Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Wellness

Kapsül Haber Ajansı - Wellness haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Wellness haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

20’nci Felis Ödülleri Sona Erdi Haber

20’nci Felis Ödülleri Sona Erdi

Haliç Kongre Merkezi’nde Simge Fıstıkoğlu sunuculuğunda gerçekleşen final gecesinde; Creative Commerce Felis, Design Felis, Film Felis, Healthcare & Wellness Felis, Social Media Felis, Social Responsibility & Sustainability Felis bölümlerinde ödüller sahiplerine takdim edildi. Gecenin Öne Çıkan Büyük Ödülleri Son gecede dört Büyük Ödül sahiplerini buldu. Büyük Ödül alan işler şöyle sıralandı: Creative Commerce Felis Büyük Ödülü BLAB x CONCEPT’in, Shell için hayata geçirdiği “İnsanların Shell’i 2.0” projesine, Design Felis Büyük Ödülü Ogilvy 4129’un, Cumhuriyet Gazetesi için gerçekleştirdiği “Cumhuriyet 101” projesine, Film Felis Büyük Ödülü Untold’un, Açık Radyo için hayata geçirdiği “Apaçık” projesine, Social Responsibility & Sustainability Felis Büyük Ödülü BLAB’ın, Askıda Ne Var? için gerçekleştirdiği “Gurultusuz Gelecek” projesine layık görüldü. Jüri Başkanları Ödülleri Takdim Etti Bölümlerde verilen ödüller, ilgili jüri başkanları tarafından sunuldu: Creative Commerce Felis ödülleri: Nurçin Koçoğlu (C-Suite Professional), Design Felis ödülleri: Özge Güven(Görsel İletişim Tasarımcısı & Sanat Yönetmeni); Film Felis ödülleri: Can Faga (aRthuR Istanbul Kurucu Ortağı); Healthcare & Wellness Felis ödülleri: Akın Aksekili (Centurion İlaç Genel Müdürü); Social Media Felis ödülleri: Serkan Girgin (Google Türkiye CMO’su) ve Social Responsibility & Sustainability Felis ödülleri: Tarık Bayar (Reckitt Türkiye Genel Müdürü) tarafından takdim edildi. Gecenin Özel Ödülleri Pelin Özkan’ın takdimiyle açıklanan gecenin özel ödülleri ise şu şekilde duyuruldu: Yılın Fark Yaratan İşi: ELLE Muayene (Allianz X Concept), Yılın Bağımsız Ajansı: Rafineri, Yılın Yaratıcı Ajansı: Tribal Worldwide Istanbul Kapanış: Simena Açıkhava’da Paptircem Konseri ve DJ Cisetta Performansı Ödül töreninin ardından gece, Simena Açıkhava Sahnesindeki Paptircem konseri ve DJ Cisetta performansıyla devam etti

KÜAD’da Geri Sayım Başladı Haber

KÜAD’da Geri Sayım Başladı

15-17 Aralık 2025 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek kongre, sektör temsilcileri ve profesyonellerini bir araya getirecek. Ana teması “Holistik Kozmetik” olan kongre, uluslararası arenadan önemli sektör profesyonellerini Türkiye’de ağırlayacak. Kongrede, Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU holistik bakış açısıyla kişisel bakımı, Prof. Dr. Murat Aksoy sağlıklı yaşam mücadelesinde seçimlerimizi anlatırken, zihinsel strateji ve becerileriyle tanınan Semih Saygıner ile eğlenceli stand-up gösterisiyle Baturay Özdemir katılımcılarla buluşacak. Holistik kozmetik anlayışı, güzelliği yalnızca ciltle sınırlamayıp; beden, zihin ve ruh bütünlüğü içerisinde ele alıyor. Doğal içerikler, sürdürülebilir üretim süreçleri, ruhsal dengeyi destekleyen formülasyonlar ve duyusal deneyimler bu yaklaşımın temelini oluşturuyor. Bu kapsamda kongre, bilimin, doğanın ve duygusal iyiliğin kesiştiği yeni bir kozmetik çağını temsil ediyor. Yeni Dönemin Güzellik Kodları Tartışılıyor Kongre kapsamında gerçekleştirilecek sunumlarda, bilimsel araştırmaların, sürdürülebilir teknolojilerin ve tüketici trendlerinin bütünsel güzellik anlayışıyla nasıl birleştiği tartışılacak. “Yeni Dönemin Güzellik Kodları: Holistik Yaklaşım” oturumunda, güzellik kavramının duygusal, zihinsel ve fiziksel boyutları ele alınarak, Holistik bakış açısıyla kişisel bakım, Kozmetik Biliminde Gelişmeler değerlendirilecek. “Bütünsel Sağlık Ve Uzun Ömür İçin İçerikler Ve