iyileştirmek ve aynı zamanda yasadışı kanallara sapmayı ve kötüye kullanımı önlemek amacıyla yürütüyor ve bu bağlamda Hükümetleri destekliyoruz.”  2024 yılında, Uluslararası Darülaceze ve Palyatif Bakım Derneği ile araştırma, veri ve analiz alışverişi yoluyla kontrollü maddelerin bulunabilirliğini artırmayı amaçlayan bir mutabakat zaptı imzaladıklarını da ifade eden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Doğal afetler, silahlı çatışmalar veya diğer insani nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmaksızın hastaların denetime tabii temel ilaçlara ve tedavi hizmetlerine erişiminin güvence altına alınması şarttır ve her türlü acil durumu kapsar. INCB olarak, böylesi koşullardan etkilenen devletlere ve ihracatçı ülkelere sözleşmelerin öngördüğü şekilde acil durumlarda basitleştirilmiş kontrol tedbirlerinin uygulanabileceğini hatırlatmakta fayda görüyoruz.” diye konuştu.  “İnsan haklarına saygı, ilaç kontrol sözleşmelerinin doğasında bulunur” Tüm hastaların, her yerde ve her zaman, uluslararası kontrol altındaki ilaçlara ve uyuşturucu kullanım bozukluklarının tedavisine erişiminin sağlanmasının sağlık hakkının bir parçası olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “İnsan haklarına saygı, ilaç kontrol sözleşmelerinin doğasında bulunur ve bu sözleşmelerin uygulanması için bir ön koşuldur. INCB insan haklarının uyuşturucu politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasına dahil edilmesi için defalarca çağrıda bulunmuştur. İnsan hakları yükümlülükleri aynı zamanda uyuşturucu kullanan kişilere karşı eşitliğin ve ayrımcılık yapılmamasının teşvik edilmesini, keyfi tutuklama ve gözaltının yasaklanmasını, uyuşturucu ile ilgili suçlarda adil yargılanma hakkını, orantılılık ilkesini ve her türlü zalimane ve insanlık dışı cezaya karşı korumayı da kapsamaktadır.” ifadesinde bulundu. IONICS çok sayıda başarılı operasyona yol açtı Prof. Dr. Sevil Atasoy, 2024 yılında, 100 bin sentetik uyuşturucu kaçakçılığı olayına ilişkin bilgi alışverişini kolaylaştıran Project Ion Incident Communication System'in (IONICS) on yıllık faaliyetine dikkat çekerek, yüksek etkili tıbbi olmayan sentetik opioidler de dâhil olmak üzere yeni psikoaktif maddelerle ilgili olaylar hakkında kritik bilgileri paylaşmasını sağlayan bu sistemin, son olarak Viyana'daki INCB GRIDS Programı Siber İletişim Merkezi'nde (GC3) koordine edilen Zodiac Operasyonu ve Afrika Yıldızı Operasyonu gibi çok sayıda başarılı operasyona yol açtığını da anlattı.  Bu operasyonların yasadışı tedarik zincirlerini kesintiye uğrattığını ve dünya çapında yasadışı pazarlarda maddelerin bulunabilirliğini azalttığını kaydeden Prof. Dr. Atasoy, “Ayrıca 2024 yılında iki fentanil öncülü ve 16 amfetamin tipi uyarıcı öncülünün uluslararası kontrol altına alınmasına yönelik tavsiyemiz Uyuşturucu Madde Komisyonu (CND) tarafından kabul edilmiştir.”dedi. “Pozitif sonuçları heyecanla bekliyoruz” Prof. Dr. Atasoy, “Siber suçlarla ilgili yeni bir Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 2024 yılında sonuçlandırılmasını ve kabul edilmesini memnuniyetle karşıladık. Özellikle İnternet tabanlı teknolojilerin kullanılması ile uyuşturucu kaçakçılığına yer verilmesinden büyük memnuniyet duyuyor ve uygulanması sayesinde alınacak pozitif sonuçları heyecanla bekliyoruz.” diye konuştu. Türkiye’de metamfetamin kaçakçılığında artış… Raporda Türkiye ile ilgili dikkat çeken noktalara da işaret eden Prof. Dr. Atasoy, bunlardan birinin metamfetamin kaçakçılığında yaşanan artış ve kokainin transit ülke olarak kullanımının yaygınlaşması olduğunu söyledi. Özellikle 2019'dan bu yana metamfetamin yakalamalarında önemli bir artış gözlendiğini ve 2023'te rekor seviyede 21,9 ton madde ele geçirildiğini kaydeden Prof. Dr. Atasoy, “Bu durum, metamfetaminin İran üzerinden veya doğrudan İran'dan Afganistan menşeli olarak Türkiye'ye kaçakçılığının devam ettiğini göstermektedir. Öte yandan, ‘captagon’ yakalamalarında 2022'ye kıyasla düşüş yaşanmış olsa da Türkiye, Latin Amerika'dan Avrupa'ya gönderilen kokain için giderek daha fazla transit koridor olarak kullanılmaktadır ve bu durum, kaçakçıların güvenliğin sıkılaştırıldığı düşünülen Avrupa limanlarından kaçınma çabalarıyla ilişkilendirilebilir.” şeklinde konuştu. Ele geçirilen eroin miktarında düşüş var Türkiye’nin uyuşturucu kaçakçılığına karşı mücadelede aktif rol oynadığını ve bu kapsamda hem ulusal hem de uluslararası düzeyde operasyonlar yürütüldüğünü ifade eden Atasoy, şöyle devam etti: “2023'te 13,7 milyon ‘captagon’ tableti ele geçirilmiş, ancak bu sayı bir önceki yıla göre azalmıştır. Ele geçirilen eroin miktarında da 2021'de 22,2 tondan 2022'de 8 tona olmak üzere yüzde 64'lük bir düşüş bildirilmiştir. Ele geçirilen eroin miktarındaki bu düşüş Taliban'ın Afganistan'da afyon üretimini yasaklamasının bir sonucu olabileceğinden, Avrupa ülkelerinin bu yasağın sentetik opioidlerin kullanımına katkıda bulunan koşullar yaratabileceğinin farkında olması gerekmektedir.”  “Kokain ile bağlantılı uyuşturucu tedavisi talepleri son on yılda arttı” Prof. Dr. Atasoy, raporda, Türkiye'nin de içinde bulunduğu Orta Doğu ve Güney-Batı Asya bölgesinde metamfetamin ve ‘captagon’ kullanımının artış gösterdiği belirtilmekte ve bu durumun, zaten sınırlı kaynaklara sahip olan tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri üzerinde baskı oluşturabileceğine dikkat çekerek, “Türkiye'de, birincil kullanım uyuşturucusu olarak kokain ile bağlantılı uyuşturucu tedavisi talepleri son on yılda artmıştır.” dedi. “Türkiye'de de atık sularda madde izlerine rastlanmıştır” Atık sular konusuna da değinen Prof. Dr. Atasoy, “Metamfetamin izleri, Çekya ve Slovakya gibi maddenin tarihsel olarak yoğunlaştığı ülke ve bölgelerde daha yoğun olmakla birlikte, Belçika, Doğu Almanya, İspanya, Hollanda (Krallığı) ve Türkiye'de de atık sularda madde izlerine rastlanmıştır.” diye konuştu. Türkiye’nin üretici bir ülke olduğu söylenemez Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Prof. Dr. Atasoy, Türkiye’ye batıdan, doğudan ve güneyden maddeler geldiğini dile getirerek, “Türkiye’nin üretici bir ülke olduğu söylenemez.” dedi. Prof. Dr. Atasoy, Suriye’de eski rejimin sabun fabrikaların da bile uyuşturucu madde üretildiğinin görüldüğünü, bu ülkede yeni yönetimin bu durumla mücadele ettiğini de söyledi. Yapay zeka uyuşturucu üretiminde de kullanılıyor  Prof. Dr. Atasoy, “Şimdilerde Türkiye’de yakalanan metamfetaminin Afganistan kaynaklı olup olmadığını anlayabilmek için tek yöntem içinde efedra DNA’sı bulunup bulunmadığını anlayabilmek. Bunun için dünyada ilk ve tek ekibiz. Üsküdar Üniversitesi olarak…” diye konuştu. Yapay zeka ile uyuşturucu yapıldığını ve yeni maddelerin üretildiğini de kaydeden Prof. Dr. Atasoy, “Kaçakçılıkla mücadelede teknoloji kullanımında da Türkiye önde gelen ülkeler arasında yer alıyor.” dedi. Raporda neler yer alıyor? Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) 2024 Yıllık Raporunda, sentetik uyuşturucu üretimi ve tüketiminin son yıllarda hızla artmasının halk sağlığı ve uluslararası uyuşturucu kontrol sistemi açısından önemli zorluklar yarattığını belirtiliyor.  2024 Raporundan bazı bölümler şöyle:  “Silahlı çatışmaların yol açtığı insani acil durumlarda tıbbi amaçlarla uluslararası kontrol altındaki maddelere erişim sağlanmasındaki zorluklara dikkat çekmektedir. Uyuşturucu kontrol anlaşmaları, acil durumlarda tıbbi kullanım için kontrollü maddelerin hızlandırılmış hareketine izin vermektedir. INCB, silahlı çatışma bağlamında yabancı toprakların etkin kontrolünü elinde bulunduran Devletlere, uluslararası kontrollü maddeler içerenler de dahil olmak üzere ilaçlara engelsiz erişim sağlamak için acil önlem almaları çağrısında bulunmaktadır. INCB ayrıca bu tür Devletlere, işgalden önce opioid agonist tedavisi sağlanmışsa, kontrollü maddelere erişim sağlamaya devam etmeleri bulunur.”

