Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yangın

Kapsül Haber Ajansı - Yangın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yangın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi! Haber

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi!

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl ve Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan olayın temel nedeninin yanıcı maddelerin bulunduğu tesisin yeri, ruhsatlandırma sürecindeki eksiklikler ve denetim zafiyeti olduğunu belirterek, facianın ‘göz göre göre geldiği’ uyarısında bulundu. Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl: “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekir. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır.” Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir kozmetik fabrikasında meydana gelen ve 6 kişinin yaşamını yitirdiği feci yangın, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları tarafından mercek altına alındı. Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan: “Fabrika temel güvenlik standartlarına uymuyor” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, 50 kişinin çalıştığı tesisin "depo" olarak ruhsatlandırılmış olabileceği şüphesini dile getirerek, bu durumun hem ruhsat verenleri hem de işvereni sorumluluk altına soktuğunu belirtti. Dr. Öğr. Uçan, fabrikanın temel güvenlik standartlarına uymadığını ifade ederek, “Burası kesinlikle bir fabrika. Depoda öyle 50 kişi falan çalışmaz... Fabrikaysa da fabrikanın 50 kişinin çalıştığı fabrikada tek giriş çıkış olan bir yer olmaz. Mutlaka fabrikanın en aşağı iki veya üç tane acil çıkışı olması lazım. Burada da öyle bir olay yok.” dedi. Acil çıkış eksikliği can kayıplarını doğrudan etkiledi Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” ifadesinde bulundu. Depo ruhsatı alan işletmelerde iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun olmamasının riskine de dikkat çeken Uçan, “Depo olursa iş güvenliği uzmanı çalıştırma gibi bir zorunluluk yok. Tamamen kendi istedikleri gibi hareket ediyorlar.” şeklinde konuştu. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, olayın sadece bir yangın değil, bir patlama dizisi ile başladığına vurgu yaparak teknik riskleri açıkladı. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yangın anında yangın söndürücülerin bile işe yaramadığını belirtti. Dr. Bingöl, kullanılan hammaddenin tehlike seviyesine ilişkin, “Öncelikle bir patlamanın olduğu değerlendiriliyor ki birkaç üst üste patlama var. Yani bir patlayıcı ortam patlaması, ATEX dediğimiz patlama kısmında. Şimdi bu tip patlamalarda yangın söndürücüler çok fazla işe yaramıyor.” ifadesinde bulundu. Kozmetik sektöründe kullanılan alkol tehlike yaratıyor Yanıcı sıvıların depolanma şartlarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, kozmetik sektöründe kullanılan alkolün neden olabileceği tehlikeye dikkat çekti. Bingöl, “Bir parfümeri deposundan bahsediyoruz, muhtemelen tabii ki alkol kullanılıyor. Bu tip yanıcı sıvılar parlama noktası düşük sıvılardır. Alkolün yanlış bilmiyorsam 12.6 derecedir parlama noktası. Bu şu demektir: Bu 12.6 derecenin üstündeki her sıcaklıkta buhar üretir bu malzeme... Yanma gaz fazında olduğu için, bu ortamdaki alkolün de durumu budur.” dedi. Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesis OSB dışında olmamalı Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesisin Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dışında, yerleşim yerlerinin ortasında bulunmasını eleştiren Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Bir kere tesisin yeri yanlış. Bu tip yerleri biz genelde organize sanayi bölgelerinde bekleriz... Yani zaten binanın yeri mahalle arasında olması bir garabet... Altta bir kesme, bükme yeri var, yani bir metal atölyesi var ki altta sıcak çalışma yapılıyordur. Metalin kestiği kıvılcım çıkacak, kıvılcım yine tutuşturucu kaynak olarak rol oynayabilir. Neresinden tutsanız bir yanlışlık var.” şeklinde konuştu. OSB’ler “ihtisas alanı” olduğu için itfaiye ekipleri daha bilinçli ve deneyimli Dr. Bingöl, organize sanayi bölgelerinin (OSB) “ihtisas alanı” olması nedeniyle bu bölgelerdeki itfaiye ekiplerinin daha bilinçli ve deneyimli olduğunu söyleyerek, “Organize sanayi bölgelerinde itfaiye, ruhsatlama aşamasından itibaren sürecin içinde yer alıyor. Hangi tesiste ne üretildiğini, neyin depolandığını, hangi kimyasalların kullanıldığını önceden biliyor. Dolayısıyla bir yangın çıktığında müdahale planı önceden hazır oluyor. Ancak mahalle arasındaki küçük fabrikalarda bu bilgiye sahip olunmadığı için müdahale gecikebiliyor veya yanlış yöntem uygulanabiliyor.” diye konuştu. Yangın güvenliğinde asıl mesele patlayıcı ortamın riski Yangın güvenliğinde asıl meselenin patlayıcı ortam riski olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Patlamadan korunma üç aşamalı bir sistem. Birincisi patlayıcı ortamı hiç oluşturmamak. İkincisi, oluşuyorsa tutuşmasını engellemek. Üçüncü aşama ise patlama meydana geldiğinde etkilerini azaltmak. Biz genellikle üçüncü aşamayı konuşuyoruz; sprinkler sistemleri, tatbikatlar, köpükle müdahale gibi önlemler hep bu aşamaya girer. Oysa asıl başlamamız gereken yer birinci aşamadır: patlayıcı ortamın hiç oluşmamasıdır.” dedi. Mevzuata göre patlayıcı ortam riski bulunan işyerlerinde çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunması hakkındaki yönetmelik kapsamında doküman hazırlanmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Risk değerlendirmesinin içinde bu dokümanın mutlaka yer alması gerekir. Depolama koşulları, yanıcı sıvıların açıkta bulundurulmaması, düşük parlama noktası olan kimyasalların güvenli ortamlarda saklanması sağlanmalı. Bu önlemler, patlayıcı buharların kapalı ortamlarda birikmesini önler.” ifadesinde bulundu. Basit önlemler hayat kurtarır! Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, sanayi tipi kazalarda can kayıplarını azaltmanın mümkün olduğunu dile getirerek, “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekiyor. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, parfüm gibi yanıcı ve patlayıcı kimyasalların üretildiği tesislerin mahalle aralarında kurulmasının ciddi risk oluşturduğunu belirterek, “Eğer belediye, burada ‘parfüm üretimi’ yapıldığına dair bir ruhsat verdiyse, itfaiyenin de bundan haberdar olması gerekir. Çünkü ruhsatlama aşamasında itfaiyenin, tesisin mevzuata uygun olup olmadığını denetlemesi gerekir. Ancak görünen o ki, bu bina mahalle arasında yer alıyor ve büyük olasılıkla üretim süreciyle ilgili itfaiye detaylı bilgiye sahip değildi. Oysa böyle bir tesis organize sanayi bölgesinde olsaydı, itfaiye kuruluş aşamasından itibaren süreci denetler, olası riskleri önceden belirlerdi.” dedi. Ruhsatlama aşamasında çok disiplinli denetim şart Dr. Bingöl, ruhsatlama sürecinin sadece belediyelerle sınırlı kalmaması, itfaiye, çevre ve iş sağlığı uzmanlarının da sürece aktif olarak dahil edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Eğer parfüm üretimi gibi yanıcı kimyasalların yer aldığı bir faaliyet söz konusuysa, o tesisin uygunluğu birçok açıdan değerlendirilmeli. Depolama koşulları, havalandırma sistemi, elektrikli ekipmanların patlamaya dayanıklılığı gibi teknik kriterler dikkate alınmalı. Bu nedenle ihtisas bölgeleri, sadece üretim için değil, güvenlik kültürü açısından da büyük önem taşıyor.” diye konuştu. Dr. Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan da binanın fiziksel yapısına dair önemli bir tespitte bulunarak, ruhsatlandırma sürecindeki çoklu kurum sorumluluğunu hatırlattı. Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, parfüm üretimi gibi yanıcı, uçucu ve patlayıcı kimyasallarla çalışılan tesislerin mahalle aralarında yer alamayacağını ifade ederek, yaşanan olayın ihmaller zincirine işaret ettiğini belirtti. Yangını ihmal başlatıyor! Olayı değerlendiren Dr. Kayhan, “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır. Dolayısıyla öncelikle ‘ihmal nerede yapılmış?’ sorusunu sormamız gerekiyor.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, parfüm üretiminin niteliğine dikkat çekerek, “Parfüm üretiyorsa, orada alkol, çözücüler ve uçucu organikler var — yani parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı kimyasallarla çalışılan bir tesis bu. Böyle bir tesisin olması gereken yer burası değil.” ifadesinde bulundu. Ruhsatlama zincirinde birçok kurum var… Ruhsatlama sürecindeki çoklu sorumluluğa işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, şunları kaydetti: “Bir tesisin bu tür faaliyetlere uygun olup olmadığına dair onay birden fazla kurum tarafından verilir. Belediye, eğer belediye sınırları içindeyse ruhsat verir; itfaiye uygunluk raporu düzenler; Sanayi Bakanlığı tehlikeli kimya nedeniyle sürece dahil olur; Çalışma Bakanlığı ise iş güvenliği perspektifinden denetler. Biz önce yukarıdan başlamalıyız: Kim onay verdi, hangi koşullarda verdi? Orada görünen ek bina, kaçak kat izlenimi veriyor. Depolama alanı olarak kullanılan bölümler, ruhsatlı çıkmayabilir. Alt kısım için ‘ruhsatı var’ deniyor ama neyin ruhsatı olduğu sorgulanmalı metal atölyesi ruhsatı mı, depo ruhsatı mı? Depo ruhsatıyla üretime başlanmışsa bu suçtur.” Cezai ve idari sorumluluklar netleşmeli Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, bu tür olayların önlenebilir olduğunu vurgulayarak şu çağrıda bulundu: “Biz meslekten olarak bu tür kazaların önlenebilir olduğunu biliyoruz. Alınacak her önlem bir can kurtarabilir. Ruhsatlandırma, denetim ve uygunluk süreçlerinde sorumluluklar netleştirilmeli; gerektiğinde idari ve cezai süreç işletilmeli.”