Teknolojiler” incelenirken, “Sürdürülebilir Güzellik Yolculuğu: Ar-Ge ve İnovasyon ile Geleceğe Adım” başlıklı oturumda biyoteknolojik gelişmelerin, doğal aktiflerin ve çevre dostu üretim süreçlerinin holistik bakış açısıyla nasıl birleştiği değerlendirilecek. “Bütünsel Güzelliğe Doğru: Yeni Nesil Tüketici Tercihleri ve Trendler” oturumunda ise değişen tüketici davranışları, kişiselleştirilmiş bakım anlayışı ve ‘iyi yaşam’ trendlerinin kozmetik sektöründeki yansımaları ele alınacak. Kongrede Bilim, Beceri ve Eğlence Bir Arada Katılımcılar için farklı deneyimlerin yaşanacağı kongrede, alanlarında öncü isimler sahne alacak. Bilim ve araştırma dünyasının önde gelen isimlerinden Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU ve Prof. Dr. Murat Aksoy, sağlıklı yaşam, kozmetik bilimi ve inovasyon konularındaki derin bilgisiyle sunum yaparken, bilinen spor ve beceri ustası Semih Saygıner, zihinsel strateji ve odaklanma konularındaki deneyimlerini paylaşacak. Ayrıca, eğlenceli bir deneyim için Baturay Özdemir, stand-up gösterisiyle kongreye renk katacak ve katılımcılara unutulmaz anlar yaşatacak. Geleneksel Upcycle Proje Yarışmasıyla Sürdürülebilirlik Öne Çıkıyor Kozmetik sektöründe çevre bilincini ön plana çıkaran Upcycle Proje Yarışması, 9. Uluslararası Kozmetik Kongresi’nde de katılımcılarla buluşacak. Yarışmada, kozmetik atıklarından geri dönüştürülerek hazırlanan ürünler değerlendirilecek. Sektör firmaları, atıklarını azaltarak ve karbon ayak izini düşürerek yürüttükleri çalışmalarla sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor; Upcycle Proje Yarışması da bu bilinçli yaklaşımın geleneksel bir yansıması olarak kongre programında yer alıyor. Bir diğer önemli etkinlik olan Innovation Zone, üretici firmaların Ar-Ge başarılarını görünür kılarken, katılımcılara sektördeki en son gelişmeleri yerinde inceleme fırsatı sunuyor. En yenilikçi ürünler, kongre sonunda ödüllendirilecek ve sektörle paylaşılacak. Geleceğin Kozmetik Vizyonu Türkiye’den Yükseliyor Kozmetik sektörü artık sadece cilt bakımından ibaret olmadığını belirten KÜAD Kongre Başkanı Fuat Arslan yaptığı açıklamada: “Geçtiğimiz yıl ‘Biyoteknoloji’ ana temasıyla gerçekleştirdiğimiz kongrede, dünyanın en büyük kozmetik kongrelerinden biri olmanın gururunu yaşadık. Bu yıl da aynı başarıyı sürdürmek ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla sektörümüze yön vermek istiyoruz. ‘Holistik Kozmetikler’ temasıyla, güzelliği yalnızca dış görünümle sınırlamayan, zihin, beden ve ruh dengesini esas alan bir döneme geçiyoruz. Holistik güzellik; wellness, well-aging, longevity ve well-being kavramlarıyla özdeşleşen, içten dışa iyi olma halini tanımlayan bir yaşam biçimidir. Artık bu yaklaşım bir trend değil, hayati bir ihtiyaç. Egzersiz, beslenme, uyku, hobilerimiz ve kozmetik tercihleri gibi günlük alışkanlıklarımızın her biri yaşam kalitemizi etkiliyor. Bu farkındalıkla, doğaya ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir üretim süreçleriyle desteklenen yeni bir kozmetik anlayışını konuşacağız. Dünyada güçlü dönüşümlerin yaşandığı, rekabetin giderek arttığı bu dönemde, sektörümüzün dünya pazarında daha güçlü olabilmesi için birlikte üretmek, yenilikçi stratejiler geliştirmek ve deneyim paylaşımını artırmak büyük önem taşıyor. Bu yıl da kongremizde, yeni kavramları, güncel gelişmeleri ve dünyadan seçkin konukları bir araya getirerek, geleceğin kozmetik vizyonunu şekillendireceğiz.” Dedi. İnsan ve çevre sağlığını göz ardı etmeden, yüksek katma değerli kozmetik ürünlerin üretilmesini; Türkiye’nin kozmetik bilimi alanında dünyada söz sahibi olmasını sağlamayı amaç edinen KÜAD, tüketicilerde bilinçli kozmetik kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için yoğun çalışmalar yürütüyor.