Uyuşturucu operasyonlarında 2 haftada 2 bin 365 şüpheli yakalandı Haber

Uyuşturucu operasyonlarında 2 haftada 2 bin 365 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, uyuşturucu madde satıcılarına yönelik 76 ilde 2 haftada düzenlenen operasyonlarda, 1 ton 444 kilogram uyuşturucu ve 2 milyon 376 bin hap ele geçirildiğini, 2 bin 365 şüphelinin yakalandığını açıkladı. Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinasyonunda; İl Emniyet Müdürlüklerince; 3 bin 547 ekip, 8 bin 867 personel,38 hava aracı ve72 narkotik dedektör köpeğinin katılımıyla; İstanbul, İzmir, Adana, Ankara, Gaziantep, Konya, Antalya, Bursa, Samsun, Balıkesir, Denizli, Şanlıurfa, Manisa, Diyarbakır, Mersin, Kocaeli, Kayseri, Batman, Tekirdağ, Malatya, Hatay, Sakarya, Bolu, Kahramanmaraş, Eskişehir, Çorum, Sivas, Trabzon, Muğla, Aksaray, Kırklareli, Uşak, Erzurum, Osmaniye, Van, Çanakkale, Mardin, Nevşehir, Elazığ, Niğde, Sinop, Zonguldak, Adıyaman, Edirne, Giresun, Kütahya, Afyonkarahisar, Ağrı, Düzce, Karaman, Rize, Aydın, Bingöl, Ardahan, Burdur, Tokat, Yozgat, Amasya, Bitlis, Çankırı, Erzincan, Karabük, Kırşehir, Isparta, Kars, Şırnak, Yalova, Ordu, Artvin, Bilecik, Hakkari, Kastamonu, Kırıkkale, Muş, Kilis ve Siirt'te düzenlenen operasyonlarda bazı illerde ele geçirilen uyuşturucu miktarları, yakalanan zehir tacirleri şöyle; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünce; - 365 kg kokain,77,5 kg metamfetamin,27,5 kg skunk, 22 kg eroin, 11 kg esrar,141 kg kimyasal madde ile 805 bin 200 adet uyuşturucu hap ele geçirildi.Uyuşturucu Satıcısı 28 Şüpheli yakalandı. İzmir İl Emniyet Müdürlüğünce;  - 102 kg bonzai,387 bin 478 adet uyuşturucu hap ele geçirildi.Uyuşturucu Satıcısı 12 Şüpheli yakalandı. - Hakkari İl Emniyet Müdürlüğünce;  - 102 kg metamfetamin,60,5 kg eroin ele geçirildi.Uyuşturucu Satıcısı 2 Şüpheli yakalandı. Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğünce;  - 54 kg metamfetamin ele geçirildi.Uyuşturucu Satıcısı 4 Şüpheli yakalandı. Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğünce;  - 53,5 kg skunk ele geçirildi.Uyuşturucu Satıcısı 2 Şüpheli yakalandı. Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğünce;  - 542,5 kg metamfetamin ele geçirildi. İçişleri Bakanı Yerlikaya,Valileri, operasyonları koordine eden cumhuriyet başsavcılıklarını ve operasyonları gerçekleştiren polisleri tebrik eden Yerlikaya, "Zehir tacirlerine göz açtırmıyoruz. Evlatlarımızın geleceğini karartmalarına müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.