Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yerel Yönetimler

Kapsül Haber Ajansı - Yerel Yönetimler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yerel Yönetimler haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

4. Ulusal Jeopark Forumu Manisa’da Toplanıyor Haber

4. Ulusal Jeopark Forumu Manisa’da Toplanıyor

Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 4. Ulusal Jeopark Forumu’nun önemine dikkat çeken Başkan Besim Dutlulu, “Bu forumun ve eğitim programının, jeopark vizyonumuzu daha da güçlendireceğine inanıyoruz” dedi. Türkiye’nin jeopark alanındaki en önemli buluşmalarından biri olan 4. Ulusal Jeopark Forumu ve Jeopark Yönetimi Eğitimi, 20–22 Kasım tarihlerinde Manisa Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek. Salihli MABEM Gençlik Merkezi’nde düzenlenecek etkinlik kapsamında ayrıca Küresel Kula-Salihli UNESCO Jeoparkı’na yönelik teknik bir gezi de gerçekleştirilecek. Program süresince, jeoparkların hedefleri, idari yapılanmaları, altyapı süreçleri ve başvuru dosyalarının hazırlanmasına yönelik kapsamlı eğitimler verilecek. Forum bölümünde ise ulusal ve uluslararası jeopark gelişmeleri masaya yatırılacak, çeşitli kurum ve uzmanlar tarafından jeopark projeleri sunulacak. Başkan Dutlulu, “Jeoparkımızı eğitim ve bilimle geleceğe taşıyoruz” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, etkinliğin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı, yalnızca Manisa’nın değil Türkiye’nin dünya mirasına açılan kapısıdır. Bu forumun ve eğitim programının, jeopark vizyonumuzu daha da güçlendireceğine inanıyoruz. Jeoparkımızı bilimle eğitimle ve sürdürülebilirlik anlayışıyla geleceğe taşıyoruz.” Manisa Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle gerçekleşecek etkinlik, jeopark alanında çalışan uzmanlar, akademisyenler, yerel yönetimler ve ilgili kurumları bir araya getirerek Türkiye’de jeopark bilincinin gelişmesine katkı sağlayacak.

Artan Maliyetler Turizmi Olumsuz Etkiledi Haber

Artan Maliyetler Turizmi Olumsuz Etkiledi

TÜRSAB Marmaris Bölge Temsil Kurulu Başkanı Suat Esin, Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, basınla buluştu. Aida Beach Restaurant’ta gerçekleşen toplantıda açıklamalarda bulunan Başkan Esin, “2025 sezonunun ilk aylarında düşük doluluk oranları yaşandığını, Temmuz’un ikinci yarısında ise fiyat indirimleriyle iç pazarda hareketlilik başladı. Temmuz’un ikinci yarısında büyük otellerin yüzde 40-50 civarında indirim yapmasıyla Türk turist sayısında artış yaşandı. Ancak Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz’un ilk yarısına kadar ciddi sıkıntılar yaşadık. Sezonumuz zaten 6 ay ama bu 6 ayı da dolu dolu geçiremiyoruz” dedi. YABANCI TURİST SAYISINDA DÜŞÜŞ VAR Dalaman Havalimanına inen yabancı yolcu sayısında da düşüş yaşandığını belirten Esin, şu verileri paylaştı: “2024 yılında Dalaman’a 1 milyon 936 bin yabancı yolcu geldi. 2025 yılı Ocak-Eylül döneminde ise bu sayı 1 milyon 638 bine geriledi. Yaklaşık 300 bin kişilik bir düşüş söz konusu. Bu şekilde devam ederse önümüzdeki yıllarda turizm sezonu daha da daralabilir. MALİYET ARTIŞI TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLEDİ Turizmdeki en büyük sorunlardan birinin maliyet artışları olduğuna dikkat çeken Başkan Esin, “Geçen yıla göre yüzde 150 oranında maliyet artışı yaşandı. Bu nedenle artık turizmciler kar etmiyor, sadece günü kurtarmaya çalışıyor. Pembe tablolara bakmayın, 60 milyon turist geldi deniyor ama bu rakamların hepsi gerçek turizm gelirini yansıtmıyor.” dedi. Marmaris ve bölge genelinde alternatif turizm türlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Esin, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve odalar arasında iş birliğinin önemini vurgulayarak;”Alternatif turizmleri geliştirebilmek için ciddi çalışmalar gerekiyor. Yerel yönetim, genel yönetim ve STK’lar el ele vermeli. Ancak şu anda tablo pek iç açıcı değil. Biz acentalar arasında iç denetim yapabiliyoruz ama yaptırım gücümüz yok. Bu yetkiler belediye ve devletin elinde. Standlar ve tekneler önündeki rahatsız edici görüntüler konusunda yerel yönetim, bize büyük destek verdi. Bu yıl da çalışmalar sürüyor. Turizmdeki bir diğer temel problem kalifiye eleman eksikliği. Şoförlere, acentalara meslek içi eğitimler veriyoruz ama katılım az. Kalifiye eleman bulamıyoruz, bulunanlar da 4 - 5 ay çalışıp daha uzun sezonu olan bölgelere gidiyor. Konaklama maliyetleri de astronomik boyutlara ulaştı. Artık turizmci zengin değil, aksine ayakta kalmaya çalışıyor. Bu gidişle önümüzdeki yıl düşüşün biraz daha artacağını tahmin ediyoruz. Fiyat politikası ve enflasyon dengesi yeniden düzenlenmezse, turizm sektörü için zor bir yıl olacak. “ dedi.

