Hava Durumu

#Yenilenebilir

Kapsül Haber Ajansı - Yenilenebilir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yenilenebilir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

PepsiCo Türkiye’den Yenilikçi Projelerle Çevreye Katkı Haber

PepsiCo Türkiye’den Yenilikçi Projelerle Çevreye Katkı

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, uçtan uca stratejik bir dönüşümü ifade eden pep+ stratejisi doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Pozitif değer zinciri, pozitif tarım ve pozitif seçenekler olmak üzere üç başlık altında sürdürülebilir yaşamı destekleyen PepsiCo Türkiye, çevre için pozitif etki sağlama yolunda tasarlanan ve dünyada da örnek alınan yenilikçi projeleriyle dikkat çekiyor. Hayata geçirdiği “Biyometanizasyon Tesisi” projesiyle karbon salımının azaltılmasına yönelik çalışmalarıyla dünyaya ilham veren PepsiCo Türkiye, "Bir Damla Bir Dünya” projesiyle de fabrikalarında kullandığı suyu bulunduğu havzaya geri kazandırarak su pozitif bir şirket olma yolunda önemli adımlar atıyor. PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü ve Sürdürülebilirlik Lideri Esra İren: “Biyometanizasyon Tesisi yatırımımızla 152 bin ağaç ile temizlenebilecek 3800 ton karbon salımını engelledik.” Dünya Çevre Günü vesilesiyle PepsiCo Türkiye’nin çevre ve doğa odaklı olarak hayata geçirdiği yenilikçi projeler hakkında açıklamalarda bulunan PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “PepsiCo Türkiye olarak üretimden nihai tüketiciye tarımda çiftçilerle yaptığımız çalışmalardan farklı topluluklarla hayata geçirdiğimiz iş birliklerine kadar uzanan geniş bir etki alanına sahibiz. Tüm aksiyonlarımızı sürdürülebilir bir yaşama katkı sağlama odağıyla gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda özellikle Pozitif Değer Zinciri ajandamız doğrultusunda çevresel olarak daha fazla pozitif etki yaratmak önceliklerimizden. 2023 yılında Türkiye’de bir ilke imza atarak Manisa fabrikamızda hayata geçirdiğimiz Biyometanizasyon Tesisi Projesi ile üretim hattımızdan elde ettiğimiz organik atıkları değerlendiriyoruz. Bu yolla doğal gazın yerine geçebilecek daha biyometan gazı üreterek karbon salımını düşürüyoruz. Tesisimizde yalnızca kendi fabrikamızdan değil, endüstriyel simbiyoz yaklaşımıyla çevredeki tesislerden de temin ettiğimiz organik atıkları da değerlendiriyoruz. Böylece kaynakları daha verimli kullanıyor, sanayiler arası iş birliğiyle döngüsel ekonomiye katkı sağlıyoruz. Biyometanizasyon tesisimiz ile 2024’te 686 konutun yıllık doğalgaz ihtiyacına eş değer biyometan gazı ya da bir başka ifadeyle 3.000 evin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak kadar enerji ürettik. Böylece 152 bin ağaç ile temizlenebilecek 3800 ton karbon salımını engelleyerek karbonsuz yaşama katkı sağlayan önemli bir başarıya imza attık. Projemiz sadece Türkiye’de ilham veren bir proje olarak kalmadı. PepsiCo’nun global operasyonları içinde de örnek bir proje olarak uygulanmaya başladı. Bu bizi hem