Değişimi Yönetmenin Sırrı: "Farklı Ama Aynı Kalabilmek"
25 yıla yaklaşan kariyerinde cesur seçimlerle ilerleyen ERDEM, değişim yönetiminin sırlarını, gençlere altın tavsiyelerini ve Valeo'nun iddialı vizyonunu anlattı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba Ben Oylum Öztürk Erdem. Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden 2003 yılında mezun oldum. Halen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde ikinci üniversite öğrenimime devam ediyorum.
2001 yılında öğrencilik yıllarımda başlayan İnsan Kaynakları alanındaki kariyerimi, farklı sektörlerde büyük bir zevkle 23 yıl sürdürdükten sonra, son 1,5 yıldır ‘Çalışan Deneyimi İletişimi ve İşveren Markası İletişimi odaklı olmak üzere Kurumsal İletişim Yöneticisi olarak kariyerime devam ediyorum.
Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız?
Benim için kariyerimdeki en önemli dönüm noktaları birçok profesyonelin almayı kolay tercih etmeyeceği kararlar oldu. Sektör Değiştirmek gibi, farklı kültürlerle tanışmama olanak sağlayacak kariyer tercihleri, farklı coğrafyaları deneyimlemek gibi. Genellikle öğrenme isteğim ve meraklı kişiliğim beni dönüm noktalarına getirdi diyebiliriz.
Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler?
Bence başarı 25. yılında kariyer yolculuğuna baktığında ‘İyi ki’ diyebilmektir. Kişinin sevdiği işi yapmak için çaba göstermesini hem iş hem hayat duruşu açısından oldukça değerli görüyorum. Mesleğinizi yaparken içinde bulunduğunuz ortam, bu ortamın size ne hissettirdiği, sizi besleyip beslemediği gibi kontrolleri yapmayı kişisel olarak çok önemsiyorum.
Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Genelde yeni maceralara atılma kararlarımı, büyük bir değişim sürecini başlatmam veya yönetmem beklentisiyle gelen teklifleri değerlendirerek aldım.
Değişim yönetimi beni diri tutan, dinamizmimi besleyen ve aynı zamanda biraz da yorucu bir konu.
Kendi radikal değişim ve dönüşümünü yönetirken başkalarını da bir kabuktan çıkmaya, değişime uyumlanmaya ikna etme süreci, benim için zor ama sanırım en çok keyif aldığım iş yapma biçimi.
Bence değişimi başlatmanın, yönetmenin başarı anahtarı bir insan kaynakları profesyoneli için organizasyonda ‘farklı ama aynı’ kalmaktır.
Şöyle açıklayabilirim: İyi bir gözlem, organizasyonun olmazsa olmazlarını anlamak, tarafsız ve önyargısız yaklaşmak ancak tüm bunların yanında kendi varlığını ortaya koymak ve o yapının bir parçası haline gelmek ve tüm bunları aynı anda yapmak. Sanırım değişim yönetiminde ’uyumlanma’, ’farklı ama aynı’ olma, benim zorlukları aşmamda en büyük yardımcım oldu.
Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu?
Ben her zaman gençlerle sohbet ederken, onlara ‘kendileri’ olmalarını öneriyorum. İş hayatında ‘gerçek’ olmak, kendi özgün tarzımızla kendi yeteneklerimizi ortaya koymak ya da koymak için çaba göstermek, çok yönlü bir kazanım. Kendine uygun olmayan bir mesleği yapan kişinin mutlu olması bana göre çok zor. Mutluluk hali performans ve başarıyı getirir. Dolayısıyla doğru pozisyonlar, mutlu çalışanlar; şirketler ve çalışanlar için doğru dengedir.
Kendini tanımak ve kariyerini buna göre planlamak, bence başlangıç için naçizane en kritik önerim olabilir.
Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz?
Bunu yönettiğim ekiplere sormak lazım. :)
Ben öğrenme sürecinde deneyimleyerek öğrenmenin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bilimsel araştırmalar öğrenmenin %10’u eğitim, %20’si iletişim, network ve %70’inin tecrübe olduğunu ortaya koyuyor. Ekipte çalışan her arkadaşıma deneyim edinmeleri için alan bırakmaya gayret ediyorum.
Destek istedikleri noktalarda konuya dahil oluyorum. Bunu en başta bir anlaşma gibi kendileri ile paylaşıp antant kalmak önemli tabi. Bazen belki fazla efor sarf ettikleri zamanlar oluyordur, hatta içlerinden ‘söylese cevabı’ ya da ‘çözse şu konuyu’ dediklerini bile duyar gibi oluyorum bazen ama dediğim gibi yaparak öğrenme bence paha biçilemez.
Bazen süreç içerisinde benden farklı kararlar aldıkları, ben olsaydım böyle yapmazdım dediğim noktalar da olmuyor değil. Bunu da artık kuşak farkına bağlıyorum.
Özetle özgür bir çalışma ortamı ve belli bir noktaya kadar hata yapma özgürlüğü benimsediğim stratejiler diyebiliriz. Ben de onlardan öğreniyorum.
Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir?
Şirketimiz bu yıl Kurumsal Sosyal Sorumluluk tarafında oldukça farklı bir bakış açısıyla, ses getiren ve güçlü adımlar atmaya başladı. Bu benim için çok motive edici.