Oyun Dünyasından Doğaya Destek Haber

Oyun Dünyasından Doğaya Destek

TEMA Vakfı iş birliğiyle Sivas’ta Umut Ormanı oluşturulurken; İzmir, Hatay ve Kocaeli’deki yangın bölgelerinde de yeniden yeşillenme hareketi başlatıldı. Milyonlarca gence ulaşan marka etkisi, bu kez somut bir çevre katkısına dönüştü. PUBG MOBILE, milyonlarca oyuncuya ulaşan topluluk gücünü bu kez doğa için harekete geçirdi. Tencent’in Çin’de başlattığı ve bu yıl ilk kez Türkiye’de gerçekleşen 99 Giving Day – Yardım Festivali kapsamında, TEMA Vakfı iş birliğiyle Sivas Gökdere Ağaçlandırma Sahası’nda Umut Ormanı’na 5 bin fidan bağışlandı. Ayrıca, İzmir, Hatay ve Kocaeli’de yangından etkilenen alanların yeniden yeşillendirilmesine destek olmak amacıyla STK’lar ve belediyelerle yürütülen çalışmalarla 5 bin fidan daha toprakla buluştu. Böylece toplam 10 bin fidan geleceğe nefes olurken, iklim krizine karşı farkındalık ve genç kuşaklarda çevre bilinci güçlendirildi. Türkiye’de İlk Kez: 99 Giving Day Dünyanın en büyük yıllık kamu yararı kampanyalarından biri olan 99 Giving Day, bu yıl ilk kez Türkiye’de hayata geçirildi. PUBG MOBILE’ın öncülüğünde gerçekleşen proje, yalnızca ağaçlandırma desteğiyle değil, aynı zamanda iyilik kültürünün yaygınlaştırılması açısından da önemli bir başlangıç niteliği taşıyor. Kampanya kapsamında, 99 Giving Day’in uluslararası simgesi olan Küçük Kırmızı Çiçek de Türkiye’de ilk kez tanıtıldı. İyilik, dayanışma ve olumlu katkıyı simgeleyen bu sembol; çevre için atılan her adımın başkalarına ilham olabileceği mesajını taşıyor. PUBG MOBILE, bu sembolü Türkiye’ye getirerek projenin çevresel etkisini ortak iyilik ve kolektif sorumluluk çağrısına dönüştürdü. 10 Bin Fidan Toprakla Buluşuyor Son yıllarda yaşanan orman yangınları, Türkiye’nin doğal alanlarında derin kayıplara yol açtı. PUBG MOBILE, bu kayıpların ardından doğaya yeniden nefes verebilmek için topluluk gücünü somut bir çevre desteğine dönüştürdü. TEMA Vakfı aracılığıyla Sivas Gökdere Ağaçlandırma Sahası’nda Umut Ormanı’na 5 bin fidan bağışlandı. Bunun yanında, İzmir, Hatay ve Kocaeli’nde yangından etkilenen bölgelerde yürütülen çalışmalar kapsamında 5 bin fidan daha toprakla buluşturuldu. Böylece toplam 10 bin fidan hem ekosistemin onarılmasına hem de geleceğe bırakılan kalıcı bir çevre mirasına katkı sundu. İstanbul’da Çevre Temizliği Etkinliği Proje, yalnızca ağaçlandırma desteğiyle sınırlı kalmadı. PUBG MOBILE ekibi ve gönüllüler, İstanbul’da düzenlenen çevre temizliği etkinliğinde bir araya gelerek doğal alanlardaki atıkları topladı. Etkinlik, doğayı yalnızca kirletmemekle yetinmeyip aktif olarak koruma ve iyileştirme sorumluluğunun altını çizdi. PUBG MOBILE’dan Mesaj “Eğlencenin ötesinde bir sorumluluğumuz var” PUBG