gururlandırdı hem de sürdürülebilir bir gelecek adına umutlarımızı arttırdı” dedi. PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “’Bir Damla Bir Dünya’ projesiyle fabrikalarımızda kullanılan suyun %100’üne kadar varan oranlardaki kısmını geri dönüştürebiliyoruz.” Mutlak su kullanımını azaltmanın yanı sıra yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyun geri kazandırılması için çalıştıklarını dile getiren İren, “Doğa Koruma Merkezi (DKM) iş birliğiyle Tarsus, İzmir ve Manisa fabrikalarımızın bulunduğu bölgelerde hayata geçirdiğimiz "Bir Damla Bir Dünya” projesiyle suyu ait olduğu yere, doğaya yeniden kazandırıyoruz. 2024 yılında Tarsus’taki fabrikamızda kullandığımız suyu Berdan havzasına ve çiftçilerimize geri kazandırarak ilk adımını attığımız projemizi sonrasında İzmir ve Manisa’daki fabrikalarımıza da yaydık. Projeyle sadece suyun geri kazanımı sağlamıyor aynı zamanda uygulamalı modern sulama yöntemleriyle tarımda su kullanımının azaltılması için fabrikalarımızın bulunduğu bölgelerdeki çiftçileri de destekliyoruz. Proje kapsamında 2024’te Manisa fabrikamızda kullanılan suyun %100’ünü, İzmir fabrikamızda kullanılan suyun %94’ünü ve Tarsus fabrikamızda kullanılan suyun%58’ini, doğaya geri kazandırdık. Aynı zamanda tarım alanında birçok faaliyette bulanan ve çiftçilerle iş birliği içerisinde olan bir şirket olarak tarımda su kullanımını azaltmak adına yaptığımız birçok çalışma ve projeden edindiğimiz bilgi birikimini de bu projeyle çiftçilerimize aktararak bu konudaki farkındalığın artmasına katkı sağladık. Bu projemizin daha bilinçli su kullanımı ve suyun doğaya geri kazandırılması açısından iyi bir örnek olacağına ve herkese ilham vereceğine inanıyoruz” dedi. PepsiCo Türkiye %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk şirketlerden biri PepsiCo Türkiye Pozitif Değer Zinciri başlığı altında karbon salımını azaltmak için yatırımlarını sürdüren PepsiCo Türkiye, PepsiCo ekosistemi içerisinde tüm dünyada %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk şirketlerden biri. Şirket yeni biyometanizasyon tesisi yatırımının yanı sıra daha önce yaptığı yatırımlarla, yiyecek fabrikalarında kurduğu organik atık işleme tesisleri ile elektrik ihtiyacının %35'ini karşılıyor. Geriye kalan elektriği ise solar panellerden ve yenilenebilir enerji sağlayan firmalardan temin ediyor. PepsiCo Türkiye filolarının bazılarını elektrikli araçlarla dönüştürürken aynı zamanda yeni bir projeyle elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket oldu. Bu proje kapsamında PepsiCo Türkiye’nin Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Tarsus fabrikasından Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Suadiye fabrikasına elektrikli tren ile gidiş-dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bir güzergahta gıda sevkiyatı gerçekleştirildi. Şirket yapılan bu taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürerek gıda taşımacılığında karbonsuz çözümlere yönelik iyi bir örneğe imza atmış oldu.