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele Haber

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele

Avrupa Birliği’nin finanse ettiği ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın lider kurum olduğu, UNDP tarafından yürütülen Sivil Katılım Projesi kapsamında uygulanan İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi çerçevesinde Halk Toplantısı gerçekleştirilirken İklim Eylem Merkezi de hayata geçirildi. Eskişehir’deki Ergin Orbey Sahnesi’nde gerçekleştirilen Halk Toplantısına Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Dr. Aytaç Ünverdi, TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, UNDP Sivil Katılım Projesi Hibe Yöneticisi Dilek Erarslan Meral ve Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu’nun yanı sıra belediye bürokratları, yerel yönetimler, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. İklim değişikliğine uyumun ancak ortak hareketle mümkün olduğunu vurgulayan Eylem Tuncaelli, “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi ve İklim Eylem Merkezi ile hedefimiz, Eskişehir’de iklim farkındalığını artırmak ve krize karşı güçlü bir yerel dayanışma modeli oluşturmak. Bu merkez, Eskişehirlilerin kendi şehirlerine dair söz söyleyebileceği, birlikte çözüm üretebileceği ve dayanışmayı büyütebileceği bir alan olacak. İklim krizi hepimizin ortak meselesi. Yarattığı sorunlara karşı çözümü de ancak hep birlikte üretebiliriz. Bu projenin iki önemli ayağı bulunuyor; teknik çalışmalar ve halkın katılımı. 2030 yılına kadar Eskişehir’in aşırı sıcaklıklar, sel ve taşkınlar, orman yangınları ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı risklerden nasıl etkileneceğini belirliyoruz. Bu çalışmayı bitirmek üzereyiz. Böylece karşılaşacağımız riskleri netleştirip, kentin en kırılgan gruplarının nasıl etkileneceğini görecek ve kenti daha dirençli hale getirecek adımları planlayacağız. Bu projenin süresi sona erse bile Eskişehir halkının iklim krizine karşı bu çalışmayı sahiplenerek sürdürmeye devam edeceğine, İklim Eylem Merkezi’ni aktif olarak kullanacağına ve hep birlikte çözümler üreteceğine yürekten inanıyoruz.” dedi. Konuşmasında iklim değişikliğine vurgu yapan Aytaç Ünverdi de “Artık bu sorun uzak ülkelerin değil, bizim şehrimizin, bizim mahallelerimizin gerçeği. Yazlar uzuyor, sıcaklıklar artıyor, yağışlar azalıyor, ani fırtınalar ve seller günlük yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Bu değişim yalnızca doğayı değil, tarımı, suyu, ekonomiyi, sağlığımızı ve sosyal hayatımızı da etkiliyor. İşte bu nedenle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak iklim değişikliğini en öncelikli gündemimiz haline getirdik. Bizim için mesele sadece çevre değil, kent güvenliği ve halk sağlığı meselesidir. Bu bilinçle Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce önderliğinde hem iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak hem de şehrimizi bu yeni koşullara uyumlu hale getirmek için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu yıl Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde gerçekleşen yangını hatırlatan ve büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ise “İklim değişikliği artık gözle görülür bir noktaya ulaşmış durumda. Seyitgazi ilçemizde 2019, 2023 ve son olarak 2025 yılında büyük yangın felaketleri yaşadık. Ne yazık ki bu yangınlarda 10 şehidimiz oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Bu felaketler, iklim değişikliğinin etkilerini somut olarak gösteriyor. Seyitgazi, Eskişehir’in orman varlığının önemli bir kısmına sahip bir tarım ilçesidir. Ancak su kaynaklarımız hızla tükeniyor. 670 bin dekar ekilebilir alanımızın yalnızca 180 bin dekarını sulayabiliyoruz. Kunduzlar Barajı şu anda yalnızca yüzde 7, Çatören Barajı ise yüzde 17 doluluk oranında. Yeraltı su seviyemiz her geçen yıl düşüyor; 5-6 yıl önce 120 metreden çıkan su bugün 200 metreden çıkıyor. Bu gidişle birkaç yıl içinde içme suyu sıkıntısı yaşamamız kaçınılmaz. Bu nedenle hem kurumlarımız hem de bireyler olarak suyu tasarruflu kullanmalı, ormanlarımıza ve yeşil alanlarımıza sahip çıkmalıyız. İklim değişikliğine karşı yerel yönetimlerin iş birliği ve halkın bilinçlenmesi büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından EBB İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Şube Müdürü Sibel Benek, ESTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan Uyguçgil ile TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Proje Koordinatörü Yasemin Korkmaz iklim değişikliğiyle ilgili sunumlarını gerçekleştirdi.