MOBILE Türkiye Ülke Müdürü Can Gürsu, projeyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “PUBG MOBILE olarak milyonlarca gence ulaşan güçlü bir topluluğa sahibiz. Bu etkinin yalnızca eğlenceyle sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’de hayata geçirdiğimiz bu proje ile bir yandan doğaya somut katkı sunarken, diğer yandan genç kuşaklarda çevre bilincini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Sosyal sorumluluğu sürdürülebilir bir değer haline getirmek için benzer projeleri önümüzdeki dönemde de hayata geçirmeye devam edeceğiz.” Influencerlardan Çevre Çağrısı Sosyal medyada geniş kitlelere ilham veren Barış G., Melih Yıldırım, Eda Sakız, Ceren Yaldız ve Pınar & Burak, projeye yalnızca içerik üreterek değil, bizzat sahaya inerek destek verdi. İstanbul’daki çevre temizliği etkinliğine katılan influencerlar, paylaşımları sayesinde binlerce genci doğaya karşı sorumluluk almaya teşvik etti. Kampanya, çevrimiçi etkileşimden gerçek ekolojik katkıya uzanan güçlü bir iyilik akımına dönüştü. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Hafta Sonu Çıkan 85 Yangının Çoğu İhmal ve Dikkatsizlikten Haber

Hafta Sonu Çıkan 85 Yangının Çoğu İhmal ve Dikkatsizlikten

Yangınlar, İstanbul, Denizli, Balıkesir, Elazığ, Muğla, İzmir, Şanlıurfa, Sakarya, Kocaeli, Amasya gibi illerde görüldü. OGM ekipleri, bu illerde çıkan kırsal alan ve orman yangınlarına hem karadan hem de havadan anında müdahale ederek, alevlerin çevre yerleşim yerlerine ve geniş ormanlık alanlara sıçramasını engelledi. Yangınlara onlarca arazöz, su tankeri, uçak ve helikopter ile müdahale edildi. Yangınların kısa sürede söndürülmesinde erken ihbar sistemlerinin, teknolojik gözetleme kulelerinin ve insansız hava araçlarıyla yapılan takiplerin önemli rol oynadığını vurgulayan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Yangın sezonunun en yoğun olduğu hafta sonlarından birini yaşadık. Ancak tüm ekiplerimiz tam bir koordinasyon içinde hareket etti. Hem karadan hem havadan anında müdahalemiz sayesinde yangınların büyümesini engelledik” dedi. Karacabey, vatandaşların da yangınlarla mücadeleye büyük destek verdiğini belirterek, “Hiçbir can kaybı yaşanmadan yangınları söndürmüş olmak en büyük tesellimiz. Zarar gören alanlarımız için ise derhal rehabilitasyon çalışmalarına başlıyoruz” diye konuştu. Karacabey ayrıca, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların ve kurak geçen dönemin yangın riskini artırdığına dikkat çekerek, “Önümüzdeki günlerde sıcaklıkların yüksek seyretmesi bekleniyor. Vatandaşlarımızdan ricamız, en ufak bir kıvılcımın dahi büyük yangınlara sebep olabileceğini unutmamaları ve ormanlarımız konusunda azami dikkat göstermeleridir” uyarısında bulundu.