Epson, Türkiye Ofisinde Yüzde 100 Yenilenebilir Elektriğe Geçti Haber

Epson, Türkiye Ofisinde Yüzde 100 Yenilenebilir Elektriğe Geçti

Epson, sürdürülebilirliğe olan ilhamını eski bir Japon felsefesinden alıyor: “Sho-Sho-Sei”, "Verimli, kompakt ve hassas”. Yüzyıllar önce geleneksel zanaatkarlığın bir ilkesi olarak ortaya çıkan bu kavram, artık modern çevresel zorluklarla nasıl başa çıkacağımıza rehberlik ediyor. Epson’un karbon negatif olarak sıfır atık hedeflediği Çevresel Vizyon 2050'nin arkasındaki plan da bu. Plastik ve metal atığında yüzde 86 düşüş “Sho-Sho-Sei”nin en açık örneği Epson’un EcoTank serisi. Tek kullanımlık plastik kartuşlara dayanan geleneksel yazıcıların aksine EcoTank yazıcılar yeniden doldurulabilir mürekkep tanklarına sahip. Epson, bu teknolojiyle beş yıl içinde plastik ve metal atığını yüzde 86 oranında azaltırken, kullanıcıların zamandan ve paradan tasarruf etmesini de sağlayarak çevresel sorunlara inovatif bir çözüm sunmayı sürdürdüyor. Bu verimlilik enerji kullanımına da yansıyor. Epson’un PrecisionCore teknolojisi benzer lazer yazıcılara göre yüzde 85'e kadar daha az güç kullanıyor. Ayrıca, daha az hareketli parçaya sahip olan bu olan cihazlar, güvenilir ve uzun ömürlü yapılarıyla çevreyi koruma altına alarak plastik atığı daha da azaltıyor. Karbondioksit emisyonu yüzde 36 azaldı Markanın bu yaklaşımı ürün hacmini üçte iki oranında azaltırken toplam ağırlığı da yüzde 30 oranında azaltmak anlamına geliyor. Tüm bu inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarının sonucunda ise üretim aşamasında karbondioksit emisyonu yüzde 36 azalırken toplam emisyonda ise yüzde 33 oranında bir gerileme görülüyor. Epson, yıl sonuna kadar çevresel sorumluluğunu iş performansıyla uyumlu hale getirmeyi planlıyor. Marka, enerji açısından verimli mürekkep püskürtmeli modellere geçerek lazer yazıcıları globalde tamamen aşamalı olarak kullanımdan kaldırmayı amaçlıyor. Epson’da “Sho-Sho-Sei” felsefesi yalnızca ürün düzeyinde uygulanmıyor. Bu felsefe; kaynak, paketleme ve üretim şeklinin tasarımına dek uzanıyor. Marka, yazıcı kasalarında yüzde 30'a kadar geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor ve köpük ambalajdan kağıt bazlı alternatiflere geçerek gereksiz plastiği de önemli ölçüde azaltıyor. Epson, Türkiye ofisinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçti 2030’a kadar ürün malzemelerinin yüzde 50'sinin yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş olmasını hedeflediklerini açıklayan Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, “Bu stratejimiz paralelinde çevresel kaynaklara olan bağımlılığımızı daha da azaltmayı hedefliyoruz. Bizler için döngüsel ekonominin ilkelerine uymak büyük önem taşıyor. Bu kapsamda; kısa süre önce Türkiye ofisimizde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişi tamamladık ve I-REC ‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası’nı almaya hak kazandık. Bu da tüm global operasyonlarımızda yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçiş taahhüdümüzün arkasında durduğumuzun en büyük kanıtı.” diyor. Gerçek inovasyonun daha az kullanarak daha fazla üretmek olduğunun altını çizen Suat Özsoy, “Plastiklerin yol açtığı çevresel kirlilikle mücadele etmek yol haritamızın önemli bir kısmını oluşturuyor. Epson olarak Dünya Çevre Günü'nde tüm meslektaşlarımızı taahhütlerin ötesine bakmaya ve kalıcı değişimi oluşturacak ilkelere yönelmeye çağırıyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek yalnızca bir iş değil, hayatımıza ve dünyamıza değer katan bir yaklaşım.” açıklamasını yaptı.