Bursa’nın Turizm Kimliği Ön Plana Çıkarılıyor Haber

Bursa’nın Turizm Kimliği Ön Plana Çıkarılıyor

Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2050 vizyonlu ‘1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’ çalışmaları kapsamında toplumun tüm kesimleriyle buluşmaya devam ediyor. Bölgesel Muhtarlar Çalıştayları ve ‘Hayalimizdeki Bursa’yı Konuşuyoruz’ toplantılarıyla 17 ilçede herkesin kente dair görüş ve düşüncelerini dinleyen Büyükşehir Belediyesi, Çevre Düzeni Planı çalışmalarına sektör temsilcileriyle yapılan toplantılarla devam ediyor. Farklı sektörlerin görüş ve önerilerinin doğrudan alınabilmesi amacıyla düzenlenen toplantıların teması, bu kez turizm oldu. Proje önerileri değerlendirildi Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nda düzenlenen toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinin yöneticileri, İl Kültür Turizm Müdürlüğü temsilcileri, oda, birlik ve temsilciliklerinden turizm paydaşları katılım gösterdi. Çevre Düzeni Planı Proje Yürütücü Koordinatörü Prof. Dr. Fatih Terzi’nin sunumu ile başlayan toplantıda, turizm sektörünün mevcut durumu, geleceğe yönelik beklentileri, Çevre Düzeni Planı kararlarına yansıtılması gereken öncelikler ve Bursa’nın 2050 vizyonuna katkı sağlayacak proje önerileri değerlendirildi. “Amacımız, kentimizin hak ettiği değeri görmesini sağlamak” Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, vatandaşlar ve daha birçok paydaşla katılımcılık ilkesi doğrultusunda kapsayıcı bir plan oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Üzerinde çalıştıkları planın Türkiye’deki tüm illere örnek olacağını vurgulayan Başkan Bozbey, “1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nı hep birlikte şekillendirip ‘Kentin Anayasası’ haline getireceğiz. Bu kapsamda turizm temsilcileri ile bir araya geldik. Bursa’nın 8 bin 500 yıllık tarihi geçmişi var. Amacımız, bu denli tarihi ve kültürel mirasa sahip kentimizin turizm yönünden hak ettiği değeri görmesini sağlamak” dedi. “Bursa daha fazla değer görmeyi hak ediyor” Bursa’nın hem kültür hem de doğa turizmine hizmet edebilecek zenginliğe sahip olduğunu belirten Başkan Bozbey, “Bursa daha fazla değer görmeyi hak ediyor. Çevre Düzeni Planı’nda üzerine yoğunlaşacağımız turizm değerlerimiz ile birlikte Bursa’yı sadece sanayi ve tarım kenti değil; turizm kenti kimliğiyle tanınır hale getirip sektörden aldığımız payı artıracağız. Toplantımıza katılan hocalarımıza ve sektör temsilcilerimize teşekkür ediyorum. Sizlerin katkıları ile sadece ziyaret edilen değil, yaşanan, hissedilen ve hatırlanan Bursa hedefimize ulaşacağız” diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dicle Elektrik'ten İzinsiz GES Kurulumlarına Karşı Kritik Uyarı Haber