Yangın Facialarına Karşı 250 Sayfalık Taslak Rapor Hazırlandı! Haber

Yangın Facialarına Karşı 250 Sayfalık Taslak Rapor Hazırlandı!

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce liderliğindeki 30 kişilik akademisyen ve uzmanlardan oluşan ekibin, kaynak ve benzeri "sıcak çalışma" işlemleri için hayati önem taşıyan kuralların yasal zorunluluk haline getirilmesi amacıyla kapsamlı bir taslak rapor hazırladığını duyurdu. Bilim insanları, kalıcı çözüm için harekete geçti Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na teslim edilmek üzere bir çalışma yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye müdürlüğünde eğitmen olarak çalışmış olan, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi Abdurrahman İnce başkanlığında 30 kişilik akademisyen, sanayide bu işi yapan uzmanlar ve Bakanlıktan birkaç arkadaşın da desteğiyle böyle bir çalışma yaptık. Buradaki amacımız şu: Özellikle birçok yangından sonra bizi çağırıyorlar. Biz basında bunlarla ilgili fikirlerimizi söylüyoruz. Fakat bunun olmaması lazım. Bizim daha önceden bir bilim adamı olarak, bir çalışma ekibi olarak neler yapılacağını söylememiz lazım ve bunlara göre de aksiyon alınması lazım ki bu olaylarla karşılaşmayalım. İşte 29 kişinin öldüğü bar yangını. Orada barın en yoğun olduğu anda barda bin kişi olduğunda yangın başlasaydı, çok fazla kişi ölecekti. O kadar büyük problemli olan bir yangındı. Haydarpaşa Garı'nın çatısı yangını, Galatasaray Üniversitesi yangını bu şekilde Sıcak Çalışma İzni Yönetmeliğimiz olsaydı ve doğru uygulansaydı önlenirdi.” Taslağın temelini, ABD'de 60 yıldır uygulanan yönetmelikler oluşturuyor Hazırladığımız çalışmanın temelini, ABD'de 60 yıldır uygulanan ve 8 kez güncellenen Ulusal Yangından Korunma Ajansı (NFPA) yönetmeliklerinin oluşturduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Türkiye'de bu konuda büyük bir yasal boşluk olduğunu vurguladı. Mevcut durumun inisiyatife dayalı olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şöyle devam etti: “Sıcak çalışma yapılacağı zaman, kaynak veya başka sıcak çalışma yapılacağı zaman, 60 yıl önce Amerika bir yönetmelik getirmiş ve bunu uygulamadan kesinlikle sıcak çalışma izni vermiyorlar. Biz diyoruz ki bunu Türkiye'de uyarlayalım. Şu anda (Türkiye'de) zorunlu olarak bir sıcak izin yapılacaksa, kaynak yapılacaksa veya başka bir sıcak çalışma yapılacaksa böyle bir izin prosedürümüz olmadığı için işte bar yangınında alev tutuştuğu an yangın bir anda büyümektedir. Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Türkiye'de bu konuda büyük bir yasal boşluk olduğunu ifade ederek, “Amerika'da 60 yıldır uygulanan Ulusal Yangından Korunma Ajansı (NFPA) yönetmeliklerini tercüme ettik. Aynı zamanda yurt dışında, diğer ülkelerde, Japonya’da, Avrupa’nın diğer ülkelerinde nasıl uygulamalar yapıyor, onları da tercüme ederek derli toplu bir taslak haline getirdik. Bunu Bakanlığa sunduk. Bizim buradaki amacımız Bakanlığın bunu zorunlu olarak herkesin uygulayacağı mevzuata yerleştirilmesi.” diye konuştu. 11 metre kuralı hayat kurtarıyor! Önerdikleri yönetmeliğin temelinde yatan basit ama hayat kurtaran kurallara da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Sıcak çalışmayı yapacağın yerin 11 metre etrafında hiçbir yanıcı maddenin olmaması lazım. Eğer yanıcı maddeyi kaldıramıyorsan onu yanmayacak bir perdeyle kapatman lazım. Beşiktaş’taki bar yangınında 11 metre etrafında öyle bir koruma önlemi yapılsaydı, yangın başlamayacaktı. Bir sıcak çalışma yapılacaksa orada yangın söndürmeyi bilen bir kişiyi dolu bir yangın tüpüyle beklemeli. Böylece o kişi yangın çıktığı an yangını durduracaktır. Yangının olmaması için gerekli hazırlıkların önceden yapılması lazım.” ifadesinde bulundu. Yapılması zorunlu yönetmelik haline gelmeli Hazırladıkları 250 sayfalık çalışmanın bir "rehber" veya "kılavuz" olarak kalmasının yeterli olmayacağını, "yapılması zorunlu" bir yönetmelik haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, sözlerini şöyle noktaladı: “Bizim istediğimiz zorunlu olarak uygulanacak bir yönetmelik yani. ‘Bunu yapmadan bu çalışmaya başlayamazsın’ denmelidir. Eğer başlarsan buradan olacak çok büyük ölümlü kazada doğrudan doğruya bu izni olmadan başlatan kişiler ve yönetim sorumlu olacaktır. Biz yaşanan üzücü olayların akabinde televizyonlara çıkmak istemiyoruz artık. İstediğimiz böyle bir zorunlu iş izin sisteminin Türkiye'de de yerleştirilmesidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kendilerine ilettiğimiz bu taslak çalışmayı da göz önüne alarak ‘Sıcak Çalışma İzin Yönetmelik ‘çalışması yaparak yürürlüğe koyması gerekmektedir.”