Aslında benim İnsan Kaynaklarından Kurumsal İletişim tarafına geçişimde de bu vizyon etkili oldu diyebiliriz.
Otomotiv sektöründe globalde 100 yıl, Türkiye’de 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Valeo Otomotiv 2025-2026 yıllarında bugüne kadar sürdürdüğü kurumsal sosyal sorumluluk projelerini farklı bir anlayışla ele almaya ve bu konuda uzun soluklu iş birlikleri yapmaya karar verdi. Projenin Adı ‘One Site One Cause’ / ‘Tek Fabrika Tek Amaç’.
Bu proje çerçevesinde Darüşşafaka Cemiyeti, TEMA Vakfı ve TÜMKAD ile iş birliği anlaşmalarımızı yaptığımızı paylaşmaktan gurur duyuyorum. İlk etkinliğimizi Darüşşafaka yararına 07 Mayıs tarihinde fabrikalarımızda gerçekleştirdik ve alanında son derece uzman çalışma arkadaşlarımız 35 yıllık teknik birikimimizi ve geleceğe dair vizyonumuzu, iş ortaklarımıza tanıttı.
Yoğun ilgi gören etkinlik aracılığıyla değerli iş ortaklarımız Darüşşafaka Cemiyeti’nde nitelikli eğitim gören çocuklarımızın eğitimlerine anlamlı katkılarda bulundular. Bu projelerimiz artarak devam edecek.
Tek Fabrika Tek Amaç Projesi aslında bir seferberlik. Tüm paydaşlarımızı, özellikle çalışma arkadaşlarımızı içine alan bir gönüllülük hareketi.
Valeo olarak, ‘Sosyal Sorumluluk Seferberliğinde de bir Bütünüz’ diyoruz.
"Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?"
Otomotiv sektöründe 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren ve sektörünün en büyük oyuncularından biri olan firmamız, sürdürülebilir mobilite çözümleri ile yeni nesil araçlara odaklanıyor, katma değerli yatırımlarla sektörünün geleceğini şekillendirecek bir konuma sahip ve bu konumunu her geçen gün yetişmiş insan gücü ve Ar-Ge yatırımları ile daha da güçlendiriyor.
Otomotiv sektöründeki liderliğini büyüme ve inovasyonla sürdüren Valeo, üretim kapasitesini ve istihdamını her geçen gün artırarak sektördeki dönüşüme öncülük etmeye devam ediyor.
Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz?"
Bu soruya özellikle Valeo Global ve Valeo Türkiye’nin vizyonunu açıklarken detaylıca değindiğimi düşünüyorum. Bu vizyonun ve misyonun kişisel vizyonumla paralel olmasının Kurumsal İletişim tarafına geçişimde önemli bir rol oynadığının da tekrar altını çizmiş olayım.
Ek olarak İş Dünyasının bu konudaki sorumluluğunun; özellikle Toplumsal Fayda konusunda ortaya konan projelerin İşveren Markasına olan katkısının göz ardı edilemez boyutlara ulaştığının görülmesinden bu yana; artarak devam ettiğini görüyorum. Bu sevindirici bir gelişme. Özellikle iş hayatında var olan ve yavaş yavaş yöneticilik pozisyonlarına hazırlanan genç kuşağın bu konudaki duyarlılığının, çalışan bağlılığı açısından değerlendirilmesi ve Toplumsal Fayda ve Sürdürülebilirlik konusunda şirketlerin elini taşın altına daha çok koyması gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik hepimizin derdi olmalı.
Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Şirketimiz, sektördeki değişimlere uyum sağlamak amacıyla elektrikli ve hibrit araçlar için yeni ürünler geliştiriyor. Silecek sistemleri üretim tesisimizde, Ters Çevrilebilir Motor teknolojisine sahip silecek mekanizmalarını Türkiye pazarına sunduk. Bu teknoloji, CO2 emisyonlarını azaltırken güvenlik ve konforu artırıyor.
Biz de yeni ürün aileleriyle elektrifikasyon sürecine hızla adapte oluyoruz. 2026 yılında yeni nesil ürünleri devreye alarak, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik projelerimize hız vereceğiz.
Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz?
Deneyimleyerek öğrenme, hata yapmaktan korkmama, gerektiğinde destek istemekten çekinmeme gibi yaklaşımları önerebilirim. İyi bir gözlem yeteneği, özellikle büyük organizasyonlarda rolünün dışında sorumluluklar alma organizasyonun bütününde neler olup bittiğini anlamak ve büyük resmi görmek için oldukça faydalı. Görevi dışındaki sorumluluklarla etki alanını genişletmek benim en önemli tavsiyem olur.
Kariyer gelişimi deyince hep aklımıza dikey bir terfi gelir oysa kariyer bir öğrenme yolculuğudur ve bu bence kişinin tamamen kendi yönetiminde olmalıdır. Kimsenin ellerine teslim edilemeyecek kadar önemli ve ciddi bir konudur, hatta İnsan Kaynaklarının bile! :)
İnsan Kaynakları size rehberlik edebilir, deneyimlemek istediğiniz alanlarda yol açabilir sadece. Talep etmek, öğrenmeyi durdurmamak ve sınırları zorlamak yani, bence bütün mesele bu.
Zaten değişen dünyada İnsan Kaynaklarının yeni rolünü tanımlamak için ‘İş Ortaklığı’ terimi kullanılıyor öyle değil mi?