Yenilenebilir Enerjide 120 Bin MW Hedefi Haber

Yenilenebilir Enerjide 120 Bin MW Hedefi

Türkiye'nin enerji dönüşümündeki stratejik atılımında mihenk taşı kabul edilen enerji depolama sistemleri için buluşma noktası Ankara oldu. Enerji Depolama Sistemleri Derneği (EDSİS) ve Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER), 21 Mayıs’ta JW Marriott Hotel Ankara’da düzenlenen 3. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi kapsamında kamu, özel sektör ve akademiden temsilcileri bir araya getirdi. Sektörün gelecek vizyonunun tartışıldığı zirvede, enerji depolama sistemleri çok boyutlu olarak ele alındı. Türkiye’nin enerji politikasında 2035 hedefleri açıklandı Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Türkiye’nin enerji politikalarının arz güvenliği, dışa bağımlılığın azaltılması ve 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillendiğini belirtti. 2035 yılına kadar ulaşılması planlanan hedefleri sıraladı. Buna göre yenilenebilir enerji kurulu gücü 120 bin megawatta, yatırım hacmi ise 80 milyar dolara çıkarılacak. Söz konusu hedefler doğrultusunda Türkiye’nin enerji depolama kapasitesi de 7,5 gigawatta ulaştırılacak. 5 gigawattlık deniz üstü rüzgar santralı kurulacak. Ayrıca yatırımlara hız kazandıracak Süper İzin Torba Kanunu, kısa süre içinde TBMM'ye sunulacak. 5 panel ve 1 özel oturum düzenlendi EDSİS Başkanı C. Can Tutaşı’nın enerji depolamanın yenilenebilir entegrasyonu, enerji güvenliği ve sistem esnekliği için vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu vurguladığı zirvede, enerji depolama sistemlerine dair teknik, yönetsel, ekonomik ve teknolojik boyutların ele alındığı 5 panel ve 1 özel oturum düzenlendi. “Türkiye'de Enerji Depolama Sistemleri Görünümü” başlıklı panelde, enerji depolamanın mevcut mevzuat çerçevesi, yatırım trendleri ve piyasa gelişmeleri değerlendirildi. “Depolama, Toplayıcılık ve Esneklik Üçgeni: Enerji Sistemlerinde Yeni Değer Yaratımı” adını taşıyan panelde ise toplayıcı sistemler ve esneklik çözümleri üzerinden enerji sistemlerine nasıl katma değer yaratılabileceği ele alındı. İspanya ve Portekiz örnekleri incelendi Zirvedeki “Fireside Chat: İber Yarımadası'ndaki Elektrik Kesintisi ve Paradigma Değişimi” panelinde İspanya ve Portekiz’deki elektrik kesintileri üzerinden, sistem kırılganlıkları ve Türkiye için çıkarımlar tartışıldı. “Depolama Yatırımlarında Tasarımdan Kabule Teknik Yol Haritası” başlıklı panelde ise proje tasarımı, entegrasyon, kabul süreçleri ve teknik standartlar detaylı biçimde ele alındı. Yapay zeka, uzaktan izleme, yazılım çözümleri ve operasyonel yönetim teknolojileri, “Enerji Depolama Sistemlerinin Yönetiminde Yenilikçi Teknolojiler” oturumunda konuşuldu. “Sanayici Perspektifinde Enerji Teknolojileri Yatırımları” isimli panelde de depolama yatırımlarına yönelen sanayi kuruluşlarının deneyimleri, motivasyonları ve karşılaştıkları engeller paylaşıldı. Türkiye’de enerji sektörünün geleceğine yön veren öncü platform Birçok kurum ve kuruluş tarafından desteklenen 3. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’ne, enerji sektörünün önde gelen şirketleri, kamu kurumlarının temsilcileri, yatırımcılar ve teknoloji sağlayıcıları yoğun ilgi gösterdi. Zirve, içerik derinliği ve tematik çeşitlilik açısından enerji depolama konusunun Türkiye enerji politikasındaki artan stratejik önemini yansıttı. Etkinlik sonunda yapılan değerlendirmelerde, zirvenin çok paydaşlı yapısı ve güncel tartışma konularına getirdiği katkıyla, Türkiye’de enerji sektörünün geleceğine yön veren öncü platformlardan biri olduğu belirtildi. Zirvenin ana sponsorları arasında Alfa Solar, Astor, CCT Enerji, EGESA Enerji, Europower Enerji’nin yanı sıra; ERC Sistem, inavitas, INSOS, isotec, Liva Enerji, Reap-G, Senkroner, Schmid Pekintaş Enerji, Wattox da bulunuyor. Destekçileri arasında ise Enerji Ticareti Derneği (ETD), Enerji Üreticileri Derneği (EÜD), Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği, güneş enerjisi şirketi GENSED ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği gibi kurumlar bulunuyor.