KÜAD’da Geri Sayım Başladı Haber

KÜAD’da Geri Sayım Başladı

15-17 Aralık 2025 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek kongre, sektör temsilcileri ve profesyonellerini bir araya getirecek. Ana teması “Holistik Kozmetik” olan kongre, uluslararası arenadan önemli sektör profesyonellerini Türkiye’de ağırlayacak. Kongrede, Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU holistik bakış açısıyla kişisel bakımı, Prof. Dr. Murat Aksoy sağlıklı yaşam mücadelesinde seçimlerimizi anlatırken, zihinsel strateji ve becerileriyle tanınan Semih Saygıner ile eğlenceli stand-up gösterisiyle Baturay Özdemir katılımcılarla buluşacak. Holistik kozmetik anlayışı, güzelliği yalnızca ciltle sınırlamayıp; beden, zihin ve ruh bütünlüğü içerisinde ele alıyor. Doğal içerikler, sürdürülebilir üretim süreçleri, ruhsal dengeyi destekleyen formülasyonlar ve duyusal deneyimler bu yaklaşımın temelini oluşturuyor. Bu kapsamda kongre, bilimin, doğanın ve duygusal iyiliğin kesiştiği yeni bir kozmetik çağını temsil ediyor. Yeni Dönemin Güzellik Kodları Tartışılıyor Kongre kapsamında gerçekleştirilecek sunumlarda, bilimsel araştırmaların, sürdürülebilir teknolojilerin ve tüketici trendlerinin bütünsel güzellik anlayışıyla nasıl birleştiği tartışılacak. “Yeni Dönemin Güzellik Kodları: Holistik Yaklaşım” oturumunda, güzellik kavramının duygusal, zihinsel ve fiziksel boyutları ele alınarak, Holistik bakış açısıyla kişisel bakım, Kozmetik Biliminde Gelişmeler değerlendirilecek. “Bütünsel Sağlık Ve Uzun Ömür İçin İçerikler Ve Teknolojiler” incelenirken, “Sürdürülebilir Güzellik Yolculuğu: Ar-Ge ve İnovasyon ile Geleceğe Adım” başlıklı oturumda biyoteknolojik gelişmelerin, doğal aktiflerin ve çevre dostu üretim süreçlerinin holistik bakış açısıyla nasıl birleştiği değerlendirilecek. “Bütünsel Güzelliğe Doğru: Yeni Nesil Tüketici Tercihleri ve Trendler” oturumunda ise değişen tüketici davranışları, kişiselleştirilmiş bakım anlayışı ve ‘iyi yaşam’ trendlerinin kozmetik sektöründeki yansımaları ele alınacak. Kongrede Bilim, Beceri ve Eğlence Bir Arada Katılımcılar için farklı deneyimlerin yaşanacağı kongrede, alanlarında öncü isimler sahne alacak. Bilim ve araştırma dünyasının önde gelen isimlerinden Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU ve Prof. Dr. Murat Aksoy, sağlıklı yaşam, kozmetik bilimi ve inovasyon konularındaki derin bilgisiyle sunum yaparken, bilinen spor ve beceri ustası Semih Saygıner, zihinsel strateji ve odaklanma konularındaki deneyimlerini paylaşacak. Ayrıca, eğlenceli bir deneyim için Baturay Özdemir, stand-up gösterisiyle kongreye renk katacak ve katılımcılara unutulmaz anlar yaşatacak. Geleneksel Upcycle Proje Yarışmasıyla Sürdürülebilirlik Öne Çıkıyor Kozmetik sektöründe çevre bilincini ön plana çıkaran Upcycle Proje Yarışması, 9. Uluslararası Kozmetik Kongresi’nde de katılımcılarla buluşacak. Yarışmada, kozmetik atıklarından geri dönüştürülerek hazırlanan ürünler değerlendirilecek. Sektör firmaları, atıklarını azaltarak ve karbon ayak izini düşürerek yürüttükleri çalışmalarla sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor; Upcycle Proje Yarışması da bu bilinçli yaklaşımın geleneksel bir yansıması olarak kongre programında yer alıyor. Bir diğer önemli etkinlik olan Innovation Zone, üretici firmaların Ar-Ge başarılarını görünür kılarken, katılımcılara sektördeki en son gelişmeleri yerinde inceleme fırsatı sunuyor. En yenilikçi ürünler, kongre sonunda ödüllendirilecek ve sektörle paylaşılacak. Geleceğin Kozmetik Vizyonu Türkiye’den Yükseliyor Kozmetik sektörü artık sadece cilt bakımından ibaret olmadığını belirten KÜAD Kongre Başkanı Fuat Arslan yaptığı açıklamada: “Geçtiğimiz yıl ‘Biyoteknoloji’ ana temasıyla gerçekleştirdiğimiz kongrede, dünyanın en büyük kozmetik