Dicle Elektrik'ten İzinsiz GES Kurulumlarına Karşı Kritik Uyarı

Kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli enerji dağıtımı hedefiyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hizmet veren Dicle Elektrik, şebekeyle resmi bağlantısı olmayan ya da çağrı mektubu almadan kurulumu yapılan güneş enerji santrallerine (GES) ilişkin önemli bir uyarıda bulundu. Yapılan açıklamada, dağıtım şebekesine bağlı ya da bağımsız alanlarda izinsiz olarak kurulan enerji üretim tesislerinin mevzuata aykırı olduğu ve bu tesislerin ciddi güvenlik riskleri taşıdığı ifade edildi. Şirket, bu tür kurulumların şebeke dengesini bozduğunu, enerji kalitesini düşürdüğünü ve olası yangınlara neden olabileceğini belirterek üretim tesisi sahiplerini bilgilendirme dilekçesi sunmaları konusunda uyardı. “Amaç enerji güvenliği ve kamu yararı” Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Mevzuata aykırı GES kurulumları yalnızca sistemin teknik dengesini bozmakla kalmıyor, aynı zamanda insanların güvenliğini tehdit eden sonuçlar doğurabiliyor. Çağrı mektubu alınmadan ve gerekli bilgilendirme dilekçesi sunulmadan yapılan kurulumlar, enerji arzında dengesizliklere ve ciddi can-mal kayıplarına yol açabilir. Biz bu noktada kamu yararını ve sistem güvenliğini önceleyerek gerekli yaptırımları uygulayacağız” dedi. Tespit edilen tesisler şebekeden bildirimsiz ayrılacak Dicle Elektrik, kabul işlemleri tamamlanmadan devreye alınan GES üretim tesislerinin, mevzuata göre şebekeden bildirimsiz bir şekilde çıkarılacağını duyurdu. Bu kapsamda, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği çerçevesinde yapılan düzenlemelere aykırı şekilde kurulum yapan gerçek ya da tüzel kişilerin, 60 gün içinde tesis ekipmanlarını demonte ederek parsel dışına çıkarması gerektiği bildirildi. Ayrıca, izinsiz kurulum yapan bu kişilerin üç yıl boyunca yeni başvuru yapamayacağı ve yeni kurulacak tesisler için de titiz bir denetim süreci uygulanacağı açıklandı. Dicle Elektrik, ilgili yönetmelikler kapsamında tüm kişi ve kurumları yasal çerçeveye uygun hareket etmeye çağırırken, sosyal medya ve yerel yönetimler aracılığıyla da bilgilendirme çalışmalarını sürdüreceğini bildirdi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Nilüfer’in Geleceği İçin Akademi ve Yerel Yönetim El Ele Haber