ŞA-RA 'dan Adana'da yenilenebilir enerji hamlesi Haber

ŞA-RA 'dan Adana'da yenilenebilir enerji hamlesi

Enerjiden inşaata, turizmden endüstriye kadar birçok sektörde faaliyet gösteren ŞA-RA Şirketler Grubu, Adana'daki üretim tesislerinde önemli bir yenilenebilir enerji hamlesi yaptı. GES yatırımları kapsamında fabrikalarının çatılarına güneş enerji panelleri kurulumu gerçekleştiren grup hem enerji maliyetlerini düşürmeyi hem de çevresel etkisini azaltmayı hedefliyor. Fabrika çatıları güneş enerjisiyle üretime katılıyor Üretim kampüsünde yer alan beş fabrikanın çatısına kurulan GES, toplamda 43.166 metrekarelik bir alanı kaplıyor. 7.5 MW (7500 kWe) kurulu güce sahip bu sistem, fabrikaların elektrik ihtiyacının önemli bir bölümünü (%45 ila %50) karşılayarak, enerji maliyetlerinde de düşüş sağlıyor. Stratejik yatırım, hızlı geri dönüş Projenin, 2.5 yıl gibi kısa bir sürede kendini amorti etmesi öngörülüyor. Yıllık 7500 kWe elektrik üretimi hedefiyle, üretilen fazla enerjinin şebekeye aktarılması da planlanıyor. ŞA-RA Şirketler Grubu, bu projeyle sınırlı kalmayıp, güneş enerjisi yatırımlarını artırmayı planlıyor. Grubun kısa vadeli hedefi, 3 yıl içinde yapılacak kapasite artırımıyla fabrikaların tüm elektrik ihtiyacını güneş enerjisinden karşılamak. Uzun vadede ise 5 yıl içinde 30.000 kWe GES yatırım seviyesine ulaşılması hedefleniyor. Bu hedeflere ulaşmak için 3 MW'lık ek bir GES projesi üzerinde çalışmalar devam ediyor. Çevresel etki ve sorumluluk Bu yatırımın en önemli unsurlarından biri de çevresel faydası. Proje sayesinde yıllık 3585 kilogram karbon salınımının önüne geçilerek, daha temiz bir üretim süreci hedefleniyor. ŞA-RA, bu projeyle karbon ayak izini azaltma ve temiz enerji kullanımını artırma konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Türkiye’nin ilk depolamalı yenilenebilir enerji santral lisansını Aksa Enerji aldı Haber

Türkiye’nin ilk depolamalı yenilenebilir enerji santral lisansını Aksa Enerji aldı

Türkiye’nin en büyük halka açık serbest elektrik üreticisi Aksa Enerji, Mersin RES ön lisansının tüm izin süreçlerini tamamlayarak depolamalı yenilenebilir enerji santrali üretim lisansını almaya hak kazanan ilk şirket oldu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından verilen bu lisans, Türkiye’nin yenilenebilir enerjii hedeflerinin gerçekleştirilmesinde Aksa Enerji’nin yenilenebilir enerji yatırımlarındaki öncü rolünü ve sürdürülebilir enerji üretimine olan güçlü taahhüdünü bir kez daha ortaya koyuyor. Şirket, Türkiye’nin dört bir yanında tecrübeli ekibiyle geliştirmeye devam ettiği en son teknolojiye sahip depolamalı yenilenebilir RES ve GES santral projeleriyle bu alanda toplamda 891,41 MW kurulu güce ulaşacak. Depolamalı Enerji Santralleriyle Yeni Bir Dönem Başlıyor Aksa Enerji’nin öncülüğünde Türkiye’de enerji sektöründe yeni bir dönemin başladığını vurgulayan Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemil Kazancı, “Depolamalı yenilenebilir enerji yatırımları, enerji arz güvenliğini sağlamak ve şebeke dengesini korumak açısından kritik bir role sahip. Türkiye’nin ilk depolamalı yenilenebilir enerji üretim lisansını alan şirket olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını daha verimli kullanmayı ve enerji sektöründeki dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz. 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji portföyümüzü genişleterek, portföyümüzün %25’ini yenilenebilir kaynaklardan oluşturmayı planlıyoruz. Bu stratejik hedefimizin bir yansıması olarak kuracağımız santrallerle ülkemizin enerji arz güvenliğine katkı sağlarken sürdürülebilir enerji üretimi stratejimizi de hayat geçireceğiz.” dedi. Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Dönüşümüne Güçlü Katkı Aksa Enerji, Mersin’de lisansını aldığı 100,08 MW’lık kurulu güçteki Mersin RES depolamalı rüzgar enerji santraliyle birlikte toplamda 665,91 MW depolamalı rüzgar santrali ve 225,5 MW depolamalı güneş santraliyle toplamda 891,41 MW’lık portföye sahip durumda. Ayrıca Aksa Enerji mevcut portföyünü genişletmek için çalışmalarına devam etmektedir.