kongrelerinden biri olmanın gururunu yaşadık. Bu yıl da aynı başarıyı sürdürmek ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla sektörümüze yön vermek istiyoruz. ‘Holistik Kozmetikler’ temasıyla, güzelliği yalnızca dış görünümle sınırlamayan, zihin, beden ve ruh dengesini esas alan bir döneme geçiyoruz. Holistik güzellik; wellness, well-aging, longevity ve well-being kavramlarıyla özdeşleşen, içten dışa iyi olma halini tanımlayan bir yaşam biçimidir. Artık bu yaklaşım bir trend değil, hayati bir ihtiyaç. Egzersiz, beslenme, uyku, hobilerimiz ve kozmetik tercihleri gibi günlük alışkanlıklarımızın her biri yaşam kalitemizi etkiliyor. Bu farkındalıkla, doğaya ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir üretim süreçleriyle desteklenen yeni bir kozmetik anlayışını konuşacağız. Dünyada güçlü dönüşümlerin yaşandığı, rekabetin giderek arttığı bu dönemde, sektörümüzün dünya pazarında daha güçlü olabilmesi için birlikte üretmek, yenilikçi stratejiler geliştirmek ve deneyim paylaşımını artırmak büyük önem taşıyor. Bu yıl da kongremizde, yeni kavramları, güncel gelişmeleri ve dünyadan seçkin konukları bir araya getirerek, geleceğin kozmetik vizyonunu şekillendireceğiz.” Dedi. İnsan ve çevre sağlığını göz ardı etmeden, yüksek katma değerli kozmetik ürünlerin üretilmesini; Türkiye’nin kozmetik bilimi alanında dünyada söz sahibi olmasını sağlamayı amaç edinen KÜAD, tüketicilerde bilinçli kozmetik kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için yoğun çalışmalar yürütüyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Hakkı Şenkeser: "Zirveye Giden Yol, Bazen Alışılmışın Dışında Düşünmekten Geçer!" Haber

Hakkı Şenkeser: "Zirveye Giden Yol, Bazen Alışılmışın Dışında Düşünmekten Geçer!"

Uluslararası tekstil deneyimiyle yüksek irtifa dağcılık tutkusunu harmanlayan Şenkeser, "Liderlik Yetkinlikleri Kılavuzu" hazırlığından dijital dönüşüm projelerine, zirve hedeflerini nasıl belirlediğini anlattı. 6000 metrelik dağ tırmanışlarından edindiği disiplini tekstil sektörüne taşıyan Şenkeser, "Dağlar sessiz öğretmenlerdir. Gerçek liderlik, takımı zirveye birlikte tırmandırmaktır" diyor. İşte o keyifli röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Hakkı Şenkeser. Eskişehirliyim ve 1973 doğumluyum. Üniversite eğitimimi kimya ve işletme üzerine yaptım. Başta tekstil sektörü olmak üzere üretim sektörlerinin farklı kademelerinde yöneticilik yaptım. 1999 ve 2017 yılları arasında uluslararası Coats Türkiye firmasında 18 yıl süresince boyahane ve özel iplikler geliştirme birimlerinde yöneticilik yaptım. Boyahane tarafında üretimde verimlilik artışı, kapasite artırımı başta olmak üzere pek çok projeye liderlik yaptım. Devamında Coats’ın özel iplikler projesi kapsamında, başta otomotiv sektörü olmak üzere üretimini yaptığı özel iplikler departmanına geçerek süreçlerin iyileştirilmesi, verimliliklerin artırılması ve süreç yönetimi noktasında yöneticilik yaptım. Kurumun aynı zamanda çalışan bağlılığı ve İK projelerinin yönetilmesi noktasında sorumluluklar aldım. 2017 yılında “Zirve Yalın Danışmanlık ve Koçluk” firmasını kurarak, profesyonel olarak danışmanlık yapmaya başladım. Aktif olarak da YDD-Yönetim Danışmanları Derneği üyesi ICF Onaylı profesyonel koçum. Firmalara, özellikle süreçlerini iyileştirip verimliliklerini arttırmak noktasında yönetim danışmanlığı ve koçluk yaptım. Yalın 6 Sigma Kara Kuşak sahibi proje yöneticisi olarak süreç iyileştirme, verimlilik artışı, dijital dönüşüm ve satış pazarlama, dijital pazarlama faaliyetlerinin yönetilmesi noktasında projeler yönettim. Danışmanlık sürecimde, Türkiye’nin en büyük mesleki belgelendirme firmalarından birisi olan Lonca Belgelendirme firmasının MYK-Mesleki Yeterlilik Kurumu ve TÜRKAK akreditasyon süreçlerini yönettim. Tekstil