Nilüfer’in Geleceği İçin Akademi ve Yerel Yönetim El Ele

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi, imzaladıkları stratejik iş birliği protokolü ile kentsel gelişimde yeni bir dönemin kapılarını araladı. Beş yıl süreyle geçerli olacak bu protokol, iki kurumun akademik, teknik ve kurumsal kapasitelerini ortak bir vizyon doğrultusunda birleştirmeyi amaçlıyor. İş birliği; sürdürülebilir kalkınma, çevre, iklim değişikliği, enerji, inovasyon, dirençlilik, eğitim, sağlık ve sosyal sorumluluk gibi hayati alanları kapsıyor. Protokolün temel hedefi, Nilüfer'e değer katacak, bilimsel temellere dayanan, yenilikçi ve sürdürülebilir hizmetler sunmak olarak belirlendi. Protokol kapsamında, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin zengin akademik birikimi ve araştırma altyapısı, Nilüfer Belediyesi'nin projelerine entegre edilecek. Üniversite öğrencileri, belediyenin yürüttüğü projelerde staj, saha uygulaması ve uygulamalı eğitim imkanları bularak teorik bilgilerini pratiğe dökme fırsatı da yakalayabilecek. Aynı zamanda, belediye çalışanlarının mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla hizmet içi eğitim programları düzenlenecek. ORTAK PROJELERLE NİLÜFER GELİŞECEK Taraflar; Avrupa Birliği (AB), TÜBİTAK, UNDP ve Erasmus+ gibi ulusal ve uluslararası fonlara ortak projeler sunarak Nilüfer’in sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimini destekleyecek. Üniversitenin laboratuvarları, araştırma merkezleri ve uzman akademisyenleri, belediyenin planlama ve uygulama süreçlerine doğrudan bilimsel destek sağlayacak. Kente önemli katkı sağlayacak protokol Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleşti. Protokol imzalanmadan önce konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, ortak iş birliğinin yanı sıra kaynak yaratma ve sosyal dayanışma ekonomisinin buradan elde edileceğini belirterek, “Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu iş birlikleri bunlar. Özel sektörden de kamudan da Milli Eğitim’den de YÖK’ten de beslenen yapısı var. Bu kaynakları; yurtdışı kaynakları ve fonlarla koordine edip ülkemize kazandırabilirsek, hepimiz için büyük bir başarı olacaktır. Umudumuz bu yönde” dedi. Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi ise üniversitelerin misyonları arasında araştırma yapmak ve öğrenci yetiştirmenin yanı sıra kamu ve sivil toplum gibi yapılarla iş birliği gerçekleştirip ve yürütmek olduğunun altını çizdi. Nilüfer Belediyesi ile daha önce birçok protokol imzaladıklarını hatırlatan Çiftçi, “Bu da onlardan bir tanesi olacak. Umut ediyoruz ki sürdürülebilirlik başta olmak üzere çok farklı alanlarda Nilüfer Belediyesi ile üniversitemiz güzel projeler ihdas eder. Buradan güzel araştırmalar çıkar. Bu araştırmaların sonuçları hem şehrimize, hem de ülkemize faydalı hale gelecek şekilde yararlanılır” diye konuştu. İmzaların atılması ile protokol hayata geçti. Protokol kapsamındaki çalışmaların belediye ayağını Koordinasyon İşleri Müdürlüğü’nde faaliyet gösteren Planlama ve Kalkınma Ajansı (PlaKA) ile Sosyal Dayanışma Ekonomisi ve Kooperatifçilik Destekleme Merkezi; üniversite tarafındaki koordinasyonu ise Ar-Ge Koordinatörlüğü, Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü ve Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi üstlenecek. Birimlerin eş güdümünde, iş birliği kapsamında seminerler, paneller, çalıştaylar ve sergiler düzenlenerek toplumsal farkındalığın artırılması da hedefleniyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Şehirlerde Yağmur Suyu Hasadı Neden Zorunlu Olmalı? Su Kıtlığı Tehdidine Karşı Acil Dönüşüm Çağrısı! Haber

Şehirlerde Yağmur Suyu Hasadı Neden Zorunlu Olmalı? Su Kıtlığı Tehdidine Karşı Acil Dönüşüm Çağrısı!