IC Enterra Yenilenebilir Enerji'den 3,1 milyar TL gelir Haber

IC Enterra Yenilenebilir Enerji'den 3,1 milyar TL gelir

IC Holding’in enerji sektöründeki uzmanlığıyla yenilenebilir enerji alanında güçlü adımlar atan IC Enterra Yenilenebilir Enerji, 2024 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Kamu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayınlanan bilanço sonuçlarına göre 2024 yılında toplam gelirleri 3,1 milyar TL’yi bulan IC Enterra Yenilenebilir Enerji, yılı yaklaşık 2 milyar TL net kâr ile tamamladı. Aktif toplamı 38,3 milyar TL’ye ulaşan IC Enterra, 2024 yılında da güçlü nakit akışını korudu. 2024 yılında dokuz hidroelektrik santralinde toplam 1.053 GW saat elektrik üreten şirket, YEKA Erzin-2 güneş santralinin de devreye girmesiyle birlikte 2025 yılında elektrik üretimindeki gücünü daha da artırmış olacak.   “2024 YILI PROJE GELİŞTİRME VE YATIRIMLAR AÇISINDAN İYİ BİR YIL OLDU” 2024 finansal sonuçlarını değerlendiren IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, “Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz halka arz sürecimiz oldukça başarılı geçti. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkı sağlamayı sürdürdük. Hatay’da toplam mekanik kurulu gücü 136 MWm olan YEKA Erzin-2 GES projemizi kademeli olarak devreye aldık. Yıl içinde küresel pazarlarda ilk adımı İtalya ile attık. İtalya’da toplam 108 MW kapasiteli 2 RES projesinin yatırım süreçlerini devam ettiriyoruz. Yine bu ülkede greenfield ilave rüzgâr ve güneş projeleri geliştirme faaliyetlerini yürütüyoruz” dedi. “YATIRIMCILARIMIZA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME VAAT EDİYORUZ” IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarlarda büyüme stratejisini sürdürdüğünü belirten Taşkın Kızılok şunları söyledi: “Erzincan’da 61 MW’lik Bağıştaş Hibrit GES Projesi’yle ilgili yatırım çalışmalarımız devam ediyor. Toplam kurulu gücü 485 MW olacak depolamalı RES ve GES yatırımlarıyla ilgili de çalışmalarımız mevcut takvimimiz doğrultusunda ilerliyor. IC Enterra olarak güçlü finansal yapımız, kârlı iş modelimiz ve değerlerimizle yatırımcılarımıza sürdürülebilir bir büyüme vaat ediyoruz. Yenilenebilir enerji sektöründe öncü olma vizyonumuzla, yeni teknolojiler ve verimliliği artıracağız.” 