Anadolu Sigorta’nın Kurtaran Aracı Yangın Bölgesinde Haber

Anadolu Sigorta’nın Kurtaran Aracı Yangın Bölgesinde

İzmir’de 3-9 Temmuz tarihlerinde meydana gelen büyük orman yangınlarının ardından, Anadolu Sigorta’nın Kurtaran Ev iş birliğiyle devreye aldığı Kurtaran Araç hızla bölgeye ulaştı. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü, İzmir Veteriner Hekimleri Odası, Çeşme Belediyesi ve gönüllü veteriner hekimlerle tam koordinasyon içinde yürütülen çalışmalar sayesinde hem yaban hayvanlarının hem de evcil hayvanların tedavi ve rehabilitasyon süreçleri yerinde desteklendi. Kurtaran Ev Derneği'nin afet koordinasyonu altında gerçekleştirilen müdahale sürecinde, özellikle Çeşme ve Ödemiş’te yoğun faaliyet gösterildi. Yangından sağ kurtulan hayvanlar, taşınabilir klinik olan Kurtaran Araç’ta ilk muayeneleri yapılarak duruma göre yerinde tedavi edildi ya da anlaşmalı veteriner kliniklerine yönlendirildi. Kurtaran Araç’ta İzmir yangınlarında 400’ün üzerinde evcil hayvan ve çok sayıda yaban hayvanı sağlık kontrolünden geçirildi. 100 hemogram, 96 biyokimya testi uygulandı. Sayısız yaban hayvanına yerinde ilk müdahale gerçekleştirildi. 20'den fazla kırsal ve yerleşim noktasında su ve mama destekleri sağlandı. Müdahale sürecinde Kurtaran Araç, başta yanmış ormanlık alanlar ve geçici hayvan barınakları olmak üzere, afet sonrası acil müdahale gerektiren bölgelerde aktif görev aldı. Hemogram, biyokimya, ultrason, röntgen ve operasyon odası gibi ileri seviye ekipmanlarla donatılan araçta, gönüllü veteriner hekimler gece gündüz çalıştı. Bursa’da Yeni Görev İzmir’deki çalışmalarının ardından, Kurtaran Araç 26 Temmuz Cumartesi, bu kez Bursa’daki orman yangınları için yola çıktı. Yangının etkili olduğu alanlarda, özellikle sıcaklık ve duman nedeniyle zarar gören hayvanların taranması, tedavi edilmesi ve gerekirse nakledilmesi için Bursa bölgesinde de benzer bir müdahale planı uygulandı. Kurtaran Araç’ta, Bursa’daki yangınlar sırasında 300’ün üzerinde evcil hayvan sağlık kontrolünden geçirildi; 50 hızlı test, 40 hemogram ve 50 biyokimya testi uygulandı. “Her Canlının Yaşam Hakkı İçin Sahadayız” Anadolu Sigorta Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Berna Semiz Ergüntan, yangın bölgelerindeki müdahaleye ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kurtaran Araç’ı afet zamanlarında hızlı ve etkin müdahale sağlayacak şekilde tasarladık. İzmir’de ve Bursa’da onlarca kırsal noktada yüzlerce hayvana ulaşarak, sadece tedavi uygulamakla kalmadık aynı zamanda yaşam hakkına duyduğumuz saygıyı gösterdik. Bu çalışmalarla yalnızca sokak hayvanlarına değil, yaban hayatına da dokunuyor; BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ‘Karasal Yaşam’ başta olmak üzere birçok alanda toplumsal fayda yaratıyoruz. Özellikle son dönemde tanık olduğumuz hayvan katliamları, hayvanların da yaşam hakkına saygılı olmak konusunda toplumsal bilinç yaratmak için hepimizin elini taşın altına koymak zorunda olduğunu gösterdi.” Sürdürülebilir Müdahale Modeli Anadolu Sigorta ve Kurtaran Ev Derneği iş birliğinde hayata geçirilen Kurtaran Araç, yalnızca afet anlarında değil, yıl boyunca sokak hayvanlarının tedavisi, teşhisi ve bakımı için hizmet veriyor. 2024 yılı başından bu yana 500’den fazla sokak hayvanına hemogram, biyokimya ve röntgen testleri uygulanarak kapsamlı sağlık kontrolleri sağlandı. Afet zamanlarında Kurtaran Araç, kriz bölgelerinde hızlıca görev alabiliyor. İzmir ve Bursa yangınlarında olduğu gibi, her türlü doğal afet sonrası hem hayvan sağlığına hem de toplum sağlığına katkı sunan bir müdahale aracı olma niteliğini sürdürüyor.