Türkiye'nin büyük şehirleri, iklim değişikliğinin ve hızlı nüfus artışının birleşimiyle su kıtlığı tehdidiyle her geçen gün daha fazla yüzleşiyor. Barajlardaki alarm veren seviyeler ve artan su maliyetleri, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusundaki aciliyeti gözler önüne seriyor. Bu kritik tabloda, evsel kullanımdan tarıma kadar geniş bir yelpazede temiz su kaynakları üzerindeki baskıyı hafifletebilecek bir çözüm giderek daha fazla gündeme geliyor: Yağmur Suyu Hasadı. Uzmanlar, bu sistemin yeni yapılaşmalarda ve mevcut binalarda zorunlu hale getirilmesinin artık bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu belirtiyor. Peki, yağmur suyu hasadı neden bu kadar önemli ve şehirlerimizde bu dönüşümü sağlamak için yerel yönetimler hangi adımları atmalı? Yağmur Suyu Hasadı Neden Zorunlu Olmalı? Yağmur suyu hasadı, düşen yağmur suyunun toplanması, depolanması ve çeşitli amaçlarla kullanılması anlamına gelir. Bu uygulamanın şehirler için zorunlu hale getirilmesi, birden fazla hayati fayda sunar: Su Kıtlığıyla Mücadele ve Kaynak Çeşitliliği: Şehirler, içme suyu ihtiyacını genellikle barajlardan ve yer altı sularından karşılar. Yağmur suyu hasadı, bu ana kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltır ve su portföyünü çeşitlendirir. Özellikle kurak dönemlerde alternatif bir su kaynağı sunar. Maliyet Tasarrufu: Yağmur suyu, bahçe sulama, tuvalet rezervuarı, araç yıkama gibi içme suyu kalitesinde suya ihtiyaç duyulmayan alanlarda kullanıldığında, hanehalkı ve belediyeler için su faturalarında önemli düşüşler sağlar. Uzun vadede su arıtma ve dağıtım maliyetlerini de azaltır. Çevresel Faydalar: Sel ve Su Baskınlarının Azalması: Şiddetli yağışlarda oluşan yüzey akışını toplayarak şehir altyapısı üzerindeki yükü azaltır, cadde ve sokaklarda oluşabilecek sel ve su baskınlarının önüne geçer. Yer Altı Suyu Beslenmesi: Aşırı betonlaşma nedeniyle toprağa sızamayan yağmur suyunun kontrollü bir şekilde toplanması ve gerekirse yer altı suyu sistemlerine yönlendirilmesi, yeraltı su seviyelerini destekleyebilir. Kimyasal Tüketiminin Azalması: Tarımda veya peyzajda yağmur suyu kullanımı, arıtılmış su ihtiyacını azaltarak su arıtma tesislerinde kullanılan kimyasalların miktarını düşürür. Enerji Verimliliği: Su arıtma, pompalama ve dağıtım süreçleri önemli miktarda enerji tüketir. Yağmur suyu hasadı, bu süreçlere olan ihtiyacı azaltarak enerji tasarrufu sağlar ve karbon ayak izini küçültür. İklim Direnci: İklim değişikliğinin getirdiği öngörülemeyen yağış rejimlerine ve kuraklık döngülerine karşı şehirlerin dayanıklılığını artırır. Yerel Yönetimlerin Atması Gereken Adımlar Bu hayati dönüşümü sağlamak ve yağmur suyu hasadını yaygınlaştırmak için yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor: Mevzuat ve Yönetmeliklerin Oluşturulması: Zorunluluk Getirilmesi: Yeni yapılan binalarda (konut, ticari, kamusal) ve belirli büyüklükteki mevcut binaların renovasyonlarında yağmur suyu toplama ve depolama sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi. Bu sistemler için teknik standartlar ve kapasite gereklilikleri belirlenmelidir. İmar Planlarına Entegrasyon: Şehirlerin imar planlarına yağmur suyu yönetimi stratejileri ve yeşil altyapı prensipleri dahil edilmelidir. Teşvik Mekanizmaları: Mevcut binaların yağmur suyu hasat sistemleri kurmasını teşvik etmek amacıyla vergi indirimleri, hibe programları veya düşük faizli krediler gibi finansal destekler sağlanmalıdır. Teknik Destek ve Bilgilendirme: Rehberler Hazırlama: Vatandaşlar ve inşaat firmaları için yağmur suyu hasat sistemlerinin kurulumu, bakımı ve verimli kullanımı konusunda kolay anlaşılır rehberler ve eğitimler hazırlanmalıdır. Danışmanlık Hizmetleri: Belediyeler bünyesinde, sistem kurulumu konusunda teknik danışmanlık hizmeti verecek birimler oluşturulabilir. Pilot Projeler ve Farkındalık Kampanyaları: Örnek Uygulamalar: Belediyeler, kendi binalarında veya kamu alanlarında (parklar, okullar) pilot yağmur suyu hasadı projeleri uygulayarak başarılı örnekler sergileyebilir. Halkın Bilinçlendirilmesi: Su tasarrufunun önemi ve yağmur suyu hasadının faydaları hakkında geniş çaplı kamuoyu bilgilendirme ve farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir. Altyapı Entegrasyonu ve Yönetimi: Gri Su Sistemleriyle Entegrasyon: Yağmur suyu hasat sistemleri, binaların içinde gri su arıtma sistemleriyle entegre edilerek suyun birden fazla döngüde kullanılması sağlanabilir. Su Kalitesi İzleme: Toplanan yağmur suyunun kullanım amacına göre kalitesinin izlenmesi ve gerekli arıtma standartlarının belirlenmesi önemlidir. Şehirlerimizin geleceği ve su güvenliğimiz için yağmur suyu hasadı artık bir lüks değil, stratejik bir zorunluluktur. Yerel yönetimlerin atacağı kararlı adımlar, su kıtlığı tehdidini fırsata çevirerek şehirlerimizi daha dirençli ve sürdürülebilir hale getirecektir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.