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerekiyor Haber

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerekiyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, toplam elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 42’ye çıkaran Türkiye’nin, enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir seviyeye ulaştığını söyledi. Dünyada 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasının hedeflendiğini hatırlatan Gültepe, bu hedef doğrultusunda Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerektiğini vurguladı. TİM tarafından düzenlenen Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalıştayı, İstanbulda gerçekleştirildi. İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü ve Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr. Adnan Midilli’nin moderatörlüğündeki çalıştayın açılışında konuşan Gültepe, Türkiye’nin kurulu yenilenebilir enerji kapasitesiyle dünyada 11’inci, Avrupa’da ise beşinci sırada yer aldığını bildirdi. Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi başta olmak üzere birçok alanda büyük yatırımlarla küresel rekabet gücünü arttırdığını anlatan Gültepe, şöyle devam etti: “TİM olarak bu gelişimi desteklemek, ihracatçılarımızın önünü açmak, katma değerli ihracat kapasitemizi artırmak için iki yıl önce Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu’nu kurduk.Yenilenebilir enerji ürünlerini ihraç edebilmek için, aynı zamanda iyi bir kullanıcı olmamız gerekiyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi 2023 yılı sonu itibarıyla 58,8 gigavat seviyesine ulaştı. Bu kapasitenin önemli bir kısmı hidroelektrik enerjisi oluşuyor. Ülkemiz, toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 42’ye çıkararak enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir seviyeye ulaştı. Özellikle güneş enerjisinde dikkat çekici artışlar kaydediyoruz. 2023 yılı itibarıyla güneş enerjisi kapasitemiz 9,7 gigavata ulaştı. Bu büyüklük ülkemizin güneş enerjisinde bölgesel lider olma hedefine önemli bir katkı sağlıyor. Rüzgâr enerjisi kapasitemizi de 2023 yılı itibarıyla 10,3 gigavata çıkardık. Bu kurulumlarda yerli üretim ve tedarik, bizim için son derece önemli. Çünkü bu teknolojileri hem ülkemizde kullanıp, hem de dünyanın dört bir köşesine ihraç etmek istiyoruz. Bu anlamda başarılı bir grafik çizdiğimizi söyleyebilirim. Ancak, küresel hedeflere ulaşmak için daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Dünyada 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması hedefleniyor. Bizim de bu hedefe kapsamında yenilenebilir enerji kapasitemizi yıllık ortalama yüzde 16,4 artırmamız gerekiyor. Bu gerçekten hareketle düzenlediğimiz çalıştayımızda sektör temsilcileri ve ekosistem paydaşlarımızla yol haritamızı belirleyeceğiz.” TECDELİOĞLU: YENİLENEBİLİR ENERJİNİN BÜYÜKLÜĞÜ 1,2 TRİLYON DOLAR TİM Başkanvekili ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı Çetin Tecdelioğlu da, konuşmasında sanayiyi geliştirmek ve özellikle katma değerli ihracatı artırmak için yenilenebilir enerji konusunu büyük bir ciddiyetle ele almak zorunda olduklarını vurguladı. Tecdeliğolu, “2023’te yenilenebilir enerjinin büyüklüğü 1,2 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor. Bu büyük pastadan Türkiye, yüzde 1,5 gibi çok küçük pay alıyor. 2023’te pazarın büyüklüğünün 2,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu tarihe kadar ülkemizin alüminyumunu, bakırını, paslanmazını, kimyasal grubunu birçok başlıktaki mevcut kaynaklarımızla dünyanın beklentilerini karşılayacak hale getirip katma değerli ihracatımızı artırabiliriz. İşte bu hedef doğrultusunda farkındalığı artırmak için buradayız.” dedi. İş dünyasının hayatına son dönemde Yeşil Taksonomi diye bir kavram girdiğini belirten Tecdelioğlu, şöyle devam etti“Bu kavramı önümüzdeki dönemde çok duyacağız. Taksonomi nedir, bizi nasıl etkileyecek? Geçtiğimiz günlerde Taksonomi Yönetmeliği yayımlandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, firmaların yaptığı sürürülebilirlik raporlarını bu yönetmelikte çerçevesi çizilen kriterleri taşıyorsa kabul edecek. Yani Taksonomi Yönetmeliği sürdürülebilirlik raporlarının Bakanlık tarafından belirlenmiş reçetesi olacak. 2027 yılından itibaren SPK’ya kayıtlı, Bankacılık Kanunu kapsamındaki işletmeler tüm sigortacılık işletmeleri, bireysel emeklilik şirketleri ve birçok kurum ve kuruluş artık taksonomiyi mecbur hale getirecek.” Prof. Dr. ALKİN: STRATEJİK OTONOMİ İÇİN ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI KRİTİK Prof. Dr. Kerem Alkin de konuşmasında jeopolitik risklerin ülkeleri enerji başta olmak üzere kritik sektörlerde ve alanlarda kendi kendine yeterli hale gelme arzusunu artırdığını söyledi. ‘Stratejik Otonomi’ olarak adlandırılan bu arayışta enerjinin en kritik başlıklardan biri olduğunu vurgulayan Alkin, “Türkiye başta olmak üzere bütün ülkeler enerjide bağımsızlığı stratejik bir konu olarak ele almak zorundalar.” diye konuştu.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.