sektörü başta olmak üzere enerji, otomotiv, makine gibi üretim sektörlerine yönelik belgelendirme ve akreditasyon süreçlerini yönettim. Bu kapsamda, İLO-Uluslararası Çalışma Örgütü ile farklı projelerde proje yöneticiliği üstlendim. Firmalara mesleki yeterlilik konusunda danışmanlıklar verdim. Halihazırda 2021 yılından bu yana, Seamless Knitting Technology / Dikişsiz Örme Teknolojisi kullanarak uluslararası ölçekte spor tekstilleri üreten Doca Textile Tech Pakkens firmasının İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim süreçlerini yönetiyorum. Firmanın daha önce seamless parça boyama boyahanesinin kapasite artırımı projesi, kurum içi ERP ve dijital üretim yönetimi entegrasyon sistemleri projesi ve iç piyasa özellikle sportif organizasyonlarına yönelik spor tekstilleri üretimi ve devamında satış pazarlama süreçlerini yönettim. Firmamız, spor tekstilleri üreten bir firma olduğu ve benim de profesyonel iş kariyerime paralel olarak yönettiğim yüksek irtifa dağcılığı ve dağ koşularım vesilesiyle, firmamızın sportif organizasyonlarını da yönetmekteyim. Bu bağlamda, 2024 yılında Doca Gündoğdu Ultra ve 2025 yılında Doca Tirilye Ultra uluslararası trail koşu organizasyonlarını yönettim. Bunun yanında, üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan gençlere başta yalın üretim olmak üzere gelecekteki iş süreçlerini yönetmek ve motivasyon noktasında sosyal sorumluluk projesi kapsamında sertifikalı online eğitimler veriyorum. Hobi olarak dağcılık ve uzun mesafe koşuculuğu yaparken, Hakkı Şenkeser “Benim Dikey Dünyam” isimli bloğumda, farklı konu başlıklarında içerik üretmeye devam ediyorum. Aktif olarak da bir LinkedIn kullanıcısı ve içerik üreticisiyim. Evliyim ve 2 kız çocuğu babasıyım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimde yaşadığım en büyük dönüm noktası, 1999 ve 2017 yılları arasında çalıştığım uluslararası Coats Türkiye firmasındaki kariyerim sonrasında kurmuş olduğum “Zirve Yalın Danışmanlık ve Koçluk” danışmanlık firmam olmuştur. Özellikle uluslararası bir kurumda kazandığım başta kurumsal tecrübe ve deneyim aynı şirkette aldığım; “Coats'un Global Yönetim Becerisi Gelişimi Programı” olan “Liderlik Yetkinlikleri” eğitimi ve profesyonel kariyerimdeki uygulamalarım danışmanlık süreçlerime ciddi oranda katkı sağlamış, sadece tekstil sektörü değil pek çok farklı sektörde farklı süreç projeleri yönetmem dolayısıyla da ciddi bir network’e de sahip olmamı sağlamış ve gelişim ve öğrenme sürecimin devam etmesine vesile olduğu gibi bu tecrübe ve deneyimi paylaşmama da vesile olmuştur. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Başarının tanımını “Zirve” kelimesi ile yapıyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi yüksek irtifa dağcılığı yani dağcılık yapıyorum. Bu vesileyle, ülkemizde ve farklı ülkelerde yüksek dağ tırmanışları yaptım. Dağların bana çok şey öğrettiğini düşünmüşümdür. Bu sebeple, “Dağlar sessiz öğretmenlerdir” diyerek, dağların ve dağcılığın bana kazandırdığı yetkinliklere de gönderme yaparım. Nedir bu yetkinlikler? Öncelikle fiziksel ve mental gelişim ardından gelen mücadele gücü, üst düzey kişisel motivasyon, stratejik planlama ve süreç yönetimi, takım çalışması ve sürekli gelişim ve öğrenme isteği. Dolayısıyla bu bakış açısını profesyonel kariyerinize de uyguladığınızda başarı kendiliğinden gelecektir. Ben de “Benim Dikey Dünyam” isimli bloğumda okurlarıma, danışmanlık ya da koçluk yaptığım kişi ve kurumlara şu soruyu soruyorum: “Zirveye mi yürümek istiyorsun?” o zaman "Hedefiniz eğer zirveye ulaşmaksa, bazen farklı bir bakış açısı lazımdır!" unutmayın! “Keşif olayı Amerika’yı keşfetmek kadar büyük olmak zorunda değildir.” İnsan ruhu zorluklarla mücadele etmeye ve keşif yapmaya ihtiyaç duyar. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ben kariyerimi, birbirini desteklediği için ikiye ayırıyorum: Profesyonel ve mesleki kariyerim, yani iş hayatım. Bir diğeri, yüksek irtifa dağcılığı ile harmanlanmış amatör sportif kariyerim. Her ikisinde de pek çok zorluk ile karşılaştım. Dolayısıyla eğer önemli işler yapmak istiyorsanız, dağları sırtınızda taşımaya hazır olmalısınız. Profesyonel mesleki kariyerimdeki en büyük zorluklardan birisi, Coats’da çalışırken yönettiğim bir verimlilik artışı projesiydi. Proje sonunda boyahane kapasitesi ciddi oranda artarken, işletme maliyetlerimiz de ciddi oranda düşmüştü. Ama bu proje sadece proje yönetiminin kâğıt üzerindeki aşamalarından değil, projenin en büyük kaynaklarından birisi olan insan kaynağının da yönetilmesini de gerektiriyordu. Nihayetinde kâğıt üzerinde yaptığınız stratejik planlamaların hayat geçirilmesi, ortak hedefe amaca inanan insanlardan bir takım kurulması, bu takıma liderlik yapılması, motivasyonun düştüğü durumlarda yapılan müdahaleler, kısaca ‘değişim yönetimi’ o gün için müthiş zorlu ama bir o kadar da keyifli bir süreçti. Sportif kariyerimde yaşadığım en büyük zorluk ise 2022 yılındaki Ortadoğu’nun zirveleri tırmanış projemdi. Bu proje kapsamında, içlerinde 5137 metre rakımlı Türkiye’nin zirvesi Ağrı dağı, 4000 metre rakımlı Türkiye’nin 3.en yüksek dağı Süphan dağı ve yine 3550 metre rakımlı Artos dağı tırmanışının hemen ardından, İran’da yaptığım içlerinde İran ve Ortadoğu’nun da en yüksek dağı olan yaklaşık 6000 metre rakımlı Demavend ve 5000 metre rakımlı AlamKouh dağı tırmanışlarıydı. Zor olan, bu tamamı yüksek irtifa dağ tırmanışlarını 10 gün içerisinde arka arkaya yapmaktı. Tam bir fiziksel ve mental mücadeleydi. Unutmayın! Güç zaferlerinizden gelmez. Mücadeleleriniz gücünüzü geliştirir. Zor bir hayatın içinde olduğunuzda ve teslim olmadığınızda… İşte güç budur. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Bu soruya çok kısa cevap vereceğim: Öncelikle fiziksel ve mental açıdan kuvvetli olmak. Kötü alışkanlıklardan uzak durmak. Spor yapmak, iyi beslenmek ve dinlenmek. Fiziksel olarak güçlü olursanız, mental açıdan da dayanıklı olursunuz. Asla mücadele etmekten vazgeçmemek ve devamlı gelişme ve öğrenmeye açık olmak. Tabi ki iletişim de çok önemli. İyi, etkili ve doğru bir iletişim, sizi devamlı geliştirecek ve yeni fırsatların açılmasına vesile olacaktır. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik, özellikle ilgi duyduğum hatta liderlik üzerine bir kitap hazırlığı içerisinde olduğum bir yaklaşım. Uzun mesleki kariyerimin pek çok aşamasında, farklı süreçlerde deneyimleme fırsatımın bolca olduğu ve hala geliştirmeye devam ettiğim bir yetkinlik. Buradan hazırlık içerisinde olduğum liderlik kitabımın ismini de paylaşmak isterim. “Liderlik Yetkinlikleri Kılavuzu.” Bu kitap ile ilgili yaptığım çalışmaları LinkedIn hesabımda her hafta bir liderlik yetkinliğine yer vererek, bağlantılarım ile de paylaşıyorum. Bu kitapta, bir liderde olması gereken 8 temel yetkinlikten bahsediyorum. 1- Liderlik 2- Takım Ruhu Oluşturma 3- Sonuca Ulaşma 4- Yeniliğe Öncülük Etme 5- Doğruluk ve Dürüstlük 6- Değişimi Yönetme 7- Süreç Mükemmelliği 8- Dengeli Görüş Dolayısıyla sorduğunuz sorulardan, ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz? sorusunun cevabı da bu yetkinliklerin içerisinde: Takım ruhu oluşturarak... Unutmamak lazım! İyi oyuncular bulabilirsiniz ama asıl önemli olan, bu kadar iyi oyuncunun ortak hedefe yönelik bir takım gibi oynamalarını sağlamaktır. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Çalıştığım kurum Doca Textile Tech Pakkens teknik tekstillerin, sportif tekstiller tarafında dikişsiz örme teknolojisini kullanarak, bünyesinde Ür-Ge, örme, boya, baskı ve konfeksiyonun da olduğu entegre bir tesis. Müşterilerimizin kendi marka ve modellerinde ağırlıklı olarak ihracata yönelik çalışan bir şirketiz. Dolayısıyla hedefimiz başta en büyük sermayemiz ve değerimiz olan insan kaynağımızın yani çalışanlarımızın mutluluğu, ardında da müşterilerimize istenilen kalite standartları ve termininde maliyetlerimizi de kontrol edebildiğimiz bir servis vererek ulaştığımız müşteri memnuniyetidir. Dolayısıyla Doca olarak, dünyanın en kaliteli ürün üreten dikişsiz teknik tekstilleri üreticisi olarak ülke ekonomimize de katkı sağlamayı hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? İçerisinde bulunduğumuz dönem, işletmeler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Nedir bu zorluklar? Artan maliyetler, düşen talep ve buna karşın yoğun rekabet ortamı, operasyonel verimsizlikler ki ben buna yalın üretim uzmanı olarak ‘israflar’ diyorum ve makroekonomik faktörler... Dolayısıyla bunların her biri ile mücadele ediyor olmak çok zor. Özellikle sizin kendi tercihiniz dışında gelişen makroekonomik etkenler ve bunun neticesinde doğan maliyetlerin artması ve nihai sonuç talep daralması, işletmelerin omuzları üzerindeki en büyük yükler. Dolayısıyla içerisinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, kurum olarak ‘teknik tekstiller’ diye adlandırdığımız fonksiyonel ürünlerin üretimi ve gelişimi noktasında yaptığımız çalışmalar ve bu çalışmaları yaparken üretim süreçlerimizi doğru bir şekilde yöneterek dijitalleşmek ve üretim süreçlerimizin verimliliğini arttırmak noktasında yaptığımız çalışmaları örnek gösterebilirim. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda, iş dünyasının geleceği için kritik öneme sahip. Bir işletmenin sadece kâr odaklı olması yerine, çevresel ve sosyal sorumluluklarını da yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda benimsediğim yaklaşım, üç temel unsura dayanıyor. Entegre ve Bütünsel Bir Yaklaşım. Sürdürülebilirlik, sadece bir "kurumsal sosyal sorumluluk" departmanının işi olmamalıdır. Aksine, bir şirketin tüm operasyonlarına, tedarik zincirine, ürün geliştirme süreçlerine ve iş kültürüne entegre edilmelidir. Ölçülebilir ve Şeffaf Taahhütler. Sürdürülebilirlik söylemleri, somut eylemlerle desteklenmelidir. Bu nedenle, belirlediğimiz hedeflerin ölçülebilir ve şeffaf olması gerektiğini düşünüyorum. Değer Zincirinde Toplumsal Fayda Yaratma. Bir şirketin toplumsal fayda yaratma sorumluluğu, sadece bağış yapmakla sınırlı değildir. Asıl etki, iş modelinin kendisiyle sağlanmalıdır. İş dünyası, sahip olduğu kaynakları, yenilikçi gücü ve etki alanını kullanarak iklim değişikliği, eşitsizlik ve yoksulluk gibi küresel sorunlara karşı mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Bu, hem şirketlerin itibarını güçlendirir hem de daha iyi bir dünya inşa etme hedefine katkıda bulunur diye düşünüyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş dünyasında köklü bir dönüşüme yol açıyor. Bu değişim, sadece verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni iş modelleri ve müşteri deneyimleri yaratma fırsatları da sunuyor. Çalıştığım kurumda bu bakış açısıyla bir ERP projesine liderlik ettim. Hedefimiz üretim süreçlerimizi izlenebilir kılmak bunun neticesinde de süreçlerimizi müşteri standartlarımıza uygun bir şekilde yönetip iyileştirmekti. Dolayısıyla bu dönüşüme adapte olmak için izlediğim yol, üç temel strateji üzerine kuruluydu: Veri Odaklı Karar Alma ve Süreç Optimizasyonu, Müşteri Deneyimini Kişiselleştirme ve Geliştirme, İnsan ve Teknoloji Arasında Sinerji Oluşturma. Bu değişime adapte olmak, sürekli öğrenmeyi ve yeniliği gerektiren dinamik bir yolculuk. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, pilot projeler yürüterek ve çalışanların bu yeni araçları etkin bir şekilde kullanabilmeleri için eğitimler düzenleyerek bu süreci yönetiyorum. Dolayısıyla dijitalleşme ve yapay zekâ, iş dünyasının geleceğini şekillendiriyor ve bu teknolojileri benimseyen şirketler, rekabet avantajı elde etme potansiyeli taşıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Gençlere en büyük tavsiyem, kariyer yolculuğunuz, bir üniversite diplomasıyla biten bir süreç değil, sürekli devam eden bir maratondur. Teknolojiler, trendler ve sektör dinamikleri sürekli değişiyor. Bu nedenle, kendinizi sürekli olarak yeni beceriler öğrenmeye ve mevcut bilgilerinizi güncel tutmaya adayın. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenmek en büyük hedefimiz olmalı. Dijitalleşme ne kadar ilerlerse ilerlesin, iş dünyasının temelinde insan ilişkileri yatar. Etkili iletişim kurmak hem meslektaşlarınızla hem de müşterilerinizle sağlıklı ilişkiler kurmanın anahtarıdır. Dinleme, kendinizi net ifade etme ve geri bildirim verme becerilerinizi geliştirin. Planlarınızın her zaman istediğiniz gibi gitmeyebileceğini kabul etmek gerekiyor. Bugünün iş dünyası, beklenmedik değişimlere ve zorluklara açıktır. Bu nedenle, esnek olun ve değişime hızla adapte olabilme yeteneği geliştirin. Yeni projelere, farklı görevlere ve yeni fikirlere açık olmak, sadece kariyerinize değil, kişisel gelişiminize de büyük katkı sağlayacaktır. Unutmayın, kariyeriniz sadece bir pozisyon veya maaştan ibaret değildir. Yeteneklerinizi, tutkularınızı ve değerlerinizi bir araya getiren, anlamlı ve tatmin edici bir yolculuk inşa edin. Bu yolculukta attığınız her adım, geleceğinizi şekillendirecektir. Spor disiplini, şirket kültürünüzü ve çalışanlarınızı motive etme konusunda size nasıl ilham veriyor? Spor disiplini, şirket kültürümüzü ve çalışanlarımızı motive etme konusunda bize güçlü bir ilham kaynağı oluyor. Benimsediğimiz bu yaklaşım, özellikle üç temel alanda kendini gösteriyor: Takım çalışması, dayanıklılık ve sürekli gelişim. Bir profesyonel olarak, yoğun tempoda spor yapmayı sürdürmek zor olmuyor mu? Zaman yönetimi konusunda neler tavsiye edersiniz? Şu anda kesinlikle zor olmuyor. Ama başlangıçta zorlayıcıydı. Hele ki profesyonel kariyerine yeni adım atmış genç bir çalışan olarak. Ancak zamanla geliştirdiğim zaman yönetimi ile bu süreci daha yönetilebilir hale getirdim. Hedeflerimi belirlemek ve bir program oluşturmak bana çok yardımcı oldu. Öncelikle hem kısa hem de uzun vadeli hedefler belirliyorum. Bu hedefler, motivasyonumu da artırıyor. Spor yapacağım günleri ve saatleri belirliyorum. Bu, sporumu günlük rutinimin bir parçası haline getiriyor. Örneğin çoğu kişinin aksine sabah saat 05:30’da kalkıp 1 saat koşup işe gitmek günlük rutinimin içerisinde. Bu, beni daha enerjik ve güçlü yapıyor, özellikle odaklanmama katkı sağlıyor. Dolayısıyla daha erken yatıp sağlıklı bir şekilde dinlendiğinizde, sağlıklı ve doğru şekilde beslendiğinizde, üzerine de spor yaptığınızda, sağlıklı yaşamın tarifini de yapan wellness yaklaşımını da yakalamış oluyorsunuz. Wellness nedir diye sorarsanız, kişinin sağlıklı olma halini tanımlayan bir yaklaşım olduğunu kısaca söyleyebilirim. Sporun takım çalışması, hedef odaklılık ve dayanıklılık gibi özelliklerini iş dünyasıyla nasıl bağdaştırıyorsunuz? Sporda sergilenen, takım çalışması, hedef odaklılık ve dayanıklılık gibi özelliklerin, iş dünyasında başarıyı getiren temel unsurlar olduğunu düşünüyorum. Sporun bu dinamiklerini iş hayatına taşıdığımızda; daha verimli, motive ve başarılı ekipler oluşturabiliriz. Dolayısıyla sporun bu üç temel ilkesi, iş dünyasında sadece bireysel başarıyı değil, aynı zamanda kurumsal başarıyı da tetikleyen güçlü birer araçtır. Bu ilkeleri benimseyen bir şirket kültürü zorluklar karşısında daha dirençli, hedeflerine daha odaklı ve çalışanları da daha motive bir yapıya sahip olur.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.