Yangınların Yüzde 57’si Orman Dışı Alanlarda Başladı Haber

Yangınların Yüzde 57’si Orman Dışı Alanlarda Başladı

Orman Genel Müdürlüğü yangınların sebeplerine ilişkin dikkat çeken paylaşımlarıyla sıklıkla vatandaşları temkinli olmaları konusunda uyarıyor. Yaz başından bu yana yaşanan yangınların önemli bir kısmının orman dışı alandan başladığına dikkat çeken Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, şu açıklamalarda bulundu; “1 Ocak - 17 Ağustos 2025 tarihleri arasında ülkemizde 2239 orman, 2992 orman dışı alan olmak üzere toplam 5231 yangın meydana geldi. Bu rakamlar gösteriyor ki, yangınların yüzde 57’si orman dışı alanlarda başladı. Tarım arazileri, makilikler, yol kenarları, boş araziler ve kırsal yerleşimlerde çıkan bu yangınların pek çoğu, rüzgâr ve yüksek sıcaklıkla birlikte kısa sürede ormanlara sıçradı. Sonuç olarak toplam 64 bin 500 hektar alanımız büyük zarar gördü.” Karacabey, “Orman dışı alanlarda yapılan anız yakma, tarla temizliği sırasında kullanılan ateş, dikkatsizce bırakılan şişe ve cam parçaları büyük bir tehlike. Bir kıvılcım hem ekili alanları hem ormanlarımızı yok edebilir” dedi. Karacabey, son günlerde artan araç yangınları ve yol kenarlarına atılan sigara izmaritlerinin orman yangınlarının nedenleri arasında yer aldığını belirterek, “Sıcak hava ve kuru otlar, küçücük bir kıvılcımı bile büyük bir felakete dönüştürebiliyor. Özellikle otoyol ve tali yolların kenarlarında çıkan yangınların önemli bir kısmı, sürücülerin camdan attığı izmaritlerden kaynaklanıyor. Son haftalarda araçlarda meydana gelen motor aksamı kaynaklı yangınlar da rüzgârın etkisiyle hızla yayılıp ormanlık alanlara sıçrayabiliyor. Hem izmarit atmanın hem de araç bakımını ihmal etmenin cezası var. Vatandaşlarımızdan bu konuda en yüksek hassasiyeti bekliyoruz” dedi. Orman Genel Müdürü ayrıca, orman ve orman dışı alanlarda ateş yakılmaması, şüpheli dumanların 112 Acil Çağrı Merkezi’ne hemen bildirilmesi ve yangın söndürme çalışmalarına engel olacak davranışlardan kaçınılması gerektiğini de hatırlattı.

Eti’den Orman Yangınlarıyla Mücadeleye Güçlü Destek Haber

Eti’den Orman Yangınlarıyla Mücadeleye Güçlü Destek

Eti orman yangınlarıyla mücadele etmek, yerel ve ulusal orman varlığının korunması kapasitesine katkı sağlamak amacıyla harekete geçti. Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü ile iş birliği protokolü imzalayan Eti, Eskişehir Tepebaşı İlçesi Takmak Mahallesi’nde bir ilk müdahale ekip yerleşkesi yapacak. Bu yerleşke özellikle Eskişehir il merkezinin batısında bulunan İnönü Şefliği ve Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü’nün de civardaki ormanlara müdahale süresini kısaltacak. Yerleşke yapımının yanı sıra Eti bir adet arazöz ve bir adet yangın ilk müdahale aracını da orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü’ne hibe edecek. Böylece bölgedeki orman yangınları ve kırsal yangınlarla mücadele gücüne önemli bir katkı sağlanacak. Orman yangınlarına müdahale süresi kısalacak Eti’nin desteğiyle faaliyete geçecek ilk müdahale ekip yerleşkesi ve yangın söndürme araçları ile civar ormanlar başta olmak üzere orman yangınlarında ve kırsal yangınlarda müdahale ve söndürme kapasitesi artacak. İlk müdahale süresi de kısalacak. Protokolle kamuoyunda başta orman yangınları olmak üzere doğal kaynakların korunması konusunda farkındalığın artırılması da hedefleniyor. “Ormanlar millî değerimiz, onları korumayı gelecek kuşaklara borçluyuz” Eti Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Firuzhan Kanatlı’nın katıldığı imza töreninin ardından konuşan Eskişehir Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin, “Ülkemizde bir ilk olarak ortaya konan iş birliğinin yerel ve ulusal orman varlığının korunması kapasitesini güçlendirecek ve yangınların hızla kontrol altına alınmasını sağlayacaktır” dedi ve bu duyarlı davranış için Firuzhan Kanatlı’ya teşekkür etti. Firuzhan Kanatlı ise Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü ile iş birliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarının altını çizerken, konuyla ilgili şunları söyledi: “Ormanlarımız en önemli doğal kaynaklarımız ve millî değerlerimizdir, onları korumayı ve çoğaltmayı gelecek kuşaklara borçluyuz. Yanan her ormanla bizim de içimiz yanıyor, ülkemiz hem çevresel hem de ekonomik açıdan ağır kayıplar yaşıyor. Bu iş birliğinin hayata geçirilmesi nedeni ile Eskişehir Orman Bölge Müdürü Sayın İsmail Çetin’e ve onun şahsında, Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü’nün özveriyle görev yapan personeline yürekten teşekkür ediyorum.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.